SlideShare a Scribd company logo
1 of 4
Download to read offline
» TMS 2 Stoklar Standardı Hükümlerinin Türk Vergi Usul Kanunu Hükümleri ile Kar...                                                                 Sayfa 1 / 4




                                           TMS 2 Stoklar Standardı Hükümlerinin Türk Vergi Usul Kanunu Hükümleri ile
              Karşılaştırılması

                                                                                                                                               .

                                                                                                                                               .

              1. Giriş:

              Bilindiği üzere 13.01.2011 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu
              (TTK) 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Kanun bazı istisnalar hariç 01.07.2012
              tarihinde yürürlüğe girecektir. Öte yandan yeni TTK uyarınca 01.01.2013 tarihinden itibaren tüm işletmeler artık
              finansal tablolarını Türkiye Finansal Raporlama Standartları ile Türkiye Muhasebe Standartlarına (TFRS/TMS) göre
              hazırlamak zorunda olacaklardır.

              Bu kapsamda hiç vakit kaybetmeden 2012 yılının başından itibaren işletmelerin TFRS/TMS’ye geçmek üzere
              çalışmalarına başlaması, bu bağlamda gerek ilgili personel ve yöneticilerin TFRS/TMS hakkında kapsamlı eğitimler
              almasının sağlanması, gerekse de başta muhasebe-finans alanında işletmelerin kullandığı yazılımlar olmak üzere
              işletmelerin tüm teknik alt yapılarının yeni getirilen düzenlemelere uyumunun sağlanması konusunda çalışmaların
              yapılması yerinde olacaktır.

              Öte yandan hiç kuşkusuz işletmeler kadar konu ile ilgili başta Vergi İdaresi olmak üzere diğer ilgili birimlerin de
              Kanuna geçiş sürecinin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi için gerekli çalışmaları yapması gerekmektedir. Literatürde
              yapılan çalışmalar TFRS/TMS seti ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerimiz ve Vergi Usul Kanunu
              başta olmak üzere Vergi Mevzuatımız arasında önemli farklılıklar bulunduğunu, bu farklılıkların giderilerek,
              TFRS/TMS seti ile mevzuatımız arasında yakınsama çalışmalarının ivedi bir şekilde yapılması gereğini ortaya
              koymaktadır.

              Bilindiği üzere TMSK tarafından, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları ve Uluslararası Muhasebe
              Standartları (UFRS/UMS) ile birebir uyumlu olarak yayımlanan TMS/TFRS seti, muhasebe kaygıları ile
              hazırlanmakta olup, herhangi bir işletme ile ilgili olan tarafların[1] şeffaf, anlaşılabilir, karşılaştırılabilir ve güvenilir
              bilgi ihtiyacını giderme amacını gütmektedir.

              Oysaki 213 sayılı Vergi Usul Kanunumuz (VUK) vergi matrahının tespit ve takdiri ile ilgili konuları düzenlemekte,
              doğal olarak da vergi odaklı bir yaklaşımı temsil etmektedir. Her ne kadar 16.01.2005 tarih ve 25702 sayılı Resmi
              Gazete’de yayınlanan “Finansal Tabloların Hazırlanma ve Sunulma Esaslarına İlişkin Kavramsal Çerçeve Hakkında
              1 Sıra Nolu Tebliğ”in “Vergi Mevzuatı ile İlişki” başlığını taşıyan 6. Maddesi ile TFRS/TMS setine göre
              belirlenecek ticari bilançodan VUK hükümlerine göre belirlenecek mali kar/matraha ulaşma konusunda
              düzenlemeler yapılsa da, mevcut durum mevzuatımızın, tüm dünyada geniş olarak kabul gören uluslararası
              muhasebe standartlarına uyumu için yeterli değildir. Başta Vergi Usul Kanunu, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel
              Tebliğleri ve Tek Düzen Hesap Planı olmak üzere tüm vergi ve muhasebe mevzuatımızda gerekli değişikliklerin bir
              an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir. (Aslanertik ve Yapan, 2010: 71)

