3. 3
İŞLETME BİLİMİNE GİRİŞ
BİRİNCİ KISIM - İŞLETMENİN GENEL ESASLARI
• 1. BÖLÜM - TEMEL İŞLETMECİLİK KAVRAMLARI
• 2. BÖLÜM - İŞLETMENİN AMAÇLARI, EKONOMİ İÇİNDEKİ YERİ
VE SINIFLANDIRILMASI
• 3. BÖLÜM - İŞLETMENİN KURULUŞU
• 4. BÖLÜM - İŞLETMENİN MALİYETLERİ
• 5. BÖLÜM - İŞLETMENİN GELİRLERİ
• 6. BÖLÜM - İŞLETMENİN PERFORMANSI
İKİNCİ KISIM - İŞLETME FONKSİYONLARI
• 1. BÖLÜM - YÖNETİM FONKSİYONU
• 2. BÖLÜM - TEDARİK FONKSİYONU
• 3. BÖLÜM - ÜRETİM FONKSİYONU
• 4. BÖLÜM - PAZARLAMA FONKSİYONU
• 5. BÖLÜM - FİNANSMAN FONKSİYONU
• 6. BÖLÜM - MUHASEBE FONKSİYONU
• 7. BÖLÜM - İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ
• 8. BÖLÜM - HALKLA İLİŞKİLER FONKSİYONU
• 9. BÖLÜM - ARAŞTIRMA-GELİŞTİRME FONKSİYONU
4. 1. İNSAN İHTİYAÇLARI VE EKONOMİK
FAALİYETLER
1.İNSAN İHTİYAÇLARI VE EKONOMİK FAALİYETLER
1.İhtiyaç Kavramı
2.İnsan İhtiyaçları (1.Birincil-İkincil ve 2.Maslow’un Dizisi)
2.İHTİYAÇ-EKONOMİ VE ÜRETİM İLİŞKİSİ
1.Ekonomik Olaylar, 2.Mal ve Hizmetler, 3.Üretim Kavramı
4.Üretim Faktörleri (1.Emek, 2.Sermaye, 3.Doğal Kaynaklar,
4.Girişimci)
3.İŞLETME KAVRAMI VE KAPSAMI
1.İşletmenin Tanımı 2.İşletmenin Fonksiyonları
4. İŞLETMENİN DOĞUŞU - TARİHSEL GELİŞİMİ VE
İŞLETME BİLİMİNİN DİĞER DİSİPLİNLERLE İLİŞKİSİ
1.İşletmenin Doğuşu
2.Çağdaş İşletmeciliğin Gelişimi
3.İşletme Biliminin diğer Disiplinlerle İlişkisi
5. 1. İNSAN İHTİYAÇLARI VE EKONOMİK
FAALİYETLER
1.1. İhtiyaç Kavramı
Yeryüzünde bütün ekonomik faaliyetlerin temelinde insan
ihtiyaçlarının karşılanması veya tatmin edilmesi amacı
yatmaktadır. İnsanın içinde bulunduğu toplumun gelişme
düzeyine bağlı olarak, sayıca artıp farklılaşan sınırsız
sayıdaki ihtiyaçlarının pek çoğu bir kere karşılanmakla
ortadan kaldırılamaz, bu ihtiyaçlar belirli aralıklarla
tekrarlanır. Sonuç olarak insan, bitip tükenmeyen ve sürekli
zaman aralıklarıyla tekrarlanan ihtiyaçlarını karşılamak için
ekonomik faaliyet içinde bulunmak durumundadır.
6. Tek tek ya da bir arada insanları çalışmaya yada iş
yapmaya yönelten itici güç insan ihtiyaçları olduğuna göre,
öncelikle insan ihtiyaçlarının türü ve nitelikleri hakkında
yeterli bilgi düzeyine sahip olmamız gerekir:
İhtiyaç, organizma içindeki bir eksikliktir. İnsanda bir
eksiklik olduğu zaman, kişi bu eksikliği gidererek tatmin
olmak ister. Bunun için de “iş” adını verdiğimiz amaçlı
eylemlerde bulunulur. Amaçlı eylemler, ihtiyaçları
gidermeye yöneliktir.
7. Bu ihtiyaç-eylem-amaç süreci bütün insanlarda aynı
şekilde işler. Ancak söz konusu ihtiyaç, eylem ve amaçların
türü ve şiddeti insandan insana değişmektedir.
