4. YAZAR ve ESERLER‹ HAKKINDA
Harun Yahya müstear ismini kullanan yazar Adnan Oktar, 1956 y›l›nda An-
kara'da do¤du. ‹lk, orta ve lise ö¤renimini Ankara'da tamamlad›. Daha sonra ‹s-
tanbul Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ve ‹stanbul Üni-
versitesi Felsefe Bölümü'nde ö¤renim gördü. 1980'li y›llardan bu yana, imani,
bilimsel ve siyasi konularda pek çok eser haz›rlad›. Bunlar›n yan› s›ra, yazar›n
evrimcilerin sahtekarl›klar›n›, iddialar›n›n geçersizli¤ini ve Darwinizm'in kanl›
ideolojilerle olan karanl›k ba¤lant›lar›n› ortaya koyan çok önemli eserleri bulun-
maktad›r.
Harun Yahya'n›n eserleri yaklafl›k 30.000 resmin yer ald›¤› toplam 45.000
sayfal›k bir külliyatt›r ve bu külliyat 57 farkl› dile çevrilmifltir.
Yazar›n müstear ismi, inkarc› düflünceye karfl› mücadele eden iki peygam-
berin hat›ralar›na hürmeten, isimlerini yad etmek için Harun ve Yahya isimle-
rinden oluflturulmufltur. Yazar taraf›ndan kitaplar›n kapa¤›nda Resulullah'›n
mührünün kullan›lm›fl olmas›n›n sembolik anlam› ise, kitaplar›n içeri¤i ile ilgi-
lidir. Bu mühür, Kuran-› Kerim'in Allah'›n son kitab› ve son sözü, Peygamberi-
miz (sav)'in de hatem-ül enbiya olmas›n› remzetmektedir. Yazar da, yay›nlad›¤›
tüm çal›flmalar›nda, Kuran'› ve Resulullah'›n sünnetini kendine rehber edinmifl-
tir. Bu suretle, inkarc› düflünce sistemlerinin tüm temel iddialar›n› tek tek çürüt-
meyi ve dine karfl› yöneltilen itirazlar› tam olarak susturacak "son söz"ü söyle-
meyi hedeflemektedir. Çok büyük bir hikmet ve kemal sahibi olan Resulullah'›n
mührü, bu son sözü söyleme niyetinin bir duas› olarak kullan›lm›flt›r.
Yazar›n tüm çal›flmalar›ndaki ortak hedef, Kuran'›n tebli¤ini dünyaya ulafl-
t›rmak, böylelikle insanlar› Allah'›n varl›¤›, birli¤i ve ahiret gibi temel imani ko-
nular üzerinde düflünmeye sevk etmek ve inkarc› sistemlerin çürük temellerini
ve sapk›n uygulamalar›n› gözler önüne sermektir.
Nitekim Harun Yahya'n›n eserleri Hindis-
tan'dan Amerika'ya, ‹ngiltere'den Endo-
nezya'ya, Polonya'dan Bosna Her-
sek'e, ‹spanya'dan Brezilya'ya, Malez-
ya'dan ‹talya'ya, Fransa'dan Bulgaris-
tan'a ve Rusya'ya kadar dünyan›n da-
ha pek çok ülkesinde be¤eniyle okun-
maktad›r. ‹ngilizce, Frans›zca, Al-
manca, ‹talyanca, ‹spanyolca, Por-
tekizce, Urduca, Arapça, Arna-
vutça, Rusça, Boflnakça, Uy-
gurca, Endonezyaca, Ma-
layca, Bengoli, S›rp-
5. 3
ça, Bulgarca, Çince, Kishwahili (Tanzanya'da kullan›l›yor), Hausa (Afrika'da
yayg›n olarak kullan›l›yor), Dhivelhi (Mauritus'ta kullan›l›yor), Danimarkaca
ve ‹sveçce gibi pek çok dile çevrilen eserler, yurt d›fl›nda genifl bir okuyucu kit-
lesi taraf›ndan takip edilmektedir.
Dünyan›n dört bir yan›nda ola¤anüstü takdir toplayan bu eserler pek çok
insan›n iman etmesine, pek ço¤unun da iman›nda derinleflmesine vesile ol-
maktad›r. Kitaplar› okuyan, inceleyen her kifli, bu eserlerdeki hikmetli, özlü,
kolay anlafl›l›r ve samimi üslubun, ak›lc› ve ilmi yaklafl›m›n fark›na varmakta-
d›r. Bu eserler süratli etki etme, kesin netice verme, itiraz edilemezlik, çürütü-
lemezlik özellikleri tafl›maktad›r. Bu eserleri okuyan ve üzerinde ciddi biçimde
düflünen insanlar›n, art›k materyalist felsefeyi, ateizmi ve di¤er sapk›n görüfl
ve felsefelerin hiçbirini samimi olarak savunabilmeleri mümkün de¤ildir. Bun-
dan sonra savunsalar da ancak duygusal bir inatla savunacaklard›r, çünkü fik-
ri dayanaklar› çürütülmüfltür. Ça¤›m›zdaki tüm inkarc› ak›mlar, Harun Yahya
Külliyat› karfl›s›nda fikren ma¤lup olmufllard›r.
Kuflkusuz bu özellikler, Kuran'›n hikmet ve anlat›m çarp›c›l›¤›ndan kay-
naklanmaktad›r. Yazar›n kendisi bu eserlerden dolay› bir övünme içinde de¤il-
dir, yaln›zca Allah'›n hidayetine vesile olmaya niyet etmifltir. Ayr›ca bu eserle-
rin bas›m›nda ve yay›nlanmas›nda herhangi bir maddi kazanç hedeflenme-
mektedir.
Bu gerçekler göz önünde bulunduruldu¤unda, insanlar›n görmediklerini
görmelerini sa¤layan, hidayetlerine vesile olan bu eserlerin okunmas›n› teflvik
etmenin de, çok önemli bir hizmet oldu¤u ortaya ç›kmaktad›r.
Bu de¤erli eserleri tan›tmak yerine, insanlar›n zihinlerini buland›ran, fikri
karmafla meydana getiren, kuflku ve tereddütleri da¤›tmada, iman› kurtarmada
güçlü ve keskin bir etkisi olmad›¤› genel tecrübe ile sabit olan kitaplar› yaymak
ise, emek ve zaman kayb›na neden olacakt›r. ‹man› kurtarma amac›ndan ziya-
de, yazar›n›n edebi gücünü vurgulamaya yönelik eserlerde bu etkinin elde edi-
lemeyece¤i aç›kt›r. Bu konuda kuflkusu olanlar varsa, Harun Yahya'n›n eserleri-
nin tek amac›n›n dinsizli¤i çürütmek ve Kuran ahlak›n› yaymak oldu¤unu, bu
hizmetteki etki, baflar› ve samimiyetin aç›kça görüldü¤ünü okuyucular›n genel
kanaatinden anlayabilirler.
Bilinmelidir ki, dünya üzerindeki zulüm ve karmaflalar›n, Müslümanlar›n
çektikleri eziyetlerin temel sebebi dinsizli¤in fikri hakimiyetidir. Bunlardan
kurtulman›n yolu ise, dinsizli¤in fikren ma¤lup edilmesi, iman hakikatlerinin
ortaya konmas› ve Kuran ahlak›n›n, insanlar›n kavray›p yaflayabilecekleri fle-
kilde anlat›lmas›d›r. Dünyan›n günden güne daha fazla içine çekilmek istendi-
¤i zulüm, fesat ve kargafla ortam› dikkate al›nd›¤›nda bu hizmetin elden geldi-
¤ince h›zl› ve etkili bir biçimde yap›lmas› gerekti¤i aç›kt›r. Aksi halde çok geç
kal›nabilir.
Bu önemli hizmette öncü rolü üstlenmifl olan Harun Yahya Külliyat›,
Allah'›n izniyle, 21. yüzy›lda dünya insanlar›n› Kuran'da tarif edi-
len huzur ve bar›fla, do¤ruluk ve adalete, güzellik ve mutlulu¤a
tafl›maya bir vesile olacakt›r.
Harun
Yahya
6.
7.
8. OKUYUCUYA
Bu kitapta ve di¤er çal›flmalar›m›zda evrim teorisinin çöküflüne özel bir yer
ayr›lmas›n›n nedeni, bu teorinin her türlü din aleyhtar› felsefenin temelini olufl-
turmas›d›r. Yarat›l›fl› ve dolay›s›yla Allah'›n varl›¤›n› inkar eden Darwinizm, 140
y›ld›r pek çok insan›n iman›n› kaybetmesine ya da kuflkuya düflmesine neden ol-
mufltur. Dolay›s›yla bu teorinin bir aldatmaca oldu¤unu gözler önüne sermek
çok önemli bir imani görevdir. Bu önemli hizmetin tüm insanlar›m›za ulaflt›r›la-
bilmesi ise zorunludur. Kimi okuyucular›m›z belki tek bir kitab›m›z› okuma im-
kan› bulabilir. Bu nedenle her kitab›m›zda bu konuya özet de olsa bir bölüm ay-
r›lmas› uygun görülmüfltür.
Belirtilmesi gereken bir di¤er husus, bu kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Yazar›n
tüm kitaplar›nda imani konular, Kuran ayetleri do¤rultusunda anlat›lmakta, in-
sanlar Allah'›n ayetlerini ö¤renmeye ve yaflamaya davet edilmektedir. Allah'›n
ayetleri ile ilgili tüm konular, okuyan›n akl›nda hiçbir flüphe veya soru iflareti b›-
rakmayacak flekilde aç›klanmaktad›r.
Bu anlat›m s›ras›nda kullan›lan samimi, sade ve ak›c› üslup ise kitaplar›n ye-
diden yetmifle herkes taraf›ndan rahatça anlafl›lmas›n› sa¤lamaktad›r. Bu etkili
ve yal›n anlat›m sayesinde, kitaplar "bir solukta okunan kitaplar" deyimine tam
olarak uymaktad›r. Dini reddetme konusunda kesin bir tav›r sergileyen insanlar
dahi, bu kitaplarda anlat›lan gerçeklerden etkilenmekte ve anlat›lanlar›n do¤ru-
lu¤unu inkar edememektedirler.
Bu kitap ve yazar›n di¤er eserleri, okuyucular taraf›ndan bizzat okunabilece-
¤i gibi, karfl›l›kl› bir sohbet ortam› fleklinde de okunabilir. Bu kitaplardan istifa-
de etmek isteyen bir grup okuyucunun kitaplar› birarada okumalar›, konuyla il-
gili kendi tefekkür ve tecrübelerini de birbirlerine aktarmalar› aç›s›ndan yararl›
olacakt›r.
Bunun yan›nda, sadece Allah r›zas› için yaz›lm›fl olan bu kitaplar›n tan›nma-
s›na ve okunmas›na katk›da bulunmak da büyük bir hizmet olacakt›r. Çünkü ya-
zar›n tüm kitaplar›nda ispat ve ikna edici yön son derece güçlüdür. Bu sebeple
dini anlatmak isteyenler için en etkili yöntem, bu kitaplar›n di¤er insanlar tara-
f›ndan da okunmas›n›n teflvik edilmesidir.
Kitaplar›n arkas›na yazar›n di¤er eserlerinin tan›t›mlar›n›n eklenmesinin ise
önemli sebepleri vard›r. Bu sayede kitab› eline alan kifli, yukar›da söz etti¤imiz
özellikleri tafl›yan ve okumaktan hoflland›¤›n› umdu¤umuz bu kitapla ayn› va-
s›flara sahip daha birçok eser oldu¤unu görecektir. ‹mani ve siyasi konularda ya-
rarlanabilece¤i zengin bir kaynak birikiminin bulundu¤una flahit olacakt›r.
Bu eserlerde, di¤er baz› eserlerde görülen, yazar›n flahsi kanaatlerine, flüpheli
kaynaklara dayal› izahlara, mukaddesata karfl› gereken adaba ve sayg›ya dikkat
edilmeyen üsluplara, burkuntu veren ümitsiz, flüpheci ve ye'se sürükleyen anla-
t›mlara rastlayamazs›n›z.
Bu kitapta kullan›lan ayetler, Ali Bulaç'›n haz›rlad›¤›
"Kur'an-› Kerim ve Türkçe Anlam›" isimli mealden al›nm›flt›r.
Birinci Bask›: Kas›m, 2003 / ‹kinci Bask›: Mart, 2006 / Üçüncü Bask›: Mart, 2008
ARAfiTIRMA YAYINCILIK
Talatpafla Mah. Emirgazi Caddesi ‹brahim Elmas ‹flmerkezi
A Blok Kat 4 Okmeydan› - ‹stanbul / Tel: (0 212) 222 00 88
Bask›: Seçil Ofset
100. Y›l Mahallesi MAS-S‹T Matbaac›lar Sitesi
4. Cadde No: 77 Ba¤c›lar-‹stanbul / Tel: (0 212) 629 06 15
www.harunyahya.org - www.harunyahya.net
9. içindekiler
G‹R‹fi 8
1. BÖLÜM
Benzersiz Yaflam S›v›s›: Kan 12
2. BÖLÜM
Dünyadaki En Verimli
‹fl Makinesi: Kalp 180
3. BÖLÜM
Kusursuz Ulafl›m A¤›:
Kan Damarlar› 204
4. BÖLÜM
Mükemmel Dolafl›m A¤› Karfl›s›nda
Evrim Ç›kmaz› 246
EK BÖLÜM
Evrim Yan›lg›s› 256
10.
11. iz dahil tüm insanlar dünyaya gelmeden önce
anne karn›nda dokuz uzun ay geçirirler. ‹n-
san, bu aflaman›n bafllang›c›nda sadece anne
karn›nda geliflmeye bafllayan küçücük bir
hücre toplulu¤undan ibarettir... 22. günde fa-
sulye tanesinden bile küçüktür. Bir gün, bu
toplulu¤un tam orta yerinde küçücük bir
yumru, bir emir al›r ve aniden atmaya bafllar. Vücuttaki tüm di¤er
hücreler sakindir ama o sürekli hareket eder ve asla durmaz. Asla
"biraz durup dinlenme ihtiyac›" hissetmez. Ta ki, aradan on y›llar
geçip de "dur" emrini alaca¤› güne kadar. Geçen bu süre ise, bir in-
san ömrünü tan›mlar. Bu küçük yumruya "baflla" ve "dur" emir-
lerini kim vermektedir?
Siz henüz anne karn›nda 3 haftal›kken atmaya bafllayan bu
mükemmel pompan›n, yani kalbin, çok önemli bir sorumlulu¤u
vard›r. Vücut içinde kan›n dolaflmas›n› sa¤lamak; bir baflka deyifl-
le sizi meydana getiren ve t›pk› sizin gibi "canl›" olan yaklafl›k 100
trilyon hücreye hayat vermek; bu hücrelerin nefes al›p vermelerini
ve beslenmelerini sa¤lamak, onlar› temizlemek, hastal›klar›n› iyi-
lefltirmek ve onlar› düflmanlardan korumak... Sizi oluflturan hücre-
leri, dolay›s›yla sizi yaflatan bu sistemi kuran kimdir?
Peki size yaflam veren bu sistemin varl›¤› için siz ne yapt›n›z?