              Her ne kadar literatürde TMS 2 Stoklar Standardı hükümleri ile Vergi Usul Kanunu hükümleri arasında önemli
              paralellikler olduğu ifade edilse de, yukarıda ifade ettiğimiz üzere üzere başta Vergi Usul Kanunumuz olmak üzere
              genel olarak Vergi Mevzuatımız verginin hesaplanmasında esas alınacak matrahın belirlenmesine odaklandığından
              Standart hükümleri ile VUK hükümleri ve Tek Düzen Hesap Planı çerçevesinde yerleşik muhasebe uygulamalarımız
              arasında bazı önemli farklılıklar da söz konusu olabilmektedir. Bu çalışmamızda çeşitli başlıklar altında TMS 2
              Stoklar Standardı ile yerleşik vergi ve muhasebe uygulamalarımız arasındaki bazı farklılıklar irdelenecektir.
              Çalışmamızda karşılaştırmalı analiz tekniği kullanılmıştır.

              2. TMS 2 Stoklar Standardı Hükümleri ile VUK Hükümleri Arasındaki Bazı Farkların Değerlendirilmesi

              2.1. Net Gerçekleşebilir Değer:

              TMS 2’ye göre stoklar mali tablolarda, kullanılmaları veya satılmaları sonucunda elde edilmesi beklenen tutardan
              daha yüksek bir bedelle izlenemez. Maliyetlerin kullanım veya satış sonucu elde edilecek tutardan yüksek olması
              durumunda, stok değer düşüklüğü karşılığı ayrılır. Stok maliyetlerinin net gerçekleşebilir değere indirgenmesi,
              stokların maliyet veya net gerçekleşebilir değerden düşük olanı ile değerlenmesi ilkesi ile uyumludur. Vergi Usul
              Kanunu’na göre de belirli şartlara bağlanmış olmakla birlikte dönem sonu envanter işlemlerinin yapılması esnasında,
              stokların piyasa değeri ile değerlenmesi söz konusu olabilmektedir.

              Birçok akademisyen net gerçekleşebilir değerin Kanundaki piyasa değeri kavramını karşıladığı görüşündedir.
              (Demir, 2000: 144; Karakaya, 2007: 162) Kanun, satış değeri piyasa değerinin altına düşen stokların maliyet değeri
              yerine piyasa değeri ile değerlenmesini mümkün kılmaktadır ancak maliyet ve piyasa değerinden düşük olanı ile
              değerleme yapılabilmesi, Kanunda emsal bedeli ölçüsünün uygulanmasına bağlanmıştır. Vergi Usul Kanunu’nun
              274. maddesinde “Emtianın maliyet bedeline nazaran değerleme günündeki satış bedelleri % 10 ve daha fazla bir
              düşüklük gösterdiği hallerde mükellef, maliyet bedeli yerine 267. maddenin ikinci sırasındaki usul hariç olmak üzere
              emsal bedeli ölçüsünü tatbik edebilir.” denilmektedir.

              Bu ölçü hem ticari mal niteliğindeki hem de mamul niteliğindeki stok kalemleri için uygulanabilecektir. Vergi Usul
              Kanununun 267. Maddesine göre emsal bedel, gerçek bedeli belli olmayan veya bilinmeyen veya doğru olarak tespit
              edilemeyen bir malın değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değerdir. Emsal bedeli sıra
              ile aşağıdaki esaslara göre tayin olunur.

              Birinci sıra: (Ortalama fiyat esası) Aynı cins ve nevideki mallardan sıra ile değerlemenin yapılacağı ayda veya bir
              evvelki veya bir daha evvelki aylarda satış yapılmışsa, emsal bedeli bu satışların miktar ve tutarına göre mükellef
              tarafından çıkarılacak olan “Ortalama satış fiyatı” ile hesaplanır. Bu esasın uygulanması için, aylık satış miktarının,
              emsal bedeli tayin olunacak her bir malın miktarına nazaran % 25′ten az olmaması şarttır.