İhtiyaç; tatmin edildiği zaman insana zevk, tatmin
edilmediği zaman acı ve elem veren ve organizmada çeşitli
gerilimlere neden olan itici güç olarak tanımlanabilir.
8. 1.2. İnsan İhtiyaçları
1.2.1. Birincil ve İkincil İhtiyaçlar
Birincil ihtiyaçlar insanda doğuştan var oldukları halde,
ikincil ya da sosyal ihtiyaçlar insan yaşamının ilk yıllarından
itibaren etkileşim sonucu ortaya çıkmaya başlayıp önemli
roller oynayarak yaşamın sonuna kadar devam ederler.
Birincil ihtiyaçlar, insan vücudunda belirli bir dengeyi
tutturmaya ve bu tutturulan bu dengeyi korumaya yöneliktir.
9. Birincil ihtiyaçları bazı fiziksel araç ve gereçlerle tatmin
etmek olanaklı iken, ikincil ihtiyaçları fiziksel araç ve
gereçlerle karşılama olanağı bulunmamaktadır.
Sevme-sevilme, kabul ve itibar görme ve nihayet kişinin
sahip olduğu yeteneklerini ortaya koyabilme şeklinde ifade
edilen ikincil ya da sosyal ihtiyaçlar, insanın özgür ve
tatminkar bir çalışma ortamına kavuşturulması gibi maddi
olmayan araç ve gereçlerle karşılanabilirler.
10. 1.2.2. Abraham Maslow’un İhtiyaçlar Dizisi
Amerikalı ünlü psikolog Abraham Maslow, birincil ve ikincil
ihtiyaç ayrımını yeterli bulmayarak insan ihtiyaçlarının daha
detaylı ve sistemli bir sınıflandırmasını yapmıştır.
Maslow’a göre insan ihtiyaçları belirli bir sıra düzeni içinde
ortaya çıkarlar. Dolayısıyla dizinin ilk sırasındaki ihtiyaçların
ikinci ve daha üst düzeydeki ihtiyaçlar ortaya çıkmadan
önce karşılanması gerekir.
12. 1.2.2.1. Temel Fizyolojik İhtiyaçlar
İhtiyaçlar dizisinin temelinde yer alan ve motivasyonun ilk
adımı sayılan ihtiyaçlar fizyolojik ihtiyaçlardır. Bunlar bireyin
yaşamının sürekliliği için tatmin edilmesi zorunlu
ihtiyaçlardır. Ör: oksijen alma, yeme, içme…
13. Fizyolojik ihtiyaçların ortak yanları şunlardır:
- Bu ihtiyaçlar nisbi olarak birbirinden bağımsızdırlar.
- Birçok durumda vücudun belli bir yerinde teşhis
edilebilirler.
- Refah düzeyi yüksek olan toplumlarda bu tür ihtiyaçların
insan davranışı üzerindeki etkilerine ender rastlanır.
- Bu ihtiyaçların sürekli biçimde ve kısa aralıklarla
karşılanması gerekir.
14. 1.2.2.2. Güvenlik İhtiyaçları
İnsanların temel fizyolojik ihtiyaçları belirli bir düzeyde
karşılandıktan sonra, ihtiyaçlar dizisinin ikinci sırasında yer
alan güvenlik ihtiyaçları önem kazanmaya başlar. Örneğin,
can ve mal güvenliği tehdit altında bulunan biri için emniyet
(güvenlik) ihtiyacı en az temel fizyolojik ihtiyaçlar kadar
büyük önem taşır.
15. 1.2.2.3. Bağlanma (Aidiyet) ve Sevme - Sevilme
İhtiyacı
İhtiyaçlar dizisinin üçüncü düzeyinde yer alan aidiyet ve
sevgi ihtiyaçlarının tatmini aynı organizmanın sosyal ve
ruhsal (psikolojik) dengesinin sağlıklı biçimde kurulup
sürdürülmesine olanak sağlar.
Bireyin arkadaşlık kurma, sevme ve sevilme ve nihayet
varlığıyla gurur ve desteğini gördüğü bir gruba üye olma
ihtiyacı tatmin edilince moralinin yükseldiği, tersi
durumlarda büyük moral düşüklüğüne maruz kaldığı kabul
edilmektedir.
16. 1.2.2.4. Saygı Görme İhtiyacı
İhtiyaçlar dizisinin dördüncü basamağında saygı ve statü
ihtiyacı yer alır. Takdir veya saygı görme ihtiyacının
kapsamına; özgüven, başarıyla övünme ve başarının
başkaları tarafından takdiri, rekabet edebilme duygusu, bilgili
olma, benliğine saygı duyma, bağımsız ve özgür olma gibi
ihtiyaçlar girer.
