Psikiyatr Carl Gustav Jung'un İnsan Ruhuna Yöneliş adlı kitabın özetidir.
Ayrıca bilinç ve bilinçaltı kavramları üzerine bilgiler bulunmaktadır.
İyi Okumalar
http://www.teknokoliker.com/
İl kısım Bahar\'daki sunumun özeti. İkinci kısımda da Neuro-Psychoanalysis\'de yayımlanmış bir makaleyi özetliyorum. Sonra da self psikolojisi ile ilgili birkaç slayt ekleeyceğim.
İl kısım Bahar\'daki sunumun özeti. İkinci kısımda da Neuro-Psychoanalysis\'de yayımlanmış bir makaleyi özetliyorum. Sonra da self psikolojisi ile ilgili birkaç slayt ekleeyceğim.
Description of Mind-Body dichotomy; error of Descartes, new paradigms of Mental Illness; RDOC; mind-body interaction; human evolution; evolutionary basis of human illness
Özetle, sol beyin (çoğu insan için) dil becerisini yönetir, doğrusal düşünür, detaycıdır mantıklıdır,sağ beyin ise sezgiseldir ve bütünü algılar, parçalara, detaylara zaman ayırmaz.
Carl Jung, Kolektif Bilinçaltı ve ArketiplerCan Yüksel
Analitik Psikoloji'nin babası Carl Jung ve onun kolektif bilinçaltı tanımı üzerine temel bilgileri barındıran bir sunum
Bu sunumda arketip kavramına değinilmiş ve ayrıca hikaye anlatımında arketiplerin kullanımı hakkında bilgi verilmiştir.
Yeni Ekonomi Kuantum Nöroekonomi Kitabının Özeti - Avedis BoyacıAvedis Boyacı
Bu sunumda, "Yeni Ekonomi Kuantum Nöroekonomi" isimli kitabın özeti yer alıyor. Kitabın yazarı Haydun Soydal.
Kitap, iktisat biliminin diğer bilimlerden ayrı düşünülemeyeceğinin ve bu nedenle de bilimsel gelişmelerden direk etkilendiğinin vurgulanması ile başlıyor.
Ardından, iktisat bilimi dünyasında kabul görmüş olan teoriler paylaşılıyor. Bunlar: Klsaik, Neoklasik ve Modern olarak kategorize edebileceğimiz üç akımın öncülüğünde geliştirilmişlerdir.
Kuantum fiziğinin, nöroekonominin ve davranış bilimlerinin ekonomide yer bulmaya başlamasıyla iktisat biliminde bir devrim yaşandığı iafde ediliyor ve kitap boyunca, çeşitli bilimlerdeki ve kavramlardaki gelişmeler örnek verilerek bu devrimin ne olduğu açıklanıyor.
Kitabın I. bölümünde; konuya temel oluşturması için önce klasik iktisat ve neoklasik iktisat teorileri tanımlanmıştır. Ve ardından modern (yeni) iktisada geçiş; gelişmeler ve kavramlar aracılığı ile aktarılıyor. İlgili tüm kavramlar açkılanarak, iktisat bilimine nasıl yansımasına dair fikir veriliyor.
Kitabın II. bölümünde; ise nöroloji, insan beyni ve insan beyninin işleyişi açıklanarak iktisat bilimi ile ilişkilendiriliyor.
Kitabın son kısmında Haldun Soydal’ın Türkiye’de yaptığı çalışmalardan da örnekler veriliyor.
Proje Yönetim Derneği tarafından 13 Kasım 2014 tarihinde "Enneagram : Bir Kişilik Modellemesi" konulu söyleşimizde Sn. Ömer Faruk Susuran tarafından gerçekleştirilen sunum
Jung Psikolojik Tipler ve Öğrenme Tipleri Kuramı /Jung's Theory of Personalit...Mustafa POLAT
Bu çalışma Jung'un psikolojik tipler kuramının eğitim öğretim sürecine yansıması sonucunda ortaya çıkan öğrenme tipleri kuramı temelinde Mart 2015'te Anadolu Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitim Programları ve Öğretim bölümünde Doç Dr. Meral Güven tarafından yönetilen Öğretme Stratejiler dersi kapsamında Karabük Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu öğretim elemanlarından Okt. Mustafa POLAT tarafından ders sunumu olarak hazırlanmıştır. İletişim: mustafapolat@karabuk.edu.tr
Description of Mind-Body dichotomy; error of Descartes, new paradigms of Mental Illness; RDOC; mind-body interaction; human evolution; evolutionary basis of human illness
Özetle, sol beyin (çoğu insan için) dil becerisini yönetir, doğrusal düşünür, detaycıdır mantıklıdır,sağ beyin ise sezgiseldir ve bütünü algılar, parçalara, detaylara zaman ayırmaz.
