Vitaminler, hücre ve organların normal işlevleri ve sağılıklı gelişim için gereksinim duydukları, diyet yoluyla belirli düzeyde alınması gereken, yüksek biyolojik etkinliğe sahip organik bileşiklerdir. Vücudun gereksinim duyduğu miktarın çok altında ürettiği bazı vitaminler dışında vitamin üretemediği için, vitaminlerin dışarıdan alınmaları zorunludur. Yeteri kadar vitamin alınamadığı durumlarda, hücre ve dokularının işlevlerinde bozulmalar ve sonuçta sağlık sorunları ortaya çıkar. Vitaminler meyve, bitkisel, hayvansal kaynaklı ya da vitamin katkılı hazır gıdalar yoluyla vücuda alınırlar.
İnsan beslenmesindeki esas mikrobesinler 17 adet mineral ve 13 adet vitaminden oluşur ve bunların besinlerle uygun miktarlarda alınması gerekirler. Bu gruba girmeyen esas olmayan birçok mikrobesinin besinlerle alınması gerekmez. Ancak bunlar ekstradan alındıkları zaman kişiyi daha sağlıklı kılan organik fitokimyasallardır.
Sevgili öğrenciler,
İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü 3. sınıfında zorunlu bir ders olan Biyokimya iki dönem boyunca haftalık 3 saat olarak okutulan bir derstir. Beş yıldan beridir öğrencilerimize verile gelen bu notların içeriği her yıl yeniden gözden geçirilip uygun yenilemeler ve düzeltmelerle güncellenmektedir. Örneğin geçen yıl tek bir kitap olarak basılan ders notları, bu yıl iki dönem için Biyokimya I ve Biyokimya II olmak üzere iki cilt halinde basılmıştır. Böylece, her dönemde işlenecek konular için o konuları içeren cildin yanınızda olması yeterli olacaktır. Kitap baştan sona gözden geçirilerek, konu sonunda verilen “çözülmüş sorular” ve “sorular” bölümleri ile zenginleştirilmiştir. Ayrıca, her cildin sonuna kullanışlı tablo, grafik ve dizinler eklenmiştir. Son olarak, bu yeni kitaba “Biyokimya ve Moleküler Biyoloji”de yaygın kullanılan birçok terimi içeren bir “sözlük” eklenmiştir. Bu sözlüğü hazırlayan bölümümüz Yüksek Lisans öğrencisi Elif Özbey’e teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca, kitap için bir takım geri-bildirimde bulunan siz sevgili öğrenciler ve meslektaşlarıma en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Yapılmış olan çeşitli dil bilgisi ve yazım hatalarının yanında, geniş bir alanı kapsayan ve her gün gelişen biyokimya gibi bir bilim alanı için hazırlanmış olan bu notlarda, varsa bilimsel hataların da hoş görüleceğini umuyorum.
Sevgilerimle,
Hikmet Geçkil Ekim 2007, Malatya
Biyolojik lipidler bir çok farkli kimyasal yapıda bulunabilirler. Ancak, lipidlerin en yaygın bilinen özellikleri sudaki erimezlikleridir. Bu hidrofobik (suda erimeyen) özelliklerinden dolayı diğer biyolojik moleküllerden hem yapı ve hem de fonksiyonel farklar gösterirler. Lipidlerin fonksiyonları da, kimyasal yapıları gibi farklılıklar gösterir.
Vitaminler, hücre ve organların normal işlevleri ve sağılıklı gelişim için gereksinim duydukları, diyet yoluyla belirli düzeyde alınması gereken, yüksek biyolojik etkinliğe sahip organik bileşiklerdir. Vücudun gereksinim duyduğu miktarın çok altında ürettiği bazı vitaminler dışında vitamin üretemediği için, vitaminlerin dışarıdan alınmaları zorunludur. Yeteri kadar vitamin alınamadığı durumlarda, hücre ve dokularının işlevlerinde bozulmalar ve sonuçta sağlık sorunları ortaya çıkar. Vitaminler meyve, bitkisel, hayvansal kaynaklı ya da vitamin katkılı hazır gıdalar yoluyla vücuda alınırlar.