              İkinci sıra: (Maliyet bedeli esası) Emsal bedeli belli edilecek malın, maliyet bedeli bilinir veya çıkarılması mümkün
              olursa, bu takdirde mükellef bu maliyet bedeline, toptan satışlar için % 5, perakende satışlar için % 10 ilave etmek
              suretiyle emsal bedelini bizzat belli eder.




http://vergivekanun.com/?p=21305                                                                                                                   06.01.2012
» TMS 2 Stoklar Standardı Hükümlerinin Türk Vergi Usul Kanunu Hükümleri ile Kar...                                                       Sayfa 2 / 4



              Üçüncü sıra: (Takdir esası) Yukarıda yazılı esaslara göre belli edilemeyen emsal bedelleri, ilgililerin müracaatı
              üzerine takdir komisyonunca takdir yolu ile belli edilir. Takdirler, maliyet bedeli ve piyasa kıymetleri araştırılmak ve
              kullanılmış eşya için ayrıca yıpranma dereceleri nazara alınmak suretiyle yapılır. Takdir edilen bedellere
              mükelleflerin vergi mahkemesinde dava açma hakkı mahfuzdur. Ancak, dava açılması verginin tahakkuk ve tahsilini
              durdurmaz. (VUK 267. madde)

              Buna göre stoklarda emsal bedel uygulaması birinci sırada yer alan ortalama fiyat esası ile üçüncü sırada yer alan
              takdir esasına göre gerçekleştirilebilecektir. Öte yandan Kanunun 278. Maddesinde: “Yangın, deprem ve su basması
              gibi afetler yüzünden veyahut bozulmak, çürümek, kırılmak çatlamak, paslanmak gibi haller neticesinde iktisadi
              kıymetlerinde önemli bir azalış vaki olan emtia ile maliyetlerin hesaplanması mutad olmayan hurdalar ve döküntüler,
              üstüpü, deşe ve ıskartalar emsal bedeli ile değerlenir.” ifadesi yer almaktadır.

              Bu hüküm de büyük ölçüde Standardın, stokların kısmen veya tamamen kullanılmaz hale gelmesi ya da satış
              fiyatlarının düşmesi nedeniyle maliyetlerinin geri kazanılamaması durumunda stokların net gerçekleşebilir değere
              indirgeneceğini öngören 28. Paragrafı ile uyumludur. Böylece TMS 2 Stoklar Standardındaki ilgili hükümlere
              kısmen benzese de Türk Vergi Mevzuatı da belirli sınırlama ve şartlar altında stokların maliyet ve net gerçekleşebilir
              değerden düşük olanı ile değerleme yaklaşımını kabul etmektedir. (Karakaya, 2007: 162-163) Buradaki temel fark,
              VUK’un 274. Maddesine göre emsal bedeli ölçüsünün tatbik edilebilmesi, değerlemeye tabi tutulacak emtianın
              maliyet bedeline nazarına değerleme günündeki satış bedelleri %10 ve daha fazla düşüklük gösterdiği hallerde
              mümkün iken[2], TMS 2’de herhangi bir oranın belirtilmemesi ve net gerçekleşebilir değer ile maliyetten düşük
              olanın değerleme ölçüsü olarak dikkate alınacağının hükmolunmasıdır. (Demir, 2000: 145) Ayrıca VUK’un ilgili
              maddesinin lafzından emsal bedel ile değerlemenin mükellefler açısından bir zorunlu uygulamadan ziyade bir
              seçimlik hak olduğu anlaşılmaktadır.