Carl Jung, Kolektif Bilinçaltı ve ArketiplerCan Yüksel
Analitik Psikoloji'nin babası Carl Jung ve onun kolektif bilinçaltı tanımı üzerine temel bilgileri barındıran bir sunum
Bu sunumda arketip kavramına değinilmiş ve ayrıca hikaye anlatımında arketiplerin kullanımı hakkında bilgi verilmiştir.
Yeni Ekonomi Kuantum Nöroekonomi Kitabının Özeti - Avedis BoyacıAvedis Boyacı
Bu sunumda, "Yeni Ekonomi Kuantum Nöroekonomi" isimli kitabın özeti yer alıyor. Kitabın yazarı Haydun Soydal.
Kitap, iktisat biliminin diğer bilimlerden ayrı düşünülemeyeceğinin ve bu nedenle de bilimsel gelişmelerden direk etkilendiğinin vurgulanması ile başlıyor.
Ardından, iktisat bilimi dünyasında kabul görmüş olan teoriler paylaşılıyor. Bunlar: Klsaik, Neoklasik ve Modern olarak kategorize edebileceğimiz üç akımın öncülüğünde geliştirilmişlerdir.
Kuantum fiziğinin, nöroekonominin ve davranış bilimlerinin ekonomide yer bulmaya başlamasıyla iktisat biliminde bir devrim yaşandığı iafde ediliyor ve kitap boyunca, çeşitli bilimlerdeki ve kavramlardaki gelişmeler örnek verilerek bu devrimin ne olduğu açıklanıyor.
Kitabın I. bölümünde; konuya temel oluşturması için önce klasik iktisat ve neoklasik iktisat teorileri tanımlanmıştır. Ve ardından modern (yeni) iktisada geçiş; gelişmeler ve kavramlar aracılığı ile aktarılıyor. İlgili tüm kavramlar açkılanarak, iktisat bilimine nasıl yansımasına dair fikir veriliyor.
Kitabın II. bölümünde; ise nöroloji, insan beyni ve insan beyninin işleyişi açıklanarak iktisat bilimi ile ilişkilendiriliyor.
Kitabın son kısmında Haldun Soydal’ın Türkiye’de yaptığı çalışmalardan da örnekler veriliyor.
Proje Yönetim Derneği tarafından 13 Kasım 2014 tarihinde "Enneagram : Bir Kişilik Modellemesi" konulu söyleşimizde Sn. Ömer Faruk Susuran tarafından gerçekleştirilen sunum
Jung Psikolojik Tipler ve Öğrenme Tipleri Kuramı /Jung's Theory of Personalit...Mustafa POLAT
Bu çalışma Jung'un psikolojik tipler kuramının eğitim öğretim sürecine yansıması sonucunda ortaya çıkan öğrenme tipleri kuramı temelinde Mart 2015'te Anadolu Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitim Programları ve Öğretim bölümünde Doç Dr. Meral Güven tarafından yönetilen Öğretme Stratejiler dersi kapsamında Karabük Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu öğretim elemanlarından Okt. Mustafa POLAT tarafından ders sunumu olarak hazırlanmıştır. İletişim: mustafapolat@karabuk.edu.tr
Rollo May - Yaratma Cesareti - horozz.netAdnan Dan
Yaşamım boyunca yaratıcılığın büyüleyici sorulan aklımdan çıkmadı. Bilim ve sanatta özgün bir fikir, bilinç dışımdan niye şu anda “fırlayıveriyor?” Yetenek ile yaratıcı edim (act) ve yaratıcılık ile ölüm arasındaki ilişki nedir? Bir mim ya da bir dans, neden böylesi bir tad veriyor? Homer, Truva Savaşı gibi külliyetli bir olguyla karşılaştığında, bunu nasıl tüm Yunan uygarlığının ahlakı için yol gösterici olan bir şiire inceltti?
