Хэ́ллоуи́н (англ. Halloween, All Hallows' Eve или All Saints' Eve)[6] — современный праздник, восходящий к традициям древних кельтов Ирландии и Шотландии, история которого началась на территории современных Великобритании и Северной Ирландии[6][7][8]. Отмечается 31 октября, в канун Дня всех святых. Хэллоуин традиционно празднуется в англоязычных странах, хотя официальным выходным днём не является. С конца XX века, в ходе процесса глобализации, мода на атрибутику Хэллоуина возникла также в большинстве неанглоязычных стран Европы и в СНГ. Хэллоуин неформально отмечается в некоторых других странах, имеющих тесные культурные связи с США или Великобританией, например, в Японии, Южной Корее, Сингапуре, Австралии и Новой Зеландии, в ряде островных стран Океании.
EbooK: Manual del ministerio Buenas Noticias Ilimitadas BNIL – Teología de la Comunicación y Comunidades Cristianas Emergentes. 2016.
Ministerio Buenas Noticias Ilimitadas -
Teología de la Comunicación BNIL -
La iglesia Local y la Comunicación -
Comunidades Cristianas Emergentes CCE.
İslam Mezhepleri Tarihi - Neşet Çağatay / horozz.netAdnan Dan
İslam mezhepleri tarihi, Islam düşüncesinin gelişmesinin bazı yön lerini açıklamak bakımından özel bir önem taşır. Islam felsefesinin konuları arasında kelâm ilminin de bulunduğunu hatırlarsak, mezhepler tarihinin, Islam düşüncesine yapacağı hizmet daha iyi anlaşılır.
İL Üniversitesi - 1.1.Cahiliyye Dönemi_Asr-i Saadet_Islam Tarihi
1.22.medine dönemi islam tarihi il üniversitesi
1. I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
2. ICINDEKILER
1. GIRIS
2. MEDINE ÖNCESI
3. MEDINE HAZIRLANIYOR
4. MEDINE‘YE VARIS
5. MESCIDU‘N-NEBEVI
6. MESCID-I NEBEVI‘NIN FAZILETI
7. MEDINE DÖNEMI
8. BEDIR
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
3. GIRIS
Insanligin, cehaletin, sirkin ve putperestligin karanligindan ilâhi gerçeklerin
aydinligina kavusup, ebedî kurtulusa erebilmesi için gönderilen son din olan
Islâm'in örnek bir topluluk tarafindan nasil yasanacaginin ortaya kondugu ve
insani insana köle olmaktan kurtaran, bunu bütün insanligi kucaklayacak s ekilde
hakim kilmanin bir vasitasi olan Islâm'in devlet sisteminin kuruldugu Medine'ye
hicretle baslayip, Resulullah (s.a.s)'in ölümüne dek süren on senelik teblig ve
cihat dönemi.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
4. MEDINE ÖNCESI - 1
Islâm, Resulullah (s.a.s)'in yirmi üç yillik bir tevhid mücadelesi sonucunda
tamamlanmis, kemale ermistir. Bu tebligin, ilk ayetin vahyolusundan Resulullah'in
Medine'ye hicretine kadar olan on üç senelik bölümü Mekke Dönemi* olarak
adlandirilir. Mekke Dönemi, müslümanlarin takibata ugradigi, her türlü eziyet ve
iskencenin onlara acimasizca reva görüldügü bir dönemdir. Allah Teâlâ,
mustaz'aflardan olus an bu ilk inananlar toplulugunu insan tahammülünün
ötesinde zorluklarla imtihan ediyor, kurulacak Islâm devletinin sarsilmaz temel
taslari olmalari için ruhî bir hazirlik safhasindan geçiriyordu. Bu insanlar ayni
zamanda kiyamete kadar gelecek müslüman nesillere, tagutlarin yildirma ve her
türlü iskencelerine karsi nasil tahammül etmeleri gerektiginin örneklerini
veriyorlardi.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
5. MEDINE ÖNCESI - 2
Mekkeli müsrikler, inananlari susturmak için bütün yollari denemis, ancak
uyguladiklari zalimce yöntemler neticesinde, iman edenlerin dinlerinden
vazgeçeceklerini umduklari halde, onlarin imanlarinda daha da saglamlastiklarini
ve kendilerine karsi koymada dirençlerinden hiç bir sey kaybetmediklerini
görmüslerdi. Bu, onlarin tamamen sertlesmelerine ve müslümanlarin Mekke'de
yasamalarini imkânsiz kilacak kararlar almalarina sebep olmustu.
Bir zaman sonra boykot edilen ve görüldükleri her yerde saldiriya ugrayan
müslümanlar için Mekke'de barinma imkânlari tamamen ortadan kalkmisti. Bu
insanlar, sirf rabbimiz Allah'tir dedikleri ve onlarin taptiklari saçma ilâhlarina
tapinmayi reddettikleri için bütün bu zulümlere muhatap oluyorlardi. Peygambere
tabi olan ve müslümanca yasamak için her seyini feda etmeye hazir bu insanlar
imanlarindan dolayi zulüm görmeyeceklerini bildikleri Habesistan gibi uzak ve
yabanci bir diyara hicret etmek zorunda kalmislardi. Ancak bu hicret Mekke'de
dayanilmaz baskilardan bunalan Müslümanlarin bir an olsun rahatlayabilmeleri
için, geçici bir çözüm olarak düsünülmüstür.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
6. MEDINE ÖNCESI - 3
Bu arada kendisine iman etmedigi halde Resulullah (s.a.s)'i müsrik zorbalarin bütün
saldirilarina karsi korumayi, her türlü zorlama ve tehditlere ragmen sürdüren amcasi
Ebu Talib vefat edince onun yerine Hasimogullarinin basina Islâm'a karsi en acimasiz
kimselerden biri olan Ebu Leheb geçmisti. Artik Resulullah için Mekke yasanmaz bir
hale gelmisti. O, Mekke'de ilâhî merhamete karsi, kalpleri mühürlenmis müsriklerin her
gün degisik türde saldirilarina maruz kaliyordu.
Bunun üzerine o, kendisinin tebligine kulak verebilecek baska topluluklara yönelmek
zaruretini hissetmisti. Bunun için ilk önce Taif'e gitmis, ancak orada kimseye birsey
dinletemedigi gibi, tasa tutulmustu. O, Mekke'den ayrildigi zaman Ebu Leheb onu
"toplum disi" ilân ederek tekrar Mekke'ye dönmesini de engellemek istemisti. Bu
durumda birilerinin ona eman hakki tanimasi gerekiyordu ki, Mekke'ye girebilsin.
Kendisini himayesi altina almak için müracat ettigi üçüncü kimse olan Mut'im Ibn Adiyy
bu istegini kabul etmis ve tekrar Mekke'ye geri dönebilmisti. Tevhidî gerçekleri teblig
görevine baslamasindan sonra çektigi onca izdirablara ve her geçen gün sistematik bir
sekilde zorlasan güçlüklere ve kavminin azginliklarina ragmen o, Allah'in kelimesini
yüceltmek için yilmadan ve hiç bir tehlikeden korkmadan sarsilmaz bir kararlilikla
mücadelesini sürdürmüstür.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
7. MEDINE ÖNCESI - 4
Resulullah (s.a.s), tevhid akidesini insanlara teblig etmede; Mekke panayirlarina
ticaret ve cahilî âdetler üzere haccetmek için gelen yabancilari hedef almaya
yöneldi.