Diğer alt düzey ihtiyaçların tersine oranla, takdir ihtiyaçları pek
ender olarak bütünüyle karşılanabilir. Takdirle ilgili ihtiyaçlar bir
kez birey için önem kazanmaya başladıktan sonra, birey bu
ihtiyaçlarının daha çok karşılanmasını ister.
17. Kendini kanıtlama veya gerçekleştirme ihtiyacı, kişinin
sahip olduğu bilgi ve yetenekleri çerçevesinde topluma
hizmet etmek için tüm kapasitesini kullanabileceği bir
ortama sahip olması ile karşılanabilir. Buna göre, kişi ister
profesör, isterse doktor, avukat, mühendis, öğretmen veya
başka bir meslekten olsun toplumun kendisinden beklediği
rolü en etkili,
mükemmel ve ideal olarak yerine
getirebilmesi ile kendini
gerçekleştirmiş olur.
1.2.2.5. Kendini Gerçekleştirme İhtiyacı
18. 1.2.3. İnsan İhtiyaçlarının Karşılanmasının Önemi
İhtiyaçlarını arzulanan düzeyde karşılayamayan insanlar
mutsuz olmakta ve hüsrana uğramaktadırlar. Bu kişiler, duruma
göre bazı tepkiler gösterirler.
İhtiyaçların hiç ya da arzulanan düzeyde karşılanmaması
insanlarda bir de kişilik sorunlarının ortaya çıkmasına neden
olabilir.
Günümüz toplumlarında ihtiyaçların karşılanmamasından
kaynaklanan alkolizm, işe gitmeme, devamsızlık, iş kazaları,
her şeye ilgisizlik ve boş verme, toplumsal ve endüstriyel
çatışmalar birey, işletme ve toplum açısından büyük kayıplara
neden olmaktadırlar.
19. 1.2.4. İhtiyaçlar Dizisinin Birey ve Çalışma Açısından
Değerlendirilmesi
Gerek Maslow'un kendisi gerekse başkaları tarafından
modele eleştiri niteliğinde bazı eklemeler yapılmıştır.
Bunlar:
•İhtiyaçlar dizisindeki kademelerin katı ve sabit olmadığı ve
aralarındaki sınırların belirsiz ve çoğu zaman birbirine
karıştığı şeklindedir
•İhtiyaçlar genel kuramı olduğundan ve normal (ortalama)
insanları konu aldığından dizinin istisnaları vardır. Bazı
kimseler birinci ve ikinci düzeyin üzerine çıkamazlar.
•Doğrudan karşılanması önlenen ihtiyacın yerine, birey
yenisini geliştirir ve bunu tatmine yönelir.
•Bireyin ulaşmaya çalıştığı amaçlar uzun vadeli olup, ancak
bir seri aşamadan sonra başarılabilir.
20. 2. İHTİYAÇ-EKONOMİ VE ÜRETİM İLİŞKİSİ
Yunancada ilk kullanıldığı şekliyle ekonomi kavramı, ev
yönetiminde tasarruflu davranmak anlamına geliyordu.
Ancak günümüzde, ekonomi teriminin sözlükteki karşılığı,
bir toplumdaki üretim, dağıtım ve tüketim durumu ile ilgili
olguların tümü şeklindedir. Günümüzde bir kısım bilim
adamı, ekonomiyi mal ve hizmet üretimi olarak düşünürken
diğer bir kısmı da kıt üretim kaynaklarının en akılcı biçimde
kullanılması şeklinde görmektedir.
21. 2.1. Ekonomik Olaylar
Günlük yaşamda pek çok ihtiyacımızın para denilen satın
alma ve değişim aracının yardımıyla karşılanabildiği
düşünülürse, insanların giriştikleri eylemlerin büyük
çoğunluğunun ekonomik nitelikli olduğu söylenebilir.
Görüldüğü gibi, paranın dolaylı ve dolaysız olarak söz
konusu olduğu bütün eylemler, ekonomik olaylar sınıfına
girmektedir. Bu anlamdaki her türlü ekonomik olayın
temelinde başlıca üç eylem vardır:
-Uygulanabilir seçenekler geliştirmek,
- Bu seçenekleri birbirleriyle karşılaştırmak,
- Bunlardan birini karar olarak seçip uygulamak.