Sizin böyle bir sisteme sahip olmak için yapabilece¤iniz bir fley
yoktu, çünkü henüz dünyaya gözlerinizi açmadan sizin için ha-
z›rlanm›fl bir düzenin içinde yaflamaya bafllad›n›z. Sahip oldu¤u-
nuz beden kusursuz bir flekilde sizin için haz›rland›. Örne¤in
çevrenizi net olarak görebilmeniz için mükemmel bir çift göz ya-
rat›ld›. D›flar›daki hava ile henüz karfl›laflm›fl olman›za ra¤men,
periyodik olarak soluk alman›z› sa¤layacak solunum sisteminiz
daha siz anne karn›ndayken olufltu. Besinlerin her türlüsünü sin-
direbilecek bir sindirim sistemine, size özel parmak izleriyle bir-
likte parmaklara ve ellere, gözlerinizi yabanc› maddelerden koru-
yacak göz kapaklar› ve kirpiklere ve bunun gibi çok say›da orga-
n ve özelli¤e sahip olarak dünyaya geldiniz. H›zla yaklaflan bir
cisme karfl› otomatik olarak göz kapaklar›n›z› kapatarak gö-
zünüzü koruman›z› sa¤layan refleks ve bunun gibi daha
birçok "koruma tedbiri", hiç haberiniz yokken al›nd› ve
bedeninize yerlefltirildi. Bunlar için hiçbir zaman u¤-
rafl vermenize gerek olmad›. Harun
Yahya
9
13. Bu sistemleri sizin için Yaratan, en kusursuz flekilde bedeninize
yerlefltiren Allah't›r. Sonsuz güç sahibi Allah flu ana kadar yaflam›fl
olan ve flu anda yaflayan tüm insanlar› ayn› mükemmel sistemlere
sahip olarak yaratmaktad›r.
Size yaflam veren kalp ve onun hareketlendirdi¤i dolafl›m siste-
mi de iflte bu kusursuz ve eksiksiz düzenin bir parças›d›r. Kalbin
pompalad›¤› "kan" adl› mucizevi s›v›, hareket etmeye bafllad›¤› an-
dan itibaren bedeninizdeki hemen her hücreye "hayat" tafl›r. Kan,
gözünüzden ayak parmaklar›n›za kadar her noktay› dolaflan mü-
kemmel bir a¤ ile tüm bedeninizi kaplar. Siz büyürsünüz, o geliflir.
Siz hastalan›rs›n›z, sizi o savunur. Yaflaman›z için hücrelerinizin bes-
lenmesini o sa¤lar. Vücudunuzu o temizler. En önemlisi sizi yaflata-
cak olan oksijeni vücudun her hücresine ulaflt›rma görevi ona aittir.
Bedeninizde dolaflan bu s›v›, yani kan, özel bir nimet, büyük bir mu-
cizedir. Gelin bu mucizeyi birlikte inceleyelim ve böylece onu Yara-
tan Rabbimiz'in varl›¤›na ve gücüne bir kez daha tan›k olal›m...
AKILLI TASARIM YAN‹ YARATILIfi
Allah'›n yaratmak için
tasar›m yapmaya ihtiyac› yoktur
Kitap boyunca yer yer kullan›lan 'tasar›m' ifadesinin do¤ru an-
lafl›lmas› önemlidir. Allah'›n kusursuz bir tasar›m yaratm›fl olmas›,
Rabbimiz’in önce plan yapt›¤› daha sonra yaratt›¤› anlam›na gel-
mez. Bilinmelidir ki, yerlerin ve göklerin Rabbi olan Allah’›n yarat-
mak için herhangi bir 'tasar›m' yapmaya ihtiyac› yoktur. Allah'›n ta-
sarlamas› ve yaratmas› ayn› anda olur. Allah bu tür eksikliklerden
münezzehtir.
Allah'›n, bir fleyin ya da bir iflin olmas›n› diledi¤inde, onun ol-
mas› için yaln›zca "Ol!" demesi yeterlidir. Ayetlerde flöyle buyurul-
maktad›r:
Bir fleyi diledi¤i zaman, O'nun emri yaln›zca: "Ol" demesidir;
o da hemen oluverir. (Yasin Suresi, 82)
Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratand›r. O, bir
iflin olmas›na karar verirse, ona yaln›zca "OL" der, o da
hemen oluverir. (Bakara Suresi, 117)
Harun
Yahya
11
Girifl
14.
15. endinize aynada flöyle bir bak›n. Yü-
zünüzün ve bedeninizin sadece 2 mi-
limetre alt›nda, oldukça büyük bir
h›zla ve bas›nçla akmakta olan k›rm›-
z› s›v›n›n varl›¤›n› hissedebiliyor
musunuz? Binlerce kilometrelik
muhteflem bir damar a¤›n›n, kan› metrelerce yukar› f›rlatabi-
lecek kadar büyük bir güçle pompalayan kalbin at›fl›n›n far-
k›nda m›s›n›z?
Hay›r, aynadaki görüntünüzde, bu muazzam hareketlilik-
ten eser yoktur. Oysa siz son derece sakin yaflam›n›za devam
ederken, hatta gece uyurken bile bu kofluflturmaca hiç kesinti-
ye u¤ramadan sürer. Kalp büyük bir güçle ve fliddetli bir sesle
kan› pompalamakta, kan da büyük bir h›zla ve yine yo¤un bir
gürültü ile akmaktad›r. Tüm bunlar›n fark›nda olmaman›z›n
en önemli sebebi ise, yine sizin için özel olarak yarat›lm›fl olan
ince derinizdir. Size, alt›ndaki bu ola¤anüstü hareketlili¤i giz-
lercesine düzgün, güzel ve sakin bir görünüm kazand›r›r.
Kan, kalp ve damar a¤›ndan oluflan ve bedeninizin içinde
siz yaflad›¤›n›z sürece hiç aksamadan iflleyen bu sisteme "kan
dolafl›m›" denir. Kan›n dolafl›m serüveni, say›s›z detaydan
oluflan eflsiz bir yarat›l›fl delilidir.
Kan, vücutta hem tafl›y›c› hem de denetleyici gibi hareket
eder. Bedenin içinde sürekli olarak dolafl›r durur ve bu
yolculu¤u s›ras›nda her an mutlaka yapaca¤› bir ifl var-
d›r:
Harun
Yahya
13
16. ◆ Kan, bedendeki haberleflmenin neredeyse tamam›n› üst-
lenir.
◆ Hücrelerin ve dolay›s›yla bedenin enerji kazanabilmesi
için gerekli olan hammaddeler kan›n içinde tafl›n›r.
◆ Bedenin s›cakl›¤›n› adeta bir klima gibi ayarlar. Vücut
›s›m›z, kan sayesinde sürekli olarak sabittir.
◆ Kan›n dolafl›m› s›ras›nda, içindeki koruma birimleri sü-
rekli olarak ifl bafl›ndad›r. Vücuda girebilecek mikroplara kar-
fl› her an tetiktedirler.
◆ Kan, vücudun yiyecek servisini de üstlenmifltir. Besin-
ler tüm hücrelere kan vas›tas›yla da¤›t›l›r.
◆ At›klar›n ve zehirlerin toplan›p tafl›nd›¤› bir kanalizas-
yon sistemi olarak da ifllev görür.
◆ Kan bir tür tamir birimini de içinde bar›nd›r›r. Damar-
Adnan
Oktar
14
KAN VE KALP MUC‹ZES‹
17. larda oluflan her y›rt›k ve hasar, bu birim taraf›ndan hemen
belirlenir ve onar›l›r. Peki, böylesine farkl› ve gerekli ifller ba-
flaran bu mekanizma nas›l ifller? Bu sistem hangi unsurlardan
oluflur? Tüm bu unsurlar› ve bu dolafl›m a¤›n› uyumlu k›lan
nedir? Kanda bulunan hangi molekül nas›l bir görev üstlen-
mifltir? Görevini nas›l yerine getirir ve nas›l harekete geçer?
Nereden emir al›r ve nas›l organize olur?
Elbette bütün bunlar, birazdan cevaplar›n› detayl› olarak
inceleyece¤imiz oldukça önemli sorulard›r. Ve bu sorular biz-
leri, tüm hayat›m›z› ilgilendiren çok önemli bir gerçekle yüz-
yüze b›rak›r: Vücudumuz, rastgele ortaya ç›kmam›flt›r. En in-
ce detaylar›na kadar planlanm›fl ve özenle biçimlendirilmifl
bir bedene sahibiz. Bu bedenin kökeni, son 150 y›ld›r bilim
dünyas›na çeflitli aldatmacalarla egemen olmaya çal›flan Dar-
winizm'in iddia etti¤i gibi "rastlant›lar" olamaz. Kökenimiz,
rastlant›lara dayal› bir "evrim" süreci de¤il, her detay› planlan-
m›fl bir "yarat›l›flt›r".
Bu yarat›l›fl›n sahibi ise, sadece biz insanlar› de¤il, tüm
canl›lar›, tüm evreni, var olan herfleyi yaratan Yüce Allah't›r.
Birazdan detaylar›n› inceleyece¤imiz kan dolafl›m›ndaki
mükemmellikler, Allah'›n yaratmas›n›n benzersiz örneklerinden
sadece biridir. Kitap boyunca kan› ve onu hareketlendiren sis-
temlerdeki ayr›nt›lar›, bu ayr›nt›lardaki uyum ve kusursuzlu¤u
gözler önüne serecek ve Allah'›n yaratma sanat›ndaki mükem-
melli¤i görece¤iz. Allah, yaratmas›ndaki üstünlü¤ü, biz insanla-
ra yol gösterici olarak indirdi¤i Kuran'da flöyle haber verir:
Görmüyorlar m›; gökleri ve yeri yaratan Allah, onlar›n
benzerini yaratmaya gücü yeter ve onlar için kendisin-
de flüphe olmayan bir süre (ecel) k›lm›flt›r. Zulme-
denler ise ancak inkarda ayak direttiler. (‹sra Su-
resi, 99)
Harun
Yahya
15
Benzersiz Yaflam S›v›s›: Kan
18. Kansadecegenelolarakyaflam›nnedenide¤ildir,ayn›zamandak›sa
veya uzun yaflaman›n, uyuman›n, seyretmenin, yetene¤in, zekan›n,
kuvvetin de nedenidir. Yaflam için ilk ve ölüm için ise son fleydir.1
Bilim adamlar› kan›n benzeri olan bir s›v›y› üretmek için
uzun süredir çabalamakta ancak baflar›l› olamamaktad›rlar.2
Bunun en önemli sebebi kan›n içinde tafl›d›¤› birbirinden özel
moleküllerin ve bunlar›n gerçeklefltirdi¤i ifllemlerin "s›rr›na"
henüz tam olarak ulafl›lamam›fl olunmas›d›r. Ancak flu bir ger-
çektir ki, kan›n nitelikleri tam olarak anlafl›lsa bile, bu özellikle-
re sahip molekülleri üretmek ve onlar› birarada ifllevsel k›lmak,
bilim adamlar› için yine büyük bir ç›kmaz olacakt›r. Kan› mey-
dana getiren elemanlar› birer birer inceledi¤imizde bu gerçe¤i
daha iyi anlar›z. Her bir molekül belirli bir ifllemi yapmak için
özel olarak görevlendirilmifl, biçimlendirilmifltir. Bir baflka de-
yiflle, damarlar›n içinde "özel bir yarat›l›fl›n" var oldu¤u aç›kt›r.
Kan, bir s›v›dan çok, vücudumuzdaki kemik veya kas do-
kular› gibi bir dokudur. Ancak kuflkusuz onlardan farkl›d›r,
çünkü kemik veya kas dokular›n› oluflturan hücreler
birbirlerine s›k›ca kenetlenmifl durumdad›rlar. Kan
da bir doku olmas›na ra¤men böyle bir özelli¤e sa-
Adnan
Oktar
16
19. Harun
Yahya
17
Benzersiz Yaflam S›v›s›: Kan
hip de¤ildir. Kan s›v›s› içindeki hücreler birbirlerinden ba-
¤›ms›z olarak, serbest halde dolafl›rlar. Alyuvar, akyuvar ve
trombosit gibi kan hücreleri, kan plazmas› içinde yüzer du-
rumdad›rlar.
Küçücük bir çizikten dolay› parma¤›n›zdan s›zan bir dam-
la kan, asl›nda içinde yaklafl›k 250 milyon alyuvar, 400 bin ak-
yuvar ve milyonlarca trombosit bar›nd›r›r. Ayr›ca bu genifl
Koflarken düflüp baca¤›n› kanatan bir çocuk, asl›nda milyonlarca alyuvar ve
trombositini, binlerce akyuvar›n› kaybeder. Kan›n içindeki tüm bu parçalar›n
her biri hayat›m›z için ayr› bir öneme sahiptir.
20. toplulu¤un her üyesi son derece önemli görevlere sahiptir.
Her bedende 5 ila 6 litre aras› kan bulunur. Bu miktar or-
talama vücut a¤›rl›¤›n›n %7-8'ini oluflturur. Kan›n yar›s›, s›v›
olan bölümden yani plazmadan meydana gelir. Di¤er yar›s›
ise kan›n içinde çeflitli görevler üstlenmifl olan hücreler veya
moleküllerdir. Kandaki hücreler, vücuttaki kan miktar›n›n ya-
r›s›n› oluflturmalar›na ra¤men, yan yana dizildikleri takdirde
96.500 km'lik bir çizgi oluflturabilecek kadar fazlad›rlar. Bu,
dünyan›n çevresini iki kez dolaflmaya yeterli bir uzun-
luktur.3
Dahas› bu hücreler sürekli yenilenir. Vücutta
Adnan
Oktar
18
Kandaki hücreler, vücuttaki kan miktar›n›n yar›s›n› olufltururlar. Ancak buna
ra¤men, yan yana dizildikleri takdirde, 96.500 km'lik bir çizgi oluflturabilecek
kadar fazlad›rlar. Bu uzunluk, dünyan›n çevresini iki kez dolaflmaya yeterlidir.
21. günde 260-400 milyar kadar kan hücresi üretilir. Bu üretim
gerçekten de göz kamaflt›r›c›d›r. Ana merkez olan kemik ili-
¤inde gerçekleflen bu üretim, "kök hücre" ad› verilen özel bir
hücrenin de¤iflik bölünme yeteneklerine ba¤l›d›r. "Kök hücre",
vücudun ihtiyaç duydu¤u kan hücresini üretmekle görevlen-
dirilmifltir. Bu hücrenin üretimi ve gerçeklefltirdi¤i görev ise
gerçek anlamda hayranl›k uyand›r›c›d›r.
Özel Üretim Merkezi: Kök Hücre
Kemik ili¤inde kök hücrenin belirlenme ifllemi son derece
flafl›rt›c›d›r. Kemik ili¤inde üretilen her on bin hücreden sade-
ce bir tanesi kök hücre özelli¤ini tafl›r. Bu say› bazen yüz bin-
de bir ihtimale kadar düfler. Üretilen kök hücrenin görünüflte
di¤er hücrelerden herhangi bir fark› yoktur. Ancak asl›nda bu,
oldukça özel bir hücredir. Sahip oldu¤u özellikler, yaflam›m›-
z› kusursuz bir biçimde devam ettirebilmemizi sa¤layacak ka-
dar hassas ve hayatidir. Bu özel hücre, öncelikle vücut içinde-
ki ihtiyaçlar› belirler, ard›ndan da kendisine has bölünme ye-
tene¤i sayesinde ihtiyaca göre bazen alyuvarlar›, bazen de sa-
vunman›n bafl elemanlar› olan akyuvarlar› oluflturur.4
Neden on bin hücreden sadece bir tanesi böyle bir karar al-
makta ve böyle bir yetene¤e sahip olmaktad›r? Siz, bedeniniz-
de bulunan bu yetenekli hücrenin varl›¤›n›n fark›nda bile ol-
mazs›n›z. Sizin gibi, sizi meydana getiren her hücre gibi, bu
özel hücre de Allah diledi¤i için özel bir bölünme flekline, vü-
cudun gereksinimini belirleme ve farkl› hücreler meydana ge-
tirebilme üstünlü¤üne sahiptir. Bu mükemmel organizas-
yon ve bu özel hücrenin yetenekleri, asla sona ermeyen
mükemmel bir dolafl›m›n gerçekleflmesini sa¤lar.
Harun
Yahya
19
Benzersiz Yaflam S›v›s›: Kan
22. Kan s›v›s›, sürekli olarak ayn› miktarda kan hücresi tafl›yarak
yolculu¤una devam eder.
