SlideShare a Scribd company logo
YAZAR ve ESERLER‹ HAKKINDA
Harun Yahya müstear ismini kullanan yazar Adnan Oktar,
1956 y›l›nda Ankara'da do¤du. ‹lk, orta ve lise ö¤renimini
Ankara'da tamamlad›. Daha sonra ‹stanbul Mimar Sinan
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ve ‹stanbul Üni-
versitesi Felsefe Bölümü'nde ö¤renim gördü. 1980'li y›llar-
dan bu yana, imani, bilimsel ve siyasi konularda pek çok eser
haz›rlad›. Bunlar›n yan› s›ra, yazar›n evrimcilerin sahtekar-
l›klar›n›, iddialar›n›n geçersizli¤ini ve Darwinizm'in kanl›
ideolojilerle olan karanl›k ba¤lant›lar›n› ortaya koyan çok
önemli eserleri bulunmaktad›r.
Harun Yahya'n›n eserleri yaklafl›k 30.000 resmin yer ald›¤› top-
lam 45.000 sayfal›k bir külliyatt›r ve bu külliyat 57 farkl› dile
çevrilmifltir.
Yazar›n müstear ismi, inkarc› düflünceye karfl› mücadele eden
iki peygamberin hat›ralar›na hürmeten, isimlerini yad etmek için
Harun ve Yahya isimlerinden oluflturulmufltur. Yazar taraf›ndan
kitaplar›n kapa¤›nda Resulullah'›n mührünün kullan›lm›fl olmas›-
n›n sembolik anlam› ise, kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Bu mühür,
Kuran-› Kerim'in Allah'›n son kitab› ve son sözü, Peygamberimiz
(sav)'in de hatem-ül enbiya olmas›n› remzetmektedir. Yazar da,
yay›nlad›¤› tüm çal›flmalar›nda, Kuran'› ve Resulullah'›n sünneti-
ni kendine rehber edinmifltir. Bu suretle, inkarc› düflünce sistemle-
rinin tüm temel iddialar›n› tek tek çürütmeyi ve dine karfl› yönelti-
len itirazlar› tam olarak susturacak "son söz"ü söylemeyi hedefle-
mektedir. Çok büyük bir hikmet ve kemal sahibi olan Resulul-
lah'›n mührü, bu son sözü söyleme niyetinin bir duas› ola-
rak kullan›lm›flt›r.
Yazar›n tüm çal›flmalar›ndaki ortak hedef, Ku-
ran'›n tebli¤ini dünyaya ulaflt›rmak, böylelik-
le insanlar› Allah'›n varl›¤›, birli¤i ve ahiret
gibi temel imani konular üzerinde düflün-
meye sevk etmek ve inkarc› sistemlerin
çürük temellerini ve sapk›n uygulamala-
r›n› gözler önüne sermektir.
Nitekim Harun Yahya'n›n eserleri Hin-
distan'dan Amerika'ya, ‹ngiltere'den En-
donezya'ya, Polonya'dan Bosna Hersek'e, ‹spanya'dan Brezilya'ya, Malezya'dan ‹talya'ya,
Fransa'dan Bulgaristan'a ve Rusya'ya kadar dünyan›n daha pek çok ülkesinde be¤eniyle
okunmaktad›r. ‹ngilizce, Frans›zca, Almanca, ‹talyanca, ‹spanyolca, Portekizce, Urduca,
Arapça, Arnavutça, Rusça, Boflnakça, Uygurca, Endonezyaca, Malayca, Bengoli, S›rpça, Bul-
garca, Çince, Kishwahili (Tanzanya'da kullan›l›yor), Hausa (Afrika'da yayg›n olarak kulla-
n›l›yor), Dhivelhi (Mauritus'ta kullan›l›yor), Danimarkaca ve ‹sveçce gibi pek çok dile çevri-
len eserler, yurt d›fl›nda genifl bir okuyucu kitlesi taraf›ndan takip edilmektedir.
Dünyan›n dört bir yan›nda ola¤anüstü takdir toplayan bu eserler pek çok insan›n iman
etmesine, pek ço¤unun da iman›nda derinleflmesine vesile olmaktad›r. Kitaplar› okuyan, in-
celeyen her kifli, bu eserlerdeki hikmetli, özlü, kolay anlafl›l›r ve samimi üslubun, ak›lc› ve il-
mi yaklafl›m›n fark›na varmaktad›r. Bu eserler süratli etki etme, kesin netice verme, itiraz
edilemezlik, çürütülemezlik özellikleri tafl›maktad›r. Bu eserleri okuyan ve üzerinde ciddi
biçimde düflünen insanlar›n, art›k materyalist felsefeyi, ateizmi ve di¤er sapk›n görüfl ve fel-
sefelerin hiçbirini samimi olarak savunabilmeleri mümkün de¤ildir. Bundan sonra savunsa-
lar da ancak duygusal bir inatla savunacaklard›r, çünkü fikri dayanaklar› çürütülmüfltür.
Ça¤›m›zdaki tüm inkarc› ak›mlar, Harun Yahya Külliyat› karfl›s›nda fikren ma¤lup olmufl-
lard›r.
Kuflkusuz bu özellikler, Kuran'›n hikmet ve anlat›m çarp›c›l›¤›ndan kaynaklanmaktad›r.
Yazar›n kendisi bu eserlerden dolay› bir övünme içinde de¤ildir, yaln›zca Allah'›n hidayeti-
ne vesile olmaya niyet etmifltir. Ayr›ca bu eserlerin bas›m›nda ve yay›nlanmas›nda herhangi
bir maddi kazanç hedeflenmemektedir.
Bu gerçekler göz önünde bulunduruldu¤unda, insanlar›n görmediklerini görmelerini
sa¤layan, hidayetlerine vesile olan bu eserlerin okunmas›n› teflvik etmenin de, çok önemli
bir hizmet oldu¤u ortaya ç›kmaktad›r.
Bu de¤erli eserleri tan›tmak yerine, insanlar›n zihinlerini buland›ran, fikri karmafla
meydana getiren, kuflku ve tereddütleri da¤›tmada, iman› kurtarmada güçlü ve keskin bir
etkisi olmad›¤› genel tecrübe ile sabit olan kitaplar› yaymak ise, emek ve zaman kayb›na ne-
den olacakt›r. ‹man› kurtarma amac›ndan ziyade, yazar›n›n edebi gücünü vurgulamaya yö-
nelik eserlerde bu etkinin elde edilemeyece¤i aç›kt›r. Bu konuda kuflkusu olanlar varsa, Ha-
run Yahya'n›n eserlerinin tek amac›n›n dinsizli¤i çürütmek ve Kuran ahlak›n› yaymak oldu-
¤unu, bu hizmetteki etki, baflar› ve samimiyetin aç›kça görüldü¤ünü okuyucular›n genel ka-
naatinden anlayabilirler.
Bilinmelidir ki, dünya üzerindeki zulüm ve karmaflalar›n, Müslümanlar›n çektikleri ezi-
yetlerin temel sebebi dinsizli¤in fikri hakimiyetidir. Bunlardan kurtulman›n yolu ise, dinsiz-
li¤in fikren ma¤lup edilmesi, iman hakikatlerinin ortaya konmas› ve Kuran ahlak›n›n, in-
sanlar›n kavray›p yaflayabilecekleri flekilde anlat›lmas›d›r. Dünyan›n günden güne daha
fazla içine çekilmek istendi¤i zulüm, fesat ve kargafla ortam› dikkate al›nd›¤›nda bu hizme-
tin elden geldi¤ince h›zl› ve etkili bir biçimde yap›lmas› gerekti¤i aç›kt›r. Aksi halde çok geç
kal›nabilir.
Bu önemli hizmette öncü rolü üstlenmifl olan Harun Yahya Külliyat›, Allah'›n izniyle, 21.
yüzy›lda dünya insanlar›n› Kuran'da tarif edilen huzur ve bar›fla, do¤ruluk ve adalete, gü-
zellik ve mutlulu¤a tafl›maya bir vesile olacakt›r.
Bu kitapta kullan›lan ayetler, Ali Bulaç'›n haz›rlad›¤›
"Kur'an-› Kerim ve Türkçe Anlam›" isimli mealden al›nm›flt›r.
Birinci Bask›: Mart 1997 / ‹kinci Bask›: fiubat 2001 / Üçüncü Bask›: Eylül 2006 / Dördüncü Bask›: Temmuz 2008
ARAfiTIRMA YAYINCILIK
Talatpafla Mah. Emirgazi Caddesi ‹brahim Elmas ‹fl Merkezi
A Blok Kat 4 Okmeydan› - ‹stanbul Tel: (0 212) 222 00 88
Bask›: Seçil Ofset / 100. Y›l Mahallesi MAS-S‹T Matbaac›lar Sitesi
4. Cadde No: 77 Ba¤c›lar-‹stanbul Tel: (0 212) 629 06 15
w ww.harunyahya.org - www.harunyahya.net
OKUYUCUYA
● Bu kitapta ve di¤er çal›flmalar›m›zda evrim teorisinin çöküflüne özel bir yer ayr›lmas›n›n
nedeni, bu teorinin her türlü din aleyhtar› felsefenin temelini oluflturmas›d›r. Yarat›l›fl› ve
dolay›s›yla Allah'›n varl›¤›n› inkar eden Darwinizm, 140 y›ld›r pek çok insan›n iman›n›
kaybetmesine ya da kuflkuya düflmesine neden olmufltur. Dolay›s›yla bu teorinin bir aldat-
maca oldu¤unu gözler önüne sermek çok önemli bir imani görevdir. Bu önemli hizmetin
tüm insanlar›m›za ulaflt›r›labilmesi ise zorunludur. Kimi okuyucular›m›z belki tek bir kita-
b›m›z› okuma imkan› bulabilir. Bu nedenle her kitab›m›zda bu konuya özet de olsa bir bö-
lüm ayr›lmas› uygun görülmüfltür.
● Belirtilmesi gereken bir di¤er husus, bu kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Yazar›n tüm kitapla-
r›nda imani konular, Kuran ayetleri do¤rultusunda anlat›lmakta, insanlar Allah'›n ayetle-
rini ö¤renmeye ve yaflamaya davet edilmektedir. Allah'›n ayetleri ile ilgili tüm konular,
okuyan›n akl›nda hiçbir flüphe veya soru iflareti b›rakmayacak flekilde aç›klanmaktad›r.
● Bu anlat›m s›ras›nda kullan›lan samimi, sade ve ak›c› üslup ise kitaplar›n yediden yetmifle
herkes taraf›ndan rahatça anlafl›lmas›n› sa¤lamaktad›r. Bu etkili ve yal›n anlat›m sayesin-
de, kitaplar "bir solukta okunan kitaplar" deyimine tam olarak uymaktad›r. Dini reddetme
konusunda kesin bir tav›r sergileyen insanlar dahi, bu kitaplarda anlat›lan gerçeklerden
etkilenmekte ve anlat›lanlar›n do¤rulu¤unu inkar edememektedirler.
● Bu kitap ve yazar›n di¤er eserleri, okuyucular taraf›ndan bizzat okunabilece¤i gibi, karfl›-
l›kl› bir sohbet ortam› fleklinde de okunabilir. Bu kitaplardan istifade etmek isteyen bir
grup okuyucunun kitaplar› birarada okumalar›, konuyla ilgili kendi tefekkür ve tecrübele-
rini de birbirlerine aktarmalar› aç›s›ndan yararl› olacakt›r.
● Bunun yan›nda, sadece Allah r›zas› için yaz›lm›fl olan bu kitaplar›n tan›nmas›na ve okun-
mas›na katk›da bulunmak da büyük bir hizmet olacakt›r. Çünkü yazar›n tüm kitaplar›nda
ispat ve ikna edici yön son derece güçlüdür. Bu sebeple dini anlatmak isteyenler için en et-
kili yöntem, bu kitaplar›n di¤er insanlar taraf›ndan da okunmas›n›n teflvik edilmesidir.
● Kitaplar›n arkas›na yazar›n di¤er eserlerinin tan›t›mlar›n›n eklenmesinin ise önemli sebep-
leri vard›r. Bu sayede kitab› eline alan kifli, yukar›da söz etti¤imiz özellikleri tafl›yan ve
okumaktan hoflland›¤›n› umdu¤umuz bu kitapla ayn› vas›flara sahip daha birçok eser ol-
du¤unu görecektir. ‹mani ve siyasi konularda yararlanabilece¤i zengin bir kaynak biriki-
minin bulundu¤una flahit olacakt›r.
● Bu eserlerde, di¤er baz› eserlerde görülen, yazar›n flahsi kanaatlerine, flüpheli kaynaklara
dayal› izahlara, mukaddesata karfl› gereken adaba ve sayg›ya dikkat edilmeyen üsluplara,
burkuntu veren ümitsiz, flüpheci ve ye'se sürükleyen anlat›mlara rastlayamazs›n›z.
i ç i n d e k i l e r
Girifl 8
Gözün Kusursuz Tasar›m› 13
Görüntünün Oluflumu ve Görme 56
Gözün Yarat›l›fl› 77
Göz ve Teknoloji 93
Hayvan Gözleri 100
Gören Kim? 124
Darwinizm'in Çöküflü 137
G‹R‹fi
u cümleyi siz okuyup bitirinceye kadar gözünüzde yaklafl›k yüz milyar
(100.000.000.000) ifllem yap›ld›. Belki inanmas› güç fakat dünyan›n en
muhteflem ayg›tlar›ndan bir çiftine sahipsiniz. ‹nsano¤lu halen bir benze-
rini üretemedi. Yaflam›n›zda sahip oldu¤unuz herfley gözleriniz sayesin-
de bir anlam kazand›. Ailenizi, dostlar›n›z›, evinizi, iflinizi, k›saca yaflam›-
n›z boyunca karfl›laflt›¤›n›z herfleyi gerçek anlam›yla gözleriniz sayesinde
tan›d›n›z. Onlars›z d›fl dünyay› hiçbir zaman tam olarak bilemezdiniz.
Gözleriniz olmasayd› bir rengin, bir fleklin, bir manzaran›n, bir insan yü-
zünün, güzellik denen kavram›n nas›l bir fley oldu¤unu hiçbir zaman ha-
yalinizde canland›ramazd›n›z. Fakat, gözleriniz var, bu sayede etraf›n›z›
görüyor, flu anda da önünüzdeki yaz›y› okuyorsunuz.
Dahas›, görmek için hiçbir çaba harcam›yorsunuz; sadece görmek is-
tedi¤iniz fleye do¤ru bak›yorsunuz. Gözünüze, gözün içindeki parçalara,
gözden beyne giden sinirlere ve beyninize "bak›n, görün, flu ifllemleri ya-
p›n" emri vermiyorsunuz. T›pk› yeryüzünde yaflayan ve yaflam›fl milyar-
larca insan gibi sadece bak›yor ve görüyorsunuz. Bir cisme odaklan›p onu
net görmek için göz merce¤inizin cismin uzakl›¤›na göre almas› gereken
yar›çap›n optik ölçümlerini, merce¤e ba¤l› kaslar›n çok hassas kas›lma
oranlar›n› hesaplam›yorsunuz. Yaln›zca o cismi net görmek istiyorsunuz,
gerisi saniyenin çok küçük bir diliminde sizin için otomatik olarak halle-
diliyor. Bunun ne kadar büyük bir mucize oldu¤u, bu kadar insan gibi
belki bugüne kadar sizin de akl›n›za gelmedi.
Üstelik, böyle mükemmel bir ayg›ta sahip olmak için de hiçbir çaba-
n›z olmad›. Do¤du¤unuz anda gözlerinizi de -özel bir rahats›zl›¤›n›z yok-
sa- son derece kusursuz bir yap›ya sahip olarak buldunuz.
Bu nimetin de¤erini en iyi anlayanlar da görme yeteneklerini sonra-
dan kaybedenlerdir. E¤er bir gün gözlerinizi kaybedecek olursan›z -ki bu
olay ihtimal dahilindedir- o tarihten sonra gelece¤e ait bütün planlar›n›z
BB
ADNAN OKTAR
ikinci planda kalacak ve dünyadaki en büyük iste¤iniz, gözlerinize tekrar
kavuflmak olacakt›r. Ya da y›llar boyu kör bir hayat geçirdikten sonra bir
gün t›bbi bir müdahale sonucunda gözlerinizin aç›ld›¤›n› düflünün. fiun-
dan kesinlikle emin olun ki, bu dünyada verilebilecek hiçbir fley sizin için
bundan daha de¤erli olmayacak, o gün ve onu takip eden günlerde sizi
hiçbir fley bu kadar sevindirip mutlu etmeyecektir. Bir ayette Rabbimiz
flöyle buyurmaktad›r:
De ki: "Sizi infla eden (yaratan), size kulak, gözler ve gönüller ve-
ren O'dur. Ne az flükrediyorsunuz?" (Mülk Suresi, 23)
Evrim Yine Açmazda
Peki, insan için bu kadar önemli bir duyu nas›l ortaya ç›kt›? Görme
diye bir kavram yoktan nas›l varoldu? Biraz daha genifl bir aç›dan baka-
rak bu soruyu genellefltirelim. Befl duyusu, beyni, uyumla çal›flan iç or-
ganlar›, elleri, ayaklar›, bedeni ve ruhu ile insan nas›l meydana geldi?
Sa¤duyu sahibi ve akl›n› kullanabilen her insan bu soruya canl›l›¤›n
üstün ve kusursuz bir yarat›l›fl›n sonucu oldu¤u cevab›n› verecektir. An-
cak bu aç›k gerçe¤i reddeden evrim teorisinin bu soruya verece¤i cevap
ise tesadüflerdir. Evrimciler flu ana kadar gelmifl geçmifl tüm canl›-cans›z
varl›klar›n, hiçbir yarat›l›fl olmadan say›s›z tesadüflerin biraraya gelmesi
sonucunda meydana geldiklerini iddia ederler. Ancak evrimin bu iddias›
hem akla hem mant›k kurallar›na hem de bilime ayk›r›d›r. Çünkü cans›z
maddelerin canl› oluflturmas› bir canl›ya hayat vermesi mümkün de¤ildir.
Bilim evrendeki kusursuz düzene tesadüflerle aç›klama getirmeye çal›flan
evrim teorisini her yönden çökertmifltir. Tüm bilimsel kan›tlar evrimcile-
rin iddialar›n›n ak›l ve bilim d›fl›l›¤›n› ortaya koymakta, evrimcilerin sah-
tekarl›klar›n› birer birer ortaya ç›karmaktad›r. Bununla birlikte canl›l›¤›n
tesadüflerle aç›klanmas› mümkün olmayan üstün bir tasar›m›n eseri ol-
du¤unu göstermektedir. Canl›lardaki bu kusursuz tasar›m›n sahibi tüm
evreni yaratan Allah't›r.
Evrim teorisinin bilim karfl›s›nda u¤rad›¤› yenilgiye ra¤men, bugün
hala dünyadaki belli bafll› akademik çevreler ve medya kurulufllar› büyük
9
HARUN YAHYA
bir dayan›flma içerisinde evrim teorisini ayakta tutma çabas›ndad›rlar.
Genel olarak izlenilen yöntem dünyan›n bir köflesinde bulunan bir kafa-
tas›yla evrim zincirinin eksik bir halkas›n›n tamamland›¤›n› manfletten
duyurmakt›r. Oysa ortada herhangi bir zincir yoktur ki eksik halkas› ta-
mamlans›n. Dahas› ortada geçifl formu say›lacak yar› bal›k-yar› sürüngen,
yar› sürüngen-yar› kufl gibi herhangi bir fosil de bulunmamaktad›r. Buna
ra¤men, sanki evrim bütün aflamalar›yla ispatlanm›fl da bir tek maymun-
dan insana uzanan zincirde ufak tefek eksikler kalm›fl gibi bir hava yara-
t›lmaya çal›fl›l›r.
Evrimcilerin ›srarla dikkatleri kafatas› fosillerine çekmelerinin elbet-
te bir nedeni vard›r. Tarih boyunca, irili ufakl› binlerce maymun türü ya-
flam›fl ve bunlar›n yüzde doksan yedisinin nesli tükenmifltir. Bu maymun-
lar›n kafatas› fosillerini büyüklüklerine ve baz› fiziksel özelliklerine göre
dizip, "iflte maymundan insana uzanan zincir" demek son derece kolay-
d›r. Hiçbir somut kan›ta dayanmayan hayali d›fl görünüm çizimleri, fosil
sahtekarl›klar› ve hileli s›ralamalar da evrim senaryolar›n›n temel malze-
meleridir. Oysa evrim daha mikrobiyoloji aflamas›nda çökmüfltür. Bunun
yan› s›ra mevcut kompleks yap›lar›n varl›¤›n› hiçbir flekilde izah edeme-
mektedir. Bu yüzden evrimci çevreler olabildi¤i kadar bu konular üzerin-
de tart›flmaktan kaçarlar. Zaman zaman da hiçbir cevap niteli¤i tafl›mayan
teknik ayr›nt›lar› ard› ard›na dizerek, sözde bu konular›n da aç›klamas›n›
yapm›fl izlenimi vermeye çal›fl›rlar.
Bu kitab›n konusu olan göz de, "Gözleri düflünmek beni bu teori-
den so¤uttu" diyen Darwin'den beri evrimcileri ç›kmaza sürükleyen or-
ganlardan biridir. Gözün yap›s› ve ifllevleri incelendi¤inde evrimcilerin bu
kaç›fllar›n›n sebebi daha iyi anlafl›l›r. Göz birçok farkl› bölümden oluflmufl
kompleks bir yap›ya sahiptir. Hayret uyand›racak kadar genifl kapsaml› ifl-
levleri vard›r. Bunlar›n tümü gözü oluflturan farkl› bölümlerin uyum için-
de çal›flmalar› sonucunda gerçekleflir. Parçalardan birinin bile olmamas› gö-
zün görevini yapamamas› demektir. Bu da evrim aç›s›ndan içinden ç›k›l-
maz bir noktad›r. Çünkü evrim, mevcut bütün organlar›n zaman içinde
kendi kendilerine olufltu¤unu öne sürer. Gözün, ancak bütün yap›lar›yla
10
ADNAN OKTAR
eksiksiz ve kusursuz bir flekilde ayn› anda varolmas›n›n zorunlulu¤u da
böyle bir sürecin hiçbir zaman olamayaca¤› anlam›na gelir.
Konuyu daha iyi anlamak için bir örnek verelim. Gözyafl› salg›lama-
yan bir göz, çok k›sa bir sürede kurur ve kör olur. Dahas› gözyafl›, antisep-
tik özelli¤i ile, gözü mikroplara karfl› korur. Evrimciler, gözyafl› olmadan
birkaç saat içinde kuruyan gözün, sözde evrim süreci içinde, gözyafl› bez-
leri oluflana kadar milyonlarca y›l nas›l dayand›¤› sorusunu ak›llar›na getir-
mek bile istemezler. Kald› ki gözün görevini yapabilmesi için bütün organ
ve sistemleriyle mevcut olan bir beden d›fl›nda, kornea, konjonktiva, iris,
göz bebe¤i, göz merce¤i, retina, koroid, göz kaslar›, göz kapaklar› gibi doku
ve yap›lara ihtiyaç vard›r. Bundan baflka göz ve beyin ba¤lant›s›n› sa¤layan
muhteflem bir sinir a¤› ve beyinde bulunan son derece kompleks görme
alan› olmadan görmemiz mümkün de¤ildir. Bütün bu say›lanlar, tesadüfen
hiçbir flekilde oluflamayacak kadar özel ve kompleks yap›lara sahiptirler.
Bu yap›lardan herhangi biri, örne¤in göz merce¤i olmasa göz hiçbir ifle
yaramaz. Dahas› göz merce¤i ile göz bebe¤inin yerleri de¤iflmifl olsa, göz
yine görevini yerine getiremez. K›saca gözün yap›s› çok özel bir plan-
laman›n eseridir. Bir tekinin bile tesadüfler sonucunda kendi kendine olufl-
mas› imkans›z olan bu yap›lar›n belirli bir plan ve uyum içinde ayn› anda,
ayn› yerde bulunmalar›n›n ancak tek bir geçerli ve mant›kl› aç›klamas› var-
d›r. Gözü oluflturan tüm parçalar üstün akla sahip bir güç taraf›ndan
yarat›lm›fllard›r. Bu gücün sahibi ise Allah't›r.
Apaç›k olan böyle bir gerçe¤i kabul etmek insan› sonsuz hayat›nda
kurtulufla götüren yolun ilk ad›m›d›r. Bu kitap yarat›l›fl gerçe¤ini gözler
önüne serdi¤i gibi insan›n kurtuluflu için atmas› gereken ad›mlara da bir
yol gösterici olmak amac›n› tafl›maktad›r.
Ak›ll› Tasar›m yani Yarat›l›fl
Kitapta zaman zaman karfl›n›za Allah'›n yaratmas›ndaki mükemmel-
li¤i vurgulamak için kulland›¤›m›z "tasar›m" kelimesi ç›kacak. Bu keli-
menin hangi maksatla kullan›ld›¤›n›n do¤ru anlafl›lmas› çok önemli.
Allah'ın tüm evrende kusursuz bir tasarım yaratmıfl olması, Rabbimiz'in
11
HARUN YAHYA
önce plan yaptı¤ı daha sonra yarattı¤ı anlamına gelmez. Bilinmelidir ki,
yerlerin ve göklerin Rabbi olan Allah'ın yaratmak için herhangi bir 'tasarım'
yapmaya ihtiyacı yoktur. Allah'ın tasarlaması ve yaratması aynı anda olur.
Allah bu tür eksikliklerden münezzehtir. Allah'ın, bir fleyin ya da bir iflin ol-
masını diledi¤inde, onun olması için yalnızca "Ol" demesi yeterlidir.
Ayetlerde flöyle buyurulmaktadır:
Bir fleyi diledi¤i zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da
hemen oluverir. (Yasin Suresi, 82)
Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir iflin ol-
masına karar verirse, ona yalnızca "Ol" der, o da hemen oluverir.
(Bakara Suresi, 117)
12
ADNAN OKTAR
GÖZÜN
KUSURSUZ
TASARIMI
II..
11
HARUN YAHYA14
GG
öz, oldukça karmafl›k bir yap›ya ve çok özel bir iflleve sahip olmas›na ra¤-
men bedenimizde çok küçük bir yer iflgal eder. T›pk› de¤erli bir mücevhe-
rin kutusunda saklanmas› gibi kafatas›m›z içinde d›fl etkilerden koruna-
cak bir biçimde saklan›r. Sahip oldu¤u görevin önemi ile do¤ru orant›l›
olarak, üstün bir tasar›m sayesinde korunur.
Gözler, alt› kemik uzant›s› ile kafatas›na ba¤lanan, etraflar› özel do-
kularla çevrelenmifl göz yuvalar› içinde, koruyucu bir ya¤ yast›k盤› üzeri-
ne yerlefltirilmifllerdir. Burun kemeri, kafllar ve elmac›k kemikleri taraf›n-
dan d›fl etkenlere karfl› korunurlar. Gözleri çevreleyen tüm bu kemik ve
dokular hep birlikte "göz çukuru" (orbita) olarak adland›r›l›r.
Gözler, çok iyi korunmalar›n›n yan›s›ra vücutta, görmeyi en rahat ve
en ideal biçimde sa¤layacak bir bölgeye yerlefltirilmifllerdir. Bu bölge, vü-
cudumuzu ve uzuvlar›m›z› en mükemmel flekilde kontrol ve idare edebil-
memizi sa¤layacak bir konuma sahiptir.
Bir örnek olarak, gözlerimizin bacaklar›m›z›n üzerinde bulundukla-
r›n› düflünelim. Yaln›zca yürüdü¤ümüz bölgeyi görece¤imizden, vücudu-
muzun üst k›sm›, özellikle de bafl›m›z sürekli olarak bir yerlere çarpacakt›.
Ayr›ca böyle bir durumda yemek yemek, elleri kullanmak gibi pek çok ha-
reket bafll› bafl›na bir sorun haline gelecekti. Bu sadece bir örnektir. Gözle-
rimizin flu anki yerleri d›fl›nda vücudumuzun herhangi baflka bir yerinde
bulunmalar›n›n do¤uraca¤› sak›ncalar› saymakla bitmez.
Dahas› gözlerin bafl›m›zda bulunmas›, onlar›n her an sa¤l›k ve emni-
yetini sa¤lama bak›m›ndan da en uygun durumdur. Boynun küçük ve h›z-
l› bir refleks hareketiyle, göze zarar verebilecek herhangi bir cisimle tema-
s› engellenmifl olur.
Gözler yüz üzerinde de en ideal konumda bulunurlar. Acaba gözler
yüzün baflka bir yerinde, örne¤in burnun alt›nda bulunsalard› ne olurdu?
Hem emniyet aç›s›ndan riskli bir durum oluflur hem de estetik olarak ol-
dukça çirkin bir görünüm meydana gelirdi. Görüfl aç›s› da flu ankinden
çok daha k›s›tl› olurdu.
Gözlerin her yönden, olabilecek en ideal yerde, simetrik bir biçimde
bulunmalar› esteti¤e de son derece uygundur. ‹ki gözün aras› ortalama tek
göz boyundad›r. Bu oran bozuldu¤unda, gözlerin aras› daha aç›k veya da-
ha yak›n olunca yüzün tüm ifadesi de¤iflir.
ADNAN OKTAR 15
(fiekil 1.1) Göz kapa¤›n›n önden kesiti. Göz kapa¤› içinde bulunan bezler
gözyafl› üretimi yaparlar. Ayn› zamanda bu bezlerden salg›lanan ya¤ ile kir-
pikler kaplan›r. Bu kaplama sayesinde kirpikler yukar› do¤ru k›vr›larak, gö-
zün görme alan›n› açar, ayn› zamanda da estetik bir görünüm kazan›rlar.
Göz kapa¤›n›n ucunda ç›kan k›llara özel bir kaplama yapmak buradaki k›lla-
r›n m› yoksa göz kapa¤›n›n m› fikridir? Elbette ki de¤ildir. Gözdeki mükem-
mel yap› herfleyin Rabbi olan Allah'a aittir.
Meibomius bezleri
Göz, sahip oldu¤u bütün özellikleri ile insan›n Allah taraf›ndan yara-
t›lm›fl oldu¤unu ispatlayan bir delildir. Bu delilleri daha yak›ndan görmek
ve gözün oluflumunun evrim teorisiyle aç›klanmas›n›n mümkün olmad›-
¤›na bir kez daha flahit olmak için gözü oluflturan yap›lar› yak›ndan ince-
leyelim...
Göz Kapaklar›
Gözler vücudun d›fl dünyaya aç›lan pencereleridir. Bu pencerelerin
korunmas› ve bak›m› özel bir sistem sayesinde sa¤lan›r. Göz kapaklar›,
mükemmel bir flekilde iflleyen bu sistemin en önemli parçalar›ndan birisi-
dir (flekil 1.1). Göz kapaklar›n›n görevi, göz küresini korumakla birlikte
"konjonktiva"1 ve "kornea"y›2 her an belli bir nem oran›nda tutmakt›r. Göz
kapaklar›n›n iç k›sm›nda bulunan konjonktiva adl› katman›n damarlar›,
uykuda oksijen alamayan gözün d›fl tabakas›n› besler.
Gerekti¤i zaman göz yuvas›n›n üstünü tamamen ve s›k›ca örtebilen
göz kapa¤›n›n derisi, vücudun di¤er k›s›mlar›na göre çok daha incedir.
Göz kapa¤› derisinin alt tabakas› ya¤s›z ve çok gevflektir, kan bu bölgede
kolay toplan›r. E¤er göz kapa¤›n›n derisi kal›n ve ya¤l› bir yap›ya sahip ol-
sayd›, gözlerin aç›l›p kapanmas› oldukça zor bir ifllem olurdu.
Herkes gün içinde hiç fark›nda olmadan binlerce kez gözlerini k›rpar.
Bu hareket istem d›fl› olarak yap›l›r ve bu sayede gözler yo¤un ›fl›k tema-
s›ndan ve yabanc› maddelerden korunur. ‹fllemin otomatik olarak yap›l-
mas› da ço¤u insan›n fark›nda olmad›¤› bir nimettir.
Bu temizlenme otomatik olarak yap›lmasayd› ne olurdu? Böyle bir
durumda insan göz k›rpmay› yaln›zca gözünün içinde rahats›z edici mik-
tarda pislik birikti¤inde hat›rlard›. Bu da gözün mikrop kapmas›na neden
olurdu. Gözler tamamen temizlenemedi¤inden puslu, bulan›k bir görüntü
meydana gelirdi. Göz k›rpmak büyük bir külfet olur, insan gün boyunca
sürekli göz k›rpmay› unutmamaya konsantre olmak zorunda kal›rd›.
Her birkaç saniyede bir göz k›rp›ld›¤›nda göz kapaklar› t›pk› araba
cam› silecekleri gibi gözleri suland›r›r, pislikleri temizler. Uyku s›ras›nda
ise göz kapaklar› kapal› oldu¤u için gözler kurumaya karfl› otomatik ola-
rak korunur.
Göz kapa¤›, kavisli göz yap›s›n›n üstüne kusursuz olarak oturan bir
mekanizmad›r. Bu mükemmel uyum sayesinde, göz kapa¤›n›n aç›l›p ka-
panmas› esnas›nda gözün ön yüzeyinde temas edilmeyen hiçbir nokta
kalmaz. Göz kapa¤›, gözü bu flekilde kusursuz olarak sarmasayd›, kalan
boflluklardaki yabanc› maddelerin temizlenmesi mümkün olmayacakt›.
Aç›l›p kapanma esnas›nda, göz kapa¤›n›n içinde bulunan özel bir
bezden (meibomius bezi) salg›lanan ya¤l› bir salg› kapaklar›n birbirlerine
yap›flmalar›n› engeller ve göz kapaklar›n›n kaymas›n› kolaylaflt›r›r.3
Göz kapa¤›n›n uyurken kapal› durmas› da çok önemlidir. E¤er göz
kapa¤› uyurken kapanmasayd›, uyumak insan için son derece zor bir ifl-
lem haline gelecekti. Uyuyabilmek için karanl›k bir odaya ihtiyaç olacak,
gündüzleri hiç uyunamayacakt›.4 Uyku esnas›nda aç›k kalan gözler ise
her türlü d›fl etkiye karfl› savunmas›z kalacaklard›.
Göz kapaklar›n›n önemini daha iyi anlamak için mevcut durumun
tam tersini düflünelim. E¤er göz kapa¤› diye bir fley olmasayd› yeryüzün-
deki insanlar›n tamam› çok k›sa bir süre içinde kör olurdu. Gözün üst ta-
16 HARUN YAHYA
bakas›n› oluflturan kornea kuruyacak, göz k›sa bir süre sonra görevini ya-
pamamaya bafllayacakt›. Göze girecek en küçük bir toz tanesi bile zamanla
büyük problemler yaratacak, göz hemen mikrop kapacakt›. En küçük dar-
belere karfl› korumas›z kalan göz her an kör olma tehlikesi ile karfl› karfl›ya
kalacakt›.
Örne¤in lagoftalmi adl› hastal›kta göz kapaklar› ya tamamen kapana-
maz veya çok zor kapan›r. Bu durumda kornean›n nemlenmesi tehlikeye
girece¤inden, korneada kurumaya ba¤l› olarak iltihaplanma görülür. Bu
hastal›¤›n uzun süre devam etmesi durumunda ise kal›c› göz bozukluklar›
oluflabilir. Göz kapaklar› kapanamad›¤› ve göz s›v›s› da bulunmad›¤› için
göz sürekli temizlenmeli ve mikrop kapmayacak hale getirilmelidir. Aksi
takdirde s4abaha kadar sürekli aç›k kalan göz, sabah uyan›ld›¤›nda, her
türlü toz, kir ve pislikle dolmufl bir hale gelir.5
Erken Uyar› Sistemi
Göz, mevcut bir erken uyar› sistemi sayesinde tehlikelerden korunur.
Bu sistemin temel prensibi; göze yönelik bir tehdit karfl›s›nda, gözün etra-
f›nda ya da üzerinde bulunan sinirlerin göz kapa¤›n› devreye sokmas›d›r.
Bu sinirler göz kapa¤›n› çal›flt›ran kaslar› uyar›rlar.
Göz kapaklar›n›n kapan›p aç›lmas›ndan sorumlu farkl› kas çeflitleri
vard›r. Bu kaslara ba¤›ml› olarak göz kapaklar›n›n hareketi üç flekilde olur:
- Göz k›rpma,
- Refleks olarak kapanma,
- ‹ste¤e ba¤l› olarak kapanma.
- Göz k›rpma:
Göz k›rpma hava ile temas halinde yaflayan ve göz kapa¤› bulunan
omurgal›lara ait bir özelliktir. Dakikada yaklafl›k 10-20 kere istemsiz ola-
rak kapan›r. Sürekli okuma, dikkat yo¤unlaflt›rma ya da havadaki nemin
artmas› gibi etmenler göz k›rpmay› azalt›r. Üzüntüler, s›cakl›¤›n veya ›fl›-
¤›n artmas› gibi etkenler ise göz k›rpmay› art›r›c› rol oynar. Bu sayede gö-
zün temizli¤i, insan› meflgul etmeyen otomatik bir sistemle sa¤lanm›fl
olur.
17ADNAN OKTAR
- Refleks olarak kapanma:
Refleksler insan›n çeflitli d›fl uyaranlara, irade d›fl›nda ve çok k›sa bir
süre içinde verdi¤i tepkilerdir. Gerekli durumlarda göz kapa¤›n› da hare-
kete geçiren bu refleks mekanizmas›, tehlikelere karfl› bir sigorta görevi
görür. Korneaya, kirpiklere, h›zl›ca kafllar›n ortas›na ya da alna dokunma
göz kapa¤›n› uyaran refleksin oluflmas›na neden olur.
E¤er göz k›rpma refleksini meydana getiren sinir a¤› incelenirse, bu
a¤›n ne kadar incelikle planlanm›fl bir yap›ya sahip oldu¤u aç›kça görülür.
Çünkü yukar›da belirtilen her refleks için göz kapa¤›na tafl›nan uyar›lar
farkl› sinir yollar›ndan geçmektedir. Yani gözün etraf› çok say›da erken
uyar› sistemiyle donat›lm›flt›r (fiekil 1-2).
Beyin, çok k›sa sürede gelen bu uyar›lar› de¤erlendirir ve ilgili kasla-
ra sinir uyar›lar›n›n gitmesini sa¤lar. Bu ifllemler s›ras›nda sinir uyar›lar›
yollar›n› hiç flafl›rmadan saniyenin binde biri kadar k›sa bir süre içinde
beyne ulafl›rlar. Beyinden gelen emir sonucunda göz kapa¤›, gözü yabanc›
maddelerden korumak veya silecek görevini yerine getirebilmek için tam
(fiekil 1-2) Korneaya, kir-
piklere, kafllar›n ortas›na ve-
ya al›na yap›lan bir temas so-
nucunda göz kapa¤› direk olarak
uyar›l›r. Bu uyar›, adeta bir erken
uyar› sistemi gibi döflenmifl sinir yol-
lar› sayesinde göz kapaklar›n› harekete
geçirir. Yandaki flekilde görülen özel hatla-
rla desteklenmifl alarm sistemi Allah'›n
mükemmel yarat›fl›n›n bir eseridir.
zaman›nda kapan›r. Mevcut tehlikenin an›nda tan›nmas›, farkl› durumla-
ra ait reflekslerin ayr› sinir yollar›ndan, birbirine kar›flt›r›lmadan sinyal
olarak ulaflt›r›lmas› son derece karmafl›k ifllemlerdir.
‹nsan, çevresinde devaml› olarak de¤iflen flartlar karfl›s›nda hayat›n›
devam ettirebilmek için, d›flar›da olup biten olaylardan tam zaman›nda
haberdar olmal›d›r. Bu yüzden göz k›rpma ifllemi insan›n d›fl dünyay› alg›-
lamas›n› engellemeyecek kadar k›sa bir süre içinde gerçekleflir. E¤er bu ifl-
lem uzun sürseydi çok büyük tehlikeler söz konusu olabilirdi. ‹nsan gözü-
nü k›rpma ifllemi ile meflgul oldu¤u bir anda belki de üzerine gelen bir
kamyonu farkedip kaçmaya f›rsat bulamazd›.
Nimetin Fark›na Varmak
Göz k›rpmak, her gün binlerce kere fark›nda olunmadan yap›lan bir
harekettir. Kimse göz k›rpmak için özel bir çaba sarfetmez, göz k›rparken
neden gözlerimi k›rp›yorum diye düflünmez ve göz k›rpman›n ne kadar
büyük bir nimet oldu¤unun fark›na varmaz.
Ancak insan bir sabah kalkt›¤›nda göz kapaklar›n›n yap›flm›fl oldu-
¤unu, gözlerinin yap›flkan bir ak›nt› ile doldu¤unu fark ederse o güne ka-
dar sahip oldu¤u sa¤l›kl› gözlerinin de¤erini daha iyi anlar. ‹flte "blefarit"
denilen bir hastal›k sonucunda gözler yukar›da bahsetti¤imiz duruma ge-
lip, birer bakteri yuvas›na dönüflürler. Blefarit göz kapa¤› kenar› enfeksi-
yonudur. Göz kapa¤› kenar›nda flifllik, k›zar›kl›k ile birlikte ortaya ç›kar,
ileri durumlarda küçük apselere ve ülserlere neden olur.
Bir baflka gözkapa¤› hastal›¤› ise göz kapa¤›n› kald›rma görevi yapan
