SlideShare a Scribd company logo
1 of 52
SİZDEN ÖYLE
BİR ÜMMET
OLSUN Kİ
1
ِ‫ر‬ْ‫ي‬َ‫خ‬ْ‫ل‬‫ا‬ ‫ى‬َ‫ل‬ِ‫ا‬ َ‫ون‬ُ‫ع‬ْ‫د‬َ‫ي‬ ٌ‫ة‬َّ‫م‬ُ‫ا‬ ْ‫م‬ُ‫ك‬ْ‫ن‬ِ‫م‬ ْ‫ُن‬‫ك‬َ‫ت‬ْ‫ل‬َ‫و‬
ِ‫وف‬ُ‫ر‬ْ‫ع‬َ‫م‬ْ‫ل‬‫ا‬ِ‫ب‬ َ‫ون‬ُ‫ر‬ُ‫م‬ْ‫ا‬َ‫ي‬َ‫و‬
ِ‫َر‬‫ك‬ْ‫ن‬ُ‫م‬ْ‫ل‬‫ا‬ ِ‫ن‬َ‫ع‬ َ‫ن‬ ْ‫و‬َ‫ه‬ْ‫ن‬َ‫ي‬َ‫و‬
َ‫ون‬ُ‫ح‬ِ‫ل‬ْ‫ف‬ُ‫م‬ْ‫ل‬‫ا‬ ُ‫م‬ُ‫ه‬ َ‫ك‬ِ‫ئ‬ٰ‫ول‬ُ‫ا‬َ‫و‬
Ali-İmran 104
2
Sizden, hayra çağıran,
iyiliği emreden ve
kötülükten men eden
bir topluluk bulunsun.
İşte kurtuluşa erenler onlardır.
Ali-İmran 104
3
Sizden bir ümmet bulunsun.
Sizin ümmetiniz,
şu özellikleri taşısın:
Tüm İnsanları hayra çağırsın,
hayra dâvet etsin,
iyiliği emretsin,
kötülükten menetsin.
4
İşte hem dünyada
hem de Ukba’da felaha erenler,
kurtuluşa erenler,
başarıya ulaşanlar onlardır.
5
Mutlaka sizden bir grup
insanları hayra çağırsın,
hayra dâvet etsin,
hayra çağrıda bulunsun.
6
Kendilerini görenler hayrı,
hakkı hatırlasınlar.
Sizden bir grup marufu emretsin,
tevhidden yana olsun,
münkeri de nehy etsin,
İslâm’ın istemediği küfrü ve
şirki ortadan kaldırmaya çalışsın.
7
Müslümanlar olarak bizim
böyle olmamızı istiyor Rabbimiz.
8
gerçekten şu anda kötülüklerin,
kötülerin, kötülük taraftarlarının,
kötülüğe çağıranların çoğaldığı,
iyilerin, iyilik taraftarlarının,
iyiliğe çağıranların çok az olduğu,
hayrın, iyiliklerin unutulup
şerrin hayır diye kabul gördüğü bir dünyada
insanlık bize ne kadar muhtaç olduğunu
görüyoruz.
9
Öyleyse gelin böyle bir dünyada
bir ümmet olalım,
Allah’ın istediği gibi insanları hayra,
hakka dâvet eden,
hayrı yaşayan bir topluluk olalım.
10
İnsanların cennet yollarını açıp
cehennem yollarına barikatlar koyalım.
İnsanlara Allah’ın yolunu gösterelim.
Cennete giden yolunu gösterelim,
Gelin!dünyada da âhirette de
felaha erenlerden olalım.
11
Demek ki marufu emredecek ve
münkeri nehy edeceğiz.
Ama her şeyden önce
biz marufu ve münkeri
bilmek zorundayız.
12
Bilmezsek Allah korusun maruf diye
münkeri emretmeye kalkarız,
münker diye marufu nehy etmeye kalkarız.
13
Münker; dinin hoş görmediği
doğru bulmadığı,
Allah ve Resûlünün haram kabul ettiği
her şeydir.
14
Dinin tasvip etmediği her şey
İslâm literatüründe münker denmiştir.
Maruf ise münkerin zıddıdır.
Yâni dinin meşru ve doğru kabul ettiği,
güzeldir dediği her şeydir.
15
Öyleyse münkerin ve
marufun tesbitinde kıstas vahiydir.
Hakkı da bâtılı da, iyiyi de kötüyü de,
marufu da münkeri de,
hidâyeti de dalâleti de
en iyi bilen Allah’tır.
16
Biz ehli iman olarak
Allah’ın ve efendimizin dediği ve
istediği şekilde yaşamak zorundayız.
Allah ve Resûlünün
maruf dediklerini maruf,
münker dediklerini de münker
bilmek zorundayız.
17
İyiliklerin ve kötülüklerin tesbitinde,
hakkın ve bâtılın tesbitinde,
münkerin ve marufun tesbitinde
kıstas insanlar değil,
toplum değil vahiydir.
18
O halde münkeri ve
marufu tanıyabilmek için
vahyi de bilmek zorundayız.
