SlideShare a Scribd company logo
birikim misıçrama mı
1
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

41
Kelimeler ve Şeyler
Michel Foucault
Mehmet Ali Kılıçbay’ın Önsözü
Büyük Fizikçiler
William H. Cropper
The Web of Life
Fritjof Capra
Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası
Fritjof Capra
[. ]
ani değişim
paradigm shift (paradigma değişimi/kayması)
birbirine muhtaç şeyler
Birikim ve sıçrama tam anlamı ile birbirinin zıddı olmasa bile
herhangi birini üstün tutmanın eksik kılacağı şeyler olacaktır.
‘Her şey zıddıyla kaimdir.’
7
Tem
2023
2
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
Konu hakkındaki alıntıları okumadan önce:
Hem insanlık tarihinde meydana gelenler hem de bilgi nasıl bir şekilde ortaya çıkıyor olabilir?
Özellikle en önemli olaylar, buluşlar, … için.
Yavaş yavaş, zamanla adım adım ilerleyerek, birikerek mi?
- Birikim -
Ya da neredeyse ezber bozan farklı bir anlayışın ansızın ortaya çıkmasıyla mı?
- Sıçrama -
Yoksa bu ikisi de, yani birikim ve sıçrama önemli ve gerekli,
hatta birbirine muhtaç olabilir mi?
Akış:
3
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
İnsanlık tarihinde meydana gelenlerin iki türlü olabileceğini gösteren kısımlar ! birikim ve ani değişim
Kelimeler ve Şeyler - Michel Foucault
Einstein’a ait biyografi ve teorileri ile ilgili kısımdan; hem birikimlerin hem de ani değişimlerin bir arada
olduğunu gösterebilecek alıntılar
Büyük Fizikçiler - William H. Cropper
Capra’ya ait iki kitaptan ani değişim veya burada anılan halleriyle ‘paradigma kayması’ ile ilgili kısımlar
( + ek alıntılar)
The Web of Life - Fritjof Capra
Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra
sıçrama
paradigma değişimi
paradigma kayması
paradigm shift
*
* Çocukları korkutmak için ‘öcü’ kelimesinin kullanılması gibi; süslü/akademik kelimeler de bizi herhangi bir konuya karşı soğutabilir, belki korkmamıza bile neden
olur. Kelimenin asıl akademik karşılığı ‘paradigm shift’. Kelime bize ait dilden/kültürden türemediğinde çeviri her zaman eksik kalabilir. ’Paradigma değişimi’ veya
‘paradigma kayması’ daha doğrudan bir çeviri olsa da bizler için daha güzel karşılıkları ‘ani değişim’ veya ‘sıçrama’. Kimi cümlelerde akademik karşılığının
kullanılması uygun oluyor. Kısaca; fazla tekrarın olması veya farklı çevirilerin seçilip-kullanılması kavrama alışma/anlama açısından faydalı olacaktır.
4
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
İnsan Bilimlerinin Bir Arkeolojisi
Kelimeler ve Şeyler
Michel Foucault
Foucault, M., 1994 (ilk basım 1966), Kelimeler ve Şeyler, 1. Baskı, İmge Kitabevi Yayınları, Çev. Mehmet Ali Kılıçbay
Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M.
5
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
Alıntılarla ilgili notlar
Burada sadece çevirmen Mehmet Ali Kılıçbay’ın başlık ile alakalı olan sunuş yazısından kısımlar alıntı
olarak verilmiştir.
Alıntılanan kısımlarda iki yol hakkında, yani bilginin birikimli veya ani değişimlerin ürünü olup
olmadığı ile ilgili görüşleri göreceğiz.
“Bilginin, bayrak yarışı gibi birikimli ilerlediğine”
“insana ilişkin bütün bilgilerin ani değişimlerin ürünü oldukları”
Mehmet Ali Kılıçbay, Foucault’nun ‘bütün bilgilerin ani değişimlerin ürünü oldukları’nı kitapta ortaya
koyduğunu söyler. Kendisi de Las Meninas tablosundan örnek vererek bu görüşe, yani bilginin ani
değişimlerin ürünü oldukları fikrine katıldığını ifade eder.
⋮
⋮ Mehmet Ali Kılıçbay’ın kitabından alıntının olduğu Sınır başlıklı içeriğe de bakabilirsiniz.
Kelimeler ve Şeyler - Michel Foucault
Mehmet Ali Kılıçbay’ın Sunuş Yazısı
6
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
⋮ Velázquez ile ilgili kısımların olduğu Resim/Fizik ve taklit etmek başlıklı içeriklere de bakabilirsiniz.
“Theophile Gautier, Velâzquez'in Las Meninas'ını ilk kez gördüğünde, "tablo nerede?" diye haykırmaktan kendini
alıkoyamamıştır.
İlk bakışta, tablo basit bir konuyu işlemektedir. Kralın beş yaşındaki kızı infante Margarita, nedimeleri (las meni nas)
ve soytarılarıyla çevrelenmiş olarak tablonun ortasındadır. En dip tarafta, saray nazırının silueti görülmektedir, ama
biraz daha yakından ve daha dikkatle bakılınca, tabloda başka kişilerin de olduğu fark edilmektedir. Dip duvarın
üzerinde bir ayna vardır ve aynadan
İ
spanya kralı IV. Felipe ile Avusturyalı kraliçe Maria-Anna’nın görüntüleri
yansımaktadır. Ve ressamın bizzat kendisi, üzerinde çalıştığı tuvalde bize ters dönmüş olarak görülmektedir. O halde,
resmi yapılan kimdir, kimlerdir? Tablonun adının belirttiği gibi, nedimeler mi, küçük prenses mi, yoksa kral ve kraliçe
mi? Tablonun mekânı nerededir? Ressamın çalıştığı atölyede mi, yoksa kral ile kraliçenin bulunduğu yerde mi? Acaba
iki tablo mu vardır? Biri gördüğümüz, diğeri de görmediğimiz, ama yapıldığını anladığımız. Asıl tablo hangisidir? Öte
yandan, kral ile kraliçenin durdukları yer, aynı zamanda bizim de, seyircinin de durduğu yerdir. Las Meninas, bakanın
bakılan olduğu ve tablonun kişilerinin arasına katıldığı tek resimdir; ayna kral ile kraliçenin, görüntüleriyle birlikte,
bizimkini de yansıtmak durumundadır. ” s. 9
⋮
Kelimeler ve Şeyler - Michel Foucault
“Böylesine bir tablo, bilgiyi bir kerede ebediyete kadar verilmiş sayanları, eğer anlarlarsa, altüst edecek bir ele alış
tarzına sahiptir. Bilginin, bayrak yarışı gibi birikimli ilerlediğine inanan, buna iman eden (ne yazık ki bunların çoğu
bizim ülkemizde yaşıyor) kişiler bu tabloda sadece nedimeleri göreceklerdir.
Foucault, Kelimeler ve
Ş
eyler'i yazmaya,
İ
nsan Bilimlerinin Arkeolojisi'ni oluşturmaya bu noktadan itibaren
başlamaktadır. Yazar bu çok önemli ve fazlasıyla gürültü koparmış ve koparmakta olan eserinde, "biyolojiden
"psikolojiye, "dilbilim"den "iktisat"a kadar, insana ilişkin bütün bilgilerin ani değişimlerin ürünü olduklarını ortaya
koymaktadır. Bu ani değişimler, bilgi edinmenin, bilgi sahibi olmanın örgütlenmesini tepeden tırnağa elden
geçirmekte ve gelişimlerinin koşul ve sınırlarını her alanda tanımlayan epistemolojik bir bütünü (episteme) yeni
baştan yaratmakladır. Bilgi, bir kerede ebediyete kadar geçerli olmak üzere ne bulunur, ne de verilidir. Bilgi doğru
veya yanlış olmak zorunda değildir. Bilgi bir episteme'nin çerçevesi içinde belirir.
Çözümlemesi yapılan dönemlere göre, Rönesans episteme'sine benzerlik yasasının egemen olduğu, XVII. yüzyılda
bunun yerine "akıl" gibi soyut bir kavramın hükmü altındaki bir çözümleme tarzının geçtiği görülmektedir.
Foucault'ya göre, XIX. yüzyıl, "tarihsel zaman" fikrini devreye sokarak "temsiller" halinde örgütlenmiş olan analitik
bilgiyi tahrip etmiş ve insana ilişkin "bilimsel" bir bilgi böylece mümkün hale gelmiştir; ama bu bilgi de yok olmaya
mahkûmdur.” s. 10
Bilginin mahiyeti, türleri ve elde edilme yöntemleri ile ilgilenen felsefe dalına epistemoloji adı verilir.
https://www.milliyet.com.tr/egitim/epistemoloji-nedir-epistemoloji-bilgi-felsefesi-ne-ile-ilgilenir-hangi-sorulara-cevap-arar-6513751
7
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
Mehmet Ali Kılıçbay’ın Sunuş Yazısı
https://pt.wikipedia.org/wiki/As_Meninas_%28Velázquez%29
8
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
Velâzquez’in Las Meninas (Nedimeler) adlı tablosu
Akla gelenler
Ayna ayrıntısı ve aynada başkalarının gösterilmesi hakkında, diğer bir ressamın daha önceden yapılmış bir eseri
William H. Cropper
Cropper, W. H., 2005 (ilk basım 2005), Büyük Fizikçiler, 1. Baskı, Oğlak Bilimsel Kitaplar, Çev. Nurettin Elhüseyni
Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M.
10
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
Alıntılarla ilgili notlar
Burada verilen Einstein ile ilgili kısım, hem sıçrama (veya ani değişim veya ‘paradigm shift’) hem de
birikim için güzel örnek olabilir.
Modern teorik fizikçiler kendilerini düşünsel kaşifler gibi görmekten hoşlanırlar ve içlerinden en büyüğünün gerek
mikroskobik gerek makroskobik düzeyde yeni ve egzotik fiziksel dünyalar keşfettiği söylenebilir. Düşünsel
bakımdan uzak bu diyarlara yolculuk hep tehlikelerle dolu olmuştur, çünkü kâşifi olağan hayatının dünyasından alıp
çok ötelere götürür. Bütün fiziksel dünyaların en tuhafı olan kuantum alanına ulaşma yolunu bulan teorisyenler
kuşağının mensuplarından Werner Heisenberg, modern fiziğin düşünsel seferlerini Kolomb'un yolculuğuna
benzetmişti. Kolomb'un cesaret isteyen girişimini çarpıcı bulmasının nedeni Batı'ya yelken açarak Doğuya varmaya
çalışması ya da gemilerini ustalıkla idare etmesi değildi, "dünyanın bilinen bölgelerinden ayrılmaya ve batıya doğru,
elindeki erzakın salimen geri dönmesine yeteceği noktanın ötesine yeIken açmaya" karar vermesiydi hayranlık
duyduğu şey. Düşünsel alanın Kolomb'u sıfatını herkesten daha fazla hak eden kişi Albert Einstein'dır.
"Benimsenmiş öğretinin güvenli limanı"nın ötesindeki tuzaklarla dolu ve meçhul denizlere açılarak benzer seferlere
o girişti. Yalnızca kuantum diyarının bir öncüsü olmakla kalmadı, modern fizik alanının büyük bir bölümünü de
dolaşıp keşfetti.” s. 243
“Einstein genelde Zürich Politeknik'teki derslerin büyük bir şevkle sarılmadı. Matematik derslerinden bazıları dört
dörtlüktü. Matematik hocalarından Hermann Minkowski'den öğrendiği şeyler daha sonraları görelilik teorisinin
matematiksel temellerine hayati bir katkıda bulundu, buna karşılık deneysel ve teorik fizik dersleri heyecan verici
olmaktan uzaktı. İlk başlarda laboratuar çalışmalarını çekici bulduysa da, deney projeleri bu dersin hocası Heinrich
Weber'den pek onay görmedi. Sabrı tükenen Weber sonunda öğrencisine şunu söyledi: "Zeki bir çocuksun,
Einstein, hem de çok zeki bir çocuk. Ama büyük bir kusurun var: Sana bir şey anlatılmasına fırsat vermiyorsun."” s. 245
12
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
Büyük Fizikçiler - William H. Cropper
Konferansa ait bir fotoğrafı birazdan görebilirsiniz.
“Esir fiziğini ve alan teorisiyle bağlantılarını en berrak olarak gören ve aynı zamanda Einstein'ın yolunu bulmasına
yardımcı olan kişi, 1877'den 1912'ye kadar Leiden 'Üniversitesi'nde teorik fizik profesörü olarak ders veren Hendrik
Lorentz'di. Lorentz yaratıcı teorisyen ve müşfik eleştirmen gibi ikili bir rolü oynamadaki dikkate değer becerisiyle
genç fizikçi kuşaklarından saygı gördü. Tıpkı Maxwell ve Gibbs gibi, araştırma öğrencilerini bir okul çatısı altında
toplamak onun da üslubu değildi. Yine de dünyanın dört bir yanından gelen fizikçiler onun elektrodinamik derslerini
dinlerdi. Yüzyılın bitiminden sonra, herkesçe uluslararası fizik camiasının önderi olarak kabul edildi. 1911'den
başlayarak Brüksel'de düzenlenen Solvay Konferansları'nın başkanlığını yürüttü. Bu ad, müthiş bir servete sahip olan
ve fiziğe amatör düzeyde ilgi duyan sınai kimyacı Ernest Solvay’dan gelmekteydi. Konferanslara katılanların şık bir
şekilde ağırlanması için yapılan bütün masrafları karşılayan da oydu. Einstein'ın "Cadıların Sebt Günleri" diye
anmaktan hoşlandığı bu uluslararası buluşmalarda Lorentz dışında bir kimsenin uyumu sağlaması mümkün değildi.
"Herkes [Lorentz'in] aşılmaz bilgi birikimini, müthiş inceliğini, en karışık savları bile apaçık bir biçimde özetleme
yeteneğini ve hepsinden daha da önemlisi emsalsiz dil becerisini gözetirdi" diye yazar Lorentz biyograflarından
Russell McCormmach. İlk Solvay Konferansı'na katıldıktan sonra, Einstein da bir arkadaşına şunları yazmıştı: "Lorentz
zekânın ve enfes inceliğin bir harikası. Canlı bir sanat şaheseri! Bana göre orada bulunan teorisyenlerin en zekisi
oydu:"” s. 248
“Uzay-Zaman
Einstein'ın 1905'teki özel teorisinin ortaya koyduğu yeni uzay ve zaman öğretisi, zaman göreliliğinin yanı sıra uzunluk
ve uzay göreliliğini gerekli kılmaktaydı. Bir eylemsizlik çerçevesi içindeki bir gözlemci belli bir olayı x, y, z
koordinatlarıyla ve t zamanıyla tarif ettiğinde, farklı bir eylemsizlik çerçevesi içindeki başka bir gözlemci aynı olayın
fiziğini ifade etmek için x', y', z' gibi farklı koordinatları ve t' gibi farklı bir zamanı kullanır. Zaman değişkeni, Newton
fiziğindeki gibi, uzaysal değişkenlerden ayrı değildir. Göründüğü kadarıyla Einstein tablosuna uzaysal değişkenlerle
aynı temelde girer. Einstein'ın eski matematik hocalarından Hermann Minkowski bu bakış açısını benimsemiş ve
matematiksel bir yapıya kavuşturmuştu. Bu yapı daha sonraları özel göreliliğin ötesine geçip genel göreliliğe
yönelen Einstein için vazgeçilmez bir araç oldu. Minkowski 1908'de yaptığı bir konuşmanın girişinde kendi
programını şöyle ortaya koymaktaydı: "Uzay ve zamana ilişkin olarak size sunmak istediğim görüşler deneysel fiziğin
toprağından fışkırıp çıkmıştır ve güçleri de buradan gelmektedir. Radikal görüşlerdir bunlar. Bundan böyle başlı
başına uzay ve başlı başına zaman sönüp giderek birer gölge haline gelmeye mahkumdur. Yalnızca ikisinin bir tür
birliği bağımsız bir gerçeklik olarak ayakta kalacaktır."” s. 260
13
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
Büyük Fizikçiler - William H. Cropper
https://en.wikipedia.org/wiki/Solvay_Conference
Sıklıkla karşılaştığımız bu fotoğraf, alıntıda adı geçen Solvay Konferansları’ndan;
14
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
Akla gelenler
15
Sanırım aynı şeyi genel görelilik denklemleri için yapmaya cesaret edemeyiz :) Şöyle görünüşleri var.
Belli bir emek karşılığı ‘herkes’ her şeyi yapabilir. Burada sadece hoş bir espri fırsatını kaçırmamak gerek :)
Burada altta yazan küçük semboller de dünyanın yarıçapı vs. gibi şeyleri göstermek için kullanılmıyor, onlar da (tensör hesabı ile
ilgili) matematiksel bazı ifadelere/işlemlere karşılık geliyor. Örneğin 1 değil de 9, 16 … tane denklem, terim … var denebilir. Şöyle;
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
Astronomi ve Uzay bilimlerinden genç bir akademisyenin podcast yayınını dinlemiştim. Çeşitli/farklı meslek gruplarından kendisine
ulaşanlar oluyormuş. Einstein’ın denklemini düzelttim, hatayı buldum vs. gibi şeyler yazıyorlarmış. Çünkü Einstein’ın özel görelilik
için, Lorentz’den sonra son halini verdiği denklemler görünüş olarak basittir. Birkaç değişken vardır, x=vt gibi veya F=ma gibi.
Denklemler şöyle;
Akademisyen arkadaşın dediklerini tam hatırlayamasam da bunun nedeninin denklemlerin basit görünüşü olduğunu söylemişti.
Genelde basit ifade ediliş biçimleri önemli yasaların göstergesidir de.
16
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
The Web of Life
Fritjof Capra
Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası
Fritjof Capra
Capra, F., 1992 (ilk basım 1982), Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası, 2. Baskı, İnsan Yayınları, Çev. Mustafa Armağan
Capra, F., 1996 (ilk basım 1996), The Web of Life, 1. Baskı, Doubleday
Fritjof Capra’nın iki kitabı
Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M.
17
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
Alıntılarla ilgili notlar
Bu iki kitap paradigma değişimine odaklanmakta; hatta dünyayı etkileyen içinde bulunduğumuz
bunalımlı süreçte tam da bir ‘paradigma değişimi’ne ihtiyacımız olduğunu çeşitli örnekler vererek
göstermektedir. Başlık dışına biraz fazlaca çıkan alıntıları da okuyacağız. Yine de sadece bilim
camiasından verdiğimiz örnek dışında diğer alanlardaki örnekleri de görebilmek için ipuçları bulabiliriz.
i­
şim şimdi sıklıkla "paradigma(***) değişimi" denilen şeyi, özel bir gerçeklik anlayışını biçimleyen düşünce,
algılama ve değerlerin d
e­
rin değişimini kapsar. (17)” s. 26
(***) Yunanca paradeigma ("model" (pattern))den.” s. 26
17. Paradigma ve Paradigma değişimlerinin geniş bir tartışması için bk. Kuhn (1970) ” s. 479
Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası’ndan
TDK, Google ve Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası’dan tanımlamaları
Paradigma / Paradigma değişimi - 2