kaslar›n zay›fl›¤› nedeni ile ortaya ç›kar. Bunun sonucunda üst göz kapak-
lar›ndan biri veya her ikisi düflük durur ve bu durum kifliye yorgun ve bit-
kin bir ifade verir. Bu incecik kaslar›n görevini yapmamas› görüfl alan›n›n
da küçülmesine sebep olur. Burada flafl›rt›c› olan, sadece mikroskopla gö-
rülebilen kaslar› oluflturan fluursuz hücrelerin hayat›m›z boyunca hiç yo-
rulmadan, otomatik olarak devaml› faaliyet halinde olmalar›d›r.6
Sa¤l›kl› olman›n ne kadar büyük bir nimet oldu¤unu anlamak için
mutlaka böyle s›k›nt› verici hastal›klarla karfl›laflmak gerekmez. Müminler
Allah'›n verdi¤i sa¤l›k için her zaman flükrederler. Bir hastal›kla karfl›lafl-
19ADNAN OKTAR
t›klar›nda da yaln›zca Allah'tan yard›m ister, Kuran'a uygun tevekküllü
bir tav›r gösterirler. Allah bir ayetinde flöyle buyurmaktad›r:
Nimet olarak size ulaflan ne varsa, Allah'tand›r, sonra size bir zarar
dokundu¤unda yine O'na yalvarmaktas›n›z. (Nahl Suresi, 53)
En Mükemmel Göz Damlas›: Gözyafl›
Ço¤u insan›n "yaln›zca a¤land›¤›nda akan tuzlu su" zannetti¤i göz-
yafl›, çeflitli görevler için farkl› kar›fl›mlarla oluflturulmufl son derece özel
bir s›v›d›r.
Gözyafl›n›n ilk görevi gözü mikroplara karfl› korumakt›r. ‹çinde bu-
lunan "lizozim" enzimi birçok bakteri türünü parçalayabilme ve mikrop
öldürme özelli¤ine sahiptir. Lizozim sayesinde göz, enfeksiyonlardan ko-
runur. Bu madde, binalar› mikroplardan temizlemek için kullan›lan kuv-
vetli dezenfektanlarda kullan›lan maddelerden bile daha etkilidir. Bu ka-
dar güçlü oldu¤u halde göze hiçbir zarar vermemesi ise büyük bir muci-
zedir.
20 HARUN YAHYA
(fiekil 1.3) Gözyafl› üs-
tün özellikleriyle bafll›
bafl›na bir mucizedir.
Bunun yan› s›ra göz ya-
fl›n›n üretimi ve gözden
tahliyesini yapan sis-
temlerin tasar›m›n›n
mükemmelli¤i, üretim-
deki hassas dengeyle
birleflince, göz yafl›n›n
varl›¤›nda tesadüfün
hiçbir yeri olmad›¤› bir
kez daha anlafl›l›r. Yu-
kardaki flekilde gözya-
fl›n›n boflalt›m›n› sa¤la-
yan kanallar ve bu ka-
nallar›n birleflti¤i kese
görülüyor.
Boflalt›m kesesi
Boflalt›m kanal›
Boflalt›m deli¤i
Bu bilgilerin ›fl›¤› alt›nda bir kez daha durup düflünmek gerekir. Böy-
lesine güçlü bir dezenfektan, nas›l olur da göz gibi hassas bir organa hiçbir
zarar vermez? Cevap çok aç›kt›r: ‹çinde son derece güçlü bir dezenfektan
bulunan gözyafl› gözün kimyasal yap›s›na en uygun flekilde yarat›lm›flt›r.
Yarat›l›fl›n her noktas›nda mevcut olan muhteflem uyum, ayn› flekilde göz
ve gözyafl› için de geçerlidir.
Bu güçte baflka hiçbir dezenfektan göz üzerinde kullan›lamaz. Öte
yandan insan yap›m› hiç bir dezenfektan göz yafl›n›n yerini tutmaz. Bu
21ADNAN OKTAR
(fiekil 1.4) Göz yafl›n›n üretimi
ve gözden tahliyesini gerçekleflti-
ren sistemlerde üstün bir yarat›l›fl vard›r. fiekil-
de göz yafl›n›n göze ak›t›ld›¤› delikler ve tahliyesinin yap›ld›¤› kanallar görülmektedir.
E¤er göz yafl› tesadüfen oluflmufl bir s›v›ysa niçin üretimi ve boflalt›m› için insan vü-
cudunda özel kanallar vard›r? Sözü edilen kanallar gözkapa¤›n›n veya kemiklerin içi-
ne oyulmufltur. Göz yafl› kendi kendine olufltuktan sonra, yüz kemiklerinin içinde bu
s›v›y› uzaklaflt›racak kanallar nas›l oluflmufltur? Dikkat çekici bir baflka bir ayr›nt›,
t›pk› su tesisatlar›n›n topra¤›n alt›ndan geçirilmesi gibi göz yafl› boflalt›m kanallar›n›n
derinin alt›nda, kemiklerin içinde bulunmas›d›r. Bu sayede insan yüzü esteti¤inden
hiçbir fley kaybetmez. Tüm bu örnekler kusursuz bir yarat›l›fl›n delilidir.
Gözyafl›n›n
göze ak›lt›ld›¤›
delikler
Boflalt›m deli¤i
Boflalt›m
deli¤i
Tahliye kesesi
durum evrimciler taraf›ndan cevaplanmas› mümkün olmayan sorular› da
beraberinde getirmektedir. Birbirleriyle bu kadar uyumlu sistemler nas›l
ayn› anda ortaya ç›km›flt›r? Kör tesadüflerin böyle mükemmel yap›lar or-
taya ç›karamayaca¤› ve bunu insan bedenine yerlefltiremeyece¤i aç›kt›r.
Ancak evrimcilerin iddialar›n›n ne derece bilimsellikten ve mant›ktan
uzak oldu¤unu görmek için -kesinlikle gerçekleflmesi imkans›z da olsa- te-
sadüflerin birfleyler yapabildi¤ini varsayarak düflünelim.
Tesadüfler sonucu, göze zarar verecek rastgele milyarlarca bilefli¤in
oluflabilme ihtimali vard›r. Peki nas›l olup da göz için hem böyle kuvvetli
bir temizleyici görevi görecek hem de göze en ufak bir zarar vermeyecek
bir s›v› sentezlenmifltir? Bu ideal s›v› tesadüfen oluflana kadar göz nas›l
korunmufltur? Gözün varl›¤›n› devam ettirebilmesi için flu anki yap›s›na,
gözyafl›n›n da flu anki kusursuz bileflimine sahip olmas› flartt›r. Elbette bu
birlikteli¤in ifle yaramas› için beynin ve vücudun di¤er sistemlerinin de
ayn› anda varolmalar› gerekir.
Örne¤in göz, beyin de dahil bütün parçac›klar›, dokular›, s›v›lar› ve
uzant›lar› ile aniden bir bedende oluflsa bile bu canl›n›n hayat›n›n devam›
için yeterli de¤ildir. Çünkü bu vücudun sindirim sistemi veya karaci¤eri,
ya da kemik ili¤i ya da bunlara benzer, "olmazsa olmaz" parçalar›ndan bi-
risi henüz evrimleflememifl olsa, ne o beden ne de göz çok k›sa bir süreden
fazla hayatta kalamazd›. Bu örneklerde aç›kça görüldü¤ü gibi gözün tek
bir parças›n›n bile tesadüfen oluflmas› mümkün de¤ildir. Gözü bütün
parçalar›yla birlikte yaratan Allah't›r.
De ki: "Siz, Allah'›n d›fl›nda tapt›¤›n›z ortaklar›n›z› gördünüz mü?
Bana haber verin; yerden neyi yaratm›fllard›r? Ya da onlar›n gökler-
de bir ortakl›¤› m› var? Yoksa Biz onlara bir kitap vermifliz de onlar
bundan (dolay›) apaç›k bir belge üzerinde midirler? Hay›r, zulme-
denler, birbirlerine aldatmadan baflkas›n› vadetmiyorlar." (Fat›r
Suresi, 40)
Gözyafl›n›n yap›s› daha yak›ndan incelendikçe, bu s›v›n›n ne kadar
büyük bir yarat›l›fl mucizesi oldu¤u daha iyi anlafl›l›r. Gözyafl›n›n % 98.2'si
sudur. Geri kalan k›s›mda kan plazmas›yla ayn› oranda üre ve plazmada-
kinden daha az oranda glikoz, tuzlar ve organik maddeler bulunur.7 Lizo-
22 HARUN YAHYA
zim ise geriye kalan maddenin küçük bir k›sm›n› oluflturur. Yani gözyafl›,
içinde farkl› oranlarda farkl› maddeler bulunan son derece özel bir s›v›d›r.
Gözyafl› farkl› maddeleri içeren katmanlardan oluflur. Bu katmanlar-
dan ya¤ salg›layan bezlerin bulundu¤u yüzeysel kat çok incedir. Görevi
ise gözyafl›n›n d›flar› akmas›n› ve buharlaflmas›n› engellemektir. Bu, gö-
zün yap›s›ndaki flafl›rt›c› ayr›nt›lardan baflka bir tanesidir. Gözyafl›n›n üze-
rindeki son derece ince bir tabaka, göz yafl›n› buharlaflmaya karfl› koru-
maktad›r.
Peki kim gözyafl›n›n üzerine, buharlaflma etkisini hesap ederek böyle
bir kaplama yapm›flt›r? Bu kadar özel bir tasar›m nas›l ortaya ç›km›flt›r?
Gözyafl›n›n üretimi de son derece hassas bir ölçü ile yap›l›r. Gözyafl›,
sadece korneay› kurumaktan kurtaracak ve göz küresinin yüzeyinin kay-
ganl›¤›n› kaybettirmeyecek miktarda üretilir. Böylece, göz hareket etti¤in-
de göz kapa¤›n›n iç k›sm› konjonktiva ile gözün üstü aras›nda sürtünme-
den kaynaklanan bir rahats›zl›k meydana gelmez.
Gözyafl› yeterli miktarda üretilmeseydi, göz ile göz kapa¤› aras›nda
sürekli bir sürtünme olur ve gözün her hareketi bizim için bir eziyet haline
gelirdi. Örne¤in gözyafl› kurulu¤u olan hastalarda, gözlerde sürekli bir
yanma ve gözün içinin kum dolu oldu¤u hissi duyulur. Gözler flifler, k›za-
r›r ve hastal›¤›n ileri aflamalar›nda hasta gözünü kaybedebilir.
Uyar›c› bir durum söz konusu oldu¤unda, mesela göze toz gibi ya-
banc› bir madde kaçt›¤›nda, gözyafl› üretimi otomatik olarak artar. Bu bir
yandan antiseptik amaçla daha çok lizozim enzimi üretilmesini di¤er yan-
dan da uyar›c› maddenin d›flar› at›labilmesi için bol miktarda s›v› oluflma-
s›n› sa¤lar.
Görüldü¤ü gibi gözün yap›s›nda gözyafl› bezlerinin, ne eksik ne faz-
la, gerekli miktarda s›v› salg›lamas›n› sa¤layan bir denge-kontrol meka-
nizmas› da vard›r. Sadece bu mekanizma tesadüflerle iflleyen bir evrim sü-
recinin oluflmas›n› imkans›z k›lar.
Bir kutu içerisinde, üzerinde üretildi¤i yer ve tarih yazan bir göz
damlas› gören bir kifli, hiçbir zaman o ilac›n tesadüfler sonucunda kendili-
¤inden meydana geldi¤ini düflünmez. Bu damlan›n formülünü bulan, onu
üreten, paketleyen birileri vard›r. Aksini iddia eden bir kiflinin ak›l sa¤l›-
¤›nda ciddi bir problem oldu¤unu düflünür. Gözyafl› ise bir göz damlas›n-
23ADNAN OKTAR
dan çok daha üstün özelliklere sahiptir ve insan vücudunda üretilir. Önce-
likle farkl› kimyasal maddelerden oluflur ve bu maddeler hassas bir kar›-
fl›m oran› ile birleflirler. Bundan baflka gözyafl›yla birlikte gözyafl›n› üreten
salg› bezleri, otomatik gözyafl› salg›lanma ayarlar› ve boflalt›m kanallar›
da vard›r. Bunlar düflünüldü¤ünde gözyafl›n›n tesadüfen meydana geldi-
¤ini ve yine tesadüfen göze yerleflti¤ini söylemek ak›l ve mant›k d›fl› bir
iddia olacakt›r. Gözyafl› flimdiye kadar yaflam›fl olan ve flu anda dünya
üzerinde yaflamakta olan bütün insanlarda vard›r. Herkeste ayn› özellikle-
re sahiptir. Gözü bir bütün olarak yaratan, her insanda ayn› özelliklerin
var olmas›n› sa¤layan üstün güç sahibi Allah't›r. Göz Allah'›n benzersiz
yaratmas›n›n tecellilerinden bir tanesidir.
Korumadaki Estetik
Gözün çok hassas bir yap›s› vard›r. ‹flte bu yüzden vücudun en iyi ko-
runan organlar›ndan biridir. Burada dikkat çeken nokta koruman›n ayn›
zamanda son derece estetik bir görünüm içerisinde sa¤lanmas›d›r. Düflü-
nün ki; gözün korunmas› için etraf›nda son derece sert, z›rh›ms› bir kabuk
da olabilirdi. Oysa, gözün çevresinin kemik yap›s›, gözkapaklar›, kafllar,
kirpikler son derece estetik ve simetrik bir görünüm meydana getirirler.
Bu, Allah'›n yaratmas›ndaki güzelli¤in eflsiz örneklerinden yaln›zca biri-
dir. Bir ayette yarat›l›fltaki kusursuzluk flöyle ifade edilmifltir:
O Allah ki, yaratand›r, (en güzel bir biçimde) kusursuzca vareden-
dir, "flekil ve suret" verendir... (Haflr Suresi, 24)
Göz kapa¤›n›n s›n›r›ndan ç›kan kirpikler gözü toz ve yabanc› madde-
lerden korurlar. Koptuklar› veya kesildikleri zaman tekrar uzarlar. Uzama
kirpik eski boyutuna geldi¤inde biter.
Kirpikler düzgün, yumuflak ve yukar› do¤ru hafifçe k›vr›kt›rlar. Bu
flekil hem kullan›fll› hem de son derece estetiktir. Kirpiklerin bu flekli ka-
zanmalar› elbette rastlant› sonucu de¤ildir. Zeis adl› bezlerin salg›lad›klar›
ya¤l› bir salg› ile kirpikler ya¤lan›r, kavisli elastik bir yap› kazan›rlar. E¤er
bu ince bak›m yap›lmasayd› kirpikler son derece sert, f›rça gibi olacak, her
göz k›rpmada rahats›zl›k verici bir kar›flma ve tak›lma hissi meydana gele-
cekti.8
24 HARUN YAHYA
ADNAN OKTAR 25
Kafllar›m›z da aln›m›zdan akan terlerin gözün içine girmesine engel
olur. Ayr›ca günefl ›fl›nlar›n› k›rarak gözün içine yans›mas›n› engeller. Bu-
nun yan› s›ra insan gözünün estetik görünümünü tamamlayan çok önem-
li birer unsurdurlar.
De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki: "Allah't›r." De ki:
"Öyleyse, O'nu b›rak›p kendilerine bile yarar da, zarar da sa¤lama-
ya güç yetiremeyen birtak›m veliler mi (tanr›lar) edindiniz?" De ki:
"Hiç görmeyen (a'ma) ile gören (basiret sahibi) eflit olabilir mi? Ve-
ya karanl›klarla nur eflit olabilir mi?" Yoksa Allah'a, O'nun yarat-
mas› gibi yaratan ortaklar buldular da, bu yaratma, kendilerince
birbirine mi benzeflti? De ki: "Allah, herfleyin Yarat›c›s›'d›r ve O,
tektir, kahredici oland›r." (Ra'd Suresi, 16)
(fiekil 1.5) Göz sahip oldu¤u hareket kabiliyeti
sayesinde her yöne hareket edebilir.
Y›pranmayan Kaslar
Göz kaslar› vücudun en çok çal›flan kaslar›ndand›r. Bu kaslar saye-
sinde göz, günde yaklafl›k 100.000 kere hareket eder. ‹nsan›n yaflam süresi
düflünüldü¤ünde bu say› milyarlar› bulur. Fakat kaslar bu kadar a¤›r ve
sürekli bir ifl yapmalar›na ra¤men hiç kimse görmekten dolay› yorgunluk
duymaz. De¤il bu kaslar›n yorgunlu¤unu hissetmek insanlar›n ço¤unun
bu kaslardan haberleri bile yoktur. Yafll› kimselerde bile bu kaslar genç bir
insandaki gibi ifllevlerini görürler.
Göz çevresinde 6 kas bulunur. Bu kaslar gözlerin sa¤a-sola, afla¤›-yu-
kar› ve di¤er aç›lara dönmesini sa¤lar. (fiekil 1.6 ve 1.7) Her gözdeki 6 kas,
3 kas çiftinden oluflur. Her çift, kendi içinde z›t yönlere hareketi sa¤lar. Bir
cismin kusursuz ve net olarak alg›lanabilmesi için görüntünün retinan›n
merkezine odaklanmas› gerekir. Bunun için gözdeki kaslar, birlikte mü-
kemmel bir uyum içinde çal›flmal›d›rlar. Bu yüzden iki göz ayn› anda ayn›
noktaya do¤ru bakar. Gözlerin ortak çal›flmas›nda bir problem olmas› ha-
linde görüntü çift olur. (Bunun ne kadar s›k›nt› verici olabilece¤ini anla-
mak için, gözünüzün kenar›na parma¤›n›zla hafifçe ve dikkatli bir flekilde
bast›rarak bir nesneye bakmaya çal›fl›n.)
Bu kaslar›n birbirleriyle uyum içinde çal›flmalar› sa¤lanamazsa, çift
görmenin yan›s›ra, yüzün ifadesinde de birçok bozukluklar meydana ge-
lebilir. Örne¤in, gözde flafl›l›k veya kayma oldu¤u zaman yüz ifadesinin
26 HARUN YAHYA
(fiekil 1.6 ve 1.7) Göz kaslar›n›n önden ve arkadan görünüflü.
Sola dönüflü
sa¤layan kas
Sa¤a dönüflü
sa¤layan kas
Afla¤› dönüflü
sa¤layan kas
Yukar› dönüflü
sa¤layan kas
ADNAN OKTAR 27
(fiekil 1.8) Göz kaslar›n›n yandan görünüflü. Kaslar gözün her yöne ko-
layl›kla hareket edebilmesini sa¤layacak bir düzene sahiptir. Böylesine
özel bir yap›n›n kendi kendine, tesadüfen oluflma ihtimali yoktur. Gözü
kusursuz olarak yaratan Allah't›r.
de¤iflmesi gibi. E¤er bu kaslar hiç olmasalard› göz hareketsiz donuk bir
cam gibi kalacak ve yüzde anlams›z bir ifade olacakt›. Bir fleye bakmak
için kafan›n tamamen o yöne dönmesi gerekecek, günlük yaflamda sahip
oldu¤umuz hareket kabiliyeti büyük oranda azalacakt›.
Konjonktiva, Ömür Boyu Bak›m
Gözü sürekli y›kayan ve mikroplardan ar›nd›ran bir gözyafl› sistemi-
nin yan›s›ra gözde bir ya¤lama sistemi de mevcuttur. Bu sistem günde
yaklafl›k yüzbin defa, dört ayr› yöne dönen gözün, bu hareketlerin sonu-
cunda y›pranmas›n› engeller. Bu sayede göz sürekli ya¤lanarak sürtünme
etkisine ve yabanc› maddelere karfl› korunmufl olur.
Göz küresi, üst üste birçok doku kat›ndan oluflur. Bu dokulardan
konjonktiva gözün üst tabakas›n› ya¤lama görevi yapar. Konjonktiva, göz
kapa¤›n›n alt›ndan gözün en üst tabakas›na kadar olan aral›kta yer al›r ve
göz küresinin büyük bir bölümünü kaplayan sert beyaz bir zar olan sklera
(göz ak›) ile birleflir. Bu iki tabaka da canl›d›r ve gözü besleyen minik kan
damarlar›yla beslenirler. fieffaf bir tabakan›n canl› olmas› ve gözle görüle-
meyen damarlarla beslenmesi dikkat çekicidir.
Bu tabaka göz küresinin alt ve üst k›s›mlar›na kadar uzar, böylece göz
k›rp›ld›¤›nda veya hareket etti¤inde konjonktivan›n iki yüzeyi birbiri üs-
tüne geçer.
Konjonktiva gözyafl› bezleriyle temel gözyafl› salg›lanmas›n› yapar.
Ayn› zamanda göz kapaklar›n›n iç yüzeyini ve göz küresini örter. Bu ince
tabaka mukus (mukoza salg›s›) üreten küçük bezeler de içerir. Mukus göz-
yafl›yla birleflerek ya¤lama ifllemini gerçeklefltirir. Bu ya¤ o kadar kaygan-
d›r ki göz hareket etti¤inde hiçbir rahats›zl›k hissedilmez.
En basit mekanik aletlerde bile düzenli bir ya¤lama olmadan verim
al›namaz. Kap› menteflesinden son model bir araban›n motoruna kadar,
hareketli mekanizmalar›n sürtünme etkisine karfl› korunmalar› ve y›pran-
mamalar› için düzenli olarak ya¤lanmalar› gerekir. Gün boyu yaklafl›k yüz
bin hareket yapan göz de yukar›da anlat›lan sistem sayesinde otomatik
olarak sürekli ya¤lan›r.
E¤er konjonktivan›n çal›flmas›nda ciddi bir aksakl›k olup da bu ya¤-
lanma ifllemi gerçekleflmezse gözün her hareketinde çok büyük ve dayan›l-
maz a¤r›lar meydana gelirdi. Oysa sa¤l›kl› bir insan, Allah'›n yaratt›¤› bu
kusursuz sistem sayesinde hayat› boyunca böyle bir rahats›zl›k çekmez.
Kornea, Gözün Penceresi
Göz, ›fl›¤›n girdi¤i öndeki ç›k›nt› d›fl›nda, küre biçimindedir. Bu küre-
nin en d›fl›nda göz ak› (sklera) denen sert, çok dayan›kl› ve süt gibi donuk
beyaz renkli bir katman bulunur. Göz ak› gözü çepeçevre kuflat›r ve göz
içindeki dokular›n korunmas›n› sa¤lar. Gözün ortas›ndaki renkli bölümü
çevreleyen beyazl›k da bu katman›n görünen bölümüdür.
Göz ak›, yumuflak ve jölemsi bir yap›ya sahip olsayd› gözün korun-
28 HARUN YAHYA
29ADNAN OKTAR
mas› gerekti¤i gibi sa¤lanamayacakt›. Ayr›ca göze
toz veya herhangi bir yabanc› madde kaçt›¤›nda
bu cisim göze yap›flaca¤› için ç›karmas› zorlafla-
cak, büyük zararlar verecekti. Oysa göz ak› sert ol-
du¤u için gözyafl›n›n da yard›m›yla yabanc› mad-
deler kolayl›kla gözden temizlenir.
Göz üzerindeki sert ve dayan›kl› beyaz doku-
nun yap›s›, gözün önündeki ç›k›nt›l› bölüme gelin-
ce de¤iflir. Bu ç›k›nt›l› bölüm kornea denilen, ›fl›¤›
geçiren saydam bir tabakadan oluflur. Birbirlerinin devam› olduklar› halde
göz ak› ve kornean›n yap›lar› tamamen farkl›d›r ve kesin bir s›n›rla ayr›l›r-
lar. (fiekil 1.9) Göz ak› bir binan›n d›fl cephesini kaplayan sert granit kapla-
maya, gözün önündeki fleffaf kornea da bu binan›n penceresine benzetile-
bilir.
E¤er korneay› oluflturan ince doku gözün bütününü kaplasayd› göz
d›fl etkilere karfl› son derece savunmas›z ve güçsüz kalacak, sonuç körlük
olacakt›.
E¤er göz ak›n› oluflturan sert ve mat doku gözün önündeki saydam
tabaka üzerinde devam etseydi, ›fl›k merce¤e ulaflamayacak ve görüntü
oluflamayacakt›. Nas›l olur da ayn› tabakada bulunan ve birbirlerinin de-
vam› olan iki farkl› doku, kesin bir s›n›r ile ayr›lm›fllard›r? Bu yuvarlak s›-
n›r› kim çizmifltir?
Gözümüzün önündeki bu küçük pencereyi incelemeye devam ede-
lim. Kornea denen saydam bölüm ›fl›k ›fl›nlar›n› k›rarak, bu ›fl›nlar›n mer-
cekten geçip, gözün arkas›ndaki retinaya ulaflmalar›n› sa¤lar. Odaklama
için gerekli olan ›fl›¤›n k›r›l›m›n›n üçte ikisi bu sayede sa¤lan›r. K›r›lman›n
geri kalan üçte birlik bölümünü ise, gözün iç k›sm›nda bulunan mercek
gerçeklefltirir.
Nesneleri net görebilmek için kornean›n her zaman saydam ve çok
duyarl› olmas› gerekir. Çünkü saydaml›¤›n› yitirdi¤i anda göze yeterince
›fl›k giremedi¤i için görüntü bulan›klafl›r. Gözün d›flar›ya aç›k olan bölü-
mündeki bu katman›n çok duyarl› olmas› da göze kaçan küçük bir toz par-
ças›n›n bile hemen fark edilip temizlenmesini sa¤lar.
Kornean›n bu derece saydam olmas›n›n sebebi, kendisini oluflturan
(fiekil 1.9)
KORNEA
GÖZ AKI
(fiekil 1.10) Kornea, gö-
zün d›fl dünyaya aç›lan
penceresidir. Ifl›¤› geçir-
genli¤i pencere cam›yla
da ayn›d›r. Aradaki fark
pencerede cam, korne-
ada "et" kullan›lmas›d›r.
Bir "et"i camdan fleffaf
yapacak tek güç ise her-
fleyi benzersiz yaratan
Allah't›r.
31ADNAN OKTAR
liflerin hassas bir düzen içerisinde s›ralanmalar›d›r. Bu s›ralanmaya yap›-
lacak herhangi bir müdahale kornean›n kararmas›na ve görüntünün bula-
n›klaflmas›na sebep olur.
Foto¤raf makinesi için objektif ne kadar önemliyse göz için de kornea
ayn› önemi tafl›r. Dahas› kornea o kadar fleffaft›r ki, ancak çok yak›ndan
dikkatle bak›ld›¤›nda görülebilir. Ayn› zamanda vücuttaki en hassas yap›-
lardan biridir.
Kornea yüzeyi gözle görülmeyen sinirlerden ve lenf damarlar›ndan
oluflur. Ancak bunlar görüntüyü bozmazlar. Bu sinirler en hafif dokunufla
veya dokunma tehlikesine karfl› harekete geçip, reflekslerle göz kapa¤› gi-
bi koruyucu mekanizmalar› yard›ma ça¤›r›rlar. Göz kapa¤›, kornea üstüne
yap›flan herhangi bir fleyi derhal d›flar› atar ve göz kapa¤›n›n kapanmas›
korneay› di¤er muhtemel tehlikelerden korur.
Kornea bir anlamda arkas›nda gözün çal›flt›¤› bir penceredir. Rüzga-
r›n savurdu¤u bir kum tanesi veya talafl parças› korneay› çizebilir. Kornea
bu tür sebeplerle çizilirse ya da hasara u¤rarsa kendi kendini tamir edebi-
lir. Gözün h›zl› bir kendini yenileme kabiliyeti vard›r.
Korneay› oluflturan hücreler gözyafl›ndaki glikoz ve havadaki oksijen
ile beslenirler. Burada kan damarlar› bulunmaz. Gece ise uykuda, göz ka-
paklar›n›n alt›ndaki zengin k›lcal damarlardan beslenirler.
Kornean›n netli¤i tam olarak sa¤lanmasayd› hiçbir zaman düzgün bir
görüntüyle muhatap olunamayacak, insan devaml› olarak bulan›k göre-
cekti. Böyle bir görüntü olsayd› dünya, elbette flu anda oldu¤undan çok
farkl› olacak, herfley puslu bir perde arkas›ndan izlenecekti. Bu yüzden d›fl
dünyay› bu incecik canl› tabakan›n izin verdi¤i netlikte izleyebiliriz.
Kornea vücuttan tamamen izole edilmifltir. Bu özelli¤i kornean›n bir
vücuttan di¤erine naklini kolaylaflt›r›r. Nakledilen doku vücut taraf›ndan
reddedilmez. Çünkü kanda üreyen antikorlar buraya ulaflamazlar.
Buraya kadar anlat›lan teknik bilgileri bir kez daha gözden geçirmek-
te yarar vard›r. Kornea, gözün ön taraf›n›n en d›fl k›sm›nda bulunan son
derece saydam bir tabakad›r. Ifl›¤›n yaklafl›k yüzde doksan sekizini geçirir
ki bu, pencere cam›n›n fleffafl›¤›na yak›nd›r. (fiekil 1.10) Burada dikkat
edilmesi gereken nokta kornean›n canl› bir doku oldu¤u, düzenli olarak
HARUN YAHYA32
beslendi¤i ve hücrelerden olufltu¤udur.
Nas›l olur da canl› bir et parças› t›pk› bir cam kadar fleffaf olabilir? Bu
saydaml›¤› nas›l kazanm›flt›r? Dünyaya liflerden ve damarlardan oluflan
canl› bir varl›¤›n arkas›ndan bakt›¤›m›z halde nas›l olur da herfleyi bu ka-
dar net görebiliriz?
Vücudumuzdaki bütün hücreler tek bir hücrenin ço¤almas›yla olu-
flur. Gözdeki son derece ince, fleffaf ve narin olan bu canl› zar› oluflturan
hücreler de, sert kemikleri oluflturan hücreler de, ba¤›rsak dokular›n›
oluflturan hücreler de, kan hücreleri de hepsi tek bir hücrenin bölünmesi
ve ço¤almas› sonucunda var olmufllard›r. Hangi güç, ayn› hücrenin bölün-
mesi sonucunda, bir yanda tafl gibi sert olan kemikleri, bir yanda da cam
kadar fleffaf olan korneay› meydana getirmifltir? Nas›l olup da hücreler
birbirlerinden bu kadar farkl› olmufllard›r? Hücrelerin plan yapma, karar
verme, uygulama gibi yetenekleri var m›d›r?
Elbette ki cans›z ve fluursuz atomlardan oluflmufl hücrelerin böyle ye-
tenekleri yoktur. Hücrelere neler yapacaklar›n› hangi organ› oluflturup, ne
gibi görevler yapacaklar›n› ilham eden Allah't›r.
Korneay› oluflturan liflerin ve sinirlerin son derece hassas olmalar› yi-
ne üstün bir yarat›l›fl›n delilidir. Çok narin olan bu tabaka geliflmifl bir er-
ken uyar› sistemi sayesinde, en ufak bir tehlikede dahi göz kapa¤›n› sa-
vunmaya ça¤›r›r. Peki bu nas›l gerçekleflir? Acaba korneay› oluflturan hüc-
reler, hayatta kalmak için böyle bir sistem gelifltirip, sonra beyinle anlafl›p,
göz kapa¤›n› kendi hizmetlerine mi almaya karar vermifllerdir?
Gözdeki baflka bir baflka mucizevi yap› da kornean›n fleklidir. Ifl›¤›n
k›r›lmas›n› hesaplamak son derece güç ve optik alanda uzmanl›k gerekti-
ren bir ifltir. Ancak anne karn›ndaki bir hücrenin bölünmesi sonucunda or-
taya ç›kan kornea dokusu bu hesaplamay› kusursuz bir flekilde yapar.
Çünkü kornea ›fl›¤› tam retinan›n üstüne düflürecek aç›ya sahiptir. Acaba
kornea bu aç›y› kendisi mi hesaplam›flt›r, yoksa korneay› oluflturan hücre-
ler bu bilgiye ayr› ayr› m› sahip olmufllard›r? Son derece ince bir hesapla-
ma gerektiren kornean›n flekli elbette ki kendili¤inden tesadüflerle bu hale
gelmemifltir.
Kornea ile ilgili detaylar› bir kere daha k›saca gözden geçirelim. Kor-
nean›n ›fl›¤› retinaya düflüren objektife benzer flekli, liflerin ard›ndan dün-
ADNAN OKTAR 33
yay› görmemizi sa¤layan ola¤anüstü yap›s›, korneay› besleyen göz kapa¤›
ve lenf damarlar›, erken uyar› sistemini oluflturan sinirler ve daha birçok
özel ayr›nt›… Bunlar›n tümü tesadüfen oluflmas› mümkün olmayan birbi-
rine ba¤l› kusursuz mekanizmalard›r.
Buraya kadar anlat›lanlarda da aç›kça görüldü¤ü gibi korneada çok
üstün bir yap› vard›r. Böyle bir yap› ancak üstün ak›l gerektiren bir yarat›-
l›fl sonucunda gerçekleflir. Bu benzeri olmayan akl›n sahibi ise Allah't›r.
Ey insan, 'üstün kerem sahibi' olan Rabbine karfl› seni aldat›p-ya-
n›ltan nedir? Ki O, seni yaratt›, 'sana bir düzen içinde biçim verdi'
ve seni bir itidal üzere k›ld›. Diledi¤i bir surette seni tertib etti. (‹n-
fitar Suresi, 6-8)
Gözdeki S›v›lar
Gözün iç bofllu¤u üç bölüme ayr›lm›flt›r. Gözün önünde iki oda var-
d›r. Bunlardan ön oda göz ak›n›n ön parças› olan kornean›n arka yüzü ile
iris aras›ndad›r. Arka oda ise irisle göz merce¤i aras›nda kalan dar bir ara-
l›kt›r. Gözün ortas›nda ve göz merce¤i arkas›nda genifl bir boflluk bulunur.
Bu odaya karanl›k oda denir. Buras› saydam, renksiz, parlak bir s›v› ile do-
ludur. Bu s›v› cams› s›v› olarak adland›r›l›r.
Jelatinimsi k›vaml› bu s›v›, retina ile mercek aras›ndaki bofllu¤u dol-
durarak retinan›n yerinde kalmas›n› sa¤lar. Yine irisle mercek aras›ndaki
arka odac›kla, irisle kornea aras›ndaki ön odac›k da s›v› ile doludur. Bu s›-
v› ise kirpiksi cisim taraf›ndan devaml› salg›lan›r. Odac›klardaki s›v›n›n
görevlerinden biri, kan damarlar›ndan yoksun olan kornea ve merce¤in
beslenmesini sa¤lamakt›r.
Göz içi s›v›s› gözün içindeki yap›lar›n beslenmesi için gerekli madde-
leri (tuzlar, flekerler, mikrop öldürücü maddeler gibi) içerir. Bu maddeler
kirpiksi yap› içerisinde bulunan mikroskobik pompalar arac›l›¤›yla da-
marlardan emilir ve s›v›n›n içine kar›fl›r.
Göze hayat veren bu besin kayna¤› s›v›, dura¤an ve hareketsiz de¤il-
dir. Aksine, sürekli bir dolafl›m halindedir. Ufac›k boflluktaki bu s›v› aynen
okyanuslardaki temel su ak›nt›s› prensibi do¤rultusunda bir sirkülasyon
gerçeklefltirir. (So¤uk ak›m afla¤›dan, s›cak ak›m yukar›dan akar.)
HARUN YAHYA34
Bu muhteflem mekanizma sadece besini ve mikrop öldürücüleri eflit
olarak da¤›tmakla kalmaz. Ayn› zamanda son derecede hassas ve mikros-
kobik bir kontrolle at›klar›n d›flar› at›lmas›n› sa¤lar. Odac›klardaki s›v›n›n
ikinci görevi ise iç bas›nç olufltururak göz küresinin fleklinin sabit kalmas›-
n› sa¤lamakt›r.
Göz ‹çi Bas›nc›
Göz, esnekli¤i çok s›n›rl› bir küre gibi düflünülebilir. ‹çerdi¤i peltemsi
s›v› küreye bir miktar iç bas›nç yapar. Bu iç bas›nc›n fliddetini ise saydam
s›v›n›n miktar› belirler.
Saydam s›v›, kirpiksi cisim taraf›ndan salg›lan›r. S›v›, kirpiksi cisim-
den arka odaya (saydam tabakaya), daha sonra da gözbebe¤inden geçerek
ön odaya gelir ve kornean›n arka yüzüyle irisin ön yüzü aras›ndaki doku-
lar taraf›ndan geri emilir. Bu salg›lama ve boflalt›m ifllemlerinde dengesiz-
lik olmas› göz içi bas›nc›n› etkiler.
Üretilen ve emilen saydam s›v› miktar› eflit oldu¤unda, sürekli bir s›-
v› ak›fl› sa¤lan›r, böylece gözün içindeki s›v› hacmi de¤iflmez. Ama say-
dam s›v›n›n üretimi artar, emilimi azal›r ya da ak›fl› engellenirse göz içi ba-
s›nc› yükselir.
Mevcut sistemi bir kez daha gözden geçirelim. Sözü edilen s›v› çok
hassas bir denge ile üretilmekte, fazla s›v› ayn› hassas denge sayesinde ge-
ri emilmektedir. Dikkat edilmesi gereken, bu döngünün bütün insanlar›n
gözlerinde her an süregeldi¤idir.
Gözün içi, suyu bir taraftan doldurulurken bir taraftan da boflalt›lan
bir akvaryuma benzer. E¤er suyun tahliyesi engellenirse akvaryum taflar
veya suyun eklenmesi aksarsa akvaryum boflal›p kurur. Benzer flekilde
birçok sanayi tesisinde, kimyasal tesislerde bulunan s›v› tanklar›n›n içer-
dikleri s›v› miktarlar› bilgisayarlarla yönetilen son derece hassas elektro-
nik kontrol sistemleri sayesinde dengede tutulur. Çok ince ölçüm ve he-
saplamalar gerektiren bu kontrol sistemleri uzman mühendisler taraf›n-
dan programlan›r ve denetlenir. Sistemde meydana gelen aksakl›klar ise
büyük facialara neden olabilir.
Göz içi s›v›s› gibi milimetrik hacimlerin denge mekanizmas›n› sa¤la-
35ADNAN OKTAR
mak ise çok daha büyük ve hassas hesaplamalar› gerektirir. Çünkü bu he-
saplamalarda milimetreden çok daha küçük birimlerde yap›lacak bir yan-
l›fll›k gözün kör olmas›yla sonuçlan›r. Ancak sa¤l›kl› bir göz içindeki s›v›-
n›n bu döngüsü bir ömür boyu hiç flaflmadan sürer gider. Yaln›zca böyle
bir s›v›n›n göz içerisinde bulunmas› bile büyük bir mucize iken bu s›v›n›n
ayn› zamanda kusursuz bir döngü içinde oldu¤unu bilmek, insan›n üze-
rinde düflünmesini gerektiren bir durumdur.
Peki son derece hassas bir dengesi olan göz içi s›v›s›n›n hacminde bir
de¤iflim olursa, yani akvaryum taflacak kadar suyla dolarsa ne olur? Bu s›-
v›n›n emiliminde bir yavafllama ya da üretiminde gereksiz bir art›fl olursa
sonuç son derece ac› verici olur. Glokom hastal›¤› ad› verilen bu durumda
göz içi bas›nc› h›zla artar. Patlamak üzere olan bir balon gibi fliflen göz, in-
sana dayan›lmaz ac›lar verir, sonuç genellikle körlüktür. ‹yice gerilen ve
fliflen göz en küçük bir darbe sonucunda y›rt›l›r.
Do¤al olarak bu yaz›y› okuyuncaya kadar gözünüzün içine bir s›v›-
n›n doldurulup boflalt›ld›¤›n› bilmiyordunuz. T›pk› di¤er insanlar gibi.
Ama baz› insanlar böyle bir mucizenin gözlerinin içerisinde oldu¤unu çok
ac› bir flekilde ö¤renirler: glokom hastal›¤›na yakalanarak. Glokoma yaka-
lanan bir insan, çekti¤i büyük ac›lar yüzünden sa¤l›¤›n›n ne kadar önemli
bir nimet oldu¤unu anlar. Genellikle a¤›r hastal›k geçiren birçok insan gibi
son çare olarak kendisini yaratan Allah'a yalvar›r.
Sizin bu hastalardan fark›n›z, bu mucizenin varl›¤›n› ac› çekerek de-
¤il yaln›zca bir kitap okuyarak ö¤renmifl olman›zd›r. Ama bu, ömür boyu
ac› çekmeyece¤iniz anlam›na gelmez. E¤er Allah dilerse böyle bir hastal›k
veya çok daha ac› verici bir baflka hastal›¤› vesile k›larak sa¤l›¤›n›z›n de¤e-
rini ve flükretmeniz gerekti¤ini size hat›rlatabilir. Ancak as›l makbul olan
insan›n, bafl›na bir s›k›nt› gelmesini beklemeden Allah'a yönelip dönmesi,
O'na flükretmesi, Allah'› sürekli anarak O'nu en içten bir sayg›yla övüp yü-
celtmesidir.
Allah hakk›nda yalan uydurup iftira edenlerin k›yamet günü zan-
lar› nedir? fiüphesiz Allah, insanlara karfl› büyük ihsan (fazl) sahi-
bidir, ancak onlar›n ço¤u flükretmezler. (Yunus Suresi, 60)
36 HARUN YAHYA
‹ris, Gözün Ifl›k Ayarlay›c›s›
Kornean›n (saydam tabakan›n) arkas›nda yer alan iris, retinay› gerek-
siz ›fl›nlardan korur. Çevresinde bulunan iki kas sayesinde gözbebe¤inin