Sürekli Kur’an ve Sünnetle
beraber olmak zorundayız.
19
Münkeri ve marufu tanımanın yolu
kitap ve sünneti tanımaktan geçer.
Bunları tanıdığımız nisbette
münkeri ve marufu tanıma imkânı
bulabileceğiz demektir.
20
Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Kim bir hayra ve iyiliğe
kılavuzluk ederse
ona hayrı işleyenin sevabı kadar
sevap vardır.” (Müslim, İmare 133)
21
Başka bir hadiste şöyle buyurdu:
“İnsanları doğru yola çağıran kimseye
kendisine uyanların sevabı gibi
sevap verilir.
22
Ona uyanların sevaplarından da
hiçbir şey eksilmez.
Başkalarını sapıklığa çağıran kimseye de
kendisine uyanların günahı gibi
günah yazılır,
ona uyanların günahlarından da
hiçbir şey eksilmez.” (Müslim, İlim 16)
23
Ey müslümanlar,
insanları hayra çağırın,
marufu emredip,
münkerden nehy edin ve :
24
َ‫ين‬ ٖ‫ذ‬َّ‫ل‬‫َا‬‫ك‬ ‫وا‬ُ‫ن‬‫ُو‬‫ك‬َ‫ت‬ َ‫َل‬َ‫و‬ْ‫اخ‬َ‫و‬ ‫وا‬ُ‫ق‬َّ‫ر‬َ‫ف‬َ‫ت‬‫وا‬ُ‫ف‬َ‫ل‬َ‫ت‬
ْ‫ل‬‫ا‬ ُ‫م‬ُ‫ه‬َ‫ء‬‫ا‬َ‫ج‬ ‫ا‬َ‫م‬ ِ‫د‬ْ‫ع‬َ‫ب‬ ْ‫ن‬ِ‫م‬ُ‫ات‬َ‫ن‬ِ‫ي‬َ‫ب‬
َ‫ع‬ ٌ‫اب‬َ‫ذ‬َ‫ع‬ ْ‫م‬ُ‫ه‬َ‫ل‬ َ‫ك‬ِ‫ئ‬ٰ‫ول‬ُ‫ا‬َ‫و‬ٌ‫م‬‫ي‬ ٖ‫ٖظ‬
Ali-İmran-105
25
Kendilerine apaçık deliller
geldikten sonra parçalanıp
ayrılığa düşenler gibi olmayın.
İşte onlar için büyük bir azap vardır.
Ali-İmran-105
26
Şu tefrikaya düşenler gibi olmayın.
birbirlerine düşenler gibi
muhalif ve muhtelif tavırlar içine
girenler gibi olmayın.
Ayrılanlar, parçalananlar,
ayrımcılıktan yana olanlar gibi olmayın.
27
Dini parçalayanlar,
kitabı parçalayanlar,
sünneti parçalayanlar gibi olmayın.
Dini parçalayıp hayatın bazı alanlarında,
Allah’ın dinini,
öteki alanlarında da,
başkalarının dinlerini
uygulayanlar gibi olmayın.
28
Atanız Adem müslümandı,
Ananız Havva müslümandı,
İbrâhim (a.s), İshak (a.s),
Yâkub (a.s) ve Onun oğulları müslümandı.
Mûsâ (a.s), Îsâ (a.s) müslümandı.
Muhammed (a.s) da müslümandı.
29
ً‫ة‬َ‫د‬ ِ‫اح‬َ‫و‬ ً‫ة‬َّ‫م‬ُ‫ا‬ ْ‫م‬ُ‫ك‬ُ‫ت‬َّ‫م‬ُ‫ا‬ ٖ‫ِه‬‫ذ‬ٰ‫ه‬ َّ‫ن‬ِ‫ا‬
ِ‫ُون‬‫د‬ُ‫ب‬ْ‫ع‬‫ا‬َ‫ف‬ ْ‫م‬ُ‫ك‬ُّ‫ب‬َ‫ر‬ ‫ا‬َ‫ن‬َ‫ا‬َ‫و‬
Enbiya-92
30
Hakikaten bu bütün peygamberler
ve onlara iman edenler
bir tek ümmet olarak
sizin ümmetinizdir.
Ben de sizin Rabbinizim.
Öyle ise bana kulluk edin. Enbiya-92
31
Kitabı parçalayıp bir bölümüne sarılıp
diğer bölümlerini terk edenler gibi
olmayın.
Sünneti parçalayıp sünnetin
bir bölümünü kabul edip
bir bölümünü reddedenler gibi olmayın.
32
Hayatı parçalayıp bir bölümünde
Allah’ın kulu,
öteki bölümlerinde başkalarının kulu
olanlar gibi olmayın.
Hayatın her bir alanında
Allah’ın kulu olduğunuzu unutmayın.
33
Öyleyse gelin ey insanlar,
ey insanlık hepinizin dini birken,
hepinizin Allah’ı birken
böyle İslâm’ı bırakarak,
peygamberler yolunu bırakarak,
her biriniz ayrı ayrı isimlerle,
ayrı ayrı cemaatlerle gruplaşmayın.
34
Hal böyleyken nasıl oluyor da,
böyle parça parça olursunuz?
Nasıl oluyor da,
dini parçalıyorsunuz?
kitabı parçalıyorsunuz?