Kök hücre konusundaki çal›flmalar›yla tan›nan John Hop-
kins Üniversitesi Onkoloji Uzman› Profesör Curt Civin, bu
özel hücreyi flu flekilde tan›mlar:
O, her bir hücrenin atas›, babas›d›r. (...) Bölünebilir ve kendisini ço-
¤altabilir, kendi kendini yenileyebilir veya kendisini iki farkl› hücre
fleklinde farkl›laflt›rabilir. T›pk› dallara ayr›lan bir a¤aç gibi.5
Allah kök hücreyi bu önemli görevleri yerine getirebilme-
si için özel olarak yaratm›flt›r. Örne¤in kök hücre, çevresinden
ald›¤› kimyasal ve elektriksel sinyallere göre hareket eder. Ha-
sara u¤ram›fl olan hücreler kök hücreye gönderdikleri kimya-
sal sinyaller sayesinde vücutta hücre üretimine ihtiyaç oldu-
¤unu haber verirler. Kök hücrede üretilen yeni hücreler, hasa-
r›n meydana geldi¤i yere do¤ru yola koyulur ve hasarl› hüc-
relerin yerini al›rlar. Bu flekilde, haftalar içinde tek bir kök
hücresi farkl› tiplerdeki kan hücrelerinin tümünü üretebilir.
Bir kanama sonunda yok olan alyuvarlar ya da bir enfeksiyon
sonucunda ölen akyuvarlar, ne eksik ne fazla, gerekli miktar-
da ve ihtiyaç olan zamanda yenilenerek vücuttaki yerlerini al-
m›fllard›r.
21. Yüzy›l›n içinde yaflad›¤›m›z flu günlerde biyologlar, ha-
len kök hücrelerin di¤er hücrelerle diyalog kurmas›n› sa¤la-
yan kimyasal dili çözmeye çal›flmaktad›rlar.6
‹nsan bedeninde
tek bir kök hücrenin her an defalarca gerçeklefltirdi¤i bu ifllem,
insanl›k için hala büyük bir soru iflaretidir.
Bu üretimin ne kadar s›kl›kla yap›lmas› gerekti¤i de önem-
li bir sorudur. Akyuvarlar sadece birkaç saat yaflarlar.
Kana giren bir bakteriyi sindirir ve ard›ndan ölürler.
Trombositlerin ömrü iki hafta, alyuvarlar›n ise dört
Adnan
Oktar
20
KAN VE KALP MUC‹ZES‹
23. 21
Yukar›daki flemada, k›rm›z› ilikte, çeflitli kan hücrelerinin hangi aflamalarda olufl-
tu¤u gösterilmektedir. Çoklu etkiye sahip kök hücreleri, miyeloid ve lenfoid ad›
verilen özelleflmifl kök hücrelerine dönüflür. Bu hücrelerden miyeloid kök hücre,
alyuvar, trombosit ve lenfosit d›fl›ndaki- beyaz kan hücrelerine dönüflebilir. Lenf-
oid kök hücre ise savunmada rol alan lenfositlerin oluflmas›n› sa¤lar. Kök hücre-
lerin bu bilinçli farkl›lafl›m› sayesinde çeflitli görevlere sahip kan hücreleri oluflur.
miyeloid
kök hücre
eritroblast megakaryositoblast miyeloblast
megakaryosit
bazofil
tanecikli lökositler taneciksiz lökositler
beyaz kan hücreleri
trombositlereritrositler
(k›rm›z› kan hücreleri)
eozinofil nötrofil monosit
çoklu etkiye sahip
kök hücreleri
lenfoid kök
hücre
kemik ili¤inde
geliflen B
lenfosit
timüste
geliflen T
lenfosit
24. ayd›r. Tüm bu hücrelerin sürekli olarak yenilenmeleri gerek-
mektedir. Sadece tek bir hafta içinde, kemik ili¤iniz milyarlar-
ca hücre üretmek zorundad›r. Bu üretim ise, tek bir ana hücre-
nin denetimi ve faaliyetleri ile mümkün olmaktad›r.7
Beden
içindeki kesintisiz hareketlili¤i ve bedenin hassas yap›s›n› dik-
kate ald›¤›m›zda, hem oksijen tafl›yarak hem de düflmanlarla
savaflarak bedeni koruyan bu sistemin, tek bir hücrenin dene-
timinde olmas›, elbette insan› düflündürmelidir.
Tek bir hücrenin bu üretimin tüm sorumlulu¤unu üstlen-
mesi, Allah'›n yarat›fl›ndaki eflsiz güzelli¤i görebilmek aç›s›n-
dan çok önemlidir. Bu mükemmel örnek ayn› zamanda, yara-
t›l›fl gerçe¤ini inkar etmeye çal›flan Darwinistlerin iddialar›na
karfl› da reddedilemez bir kan›t oluflturmaktad›r.
Kan›n K›rm›z› Rengi: Alyuvarlar
K›rm›z› kan hücreleri, yani alyuvarlar, kanda en fazla bu-
lunan hücrelerdir. Görevleri ise hücrelerin yaflamas› için en
gerekli olan malzemeyi, yani oksijeni tafl›makt›r. Sadece bu-
nunla kalmaz bedeni temizlemek için hücrelerde birikmifl
olan karbondioksiti de kalbe geri iletirler.
Tek bir damla kan›n %99'unu k›rm›z›
kan hücreleri, yani alyuvarlar olufl-
turur. Bunlar ayn› za-
manda "eritrosit" ola-
Adnan
Oktar
22
KAN VE KALP MUC‹ZES‹
25. rak da adland›r›lmaktad›rlar. Bedenimizde yaklafl›k 25 trilyon
k›rm›z› kan hücresi bulunmaktad›r. Bu miktar Samanyolu Ga-
laksisi'ndeki y›ld›z say›s›n›n yüzlerce kat›d›r.8
Vücutta dolaflan
alyuvarlar›n rahatl›kla bir futbol sahas›n›n yar›s›n› kaplayabil-
diklerini bilmek bu miktar›n daha iyi anlafl›lmas›na kuflkusuz
yard›mc› olacakt›r.9
Birbirlerine pefl pefle ba¤land›klar›n› dü-
flündü¤ümüzde bu hücreler, 47.000 km'lik bir kule olufltura-
bilmektedirler.10
Yine bedenimizdeki alyuvarlar› bir hal› gibi
yere serme olana¤›m›z olsa, bu hücrelerin 3.800 km2
'lik bir ala-
n› kaplad›klar›n› görürüz. Bu rakam ise yaklafl›k dört dönüm-
lük bir araziye eflittir.11
Vücuttaki alyuvarlar›n say›s› o kadar
çoktur ki, ölenlerin yerini almak üzere saniyede 3 milyon ka-
dar yeni alyuvar hücresi kana kar›fl›r.12
K›rm›z› kan hücreleri vücuttaki en büyük kemiklerin sün-
gerimsi dokular›nda yani iliklerinde bulunan kök hücreler ta-
raf›ndan üretilirler. Tek bir alyuvar hücresi, 4 ayl›k ömrünü
tamamlay›p kemik ili¤ine geri dönene kadar akci¤erler ve di-
¤er vücut dokular› aras›nda 75.000 tam devir yapar. Siz bu
sayfay› çevirene kadar vücudunuzdaki yaklafl›k 3 milyon k›r-
m›z› kan hücrenizi yitirirsiniz. Ama ayn› anda kemik ili¤iniz-
de sizin için bir o kadar yeni alyuvar çoktan üretilmifltir bile.13
Bu denge son derece önemlidir. Ömrünü tamamlayan kan
hücrelerinin yeri mutlaka yenileri ile doldurulur. Kemik ili¤i
hiç durmadan bir üretim halindedir. Ald›¤› kimyasal sinyal ile
yo¤un bir çal›flma bafllat›r. ‹htiyaç tamamlan›nca da çal›flmay›
sona erdirir.
Bunu sa¤layan kimyasal haberleflme göz kamaflt›r›c›d›r.
Hücreler vücutta yüzlerce farkl› çeflitteki molekül yoluy-
la haberleflirler. Kök hücreye iletilmesi gereken mesaj,
bir protein ile paketlenerek yola koyulur. Hedefteki
Harun
Yahya
23
Benzersiz Yaflam S›v›s›: Kan
26. hücre, gelen sinyali tan›mas›n› sa¤layan bir protein reseptörü
a盤a ç›kar›r. Bu reseptör, kimyasal sinyali tafl›yan proteine
ba¤land›¤›nda, bilgi, hedef hücreye ulaflm›fl olur.
Birkaç cümle ile anlatt›¤›m›z bu ifllem, asl›nda oldukça
kompleks detaylar içermektedir. Bilim adamlar›, günümüzde
halen bu sinyalleflme sisteminin s›rlar›n› çözmeye çal›flmakta-
d›rlar. Kök hücrelerin, ürettikleri hücreleri vücudun ihtiyaç
olan bölümlerine hangi karar ile gönderdi¤i ise günümüzün
en önemli araflt›rma konular›ndan bir tanesidir.14
Bedenimiz-
deki bu sistemin, insan›n s›rr›n› çözemedi¤i bir kompleksli¤e
sahip olmas›, onun üstün bir yarat›l›flla var edildi¤inin aç›k
göstergelerinden biridir.
Vücutta her saniye gerekli miktarda alyuvar›n üretilmesi
ve yeni hücrelerin ihtiyaç duyulan noktaya do¤ru tereddütsüz
yönelmeleri nas›l mümkün olmaktad›r? Vücudun tek bir nok-
tas›nda, kemik ili¤inde bulunan tek bir ba¤›ms›z hücrenin,
kuflkusuz vücudun geri kalan›nda olup bitenlerden haberinin
olmas› mümkün de¤ildir. Kendisi için yarat›lm›fl olan sinyal-
leflme sistemi ise, olabilecek en mükemmel haberleflme a¤›d›r.
Bu mükemmel yap›, elbette vücutta meydana gelen tüm ifl-
lemleri en ince ayr›nt›s›na kadar bilen, onlar› yarat›p infla et-
mifl olan Allah'›n eseridir.
Alyuvarlar son derece küçük hücrelerdir. Bunun nedeni
bu hücrelerin kana kar›flmadan önce, sahip olduklar› çekir-
dek, mitokondri, ribozom ve di¤er organelleri d›flar› atmalar›-
d›r. Alyuvarlar bunu adeta fluurlu bir flekilde yaparlar; çünkü
bünyelerine, ilerleyen sat›rlarda detayl› inceleyece¤imiz muci-
zevi bir molekül olan "hemoglobin"i almak zorundad›r-
lar. Alyuvarlar organellerinin pek ço¤unu d›flar› at›p
hemoglobini içlerine alarak, bu molekülün yaklafl›k
Adnan
Oktar
24
KAN VE KALP MUC‹ZES‹
27. 4 ayl›k ömründe güvenli bir flekilde görevini yerine getirebil-
mesini sa¤larlar. Alyuvarlar›n hücre zarlar›, normal flartlarda
bir hücre zar›na sahip olmayan ve tehlikelere karfl› son derece
aç›k olan hemoglobin için son derece önemli bir k›l›ft›r. He-
moglobin, bu koruyucu tabakan›n sahip oldu¤u çeflitli enzim-
ler sayesinde kan›n içinde bozulmaktan da korunmaktad›r.15
Alyuvarlar, kendi içlerinde hemoglobin için oldukça genifl
bir yer açmak zorundad›rlar. Çünkü tek bir alyuvar hücresinin
içine, 300 milyon hemoglobin yerleflecektir.16
300 milyon he-
Harun
Yahya
25
Benzersiz Yaflam S›v›s›: Kan
Ömrünü tamamlayan kan hücrelerinin haberi çeflitli enzimler yoluy-
la kemik ili¤indeki kök hücreye iletilir. Kök hücre, vücuttaki ihtiyaca
göre yeni hücrelerin üretim ifllemini bafllat›r.
Kök hücre
28. moglobin molekülü, tek bir alyuvar›n %90'›n› kaplar. Alyuvar-
lar, kanda çekirdeklerini kaybetmifl olan yegane hücrelerdir.
D›flar› att›klar› organeller ise vücudun temizleyicileri olan ak-
yuvarlar taraf›ndan an›nda yok edilirler. fiafl›rt›c› olan, alyu-
varlar›n tüm bilgilerini tafl›yan bir çekirdekten mahrum olma-
lar›na ra¤men, 120 günlük yaflamlar›n› sorunsuz sürdürebil-
meleri için gerekli olan enzim ve proteinleri muhafaza etmele-
ridir. 4 ay boyunca kendileri için al›nan bu özel tedbir sayesin-
de hayatta kal›rlar. Ama art›k bölünemeyen dolay›s›yla üreye-
meyen birer tafl›y›c›d›rlar.
Bu örnekte de görüldü¤ü gibi, insan bedenini meydana
getiren sistemler, en küçük ayr›nt›lar›na kadar oldukça büyük
bir komplekslik sergilerler. Bu kitap boyunca kan ve onu hare-
ketlendiren sistemler hakk›nda çok say›da hayret verici ve
"ak›lc› biçimde planlanm›fl" detaylar göreceksiniz. Bir alyuvar
hücresinin kendi içindeki organellerini d›flar› atmas›, kendi-
siyle ilgili tüm bilgileri bar›nd›ran -dolay›s›yla "hayatta kal-
mas›" için varl›¤› zorunlu olan- çekirde¤ini feda etmesi ve sa-
dece yaflam›n› belli bir süre devam ettirmek için gerekli erza-
Adnan
Oktar
26
KAN VE KALP MUC‹ZES‹
Kemik ili¤indeki, genç alyuvar yaflam›na bafllarken içindeki çekirde¤i atar ve tafl›-
makla sorumlu oldu¤u hemoglobini bünyesine al›r. (a) Bu alyuvar daha sonra da-
marlarda dolafl›r-
ken resimde gö-
rüldü¤ü gibi disk
fleklini al›r. (b)
a) b)
29. ¤› yan›nda tutmas›, bu ak›lc› detaylardan yaln›zca birkaç tane-
sidir. Bütün bunlar› gerçeklefltirebilmek için alyuvar›n, k›sa
yaflam›nda gerekli ve gereksiz olan organelleri tan›mas›, he-
moglobini içine almas› gerekti¤ini bilmesi ve daha da önemli-
si hemoglobinin insan yaflam› için öneminin fark›nda olmas›
gerekmektedir. E¤er bu küçük detaylardan bir tanesi ihmal
edilse, örne¤in alyuvar içine hemoglobini alamasa, vücutta
oksijen da¤›l›m› olmayacakt›r.
Alyuvar›n, bir tür intihar anlam›na gelen bu davran›fl›n›n,
Darwin'in evrim teorisine önemli bir darbe indirdi¤ine de dik-
kat etmek gerekir. Darwinizm, tüm canl›lar›n kendi neslini de-
vam ettirme savafl› verdi¤i varsay›m› üzerine kurulmufltur.
Darwinizm'in günümüzdeki savunucular›ndan biri olan Ric-
hard Dawkins, bu yaflam mücadelesini genlere indirgemekte
ve her canl›n›n "genlerinin varl›¤›n› korumak için" mücadele
etti¤ini ileri sürmektedir. Oysa bir canl› hücre olan alyuvar, çe-
kirde¤ini ve dolay›s›yla genlerini b›rakarak, bu varsay›m›n
tam aksi yönünde hareket etmekte, kendini feda etmektedir.
Çünkü Darwinizm'in iddia etti¤i gibi "yaflam mücadelesi" s›-
Harun
Yahya
27
Benzersiz Yaflam S›v›s›: Kan
Akci¤erden ç›kan ve oksijen tafl›-
yan alyuvarlar aç›k k›rm›z›
renklidir. (c) Ancak alyu-
varlar oksijeni doku-
lara b›rak›nca par-
lakl›klar› kaybolur
ve daha koyu k›r-
m›z› renge bürü-
nürler. (d)
c) d)
30. ras›nda tesadüfen ortaya ç›kmam›fl, özel bir görevle yarat›l-
m›flt›r.
