2. Çoklu zeka kuramı nasıl ortaya çıktı?Gardner , geleneksel zeka anşayışını inceledikten sonra 70’li ve 80’li yıllarda biraylerin bilişsel kapasitelerini araştırmaya başlamıştır. 1983 yılında yayınlanan “Zihnin Çerçeveleri” kitabında yedi ayrı ve evrensel kapasite önermiştir. Bu kapasite yada zekalar her bireyde doğuştan var olmakta ama farklı kültürlerde farklı biçimlerde ortaya çıkmaktadır. Gardner’e göre sekiz çeşit zeka alanı vardır. MANTIK-MATEMATİKSEL ZEKA BEDENSEL-KİNETİK ZEKA DİL ZEKASI Zeka Alanları GÖRSEL-UZAMSAL ZEKA SOSYAL ZEKA MÜZİKAL ZEKA ÖZEDÖNÜK ZEKA DOĞACI ZEKA
3. Çoklu zeka anlayışına göre, tüm zekalar eşit değerdedir ve içlerinden biri ya da birkaçı diğerlerinden daha önemli değildir.
4. Zeka Alanlarının Gelişimini Etkileyen Faktörler:Kaynaklara ulaşım şansı: Örneğin eğer aile çok fakirse keman, piano gibi müzikal zekayı geliştirebilecek enstrümanlar sağlanamadığından bu zekanın güçlenmesi zorlaşabilir. Tarihsel- kültürel faktörler:Okulda matematik ve fene dayalı programlar varsa ve bunlar önemseniyorsa, mantık matematik zekası gelişir.Coğrafi faktörler: Köyde yetişmiş bir çocuk,apartmanda büyümüş bir çocuğa oranla bedensel ve doğacı zekasını daha çok geliştirmiş olabilir.Ailesel faktörler: Ressam olmak isteyen bir çocuğun ailesi, onun avukat olmasını istiyorsa dil zekası desteklenecektir.Durumsal faktörler: Kalabalık bir ailede büyümüş ve kalabalık bir ailede yaşayan bireyler, doğalarında sosyallik olmadıkça kendilerini geliştirmek için daha az zamana sahip ollurlar.
6. 1. DİL ZEKASI : Sözcükler zekası ya da bir dilin temel işlemlerini açıkça kullanabilme yeteneğidir.Okuma, yazma, dinleme ve konuşma ile iletişim sağlayarak bu zekanın en belirgin özellikleri kullanılır. Dil zekası gelişmiş kişiler yazar , gazeteci, şair ...
7. 2. MANTIK-MATEMATİK ZEKA : Bu zeka, sayılar ve akıl yürütme zekasıya da tümdengelim ve tümevarım ile akıl yürütme, soyut problem çözme ve birbiriyle ilişkili kavramlar, düşünceler arasındaki karmaşık ilişkileri anlama yeteneği. Mantık- metematik zekası gelişmiş kişiler mühendis, mimar, ekonomist, programcı vb.. kişilerdir.
8. 3. GÖRSEL UZAMSAL ZEKA: “bir resim bin sözcük değerindedir.” sözünden anlaşılacağı gibi, görsel- uzamsal zeka, pek çok yol ile, beynin kullandığı ilk dildir. Beyin sözcüklere ulaşmadan önce, imaj ve resimlerle düşünür. Görsel- uzamsal zekanın dili, renkler, şekiller, desenler, dokular, imajlar, resimler ve diğer görsel sembollerdir. Görsel uzamsal zekası gelişmiş kişiler fotoğrafçı, grafiker, mimar vb. kişilerdir.
9. 4. MÜZİKAL ZEKA : Müzikal zeka, diğer zeka türleriyle ilişkili olmayabilen, kendi kural ve düşünme yapılarına sahiptir. Müzik, üç temel öğeyi kullanarak konuşulan bir dildir: ses perdesi,uzunluğu, ritim ve ton. Gardner, düzenli olarak müzikle bir arada olan her insanın, bu üç öğeyi kullanarak beste yapma, şarkı söyleme ve enstrüman çalma gibi müzikal etkinliklerde sahip olduğu bazı becerilerle başarılı olacağını söylemektedir.
10. 5. BEDENSEL-KİNESTETİK ZEKA : Bu zeka, tüm vucut ve eller ile ilgili zekadır. Başka bir deyişle, bu zeka, vucut hareketlerini kontrol etmeyi ve yorumlamayı, fiziksel nesneleri manipule etmeyi ve vücut ile zihin arasında bir uyum oluşturmayı sağlar. Bu zekası gelişmiş bireylere aktörler, sporcular ve dansçılar örnek verilebilir.
11. 6. SOSYAL ZEKA : Bu zeka çevredeki bireylerle iletişim kurma, onları anlama, bu kişilerin ruh durumlarını ve yeteneklerini tanıma gibi davranışlara işaret eder. Politikacılar, öğretmenler, pisikologlar bu yetileri ustalıkla kullanırlar.
12. 7. ÖZEDÖNÜK ZEKA : Kişinin kendisiyle ilgili bilgisi olması ya da yaşamı öğrenmesi ile ilgili sorumluluk almasına işaret eden zekadır. Özedönük zekası güçlü olan birey, kendi coşkularının sınırlarını anlayabilen, kendi davranışlarını yönetirken bunlara dayanabilen kişidir. Böyle bir kişi zamanında düşünmeyi, yanıtlamayı ve kendini değerlendirmeyi
13. 8. DOĞACI ZEKA : Gardner tarafından açıklanan son zekadır ve doğal çevreyi anlama, tanıma ile ilgilidir. Doğacı zeka, kişinin çevredeki bitki ve hayvanların türlerini fark ettiklerinde ve alt türlerin sınıflandırma prensiplerini yaratabildiklerinde ortaya çıkmaktadır.