boyutunu ›fl›k fliddetine göre ayarlar (flekil 1.11 ve 1.12). Kaslardan biri t›p-
k› bir kese ba¤› gibi gözbebe¤ini daralt›r. Göz bebe¤inin etraf›nda papatya
yapraklar› gibi d›fla uzanan di¤er kaslar ise ›fl›¤›n fliddeti azald›¤›nda göz
bebe¤ini büyütürler. Bu sayede gözün içine giren ›fl›k miktar› sabit tutulur.
Aksini düflünelim. E¤er böyle bir mekanizma olmasayd› göz kendisi-
ni de¤iflen ›fl›k miktar›na göre ayarlayamayacakt›. Normalde, çok küçük
orandaki bir ›fl›k de¤ifliminde bile göz, uzun süre kamaflacak, görme ile
görememe aras›nda uzun bir zaman geçecekti.
Uzun süre ayd›nl›k bir ortamda bulunduktan sonra karanl›k bir orta-
ma geçildi¤inde gözde meydana gelen kamaflman›n iki nedeni vard›r. Bi-
rincisi, karanl›kta retina duyarl›l›¤›n›n artmas›d›r; ikincisi ise, iristeki kas-
lar›n harekete geçmeleri için k›sa bir sürenin gerekmesidir. Karanl›k bir
yerden birden ayd›nl›k ortama geçildi¤inde, göz bebe¤i k›sa bir süre ge-
niflli¤ini korur. Göz ›fl›kta kald›ktan ancak 0.04-0.05 saniye sonra göz bebe-
¤i iristeki kaslar›n yard›m›yla daralmaya bafllar ve bu daralma 0.1 saniye-
de maksimuma ulafl›r.
‹risteki kaslar›n yard›m›yla göz bebe¤inin daralma süresi 0.1 saniye
de¤il de daha uzun bir zaman alsayd› o süre yar› kör olarak geçirilir ve bu
büyük bir rahats›zl›k meydana getirdi. Ancak böyle olmamaktad›r. Göz-
deki mükemmel tasar›m sayesinde her an zorlanmadan ve rahats›zl›k
duymadan çevremizi görebiliriz.
‹ris, sahip oldu¤u pigmentli hücreler sayesinde ayn› zamanda göze
rengini veren tabakad›r. ‹risin rengi t›pk› deride oldu¤u gibi mevcut pig-
ment çeflidine ve miktar›na ba¤l›d›r. Aç›k renk derili insanlar›n gözleri ma-
vi, yeflil ya da aç›k gridir. Koyu renk derili insanlar›n gözleri ise genelde
koyu kahverengi veya siyaht›r.
Göz Bebe¤i
Gözbebe¤i dedi¤imiz fley asl›nda iris içindeki bir çukurdur. Gözbebe-
¤i kas›larak ve geniflleyerek gözün içine girecek ›fl›k miktar›n› çok k›sa bir
sürede ayarlar. Genel olarak, her iki göz de ayn› miktarda ›fl›k al›r; fakat
ADNAN OKTAR 37
gözlerden birine düflen ›fl›k miktar› de¤ifltirildi¤inde, sadece bir gözün
gözbebe¤inde de¤ifliklik olmaz, di¤eri de hemen buna kat›l›r.
Göze giren ıflık miktarı, göz bebe¤i açıklı¤ı alanının karesi ile do¤ru
orantılıdır. Gözbebe¤i çapının 1,5-8 mm arasında de¤iflebilmesi sayesinde,
göze giren ıflık miktarı 30 kat artırılıp azaltılabilir. Örne¤in bir flafl patla-
mas› ile 0.1 saniyede yap›lacak de¤iflim sonucunda gözbebe¤i hemen
ayarlan›p ›fl›¤› k›rar. Ifl›k göze girdi¤i zaman, bu sinirsel bir uyar› olarak
beyne gider. Beyne sadece ›fl›¤›n varl›¤› de¤il ayn› zamanda fliddeti de bil-
dirilir. Beyin de hemen geri sinyal göndererek göz bebe¤ini çevreleyen
kaslar›n ne kadar kas›lacaklar›n› veya ne kadar geniflleyeceklerini bildirir.
Bütün bu haberleflme, hesaplama ve fonksiyonlar ise saniyeden daha alt
birimlerdeki bir zaman aral›¤›nda gerçekleflir.
(fiekil 1.11)
Göze giren
›fl›k mikta-
r›n› ayarla-
yan iris ve
iriste bu-
lunan kas-
lar.
Beyin ile iris kaslar› aras›nda oluflan bilgi al›flverifli, ilk okuyuflta s›ra-
dan biyolojik bir ayr›nt› gibi gözükebilir. Ancak biraz düflünüldü¤ünde
bunun hiç de ayr›nt› bir bilgi olmad›¤› aksine çok önemli bir mucize oldu-
¤u hemen anlafl›lacakt›r.
Göze gelen ›fl›¤›n fliddetinin otomatik olarak ölçülmesi ve bu bilginin
beyne haber verilmesi, beynin de duruma göre iris kaslar› sayesinde içeri gi-
ren ›fl›¤›n fliddetini ayarlamas›, istisnas›z flimdiye kadar yaflam›fl olan ve flu
anda yaflayan bütün insanlar›n beyninde bu ince ve karmafl›k hesaplamala-
r›n gerçeklefliyor olmas› çok aç›k bir yarat›l›fl mucizesidir. ‹nsan bedeninde
yarat›lm›fl olan bu muhteflem sistemle ilgili bilgi sahibi olmak, insan›n ken-
disini yaratan›n gücünü ve ilmini görüp O'nu gere¤i gibi takdir edebilmesi
için bir vesiledir. ‹nsana düflen ise tüm evrenin Yarat›c›s› olan Allah'a flükret-
mek ve Allah'› hoflnut edecek davran›fllarda bulunmakt›r. Allah bir ayetinde
(fiekil 1.12) Göz be-
be¤i gözün içine gi-
ren ›fl›k miktar›n›
ayarlar. Yo¤un ›fl›kta
daralan göz bebe¤i
(a) göze giren ›fl›k
miktar›n› azalt›r. Ka-
ranl›k ortamda ise
geniflleyerek (b) gö-
ze daha çok ›fl›k gir-
mesini sa¤lar. Sani-
yenin onda biri ka-
dar k›sa bir sürede
göze giren ›fl›¤›n he-
saplanmas› ve bu
hesaba göre göz be-
be¤inin büyüklü¤ü-
nü ayarlamas› ol-
dukça karmafl›k ve
geliflmifl bir sistem
sayesinde olur. ‹n-
sanda daha anne
karn›ndayken yarat›-
lan böyle bir sistemi
tesadüflerin olufltu-
ramayaca¤› çok
aç›kt›r. Gözü yaratan
Allah't›r.
b
a
39ADNAN OKTAR
ayetlerinden yüz çevirenleri "zalim" olarak nitelendirmektedir:
Kendisine Rabbinin ayetleri ö¤ütle hat›rlat›ld›¤› zaman, s›rt çevi-
ren ve ellerinin önden gönderdikleri (amelleri)ni unutandan daha
zalim kimdir?… (Kehf Suresi, 57)
Ayd›nl›¤a ve Karanl›¤a Uyum
Buraya kadar anlat›lan ayr›nt›lar›n varl›¤›n› kendi gözünüzde incele-
yebilirsiniz. Karanl›k bir yere ilk girdi¤iniz anda etraf›n›zdaki eflyalar› çok
zor seçebilirsiniz. Bunun sebebi, retinan›z›n duyarl›l›¤›n›n o an için çok
düflük olmas›d›r. Fakat 1 dakika gibi k›sa bir süre içinde duyarl›l›k 10 kat
artar. Retina daha önce uyar›lmas› için gereken ›fl›k fliddetinin onda biriyle
uyar›labilir. 20 dakika sonra duyarl›k 6.000 kat artar ve 40 dakika sonra
yaklafl›k 25.000 kat yükselir. Göz, ›fl›¤a duyarl›l›¤›n› 500.000 ile 1.000.000
(fiekil 1.13) Göz bebe¤inin çap›n› de¤ifltiren kaslar. Bu kaslar beyin-
den ald›klar› emir sonucunda kas›larak veya gevfleyerek göz bebe-
¤inin boyutunu de¤ifltirirler. Bu sayede göze giren ›fl›k miktar› sabit
tutulur. Sa¤da kaslar›n büyütülmüfl foto¤raf› görülüyor.
HARUN YAHYA40
kat gibi büyük say›lar aras›nda de¤ifltirebilir. Duyarl›l›k ayd›nlanma dere-
cesine göre otomatik olarak ayarlan›r.
Retinan›n görüntüyü kaydetmesi için objedeki hem karanl›k hem de
ayd›nl›k noktalar›n belirlenmesi gerekir. Bu nedenle reseptörlerin daima
daha karanl›k de¤il daha ayd›nl›k olanlara cevap verece¤i flekilde bir ayar-
lama yap›lmal›d›r.
Retinan›n duruma göre kendisini ayarlamas›na örnek olarak, sine-
madan parlak gün ›fl›¤›na ç›k›ld›¤› zamanlar› verebiliriz. Bu s›rada cisim-
lerdeki koyu noktalar bile son derece ayd›nl›k görülür. Kontrast çok az ol-
du¤u için bütün görüntü beyazlafl›r. Kuflkusuz bu yetersiz bir görmedir ve
retina, cismin koyu noktalar› al›c›lar› afl›r› uyarmayacak kadar uyum gös-
terince rahats›zl›k kaybolur. Tersine, kifli karanl›k bir ortama girdi¤inde,
bafllang›çta genellikle retina duyarl›l›¤› çok hafif oldu¤undan cisimlerdeki
ayd›nl›k noktalar bile retinay› uyaramaz. Fakat karanl›¤a uyumdan sonra
ayd›nl›k noktalar kaydedilmeye bafllar. ‹leri derecede ayd›nl›k ve karanl›-
¤a uyuma örnek olarak, güneflin ›fl›k fliddeti ay›nkinden 30.000 kat daha
fazla oldu¤u halde gözün hem parlak günefl ›fl›¤› hem de ay ›fl›¤›nda görev
yapmas› gösterilebilir.9
Göz Merce¤i, Gözün Objektif Ayar›
Göz içinde, iris ile gözbebe¤inin hemen arkas›nda, uzak ve ve yak›n›
net görmemizi sa¤layan ince kenarl› saydam bir mercek (lens) bulunur.
Göz merce¤inin görevi göze gelen ›fl›k ›fl›nlar›n› k›rarak a¤ tabakaya odak-
lamakt›r. ‹ki kenar› da d›flbükey olan bu esnek yap›n›n flekli büyüteç mer-
ceklerine benzer.
Lensin (göz merce¤i) flekli, etraf›nda bulunan kaslar yard›m›yla de¤i-
flebilir. Bu sayede göze farkl› aç›lardan gelen ›fl›k sürekli a¤ tabakaya odak-
lan›r. Örne¤in, yak›na bak›ld›¤›nda göz merce¤inin çevresindeki kaslar
kas›l›r, merce¤in ortas› bombeleflir. Uza¤a bak›ld›¤›nda kaslar gevfler, mer-
cek uzayarak incelir ve uzaktaki nesnelerin görüntüleri netlefltirilir.
Lenste de korneada oldu¤u gibi kan damarlar› bulunmaz ve lens göz
s›v›s› ile beslenir.
Lens insan hayat› boyunca büyümeye devam eder (ama gittikçe ya-
vafllayan bir oranda) ve bu süreç sonunda elastikiyetini kaybeder. En yafll›
ADNAN OKTAR 41
(fiekil 1.14) Göz merce¤ininin kas›l›p gevflemesini sa¤layan kaslar›n ba¤l› oldu¤u lif-
ler. Bu liflerin yapt›klar› hassas ayar sayesinde görüntü retinaya do¤ru aç›da ulafl›r.
k›s›mlarda hücre katmanlar› tamamen izole olup yeterli besin ve oksijen-
den mahrum kal›r ve ölürler. Sonunda mercek sertleflir ve kavisleflmesi
zorlafl›r. Yak›n mesafe görüflüne adapte olabilme kabiliyeti kaybolur. Bu
durumda insanlar gazeteyi okuyabilmek için yaz›y› bir kol boyu uzak tut-
maya çal›fl›rlar. Yak›n mesafe görüfllerini desteklemek için de gözlük kul-
lan›lmaya bafllan›r.
Göz merce¤inin sahip oldu¤u özellikleri bir ömür boyu koruyama-
mas› üzerinde düflünülmesi gereken bir konudur. T›pk› vücuttaki di¤er
organlar gibi göz de yafllanma sürecinde mükemmelli¤ini kaybeder. Bu
vesileyle Allah insanda, yafl ilerledikçe yafllanman›n alametlerini göstere-
cek izler oluflturur. Dünya hayat›n›n geçici oldu¤u, insan bedeninin bir
gün yok olaca¤› gibi gerçekler buna benzer pek çok vesile ile bize hat›rlat›-
l›r. Düflünen ve akl›n› kullanan insanlar için her gördüklerinde ibretler
vard›r.
Göz merce¤inin görevi kamera merce¤inin görevi ile ayn›d›r. Kamera
objektiflerinde, ›fl›¤›n uzakl›¤a göre istenilen bölgeye odaklanmas› için elle
42 HARUN YAHYA
veya otomatik olarak mercek ayar› yap›l›r. Geliflmifl bir kameraya yak›n-
dan bak›ld›¤›nda mesafe ayar› yap›l›rken objektifin kendi ekseni etraf›nda
döndü¤ü görülür. Bu ayar›n yap›lmas› için geçen zamanda görüntüde bir
bulan›kl›k olur.
Göz merce¤inin yap›s› yukar›da bahsedilen kameralardan kat kat da-
ha üstündür. Öncelikle göz merce¤inin boyutu kamera objektiflerine göre
çok küçüktür. Objektiflerin yap›m›nda da göz merce¤inin çal›flma ilkeleri
taklit edilmifltir. Kameralarda kullan›lan objektifler y›llar süren araflt›rma-
lar sonucunda bugünkü teknolojik düzeylerine kavuflmufllard›r. Bilima-
damlar› göz kadar mükemmel bir optik sistem yapmay› henüz baflarama-
m›fllard›r.
Gözünüz bir kamera gibi s›k s›k ar›za yapmaz, bak›ma ihtiyaç duy-
maz. Bir kamera özel fabrikalarda, birçok farkl› materyal (plastik, metaller,
cam vs.) kullan›larak, mühendislerin tasar›mlar›na göre, bu konuda uz-
man teknisyenler taraf›ndan üretilir. Göz ise anne karn›nda tek bir hücre-
nin bölünerek ço¤almas› sonucunda oluflmufltur.
Bafl›n›z›n üzerine bir kamera ba¤lay›p, çekim yaparken koflsan›z ve-
ya yürüseniz, kaydedilen görüntüde kaymalar ve sars›nt›n›n izleri olur.
Oysa t›pk› bafl›n›z›n üzerine ba¤lanm›fl bir kamera gibi çekim yapan gözü-
nüz yürürken hiçbir rahats›zl›k hissettirmez. Görüntüde bir sars›nt› veya
kayma olmaz.
Akla gelebilecek bir baflka soru merce¤i oluflturan kaslar›n neden ›fl›-
¤› retinaya düflürmek istedikleridir. Hiçbir insan›n akl›nda ''gözüme giren
›fl›nlar› retina tabakas›na düflüreyim de rahat göreyim" diye bir düflünce
yoktur. Genelde ço¤u insan›n ne retinadan ne de göz merce¤inden haberi
vard›r. Ama bu küçük organlar gün boyu insanlar için ak›l almaz hesaplar
gerektiren ifllemler yaparlar. Merce¤in böyle bir fleyi kendi kendine yap-
mas› için retinan›n görevini, görmenin nas›l bir fley oldu¤unu, beynin ya-
p›s›n›, fotonlar›n ne ifle yarad›klar›n› bilmesi gerekir. Ancak bu flekilde
üzerine düflen ›fl›¤› retina üzerine sürekli odaklamaya çal›flacakt›r.
Elbette ki ne merce¤in ne de merce¤i oluflturan hücrelerin kendilerine
ait bir iradeleri vard›r. Mercek, kornea, iris, retina, bunlar› oluflturan hüc-
reler, etraflar›ndaki kaslar, beyin, hepsi Allah'›n kendilerine ilham etti¤i
flekilde görevlerini yine Allah'›n izniyle gerçeklefltirirler.
42
ADNAN OKTAR 43
Retina
Retina, kornea ve mercekten k›r›larak geçen ›fl›nlar›n düfltü¤ü tabaka,
di¤er bir deyimle görüntünün olufltu¤u bölgedir. Buraya düflen görüntü
elektrik sinyallerine çevrilerek beyne gönderilir (fiekil 1.15).
Kamera için film ne demekse göz için de retina ayn› anlam› tafl›r. T›p-
k› foto¤raf filminin objektifin arkas›nda bulunmas› gibi, retina gözün arka-
s›nda bulunur ve odaklanan nesnenin görüntüsü burada oluflur.
Foto¤raf makinelerinde bir imaj›n görüntüsü kaydedildikten sonra
film bir sonraki kareye geçer. Buna karfl›n üzerine her an farkl› bir görüntü
düflen retinan›n de¤ifltirilmesine gerek yoktur çünkü kendi kendini yeni-
(fiekil 1.15) Göze giren ›fl›k s›ras›yla
kornea, göz bebe¤i ve göz merce¤i-
ni geçtikten sonra retinaya düfler.
Burada bulunan ve çok karmafl›k
elektronik devreleri and›ran hücre-
ler, ›fl›¤› elektrik sinyallerine çevire-
rek beyine gönderirler. Ifl›k enerjisi-
nin belirli fliddetlerdeki elektrik
enerjisine dönüfltürülmesini ve bu
sayede beyinde görüntü oluflmas›
sa¤layan sistem son derece komp-
lekstir. Böyle bir yap› ise Allah'›n
kusursuz yarat›fl›n› kan›tlar.
Gangliyon
hücreleri
Amakrin
hücreler
Pigment
epiteller
‹çeriye gelen ›fl›k
IfiIK
Bipolar
hücreler
Koni ve
çubuklar
HARUN YAHYA44
ler. ‹nsan›n yaflam› boyunca oluflan, say›lamayacak kadar farkl› imaj›, eski-
meden ve bozulmadan görüntüler, üstelik bir ömür boyu kullan›l›r.10
Retinan›n yap›s› ise oldukça ilginçtir. Retinadaki hücreler üstüste yer-
leflerek son derece ince, 11 ayr› tabaka olufltururlar (flekil 1.16-1.17). Gö-
rüntünün düfltü¤ü nokta 9. kattad›r. Bu noktan›n çap› yaklafl›k 1 milimet-
redir. ‹nsan bir bak›flta kilometrelerce karelik alan› bu nokta üzerinde gö-
rür. ‹nsan›n bütün dünyas›n›n bu küçücük alan üzerinde olufltu¤u, bugü-
ne kadar gördü¤ü herfleyin varl›¤›n›n bu küçük alan sayesinde alg›land›¤›
ve bu noktan›n da sonuçta çok küçük bir et parças› oldu¤u gerçe¤i hiç
unutulmamal›d›r.
(fiekil 1.16) Ifl›k enerjisini
elektrik enerjisine çevirmek
gibi son derece karmafl›k
bir ifllemi yapan retinan›n,
elektron mikroskobuyla çe-
kilmifl foto¤raf›. Foto¤rafta
retinay› oluflturan hücreler
görülüyor.
Retinadaki hücrelerden tek
birinin var olmas› bile çok
büyük mucize iken, bu hüc-
relerin dört farkl› çeflidinin
bir araya gelerek onbir farkl›
katman oluflturmas›, dahas›
ortaya ç›kan yap›n›n bilgisa-
yarlardan çok daha üstün
bir ifllem kabiliyeti olmas›
mucize kelimesinin bile ye-
tersiz kald›¤› bir durumdur.
Retina pigment
tabakas›
Gongliyon hücreleri
‹ç çekirdek tabakas›
makulan›n
konkavtesi
Henle’s sinir tabakas›
foto-reseptörler
ADNAN OKTAR 45
Retinan›n arka taraf›nda, ›fl›¤› alg›layan çubuk ve koni hücreleri bulu-
nur. Bu iki tip hücrenin görevi, üzerlerine düflen ›fl›¤› elektrik sinyallerine
çevirmektir. Mikroskop alt›ndaki biçimleri nedeniyle bu isimlerle adland›-
r›l›rlar. Çubuk hücrelerin say›s› 120 milyon, konilerin say›s› 6 milyondur.
Yani gözde bir koni hücresine karfl›l›k 20 çubuk hücresi vard›r.
Sadece d›fl görünüflleri ve say›lar› de¤il, bu hücrelerin alg›lama flekil-
leri de farkl›d›r. Çubuk hücreleri hafif ›fl›¤a bile yan›t verebilirler. Koni
hücrelerinin çal›flabilmeleri için ise daha güçlü ›fl›k gerekir.
Çubuk hücreler yaln›zca ›fl›¤a karfl› duyarl›d›r. Yani nesnelerden ge-
(fiekil 1.17) Retinan›n büyütülmüfl foto¤-
raf›. Gözü oluflturan birçok tabakadan
yaln›zca retinan›n görevini yapabilmesi
için 11 farkl› katmana ve dört farkl› çeflit
hücreye ihtiyaç vard›r ve bütün bunlar›n
ayn› anda ortaya ç›km›fl olmalar› gerekir.
Tek bir tabaka olmasa göz ifle yarama-
yan bir organ olur. Evrim teorisi ise can-
l›lar›n milyonlarca y›l süren bir zaman
içinde ve tesadüflerle bu özelliklerini ka-
zand›klar›n› savunur. Bu iddian›n geçer-
sizli¤ini görmek için gözün tek bir par-
ças›n› incelemek yeterlidir. Göz eksiksiz
olarak bir anda var olmal›d›r. Bu da gözü
Allah'›n bir anda yaratm›fl olmas› de-
mektir.
Gangliyon
hücreleri
Ara nöronlar
Fotoreseptör
hücreler
Retinal pig-
ment tabakas› Retinal pigment
tabakas›
‹ç s›n›rlay›c›
zar
Sinir fiberleri
tabakas›
Gangliyon
hücreleri
‹ç plexiform
tabakas›
‹ç çekirdeksi
tabaka
D›fl plexiform
tabakas›
Reseptör çe-
kirdek tabakas›
D›fl limit
tabakas›
‹ç bölüm
D›fl bölüm
HARUN YAHYA46
len ›fl›¤a göre ancak siyah-beyaz bir görüntü olufltururlar. Çubuk hücreleri
az ›fl›kta bile görev yapabilecek kadar duyarl›d›rlar. Ancak nesnelerin ay-
r›nt›lar›n› çözümleyip, renklerini saptamazlar.
Gece y›ld›zlara bakarken ya da karanl›k bir sinemada koltuk bulma-
ya çal›fl›rken gözümüzün retinas›ndaki çubuk hücrelerin sa¤lad›klar› gö-
rüntü sayesinde hareket ederiz. Retinadaki çubuklar yaln›zca ›fl›¤a karfl›
hassas olduklar› için oluflan görüntüde sadece flekiller belirgindir, renkler
ise belirgin olmaz. Bu yüzden karanl›kta bütün nesneler siyah ve grinin
(fiekil 1.18) Koni ve çubuk hücreleri-
nin k›rkbeflbin kere büyütülmüfl foto¤-
raf›. Foto¤rafta daha kal›nca gözüken
koni hücreleri renkleri, daha ince gö-
züken çubuk hücreleri ise cisimlerin
flekillerini alg›lar. Bugüne kadar gör-
dü¤ünüz her görüntü asl›nda foto¤raf-
ta görülen bu iki çeflit hücrenin beyni-
nize gönderdi¤i elektrik sinyallerinden
baflka birfley de¤ildir.
Koni ve çubuk hücreleri
Retina hücreleri aras›ndaki organi-
zasyon, en karmafl›k elektronik dev-
relerden bile daha geliflmifltir.
47ADNAN OKTAR
tonlar› fleklinde alg›lan›r.11 Yukar›daki sat›rlarda, koni ve çubuk hücreleri-
nin ›fl›k enerjisini elektrik enerjisine çevirdiklerinden bahsettik.
Bu çevrim son derece karmafl›k bir olayd›r. Bu mucizevi ifllem nas›l
gerçekleflir? Niçin, nas›l ve hangi mant›kla bir hücre ›fl›k enerjisini elektrik
enerjisine çevirir? Bu bilgiye nas›l sahip olmufltur? Sahip oldu¤u yap›sal
özellikleri -ki bu son derece özel bir yap›d›r- nas›l kazanm›flt›r? Dahas›
enerji dönüflümü yapabilmelerinin ötesinde bu hücreler renk ve flekil gibi
kavramlara göre ifl bölümüne sahiptirler. Bu kadar özel bir yap› ve ifl bölü-
münü hücreler nas›l gerçeklefltirmifllerdir?
Bir koni veya çubuk hücresi tek bafl›na hiçbir ifle yaramaz. Hatta bu
hücrelerin binlercesinin birarada bulunmas› da hiçbirfley ifade etmez. Bu
hücrelerin muhteflem bir planlama sonucunda retina üzerine özel olarak
yerlefltirilmeleri, kendilerini beyine ba¤layacak sinir yollar›na, üzerlerine
›fl›¤› düflürecek mercek, kornea gibi yap›lara, kendilerini besleyecek bir
k›lcal damar a¤›na sahip olmalar› gerekir. Bütün bunlar›n yan›nda e¤er
gönderdikleri sinyalleri çözecek bir beyin olmasa varl›klar›n›n hiçbir anla-
m› olmaz. Üstelik insan ilk ortaya ç›kt›¤›ndan beri bu sistem eksiksiz ola-
rak var olmal›d›r. ‹lk insandaki daha sonra yaflam›fl olan bütün insanlarda-
ki retina da bu özelliklere sahiptir. fiu anda çevrenizde gördü¤ünüz insan-
lar›n gözlerindeki retina hücreleri de bu bilgilere sahiptir.
Ifl›¤› elektrik enerjisine çevirebilme yetene¤ine sahip tek bir hücrenin
olmas› bile büyük bir mucize iken, bu hücreden milyonlarcas›n›n bir düzen
içinde bulunmalar› ve ortak bir amaca hizmet etmeleri çok daha büyük bir
mucizedir. Korneada bulunan milyonlarca koni ve çubuk hücresini gözün
di¤er parçalar› ve beyin ile birlikte Allah'›n yaratt›¤› çok aç›kt›r. Allah insa-
n› kusursuz bir düzen içinde yaratm›flt›r. Kendisi'nden baflka ilah olmad›-
¤›n› Allah bir ayetinde flöyle bildirmifltir:
O, Hayy (diri) oland›r. O'ndan baflka ilah yoktur; öyleyse dini yal-
n›zca Kendisi'ne halis k›lanlar olarak O'na dua edin. Alemlerin
Rabbine hamdolsun. (Mümin Suresi, 65)
HARUN YAHYA48
Retinan›n Dört Alg›s›
Retinan›n uyar›lmas› sonucunda görüntü hakk›nda dört tip özellik
alg›lan›r. Bunlar ›fl›k, kontrast, flekil ve renktir.
- Ifl›k:
Çubuk hücreleri düflük fliddette ›fl›¤› koni hücrelerinden daha iyi al-
g›larlar. Örne¤in alacakaranl›kta çubuk hücreleri sayesinde görürüz. Par-
lak ›fl›kta ise koniler devreye girerler. Gece gören hayvanlarda bu yüzden
çubuk hücreleri çok daha fazlad›r.
- fiekil:
Cisimlerin fleklini alg›lamada önemli rolü koni hücreleri oynar. fiekil
hissi keskinli¤i, konilerin birbirine yak›n olarak yer ald›¤› fovea adl› nok-
tada en yo¤undur.
- Kontrast:
Kesin s›n›rlarla ayr›lmam›fl bölgeler aras›ndaki küçük ayd›nlatma de-
¤iflikliklerini alg›lama yetene¤i son derece önemlidir. Birçok hastal›kta
kontrast duyarl›l›¤› kayb› görülür ve bu durum hastay› görme keskinli¤i
kayb›ndan daha fazla rahats›z eder.
- Renk:
Ifl›¤›n farkl› dalga boylar›n›n beyin taraf›ndan ayr› ayr› yorumlanma-
s› sonucunda renk kavram› do¤ar. Gözün içinde bulunan ›fl›k al›c›s› retina,
dalga boylar›n› ay›rt ederek renkleri görmemizi mümkün k›lar.
Retinan›n, ›fl›¤› elektrik sinyallerine dönüfltürmesi bafll› bafl›na bir
mucizedir. Ama retinadaki mucizeler bu kadarla bitmez. Retinada oluflan
görüntünün beyne ulaflt›r›lmas›nda izlenen yöntem tek bafl›na ele al›nd›-
¤›nda da son derece hayret verici detaylarla karfl›lafl›l›r. Retina, üzerinde
oluflan görüntüyü bir bütün olarak beyne iletmez. Önce parçalara ay›r›r,
daha sonra bu parçalar beyinde birlefltirilir. Bak›lan cismin sol taraf›na ait
görüntü retinan›n sa¤ taraf›na, sa¤ taraf›na ait görüntü ise retinan›n sol ta-
raf›na düfler. Parçalar saniyenin onda biri kadar k›sa bir sürede, ayr› ayr›
beyne gönderilip burada yorumlan›r. Bunlar retinada meydana gelen
olaylar›n çok k›sa bir özetidir.
Detaylardaki mucizelere flahit olmak için retinay› daha yak›ndan in-
celeyelim. Kiflinin bir cismi görebilmesi için göze giren ›fl›k enerjisinin sinir
uyar›lar›na dönüfltürülmesi zorunludur. Ifl›nlar, görmeyle sonuçlanan
kimyasal ve elektriksel reaksiyonlar› bafllat›c› fiziksel bir uyar›ya sebep
olurlar. Ortaya ç›kacak tepkimeler zinciri çubuk hücrelerinde bulunan,
"rodopsin" olarak adland›r›lan ve kökeninde A vitamini bulunan bir pig-
mentin varl›¤›na ba¤l›d›r.
A¤ tabakaya çarpan ›fl›k, rodopsinin renksizleflmesine neden olur. Bu
renksizleflme sonucunda sinir hücrelerini uyarma özelli¤i olan kimyasal
bir madde a盤a ç›kar. Yo¤un ›fl›kta özelli¤ini yitiren rodopsin, karanl›kta
yeniden oluflur.
Karanl›k bir salona girildi¤i zaman k›sa bir süre için görme olmaz.
Bunun nedeni gözlerde o an yeterli rodopsin oluflmamas›d›r. Bu madde-
nin yeniden sentezlenmesi ile görme tekrar netleflir. Yeteri kadar rodopsin
üretilene kadar göz karanl›kta net göremez. Rodopsin dengesinin kurul-
mas› ile flekiller gittikçe daha belirginleflir.
Karanl›ktan tekrar parlak ›fl›¤a geçildi¤i zaman rodopsin birdenbire
beyne çok miktarda sinyal gönderir ve görüfl parlaklafl›r. fiiddetli ›fl›kta ro-
dopsinin parçalanmas› sentezlenmesinden çok daha h›zl› oldu¤u için gör-
mede aksakl›k olur. Örne¤in güneflli ve karl› havada oluflan göz kamaflma-
s›n›n nedeni rodopsindir. Rodopsinin ço¤u deforme olduktan sonra, bey-
ne daha az sinyal gönderilmeye bafllan›r ve gözler ›fl›¤a adapte olur.12
Rodopsinin özelli¤i yukar›da belirtildi¤i gibi ›fl›ktan al›nan verimi
yükseltmesidir. Bu madde tam ihtiyaç duyulan anda gerekti¤i kadar üreti-
lir. Gözdeki di¤er yap›larla birlikte hareket ederek görmeyi kolaylaflt›r›r.
Peki bu maddenin üretilmesine ilk olarak kim karar vermifltir? Bir zaman-
lar karanl›kta göremeyen göz hücreleri kendi aralar›nda toplan›p, "gelin
karanl›kta öyle bir madde üretelim ki bu, ›fl›¤›n verimini art›rs›n, bu saye-
de beyinde yeterli bir görüntü oluflsun, tekrar ›fl›¤a ç›k›ld›¤›nda da bu
madde özelli¤ini kendi kendine kaybetsin" diye bir karar m› ald›lar? Bu
karar›n al›nd›¤›n› var sayal›m. Rodopsinin fiziksel ve kimyasal yap›s›n›
kim dizayn etti? Rodopsine ait genetik bilgiler göz hücrelerine nas›l yer-
lefltirildi?
Burada çok k›saca özetledi¤imiz görme iflleminin asl›nda çok daha
karmafl›k detaylar› vard›r. Ancak sadece rodopsinin görme üzerindeki et-
kisi bile gözün ne kadar muhteflem bir sistemle yarat›lm›fl oldu¤unu anla-
mak için yeterlidir. Bütün bunlar› hücrelerin kendi kendilerine yapamaya-
49ADNAN OKTAR
caklar› aç›kt›r. Gözün içindeki bu son derece iyi hesaplanm›fl sistemi yara-
tan Allah't›r.
Ana Renkler
Koni hücrelerinin renkleri alg›lad›klar›na daha önce de¤indik. Ifl›¤›n
belli dalga boylar›na özellikle yo¤un biçimde reaksiyon veren üç ana koni
grubu bulunmakta olup bunlar mavi, yeflil ve k›rm›z› koniler olarak s›n›f-
land›r›l›rlar.
K›rm›z›, mavi ve yeflil, do¤ada bulunan üç ana renktir. Bu renklerin
farkl› kombinasyonlarda ve tonlarda biraraya gelmeleri sonucunda di¤er
renkler oluflur. K›rm›z› ve yeflil renk kar›flt›r›ld›¤›nda ortaya sar› renk ç›-
kar. Pigment hücreleri de bu temel fizik kural›na göre çal›fl›rlar; k›rm›z›ya
ve yeflile duyarl› olan konilerin eflit ölçüde uyar›lmalar› sar› renk alg›s›n›
yarat›r. K›rm›z›, mavi, yeflil konilerin eflit uyar›lmas› beyaz renk alg›s›n›
yarat›r. Üç ana rengi alg›layan hücrelerin farkl› fliddetlerde ve kombinas-
yonlarda uyar›lmalar› ile insan hayat›ndaki bütün renkler ortaya ç›kar.
Yaln›z buraya kadar anlat›lanlar retina ile ilgili bölümü kapsar ve bir teori
olmaktan öteye gitmez. Kald› ki beynin gelen sinyalleri nas›l deflifre etti¤i
halen bilinmemektedir.
Görüldü¤ü gibi renkleri ay›rt etmek son derece karmafl›k bir ifltir.
E¤er günümüz teknolojisinden bir örnek verirsek bu ifllemin zorlu¤u daha
iyi anlafl›lacakt›r. Renkli televizyon ekranlar› da t›pk› gözdeki sisteme ben-
zer bir flekilde çal›fl›r. Farkl› dalga boylar›ndaki renkler yanyana yak›n bir
oranla yerlefltirilirler. E¤er televizyon ekran›ndan al›nan bir resme yak›n-
dan bak›lacak olursa görüntünün k›rm›z›, yeflil ve mavi renklerde çok kü-
çük alanlar›n birleflmesinden olufltu¤u görülür. Biraz geriden bak›ld›¤›n-
da renkler tekrar birleflir ve ekrandaki normal renkler ortaya ç›kar.
Yukardaki sat›rlardan anlafl›ld›¤› gibi flu anda sahip oldu¤unuz gö-
rüntünün oluflabilmesi için son derece karmafl›k renk ayarlar›n›n yap›lma-
s› gerekir. Milyonlarca koni hücresinin gönderdi¤i sinyallerin fliddeti ayar-
lanmal›, daha sonra bu sinyaller deflifre edilmelidir. Üstelik bu ifllem tek
bir an ya da bir saat için, tek bir insan ya da binlerce, yüzlerce kifli için ya-
p›lmaz. Her insan, hayat› boyunca milyarlarca görüntüyle karfl›lafl›r ve sü-
50 HARUN YAHYA
rekli olarak bu görüntülere ait renk ayar› yap›l›r.
Görme Keskinli¤i
Nokta büyüklü¤ünde bir toz taneci¤ine veya yüksek bir tepeden uç-
suz bucaks›z bir manzaraya bak›n hiç fark etmez. Binlerce kilometrenin
de, birkaç milimetrenin de görüntüsü retina üzerindeki 1 milimetrekare
büyüklü¤ünde, sar›mt›rak bir bölge (macula lutea) üzerine düfler.13
Bu bölgenin çap› yar›m milimetreden (0.4 mm.) daha küçük olan
merkez bölümünde retina incelmifltir ve hafif bir çukurluk gösterir. Bu ye-
re sar› nokta (fovea centralis) ad› verilir. Buras› görüntünün en net oldu¤u
merkezdir. Bu alan tamamen koni hücrelerinden oluflur. Bilindi¤i gibi ko-
niler görüntünün ayr›nt›lar›n› görmeye yarayan özel bir yap›ya sahiptir-
ler. Görüntü içindeki yüzlerce renk, flekil ve derinlik bu küçücük bölgede
en keskin halini al›r. Fovean›n d›fl›nda görme keskinli¤i 5-10 kat düfler.
Bir cisme dikkatle bak›ld›¤›nda, gözler bu cisimden gelen ›fl›nlar› fo-
vea üzerine düflürecek flekilde hareket ederler. Gözün hareketli olmas› da
buna yard›mc› olur.
Maksimum göz keskinli¤ine sahip bir kifli, i¤ne ucu kadar parlak iki
nokta aras›ndaki bir milimetrelik mesafeyi on metreden alg›layabilir.
Hayat Damar› Koroid
Göz ak›yla retina aras›ndaki parçaya koroid denir. Bu bölüm büyüklü
küçüklü birçok damardan ve gözle görülmeyen milyonlarca k›lcal damar-
dan oluflur. Bu k›lcal damarlar arac›l›¤›yla retinan›n koni ve çubuk hücre-
lerinden oluflan hassas bölgesine besin tafl›n›r.
Okudu¤unuz kitab›n küçük bir bölümünü oluflturan bu konu bile tek
bafl›na evrimin ne kadar tutars›z ve gülünç bir iddia oldu¤unu ortaya ko-
yar ve yarat›l›fl mucizesini bir kez daha gözler önüne serer.
Retinadaki hiçbir hücreyi ihmal etmeden besleyen, milyarlarca ba¤-
lant›s› olan koroid tabakas› olmadan gözün di¤er parçac›klar› hiçbir ifle
yaramaz. Böyle bir tabakan›n zamanla oluflmas› ise imkans›zd›r. Çünkü
bütün ba¤lant›lar›yla bir koroid tabakas› gözde bulunmazsa mevcut
yap›lar ne kadar mükemmel olursa olsun, asla varl›klar›n› sürdüremezler.
51ADNAN OKTAR
Bilindi¤i gibi göz, farkl› birçok bölüm ve tabakadan oluflmufl bir or-
gand›r. Kornea, sklera, iris, göz bebe¤i, mercek, göz kapa¤›, kornea-beyin
ba¤lant›s›n› sa¤layan sinirler ve daha birçok ayr›nt› ile ancak bir bütün ola-
rak görevini yapabilir. Bu sistemlerden her biri, tesadüfen veya kendi ken-
dilerine oluflamayacak kadar üstün yap›ya sahiptir. Gözün görebilmesi için
yukar›da say›lan bütün tabaka ve yap›lar›n ayn› anda, ayn› yerde, flu anki
mükemmel uyum, yap› ve ba¤lant›lar›yla bulunmalar› gerekir.
Bu durum insan bedeninin bugünkü haline zaman içinde gerçekleflen
tesadüfler, mutasyonlar gibi etkenlerle ulaflt›¤›n› öne süren evrimci iddi-
alar› da tamamen geçersiz k›lmaktad›r. Böyle bir sistemin yarat›l›fl d›fl›nda
baflka herhangi bir güçle gerçekleflmesi imkans›zd›r. Koroid tabakas›,
52 HARUN YAHYA
(fiekil 1.19) Koroid Tabaka
GÖZ BEBE⁄‹
‹R‹S
Yüce Allah'›n yaratma sanat›n›n eflsiz bir örne¤idir.
Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratand›r. O, bir iflin ol-
mas›na karar verirse, ona yaln›zca "Ol" der, o da hemen oluverir.
(Bakara Suresi, 117)
Retinan›n Boyas›
Göze giren ›fl›k, koni ve çubuk hücrelerini uyarabilmek için iki taba-
kadan geçer. Bu hücrelerin arkas›nda siyah bir pigment içeren melanin ta-
bakas› bulunur. Melanin, retinadan geçen ›fl›¤› emer, böylece ›fl›¤›n geri
yans›mas›n› ve göz içinde da¤›lmas›n› engeller. E¤er bu tabaka olmasayd›
gözün içine giren ›fl›k her yana da¤›l›r ve görüntü oluflmazd›. Pigment ta-
bakas›n›n görevi, kamera ve foto¤raf makinelerinin iç yüzeylerine sürülen
siyah boyan›n görevi ile ayn›d›r.
Konuya bir baflka aç›dan bakal›m. Foto¤raf makinesi hakk›nda basit
bir soru sorulsa, makinenin içine bu siyah boyay› kim sürdü denilse, cevap
hemen verilirdi: Makinenin içi, üretildi¤i fabrikada, özel cihazlar taraf›n-
53ADNAN OKTAR
(fiekil 1.20)
Gözün d›fl
tabakas›n›n
(göz ak›) he-
men alt›nda
oldukça kar-
mafl›k bir do-
lafl›m siste-
mi vard›r.
‹R‹S
MERCEK
KORNEA
SKLERA
OPT‹K S‹N‹R
KOROID
TABAKA
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)