hayatı parçalıyorsunuz?
35
Nedir bu hayatınız böyle?
Namazda birleşiyorsunuz da,
sosyal hayatta ayrılıyor musunuz?
Namazda Rab Allah da,
sosyal hayatta Rab başkaları mı?
Namazın Rabbi,
hayatın Rabbi değil mi?
36
Namazın kıblesi hayatın kıblesi değil mi?
Orucun Rabbiyle, hukukun Rabbi ayrı mı?
Haccın Rabbiyle, sosyal hayatın
Rabbi ayrı mı?
37
Birden çok Rab kaynaklı
bir hayat yaşayarak
hayatı parçalamadan yana mısınız?
Ayrı ayrı gruplarla,
ayrı ayrı cemaatlerle
kendi kendinizi niye parçalıyorsunuz?
38
İslâm ümmeti size yetmiyor mu?
İslâm ümmetinin üyesi olmak
yetmiyor mu?
Müslüman ismi size yetmiyor mu?
39
Yapmayın etmeyin.
Allah katında hak din,
tek din İslâm’dır ve
sizin isminiz de isimlerin
en şereflisi olan müslümandır.
Kabirde de bununla çağrılacak,
bununla sorgulanacak ve
bununla kurtulacaksınız.
40
Daha önce kitap ehli
kendilerine Allah’tan
apaçık deliller geldikten sonra sapıttılar,
sakın sizler onlar gibi olmayın.
41
Ey müslümanlar!
Sakın!
sizler Kur’an’la beraber olduktan sonra,
size Rabbinizden gün kadar açık âyetler
geldikten sonra kitaptan ayrılıp,
kendinize ayrı ayrı yollar edinmeyin,
kendinizi ayrı ayrı gruplar olmayın.
Kur’an’la birleşin,
Kur’an’la bütünleşin.
42
Siz parça parça olursanız,
Siz görevinizi yerine getirmezseniz
İnsanlara nasıl örnek olabilirsiniz ki?
43
ْ‫م‬ُ‫ك‬‫ا‬َ‫ن‬ْ‫ل‬َ‫ع‬َ‫ج‬ َ‫ك‬ِ‫ل‬ٰ‫َذ‬‫ك‬َ‫و‬‫ا‬ًًَََ‫و‬ ً‫ة‬َّ‫م‬ُ‫ا‬
‫وا‬ُ‫ن‬‫ُو‬‫ك‬َ‫ت‬ِ‫ل‬َ‫ع‬ َ‫ء‬‫َا‬‫د‬َ‫ه‬ُ‫ش‬ِ‫اس‬َّ‫ن‬‫ال‬ ‫ى‬َ‫ل‬
َ‫ُون‬‫ك‬َ‫ي‬َ‫و‬َ‫ع‬ ُ‫ل‬‫و‬ََُّ‫الر‬ْ‫م‬ُ‫ك‬ْ‫ي‬َ‫ل‬‫ي‬ ٖ‫ه‬َ‫ش‬‫ا‬ً‫د‬
Bakara-143
44
Böylece, sizler insanlara
birer şahit ve örnek olasınız ve
Peygamber de size bir şahit ve
örnek olsun diye sizi orta
bir ümmet yaptık. Bakara-143
45
Allah’a iman ettik
Ma’rufu emrettik ve
münkeri de menettik.
Böylece yeryüzünde
ümmetlerin en hayırlısı olduk.
46
‫ة‬َّ‫م‬ُ‫ا‬ َ‫ر‬ْ‫ي‬َ‫خ‬ ْ‫م‬ُ‫ت‬ْ‫ن‬ُ‫ك‬َّ‫ن‬‫ل‬ِ‫ل‬ ْ‫ت‬َ‫ج‬ ِ‫ر‬ْ‫خ‬ُ‫ا‬ِ‫اس‬
َ‫ون‬ُ‫ر‬ُ‫م‬ْ‫ا‬َ‫ت‬ُ‫ر‬ْ‫ع‬َ‫م‬ْ‫ل‬‫ا‬ِ‫ب‬ِ‫وف‬
َ‫ن‬ ْ‫و‬َ‫ه‬ْ‫ن‬َ‫ت‬َ‫و‬ُ‫م‬ْ‫ل‬‫ا‬ ِ‫ن‬َ‫ع‬ِ‫َر‬‫ك‬ْ‫ن‬
َ‫ون‬ُ‫ن‬ِ‫م‬ْ‫ؤ‬ُ‫ت‬َ‫و‬ِ ٰ‫اّلل‬ِ‫ب‬
Ali-İmran-110
47
Siz, insanlar için çıkarılmış
en hayırlı ümmetsiniz.
İyiliği emreder,
kötülükten men eder ve
Allah’a iman edersiniz. Ali-İmran-110
48
Bu vasıf ve özelliklerler
Allah’ın istediği ve razı olduğu
bir tek ümmet olduk.
Bu nimete karşılık Allah’tan sakınıp
hayatımızı O’nun emirlerine uygun
düzenlememiz gerek.
49
َّ‫م‬ُ‫ا‬ ْ‫م‬ُ‫ك‬ُ‫ت‬َّ‫م‬ُ‫ا‬ ٖ‫ِه‬‫ذ‬ٰ‫ه‬ َّ‫ن‬ِ‫ا‬َ‫و‬ً‫ة‬َ‫د‬ ِ‫اح‬َ‫و‬ ً‫ة‬
ِ‫ون‬ُ‫ق‬َّ‫ت‬‫ا‬َ‫ف‬ ْ‫م‬ُ‫ك‬ُّ‫ب‬َ‫ر‬ ‫ا‬َ‫ن‬َ‫ا‬َ‫و‬
Mü’minun-52
50
İşte sizin ümmetiniz
bir tek ümmettir ve
Ben de sizin Rabbinizim;
öyleyse benden korkup sakının.
Mü’minun-52
51
52
Allah’ım
Bizi hayira çağıran ümmeten eyle
Bizi iyiliği emredenlerden eyle
Bizi kötülüğü menedenlerden eyle
Bizi ihtilafa düşmüşlerden eyleme
Bizi parçalanmışlardan eyleme
Ya Rabbi

