SlideShare a Scribd company logo
Âlem Çarşısı Sergileri
Cenab-ı Hak, bahar mevsiminde tüm
  güzellikleri gün gün, hafta hafta
önümüzden resm-i geçit yaptırıyor.
Ve bizi hayatın seyirci koltuğuna
 oturtmuş, sanat eserlerini bize
          izlettiriyor…
Cenab-ı Hak, her ağacın
  çiçeklerle donattığı
dallarında bir pano gibi
  sanatını sergiliyor.
Şehrin panolarında, billboardlarında nasıl
 reklam afişleri var, bunlar bir hafta asılı
  kalıyorlar, ondan sonra indiriliyorlar;
       yenileri oralarda asılıyor…
Öyle de, bütün parklar, bahçeler, dağlar,
bağlar, vadiler, ovalar, yamaçlar, ağaçlar
 Âlemler Rabbinin birer panosu gibidir.
Rabbimiz sanatını oralarda sergiliyor. Bir süre
görecek gözlere göre gösteriyor, sonra kaldırıyor.
 Sanatının yeni örneklerini gözler önüne seriyor.
Ancak bu kadar yapılan resm-i geçitten,
  bu ilahi defileden insanlar ne kadar
   nasiplerini alıyorlar, bilmiyoruz.
Cenab-ı Allah’ın ruhlarımız,
duygularımız için süslediği, donattığı o
  sofranın başına oturmak gerekir.
Gerçekten de
 sadece midemiz
  gıda istemiyor;
kalbimiz, ruhumuz,
   latifelerimiz,
duygularımız, hepsi
   mide gibi gıda
      istiyor.
Ancak, insanlar mideleriyle öylesine
 meşguller ki, diğer duygularını, kendilerini
insan yapan ve yüceltecek olan duygularını
        çoğunlukla ihmal ediyorlar.
Hâlbuki insan üç gün boyunca midesine bir
şey göndermese nasıl zayıflar, ölmeye yüz
     tutar. Uzun süre aç kalırsa ölür.
Diğer duygularımız da öyledir.
    Gıdalarını vermezsek onlar da
zayıflarlar ve hayatiyetlerini yitirirler.
Onun için Cenab-ı
    Hak midemizin
gıdasını yarattığı gibi,
biyolojik hayatımızın
  devam etmesi için
  birçok meyvelerle,
 sebzelerle midemize
yönelik rızıklarını bize
    sunduğu gibi,
…duygularımızı doyuracak, geliştirecek,
 güçlendirecek gıdaları da bu Âlem Çarşısının
Sergilerinde gözlerimizin önüne sermiş ve bizi
        onları da almaya davet etmiş.
Sadece midesini, bedenini, maddesini düşünen bir
insan değil, asıl kendini insan yapan kalbini, ruhunu,
 duygularını, latifelerini düşünen ve onların gıdasını
   kâinattaki bu ilahi sofralardan alan insan olmayı
               Rabbimiz bizden istiyor.
Tabi sofraya elinizi uzatırsınız, elinizle
      herhangi bir şeyi alırsınız.
Cenab-ı hak
bize latifeler,
  duygular
  vermiş…
Mesela, gözlerimize çok uzaklardan, ta ufuklardan,
güneşin battığı yerden, doğduğu yerden, yıldız dolu
  göklerden, üzerimizde toplanan bulutlardan ve
   Âlem çarşısının sergilerinden gıdamızı alma
               özelliğini bize vermiş.
İnsanın eli kısadır ama duyguların elleri çok
   uzundur. Ta göklerin derinliklerinden
              rızıklarını alabilir.
Kur’an-ı Kerim, “Göklerde sizin
    rızkınız vardır” diyor.
İnsan duygularıyla bu fani dünyada cennete
bile uzanabilir ve oradan rızkını alabilir. Zira bu
dünyada Cennetin örnekleri olan rızıklar vardır.
İnsan ancak Rabbinin yarattığı güzellikleri
    seyrederek, onlara dalıp giderek, o
güzelliklerdeki Allah’a ait manaları sezerek,
  okuyarak manevi rızkını onlardan alır,
          duygularını tatmin eder…
Bir şair:
“Kıskanırım arıyı; peteği var, balı var.
Konduğu çiçeklerin; pembesi var, alı var.”
diyor ama hiç arıya, kuşa kıskanmamıza
gerek yok.
Çiçeklere, kelebeklere kıskanmamıza gerek
     yok. Biz insanız. Allah hepsinden,
saydıklarımızdan, saymadıklarımızdan bizi
  daha üstün, daha yetenekli yaratmıştır.
Nasıl ki, arı
 rengârenk çiçeklere
  konuyor, onlardan
rızkını alıyorsa ve bal
 özünü topluyorsa, o
     usare ile bal
   yapıyorsa; biz de
   aynen arılar gibi
  gözlerimizi kâinat
  bostanına salarak,
çiçeklere kondurarak,
onlardaki iman özünü
      alabiliriz.
Çiçeklerde sadece bal özü yok, aynı zamanda
  iman özü var. O iman özünü aldığımız zaman,
vicdanımızda, kalbimizde iman balları yapabiliriz.
Allah’ı anma, her dudağın tadıdır, tuzudur.
    Vicdanımızda iman balları yaparsak,
     Yunus Emre gibi şöyle diyebiliriz:
“Canlar canını buldum, bu canım yağma olsun
Assı ziyandan geçtim, dükkânım yağma olsun
Yunus ne hoş demişsin, bal u şeker yemişsin,
 Ballar balını buldum, kovanım yağma olsun.”
Allah’ı bulan, her şeyi bulur.
  Kim “Benim Rabbim var!”
diyorsa, onun her şeyi vardır.
O, zenginlerin en zenginidir.
Nasıl ki, Cenab-ı Hak, kitabı Kur’an-ı Kerim’i
okuduğumuzda, her harfine 10 sevap veriyor bize,
…aynı şekilde büyük Kur’an olan Kâinatı
okuduğumuzda, Kâinat kitabının her harfine
      de büyük bir karşılık veriyor.
Kâinat bir büyük kitap, gökyüzü
yıldızlarla yaldızlanmış yaldızlı,
        parlak bir sayfa,
yeryüzü ayrı bir sayfa,
her bahçe bir satır, her ağaç bir kelime
 ve her meyve, her çiçek bir harftir.
Her çekirdek, her tohum bir noktadır.
 O noktanın içersinde bütün ağacın
    fihristesi, programı yazılıdır.
İşte bu Kâinatın dilini anlarsak ki, en önemli dil
  budur, Rabbimizin yarattığı, o varlıklar üzerinden
verdiği mesajı kavrayabilirsek, okuduğumuz her çiçek
 de O’nun isim ve sıfatlarının tecellilerini görebiliriz.
Tasavvuf ehlinin çok sevdiği ve söylediği bir Kutsi
Hadiste şöyle buyrulmuştur: “Ben gizli bir hazine
   idim. Beni arayıp bulun diye sizi yarattım.”
İşte bu dünyaya Allah’ı aramaya geldik. Allah bizi
 kendinden çok uzaklara atmış ve kendine doğru bir
yarış başlatmıştır. Kim Ona çok yaklaşacak? Kim Onu
        iyi tanıyacak? Kim Onu çok sevecek?
Çok tanıyan, aynı zamanda Onu çok
sevecektir, çok hayranlık duyacaktır.
İşte hayat, böyle bir yarıştır. Aslında tek bir yarış
  vardır. Bütün diğer yarışlar bu büyük yarışa katkı
sağladıkları kadar önemlidirler. Hepimiz bu dünyaya
 gelmekle ister istemez bu önemli yarışa katılmışız.
Yarışın neresindeyiz? İşte bunu
düşünmek, Kur’an’ın emrettiği şekilde
O’na daha çok yaklaşmanın vesilelerini
     aramak en önemli işimizdir.
Allah’ı bulmak için
uzaklara gitmeye
    gerek yok.
Çevrenize bakın!
O’nun çiçeklerden size gülümsediğini göreceksiniz.
 Gerçekten çiçeklerdeki bu gülümseme, bu tatlılık
        Rabbimizin bize gülümsemesidir.
Cenabı Allah
    evlerimizi,
  bahçelerimizi
    çiçeklerle
doldurmuş. Bütün
dünyayı çiçeklerle
   güldürmüş.
Yeryüzünü bir
  nimet sofrası
olarak yaratmış.
Baharı bir deste
  gül olarak o
sofranın başına
    ve yanına
    koymuş.
Allah misafirlerini seviyor. Biz
  bu dünyada ona misafiriz. O
misafirlerine çok güzel bakıyor.
Dolayısıyla O’nun sonsuz sevgisinin yansıması olan,
 bize verdiği değerin bir göstergesi olan bu kadar
 güzelliği, sanatı, ihtişamı insan nasıl fark etmez?
                    Nasıl görmez?
Rabbimiz bizi çok uzaklara atmış ama, rahmetiyle
bize çok yakın. Biz Ondan çok uzağız ama, O bize
bizden daha yakın. Bize rahmetiyle gülümsüyor.
Çiçeklerdeki gülümseme, Onun bize
rahmetiyle gülümsemesidir. Bize verdiği
         değerin bir ifadesidir.
İnsanların suni
      eserlerinin
sergilendiği alış veriş
    merkezlerinin,
 çarşılarının yanında
  Allahın çarşılarına,
   Âlem Çarşısının
     sergilerine de
    gidelim. Gönül
     zenginliğimizi
       arttıralım.
Hasan Feyzi, bu hususu ne güzel dile getirmiş:
“Güzel oku! Her zerrede coşkun birer mânâ var,