More Related Content

What's hot

Türlerin evrimi yanılgısı. turkish (türkçe)
Türlerin evrimi yanılgısı. turkish (türkçe)Türlerin evrimi yanılgısı. turkish (türkçe)
Türlerin evrimi yanılgısı. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Dinsizliğin kabusu. turkish (türkçe)
Dinsizliğin kabusu. turkish (türkçe)Dinsizliğin kabusu. turkish (türkçe)
Dinsizliğin kabusu. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Darwinizm dini. turkish (türkçe)
Darwinizm dini. turkish (türkçe)Darwinizm dini. turkish (türkçe)
Darwinizm dini. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Termit mucizesi. turkish (türkçe)
Termit mucizesi. turkish (türkçe)Termit mucizesi. turkish (türkçe)
Termit mucizesi. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)
Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)
Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Canlılardaki fedakarlık ve akılcı davranışlar. turkish (türkçe)
Canlılardaki fedakarlık ve akılcı davranışlar. turkish (türkçe)Canlılardaki fedakarlık ve akılcı davranışlar. turkish (türkçe)
Canlılardaki fedakarlık ve akılcı davranışlar. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Savunma sistemi mucizesi. turkish (türkçe)
Savunma sistemi mucizesi. turkish (türkçe)Savunma sistemi mucizesi. turkish (türkçe)
Savunma sistemi mucizesi. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)
Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)
Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Protein mucizesi. turkish (türkçe)
Protein mucizesi. turkish (türkçe)Protein mucizesi. turkish (türkçe)
Protein mucizesi. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Evrimcilerin itirafları. turkish (türkçe)
Evrimcilerin itirafları. turkish (türkçe)Evrimcilerin itirafları. turkish (türkçe)
Evrimcilerin itirafları. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Doğada allah'ın yaratması. turkish (türkçe)
Doğada allah'ın yaratması. turkish (türkçe)Doğada allah'ın yaratması. turkish (türkçe)
Doğada allah'ın yaratması. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Yeni masonik düzen. turkish (türkçe)
Yeni masonik düzen. turkish (türkçe)Yeni masonik düzen. turkish (türkçe)
Yeni masonik düzen. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Iman hakikatlerinin önemi. turkish (türkçe)
Iman hakikatlerinin önemi. turkish (türkçe)Iman hakikatlerinin önemi. turkish (türkçe)
Iman hakikatlerinin önemi. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Kuran ahlakında fedakarlığın önemi. turkish (türkçe)
Kuran ahlakında fedakarlığın önemi. turkish (türkçe)Kuran ahlakında fedakarlığın önemi. turkish (türkçe)
Kuran ahlakında fedakarlığın önemi. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)
Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)
Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Hücredeki mucize. turkish (türkçe)
Hücredeki mucize. turkish (türkçe)Hücredeki mucize. turkish (türkçe)
Hücredeki mucize. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)
Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)
Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Ateist siyonizm felsefesi. turkish (türkçe)
Ateist siyonizm felsefesi. turkish (türkçe)Ateist siyonizm felsefesi. turkish (türkçe)
Ateist siyonizm felsefesi. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 

What's hot (20)

Türlerin evrimi yanılgısı. turkish (türkçe)
Türlerin evrimi yanılgısı. turkish (türkçe)Türlerin evrimi yanılgısı. turkish (türkçe)
Türlerin evrimi yanılgısı. turkish (türkçe)
 
Dinsizliğin kabusu. turkish (türkçe)
Dinsizliğin kabusu. turkish (türkçe)Dinsizliğin kabusu. turkish (türkçe)
Dinsizliğin kabusu. turkish (türkçe)
 
Darwinizm dini. turkish (türkçe)
Darwinizm dini. turkish (türkçe)Darwinizm dini. turkish (türkçe)
Darwinizm dini. turkish (türkçe)
 
Termit mucizesi. turkish (türkçe)
Termit mucizesi. turkish (türkçe)Termit mucizesi. turkish (türkçe)
Termit mucizesi. turkish (türkçe)
 
Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)
Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)
Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)
 
Canlılardaki fedakarlık ve akılcı davranışlar. turkish (türkçe)
Canlılardaki fedakarlık ve akılcı davranışlar. turkish (türkçe)Canlılardaki fedakarlık ve akılcı davranışlar. turkish (türkçe)
Canlılardaki fedakarlık ve akılcı davranışlar. turkish (türkçe)
 
Savunma sistemi mucizesi. turkish (türkçe)
Savunma sistemi mucizesi. turkish (türkçe)Savunma sistemi mucizesi. turkish (türkçe)
Savunma sistemi mucizesi. turkish (türkçe)
 
Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)
Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)
Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)
 
Protein mucizesi. turkish (türkçe)
Protein mucizesi. turkish (türkçe)Protein mucizesi. turkish (türkçe)
Protein mucizesi. turkish (türkçe)
 
Evrimcilerin itirafları. turkish (türkçe)
Evrimcilerin itirafları. turkish (türkçe)Evrimcilerin itirafları. turkish (türkçe)
Evrimcilerin itirafları. turkish (türkçe)
 
Doğada allah'ın yaratması. turkish (türkçe)
Doğada allah'ın yaratması. turkish (türkçe)Doğada allah'ın yaratması. turkish (türkçe)
Doğada allah'ın yaratması. turkish (türkçe)
 
Yeni masonik düzen. turkish (türkçe)
Yeni masonik düzen. turkish (türkçe)Yeni masonik düzen. turkish (türkçe)
Yeni masonik düzen. turkish (türkçe)
 
Iman hakikatlerinin önemi. turkish (türkçe)
Iman hakikatlerinin önemi. turkish (türkçe)Iman hakikatlerinin önemi. turkish (türkçe)
Iman hakikatlerinin önemi. turkish (türkçe)
 
Kuran ahlakında fedakarlığın önemi. turkish (türkçe)
Kuran ahlakında fedakarlığın önemi. turkish (türkçe)Kuran ahlakında fedakarlığın önemi. turkish (türkçe)
Kuran ahlakında fedakarlığın önemi. turkish (türkçe)
 
Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)
Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)
Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)
 
Hücredeki mucize. turkish (türkçe)
Hücredeki mucize. turkish (türkçe)Hücredeki mucize. turkish (türkçe)
Hücredeki mucize. turkish (türkçe)
 
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
 
Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)
Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)
Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)
 
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
 
Ateist siyonizm felsefesi. turkish (türkçe)
Ateist siyonizm felsefesi. turkish (türkçe)Ateist siyonizm felsefesi. turkish (türkçe)
Ateist siyonizm felsefesi. turkish (türkçe)
 

Viewers also liked

Harun yahya'nın tüm eserleri. turkish (türkçe)
Harun yahya'nın tüm eserleri. turkish (türkçe)Harun yahya'nın tüm eserleri. turkish (türkçe)
Harun yahya'nın tüm eserleri. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Kuran'da vicdanın önemi. turkish (türkçe)
Kuran'da vicdanın önemi. turkish (türkçe)Kuran'da vicdanın önemi. turkish (türkçe)
Kuran'da vicdanın önemi. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Hücredeki bilinç. turkish (türkçe)
Hücredeki bilinç. turkish (türkçe)Hücredeki bilinç. turkish (türkçe)
Hücredeki bilinç. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Kabala ve masonluk. turkish (türkçe)
Kabala ve masonluk. turkish (türkçe)Kabala ve masonluk. turkish (türkçe)
Kabala ve masonluk. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Makaleler 3. turkish (türkçe)
Makaleler 3. turkish (türkçe)Makaleler 3. turkish (türkçe)
Makaleler 3. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Sakın anlamazlıktan gelmeyin. turkish (türkçe)
Sakın anlamazlıktan gelmeyin. turkish (türkçe)Sakın anlamazlıktan gelmeyin. turkish (türkçe)
Sakın anlamazlıktan gelmeyin. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Hazreti muhammed (sav). turkish (türkçe)
Hazreti muhammed (sav). turkish (türkçe)Hazreti muhammed (sav). turkish (türkçe)
Hazreti muhammed (sav). turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Hazreti mehdi (as) 'ın çıkış alametleri ve özellikleri kitapçık türkiye'nin g...
Hazreti mehdi (as) 'ın çıkış alametleri ve özellikleri kitapçık türkiye'nin g...Hazreti mehdi (as) 'ın çıkış alametleri ve özellikleri kitapçık türkiye'nin g...
Hazreti mehdi (as) 'ın çıkış alametleri ve özellikleri kitapçık türkiye'nin g...
HarunyahyaTurkish
 
Allah'ın güzelliklerinden bir demet 2. turkish (türkçe)
Allah'ın güzelliklerinden bir demet 2. turkish (türkçe)Allah'ın güzelliklerinden bir demet 2. turkish (türkçe)
Allah'ın güzelliklerinden bir demet 2. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Kuran ahlakı. turkish (türkçe)
Kuran ahlakı. turkish (türkçe)Kuran ahlakı. turkish (türkçe)
Kuran ahlakı. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Atatürk ansiklopedisi 2 cilt. turkish (türkçe)
Atatürk ansiklopedisi 2 cilt. turkish (türkçe)Atatürk ansiklopedisi 2 cilt. turkish (türkçe)
Atatürk ansiklopedisi 2 cilt. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Kan ve kalp mucizesi. turkish (türkçe)
Kan ve kalp mucizesi. turkish (türkçe)Kan ve kalp mucizesi. turkish (türkçe)
Kan ve kalp mucizesi. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Dünya hayatının gerçeği. turkish (türkçe)
Dünya hayatının gerçeği. turkish (türkçe)Dünya hayatının gerçeği. turkish (türkçe)
Dünya hayatının gerçeği. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 

Viewers also liked (13)

Harun yahya'nın tüm eserleri. turkish (türkçe)
Harun yahya'nın tüm eserleri. turkish (türkçe)Harun yahya'nın tüm eserleri. turkish (türkçe)
Harun yahya'nın tüm eserleri. turkish (türkçe)
 
Kuran'da vicdanın önemi. turkish (türkçe)
Kuran'da vicdanın önemi. turkish (türkçe)Kuran'da vicdanın önemi. turkish (türkçe)
Kuran'da vicdanın önemi. turkish (türkçe)
 
Hücredeki bilinç. turkish (türkçe)
Hücredeki bilinç. turkish (türkçe)Hücredeki bilinç. turkish (türkçe)
Hücredeki bilinç. turkish (türkçe)
 
Kabala ve masonluk. turkish (türkçe)
Kabala ve masonluk. turkish (türkçe)Kabala ve masonluk. turkish (türkçe)
Kabala ve masonluk. turkish (türkçe)
 
Makaleler 3. turkish (türkçe)
Makaleler 3. turkish (türkçe)Makaleler 3. turkish (türkçe)
Makaleler 3. turkish (türkçe)
 
Sakın anlamazlıktan gelmeyin. turkish (türkçe)
Sakın anlamazlıktan gelmeyin. turkish (türkçe)Sakın anlamazlıktan gelmeyin. turkish (türkçe)
Sakın anlamazlıktan gelmeyin. turkish (türkçe)
 
Hazreti muhammed (sav). turkish (türkçe)
Hazreti muhammed (sav). turkish (türkçe)Hazreti muhammed (sav). turkish (türkçe)
Hazreti muhammed (sav). turkish (türkçe)
 
Hazreti mehdi (as) 'ın çıkış alametleri ve özellikleri kitapçık türkiye'nin g...
Hazreti mehdi (as) 'ın çıkış alametleri ve özellikleri kitapçık türkiye'nin g...Hazreti mehdi (as) 'ın çıkış alametleri ve özellikleri kitapçık türkiye'nin g...
Hazreti mehdi (as) 'ın çıkış alametleri ve özellikleri kitapçık türkiye'nin g...
 