Başlık: Dıt Dıt’ın ne? (İkinci versiyon)
Kitaplar/Eserler:
Gen
Siddhartha Mukherjee
Kendini Arayan İnsan
Rollo May
Homo Deus yarının kısa bir tarihi
Yuval Noah Harari
İliği Olmayan Düğme
Ahmet Oktay
Psikanaliz ve Sonrası
Engin Geçtan
Sanata Giriş
Selçuk Mülayim
The Disordered Mind
Eric R. Kandel
Dörtlükler −Rubailer−
Ömer Hayyam
Ağlamak ve Gülmek
İlhan Selçuk
İçerikten:
2018 basım tarihli Eric R. Kandel’in The Disordered Mind adlı kitabında bağımlılık oluşumunun %50 genetik faktörlere bağlı olduğu yazar. Sigarayla mücadelenin neden önemli olduğunu da buradan yeni öğrendim. Çünkü diğer bağımlılıkların zeminini yaratıyor. Hatta biyolojik olarak da. Alkol için de hep denir; var olan durumu sürdürür diye. Yani kötüyken içtiğinizde, içme anı keyfinden sonra, ayık hale geldiğinizde yine kötü hissedersiniz, belki giderek de bu artar. Rubailer kitabında Ömer Hayyam sürekli şaraba metiyeler düzer; ama en son acı gerçeği de yazmadan edemez :)
3. Carl Gustav Jung Kimdir?
Hayatına Kısa Bir Bakış
26 Temmuz 1875 tarihinde İsveçli bir ailenin çocuğu olarak
doğdu. Ailesinde çok sayıda din adamı olmasından dolayı din
eğitimi almaya hazırlandı. Fakat gençlik yıllarında felsefe ile
ilgilenmeye başladı. Sonrasında ise 1895-1900 yılları arasında
Basel Üniversitesinde tıp bölümünde öğrenim gördü. Yine bu
tarihlerde Sigmund Freud ile yakınlaşarak ortak çalışmalarda
bulundular.
Çağrışım deneyleri ile uluslararası bir ün kazandı.
1912 yılında Bilinçdışı psikoloji adlı eserinde Freud’un kuramlarını
eleştirdi. Bundan dolayı araları açıldı.
Teknokoliker
3
4. Carl Gustav Jung Kimdir?
1911 yılında uluslararası psikanaliz derneğini kurdu ve 5 yıl
boyunca dernekte başkanlık yaptı.
1914 den sonra ise tüm çalışmalarını bilinçaltı ve sorunları
üzerine yapmıştır. Bu amaçla dünyanın pek çok yerine
giderek bilinçaltı üzerine incelemelerde bulundu.
2. Dünya Savaşı sonrasında her fırsatta daha iyi ve barış
dolu dünya için duyduğu özlemini dile getirdi. Ayrıca Jung
gelecekte insanlığın asıl sorununun savaş, açlık, deprem gibi
felaketler olmadığını, asıl sorunun bilinçsiz insanların
bilinçaltında biriktirdikleri ile ortaya çıkacağını savundu.
Teknokoliker
4
5. Eserleri
Psikoloji ve Din
Anılar, Düşler, Düşünceler
Dört arketip
İnsan Ruhuna Yöneliş
İnsan ve Sembolleri
Çağdaş Mit Uçan
Daireler
Ayrıca tüm yapıtları ve konferansları ölümünden sonra
Bollingen Vakfı tarafından The Collected Works adıyla
yayınlandı.
Teknokoliker
5
6. İçindekiler
Altıncı Basıma Önsöz
I. Bölüm (Sunuş)
Çağdaş Ruhun Görünümleri
Bilincin Yeniden Ele Geçirilmesi
II. Bölüm (Kompleksler)
Bilincin ve Bilinçaltının İşlevleri ve Yapıları
Çağrışım Deneyleri
Kompleksler Kuramı
Teknokoliker
6
8. Altıncı Basıma Önsöz
Carl Gustav Jung’un tüm yapıtlarını Fransızcaya çeviren bilim
adamı Dr. Roland Cahen’nin İnsan Ruhuna Yöneliş adlı esere
yazdığı ön sözdür. Dr. Cahen bu yazısında Jung’u ve
düşüncelerini okuyucuya özetlemektedir.