19
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
Bütüncül görüş / Ekolojik görüş
Bütüncül görüş ≈ Gerçekliği veya bir olayı parça parça incelemek ve çözmek yerine; bütün diğer her şey ile
etkileşimini, bağlarını, ilişkilerini göz önünde bulundurarak anlamaya/çözmeye/kavramaya çalışmak. Farklı disiplinlerin,
farklı bakış açılarının da değerini es geçmemek. Rasyonel ve sezgisel düşünme biçimlerini, ikisinin bir arada oluşlarının
değerini es geçmemek.
e­
ri daha küçük birimlere indirgenemeyen bütünleşmiş haline
dayanarak kavranılmasına gönderme yapmaktadır.” s. 36
“(*) Ekosistem (ecosystem): içerisindeki canlıların, kendisiyle etkileşimde b
u­
lunmak suretiyle hayat şartlarını düzenlediği doğal çevre. (çev.)” s. 17
“The new paradigm may be called a holistic worldview, seeing the world as an integrated whole rather than a dissociated collection of parts.
It may also be called an ecological view, if the term “ecological” is used in a much broader and deeper sense than usual. Deep ecological
awareness recognizes the fundamental interdependence of all phenomena and the fact that, as individuals and societies, we are all
embedded in (and ultimately dependent on) the cyclical processes of nature.” ss. 56
“Rasyonel ve sezgisel biçimler, insan zihninin görev yapan bütünleyici biçimleridir. (…)” ss. 35-36
Bununla birlikte, tekn
kuantum danışmanınız
diyetisyeniniz
araba tamirciniz
astroloğunuz
iç mimarınız
fizik hocanız
kadastro uzmanınız
holistik
7
Tem
2023
Akla gelenler
“The new paradigm may be called a holistic worldview, seeing the world as an integrated whole rather than a dissociated collection of
parts. It may also be called an ecological view, if the term ‘ecological’ is used in a much broader and deeper sense than usual.”
alıntısından ilhamla
Mizahi bir biçimde ifade etsek de bütüncül (holistik) bir bakış açısı her şeye değer vermeye, onları korumaya, onları
iyileştirmeye odaklı bir algıya ihtiyaç duyuyor.
Toprak zemine bastığımızda ise, tüm disiplinleri bir arada görebilmenin, her birinin değerini ve birbirleriyle ilişkilerini
sezebilmenin ‘paradigm shift’ e yol açan şeylerden biri olduğunu da fark edebiliriz.
22
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
Alıntılarla ilgili notlar
“The new view of reality was by no means easy to accept for physicists at the beginning of the century.
The exploration of the atomic and subatomic world brought them in contact with a strange and
unexpected reality”
Fritjof Capra
Başlığa ilham da olan bu ingilizce kitaptan verilen alıntılara göz atıp, türkçe olarak basılan yazarın bir
sonraki kitabına geçebilirsiniz. Orada hem daha fazla alıntı verilmiştir hem de bu kitaptaki ile benzer/
aynı ifadeler vardır.
“The Paradigm Shift
My main interest in my life as a physicist has been in the dramatic change of concepts and ideas that occurred in
physics during the first three decades of the century and is still being elaborated in our current theories of matter.
The new concepts in physics have brought about a profound change in our worldview; from the mechanistic
worldview of Descartes and Newton to a holistic, ecological view.
The new view of reality was by no means easy to accept for physicists at the beginning of the century. The
exploration of the atomic and subatomic world brought them in contact with a strange and unexpected reality. In
their struggle to grasp this new reality, scientists became painfully aware that their basic concepts, their language,
and their whole way of thinking were inadequate to describe atomic phenomena. Their problems were not merely
intellectual but amounted to an intense emotional and, one could say, even existential crisis. It took them a long
time to overcome this crisis, but in the end they were rewarded with deep insights into the nature of matter and its
relation to the human mind.3
The dramatic changes of thinking that happened in physics at the beginning of this century have been widely
discussed by physicists and philosophers for more than fifty years. They led Thomas Kuhn to the notion of a
scientific “paradigm,” defined as “a constellation of achievements -concepts, values, techniques, etc.- shared by a
scientific community and used by that community to define legitimate problems and solutions.”4 Changes of
paradigms, according to Kuhn, occur in discontinuous, revolutionary breaks called “paradigm shifts.”” s. 5
The Web of Life - Fritjof Capra
23
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
⋮ Dil başlıklı içeriğe de bakabilirsiniz.
⋮
Einstein’ın burada adı geçen teorilerindeki şeyler tam da böyle;
(…)
Deep Ecology
The new paradigm may be called a holistic worldview, seeing the world as an integrated whole rather than a
dissociated collection of parts. It may also be called an ecological view, if the term “ecological” is used in a much
broader and deeper sense than usual. Deep ecological awareness recognizes the fundamental interdependence of
all phenomena and the fact that, as individuals and societies, we are all embedded in (and ultimately dependent on)
the cyclical processes of nature.” ss. 56
⋮
25
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
Alıntılarla ilgili notlar
Batı Düşüncesinde Dönüm
Noktası Fritjof Capra
“Fizikteki yeni kavramlar, dünya g
ö­
rüşümüzde hayli derin bir değişim yarattı; Bu Descartes ve Ne
w­
ton'un
mekanistik anlayışından (…) bütüncül (holi
s­
tic) ve ekolojik görüşe doğru bir değişimdi.”
“evrenin yeni görünümünün kabul edilmesi yüzyılın ba
ş­
larında fizikçiler için öyle hiç de kolay olmadı. (…)
herhangi bir tutarlı tasvire meydan okur görünen garip ve umulmadık bir gerçekliği anlama çabalarında (…)
varoluşsal bir bunalımdı.” yaşadılar.
“Bugünkü toplumumuzun kendisini bir bütün olarak benzer bir bunalımın içerisinde bulduğuna inanıyorum”
“Bu nedenle muhtaç olduğumuz şey, yeni bir "paradigma", ge
r­
çekliğin yeni bir tasarımı (vision); düşünme,
algılama ve değerler
i­
mizde kökten bir değişimdir.”
+ diğer konular
Yazara ait alıntılardan önce, kitabı dilimize çeviren Mustafa Armağan’ın güzel sunuş yazısı verilmiştir. İlk
okumada farklı, yabancı gelebilecek bazı kavram ve düşünce şekillerine ısınma anlamında faydalı olacaktır.
“
ÇEVİRENİN SUNUŞU
Elinizdeki çalışma, pek çok açılardan ülkemizde "ilk" olma özelliklerini taşıyan çok-yönlü bir eser. Batıda
yüzyılımızın başında
fi
zikte başlayan ve diğer disiplinlerde devam eden "devrimci" bir gelenek sözkonusudur. Bu
g
e­
lenek klasik bilim anlayışına karşı çıkması, dikkati dış dünyadan içe çevi
r­
mesi, manipulatif bir zihniyetten çok
uyumlu ve işbirlikçi bir zihniyete s
a­
hip olması, olayları tek tek unsurlarına bölerek değil bir bütün (küll) olarak
algılamaya çalışması vb. bakımlardan klasik bilimsel dünya görüşünden a
y­
rılmaktadır. Daha geniş bir
perspektiften bakıldığında bu yaklaşımların hiç de "yeni" olmadığı görülebilir. Bu sayılan hususlar kadim
geleneksel kültü
r­
lerin 3000 yıldır zaten söyleyegeldiği şeylerin bilimsel bir kılıkta karşımıza çıkması değil midir?
Faaliyet ve hareketi evrenin temel bir özelliği olarak gören Chuang Tzu ile atomaltı parçacıkların 'kesintisiz
dansı'ndan sözeden modern
fi
zik teorisi arasında güçlü paralellikler görülmektedir. Bu ve buna benzer
paralellikler batılı bilim adamlarının gözlerini kamaştırmış ve b
u­
nun sonucunda doğu kültür ve geleneklerinin
zengin mirasını incelemeye başlamışlardır.” s. 7
Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra
26
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
⋮ 3000, 5000, 7000 ? başlıklı içeriğe de bakabilirsiniz.
⋮
0◦ Kelvin’de yani -273◦ C de atomlar hareket etmiyor demekle birlikte, teorik olarak hala bir enerjiden bahsedilebilir. Bu galiba
deneysel olarak henüz erişilmeyen de bir sıcaklık. Bu kadar düşük sıcaklığa yakın noktalarda bile hareket varsa; burada da söylendiği
gibi hareket hep var; statik, durağan hiçbir şey yok diye düşünmemiz çok da yanlış olmayabilir.
Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra
27
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
manipüle edilmediği sürece hepimizin iyiliğine olacak ne kadar güzel şeyler
“
ÇEVİRENİN SUNUŞU
İşte elinizdeki Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası adlı bu kitap
fi
zikte Niels Bohr ile başlayan doğu kültürünün
kavramlarının
fi
zikteki mütek
a­
billerini bulma çabalarının bir uzantısı sayılır bir açıdan. Ama diğer yandan bu tür
paralelliklerin de ötesinde bu 'doğuyla batıyı birleştiren' kavram ve kavrayışların günümüz dünyasındaki anlamını
da araştırmayı ihmal etm
i­
yor. Capra, meslekten bir fizikçi olmasına rağmen bu kitapta pek çok alana cesaretle
dalmakta ve her alanın gelişimi ile günümüzdeki tıkanıklıklarını tesbit ettikten sonra gelecekte yapabileceği
açılımın yolunu da göstermekt
e­
dir. Fizik, kimya, tıp, psikoloji, ekoloji, iktisat ve teknoloji; bunların hepsi de
yukarıda sözünü ettiğimiz devrimci değişimi yaşamış ve geleceği güvenle bakabilen disiplinlerdir. Capra'ya göre,
umulur ki diğer disiplinler de bu açılan yolu izleyerek gelecek dünya için gerekli dönüşümleri geçirebilsin.
Geleceğe ilişkin umutlarımızı tazeleyen önemli bir nokta, 1960'lardan itib
a­
ren sivil kitlede başlayan ve giderek
güçlenen sosyal hareketlerdir: Çevre korumacılığı, feminizm, nükleer silah aleyhtarlığı, tüketiciyi koruma grup-
ları, etnik özgürlük hareketleri ve benzeri. Tüm bu hareketler yazara göre "kültürel dönüşümümüzün
vazgeçilmez parçaları"dır. ” ss. 7-8
Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra
28
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
Özel ve genel göreliliği yani çok tuhaf şeyleri keşfetmiş olan Einstein, bu garip ve umulmadık gerçekliği ifade etme
cesaretini gösterdi.
Ancak, önünü açtığı, yine oldukça garip/tuhaf olan, kuantum mekaniği teorisindeki bazı şeyleri kabule yanaşmadı! Özellikle
kuantum mekaniğindeki belirsizlik, olasılıklarla ilgili durum için. Kitapta geçen ifade ile ‘bunu kendine yediremedi’.
(s. 268 - Büyük Fizikçiler)
“1970'li yıllarda, başlıca mesleki ilgim, bu çağın ilk otuz yılında fizikte meydana gelen ve hala başlıca madde
teorilerimizde inc
e­
den inceye işlenen kavram ve düşüncelerin çarpıcı değişimi üzeri
n­
de yoğunlaşmış bulunuyordu.
Fizikteki yeni kavramlar, dünya g
ö­
rüşümüzde hayli derin bir değişim yarattı; Bu Descartes ve Ne
w­
ton'un
mekanistik anlayışından bütün çağların ve geleneklerin mi
s­
tik görüşlerine çok yakın bulduğum bir görüş olan
bütüncül (holi
s­
tic) ve ekolojik görüşe doğru bir değişimdi.
Fiziksel evrenin yeni görünümünün kabul edilmesi yüzyılın ba
ş­
larında
fi
zikçiler için öyle hiç de kolay olmadı. Atom
ve atomaltı dünyasının keşfi onları, herhangi bir tutarlı tasvire meydan okur görünen garip ve umulmadık bir
gerçekliği anlama çabalarında onun temel kavramlarını, dilini ve bütün düşünce tarzını, atom ol
a­
yını tasvir etmeye
hiç benzemeyen bir meşakkatle öğrendiler. Onl
a­
rın sorunları yalnız zihni değil, şiddetli bir duygululuğa varan, ha
t­
ta
bir deyişle varoluşsal bir bunalımdı. Bu bunalımın atlatılması onların uzun zamanını aldı, fakat sonuçta maddenin
yapısı ve b
u­
nun insan zihniyle ilişkisine dair derin bir kavrayışla ödüllendiri
l­
diler.” s. 9
“(*) "Bütüncül" (holistic). Yunanca holos ("bütün")den; gerçekliğin, nitelikl
e­
ri daha küçük birimlere indirgenemeyen bütünleşmiş haline dayanarak
kavranılmasına gönderme yapmaktadır.” s. 36
“(*) Ekosistem (ecosystem): içerisindeki canlıların, kendisiyle etkileşimde b
u­
lunmak suretiyle hayat şartlarını düzenlediği doğal çevre. (çev.)” s. 17
yaşadılar
“Bugünkü toplumumuzun kendisini bir bütün olarak benzer bir bunalımın içerisinde bulduğuna inanıyorum. Bunun
sayısız belirt
i­
lerini her günkü gazetelerde görebiliriz. Yüksek bir enflasyon ve işsizliğe sahibiz, bir enerji bunalımımız
var, sağlık korumasındaki bir bunalım, nüfus ve öteki çevresel felaketler, yükselen bir şiddet ve suç dalgası ve diğerleri.
Bu kitabın temel tezi, bunların, temelde bir algılama bunalımı olan bir ve aynı bunalımın değişik yüzleri olduğudur.
Bu bunalım, tıpkı 1920'lerde fizikte ortaya çıkan bun
a­
lım gibi, modası geçmiş bir dünya görüşünün (Descartesçı
Newto
n­
cu bilimin mekanistik dünya görüşünün) kavramlarını, artık bu kavramların terimleriyle anlaşılamayan bir
gerçekliğe uygulamaya çalışmamızdan doğmaktadır. Biz bugün tamamen birbirine bağlı b
i­
yolojik, psikolojik,
toplumsal ve çevresel olaylar çerçevesinde topy
e­
kün birbirine örülmüş bir dünyada yaşıyoruz. Bu dünyayı elverişli bir
şekilde dile getirmek için Descartesçı dünya görüşünün bize bağışlamadığı ekolojik bir perspektife ihtiyaç
duyuyoruz.” ss. 9-10
Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra
“Bu nedenle muhtaç olduğumuz şey, yeni bir "paradigma", ge
r­
çekliğin yeni bir tasarımı (vision); düşünme, algılama
ve değerler
i­
mizde kökten bir değişimdir. Gerçekliğin mekanistik kavrayışından bütüncül kavranışına doğru yönelen
bu değişim hemen bütün ala
n­
larda görülebilir ve muhtemelen içinde bulunduğumuz on yılı o b
e­
lirlemektedir. Bu
"paradigma değişimi"nin çeşitli tezahürleri ve e
t­
kileri bu kitabın konusudur. (…) İlk olarak bunun oluşmasından sonra,
toplumsal değ
i­
şim için hep birden ve güçlü bir enerji halinde akma amacındaki farklı hareketleri bekleyebiliriz. Bu
değişimin işaret ettiği halihazır bunalımın cazibesi ve topyekün kapladığı alan, muhtemelen bir b
ü­
tün olarak yeryüzü
için bir dönüm noktası olacak boyutlarda, eşi görülmemiş bir dönüşümle son bulacaktır.” s. 10
29
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
⋮ Dil başlıklı içeriğe de bakabilirsiniz.
⋮
“Yüzyılımızın son ve sondan bir önceki on yılının başlarında kendimizi derin bir evrensel bunalımın kucağında
bulduk. Bu, y
a­
şantımızın hemen her boyutuna uzanan yüzlere sahip karmaşık, çok boyutlu bir bunalımdı: Sağlık
ve beslenmemiz, çevremizin nit
e­
liği ve toplumsal ilişkilerimiz, ekonomi, teknoloji ve siyasetimiz bu yüzlerden bir
kaçıdır. Bu zihinsel, ahlaki ve manevi boyutları olan bir bunalımdır; kayda geçirilmiş insanlık tarihinde daha önce
be
n­
zeri görülmemiş bir tırmanma ve kaçınılmazlık bunalımı. İlk defa bizler bu gezegen üzerindeki insan ırkının ve
her türlü hayatın i
m­
hasına yönelik gerçek bir tehditle karşı karşıyayız.” s. 15
Çoğu çocuk onbeş milyondan fazla insan her yıl açlıktan ölü
r­
ken, bir diğer beşyüz milyon insan ciddi şekilde kötü
beslenmiş d
u­
rumdadır. Dünya nüfusunun yüzde kırkına profesyonel sağlık hi
z­
metleri ulaşmış değil; yine de
gelişmekte olan ülkelerin silahlanm
a­
ya harcadıkları para, sağlık hizmetlerine harcadıklarından üç kat fazladır.
İnsanlığın yaklaşık yüzde otuzu sağlıklı içme suyundan yoksun iken onların bilim adamları ve mühendislerinin
yarısı silah yapımı teknolojisiyle uğraşmaktadır.” s. 16
“(…) Nükleer silahlar, askerlik kurumunun bizi ina
n­
dırdığı gibi güvenliğimizi değil, yalnızca topyekün imha
olasılığını arttırmaktadır.” s. 17
Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra
30
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra
31
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
“Nükleer savaş tehdidi insanlığın bugün yüzyüze bulunduğu en büyük tehlikedir, ama kesinlikle tek tehlike
değildir. Askeri güçler öldürücü nükleer silah depolarını artıradursun, sanayi dünyası da yeryüzüadeki hayatı yok
etmekle tehdit eden aynı oranda tehlikeli nükleer enerji reaktörlerinin inşasıyla meşguldür. Yirmibeş yıl önce
dünya liderleri "atomu barış amacıyla" kullanmaya ve geleceğin g
ü­
venli, temiz ve ucuz enerji kaynağı olarak
nükleer enerjiden fayd
a­
lanmaya karar vermişlerdi. Bugün biz nükleer enerjinin ne emin, ne temiz, ne de ucuz
olduğunu içimiz sızlayarak öğrenmiş bulun
u­
yoruz. Mutluluğumuz için büyük bir tehdit oluşturan 360 nükleer