Allah'ın güzelliklerinden bir demet 2. turkish (türkçe)
Allah'ın güzelliklerinden bir demet 2. turkish (türkçe)Allah'ın güzelliklerinden bir demet 2. turkish (türkçe)
Allah'ın güzelliklerinden bir demet 2. turkish (türkçe)
 
Kuran ahlakı. turkish (türkçe)
Kuran ahlakı. turkish (türkçe)Kuran ahlakı. turkish (türkçe)
Kuran ahlakı. turkish (türkçe)
 
Atatürk ansiklopedisi 2 cilt. turkish (türkçe)
Atatürk ansiklopedisi 2 cilt. turkish (türkçe)Atatürk ansiklopedisi 2 cilt. turkish (türkçe)
Atatürk ansiklopedisi 2 cilt. turkish (türkçe)
 
Kan ve kalp mucizesi. turkish (türkçe)
Kan ve kalp mucizesi. turkish (türkçe)Kan ve kalp mucizesi. turkish (türkçe)
Kan ve kalp mucizesi. turkish (türkçe)
 
Dünya hayatının gerçeği. turkish (türkçe)
Dünya hayatının gerçeği. turkish (türkçe)Dünya hayatının gerçeği. turkish (türkçe)
Dünya hayatının gerçeği. turkish (türkçe)
 

Similar to Gözdeki mucize. turkish (türkçe)

Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Konuşan kuşlar mucizesi. turkish (türkçe)
Konuşan kuşlar mucizesi. turkish (türkçe)Konuşan kuşlar mucizesi. turkish (türkçe)
Konuşan kuşlar mucizesi. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Darwin bu gerçekleri bilmiyordu. turkish (türkçe)
Darwin bu gerçekleri bilmiyordu. turkish (türkçe)Darwin bu gerçekleri bilmiyordu. turkish (türkçe)
Darwin bu gerçekleri bilmiyordu. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
şeytanın bir silahı. romantizm. turkish (türkçe)
şeytanın bir silahı. romantizm. turkish (türkçe)şeytanın bir silahı. romantizm. turkish (türkçe)
şeytanın bir silahı. romantizm. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Göklerdeki ihtişam. turkish (türkçe)
Göklerdeki ihtişam. turkish (türkçe)Göklerdeki ihtişam. turkish (türkçe)
Göklerdeki ihtişam. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Molekül mucizesi. turkish (türkçe)
Molekül mucizesi. turkish (türkçe)Molekül mucizesi. turkish (türkçe)
Molekül mucizesi. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)
Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)
Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Kuran fihristi. turkish (türkçe)
Kuran fihristi. turkish (türkçe)Kuran fihristi. turkish (türkçe)
Kuran fihristi. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Darwinizm'in karanlık büyüsü. turkish (türkçe)
Darwinizm'in karanlık büyüsü. turkish (türkçe)Darwinizm'in karanlık büyüsü. turkish (türkçe)
Darwinizm'in karanlık büyüsü. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 
Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)
Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)
Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)
HarunyahyaTurkish
 

Similar to Gözdeki mucize. turkish (türkçe) (10)

Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)
 
Konuşan kuşlar mucizesi. turkish (türkçe)
Konuşan kuşlar mucizesi. turkish (türkçe)Konuşan kuşlar mucizesi. turkish (türkçe)
Konuşan kuşlar mucizesi. turkish (türkçe)
 
Darwin bu gerçekleri bilmiyordu. turkish (türkçe)
Darwin bu gerçekleri bilmiyordu. turkish (türkçe)Darwin bu gerçekleri bilmiyordu. turkish (türkçe)
Darwin bu gerçekleri bilmiyordu. turkish (türkçe)
 
şeytanın bir silahı. romantizm. turkish (türkçe)
şeytanın bir silahı. romantizm. turkish (türkçe)şeytanın bir silahı. romantizm. turkish (türkçe)
şeytanın bir silahı. romantizm. turkish (türkçe)
 
Göklerdeki ihtişam. turkish (türkçe)
Göklerdeki ihtişam. turkish (türkçe)Göklerdeki ihtişam. turkish (türkçe)
Göklerdeki ihtişam. turkish (türkçe)
 
Molekül mucizesi. turkish (türkçe)
Molekül mucizesi. turkish (türkçe)Molekül mucizesi. turkish (türkçe)
Molekül mucizesi. turkish (türkçe)
 
Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)
Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)
Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)
 
Kuran fihristi. turkish (türkçe)
Kuran fihristi. turkish (türkçe)Kuran fihristi. turkish (türkçe)
Kuran fihristi. turkish (türkçe)
 
Darwinizm'in karanlık büyüsü. turkish (türkçe)
Darwinizm'in karanlık büyüsü. turkish (türkçe)Darwinizm'in karanlık büyüsü. turkish (türkçe)
Darwinizm'in karanlık büyüsü. turkish (türkçe)
 
Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)
Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)
Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)
 

Gözdeki mucize. turkish (türkçe)