Onlara Allah Tealâ'nin kendisine vadettigi gerçekleri bildirerek, kendisine sahip
çikmalarini istiyordu. Resulullah onlara s öyle diyordu: "Beni himayeniz altina alin
ve benim sözlerimi dinleyin; görürsünüz ki, Iran ve Bizans Imparatorluklarinin
sahip ve efendileri sizler olursunuz". Ancak o, girdigi onbes çadirdan da red
cevabi alarak kovulmustu. Neticede Allah Tealâ'nin takdir ettigi ve hidayetine lâyik
gördügü bir grubu Akabe mevkiinde Islâm'a davet ettiginde, onlar hiç tereddüt
göstermeden iman etmislerdi. Alti kisilik bu küçük topluluk, Medine'de sürekli
mücadele halinde olan iki rakip kabileden Hazrec kabilesine mensup kimselerden
olusuyordu. Bu alti kisi memleketlerine döndüklerinde, büyük bir heyecanla iman
ettikleri yeni tevhidî dinlerini diger insanlara anlatmaya koyulmuslardir. Bir sonraki
yil yine Akabe mevkiinde Resulullahla bulusan on iki Medineli'den onu Hazrecli ve
ikisi de Evs kabilesindendi. Iste bu bulusmadadir ki, Medine döneminin temellerini
olusturan ve tarihe birinci Akabe bey'ati olarak geçen bey'at gerçeklesmisti.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
8. MEDINE HAZIRLANIYOR - 1
Resulullah (s.a.s), onlara dinin bir takim temel prensiplerini bildirmis ve bunlara
uymalari konusunda onlardan kesin söz almisti. Resulullah (s.a.s), Islâm'i
ögretmek için Mus'ab b. Umeyr'i onlara hoca tayin ederek Medine 'ye
göndermisti. Bir yil sonra Mus'ab, Resulullah'a sundugu raporunda Medine'de
Islâm'in konusulmadigi bir evin kalmadigini bildiriyordu.
Birinci Akabe Bey'atin'den bir yil sonra, yine ayni mevkide bu sefer, ikisi kadin
yetmis üç kisiden olusan Medineli müslümanlarla bulusmus ve Ikinci Akabe
Bey'ati olarak adlandirilan bey'at gerçeklestirilmisti. Bu bey'atla Resulullah
Medinelilere, Medine'ye hicret etmek istedigini bildirmis ve kendisini bütün
düsmanlarina karsi koruyacaklarina ve emrinden ayrilmayacaklarina dair kesin
söz vermelerini istemisti. Medineli müslümanlar, Resulullah (s.a.s)'i savasta ve
barista, her türlü tehlike ve tehditlere karsi koruyacaklarina dair söz vermislerdi.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
9. MEDINE HAZIRLANIYOR - 2
Resulullah (s.a.s), Medine'de olus an Islâm cemaatini teskilatlandirmak
maksadiyla her soy için bir baskan seçmis ve bunlarin hepsine birden, Es'ad Ibn
Zürâre'yi baskan tayin etmisti.
Bu bey'attan sonra Resulullah (s.a.s)'a Medine'ye hicret emri verildi (Buharî,
Menâkibul-Ensar, 45). Bunun üzerine Mekke'de bulunan müslümanlar küçük
gruplar halinde Medine'ye gitmeye basladi. Kisa zaman sonra Mekke'de, yakinlari
tarafindan engellenen kimseler ve Resulullah (s.a.s), Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ali'den
baska kimse kalmamisti. Islam'in bu sekilde Mekke disina tasmasi, Mekke sehir
devletini idare edenleri tedirgin etmisti. Çünkü onlar, Resulullah (s.a.s)'in
Medine'de meydana getirecegi gücün ileride kendi müsrik yönetimlerine son
verecek bir duruma gelmesinden korkuyorlardi. Zaten Hicret, Müslümanlar için bir
kaçis degildir. Zira onlar Allah'tan baska korkulacak bir gücün varligina
inanmiyorlardi. Onlar, Allah ve Resulünün emrettiklerine uyarak dinleri ugruna her
seylerini feda etmislerdi. Bu hicret, Allah Teâlâ'nin tesbit etmis oldugu bir hareket
stratejisinin uygulanmaya konmasindan baska bir sey degildir.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
10. MEDINE‘YE VARIS - 1
Tehlikenin boyutlarini kavrayan Mekke müsrikleri, önemli kararlarini almak için
toplandiklari bir meclis olan Darü'n-Nedve'de bir araya gelerek Resulullah'i
öldürme karari almislardi. Ancak onlar, Allah Tealâ'nin Resulünü korumakta
oldugundan habersizdiler. Onlarin kurdugu komplo hiç bir ise yaramamis,
Resulullah (s.a.s), Hz. Ebu Bekir (r.a) ile yaptigi tehlikeli bir yolculuktan sonra
Medine'ye ulasmisti. O, ilk önce Medine'nin girisinde Kuba köyünde konaklamis
ve burada bir mescit insa etmisti.
Kuba'da birkaç gün dinlendikten sonra Medine'ye hareket eden Resulullah
(s.a.s)'i Medineli müslümanlar büyük bir cosku içerisinde karsilamis ve herkes,
onu evinde konaklama serefine nail olmak için yarisa girmislerdi. O, basini bos
biraktigi devesinin çöktügü bos arsaya en yakin olan Ebu Eyyub el-Ensarî'nin
evine yerlesmisti.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
11. MEDINE‘YE VARIS - 2
Resülullah (s.a.s)'in Kübaya ulas masiyla Islâm vahyinin Mekke dönemi olarak
adlandirilan ve kendine has bir özelligi olan dönemi kapaniyor ve Islâm'i insanlara
ulastirip, onlarin müsrik zorbalarin tahakkümünden ve sirkin karanligindan
kurtarmak için kuvvetin teskilatlandirilip, devlet sekline sokulmasiyla birlikte
Resulullah (s.a.s)'in vefatina kadar on sene sürecek olan yeni bir dönem
basliyordu.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
12. MESCIDU‘N-NEBEVI - 1
Resulullah (s.a.s)'in ilk isi devesinin çöktügü arsayi sahiplerinden satin alarak
buraya bir mescit insa etmek olmus tur. Mescid-i Nebî adi ile anilan bu mekânin
Islâm devletinin olusumu ve yönetilmesinde gördügü fonksiyon oldukça büyüktür.