İnsan beslenmesindeki esas mikrobesinler 17 adet mineral ve 13 adet vitaminden oluşur ve bunların besinlerle uygun miktarlarda alınması gerekirler. Bu gruba girmeyen esas olmayan birçok mikrobesinin besinlerle alınması gerekmez. Ancak bunlar ekstradan alındıkları zaman kişiyi daha sağlıklı kılan organik fitokimyasallardır.
Sevgili öğrenciler,
İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü 3. sınıfında zorunlu bir ders olan Biyokimya iki dönem boyunca haftalık 3 saat olarak okutulan bir derstir. Beş yıldan beridir öğrencilerimize verile gelen bu notların içeriği her yıl yeniden gözden geçirilip uygun yenilemeler ve düzeltmelerle güncellenmektedir. Örneğin geçen yıl tek bir kitap olarak basılan ders notları, bu yıl iki dönem için Biyokimya I ve Biyokimya II olmak üzere iki cilt halinde basılmıştır. Böylece, her dönemde işlenecek konular için o konuları içeren cildin yanınızda olması yeterli olacaktır. Kitap baştan sona gözden geçirilerek, konu sonunda verilen “çözülmüş sorular” ve “sorular” bölümleri ile zenginleştirilmiştir. Ayrıca, her cildin sonuna kullanışlı tablo, grafik ve dizinler eklenmiştir. Son olarak, bu yeni kitaba “Biyokimya ve Moleküler Biyoloji”de yaygın kullanılan birçok terimi içeren bir “sözlük” eklenmiştir. Bu sözlüğü hazırlayan bölümümüz Yüksek Lisans öğrencisi Elif Özbey’e teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca, kitap için bir takım geri-bildirimde bulunan siz sevgili öğrenciler ve meslektaşlarıma en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Yapılmış olan çeşitli dil bilgisi ve yazım hatalarının yanında, geniş bir alanı kapsayan ve her gün gelişen biyokimya gibi bir bilim alanı için hazırlanmış olan bu notlarda, varsa bilimsel hataların da hoş görüleceğini umuyorum.
Sevgilerimle,
Hikmet Geçkil Ekim 2007, Malatya
Biyolojik lipidler bir çok farkli kimyasal yapıda bulunabilirler. Ancak, lipidlerin en yaygın bilinen özellikleri sudaki erimezlikleridir. Bu hidrofobik (suda erimeyen) özelliklerinden dolayı diğer biyolojik moleküllerden hem yapı ve hem de fonksiyonel farklar gösterirler. Lipidlerin fonksiyonları da, kimyasal yapıları gibi farklılıklar gösterir.
Sevgili öğrenciler,
İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü 3. sınıfında zorunlu bir ders olan Biyokimya (BIOL 301/302), iki dönem boyunca haftalık 3 saat olarak okutulan bir derstir. On yıldan beridir öğrencilerimize verile gelen bu notların içeriği her yıl yeniden gözden geçirilip uygun yenilemeler ve düzeltmelerle güncellenmektedir. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da kitap Biyokimya I ve Biyokimya II olmak üzere iki cilt halinde basılmıştır. Kitap baştan sona gözden geçirilerek her cildin sonuna kullanışlı tablo, grafik ve dizinler eklenmiştir. Ayrıca, her iki cilde “Biyokimya ve Moleküler Biyoloji”de yaygın kullanılan birçok terimi içeren bir “sözlük” eklenmiştir. Yapılmış olan çeşitli dil bilgisi ve yazım hatalarının yanında, geniş bir alanı kapsayan ve her gün gelişen biyokimya gibi bir bilim alanı için hazırlanmış olan bu notlarda, varsa bilimsel hataların da hoş görüleceğini umuyorum.
Sevgilerimle,
Hikmet Geçkil Ekim 2010, Malatya
LIPIDS UNIT ONE BIOMOLECULE PRESENTATIONSayali Powar
Lipids are organic compounds that are insoluble in water but soluble in organic solvents. They serve as concentrated energy stores and structural components of cell membranes. Lipids are broadly classified into simple, complex, derived, and miscellaneous categories. Simple lipids include fats, oils, and waxes. Complex lipids contain additional groups like phosphate, carbohydrates, or proteins. Derived lipids result from hydrolysis of other lipids. Miscellaneous lipids include carotenoids and hydrocarbons.
