Endüstri Mühendisliği - Yöneylem teknikleriyle Sağlık Tedarik Zinciri Modellemesidir. Maalesef dünya bu yöntemleri taşıyacak kadar deterministik değildir. Zaten sonraki aşamada fiili model denemesi planlanmış.
Tahmin ve internet tabanlı kolaylaştırmaya dayalı bir çalışma. Haiti' de elektrik kesintileri, internet erişim kesintileri, İngilizce - Fransızca - yerel dil, düşük eğitim profili, ada olmaktan kaynaklanan lojistik zorluk, fakirlik, kolera salgını,... engellere rağmen iyileşme sağlanmış.
Tahran' daki 5 hastanenin Tedarik Zinciri incelenmiş ve temel sorunun ortamdaki belirsizlik olduğu ortaya çıkmış. Kısıtlar Teorisi tarzında bir çözümleme yapılmış.
McKinsey Sağlık Tedarik Zinciriyle, FMCG Tedarik Zinciri karşılaştırıyor. Sağlık Tedarik Zincirindeki iyileştirme fırsatına ve toplumsal boyutuna dikkat çekiyor.
Endüstri Mühendisliği - Yöneylem teknikleriyle Sağlık Tedarik Zinciri Modellemesidir. Maalesef dünya bu yöntemleri taşıyacak kadar deterministik değildir. Zaten sonraki aşamada fiili model denemesi planlanmış.
Tahmin ve internet tabanlı kolaylaştırmaya dayalı bir çalışma. Haiti' de elektrik kesintileri, internet erişim kesintileri, İngilizce - Fransızca - yerel dil, düşük eğitim profili, ada olmaktan kaynaklanan lojistik zorluk, fakirlik, kolera salgını,... engellere rağmen iyileşme sağlanmış.
Tahran' daki 5 hastanenin Tedarik Zinciri incelenmiş ve temel sorunun ortamdaki belirsizlik olduğu ortaya çıkmış. Kısıtlar Teorisi tarzında bir çözümleme yapılmış.
McKinsey Sağlık Tedarik Zinciriyle, FMCG Tedarik Zinciri karşılaştırıyor. Sağlık Tedarik Zincirindeki iyileştirme fırsatına ve toplumsal boyutuna dikkat çekiyor.
DMO, diğer OECD ülkelerindeki gibi merkezi alım ve kamu için ortak tedarikçi olma eğilimindedir. Böylece stoklar paylaşılabilecek, aşırı alımlar bitecek, ölçek ekonomisi sağlanacaktır. İlaç ve Tıbbi Sarf Malzemesi DMO gündemindedir.
Cari Kakınma Planıdır, KOBİ - girişimci - inovasyon - yerli sermaye vurguludur, sağlık - lojistik öncelikli sektördür, kamu desteğiyle büyüme modelinden söz edilir. SCHAIN bu gruplamaya uygundur.
Sağlık Bakanlığı 2013/09 sayılı genelgeyle bağlı kurumlardaki ilaç, tıbbi sarf malzemesi yönetimini düzenlemek istiyor. Problemler tespit edilmiş, çözümler eski paradigmaya ait...
LODER ve MTSO tarafından düzenlenen IV. Ulusal Lojistik Proje Yarışması Bireysel Kategoride ödüle layık görülen projemdir. Perakendeciler için Lojistik firmaları tarafından işletilen "tamamlama-replenishment" servisidir.
DMO, diğer OECD ülkelerindeki gibi merkezi alım ve kamu için ortak tedarikçi olma eğilimindedir. Böylece stoklar paylaşılabilecek, aşırı alımlar bitecek, ölçek ekonomisi sağlanacaktır. İlaç ve Tıbbi Sarf Malzemesi DMO gündemindedir.
Cari Kakınma Planıdır, KOBİ - girişimci - inovasyon - yerli sermaye vurguludur, sağlık - lojistik öncelikli sektördür, kamu desteğiyle büyüme modelinden söz edilir. SCHAIN bu gruplamaya uygundur.