Resulullah (s.a.s)'in Medine'ye hicretinden hemen sonra ashabiyla birlikte bina
ettigi mescit. Bu mescit, Mescid-i Resul, Mescid-i Serîf, Mescid-i Saadet ve
Mescid-i Nebevî adlariyla da anilmaktadir. Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksa'dan
sonra yeryüzündeki mescitlerin en faziletlisidir.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
13. MESCIDU‘N-NEBEVI - 2
Resulullah (s.a.s), Hicret yolculugunda kisa bir müddet Medine'nin disinda
bulunan Kuba köyünde kalmisti. Bu esnada Kuba mescidi adiyla bilenen mescidi
insa ettirmisti. Buradan yola çikip, Medine'ye girdigi zaman, Resulullah (s.a.s),
misafir edip agirlama serefine nail olabilmek için herkes birbiriyle yarisa girmisti.
Kendisini davet edenlere Resulullah (s.a.s); "Birakin deve serbestçe yürüsün. O
bizi Allahin razi olacagi bir yere kadar götürecektir" diyordu. Deve bir süre
yürüdükten sonra, iki yetim kardese ait bos bir arsaya çöktü. Buraya evi en yakin
olan Ebu Eyyub el-Ensarî, Resulullah (s.a.s)'in esyalarini alip sevinçli bir halde
evine tasidi (bk. Hicret mad.).
Resulullah (s.a.s)'in devesinin çöktügü bu arsa sahipleri olan Neccarogullarindan
Sehl ve Suheyl hibe etmek için israr ettilerse de Resulullah (s.a.s) bunu kabul
etmedi ve on dinar gibi sembolik bir meblag karsiliginda burayi satin aldi. Bu
bedeli Hz. Ebu Bekir (r.a) ödedi.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
14. MESCIDU‘N-NEBEVI - 3
Ibn Sa'd, Resulullah'in Medine'ye hicretinden önce Esad ibn Zurare'nin
arkadaslariyla burada namaz kildigini, ayrica cuma namazlarini da burada
kildirdigini nakletmektedir. Etrafi çevrili olan bu arsanin hemen bitisiginde, cahiliye
insanlarinin gömülü bulundugu bir mezarlik vardi. Resulullah bu mezarligin
kaldirilmasini istedi. Böylece mescidin insa edilecegi arsa genisletilmis oldu.
Ayrica burada bulunan su birikintisi de yok edildi (Nesaî, Mesâcid, 12; Ibn Sa'd
Tabakatül-Kübrâ, Beyrut, t.y, I, 239).
Bu arsa üzerinde hemen bir mescit bina edilmeye baslandi. Ensar, Muhacir ve
diger gönüllü kimselerin de katildigi kalabalik bir isçi-usta toplulugu tarafindan
yürütülen çalismalar sonunda mescit, kisa sürede bina edildi. Resulullah (s.a.s)
çalismalari idare edip, mescidin kible tarafindaki temellerinin atilmasi ve diger
planlamalari yapmakla yetinmeyip, çalismalara bir isçi gibi tas, kerpiç tasiyarak
katilmistir. O, bu çalismalar esnasinda su beyitleri söylüyordu: "Allahim! Ahiret
hayatindan bas ka hayat yoktur. Ensara ve muhacirûna magfiret et" (Ibn Sa'd
a.g.e., I, 239-24I).
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
15. MESCIDU‘N-NEBEVI - 4
Temeller toprak seviyesine kadar tas, zeminden yukarisi ise kerpiç kullanilarak
bina edildi. Temel yaklasik olarak bir buçuk metre derinliginde açilmisti.
Eni-boyu yüzer zira (bir zira =kirkbes santim) olmak üzere, kare seklinde insa
edilen mescidin mihrabi Beytu'l-Makdis yönüne denk düsecek sekilde kuzey
duvarinda isaretlenmisti. Üç tane kapidan biri güney tarafindaki arka duvarda,
ikincisi bati tarafindaki duvarda, üçüncüsü ise Resulullah (s.a.s)'in hücrelerinin
bulundugu dogu tarafinda idi. Bu kapiya Cibril kapisi denirdi.
Resulullah (s.a.s), ilk önceleri bir hurma kütügü üzerine çikarak hutbe okurdu. Bir
zaman sonra bizzat Resulullah (s.a.s)'in istegi veya ashabin, cemaatin
kalabaliklastigini ve arkadakilerin hutbe okurken onu göremediklerini bildirmeleri
üzerine, bir kaç basamakli bir minber yapilarak, mescite yerles tirildi (Buhârî,
Cuma, 26; Ibn Sa'd, a.g.e., I, 25I-251).
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
16. MESCIDU‘N-NEBEVI - 5
Hicretten on alti ay sonra Kiblenin yönü Beytullah tarafina çevrildigi zaman,
güneydeki kapi kapatilarak, burasi mihrab yapildi, Kuzeydeki duvarda da bir kapi
açildi. Mescitte namaz kilinan yerin üzeri açikti. Ancak mescitin ortasinda, hurma
agacindan yapilan direkler üzerinde, hurma, dal ve yapraklarindan bir gölgelik
yapilmisti.
Mescitin dogu tarafinda duvara bitisik olarak Resulullah (s.a.s)'in hanimlari Hz.
Âise (r.anh) ve Hz. Sevde (r.anh) için, iki oda insa edilmisti. Ayrica yine mescite
bitisik olarak, gündüzleri bir egitim-ögretim yeri, geceleri ise, evsiz kimseler ve
misafirlerin barinmasi için "Suffa" denilen üzeri kapali bir bölüm eklenmisti.
Resulullah (s.a.s)'e ait odalara, zamanla yedi oda daha eklenerek oda sayisi
dokuza çikmistir. Bunlarin hepsi kerpiçten idi (Ibn Sa'd, a.g.e., I, 499).
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
17. MESCIDU‘N-NEBEVI - 6
Medine'de insa edilen bu mescit ayni zamanda, kurulan Islâm devletine ait bütün
faal iyetlerin yürütüldügü bir merkez niteliginde idi. Resulullah, ashabiyla orada
istisare eder, savas ve baris kararlarini orada alir, elçi heyetlerini orada kabul
eder, savasa çikacak ordulari orada techiz ederek yola çikarir, topluma ait bütün
meseleler orada çözüme kavusturulur, hatta gerektiginde suçlular ve esirler
baglanmak suretiyle orada hapsedilirdi (Nesei, Mesâcid, 2I).
Egitim-ögretim faaliyetleri, mescitin "Suffa" denilen kisminda yerine getiriliyordu.
Islâm ümmetinin nüvesini olusturan Ashab ve seç kin sahabe âlimler, Islâmda ilk
üniversite sayilabilecek bu mekanda yetismis lerdi. Islâm'in esaslarini ögrenmek
üzere Medine disindan gelenler için ayni zamanda bir yatakhane vazifesi
görüyordu (Ibn Sa'd a.g.e., 255). Bir defasinda, Temim kabilesine mensup yetmis
kisi burada barindirilmis idi (Ahmed b. Hanbel, III, 371).