Her ne kadar organik bir molekül olmasa da canlı hücrelerin en temel ve önemli miktarda olan bileşiği sudur. Canlıların yas ağırlığının % 65-95’i sudan oluşmuştur. Su sadece biyokimyasal olayların gerçekleşmesi için değil, aynı zamanda hücre zarından maddenin geçişi, vücut ısısının korunması gibi olaylar için de hayati önem taşır. Bitkiler için su en önemli besin kaynağıdır. Fotosentetik hücreler suyu oksidize ederek karbon dioksitin fiksasyonunu (bağlanımını) sağlar ve gezegenimizdeki moleküler oksijenin oluşumunu sağlarlar. Vücutta su dengesinin (su alınımı ve atılımı) korunması metabolizma için kritik önem taşır. Yetişkin bir insan günde yaklaşık 2 litre su alınımı ve atılımı yapar (vücuda alınan suyun 900 ml’si sıvı, 800 ml’si yiyeceklerden ve 300 ml’si yiyeceklerin oksidasyonundan yani metabolik sudan sağlanır). Aynı miktarda su (2 litre) idrar, solunum ve terleme yolu ile dışarı atılır.
Sevgili öğrenciler,
İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü 3. sınıfında zorunlu bir ders olan Biyokimya (BIOL 301/302), iki dönem boyunca haftalık 3 saat olarak okutulan bir derstir. On yıldan beridir öğrencilerimize verile gelen bu notların içeriği her yıl yeniden gözden geçirilip uygun yenilemeler ve düzeltmelerle güncellenmektedir. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da kitap Biyokimya I ve Biyokimya II olmak üzere iki cilt halinde basılmıştır. Kitap baştan sona gözden geçirilerek her cildin sonuna kullanışlı tablo, grafik ve dizinler eklenmiştir. Ayrıca, her iki cilde “Biyokimya ve Moleküler Biyoloji”de yaygın kullanılan birçok terimi içeren bir “sözlük” eklenmiştir. Yapılmış olan çeşitli dil bilgisi ve yazım hatalarının yanında, geniş bir alanı kapsayan ve her gün gelişen biyokimya gibi bir bilim alanı için hazırlanmış olan bu notlarda, varsa bilimsel hataların da hoş görüleceğini umuyorum.
Sevgilerimle,
Hikmet Geçkil Ekim 2010, Malatya
LIPIDS UNIT ONE BIOMOLECULE PRESENTATIONSayali Powar
Lipids are organic compounds that are insoluble in water but soluble in organic solvents. They serve as concentrated energy stores and structural components of cell membranes. Lipids are broadly classified into simple, complex, derived, and miscellaneous categories. Simple lipids include fats, oils, and waxes. Complex lipids contain additional groups like phosphate, carbohydrates, or proteins. Derived lipids result from hydrolysis of other lipids. Miscellaneous lipids include carotenoids and hydrocarbons.
Her ne kadar organik bir molekül olmasa da canlı hücrelerin en temel ve önemli miktarda olan bileşiği sudur. Canlıların yas ağırlığının % 65-95’i sudan oluşmuştur. Su sadece biyokimyasal olayların gerçekleşmesi için değil, aynı zamanda hücre zarından maddenin geçişi, vücut ısısının korunması gibi olaylar için de hayati önem taşır. Bitkiler için su en önemli besin kaynağıdır. Fotosentetik hücreler suyu oksidize ederek karbon dioksitin fiksasyonunu (bağlanımını) sağlar ve gezegenimizdeki moleküler oksijenin oluşumunu sağlarlar. Vücutta su dengesinin (su alınımı ve atılımı) korunması metabolizma için kritik önem taşır. Yetişkin bir insan günde yaklaşık 2 litre su alınımı ve atılımı yapar (vücuda alınan suyun 900 ml’si sıvı, 800 ml’si yiyeceklerden ve 300 ml’si yiyeceklerin oksidasyonundan yani metabolik sudan sağlanır). Aynı miktarda su (2 litre) idrar, solunum ve terleme yolu ile dışarı atılır.
1. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 1
ASİTLER VE BAZLAR
ASİT VE BAZ KAVRAMLARI
2. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 2
Asit ve baz, değişik zamanlarda değişik
şekillerde tanımlanmıştır.