reaktör ve yüzden fazla planlanmış reaktör, şimdi dünyanın her yerinde faaliyet halindedir. (5) Nükleer reaktörler
tarafından dışarı püskürtülen radyoaktif elementler atom bombasının yatdığı radyoaktif serpintisinin aynısını
yaymaktadır. Bu zehirli maddelerden bi
n­
lerce ton, daha önceden nükleer patlama ve reaktör atıkları aracılığıyla
çevreye boşaltılmıştı. Bunlar soluduğumuz havada, yediğimiz yiyecekte ve içtiğimiz suda birikmeyi sürdürerek
kanser ve genetik hastalıklara düşme tehlikemizi artırmaya devam etmektedir. Bu radyoaktif zehirlerin en
zehirlisi olan atom bombası yapmakta ku
l­
lanılan plutonyum, kendi kendine bölünebilmektedir. Nükleer ene
r­
ji ve
nükleer silahlar içinden çıkılmaz biçimde birbirine bağlıdır ve insanlık için aynı tehlikenin değişik
tezahürleridirler. Onların gü
n­
begün artmasıyla topyekün imha olasılığı da günbegün çoğalmaktadır.” s. 17
⋮
⋮ Atom bombası anıldığında ilk akla gelen ‘Hiroşima’ ile ilgili eserlerin/alıntıların olduğu
Acı ve tuhaf şeyler başlıklı içeriklere de bakabilirsiniz.
“Hava kirliliğine ek olarak sağlığımız da, içtiğimiz su ve yediğimiz yiyecekler, hem de zehirli kimyasal maddelerin
pek çok bileş
i­
ğince kirletilme tehdidi altındadır. Birleşik Devletler'de sentetik y
i­
yecek katkılan, böcek zehirleri,
plastikler ve başka kimyasalların bir yılda bin yeni kimyasal bileşiğinin halen belli bir oranda satıld
ı­
ğı
hesaplanmaktadır. Sonuç olarak kimyasal zehirler müreffeh h
a­
yatımızın gittikçe büyüyen bir parçası haline
geliyor. Üstelik hava, su ve gıda kirlenmesi yoluyla sağlığımızı tehdit etmesi, doğal çevre üzerinde insan
teknolojisinin yalnızca en göze çarpan doğrudan e
t­
kileridir. Daha az göze çarpan, ama muhtemelen daha uzak
tehl
i­
kelere gebe etkileri sadece yakınlarda, o da hala anlaşılmaktan uzak olarak öğrenilmiş bulunmaktadır. (7)
Bununla birlikte, tekn
o­
lojimizin bir çok yönden rahatsız edici olduğu ve hatta bütünüyle varlığımızı kendisine
borçlu olduğumuz ekolojik sistemleri yok ed
e­
bileceği artık gözle görülür hale gelmiştir.” s. 18
Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra
32
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
“(…) Bu s
o­
runlar, ayrıntılarıyla göreceğimiz gibi, içten birbirine örülü ve birb
i­
rine bağlı oldukları anlamında
sistemsel sorunlardır. Bunlar ak
a­
demik disiplinlerimizin ve yönetim faaliyetlerimizin karakteristik parçalı
metodolojisi çerçevesinde anlaşılamazlar. Bu tür bir yakl
a­
şım kesinlikle herhangi bir güçlüğü halledemeyecek,
ancak onlara yalnızca, karmaşık toplumsal ve ekolojik ilişkiler ağı çerçevesinde yer değiştirtecektir. Ancak ve
ancak, eğer ağ kendi yapısını değişt
i­
rirse tam bir çözüm bulunabilir ve bu, toplumsal kurumlar, değe
r­
ler ve
düşüncelerimizin derin bir dönüşümünü gerektirecektir. (…)” ss. 20-21
“Çok-yüzlü kültürel bunalımımızı anlamak için son derece geniş bir görüş benimsemek ve durumumuzu insanlığın
kültürel evrimi bağlamında değerlendirmek gerekmektedir. Biz bakış açımızı yi
r­
minci yüzyılın sonlarından binlerce
yılı kuşatan bir zaman zincir
i­
ne; durağan toplumsal yapılar kavramından değişimin dinamik kalıplarını algılamaya
doğru değiştirmek zorundayız. Bu bakış açısı
n­
dan bunalım, dönüşümün özel bir hali olarak ortaya çıkmaktadır. Her
zaman baştan ayağa dinamik bir dünya görüşüne ve yoğun bir tarih duygusuna sahip bulunan bir Çinlinin,
bunalım ve değişim arasındaki bu derin bağlantıya hakkıyla vakıf olduğu görülür. "B
u­
nalım"ın karşılığı
kullandıkları terim (weiji), "tehlike" ve "imkan" için kullanılan yazı karakterlerinden teşkil edilmiştir.
Batılı sosyologlar bu antik sezgiyi doğrulamışlardır. Farklı to
p­
lumlara ilişkin kültürel dönüşüm devreleri
incelemeleri, bu dön
ü­
şümlerin çoğunun, farklı toplumsal belirtiler aracılığıyla tipik ol
a­
rak öncelenmiş olan içinde
bulunduğumuz bunalımın semptomlarına çok benzediğini göstermiştir. Bu semptomlar, geçen on yıl içerisinde
toplumumuzda görülmüş olanlardan hepsini; dini çığırlara i
l­
gi uyanışını olduğu kadar, bir yabancılaşma
duygusunu, zihinsel rahatsızlıkta, şiddet suçlarında ve toplumsal çözülmede görülen bir artışı da kapsamaktadır.
Önemli kültürel değişim dönemlerinde bu belirtiler, dönüşüm yaklaşırken sıklık ve yoğunluğu artan ve vuku
bulduktan sonra tekrar düşen ana dönüşümden önceki her otuz yı
l­
da bir ortaya çıkma eğilimindedirler. (10)” ss.
21-22
Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra
33
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
weiji = bunalım ≈ tehlike + imkan
Çince
⋮ barometre başlıklı içeriğe de bakabilirsiniz.
⋮
“Bu tür kültürel dönüşümler uygarlıkların gelişimindeki temel adımlardır. Bu gelişmeyi belirleyen güçler karmaşıktır ve
tarihçiler kültürel dinamiklerin kapsamlı bir teorisine sahip olmaktan çok uzaktır; şu var ki, bütün uygarlıkların benzer
çevrimsel (cyclical) oluşum, büyüme, çöküş ve çözülme süreçlerinden geçtikleri gözlemlenmektedir. Aşağıdaki grafik,
Akdeniz yöresindeki büyük uyga
r­
lıklar için bu dikkat çekici kalıbı (pattern) göstermektedir. (11) ” s. 22
Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra
“Daha sonra canlılıklarının en yüksek noktasına ulaşan uygarlıklar
kültürel enerjilerini yitirmeye ve çökmeye başlarlar. Toy
n­
bee'ye
göre bu kültürel çöküşteki en esaslı öğe, esnekliğin yitirilişidir.
Toplum bu şekilde katılaştığında toplumsal yapılar ve davranış
kalıplan artık değişen şartlara ayak uyduramaz hale gelecek, kül-
türel evrimin yaratıcı sürecini sürdürmekten aciz kalacak, çökecek
ve sonunda parçalanacaktır. Çözülme süreçlerinde tekbiçimlilik
ve yaratıcılıktan yoksunluk gösterirken, büyüyen uygarlıklar
sonsuz bir çeşitlilik ve çokyönlülük sergilerler. Çözülen bir
toplumdaki e
s­
nekliğin yitimi, kaçınılmaz olarak, toplumsal
uyumsuzluğun patlak vermesiyle ve karışıklığa düşmesine neden
olan öğeleri arasındaki genel bir uyum yitimiyle beraber
gerçekleşir.” s. 24
34
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
“Sorokin'in çözümlemesi, bugün burun buruna geldiğimiz bunal
ı­
mın sıradan bir bunalım olmadığını, insanlık
tarihinin önceki d
ö­
nemlerinde vuku bulmamış büyük değişim aşamalarından biri o
l­
duğunu çok güçlü bir şekilde
ortaya koymaktadır. Bu kapsamlı kü
l­
türel dönüşümler sık sık meydana gelmemektedir. Lewis Mu
m­
ford'a göre,
bütün Batı uygarlığı tarihi boyunca bunlar, aralarında neolitik dönemin başlangıcında tarımın keşfiyle birlikte
uygarlığın doğuşu, Roma İmparatorluğunun yıkılması esnasında Hristiyanl
ı­
ğın ortaya çıkışı ve Orta Çağlardan
Bilimsel Çağa geçişin de bulu
n­
duğu bir elin parmaklarının sayısı kadar meydana gelebilmişti. (20)
Şu anda başımızdan geçmekte olan dönüşüm daha önceki he
r­
hangi birinden çok daha dramatik olabilir, çünkü
çağımızdaki değ
i­
şimin hızı öncekilere göre daha süratlidir; bütün yerküreyi kuşatan değişimler eskisinden daha
yaygındır ve çünkü büyük bir takım d
e­
ğişimler hep aynı zamana rastlamaktadır. İnsanlığın kültürel evrimine
hükmettiği gözlenen ritmik tekrarlar ve yükselme düşme k
a­
lıpları, bazen bunların geriye dönüş noktalarına
ulaşmasına da ya
r­
dımcı olmuştur.” s. 29
Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra
35
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
Dönüşümün süratini/süresini daha iyi görebilmek
için renkli çizgiler asıl şekil üzerine eklenmiştir.
Fosil-yakıtı çağı
(yani yaşadığımız dönem)
Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra
36
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
Tekrarlarsak, Einstein’ın yaptığı insanlık tarihindeki en büyük meydan okumalardandır ve
yaratıcı bir cevap bulmuştur.
Ayrıntıları ve diğer ilginç şeyler bir tarafa zamanın göreli olduğu, farklı olması/algılanması
biz insanlar açısından pek de kabul edilebilir değil !
“Uygarlıkların yükseliş ve düşüşüyle ilgili bu kalıpları tahmini yoldan inceleyenler arasında en önde geleni Arnold
Toynbee'nin A Study of History'sidir. (12) Toynbee'ye göre bir uygarlığın oluşumu, durağan (statik) bir durumdan
dinamik bir etkinliğe geçişten ib
a­
rettir. Bu geçiş, halihazırda mevcut olan bir uygarlığın ya da daha eskiden
doğmuş bir ya da daha fazla uygarlığın etkisiyle kendiliği
n­
den meydana gelebilir. Uygarlıkların oluşumundaki
temel kalıbı Toynbee, kendisinin "meydan okuma ve cevap verme" (challeng
e­
and response) dediği bir etkileşim
kalıbı şeklinde görmektedir. To
p­
lumun uygarlık sürecine girmesine neden olan doğal ya da toplu
m­
sal çevreden
gelen bir meydan okuma, toplumda ya da toplumsal bir grupta yaratıcı bir cevabı kışkırtır.
Toplumu bir denge durumunda tutan kültürel saikin (mome
n­
tum) başlangıçtaki meydan okumaya verdiği başarılı
cevabın yeni bir meydan okuma karşısında dengesi bozuluncaya kadar, uygarlık büyümeye devam eder. Bu
şekilde, yeni yaratıcı düzeltmeleri gere
k­
tiren bir dengesizlik, bütün başarılı cevapları üreten baştaki me
y­
dan
okuma ve cevap verme kalıbını büyümenin müteselsil aşam
a­
larında tekrarlar.” s. 23
“Çin kültüründe yin ve yang kesinlikle ahlaki değerlerle bağla
n­
tılı olarak ele alınmamıştı. İyi olan yin veya yang
değil. İkisi arası
n­
daki dinamik dengedir; kötü ya da zararlı olansa dengesizliktir.
Kadim Çin kültürünün en önemli kavrayışlarından birisi, faaliyeti -Chuang Tzu'nun dediği gibi- “dönüşüm ve
değişimin sürekli akışı"nı (28) evrenin temel bir özelliği olarak kabul etmesiydi. Bu görüşte değişme, belli bir
miktar gücün sonucu olarak değil, bütün nesne ve durumlarda bulunan doğal bir yatkınlığın sonucunda meydana
gelmektedir. Evren, Çinlinin Tao (Yol) dediği kesintisiz kozmik bir süreç içinde durmak bilmeyen hareket ve
faaliyetle d
o­
ludur. Mutlak hareketsizlik ya da atalet, Çin felsefesinde hemen hemen hiç sözkonusu edilmez. l
Ching'in önde gelen Batılı yoru
m­
cularından Helmut Wilhelm'e göre "Mutlak hareketsizlik durumu Çinli için öyle
bir soyutlamadır ki, onu kavrayamaz bile." (29)” s. 33
Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra
37
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
Burada ‘olana’ kelimesi tarafımdan eklenmiştir. Kitaptan parça parça verdiğim alıntılar, bu en kritik/önemli cümlede yanlış anlamaya
neden olmasın diyerek yapılmıştır. Her zaman için; alıntılardan sizi çeken şeyler olduğunda, kitabı edinerek ya da kütüphanelerden
ulaşarak tamamını okumanız amaçlanmaktadır. Kitap bilgileri de bu açıdan önemlidir. Bu oldukça eski tarihli bir basımıdır.
“Rasyonel ve sezgisel biçimler, insan zihninin görev yapan bütünleyici biçimleridir. Rasyonel düşünme doğrusal
(linear) dikkati bir noktada yoğunlaştırıcı ve çözümleyicidir. O, görevi bölmek, ölçmek ve kategorileştirmek olan
zihin bölgesine aittir. Bu nedenle rasyonel bilgi, parçalara bölmeye eğilimlidir. Öte yandan sezgisel bilgi inkişaf
etmis bir farkındalık (bilinçlilik) durumunda doğan gerçekliğin doğrudan zihinsel olmayan deneyimine dayanır. O
terkip edici, bütüncül (*) olana ve doğrusal olmayana eğilimlidir. Bundan dolayı rasyonel bilginin ben-merkezli ya
da yang eğilimli bir faaliyet olduğu meydandadır, oysa sezgisel bilgelik yin ya da ekolojik faaliyetin esasıdır.” s. 33
Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra
“Sonuç olarak ilerlememiz, başlı başına rasyonel ve zihinsel bir sorun halini almış ve bu tek-yanlı evrim şimdi öyle
paradoksal bir durum yaratmıştır ki, çılgınlığa varan son derece korkutucu bir aşamadadır. Uzak gezegenlerdeki
uzay gemisinin yumuşak iniş yapmasını buradan kontrol edebiliyoruz da, arabalardan ve fabr
i­
kalardan çıkan
kirletici dumanları denetim altına almaktan aciziz. Dev uzay kolonilerinde yaşayacak hayali topluluklar
önerebiliyoruz da, kentlerimizi yaşanacak hale getiremiyoruz. İktisatçılar bize y
e­
terli sağlık bakımı, eğitim ya da
toplu taşımaya "güç" yetiremeyec
e­
ğimizi söylemeye çalışırken, beri yanda işadamları bizi yüksek y
a­
şama
standartlarımızın alameti olarak kedi-köpek mamaları ve kozmetikler üreten muazzam sanayilerin gereğine
inandırmaya ç
a­
lışmaktalar. Tıp bilimi ve farmakoloji sağlığımızı tehlikeye atma
k­
tadır ve Savunma Bakanlığı ulusal
güvenliğimizin en büyük tehdidi haline gelmiştir. Bütün bunlar yang ya da eril yanımızı vurgulayıp rasyonel bilgi,
çözümleme, yayılma ve yin ya da dişil yanımızı vu
r­
gulayıp sezgisel bilgelik, sentez ve ekolojik bilinçliliği ihmal
etm
e­
mizin sonuçlarıdır.” ss. 40-41
38
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
39
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
Akla gelenler
Kitaptan verilen alıntıları göz önünde bulundurursak; muhtemelen tam, nihai bir çözüm pek olamaz/olamayabilir.
Örneğin her gün ciddi kayıpların olduğu 1 milyon araç kazası oluyor; yapacak bir şey yok, olsun varsın, bunu
durduramayız, tam bir çözüm bulamayız demeyi kastetmiyorum.
Kazaları, kayıpları azaltmak için uğraşmak, yaptığımız yeni düzenlemelerle etkilenen diğer konuları da hep fark etmek
gerekiyor. Yani “dinamik” sistemin karşılığı da tam bu denebilir. Hep görmek, iyileştirmek. Buna ve diğer şeylere tam bir
çözüm bulmak; hem birbirlerini etkileyen şeylerin varlığı nedeniyle hem de imkansız oluşundan mümkün olmayabilir.
Atom duramıyor da insanlık her şeyi çözüp duracak mı orada :)
Bunu Capra demiş olabilir, kitabın asıl dilinden bazen kontrol etmek de gerekebilir. Çevirmen açık yüreklilikle çeviri
sırasındaki sıkıntıları da anlatır. Kitapta çok farklı disiplinler bir arada olmasına rağmen anlaşılır, çok güzel bir çeviri yapılmış.
Örneğin Web of Life kitabı bu çeviriyi okuduktan sonra benim için çok daha anlamlı oldu.
“(…) Bu s
o­
runlar, ayrıntılarıyla göreceğimiz gibi, içten birbirine örülü ve birb
i­
rine bağlı oldukları anlamında
sistemsel sorunlardır. Bunlar ak
a­
demik disiplinlerimizin ve yönetim faaliyetlerimizin karakteristik parçalı
metodolojisi çerçevesinde anlaşılamazlar. Bu tür bir yakl
a­
şım kesinlikle herhangi bir güçlüğü halledemeyecek,
ancak onlara yalnızca, karmaşık toplumsal ve ekolojik ilişkiler ağı çerçevesinde yer değiştirtecektir. Ancak ve
ancak, eğer ağ kendi yapısını değişt
i­
rirse tam bir çözüm bulunabilir ve bu, toplumsal kurumlar, değe
r­
ler ve
düşüncelerimizin derin bir dönüşümünü gerektirecektir. (…)” ss. 20-21
Alıntıdan:
son birkaç not:
40
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41
‣ İnsanlık tarihinde meydana gelen şeyler bazen adım adım bazen de aniden, beklenmeyen bir şekilde
ortaya çıkıyor gibi görünüyor. Zaman ölçeği (yıllar, yüzyıllar, binyıllar) farklılaşsa da; bu uygarlıkların
gelişimi, bilimsel buluşlar, sanatta ortaya çıkan akımlar … gibi birçok alanda söz konusu olabilir.
• Metin ingilizce ise bazı kısa notlar türkçe olarak verilebilir. Bu notlar çeviri olarak değil de; hem konu ile ilgili yerleri öne çıkaran hem
de takip etmeyi kolaylaştırabilecek şekilde gerekli durumda eksiltmelerin ya da ek ifadelerin olduğu türde olacaktır.
• Tüm disiplinler için geçerli olmakla birlikte özellikle pozitif bilimlerle ilgili konularda yeni keşiflerle birlikte güncel olanın tarafınızdan
araştırılması gerektiğini unutmayın.
• İçeriklere zaman zaman yeni kitaplardan alıntılar eklenebilir. Bu sayfaların olduğu pdf dosyasının adındaki -v1, -v2 … ekleri içeriğin
versiyon numarasını göstermektedir. İçeriğin tüm versiyonlarına yani eski/yeni hallerine ulaşmak için https://twitter.com/azdacorba
adresinden ilgili dosyayı yükleyebilirsiniz. Aynı zamanda bu dosyadan tüm içeriklere ve hesaba ait bağlantılara da erişebilirsiniz.
Alıntılardan sizi çeken şeyler olduğunda, kitabı edinerek ya da kütüphanelerden ulaşarak tamamını okumanız amaçlanmaktadır.
İçeriklerin hazırlanması konusunda aşağıdaki kısmı da lütfen göz önünde bulundurunuz.
menemenazdacorba hakkında
Neler var
sayfa sayfa
ana
hatlarıyla
akış
versiyonlar
hesap hakkında
Güncelleme , 6 Temmuz 23
41
birikim
mi
sıçrama
mı no. 76
v. 2