Cahen Önsözün’de özetle şunları dile getirmektedir.
Yansıtmalar: Bize açtığı en önemli ufuklardan biridir.
Arketip: Bu kavram ile ilk zihinsel yapılara değinmiştir. Jung
arketiplerin zeka düzleminde, içgüdülerin ise biyolojik
düzlemde yer aldığını söylemiştir.
Freud ile olan ilişkisi: Jung ile Freud arasında olan ayrılıkları
ve görüşleri arasındaki farkı anlatmaktadır.
Teknokoliker
8
9. I.Bölüm (Sunuş)
Bu bölüm iki farklı başlıktan oluşmaktadır.
Çağdaş Ruhun Görünümleri
1931 yılında Viyana’da verilen Çağdaş Psikolojinin Ana
Sorunu adlı konferans.
Bilincin Yeniden Ele Geçirilmesi
1934 tarihinde Zürih’te Psikoloji ve Modern Zamanlar
başlığıyla yayınlandı.
Teknokoliker
9
10. Çağdaş Ruhun Görünümleri
Bu bölümde Jung ilk olarak ilkel dönemlerde bile insanlar
tarafından ruha inanışlarının olmasına rağmen 19. yüzyıl ile
bilim adamlarının materyalizm etkisi ile metafizik
kavramlarından kuşku duyması ile ortaya çıkan sorunu
eleştirmektedir.
Ayrıca burada İlahi bir güçten yani Allah’tan açık bir şekilde
bahsetmektedir.
Bu bölümdeki en büyük eleştirisi ise maddeye bağlı kalan
ruhbiliminedir. Jung bunu ruh’suz bir ruhbilim olarak ifade
etmektedir.
Ruhu baştan sona inceleyerek tanımlamalar yapmış. Jung’a
göre Ruh, hareketli bir güç, yaşam veren bir güçtür.
Teknokoliker
10
11. Çağdaş Ruhun Görünümleri
Bu bölümde ayrıca Ruhun diğer eski medeniyetlerde ve
çağımızın ilkel topluluklarında ne ifade ettiğini
anlatmaktadır. Bilinçaltının ise ruhun ta kendisi olduğunu
söylemiştir.
Bu bölümde düşünme ve ruhun nerede bulunduğu gibi
fikirleri incelemiştir.
Son olarak ise Jung, Ruhun fizik aleminde yer almadığından
dolayı fizik aleminde yer kaplamadığını ve bu yüzden
maddesel olarak ispat edilemeyeceğini söylemiştir.
Teknokoliker
11
12. Bilincin Yeniden Ele Geçirilmesi
Bu başlık altında yazar insanların , karşısındaki kişilerin farklı
olsa da benzer ruhsal özellikler gösterdiğini varsayarak
hayata devam etmesini eleştirmektedir. Kişiler arasında
çıkan problemlerin asıl kaynağının farklılıkların kabul
edilmediğinden kaynaklandığını söylemiştir.
Bilinçaltına bu konuda açık bir şekilde değinerek şunları
söylemiştir;
‘’Bilinçaltı ırksal ve kökensel olarak ikiye ayrılır. Eğer
kökensel bilinçaltı olmasaydı. İnsan davranışlarının evrende
büyük bir yansımadan oluşması gerekirdi. Kökensel bilinçaltı
karaları saran denizlere benzer ve sinir hastaları kıyıya yakın
kişiler olduğunu söyleyebiliriz. Coşkun bir anda bilincin
dengesinin kaybolmasına neden olabilir.’’
Teknokoliker
12
13. Bilincin Yeniden Ele Geçirilmesi
Yazının devam eden kısmında bir hastası ile yaptığı
konuşmayı anlatarak hastaya ve hastalığı hakkında nasıl
yaklaşılması gerektiğini ve tedavi yöntemlerine değinmekte.
Bu alanda hastanın sadece sorunu değil psikiyatr a olan
önyargısını da nasıl kırdığını görmekteyiz.