Bugün bu tanımların hepsi de
kullanılmaktadır.
Hangi tanımın en iyisi olduğu konusunda
kesin bir kabul yoktur.
3. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 3
ASİT VE BAZLAR
Arhenius’a göre
Genişletilmiş
Arhenius
Bronsted-Lowry’e
göre
Lewis’e göre
4. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 4
Arhenius’a göre
Asit ve bazlarla ilgili ilk tanım Arhenius'un
yaptığı tanımdır.
Arhenius'a göre asit suda iyonlaştığında H+ iyonu
veren, baz ise OH- (hidroksit iyonu) iyonu veren
maddelerdir.
Buna göre HCl, HNO3, H2SO4, CH3COOH birer
asit NaOH, KOH, Ca(OH)2, Al(OH)3 ise birer
bazdır. Çünkü bu maddeler suda H+ veya OH-
iyonu vererek iyonlaşır.
5. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 5
Bu sistem çok kullanışlı olmakla birlikte
çok dar kapsamlıdır.
Yalnız, yapısında H+ veya OH- bulunan
maddeleri tanımlayabilmektedir.
Oysa, su içinden CO2 gazı geçirildiğinde
çözelti asit özelliği göstermekte veya NH3
gazı geçirildiğinde çözelti baz özelliği
göstermektedir.
6. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 6
Çözücü sistemi
Bu nedenle. Arhenius'un tanımının biraz
değiştirilerek su ile tepkimeye girdiğinde suyun
hidrojen iyonu (H+) derişimini artıran maddelere
asit, hiroksit iyonu (OH-) derişimini artıran
maddelere de baz denir şeklinde ifade edilmesi
uygun görülmüştür.
Bu şekilde tanımlamaya çözücü sistemi veya
genişletilmiş Arhenius tanımı da denir.
Çünkü belirleyici olan maddenin çözücü ile
tepkimeye girip H+ veya OH- iyonu vermesidir.
7. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 7
Bu sisteme göre NH3, Na2S birer baz, CO2
ve AlCl3 ise birer asittir. Çünkü;
+
++
+
+
++→+
++→+
+→+
+→+
2NaSHOHOHSNa
3ClAlOHHOHAlCl
OHNHOHNH
CO2HOHCO
--
22
-2
23
-
423
-2
322
tepkimeleri gereğince suyun H+ ve OH- iyonu
derişiminin artmasına neden olmaktadır.
8. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 8
Asit ve bazlarla ilgili daha geniş bir tanım
l923 yılında Danimarkalı Johannes
Bronsted ve İngiliz Thomans Lowry
tarafından birbirinden bağımsız olarak
hemen hemen aynı zamanlarda yapılmıştır.
Bu nedenle kavram Bronsted-Lowry
kavramı olarak alınır.
9. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 9
Bronsted ve Lowry tarafından yapılan bu
tanım yalnız sulu çözeltileri değil susuz
çözeltileri de kapsar.
Bu tanıma göre proton verebilen maddelere
asit, proton alabilen maddelere ise baz
denir.
Bu tanımda asit veya baz bir iyon
olabileceği gibi bir molekül de olabilir.
10. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 10
Bir bileşiğin asit olarak davranabilmesi için
verdiği protonun bir alıcısının yani ortamda
bir bazın bulunması gerekir.
Şüphesiz bunun tersi de doğrudur; bir
bileşiğin baz olarak davranabilmesi için
ortamda bir proton vericisinin yani asitin
bulunması gerekir.
11. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 11
Örneğin; su ile hidroklorik asit arasındaki
aşağıdaki iyonlaşma denkleminde
-
32 ClOHOHHCl +⇔+ +
•Hidroklorik asit proton veren, su ise bu protonu alan
maddedir.
•Bu tanıma göre HCl bir asit H2O ise bir bazdır.
•Yukarıdaki dengenin soldan sağa doğru değil de sağdan
sola doğru olduğu düşünülürse H3O+ hidrojen veren, Cl-
ise bu hidrojeni alan maddedir. Bu durumda H3O+ bir
asit, Cl- ise bir bazdır.
12. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 12
Bronsted - Lowry tanımına göre bir asitin
iyonlaşmasıyla oluşan tür proton alma
eğilimindedir.
Bu tür, kendini oluşturan asitin eşlenik(konjuge)
bazı adını alır.
Örneğin; yukarıdaki iyonlaşma dengesinde HCl
bir asit, Cl- ise onun eşlenik bazıdır.
Aynı şekilde H2O bir baz, H3O+ ise onun eşlenik
bazıdır.
14. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 14
proton(baz)(asit)
veyaprotonbazeşlenikasit
11 +⇔
+⇔
Burada (baz)1, (asit)1’in konjuge bazı veya (asit)1,
(baz)1’in konjuge asitidir. Bunlara konjuge asit/baz
çiftleri denir
15. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 15
Örneğin,
dengesinde asetat (Ac-), asetik asitin(HAc)
konjuge bazıdır. Asetik asit ise asetatın
konjuge asitidir.
−+
+⇔ AcHHAc
16. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 16
Benzer şekilde her baz proton alarak kendinin
konjuge asitini oluşturur.
Bu iki tepkime birleştirildiğinde asit-baz
nötralleşme tepkimesi meydana gelir.
22 (asit)proton(baz) ⇔+
( ) ( ) ( ) ( )1221
-
32
1221
bazasitbazasit
ClOHOHHCl
(baz)(asit)(baz)(asit)
+⇔+
+⇔+
+
17. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 17
Birçok çözücü proton alma veya proton
verme eğilimindedir.
Dolayısıyla çözdükleri maddenin asidik
veya bazik davranış göstermelerine neden
olurlar.
Örneğin amonyak su ile
2121
423
(baz)(asit)(asit)(baz)
OHNHOHNH −+
+⇔+
18. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 18
Bu tepkimede amonyak(baz), su(asit) ile
tepkimeye girerek konjuge asit ve bazları
olan amonyum(asit) ve hidroksit(baz)
iyonları meydana gelmiştir.
Dolayısıyla amonyum iyonu amonyağın
konjuge asiti, hidroksit iyonu ise suyun
konjuge bazıdır.
19. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 19
Öte yandan nitröz asit-su çözeltisinde su
proton alarak baz özelliği gösterir.
Burada nitröz asitin konjuge bazı nitrit
iyonu, suyun konjuge asiti ise hidronyum
iyonudur
2121
2322
(baz)(asit)(asit)(baz)
NOOHOHHNO
−+
+⇔+
20. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 20
Bir asit veya bazın gücü, onun proton verme veya
alma eğilimi ile ölçülür.
Örneğin; kuvvetli birer asit olan HCl, HBr,
HNO3, HClO4 ve H2SO4 su ile birleşip
hidronyum iyonunu (H3O+) ve sırasıyla NH4
+ Cl-,
Br-, NO3
-, ClO4
-ve HSO4
- iyonlarını verirler.
Bu anyonlar yukarıdaki kuvvetli asitlerin birer
zayıf eşlenik bazlarıdır.
21. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 21
Bir başka deyişle, asit ne kadar kuvvetli ise
onun eşlenik bazı o kadar zayıf, ne kadar
zayıf ise eşlenik bazı da o kadar
kuvvetlidir.
Örneğin; zayıf birer asit olan NH4
+ ve HCN
iyonlaştığında kuvvetli birer baz olan NH3
ve CN- verirler.
26. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 26
Bronsted-Lowry kavramı Arhenius'un
tanımlayamadığı birçok maddeyi de asit veya baz
olarak tanımlar. Örneğin;
tepkimesinde NH3 bir bazdır.
Çünkü bir proton almış ve NH4
+ iyonunu
vermiştir. (Arhenius'a göre de bir bazdır, çünkü
suyun OH- derişimini artırmıştır)
-
423 OHNHOHNH +→+
+
27. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 27
Ancak Bronsted-Lowry bu tepkimede yalnız NH3
molekülünü tanımlamakla kalmaz.
Denklemdeki bütün iyon veya molekülleri asit veya baz
olarak tanımlar.
Örneğin; yukarıdaki tepkimede su bir asittir, çünkü
proton vermiş ve OH- hâline gelmiştir.
Aynı şekilde NH4
+ iyonu bir asit, OH- iyonu ise bir
bazdır.