  • 1.
  • 2.
  • 3.
  • 4. YAZAR ve ESERLER‹ HAKKINDA Harun Yahya müstear ismini kullanan yazar Adnan Oktar, 1956 y›l›nda Ankara'da do¤du. ‹lk, orta ve lise ö¤renimini Ankara'da tamamlad›. Daha sonra ‹stanbul Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ve ‹stanbul Üni- versitesi Felsefe Bölümü'nde ö¤renim gördü. 1980'li y›llar- dan bu yana, imani, bilimsel ve siyasi konularda pek çok eser haz›rlad›. Bunlar›n yan› s›ra, yazar›n evrimcilerin sahtekar- l›klar›n›, iddialar›n›n geçersizli¤ini ve Darwinizm'in kanl› ideolojilerle olan karanl›k ba¤lant›lar›n› ortaya koyan çok önemli eserleri bulunmaktad›r. Harun Yahya'n›n eserleri yaklafl›k 30.000 resmin yer ald›¤› top- lam 45.000 sayfal›k bir külliyatt›r ve bu külliyat 57 farkl› dile çevrilmifltir. Yazar›n müstear ismi, inkarc› düflünceye karfl› mücadele eden iki peygamberin hat›ralar›na hürmeten, isimlerini yad etmek için Harun ve Yahya isimlerinden oluflturulmufltur. Yazar taraf›ndan kitaplar›n kapa¤›nda Resulullah'›n mührünün kullan›lm›fl olmas›- n›n sembolik anlam› ise, kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Bu mühür, Kuran-› Kerim'in Allah'›n son kitab› ve son sözü, Peygamberimiz (sav)'in de hatem-ül enbiya olmas›n› remzetmektedir. Yazar da, yay›nlad›¤› tüm çal›flmalar›nda, Kuran'› ve Resulullah'›n sünneti- ni kendine rehber edinmifltir. Bu suretle, inkarc› düflünce sistemle- rinin tüm temel iddialar›n› tek tek çürütmeyi ve dine karfl› yönelti- len itirazlar› tam olarak susturacak "son söz"ü söylemeyi hedefle- mektedir. Çok büyük bir hikmet ve kemal sahibi olan Resulul- lah'›n mührü, bu son sözü söyleme niyetinin bir duas› ola- rak kullan›lm›flt›r. Yazar›n tüm çal›flmalar›ndaki ortak hedef, Ku- ran'›n tebli¤ini dünyaya ulaflt›rmak, böylelik- le insanlar› Allah'›n varl›¤›, birli¤i ve ahiret gibi temel imani konular üzerinde düflün- meye sevk etmek ve inkarc› sistemlerin çürük temellerini ve sapk›n uygulamala- r›n› gözler önüne sermektir. Nitekim Harun Yahya'n›n eserleri Hin- distan'dan Amerika'ya, ‹ngiltere'den En-
  • 5. donezya'ya, Polonya'dan Bosna Hersek'e, ‹spanya'dan Brezilya'ya, Malezya'dan ‹talya'ya, Fransa'dan Bulgaristan'a ve Rusya'ya kadar dünyan›n daha pek çok ülkesinde be¤eniyle okunmaktad›r. ‹ngilizce, Frans›zca, Almanca, ‹talyanca, ‹spanyolca, Portekizce, Urduca, Arapça, Arnavutça, Rusça, Boflnakça, Uygurca, Endonezyaca, Malayca, Bengoli, S›rpça, Bul- garca, Çince, Kishwahili (Tanzanya'da kullan›l›yor), Hausa (Afrika'da yayg›n olarak kulla- n›l›yor), Dhivelhi (Mauritus'ta kullan›l›yor), Danimarkaca ve ‹sveçce gibi pek çok dile çevri- len eserler, yurt d›fl›nda genifl bir okuyucu kitlesi taraf›ndan takip edilmektedir. Dünyan›n dört bir yan›nda ola¤anüstü takdir toplayan bu eserler pek çok insan›n iman etmesine, pek ço¤unun da iman›nda derinleflmesine vesile olmaktad›r. Kitaplar› okuyan, in- celeyen her kifli, bu eserlerdeki hikmetli, özlü, kolay anlafl›l›r ve samimi üslubun, ak›lc› ve il- mi yaklafl›m›n fark›na varmaktad›r. Bu eserler süratli etki etme, kesin netice verme, itiraz edilemezlik, çürütülemezlik özellikleri tafl›maktad›r. Bu eserleri okuyan ve üzerinde ciddi biçimde düflünen insanlar›n, art›k materyalist felsefeyi, ateizmi ve di¤er sapk›n görüfl ve fel- sefelerin hiçbirini samimi olarak savunabilmeleri mümkün de¤ildir. Bundan sonra savunsa- lar da ancak duygusal bir inatla savunacaklard›r, çünkü fikri dayanaklar› çürütülmüfltür. Ça¤›m›zdaki tüm inkarc› ak›mlar, Harun Yahya Külliyat› karfl›s›nda fikren ma¤lup olmufl- lard›r. Kuflkusuz bu özellikler, Kuran'›n hikmet ve anlat›m çarp›c›l›¤›ndan kaynaklanmaktad›r. Yazar›n kendisi bu eserlerden dolay› bir övünme içinde de¤ildir, yaln›zca Allah'›n hidayeti- ne vesile olmaya niyet etmifltir. Ayr›ca bu eserlerin bas›m›nda ve yay›nlanmas›nda herhangi bir maddi kazanç hedeflenmemektedir. Bu gerçekler göz önünde bulunduruldu¤unda, insanlar›n görmediklerini görmelerini sa¤layan, hidayetlerine vesile olan bu eserlerin okunmas›n› teflvik etmenin de, çok önemli bir hizmet oldu¤u ortaya ç›kmaktad›r. Bu de¤erli eserleri tan›tmak yerine, insanlar›n zihinlerini buland›ran, fikri karmafla meydana getiren, kuflku ve tereddütleri da¤›tmada, iman› kurtarmada güçlü ve keskin bir etkisi olmad›¤› genel tecrübe ile sabit olan kitaplar› yaymak ise, emek ve zaman kayb›na ne- den olacakt›r. ‹man› kurtarma amac›ndan ziyade, yazar›n›n edebi gücünü vurgulamaya yö- nelik eserlerde bu etkinin elde edilemeyece¤i aç›kt›r. Bu konuda kuflkusu olanlar varsa, Ha- run Yahya'n›n eserlerinin tek amac›n›n dinsizli¤i çürütmek ve Kuran ahlak›n› yaymak oldu- ¤unu, bu hizmetteki etki, baflar› ve samimiyetin aç›kça görüldü¤ünü okuyucular›n genel ka- naatinden anlayabilirler. Bilinmelidir ki, dünya üzerindeki zulüm ve karmaflalar›n, Müslümanlar›n çektikleri ezi- yetlerin temel sebebi dinsizli¤in fikri hakimiyetidir. Bunlardan kurtulman›n yolu ise, dinsiz- li¤in fikren ma¤lup edilmesi, iman hakikatlerinin ortaya konmas› ve Kuran ahlak›n›n, in- sanlar›n kavray›p yaflayabilecekleri flekilde anlat›lmas›d›r. Dünyan›n günden güne daha fazla içine çekilmek istendi¤i zulüm, fesat ve kargafla ortam› dikkate al›nd›¤›nda bu hizme- tin elden geldi¤ince h›zl› ve etkili bir biçimde yap›lmas› gerekti¤i aç›kt›r. Aksi halde çok geç kal›nabilir. Bu önemli hizmette öncü rolü üstlenmifl olan Harun Yahya Külliyat›, Allah'›n izniyle, 21. yüzy›lda dünya insanlar›n› Kuran'da tarif edilen huzur ve bar›fla, do¤ruluk ve adalete, gü- zellik ve mutlulu¤a tafl›maya bir vesile olacakt›r.
  • 6.
  • 7.
  • 8. Bu kitapta kullan›lan ayetler, Ali Bulaç'›n haz›rlad›¤› "Kur'an-› Kerim ve Türkçe Anlam›" isimli mealden al›nm›flt›r. Birinci Bask›: Mart 1997 / ‹kinci Bask›: fiubat 2001 / Üçüncü Bask›: Eylül 2006 / Dördüncü Bask›: Temmuz 2008 ARAfiTIRMA YAYINCILIK Talatpafla Mah. Emirgazi Caddesi ‹brahim Elmas ‹fl Merkezi A Blok Kat 4 Okmeydan› - ‹stanbul Tel: (0 212) 222 00 88 Bask›: Seçil Ofset / 100. Y›l Mahallesi MAS-S‹T Matbaac›lar Sitesi 4. Cadde No: 77 Ba¤c›lar-‹stanbul Tel: (0 212) 629 06 15 w ww.harunyahya.org - www.harunyahya.net OKUYUCUYA ● Bu kitapta ve di¤er çal›flmalar›m›zda evrim teorisinin çöküflüne özel bir yer ayr›lmas›n›n nedeni, bu teorinin her türlü din aleyhtar› felsefenin temelini oluflturmas›d›r. Yarat›l›fl› ve dolay›s›yla Allah'›n varl›¤›n› inkar eden Darwinizm, 140 y›ld›r pek çok insan›n iman›n› kaybetmesine ya da kuflkuya düflmesine neden olmufltur. Dolay›s›yla bu teorinin bir aldat- maca oldu¤unu gözler önüne sermek çok önemli bir imani görevdir. Bu önemli hizmetin tüm insanlar›m›za ulaflt›r›labilmesi ise zorunludur. Kimi okuyucular›m›z belki tek bir kita- b›m›z› okuma imkan› bulabilir. Bu nedenle her kitab›m›zda bu konuya özet de olsa bir bö- lüm ayr›lmas› uygun görülmüfltür. ● Belirtilmesi gereken bir di¤er husus, bu kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Yazar›n tüm kitapla- r›nda imani konular, Kuran ayetleri do¤rultusunda anlat›lmakta, insanlar Allah'›n ayetle- rini ö¤renmeye ve yaflamaya davet edilmektedir. Allah'›n ayetleri ile ilgili tüm konular, okuyan›n akl›nda hiçbir flüphe veya soru iflareti b›rakmayacak flekilde aç›klanmaktad›r. ● Bu anlat›m s›ras›nda kullan›lan samimi, sade ve ak›c› üslup ise kitaplar›n yediden yetmifle herkes taraf›ndan rahatça anlafl›lmas›n› sa¤lamaktad›r. Bu etkili ve yal›n anlat›m sayesin- de, kitaplar "bir solukta okunan kitaplar" deyimine tam olarak uymaktad›r. Dini reddetme konusunda kesin bir tav›r sergileyen insanlar dahi, bu kitaplarda anlat›lan gerçeklerden etkilenmekte ve anlat›lanlar›n do¤rulu¤unu inkar edememektedirler. ● Bu kitap ve yazar›n di¤er eserleri, okuyucular taraf›ndan bizzat okunabilece¤i gibi, karfl›- l›kl› bir sohbet ortam› fleklinde de okunabilir. Bu kitaplardan istifade etmek isteyen bir grup okuyucunun kitaplar› birarada okumalar›, konuyla ilgili kendi tefekkür ve tecrübele- rini de birbirlerine aktarmalar› aç›s›ndan yararl› olacakt›r. ● Bunun yan›nda, sadece Allah r›zas› için yaz›lm›fl olan bu kitaplar›n tan›nmas›na ve okun- mas›na katk›da bulunmak da büyük bir hizmet olacakt›r. Çünkü yazar›n tüm kitaplar›nda ispat ve ikna edici yön son derece güçlüdür. Bu sebeple dini anlatmak isteyenler için en et- kili yöntem, bu kitaplar›n di¤er insanlar taraf›ndan da okunmas›n›n teflvik edilmesidir. ● Kitaplar›n arkas›na yazar›n di¤er eserlerinin tan›t›mlar›n›n eklenmesinin ise önemli sebep- leri vard›r. Bu sayede kitab› eline alan kifli, yukar›da söz etti¤imiz özellikleri tafl›yan ve okumaktan hoflland›¤›n› umdu¤umuz bu kitapla ayn› vas›flara sahip daha birçok eser ol- du¤unu görecektir. ‹mani ve siyasi konularda yararlanabilece¤i zengin bir kaynak biriki- minin bulundu¤una flahit olacakt›r. ● Bu eserlerde, di¤er baz› eserlerde görülen, yazar›n flahsi kanaatlerine, flüpheli kaynaklara dayal› izahlara, mukaddesata karfl› gereken adaba ve sayg›ya dikkat edilmeyen üsluplara, burkuntu veren ümitsiz, flüpheci ve ye'se sürükleyen anlat›mlara rastlayamazs›n›z.
  • 9. i ç i n d e k i l e r Girifl 8 Gözün Kusursuz Tasar›m› 13 Görüntünün Oluflumu ve Görme 56 Gözün Yarat›l›fl› 77 Göz ve Teknoloji 93 Hayvan Gözleri 100 Gören Kim? 124 Darwinizm'in Çöküflü 137
  • 10. G‹R‹fi u cümleyi siz okuyup bitirinceye kadar gözünüzde yaklafl›k yüz milyar (100.000.000.000) ifllem yap›ld›. Belki inanmas› güç fakat dünyan›n en muhteflem ayg›tlar›ndan bir çiftine sahipsiniz. ‹nsano¤lu halen bir benze- rini üretemedi. Yaflam›n›zda sahip oldu¤unuz herfley gözleriniz sayesin- de bir anlam kazand›. Ailenizi, dostlar›n›z›, evinizi, iflinizi, k›saca yaflam›- n›z boyunca karfl›laflt›¤›n›z herfleyi gerçek anlam›yla gözleriniz sayesinde tan›d›n›z. Onlars›z d›fl dünyay› hiçbir zaman tam olarak bilemezdiniz. Gözleriniz olmasayd› bir rengin, bir fleklin, bir manzaran›n, bir insan yü- zünün, güzellik denen kavram›n nas›l bir fley oldu¤unu hiçbir zaman ha- yalinizde canland›ramazd›n›z. Fakat, gözleriniz var, bu sayede etraf›n›z› görüyor, flu anda da önünüzdeki yaz›y› okuyorsunuz. Dahas›, görmek için hiçbir çaba harcam›yorsunuz; sadece görmek is- tedi¤iniz fleye do¤ru bak›yorsunuz. Gözünüze, gözün içindeki parçalara, gözden beyne giden sinirlere ve beyninize "bak›n, görün, flu ifllemleri ya- p›n" emri vermiyorsunuz. T›pk› yeryüzünde yaflayan ve yaflam›fl milyar- larca insan gibi sadece bak›yor ve görüyorsunuz. Bir cisme odaklan›p onu net görmek için göz merce¤inizin cismin uzakl›¤›na göre almas› gereken yar›çap›n optik ölçümlerini, merce¤e ba¤l› kaslar›n çok hassas kas›lma oranlar›n› hesaplam›yorsunuz. Yaln›zca o cismi net görmek istiyorsunuz, gerisi saniyenin çok küçük bir diliminde sizin için otomatik olarak halle- diliyor. Bunun ne kadar büyük bir mucize oldu¤u, bu kadar insan gibi belki bugüne kadar sizin de akl›n›za gelmedi. Üstelik, böyle mükemmel bir ayg›ta sahip olmak için de hiçbir çaba- n›z olmad›. Do¤du¤unuz anda gözlerinizi de -özel bir rahats›zl›¤›n›z yok- sa- son derece kusursuz bir yap›ya sahip olarak buldunuz. Bu nimetin de¤erini en iyi anlayanlar da görme yeteneklerini sonra- dan kaybedenlerdir. E¤er bir gün gözlerinizi kaybedecek olursan›z -ki bu olay ihtimal dahilindedir- o tarihten sonra gelece¤e ait bütün planlar›n›z BB
  • 11. ADNAN OKTAR ikinci planda kalacak ve dünyadaki en büyük iste¤iniz, gözlerinize tekrar kavuflmak olacakt›r. Ya da y›llar boyu kör bir hayat geçirdikten sonra bir gün t›bbi bir müdahale sonucunda gözlerinizin aç›ld›¤›n› düflünün. fiun- dan kesinlikle emin olun ki, bu dünyada verilebilecek hiçbir fley sizin için bundan daha de¤erli olmayacak, o gün ve onu takip eden günlerde sizi hiçbir fley bu kadar sevindirip mutlu etmeyecektir. Bir ayette Rabbimiz flöyle buyurmaktad›r: De ki: "Sizi infla eden (yaratan), size kulak, gözler ve gönüller ve- ren O'dur. Ne az flükrediyorsunuz?" (Mülk Suresi, 23) Evrim Yine Açmazda Peki, insan için bu kadar önemli bir duyu nas›l ortaya ç›kt›? Görme diye bir kavram yoktan nas›l varoldu? Biraz daha genifl bir aç›dan baka- rak bu soruyu genellefltirelim. Befl duyusu, beyni, uyumla çal›flan iç or- ganlar›, elleri, ayaklar›, bedeni ve ruhu ile insan nas›l meydana geldi? Sa¤duyu sahibi ve akl›n› kullanabilen her insan bu soruya canl›l›¤›n üstün ve kusursuz bir yarat›l›fl›n sonucu oldu¤u cevab›n› verecektir. An- cak bu aç›k gerçe¤i reddeden evrim teorisinin bu soruya verece¤i cevap ise tesadüflerdir. Evrimciler flu ana kadar gelmifl geçmifl tüm canl›-cans›z varl›klar›n, hiçbir yarat›l›fl olmadan say›s›z tesadüflerin biraraya gelmesi sonucunda meydana geldiklerini iddia ederler. Ancak evrimin bu iddias› hem akla hem mant›k kurallar›na hem de bilime ayk›r›d›r. Çünkü cans›z maddelerin canl› oluflturmas› bir canl›ya hayat vermesi mümkün de¤ildir. Bilim evrendeki kusursuz düzene tesadüflerle aç›klama getirmeye çal›flan evrim teorisini her yönden çökertmifltir. Tüm bilimsel kan›tlar evrimcile- rin iddialar›n›n ak›l ve bilim d›fl›l›¤›n› ortaya koymakta, evrimcilerin sah- tekarl›klar›n› birer birer ortaya ç›karmaktad›r. Bununla birlikte canl›l›¤›n tesadüflerle aç›klanmas› mümkün olmayan üstün bir tasar›m›n eseri ol- du¤unu göstermektedir. Canl›lardaki bu kusursuz tasar›m›n sahibi tüm evreni yaratan Allah't›r. Evrim teorisinin bilim karfl›s›nda u¤rad›¤› yenilgiye ra¤men, bugün hala dünyadaki belli bafll› akademik çevreler ve medya kurulufllar› büyük 9
  • 12. HARUN YAHYA bir dayan›flma içerisinde evrim teorisini ayakta tutma çabas›ndad›rlar. Genel olarak izlenilen yöntem dünyan›n bir köflesinde bulunan bir kafa- tas›yla evrim zincirinin eksik bir halkas›n›n tamamland›¤›n› manfletten duyurmakt›r. Oysa ortada herhangi bir zincir yoktur ki eksik halkas› ta- mamlans›n. Dahas› ortada geçifl formu say›lacak yar› bal›k-yar› sürüngen, yar› sürüngen-yar› kufl gibi herhangi bir fosil de bulunmamaktad›r. Buna ra¤men, sanki evrim bütün aflamalar›yla ispatlanm›fl da bir tek maymun- dan insana uzanan zincirde ufak tefek eksikler kalm›fl gibi bir hava yara- t›lmaya çal›fl›l›r. Evrimcilerin ›srarla dikkatleri kafatas› fosillerine çekmelerinin elbet- te bir nedeni vard›r. Tarih boyunca, irili ufakl› binlerce maymun türü ya- flam›fl ve bunlar›n yüzde doksan yedisinin nesli tükenmifltir. Bu maymun- lar›n kafatas› fosillerini büyüklüklerine ve baz› fiziksel özelliklerine göre dizip, "iflte maymundan insana uzanan zincir" demek son derece kolay- d›r. Hiçbir somut kan›ta dayanmayan hayali d›fl görünüm çizimleri, fosil sahtekarl›klar› ve hileli s›ralamalar da evrim senaryolar›n›n temel malze- meleridir. Oysa evrim daha mikrobiyoloji aflamas›nda çökmüfltür. Bunun yan› s›ra mevcut kompleks yap›lar›n varl›¤›n› hiçbir flekilde izah edeme- mektedir. Bu yüzden evrimci çevreler olabildi¤i kadar bu konular üzerin- de tart›flmaktan kaçarlar. Zaman zaman da hiçbir cevap niteli¤i tafl›mayan teknik ayr›nt›lar› ard› ard›na dizerek, sözde bu konular›n da aç›klamas›n› yapm›fl izlenimi vermeye çal›fl›rlar. Bu kitab›n konusu olan göz de, "Gözleri düflünmek beni bu teori- den so¤uttu" diyen Darwin'den beri evrimcileri ç›kmaza sürükleyen or- ganlardan biridir. Gözün yap›s› ve ifllevleri incelendi¤inde evrimcilerin bu kaç›fllar›n›n sebebi daha iyi anlafl›l›r. Göz birçok farkl› bölümden oluflmufl kompleks bir yap›ya sahiptir. Hayret uyand›racak kadar genifl kapsaml› ifl- levleri vard›r. Bunlar›n tümü gözü oluflturan farkl› bölümlerin uyum için- de çal›flmalar› sonucunda gerçekleflir. Parçalardan birinin bile olmamas› gö- zün görevini yapamamas› demektir. Bu da evrim aç›s›ndan içinden ç›k›l- maz bir noktad›r. Çünkü evrim, mevcut bütün organlar›n zaman içinde kendi kendilerine olufltu¤unu öne sürer. Gözün, ancak bütün yap›lar›yla 10
  • 13. ADNAN OKTAR eksiksiz ve kusursuz bir flekilde ayn› anda varolmas›n›n zorunlulu¤u da böyle bir sürecin hiçbir zaman olamayaca¤› anlam›na gelir. Konuyu daha iyi anlamak için bir örnek verelim. Gözyafl› salg›lama- yan bir göz, çok k›sa bir sürede kurur ve kör olur. Dahas› gözyafl›, antisep- tik özelli¤i ile, gözü mikroplara karfl› korur. Evrimciler, gözyafl› olmadan birkaç saat içinde kuruyan gözün, sözde evrim süreci içinde, gözyafl› bez- leri oluflana kadar milyonlarca y›l nas›l dayand›¤› sorusunu ak›llar›na getir- mek bile istemezler. Kald› ki gözün görevini yapabilmesi için bütün organ ve sistemleriyle mevcut olan bir beden d›fl›nda, kornea, konjonktiva, iris, göz bebe¤i, göz merce¤i, retina, koroid, göz kaslar›, göz kapaklar› gibi doku ve yap›lara ihtiyaç vard›r. Bundan baflka göz ve beyin ba¤lant›s›n› sa¤layan muhteflem bir sinir a¤› ve beyinde bulunan son derece kompleks görme alan› olmadan görmemiz mümkün de¤ildir. Bütün bu say›lanlar, tesadüfen hiçbir flekilde oluflamayacak kadar özel ve kompleks yap›lara sahiptirler. Bu yap›lardan herhangi biri, örne¤in göz merce¤i olmasa göz hiçbir ifle yaramaz. Dahas› göz merce¤i ile göz bebe¤inin yerleri de¤iflmifl olsa, göz yine görevini yerine getiremez. K›saca gözün yap›s› çok özel bir plan- laman›n eseridir. Bir tekinin bile tesadüfler sonucunda kendi kendine olufl- mas› imkans›z olan bu yap›lar›n belirli bir plan ve uyum içinde ayn› anda, ayn› yerde bulunmalar›n›n ancak tek bir geçerli ve mant›kl› aç›klamas› var- d›r. Gözü oluflturan tüm parçalar üstün akla sahip bir güç taraf›ndan yarat›lm›fllard›r. Bu gücün sahibi ise Allah't›r. Apaç›k olan böyle bir gerçe¤i kabul etmek insan› sonsuz hayat›nda kurtulufla götüren yolun ilk ad›m›d›r. Bu kitap yarat›l›fl gerçe¤ini gözler önüne serdi¤i gibi insan›n kurtuluflu için atmas› gereken ad›mlara da bir yol gösterici olmak amac›n› tafl›maktad›r. Ak›ll› Tasar›m yani Yarat›l›fl Kitapta zaman zaman karfl›n›za Allah'›n yaratmas›ndaki mükemmel- li¤i vurgulamak için kulland›¤›m›z "tasar›m" kelimesi ç›kacak. Bu keli- menin hangi maksatla kullan›ld›¤›n›n do¤ru anlafl›lmas› çok önemli. Allah'ın tüm evrende kusursuz bir tasarım yaratmıfl olması, Rabbimiz'in 11
  • 14. HARUN YAHYA önce plan yaptı¤ı daha sonra yarattı¤ı anlamına gelmez. Bilinmelidir ki, yerlerin ve göklerin Rabbi olan Allah'ın yaratmak için herhangi bir 'tasarım' yapmaya ihtiyacı yoktur. Allah'ın tasarlaması ve yaratması aynı anda olur. Allah bu tür eksikliklerden münezzehtir. Allah'ın, bir fleyin ya da bir iflin ol- masını diledi¤inde, onun olması için yalnızca "Ol" demesi yeterlidir. Ayetlerde flöyle buyurulmaktadır: Bir fleyi diledi¤i zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir. (Yasin Suresi, 82) Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir iflin ol- masına karar verirse, ona yalnızca "Ol" der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi, 117) 12
  • 16. HARUN YAHYA14 GG öz, oldukça karmafl›k bir yap›ya ve çok özel bir iflleve sahip olmas›na ra¤- men bedenimizde çok küçük bir yer iflgal eder. T›pk› de¤erli bir mücevhe- rin kutusunda saklanmas› gibi kafatas›m›z içinde d›fl etkilerden koruna- cak bir biçimde saklan›r. Sahip oldu¤u görevin önemi ile do¤ru orant›l› olarak, üstün bir tasar›m sayesinde korunur. Gözler, alt› kemik uzant›s› ile kafatas›na ba¤lanan, etraflar› özel do- kularla çevrelenmifl göz yuvalar› içinde, koruyucu bir ya¤ yast›k盤› üzeri- ne yerlefltirilmifllerdir. Burun kemeri, kafllar ve elmac›k kemikleri taraf›n- dan d›fl etkenlere karfl› korunurlar. Gözleri çevreleyen tüm bu kemik ve dokular hep birlikte "göz çukuru" (orbita) olarak adland›r›l›r. Gözler, çok iyi korunmalar›n›n yan›s›ra vücutta, görmeyi en rahat ve en ideal biçimde sa¤layacak bir bölgeye yerlefltirilmifllerdir. Bu bölge, vü- cudumuzu ve uzuvlar›m›z› en mükemmel flekilde kontrol ve idare edebil- memizi sa¤layacak bir konuma sahiptir. Bir örnek olarak, gözlerimizin bacaklar›m›z›n üzerinde bulundukla- r›n› düflünelim. Yaln›zca yürüdü¤ümüz bölgeyi görece¤imizden, vücudu- muzun üst k›sm›, özellikle de bafl›m›z sürekli olarak bir yerlere çarpacakt›. Ayr›ca böyle bir durumda yemek yemek, elleri kullanmak gibi pek çok ha- reket bafll› bafl›na bir sorun haline gelecekti. Bu sadece bir örnektir. Gözle- rimizin flu anki yerleri d›fl›nda vücudumuzun herhangi baflka bir yerinde bulunmalar›n›n do¤uraca¤› sak›ncalar› saymakla bitmez. Dahas› gözlerin bafl›m›zda bulunmas›, onlar›n her an sa¤l›k ve emni- yetini sa¤lama bak›m›ndan da en uygun durumdur. Boynun küçük ve h›z- l› bir refleks hareketiyle, göze zarar verebilecek herhangi bir cisimle tema- s› engellenmifl olur. Gözler yüz üzerinde de en ideal konumda bulunurlar. Acaba gözler yüzün baflka bir yerinde, örne¤in burnun alt›nda bulunsalard› ne olurdu? Hem emniyet aç›s›ndan riskli bir durum oluflur hem de estetik olarak ol- dukça çirkin bir görünüm meydana gelirdi. Görüfl aç›s› da flu ankinden çok daha k›s›tl› olurdu. Gözlerin her yönden, olabilecek en ideal yerde, simetrik bir biçimde bulunmalar› esteti¤e de son derece uygundur. ‹ki gözün aras› ortalama tek göz boyundad›r. Bu oran bozuldu¤unda, gözlerin aras› daha aç›k veya da- ha yak›n olunca yüzün tüm ifadesi de¤iflir.
  • 17. ADNAN OKTAR 15 (fiekil 1.1) Göz kapa¤›n›n önden kesiti. Göz kapa¤› içinde bulunan bezler gözyafl› üretimi yaparlar. Ayn› zamanda bu bezlerden salg›lanan ya¤ ile kir- pikler kaplan›r. Bu kaplama sayesinde kirpikler yukar› do¤ru k›vr›larak, gö- zün görme alan›n› açar, ayn› zamanda da estetik bir görünüm kazan›rlar. Göz kapa¤›n›n ucunda ç›kan k›llara özel bir kaplama yapmak buradaki k›lla- r›n m› yoksa göz kapa¤›n›n m› fikridir? Elbette ki de¤ildir. Gözdeki mükem- mel yap› herfleyin Rabbi olan Allah'a aittir. Meibomius bezleri Göz, sahip oldu¤u bütün özellikleri ile insan›n Allah taraf›ndan yara- t›lm›fl oldu¤unu ispatlayan bir delildir. Bu delilleri daha yak›ndan görmek ve gözün oluflumunun evrim teorisiyle aç›klanmas›n›n mümkün olmad›- ¤›na bir kez daha flahit olmak için gözü oluflturan yap›lar› yak›ndan ince- leyelim... Göz Kapaklar› Gözler vücudun d›fl dünyaya aç›lan pencereleridir. Bu pencerelerin korunmas› ve bak›m› özel bir sistem sayesinde sa¤lan›r. Göz kapaklar›, mükemmel bir flekilde iflleyen bu sistemin en önemli parçalar›ndan birisi- dir (flekil 1.1). Göz kapaklar›n›n görevi, göz küresini korumakla birlikte "konjonktiva"1 ve "kornea"y›2 her an belli bir nem oran›nda tutmakt›r. Göz kapaklar›n›n iç k›sm›nda bulunan konjonktiva adl› katman›n damarlar›, uykuda oksijen alamayan gözün d›fl tabakas›n› besler. Gerekti¤i zaman göz yuvas›n›n üstünü tamamen ve s›k›ca örtebilen göz kapa¤›n›n derisi, vücudun di¤er k›s›mlar›na göre çok daha incedir.
  • 18. Göz kapa¤› derisinin alt tabakas› ya¤s›z ve çok gevflektir, kan bu bölgede kolay toplan›r. E¤er göz kapa¤›n›n derisi kal›n ve ya¤l› bir yap›ya sahip ol- sayd›, gözlerin aç›l›p kapanmas› oldukça zor bir ifllem olurdu. Herkes gün içinde hiç fark›nda olmadan binlerce kez gözlerini k›rpar. Bu hareket istem d›fl› olarak yap›l›r ve bu sayede gözler yo¤un ›fl›k tema- s›ndan ve yabanc› maddelerden korunur. ‹fllemin otomatik olarak yap›l- mas› da ço¤u insan›n fark›nda olmad›¤› bir nimettir. Bu temizlenme otomatik olarak yap›lmasayd› ne olurdu? Böyle bir durumda insan göz k›rpmay› yaln›zca gözünün içinde rahats›z edici mik- tarda pislik birikti¤inde hat›rlard›. Bu da gözün mikrop kapmas›na neden olurdu. Gözler tamamen temizlenemedi¤inden puslu, bulan›k bir görüntü meydana gelirdi. Göz k›rpmak büyük bir külfet olur, insan gün boyunca sürekli göz k›rpmay› unutmamaya konsantre olmak zorunda kal›rd›. Her birkaç saniyede bir göz k›rp›ld›¤›nda göz kapaklar› t›pk› araba cam› silecekleri gibi gözleri suland›r›r, pislikleri temizler. Uyku s›ras›nda ise göz kapaklar› kapal› oldu¤u için gözler kurumaya karfl› otomatik ola- rak korunur. Göz kapa¤›, kavisli göz yap›s›n›n üstüne kusursuz olarak oturan bir mekanizmad›r. Bu mükemmel uyum sayesinde, göz kapa¤›n›n aç›l›p ka- panmas› esnas›nda gözün ön yüzeyinde temas edilmeyen hiçbir nokta kalmaz. Göz kapa¤›, gözü bu flekilde kusursuz olarak sarmasayd›, kalan boflluklardaki yabanc› maddelerin temizlenmesi mümkün olmayacakt›. Aç›l›p kapanma esnas›nda, göz kapa¤›n›n içinde bulunan özel bir bezden (meibomius bezi) salg›lanan ya¤l› bir salg› kapaklar›n birbirlerine yap›flmalar›n› engeller ve göz kapaklar›n›n kaymas›n› kolaylaflt›r›r.3 Göz kapa¤›n›n uyurken kapal› durmas› da çok önemlidir. E¤er göz kapa¤› uyurken kapanmasayd›, uyumak insan için son derece zor bir ifl- lem haline gelecekti. Uyuyabilmek için karanl›k bir odaya ihtiyaç olacak, gündüzleri hiç uyunamayacakt›.4 Uyku esnas›nda aç›k kalan gözler ise her türlü d›fl etkiye karfl› savunmas›z kalacaklard›. Göz kapaklar›n›n önemini daha iyi anlamak için mevcut durumun tam tersini düflünelim. E¤er göz kapa¤› diye bir fley olmasayd› yeryüzün- deki insanlar›n tamam› çok k›sa bir süre içinde kör olurdu. Gözün üst ta- 16 HARUN YAHYA
  • 19. bakas›n› oluflturan kornea kuruyacak, göz k›sa bir süre sonra görevini ya- pamamaya bafllayacakt›. Göze girecek en küçük bir toz tanesi bile zamanla büyük problemler yaratacak, göz hemen mikrop kapacakt›. En küçük dar- belere karfl› korumas›z kalan göz her an kör olma tehlikesi ile karfl› karfl›ya kalacakt›. Örne¤in lagoftalmi adl› hastal›kta göz kapaklar› ya tamamen kapana- maz veya çok zor kapan›r. Bu durumda kornean›n nemlenmesi tehlikeye girece¤inden, korneada kurumaya ba¤l› olarak iltihaplanma görülür. Bu hastal›¤›n uzun süre devam etmesi durumunda ise kal›c› göz bozukluklar› oluflabilir. Göz kapaklar› kapanamad›¤› ve göz s›v›s› da bulunmad›¤› için göz sürekli temizlenmeli ve mikrop kapmayacak hale getirilmelidir. Aksi takdirde s4abaha kadar sürekli aç›k kalan göz, sabah uyan›ld›¤›nda, her türlü toz, kir ve pislikle dolmufl bir hale gelir.5 Erken Uyar› Sistemi Göz, mevcut bir erken uyar› sistemi sayesinde tehlikelerden korunur. Bu sistemin temel prensibi; göze yönelik bir tehdit karfl›s›nda, gözün etra- f›nda ya da üzerinde bulunan sinirlerin göz kapa¤›n› devreye sokmas›d›r. Bu sinirler göz kapa¤›n› çal›flt›ran kaslar› uyar›rlar. Göz kapaklar›n›n kapan›p aç›lmas›ndan sorumlu farkl› kas çeflitleri vard›r. Bu kaslara ba¤›ml› olarak göz kapaklar›n›n hareketi üç flekilde olur: - Göz k›rpma, - Refleks olarak kapanma, - ‹ste¤e ba¤l› olarak kapanma. - Göz k›rpma: Göz k›rpma hava ile temas halinde yaflayan ve göz kapa¤› bulunan omurgal›lara ait bir özelliktir. Dakikada yaklafl›k 10-20 kere istemsiz ola- rak kapan›r. Sürekli okuma, dikkat yo¤unlaflt›rma ya da havadaki nemin artmas› gibi etmenler göz k›rpmay› azalt›r. Üzüntüler, s›cakl›¤›n veya ›fl›- ¤›n artmas› gibi etkenler ise göz k›rpmay› art›r›c› rol oynar. Bu sayede gö- zün temizli¤i, insan› meflgul etmeyen otomatik bir sistemle sa¤lanm›fl olur. 17ADNAN OKTAR
  • 20. - Refleks olarak kapanma: Refleksler insan›n çeflitli d›fl uyaranlara, irade d›fl›nda ve çok k›sa bir süre içinde verdi¤i tepkilerdir. Gerekli durumlarda göz kapa¤›n› da hare- kete geçiren bu refleks mekanizmas›, tehlikelere karfl› bir sigorta görevi görür. Korneaya, kirpiklere, h›zl›ca kafllar›n ortas›na ya da alna dokunma göz kapa¤›n› uyaran refleksin oluflmas›na neden olur. E¤er göz k›rpma refleksini meydana getiren sinir a¤› incelenirse, bu a¤›n ne kadar incelikle planlanm›fl bir yap›ya sahip oldu¤u aç›kça görülür. Çünkü yukar›da belirtilen her refleks için göz kapa¤›na tafl›nan uyar›lar farkl› sinir yollar›ndan geçmektedir. Yani gözün etraf› çok say›da erken uyar› sistemiyle donat›lm›flt›r (fiekil 1-2). Beyin, çok k›sa sürede gelen bu uyar›lar› de¤erlendirir ve ilgili kasla- ra sinir uyar›lar›n›n gitmesini sa¤lar. Bu ifllemler s›ras›nda sinir uyar›lar› yollar›n› hiç flafl›rmadan saniyenin binde biri kadar k›sa bir süre içinde beyne ulafl›rlar. Beyinden gelen emir sonucunda göz kapa¤›, gözü yabanc› maddelerden korumak veya silecek görevini yerine getirebilmek için tam (fiekil 1-2) Korneaya, kir- piklere, kafllar›n ortas›na ve- ya al›na yap›lan bir temas so- nucunda göz kapa¤› direk olarak uyar›l›r. Bu uyar›, adeta bir erken uyar› sistemi gibi döflenmifl sinir yol- lar› sayesinde göz kapaklar›n› harekete geçirir. Yandaki flekilde görülen özel hatla- rla desteklenmifl alarm sistemi Allah'›n mükemmel yarat›fl›n›n bir eseridir.
  • 21. zaman›nda kapan›r. Mevcut tehlikenin an›nda tan›nmas›, farkl› durumla- ra ait reflekslerin ayr› sinir yollar›ndan, birbirine kar›flt›r›lmadan sinyal olarak ulaflt›r›lmas› son derece karmafl›k ifllemlerdir. ‹nsan, çevresinde devaml› olarak de¤iflen flartlar karfl›s›nda hayat›n› devam ettirebilmek için, d›flar›da olup biten olaylardan tam zaman›nda haberdar olmal›d›r. Bu yüzden göz k›rpma ifllemi insan›n d›fl dünyay› alg›- lamas›n› engellemeyecek kadar k›sa bir süre içinde gerçekleflir. E¤er bu ifl- lem uzun sürseydi çok büyük tehlikeler söz konusu olabilirdi. ‹nsan gözü- nü k›rpma ifllemi ile meflgul oldu¤u bir anda belki de üzerine gelen bir kamyonu farkedip kaçmaya f›rsat bulamazd›. Nimetin Fark›na Varmak Göz k›rpmak, her gün binlerce kere fark›nda olunmadan yap›lan bir harekettir. Kimse göz k›rpmak için özel bir çaba sarfetmez, göz k›rparken neden gözlerimi k›rp›yorum diye düflünmez ve göz k›rpman›n ne kadar büyük bir nimet oldu¤unun fark›na varmaz. Ancak insan bir sabah kalkt›¤›nda göz kapaklar›n›n yap›flm›fl oldu- ¤unu, gözlerinin yap›flkan bir ak›nt› ile doldu¤unu fark ederse o güne ka- dar sahip oldu¤u sa¤l›kl› gözlerinin de¤erini daha iyi anlar. ‹flte "blefarit" denilen bir hastal›k sonucunda gözler yukar›da bahsetti¤imiz duruma ge- lip, birer bakteri yuvas›na dönüflürler. Blefarit göz kapa¤› kenar› enfeksi- yonudur. Göz kapa¤› kenar›nda flifllik, k›zar›kl›k ile birlikte ortaya ç›kar, ileri durumlarda küçük apselere ve ülserlere neden olur. Bir baflka gözkapa¤› hastal›¤› ise göz kapa¤›n› kald›rma görevi yapan kaslar›n zay›fl›¤› nedeni ile ortaya ç›kar. Bunun sonucunda üst göz kapak- lar›ndan biri veya her ikisi düflük durur ve bu durum kifliye yorgun ve bit- kin bir ifade verir. Bu incecik kaslar›n görevini yapmamas› görüfl alan›n›n da küçülmesine sebep olur. Burada flafl›rt›c› olan, sadece mikroskopla gö- rülebilen kaslar› oluflturan fluursuz hücrelerin hayat›m›z boyunca hiç yo- rulmadan, otomatik olarak devaml› faaliyet halinde olmalar›d›r.6 Sa¤l›kl› olman›n ne kadar büyük bir nimet oldu¤unu anlamak için mutlaka böyle s›k›nt› verici hastal›klarla karfl›laflmak gerekmez. Müminler Allah'›n verdi¤i sa¤l›k için her zaman flükrederler. Bir hastal›kla karfl›lafl- 19ADNAN OKTAR