Sağlık Bakanlığı 2013/09 sayılı genelgeyle bağlı kurumlardaki ilaç, tıbbi sarf malzemesi yönetimini düzenlemek istiyor. Problemler tespit edilmiş, çözümler eski paradigmaya ait...
LODER ve MTSO tarafından düzenlenen IV. Ulusal Lojistik Proje Yarışması Bireysel Kategoride ödüle layık görülen projemdir. Perakendeciler için Lojistik firmaları tarafından işletilen "tamamlama-replenishment" servisidir.
1. İSRAİL İZLENİMLERİM, Mart 2015
Vize almamgerekti,ücretsizdiamayine de vize vardı.Gitmedenönce NIS – Şekel buldum,
bizde kolay rastlanılan bir para birimi değil. Kur lehimize, kabaca 1,50NIS = 1TL.
“Pasaporta damga bastırma” uyarısıyla çekinerek gittim. Pasaportum evlere şenlik, bir
haftaSuudi Arabistan,9 ay Mısır, birhafta Endonezya, Türkmenistan, 5 ay Rusya,… Girişte
kolaydı,pasaportadamga basılmadı,turnikeleri açacakrenkli birbiletbasıpverdiler.Kendi
vatandaşlarıparmak izli,retina taramalıself-checkkiosklardan ülkeye giriş yapabiliyordu.
Teknoloji !
Son derece askeri idareli, hi-tech ve çölden ibaret bir ülke bekliyorum, göreceğiz
bakalım…
Kısıtlar Teorisi literatüründe söz sahibi, en kıdemlilerden Eli Schragenheim ile tanışma
fırsatım oldu. Beni evinde kabul etti. Taksideki navigasyon sokak adı ve kapı numarasıyla
kolayca evi buldu. Bahçe içinde, iki katlı, müstakil bir evdi. Ferah salon güzel
görünümlüydü,7kolluşamdanıfark ettim. Çalışma köşesini de salona yerleştirmişti. Çok
mütevazi bir adam, kitaplarımı imzaladı, birlikte oturduk, eşi ve torunuyla da tanıştırdı.
İçeriye ayakkabıyla girilmesi bizde alışık olunmayan bir durum. Arabası pasaklıydı,
bakımsızdı ve umurundabile değildi.Olgun, güngörmüş bir adamdı. Beni aile şirketlerine
bıraktı.
Şirketi de oldukça mütevazi buldum, yazılım işi yapıyorlar, açık ofis olarak düzenlenmiş.
Giriştenparmakizi okutuyorlar,COO bile çıkarken okutmasını yaptı. Self servis bir mutfak
alanı var, kahve, cips, kraker, poğaça, meyve vb koyulmuş, mikrodalga ve buzdolabı var.
İçeride rahatlama salonu adı altında bilardo masası, rahat koltuklar vb olan bir bölüm var.
Misafirler için wi-fi var. Sonradan anlıyorum ki ülkenin neredeyse tamamında free wi-fi
olanağı sağlanmış, hücresel veri (3G) neredeyse gerekmiyor. Bu aslında devletin hem
vatandaşları için bir servisi hem de cihazları ve dolayısıyla vatandaşlarını dijital olarak
izlemenin bir yöntemi. Ben de “kabul ettim” tıklayarak sisteme katılıyorum.
Bize benzediklerini düşündüm, tenrengi aynıancak çoğunda gözler renkli. Oldukça atletik
görünüyorlar, saçlar genellikle çok kısa kesimli. Ortamdaki toz, sıcak hava, askeri eğilim
düşünülürse makul bir tercihe benziyor. Sıcak kanlı insanlar, önyargısızlar. Ülke genel
olarakMısır’dan temizamaİstanbul kadartemizdeğil.Zenginbölgeler, marina vb var ama
genelde sahayayayılmışazkatlıbir yerleşimsözkonusu.Emniyetana unsur. Caddeler kısa
aralıklarla ışıklarla ve kavşaklarla bölünmüş, hızlanarak bir yere çarpmak gibi sıra dışı
faaliyetler zor görünüyor.