More Related Content

Similar to Öyle Bir Ümmet Olun Ki

Adalet Sistemini Yeniden Kurmak
Adalet Sistemini Yeniden KurmakAdalet Sistemini Yeniden Kurmak
Adalet Sistemini Yeniden Kurmaknurmuhammedsite
 
Cahiliye toplumunu terketmek. turkish (türkçe)
Cahiliye toplumunu terketmek. turkish (türkçe)Cahiliye toplumunu terketmek. turkish (türkçe)
Cahiliye toplumunu terketmek. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Translation of the meaning of the holy quran in turkish
Translation of the meaning of the holy quran in turkishTranslation of the meaning of the holy quran in turkish
Translation of the meaning of the holy quran in turkishBd Islam
 

Similar to Öyle Bir Ümmet Olun Ki (6)

65. casiye suresi
65. casiye suresi65. casiye suresi
65. casiye suresi
 
Adalet Sistemini Yeniden Kurmak
Adalet Sistemini Yeniden KurmakAdalet Sistemini Yeniden Kurmak
Adalet Sistemini Yeniden Kurmak
 
Cahiliye toplumunu terketmek. turkish (türkçe)
Cahiliye toplumunu terketmek. turkish (türkçe)Cahiliye toplumunu terketmek. turkish (türkçe)
Cahiliye toplumunu terketmek. turkish (türkçe)
 
şeâir
şeâirşeâir
şeâir
 
ZAFERİN ANAHTARI
ZAFERİN ANAHTARIZAFERİN ANAHTARI
ZAFERİN ANAHTARI
 
Translation of the meaning of the holy quran in turkish
Translation of the meaning of the holy quran in turkishTranslation of the meaning of the holy quran in turkish
Translation of the meaning of the holy quran in turkish
 

More from nurmuhammedsite (20)

Hak yolundan sapma nedenleri
Hak yolundan sapma nedenleriHak yolundan sapma nedenleri
Hak yolundan sapma nedenleri
 