              Aslında yapılan değerleme işlemi ile mükellefe bu dönemin ödenecek gelir veya kurumlar vergisini diğer hesap
              dönemlerinde ödeme imkânı getirilmektedir. (Çakmakçı, 2006) Oysaki TMS 2’ye göre net gerçekleşebilir değer
              maliyetin altına düşmüşse, stok kaleminin maliyet ile değerlenme ihtimali bulunmamakta, zorunlu olarak ilgili stok
              kalemi için değer düşüklüğü ayrılarak, stokun net gerçekleşebilir değeri üzerinden bilançoda yer alması
              gerekmektedir. Burada üzerinde durulması gereken bir diğer nokta da Vergi Usul Kanununun 278. Maddesinde
              belirtilen hallerden birinin gerçekleşmesi neticesinde kıymeti düşen stok kalemi için ayrılan stok değer düşüklüğü
              karşılığının kanunen kabul edilen bir gider olabilmesi için mutlaka takdir komisyonunun değer takdiri yapmış olması
              gerekir. Aksi durumlarda ayrılan karşılık kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınır ve böylece vergi
              matrahına eklenir. Böyle bir durumda yine TAS 12 Gelir Vergileri Standardı uyarınca Ertelenmiş Vergi Varlığı veya
              Ertelenmiş Vergi Borcu söz konusu olabilir. (Yapan, 2010)

              TMS 2 Stoklar Standardında değişiklik yapılmasına ilişkin 11.04.2006 tarih ve 38 Numaralı Tebliğ ile Standardın
              34. Paragrafı değiştirilmiştir. Söz konusu Paragrafa göre stokları net gerçekleşebilir değerine indirgeyen stok değer
              düşüklüğü karşılık tutarları ve stoklarla ilgili kayıplar, indirgemenin ve kayıpların oluştuğu dönemde gider olarak
              muhasebeleştirilecektir. Net gerçekleşebilir değerin artışından dolayı iptal edilen stok değer düşüklüğü karşılık
              tutarı, iptalin gerçekleştiği dönemin tahakkuk eden satış maliyetini azaltacak şekilde muhasebeleştirilir. Tek Düzen
              Hesap Planı Çerçevesinde mevcut muhasebe uygulamalarımızda net gerçekleşebilir değerin artışından dolayı iptal
              edilen stok değer düşüklüğü karşılığı o dönemde karşılık gideri olarak muhasebeleştirilen tutardan mahsup edilir.

              İptal edilen karşılık tutarı, hesap dönemi içinde ayrılan karşılık giderinden fazla olmamak koşuluyla, “644 Konusu
              Kalmayan Karşılıklar” hesabına gelir kaydedilir. (Gürdal, 2007: 71) Birçok akademisyene göre Standarda getirilen
              yeni düzenleme ile değer düşüklüğü oluştuğunda da karşılık giderlerinin artık “654 Karşılık Giderleri” hesabı yerine
              Satışların Maliyeti” hesap grubu altında açılacak yeni bir hesap adı altında muhasebeleştirilmesi gerekmektedir.
              Örneğin, Akdoğan ve Sevilengül (2007) bu amaçla Tek Düzen Hesap Planına “62 Satışların Maliyeti” grubu altında
              “627 Stok Değer Düşüklüğü Karşılık Giderleri” hesabının açılmasını önermektedir. Benzer görüşlere literatürde
              rastlanmaktadır. (Gençoğlu, 2007: 196; Gürdal, 2007: 71)

              Örnek 1:

              Çaykara A.Ş. stoklarında kayıtlı değeri 80.000 TL olan dijital kameralar için önceden 7.000 TL tutarında stok değer
              düşüklüğü karşılığı ayırmış bulunmaktadır. Bu malların net gerçekleşebilir değerinin içinde bulunulan hesap
              döneminde 75.000 TL’ye yükseldiği saptanmıştır.

              Buna göre net gerçekleşebilir değerin yükselmesi nedeniyle 2.000 TL tutarındaki stok değer düşüklüğünün iptal
              edilmesi gerekmektedir. Standardın hükümleri uyarınca Tek Düzen Hesap Planında yapılması önerilen değişiklikler
              de dikkate alınarak iptal edilen bu tutar içinde bulunulan hesap döneminin satılan mallar maliyetini azaltacak şekilde
              dikkate alınacaktır.

              ————————— / —————————————-

              158 Stok Değer Düşüklüğü Karşılığı      2.000

                                     627 Stok Değer Düşüklüğü Karşılık Giderleri       2.000

                   ———————————————————————-

              2.2. Tam Maliyet Yöntemi – Normal Maliyet Yöntemi

                      Maliyet hesaplama sistemlerini oluşturan yöntemler incelendiğinde giderlerin kapsamına göre, giderlerin
              gerçekleşme durumuna göre, giderlerin dağıtımında esas alınan temele göre ve mamul maliyetinin hesaplanma
              şekline göre çeşitli sınıflandırmalara gidildiği görülmektedir.