Toplutaşıma zayıf,nüfusyoğunluğu az olduğu için büyük araçlarla ana güzergahta taşıma
ve küçük araçlarla tali güzergahları ana güzergaha bağlama mantığı var. Dolayısıyla bir
yerden bir yere toplu taşımayla giderken iki aktarma normal sayılıyor. Büyük araçlar aynı
zamandahedef riski olarakdeğerlendiriliyor.AVMgirişlerinde aynıgerekçeylesıkıgüvenlik
var.
17 yaşını tamamlayan tüm kızlar ve erkekler merkezi bir seri sınava giriyor, sadece bilgi
değil aynızamandapsikometrikdeğerlendirme de yapılıyor. Katılımcılara bilgi veriliyor ve
askeri teşkilatiçindeuygunbölümlere yönlendiriliyorlar.Elitbirimler için ayrıca ek sınavlar
da yapılıyor. Ülkenin 17 yaşındaki en seçkin %2 lik dilimine yoğun bir eğitim yatırımı
yapılıyorve sadece 7 yıllık mecburi hizmetten sonra “iş kurmak” üzere serbest bırakılıyor.
Kızlar 2 yıl, erkekler 3 yıl askerlik yapıyorlar, herkes silah kullanmayı biliyor, 40 yaşa kadar
her sene 2 hafta tekrar eğitime çağrılıyorlar ve her defasında başka bir birimde çapraz
2. eğitim uygulanıyor. Yolda karşılaştığınız herhangi bir hem tezgahtar hem tank topçusu
çıkabiliyor! Askeri referans olmadan sivilde çalışılamıyor. Genellikle atletikler, kısıtlı
olanaklar nedeniyle aşırı yeme eğilimi yok ve spor çok önemseniyor.
Ülke prensipolarakdüz,bisiklet,elektrikli bisiklet,motorsiklet yaygın. Arabaların çoğunda
bisiklet askısı göze çarpıyor. Şehir içinde kiralık bisiklet istasyonları var, bir noktadan
kiralayıp bir diğerinde bırakabiliyorsunuz. Çocuklar için ilave koltuk çoğu bisiklette hazır
bulunuyor. Outdoor aktivitelere de ilgi büyük. Sırt çantası kullanımı çok yaygın.
Kısıtlı olanaklarla iklimin elverdiği ölçüde ülke yeşertilmiş, tohum ıslahı, damla sulama,
desalinasyon, nükleer enerji derken sıradan çölü “yuva” yapmayı başarmışlar. Arap
ülkelerindeparaolduğuhalde budenli bayındırhale gelemeyişleri vizyoneksikliğindenolsa
gerek. İsrail’in nüfusu sadece 8 milyon, tüm dünyadakileri toplasanız 16 milyon ediyor,
İstanbul kadar. Bu insanlar için İsrail gerektiğinde sığınılacak kurtuluş yeri, her sene
kendiliğinden ve büyük miktarlarda parayı ülkelerine bağışlıyorlar, sürekli nakit girişi var.
Ülkede herkesin İbranice, Arapça, İngilizce konuşabiliyor olması çok havalı. Müslüman
olmama rağmen Arapça bilmeyişimi ayıpladılar. Üstelik alfabe ve yazma yönünün farklı
olması İngilizce öğrenmeyi onlar için zorlaştırıyor. Ülkenin resmi dili İbranice VE Arapça!
İsrail vatandaşlarının %20 si Arap ve Yahudi değil. Onlar için pozitif ayrımcılık uygulanıyor,
tabelalarüçdilli,işe alımlardadevlet %20 kontenjanı Araplar lehine kullanıyor. En bilinen
Türkler Atatürk, Erdoğan, İbrahim Tatlıses, Orhan Gencebay… Atatürk çok takdir ediliyor.
