İnflamatuar miyozitler i̇diyopatik mi çakışma mı paraneoplastik mi
Pilonidal sinus (kıl dönmesi) hastalığının Humidone® ile tedavisi
1. Dr. Mümin Dizman
Yeditepe Üniversitesi
Genetik ve Biomühendislik Bölümü
2. Humik maddeler kozmetik ve dermakozmetikte yaygın
olarak eski zamanlardan beri kullanılmaktadır (Wollina,
2009).
Humik maddelerin dermakozmetikteki etkileri
anti-inflammatuar (Rensburg, 2004; Lown, 2006),
anti-bakteriyal (Klöcking et al., 2000),
anti-mikrobiyal (Ansorg et al., 1978) özelliklerinden
gelmektedir .
Humik maddeler yara iyileştirmede
makrofaj savunma reaksiyonlarını uyarmakta,
sinir dokusu yenilenmesini hızlandırmakta,
doku tamirini kolaylaştırmakta (Dolidovich et al., 1992),
kollajen sentezini (Riede et al., 1992) tetiklemektedir.
3. Farmakoloji bağlamında humik maddelerin etkisi
içerdiği:
polifenoller,
polikarboksilik asitler,
kinonlar
gibi fonksiyonel gruplardan gelmektedir (Beer et al.,
2003).
Humik maddelerin insan cildinde hızlı geçmesi ve yara
iyileştirmede daha etkin olabilmesi için çalışmalar
yapılmaktadır.
Bu çalışmalardan bir tanesi de Humidone® isimli yeni
bir polimerik moleküldür.
4. Humidone® polivinilpirolidon (PVP), sodyum humat
(SH) ve polietilen glikol (PEG) ile yapılan kompleks bir
polimerik moleküldür.
Humidone® PVP’nin karbonil grubu ile SH’nin
hidroksil ve NH2 grupları arasında hidrojen bağı
oluşumu içeren kuvvetli moleküller arası etkileşimle
hazırlanmaktadır.
Bu etkileşimi gerçekleştirmede sıcaklık ve pH değerleri
PVP oranı ile beraber arttırıldığında daha kolay
karışabilir bir faz oluşturma kabiliyeti
gerçekleşmektedir.
SH/PVP/PEG polimerinin yüzey özellikleri, her bir
maddenin kendi özelliklerinden farklılık göstermiştir
(Dizman & Tutar, 2012).
5. Muhtemel bir Humidone® modeli
(R1, R2, R3, R4: fenolik gruplar, karboniller, aminler,
karboksilik gruplar, alifatikler)
6. Humidone® ‘un SEM grafı
(1% PVP, 1000C, pH 12)
Humidone® ‘un SEM grafı
(10% PVP, 500C, pH 12)
7. Pilonidal Sinüs
Pilonidal sinüs 1833’de ilk olarak Mayo ve arkasından
Anderson (1847) tarafından tarif edilmiştir.
Hastalık daha çok kuyruk sokumunda çıkmaktadır.
Hastalığa neden olan kılın genellikle dışarıdan içeri girdiği
varsayılmaktadır.
Hastalığın çok fazla oturularak yapılan mesleklere atfen bir
ismi de vardır: Jip hastalığı.
Ağırlıkça erkeklerde görüldüğü düşünülmektedir.
Şişman ve çok kıllı kişilerin hastalığa yakalanma ihtimali
daha yüksektir.
Tedavisinin sadece cerrahi yöntemler ile olacağı
düşünülmektedir. Bu yöntemler şunlardır: primer kapama,
Z-plastik cerrahisi, W-plastik cerrahisi, V-Y flep, rhomboid
flep, Limberg flep (Manterola, 1991; Bose, 1970).
9. Cerrahi teknikler %8’den başlayıp %60’e kadar varan
değişik nüks oranlarına sahiptir (Kronborg, 1986).
Bu tekniklerin hiçbiri pilonidal sinüsün cerrahi tedavisinde
ideal teknikler olarak kabul edilmemektedir (Yiğit, 2005).
Yaranın açılması ve enfeksiyon, antibiyotik kullanımı ile
hastanede kalış süresini uzatmasından dolayı ameliyat
maliyetini etkileyen en önemli iki faktördür.
Deri altı dikişleri yaranın açılmasını önlememekte ve
ameliyat maliyetini yükseltmektedir (Yiğit, 2005).
Bazı otoriteler, dip germeli dikiş kullanımının ağrıya,
rahatsızlığa ve enfeksiyona davetiye çıkardığını, bakterinin
dikişli bölgede rahatça yayıldığını belirtmektedirler (El-
Jeberi, 2001).