Bu hastası ve düşleri hakkında fikirler vermektedir. Bu
kısımda değindiği en önemli konulardan biri de kuşkusuz
rüyalar. Rüyaların aslında ne kadar da önem ifade ettiğini
anlamak bu kısmı okuyarak mümkündür.
Teknokoliker
13
14. II. Bölüm (Kompleksler)
Kitabın ikinci bölümü genel olarak kompleksler hakkında. Bölüm
içerisinde ana başlık olarak şu üç kısım yer almaktadır.
Bilincin ve Bilinçaltının İşlevleri ve Yapıları
1934’te Bale’de Psikoloji Derneği’nde verilen bir dizi konferanstan
ilki.
Çağrışım Deneyleri
Analitik Psikolojiye Giriş (İkinci Bölüm) den alınmıştır.
Kompleksler Kuramı
5 Mayıs 1934’te Politeknik okulu’nda ‘Kompleksler Kuramı
Üzerine Genel Düşünceler’ adı altında verilen Jung’un açılış dersi
Teknokoliker
14
15. Bilincin ve Bilinçaltının İşlevleri
ve Yapıları
Bu kısımda Jung bizlere bilincin ve bilinçaltının ne anlama
geldiğini anlatmakla birlikte her iki kavramın çalışma işlevi
hakkında bilgiler vermekte. Örneğin;
Jung’a göre bilinç, kopuk kopuk ve kesintilidir. Bilinçaltı ise
sürekli ve kesintisizdir. Eğer insan yaşamının bilinçli evreleri
toplansa toplam sürenin en fazla yarısı edebilir. Yani diğer
kısım ise bilinçsiz yaşamımıza yani bilinçaltımıza aittir.
Bu kısımda Jung bizim için çok anlam ifade etmeyen pek çok
şeyi tanımlayarak bunların bilinç ve bilinçaltı üzerindeki
etkilerini incelemiştir. Bunlara maddesel olarak değinirsek
belki de en önemlisi benliktir. Diğer terimler ise;
duygular, sezgiler, düşünceler, duyumlar gibi
Teknokoliker
15
16. Bilincin ve Bilinçaltının İşlevleri
ve Yapıları
Sadece bu terimleri ifade etmekle kalmayarak bu
kavramların bilinç ve bilinçaltı ile olan bağlarını en iyi şekilde
ifade etmeyi başarmıştır. Bir örnekle açıklarsam,
Gönüllü bir kişiyi hipnoz ile uyuttuktan sonra 1’den
başlayarak saymasını istemiş ve belirli bir süre sonra
uyandırdığında saymaya devam etmiştir. Asıl ilginç olan ise
kısa bir süre sonra tekrar uyuttuğunda bu kişi geçen süre
üzerinden saymaya devam etmiştir.
Bu bölümde bahsettiği bir diğer önemli kavram ise bilinçaltı
problemleridir. Açıkladığı kavramları ve bilinçaltı ile olan
ilişkilerini çok başarılı bir şekilde ifade etmeyi başarmış.
Teknokoliker
16
17. Çağrışım Deneyleri
Jung, Çağrışım deneylerini kullanarak psikoloji bilimine çok
büyük katkılar sağlamıştır.
Bu başlık altında çağrışım deneylerinin uygulanışını ve
teknolojik gelişmeler ile geldiği başarılı durumu
anlatmaktadır.
Çağrışım deneyleri ile hastanın bilincin de bile olmadığı
problemleri saptayabilmiştir.
Çağrışım deneyi, temelinde bir biri ile bağı olmayan
kelimelerin hastaya söylenerek ona aklından geçen şeyi
hemen söylemesini istemekle yapılmaktadır. Basit veya
saçma gelebilir fakat bir hastasının sorulara tepki süresi
saniyenin 7/5’i olmasına rağmen bıçak kelimesine çok geç
tepki vermesi sizce de şaşırtıcı değil mi?
Teknokoliker
17
18. Çağrışım Deneyleri
Atmak ve yere yatırmak gibi kelimeler de de bıçak türevi tepki
sürelerinde sapmalar oluyor. Jung hastasına daha önce bıçaklı bir
kavgaya karışıp karışmadığını sorduğunda hastanın tepkisi
‘’Ben bile unutmuştum bu olayı nereden anladınız? Gençlik
yıllarımda Fransa’da istenmedik bir kavgaya karıştım ve hapis
yattım. Oldukça kötü günlerdi ve bu olaydan kimseye
bahsetmedim’’ diye ifade etmektedir.