NEFİS TERBİYESİ
NEFİS TERBİYESİNEFİS TERBİYESİ
NEFİS TERBİYESİ
 
Dosdoğru Ol
Dosdoğru OlDosdoğru Ol
Dosdoğru Ol
 
Söze mi Amele mi
Söze mi Amele miSöze mi Amele mi
Söze mi Amele mi
 
İHTİLAFLARIN ÇÖZÜMÜ
İHTİLAFLARIN ÇÖZÜMÜİHTİLAFLARIN ÇÖZÜMÜ
İHTİLAFLARIN ÇÖZÜMÜ
 
İŞKENCE
İŞKENCEİŞKENCE
İŞKENCE
 
Başarı
BaşarıBaşarı
Başarı
 
Zulüm
ZulümZulüm
Zulüm
 
İhanet
İhanetİhanet
İhanet
 
SÂLİH AMEL
SÂLİH AMELSÂLİH AMEL
SÂLİH AMEL
 
İmam Buhari
İmam Buhariİmam Buhari
İmam Buhari
 
Ama Onlar İnanmamışlar
Ama Onlar İnanmamışlarAma Onlar İnanmamışlar
Ama Onlar İnanmamışlar
 
Dinlerini Parça Parça Edenler
Dinlerini Parça Parça EdenlerDinlerini Parça Parça Edenler
Dinlerini Parça Parça Edenler
 
MÜSLÜMANIN ÜZERİNDEKİ
MÜSLÜMANIN ÜZERİNDEKİMÜSLÜMANIN ÜZERİNDEKİ
MÜSLÜMANIN ÜZERİNDEKİ
 
En hayırlı ümmetsiniz
En hayırlı ümmetsinizEn hayırlı ümmetsiniz
En hayırlı ümmetsiniz
 
AYDIN YOL
AYDIN YOLAYDIN YOL
AYDIN YOL
 
RAMAZANI KARŞILARKEN
RAMAZANI KARŞILARKENRAMAZANI KARŞILARKEN
RAMAZANI KARŞILARKEN
 
Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın
Dünya hayatı sakın sizi aldatmasınDünya hayatı sakın sizi aldatmasın
Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın
 