Yaflad›¤›m›z süre içerisinde bu sistem asla bozulmaz. Her-
fleyi kusursuzca var eden Allah, bu özel hücreyi de say›s›z ya-
rat›l›fl delillerinden bir tanesi olarak var etmifltir. Kuran'da
Allah'›n herfleye hakim oldu¤u flu flekilde bildirilmektedir:
"Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan
Allah'a tevekkül ettim. O'nun, aln›ndan yakalay›p-denetle-
medi¤i hiçbir canl› yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dos-
do¤ru bir yol üzerinedir (dosdo¤ru yolda olan› korumakta-
d›r.)" (Hud Suresi, 56)
Alyuvarlar›n Yass› fiekli
Alyuvarlar›n gerçeklefltirdi¤i tafl›ma, s›radan bir ifllem de¤il-
dir. Baflka herhangi bir hücre, oksijen tafl›yamaz. Kendilerine has
flekilleriyle alyuvarlar, bu özel görev için yarat›lm›fl hücrelerdir.
Alyuvarlar, yass›, yuvarlak ve her iki yan› bas›k flekilleriyle mu-
azzam birer "yarat›l›fl harikas›d›rlar".
Alyuvar›n oksijen tafl›mas›n› sa¤layan pek çok faktör var-
d›r ve söz konusu faktörlerin hepsi gereklidir. Bunlardan biri
fleklinin yass› olmas›d›r. Bu yass› flekil, hücrenin yüzey alan›-
n› art›rmakta ve oksijen ile temas›n› kolaylaflt›rmakta, ayn› za-
manda oksijeni gerekli zamanda gerekli yere kolayca b›raka-
bilmesini sa¤lamaktad›r. Alyuvar, flekli sayesinde normal bir
hücre formunda iken alabilece¤inden çok daha fazla oksijen
atomunu yüklenebilir ve ihtiyaç duyan dokulara bunu kolay-
l›kla iletebilir.
Alyuvarlar›n yass› flekli bu hücrelerin damarlardan
rahatl›kla geçiflleri için de önemlidir. Biraz önce belirt-
Adnan
Oktar
28
KAN VE KALP MUC‹ZES‹
31. ti¤imiz gibi alyuvarlar, damarlar içinde dolaflan en küçük hüc-
relerdir. Oksijenin vücutta her yere ulaflt›r›labilmesi için bu
boyut son derece önemlidir. Ancak kimi zaman alyuvarlar›n
karfl›lar›na çok küçük boyutlarda k›lcal damarlar ç›kar. Kimi
zaman yaklafl›k 5 mikrometre gibi bir inceli¤e ulaflabilen bu
damarlar, yar›çap› 7-8 mikrometre olan alyuvarlar için zorlu
tünellerdir.17
Alyuvarlar›n bu tünelleri aflmalar› gerekir çünkü
k›lcal damarlar, daha sonra detayl› olarak üzerinde durulaca-
¤› gibi, besinlerin ve oksijenin tüm dokulara ulaflmas›n› sa¤la-
yan son derece önemli kan damarlar›d›r. Alyuvarlar›n bu da-
marlara s›¤amayacak kadar büyük olmalar› normal flartlarda
çok büyük bir sorun yaratmal›d›r. Ancak alyuvarlar, kendileri
için özel olarak meydana getirilmifl üstün yarat›l›fllar›n›n bir
Harun
Yahya
29
Benzersiz Yaflam S›v›s›: Kan
Alyuvarlar, damar içinde dolaflan en küçük hücreler
olmalar›na ra¤men bazen çok dar kanallarla karfl›la-
fl›rlar. Yaklafl›k 7-8 mikrometre boyutundaki bu hüc-
reler için zaman zaman karfl›lar›na ç›kan 5 mikro-
metrelik dar kanallar oldukça zorlu tünellerdir.
Anahtar:
1mikrometre =
1/10,000 cm veya
1/1,000 mm
alyuvar›n yüzeyden
görünüflü
7-8 mikrometre
alyuvar›n kesiti
32. gere¤i olarak, böyle bir sorun yaflamazlar: Esnektirler. Hemen
her flekle girebilen bir torba gibidirler. Böylesine rahat flekil
de¤ifltirebilmelerinin en önemli nedeni, alyuvarlar›n içlerinde
tafl›d›klar› maddelerin miktar›na oranla çok genifl bir hücre
zar›na sahip olmalar›d›r. Böylece hücre zor hareket edece¤i
alanlara girse de, hücre zar› gerilmez ve di¤er hücreler-
de oldu¤u gibi y›rt›lmaz.18
Bu son derece avantajl› bir
durumdur. Esneyerek flekil de¤ifltirebilen bu hücre-
Adnan
Oktar
30
Alyuvarlar her iki yönüde içbükey olan disk fleklindeki hüc-
relerdir. Bu flekilleri sayesinde damarlar›n içinde bükülerek
e¤ilebilirler. Ancak alyuvarlar›n esnekli¤inin bir baflka sebe-
bi de hücre zar›d›r. Solda alyuvar›n elektron mikroskobun-
daki görüntüsü görülüyor. (200.000 kez büyütülmüfl) K›rm›-
z› oklarla iflaretli k›s›m alyuvar›n incecik k›lcal damarlardan
kolayca geçiflini sa¤layan esnek hücre zar›d›r. Vücuttaki
hücrelerin oksijene sahip olabilmeleri için, alyuvarlar›n bu
özelli¤i son derece önemlidir.
hücre zar›
33. ler çaplar› kendilerinden daha dar olan damarlardan bu saye-
de geçebilirler.
Bu avantajl› durum ayn› zamanda çok özel bir durumdur
da kuflkusuz. Allah, hemoglobin ve alyuvar gibi iki farkl› ya-
p›y› birbirine uyumlu yaratm›fl ve onlar› birlikte hareket etme-
lerini sa¤layacak özelliklerle donatm›flt›r. Alyuvar›n sahip ol-
du¤u yass› flekil, ortada kusursuz bir yarat›l›fl örne¤i oldu¤u-
nun çok önemli göstergelerinden bir tanesidir. Kuflkusuz
Allah, alyuvar›n büyüklü¤ünü k›lcal damarlara uyumlu ola-
rak da yaratmaya Kadir'dir. Ancak mevcut yap›, insan bedeni
için olabilecek en ideal de¤erlerdedir. Bu, herfleyin varl›¤›n›,
varl›¤› boyunca geçirece¤i halleri tespit ve tayin eden ve ona
göre yaratan, onlar› yoktan var eden Yüce Allah'›n eseridir.
Bu muhteflem yarat›l›fl›n önemini daha iyi anlamak için,
söz konusu yap›da oluflan bir sorunun nas›l sonuçlar›n›n ola-
bilece¤ini incelemekte fayda vard›r. E¤er alyuvar›n fleklinde
veya esnekli¤inde herhangi bir sorun meydana gelirse bu du-
rum, dokulara oksijen ve besinin ulaflamamas› yani o doku-
nun ölümü demektir. Alyuvarlar›n ulaflamad›klar› dokular ise
ölüme mahkum olur.
Yass› fleklin önemini anlayabilmek için son derece önemli
bir hastal›k olan "orak hücre anemisini" incelemek gerekmek-
31
Benzersiz Yaflam S›v›s›: Kan
Esneyerek flekil de¤ifltirebilen al-
yuvarlar vücudun en dar ve uzak
yerlerine ulaflabilirler. Örne¤in
yanda karaci¤er hücrelerinin
aras›nda oksijen tafl›yan kan
hücreleri görülüyor. Karaci¤er
gibi hayati organlar›n her
bölümüne ulaflabilmeleri,
kan hücrelerinin üstün
yarat›l›fl› sayesinde
mümkün olmaktad›r.
Harun
Yahya
34. tedir. Bu hastal›k, alyuvarlar›n fleklinin bozulmas› ile oluflan
bir hastal›kt›r.
Hücreler "hemoglobin S" ad› verilen anormal bir hemoglo-
bin tipi içerirler. Bu hemoglobin, oksijensiz kald›¤› zamanlar-
da alyuvar içinde uzun kristaller fleklinde çöker ve alyuvar›n
fleklini bir çeflit ora¤a benzetir. Alyuvar›n de¤iflen bu flekli, ye-
terli oksijen tafl›yamamas›na neden olur ve bir süre sonra al-
yuvar kütlesi azalmaya bafllar. Ayr›ca flekli de¤iflen hücreler
damarlar›n içinde birikerek t›kanmaya neden olurlar. Hücreyi
orak flekline getiren kristal yap›n›n ince ucu ise kimi zaman
hücre zar›n›n y›rt›lmas›na neden olur.19
Hastal›¤›n hissedilen etkileri ise son derece ciddidir. Ke-
miklerde, kaslarda ya da kar›nda günlerce veya haftalarca sü-
ren fliddetli a¤r› ve krizler meydana gelir. Alyuvarlar›n dar re-
tina damarlar›na ulaflamamalar› nedeniyle görme bozuklukla-
r› hatta körlük oluflur. Karaci¤erdeki ifllev bozuklu¤u sar›l›k
hastal›¤›na sebep olabilir. Çocuklarda büyüme gecikir. Vücut,
enfeksiyonlara aç›k hale gelir. Ve daha da önemlisi beyindeki
küçük kan damarlar›n›n t›kanmas› nedeniyle beynin baz› bö-
lümlerinde hasarlar oluflabilir. Kimi zaman bu durum felç ile
sonuçlanabilmektedir.
Bu hastal›k birkaç saat içinde bile son derece tehlikeli bo-
yutlara ulaflabilir. Orak hücre anemisine küçük yafllarda ya-
kalanm›fl olan kifliler, hastal›¤›n ölümcül olmamas› için ya-
flamlar› boyunca tedavi görmek zorunda kal›rlar. Ve tekrar
hat›rlatal›m; sebep yaln›zca alyuvar hücrelerinin fleklindeki
bozukluktur.
Bu önemli hastal›kla ilgili belki de en flafl›rt›c› iddia
ise evrimcilerden gelir. Evrimciler için bu hastal›k, ev-
rim süreci için bir sözde "delildir"!
Adnan
Oktar
32
KAN VE KALP MUC‹ZES‹
35. Orak Hücre Anemisi Hastal›¤› Hakk›nda
Evrimci Yan›lg›lar
Evrim teorisi canl›lar›n kökenini iki do¤al mekaniz-
maya ba¤lar: Do¤al seleksiyon ve mutasyon. Bu me-
kanizmalar içinde evrimcilerin kendisinden yeni bi-
Harun
Yahya
33
Üstte, göz retinas›ndaki k›lcal damar
a¤› görülmektedir. Yanda ise, orak
hücre anemisi hastal›¤›n›n bir sonucu
olarak orak flekline dönüflmüfl bir al-
yuvar hücresi görülmektedir. Orak
flekline gelen bu hücreler, esneklikle-
rini kaybederler ve dar retina damar-
lar›na ulaflamazlar. Bu durumda gör-
me bozukluklar› hatta körlük oluflur.
orak kan hücresi
atardamar
k›lcal damarlar
alyuvar
36. yolojik yap›lar üretmesi bekledikleri ise mutasyondur. Teoriye
göre, mutasyonlar›n en az›ndan bir k›sm› "yararl›" olmal›, ya-
ni canl›lara yeni genetik bilgiler eklemeli, onlara daha önce-
den var olmayan organlar, biyokimyasal yap›lar kazand›rma-
l›d›r. Bu "yararl›" özellikler de do¤al seleksiyon taraf›ndan se-
çilecek ve böylece evrim gerçekleflecektir.
Bu, hayali bir senaryodan baflka birfley de¤ildir. Çünkü bu
teorinin en önemli sorunu gerçek dünyada hiç "yararl› mutas-
yon" olmamas›d›r. Genetik biliminin geliflmesinden bu yana,
Darwinist biyologlar iddialar›n› do¤rulayacak bir mutasyon
örne¤i gözlemlemek için uzun u¤rafl›lar vermifllerdir. Ancak
saptad›klar›, üzerinde çal›flt›klar›, deneyler yapt›klar› tüm
mutasyon örnekleri canl›y› gelifltirmek bir yana, ona zarar
vermifl, kimi zaman canl›n›n ölümüne neden olmufl, en iyi ih-
timalle de etkisiz kalm›flt›r. Darwinistler, tüm baflar›s›z dene-
yimlerine ra¤men vazgeçmemektedirler. Mutasyonlar›n fayda
getirebilece¤ine ve canl›lara yeni faydal› özellikler ekleyebile-
ce¤ine dair inançlar›n› korumaktad›rlar.
Bu inançlar›n› ayakta tutabilmek için de son derece ciddi
hatta ölümcül olan bir hastal›k olan orak hücre anemisini söz-
de "faydal› mutasyon" örne¤i olarak kabul etmekten çekin-
mezler. Bu hastal›kta, hemoglobinin fleklinin bozulmas›na ne-
den olan faktör, bir mutasyondur. Meydana gelen mutasyon,
hemoglobinin oksijeni tafl›ma yetene¤ine zarar vermektedir.
Bu nedenle oksijen, vücuttaki önemli baz› hücrelere tafl›namaz
hale gelmekte ve önceki bölümde belirtti¤imiz gibi bu durum
ciddi hastal›klara yol açmaktad›r. Öyle ki hastal›k, ölümcül
boyutlara kadar ulaflabilmektedir.
Ancak söz konusu bozukluklara yol açan mutas-
yon örne¤i, baz› evrimci biyologlar taraf›ndan çok
Adnan
Oktar
34
KAN VE KALP MUC‹ZES‹
38. garip bir flekilde "faydal› mutasyon" olarak tan›mlan›r. (Lise-
lerde okutulan biyoloji kitaplar›nda dahi bu yanl›fl bilginin ö¤-
retildi¤ini görmek mümkündür.) Bu iddian›n dayana¤› ise,
hemoglobin molekülünde meydana gelen söz konusu mutas-
yonun, bir baflka hastal›k olan s›tmaya karfl› koruma olufltur-
mas›d›r. Orak hücre anemisi hastal›¤›na sahip kifliler, genetik
olarak hem anneden hem de babadan mutasyona u¤ram›fl iki
tane orak hücre geni al›rlar. Ancak sadece anneden veya baba-
dan tek bir mutasyona u¤ram›fl gen alanlar, tafl›y›c› konumun-
dad›rlar. Bu kiflilerde hastal›¤›n belirtileri çok güçlü de¤ildir.
Ancak bu kiflilerin tek bir mutasyona u¤ram›fl gen tafl›yor ol-
malar›, onlar› s›tma hastal›¤›na karfl› dirençli k›lar.