Derd ehline bu mânâda canlar sunan edâ var.
Vermek için parlaklığı, gamlı gönül evine,
Bir bak hele, her cilâdan üstün olan cilâ var.
Derin, güzel düşünce ile incelersen bunu sen,
Zaiflemiş ruhlar için dağlar gibi gıda var
Beni tanı, yürü kulum, yürü diye bizlere,
Her nefeste şefkat ile Rabbimizden nidâ var.
Duymuş isen bu nidâyı her zerrenin dilinden,
Müjde olsun, artık sana Cennet denen safâ var!
Bir güneştir her zerrede cilve yapıp parlayan;
Bilmez misin, sende dahi o edâdan edâ var.
Kısa görüp denizleri damlalara çevirme;
Hakikatta, her damlada gizli birer derya var.
Bir noktayı bir cihan yap, o cihana hâkim ol,
Zira senin bir noktanda, güneş kadar zekâ var!
Her zerrenin kâbesidir kalbi, yine kendine,
Dikkat eyle, her birinde yine ancak Huda var.”
İşte, her zerrede, her çiçekte
   sonsuz hayata, sonsuz
 saadete böyle bir çağrı var.
Bu çağrıyı insan duyarsa, hissederse, bu ilahi daveti
alırsa, bu davetiyeyi açar ve okursa, Cennete davetli
                   olduğunu anlar.
Bu dünyası da Cennet olur, bu dünyada
 da gerçek saadeti, mutluluğu bulur.
Biliyoruz ki, insan ne kadar önemli bir
kişiden, önemli bir yere davet alırsa, o kadar
         bu davet insanı mutlu eder.
Kâinat Sultanından ebedi mutluluğa,
sonsuz Cennete bir davet mesajını aldığına
 inanan ve bunu hisseden insan, ne kadar
      mutlu olur, bunu düşünelim…
Metin: Seyfettin Bulut
 Sunum: Ahmet Yordam