KELİME-İ TEVHİDİN HAKKI
KELİME-İ TEVHİDİN HAKKIKELİME-İ TEVHİDİN HAKKI
KELİME-İ TEVHİDİN HAKKI
 
DİLİN TAKVASI
DİLİN TAKVASIDİLİN TAKVASI
DİLİN TAKVASI
 

Öyle Bir Ümmet Olun Ki

  • 2. ِ‫ر‬ْ‫ي‬َ‫خ‬ْ‫ل‬‫ا‬ ‫ى‬َ‫ل‬ِ‫ا‬ َ‫ون‬ُ‫ع‬ْ‫د‬َ‫ي‬ ٌ‫ة‬َّ‫م‬ُ‫ا‬ ْ‫م‬ُ‫ك‬ْ‫ن‬ِ‫م‬ ْ‫ُن‬‫ك‬َ‫ت‬ْ‫ل‬َ‫و‬ ِ‫وف‬ُ‫ر‬ْ‫ع‬َ‫م‬ْ‫ل‬‫ا‬ِ‫ب‬ َ‫ون‬ُ‫ر‬ُ‫م‬ْ‫ا‬َ‫ي‬َ‫و‬ ِ‫َر‬‫ك‬ْ‫ن‬ُ‫م‬ْ‫ل‬‫ا‬ ِ‫ن‬َ‫ع‬ َ‫ن‬ ْ‫و‬َ‫ه‬ْ‫ن‬َ‫ي‬َ‫و‬ َ‫ون‬ُ‫ح‬ِ‫ل‬ْ‫ف‬ُ‫م‬ْ‫ل‬‫ا‬ ُ‫م‬ُ‫ه‬ َ‫ك‬ِ‫ئ‬ٰ‫ول‬ُ‫ا‬َ‫و‬ Ali-İmran 104 2
  • 3. Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır. Ali-İmran 104 3
  • 4. Sizden bir ümmet bulunsun. Sizin ümmetiniz, şu özellikleri taşısın: Tüm İnsanları hayra çağırsın, hayra dâvet etsin, iyiliği emretsin, kötülükten menetsin. 4
  • 5. İşte hem dünyada hem de Ukba’da felaha erenler, kurtuluşa erenler, başarıya ulaşanlar onlardır. 5
  • 6. Mutlaka sizden bir grup insanları hayra çağırsın, hayra dâvet etsin, hayra çağrıda bulunsun. 6
  • 7. Kendilerini görenler hayrı, hakkı hatırlasınlar. Sizden bir grup marufu emretsin, tevhidden yana olsun, münkeri de nehy etsin, İslâm’ın istemediği küfrü ve şirki ortadan kaldırmaya çalışsın. 7
  • 8. Müslümanlar olarak bizim böyle olmamızı istiyor Rabbimiz. 8
  • 9. gerçekten şu anda kötülüklerin, kötülerin, kötülük taraftarlarının, kötülüğe çağıranların çoğaldığı, iyilerin, iyilik taraftarlarının, iyiliğe çağıranların çok az olduğu, hayrın, iyiliklerin unutulup şerrin hayır diye kabul gördüğü bir dünyada insanlık bize ne kadar muhtaç olduğunu görüyoruz. 9
  • 10. Öyleyse gelin böyle bir dünyada bir ümmet olalım, Allah’ın istediği gibi insanları hayra, hakka dâvet eden, hayrı yaşayan bir topluluk olalım. 10
  • 11. İnsanların cennet yollarını açıp cehennem yollarına barikatlar koyalım. İnsanlara Allah’ın yolunu gösterelim. Cennete giden yolunu gösterelim, Gelin!dünyada da âhirette de felaha erenlerden olalım. 11
  • 12. Demek ki marufu emredecek ve münkeri nehy edeceğiz. Ama her şeyden önce biz marufu ve münkeri bilmek zorundayız. 12
  • 13. Bilmezsek Allah korusun maruf diye münkeri emretmeye kalkarız, münker diye marufu nehy etmeye kalkarız. 13
  • 14. Münker; dinin hoş görmediği doğru bulmadığı, Allah ve Resûlünün haram kabul ettiği her şeydir. 14
  • 15. Dinin tasvip etmediği her şey İslâm literatüründe münker denmiştir. Maruf ise münkerin zıddıdır. Yâni dinin meşru ve doğru kabul ettiği, güzeldir dediği her şeydir. 15
  • 16. Öyleyse münkerin ve marufun tesbitinde kıstas vahiydir. Hakkı da bâtılı da, iyiyi de kötüyü de, marufu da münkeri de, hidâyeti de dalâleti de en iyi bilen Allah’tır. 16
  • 17. Biz ehli iman olarak Allah’ın ve efendimizin dediği ve istediği şekilde yaşamak zorundayız. Allah ve Resûlünün maruf dediklerini maruf, münker dediklerini de münker bilmek zorundayız. 17
  • 18. İyiliklerin ve kötülüklerin tesbitinde, hakkın ve bâtılın tesbitinde, münkerin ve marufun tesbitinde kıstas insanlar değil, toplum değil vahiydir. 18