Yahudilik, İslama oldukça benziyor. Sünnet oluyorlar, domuz yemiyorlar, koşer ile helal
neredeyse aynı, kadınlar arka planda, baş örtülüyor, tek Allah inancı var… Ülkede huzuru
sağlamaküzere aşırı dincileri (Haramid)Kudüs’te bir araya getirmişler, onların çalışması ve
askere gitmeleri gerekmiyor. Devlet maaş veriyor, işleri İsrail’in bekası için dua etmek ve
geleneksel Yahudi inanç-hayat tarzını yaşatmak. Bunlara ek olarak çalışmasına izin
verilmeyenArapkökenli İsrail vatandaşları da düşünüldüğünde nüfusun yarısı çalışamıyor.
Bu durumdadiğeryarının üzerindekiyükiyice artıyor,üstelikHaramidlerçokçocuk yaparak
hızla çoğalıyor. Bu da İsrail hükumetini düşündürüyor.
Kuruluşundanbuyana sağ – sol bloklarda ama sürekli koalisyonla idare edilmişler. İktidar
olsa işler hızlanabilirdi ancak hassas coğrafyada stabilite-denge kavramları hızdan daha
önemli olmuş. Bu seferki seçimde sol blok avantajlı görünüyor ancak %16 ile ülkenin en
büyük partisi olan Netanyahu sağ bloktan bir parti olduğu için kafaları karışık.
Kısıtlar Teorisini oluşturanEliyahuM.Goldrattİsrail’li.Fizikdoktoru.Arap-İsrail savaşlarının
her üçünde de muharip olarak görev almış. Hiç özel sektör deneyimi yok. Temel
Bilimlerdeki bakış açısını Beşeri Bilimlere uygulayarak büyük fark yaratmış, kendini bunu
yaymaya adamış. Şirketi 1899 model bir binada çalışmaya devam ediyor, binanın özellikle
dış dokusubüyükölçüde korunmuş,içinde teknolojiye uygun bazı düzenlemeler yapılmış.
Bizdekinin aksine görevli çaycı vb yok, herkes kendi işni kendisi görüyor. Açık mutfak,
buzdolabı,mikrodalga,kraker,poğaça,meyve,..var.Misafirleriçinbahçede saklamakapları
içinde gelen az sayıda çeşit açık büfe sunuluyor. Plastik bardak, tabakla kendi servisimizi
alarak masalara dağıldık. Goldratt çalışanları da iyi ev sahipleri olarak masalara dağıldı.
Yemek temiz, leziz ve yeterliydi.
Sunumlar projeksiyonla yapıldı, genellikle slayttı, film izledik, simülasyon yaptık, bazı
çalışmalarabizzatkatıldık.Her soru ve sorunumuzlayakındanilgilendiler. Mümin Sekman’
ın anlattığı gibi B-İLGİ kelimesinin öyküsünü anlattım (bilginin %80 i ilgidir) ve Goldratt’ ın
mezarını ziyaret etmek istedim. İlgilendiler, organize ettiler. İlk defa Yahudi mezarlığı
gördüm. Bunun lüks bir versiyon olduğunu söylediler. Başımı bir şapka ile örtüp girdim.
3. Yağmurlu bir gündü ama çamura batmadım. Mezarlığın bizdeki
gibi bir yön kavramı yoktu, ayrıca tabiri caizse bir park gibi
düzenlenmişti.Dallara takılan ruh kovalayanların tatlı şıkırtısı fon
oluşturuyordu. Mezar taşları genellikle ham kaya parçalarıydı,
ziyaretçilerkabirinüzerine taş bırakarak “taş üstüne taş koymuş”
oluyorlar. Ayrıca Hristiyanlar gibi mum yakıyorlar ve uzun süre
yanması için IKEA kutular bırakmışlar (İsrail’de bir IKEA mağazası
var, Hayfa’da). Kabirlerin içlerinde de hortumlara bağlı damla
sulama var, sürekli yemyeşil kalıyorlar. Goldratt’ ın kabirinin
başında bir bank ve plastik kutu içinde kitap örnekleri var.