Bu örneğin dışında pek çok hastasının problemlerinden bu
bölümde bahsetmekte. Fakat bu deneylerin sonunda çıkan
problemler sonucunda Jung hastalarını çok daha çabuk iyileştire
bilmeyi başarmıştır.
Çağrışım deneyleri,üzerinde durulması gereken önemli bir konu.
Teknokoliker
18
19. Kompleksler Kuramı
Çağrışım deneyleri sırasında tepki sürelerinin beklenmedik bir
şekilde uzaması sonucunda Jung, kendisinin coşku kompleksi adı
verdiği bulguları bulmasına sebep olmuş. Kompleksler aslında
sinir hastalığının en önemli sebeplerinden de biridir.
Jung Kompleksleri genel olarak şu şekilde anlatmaktadır.
‘’Kompleksler, her bireyde olan şeylerdir. Bu kompleksler insanda
sıkıntı ve korkulara sebep olmaktadır. İnsan bu komplekslerini ne
kadar bastırmaya çalışsa da, kompleksler en beklenmedik anda
tekrar karşısına çıkacaktır. Bu kompleksleri ciddiye almak en
doğrusudur. Kompleksler, hasta ile hekimin arasına ciddi setlerde
çekerek tedavinin uzamasına hatta yapılamamasına bile sebep
olabilmektedir.’’
Teknokoliker
19
20. Kompleksler Kuramı
Kompleksler, ruhta ani bir enerji patlamasına neden olarak
iradeye yani bilince hakim olarak insanın yapmaması
gereken şeylere sebep olabilmektedir.
Ayrıca Jung, komplekslerin ruhu parçalara ve bölgelere
ayırdığını da ispatlamış ve bu bölgelerde yaşanan ani enerji
patlamaları ile bireyde istenilmeyen davranışlara neden
olduğunu saptamıştır.
Kompleksleri yaramaz bir çocuğa benzetmiştir.
Teknokoliker
20
21. III. Bölüm (Düşler)
Bu bölümde genel olarak düşlerden ve birey için öneminden
bahsetmektedir. Bu bölüm üç başlıktan oluşmaktadır.
Düşlerin Öğrenimi
1928’te Zürih’te Energetik der Seele de Düş Psikolojisi
Genel Düşünceler adı altında yayınlandı.
Düşün Bireysel Anlamı
1931’de Dresden’de yayınlanan Psikoterapi Tıp Derneği
kongresinde verilen konferans.
Düş’ten Mit’e
Analitik Psikolojiye Giriş (üçüncü bölüm)
Teknokoliker
21
22. Düşlerin Öğrenimi
Bu bölümde ilk olarak düşler hakkında bilgi vermektedir.
Jung’a göre düşler, bize geçmiş ile olan bağlarımızı ve
sorunlarımızı çıkarta bileceği gibi geleceğe duyulan
kaygılardan dolayı ileri yaşantımıza dönük bilince önemli
etkilerde bulunabilir. Bu etkiler bireyde huy bozukluklarına
sebep olabilmektedir.
Bu bölümde ayrıca birkaç hastasının tedavi sürecinde
gördükleri düşleri nasıl kullandığını anlatmaktadır. Gerçek şu
ki düş bireye özgüdür ve bireyle birlikte yorumlanmak
zorundadır. Düş sırasında geçen basit bir olay yada sıradan
bir yer hasta için önem ifade edebilir. Rüya yorumlanarak
hastanın doğru yolu bulması sağlanmalıdır.
Teknokoliker
22
23. Düşün Bireysel Anlamı
Bu konuda genel olarak bireysel olarak düşün
yorumlanmasını ele almaktadır. Burada hastaları ile geçen
düş yorumlamalarını görmekteyiz. Bu konu ile aslında
düşlerin ne kadar da önemli bir kavram olduğunu anlamak
hiç te zor değil!