  • 19. O halde münkeri ve marufu tanıyabilmek için vahyi de bilmek zorundayız. Sürekli Kur’an ve Sünnetle beraber olmak zorundayız. 19
  • 20. Münkeri ve marufu tanımanın yolu kitap ve sünneti tanımaktan geçer. Bunları tanıdığımız nisbette münkeri ve marufu tanıma imkânı bulabileceğiz demektir. 20
  • 21. Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kim bir hayra ve iyiliğe kılavuzluk ederse ona hayrı işleyenin sevabı kadar sevap vardır.” (Müslim, İmare 133) 21
  • 22. Başka bir hadiste şöyle buyurdu: “İnsanları doğru yola çağıran kimseye kendisine uyanların sevabı gibi sevap verilir. 22
  • 23. Ona uyanların sevaplarından da hiçbir şey eksilmez. Başkalarını sapıklığa çağıran kimseye de kendisine uyanların günahı gibi günah yazılır, ona uyanların günahlarından da hiçbir şey eksilmez.” (Müslim, İlim 16) 23
  • 24. Ey müslümanlar, insanları hayra çağırın, marufu emredip, münkerden nehy edin ve : 24
  • 25. َ‫ين‬ ٖ‫ذ‬َّ‫ل‬‫َا‬‫ك‬ ‫وا‬ُ‫ن‬‫ُو‬‫ك‬َ‫ت‬ َ‫َل‬َ‫و‬ْ‫اخ‬َ‫و‬ ‫وا‬ُ‫ق‬َّ‫ر‬َ‫ف‬َ‫ت‬‫وا‬ُ‫ف‬َ‫ل‬َ‫ت‬ ْ‫ل‬‫ا‬ ُ‫م‬ُ‫ه‬َ‫ء‬‫ا‬َ‫ج‬ ‫ا‬َ‫م‬ ِ‫د‬ْ‫ع‬َ‫ب‬ ْ‫ن‬ِ‫م‬ُ‫ات‬َ‫ن‬ِ‫ي‬َ‫ب‬ َ‫ع‬ ٌ‫اب‬َ‫ذ‬َ‫ع‬ ْ‫م‬ُ‫ه‬َ‫ل‬ َ‫ك‬ِ‫ئ‬ٰ‫ول‬ُ‫ا‬َ‫و‬ٌ‫م‬‫ي‬ ٖ‫ٖظ‬ Ali-İmran-105 25
  • 26. Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır. Ali-İmran-105 26
  • 27. Şu tefrikaya düşenler gibi olmayın. birbirlerine düşenler gibi muhalif ve muhtelif tavırlar içine girenler gibi olmayın. Ayrılanlar, parçalananlar, ayrımcılıktan yana olanlar gibi olmayın. 27
  • 28. Dini parçalayanlar, kitabı parçalayanlar, sünneti parçalayanlar gibi olmayın. Dini parçalayıp hayatın bazı alanlarında, Allah’ın dinini, öteki alanlarında da, başkalarının dinlerini uygulayanlar gibi olmayın. 28
  • 29. Atanız Adem müslümandı, Ananız Havva müslümandı, İbrâhim (a.s), İshak (a.s), Yâkub (a.s) ve Onun oğulları müslümandı. Mûsâ (a.s), Îsâ (a.s) müslümandı. Muhammed (a.s) da müslümandı. 29
  • 30. ً‫ة‬َ‫د‬ ِ‫اح‬َ‫و‬ ً‫ة‬َّ‫م‬ُ‫ا‬ ْ‫م‬ُ‫ك‬ُ‫ت‬َّ‫م‬ُ‫ا‬ ٖ‫ِه‬‫ذ‬ٰ‫ه‬ َّ‫ن‬ِ‫ا‬ ِ‫ُون‬‫د‬ُ‫ب‬ْ‫ع‬‫ا‬َ‫ف‬ ْ‫م‬ُ‫ك‬ُّ‫ب‬َ‫ر‬ ‫ا‬َ‫ن‬َ‫ا‬َ‫و‬ Enbiya-92 30
  • 31. Hakikaten bu bütün peygamberler ve onlara iman edenler bir tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir. Ben de sizin Rabbinizim. Öyle ise bana kulluk edin. Enbiya-92 31
  • 32. Kitabı parçalayıp bir bölümüne sarılıp diğer bölümlerini terk edenler gibi olmayın. Sünneti parçalayıp sünnetin bir bölümünü kabul edip bir bölümünü reddedenler gibi olmayın. 32
  • 33. Hayatı parçalayıp bir bölümünde Allah’ın kulu, öteki bölümlerinde başkalarının kulu olanlar gibi olmayın. Hayatın her bir alanında Allah’ın kulu olduğunuzu unutmayın. 33
  • 34. Öyleyse gelin ey insanlar, ey insanlık hepinizin dini birken, hepinizin Allah’ı birken böyle İslâm’ı bırakarak, peygamberler yolunu bırakarak, her biriniz ayrı ayrı isimlerle, ayrı ayrı cemaatlerle gruplaşmayın. 34
  • 35. Hal böyleyken nasıl oluyor da, böyle parça parça olursunuz? Nasıl oluyor da, dini parçalıyorsunuz? kitabı parçalıyorsunuz? hayatı parçalıyorsunuz? 35