22. 2.2. Mal ve Hizmetler
İnsan ihtiyaçlarını tatmin etme veya giderme özelliğine
sahip nesnelere mal ve hizmet adını veriyoruz. İnsan
ihtiyaçlarının önemli bir kısmı ekmek, peynir, et, kâğıt,
kalem ve benzeri maddi nesnelerle karşılanır. Bu
maddelerin bazıları (hava, güneş ışığı, bazı yerlerde
kaynak suları ve deniz suyu gibi) doğada bol miktarda
bulunmakta ve bunlardan yararlanmak için fazla bir çaba
harcamak gerekmemektedir. Bu tür maddelere biz serbest
veya ekonomi dışı mallar adını veriyoruz. Ekonomi dışı
mallar para ile alınıp satılamayacak kadar yeryüzünde bol
miktarda var olan maddelerdir.
23. 2.3. Üretim
Hiçbir işleme tabi tutulmadan insan ihtiyaçlarını doğadaki
varolan şekilleriyle doğrudan karşılayabilen mal ve
hizmetlerin sayısı oldukça azdır. Doğadaki değişik tür
kaynaklara, belirli bir sermaye ve insan emeği uygulanarak
insanların ihtiyaçlarını karşılayan mal ve hizmetler ortaya
konulmuş olur. İşte, temel üretim faktörü olan doğa ve onun
sunduğu kaynaklara yine diğer iki temel üretim faktörü olan
sermaye ve emeğin uygulanması ve bu yolla insan
ihtiyaçlarını karşılayacak mal ve hizmetlerin meydana
getirilmesi olayına üretim adını veriyoruz.
24. 2.4. Üretim Faktörleri
Üretimde bulunmak için insanın ihtiyaç duyduğu faktörlere
üretim faktörleri adı verilir. Tarihin ilk çağlarında üretim
yapabilmek için, doğa ile emek yeterli olmaktaydı. Daha
sonraki dönemlerde yontulmuş taşların, madenlerden
yapılmış araçların ve benzeri nesnelerin sermaye
(teknoloji) şeklinde üçüncü bir üretim faktörü olarak ilk iki
faktöre katıldığını görmekteyiz.
25. Günümüzde ise yukarıdaki üç faktöre bir dördüncüsünün
daha katıldığını görüyoruz. O da girişimci (müteşebbis) adı
verilen kişi veya kişiler olup bunlar doğadaki kaynakları
satın almakta, değişik yerlerden sermaye bulmakta, insan
emeğini kiralamakta ve bütün bunları bir araya getirip belirli
bir üretim sürecinden geçirerek mal ve hizmetler ortaya
koymakta ve ürettikleri bu mal ve hizmetleri ihtiyaç
sahiplerine sunmaktadırlar.
26. 2.4.1. Emek
Diğer üretim faktörleri ile karşılaştırıldığında emek
faktörünün daha aktif ve hareketli olduğu görülür. Çünkü,
emek insan gücünü temsil eder. İnsan ise, yaşamını
sürdürebilmek için sürekli olarak didinip çalışmak
zorundadır. İnsanın bedensel ve düşünsel çalışmasına iş
veya emek adını veriyoruz. Dolayısıyla, üretim faktörü olan
emek yerine iş kavramını kullanmakta bir sakınca yoktur.
Başka bir deyimle, işletme yönetimi dersinde emek ve iş
kavramları eş anlamlı iki terim olarak kullanılabilir.
27. 2.4.2. Sermaye
Bir satın alma gücü olarak para ve onun yardımıyla
sağlanabilen üretim araçları anlamındaki sermaye, hemen
herkesin elde etmeye çabaladığı ve bu yolla saygınlık,
iktidar ve başkalarına hükmetme olanağı sağlamaya
çalıştığı bir üretim faktörüdür.
28. Ekonomik açıdan bir üretim faktörü olarak kabul edilen
sermaye, emekle birlikte doğaya uygulanarak mal ve
hizmet üretimini kolaylaştırır.
Muhasebe anlamında sermaye, işletme sahibinin
işletmeden olan alacağı şeklinde tanımlanabileceği gibi,
işletmenin bilançosunda yer alan aktif ile pasif kalemler
arasındaki olumlu fark şeklinde de tanımlanabilir. Bu
anlamda formül olarak :
Sermaye = Mevcutlar + Alacaklar - Borçlar
29. Finansman anlamında sermaye, işletmelerin borç olarak
sağladıkları kaynakları dışında, kurucu ortakların koyduğu
veya hisse senedi satın alanların sağladıkları ödeme
güçleri, teşebbüsün yarattığı karşılıkları, yedek akçeleri,
dağıtılmamış kârları ve benzeri ödeme güçlerini ifade eder.