www.yolyordam.com

More Related Content

Viewers also liked

Kader Nedir-1
Kader Nedir-1Kader Nedir-1
Kader Nedir-1
yolyordam yolyordam
 
La importancia de la contabilidad
La importancia de la contabilidadLa importancia de la contabilidad
La importancia de la contabilidad
perez18cpc
 
Bu Ayrılıkta Gayrılık Yok!
Bu Ayrılıkta Gayrılık Yok!Bu Ayrılıkta Gayrılık Yok!
Bu Ayrılıkta Gayrılık Yok!
yolyordam yolyordam
 
Diagnostico de-escenario
Diagnostico de-escenarioDiagnostico de-escenario
Asıl Vatanımız Cennet
Asıl Vatanımız CennetAsıl Vatanımız Cennet
Asıl Vatanımız Cennet
yolyordam yolyordam
 
How to slice your monolithic webapp using MicroApps architecture
How to slice your monolithic webapp using MicroApps architectureHow to slice your monolithic webapp using MicroApps architecture
How to slice your monolithic webapp using MicroApps architecture
Yonatan Maman
 
Allah'in Birliginin Delilleri-1
Allah'in Birliginin Delilleri-1Allah'in Birliginin Delilleri-1
Allah'in Birliginin Delilleri-1
yolyordam yolyordam
 