Çok telli ve örgü şeklindeki kendiliğinden yok olabilen deri
altı dikişleri, bakterilere kılcal geçişler sağlaması ve
yarıklarından sıvı akışına izin vermesi bakımından
iltihaplanmaya neden olmaktadır (Bennett, 1988).
10. Literatürde pilonidal sinüs tedavisinde hastaların
değişik nüks oranlarını tecrübe etmelerinden ve farklı
ağrı şikâyetlerini dillendirmelerin dolayı, pratiklik ve
yöntemin ekonomisi önem arz etmektedir.
İdeal tedavi basit olmalı, düşük nüks oranı içermeli, iş
gücü kaybı olmamalı ve oldukça ekonomik olmalıdır.
Humidone® bu ihtiyaca cevap verebilmek için
geliştirilmiştir.
11. Materyal ve Metot
Çalışma, Temmuz 2006 ile Ağustos 2009 tarihleri
arasında yapılmıştır.
İnternet ortamında kurulan bir websitesi ve İzmit’te
bulanan bir aktariye vasıtası ile gönüllülük esasında
256 pilonidal sinüs hastasına ulaşılmıştır.
Hastalara yöntemi uygulamadan önce iki tür soru
takımı yöneltilmiştir:
1. Hastanın şahsı ve problemi hakkında bilgi edinilmeye
çalışılmıştır.
2. Hasta kanama, şişlik, yanma gibi hastalığının durumu
ile alakalı konularda iyileşene kadar her hafta düzenli
olarak telefonla aranarak takip edilmiştir.
12. SORU FORMU
Tarih
Adı ve Soyadı
Yaş
Kilo/boy
Adres, e-mail, telefon
Meslek
Teşhis
Gittiği hastane
Doktoru
Ameliyat oldunuz mu?
Diğer rahatsızlıklar
Yüksek şeker
Yüksek tansiyon
Pıhtılaşma sorunu
Kansızlık
Vitamin + mineral eksikliği
Diğer
Hastalık ne zamandır var
Uzun ve kaykılarak oturuş
Fazla terleme
Dar giysi giyimi
Sigara ve alkol içimi
13. ağrı acı
akıntı
delik
sayısı
şişlik ateş kızarıklık tahriş yanma koku kaşıntı
rahat ve uzun
oturabiliyor
kanama irin mu?
düzenli
kullanım
doz
kullanımı
moral
ve
ümit
günlük
hayatınızda
aklınıza geliyor
mu?
günlük
hayatınız eskisi
gibi etkileniyor
mu?
ilk durumunuzla
kıyasladığınızda
kendinizi nasıl
hissediyorsunuz?
yöntemin
faydalı
olduğuna
inanıyor
musunuz?
14. Humidone® hastanın pilonidal sinüs olan bölgesine
yüzeysel olarak steril gazlı bezle uygulatılmıştır.
Humidone®, gazlı bezi ıslatacak şekilde verilmiştir.
Islak vaziyette problemli bölgeye dikine masaj şeklinde
müdahale edilmiştir.
Daha sonra başka bir gazlı bez Humidone® ile
ıslatılmış ve sinüslerin üstüne kapatılmıştır.
Genellikle gece uyumadan önce tatbik ettirilen
yöntemde hastanın pansumanlı biçimde sabaha kadar
kalması sağlanmıştır.
Hastanın her gün düzenli olarak yöntemi uygulaması
takiple istenmiştir.
15. Humidone® Yönteminin Yara İyileştirme Mekanizması
Humidone® pilonidal sinüs problemini birbirine bağlı
iki kadame çözmektedir:
1. Anti-mikrobiyal ve anti-inflammatuar özellikleri ile
mikroorganizmal faaliyeti sonlandırmaktadır. Burada
fagositoz olayı etkili hale gelmektedir.
2. Mikroorganizmaların etkisizleştirildiği bölgede TNF-α
gibi yara iyileştirme faktörlerinin uyarılması, çoğalması
ve işlevsel hale gelmesini sağlayarak kollajen sentezini
tetiklemesidir.
Vücudun açık bir yarayı tedavi edebilme kabiliyeti bu
mekanizma ile pilonidal sinüste de
gerçekleşmektedir.
16. Fagositoz kademesi
• Humidone® yara yatağını/boşluğunu kaplamakta ve doldurmaktadır.
• Burada mikroorganizmaların atmosferik oksijene ulaşmasını ve kandaki/çevre
dokulardaki oksijeni kullanmalarını önlemektedir. Bu etkiyi yüksek anti-oksidan
özelliği ile yapmaktadır (Klöcking, 2005).
• Humidone® fagositlerin kemotaksisini arttırmaktadır (Obminska-Domoradzka,
1993). Ayrıca, granülositlerin bakterileri yutma kapasitesini çoğaltmaktadır
(Kowalska, 1993).