7
Tem
2023
41

More Related Content

Similar to birikim mi sıçrama mı (İkinci Versiyon)

bilim-özetler-s
bilim-özetler-sbilim-özetler-s
bilim-özetler-s
toprakcan
 
A.e. affifi muhyiddini i̇bnu’l-arabi-nin tasavvuf felsefesi
A.e. affifi  muhyiddini i̇bnu’l-arabi-nin tasavvuf felsefesiA.e. affifi  muhyiddini i̇bnu’l-arabi-nin tasavvuf felsefesi
A.e. affifi muhyiddini i̇bnu’l-arabi-nin tasavvuf felsefesi
Bilal Emrah
 
Hominidler Bizim Neyimiz Olur?
Hominidler Bizim Neyimiz Olur?Hominidler Bizim Neyimiz Olur?
Hominidler Bizim Neyimiz Olur?
Cemre Erdem
 
Son İmparatorluk Osmanlı – İlber Ortaylı
Son İmparatorluk Osmanlı – İlber OrtaylıSon İmparatorluk Osmanlı – İlber Ortaylı
Son İmparatorluk Osmanlı – İlber Ortaylı
menemenazdacorba
 
Doğu batı 51. sayı osmanlılar 1. kısım
Doğu batı 51. sayı   osmanlılar 1. kısımDoğu batı 51. sayı   osmanlılar 1. kısım
Doğu batı 51. sayı osmanlılar 1. kısım
Selçuk Sarıcı
 
Bilginin İslamilestirilmesi
Bilginin İslamilestirilmesiBilginin İslamilestirilmesi
Bilginin İslamilestirilmesi
Abdurrahman Çam
 
Buyruk
Buyruk Buyruk
Buyruk
Memet Çamur
 
Mustafa şevket efendi̇’ni̇n ri̇salesi̇ işiğinda zi̇hi̇n, hâri̇c ve nefsü’l em...
Mustafa şevket efendi̇’ni̇n ri̇salesi̇ işiğinda zi̇hi̇n, hâri̇c ve nefsü’l em...Mustafa şevket efendi̇’ni̇n ri̇salesi̇ işiğinda zi̇hi̇n, hâri̇c ve nefsü’l em...
Mustafa şevket efendi̇’ni̇n ri̇salesi̇ işiğinda zi̇hi̇n, hâri̇c ve nefsü’l em...
bayconi
 
ANI YAŞAMANIN GÜCÜ
ANI YAŞAMANIN GÜCÜANI YAŞAMANIN GÜCÜ
ANI YAŞAMANIN GÜCÜ
Eray Arik
 
496327691-İoanna-Kucuradi-Etik-TFK-Yayınları-kitap.pdf
496327691-İoanna-Kucuradi-Etik-TFK-Yayınları-kitap.pdf496327691-İoanna-Kucuradi-Etik-TFK-Yayınları-kitap.pdf
496327691-İoanna-Kucuradi-Etik-TFK-Yayınları-kitap.pdf
SULEYMANATILLA1
 

Similar to birikim mi sıçrama mı (İkinci Versiyon) (11)

bilim-özetler-s
bilim-özetler-sbilim-özetler-s
bilim-özetler-s
 
RIDVAN UYSAL
RIDVAN UYSALRIDVAN UYSAL
RIDVAN UYSAL
 
A.e. affifi muhyiddini i̇bnu’l-arabi-nin tasavvuf felsefesi
A.e. affifi  muhyiddini i̇bnu’l-arabi-nin tasavvuf felsefesiA.e. affifi  muhyiddini i̇bnu’l-arabi-nin tasavvuf felsefesi
A.e. affifi muhyiddini i̇bnu’l-arabi-nin tasavvuf felsefesi
 
Hominidler Bizim Neyimiz Olur?
Hominidler Bizim Neyimiz Olur?Hominidler Bizim Neyimiz Olur?
Hominidler Bizim Neyimiz Olur?
 
Son İmparatorluk Osmanlı – İlber Ortaylı
Son İmparatorluk Osmanlı – İlber OrtaylıSon İmparatorluk Osmanlı – İlber Ortaylı
Son İmparatorluk Osmanlı – İlber Ortaylı
 
Doğu batı 51. sayı osmanlılar 1. kısım
Doğu batı 51. sayı   osmanlılar 1. kısımDoğu batı 51. sayı   osmanlılar 1. kısım
Doğu batı 51. sayı osmanlılar 1. kısım
 
Bilginin İslamilestirilmesi
Bilginin İslamilestirilmesiBilginin İslamilestirilmesi
Bilginin İslamilestirilmesi
 
Buyruk
Buyruk Buyruk
Buyruk
 
Mustafa şevket efendi̇’ni̇n ri̇salesi̇ işiğinda zi̇hi̇n, hâri̇c ve nefsü’l em...
Mustafa şevket efendi̇’ni̇n ri̇salesi̇ işiğinda zi̇hi̇n, hâri̇c ve nefsü’l em...Mustafa şevket efendi̇’ni̇n ri̇salesi̇ işiğinda zi̇hi̇n, hâri̇c ve nefsü’l em...
Mustafa şevket efendi̇’ni̇n ri̇salesi̇ işiğinda zi̇hi̇n, hâri̇c ve nefsü’l em...
 