  • 22. t›klar›nda da yaln›zca Allah'tan yard›m ister, Kuran'a uygun tevekküllü bir tav›r gösterirler. Allah bir ayetinde flöyle buyurmaktad›r: Nimet olarak size ulaflan ne varsa, Allah'tand›r, sonra size bir zarar dokundu¤unda yine O'na yalvarmaktas›n›z. (Nahl Suresi, 53) En Mükemmel Göz Damlas›: Gözyafl› Ço¤u insan›n "yaln›zca a¤land›¤›nda akan tuzlu su" zannetti¤i göz- yafl›, çeflitli görevler için farkl› kar›fl›mlarla oluflturulmufl son derece özel bir s›v›d›r. Gözyafl›n›n ilk görevi gözü mikroplara karfl› korumakt›r. ‹çinde bu- lunan "lizozim" enzimi birçok bakteri türünü parçalayabilme ve mikrop öldürme özelli¤ine sahiptir. Lizozim sayesinde göz, enfeksiyonlardan ko- runur. Bu madde, binalar› mikroplardan temizlemek için kullan›lan kuv- vetli dezenfektanlarda kullan›lan maddelerden bile daha etkilidir. Bu ka- dar güçlü oldu¤u halde göze hiçbir zarar vermemesi ise büyük bir muci- zedir. 20 HARUN YAHYA (fiekil 1.3) Gözyafl› üs- tün özellikleriyle bafll› bafl›na bir mucizedir. Bunun yan› s›ra göz ya- fl›n›n üretimi ve gözden tahliyesini yapan sis- temlerin tasar›m›n›n mükemmelli¤i, üretim- deki hassas dengeyle birleflince, göz yafl›n›n varl›¤›nda tesadüfün hiçbir yeri olmad›¤› bir kez daha anlafl›l›r. Yu- kardaki flekilde gözya- fl›n›n boflalt›m›n› sa¤la- yan kanallar ve bu ka- nallar›n birleflti¤i kese görülüyor. Boflalt›m kesesi Boflalt›m kanal› Boflalt›m deli¤i
  • 23. Bu bilgilerin ›fl›¤› alt›nda bir kez daha durup düflünmek gerekir. Böy- lesine güçlü bir dezenfektan, nas›l olur da göz gibi hassas bir organa hiçbir zarar vermez? Cevap çok aç›kt›r: ‹çinde son derece güçlü bir dezenfektan bulunan gözyafl› gözün kimyasal yap›s›na en uygun flekilde yarat›lm›flt›r. Yarat›l›fl›n her noktas›nda mevcut olan muhteflem uyum, ayn› flekilde göz ve gözyafl› için de geçerlidir. Bu güçte baflka hiçbir dezenfektan göz üzerinde kullan›lamaz. Öte yandan insan yap›m› hiç bir dezenfektan göz yafl›n›n yerini tutmaz. Bu 21ADNAN OKTAR (fiekil 1.4) Göz yafl›n›n üretimi ve gözden tahliyesini gerçekleflti- ren sistemlerde üstün bir yarat›l›fl vard›r. fiekil- de göz yafl›n›n göze ak›t›ld›¤› delikler ve tahliyesinin yap›ld›¤› kanallar görülmektedir. E¤er göz yafl› tesadüfen oluflmufl bir s›v›ysa niçin üretimi ve boflalt›m› için insan vü- cudunda özel kanallar vard›r? Sözü edilen kanallar gözkapa¤›n›n veya kemiklerin içi- ne oyulmufltur. Göz yafl› kendi kendine olufltuktan sonra, yüz kemiklerinin içinde bu s›v›y› uzaklaflt›racak kanallar nas›l oluflmufltur? Dikkat çekici bir baflka bir ayr›nt›, t›pk› su tesisatlar›n›n topra¤›n alt›ndan geçirilmesi gibi göz yafl› boflalt›m kanallar›n›n derinin alt›nda, kemiklerin içinde bulunmas›d›r. Bu sayede insan yüzü esteti¤inden hiçbir fley kaybetmez. Tüm bu örnekler kusursuz bir yarat›l›fl›n delilidir. Gözyafl›n›n göze ak›lt›ld›¤› delikler Boflalt›m deli¤i Boflalt›m deli¤i Tahliye kesesi
  • 24. durum evrimciler taraf›ndan cevaplanmas› mümkün olmayan sorular› da beraberinde getirmektedir. Birbirleriyle bu kadar uyumlu sistemler nas›l ayn› anda ortaya ç›km›flt›r? Kör tesadüflerin böyle mükemmel yap›lar or- taya ç›karamayaca¤› ve bunu insan bedenine yerlefltiremeyece¤i aç›kt›r. Ancak evrimcilerin iddialar›n›n ne derece bilimsellikten ve mant›ktan uzak oldu¤unu görmek için -kesinlikle gerçekleflmesi imkans›z da olsa- te- sadüflerin birfleyler yapabildi¤ini varsayarak düflünelim. Tesadüfler sonucu, göze zarar verecek rastgele milyarlarca bilefli¤in oluflabilme ihtimali vard›r. Peki nas›l olup da göz için hem böyle kuvvetli bir temizleyici görevi görecek hem de göze en ufak bir zarar vermeyecek bir s›v› sentezlenmifltir? Bu ideal s›v› tesadüfen oluflana kadar göz nas›l korunmufltur? Gözün varl›¤›n› devam ettirebilmesi için flu anki yap›s›na, gözyafl›n›n da flu anki kusursuz bileflimine sahip olmas› flartt›r. Elbette bu birlikteli¤in ifle yaramas› için beynin ve vücudun di¤er sistemlerinin de ayn› anda varolmalar› gerekir. Örne¤in göz, beyin de dahil bütün parçac›klar›, dokular›, s›v›lar› ve uzant›lar› ile aniden bir bedende oluflsa bile bu canl›n›n hayat›n›n devam› için yeterli de¤ildir. Çünkü bu vücudun sindirim sistemi veya karaci¤eri, ya da kemik ili¤i ya da bunlara benzer, "olmazsa olmaz" parçalar›ndan bi- risi henüz evrimleflememifl olsa, ne o beden ne de göz çok k›sa bir süreden fazla hayatta kalamazd›. Bu örneklerde aç›kça görüldü¤ü gibi gözün tek bir parças›n›n bile tesadüfen oluflmas› mümkün de¤ildir. Gözü bütün parçalar›yla birlikte yaratan Allah't›r. De ki: "Siz, Allah'›n d›fl›nda tapt›¤›n›z ortaklar›n›z› gördünüz mü? Bana haber verin; yerden neyi yaratm›fllard›r? Ya da onlar›n gökler- de bir ortakl›¤› m› var? Yoksa Biz onlara bir kitap vermifliz de onlar bundan (dolay›) apaç›k bir belge üzerinde midirler? Hay›r, zulme- denler, birbirlerine aldatmadan baflkas›n› vadetmiyorlar." (Fat›r Suresi, 40) Gözyafl›n›n yap›s› daha yak›ndan incelendikçe, bu s›v›n›n ne kadar büyük bir yarat›l›fl mucizesi oldu¤u daha iyi anlafl›l›r. Gözyafl›n›n % 98.2'si sudur. Geri kalan k›s›mda kan plazmas›yla ayn› oranda üre ve plazmada- kinden daha az oranda glikoz, tuzlar ve organik maddeler bulunur.7 Lizo- 22 HARUN YAHYA
  • 25. zim ise geriye kalan maddenin küçük bir k›sm›n› oluflturur. Yani gözyafl›, içinde farkl› oranlarda farkl› maddeler bulunan son derece özel bir s›v›d›r. Gözyafl› farkl› maddeleri içeren katmanlardan oluflur. Bu katmanlar- dan ya¤ salg›layan bezlerin bulundu¤u yüzeysel kat çok incedir. Görevi ise gözyafl›n›n d›flar› akmas›n› ve buharlaflmas›n› engellemektir. Bu, gö- zün yap›s›ndaki flafl›rt›c› ayr›nt›lardan baflka bir tanesidir. Gözyafl›n›n üze- rindeki son derece ince bir tabaka, göz yafl›n› buharlaflmaya karfl› koru- maktad›r. Peki kim gözyafl›n›n üzerine, buharlaflma etkisini hesap ederek böyle bir kaplama yapm›flt›r? Bu kadar özel bir tasar›m nas›l ortaya ç›km›flt›r? Gözyafl›n›n üretimi de son derece hassas bir ölçü ile yap›l›r. Gözyafl›, sadece korneay› kurumaktan kurtaracak ve göz küresinin yüzeyinin kay- ganl›¤›n› kaybettirmeyecek miktarda üretilir. Böylece, göz hareket etti¤in- de göz kapa¤›n›n iç k›sm› konjonktiva ile gözün üstü aras›nda sürtünme- den kaynaklanan bir rahats›zl›k meydana gelmez. Gözyafl› yeterli miktarda üretilmeseydi, göz ile göz kapa¤› aras›nda sürekli bir sürtünme olur ve gözün her hareketi bizim için bir eziyet haline gelirdi. Örne¤in gözyafl› kurulu¤u olan hastalarda, gözlerde sürekli bir yanma ve gözün içinin kum dolu oldu¤u hissi duyulur. Gözler flifler, k›za- r›r ve hastal›¤›n ileri aflamalar›nda hasta gözünü kaybedebilir. Uyar›c› bir durum söz konusu oldu¤unda, mesela göze toz gibi ya- banc› bir madde kaçt›¤›nda, gözyafl› üretimi otomatik olarak artar. Bu bir yandan antiseptik amaçla daha çok lizozim enzimi üretilmesini di¤er yan- dan da uyar›c› maddenin d›flar› at›labilmesi için bol miktarda s›v› oluflma- s›n› sa¤lar. Görüldü¤ü gibi gözün yap›s›nda gözyafl› bezlerinin, ne eksik ne faz- la, gerekli miktarda s›v› salg›lamas›n› sa¤layan bir denge-kontrol meka- nizmas› da vard›r. Sadece bu mekanizma tesadüflerle iflleyen bir evrim sü- recinin oluflmas›n› imkans›z k›lar. Bir kutu içerisinde, üzerinde üretildi¤i yer ve tarih yazan bir göz damlas› gören bir kifli, hiçbir zaman o ilac›n tesadüfler sonucunda kendili- ¤inden meydana geldi¤ini düflünmez. Bu damlan›n formülünü bulan, onu üreten, paketleyen birileri vard›r. Aksini iddia eden bir kiflinin ak›l sa¤l›- ¤›nda ciddi bir problem oldu¤unu düflünür. Gözyafl› ise bir göz damlas›n- 23ADNAN OKTAR
  • 26. dan çok daha üstün özelliklere sahiptir ve insan vücudunda üretilir. Önce- likle farkl› kimyasal maddelerden oluflur ve bu maddeler hassas bir kar›- fl›m oran› ile birleflirler. Bundan baflka gözyafl›yla birlikte gözyafl›n› üreten salg› bezleri, otomatik gözyafl› salg›lanma ayarlar› ve boflalt›m kanallar› da vard›r. Bunlar düflünüldü¤ünde gözyafl›n›n tesadüfen meydana geldi- ¤ini ve yine tesadüfen göze yerleflti¤ini söylemek ak›l ve mant›k d›fl› bir iddia olacakt›r. Gözyafl› flimdiye kadar yaflam›fl olan ve flu anda dünya üzerinde yaflamakta olan bütün insanlarda vard›r. Herkeste ayn› özellikle- re sahiptir. Gözü bir bütün olarak yaratan, her insanda ayn› özelliklerin var olmas›n› sa¤layan üstün güç sahibi Allah't›r. Göz Allah'›n benzersiz yaratmas›n›n tecellilerinden bir tanesidir. Korumadaki Estetik Gözün çok hassas bir yap›s› vard›r. ‹flte bu yüzden vücudun en iyi ko- runan organlar›ndan biridir. Burada dikkat çeken nokta koruman›n ayn› zamanda son derece estetik bir görünüm içerisinde sa¤lanmas›d›r. Düflü- nün ki; gözün korunmas› için etraf›nda son derece sert, z›rh›ms› bir kabuk da olabilirdi. Oysa, gözün çevresinin kemik yap›s›, gözkapaklar›, kafllar, kirpikler son derece estetik ve simetrik bir görünüm meydana getirirler. Bu, Allah'›n yaratmas›ndaki güzelli¤in eflsiz örneklerinden yaln›zca biri- dir. Bir ayette yarat›l›fltaki kusursuzluk flöyle ifade edilmifltir: O Allah ki, yaratand›r, (en güzel bir biçimde) kusursuzca vareden- dir, "flekil ve suret" verendir... (Haflr Suresi, 24) Göz kapa¤›n›n s›n›r›ndan ç›kan kirpikler gözü toz ve yabanc› madde- lerden korurlar. Koptuklar› veya kesildikleri zaman tekrar uzarlar. Uzama kirpik eski boyutuna geldi¤inde biter. Kirpikler düzgün, yumuflak ve yukar› do¤ru hafifçe k›vr›kt›rlar. Bu flekil hem kullan›fll› hem de son derece estetiktir. Kirpiklerin bu flekli ka- zanmalar› elbette rastlant› sonucu de¤ildir. Zeis adl› bezlerin salg›lad›klar› ya¤l› bir salg› ile kirpikler ya¤lan›r, kavisli elastik bir yap› kazan›rlar. E¤er bu ince bak›m yap›lmasayd› kirpikler son derece sert, f›rça gibi olacak, her göz k›rpmada rahats›zl›k verici bir kar›flma ve tak›lma hissi meydana gele- cekti.8 24 HARUN YAHYA
  • 27. ADNAN OKTAR 25 Kafllar›m›z da aln›m›zdan akan terlerin gözün içine girmesine engel olur. Ayr›ca günefl ›fl›nlar›n› k›rarak gözün içine yans›mas›n› engeller. Bu- nun yan› s›ra insan gözünün estetik görünümünü tamamlayan çok önem- li birer unsurdurlar. De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki: "Allah't›r." De ki: "Öyleyse, O'nu b›rak›p kendilerine bile yarar da, zarar da sa¤lama- ya güç yetiremeyen birtak›m veliler mi (tanr›lar) edindiniz?" De ki: "Hiç görmeyen (a'ma) ile gören (basiret sahibi) eflit olabilir mi? Ve- ya karanl›klarla nur eflit olabilir mi?" Yoksa Allah'a, O'nun yarat- mas› gibi yaratan ortaklar buldular da, bu yaratma, kendilerince birbirine mi benzeflti? De ki: "Allah, herfleyin Yarat›c›s›'d›r ve O, tektir, kahredici oland›r." (Ra'd Suresi, 16) (fiekil 1.5) Göz sahip oldu¤u hareket kabiliyeti sayesinde her yöne hareket edebilir.
  • 28. Y›pranmayan Kaslar Göz kaslar› vücudun en çok çal›flan kaslar›ndand›r. Bu kaslar saye- sinde göz, günde yaklafl›k 100.000 kere hareket eder. ‹nsan›n yaflam süresi düflünüldü¤ünde bu say› milyarlar› bulur. Fakat kaslar bu kadar a¤›r ve sürekli bir ifl yapmalar›na ra¤men hiç kimse görmekten dolay› yorgunluk duymaz. De¤il bu kaslar›n yorgunlu¤unu hissetmek insanlar›n ço¤unun bu kaslardan haberleri bile yoktur. Yafll› kimselerde bile bu kaslar genç bir insandaki gibi ifllevlerini görürler. Göz çevresinde 6 kas bulunur. Bu kaslar gözlerin sa¤a-sola, afla¤›-yu- kar› ve di¤er aç›lara dönmesini sa¤lar. (fiekil 1.6 ve 1.7) Her gözdeki 6 kas, 3 kas çiftinden oluflur. Her çift, kendi içinde z›t yönlere hareketi sa¤lar. Bir cismin kusursuz ve net olarak alg›lanabilmesi için görüntünün retinan›n merkezine odaklanmas› gerekir. Bunun için gözdeki kaslar, birlikte mü- kemmel bir uyum içinde çal›flmal›d›rlar. Bu yüzden iki göz ayn› anda ayn› noktaya do¤ru bakar. Gözlerin ortak çal›flmas›nda bir problem olmas› ha- linde görüntü çift olur. (Bunun ne kadar s›k›nt› verici olabilece¤ini anla- mak için, gözünüzün kenar›na parma¤›n›zla hafifçe ve dikkatli bir flekilde bast›rarak bir nesneye bakmaya çal›fl›n.) Bu kaslar›n birbirleriyle uyum içinde çal›flmalar› sa¤lanamazsa, çift görmenin yan›s›ra, yüzün ifadesinde de birçok bozukluklar meydana ge- lebilir. Örne¤in, gözde flafl›l›k veya kayma oldu¤u zaman yüz ifadesinin 26 HARUN YAHYA (fiekil 1.6 ve 1.7) Göz kaslar›n›n önden ve arkadan görünüflü. Sola dönüflü sa¤layan kas Sa¤a dönüflü sa¤layan kas Afla¤› dönüflü sa¤layan kas Yukar› dönüflü sa¤layan kas
  • 29. ADNAN OKTAR 27 (fiekil 1.8) Göz kaslar›n›n yandan görünüflü. Kaslar gözün her yöne ko- layl›kla hareket edebilmesini sa¤layacak bir düzene sahiptir. Böylesine özel bir yap›n›n kendi kendine, tesadüfen oluflma ihtimali yoktur. Gözü kusursuz olarak yaratan Allah't›r. de¤iflmesi gibi. E¤er bu kaslar hiç olmasalard› göz hareketsiz donuk bir cam gibi kalacak ve yüzde anlams›z bir ifade olacakt›. Bir fleye bakmak için kafan›n tamamen o yöne dönmesi gerekecek, günlük yaflamda sahip oldu¤umuz hareket kabiliyeti büyük oranda azalacakt›. Konjonktiva, Ömür Boyu Bak›m Gözü sürekli y›kayan ve mikroplardan ar›nd›ran bir gözyafl› sistemi- nin yan›s›ra gözde bir ya¤lama sistemi de mevcuttur. Bu sistem günde yaklafl›k yüzbin defa, dört ayr› yöne dönen gözün, bu hareketlerin sonu- cunda y›pranmas›n› engeller. Bu sayede göz sürekli ya¤lanarak sürtünme etkisine ve yabanc› maddelere karfl› korunmufl olur.
  • 30. Göz küresi, üst üste birçok doku kat›ndan oluflur. Bu dokulardan konjonktiva gözün üst tabakas›n› ya¤lama görevi yapar. Konjonktiva, göz kapa¤›n›n alt›ndan gözün en üst tabakas›na kadar olan aral›kta yer al›r ve göz küresinin büyük bir bölümünü kaplayan sert beyaz bir zar olan sklera (göz ak›) ile birleflir. Bu iki tabaka da canl›d›r ve gözü besleyen minik kan damarlar›yla beslenirler. fieffaf bir tabakan›n canl› olmas› ve gözle görüle- meyen damarlarla beslenmesi dikkat çekicidir. Bu tabaka göz küresinin alt ve üst k›s›mlar›na kadar uzar, böylece göz k›rp›ld›¤›nda veya hareket etti¤inde konjonktivan›n iki yüzeyi birbiri üs- tüne geçer. Konjonktiva gözyafl› bezleriyle temel gözyafl› salg›lanmas›n› yapar. Ayn› zamanda göz kapaklar›n›n iç yüzeyini ve göz küresini örter. Bu ince tabaka mukus (mukoza salg›s›) üreten küçük bezeler de içerir. Mukus göz- yafl›yla birleflerek ya¤lama ifllemini gerçeklefltirir. Bu ya¤ o kadar kaygan- d›r ki göz hareket etti¤inde hiçbir rahats›zl›k hissedilmez. En basit mekanik aletlerde bile düzenli bir ya¤lama olmadan verim al›namaz. Kap› menteflesinden son model bir araban›n motoruna kadar, hareketli mekanizmalar›n sürtünme etkisine karfl› korunmalar› ve y›pran- mamalar› için düzenli olarak ya¤lanmalar› gerekir. Gün boyu yaklafl›k yüz bin hareket yapan göz de yukar›da anlat›lan sistem sayesinde otomatik olarak sürekli ya¤lan›r. E¤er konjonktivan›n çal›flmas›nda ciddi bir aksakl›k olup da bu ya¤- lanma ifllemi gerçekleflmezse gözün her hareketinde çok büyük ve dayan›l- maz a¤r›lar meydana gelirdi. Oysa sa¤l›kl› bir insan, Allah'›n yaratt›¤› bu kusursuz sistem sayesinde hayat› boyunca böyle bir rahats›zl›k çekmez. Kornea, Gözün Penceresi Göz, ›fl›¤›n girdi¤i öndeki ç›k›nt› d›fl›nda, küre biçimindedir. Bu küre- nin en d›fl›nda göz ak› (sklera) denen sert, çok dayan›kl› ve süt gibi donuk beyaz renkli bir katman bulunur. Göz ak› gözü çepeçevre kuflat›r ve göz içindeki dokular›n korunmas›n› sa¤lar. Gözün ortas›ndaki renkli bölümü çevreleyen beyazl›k da bu katman›n görünen bölümüdür. Göz ak›, yumuflak ve jölemsi bir yap›ya sahip olsayd› gözün korun- 28 HARUN YAHYA
  • 31. 29ADNAN OKTAR mas› gerekti¤i gibi sa¤lanamayacakt›. Ayr›ca göze toz veya herhangi bir yabanc› madde kaçt›¤›nda bu cisim göze yap›flaca¤› için ç›karmas› zorlafla- cak, büyük zararlar verecekti. Oysa göz ak› sert ol- du¤u için gözyafl›n›n da yard›m›yla yabanc› mad- deler kolayl›kla gözden temizlenir. Göz üzerindeki sert ve dayan›kl› beyaz doku- nun yap›s›, gözün önündeki ç›k›nt›l› bölüme gelin- ce de¤iflir. Bu ç›k›nt›l› bölüm kornea denilen, ›fl›¤› geçiren saydam bir tabakadan oluflur. Birbirlerinin devam› olduklar› halde göz ak› ve kornean›n yap›lar› tamamen farkl›d›r ve kesin bir s›n›rla ayr›l›r- lar. (fiekil 1.9) Göz ak› bir binan›n d›fl cephesini kaplayan sert granit kapla- maya, gözün önündeki fleffaf kornea da bu binan›n penceresine benzetile- bilir. E¤er korneay› oluflturan ince doku gözün bütününü kaplasayd› göz d›fl etkilere karfl› son derece savunmas›z ve güçsüz kalacak, sonuç körlük olacakt›. E¤er göz ak›n› oluflturan sert ve mat doku gözün önündeki saydam tabaka üzerinde devam etseydi, ›fl›k merce¤e ulaflamayacak ve görüntü oluflamayacakt›. Nas›l olur da ayn› tabakada bulunan ve birbirlerinin de- vam› olan iki farkl› doku, kesin bir s›n›r ile ayr›lm›fllard›r? Bu yuvarlak s›- n›r› kim çizmifltir? Gözümüzün önündeki bu küçük pencereyi incelemeye devam ede- lim. Kornea denen saydam bölüm ›fl›k ›fl›nlar›n› k›rarak, bu ›fl›nlar›n mer- cekten geçip, gözün arkas›ndaki retinaya ulaflmalar›n› sa¤lar. Odaklama için gerekli olan ›fl›¤›n k›r›l›m›n›n üçte ikisi bu sayede sa¤lan›r. K›r›lman›n geri kalan üçte birlik bölümünü ise, gözün iç k›sm›nda bulunan mercek gerçeklefltirir. Nesneleri net görebilmek için kornean›n her zaman saydam ve çok duyarl› olmas› gerekir. Çünkü saydaml›¤›n› yitirdi¤i anda göze yeterince ›fl›k giremedi¤i için görüntü bulan›klafl›r. Gözün d›flar›ya aç›k olan bölü- mündeki bu katman›n çok duyarl› olmas› da göze kaçan küçük bir toz par- ças›n›n bile hemen fark edilip temizlenmesini sa¤lar. Kornean›n bu derece saydam olmas›n›n sebebi, kendisini oluflturan (fiekil 1.9) KORNEA GÖZ AKI
  • 32. (fiekil 1.10) Kornea, gö- zün d›fl dünyaya aç›lan penceresidir. Ifl›¤› geçir- genli¤i pencere cam›yla da ayn›d›r. Aradaki fark pencerede cam, korne- ada "et" kullan›lmas›d›r. Bir "et"i camdan fleffaf yapacak tek güç ise her- fleyi benzersiz yaratan Allah't›r.
  • 33. 31ADNAN OKTAR liflerin hassas bir düzen içerisinde s›ralanmalar›d›r. Bu s›ralanmaya yap›- lacak herhangi bir müdahale kornean›n kararmas›na ve görüntünün bula- n›klaflmas›na sebep olur. Foto¤raf makinesi için objektif ne kadar önemliyse göz için de kornea ayn› önemi tafl›r. Dahas› kornea o kadar fleffaft›r ki, ancak çok yak›ndan dikkatle bak›ld›¤›nda görülebilir. Ayn› zamanda vücuttaki en hassas yap›- lardan biridir. Kornea yüzeyi gözle görülmeyen sinirlerden ve lenf damarlar›ndan oluflur. Ancak bunlar görüntüyü bozmazlar. Bu sinirler en hafif dokunufla veya dokunma tehlikesine karfl› harekete geçip, reflekslerle göz kapa¤› gi- bi koruyucu mekanizmalar› yard›ma ça¤›r›rlar. Göz kapa¤›, kornea üstüne yap›flan herhangi bir fleyi derhal d›flar› atar ve göz kapa¤›n›n kapanmas› korneay› di¤er muhtemel tehlikelerden korur. Kornea bir anlamda arkas›nda gözün çal›flt›¤› bir penceredir. Rüzga- r›n savurdu¤u bir kum tanesi veya talafl parças› korneay› çizebilir. Kornea bu tür sebeplerle çizilirse ya da hasara u¤rarsa kendi kendini tamir edebi- lir. Gözün h›zl› bir kendini yenileme kabiliyeti vard›r. Korneay› oluflturan hücreler gözyafl›ndaki glikoz ve havadaki oksijen ile beslenirler. Burada kan damarlar› bulunmaz. Gece ise uykuda, göz ka- paklar›n›n alt›ndaki zengin k›lcal damarlardan beslenirler. Kornean›n netli¤i tam olarak sa¤lanmasayd› hiçbir zaman düzgün bir görüntüyle muhatap olunamayacak, insan devaml› olarak bulan›k göre- cekti. Böyle bir görüntü olsayd› dünya, elbette flu anda oldu¤undan çok farkl› olacak, herfley puslu bir perde arkas›ndan izlenecekti. Bu yüzden d›fl dünyay› bu incecik canl› tabakan›n izin verdi¤i netlikte izleyebiliriz. Kornea vücuttan tamamen izole edilmifltir. Bu özelli¤i kornean›n bir vücuttan di¤erine naklini kolaylaflt›r›r. Nakledilen doku vücut taraf›ndan reddedilmez. Çünkü kanda üreyen antikorlar buraya ulaflamazlar. Buraya kadar anlat›lan teknik bilgileri bir kez daha gözden geçirmek- te yarar vard›r. Kornea, gözün ön taraf›n›n en d›fl k›sm›nda bulunan son derece saydam bir tabakad›r. Ifl›¤›n yaklafl›k yüzde doksan sekizini geçirir ki bu, pencere cam›n›n fleffafl›¤›na yak›nd›r. (fiekil 1.10) Burada dikkat edilmesi gereken nokta kornean›n canl› bir doku oldu¤u, düzenli olarak
  • 34. HARUN YAHYA32 beslendi¤i ve hücrelerden olufltu¤udur. Nas›l olur da canl› bir et parças› t›pk› bir cam kadar fleffaf olabilir? Bu saydaml›¤› nas›l kazanm›flt›r? Dünyaya liflerden ve damarlardan oluflan canl› bir varl›¤›n arkas›ndan bakt›¤›m›z halde nas›l olur da herfleyi bu ka- dar net görebiliriz? Vücudumuzdaki bütün hücreler tek bir hücrenin ço¤almas›yla olu- flur. Gözdeki son derece ince, fleffaf ve narin olan bu canl› zar› oluflturan hücreler de, sert kemikleri oluflturan hücreler de, ba¤›rsak dokular›n› oluflturan hücreler de, kan hücreleri de hepsi tek bir hücrenin bölünmesi ve ço¤almas› sonucunda var olmufllard›r. Hangi güç, ayn› hücrenin bölün- mesi sonucunda, bir yanda tafl gibi sert olan kemikleri, bir yanda da cam kadar fleffaf olan korneay› meydana getirmifltir? Nas›l olup da hücreler birbirlerinden bu kadar farkl› olmufllard›r? Hücrelerin plan yapma, karar verme, uygulama gibi yetenekleri var m›d›r? Elbette ki cans›z ve fluursuz atomlardan oluflmufl hücrelerin böyle ye- tenekleri yoktur. Hücrelere neler yapacaklar›n› hangi organ› oluflturup, ne gibi görevler yapacaklar›n› ilham eden Allah't›r. Korneay› oluflturan liflerin ve sinirlerin son derece hassas olmalar› yi- ne üstün bir yarat›l›fl›n delilidir. Çok narin olan bu tabaka geliflmifl bir er- ken uyar› sistemi sayesinde, en ufak bir tehlikede dahi göz kapa¤›n› sa- vunmaya ça¤›r›r. Peki bu nas›l gerçekleflir? Acaba korneay› oluflturan hüc- reler, hayatta kalmak için böyle bir sistem gelifltirip, sonra beyinle anlafl›p, göz kapa¤›n› kendi hizmetlerine mi almaya karar vermifllerdir? Gözdeki baflka bir baflka mucizevi yap› da kornean›n fleklidir. Ifl›¤›n k›r›lmas›n› hesaplamak son derece güç ve optik alanda uzmanl›k gerekti- ren bir ifltir. Ancak anne karn›ndaki bir hücrenin bölünmesi sonucunda or- taya ç›kan kornea dokusu bu hesaplamay› kusursuz bir flekilde yapar. Çünkü kornea ›fl›¤› tam retinan›n üstüne düflürecek aç›ya sahiptir. Acaba kornea bu aç›y› kendisi mi hesaplam›flt›r, yoksa korneay› oluflturan hücre- ler bu bilgiye ayr› ayr› m› sahip olmufllard›r? Son derece ince bir hesapla- ma gerektiren kornean›n flekli elbette ki kendili¤inden tesadüflerle bu hale gelmemifltir. Kornea ile ilgili detaylar› bir kere daha k›saca gözden geçirelim. Kor- nean›n ›fl›¤› retinaya düflüren objektife benzer flekli, liflerin ard›ndan dün-
  • 35. ADNAN OKTAR 33 yay› görmemizi sa¤layan ola¤anüstü yap›s›, korneay› besleyen göz kapa¤› ve lenf damarlar›, erken uyar› sistemini oluflturan sinirler ve daha birçok özel ayr›nt›… Bunlar›n tümü tesadüfen oluflmas› mümkün olmayan birbi- rine ba¤l› kusursuz mekanizmalard›r. Buraya kadar anlat›lanlarda da aç›kça görüldü¤ü gibi korneada çok üstün bir yap› vard›r. Böyle bir yap› ancak üstün ak›l gerektiren bir yarat›- l›fl sonucunda gerçekleflir. Bu benzeri olmayan akl›n sahibi ise Allah't›r. Ey insan, 'üstün kerem sahibi' olan Rabbine karfl› seni aldat›p-ya- n›ltan nedir? Ki O, seni yaratt›, 'sana bir düzen içinde biçim verdi' ve seni bir itidal üzere k›ld›. Diledi¤i bir surette seni tertib etti. (‹n- fitar Suresi, 6-8) Gözdeki S›v›lar Gözün iç bofllu¤u üç bölüme ayr›lm›flt›r. Gözün önünde iki oda var- d›r. Bunlardan ön oda göz ak›n›n ön parças› olan kornean›n arka yüzü ile iris aras›ndad›r. Arka oda ise irisle göz merce¤i aras›nda kalan dar bir ara- l›kt›r. Gözün ortas›nda ve göz merce¤i arkas›nda genifl bir boflluk bulunur. Bu odaya karanl›k oda denir. Buras› saydam, renksiz, parlak bir s›v› ile do- ludur. Bu s›v› cams› s›v› olarak adland›r›l›r. Jelatinimsi k›vaml› bu s›v›, retina ile mercek aras›ndaki bofllu¤u dol- durarak retinan›n yerinde kalmas›n› sa¤lar. Yine irisle mercek aras›ndaki arka odac›kla, irisle kornea aras›ndaki ön odac›k da s›v› ile doludur. Bu s›- v› ise kirpiksi cisim taraf›ndan devaml› salg›lan›r. Odac›klardaki s›v›n›n görevlerinden biri, kan damarlar›ndan yoksun olan kornea ve merce¤in beslenmesini sa¤lamakt›r. Göz içi s›v›s› gözün içindeki yap›lar›n beslenmesi için gerekli madde- leri (tuzlar, flekerler, mikrop öldürücü maddeler gibi) içerir. Bu maddeler kirpiksi yap› içerisinde bulunan mikroskobik pompalar arac›l›¤›yla da- marlardan emilir ve s›v›n›n içine kar›fl›r. Göze hayat veren bu besin kayna¤› s›v›, dura¤an ve hareketsiz de¤il- dir. Aksine, sürekli bir dolafl›m halindedir. Ufac›k boflluktaki bu s›v› aynen okyanuslardaki temel su ak›nt›s› prensibi do¤rultusunda bir sirkülasyon gerçeklefltirir. (So¤uk ak›m afla¤›dan, s›cak ak›m yukar›dan akar.)
  • 36. HARUN YAHYA34 Bu muhteflem mekanizma sadece besini ve mikrop öldürücüleri eflit olarak da¤›tmakla kalmaz. Ayn› zamanda son derecede hassas ve mikros- kobik bir kontrolle at›klar›n d›flar› at›lmas›n› sa¤lar. Odac›klardaki s›v›n›n ikinci görevi ise iç bas›nç olufltururak göz küresinin fleklinin sabit kalmas›- n› sa¤lamakt›r. Göz ‹çi Bas›nc› Göz, esnekli¤i çok s›n›rl› bir küre gibi düflünülebilir. ‹çerdi¤i peltemsi s›v› küreye bir miktar iç bas›nç yapar. Bu iç bas›nc›n fliddetini ise saydam s›v›n›n miktar› belirler. Saydam s›v›, kirpiksi cisim taraf›ndan salg›lan›r. S›v›, kirpiksi cisim- den arka odaya (saydam tabakaya), daha sonra da gözbebe¤inden geçerek ön odaya gelir ve kornean›n arka yüzüyle irisin ön yüzü aras›ndaki doku- lar taraf›ndan geri emilir. Bu salg›lama ve boflalt›m ifllemlerinde dengesiz- lik olmas› göz içi bas›nc›n› etkiler. Üretilen ve emilen saydam s›v› miktar› eflit oldu¤unda, sürekli bir s›- v› ak›fl› sa¤lan›r, böylece gözün içindeki s›v› hacmi de¤iflmez. Ama say- dam s›v›n›n üretimi artar, emilimi azal›r ya da ak›fl› engellenirse göz içi ba- s›nc› yükselir. Mevcut sistemi bir kez daha gözden geçirelim. Sözü edilen s›v› çok hassas bir denge ile üretilmekte, fazla s›v› ayn› hassas denge sayesinde ge- ri emilmektedir. Dikkat edilmesi gereken, bu döngünün bütün insanlar›n gözlerinde her an süregeldi¤idir. Gözün içi, suyu bir taraftan doldurulurken bir taraftan da boflalt›lan bir akvaryuma benzer. E¤er suyun tahliyesi engellenirse akvaryum taflar veya suyun eklenmesi aksarsa akvaryum boflal›p kurur. Benzer flekilde birçok sanayi tesisinde, kimyasal tesislerde bulunan s›v› tanklar›n›n içer- dikleri s›v› miktarlar› bilgisayarlarla yönetilen son derece hassas elektro- nik kontrol sistemleri sayesinde dengede tutulur. Çok ince ölçüm ve he- saplamalar gerektiren bu kontrol sistemleri uzman mühendisler taraf›n- dan programlan›r ve denetlenir. Sistemde meydana gelen aksakl›klar ise büyük facialara neden olabilir. Göz içi s›v›s› gibi milimetrik hacimlerin denge mekanizmas›n› sa¤la-
  • 37. 35ADNAN OKTAR mak ise çok daha büyük ve hassas hesaplamalar› gerektirir. Çünkü bu he- saplamalarda milimetreden çok daha küçük birimlerde yap›lacak bir yan- l›fll›k gözün kör olmas›yla sonuçlan›r. Ancak sa¤l›kl› bir göz içindeki s›v›- n›n bu döngüsü bir ömür boyu hiç flaflmadan sürer gider. Yaln›zca böyle bir s›v›n›n göz içerisinde bulunmas› bile büyük bir mucize iken bu s›v›n›n ayn› zamanda kusursuz bir döngü içinde oldu¤unu bilmek, insan›n üze- rinde düflünmesini gerektiren bir durumdur. Peki son derece hassas bir dengesi olan göz içi s›v›s›n›n hacminde bir de¤iflim olursa, yani akvaryum taflacak kadar suyla dolarsa ne olur? Bu s›- v›n›n emiliminde bir yavafllama ya da üretiminde gereksiz bir art›fl olursa sonuç son derece ac› verici olur. Glokom hastal›¤› ad› verilen bu durumda göz içi bas›nc› h›zla artar. Patlamak üzere olan bir balon gibi fliflen göz, in- sana dayan›lmaz ac›lar verir, sonuç genellikle körlüktür. ‹yice gerilen ve fliflen göz en küçük bir darbe sonucunda y›rt›l›r. Do¤al olarak bu yaz›y› okuyuncaya kadar gözünüzün içine bir s›v›- n›n doldurulup boflalt›ld›¤›n› bilmiyordunuz. T›pk› di¤er insanlar gibi. Ama baz› insanlar böyle bir mucizenin gözlerinin içerisinde oldu¤unu çok ac› bir flekilde ö¤renirler: glokom hastal›¤›na yakalanarak. Glokoma yaka- lanan bir insan, çekti¤i büyük ac›lar yüzünden sa¤l›¤›n›n ne kadar önemli bir nimet oldu¤unu anlar. Genellikle a¤›r hastal›k geçiren birçok insan gibi son çare olarak kendisini yaratan Allah'a yalvar›r. Sizin bu hastalardan fark›n›z, bu mucizenin varl›¤›n› ac› çekerek de- ¤il yaln›zca bir kitap okuyarak ö¤renmifl olman›zd›r. Ama bu, ömür boyu ac› çekmeyece¤iniz anlam›na gelmez. E¤er Allah dilerse böyle bir hastal›k veya çok daha ac› verici bir baflka hastal›¤› vesile k›larak sa¤l›¤›n›z›n de¤e- rini ve flükretmeniz gerekti¤ini size hat›rlatabilir. Ancak as›l makbul olan insan›n, bafl›na bir s›k›nt› gelmesini beklemeden Allah'a yönelip dönmesi, O'na flükretmesi, Allah'› sürekli anarak O'nu en içten bir sayg›yla övüp yü- celtmesidir. Allah hakk›nda yalan uydurup iftira edenlerin k›yamet günü zan- lar› nedir? fiüphesiz Allah, insanlara karfl› büyük ihsan (fazl) sahi- bidir, ancak onlar›n ço¤u flükretmezler. (Yunus Suresi, 60)