Ben insanim 1
Ben insanim 1Ben insanim 1
Ben insanim 1
yolyordam yolyordam
 
Ebu Hanife
Ebu HanifeEbu Hanife
Allah'ın Varlığı (Dini Sunumlar - Ayet / Hadis / Risale-i Nur)
Allah'ın Varlığı (Dini Sunumlar - Ayet / Hadis / Risale-i Nur)Allah'ın Varlığı (Dini Sunumlar - Ayet / Hadis / Risale-i Nur)
Allah'ın Varlığı (Dini Sunumlar - Ayet / Hadis / Risale-i Nur)
Adem Kardesler
 
ASYRAF
ASYRAFASYRAF
Sarbajit Resume - Delivery Manager QA - Test Automation Consluting
Sarbajit Resume - Delivery Manager QA - Test Automation ConslutingSarbajit Resume - Delivery Manager QA - Test Automation Consluting
Sarbajit Resume - Delivery Manager QA - Test Automation Consluting
sarbajit Chakrabarty
 

Viewers also liked (13)

Kader Nedir-1
Kader Nedir-1Kader Nedir-1
Kader Nedir-1
 
La importancia de la contabilidad
La importancia de la contabilidadLa importancia de la contabilidad
La importancia de la contabilidad
 
Bu Ayrılıkta Gayrılık Yok!
Bu Ayrılıkta Gayrılık Yok!Bu Ayrılıkta Gayrılık Yok!
Bu Ayrılıkta Gayrılık Yok!
 
Diagnostico de-escenario
Diagnostico de-escenarioDiagnostico de-escenario
Diagnostico de-escenario
 
Asıl Vatanımız Cennet
Asıl Vatanımız CennetAsıl Vatanımız Cennet
Asıl Vatanımız Cennet
 
How to slice your monolithic webapp using MicroApps architecture
How to slice your monolithic webapp using MicroApps architectureHow to slice your monolithic webapp using MicroApps architecture
How to slice your monolithic webapp using MicroApps architecture
 
Allah'in Birliginin Delilleri-1
Allah'in Birliginin Delilleri-1Allah'in Birliginin Delilleri-1
Allah'in Birliginin Delilleri-1
 
Ben insanim 1
Ben insanim 1Ben insanim 1
Ben insanim 1
 
Ebu Hanife
Ebu HanifeEbu Hanife
Ebu Hanife
 
Allah'ın Varlığı (Dini Sunumlar - Ayet / Hadis / Risale-i Nur)
Allah'ın Varlığı (Dini Sunumlar - Ayet / Hadis / Risale-i Nur)Allah'ın Varlığı (Dini Sunumlar - Ayet / Hadis / Risale-i Nur)
Allah'ın Varlığı (Dini Sunumlar - Ayet / Hadis / Risale-i Nur)
 
C.V Haitham
C.V HaithamC.V Haitham
C.V Haitham
 
ASYRAF
ASYRAFASYRAF
ASYRAF
 
Sarbajit Resume - Delivery Manager QA - Test Automation Consluting
Sarbajit Resume - Delivery Manager QA - Test Automation ConslutingSarbajit Resume - Delivery Manager QA - Test Automation Consluting
Sarbajit Resume - Delivery Manager QA - Test Automation Consluting
 

Similar to Alem çarşısı Sergileri

Çiçeklerin Dilini Bilir misiniz?
Çiçeklerin Dilini Bilir misiniz?Çiçeklerin Dilini Bilir misiniz?
Çiçeklerin Dilini Bilir misiniz?
yolyordam yolyordam
 
Kandil
KandilKandil
Kandil
cihanmerd
 
MEVLANA I REMEMBERED YOU - Nilufer DURSUN - CAN AKIN
MEVLANA I REMEMBERED YOU - Nilufer DURSUN - CAN AKINMEVLANA I REMEMBERED YOU - Nilufer DURSUN - CAN AKIN
MEVLANA I REMEMBERED YOU - Nilufer DURSUN - CAN AKINCan Akin
 
Siyeri Nebi Dergisi 28. Sayı
Siyeri Nebi Dergisi 28. SayıSiyeri Nebi Dergisi 28. Sayı
Siyeri Nebi Dergisi 28. Sayı
siyerinebi
 

Similar to Alem çarşısı Sergileri (6)

Cennete cicek Gonder
Cennete cicek GonderCennete cicek Gonder
Cennete cicek Gonder
 
Çiçeklerin Dilini Bilir misiniz?
Çiçeklerin Dilini Bilir misiniz?Çiçeklerin Dilini Bilir misiniz?
Çiçeklerin Dilini Bilir misiniz?
 