ANI YAŞAMANIN GÜCÜ
ANI YAŞAMANIN GÜCÜANI YAŞAMANIN GÜCÜ
ANI YAŞAMANIN GÜCÜ
 
496327691-İoanna-Kucuradi-Etik-TFK-Yayınları-kitap.pdf
496327691-İoanna-Kucuradi-Etik-TFK-Yayınları-kitap.pdf496327691-İoanna-Kucuradi-Etik-TFK-Yayınları-kitap.pdf
496327691-İoanna-Kucuradi-Etik-TFK-Yayınları-kitap.pdf
 

More from YaseminSengunDemirca

Yorumsuz Artı (yorum hakkında alıntılar/yazılar)
Yorumsuz Artı (yorum hakkında alıntılar/yazılar)Yorumsuz Artı (yorum hakkında alıntılar/yazılar)
Yorumsuz Artı (yorum hakkında alıntılar/yazılar)
YaseminSengunDemirca
 
Köylü Güzeli (yeniden çıkış noktasına geri dönme ile ilgili eserler)
Köylü Güzeli (yeniden çıkış noktasına geri dönme ile ilgili eserler)Köylü Güzeli (yeniden çıkış noktasına geri dönme ile ilgili eserler)
Köylü Güzeli (yeniden çıkış noktasına geri dönme ile ilgili eserler)
YaseminSengunDemirca
 
Kitaplar ve Okumak ++ ile ilgili alıntılar ve yazılar
Kitaplar ve  Okumak ++ ile ilgili alıntılar ve yazılarKitaplar ve  Okumak ++ ile ilgili alıntılar ve yazılar
Kitaplar ve Okumak ++ ile ilgili alıntılar ve yazılar
YaseminSengunDemirca
 
Gercek haber (Sherlock Holmes / dizi ve film)
Gercek haber (Sherlock Holmes / dizi ve film)Gercek haber (Sherlock Holmes / dizi ve film)
Gercek haber (Sherlock Holmes / dizi ve film)
YaseminSengunDemirca
 
İlham Kaynağı - Gılgamış Destanı'nın dan ilham alan bazı eserler
İlham Kaynağı - Gılgamış Destanı'nın dan ilham alan bazı eserlerİlham Kaynağı - Gılgamış Destanı'nın dan ilham alan bazı eserler
İlham Kaynağı - Gılgamış Destanı'nın dan ilham alan bazı eserler
YaseminSengunDemirca
 
huni
hunihuni
Zengin ve Fakir (üçüncü versiyon)
Zengin ve Fakir (üçüncü versiyon)Zengin ve Fakir (üçüncü versiyon)
Zengin ve Fakir (üçüncü versiyon)
YaseminSengunDemirca
 
Play-Back
Play-BackPlay-Back
Voodoo Bebeği (ikinci versiyon)
Voodoo Bebeği (ikinci versiyon)Voodoo Bebeği (ikinci versiyon)
Voodoo Bebeği (ikinci versiyon)
YaseminSengunDemirca
 
Çicek Böcek
Çicek BöcekÇicek Böcek
Çicek Böcek
YaseminSengunDemirca
 
başkalarının bakışı
başkalarının bakışıbaşkalarının bakışı
başkalarının bakışı
YaseminSengunDemirca
 
Çirkinlik/Güzellik (ikinci versiyon)
Çirkinlik/Güzellik (ikinci versiyon)Çirkinlik/Güzellik (ikinci versiyon)
Çirkinlik/Güzellik (ikinci versiyon)
YaseminSengunDemirca
 
Papalagi
PapalagiPapalagi
Gercekler (dördüncü versiyon)
Gercekler (dördüncü versiyon)Gercekler (dördüncü versiyon)
Gercekler (dördüncü versiyon)
YaseminSengunDemirca
 
barometre
barometrebarometre
şimdiki zaman
şimdiki zamanşimdiki zaman
şimdiki zaman
YaseminSengunDemirca
 
3000, 5000, 7000 ?
3000, 5000, 7000 ?3000, 5000, 7000 ?
3000, 5000, 7000 ?
YaseminSengunDemirca
 
Tuhaf Şeyler
Tuhaf ŞeylerTuhaf Şeyler
Tuhaf Şeyler
YaseminSengunDemirca
 
Dil (İkinci Versiyon)
Dil (İkinci Versiyon)Dil (İkinci Versiyon)
Dil (İkinci Versiyon)
YaseminSengunDemirca
 
saçma
saçmasaçma

More from YaseminSengunDemirca (20)

Yorumsuz Artı (yorum hakkında alıntılar/yazılar)
Yorumsuz Artı (yorum hakkında alıntılar/yazılar)Yorumsuz Artı (yorum hakkında alıntılar/yazılar)
Yorumsuz Artı (yorum hakkında alıntılar/yazılar)
 
Köylü Güzeli (yeniden çıkış noktasına geri dönme ile ilgili eserler)
Köylü Güzeli (yeniden çıkış noktasına geri dönme ile ilgili eserler)Köylü Güzeli (yeniden çıkış noktasına geri dönme ile ilgili eserler)
Köylü Güzeli (yeniden çıkış noktasına geri dönme ile ilgili eserler)
 
Kitaplar ve Okumak ++ ile ilgili alıntılar ve yazılar
Kitaplar ve  Okumak ++ ile ilgili alıntılar ve yazılarKitaplar ve  Okumak ++ ile ilgili alıntılar ve yazılar
Kitaplar ve Okumak ++ ile ilgili alıntılar ve yazılar
 
Gercek haber (Sherlock Holmes / dizi ve film)
Gercek haber (Sherlock Holmes / dizi ve film)Gercek haber (Sherlock Holmes / dizi ve film)
Gercek haber (Sherlock Holmes / dizi ve film)
 
İlham Kaynağı - Gılgamış Destanı'nın dan ilham alan bazı eserler
İlham Kaynağı - Gılgamış Destanı'nın dan ilham alan bazı eserlerİlham Kaynağı - Gılgamış Destanı'nın dan ilham alan bazı eserler
İlham Kaynağı - Gılgamış Destanı'nın dan ilham alan bazı eserler
 
huni
hunihuni
huni
 
Zengin ve Fakir (üçüncü versiyon)
Zengin ve Fakir (üçüncü versiyon)Zengin ve Fakir (üçüncü versiyon)
Zengin ve Fakir (üçüncü versiyon)
 
Play-Back
Play-BackPlay-Back
Play-Back
 
Voodoo Bebeği (ikinci versiyon)
Voodoo Bebeği (ikinci versiyon)Voodoo Bebeği (ikinci versiyon)
Voodoo Bebeği (ikinci versiyon)
 
Çicek Böcek
Çicek BöcekÇicek Böcek
Çicek Böcek
 
başkalarının bakışı
başkalarının bakışıbaşkalarının bakışı
başkalarının bakışı
 
Çirkinlik/Güzellik (ikinci versiyon)
Çirkinlik/Güzellik (ikinci versiyon)Çirkinlik/Güzellik (ikinci versiyon)
Çirkinlik/Güzellik (ikinci versiyon)
 
Papalagi
PapalagiPapalagi
Papalagi
 
Gercekler (dördüncü versiyon)
Gercekler (dördüncü versiyon)Gercekler (dördüncü versiyon)
Gercekler (dördüncü versiyon)
 
barometre
barometrebarometre
barometre
 
şimdiki zaman
şimdiki zamanşimdiki zaman
şimdiki zaman
 
3000, 5000, 7000 ?
3000, 5000, 7000 ?3000, 5000, 7000 ?
3000, 5000, 7000 ?
 
Tuhaf Şeyler
Tuhaf ŞeylerTuhaf Şeyler
Tuhaf Şeyler
 
Dil (İkinci Versiyon)
Dil (İkinci Versiyon)Dil (İkinci Versiyon)
Dil (İkinci Versiyon)
 
saçma
saçmasaçma
saçma
 

birikim mi sıçrama mı (İkinci Versiyon)