  • 38. 36 HARUN YAHYA ‹ris, Gözün Ifl›k Ayarlay›c›s› Kornean›n (saydam tabakan›n) arkas›nda yer alan iris, retinay› gerek- siz ›fl›nlardan korur. Çevresinde bulunan iki kas sayesinde gözbebe¤inin boyutunu ›fl›k fliddetine göre ayarlar (flekil 1.11 ve 1.12). Kaslardan biri t›p- k› bir kese ba¤› gibi gözbebe¤ini daralt›r. Göz bebe¤inin etraf›nda papatya yapraklar› gibi d›fla uzanan di¤er kaslar ise ›fl›¤›n fliddeti azald›¤›nda göz bebe¤ini büyütürler. Bu sayede gözün içine giren ›fl›k miktar› sabit tutulur. Aksini düflünelim. E¤er böyle bir mekanizma olmasayd› göz kendisi- ni de¤iflen ›fl›k miktar›na göre ayarlayamayacakt›. Normalde, çok küçük orandaki bir ›fl›k de¤ifliminde bile göz, uzun süre kamaflacak, görme ile görememe aras›nda uzun bir zaman geçecekti. Uzun süre ayd›nl›k bir ortamda bulunduktan sonra karanl›k bir orta- ma geçildi¤inde gözde meydana gelen kamaflman›n iki nedeni vard›r. Bi- rincisi, karanl›kta retina duyarl›l›¤›n›n artmas›d›r; ikincisi ise, iristeki kas- lar›n harekete geçmeleri için k›sa bir sürenin gerekmesidir. Karanl›k bir yerden birden ayd›nl›k ortama geçildi¤inde, göz bebe¤i k›sa bir süre ge- niflli¤ini korur. Göz ›fl›kta kald›ktan ancak 0.04-0.05 saniye sonra göz bebe- ¤i iristeki kaslar›n yard›m›yla daralmaya bafllar ve bu daralma 0.1 saniye- de maksimuma ulafl›r. ‹risteki kaslar›n yard›m›yla göz bebe¤inin daralma süresi 0.1 saniye de¤il de daha uzun bir zaman alsayd› o süre yar› kör olarak geçirilir ve bu büyük bir rahats›zl›k meydana getirdi. Ancak böyle olmamaktad›r. Göz- deki mükemmel tasar›m sayesinde her an zorlanmadan ve rahats›zl›k duymadan çevremizi görebiliriz. ‹ris, sahip oldu¤u pigmentli hücreler sayesinde ayn› zamanda göze rengini veren tabakad›r. ‹risin rengi t›pk› deride oldu¤u gibi mevcut pig- ment çeflidine ve miktar›na ba¤l›d›r. Aç›k renk derili insanlar›n gözleri ma- vi, yeflil ya da aç›k gridir. Koyu renk derili insanlar›n gözleri ise genelde koyu kahverengi veya siyaht›r. Göz Bebe¤i Gözbebe¤i dedi¤imiz fley asl›nda iris içindeki bir çukurdur. Gözbebe- ¤i kas›larak ve geniflleyerek gözün içine girecek ›fl›k miktar›n› çok k›sa bir sürede ayarlar. Genel olarak, her iki göz de ayn› miktarda ›fl›k al›r; fakat
  • 39. ADNAN OKTAR 37 gözlerden birine düflen ›fl›k miktar› de¤ifltirildi¤inde, sadece bir gözün gözbebe¤inde de¤ifliklik olmaz, di¤eri de hemen buna kat›l›r. Göze giren ıflık miktarı, göz bebe¤i açıklı¤ı alanının karesi ile do¤ru orantılıdır. Gözbebe¤i çapının 1,5-8 mm arasında de¤iflebilmesi sayesinde, göze giren ıflık miktarı 30 kat artırılıp azaltılabilir. Örne¤in bir flafl patla- mas› ile 0.1 saniyede yap›lacak de¤iflim sonucunda gözbebe¤i hemen ayarlan›p ›fl›¤› k›rar. Ifl›k göze girdi¤i zaman, bu sinirsel bir uyar› olarak beyne gider. Beyne sadece ›fl›¤›n varl›¤› de¤il ayn› zamanda fliddeti de bil- dirilir. Beyin de hemen geri sinyal göndererek göz bebe¤ini çevreleyen kaslar›n ne kadar kas›lacaklar›n› veya ne kadar geniflleyeceklerini bildirir. Bütün bu haberleflme, hesaplama ve fonksiyonlar ise saniyeden daha alt birimlerdeki bir zaman aral›¤›nda gerçekleflir. (fiekil 1.11) Göze giren ›fl›k mikta- r›n› ayarla- yan iris ve iriste bu- lunan kas- lar.
  • 40. Beyin ile iris kaslar› aras›nda oluflan bilgi al›flverifli, ilk okuyuflta s›ra- dan biyolojik bir ayr›nt› gibi gözükebilir. Ancak biraz düflünüldü¤ünde bunun hiç de ayr›nt› bir bilgi olmad›¤› aksine çok önemli bir mucize oldu- ¤u hemen anlafl›lacakt›r. Göze gelen ›fl›¤›n fliddetinin otomatik olarak ölçülmesi ve bu bilginin beyne haber verilmesi, beynin de duruma göre iris kaslar› sayesinde içeri gi- ren ›fl›¤›n fliddetini ayarlamas›, istisnas›z flimdiye kadar yaflam›fl olan ve flu anda yaflayan bütün insanlar›n beyninde bu ince ve karmafl›k hesaplamala- r›n gerçeklefliyor olmas› çok aç›k bir yarat›l›fl mucizesidir. ‹nsan bedeninde yarat›lm›fl olan bu muhteflem sistemle ilgili bilgi sahibi olmak, insan›n ken- disini yaratan›n gücünü ve ilmini görüp O'nu gere¤i gibi takdir edebilmesi için bir vesiledir. ‹nsana düflen ise tüm evrenin Yarat›c›s› olan Allah'a flükret- mek ve Allah'› hoflnut edecek davran›fllarda bulunmakt›r. Allah bir ayetinde (fiekil 1.12) Göz be- be¤i gözün içine gi- ren ›fl›k miktar›n› ayarlar. Yo¤un ›fl›kta daralan göz bebe¤i (a) göze giren ›fl›k miktar›n› azalt›r. Ka- ranl›k ortamda ise geniflleyerek (b) gö- ze daha çok ›fl›k gir- mesini sa¤lar. Sani- yenin onda biri ka- dar k›sa bir sürede göze giren ›fl›¤›n he- saplanmas› ve bu hesaba göre göz be- be¤inin büyüklü¤ü- nü ayarlamas› ol- dukça karmafl›k ve geliflmifl bir sistem sayesinde olur. ‹n- sanda daha anne karn›ndayken yarat›- lan böyle bir sistemi tesadüflerin olufltu- ramayaca¤› çok aç›kt›r. Gözü yaratan Allah't›r. b a
  • 41. 39ADNAN OKTAR ayetlerinden yüz çevirenleri "zalim" olarak nitelendirmektedir: Kendisine Rabbinin ayetleri ö¤ütle hat›rlat›ld›¤› zaman, s›rt çevi- ren ve ellerinin önden gönderdikleri (amelleri)ni unutandan daha zalim kimdir?… (Kehf Suresi, 57) Ayd›nl›¤a ve Karanl›¤a Uyum Buraya kadar anlat›lan ayr›nt›lar›n varl›¤›n› kendi gözünüzde incele- yebilirsiniz. Karanl›k bir yere ilk girdi¤iniz anda etraf›n›zdaki eflyalar› çok zor seçebilirsiniz. Bunun sebebi, retinan›z›n duyarl›l›¤›n›n o an için çok düflük olmas›d›r. Fakat 1 dakika gibi k›sa bir süre içinde duyarl›l›k 10 kat artar. Retina daha önce uyar›lmas› için gereken ›fl›k fliddetinin onda biriyle uyar›labilir. 20 dakika sonra duyarl›k 6.000 kat artar ve 40 dakika sonra yaklafl›k 25.000 kat yükselir. Göz, ›fl›¤a duyarl›l›¤›n› 500.000 ile 1.000.000 (fiekil 1.13) Göz bebe¤inin çap›n› de¤ifltiren kaslar. Bu kaslar beyin- den ald›klar› emir sonucunda kas›larak veya gevfleyerek göz bebe- ¤inin boyutunu de¤ifltirirler. Bu sayede göze giren ›fl›k miktar› sabit tutulur. Sa¤da kaslar›n büyütülmüfl foto¤raf› görülüyor.
  • 42. HARUN YAHYA40 kat gibi büyük say›lar aras›nda de¤ifltirebilir. Duyarl›l›k ayd›nlanma dere- cesine göre otomatik olarak ayarlan›r. Retinan›n görüntüyü kaydetmesi için objedeki hem karanl›k hem de ayd›nl›k noktalar›n belirlenmesi gerekir. Bu nedenle reseptörlerin daima daha karanl›k de¤il daha ayd›nl›k olanlara cevap verece¤i flekilde bir ayar- lama yap›lmal›d›r. Retinan›n duruma göre kendisini ayarlamas›na örnek olarak, sine- madan parlak gün ›fl›¤›na ç›k›ld›¤› zamanlar› verebiliriz. Bu s›rada cisim- lerdeki koyu noktalar bile son derece ayd›nl›k görülür. Kontrast çok az ol- du¤u için bütün görüntü beyazlafl›r. Kuflkusuz bu yetersiz bir görmedir ve retina, cismin koyu noktalar› al›c›lar› afl›r› uyarmayacak kadar uyum gös- terince rahats›zl›k kaybolur. Tersine, kifli karanl›k bir ortama girdi¤inde, bafllang›çta genellikle retina duyarl›l›¤› çok hafif oldu¤undan cisimlerdeki ayd›nl›k noktalar bile retinay› uyaramaz. Fakat karanl›¤a uyumdan sonra ayd›nl›k noktalar kaydedilmeye bafllar. ‹leri derecede ayd›nl›k ve karanl›- ¤a uyuma örnek olarak, güneflin ›fl›k fliddeti ay›nkinden 30.000 kat daha fazla oldu¤u halde gözün hem parlak günefl ›fl›¤› hem de ay ›fl›¤›nda görev yapmas› gösterilebilir.9 Göz Merce¤i, Gözün Objektif Ayar› Göz içinde, iris ile gözbebe¤inin hemen arkas›nda, uzak ve ve yak›n› net görmemizi sa¤layan ince kenarl› saydam bir mercek (lens) bulunur. Göz merce¤inin görevi göze gelen ›fl›k ›fl›nlar›n› k›rarak a¤ tabakaya odak- lamakt›r. ‹ki kenar› da d›flbükey olan bu esnek yap›n›n flekli büyüteç mer- ceklerine benzer. Lensin (göz merce¤i) flekli, etraf›nda bulunan kaslar yard›m›yla de¤i- flebilir. Bu sayede göze farkl› aç›lardan gelen ›fl›k sürekli a¤ tabakaya odak- lan›r. Örne¤in, yak›na bak›ld›¤›nda göz merce¤inin çevresindeki kaslar kas›l›r, merce¤in ortas› bombeleflir. Uza¤a bak›ld›¤›nda kaslar gevfler, mer- cek uzayarak incelir ve uzaktaki nesnelerin görüntüleri netlefltirilir. Lenste de korneada oldu¤u gibi kan damarlar› bulunmaz ve lens göz s›v›s› ile beslenir. Lens insan hayat› boyunca büyümeye devam eder (ama gittikçe ya- vafllayan bir oranda) ve bu süreç sonunda elastikiyetini kaybeder. En yafll›
  • 43. ADNAN OKTAR 41 (fiekil 1.14) Göz merce¤ininin kas›l›p gevflemesini sa¤layan kaslar›n ba¤l› oldu¤u lif- ler. Bu liflerin yapt›klar› hassas ayar sayesinde görüntü retinaya do¤ru aç›da ulafl›r. k›s›mlarda hücre katmanlar› tamamen izole olup yeterli besin ve oksijen- den mahrum kal›r ve ölürler. Sonunda mercek sertleflir ve kavisleflmesi zorlafl›r. Yak›n mesafe görüflüne adapte olabilme kabiliyeti kaybolur. Bu durumda insanlar gazeteyi okuyabilmek için yaz›y› bir kol boyu uzak tut- maya çal›fl›rlar. Yak›n mesafe görüfllerini desteklemek için de gözlük kul- lan›lmaya bafllan›r. Göz merce¤inin sahip oldu¤u özellikleri bir ömür boyu koruyama- mas› üzerinde düflünülmesi gereken bir konudur. T›pk› vücuttaki di¤er organlar gibi göz de yafllanma sürecinde mükemmelli¤ini kaybeder. Bu vesileyle Allah insanda, yafl ilerledikçe yafllanman›n alametlerini göstere- cek izler oluflturur. Dünya hayat›n›n geçici oldu¤u, insan bedeninin bir gün yok olaca¤› gibi gerçekler buna benzer pek çok vesile ile bize hat›rlat›- l›r. Düflünen ve akl›n› kullanan insanlar için her gördüklerinde ibretler vard›r. Göz merce¤inin görevi kamera merce¤inin görevi ile ayn›d›r. Kamera objektiflerinde, ›fl›¤›n uzakl›¤a göre istenilen bölgeye odaklanmas› için elle
  • 44. 42 HARUN YAHYA veya otomatik olarak mercek ayar› yap›l›r. Geliflmifl bir kameraya yak›n- dan bak›ld›¤›nda mesafe ayar› yap›l›rken objektifin kendi ekseni etraf›nda döndü¤ü görülür. Bu ayar›n yap›lmas› için geçen zamanda görüntüde bir bulan›kl›k olur. Göz merce¤inin yap›s› yukar›da bahsedilen kameralardan kat kat da- ha üstündür. Öncelikle göz merce¤inin boyutu kamera objektiflerine göre çok küçüktür. Objektiflerin yap›m›nda da göz merce¤inin çal›flma ilkeleri taklit edilmifltir. Kameralarda kullan›lan objektifler y›llar süren araflt›rma- lar sonucunda bugünkü teknolojik düzeylerine kavuflmufllard›r. Bilima- damlar› göz kadar mükemmel bir optik sistem yapmay› henüz baflarama- m›fllard›r. Gözünüz bir kamera gibi s›k s›k ar›za yapmaz, bak›ma ihtiyaç duy- maz. Bir kamera özel fabrikalarda, birçok farkl› materyal (plastik, metaller, cam vs.) kullan›larak, mühendislerin tasar›mlar›na göre, bu konuda uz- man teknisyenler taraf›ndan üretilir. Göz ise anne karn›nda tek bir hücre- nin bölünerek ço¤almas› sonucunda oluflmufltur. Bafl›n›z›n üzerine bir kamera ba¤lay›p, çekim yaparken koflsan›z ve- ya yürüseniz, kaydedilen görüntüde kaymalar ve sars›nt›n›n izleri olur. Oysa t›pk› bafl›n›z›n üzerine ba¤lanm›fl bir kamera gibi çekim yapan gözü- nüz yürürken hiçbir rahats›zl›k hissettirmez. Görüntüde bir sars›nt› veya kayma olmaz. Akla gelebilecek bir baflka soru merce¤i oluflturan kaslar›n neden ›fl›- ¤› retinaya düflürmek istedikleridir. Hiçbir insan›n akl›nda ''gözüme giren ›fl›nlar› retina tabakas›na düflüreyim de rahat göreyim" diye bir düflünce yoktur. Genelde ço¤u insan›n ne retinadan ne de göz merce¤inden haberi vard›r. Ama bu küçük organlar gün boyu insanlar için ak›l almaz hesaplar gerektiren ifllemler yaparlar. Merce¤in böyle bir fleyi kendi kendine yap- mas› için retinan›n görevini, görmenin nas›l bir fley oldu¤unu, beynin ya- p›s›n›, fotonlar›n ne ifle yarad›klar›n› bilmesi gerekir. Ancak bu flekilde üzerine düflen ›fl›¤› retina üzerine sürekli odaklamaya çal›flacakt›r. Elbette ki ne merce¤in ne de merce¤i oluflturan hücrelerin kendilerine ait bir iradeleri vard›r. Mercek, kornea, iris, retina, bunlar› oluflturan hüc- reler, etraflar›ndaki kaslar, beyin, hepsi Allah'›n kendilerine ilham etti¤i flekilde görevlerini yine Allah'›n izniyle gerçeklefltirirler. 42
  • 45. ADNAN OKTAR 43 Retina Retina, kornea ve mercekten k›r›larak geçen ›fl›nlar›n düfltü¤ü tabaka, di¤er bir deyimle görüntünün olufltu¤u bölgedir. Buraya düflen görüntü elektrik sinyallerine çevrilerek beyne gönderilir (fiekil 1.15). Kamera için film ne demekse göz için de retina ayn› anlam› tafl›r. T›p- k› foto¤raf filminin objektifin arkas›nda bulunmas› gibi, retina gözün arka- s›nda bulunur ve odaklanan nesnenin görüntüsü burada oluflur. Foto¤raf makinelerinde bir imaj›n görüntüsü kaydedildikten sonra film bir sonraki kareye geçer. Buna karfl›n üzerine her an farkl› bir görüntü düflen retinan›n de¤ifltirilmesine gerek yoktur çünkü kendi kendini yeni- (fiekil 1.15) Göze giren ›fl›k s›ras›yla kornea, göz bebe¤i ve göz merce¤i- ni geçtikten sonra retinaya düfler. Burada bulunan ve çok karmafl›k elektronik devreleri and›ran hücre- ler, ›fl›¤› elektrik sinyallerine çevire- rek beyine gönderirler. Ifl›k enerjisi- nin belirli fliddetlerdeki elektrik enerjisine dönüfltürülmesini ve bu sayede beyinde görüntü oluflmas› sa¤layan sistem son derece komp- lekstir. Böyle bir yap› ise Allah'›n kusursuz yarat›fl›n› kan›tlar. Gangliyon hücreleri Amakrin hücreler Pigment epiteller ‹çeriye gelen ›fl›k IfiIK Bipolar hücreler Koni ve çubuklar
  • 46. HARUN YAHYA44 ler. ‹nsan›n yaflam› boyunca oluflan, say›lamayacak kadar farkl› imaj›, eski- meden ve bozulmadan görüntüler, üstelik bir ömür boyu kullan›l›r.10 Retinan›n yap›s› ise oldukça ilginçtir. Retinadaki hücreler üstüste yer- leflerek son derece ince, 11 ayr› tabaka olufltururlar (flekil 1.16-1.17). Gö- rüntünün düfltü¤ü nokta 9. kattad›r. Bu noktan›n çap› yaklafl›k 1 milimet- redir. ‹nsan bir bak›flta kilometrelerce karelik alan› bu nokta üzerinde gö- rür. ‹nsan›n bütün dünyas›n›n bu küçücük alan üzerinde olufltu¤u, bugü- ne kadar gördü¤ü herfleyin varl›¤›n›n bu küçük alan sayesinde alg›land›¤› ve bu noktan›n da sonuçta çok küçük bir et parças› oldu¤u gerçe¤i hiç unutulmamal›d›r. (fiekil 1.16) Ifl›k enerjisini elektrik enerjisine çevirmek gibi son derece karmafl›k bir ifllemi yapan retinan›n, elektron mikroskobuyla çe- kilmifl foto¤raf›. Foto¤rafta retinay› oluflturan hücreler görülüyor. Retinadaki hücrelerden tek birinin var olmas› bile çok büyük mucize iken, bu hüc- relerin dört farkl› çeflidinin bir araya gelerek onbir farkl› katman oluflturmas›, dahas› ortaya ç›kan yap›n›n bilgisa- yarlardan çok daha üstün bir ifllem kabiliyeti olmas› mucize kelimesinin bile ye- tersiz kald›¤› bir durumdur. Retina pigment tabakas› Gongliyon hücreleri ‹ç çekirdek tabakas› makulan›n konkavtesi Henle’s sinir tabakas› foto-reseptörler
  • 47. ADNAN OKTAR 45 Retinan›n arka taraf›nda, ›fl›¤› alg›layan çubuk ve koni hücreleri bulu- nur. Bu iki tip hücrenin görevi, üzerlerine düflen ›fl›¤› elektrik sinyallerine çevirmektir. Mikroskop alt›ndaki biçimleri nedeniyle bu isimlerle adland›- r›l›rlar. Çubuk hücrelerin say›s› 120 milyon, konilerin say›s› 6 milyondur. Yani gözde bir koni hücresine karfl›l›k 20 çubuk hücresi vard›r. Sadece d›fl görünüflleri ve say›lar› de¤il, bu hücrelerin alg›lama flekil- leri de farkl›d›r. Çubuk hücreleri hafif ›fl›¤a bile yan›t verebilirler. Koni hücrelerinin çal›flabilmeleri için ise daha güçlü ›fl›k gerekir. Çubuk hücreler yaln›zca ›fl›¤a karfl› duyarl›d›r. Yani nesnelerden ge- (fiekil 1.17) Retinan›n büyütülmüfl foto¤- raf›. Gözü oluflturan birçok tabakadan yaln›zca retinan›n görevini yapabilmesi için 11 farkl› katmana ve dört farkl› çeflit hücreye ihtiyaç vard›r ve bütün bunlar›n ayn› anda ortaya ç›km›fl olmalar› gerekir. Tek bir tabaka olmasa göz ifle yarama- yan bir organ olur. Evrim teorisi ise can- l›lar›n milyonlarca y›l süren bir zaman içinde ve tesadüflerle bu özelliklerini ka- zand›klar›n› savunur. Bu iddian›n geçer- sizli¤ini görmek için gözün tek bir par- ças›n› incelemek yeterlidir. Göz eksiksiz olarak bir anda var olmal›d›r. Bu da gözü Allah'›n bir anda yaratm›fl olmas› de- mektir. Gangliyon hücreleri Ara nöronlar Fotoreseptör hücreler Retinal pig- ment tabakas› Retinal pigment tabakas› ‹ç s›n›rlay›c› zar Sinir fiberleri tabakas› Gangliyon hücreleri ‹ç plexiform tabakas› ‹ç çekirdeksi tabaka D›fl plexiform tabakas› Reseptör çe- kirdek tabakas› D›fl limit tabakas› ‹ç bölüm D›fl bölüm
  • 48. HARUN YAHYA46 len ›fl›¤a göre ancak siyah-beyaz bir görüntü olufltururlar. Çubuk hücreleri az ›fl›kta bile görev yapabilecek kadar duyarl›d›rlar. Ancak nesnelerin ay- r›nt›lar›n› çözümleyip, renklerini saptamazlar. Gece y›ld›zlara bakarken ya da karanl›k bir sinemada koltuk bulma- ya çal›fl›rken gözümüzün retinas›ndaki çubuk hücrelerin sa¤lad›klar› gö- rüntü sayesinde hareket ederiz. Retinadaki çubuklar yaln›zca ›fl›¤a karfl› hassas olduklar› için oluflan görüntüde sadece flekiller belirgindir, renkler ise belirgin olmaz. Bu yüzden karanl›kta bütün nesneler siyah ve grinin (fiekil 1.18) Koni ve çubuk hücreleri- nin k›rkbeflbin kere büyütülmüfl foto¤- raf›. Foto¤rafta daha kal›nca gözüken koni hücreleri renkleri, daha ince gö- züken çubuk hücreleri ise cisimlerin flekillerini alg›lar. Bugüne kadar gör- dü¤ünüz her görüntü asl›nda foto¤raf- ta görülen bu iki çeflit hücrenin beyni- nize gönderdi¤i elektrik sinyallerinden baflka birfley de¤ildir. Koni ve çubuk hücreleri Retina hücreleri aras›ndaki organi- zasyon, en karmafl›k elektronik dev- relerden bile daha geliflmifltir.
  • 49. 47ADNAN OKTAR tonlar› fleklinde alg›lan›r.11 Yukar›daki sat›rlarda, koni ve çubuk hücreleri- nin ›fl›k enerjisini elektrik enerjisine çevirdiklerinden bahsettik. Bu çevrim son derece karmafl›k bir olayd›r. Bu mucizevi ifllem nas›l gerçekleflir? Niçin, nas›l ve hangi mant›kla bir hücre ›fl›k enerjisini elektrik enerjisine çevirir? Bu bilgiye nas›l sahip olmufltur? Sahip oldu¤u yap›sal özellikleri -ki bu son derece özel bir yap›d›r- nas›l kazanm›flt›r? Dahas› enerji dönüflümü yapabilmelerinin ötesinde bu hücreler renk ve flekil gibi kavramlara göre ifl bölümüne sahiptirler. Bu kadar özel bir yap› ve ifl bölü- münü hücreler nas›l gerçeklefltirmifllerdir? Bir koni veya çubuk hücresi tek bafl›na hiçbir ifle yaramaz. Hatta bu hücrelerin binlercesinin birarada bulunmas› da hiçbirfley ifade etmez. Bu hücrelerin muhteflem bir planlama sonucunda retina üzerine özel olarak yerlefltirilmeleri, kendilerini beyine ba¤layacak sinir yollar›na, üzerlerine ›fl›¤› düflürecek mercek, kornea gibi yap›lara, kendilerini besleyecek bir k›lcal damar a¤›na sahip olmalar› gerekir. Bütün bunlar›n yan›nda e¤er gönderdikleri sinyalleri çözecek bir beyin olmasa varl›klar›n›n hiçbir anla- m› olmaz. Üstelik insan ilk ortaya ç›kt›¤›ndan beri bu sistem eksiksiz ola- rak var olmal›d›r. ‹lk insandaki daha sonra yaflam›fl olan bütün insanlarda- ki retina da bu özelliklere sahiptir. fiu anda çevrenizde gördü¤ünüz insan- lar›n gözlerindeki retina hücreleri de bu bilgilere sahiptir. Ifl›¤› elektrik enerjisine çevirebilme yetene¤ine sahip tek bir hücrenin olmas› bile büyük bir mucize iken, bu hücreden milyonlarcas›n›n bir düzen içinde bulunmalar› ve ortak bir amaca hizmet etmeleri çok daha büyük bir mucizedir. Korneada bulunan milyonlarca koni ve çubuk hücresini gözün di¤er parçalar› ve beyin ile birlikte Allah'›n yaratt›¤› çok aç›kt›r. Allah insa- n› kusursuz bir düzen içinde yaratm›flt›r. Kendisi'nden baflka ilah olmad›- ¤›n› Allah bir ayetinde flöyle bildirmifltir: O, Hayy (diri) oland›r. O'ndan baflka ilah yoktur; öyleyse dini yal- n›zca Kendisi'ne halis k›lanlar olarak O'na dua edin. Alemlerin Rabbine hamdolsun. (Mümin Suresi, 65)
  • 50. HARUN YAHYA48 Retinan›n Dört Alg›s› Retinan›n uyar›lmas› sonucunda görüntü hakk›nda dört tip özellik alg›lan›r. Bunlar ›fl›k, kontrast, flekil ve renktir. - Ifl›k: Çubuk hücreleri düflük fliddette ›fl›¤› koni hücrelerinden daha iyi al- g›larlar. Örne¤in alacakaranl›kta çubuk hücreleri sayesinde görürüz. Par- lak ›fl›kta ise koniler devreye girerler. Gece gören hayvanlarda bu yüzden çubuk hücreleri çok daha fazlad›r. - fiekil: Cisimlerin fleklini alg›lamada önemli rolü koni hücreleri oynar. fiekil hissi keskinli¤i, konilerin birbirine yak›n olarak yer ald›¤› fovea adl› nok- tada en yo¤undur. - Kontrast: Kesin s›n›rlarla ayr›lmam›fl bölgeler aras›ndaki küçük ayd›nlatma de- ¤iflikliklerini alg›lama yetene¤i son derece önemlidir. Birçok hastal›kta kontrast duyarl›l›¤› kayb› görülür ve bu durum hastay› görme keskinli¤i kayb›ndan daha fazla rahats›z eder. - Renk: Ifl›¤›n farkl› dalga boylar›n›n beyin taraf›ndan ayr› ayr› yorumlanma- s› sonucunda renk kavram› do¤ar. Gözün içinde bulunan ›fl›k al›c›s› retina, dalga boylar›n› ay›rt ederek renkleri görmemizi mümkün k›lar. Retinan›n, ›fl›¤› elektrik sinyallerine dönüfltürmesi bafll› bafl›na bir mucizedir. Ama retinadaki mucizeler bu kadarla bitmez. Retinada oluflan görüntünün beyne ulaflt›r›lmas›nda izlenen yöntem tek bafl›na ele al›nd›- ¤›nda da son derece hayret verici detaylarla karfl›lafl›l›r. Retina, üzerinde oluflan görüntüyü bir bütün olarak beyne iletmez. Önce parçalara ay›r›r, daha sonra bu parçalar beyinde birlefltirilir. Bak›lan cismin sol taraf›na ait görüntü retinan›n sa¤ taraf›na, sa¤ taraf›na ait görüntü ise retinan›n sol ta- raf›na düfler. Parçalar saniyenin onda biri kadar k›sa bir sürede, ayr› ayr› beyne gönderilip burada yorumlan›r. Bunlar retinada meydana gelen olaylar›n çok k›sa bir özetidir. Detaylardaki mucizelere flahit olmak için retinay› daha yak›ndan in- celeyelim. Kiflinin bir cismi görebilmesi için göze giren ›fl›k enerjisinin sinir uyar›lar›na dönüfltürülmesi zorunludur. Ifl›nlar, görmeyle sonuçlanan
  • 51. kimyasal ve elektriksel reaksiyonlar› bafllat›c› fiziksel bir uyar›ya sebep olurlar. Ortaya ç›kacak tepkimeler zinciri çubuk hücrelerinde bulunan, "rodopsin" olarak adland›r›lan ve kökeninde A vitamini bulunan bir pig- mentin varl›¤›na ba¤l›d›r. A¤ tabakaya çarpan ›fl›k, rodopsinin renksizleflmesine neden olur. Bu renksizleflme sonucunda sinir hücrelerini uyarma özelli¤i olan kimyasal bir madde a盤a ç›kar. Yo¤un ›fl›kta özelli¤ini yitiren rodopsin, karanl›kta yeniden oluflur. Karanl›k bir salona girildi¤i zaman k›sa bir süre için görme olmaz. Bunun nedeni gözlerde o an yeterli rodopsin oluflmamas›d›r. Bu madde- nin yeniden sentezlenmesi ile görme tekrar netleflir. Yeteri kadar rodopsin üretilene kadar göz karanl›kta net göremez. Rodopsin dengesinin kurul- mas› ile flekiller gittikçe daha belirginleflir. Karanl›ktan tekrar parlak ›fl›¤a geçildi¤i zaman rodopsin birdenbire beyne çok miktarda sinyal gönderir ve görüfl parlaklafl›r. fiiddetli ›fl›kta ro- dopsinin parçalanmas› sentezlenmesinden çok daha h›zl› oldu¤u için gör- mede aksakl›k olur. Örne¤in güneflli ve karl› havada oluflan göz kamaflma- s›n›n nedeni rodopsindir. Rodopsinin ço¤u deforme olduktan sonra, bey- ne daha az sinyal gönderilmeye bafllan›r ve gözler ›fl›¤a adapte olur.12 Rodopsinin özelli¤i yukar›da belirtildi¤i gibi ›fl›ktan al›nan verimi yükseltmesidir. Bu madde tam ihtiyaç duyulan anda gerekti¤i kadar üreti- lir. Gözdeki di¤er yap›larla birlikte hareket ederek görmeyi kolaylaflt›r›r. Peki bu maddenin üretilmesine ilk olarak kim karar vermifltir? Bir zaman- lar karanl›kta göremeyen göz hücreleri kendi aralar›nda toplan›p, "gelin karanl›kta öyle bir madde üretelim ki bu, ›fl›¤›n verimini art›rs›n, bu saye- de beyinde yeterli bir görüntü oluflsun, tekrar ›fl›¤a ç›k›ld›¤›nda da bu madde özelli¤ini kendi kendine kaybetsin" diye bir karar m› ald›lar? Bu karar›n al›nd›¤›n› var sayal›m. Rodopsinin fiziksel ve kimyasal yap›s›n› kim dizayn etti? Rodopsine ait genetik bilgiler göz hücrelerine nas›l yer- lefltirildi? Burada çok k›saca özetledi¤imiz görme iflleminin asl›nda çok daha karmafl›k detaylar› vard›r. Ancak sadece rodopsinin görme üzerindeki et- kisi bile gözün ne kadar muhteflem bir sistemle yarat›lm›fl oldu¤unu anla- mak için yeterlidir. Bütün bunlar› hücrelerin kendi kendilerine yapamaya- 49ADNAN OKTAR
  • 52. caklar› aç›kt›r. Gözün içindeki bu son derece iyi hesaplanm›fl sistemi yara- tan Allah't›r. Ana Renkler Koni hücrelerinin renkleri alg›lad›klar›na daha önce de¤indik. Ifl›¤›n belli dalga boylar›na özellikle yo¤un biçimde reaksiyon veren üç ana koni grubu bulunmakta olup bunlar mavi, yeflil ve k›rm›z› koniler olarak s›n›f- land›r›l›rlar. K›rm›z›, mavi ve yeflil, do¤ada bulunan üç ana renktir. Bu renklerin farkl› kombinasyonlarda ve tonlarda biraraya gelmeleri sonucunda di¤er renkler oluflur. K›rm›z› ve yeflil renk kar›flt›r›ld›¤›nda ortaya sar› renk ç›- kar. Pigment hücreleri de bu temel fizik kural›na göre çal›fl›rlar; k›rm›z›ya ve yeflile duyarl› olan konilerin eflit ölçüde uyar›lmalar› sar› renk alg›s›n› yarat›r. K›rm›z›, mavi, yeflil konilerin eflit uyar›lmas› beyaz renk alg›s›n› yarat›r. Üç ana rengi alg›layan hücrelerin farkl› fliddetlerde ve kombinas- yonlarda uyar›lmalar› ile insan hayat›ndaki bütün renkler ortaya ç›kar. Yaln›z buraya kadar anlat›lanlar retina ile ilgili bölümü kapsar ve bir teori olmaktan öteye gitmez. Kald› ki beynin gelen sinyalleri nas›l deflifre etti¤i halen bilinmemektedir. Görüldü¤ü gibi renkleri ay›rt etmek son derece karmafl›k bir ifltir. E¤er günümüz teknolojisinden bir örnek verirsek bu ifllemin zorlu¤u daha iyi anlafl›lacakt›r. Renkli televizyon ekranlar› da t›pk› gözdeki sisteme ben- zer bir flekilde çal›fl›r. Farkl› dalga boylar›ndaki renkler yanyana yak›n bir oranla yerlefltirilirler. E¤er televizyon ekran›ndan al›nan bir resme yak›n- dan bak›lacak olursa görüntünün k›rm›z›, yeflil ve mavi renklerde çok kü- çük alanlar›n birleflmesinden olufltu¤u görülür. Biraz geriden bak›ld›¤›n- da renkler tekrar birleflir ve ekrandaki normal renkler ortaya ç›kar. Yukardaki sat›rlardan anlafl›ld›¤› gibi flu anda sahip oldu¤unuz gö- rüntünün oluflabilmesi için son derece karmafl›k renk ayarlar›n›n yap›lma- s› gerekir. Milyonlarca koni hücresinin gönderdi¤i sinyallerin fliddeti ayar- lanmal›, daha sonra bu sinyaller deflifre edilmelidir. Üstelik bu ifllem tek bir an ya da bir saat için, tek bir insan ya da binlerce, yüzlerce kifli için ya- p›lmaz. Her insan, hayat› boyunca milyarlarca görüntüyle karfl›lafl›r ve sü- 50 HARUN YAHYA
  • 53. rekli olarak bu görüntülere ait renk ayar› yap›l›r. Görme Keskinli¤i Nokta büyüklü¤ünde bir toz taneci¤ine veya yüksek bir tepeden uç- suz bucaks›z bir manzaraya bak›n hiç fark etmez. Binlerce kilometrenin de, birkaç milimetrenin de görüntüsü retina üzerindeki 1 milimetrekare büyüklü¤ünde, sar›mt›rak bir bölge (macula lutea) üzerine düfler.13 Bu bölgenin çap› yar›m milimetreden (0.4 mm.) daha küçük olan merkez bölümünde retina incelmifltir ve hafif bir çukurluk gösterir. Bu ye- re sar› nokta (fovea centralis) ad› verilir. Buras› görüntünün en net oldu¤u merkezdir. Bu alan tamamen koni hücrelerinden oluflur. Bilindi¤i gibi ko- niler görüntünün ayr›nt›lar›n› görmeye yarayan özel bir yap›ya sahiptir- ler. Görüntü içindeki yüzlerce renk, flekil ve derinlik bu küçücük bölgede en keskin halini al›r. Fovean›n d›fl›nda görme keskinli¤i 5-10 kat düfler. Bir cisme dikkatle bak›ld›¤›nda, gözler bu cisimden gelen ›fl›nlar› fo- vea üzerine düflürecek flekilde hareket ederler. Gözün hareketli olmas› da buna yard›mc› olur. Maksimum göz keskinli¤ine sahip bir kifli, i¤ne ucu kadar parlak iki nokta aras›ndaki bir milimetrelik mesafeyi on metreden alg›layabilir. Hayat Damar› Koroid Göz ak›yla retina aras›ndaki parçaya koroid denir. Bu bölüm büyüklü küçüklü birçok damardan ve gözle görülmeyen milyonlarca k›lcal damar- dan oluflur. Bu k›lcal damarlar arac›l›¤›yla retinan›n koni ve çubuk hücre- lerinden oluflan hassas bölgesine besin tafl›n›r. Okudu¤unuz kitab›n küçük bir bölümünü oluflturan bu konu bile tek bafl›na evrimin ne kadar tutars›z ve gülünç bir iddia oldu¤unu ortaya ko- yar ve yarat›l›fl mucizesini bir kez daha gözler önüne serer. Retinadaki hiçbir hücreyi ihmal etmeden besleyen, milyarlarca ba¤- lant›s› olan koroid tabakas› olmadan gözün di¤er parçac›klar› hiçbir ifle yaramaz. Böyle bir tabakan›n zamanla oluflmas› ise imkans›zd›r. Çünkü bütün ba¤lant›lar›yla bir koroid tabakas› gözde bulunmazsa mevcut yap›lar ne kadar mükemmel olursa olsun, asla varl›klar›n› sürdüremezler. 51ADNAN OKTAR
  • 54. Bilindi¤i gibi göz, farkl› birçok bölüm ve tabakadan oluflmufl bir or- gand›r. Kornea, sklera, iris, göz bebe¤i, mercek, göz kapa¤›, kornea-beyin ba¤lant›s›n› sa¤layan sinirler ve daha birçok ayr›nt› ile ancak bir bütün ola- rak görevini yapabilir. Bu sistemlerden her biri, tesadüfen veya kendi ken- dilerine oluflamayacak kadar üstün yap›ya sahiptir. Gözün görebilmesi için yukar›da say›lan bütün tabaka ve yap›lar›n ayn› anda, ayn› yerde, flu anki mükemmel uyum, yap› ve ba¤lant›lar›yla bulunmalar› gerekir. Bu durum insan bedeninin bugünkü haline zaman içinde gerçekleflen tesadüfler, mutasyonlar gibi etkenlerle ulaflt›¤›n› öne süren evrimci iddi- alar› da tamamen geçersiz k›lmaktad›r. Böyle bir sistemin yarat›l›fl d›fl›nda baflka herhangi bir güçle gerçekleflmesi imkans›zd›r. Koroid tabakas›, 52 HARUN YAHYA (fiekil 1.19) Koroid Tabaka GÖZ BEBE⁄‹ ‹R‹S
  • 55. Yüce Allah'›n yaratma sanat›n›n eflsiz bir örne¤idir. Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratand›r. O, bir iflin ol- mas›na karar verirse, ona yaln›zca "Ol" der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi, 117) Retinan›n Boyas› Göze giren ›fl›k, koni ve çubuk hücrelerini uyarabilmek için iki taba- kadan geçer. Bu hücrelerin arkas›nda siyah bir pigment içeren melanin ta- bakas› bulunur. Melanin, retinadan geçen ›fl›¤› emer, böylece ›fl›¤›n geri yans›mas›n› ve göz içinde da¤›lmas›n› engeller. E¤er bu tabaka olmasayd› gözün içine giren ›fl›k her yana da¤›l›r ve görüntü oluflmazd›. Pigment ta- bakas›n›n görevi, kamera ve foto¤raf makinelerinin iç yüzeylerine sürülen siyah boyan›n görevi ile ayn›d›r. Konuya bir baflka aç›dan bakal›m. Foto¤raf makinesi hakk›nda basit bir soru sorulsa, makinenin içine bu siyah boyay› kim sürdü denilse, cevap hemen verilirdi: Makinenin içi, üretildi¤i fabrikada, özel cihazlar taraf›n- 53ADNAN OKTAR (fiekil 1.20) Gözün d›fl tabakas›n›n (göz ak›) he- men alt›nda oldukça kar- mafl›k bir do- lafl›m siste- mi vard›r. ‹R‹S MERCEK KORNEA SKLERA OPT‹K S‹N‹R KOROID TABAKA