İş idaresinde sermaye kavramıyla, üretimde kullanılan
bütün maddi ve maddi olmayan değerler ifade edilmek
istenmektedir.
30. Sermayenin kapsamına giren
belli başlı kalemler şunlardır:
•Doğal kaynaklar
•Yarı Mamuller
•Mamuller
•Binalar
•Makineler
•Alacaklar
•Nakit
•İmtiyaz
•Lisans
•Marka (Alâmetifarika)
•Patent (İhtira Beratı)
•Telif Hakları
•Know-How
•İşletme Hakları
31. 2.4.3. Doğal Kaynaklar
Asli üretim faktörlerinin üçüncü grubunu doğal kaynaklar
oluşturur. Buradaki anlamıyla doğal kaynaklar, üretken bir
şekilde değerlendirilmek üzere işletmeye tahsis edilen yer
altı ve yer üstü zenginlikler ile bina ve arazilerden oluşur.
Doğal kaynaklar; işletmelerin kuruluş yerinin seçimi,
tasarruflu ve dikkatli kullanımı ve nihayet ekonomik bir
biçimde işletilip işletilmemesi açısından büyük bir öneme
sahiptir.
32. 2.4.4. Girişimci
Girişimci; belirli bir mal veya hizmeti üretmek, üretip
pazarlamak veya yalnızca pazarlamak için, kendisine ait veya
başkalarından temin ettiği sermayeyi üretim faktörlerine yatıran
ve böylece kâr veya zarar etme olasılığını göze alan özel veya
tüzel kişi şeklinde ifade edilebilir.
Uygulamada çoğu kez yönetici ile girişimcinin eş anlamlı
kullanıldığı gözlenmektedir. Oysa, yönetici, girişimciden farklı
olarak, kâr ve zararı başkasına ait olmak üzere, belirli bir ücret
karşılığında işletmenin yönetim sorumluluğunu üzerine alan ve
bu yolla sonuca ulaşmaya
çalışan kişidir.
33. Girişimcinin Fonksiyonları
-Yeni mal ve hizmetler üretmek veya bilinen mal ve hizmetlerin
niteliklerini (kalitelerini) yükseltmek
-Yeni üretim yöntemleri geliştirmek ve uygulayabilmek
-Endüstride yeni organizasyonlar yapmak
-Yeni pazarlar bulmak
-Hammaddelerin ve benzeri maddelerin sağlanabileceği yeni
kaynaklar bulmak
-İşletmenin gelişim stratejilerini belirlemek
-Yönetim ve Organizasyon politikalarını belirlemek
-Çevrenin işletmeye sunduğu fırsatları izleyip bunlardan
yararlanmak ve tehditleri bertaraf etmek veya etkisiz kılmak
-Teknolojideki gelişme ve değişmeleri izlemek ve işletmeyi
değişen koşullara uydurmak
34. 3. İŞLETME KAVRAMI VE KAPSAMI
Üretim için gerekli faktörler belirli bir yerde bir araya
getirilip insan ve teknoloji yardımıyla dönüşüme tabi
tutularak insanların ihtiyaçlarını karşılayacak mal ve
hizmetler ortaya konur. Teknik niteliği ağır basan bu yere
işletme denmektedir. Dolayısıyla işletme, mal ve
hizmetlerin elde edildiği üretim kaynağıdır.
35. Bir diğer tanıma göre; emek, sermaye ve diğer üretim
faktörlerini planlı, bilinçli ve sistemli bir biçimde bir araya
getirip mal veya hizmet üretimine yönelen ve amaçlarına
ulaşmak için üretim kaynaklarının kullanımında ekonomik
ve akılcı kararlar alan toplumsal, ekonomik ve teknik bir
birimdir.
36. Bu tanıma dayanarak işletmenin unsurları şöyle
sıralanabilir:
-İşletme her şeyden önce toplumsal bir işbirliği sistemidir.
-İşletme ekonomik bir birimdir. Yani işletme en az emek
kanunu gereğince faaliyette bulunur ve faaliyetlerinin
sonucunda makul bir kar sağlamayı hedef alır.
-İşletmenin amacı insanların ihtiyaçlarını karşılayacak mal
ve hizmetler üretmektir.
-İşletme ekonomik bir birim olmanın yanında aynı zamanda
teknik bir birim oluşturur.