  • 1. birikim misıçrama mı 1 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 41 Kelimeler ve Şeyler Michel Foucault Mehmet Ali Kılıçbay’ın Önsözü Büyük Fizikçiler William H. Cropper The Web of Life Fritjof Capra Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası Fritjof Capra [. ] ani değişim paradigm shift (paradigma değişimi/kayması) birbirine muhtaç şeyler Birikim ve sıçrama tam anlamı ile birbirinin zıddı olmasa bile herhangi birini üstün tutmanın eksik kılacağı şeyler olacaktır. ‘Her şey zıddıyla kaimdir.’ 7 Tem 2023
  • 2. 2 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 Konu hakkındaki alıntıları okumadan önce: Hem insanlık tarihinde meydana gelenler hem de bilgi nasıl bir şekilde ortaya çıkıyor olabilir? Özellikle en önemli olaylar, buluşlar, … için. Yavaş yavaş, zamanla adım adım ilerleyerek, birikerek mi? - Birikim - Ya da neredeyse ezber bozan farklı bir anlayışın ansızın ortaya çıkmasıyla mı? - Sıçrama - Yoksa bu ikisi de, yani birikim ve sıçrama önemli ve gerekli, hatta birbirine muhtaç olabilir mi?
  • 3. Akış: 3 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 İnsanlık tarihinde meydana gelenlerin iki türlü olabileceğini gösteren kısımlar ! birikim ve ani değişim Kelimeler ve Şeyler - Michel Foucault Einstein’a ait biyografi ve teorileri ile ilgili kısımdan; hem birikimlerin hem de ani değişimlerin bir arada olduğunu gösterebilecek alıntılar Büyük Fizikçiler - William H. Cropper Capra’ya ait iki kitaptan ani değişim veya burada anılan halleriyle ‘paradigma kayması’ ile ilgili kısımlar ( + ek alıntılar) The Web of Life - Fritjof Capra Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra sıçrama paradigma değişimi paradigma kayması paradigm shift * * Çocukları korkutmak için ‘öcü’ kelimesinin kullanılması gibi; süslü/akademik kelimeler de bizi herhangi bir konuya karşı soğutabilir, belki korkmamıza bile neden olur. Kelimenin asıl akademik karşılığı ‘paradigm shift’. Kelime bize ait dilden/kültürden türemediğinde çeviri her zaman eksik kalabilir. ’Paradigma değişimi’ veya ‘paradigma kayması’ daha doğrudan bir çeviri olsa da bizler için daha güzel karşılıkları ‘ani değişim’ veya ‘sıçrama’. Kimi cümlelerde akademik karşılığının kullanılması uygun oluyor. Kısaca; fazla tekrarın olması veya farklı çevirilerin seçilip-kullanılması kavrama alışma/anlama açısından faydalı olacaktır.
  • 4. 4 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 İnsan Bilimlerinin Bir Arkeolojisi Kelimeler ve Şeyler Michel Foucault Foucault, M., 1994 (ilk basım 1966), Kelimeler ve Şeyler, 1. Baskı, İmge Kitabevi Yayınları, Çev. Mehmet Ali Kılıçbay Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M.
  • 5. 5 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 Alıntılarla ilgili notlar Burada sadece çevirmen Mehmet Ali Kılıçbay’ın başlık ile alakalı olan sunuş yazısından kısımlar alıntı olarak verilmiştir. Alıntılanan kısımlarda iki yol hakkında, yani bilginin birikimli veya ani değişimlerin ürünü olup olmadığı ile ilgili görüşleri göreceğiz. “Bilginin, bayrak yarışı gibi birikimli ilerlediğine” “insana ilişkin bütün bilgilerin ani değişimlerin ürünü oldukları” Mehmet Ali Kılıçbay, Foucault’nun ‘bütün bilgilerin ani değişimlerin ürünü oldukları’nı kitapta ortaya koyduğunu söyler. Kendisi de Las Meninas tablosundan örnek vererek bu görüşe, yani bilginin ani değişimlerin ürünü oldukları fikrine katıldığını ifade eder. ⋮ ⋮ Mehmet Ali Kılıçbay’ın kitabından alıntının olduğu Sınır başlıklı içeriğe de bakabilirsiniz.
  • 6. Kelimeler ve Şeyler - Michel Foucault Mehmet Ali Kılıçbay’ın Sunuş Yazısı 6 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 ⋮ Velázquez ile ilgili kısımların olduğu Resim/Fizik ve taklit etmek başlıklı içeriklere de bakabilirsiniz. “Theophile Gautier, Velâzquez'in Las Meninas'ını ilk kez gördüğünde, "tablo nerede?" diye haykırmaktan kendini alıkoyamamıştır. İlk bakışta, tablo basit bir konuyu işlemektedir. Kralın beş yaşındaki kızı infante Margarita, nedimeleri (las meni nas) ve soytarılarıyla çevrelenmiş olarak tablonun ortasındadır. En dip tarafta, saray nazırının silueti görülmektedir, ama biraz daha yakından ve daha dikkatle bakılınca, tabloda başka kişilerin de olduğu fark edilmektedir. Dip duvarın üzerinde bir ayna vardır ve aynadan İ spanya kralı IV. Felipe ile Avusturyalı kraliçe Maria-Anna’nın görüntüleri yansımaktadır. Ve ressamın bizzat kendisi, üzerinde çalıştığı tuvalde bize ters dönmüş olarak görülmektedir. O halde, resmi yapılan kimdir, kimlerdir? Tablonun adının belirttiği gibi, nedimeler mi, küçük prenses mi, yoksa kral ve kraliçe mi? Tablonun mekânı nerededir? Ressamın çalıştığı atölyede mi, yoksa kral ile kraliçenin bulunduğu yerde mi? Acaba iki tablo mu vardır? Biri gördüğümüz, diğeri de görmediğimiz, ama yapıldığını anladığımız. Asıl tablo hangisidir? Öte yandan, kral ile kraliçenin durdukları yer, aynı zamanda bizim de, seyircinin de durduğu yerdir. Las Meninas, bakanın bakılan olduğu ve tablonun kişilerinin arasına katıldığı tek resimdir; ayna kral ile kraliçenin, görüntüleriyle birlikte, bizimkini de yansıtmak durumundadır. ” s. 9 ⋮
  • 7. Kelimeler ve Şeyler - Michel Foucault “Böylesine bir tablo, bilgiyi bir kerede ebediyete kadar verilmiş sayanları, eğer anlarlarsa, altüst edecek bir ele alış tarzına sahiptir. Bilginin, bayrak yarışı gibi birikimli ilerlediğine inanan, buna iman eden (ne yazık ki bunların çoğu bizim ülkemizde yaşıyor) kişiler bu tabloda sadece nedimeleri göreceklerdir. Foucault, Kelimeler ve Ş eyler'i yazmaya, İ nsan Bilimlerinin Arkeolojisi'ni oluşturmaya bu noktadan itibaren başlamaktadır. Yazar bu çok önemli ve fazlasıyla gürültü koparmış ve koparmakta olan eserinde, "biyolojiden "psikolojiye, "dilbilim"den "iktisat"a kadar, insana ilişkin bütün bilgilerin ani değişimlerin ürünü olduklarını ortaya koymaktadır. Bu ani değişimler, bilgi edinmenin, bilgi sahibi olmanın örgütlenmesini tepeden tırnağa elden geçirmekte ve gelişimlerinin koşul ve sınırlarını her alanda tanımlayan epistemolojik bir bütünü (episteme) yeni baştan yaratmakladır. Bilgi, bir kerede ebediyete kadar geçerli olmak üzere ne bulunur, ne de verilidir. Bilgi doğru veya yanlış olmak zorunda değildir. Bilgi bir episteme'nin çerçevesi içinde belirir. Çözümlemesi yapılan dönemlere göre, Rönesans episteme'sine benzerlik yasasının egemen olduğu, XVII. yüzyılda bunun yerine "akıl" gibi soyut bir kavramın hükmü altındaki bir çözümleme tarzının geçtiği görülmektedir. Foucault'ya göre, XIX. yüzyıl, "tarihsel zaman" fikrini devreye sokarak "temsiller" halinde örgütlenmiş olan analitik bilgiyi tahrip etmiş ve insana ilişkin "bilimsel" bir bilgi böylece mümkün hale gelmiştir; ama bu bilgi de yok olmaya mahkûmdur.” s. 10 Bilginin mahiyeti, türleri ve elde edilme yöntemleri ile ilgilenen felsefe dalına epistemoloji adı verilir. https://www.milliyet.com.tr/egitim/epistemoloji-nedir-epistemoloji-bilgi-felsefesi-ne-ile-ilgilenir-hangi-sorulara-cevap-arar-6513751 7 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 Mehmet Ali Kılıçbay’ın Sunuş Yazısı
  • 8. https://pt.wikipedia.org/wiki/As_Meninas_%28Velázquez%29 8 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 Velâzquez’in Las Meninas (Nedimeler) adlı tablosu Akla gelenler Ayna ayrıntısı ve aynada başkalarının gösterilmesi hakkında, diğer bir ressamın daha önceden yapılmış bir eseri
  • 9. William H. Cropper Cropper, W. H., 2005 (ilk basım 2005), Büyük Fizikçiler, 1. Baskı, Oğlak Bilimsel Kitaplar, Çev. Nurettin Elhüseyni Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M.
  • 10. 10 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 Alıntılarla ilgili notlar Burada verilen Einstein ile ilgili kısım, hem sıçrama (veya ani değişim veya ‘paradigm shift’) hem de birikim için güzel örnek olabilir.
  • 11. Modern teorik fizikçiler kendilerini düşünsel kaşifler gibi görmekten hoşlanırlar ve içlerinden en büyüğünün gerek mikroskobik gerek makroskobik düzeyde yeni ve egzotik fiziksel dünyalar keşfettiği söylenebilir. Düşünsel bakımdan uzak bu diyarlara yolculuk hep tehlikelerle dolu olmuştur, çünkü kâşifi olağan hayatının dünyasından alıp çok ötelere götürür. Bütün fiziksel dünyaların en tuhafı olan kuantum alanına ulaşma yolunu bulan teorisyenler kuşağının mensuplarından Werner Heisenberg, modern fiziğin düşünsel seferlerini Kolomb'un yolculuğuna benzetmişti. Kolomb'un cesaret isteyen girişimini çarpıcı bulmasının nedeni Batı'ya yelken açarak Doğuya varmaya çalışması ya da gemilerini ustalıkla idare etmesi değildi, "dünyanın bilinen bölgelerinden ayrılmaya ve batıya doğru, elindeki erzakın salimen geri dönmesine yeteceği noktanın ötesine yeIken açmaya" karar vermesiydi hayranlık duyduğu şey. Düşünsel alanın Kolomb'u sıfatını herkesten daha fazla hak eden kişi Albert Einstein'dır. "Benimsenmiş öğretinin güvenli limanı"nın ötesindeki tuzaklarla dolu ve meçhul denizlere açılarak benzer seferlere o girişti. Yalnızca kuantum diyarının bir öncüsü olmakla kalmadı, modern fizik alanının büyük bir bölümünü de dolaşıp keşfetti.” s. 243 “Einstein genelde Zürich Politeknik'teki derslerin büyük bir şevkle sarılmadı. Matematik derslerinden bazıları dört dörtlüktü. Matematik hocalarından Hermann Minkowski'den öğrendiği şeyler daha sonraları görelilik teorisinin matematiksel temellerine hayati bir katkıda bulundu, buna karşılık deneysel ve teorik fizik dersleri heyecan verici olmaktan uzaktı. İlk başlarda laboratuar çalışmalarını çekici bulduysa da, deney projeleri bu dersin hocası Heinrich Weber'den pek onay görmedi. Sabrı tükenen Weber sonunda öğrencisine şunu söyledi: "Zeki bir çocuksun, Einstein, hem de çok zeki bir çocuk. Ama büyük bir kusurun var: Sana bir şey anlatılmasına fırsat vermiyorsun."” s. 245
  • 12. 12 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 Büyük Fizikçiler - William H. Cropper Konferansa ait bir fotoğrafı birazdan görebilirsiniz. “Esir fiziğini ve alan teorisiyle bağlantılarını en berrak olarak gören ve aynı zamanda Einstein'ın yolunu bulmasına yardımcı olan kişi, 1877'den 1912'ye kadar Leiden 'Üniversitesi'nde teorik fizik profesörü olarak ders veren Hendrik Lorentz'di. Lorentz yaratıcı teorisyen ve müşfik eleştirmen gibi ikili bir rolü oynamadaki dikkate değer becerisiyle genç fizikçi kuşaklarından saygı gördü. Tıpkı Maxwell ve Gibbs gibi, araştırma öğrencilerini bir okul çatısı altında toplamak onun da üslubu değildi. Yine de dünyanın dört bir yanından gelen fizikçiler onun elektrodinamik derslerini dinlerdi. Yüzyılın bitiminden sonra, herkesçe uluslararası fizik camiasının önderi olarak kabul edildi. 1911'den başlayarak Brüksel'de düzenlenen Solvay Konferansları'nın başkanlığını yürüttü. Bu ad, müthiş bir servete sahip olan ve fiziğe amatör düzeyde ilgi duyan sınai kimyacı Ernest Solvay’dan gelmekteydi. Konferanslara katılanların şık bir şekilde ağırlanması için yapılan bütün masrafları karşılayan da oydu. Einstein'ın "Cadıların Sebt Günleri" diye anmaktan hoşlandığı bu uluslararası buluşmalarda Lorentz dışında bir kimsenin uyumu sağlaması mümkün değildi. "Herkes [Lorentz'in] aşılmaz bilgi birikimini, müthiş inceliğini, en karışık savları bile apaçık bir biçimde özetleme yeteneğini ve hepsinden daha da önemlisi emsalsiz dil becerisini gözetirdi" diye yazar Lorentz biyograflarından Russell McCormmach. İlk Solvay Konferansı'na katıldıktan sonra, Einstein da bir arkadaşına şunları yazmıştı: "Lorentz zekânın ve enfes inceliğin bir harikası. Canlı bir sanat şaheseri! Bana göre orada bulunan teorisyenlerin en zekisi oydu:"” s. 248
  • 13. “Uzay-Zaman Einstein'ın 1905'teki özel teorisinin ortaya koyduğu yeni uzay ve zaman öğretisi, zaman göreliliğinin yanı sıra uzunluk ve uzay göreliliğini gerekli kılmaktaydı. Bir eylemsizlik çerçevesi içindeki bir gözlemci belli bir olayı x, y, z koordinatlarıyla ve t zamanıyla tarif ettiğinde, farklı bir eylemsizlik çerçevesi içindeki başka bir gözlemci aynı olayın fiziğini ifade etmek için x', y', z' gibi farklı koordinatları ve t' gibi farklı bir zamanı kullanır. Zaman değişkeni, Newton fiziğindeki gibi, uzaysal değişkenlerden ayrı değildir. Göründüğü kadarıyla Einstein tablosuna uzaysal değişkenlerle aynı temelde girer. Einstein'ın eski matematik hocalarından Hermann Minkowski bu bakış açısını benimsemiş ve matematiksel bir yapıya kavuşturmuştu. Bu yapı daha sonraları özel göreliliğin ötesine geçip genel göreliliğe yönelen Einstein için vazgeçilmez bir araç oldu. Minkowski 1908'de yaptığı bir konuşmanın girişinde kendi programını şöyle ortaya koymaktaydı: "Uzay ve zamana ilişkin olarak size sunmak istediğim görüşler deneysel fiziğin toprağından fışkırıp çıkmıştır ve güçleri de buradan gelmektedir. Radikal görüşlerdir bunlar. Bundan böyle başlı başına uzay ve başlı başına zaman sönüp giderek birer gölge haline gelmeye mahkumdur. Yalnızca ikisinin bir tür birliği bağımsız bir gerçeklik olarak ayakta kalacaktır."” s. 260 13 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 Büyük Fizikçiler - William H. Cropper
  • 14. https://en.wikipedia.org/wiki/Solvay_Conference Sıklıkla karşılaştığımız bu fotoğraf, alıntıda adı geçen Solvay Konferansları’ndan; 14 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41
  • 15. Akla gelenler 15 Sanırım aynı şeyi genel görelilik denklemleri için yapmaya cesaret edemeyiz :) Şöyle görünüşleri var. Belli bir emek karşılığı ‘herkes’ her şeyi yapabilir. Burada sadece hoş bir espri fırsatını kaçırmamak gerek :) Burada altta yazan küçük semboller de dünyanın yarıçapı vs. gibi şeyleri göstermek için kullanılmıyor, onlar da (tensör hesabı ile ilgili) matematiksel bazı ifadelere/işlemlere karşılık geliyor. Örneğin 1 değil de 9, 16 … tane denklem, terim … var denebilir. Şöyle; birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 Astronomi ve Uzay bilimlerinden genç bir akademisyenin podcast yayınını dinlemiştim. Çeşitli/farklı meslek gruplarından kendisine ulaşanlar oluyormuş. Einstein’ın denklemini düzelttim, hatayı buldum vs. gibi şeyler yazıyorlarmış. Çünkü Einstein’ın özel görelilik için, Lorentz’den sonra son halini verdiği denklemler görünüş olarak basittir. Birkaç değişken vardır, x=vt gibi veya F=ma gibi. Denklemler şöyle; Akademisyen arkadaşın dediklerini tam hatırlayamasam da bunun nedeninin denklemlerin basit görünüşü olduğunu söylemişti. Genelde basit ifade ediliş biçimleri önemli yasaların göstergesidir de.
  • 16. 16 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 The Web of Life Fritjof Capra Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası Fritjof Capra Capra, F., 1992 (ilk basım 1982), Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası, 2. Baskı, İnsan Yayınları, Çev. Mustafa Armağan Capra, F., 1996 (ilk basım 1996), The Web of Life, 1. Baskı, Doubleday Fritjof Capra’nın iki kitabı Alıntılar tırnak işareti arasında sayfa numaraları ile beraber verilmiştir. Örneğin; “İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime.” s.175 C. M.
  • 17. 17 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 Alıntılarla ilgili notlar Bu iki kitap paradigma değişimine odaklanmakta; hatta dünyayı etkileyen içinde bulunduğumuz bunalımlı süreçte tam da bir ‘paradigma değişimi’ne ihtiyacımız olduğunu çeşitli örnekler vererek göstermektedir. Başlık dışına biraz fazlaca çıkan alıntıları da okuyacağız. Yine de sadece bilim camiasından verdiğimiz örnek dışında diğer alanlardaki örnekleri de görebilmek için ipuçları bulabiliriz.
  • 18.
  • 19. i­ şim şimdi sıklıkla "paradigma(***) değişimi" denilen şeyi, özel bir gerçeklik anlayışını biçimleyen düşünce, algılama ve değerlerin d e­ rin değişimini kapsar. (17)” s. 26 (***) Yunanca paradeigma ("model" (pattern))den.” s. 26 17. Paradigma ve Paradigma değişimlerinin geniş bir tartışması için bk. Kuhn (1970) ” s. 479 Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası’ndan TDK, Google ve Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası’dan tanımlamaları Paradigma / Paradigma değişimi - 2 19 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41