S›tma virüsünün özelli¤i, flekli yuvarlak olan sa¤l›kl› kan
hücrelerine sald›rmas›d›r. Bu nedenle, orak haline gelerek de-
¤iflmifl olan kan hücrelerine sald›rmaz. Dolay›s›yla, s›tma vi-
rüsü bu kiflilerin vücuduna girse de, virüs hastal›¤a sebebiyet
vermeyecektir.20
Evrimciler, mutasyona u¤rayan bu hücrenin insan bedeni-
ni s›tma hastal›¤›na karfl› dirençli k›lmas›n› bir fayda olarak
kabul eder ve buna sebep olan mutasyonu da faydal› mutas-
yon örne¤i olarak tan›mlarlar. Oysa, meydana geldi¤i beden-
de ciddi, hatta ölümcül hastal›klara yol açan, vücuttaki baz›
organ ve dokular›n beslenememesine dolay›s›yla ölümüne ne-
den olan, sonraki nesillere bile ulaflarak yay›lan bu mutasyo-
nun insana verdi¤i büyük zararlar ortadad›r. Ancak, evrimci-
ler tüm bu gerçekleri göz ard› ederek, hastal›¤›n s›tmaya kar-
fl› sa¤lad›¤› k›smi ba¤›fl›kl›¤› evrimin bir "arma¤an›" olarak de-
¤erlendirmektedirler. Elbette bu son derece saçma bir yo-
rumdur. Bu mant›kla hareket edildi¤inde, do¤ufltan
görme özürlü olan kiflilerin, araba kullanmak zo-
Adnan
Oktar
36
KAN VE KALP MUC‹ZES‹
39. Harun
Yahya
37
normal alyuvar hücresi
orak hücre
Evrimciler, orak hücre anemisi hastal›¤›na yakalanan kiflilerin
s›tma hastal›¤›na karfl› dirençli olmalar›n› bir fayda olarak ka-
bul eder ve buna sebep olan mutasyonu faydal› mutasyon ör-
ne¤i olarak tan›mlarlar. Oysa, orak hücre anemisi hastal›¤›,
son derece ciddi, hatta ölümcül hastal›klara yol açan, vücut-
taki baz› organ ve dokular›n beslenememesine ve dolay›s›yla
ölümüne neden olan, sonraki nesillere de ulaflarak yay›lan
önemli bir hastal›kt›r. Kuflkusuz böyle bir hastal›¤›n "fay-
dal› mutasyon" örne¤i olarak kabul edilmesi mümkün
de¤ildir.
s›tma virüslü kan hücresi
40. runda kalmayacaklar› ve bu nedenle de trafik kazas›ndan öl-
me riskinin azalaca¤› da iddia edilebilir. Hatta ak›lalmaz bu
mant›¤a göre kör olarak do¤mak, genetik bir arma¤an olarak
bile kabul edilebilir. Bu yorum ne kadar anlams›z ise evrimci-
lerin orak hücre anemisi ile ilgili "faydal› mutasyon" yorumla-
r› da o derece anlams›zd›r.
Brown Üniversitesi Biyoloji Profesörü David M. Menton,
söz konusu sözde "faydal›" mutasyonu flu flekilde aç›klar:
"Kan hemoglobininde meydana gelen bu mutasyon 'faydal›' olarak
kabul edilir, çün-
kü buna sahip
olanlar (ve hayat-
ta kalabilenler!)
s›tma hastal›¤›na
daha dirençli ol-
maktad›rlar. Bu
'faydal›' mutas-
yonun özellikleri
Adnan
Oktar
38
KAN VE KALP MUC‹ZES‹
Evrimciler orak hücre
anemisi hastal›¤›n› faydal›
mutasyon olarak kabul
ederler. ‹nsan nesline za-
rar› aç›k olan bir genetik
hastal›¤›, evrime delil ola-
rak göstermek teorinin
ne derece zay›f temeller
üzerine kurulu oldu-
¤unun önemli de-
lillerindendir.
41. ise flunlard›r: kar›nda ve eklemlerde akut a¤r›lar, bacaklarda ülser-
ler, bozulmaya u¤ram›fl k›rm›z› kan hücreleri ve bunun sonucunda
kimi zaman ölüme sebebiyet verebilen afl›r› kans›zl›k. Buradan 'kö-
tü' mutasyonlar›n neye benzedi¤ini flöyle bir düflünün! Mutasyon-
lar konusunda Nobel Ödülü sahibi olan H. J. Mueller flunlar› söy-
lemektedir: 'Mutasyonlar›n do¤alar› ile ilgili olarak, yap›lm›fl olan
deneylergöstermifltirki,bunlar›nbüyükbirço¤unlu¤uhayattakal-
maveüremeifllevindeorganizmaya zararl›d›r. ‹yi olanlar ise olduk-
ça nadir olarak oluflur, bu nedenle tümünü zararl› olarak kabul ede-
biliriz'."21
Evrimcilerin bu iddias›yla ilgili dikkate al›nmas› gereken
bir nokta daha vard›r. Hastal›ktan fazla etkilenmeyen tafl›y›c›
kiflilerin yo¤unlukla bulundu¤u bölge, s›tma hastal›¤› riskinin
de son derece yüksek oldu¤u bir bölge, yani Afrika'd›r. Bu de-
mektir ki, bir insan›n sözde faydal› bir mutasyon sayesinde
orak hücre anemisi tafl›y›c›s› olmas›, ona asl›nda, hasarl› geni
kendi çocuklar›na geçirme imkan› vermifltir. Söz konusu genin
bu flekilde yay›lmas› ise, gelecek nesillerin hem anne hem de
babadan hasarl› geni alma ihtimallerini güçlendirir. Hem anne
hem de babadan al›nan iki hasarl› gen ise, çocu¤un kaç›n›lmaz
olarak ya orak hücre anemisine yakalanmas› veya s›tma hasta-
l›¤›na karfl› ba¤›fl›kl›k tafl›mamas› anlam›na gelmektedir.
Nitekim hemoglobinin içindeki 287 amino asit içinden sa-
dece bir tanesinin de¤iflikli¤e u¤ramas› ile meydana gelen bu
hastal›k, hastal›¤› tafl›yan kiflilerin %25'inin ölümüne neden ol-
maktad›r.22
Orak hücre anemisi konusunda dünyaca ünlü otoriteler-
den say›lan The Sickle Cell Disease Patient (Orak Hücre Ane-
misi Hastas›) kitab›n›n yazar› Dr. Felix Konotey-Ahulu
konuyla igili olarak flunlar› söylemektedir:
Harun
Yahya
39
Benzersiz Yaflam S›v›s›: Kan
42. "S›tmaya karfl› dirençliolman›z,genlerinizisonrakinesillereiletecek
kadarhayattakalabilece¤inizigösterir.Ancakortayaç›kanfleyzarar-
d›r, seçilen fleyin kompleksli¤ini art›ran veya onu gelifltiren bir etki-
si yoktur. Ve toplumda daha fazla tafl›y›c›n›n olmas›, daha fazla kifli-
nin bu korkunç hastal›¤a yakalanaca¤› anlam›na gelmektedir."23
Aç›kt›r ki, evrimciler, tüm canl›lar›n oluflumu için en önem-
li mekanizmalardan biri olarak kabul ettikleri mutasyonlar ko-
nusunda önemli bir çeliflki yaflamaktad›rlar. ‹nsan nesline zara-
r› aç›k olan bir genetik "hastal›¤›", evrime delil olarak göster-
meleri, asl›nda teorinin ne derece zay›f temeller üzerine kuru-
lu oldu¤unu bir kez daha göstermektedir. Görünen o ki, tü-
müyle çökmüfl olan bir teori, fanatik taraftarlar› taraf›ndan
Adnan
Oktar
40
KAN VE KALP MUC‹ZES‹
Alyuvarlar›n içine yerleflerek kana k›rm›z› rengini
veren hemoglobin, son derece hayati bir göreve
sahiptir. Hücrelerin yaflamas›n› sa¤layan oksi-
jen onun sayesinde vücuda da¤›l›r, vücut-
tan at›lmas› gereken karbondioksit
de yine hemoglobin sayesinde d›fla-
r›ya verilir.
43. ayakta tutulmaya çal›fl›lmaktad›r. Ancak bu çaba, söz konusu
Darwinistleri küçük düflürmekten öteye gidemeyecektir.
Ola¤anüstü Bir Molekül: Hemoglobin
Ço¤u zaman bedeninizde sizi yaflatmak için büyük bir ça-
ba sarf edildi¤ini fark etmezsiniz. Siz; çal›fl›r, yorulur, uyur, ye-
mek yer veya spor yaparken, içinizdeki hummal› çal›flma hiç
durmadan devam eder. Sizi yaflatmak için programlanm›fl
moleküller, size fark ettirmeden, hata yapmadan, s›k›lmadan,
dinlenmeden görev bafl›ndad›rlar.
Kana k›rm›z› rengini veren hemoglobin, insan bedenini
oluflturan say›s›z molekülden sadece bir tanesidir. Görevi ise
hayatidir: Vücudun her hücresini o yaflat›r. Vücudun yaflama-
s›n› sa¤layan oksijen onun sayesinde da¤›l›r, vücuttan at›lma-
s› gereken karbondioksit onun sayesinde toplan›r. Yaflamam›z
için s›rf nefes al›p vermemiz yeterli de¤ildir. Bedende saniye-
ler içinde geliflen bir hareketlenme ile al›nan oksijenin yakla-
fl›k 100 trilyon hücreye teker teker da¤›t›lmas›, d›flar›ya verile-
cek karbondioksitin ise teker teker toplanmas› gerekmektedir.
Hayatta kalabilmemiz, tümüyle kompleks olan bu mikro sis-
temin faaliyetine ba¤l›d›r. Yeryüzünde yap›lan hiçbir bilimsel
çal›flma, hemoglobin gibi oksijen tafl›yabilen bir mekanizma-
n›n gelifltirilmesini sa¤layamam›flt›r.
Hemoglobin, kendine has özelliklere sahip, ola¤anüstü
kompleks bir moleküldür. Bu kompleks molekül de, tüm özel-
likleriyle, herfleyi bilen, herfleye gücü yeten Hayy (diri) olan
Allah'›n bir mucizesidir. Bu büyük mucizenin özelliklerini
incelerken, Allah'›n birbirinden muhteflem eserler ya-
ratmaya kadir oldu¤u ve bu eserleri her insanda ek-
siksiz olarak var etti¤i gerçe¤ini sürekli ak›lda tut-
Harun
Yahya
41
Benzersiz Yaflam S›v›s›: Kan
45. mak gerekmektedir. Bu gerçe¤i görmek, Allah'a flükredip
O'nu yüceltmenin en önemli yollar›ndan biridir. Allah bir
ayette flu flekilde buyurmufltur:
O, Hayy (diri) oland›r. O'ndan baflka ‹lah yoktur; öyleyse
dini yaln›zca Kendisi'ne halis k›lanlar olarak O'na dua
edin. Alemlerin Rabbine hamd olsun. (Mümin Suresi, 65)
Mucize Molekül Oksijen Tafl›yor
Bilim adamlar›n›n "ola¤anüstü bir molekül" tan›m›, he-
moglobinin birbirinden farkl› iflleri ayn› anda yapabilmesin-
den kaynaklanmaktad›r. Hemoglobin, akci¤erlerdeki k›lcal
damarlardan geçerken etraf›ndaki milyonlarca molekül için-
den oksijeni seçer. Yöntemi ise son derece ak›lc›, bir o kadar da
flafl›rt›c›d›r. Hemoglobin, oksijen atomlar›n› kendine has yön-
temi ile adeta "yakalar". Ancak bu ifllemin çok hassas bir flekil-
de yap›lmas› gerekmektedir, çünkü oksijen ba¤land›¤› mole-
külleri okside etme özelli¤ine sahiptir. Oksidasyon ise söz ko-
nusu molekülün tüm ifllevlerini yitirmesine neden olan bir tür
zehirlenmedir.
Hemoglobin, oksijenin beraberinde getirece¤i bu tehlikeye
karfl› Allah'›n yaratt›¤› mükemmel bir sistemle var edilmifltir:
Hemoglobin oksijeni tafl›rken ona tam olarak ba¤lanmaz, oksi-
jeni t›pk› bir mafla ile tutar gibi bir ucundan yakalar ve götüre-
ce¤i yere kadar bu flekilde tafl›r. Bu kuflkusuz son derece tedbir-
li bir yöntemdir. Yüce Allah, oksijenin oksidasyon özelli¤i ile bu
önemli tedbiri birlikte yaratm›flt›r. Kuflkusuz bu uyuma ön yar-
g›s›z bir biçimde bakanlar, buradaki mükemmelli¤i aç›kça
görebilirler. Hemoglobinin, oksijendeki tehlikeyi keflfe-
derek bir tedbir gelifltirmek, deneyip yan›larak ona
Harun
Yahya
43
Benzersiz Yaflam S›v›s›: Kan
46. 44
Üstteki flemada hemoglobinin oluflum aflamalar› gösterilmektedir. Son dere-
ce kompleks bir yap›ya sahip olan hemoglobin, kanda oksijeni tafl›yabilmek
için mükemmel bir yarat›l›fla sahiptir. Bu nedenle hemoglobinin aminoasit
yap›s›ndaki herhangi bir de¤ifliklik, onun oksijen tafl›ma kabiliyetini de yitir-
mesine sebep olacakt›r.
amino asit 1 amino asit 2
hidrojen ba¤›
beta düzlemi
alfa zinciri
Biology,R.A.Wallace,G.P.Sanders,R.J.Ferl,HarpersCollinsCollegePublishers
beta zinciri
HEM
beta zinciri
alfa zinciri
alfa sarmal›
hemoglobinin
alt ünitesi
hidrojen ba¤›
amino asit 3 amino asit 4 amino asit 5 amino asit 6
‹LK YAPI
Amino asit say›s›, tipi ve
düzeni taraf›ndan belirle-
nir ve polipeptit olarak
flekillenir.
‹K‹NC‹L YAPI
Polipeptit bir beta düzlemi
veya alfa sarmal› olufltura-
bilir. Karboksil ve amino
asitler aras›nda hidrojen
ba¤lar› oluflur.
DÖRDÜNCÜL YAPI
Bükülen protein pek çok alt
üniteden oluflan tek bir protein
oluflturmak için birleflebilir. Bu-
na örnek olan oksijen tafl›yan
protein hemoglobin, iki alfa iki
tane de beta zincirine sahiptir.
ÜÇÜNCÜL YAPI
Sarmal, belirgin flekillerde
büküldü¤ünde meydana
gelir. Bu flekil küresel pro-
teinlerin özelli¤idir.
47. göre sistem belirlemek gibi bir imkan› yoktur. Herfleyden ön-
ce bahsetti¤imiz yaln›zca bir moleküldür. Bu önemli tedbir,
tüm kompleksli¤i ile, hemoglobinin ilk ortaya ç›kt›¤› anda, he-
moglobin ile birlikte yarat›lm›flt›r. Hemoglobinin oksijeni ya-
kalamas›n› sa¤layan biyokimyasal detaylar ise, böyle bir me-
kanizman›n tesadüf eseri meydana gelemeyece¤ini aç›kça ser-
giler niteliktedir.
Hemoglobin molekülünde dört zincirden oluflmufl globin
ad› verilen bir protein bulunmaktad›r. Her globin, "hem gru-
bu" ad› verilen bir baflka moleküle ba¤l›d›r. Hem gruplar›, ok-
sijenin hemoglobine ba¤lanmas›nda son derece önemlidirler.
Hem gruplar›n›n her biri birer demir iyonu tafl›r. Bu durumda
karfl›m›za, dört hem grubunun sahip oldu¤u dört demir iyo-
nu ç›kar. Asl›nda akci¤erlerdeki oksijeni kendisine ba¤layan
ve bunu dokularda serbest b›rakan daima bu demir iyonlar›-
d›r. Ancak globinin de bu ifllemde son derece önemli bir rolü
vard›r. Globinin flekli, birazdan inceleyece¤imiz gibi önemli
bir kontrol mekanizmas› ve eflsiz bir yarat›l›fl harikas›d›r. Ay-
r›ca bu molekülün amino asit dizilimindeki en küçük bir de¤i-
fliklik, hemoglobinin oksijen tafl›ma kabiliyetini tümüyle de-
¤ifltirmektedir.
Kan›n özelliklerini anlatmaya bafllarken, her ayr›nt›n›n
birbirinden farkl› ve kompleks detaylar içermekte oldu¤unu
belirtmifltik. Sistemin küçük parçalar›na do¤ru inildikçe, bu
komplekslik ve çeflitlili¤in daha da artmakta oldu¤una dikkat
çekmifltik. Allah'›n bu gibi detaylar ve komplekslikler yarat-
mas›, sistemin iflleyebilmesi için bunlar›n varl›¤›n› zorunlu
k›lmas›, yarat›l›fl gerçe¤ini kabullenmek istemeyenleri
aç›klamas›z b›rak›r. Bu gibi örnekler Allah'a iman
Harun
Yahya
45
Benzersiz Yaflam S›v›s›: Kan
48. edenlerin ise inançlar›n› güçlendirir. Verdi¤imiz tüm bu tek-
nik detaylar, bu kompleksli¤i daha ayr›nt›l› gözler önüne ser-
di¤i için, inkarc›lar› daha fazla flüphe içinde b›rakmakta, iman
edenler için de güven ve kararl›l›k vesilesi olmaktad›r.