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
18. MESCIDU‘N-NEBEVI - 7
Resulullah (s.a.s), burada bizzat dersler veriyordu. Ancak, yeni gelen ve
baslangiçta olan ögrencilere okuma yazmayi ve Kur'an-i Kerim'i ögreten diger
ögretmenler de bulunmakta idi. Medine'den ve uzak yerlerden olmak üzere
burada okuyan ögrencilerin dört yüz kisi gibi bir sayiya ulastigi oluyordu. Burada
barinanlarin ihtiyaçlarinin büyük bir bölümü, cömert sahabeler tarafindan kars
ilanmaktaydi (M. Hamidullah, Islam Peygamberi, Istanbul, 198I, II, 832).
Medine'de bir evi ve ailesi olmayan fakir kimseler de Suffa'da yatip kalkiyor,
ihtiyaçlarini buradan sagliyorlardi (Ibn Sa'd a.g.e, 255).
Mescid-i Nebevi, ilk insa edilisinden sonra bir takim genisletme faaliyetleri gördü.
Hayber'in fethinden sonra Resulullah (s.a.s), mesciti bir miktar genisletmisti.
Resulullah (s.a.s), vefatindan kisa bir müddet önce, Hz. Ebu Bekir'in kapisi hariç
odalardan mescite açilan bütün kapilari kapattirmisti (Buhari, Ashab, 3).
Resulullah (s.a.s) vefat ettiginde Hz. Âise (r.anha)'ye ait odada defnedilmistir.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
19. MESCIDU‘N-NEBEVI - 8
Ilk ciddi genisletme, Hz. Ömer (r.a)'in hilâfeti zamaninda yapildi. Güney tarafindan
bes, Bati ve Kuzey taraflarindan da onar metre ilave yapildi. Dogu tarafina ilâve
yapilmadi ve Resulullah (s.a.s)'in hanimlarinin odalari oldugu gibi kaldi. Kuzey,
dogu ve bati duvarlarinda ikiser tane olmak üzere, kapi sayisi altiya çikarildi. Hz.
Ebu Bekir ve Hz. Ömer vefat ettiklerinde Peygamber (s.a.s)'in yanina
defnedilmislerdir.
Hicretin yirmi dokuzuncu yilinda Hz. Osman (r.a), mesciti yeniden insa ettirdi.
Duvarlari süslü tas ile yeniden örüldü. Tas sütunlar kullanilarak mescitin bir
kisminin üzeri kapatildi. Kapilarinin sayisinda bir degisiklik yapilmadi. Bu yenileme
ile mescitin genisligi yüz elli zira, uzunlugu ise yüz altmis zira'a çikmis tir (Ibnu'l-
Esîr, el-Kâmil fi't-Tarih, III,1I3; Suyütî, Tarihu'l-Hulefa, Beyrut 1986, 173).
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
20. MESCIDU‘N-NEBEVI - 9
Emevîler zamaninda, Medine Valisi Ömer b. Abdülaziz eliyle mescit yeniden insa
ettirildi. Hicrî seksen sekiz'den, doksan bire kadar süren çalismalarla mescit,
dogu, bati ve kuzey yönlerinden genisletilmisti. Peygamber (s.a.s)'in hanimlarinin
odalari Mescide katilmis tir (Ibn Sa'd, a.g.e., I, 399). Resulullah (s.a.s)'in kabr-i
serifleri Hz. Âise (r.anh) validemizin odasinda bulundugu için bu odanin sadece
bir bölümü mescite dahil edildi.
Mescitin duvarlari tas ve kerpiç kullanilarak yapilmis ve mermerlerle kaplanarak
süslenmisti. Tavani da Hindistan'da yetisen saac agaci ile örtüldü ve altin suyu ile
yaldizlandi. Bu yenileme ile mescitin uzunlugu ikiyüz zira, genisligi de yüz altmis
yedi zira çikmistir. Sütunlari mermerden yapilarak, sütun basliklari altinlarla
süslendi. Eyvanlarin yapiminda taslar kursun kullanilarak birbirine geçirilip
saglamlastirildi. Ravza-i Mutahhara (Resulullah (s.a.s)'nin kabrinin bulundugu
yer)'in tavani saac agaci ile örtülerek yazilarla süslendi. Ilk olarak mihrab ve dört
tane de minare yapildi.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
21. MESCIDU‘N-NEBEVI - 10
Abbasîlerden el-Mehdî, Hicrî 162-778'de kuzey tarafindan genisleterek, üç yil
süren çalismalarla mesciti yeniledi. Yine 2I2 (817) yilinda Me'mun, mesciti tekrar
restore ettirdi.
576 (118I) yilinda en-Nasir Lidinillah, Resulullah (s.a.s)'den kalan degerli esyayi
muhafaza etmek için mescitin sahninda kubbeli bir oda yaptirdi. Hz. Âise
(r.anh)'in sakladiklarindan bulabildiklerini buraya koydu. Bunlar; Resulullah
(s.a.s)'in vefat ettigi zaman giymekte oldugu çuhadan yapilmis rida ve izar, atlas
kumas ile islemeli sal bir cübbe, Bürde-i Saadet, seccade, sancaklar, bir kisim
resmi evrak ve Ashabdan bazilarina ait bir takim esyadan ibaretti.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
22. MESCIDU‘N-NEBEVI - 11
654 (1256) yilinin Ramazan ayinin ilk cuma günü, kandilleri yakan kandilcinin ihmali,
kutsal emanetlerin korundugu sahndaki kubbeli oda hariç, mescidin tamamen
yanmasina sebep olmustu. Abbasîler'den el-Mu'tasim, 655 (1257) yili hac mevsiminde
ustalar ve malzeme göndererek mescitin yeniden insa edilmesini sagladi. Yemen
Meliki Muzaffer ve Misir Meliki Nureddin Ali Ibn Mu'iz'in de i stirak ettigi bu çalismalarla
hücre-i nebeviye ve duvarlarin bir kismi yeniden yapilmisti. Melik Muzaffer, Yemen'de
yaptirdigi sanat degeri çok yüksek bir minberi de Mescite yerlestirmisti. Ancak, imar isi
tamamlanamamisti. 685 (1295)'de Baybars, yarim kalan insaati tamamladi ve küçük
buldugu Melik Muzaffer'in minberini kaldirarak yerine, Misir'dan getirttigi daha büyük ve
sanat bakimindan daha zarif bir minberi yerlestirdi. 886 (1481) Ramazaninin 13. günü
minarelerden birine isabet eden yildirim, mescitin yanarak, duvarlarinin yikilmasina
sebep oldu. Minber, mushaflar ve kitaplarin tamami yandi. Ravza-i Mutahhara ve
sahndaki kubbeli oda bu yangindan zarar görmemisti.
Misir Memlûk Sultani Esref Kaytabay, Emir Sankar el-Cemalî'yi kalabalik bir usta
kafilesiyle Medine'ye gönderdi.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
23. MESCIDU‘N-NEBEVI - 12
Mescit biraz genisletilerek duvarlar ve minberler yeniden insa edildi. Mihrabi da
biraz genisleterek, üzerini, çevresindeki direklerin basliklarina oturtulan bir Kubbe
ile kapadilar. Ravza-i Mutahhara'nin duvarlari üzerine de bir kubbe oturttular.