Kandil
KandilKandil
Kandil
 
İnsanın gayeleri
İnsanın gayeleriİnsanın gayeleri
İnsanın gayeleri
 
MEVLANA I REMEMBERED YOU - Nilufer DURSUN - CAN AKIN
MEVLANA I REMEMBERED YOU - Nilufer DURSUN - CAN AKINMEVLANA I REMEMBERED YOU - Nilufer DURSUN - CAN AKIN
MEVLANA I REMEMBERED YOU - Nilufer DURSUN - CAN AKIN
 
Siyeri Nebi Dergisi 28. Sayı
Siyeri Nebi Dergisi 28. SayıSiyeri Nebi Dergisi 28. Sayı
Siyeri Nebi Dergisi 28. Sayı
 

More from yolyordam yolyordam

SINIF YÖNETİMİ
SINIF YÖNETİMİSINIF YÖNETİMİ
SINIF YÖNETİMİ
yolyordam yolyordam
 
Toprak
ToprakToprak
Doktor
DoktorDoktor
Itfaiyeci
ItfaiyeciItfaiyeci
Resimogrt
ResimogrtResimogrt
Ben insanım!-2
Ben insanım!-2Ben insanım!-2
Ben insanım!-2
yolyordam yolyordam
 
Doğrular yanlışları Götürür
Doğrular yanlışları GötürürDoğrular yanlışları Götürür
Doğrular yanlışları Götürür
yolyordam yolyordam
 
Beni Yavaslatan Manzara
Beni Yavaslatan ManzaraBeni Yavaslatan Manzara
Beni Yavaslatan Manzara
yolyordam yolyordam
 
Cennetlik Hayvanlar
Cennetlik HayvanlarCennetlik Hayvanlar
Cennetlik Hayvanlar
yolyordam yolyordam
 
Günün Sözü!
Günün Sözü!Günün Sözü!
Günün Sözü!
yolyordam yolyordam
 
Şimdi Hasbihal Zamanı
Şimdi Hasbihal ZamanıŞimdi Hasbihal Zamanı
Şimdi Hasbihal Zamanı
yolyordam yolyordam
 
Sabır ve Şükür
Sabır ve ŞükürSabır ve Şükür
Sabır ve Şükür
yolyordam yolyordam
 
Sevgili Paylaşılmaz
Sevgili PaylaşılmazSevgili Paylaşılmaz
Sevgili Paylaşılmaz
yolyordam yolyordam
 
Hepsi Boş Geçti!
Hepsi Boş Geçti!Hepsi Boş Geçti!
Hepsi Boş Geçti!
yolyordam yolyordam
 
'Allah Varsa Beni Cezalandırsın!'
'Allah Varsa Beni Cezalandırsın!''Allah Varsa Beni Cezalandırsın!'
'Allah Varsa Beni Cezalandırsın!'
yolyordam yolyordam
 
Sevmediğiniz Şey
Sevmediğiniz ŞeySevmediğiniz Şey
Sevmediğiniz Şey
yolyordam yolyordam
 
Kolomb'un Yumurtası
Kolomb'un YumurtasıKolomb'un Yumurtası
Kolomb'un Yumurtası
yolyordam yolyordam
 
Seneler Geçerken
Seneler GeçerkenSeneler Geçerken
Seneler Geçerken
yolyordam yolyordam
 
Seslerin En Çirkini!
Seslerin En Çirkini!Seslerin En Çirkini!
Seslerin En Çirkini!
yolyordam yolyordam
 
En Buyuk Kongre: Hac
En Buyuk Kongre: HacEn Buyuk Kongre: Hac
En Buyuk Kongre: Hac
yolyordam yolyordam
 

More from yolyordam yolyordam (20)

SINIF YÖNETİMİ
SINIF YÖNETİMİSINIF YÖNETİMİ
SINIF YÖNETİMİ
 
Toprak
ToprakToprak
Toprak
 
Doktor
DoktorDoktor
Doktor
 
Itfaiyeci
ItfaiyeciItfaiyeci
Itfaiyeci
 
Resimogrt
ResimogrtResimogrt
Resimogrt
 
Ben insanım!-2
Ben insanım!-2Ben insanım!-2
Ben insanım!-2
 
Doğrular yanlışları Götürür
Doğrular yanlışları GötürürDoğrular yanlışları Götürür
Doğrular yanlışları Götürür
 
Beni Yavaslatan Manzara
Beni Yavaslatan ManzaraBeni Yavaslatan Manzara
Beni Yavaslatan Manzara
 
Cennetlik Hayvanlar
Cennetlik HayvanlarCennetlik Hayvanlar
Cennetlik Hayvanlar
 
Günün Sözü!
Günün Sözü!Günün Sözü!
Günün Sözü!
 