Sistemin detaylar›n› incelemeye devam etti¤imizde globi-
nin, demirin oksijen al›m›n› kontrol alt›nda tutan özel bir flek-
le sahip oldu¤unu görürüz. Hemoglobin molekülündeki dört
hem, normal flartlarda birbirlerine paralel, globin molekülüne
ise dikey durumdad›r. Ancak hem gruplar› kendilerine oksi-
jen ba¤lad›klar›nda, bu paralellik kaybolur. Paralelli¤in kay-
bolma sebebi hem gruplar›n›n birbirlerinden mümkün oldu-
¤unca uzaklaflmas›d›r. Kendisine oksijen atomu ba¤layan hem
gruplar›ndan bir tanesi, bu ba¤lanman›n ard›ndan öyle çarp›-
l›r ve bükülür ki, kendisinden sonra gelen di¤er grubun da
çarp›lmas›na neden olur. Böylece ikinci hem, daha kolay oksi-
jen ba¤layabilmekte ve bu ba¤lanmalar s›ras›nda demirler
aras›nda oluflabilecek bir oksijen köprüsünün kurulmas› ön-
lenmifl olmaktad›r. E¤er hemlerin birbirine paralelli¤i nedeni
ile oksijen atomlar› aras›nda köprüler oluflmufl olsayd›, iki de-
¤erli hemoglobin molekülü oksitlenerek bozulacakt›.24
Bu durumu bir çubu¤a as›l› b›rakt›¤›m›z dört ayr› m›kna-
t›sa benzetebiliriz. M›knat›slar ayn› kutuplara sahip oldukla-
r›ndan birbirlerini iteceklerdir. Birbirine yaklaflan her m›knat›s
parças›n›n di¤erini itti¤ini düflünürsek, birbirinden uzaklafl-
maya çal›flan ve bu nedenle de flekilden flekile giren m›knat›s-
larla karfl›lafl›r›z. ‹flte demir iyonlar› da oksijene ba¤land›kla-
r›nda, t›pk› ayn› yüklere sahip m›knat›slar gibi hareket eder ve
mümkün oldu¤unca birbirlerinden uzaklaflmaya çal›fl›rlar.
Burada m›knat›slar›n as›l› oldu¤u çubuk, globin mole-
Adnan
Oktar
46
KAN VE KALP MUC‹ZES‹
49. 47
Hemoglobin molekülündeki 4 hem gru-
bu oksijeni yakalay›p tafl›makla görevli-
dir. Oksijensizken birbirine paralel durum-
da olan bu hem gruplar›, oksijene ba¤land›k-
lar›nda paralel flekillerini kaybedip, çarp›l›p bü-
külmeye bafllarlar. Bunun nedeni oksijenlerin bir-
birlerine yaklaflarak demir iyonlar› aras›nda oksijen
köprülerinin oluflmas›n› engellemektir. Bu önlem son dere-
ce önemlidir. Bu tedbir sayesinde iki hemoglobin molekü-
lünün oksitlenerek bozulmas› önlenmifl olmaktad›r. Her
k›rm›z› kan hücresindeki yaklafl›k 270 milyon hemog-
lobin, bu önemli tedbiri sürekli olarak almaktad›r.
F Sarmal›
Porfirin PorfirinFe2+
Hem
O2
Harun
Yahya
50. külleri, hareketlerini sa¤layan unsur yani m›knat›slar›n as›l›
oldu¤u "ip" hem gruplar›, m›knat›slar da oksijenlerdir. He-
moglobinin 4 ayr› oksijen molekülüne ba¤lanmas› vücudun
oksijen ihtiyac›n› karfl›lamak üzere meydana getirilmifl özel
bir yarat›l›flt›r.
Her k›rm›z› kan hücresinin ortalama 270 milyon hemoglo-
bin molekülü tafl›d›¤› göz önüne al›nd›¤›nda, vücutta oksijen
da¤›t›m›n›n ne kadar geliflmifl bir boyutta oldu¤u daha iyi an-
lafl›lmaktad›r. Bu mükemmel da¤›t›m›n yukar›da anlatt›¤›m›z
özel yaratl›fla sahip olmas› da, son derece önemlidir. Söz ko-
nusu moleküller, sanki oksijenin beraberinde getirece¤i tehli-
keyi hesap edebilir, buna göre birbirlerinden uzaklaflmalar›
gerekti¤ini bilir gibi davran›rlar. Daha da önemlisi, yeryüzün-
deki her insan vücudunda trilyonlarca molekülde ayn› tedbir
mutlaka al›nm›flt›r. Çünkü onlar, Allah'›n yaratt›¤› ve her an
kontrolünde tuttu¤u yarat›l›fl örnekleridir. Her biri Allah'›n,
"hükmünü yerine getiren" anlam›na gelen Kadi s›fat›n›n tecel-
lileridir. Ve bu nedenle yeryüzündeki her yarat›l›fl örne¤i gibi,
Allah'›n varl›¤›n›, sonsuz gücünü ve ilmini bize tan›t›rlar. Rab-
bimiz'in üstün ilmi Kuran'da flu flekilde bildirilir:
‹flte gayb› da, müflahede edilebileni de bilen, üstün ve güç-
lü olan, esirgeyen O'dur. Ki O, yaratt›¤› herfleyi en güzel ya-
pan ve insan› yaratmaya bir çamurdan bafllayand›r. (Secde
Suresi, 6-7)
Bu tafl›ma serüveninde hemoglobin ile oksijen aras›nda
gerçekten de son derece zay›f bir ba¤ meydana gelmifltir ve bu
ba¤ herhangi bir durumda hemen kopmaya haz›rd›r. Bu zay›f
ba¤›n, bir baflka yarat›l›fl harikas› oldu¤u gerçe¤i ise bir
sonraki aflamada karfl›m›za ç›kar. Gerekli dokulara
oksijenin b›rak›labilmesi için iki molekülün kolayca
Adnan
Oktar
48
KAN VE KALP MUC‹ZES‹
51. birbirlerinden ayr›lmalar› gerekmektedir. Aradaki zay›f ba¤,
bu ifllemi kolaylaflt›rmaktad›r. E¤er arada sa¤lam bir ba¤ mey-
dana gelseydi, oksijen molekülü vücutta tafl›nmas›na ra¤men
dokularda b›rak›lamayacak, oksijen yüklü alyuvarlar doku-
lar›n yan›ndan geçip gidecekti. Bu ise bizim için mutlak
bir ölüm demektir.
Zay›f ba¤›n oluflup k›r›lma oran› da ince bir
Harun
Yahya
49
Benzersiz Yaflam S›v›s›: Kan
Dört ayr› oksijen molekülüne ba¤lanabilmesini sa¤layan özel yarat›l›fl› ile
hemoglobin, mucizevi bir oksijen tafl›ma yetene¤ine sahiptir. Dolafl›m sis-
temi boyunca bu de¤erli molekülleri büyük bir itina ile tafl›r ve oksijen ihti-
yac› baflgöstermifl olan dokularda tafl›d›¤› yükü usulca b›rak›r.
Globin zincirleri
Oksijen
molekül çifti
Demir atomlar› ile
hem molekülleri
Oksijen
molekül çiftleri
Normal kan: Oksijen
tafl›yan hemoglobin
molekülleri kana
k›rm›z› rengini verir.
Demir eksikli¤i anemisi:
Anemide, k›rm›z› kan hücreleri say›ca azd›r, hemoglo-
bin eksikli¤i nedeniyle renkleri soluktur ve normal al-
yuvarlardan daha az oksijene sahiptirler.
HEMOGLOB‹N
OKS‹HEMOGLOB‹N
52. düzenle belirlenmifltir. Oksijen molekülünün hemoglobine
ba¤lanmas›n› sa¤layan ortam, yüksek oksijen bas›nc›d›r. Vü-
cutta oksijen bas›nc› düfltü¤ünde oksijen ve hemoglobin ara-
s›nda meydana gelmifl olan zay›f ba¤ k›r›l›r ve oksijen hemog-
lobinden ayr›l›r. ‹flte bu mekanizma akci¤erlerden dokulara
oksijen tafl›nmas›n›n temelini oluflturmaktad›r.25
Vücutta böy-
le bir mekanizman›n hiç kesintiye u¤ramadan iflliyor olmas›
gerekmektedir. E¤er oksijen bas›nc› ihtiyaç duyulan zamanda
ve ihtiyaç duyulan yerde düflmezse, dokular hiçbir zaman ne-
fes alamazlar. Oksijensiz bir doku ise varl›¤›n› uzun süre de-
vam ettiremeyecektir.
Ayn› durum kan bas›nc› için de geçerlidir. Hemoglobinin
bir dokuya ne kadar oksijen verece¤ini belirlemesi, ancak bir
kan bas›nc› sabitli¤i söz konusu oldu¤unda mümkün olabil-
mektedir. Kandaki bu bas›nc›n sabit durabilmesi ise hemoglo-
bin molekülünün oksijen ve karbondioksit d›fl›nda tafl›d›¤› bir
baflka molekül ile mümkün olur: Azotmonoksit. E¤er hemog-
lobin beraberinde azotmonoksit tafl›m›yor olsayd›, kan bas›n-
50
KAN VE KALP MUC‹ZES‹
Hemoglobin, beraberin-
de tafl›d›¤› azotmonok-
sit sayesinde hangi do-
kuya ne kadar oksijen
verece¤ini bilmektedir.
Hemoglobinin tafl›d›¤›
azotmonoksit, vücutta-
ki kan bas›nc›n›n sabit
kalmas›n› sa¤lamakta-
d›r. Dokulara hangi
miktarda oksijen da¤›-
t›lmas› gerekti¤i, kan
bas›nc›n›n sabit-
li¤i ile sa¤lan›r.
Adnan
Oktar
53. c› sürekli olarak de¤iflim gösterecek ve gerekli dokulara gerek-
li miktarda oksijen verilmemesi ya da afl›r› oksijen verilmesi
durumu ortaya ç›kacakt›.26
Bu durumda da dokular ya yana-
cak ya da oksijensizlikten öleceklerdi.
Hemoglobin molekülü ile ilgili flimdiye kadar verdi¤imiz
tüm bilgiler onun yaflam için özel yarat›lm›fl bir yap› oldu¤u-
nu aç›kça do¤rulamaktad›r. Bu molekül, canl›lar›n yeryüzün-
deki geliflimini tümüyle rastlant›lara ba¤layan Darwinistler
için önemli bir sorun teflkil etmektedir. E¤er Darwi-
nistler hemoglobinin rastlant›ya dayal› mutasyon-
Harun
Yahya
51
Benzersiz Yaflam S›v›s›: Kan
Üstteki flemada k›lcal damarla doku aras›ndaki gaz al›flverifli gösterilmektedir.
K›lcal damar›n arteriyole ba¤land›¤› noktada kan bas›nc›, ozmotik bas›nçtan
daha yüksektir ve bu nedenle su, oksijen, amino asitler ve glikoz kan dolafl›-
m›ndan ayr›lmaya e¤ilim gösterirler. K›lcal damar›n toplardamara ba¤land›¤›
noktada ise bu durumun tam tersi olarak ozmotik bas›nç, kan bas›nc›ndan da-
ha yüksektir. Bu nedenle de su, karbondioksit ve di¤er at›k moleküller kan do-
lafl›m›na dahil olurlar. Bas›nç farklar›ndan oluflan bu mükemmel yarat›l›fl, ok-
sijen ve besinlerin tüm vücuda da¤›lmas›n› sa¤lar.
kan bas›nc› = 40 mm Hg
- ozmotik bas›nç= 25 mm
net kan = 15 mm
bas›nc›
ozmotik bas›nç = 25 mm Hg
- kan bas›nc› = 10 mm
net ozmotik = 15 mm
bas›nç
arteriyol toplardamar
k›lcal damar yata¤›
toplar damara do¤ru
su
(H2O)
su
(H2O)
oksijen
(O2)
glikoz
(C6H12O6)
k›rm›z›
kan
hücresi
plazma
proteinleri
at›k
moleküller
karbondioksit
(CO2)
doku
hücresiamino asitler
arteriyolden
54. lar›n bir eseri oldu¤u iddias›nda ›srar edeceklerse; vücudun
içinde, oksijen ile son derece hassas bir kimyasal uyuma sahip
olan hemoglobin adl› molekülün genetik bilgisinin nas›l orta-
ya ç›kt›¤›n› ve bu genetik bilgi var olmadan önce, kan dola-
fl›ml› canl›lar›n nas›l solunum yapt›klar›n›, oksijeni nas›l do-
kulara tafl›d›klar›n› aç›klamal›d›rlar.
Unutmamak gerekir ki, hemoglobinin varl›¤› kan dolafl›m›
için zorunludur ve oksijen soluyarak yaflayan hiçbir organiz-
ma, bu molekülün rastlant›sal mutasyonlarla oluflmas›n› ve
zaman içinde mükemmelleflmesini bekleyemez. E¤er hemog-
lobin, oksijene zay›f bir ba¤la ba¤lanacak ve böylece onu do-
kulara tafl›yacak, sonra da dokulardaki at›k maddeyi toplay›p
bunu akci¤erde yeniden b›rakacak olan çok özel yap›s›na ilk
andan itibaren sahip olmasayd›, kan dolafl›m› mümkün ol-
mazd›. Bu da bizlere kan dolafl›m›n›n, kalp, damar a¤›, kan s›-
v›s› gibi zaten kendi içinde son derece kompleks olan dokula-
r›n yan›nda, hemoglobin gibi özel moleküllerle birlikte bir an-
da ve eksiksiz olarak ortaya ç›km›fl olmas› gerekti¤ini gösterir.
Bir di¤er ifadeyle kan dolafl›m›n›n kökeni evrim de¤il, yarat›-
l›flt›r.
Canl›lar alemi içinde 'nas›l' ve 'neden' sorular›na verilebi-
lecek her cevap, aç›kça yarat›l›fl gerçe¤inin birer izah› olacak-
t›r. Bundan dolay›d›r ki, Darwinistler, yaflam›n kompleks ya-
p›s›n›n nas›l ortaya ç›kt›¤› sorusuna hiçbir zaman cevap geti-
rememektedirler. Karfl›lar›na ç›kan her eser, istedi¤ini istedi¤i
gibi yapmaya gücü yeten, Kadir olan Allah'›n yaratmas›d›r.
Kuran'da bu gerçek flu flekilde bildirilir:
Art›k, do¤ular›n ve bat›lar›n Rabbine yemin ederim; Biz
gerçekten güç yetireniz. (Mearic Suresi, 40)
Adnan
Oktar
52
KAN VE KALP MUC‹ZES‹
55. 53
Hemoglobin hem yap›s› hem de görevleri itibariyle son derece özel
bir moleküldür. E¤er hemoglobin, oksijene zay›f ba¤ ile ba¤lan›p,
onu dokulara tafl›mas›n›, sonra da dokulardaki at›k maddeyi toplay›p
oksijeni akci¤erde yeniden b›rakmas›n› sa¤layan çok özel yap›s›na ilk
andan itibaren sahip olmasayd› kan dolafl›m› mümkün olmazd›.
Kuflkusuz hemoglobin de, kan dolafl›m sisteminin di¤er ele-
manlar› ile birlikte ayn› anda yarat›lm›flt›r. Bir di¤er de-
yiflle, kan dolafl›m›n›n kökeni evrim de¤ildir. Bu sistem
Rabbimiz'in üstün yarat›fl›n›n delillerinden sadece bir
tanesidir.
Harun
Yahya
56. Mucize Molekül, Karbondioksit Tafl›yor
Hemoglobin ile ilgili olarak Darwinistleri açmaza sokan,
sadece hemoglobinin oksijen tafl›ma özelli¤i de¤ildir. Hemog-
lobin ayn› zamanda verdi¤imiz nefes ile d›flar› att›¤›m›z kar-
bondioksiti de hücrelerden teker teker toplama yetene¤ine sa-
hiptir.