Bunun üzerini de sütunlarin tasidigi diger bir kubbe ile kapadilar. Sonra, Ravza-i
Mutahhara ile kible duvari arasina, etrafini üç küçük kubbenin çevreledigi büyük
bir kubbe yapildi. Yapilan diger bazi kubbelerle de mescitin bir kismi örtülmüs
oldu. Yeniden yapilan mihrap, renkli mermerler ile süslendi. Rahmet kapisinin
yaninda Medrese-i Mahmudiye adiyla anilan bir medrese insa edildi. Kaytabay,
yapilan bu isler için yüzyirmibin dinar tahsis etmisti.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
24. MESCIDU‘N-NEBEVI - 13
Osmanlilar döneminde Mescid-i Nebevî'nin bakimi titizlikle yerine getirilmis ve
tezyin edilmistir. I. Mahmud, Ravza-i Mutahhara'nin üzerinde bulunan kubbeyi
yenileyerek, koyu yesile boyadi. Bundan dolayi bu kubbe, Kubbetu'l-Hadra (yesil
kubbe) adiyla anilir. Misir valisi Mehmed Ali Pasa da Mescid-i Nebevi'de birtakim
restorasyon çalismalari yapmistir. Mescit, Abdulmecid tarafindan yeniden insa
edilmistir. Abdulmecid'in bu is için seçtigi ustalar, Akik vadisinde bulunan Hedab
denilen kayadan sütunlar ve taslar kestiler. Mesciti parça parça insa etmeye
basladilar. Yani bir kismini yikiyor, yerini hemen yapiyorlardi. 1849-1861 yillari
arasinda on iki sene süren insa çalismalari ile mescit yeni bastan insa edildi.
Mayis 1953'te baslatilan diger bir çalisma ile, ön kismi hariç yeni bastan insa
edilerek bugünkü hale getirildi. Ilk imar edildiginde yakla sik 2475 m. kare
büyüklügünde olan Mescid-i Nebî, tarih boyu süren çesitli insa faaliyetleri
sonunda 12271 m. kare genislige ulasmistir. Bugün ise yeniden büyük genisletme
çalismalariyla bu alan birkaç katina çikarilacak sekilde büyütülmüs bulunmaktadir.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
25. MESCID-I NEBEVI‘NIN FAZILETI - 1
Mescid-i Nebevi, Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksa'dan sonra, yeryüzündeki
mescitlerin en faziletlisidir. Bu konuda Resulullah (s.a.s)'den bir çok hadis varit
olmustur.
Mescid-i Nebî'de, bir bölüm vardi ki, Resulullah (s.a.s) burayi Cennet
bahçelerinden bir bahçe olarak nitelemistir. Ayrica minberini de ayni sekilde
vasiflandirmistir.
Bir hadiste söyle denilmektedir:
"Resulullah, bir hurma kütügüne yaslanarak hutbe okurdu. Ashabdan biri söyle
dedi: "Ya Resulullah! Senin için bir sey yapalim ki, cuma günü üzerine çiktigin
zaman insanlar sizi görsün ve hutbenizi duyabilsinler" dedi. Bunun üzerine
Resulullah; "olur" dedi. Üç basamakli bir minber yapildi. Daha önce yaslanip
hutbe okudugu kütügü geçince, kütükten on aylik gebe devenin inlemesi gibi
iniltiler gelmeye basladi. Resulullah onu eliyle meshetti ve ses kesildi (Buhârî,
Cuma, 26; Nesaî, Cuma, 17; Ibn Mâce, Ikame, 199; Ibn Sa'd, a.g.e.,I, 239-254).
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
26. MESCID-I NEBEVI‘NIN FAZILETI - 2
Resulullah (s.a.s), bu minberin üzerine çiktigi zaman söyle demisti:
"Evimle minberimin arasi Cennet bahçelerinden bir bahçedir ve minberim de
Cennet bahçelerinin üzerindedir (Ahmed b. Hanbel, II, 36, 45I, 534; V, 41). Diger
bir hadis de; "Evimle minberimin arasi, Cennet bahçelerinden bir bahçedir ve
minberim havzimin üzerindedir" (Ahmed b. Hanbel, II, 236) seklindedir.
Minber hakkindaki baska bir hadis-i serifte de söyle buyurulmaktadir: "Minberimin
ayaklari Cennet üzerindedir" (Ahmed, b. Hanbel, VI 289, 292, 318; Nesaî,
Mesâcid, 8).
Bu hadisler, Mescid-i Nebevî'nin, Resulullah'in minberi de dahil olmak üzere,
minberi ile evi arasinda kalan bölümün Cennet bahçelerinden birisi hükmünde
oldugunu teyit ederek ortaya koymaktadir. Buna göre, burada bilinçli bir sekilde
bulunan, namaz kilan veya baska bir ibadetde bulunan, yaptigi seyleri Cennet
bahçelerinden birinde yapmis gibidir.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
27. MESCID-I NEBEVI‘NIN FAZILETI - 3
Yeryüzünde namaz kilmak ve ziyaret etmek maksadiyla yolculuga çikilabilecek üç
mescitten birisi Mescidi Nebî'dir. Bir hadis-i serifinde Resulullah (s.a.s) söyle
buyurmaktadir: "Üç mescitten baska bir yere (ibadet etmek için) özel olarak
yolculuk yapilmaz: Mescid-i Horam, Mescid-i Aksa ve Benim mescidim" (Buharî,
Fedâilü's-Salat, 1, 6).
Mescid-i Nebî'de kilinan namaz, diger mescitlerde kilinan namazlardan çok daha
faziletlidir. Sa'd ibn Ebi Vakkas (r.a)'dan Resulullah (s.a.s)'in söyle söyledigi
rivayet edilmektedir: Mescitimde namaz, Mescid-i Haram hariç, diger mescitlerde
kilinan bin rekât namazdan daha hayirlidir" (Ahmed b. Hanbel, I,184); Baska bir
rivayette "daha faziletlidir" (Hanbel, I, 16; Nesai, Mescid,4) buyrulur.
Bunun içindir ki, hac farizasini ifa etmek için bu topraklara yönelen insanlar, bir
müddet Medine'de kalarak Mescid-i Nebî'de ibadet etmenin güzelliklerinden
faydalanmaya çalisirlar.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
28. MESCID-I NEBEVI‘NIN FAZILETI - 4
Namazin disinda, diger hayirli ameller için de Mescid-i Nebevî üstün bir mahaldir.
Orada yapilan her ibadet kat kat fazlasiyla mükafatlandirilir. Bunun böyle
oldugunu vurgulamak için Resulullah (s.a.s) bir hadisinde, Allah yolunda cihat ile
kiyas yaparak söyle buyurmaktadir: Mescitime bir hayri ögrenmek veya ögretmek
için gelen, Allah yolunda cihat eden kimse gibidir. Bunun disinda gelen,
baskasinin kazancini seyreden kimseye benzer" (Ahmed b. Hanbel, II, 418).