Jung’a göre, düş tamamen bilinçaltında gerçekleşen bir
durumdur. Bilinçaltımız karşılaşılan bir problemi çözmeye
çalışır ve bunlar bize bazen düş olarak yansır. Aslında bu
düşler ile bilinçaltımız bize bir şeyler anlatmaya çalışır. İlginç
olan şudur ki bazen bu çözülmeyi bekleyen sorunlar düşü
gören kişinin farkında bile olmadığı problemlerdir.
Teknokoliker
23
24. Düş’ten Mit’e
Bu bölümde görülen düşleri bir sonuca bağlıyor. Fakat bu
konu ile bu işin aslında o kadar da kolay olmadığını da
anlayabiliriz. Ayrıca bu bölümde dinleyicilerin sordukları
sorularını ve Jung’un cevaplarını görmekteyiz.
Bu bölümde dikkati çeken asıl şey rüyaları yorumlarken
izlenmesi gereken yol diyebilirim. Örneğin bir hastası
rüyasında karşısına çıkan canavarı sihirli bir değnek ile
öldürür. Sizce bu hastanın kompleksinin tedavi edildiğini mi?
Yoksa daha da derinlere mi indiğini gösterir? Buna karar
vermek için Jung canavarı ve değneği incelemiş.
Kertenkele ve ıstakoza benzeyen bir canavar neyi ifade
edebilir?
Teknokoliker
24
25. Düş’ten Mit’e
Kertenkele ve ıstakoz biyolojik olarak incelendiğinde bu ikisi
aslında insan ile ortak yapıya sahiptir. Bilinçaltının anlatmaya
çalıştığı da aslında buydu.
Değnek ise, bir mükemmellik sembolü ve aslında değnek ile hasta
bilinci bilinçaltına müdahale ediyor. Çözümün gelebilmesi için en
doğru şey canavarın kendisini yutmasını sağlamaktı. Yani bir nevi
fırtına sırasında balığın insanı yutup daha sonra güvenli bir yere
çıkarması gibi.
Hasta, sıradan bir köylü çocuğunun oğlu ve sonrasında başarılı bir
bilim adamı olmuş ve gözü yükseklerde biriydi. Jung rüyalarını
yorumladıktan sonra onun için en doğrusunun beklemek
olduğunu söyler. O ise aldırmaz ve sonunda beklenmedik bir
düşüş ile daha da alt görevlere verilir.
Teknokoliker
25
26. Sonuç
Sonuç kısmında ise Jung insanlıktan beklediği temennisini
belirtiyor ve insan ruhuna yöneliş kitabının bu temenniyi
sağlamakta yardımcı bir rehber olduğunu vurgulamaktadır.
‘’İnsanların, Modern savaşlar olarak nitelendirdiği büyük
yıkıntılardan herkesin kendilerini koruması tepeden tırnağa
silahlanma ile olmaz! Silah yığınları savaşları gerekli
gösterir! Gelecekte, bilinç setlerini yıkıp kurtularak dünyayı
tehlikelere sürükleyen bilinçaltının yarattığı koşulları yok
etmek, daha yeğlenir bir durum değil midir?’’
Carl Gustav Jung
Teknokoliker
26
27. İnsan Ruhuna Yöneliş kitabı ruh bilimi üzerine bir psikiyatr
tarafından hazırlanılmış olabilir. Fakat yer yüzündeki her
birey için oldukça önemli bir konu. Bilinç ve Bilinçaltı gibi
kavramları anlayarak hayatımızın akışını değiştire bilmek
sadece bizim elimizde.
Jung, İnsanlık için asıl sorunun savaşlar veya doğal afetler
değil de bilinçsizlik ile bilinçaltının ortaya çıkaracakları
olacak derken sizce öylesine mi demiştir? Her gün neler
görüyoruz değil mi? Peki bunların ne kadarı mantıklı sonu
sadece pişmanlık!!!
Kendi anladıklarım ile kısa bir özet çıkardım. Tavsiyem bu
kitabı kesinlikle okumanız.
Bilinçli Günler
Sadık BOZKURT – www.teknokoliker.com
Teknokoliker
27
28. Ek Kaynaklar
Bilinci ve Bilinçaltı Kavramalarını Anlama - Kendini Tanıma
Fırsatı
@Teknokoliker on Twitter | Teknokoliker on Facebook
Teknokoliker
28