Karbondioksitin kanda tafl›nmas› oksijen kadar riskli de¤il-
dir. ‹flte bu nedenle karbondioksit kanda oksijenden çok daha
büyük miktarlarda tafl›nabilir. Dinlenme s›ras›nda 100 ml kan,
dokulardan akci¤erlere ortalama 4 ml karbondioksit tafl›r. Ok-
sijen tafl›yan hemoglobin kana parlak k›rm›z› rengini verirken,
karbondioksiti akci¤erlere geri döndüren hemoglobin parlakl›-
¤›n› kaybeder ve koyu k›rm›z›, mora yak›n bir renk al›r. Deri
yüzeyindeki damarlar›n koyu renk görünmesinin nedeni iflte
budur.
Karbondioksit, kan içinde genellikle karbonik asik formun-
da tafl›n›r. Sadece ortalama %5'lik bir k›sm› hemoglobine ba¤-
lanarak akci¤erlere iletilmektedir. Karbondioksidin %10'luk
bir k›sm› ise çözünmüfl gaz halindedir.
Karbondioksit, hemoglobine oldukça zay›f bir ba¤ ile ba¤-
lan›r. Serbest kal›p hemoglobinden uzaklaflmas› aflamas›nda
ise devreye giren faktör yine oksijendir. Haldane etkisi dedi¤i-
miz bu kimyasal olayda, karbondioksitten daha kuvvetli bir
asit olan oksijen hemoglobine ba¤lan›r ve karbondioksitin kan-
dan uzaklaflmas›n› sa¤lar. Haldane etkisi, dokularda oksijen
ihtiyac› bafl gösterdi¤inde, hemoglobinin oksijenden ayr›fl›p
daha fazla karbondioksite tutunmas›n› sa¤larken, ayn› kimya-
sal etki akci¤erlerde tam tersi etki göstermektedir. Oksi-
jen miktar›n›n daha fazla oldu¤u akci¤erlerde, güçlü
Adnan
Oktar
54
KAN VE KALP MUC‹ZES‹
57. Harun
Yahya
55
Haldane etkisi, dokularda
oksijen ihtiyac› olufltu-
¤unda, hemoglobinin ok-
sijenden ayr›fl›p daha faz-
la karbondioksite tutun-
mas›n› sa¤lar. Ayn› kim-
yasal etki, akci¤erlerde
tam tersi bir etki göster-
mektedir. Bu etki ile he-
moglobinin oksijen ve
karbondioksit al›flverifli
yapt›¤› noktalar mükem-
mel bir hassasiyetle belir-
lenmifl olur.
hava
alveol
oksijensiz kan
bronfl
oksijenli kan
akci¤er
arteriyolü
(O2 az)
akci¤er
toplar-
damarc›¤›
(O2 fazla)
alveol
bofllu¤u
Alyuvardaki he-
moglobinin tafl›d›-
¤› oksijen alveol-
den k›lcal damara
geçer. Karbondi-
oksit de k›lcal da-
mardan alveole
geçer.
58. asit etkisi ile oksijen hemoglobine ba¤lanmakta ustaca davra-
n›r ve karbondioksit, ç›k›fl kap›s›na geldi¤inde, "mecburen"
ba¤l› oldu¤u hemoglobinden ayr›lmak zorunda kal›r.27
Bahsetti¤imiz bu ifllem, son derece kompleks kimyasal bir
olayd›r. Burada dikkat çekilmesi gereken nokta ise, hemoglobi-
nin oksijen ve karbondioksit al›flveriflini yapt›¤› noktalar›n mü-
kemmel bir hassasiyetle belirlenmifl olmas›d›r. Hemoglobin,
dokularda oksijeni b›rakmal› ve karbondioksiti yüklenmelidir,
karbondioksitin ç›k›fl yeri olan akci¤erlerde ise söz konusu al›fl-
veriflin tersi yap›lmal›d›r. Bu de¤iflim, bedenin hiçbir zaman bir
baflka noktas›nda gerçekleflmez. Bu dönüflüm sistemini sa¤la-
yan kimyasal dengenin, kan dolafl›m›yla ayn› anda ortaya ç›k-
m›fl olmas› ise zorunludur, zaman içinde, rastlant›sal mutas-
yonlarla, kademe kademe evrimleflmesi mümkün de¤ildir.
Kimi zaman da kandaki hemoglobin genellikle d›fl etkiler-
le oluflan karbonmonoksite ba¤lan›r. Karbonmonoksit zehir-
lenmesi ad› verilen olay iflte budur. Hava gaz›, kömür gaz› ve-
ya egzozdan ç›kan gazlar›n havaya karbonmonoksit olarak
kar›flmas›n›n ard›ndan vücuda al›nan bu gaz kandaki hemog-
lobine ba¤lan›r. Böylece hemoglobine ba¤l› veya ba¤lanacak
olan oksijenin yerine geçer. Hemoglobinin karbonmonoksite
ilgisi ise oksijene olan ilgisinden daha fazlad›r. Hemoglobin
karbonmonoksite 500 kez daha s›k› ba¤lan›r ve bu durum ok-
sijen eksikli¤inden ölüme neden olabilir.28
Hemoglobinin ‹çindeki Demir Mucizesi
Hemoglobinde bulunan ve oksijenin tafl›nmas› ifllemin-
de büyük bir pay› olan demir, Allah'›n yaratt›¤› büyük
mucizelerden bir tanesidir. Çeflitli yollarla vücuda ve
Adnan
Oktar
56
KAN VE KALP MUC‹ZES‹
59.
60. do¤ruca ince ba¤›rsa¤a al›nan demir bir globin proteinine
ba¤lanarak kan plazmas›na do¤ru hareket eder. Burada demi-
ri tafl›yan moleküle "apotransferrin" ad› verilir. Demir globin
molekülüne serbest olarak ba¤lanm›flt›r ve vücudun herhangi
bir yerinde, herhangi bir dokunun hücrelerinde serbest kala-
bilir. Demirin hücreler taraf›ndan al›m›n›n kontrolü büyük öl-
çüde demir tafl›yan molekül olan apotransferrine aittir. Apot-
ransferrin, kanda sadece demiri tafl›makla kalmaz, ayn› za-
manda hücre içine girerek bu molekülü gerekli bölgeye b›ra-
k›r. Vücut demire doymufl duruma geldikten sonra, karaci¤er
daha az miktarlarda apotransferrin üretmektedir. Bir baflka
deyiflle, karaci¤er vücudun ihtiyac›n› belirler ve ihtiyaca göre
bir üretim yapar. Böylece vücut içinde demirin tafl›nma ifllemi
azal›r.29
Bu durumda vücut içinde oldukça düzenli bir haberleflme
sisteminin oldu¤una bir kez daha flahit oluruz. Demirin vü-
cutta fazla miktarda yay›lmas› son derece ciddi rahats›zl›klar›
da beraberinde getirecektir. Ancak Allah'›n bir nimet olarak
yaratt›¤› söz konusu kontrol mekanizmas› ile üretimin hangi
miktarda yap›lmas› gerekti¤i adeta bellidir. Her an vücutta bu
hassas ölçüm yap›l›r ve yaklafl›k 100 trilyon hücrenin her biri-
nin hangi miktarda demire ihtiyac› oldu¤u belirlenir. ‹htiyaca
göre yap›lan üretim ayn› zamanda bir nevi tasarruftur.
Demirin vücuttaki emilim h›z› oldukça yavaflt›r. Maksi-
mum h›z, günde ancak birkaç miligramd›r. Bu demektir ki, be-
sinlerle afl›r› miktarda demir al›nsa bile bunun yaln›zca az bir
bölümü vücutta kullan›lacakt›r.
Ancak geri kalan miktar israf edilmez. Kanda dolaflan
demire art›k vücudun ihtiyac› yoksa, bu durumda faz-
la demir iyonlar› daha sonra kullan›lmak üzere sak-
Adnan
Oktar
58
KAN VE KALP MUC‹ZES‹
61. lan›r. Vücuttaki bütün hücreler, özellikle karaci¤er hücreleri,
adeta daha sonra kullan›laca¤›n› bilircesine, söz konusu fazla
demiri kendi içlerinde depo ederler. Böyle bir depolama iflle-
minden hücrelerin haberdar olmas› ise son derece önemlidir.
Hiçbir hücre, kendisine gelen demiri bafl›bofl ve kontrolsüz
olarak kullanmaz. Hiçbir hücre, di¤erlerinden farkl› bir karar
vererek demir iyonlar›n› bir kenara atmaz. Ellerinde çok de-
Harun
Yahya
59
Benzersiz Yaflam S›v›s›: Kan
Vücuda al›nan demirin oldukça az bir miktar› kullan›l›r. Ancak vücut için son
derece önemli olan bu özel malzemenin geri kalan› hiçbir zaman israf edil-
mez. Vücuttaki fazla demir iyonlar›, sonra kullan›lmas› gerekti¤i bilinircesine,
vücuttaki baz› hücreler taraf›ndan depo edilir. Depo görevi yapan bu hücre-
lerden biri de karaci¤er hücresidir. Karaci¤er hücreleri adeta bir fabrikan›n
depolama bölümü gibi çal›flarak vücuttaki fazla demiri ileride kullan›lmak
üzere depolarlar.
kap›
toplar-
damar›n›n
kolu
safra
kesesi
yolu
karaci¤er
toplardamar›
merkezi
toplardamar
karaci¤er
arterinin
kolu
KARAC‹⁄ER HÜCRES‹
62. ¤erli bir hazine saklad›klar›n›n fark›nda gibi hareket ederler.
Bu gerçek bize gösterir ki, hücreler içinde kusursuz bir planla-
ma vard›r. Söz konusu bu plan, sürekli olarak kontrol alt›nda
tutulmaktad›r. Aç›kt›r ki, bu plan ve kontrol, herfleyi idare
edip ayakta tutan, Kaim olan Allah'a aittir. Bu harika sistem-
deki kusursuzlu¤un sebebi budur.
Allah'›n Zat›n› görmemiz kuflkusuz ki mümkün de¤ildir.
Ancak ak›ll› ve vicdanl› bir insan, çevresindeki bu gibi
yarat›l›fl örneklerine bakarak Allah'›n mutlak ve Yüce varl›¤›-
n› hemen görüp anlayabilir. Allah'›n mutlak varl›¤›na iliflkin
delliler, tüm aç›kl›¤›yla gözler önündedir. Rabbimiz, Kendi üs-
tün sanat›n› bir ayette flu flekilde tarif eder:
Adnan
Oktar
60
KAN VE KALP MUC‹ZES‹
63. O Allah ki, Yaratan'd›r, (en güzel bir biçimde) kusursuzca
var edendir, 'flekil ve suret' verendir. En güzel isimler
O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar›n tümü O'nu tesbih
etmektedir. O, Aziz, Hakim'dir. (Haflr Suresi, 24)
Darwinistlere Meydan Okuyan
Mucize Molekül
Darwinizm, canl›lar›n iki do¤al mekanizma ile ortaya ç›k-
t›klar›n› ve gelifltiklerini öne sürer: Do¤al seleksiyon ve mutas-
yon. Gerçekte bu iki mekanizman›n hiçbir flekilde yeni bir
canl› var etmesi ya da bir canl›ya bir özellik katmas› mümkün
de¤ildir. (Bkz. Harun Yahya, Hayat›n Gerçek Kökeni, 2003) Ancak
yine de Darwinist kaynaklarda tüm canl›lar, bu iki kör meka-
nizman›n eseri olarak anlat›l›r. Oysa biraz dikkatli bak›ld›¤›n-
da, bu anlat›mlarda, söz konusu mekanizmalar›n neleri baflar-
d›klar› hakk›nda en ufak bir bilgi yoktur.
‹flte bu nedenle, okudu¤unuz veya izledi¤iniz her evrimci
yay›n, spekülatiftir. Örne¤in bir deniz canl›s›n›n çeflitli mutas-
yonlarla kara canl›s› olmaya bafllad›¤›n› anlatan bir belgesel-
deki ya da bir makaledeki uzun cümleler, bilimsel terimlerle
donat›lm›fl olabilir. Ancak, "sözde mutasyonlar›n nerede, ne
sebeple meydana geldi¤i, canl›da ne tip etkilere ve de¤iflimle-
re sebep oldu¤u, hangi aflamalarla gerçekleflti¤i" gibi as›l ola-
rak aç›klanmas› gereken detaylar› evrimcilerin izahlar›nda bu-
labilmeniz mümkün de¤ildir. Çünkü evrimciler bu hayali afla-
malar› aç›klamaya teflebbüs ederlerse, asl›nda evrim diye bir
sürecin olmad›¤›n› itiraf etmek zorunda kalacaklar›n›n bi-
lincindedirler.
Hemoglobin için yap›lan evrimci aç›klamalar da
Harun
Yahya
61
Benzersiz Yaflam S›v›s›: Kan
64. bu flekildedir. Hemoglobin gibi bir mucize molekülün hayali
evrimi hakk›nda, spekülasyon d›fl›nda bilimsel de¤eri olan tek
bir aç›klamaya bile rastlayamazs›n›z.
Hemoglobin, hem kompleks yap›s›, hem de farkl› canl›lar-
da sergilenen farkl› formlar›yla, evrimciler için ciddi bir zor-
luk oluflturmaktad›r. Evrimci genetikçi Gordon Rattray Taylor,
Great Evolution Mystery adl› kitab›nda bu durumu flu flekilde
itiraf etmektedir:
"Hemoglobin, pek çok farkl› filumda görünerek, evrim hikayesinde
gelifligüzel flekilde ortaya ç›kmaktad›r. Paramecium ad› verilen baz›
türlerde (hemen her biyoloji dersinde ö¤retilen son derece basit tek
hücreli canl›) bulunur. Kurtçuklarda, yumuflakçalarda, böceklerde
ve hatta baklagillerin köklerinde vard›r. Bütün bu farkl› canl›lar›n
nas›l tümünde bulundu¤u ise oldukça aç›klamas›zd›r. Tek bir fley
aç›kgibigörünmektedir;herseferinde,tamamenbirbirindenba¤›m-
s›z flekilde, bu molekül tekrar tekrar karfl›m›za ç›kmaktad›r."30
Bir evrimci olmas›na ra¤men Gordon Rattray Taylor'›n
aç›kça kabul etmek zorunda kald›¤› bu gerçek son derece
önemlidir. Hemoglobinin, birbirinden farkl› canl›larda farkl›
flekillerde bulunmas› ve bu farkl› yap›lar›n hayali evrimsel fle-
malardan birine oturmamas›, bu önemli molekülün her canl›
grubu için ayr› ve özel olarak yarat›lm›fl oldu¤u gerçe¤ini
aç›kça göstermektedir. Taylor'un "birbirinden ba¤›ms›z flekil-
de ortaya ç›k›fl" olarak nitelendirmeyi tercih etti¤i gerçek, "ya-
rat›l›fl gerçe¤i"dir.