Şimdi Hasbihal Zamanı
Şimdi Hasbihal ZamanıŞimdi Hasbihal Zamanı
Şimdi Hasbihal Zamanı
 
Sabır ve Şükür
Sabır ve ŞükürSabır ve Şükür
Sabır ve Şükür
 
Sevgili Paylaşılmaz
Sevgili PaylaşılmazSevgili Paylaşılmaz
Sevgili Paylaşılmaz
 
Hepsi Boş Geçti!
Hepsi Boş Geçti!Hepsi Boş Geçti!
Hepsi Boş Geçti!
 
'Allah Varsa Beni Cezalandırsın!'
'Allah Varsa Beni Cezalandırsın!''Allah Varsa Beni Cezalandırsın!'
'Allah Varsa Beni Cezalandırsın!'
 
Sevmediğiniz Şey
Sevmediğiniz ŞeySevmediğiniz Şey
Sevmediğiniz Şey
 
Kolomb'un Yumurtası
Kolomb'un YumurtasıKolomb'un Yumurtası
Kolomb'un Yumurtası
 
Seneler Geçerken
Seneler GeçerkenSeneler Geçerken
Seneler Geçerken
 
Seslerin En Çirkini!
Seslerin En Çirkini!Seslerin En Çirkini!
Seslerin En Çirkini!
 
En Buyuk Kongre: Hac
En Buyuk Kongre: HacEn Buyuk Kongre: Hac
En Buyuk Kongre: Hac
 