Resulullah (s.a.s), Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksa yaninda kendi mescidinin
konumunu bildirmek maksadiyla söyle demistir: Ben peygamberlerin
sonuncusuyum. Mescitim de mescitlerin sonuncusudur" (Nesaî, Mesâcid, 7). Bu
hadisler, zikredilen bu üç mescitin disinda insa edilecek hiç bir mescitin,
digerlerinden farki olmadigini ve fazilet bakimindan birbirine denk oldugunu da
ortaya koymaktadir.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
29. MEDINE DÖNEMI - 1
Resulullah (s.a.s), Medine'ye hicret ettigi zaman, burada Mekke'deki gibi bir
devlet yoktu. Iki büyük Arap kabilesi olan Evs ve Hazrec'den baska, varliklarini bu
kabileleri birbirine karsi çatistirarak sürdüren Benu Kaynuka, Benu Nadr ve Benu
Kureyza adlarinda üç yahudi kabilesi bulunmaktaydi. Ayrica bu yahudi kabileleri
arasinda da bir birlik yoktu. Bu anarsi ortami herkesi biktirmis oldugu için, bütün
kabileler Abdullah Ibn Ubeyy'in Medine'de Kral ilân edilerek bir devlet otoritesinin
kurulmasi yolunda bir karar üzerinde anlasmalarini saglamisti. Hatta bunun için
bir krallik tacinin yapilmasi için de siparis bile verilmisti. Ancak henüz devlet
tesekkül etmis degildi.
Bu durum Resulullah'in isini kolaylastiriyordu. O, ilk is olarak, yahudiler ve diger
müsrik Araplar da dahil herkesi toplayarak hazirladigi anayasa çerçevesinde bir
devlet kurulmasini saglama yoluna gitti. Elli iki maddeden olus an anayasa,
herkesin hak ve sorumluluklarini belirtirken ayni zamanda idarenin müslümanlarin
elinde olmasini öngörüyordu (bu anayasanin maddeleri için bk. Muhammed
Hamidullah, Islâm Peygamberi, Istanbul 198I, I, 22I vd.).
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
30. MEDINE DÖNEMI - 2
Medine'de müslüman nüfus azinlikta olmasina ragmen, kurulan devlet bir Islâm
devleti niteliginde olup, bunun tabii ba skani da Resulullah (s.a.s)'dir. Daha önce
Medine'de bir devlet yapisinin olmayisi, Resulullah (s.a.s)'in Islâm devletini kurup
hiç kimse ile bir çati smaya girmeden onu istedigi gibi teskilatlandirmasini
kolaylastirmis ti. Ancak Islâm devletinin kurulmasiyla kralligi suya düs en Abdullah
Ibn Ubeyy zahiren iman etmi s gözükerek, Medine Islâm devletini sabote etmek
için var gücüyle çalisiyordu. Münafiklarin lideri konumunda bulunan Ibn Ubeyy,
Medine dönemi boyunca, müslümanlari sikintiya sokan etkili nifak hareketlerinin
tezgâhlanmasinda oldukça büyük rol oynamistir.
Mekke'den her seylerini terkederek Allah yolunda hicret eden muhacirlerin
Medine'deki yasayislarini kolaylastirmak ve sosyal hayata adapte etmek için
Resulullah (s.a.s), her bir muhaciri bir Ensarla kardes ilân etmis ve bu kardeslik
birbirine mirasçi olmak kadar ileri götürülmüstü. Bu olay tarihe "Muahat" * adiyla
geçmis ve Ensar'in Allah yolunda, din kardesleri için hiç tereddüt etmeden ne
kadar büyük fedakârliklarda bulunduklarini ortaya koymustur.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
31. MEDINE DÖNEMI - 3
Artik, Mekke'de sadece bir cemaat statüsünde olan müslümanlar Medine'ye
hicretle devletlerini kurmus, bu da Islâm'in teblig stratejisinde önemli degisiklikleri
beraberinde getirmisti. Mekke döneminde savas ferdi olaylara itiraz edilmemekle
birlikte genel anlamda yasaklanmisti. Bu dönemin tabiati bunu gerektirdigi için
Allah Tealâ, onca iskence ve saldirilara ragmen müsriklere karsi silahla karsilik
verilmesine izin vermemisti.
Ikinci Akabe Bey atinin pesinden, Ensar'dan Abbas ibn Ubade; "Ya Resulullah,
izin ver sana eziyet eden müsrikleri kiliçtan geçirelim" dediginde Resulullah
(s.a.s): Henüz bununla emrolunmadik, arkadaslarinizin yanina dönün"
buyurmustu (Ahmet b. Hanbel, III, 462).
Hicretle birlikte, devletin kurulmasindan hemen sonra, Allah Teâlâ inananlara I'lay-
i Kelimetullah için kiyamete kadar sürecek cihatin kapisini açiyordu: "Zulme
ugratilarak kendilerine savas açilan kimselerin karsi koyup savasmasina izin
verilmistir. Allah onlara yardim etmeye elbette kadirdir" (el-Hac, 22/39).
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
32. MEDINE DÖNEMI - 4
Mekkeli müsrikler, hicretten sonra, kendileri açisindan durumun vahametini
anladiklari için Medineliler'den, Resulullah (s.a.s)'i öldürmeleri, en azindan
Medine'den sürmelerini istiyorlardi. Bu yapilmadigi takdirde Medine'yi isgal
edecekleri tehditlerini savuruyorlardi.
Resulullah (s.a.s), Medine'deki küçük müslüman toplumu teskilatlandirmaya
gayret gösterirken, sinirlari tespit edilmis ve henüz bir sehir devleti niteligindeki
bölgenin disinda kalan gayrimüslim kabilelerle ittifak veya saldirmazlik
antlasmalari yaparak disardan gelebilecek bir tehlikeyi karsilayacak bir ortam
hazirlamaya çalisiyordu. Ancak burada önemli olan husus, müslümanlar,
planlarini savunmaya degil, Islâm tebliginin aktif olarak diger insanlara da
ulastirilmasi üzerinde yapildigidir. Bunun için askerî gücün kaçinilmazligi açiktir.
Bundan dolayidir ki Hicret, sadece Mekkeli müslümanlarin Medine'ye intikali ile
sinirli tutulmamis, nerede olursa olsun iman eden herkesin Medine'ye hicreti farz
kilinmistir. Mekke'nin fethine kadar geçerli kalan bu hüküm, Mekke'nin fethiyle
artik gerek kalmadigi için kaldirilmistir.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
33. MEDINE DÖNEMI - 5
Resulullah (s.a.s), siyasî, sosyal ve cihatla alakali inen ayetleri, Mescid-i Nebi'de
ashabina ögretiyor, ayrica Mescid-i Nebi'ye eklenen ve Islâm ögretiminin ilk
üniversitesi mahiyetiniz olan Suffa'da yetismis ashabin katilimiyla bu egitim
faaliyetleri bütün müslümanlari kapsayacak sekilde yerine getiriliyordu.