Ayn› gerçe¤i biyokimya profesörü Michael Denton, Evolu-
tion: A Theory in Crisis (Evrim: Kriz ‹çinde Bir Teori) isimli ki-
tab›nda flu flekilde aç›klamaktad›r:
"Moleküler seviyede; bal›k, amfibiyen, sürüngen ve memeli s›-
ralamas›ndan oluflan geleneksel evrim serisinin en küçük bir
Adnan
Oktar
62
KAN VE KALP MUC‹ZES‹
65. izi bile yoktur. Hayret verici olan ise insan, hemoglobini yönünden,
bal›ktan daha çok lamprey'e (y›lan bal›¤› fleklinde bir su hayvan›)
daha yak›nd›r."31
Dahas›, hemoglobinin kompleks yap›s›, di¤er tüm komp-
leks organizmalarda oldu¤u gibi, rastgele herhangi bir mutas-
yona izin vermeyecek derecede hassast›r. Hemoglobin prote-
inini meydana getiren amino asit dizilimi, sahip oldu¤u özel
dizilimi yitirdi¤i anda ifle yaramaz bir amino asit y›¤›n›ndan
Harun
Yahya
63
Benzersiz Yaflam S›v›s›: Kan
Hemoglobinin kompleks yap›s›, di-
¤er tüm kompleks organizmalarda
oldu¤u gibi, rastgele oluflan herhan-
gi bir mutasyona izin vermeyecek
derecede hassast›r. Yap›s›nda mey-
dana gelebilecek herhangi bir rast-
gele kimyasal etki, bu de¤erli pro-
teini bir anda ifle yaramaz bir ami-
no asit y›¤›n›na dönüfltürebilir.
amino asit 1 amino asit 2 amino asit 3 amino asit 4 amino asit 5 amino asit 6
hemoglobin molekülü
hemoglobin molekülünün amino asit dizilimi
66. baflka bir fley olmayacakt›r. Bu molekülün kendisi için belir-
lenmifl özel amino asit dizilimine tesadüfen sahip olabilmesi
ancak 10950
'de 1 ihtimaldir. Yani imkans›zd›r.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden (Massachusetts
Institude of Technology – MIT) Murray Eden'in konu ile ilgili
yorumlar› flöyledir:
"Hemoglobin iki zincirden oluflur; alfa ve beta. Alfay› betaya çevir-
mek için en az 120 mutasyon gerekmektedir. Bu de¤iflikliklerden en
az 34'ü, 2 veya 3 nükleotid aras›nda yer de¤ifltirmelerin gerçeklefl-
mesinigerektirir.Ancak,e¤ermutasyons›ras›ndatekbiraminoasit
de¤iflikli¤imeydanagelirse,sonuçkan›nbozulma-
ya u¤ramas›d›r ve organizma ölür!"32
E¤er hemoglobini olufltu-
ran amino asitlerden rast-
gele bir tanesini ç›kar›r ve-
64
KAN VE KALP MUC‹ZES‹
Hemoglobini oluflturan alfa ve
beta zincirlerini birbirlerine
dönüfltürmek için en az 120
mutasyon gerekmektedir. An-
cak bu mutasyonlar s›ras›nda
tek bir amino asit de¤iflikli¤i,
kan hücrelerinin bozulmas›na
sebep olabilmektedir. Orak
hücre anemisi hastal›¤›n›n
nedeni meydana
gelen tek bir mu-
tasyondur.
alfa zinciri
alfa zinciri
beta zinciri
beta zinciri
hem
Adnan
Oktar
67. ya bu amino asitlerden rastgele iki tanesinin yerini birbirleri
ile de¤ifltirirseniz, bu durumda protein bozulmaya u¤rayabi-
lir veya tüm ifllevini kaybedebilir. Buna en iyi örnek, daha ön-
ce inceledi¤imiz orak hücre anemisi hastal›¤›d›r. Orak hücre
anemisi oluflmas› için tek sebep, hemoglobin dizilimini olufl-
turan sadece iki amino asitin birbirleri ile yer de¤ifltirmesidir.
Son derece ciddi rahats›zl›klara sebep olan ve henüz tedavisi
bulunmayan bu hastal›k, hemoglobini oluflturan 287 amino
asit aras›ndan sadece iki tanesinin farkl› yerde bulunmas› ile
kendisini gösterir. Nobel Ödülü sahibi biyoloji profesörü Ge-
orge Wald, konu ile ilgili olarak flunlar› söylemektedir:
"Herhangi bir türdeki TEK B‹R mutasyonal de¤ifliklik hemoglobi-
nin düzgün çal›flmamas›na neden olur. Örne¤in, hemoglobindeki
287 amino asitten tek bir tanesinin de¤iflikli¤e u¤ramas› orak hücre
anemisine neden olmaktad›r. Bu hastal›kta glutamik asit ünitesi,
valin ünitesi ile yer de¤ifltirmifltir – ve sonuç: Bu hastal›¤a yakala-
nanlar›n %25'i ölmektedir."33
Darwinistler, evrimi güçlü bilimsel kan›tlara sahip bir te-
ori, hatta bir "gerçek" gibi göstermek çabas›ndad›rlar. Oysa
Allah'›n benzersiz bir flekilde yaratt›¤› tek bir hemoglobin mo-
lekülü bile, sahip oldu¤u komplekslik ve canl›lar aras›nda ha-
yali "evrim a¤ac›"na meydan okuyan da¤›l›m› ile, teoriyi ç›k-
maza sokmaya yeterlidir.
Kaslar›n Oksijen Kayna¤›: Miyoglobin
Vücutta kaslara oksijen tafl›ma görevini üstlenen miyoglo-
bin ad›nda bir baflka molekül daha vard›r. Bu molekül he-
moglobine çok benzer, fakat özelli¤i, hemoglobinden
farkl› olarak tek bir oksijen atomu tafl›yabilmesidir.
Harun
Yahya
65
Benzersiz Yaflam S›v›s›: Kan
68. Miyoglobin kaslar için yarat›lm›fl özel bir moleküldür. Çünkü
kaslar›n oksijene olan ihtiyac›, azar azar ve belirli miktardad›r.
Miyoglobin, dört de¤il sadece bir tane oksijen atomu tafl›ya-
rak, kaslar›n gereksinimlerine cevap verir. Ancak vücuttaki di-
¤er hücreler için böyle bir durum söz konusu de¤ildir. Kan›n,
di¤er dokulara, hemen her saniye bol miktarda oksijeni tafl›-
mas› flartt›r. Dokulardaki bu gereksinim, hemoglobinin dört
oksijen molekülüne ba¤lanabilmesi ile karfl›lanm›flt›r.
E¤er söz konusu görev da¤›l›m› tersine dönseydi, miyog-
lobin vücuda yeterli oksijeni da¤›tamayacak, hemoglobin de
kaslara fazla oksijen vererek onlar›n yanmalar›na neden ola-
cakt›. Ama ne hemoglobin ne de miyoglobin oksijeni vücutta
farkl› bir yere tafl›mazlar. Alemlerin Yüce Rabbi olan Allah'›n
emriyle hareket eden bu moleküller görevlerini eksiksiz ola-
rak yerine getirirler. Bir ayette flöyle bildirilir:
Peki onlar, Allah'›n dininden baflka bir din mi ar›yorlar?
Oysa göklerde ve yerde her ne varsa -istese de, istemese de-
O'na teslim olmufltur ve O'na döndürülmektedirler. (Al-i
‹mran Suresi, 83)
Miyoglobin-Hemoglobin ile ‹lgili
Evrim ‹ddialar›n›n As›ls›zl›¤›
Benzer görevler üstlenen hemoglobin ve miyoglobin mo-
lekülleri, benzer moleküler özelliklere sahiptirler. Sahip ol-
duklar› hem gruplar› birbirlerinden hiçbir fark göstermez ve
sahip olduklar› dört zincir de ayn› flekilde katlan›r. Bu benzer-
li¤i evrimciler kendi teorileri için bir delil olarak kabul et-
mifl ve 1959 y›l›nda bu iki molekülü sözde "akraba"
ilan etmifllerdir.
Adnan
Oktar
66
KAN VE KALP MUC‹ZES‹
69. Do¤ada, pek çok yap› moleküler olarak benzerdir. Birbir-
lerinden tek bir atom ile ayr›lan iki molekül, birbirinden tama-
men farkl› iki yap›y› oluflturabilirler. Hatta atomlar›n›n ayn›
ancak birbirlerine ba¤lan›fl biçimlerinin farkl› olmas› bile iki
molekülden bir tanesini lezzetli bir yiyecek di¤eriniyse bir
a¤aç dal› haline getirebilmektedir. Hemoglobin ve miyoglobin
de ayn› özelliklerle karfl›m›za ç›kan iki farkl› moleküldür. Bir-
birlerine benzer moleküler yap›lar› oldu¤u do¤rudur. Ancak
buradan yola ç›karak hemoglobinin miyoglobinden evrimlefl-
ti¤i iddias›n› ortaya atmak ak›l d›fl›d›r. Her evrimci iddiada ol-
du¤u gibi bu iddia da, herhangi bir bilimsel delille desteklen-
memektedir.
67
Benzersiz Yaflam S›v›s›: Kan
Kaslar, vücudun di¤er hücrelerinden daha az oksijene ihtiyaçKaslar, vücudun di¤er hücrelerinden daha az oksijene ihtiyaç
duyarlar. Bu nedenle, kaslara oksijen da¤›t›m›n› yapmak üzeduyarlar. Bu nedenle, kaslara oksijen da¤›t›m›n› yapmak üze--
re farkl› bir molekül yarat›lm›flt›r. Hemoglobin tafl›d›¤› 4re farkl› bir molekül yarat›lm›flt›r. Hemoglobin tafl›d›¤› 4
oksijen ile dokular›n gereksinimini karfl›larken, miyoglooksijen ile dokular›n gereksinimini karfl›larken, miyoglo--
bin, tafl›d›¤› tek oksijen atomu ile kaslara hayat verir. Bubin, tafl›d›¤› tek oksijen atomu ile kaslara hayat verir. Bu
özel tasar›m Allah'›n kusursuz yaratmas›d›r.özel tasar›m Allah'›n kusursuz yaratmas›d›r.
miyoglobin hemoglobin
Harun
Yahya
70. Evrimcilerin bu konudaki iddialar› miyoglobin molekülü-
nün zaman içinde u¤rad›¤› mutasyonlar sonucunda de¤iflip
"geliflerek" hemoglobine dönüfltü¤ü yönündedir. Ancak he-
moglobin de, miyoglobin de son derece kompleks yap›lar›
olan ve oldukça kompleks kimyasal ifller gerçeklefltiren iki
özel moleküldür. Bu moleküller üzerinde herhangi bir mutas-
yon etkisi, en küçük bir de¤ifliklik, yap›n›n tamamen bozulma-
s›na yol açacak kadar etkilidir. Miyoglobin molekülünün dizi-
limi öylesine hassast›r ki, rastgele mutasyonlar bir yana, dizi-
lime yap›lan kontrollü bir müdahale bile, molekülü ifllevsiz b›-
rakabilir. Dahas›, evrimcilerin iddialar›n› kan›tlayabilmek için,
miyoglobin ile hemoglobin aras›ndaki
her geçifl aflamas›n›n fonksiyonel
Adnan
Oktar
68
KAN VE KALP MUC‹ZES‹
Miyoglobin molekülü-
nün dizilimi tek bir
oksijen atomu-
nu da¤›tabile-
cek flekilde ta-
sarlanm›fl özel
bir dizilimdir.
Bu dizilime
yap›lacak rast-
gele bir müda-
hale bu özel
yap›y› bozacak
ve molekülün ifl-
levsiz kalmas›na ne-
den olacakt›r.
balina sperm
miyoglobini
71. (ve dahas› bir önceki aflamadan daha yararl›) olmas› gerekli-
dir. Oysa böyle bir "ara form" tarif edilememektedir.
Bütün bunlar›n yan› s›ra, hemoglobini miyoglobinin gelifl-
mifl hali olarak tan›mlamak da son derece yanl›fl ve yan›lt›c›-
d›r. Miyoglobin, kaslar› beslemek için, tek bir oksijen molekü-
lü tafl›mak üzere yarat›lm›fl özel bir moleküldür. Hemoglobin-
den farkl› olarak böyle bir yap›ya sahip olmas› ve kaslar› yan-
maktan kurtarmas›, onun yarat›lm›fl oldu¤unun aç›k delille-
rindendir. Daha önce de belirtti¤imiz gibi, kaslara, vücuttaki
di¤er hücrelerden farkl› miktarda oksijen aktar›m›, vücuttaki
yarat›l›fl örneklerinden bir tanesini oluflturmaktad›r.
Bu iddia ile ilgili olarak bir baflka önemli boflluk, evrimci-
lerin hemoglobini oluflturdu¤unu iddia ettikleri miyoglobinin
kökenini henüz aç›klayamam›fl olmalar›d›r.
Alyuvarlar ‹htiyaç Belirliyor
Alyuvarlar, adeta yapt›klar› iflin öneminin fark›ndad›rlar.
Bu nedenle sürekli olarak vücut içinde devriye gezer, ihtiyaç
tespit eder ve ola¤anüstü bir durumla karfl› karfl›ya kald›kla-
r›nda da tedbir al›rlar. Örne¤in, oksijeni b›rakma iflini, çok ça-
l›flan ve oksijene acil gereksinimi olan bir dokunun yan›ndan
geçerken yaparlar. Burada gerekli olan oksijeni dokuya iletir,
vücudun temel besini olan flekerin yak›lmas›ndan dolay› aç›-
¤a ç›kan karbondioksiti al›r, onu akci¤ere tafl›r, orada b›rak›r
ve yeniden kendilerine oksijen ba¤larlar.
Yap›lan bu al›flveriflte, daha önce detaylar›n› aç›klad›¤›m›z
çok hassas bir denge vard›r. Alyuvar hücreleri nerede ok-
sijen gereksinimi varsa mutlaka oraya do¤ru hareket
ederler. Ayn› zamanda vücutta alyuvar hücresine ih-
Harun
Yahya
69
Benzersiz Yaflam S›v›s›: Kan
73. tiyaç olup olmad›¤›na da denetim yaparak karar verirler. Bu
denetimin önemi ise çok büyüktür. Hücrelerinizin ve vücudu-
nuzdaki yap›lar›n oksijensiz kalarak ölmesi, yap›lan bu titiz
denetim nedeniyle önlenmifl olur.
Yüksekçe bir da¤a t›rman›rken vücudunuzda meydana
gelen de¤ifliklikler de bu titiz denetimin bir sonucudur. Vü-
cutta de¤ifliklikler meydana gelmesinin nedeni, yükseklik art-
t›kça eskisi gibi rahat oksijen bulam›yor oluflunuzdur. Atmos-
ferdeki %21'lik oksijen, yer çekiminin etkisiyle alt tabakalarda
daha yo¤undur. Siz, daha az yo¤un atmosfer ile karfl›laflt›¤›-
n›zda bu ortama ilk baflta uyum sa¤layamazs›n›z. Gitgide hal-
sizleflir, yürüyemez, bitkin düfler, hatta bay›labilirsiniz. Çünkü
bedeninizde art›k, sa¤l›kl› yaflam›n›z› devam ettirebilmek için
yeterli oksijen yoktur. Ancak bu sorun, Allah'›n insan bedeni-
ne verdi¤i baz› destek özellikler sayesinde çözülür.
Öncelikle bu farkl› ortamda, vücut alarma geçer. Vücudun
ilk önlemi, kritik dokular›n, özellikle beynin, düzenli bir flekil-
de çal›flmas› için yeteri kadar oksijen al›p almad›¤›n› kontrol
etmektir. Beyin, vücudun ald›¤› oksijenin %20'sini kulland›-
¤›ndan, bedenin bafll›ca korunmas› gereken bölgesidir. Solu-
num ve kalp damarlar›n› meydana getiren sistem tamamen bu
görevi yerine getirecek flekilde yarat›lm›flt›r. Kalbin yak›nla-
r›ndaki kan damarlar›ndan birço¤u, oksijen bas›nc›ndaki düfl-
melere karfl› çok hassas biyolojik terazilerle donat›lm›flt›r. ‹le-
ride detaylar›n› belirtece¤imiz bu konu, Allah'›n herfleyi bü-
yük bir denge ile yaratt›¤› gerçe¤inin büyük bir delilidir. Sinir
hücreleriyle uyar›lan akci¤er kaslar› faaliyetlerini h›zland›r›r
ve daha fazla havan›n akci¤erlere gitmesi için soluk al›p
verme oran›n› art›r›rlar. Yüksek bir ortama ilk ç›kt›¤›-
n›zda nefes nefese kalman›z›n nedeni budur. Bu s›-
Harun
Yahya
71
Benzersiz Yaflam S›v›s›: Kan