Alem çarşısı Sergileri

  • 2. Cenab-ı Hak, bahar mevsiminde tüm güzellikleri gün gün, hafta hafta önümüzden resm-i geçit yaptırıyor.
  • 3. Ve bizi hayatın seyirci koltuğuna oturtmuş, sanat eserlerini bize izlettiriyor…
  • 4. Cenab-ı Hak, her ağacın çiçeklerle donattığı dallarında bir pano gibi sanatını sergiliyor.
  • 5. Şehrin panolarında, billboardlarında nasıl reklam afişleri var, bunlar bir hafta asılı kalıyorlar, ondan sonra indiriliyorlar; yenileri oralarda asılıyor…
  • 6. Öyle de, bütün parklar, bahçeler, dağlar, bağlar, vadiler, ovalar, yamaçlar, ağaçlar Âlemler Rabbinin birer panosu gibidir.
  • 7. Rabbimiz sanatını oralarda sergiliyor. Bir süre görecek gözlere göre gösteriyor, sonra kaldırıyor. Sanatının yeni örneklerini gözler önüne seriyor.
  • 8. Ancak bu kadar yapılan resm-i geçitten, bu ilahi defileden insanlar ne kadar nasiplerini alıyorlar, bilmiyoruz.
  • 9. Cenab-ı Allah’ın ruhlarımız, duygularımız için süslediği, donattığı o sofranın başına oturmak gerekir.
  • 10. Gerçekten de sadece midemiz gıda istemiyor; kalbimiz, ruhumuz, latifelerimiz, duygularımız, hepsi mide gibi gıda istiyor.
  • 11. Ancak, insanlar mideleriyle öylesine meşguller ki, diğer duygularını, kendilerini insan yapan ve yüceltecek olan duygularını çoğunlukla ihmal ediyorlar.
  • 12. Hâlbuki insan üç gün boyunca midesine bir şey göndermese nasıl zayıflar, ölmeye yüz tutar. Uzun süre aç kalırsa ölür.
  • 13. Diğer duygularımız da öyledir. Gıdalarını vermezsek onlar da zayıflarlar ve hayatiyetlerini yitirirler.
  • 14. Onun için Cenab-ı Hak midemizin gıdasını yarattığı gibi, biyolojik hayatımızın devam etmesi için birçok meyvelerle, sebzelerle midemize yönelik rızıklarını bize sunduğu gibi,
  • 15. …duygularımızı doyuracak, geliştirecek, güçlendirecek gıdaları da bu Âlem Çarşısının Sergilerinde gözlerimizin önüne sermiş ve bizi onları da almaya davet etmiş.
  • 16. Sadece midesini, bedenini, maddesini düşünen bir insan değil, asıl kendini insan yapan kalbini, ruhunu, duygularını, latifelerini düşünen ve onların gıdasını kâinattaki bu ilahi sofralardan alan insan olmayı Rabbimiz bizden istiyor.
  • 17. Tabi sofraya elinizi uzatırsınız, elinizle herhangi bir şeyi alırsınız.
  • 18. Cenab-ı hak bize latifeler, duygular vermiş…
  • 19. Mesela, gözlerimize çok uzaklardan, ta ufuklardan, güneşin battığı yerden, doğduğu yerden, yıldız dolu göklerden, üzerimizde toplanan bulutlardan ve Âlem çarşısının sergilerinden gıdamızı alma özelliğini bize vermiş.
  • 20. İnsanın eli kısadır ama duyguların elleri çok uzundur. Ta göklerin derinliklerinden rızıklarını alabilir.
  • 21. Kur’an-ı Kerim, “Göklerde sizin rızkınız vardır” diyor.
  • 22. İnsan duygularıyla bu fani dünyada cennete bile uzanabilir ve oradan rızkını alabilir. Zira bu dünyada Cennetin örnekleri olan rızıklar vardır.
  • 23. İnsan ancak Rabbinin yarattığı güzellikleri seyrederek, onlara dalıp giderek, o güzelliklerdeki Allah’a ait manaları sezerek, okuyarak manevi rızkını onlardan alır, duygularını tatmin eder…
  • 24. Bir şair: “Kıskanırım arıyı; peteği var, balı var. Konduğu çiçeklerin; pembesi var, alı var.” diyor ama hiç arıya, kuşa kıskanmamıza gerek yok.
  • 25. Çiçeklere, kelebeklere kıskanmamıza gerek yok. Biz insanız. Allah hepsinden, saydıklarımızdan, saymadıklarımızdan bizi daha üstün, daha yetenekli yaratmıştır.
  • 26. Nasıl ki, arı rengârenk çiçeklere konuyor, onlardan rızkını alıyorsa ve bal özünü topluyorsa, o usare ile bal yapıyorsa; biz de aynen arılar gibi gözlerimizi kâinat bostanına salarak, çiçeklere kondurarak, onlardaki iman özünü alabiliriz.
  • 27. Çiçeklerde sadece bal özü yok, aynı zamanda iman özü var. O iman özünü aldığımız zaman, vicdanımızda, kalbimizde iman balları yapabiliriz.
  • 28. Allah’ı anma, her dudağın tadıdır, tuzudur. Vicdanımızda iman balları yaparsak, Yunus Emre gibi şöyle diyebiliriz:
  • 29. “Canlar canını buldum, bu canım yağma olsun Assı ziyandan geçtim, dükkânım yağma olsun Yunus ne hoş demişsin, bal u şeker yemişsin, Ballar balını buldum, kovanım yağma olsun.”
  • 30. Allah’ı bulan, her şeyi bulur. Kim “Benim Rabbim var!” diyorsa, onun her şeyi vardır. O, zenginlerin en zenginidir.