Bu teskilatlanma ve egitim çalis malari yaninda Islâm devletinin en önemli
düsmani olan Mekkeli müsrik güçlere karsi silahli bir faaliyetin hazirliklari da
yapiliyordu. Resulullah (s.a.s), Hicretten yedi ay sonra, Mekkeli müsriklere ait ve
basinda Ebu Cehil'in bulundugu bir ticaret kervanini vurmak için Hz. Hamza
komutasinda otuz kisilik bir birligi Medine'den yola çikardi. Ancak her iki tarafin da
müttefigi olan Mecdi b. Amr'in araya girmesiyle, savas pozisyonu alan kuvvetler
savasmadan ayrilmislardi.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
34. MEDINE DÖNEMI - 6
Bu olaydan bir ay sonra, altmis kisilik bir kuvveti Ubeyde b. el-Haris komutasinda
yine Mekke kervaninin yolunu kesmek için göndermisti. Seniyyetül-Murre
mevkiinde karsilasan kuvvetler arasinda yine ciddi bir çatisma meydana
gelmemisti. Bununla birlikte, Mekke müsrikleri ile müslümanlar arasinda tam bir
savas hali yasaniyordu. Bunun için, bu kervanlara yapilan saldirilar, basit birer yol
kesme hareketi degildi. Müs riklere ait ticaret kervanlarinin Islâm devletinin nüfuz
bölgelerinden geçmesi engellenerek, savas halinde bulunan güçlerin
ekonomilerinin çökertilmesi hedefleniyordu. Ayrica bu küçük çapli askerî
operasyonlarla müslümanlarin savas yeteneklerinin gelistirilmesi ve tecrübe
kazanmalarini saglayarak, ilerdeki büyük savas lar için Islâm o rdusunun alt yapisi
olusturulmaya çalisiliyordu.
Hicrî birinci senenin sonunda Sa'd b. Ebi Vakkas komutan tayin edilerek, yirmi
kisilik bir kuvvetle el-Harrar bölgesine gönderilmisti. Ancak, Mekke kervani bir gün
önceden burayi terkettigi için yine bir çatisma olmadan Medineye dönülmüstü.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
35. MEDINE DÖNEMI - 7
Hicrî ikinci senenin Sevval ayinda, ikiyüz kisilik bir kuvvetle Resulullah (s.a.s)'in
bizzat askerî sefere çiktigi görülmektedir. Bedir yakinlarindaki Vaddan bölgesine
kadar giden Resulullah (s.a.s), bu bölgede oturan Benu Damra kabilesi ile bir
saldirmazlik antlasmasi yapmisti. Bundan bir ay sonra Resulullah (s.a.s), ikiyüz
kisilik bir kuvvetle Medine'nin kuzey bati tarafinda bulunan Buvat bölgesine gitti.
Mekke kervanlarini siki bir takibe alan Resulullah (s.a.s), çiktigi seferler esnasinda
bir takim kabilelerle. antlasmalar akdediyor ve Medine etrafindaki kabileleri
Mekkeli müsriklere karsi kendi tarafina aliyordu.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
36. MEDINE DÖNEMI - 8
Bu arada, Sam ticaret yolunun müslümanlar tarafindan kontrol altina alinmasi
Mekke müsriklerinin tedirginligini oldukça artirmisti. Hicri ikinci yilin Cemaziyel-
Ahir ayinda, Kurz b. Cabir'in komutasindaki Mekkeli bir birlik Medine'nin dis
mahallelerine baskin düzenlemis ve buralari yagmalamisti. Medine'ye henüz
dönmüs bulunan Resulullah (s.a.s), bu Mekkeli birligi yakalamak için peslerine
düstüyse de, kaçip gittiklerinden onlara yetismesi mümkün olmamisti. Bu olay
müslümanlar için üzüntü verici olmustu. Bunun üzerine Mekke'den bir kervanin
yola çiktigi haberi alininca Resulullah (s.a.s), hemen Medine'nin güney bati
tarafinda bulunan Benu Damra arazisine dogru yola çikti. Burada Müdlic
kabilesine mensup olup, hicret esnasinda Resulullah (s.a.s)'i yakalamak isteyen,
ancak sonra iman eden Suraka Resulullah (s.a.s)'i kabile mensuplari ile birlikte
büyük bir cosku ile karsilamisti. Suraka'nin müslümanlari agirlamasi esnasinda
Mekke kervani savusup gitmisti. Bu sefer esnasinda savasçilarin sayisi yüz elli
kisi kadardi.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
37. MEDINE DÖNEMI - 9
Suriye'ye giden kervanin yolunun kesilmesini saglamak için Resulullah (s.a.s) iki
kisiyi istihbarat maksadi ile Suriye'ye göndermisti. Ayrica oniki kisilik bir birligi
Abdullah b. Cahs komutasinda, Mekke devletinin müslümanlar hakkinda
tasarladiklari planlari ögrenmek için tehlikeli bi r görevle -Mekke'nin güneyinde,.
Mekke ile Taif arasinda bir yer olan Nahle mevkiine gönderdi. Bu birligin gittigi
yerin gizliligini muhafaza için görevlerini bildiren mühürlü talimatin iki gün yol
alindiktan sonra açilmasi emredilmisti. Bu birlik Nahle bölgesine geldiginde
Mekkelilere ait üzüm ve deri yüklü bir kervanla karsilasti. Görevi sadece haber
toplamak olan birligin komutani Abdullah Ibn Cah s, bu kervana saldiri emri
vermis sonuçta bir müsrik öldürülmüs, iki esir alinmis ve kervandaki mallara
ganimet olarak el konmus tu. Islâm devletine ait askerî birlikler düsmanla ilk defa
ciddi bir çatismaya girmis oluyordu.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
38. MEDINE DÖNEMI - 10
Sam tarafina gitmis olan kervanin dönüste ele geçirilmesi için hazirliklara girisildi.
Bu kervanin yakalanmasi çok önemliydi. Çünkü Mekkeli müsrikler, Medine'de gün
geçtikçe güçlenen Islâm devletine nihai darbeyi vurup ortadan kaldirmak için
gerekli olan finansi saglamak gayesiyle Ebu Süfyanin liderliginde bu büyük
kervani Suriye'ye göndermislerdi. Bu kervanin dönüs haberi Medine'ye ulasinca
Resulullah (s:a.s), Ebu Lübabe'yi Medine'de vekil birakarak, Hicri ikinci yilin
Ramazan ayinda üçyüz kisiden olusan ashabiyla birlikte yola çikti. Bunu ögrenen
Ebu Süfyan, kervani kurtarmak için güzergah degistirirken, ayni zamanda durumu
Mekke'ye bildirerek acilen yardim yetistirilmesini istemisti.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
39. BEDIR - 1
Böyle bir firsati kaçirmak istemeyen Ebu Cehil Mekke'de dolasarak halki galeyana
getirmeye çalisiyordu. O, topladigi bin kisilik kuvvetin basina geçerek Medine'ye
dogru yola çikmis ti. Islâm ordusu Zefiran denilen yere geldiginde, Mekkeliler'in
kalabalik bir ordu ile yola çiktiklari ha beri Peygamber'e ulasmisti. Diger taraftan
Ebu Süfyan kervani kurtarmis ve tehlikeyi atlattigini yola çikmis bulunan Mekke
ordusuna bildirmisti. Ancak Ebu Cehil, yakaladigi bu firsati degerlendirmek için
yoluna devam etti. Ashabiyla bir durum degerlendirmesi yapan Resulullah (s.a.s),
onlarin Allah yolunda savasmadaki kararliliklarini görünce kendi ordusundan üç
kat daha kalabalik müsrik güçlerle savas karari alinarak yola devam edildi. Bedir
mevkiine gelindiginde, vaziyet almis durumdaki düsman ordusuna karsi
mevzilendi.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
40. BEDIR - 2
Bu savas Islâm'in kaderini belirleyecek bir mahiyet arzetmekte idi. Bu savas ya
kazanilacakti veya üç yüz kahraman mücahitle birlikte Islâm risaleti tarihe kari
sacakti. Durumun ciddiyetini, Resulullah (s.a.s)'in Rabbine yaptigi su tazarru
açikca ortaya koymaktadir: "Allah'im, vadettigin yardimini bugün lütfet. Ey
Rabbim, bugün su küçük ordu yok olup giderse yeryüzünde sana kulluk eden
kimse kalmayacak".