37. 4.1. İşletmenin Doğuşu
Çağdaş işletme olgusuna ev ekonomisi ve trampa
ekonomisinden geçilerek gelinmiştir. Tarihte bilinen en eski
ekonomik birim olarak kapalı ev ekonomisi, aile bireylerinin
tükettikleri her şeyi bizzat içinde ürettikleri bir birim
oluşturmaktaydı. Bu tür birimlerin hakim olduğu çağlarda
ekonomik koşullar henüz çok basit düzeyde bulunmaktaydı.
Zamanla artıp çeşitlenen insan ihtiyaçlarına paralel olarak
ev ekonomisi de nitelik değiştirmek zorunda kalmıştır. Bu
nitelik değişimi ev ekonomilerinin belirli alanlarda
uzmanlaşma eğilimleri içine girmeleri şeklinde
gerçekleşmiştir.
4. İŞLETMENİN DOĞUŞU TARİHSEL GELİŞİMİ VE
İŞLETME BİLİMİNİN DİĞER DİSİPLİNLERLE İLİŞKİSİ
38. Kapalı ev ekonomilerinde bireylerin belirli alanlarda
uzmanlaşmaları sonucu ihtiyaçlarını aşacak miktarda mal
ve hizmet üretmeye başlamaları, ürettikleri ihtiyaç fazlası
mal ve hizmetleri ihtiyacı olanlara başka birtakım
ihtiyaçlarını karşılayacak değişik mallarla değiştirme yoluna
gitmeleri sonucunu birlikte getirmiştir. Çünkü, bu dönemde
malların değişimini mümkün kılacak ve adına "para" denen
nesne henüz insanoğlu tarafından bulunmuş değildi.
39. Değişim ekonomisinin gelişmesi ve işin içine değişim aracı
olarak para faktörünün girmesi, zamanla ev ekonomilerinin
üretim olanaklarını günden güne azaltmaya başlamış ve
bunun yerine daha çok tüketimde bulunan ev ekonomisi tipi
ile daha çok üretimde bulunan "işletme" biriminin yer
alması sonucunu doğurmuştur.
Günümüzde ise, ev ekonomileri artık yalnızca tüketim,
buna karşılık da işletmeler de yalnızca üretim birimleri
olarak karşımıza çıkmaktadır
40. 4.2. Çağdaş İşletmeciliğin Tarihsel Gelişimi
Endüstri devrimi öncesi dönemde, tarım işletmeleri yanında
ve özellikle esnaf ve küçük sanayi kuruluşlarını kapsayan
ve Batı'da Lonca Doğu’da ise Esnaf ve Ahilik teşkilatları
diye bilinen örgütlenmelerin ortaya çıktığı görülmektedir.
Daha sonra ticaret ve bankacılığın gelişmesiyle birlikte
işletme konularının gündeme daha çok gelmeye başladığı
görülür.
I. Endüstri devrimine gelinceye kadar üretimde genel olarak
insan emeği, hayvan gücü ve su, rüzgar gücü gibi doğal
enerjiler kullanılagelmiştir. Endüstri devrimi ile birlikte doğal
enerji yardımıyla yapılan üretimin yerini, makine gücü ile
gerçekleştirilen yığın üretimin alması, iş yaşamında
devrimler yaratmıştır. Bu anlamdaki ilk devrim, üretim
yöntemleri ve tekniklerinde kendini göstermiştir.
41. Yönetimde devrim olarak nitelendirilen en önemli gelişme,
sahipliğin yöneticilikten ayrılması olmuştur. Bununla;
işletmelerin başına sermayeyi elinde bulunduran ailelerin
bireylerinden herhangi birinin veya belirli bir siyasal eğilime
sahip kişi veya kişilerin getirilmesi yerine, yöneticilik
yeteneğine sahip ve bu işi okullarda gördüğü eğitim sonucu
meslek edinmiş kişilerin (maaş veya ücret karşılığında)
getirilmesi veya istihdam edilmesi ifade edilmek
istenmektedir.
42. 4.3. İşletme Biliminin Diğer Disiplinlerle İlişkisi
•İktisat ve İşletme Bilimi İlişkisi
•Davranış Bilimlerinin İşletme Bilimleri ile İlişkisi
•Hukuk ve İşletme Bilimi İlişkisi
•Matematik-İstatistik ve İşletme Bilimi İlişkisi
•Bilgi Teknolojisindeki Gelişmelerin İşletme Bilimine Etkileri
ve İşletmelerde Bilgisayar Kullanımı