Bankta oturup, kitap okuyabiliyor ve rahmetliyle sohbet
edebiliyorsunuz Kişisel eşyalarının ve literatürdeki kitapların
sergilendiği kütüphaneyi de gördüm. Kitapların büyük kısmını
okuduğumu fark edince kendimle gurur duydum Goldratt’ ın
kızı Efrat Ashlag-Goldratt ile tanıştım, kitabımı imzalattım. Isn’t It
Obvious? isimli kitabı Türkçe’ ye tercüme ettiğimi öğrenince
sevindi. ABD de yerleşik TOC University için düşünce pratiği
yapılıyordu. Henüz Türkiye’de kurumsal bir varlıkları yok, Türk
müşteriler olmuş ama devam eden bir uygulama henüz yok.
LODER-MTSO Ulusal Proje Yarışmasında Birincilik alan eserimin
bu literatürde olması onları da heyecanlandırdı.
4 günlük TOC4EFC = Theory of Constraints for Ever Flourishing
Company adı altında Kısıtlar Teorisi için giriş eğitimiydi. Benim
seviyemehafif geldi,onlar da fark etti ve Simulasyon ile ilgili bir kitabı
hediye ederek ilave fırsat yaratmaya çalıştılar. Ayrıca danışmanlarla
tanışma ve uzaktan eposta veya telefonla soru-cevap olanağına da bu
vesileyle kavuştum.
Cuma günü 16:00 dan başlayarak tüm Cumartesi günü hayat duruyor, Şabat denilen
dini hafta sonu tatili. Aslında hiç makine kullanmamaları bekleniyorken, Tel-Aviv
(Seherdeki çiydamlasıanlamında) gibi büyükşehirlerde eğlence hayatı devam ediyor.
Yine de etrafta hazır mevziler, sığınaklar görülebiliyor. 1990 sonrası bina
yönetmeliğinde sığınak zorunlu tutulmuş. Her evde bir “safe room” var, özel kapı-
pencere sistemli,nükleer-kimyasal serpintiye karşı 2-3 gün dayanma kapasiteli, uygun
maske-eldiven vb donanımlı. Siren çaldığında herkes ne yapacağını biliyor. Japonların
depremle yaşamayaalışmasıgibi, İsrail’dekiler de savaşla yaşamaya alışmış. Herkesin
kendisiyleilgili kişiselsayılabilecek füze hatırası var Iron Dome adıyla bilinen sistem
ülkeye yönelen füzeleri havada imha ediyor. İsrail Başbakanını bir İsrail vatandaşı
öldürdüğünden bu yana İsrail vatandaşları da aynı şekilde izleniyor. Halk artık bu aşırı
izleme (1984-Big Brother is watching us) halinden bunalmış.
“Kudüs’te Cuma günü maraton varmış, şehir kapatılmış” denildiğinde şaşırdım. Koca
bir şehir nasıl kapatılır ki? Ancak ihtiyaçlar icatları doğurmuş. Filistin olarak bilinen
topraklarıniçindenbirkoridoraçılmış,iki ayrı otoyol yapılmış ve çevresi duvarlarla, tel
örgülerle kapatılmış.ZavallıFilistinlilerinkimlikleri yok,pasaportlarıyok,okul-hastane-
postane hiçbir şeyleri yok, açık cezaevi gibi.. Olay çıkmasın diye sürekli ikili – üçlü
timlerdevriyegeziyor,kontrol noktalarıvar. Dolayısıyla otoyolların üzerindeki kontrol
noktalarını kapatınca şehre giriş-çıkışı kapatabiliyorsunuz.
4. Ülkeyi kuzeyden güneye kat eden üç ana otoyol güzergahı var. Bunlara plaka okuma
sistemleri yerleştirilmiş.Böylece yol geçişücreti toplanıyor,radarlahızkontrolüyapılıyorve
araçlar arası emniyetli mesafe kontrol ediliyor. Bu mesafe kontrolü sanılanın aksine trafik
için değil, bir sonraki aracın plakasını doğru okuyabilmek için gözetiliyor. Hem
ücretlendirmehemde sahidengüvenlikamaçlı.Plakaokunamazsakısasüre zarfında askeri
timkenaraçekmenizi istiyor,gerçek zamanlı gerçek kişili veya online kontrollü bir izleme
sistemi var. Bizde Fatih köprüsüne “yeni teknoloji” olarak gelen bu sistem İsrail’ de on
yıllardır fiilen kullanılıyor!