Çünkü tepkimeyi iki yönlü ve olayın sol yöne kaydığını
düşünürsek NH4
+ iyonu bir proton vererek NH3 hâline,
OH- ise, bir proton olarak H2O hâline dönmektedir.
28. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 28
Amonyum klorür, alüminyum tuzları,
demir(III) tuzları, krom tuzları, bakır
tuzları ve çinko tuzları suya hidrojen iyonu
verdiklerinden Bronsted-Lowry tanımına
göre birer asittirler
30. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 30
Asit ve bazlarla ilgili bir başka tanım da
Lewis tanımıdır. G
ilbert N.Lewis’in 1938 yılında yaptığı
tanıma göre bir çift serbest elektronu
bulunan ve bunu başka bir atom, molekül
veya iyonla ortaklaşa kullanabilen
maddeye baz, bazın bir çift elektronunu
alarak ortaklaşa kullanılabilen maddeye de
asit denir.
31. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 31
Kısaca söylemek gerekirse Lewis tanımına göre
bir kimyasal tepkime sırasında bir çift
elektron veren baz bu elektronları alan ise
asittir. Örneğin; ++
→+ 43 NHHNH:
denklemini bu tanıma göre incelersek, amonyak bir çift
serbest elektrona sahiptir. Bu elektronlarını, hiç
elektronu olmayan protona vererek NH4
+iyonunu
oluşturmuştur. Buna göre NH3 elektron çifti verdiği için
baz, H+ ise bu elektronu aldığı için asittir.
32. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 32
Benzer şekilde,
eşitliğinde serbest elektronu bulunan OH- bir baz,
bu elektronu alabilecek durumda olan H3O+ ise
bir asittir.
Bu tanım daha geniş kapsamlı bir tanım olup ilk
iki tanımın dışında kalan bileşikleri de asit veya
baz olarak tanımlar.
O2HOHOH 2
-
3 →++
33. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 33
Örneğin;
eşitliğinde serbest elektronları bulunan azot
nedeniyle trimetilamin bir baz, dolmamış
yörüngeçlerine bu elektronları alabilecek
durumda olan bor nedeniyle bortriklorür ise, bir
asittir.
( ) ( ) 33523523 NBClHC:NHCBCl →+
34. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 34
Yukarıda kısaca değinmeğe çalıştığımız asit- baz
kavramları arasında en çok kullanılanı Arhenius
ve bunun genişletilmiş şekli olan çözücü
sistemidir.
Bu kavramlarla sulu sistemlerdeki çoğu
tepkimeleri sınıflamak mümkündür ve yeterlidir.
Bronsted -Lowry sistemi de özellikle sudan başka
çözücüler söz konusu olduğunda önem kazanır.
Sulu çözeltilerde de geniş ölçüde kullanılır.
35. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 35
Lewis sistemi daha çok organik kimyada,
tepkimeler ve kopleks bileşikleri
oluşumunda önemlidir.
Analitik kimya yönünden bu üç ayrı asit-
baz tanımından ilk ikisi önemlidir.
Bu derste kullanılan asit veya baz
sözcükleriyle amaçlanan, ilk iki tanımın
sınırları içinde kalacaktır.
36. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 36
AMFİPROTİK TÜRLER(AMFOTERİK
ÖZELLİK)
Hem asidik hem de bazik karakter gösteren
türler.
OH+HPOOH+POH
OH+POHOH+POH
2
-2
4
--
42
243
+
3
-
42
⇔
⇔
37. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 37
AMFİPROTİK ÇÖZÜCÜLER
Hem asitleri hem de bazları çözen
çözücüler. Örneğin:H2O, CH3OH
-
22323
+
3
+
433
-
2
+
322
-+
423
NO+OHCHHNO+OHCH
OCH+NHNH+OHCH
NO+OHOH+HNO
OH+NHOH+NH
+
⇔
⇔
⇔
⇔
39. M.DEMİR ASİT VE BAZ KAVRAMLARI 39
ASİT VE BAZLARIN KUVVETLERİ
Asit ve bazların kuvvetlerini
belirleyen iyonlaşma derecesidir.
Tam olarak iyonlaşanlar en
kuvvetlidirler.