  • 36. Nedir bu hayatınız böyle? Namazda birleşiyorsunuz da, sosyal hayatta ayrılıyor musunuz? Namazda Rab Allah da, sosyal hayatta Rab başkaları mı? Namazın Rabbi, hayatın Rabbi değil mi? 36
  • 37. Namazın kıblesi hayatın kıblesi değil mi? Orucun Rabbiyle, hukukun Rabbi ayrı mı? Haccın Rabbiyle, sosyal hayatın Rabbi ayrı mı? 37
  • 38. Birden çok Rab kaynaklı bir hayat yaşayarak hayatı parçalamadan yana mısınız? Ayrı ayrı gruplarla, ayrı ayrı cemaatlerle kendi kendinizi niye parçalıyorsunuz? 38
  • 39. İslâm ümmeti size yetmiyor mu? İslâm ümmetinin üyesi olmak yetmiyor mu? Müslüman ismi size yetmiyor mu? 39
  • 40. Yapmayın etmeyin. Allah katında hak din, tek din İslâm’dır ve sizin isminiz de isimlerin en şereflisi olan müslümandır. Kabirde de bununla çağrılacak, bununla sorgulanacak ve bununla kurtulacaksınız. 40
  • 41. Daha önce kitap ehli kendilerine Allah’tan apaçık deliller geldikten sonra sapıttılar, sakın sizler onlar gibi olmayın. 41
  • 42. Ey müslümanlar! Sakın! sizler Kur’an’la beraber olduktan sonra, size Rabbinizden gün kadar açık âyetler geldikten sonra kitaptan ayrılıp, kendinize ayrı ayrı yollar edinmeyin, kendinizi ayrı ayrı gruplar olmayın. Kur’an’la birleşin, Kur’an’la bütünleşin. 42
  • 43. Siz parça parça olursanız, Siz görevinizi yerine getirmezseniz İnsanlara nasıl örnek olabilirsiniz ki? 43
  • 44. ْ‫م‬ُ‫ك‬‫ا‬َ‫ن‬ْ‫ل‬َ‫ع‬َ‫ج‬ َ‫ك‬ِ‫ل‬ٰ‫َذ‬‫ك‬َ‫و‬‫ا‬ًًَََ‫و‬ ً‫ة‬َّ‫م‬ُ‫ا‬ ‫وا‬ُ‫ن‬‫ُو‬‫ك‬َ‫ت‬ِ‫ل‬َ‫ع‬ َ‫ء‬‫َا‬‫د‬َ‫ه‬ُ‫ش‬ِ‫اس‬َّ‫ن‬‫ال‬ ‫ى‬َ‫ل‬ َ‫ُون‬‫ك‬َ‫ي‬َ‫و‬َ‫ع‬ ُ‫ل‬‫و‬ََُّ‫الر‬ْ‫م‬ُ‫ك‬ْ‫ي‬َ‫ل‬‫ي‬ ٖ‫ه‬َ‫ش‬‫ا‬ً‫د‬ Bakara-143 44
  • 45. Böylece, sizler insanlara birer şahit ve örnek olasınız ve Peygamber de size bir şahit ve örnek olsun diye sizi orta bir ümmet yaptık. Bakara-143 45
  • 46. Allah’a iman ettik Ma’rufu emrettik ve münkeri de menettik. Böylece yeryüzünde ümmetlerin en hayırlısı olduk. 46
  • 47. ‫ة‬َّ‫م‬ُ‫ا‬ َ‫ر‬ْ‫ي‬َ‫خ‬ ْ‫م‬ُ‫ت‬ْ‫ن‬ُ‫ك‬َّ‫ن‬‫ل‬ِ‫ل‬ ْ‫ت‬َ‫ج‬ ِ‫ر‬ْ‫خ‬ُ‫ا‬ِ‫اس‬ َ‫ون‬ُ‫ر‬ُ‫م‬ْ‫ا‬َ‫ت‬ُ‫ر‬ْ‫ع‬َ‫م‬ْ‫ل‬‫ا‬ِ‫ب‬ِ‫وف‬ َ‫ن‬ ْ‫و‬َ‫ه‬ْ‫ن‬َ‫ت‬َ‫و‬ُ‫م‬ْ‫ل‬‫ا‬ ِ‫ن‬َ‫ع‬ِ‫َر‬‫ك‬ْ‫ن‬ َ‫ون‬ُ‫ن‬ِ‫م‬ْ‫ؤ‬ُ‫ت‬َ‫و‬ِ ٰ‫اّلل‬ِ‫ب‬ Ali-İmran-110 47
  • 48. Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz. Ali-İmran-110 48
  • 49. Bu vasıf ve özelliklerler Allah’ın istediği ve razı olduğu bir tek ümmet olduk. Bu nimete karşılık Allah’tan sakınıp hayatımızı O’nun emirlerine uygun düzenlememiz gerek. 49
  • 50. َّ‫م‬ُ‫ا‬ ْ‫م‬ُ‫ك‬ُ‫ت‬َّ‫م‬ُ‫ا‬ ٖ‫ِه‬‫ذ‬ٰ‫ه‬ َّ‫ن‬ِ‫ا‬َ‫و‬ً‫ة‬َ‫د‬ ِ‫اح‬َ‫و‬ ً‫ة‬ ِ‫ون‬ُ‫ق‬َّ‫ت‬‫ا‬َ‫ف‬ ْ‫م‬ُ‫ك‬ُّ‫ب‬َ‫ر‬ ‫ا‬َ‫ن‬َ‫ا‬َ‫و‬ Mü’minun-52 50
  • 51. İşte sizin ümmetiniz bir tek ümmettir ve Ben de sizin Rabbinizim; öyleyse benden korkup sakının. Mü’minun-52 51
  • 52. 52 Allah’ım Bizi hayira çağıran ümmeten eyle Bizi iyiliği emredenlerden eyle Bizi kötülüğü menedenlerden eyle Bizi ihtilafa düşmüşlerden eyleme Bizi parçalanmışlardan eyleme Ya Rabbi