  • 20. Bütüncül görüş / Ekolojik görüş Bütüncül görüş ≈ Gerçekliği veya bir olayı parça parça incelemek ve çözmek yerine; bütün diğer her şey ile etkileşimini, bağlarını, ilişkilerini göz önünde bulundurarak anlamaya/çözmeye/kavramaya çalışmak. Farklı disiplinlerin, farklı bakış açılarının da değerini es geçmemek. Rasyonel ve sezgisel düşünme biçimlerini, ikisinin bir arada oluşlarının değerini es geçmemek. e­ ri daha küçük birimlere indirgenemeyen bütünleşmiş haline dayanarak kavranılmasına gönderme yapmaktadır.” s. 36 “(*) Ekosistem (ecosystem): içerisindeki canlıların, kendisiyle etkileşimde b u­ lunmak suretiyle hayat şartlarını düzenlediği doğal çevre. (çev.)” s. 17 “The new paradigm may be called a holistic worldview, seeing the world as an integrated whole rather than a dissociated collection of parts. It may also be called an ecological view, if the term “ecological” is used in a much broader and deeper sense than usual. Deep ecological awareness recognizes the fundamental interdependence of all phenomena and the fact that, as individuals and societies, we are all embedded in (and ultimately dependent on) the cyclical processes of nature.” ss. 56 “Rasyonel ve sezgisel biçimler, insan zihninin görev yapan bütünleyici biçimleridir. (…)” ss. 35-36 Bununla birlikte, tekn
  • 21. kuantum danışmanınız diyetisyeniniz araba tamirciniz astroloğunuz iç mimarınız fizik hocanız kadastro uzmanınız holistik 7 Tem 2023 Akla gelenler “The new paradigm may be called a holistic worldview, seeing the world as an integrated whole rather than a dissociated collection of parts. It may also be called an ecological view, if the term ‘ecological’ is used in a much broader and deeper sense than usual.” alıntısından ilhamla Mizahi bir biçimde ifade etsek de bütüncül (holistik) bir bakış açısı her şeye değer vermeye, onları korumaya, onları iyileştirmeye odaklı bir algıya ihtiyaç duyuyor. Toprak zemine bastığımızda ise, tüm disiplinleri bir arada görebilmenin, her birinin değerini ve birbirleriyle ilişkilerini sezebilmenin ‘paradigm shift’ e yol açan şeylerden biri olduğunu da fark edebiliriz.
  • 22. 22 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 Alıntılarla ilgili notlar “The new view of reality was by no means easy to accept for physicists at the beginning of the century. The exploration of the atomic and subatomic world brought them in contact with a strange and unexpected reality” Fritjof Capra Başlığa ilham da olan bu ingilizce kitaptan verilen alıntılara göz atıp, türkçe olarak basılan yazarın bir sonraki kitabına geçebilirsiniz. Orada hem daha fazla alıntı verilmiştir hem de bu kitaptaki ile benzer/ aynı ifadeler vardır.
  • 23. “The Paradigm Shift My main interest in my life as a physicist has been in the dramatic change of concepts and ideas that occurred in physics during the first three decades of the century and is still being elaborated in our current theories of matter. The new concepts in physics have brought about a profound change in our worldview; from the mechanistic worldview of Descartes and Newton to a holistic, ecological view. The new view of reality was by no means easy to accept for physicists at the beginning of the century. The exploration of the atomic and subatomic world brought them in contact with a strange and unexpected reality. In their struggle to grasp this new reality, scientists became painfully aware that their basic concepts, their language, and their whole way of thinking were inadequate to describe atomic phenomena. Their problems were not merely intellectual but amounted to an intense emotional and, one could say, even existential crisis. It took them a long time to overcome this crisis, but in the end they were rewarded with deep insights into the nature of matter and its relation to the human mind.3 The dramatic changes of thinking that happened in physics at the beginning of this century have been widely discussed by physicists and philosophers for more than fifty years. They led Thomas Kuhn to the notion of a scientific “paradigm,” defined as “a constellation of achievements -concepts, values, techniques, etc.- shared by a scientific community and used by that community to define legitimate problems and solutions.”4 Changes of paradigms, according to Kuhn, occur in discontinuous, revolutionary breaks called “paradigm shifts.”” s. 5 The Web of Life - Fritjof Capra 23 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 ⋮ Dil başlıklı içeriğe de bakabilirsiniz. ⋮ Einstein’ın burada adı geçen teorilerindeki şeyler tam da böyle;
  • 24. (…) Deep Ecology The new paradigm may be called a holistic worldview, seeing the world as an integrated whole rather than a dissociated collection of parts. It may also be called an ecological view, if the term “ecological” is used in a much broader and deeper sense than usual. Deep ecological awareness recognizes the fundamental interdependence of all phenomena and the fact that, as individuals and societies, we are all embedded in (and ultimately dependent on) the cyclical processes of nature.” ss. 56 ⋮
  • 25. 25 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 Alıntılarla ilgili notlar Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası Fritjof Capra “Fizikteki yeni kavramlar, dünya g ö­ rüşümüzde hayli derin bir değişim yarattı; Bu Descartes ve Ne w­ ton'un mekanistik anlayışından (…) bütüncül (holi s­ tic) ve ekolojik görüşe doğru bir değişimdi.” “evrenin yeni görünümünün kabul edilmesi yüzyılın ba ş­ larında fizikçiler için öyle hiç de kolay olmadı. (…) herhangi bir tutarlı tasvire meydan okur görünen garip ve umulmadık bir gerçekliği anlama çabalarında (…) varoluşsal bir bunalımdı.” yaşadılar. “Bugünkü toplumumuzun kendisini bir bütün olarak benzer bir bunalımın içerisinde bulduğuna inanıyorum” “Bu nedenle muhtaç olduğumuz şey, yeni bir "paradigma", ge r­ çekliğin yeni bir tasarımı (vision); düşünme, algılama ve değerler i­ mizde kökten bir değişimdir.” + diğer konular Yazara ait alıntılardan önce, kitabı dilimize çeviren Mustafa Armağan’ın güzel sunuş yazısı verilmiştir. İlk okumada farklı, yabancı gelebilecek bazı kavram ve düşünce şekillerine ısınma anlamında faydalı olacaktır.
  • 26. “ ÇEVİRENİN SUNUŞU Elinizdeki çalışma, pek çok açılardan ülkemizde "ilk" olma özelliklerini taşıyan çok-yönlü bir eser. Batıda yüzyılımızın başında fi zikte başlayan ve diğer disiplinlerde devam eden "devrimci" bir gelenek sözkonusudur. Bu g e­ lenek klasik bilim anlayışına karşı çıkması, dikkati dış dünyadan içe çevi r­ mesi, manipulatif bir zihniyetten çok uyumlu ve işbirlikçi bir zihniyete s a­ hip olması, olayları tek tek unsurlarına bölerek değil bir bütün (küll) olarak algılamaya çalışması vb. bakımlardan klasik bilimsel dünya görüşünden a y­ rılmaktadır. Daha geniş bir perspektiften bakıldığında bu yaklaşımların hiç de "yeni" olmadığı görülebilir. Bu sayılan hususlar kadim geleneksel kültü r­ lerin 3000 yıldır zaten söyleyegeldiği şeylerin bilimsel bir kılıkta karşımıza çıkması değil midir? Faaliyet ve hareketi evrenin temel bir özelliği olarak gören Chuang Tzu ile atomaltı parçacıkların 'kesintisiz dansı'ndan sözeden modern fi zik teorisi arasında güçlü paralellikler görülmektedir. Bu ve buna benzer paralellikler batılı bilim adamlarının gözlerini kamaştırmış ve b u­ nun sonucunda doğu kültür ve geleneklerinin zengin mirasını incelemeye başlamışlardır.” s. 7 Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra 26 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 ⋮ 3000, 5000, 7000 ? başlıklı içeriğe de bakabilirsiniz. ⋮ 0◦ Kelvin’de yani -273◦ C de atomlar hareket etmiyor demekle birlikte, teorik olarak hala bir enerjiden bahsedilebilir. Bu galiba deneysel olarak henüz erişilmeyen de bir sıcaklık. Bu kadar düşük sıcaklığa yakın noktalarda bile hareket varsa; burada da söylendiği gibi hareket hep var; statik, durağan hiçbir şey yok diye düşünmemiz çok da yanlış olmayabilir.
  • 27. Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra 27 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 manipüle edilmediği sürece hepimizin iyiliğine olacak ne kadar güzel şeyler “ ÇEVİRENİN SUNUŞU İşte elinizdeki Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası adlı bu kitap fi zikte Niels Bohr ile başlayan doğu kültürünün kavramlarının fi zikteki mütek a­ billerini bulma çabalarının bir uzantısı sayılır bir açıdan. Ama diğer yandan bu tür paralelliklerin de ötesinde bu 'doğuyla batıyı birleştiren' kavram ve kavrayışların günümüz dünyasındaki anlamını da araştırmayı ihmal etm i­ yor. Capra, meslekten bir fizikçi olmasına rağmen bu kitapta pek çok alana cesaretle dalmakta ve her alanın gelişimi ile günümüzdeki tıkanıklıklarını tesbit ettikten sonra gelecekte yapabileceği açılımın yolunu da göstermekt e­ dir. Fizik, kimya, tıp, psikoloji, ekoloji, iktisat ve teknoloji; bunların hepsi de yukarıda sözünü ettiğimiz devrimci değişimi yaşamış ve geleceği güvenle bakabilen disiplinlerdir. Capra'ya göre, umulur ki diğer disiplinler de bu açılan yolu izleyerek gelecek dünya için gerekli dönüşümleri geçirebilsin. Geleceğe ilişkin umutlarımızı tazeleyen önemli bir nokta, 1960'lardan itib a­ ren sivil kitlede başlayan ve giderek güçlenen sosyal hareketlerdir: Çevre korumacılığı, feminizm, nükleer silah aleyhtarlığı, tüketiciyi koruma grup- ları, etnik özgürlük hareketleri ve benzeri. Tüm bu hareketler yazara göre "kültürel dönüşümümüzün vazgeçilmez parçaları"dır. ” ss. 7-8
  • 28. Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra 28 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 Özel ve genel göreliliği yani çok tuhaf şeyleri keşfetmiş olan Einstein, bu garip ve umulmadık gerçekliği ifade etme cesaretini gösterdi. Ancak, önünü açtığı, yine oldukça garip/tuhaf olan, kuantum mekaniği teorisindeki bazı şeyleri kabule yanaşmadı! Özellikle kuantum mekaniğindeki belirsizlik, olasılıklarla ilgili durum için. Kitapta geçen ifade ile ‘bunu kendine yediremedi’. (s. 268 - Büyük Fizikçiler) “1970'li yıllarda, başlıca mesleki ilgim, bu çağın ilk otuz yılında fizikte meydana gelen ve hala başlıca madde teorilerimizde inc e­ den inceye işlenen kavram ve düşüncelerin çarpıcı değişimi üzeri n­ de yoğunlaşmış bulunuyordu. Fizikteki yeni kavramlar, dünya g ö­ rüşümüzde hayli derin bir değişim yarattı; Bu Descartes ve Ne w­ ton'un mekanistik anlayışından bütün çağların ve geleneklerin mi s­ tik görüşlerine çok yakın bulduğum bir görüş olan bütüncül (holi s­ tic) ve ekolojik görüşe doğru bir değişimdi. Fiziksel evrenin yeni görünümünün kabul edilmesi yüzyılın ba ş­ larında fi zikçiler için öyle hiç de kolay olmadı. Atom ve atomaltı dünyasının keşfi onları, herhangi bir tutarlı tasvire meydan okur görünen garip ve umulmadık bir gerçekliği anlama çabalarında onun temel kavramlarını, dilini ve bütün düşünce tarzını, atom ol a­ yını tasvir etmeye hiç benzemeyen bir meşakkatle öğrendiler. Onl a­ rın sorunları yalnız zihni değil, şiddetli bir duygululuğa varan, ha t­ ta bir deyişle varoluşsal bir bunalımdı. Bu bunalımın atlatılması onların uzun zamanını aldı, fakat sonuçta maddenin yapısı ve b u­ nun insan zihniyle ilişkisine dair derin bir kavrayışla ödüllendiri l­ diler.” s. 9 “(*) "Bütüncül" (holistic). Yunanca holos ("bütün")den; gerçekliğin, nitelikl e­ ri daha küçük birimlere indirgenemeyen bütünleşmiş haline dayanarak kavranılmasına gönderme yapmaktadır.” s. 36 “(*) Ekosistem (ecosystem): içerisindeki canlıların, kendisiyle etkileşimde b u­ lunmak suretiyle hayat şartlarını düzenlediği doğal çevre. (çev.)” s. 17 yaşadılar
  • 29. “Bugünkü toplumumuzun kendisini bir bütün olarak benzer bir bunalımın içerisinde bulduğuna inanıyorum. Bunun sayısız belirt i­ lerini her günkü gazetelerde görebiliriz. Yüksek bir enflasyon ve işsizliğe sahibiz, bir enerji bunalımımız var, sağlık korumasındaki bir bunalım, nüfus ve öteki çevresel felaketler, yükselen bir şiddet ve suç dalgası ve diğerleri. Bu kitabın temel tezi, bunların, temelde bir algılama bunalımı olan bir ve aynı bunalımın değişik yüzleri olduğudur. Bu bunalım, tıpkı 1920'lerde fizikte ortaya çıkan bun a­ lım gibi, modası geçmiş bir dünya görüşünün (Descartesçı Newto n­ cu bilimin mekanistik dünya görüşünün) kavramlarını, artık bu kavramların terimleriyle anlaşılamayan bir gerçekliğe uygulamaya çalışmamızdan doğmaktadır. Biz bugün tamamen birbirine bağlı b i­ yolojik, psikolojik, toplumsal ve çevresel olaylar çerçevesinde topy e­ kün birbirine örülmüş bir dünyada yaşıyoruz. Bu dünyayı elverişli bir şekilde dile getirmek için Descartesçı dünya görüşünün bize bağışlamadığı ekolojik bir perspektife ihtiyaç duyuyoruz.” ss. 9-10 Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra “Bu nedenle muhtaç olduğumuz şey, yeni bir "paradigma", ge r­ çekliğin yeni bir tasarımı (vision); düşünme, algılama ve değerler i­ mizde kökten bir değişimdir. Gerçekliğin mekanistik kavrayışından bütüncül kavranışına doğru yönelen bu değişim hemen bütün ala n­ larda görülebilir ve muhtemelen içinde bulunduğumuz on yılı o b e­ lirlemektedir. Bu "paradigma değişimi"nin çeşitli tezahürleri ve e t­ kileri bu kitabın konusudur. (…) İlk olarak bunun oluşmasından sonra, toplumsal değ i­ şim için hep birden ve güçlü bir enerji halinde akma amacındaki farklı hareketleri bekleyebiliriz. Bu değişimin işaret ettiği halihazır bunalımın cazibesi ve topyekün kapladığı alan, muhtemelen bir b ü­ tün olarak yeryüzü için bir dönüm noktası olacak boyutlarda, eşi görülmemiş bir dönüşümle son bulacaktır.” s. 10 29 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 ⋮ Dil başlıklı içeriğe de bakabilirsiniz. ⋮
  • 30. “Yüzyılımızın son ve sondan bir önceki on yılının başlarında kendimizi derin bir evrensel bunalımın kucağında bulduk. Bu, y a­ şantımızın hemen her boyutuna uzanan yüzlere sahip karmaşık, çok boyutlu bir bunalımdı: Sağlık ve beslenmemiz, çevremizin nit e­ liği ve toplumsal ilişkilerimiz, ekonomi, teknoloji ve siyasetimiz bu yüzlerden bir kaçıdır. Bu zihinsel, ahlaki ve manevi boyutları olan bir bunalımdır; kayda geçirilmiş insanlık tarihinde daha önce be n­ zeri görülmemiş bir tırmanma ve kaçınılmazlık bunalımı. İlk defa bizler bu gezegen üzerindeki insan ırkının ve her türlü hayatın i m­ hasına yönelik gerçek bir tehditle karşı karşıyayız.” s. 15 Çoğu çocuk onbeş milyondan fazla insan her yıl açlıktan ölü r­ ken, bir diğer beşyüz milyon insan ciddi şekilde kötü beslenmiş d u­ rumdadır. Dünya nüfusunun yüzde kırkına profesyonel sağlık hi z­ metleri ulaşmış değil; yine de gelişmekte olan ülkelerin silahlanm a­ ya harcadıkları para, sağlık hizmetlerine harcadıklarından üç kat fazladır. İnsanlığın yaklaşık yüzde otuzu sağlıklı içme suyundan yoksun iken onların bilim adamları ve mühendislerinin yarısı silah yapımı teknolojisiyle uğraşmaktadır.” s. 16 “(…) Nükleer silahlar, askerlik kurumunun bizi ina n­ dırdığı gibi güvenliğimizi değil, yalnızca topyekün imha olasılığını arttırmaktadır.” s. 17 Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra 30 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41