  • 31. Nasıl ki, Cenab-ı Hak, kitabı Kur’an-ı Kerim’i okuduğumuzda, her harfine 10 sevap veriyor bize,
  • 32. …aynı şekilde büyük Kur’an olan Kâinatı okuduğumuzda, Kâinat kitabının her harfine de büyük bir karşılık veriyor.
  • 33. Kâinat bir büyük kitap, gökyüzü yıldızlarla yaldızlanmış yaldızlı, parlak bir sayfa,
  • 35. her bahçe bir satır, her ağaç bir kelime ve her meyve, her çiçek bir harftir.
  • 36. Her çekirdek, her tohum bir noktadır. O noktanın içersinde bütün ağacın fihristesi, programı yazılıdır.
  • 37. İşte bu Kâinatın dilini anlarsak ki, en önemli dil budur, Rabbimizin yarattığı, o varlıklar üzerinden verdiği mesajı kavrayabilirsek, okuduğumuz her çiçek de O’nun isim ve sıfatlarının tecellilerini görebiliriz.
  • 38. Tasavvuf ehlinin çok sevdiği ve söylediği bir Kutsi Hadiste şöyle buyrulmuştur: “Ben gizli bir hazine idim. Beni arayıp bulun diye sizi yarattım.”
  • 39. İşte bu dünyaya Allah’ı aramaya geldik. Allah bizi kendinden çok uzaklara atmış ve kendine doğru bir yarış başlatmıştır. Kim Ona çok yaklaşacak? Kim Onu iyi tanıyacak? Kim Onu çok sevecek?
  • 40. Çok tanıyan, aynı zamanda Onu çok sevecektir, çok hayranlık duyacaktır.
  • 41. İşte hayat, böyle bir yarıştır. Aslında tek bir yarış vardır. Bütün diğer yarışlar bu büyük yarışa katkı sağladıkları kadar önemlidirler. Hepimiz bu dünyaya gelmekle ister istemez bu önemli yarışa katılmışız.
  • 42. Yarışın neresindeyiz? İşte bunu düşünmek, Kur’an’ın emrettiği şekilde O’na daha çok yaklaşmanın vesilelerini aramak en önemli işimizdir.
  • 43. Allah’ı bulmak için uzaklara gitmeye gerek yok.
  • 45. O’nun çiçeklerden size gülümsediğini göreceksiniz. Gerçekten çiçeklerdeki bu gülümseme, bu tatlılık Rabbimizin bize gülümsemesidir.
  • 46. Cenabı Allah evlerimizi, bahçelerimizi çiçeklerle doldurmuş. Bütün dünyayı çiçeklerle güldürmüş.
  • 47. Yeryüzünü bir nimet sofrası olarak yaratmış. Baharı bir deste gül olarak o sofranın başına ve yanına koymuş.
  • 48. Allah misafirlerini seviyor. Biz bu dünyada ona misafiriz. O misafirlerine çok güzel bakıyor.
  • 49. Dolayısıyla O’nun sonsuz sevgisinin yansıması olan, bize verdiği değerin bir göstergesi olan bu kadar güzelliği, sanatı, ihtişamı insan nasıl fark etmez? Nasıl görmez?
  • 50. Rabbimiz bizi çok uzaklara atmış ama, rahmetiyle bize çok yakın. Biz Ondan çok uzağız ama, O bize bizden daha yakın. Bize rahmetiyle gülümsüyor.
  • 51. Çiçeklerdeki gülümseme, Onun bize rahmetiyle gülümsemesidir. Bize verdiği değerin bir ifadesidir.
  • 52. İnsanların suni eserlerinin sergilendiği alış veriş merkezlerinin, çarşılarının yanında Allahın çarşılarına, Âlem Çarşısının sergilerine de gidelim. Gönül zenginliğimizi arttıralım.
  • 53. Hasan Feyzi, bu hususu ne güzel dile getirmiş:
  • 54. “Güzel oku! Her zerrede coşkun birer mânâ var, Derd ehline bu mânâda canlar sunan edâ var. Vermek için parlaklığı, gamlı gönül evine, Bir bak hele, her cilâdan üstün olan cilâ var.
  • 55. Derin, güzel düşünce ile incelersen bunu sen, Zaiflemiş ruhlar için dağlar gibi gıda var Beni tanı, yürü kulum, yürü diye bizlere, Her nefeste şefkat ile Rabbimizden nidâ var.
  • 56. Duymuş isen bu nidâyı her zerrenin dilinden, Müjde olsun, artık sana Cennet denen safâ var! Bir güneştir her zerrede cilve yapıp parlayan; Bilmez misin, sende dahi o edâdan edâ var.
  • 57. Kısa görüp denizleri damlalara çevirme; Hakikatta, her damlada gizli birer derya var. Bir noktayı bir cihan yap, o cihana hâkim ol, Zira senin bir noktanda, güneş kadar zekâ var!
  • 58. Her zerrenin kâbesidir kalbi, yine kendine, Dikkat eyle, her birinde yine ancak Huda var.”
  • 59. İşte, her zerrede, her çiçekte sonsuz hayata, sonsuz saadete böyle bir çağrı var.
  • 60. Bu çağrıyı insan duyarsa, hissederse, bu ilahi daveti alırsa, bu davetiyeyi açar ve okursa, Cennete davetli olduğunu anlar.
  • 61. Bu dünyası da Cennet olur, bu dünyada da gerçek saadeti, mutluluğu bulur.
  • 62. Biliyoruz ki, insan ne kadar önemli bir kişiden, önemli bir yere davet alırsa, o kadar bu davet insanı mutlu eder.
  • 63. Kâinat Sultanından ebedi mutluluğa, sonsuz Cennete bir davet mesajını aldığına inanan ve bunu hisseden insan, ne kadar mutlu olur, bunu düşünelim…
  • 64. Metin: Seyfettin Bulut Sunum: Ahmet Yordam www.yolyordam.com