• Humidone® bakteriler içine transfer edilen lizozomal enzimlerinin aktivitelerini de
arttırmaktadır (Kowalska, 1993).
17.
18. Üç kollajen α-zinciri kapsamlı değişime girme devresi
geçirmektedir. Bu dönem SH/PVP/PEG polimerindeki
polifenoller ile lizin amino asidinin hidroksilleşmesini
ve fibrin oluşumunu (glikosilasyon) içermektedir.
(Gal:galaktoz, Glc:Glikoz, Mann:Mannoz, GlcNAc: N-asetil
glukosamin, SH : sulfohidril grupları)
SH/PVP/PEG polimeri α-zincirlerin birbirlerine örgü
gibi sıkıca bağlanmasını hızlandırmaktadır. Bu örgü,
prokollajen monomeri olan üçlü bir sarmal eğridir.
N- ve C-terminal propeptidleri polifenol grupların
özel peptidaz enzimlerine etkileri ile ayrılmaktadırlar.
İşlenmiş kollajen çoklu moleküler kümeler yapmaya
başlamaktadır. Bu kümeler, çizgili lifleri oluşturmak için
birbirlerine uç uça hizalanmışlardır.
Özel amino asitler arasında çapraz bağlar
oluşturulmaktadır. Bu bağlar kollajen liflerini kararlı
hale getirmekte ve gerilme direnci sağlamaktadır.
20. 36. cı gün – Sağ üst tarafta yeni bir
sinüs ağzı belirdi
43. cü gün – Sinüs ağzı kapandı
Bu durum ameliyat tekniklerinde neden yüksek nüks oranları
olduğunu izah etmektedir. Cerrah, ameliyat esnasında sağdaki
üst deliği ve benzeri delikleri göremediği için hastalık devam
etmektedir.
21. Sonuçların Değerlendirilmesi
Hastalar
Cinsiyet
Bay 234
Bayan 22
Hastanın yaşı, yıl
15-25 81
26-36 148
37-47 23
48-55 4
Hastanın mesleği
Mühendis 26
Memur 52
İşçi 26
Şoför 43
Öğrenci 53
Ev hanımı 16
Diğer 40
Daha önce cerrahi operasyon geçirmiş olanlar 127
Pilonidalin geçmişi, ay
0-3 96
4-12 116
12-24 29
24> 15
Tedaviden önceki şikayetleri
Sadece iltihap, şişlik, ağrı 176
İltihap, kanama ve irin 80
22. Hastalık parametrelerinin nüks ile alakası
Hastalar Nüks
Pilonidal probleminin
konumu
Orta hat 176 19
Orta hat ve sağ yan 38 8
Orta hat ve sol yan 42 7
Delik sayısı 1 156 16
2 68 12
3 16 3
4 6 1
5 10 2
Düzenli Kullanım
Kullananlar 214 15
Kullanmayanlar 42 19
İyileşme süresi, gün
7-14. 46 0
15-30 53 9
31-60 121 24
61-89 23 1
90> 13 0
Tedavideki komplikasyonlar
(141 hasta)
Tahriş 110 13
Yanma 13 2
Ağrı ve kaşıntı 7 0
Kızarıklık 11 1
23. Hastanın psikoljik durumunun irdelenmesi
0-15 gün 16-30 gün 31-90 gün
Evet Hayır Evet Hayır Evet Hayır
İyileşme ümidi var mı? 176 80 204 52 248 8
Morali yüksek mi? 215 41 248 8 253 3
Günlük hayatı eskisi gibi etkileniyor mu? 157 99 28 228 4 252
Günlük hayatında aklına geliyor mu? 193 63 53 203 14 242
İlk durumla kıyasladığında kendisini daha iyi
hissediyor mu?
13 243 127 129 227 29
24. Sonuç
Pilonidal probleminin çözümü için ilk teşhiste cerrahi
teknikler uygulanması gereksizdir.
Tedavide öncelikle ilaç ile çözüm aranmalıdır.
Yara iyileşmesini engelleyen eksik faktör yerine konursa
yara iyileşecektir (Ciğer, 1996).
SH/PVP/PEG gibi humik madde türevleri pilonidal sinüs
tedavisi için ideal yara iyileştirme maddeleri olabilir.
Humidone® polimerinin pilonidal sinüs tedavisinde
topikal uygulaması düşük nüks oranlarına sahiptir.
Yöntemin başarısı topikal olarak düzenli kullanmayı
gerekmektedir.
Humidone® sinüs açıklarından enjekte edildiğinde daha
hızlı bir iyileşme sağlanabilir.