Kudüs= Jerusalem,barışanlamında,özel birşehir.Aynımabedin içi Müslümanlar için, yan
duvarı ve altı Yahudileriçinkutsal kabul ediliyor.Hristiyanlığın merkezi denilince çoğumuz
Vatikan’ıdüşünüyoruzoysaHz.İsa’nındoğduğu,yaşadığı,yakalandığı,sonyemeğini yediği,
çarmıha gerildiği,göğe yükseldiği yerlerhepburalarda,çoğunlukla da Kudüs’te. Dolayısıyla
Hristiyanların Hacı rotası da burası. Çok sayıda ziyaretçi var, tam bir festival. Kente Jafa
Gate içindengeçerekakşamvaktinde girdim.Kapalıçarşıyıve Mardin’i andıran sokaklardan
geçerekMüslümanbölgesinegeldim.Mescid-i Aksa’nıngirişinde Arapgönüllülerrehberimi
durdurdular, bana da kimlik sordular, ben içeri girdim. Daha önce Mescid-i Haram /
Mekke’de Müslüman olmayı bir ayrıcalık olarak hissetmiştim, yine oldu. Bana her yer
serbestti ama diğerleri buraya giremiyordu. Ayrıca İslam alemi içinde de Türk olmayı
ayrıcalıklı buluyorum, rağbet görüyorum, zaten bu alemdeki tek laik ülke ve fiilen en
müreffeh olanı, ülkemle yine gurur duyuyorum
Akşam namazına yetiştim. Mescid-i Nebevi / Medine ve Mescid-i Haram / Mekke’den sonra İslamda önemli kabul
edilen Mescid-i Aksa / Kudüs’ ü de görmeyi nasip ettiği için Rabbime şükrettim. Cemaat azdı. Halılar Türkiye’den
gelmişti. Direk diplerinde sadece Arapça Kur’an bulunuyordu. Daha sonra çıkıp Kubbet-üs Sahara’ ya gittim. Altın
kaplamalıkubbesi,somaltındanyapılmışve Türkiye’dengelenmahcemi
ve Osmanlı çini işçiliğiyle karanlık gecede bile güzel görünüyordu. İçeri
girip, aşağıya indim. Gönüllü bir Arap cemaat polisi vardı, ona rağmen
kendi başımaibadetedebildim.Duygulandım.Tümpeygamberlerin safa
geçtiği yerde, Hz.Muhammed’ in imamlık ettiği yerde, göğe yükseldiği
yerdeydim! Ziyaretçilerin arasından Türk olanları elimle koymuş gibi
seçtim, tebessümettik. Yüksek tavanların tamamında ahşap iskelelerle
emniyete alma çabası fark ediliyordu. Aslında İsrail mescidin altında
tünel kazmıyordu, o tüneller senelerdir zaten oradaydı. Yine de
arkeolojikçalışmalarzamanzaman tavandan dökülmelere yol açtığı için
telaşlanmak normal sayılmalı…
5. Daha sonra aynı mabedin yan duvarına geçtim, meşhur ağlama duvarı, Western
Wall! Yahudi inancına göre kafama kipa geçirdim, duvara gittim, alıştığım gibi dua
ettim, diğerleri gibi dilek tuttum. Sinagoga girdim, çok mütevaziydi, daha önce
kilise ve camilerde görmediğim şekilde içeride kütüphane vardı. Her dilde
hazırlanmış ahit kitabı (eski ahit=Tevrat ve yeni ahit=incil bir arada). Peşinden de
tünellere indim. Rehberim gönüllü polisti, kimliği sayesinde aylar öncesinden
rezervasyon yaptırmaya gerek kalmadan tünele girebildim. Bulduğum ilk turist
kafilesinin arasına karışarak tüneli gezdim, etkilendim. Öncelikle seyirlik hale
getirmişler, animasyonlar, maketler, seyir terasları, engelliler için motorlu
kızaklar,…Uygun şekilde ışıklandırılmış,yardımedenlerinisimlerisergilenmiş,anma
duvarları yapılmış. El yazmaları gösteriliyor..