Allah Tealâ bu esnada mü'minlere zaferi müjdeleyen su ayeti vahyediyordu:
"Bütün bu toplananlar (müsrikler) hezimete ugrayacak ve arkalarina dönüp
kaçacaklardir" (el-Kalem, 68/45).
17 Ramazan günü (13 Mart 624) yapilan savasta Allah Teâlâ'nin vadi
gerçeklesmis ve düsman ordusu büyük bir hezimete ugratilmisti. Ebu Cehil ve
diger bir grup ileri gelen müsrikler de dahil yetmis müsrik öldürülmüs, çok sayida
da esir alinmisti. Islâm ordusunun verdigi sehit sayisi ise on dört kisiydi (bk. Bedir
Gazvesi).
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
41. BEDIR - 3
Bedir savasi, Medine Islâm devletinin temellerini saglamlastirmis, inananlara
büyük moral gücü kazandirmisti. Artik bu savasla hak batila üstün gelmis, küfrün,
s irkin ve putperestligin yeryüzünden silinip atilmasi için Islâm cihati mesalesi
tutusturulmustu.
Bedir'den Medine'ye dönüldügü zaman, Islâm'a duyduklari düsmanliktan dolayi
içlerini kemiren ve müslümanlarin kazandigi bu büyük zaferi hazmedemeyen ve
kahrolan yahudiler, düsmanliklarini açiga vurmaya ve degisik yollarla
müslümanlara satasmaya baslamislardi.
Iffetsiz bir kadin sair olan Asma binti Mervân ile Ebu Afek adindaki yahudi sairler,
Islâma karsi haddi astiklari için öldürülmüslerdi. Yahudi kabileler içinde
düsmanliklarini ilk önce açiga vuran Kaynuka yahudileri, Bedir zaferini
küçümsüyor, sebebini, Mekkeli araplarin savas bilmemelerine baglayip; "bizimle
karsilassalar da savas nasil olurmus görseler" diyerek müslümanlari hafife
aliyorlardi.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
42. BEDIR - 4
Bir müslüman kadinin yahudiler tarafindan saldiriya ugramasi üzerine çikan olaydan
sonra Resulullah (s.a.s), Kaynukaogullarina savas ilân etti. Müslümanlara karsi
büyüklenen bu yahudi kabile, tiynetlerindeki korkakliklarindan, sarfettikleri sözleri
unutup kalelerine kapanmaktan baska ça! re bulamadilar. Müslümanlarla çatisma
cesaretini gösteremeyen Kaynukaogullari teslim olmalari üzerine Medine'den sürülüp
çikarildilar (bk. ; Kaynukaogullari).
Gelisen olaylar çerçevesinde Allah Teâlâ, sosyal, iktisadî, siyasî konulardaki ayetlerini,
hikmetine binaen bir nüzul sebebi çerçevesinde gönderirken, Islâm savas hukukuna
dair tesrii de olusmaya baslamisti. Islâm, canli bir hayat dini oldugu için, inen hükümler
hemen toplum hayatina yansitiliyor ve müslümanlar tarafindan hazmedilerek,
yasayislarini onlara göre düzene koyuyorlardi. Islâm tebliginin Mekke safhasi, nasil ki
kiyamete kadar sürecek tevhid mücadelesinde insanlara örnek te skil etsin diye Allah
tarafindan o seçkin topluluga yasatilmissa, Medine dönemi de, kiyamete kadar
müslümanlarin ferdi yasayislarindan devlet düzenine kadar her seyleri için örnek olsun
diye, yine o seçkin sahabeler topluluguna yasatilmakta idi.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
43. BEDIR - 5
Bedir savasindan sonra Resulullah, Mekke müsrikleriyle müttefik konumundaki
müsrik kabilelere karsi akinlara girismisti. Bedir'de müslümanlarin elde ettigi zafer
ve Kaynukaogullarinin ihanetlerine karsilik sürülmeleri, geri kalan yahudileri
çileden çikarmisti. Bütün peygamberlere ihanet eden bu kavim, Resulullah
(s.a.s).ile yaptigi antlasmaya aykiri olarak Mekke müsrikleriyle gizliden gizliye
komplolar hazirlamaya giristi. Yahudi liderlerinden sair Ka'b b. Esref, Bedir
zaferini duydugu zaman üzüntüsünden;
"Bugün yerin alti üstünden yegdir" demistir. Bu adam Mekke'ye gidiyor ve Bedrin
intikamini almalari için onlari harekete geçirmeye çalisiyor, yahudilerin kendilerine
yardim yapacagina dair taahhütlerde bulunuyordu. Düsmanlikta alenî davranan
ve ileri giden bu yahudi öldürülerek fesati engellenmisti.
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
44. BEDIR - 6
Bedir maglubiyetini bir türlü hazmedemeyen ve öfkeden çilgina dönen müsrikler,
intikam almak için hemen hazirliklara girismislerdi. Bedir öncesi, Ebu Süfyan'in
Mekke'ye ulastirdigi kervandan herkes sadece sermayelerini almis, kervanin
250.000 dirhem tutarindaki toplam kâri ordu teskilinde harcanmak için ayrilmisti.
Mekke disindaki bir çok kabileye heyetler gönderilerek para karsiliginda asker
toplama yoluna gidildi. Ordunun mümkün oldugu kadar büyük ve kalabalik olmasi
gerekiyordu. Zira Medine'ye dogru yürüme cesaretini ancak bununla kendilerinde
bulabilirlerdi.
Kaynak: Islam Tarihi
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü
Medine Dönemi
45. 113 Barksdale Professional Center
Newark DE-19711-3258 U.S.A.
phone +13022619241
email info@iluniversitesi.com
I L A H I Y A T F A K Ü L T E S I I S L A M T A R I H I
B Ö L Ü M Ü