  • 31. Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra 31 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 “Nükleer savaş tehdidi insanlığın bugün yüzyüze bulunduğu en büyük tehlikedir, ama kesinlikle tek tehlike değildir. Askeri güçler öldürücü nükleer silah depolarını artıradursun, sanayi dünyası da yeryüzüadeki hayatı yok etmekle tehdit eden aynı oranda tehlikeli nükleer enerji reaktörlerinin inşasıyla meşguldür. Yirmibeş yıl önce dünya liderleri "atomu barış amacıyla" kullanmaya ve geleceğin g ü­ venli, temiz ve ucuz enerji kaynağı olarak nükleer enerjiden fayd a­ lanmaya karar vermişlerdi. Bugün biz nükleer enerjinin ne emin, ne temiz, ne de ucuz olduğunu içimiz sızlayarak öğrenmiş bulun u­ yoruz. Mutluluğumuz için büyük bir tehdit oluşturan 360 nükleer reaktör ve yüzden fazla planlanmış reaktör, şimdi dünyanın her yerinde faaliyet halindedir. (5) Nükleer reaktörler tarafından dışarı püskürtülen radyoaktif elementler atom bombasının yatdığı radyoaktif serpintisinin aynısını yaymaktadır. Bu zehirli maddelerden bi n­ lerce ton, daha önceden nükleer patlama ve reaktör atıkları aracılığıyla çevreye boşaltılmıştı. Bunlar soluduğumuz havada, yediğimiz yiyecekte ve içtiğimiz suda birikmeyi sürdürerek kanser ve genetik hastalıklara düşme tehlikemizi artırmaya devam etmektedir. Bu radyoaktif zehirlerin en zehirlisi olan atom bombası yapmakta ku l­ lanılan plutonyum, kendi kendine bölünebilmektedir. Nükleer ene r­ ji ve nükleer silahlar içinden çıkılmaz biçimde birbirine bağlıdır ve insanlık için aynı tehlikenin değişik tezahürleridirler. Onların gü n­ begün artmasıyla topyekün imha olasılığı da günbegün çoğalmaktadır.” s. 17 ⋮ ⋮ Atom bombası anıldığında ilk akla gelen ‘Hiroşima’ ile ilgili eserlerin/alıntıların olduğu Acı ve tuhaf şeyler başlıklı içeriklere de bakabilirsiniz.
  • 32. “Hava kirliliğine ek olarak sağlığımız da, içtiğimiz su ve yediğimiz yiyecekler, hem de zehirli kimyasal maddelerin pek çok bileş i­ ğince kirletilme tehdidi altındadır. Birleşik Devletler'de sentetik y i­ yecek katkılan, böcek zehirleri, plastikler ve başka kimyasalların bir yılda bin yeni kimyasal bileşiğinin halen belli bir oranda satıld ı­ ğı hesaplanmaktadır. Sonuç olarak kimyasal zehirler müreffeh h a­ yatımızın gittikçe büyüyen bir parçası haline geliyor. Üstelik hava, su ve gıda kirlenmesi yoluyla sağlığımızı tehdit etmesi, doğal çevre üzerinde insan teknolojisinin yalnızca en göze çarpan doğrudan e t­ kileridir. Daha az göze çarpan, ama muhtemelen daha uzak tehl i­ kelere gebe etkileri sadece yakınlarda, o da hala anlaşılmaktan uzak olarak öğrenilmiş bulunmaktadır. (7) Bununla birlikte, tekn o­ lojimizin bir çok yönden rahatsız edici olduğu ve hatta bütünüyle varlığımızı kendisine borçlu olduğumuz ekolojik sistemleri yok ed e­ bileceği artık gözle görülür hale gelmiştir.” s. 18 Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra 32 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 “(…) Bu s o­ runlar, ayrıntılarıyla göreceğimiz gibi, içten birbirine örülü ve birb i­ rine bağlı oldukları anlamında sistemsel sorunlardır. Bunlar ak a­ demik disiplinlerimizin ve yönetim faaliyetlerimizin karakteristik parçalı metodolojisi çerçevesinde anlaşılamazlar. Bu tür bir yakl a­ şım kesinlikle herhangi bir güçlüğü halledemeyecek, ancak onlara yalnızca, karmaşık toplumsal ve ekolojik ilişkiler ağı çerçevesinde yer değiştirtecektir. Ancak ve ancak, eğer ağ kendi yapısını değişt i­ rirse tam bir çözüm bulunabilir ve bu, toplumsal kurumlar, değe r­ ler ve düşüncelerimizin derin bir dönüşümünü gerektirecektir. (…)” ss. 20-21
  • 33. “Çok-yüzlü kültürel bunalımımızı anlamak için son derece geniş bir görüş benimsemek ve durumumuzu insanlığın kültürel evrimi bağlamında değerlendirmek gerekmektedir. Biz bakış açımızı yi r­ minci yüzyılın sonlarından binlerce yılı kuşatan bir zaman zincir i­ ne; durağan toplumsal yapılar kavramından değişimin dinamik kalıplarını algılamaya doğru değiştirmek zorundayız. Bu bakış açısı n­ dan bunalım, dönüşümün özel bir hali olarak ortaya çıkmaktadır. Her zaman baştan ayağa dinamik bir dünya görüşüne ve yoğun bir tarih duygusuna sahip bulunan bir Çinlinin, bunalım ve değişim arasındaki bu derin bağlantıya hakkıyla vakıf olduğu görülür. "B u­ nalım"ın karşılığı kullandıkları terim (weiji), "tehlike" ve "imkan" için kullanılan yazı karakterlerinden teşkil edilmiştir. Batılı sosyologlar bu antik sezgiyi doğrulamışlardır. Farklı to p­ lumlara ilişkin kültürel dönüşüm devreleri incelemeleri, bu dön ü­ şümlerin çoğunun, farklı toplumsal belirtiler aracılığıyla tipik ol a­ rak öncelenmiş olan içinde bulunduğumuz bunalımın semptomlarına çok benzediğini göstermiştir. Bu semptomlar, geçen on yıl içerisinde toplumumuzda görülmüş olanlardan hepsini; dini çığırlara i l­ gi uyanışını olduğu kadar, bir yabancılaşma duygusunu, zihinsel rahatsızlıkta, şiddet suçlarında ve toplumsal çözülmede görülen bir artışı da kapsamaktadır. Önemli kültürel değişim dönemlerinde bu belirtiler, dönüşüm yaklaşırken sıklık ve yoğunluğu artan ve vuku bulduktan sonra tekrar düşen ana dönüşümden önceki her otuz yı l­ da bir ortaya çıkma eğilimindedirler. (10)” ss. 21-22 Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra 33 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 weiji = bunalım ≈ tehlike + imkan Çince ⋮ barometre başlıklı içeriğe de bakabilirsiniz. ⋮
  • 34. “Bu tür kültürel dönüşümler uygarlıkların gelişimindeki temel adımlardır. Bu gelişmeyi belirleyen güçler karmaşıktır ve tarihçiler kültürel dinamiklerin kapsamlı bir teorisine sahip olmaktan çok uzaktır; şu var ki, bütün uygarlıkların benzer çevrimsel (cyclical) oluşum, büyüme, çöküş ve çözülme süreçlerinden geçtikleri gözlemlenmektedir. Aşağıdaki grafik, Akdeniz yöresindeki büyük uyga r­ lıklar için bu dikkat çekici kalıbı (pattern) göstermektedir. (11) ” s. 22 Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra “Daha sonra canlılıklarının en yüksek noktasına ulaşan uygarlıklar kültürel enerjilerini yitirmeye ve çökmeye başlarlar. Toy n­ bee'ye göre bu kültürel çöküşteki en esaslı öğe, esnekliğin yitirilişidir. Toplum bu şekilde katılaştığında toplumsal yapılar ve davranış kalıplan artık değişen şartlara ayak uyduramaz hale gelecek, kül- türel evrimin yaratıcı sürecini sürdürmekten aciz kalacak, çökecek ve sonunda parçalanacaktır. Çözülme süreçlerinde tekbiçimlilik ve yaratıcılıktan yoksunluk gösterirken, büyüyen uygarlıklar sonsuz bir çeşitlilik ve çokyönlülük sergilerler. Çözülen bir toplumdaki e s­ nekliğin yitimi, kaçınılmaz olarak, toplumsal uyumsuzluğun patlak vermesiyle ve karışıklığa düşmesine neden olan öğeleri arasındaki genel bir uyum yitimiyle beraber gerçekleşir.” s. 24 34 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41
  • 35. “Sorokin'in çözümlemesi, bugün burun buruna geldiğimiz bunal ı­ mın sıradan bir bunalım olmadığını, insanlık tarihinin önceki d ö­ nemlerinde vuku bulmamış büyük değişim aşamalarından biri o l­ duğunu çok güçlü bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu kapsamlı kü l­ türel dönüşümler sık sık meydana gelmemektedir. Lewis Mu m­ ford'a göre, bütün Batı uygarlığı tarihi boyunca bunlar, aralarında neolitik dönemin başlangıcında tarımın keşfiyle birlikte uygarlığın doğuşu, Roma İmparatorluğunun yıkılması esnasında Hristiyanl ı­ ğın ortaya çıkışı ve Orta Çağlardan Bilimsel Çağa geçişin de bulu n­ duğu bir elin parmaklarının sayısı kadar meydana gelebilmişti. (20) Şu anda başımızdan geçmekte olan dönüşüm daha önceki he r­ hangi birinden çok daha dramatik olabilir, çünkü çağımızdaki değ i­ şimin hızı öncekilere göre daha süratlidir; bütün yerküreyi kuşatan değişimler eskisinden daha yaygındır ve çünkü büyük bir takım d e­ ğişimler hep aynı zamana rastlamaktadır. İnsanlığın kültürel evrimine hükmettiği gözlenen ritmik tekrarlar ve yükselme düşme k a­ lıpları, bazen bunların geriye dönüş noktalarına ulaşmasına da ya r­ dımcı olmuştur.” s. 29 Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra 35 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 Dönüşümün süratini/süresini daha iyi görebilmek için renkli çizgiler asıl şekil üzerine eklenmiştir. Fosil-yakıtı çağı (yani yaşadığımız dönem)
  • 36. Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra 36 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 Tekrarlarsak, Einstein’ın yaptığı insanlık tarihindeki en büyük meydan okumalardandır ve yaratıcı bir cevap bulmuştur. Ayrıntıları ve diğer ilginç şeyler bir tarafa zamanın göreli olduğu, farklı olması/algılanması biz insanlar açısından pek de kabul edilebilir değil ! “Uygarlıkların yükseliş ve düşüşüyle ilgili bu kalıpları tahmini yoldan inceleyenler arasında en önde geleni Arnold Toynbee'nin A Study of History'sidir. (12) Toynbee'ye göre bir uygarlığın oluşumu, durağan (statik) bir durumdan dinamik bir etkinliğe geçişten ib a­ rettir. Bu geçiş, halihazırda mevcut olan bir uygarlığın ya da daha eskiden doğmuş bir ya da daha fazla uygarlığın etkisiyle kendiliği n­ den meydana gelebilir. Uygarlıkların oluşumundaki temel kalıbı Toynbee, kendisinin "meydan okuma ve cevap verme" (challeng e­ and response) dediği bir etkileşim kalıbı şeklinde görmektedir. To p­ lumun uygarlık sürecine girmesine neden olan doğal ya da toplu m­ sal çevreden gelen bir meydan okuma, toplumda ya da toplumsal bir grupta yaratıcı bir cevabı kışkırtır. Toplumu bir denge durumunda tutan kültürel saikin (mome n­ tum) başlangıçtaki meydan okumaya verdiği başarılı cevabın yeni bir meydan okuma karşısında dengesi bozuluncaya kadar, uygarlık büyümeye devam eder. Bu şekilde, yeni yaratıcı düzeltmeleri gere k­ tiren bir dengesizlik, bütün başarılı cevapları üreten baştaki me y­ dan okuma ve cevap verme kalıbını büyümenin müteselsil aşam a­ larında tekrarlar.” s. 23
  • 37. “Çin kültüründe yin ve yang kesinlikle ahlaki değerlerle bağla n­ tılı olarak ele alınmamıştı. İyi olan yin veya yang değil. İkisi arası n­ daki dinamik dengedir; kötü ya da zararlı olansa dengesizliktir. Kadim Çin kültürünün en önemli kavrayışlarından birisi, faaliyeti -Chuang Tzu'nun dediği gibi- “dönüşüm ve değişimin sürekli akışı"nı (28) evrenin temel bir özelliği olarak kabul etmesiydi. Bu görüşte değişme, belli bir miktar gücün sonucu olarak değil, bütün nesne ve durumlarda bulunan doğal bir yatkınlığın sonucunda meydana gelmektedir. Evren, Çinlinin Tao (Yol) dediği kesintisiz kozmik bir süreç içinde durmak bilmeyen hareket ve faaliyetle d o­ ludur. Mutlak hareketsizlik ya da atalet, Çin felsefesinde hemen hemen hiç sözkonusu edilmez. l Ching'in önde gelen Batılı yoru m­ cularından Helmut Wilhelm'e göre "Mutlak hareketsizlik durumu Çinli için öyle bir soyutlamadır ki, onu kavrayamaz bile." (29)” s. 33 Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra 37 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 Burada ‘olana’ kelimesi tarafımdan eklenmiştir. Kitaptan parça parça verdiğim alıntılar, bu en kritik/önemli cümlede yanlış anlamaya neden olmasın diyerek yapılmıştır. Her zaman için; alıntılardan sizi çeken şeyler olduğunda, kitabı edinerek ya da kütüphanelerden ulaşarak tamamını okumanız amaçlanmaktadır. Kitap bilgileri de bu açıdan önemlidir. Bu oldukça eski tarihli bir basımıdır. “Rasyonel ve sezgisel biçimler, insan zihninin görev yapan bütünleyici biçimleridir. Rasyonel düşünme doğrusal (linear) dikkati bir noktada yoğunlaştırıcı ve çözümleyicidir. O, görevi bölmek, ölçmek ve kategorileştirmek olan zihin bölgesine aittir. Bu nedenle rasyonel bilgi, parçalara bölmeye eğilimlidir. Öte yandan sezgisel bilgi inkişaf etmis bir farkındalık (bilinçlilik) durumunda doğan gerçekliğin doğrudan zihinsel olmayan deneyimine dayanır. O terkip edici, bütüncül (*) olana ve doğrusal olmayana eğilimlidir. Bundan dolayı rasyonel bilginin ben-merkezli ya da yang eğilimli bir faaliyet olduğu meydandadır, oysa sezgisel bilgelik yin ya da ekolojik faaliyetin esasıdır.” s. 33
  • 38. Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası - Fritjof Capra “Sonuç olarak ilerlememiz, başlı başına rasyonel ve zihinsel bir sorun halini almış ve bu tek-yanlı evrim şimdi öyle paradoksal bir durum yaratmıştır ki, çılgınlığa varan son derece korkutucu bir aşamadadır. Uzak gezegenlerdeki uzay gemisinin yumuşak iniş yapmasını buradan kontrol edebiliyoruz da, arabalardan ve fabr i­ kalardan çıkan kirletici dumanları denetim altına almaktan aciziz. Dev uzay kolonilerinde yaşayacak hayali topluluklar önerebiliyoruz da, kentlerimizi yaşanacak hale getiremiyoruz. İktisatçılar bize y e­ terli sağlık bakımı, eğitim ya da toplu taşımaya "güç" yetiremeyec e­ ğimizi söylemeye çalışırken, beri yanda işadamları bizi yüksek y a­ şama standartlarımızın alameti olarak kedi-köpek mamaları ve kozmetikler üreten muazzam sanayilerin gereğine inandırmaya ç a­ lışmaktalar. Tıp bilimi ve farmakoloji sağlığımızı tehlikeye atma k­ tadır ve Savunma Bakanlığı ulusal güvenliğimizin en büyük tehdidi haline gelmiştir. Bütün bunlar yang ya da eril yanımızı vurgulayıp rasyonel bilgi, çözümleme, yayılma ve yin ya da dişil yanımızı vu r­ gulayıp sezgisel bilgelik, sentez ve ekolojik bilinçliliği ihmal etm e­ mizin sonuçlarıdır.” ss. 40-41 38 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41
  • 39. 39 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 Akla gelenler Kitaptan verilen alıntıları göz önünde bulundurursak; muhtemelen tam, nihai bir çözüm pek olamaz/olamayabilir. Örneğin her gün ciddi kayıpların olduğu 1 milyon araç kazası oluyor; yapacak bir şey yok, olsun varsın, bunu durduramayız, tam bir çözüm bulamayız demeyi kastetmiyorum. Kazaları, kayıpları azaltmak için uğraşmak, yaptığımız yeni düzenlemelerle etkilenen diğer konuları da hep fark etmek gerekiyor. Yani “dinamik” sistemin karşılığı da tam bu denebilir. Hep görmek, iyileştirmek. Buna ve diğer şeylere tam bir çözüm bulmak; hem birbirlerini etkileyen şeylerin varlığı nedeniyle hem de imkansız oluşundan mümkün olmayabilir. Atom duramıyor da insanlık her şeyi çözüp duracak mı orada :) Bunu Capra demiş olabilir, kitabın asıl dilinden bazen kontrol etmek de gerekebilir. Çevirmen açık yüreklilikle çeviri sırasındaki sıkıntıları da anlatır. Kitapta çok farklı disiplinler bir arada olmasına rağmen anlaşılır, çok güzel bir çeviri yapılmış. Örneğin Web of Life kitabı bu çeviriyi okuduktan sonra benim için çok daha anlamlı oldu. “(…) Bu s o­ runlar, ayrıntılarıyla göreceğimiz gibi, içten birbirine örülü ve birb i­ rine bağlı oldukları anlamında sistemsel sorunlardır. Bunlar ak a­ demik disiplinlerimizin ve yönetim faaliyetlerimizin karakteristik parçalı metodolojisi çerçevesinde anlaşılamazlar. Bu tür bir yakl a­ şım kesinlikle herhangi bir güçlüğü halledemeyecek, ancak onlara yalnızca, karmaşık toplumsal ve ekolojik ilişkiler ağı çerçevesinde yer değiştirtecektir. Ancak ve ancak, eğer ağ kendi yapısını değişt i­ rirse tam bir çözüm bulunabilir ve bu, toplumsal kurumlar, değe r­ ler ve düşüncelerimizin derin bir dönüşümünü gerektirecektir. (…)” ss. 20-21 Alıntıdan:
  • 40. son birkaç not: 40 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41 ‣ İnsanlık tarihinde meydana gelen şeyler bazen adım adım bazen de aniden, beklenmeyen bir şekilde ortaya çıkıyor gibi görünüyor. Zaman ölçeği (yıllar, yüzyıllar, binyıllar) farklılaşsa da; bu uygarlıkların gelişimi, bilimsel buluşlar, sanatta ortaya çıkan akımlar … gibi birçok alanda söz konusu olabilir.
  • 41. • Metin ingilizce ise bazı kısa notlar türkçe olarak verilebilir. Bu notlar çeviri olarak değil de; hem konu ile ilgili yerleri öne çıkaran hem de takip etmeyi kolaylaştırabilecek şekilde gerekli durumda eksiltmelerin ya da ek ifadelerin olduğu türde olacaktır. • Tüm disiplinler için geçerli olmakla birlikte özellikle pozitif bilimlerle ilgili konularda yeni keşiflerle birlikte güncel olanın tarafınızdan araştırılması gerektiğini unutmayın. • İçeriklere zaman zaman yeni kitaplardan alıntılar eklenebilir. Bu sayfaların olduğu pdf dosyasının adındaki -v1, -v2 … ekleri içeriğin versiyon numarasını göstermektedir. İçeriğin tüm versiyonlarına yani eski/yeni hallerine ulaşmak için https://twitter.com/azdacorba adresinden ilgili dosyayı yükleyebilirsiniz. Aynı zamanda bu dosyadan tüm içeriklere ve hesaba ait bağlantılara da erişebilirsiniz. Alıntılardan sizi çeken şeyler olduğunda, kitabı edinerek ya da kütüphanelerden ulaşarak tamamını okumanız amaçlanmaktadır. İçeriklerin hazırlanması konusunda aşağıdaki kısmı da lütfen göz önünde bulundurunuz. menemenazdacorba hakkında Neler var sayfa sayfa ana hatlarıyla akış versiyonlar hesap hakkında Güncelleme , 6 Temmuz 23 41 birikim mi sıçrama mı no. 76 v. 2 7 Tem 2023 41