Akşam saati olması itibariyle Kudüs’teki Hristiyan mahallesi kapalıydı, maalesef kiliseleri ve Hz.İsa’nın 14 istasyonu
olarak bilinen güzergahı göremedim.
Ertesi gün Hayfa’ya giderkenyol üstündeOrtadoğununenbüyükşarapçısınız
ziyaretettik, mahzenlerini görme şansım oldu. İsrail coğrafyasının Fransa ve
Kaliforniya ile benzerlikler gösterdiğini ve yüksek kalitede üzüm
üretilebildiğiniöğrendim. Fransız tekniyenlerin geleneksel tarzıyla ve meşe
fıçılarda yaşlandırrakşarap yapıyorlar.Osmanlıdanözel izin alınarak üretime
başlamışlar,savaş zamanlarında bile üretime devam etmişler. İklime uygun
olarak seraların üzerini file benzeri bir malzemeyle kapatmışlar, tarım
öncelikli konu olmuş.
BahailerinAkka ve Hayfa’ da olmak üzere iki önemli merkezi
var. Tüm semavi dinler ve Budizmin bir karması gibi
görünüyor. Binanın uzaktan görünüşü Hristiyan esintili,
yaklaşınca Arap figürleri fark ediliyor, Hilal motifleri ve
ayakkabılarıçıkarıp halı zemine basmakİslami esintiliduruyor.
Kapılardaki şamdan resimleri ve içerideki şamdanlar Musevi
esintileri taşıyor. Bahçeler ve huzur Budizm kokuyor. Genel
ilkeler de hepsiyle uyumlu ve barışçıl bir çizgide görünüyor.
İçeride fotoğraf çekmek, konuşmak, dokunmak yasak. Her
dilde önceden hazırlanmış broşürler dağıtılıyor. Manzarası
şahane.
6. Hayfa’dan Nazareth’e geçtik.Hz.İsa’nın doğduğuşehirde orijinalkilisenin üzerine modern bir giydirme yapılmış. Çok
gösterişli ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelen süslemeler duvarlarda sergileniyor. Huzurlu bir yer.
Kimseninkimseyi rahatsız etmediği, her üç semavi dinin de gönlünüzce yaşanabildiği değişik bir ülke burası. Aslında
hemmillethemde ümmetdevleti.Bunarağmendinlerarasındahoşgörügözle görülürseviyede.Açıkçası arzu ettiğiniz
laik veya mutaassıp İslami hayatı yaşamak için Türkiye’den bile daha uygun olduğunu düşündüm.
İsrail hakkında yazılmış bir kitabın özetini, Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarıyla yapılan
karşılaştırmasını http://daha-iyisini-yapabilirmiyiz.blogspot.com.tr adresindeki blog
sayfamın Şubat arşivinde bulabilirsiniz.
Hayatta kalmagüdüsüyle motiveolan,böylesineinanmışve organize bir devletle ilk defa
karşılaştım. Etkilendim. Ancak bir hafta içinde “bitse de dönsek” havasına girdim. Taş
yerinde ağır. Memleketim bir tane!
Eve geldiğimde bavulumun açılmış olduğunu fark ettim. Bir de mektup vardı: Kibarca
bavulu incelediklerini yazmışlar…
Uçağa bindiğimde hosteslere sarılmamak için kendimi zor tuttum Kendi havayolları
olmasınarağmenEl-Al yerine THY tercih ediyorlar; en önemli faktörler fiyat ve aktarmalı
uçuşlarda zaman uygunluğu. Şahane servis demeyi kendilerine yedirememiş olmalılar…
Bence THY Türkiye’nin on numara vitrini, en azından benim göz bebeğim..