              Giderlerin kapsamına göre maliyet yöntemleri öğretide genelde beşe ayrılmaktadır: Tam maliyet yöntemi
              (absorption costing method), normal maliyet yöntemi (normal costing method), değişken maliyet yöntemi (variable
              costing method), direkt maliyet yöntemi (direct costing method), ve son olarak süper değişken maliyet yöntemi
              (throughput costing method). Bu sınıflandırmada işletme kullandığı yönteme göre bazı giderleri mamul maliyeti
              olarak kabul ederken bazı giderleri de dönem gideri olarak kabul ederek, gelir tablosu hesaplarına aktarır. (Boyar ve
              Güngörmüş, 2006: 84; Karakaya, 2007: 324)

              Bu yöntemlerden ilki olan tam maliyet yöntemi, üretimle ilgili giderlerin tamamını mamul maliyetine dâhil eden bir
              yöntemdir. Yani bu yöntemde sabit ve değişken genel üretim gideri ayrımı yapılmaksızın genel üretim giderlerinin
              tamamı ve ayrıca direkt ilk madde malzeme ve direkt işçilik giderleri mamul maliyetine eklenmektedir. (Karakaya,
              2007: 325)

              Normal maliyet yöntemi ise tam maliyet yönteminden farklı olarak sabit genel üretim giderlerinin sadece bir kısmını
              mamul maliyetine dâhil eden bir yöntemdir. Mamul maliyetine dâhil edilecek sabit nitelikteki genel üretim giderleri




http://vergivekanun.com/?p=21305                                                                                                         06.01.2012
» TMS 2 Stoklar Standardı Hükümlerinin Türk Vergi Usul Kanunu Hükümleri ile Kar...                                                      Sayfa 3 / 4



              işletmenin o dönemdeki kapasite kullanım oranına göre belirlenir. Kullanılan kapasiteye isabet eden sabit üretim
              giderleri mamul maliyetine dâhil edilirken kullanılmayan kapasiteye isabet eden kısım ise dönem gideri olarak
              doğrudan sonuç hesaplarına aktarılır. Sonuç olarak bu yöntemde mamul birim maliyeti, direkt ilk madde malzeme
              giderleri, direkt işçilik giderleri, değişken genel üretim giderleri ve kullanılan kapasiteye isabet eden sabit genel
              üretim giderlerinden oluşur. (Karakaya, 2007: 325)

                      Değişken maliyet yöntemi sadece değişken nitelikteki giderleri mamul maliyetine dâhil eden bir yöntemdir.
              Bu yöntemde sabit nitelikteki giderler doğrudan dönem gideri kabul edilerek sonuç hesaplarına aktarılır. Bu nedenle
              birim mamul maliyeti, direkt ilk madde ve malzeme giderleri, direkt işçilik giderleri ve değişken genel üretim
              giderlerinden oluşur.

              Direkt maliyet yönteminde ise sadece direkt nitelikte olan üretim giderleri mamul maliyetine eklenir, endirekt
              nitelikte olan maliyet unsurları ise dönem gideri olarak sonuç hesaplarına aktarılır. Bu nedenle bu yöntemde mamul
              birim maliyeti sadece direkt ilk madde ve malzeme giderleri ile direkt işçilik giderlerinden oluşur. (Karakaya, 2007:
              326)

              Süper değişken maliyet yöntemi ise sadece direkt ilk madde ve malzeme giderlerini mamul maliyetine dâhil eden,
              bunun dışındaki giderleri ise dönem gideri olarak gelir tablosunda muhasebeleştiren bir maliyet yöntemidir. (Boyar
              ve Güngörmüş, 2006: 84; Çakmakcı, 2006)

              Vergi Usul Kanunumuz ve Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri incelendiğinde vergi mevzuatımızın
              giderlerin kapsamına göre dönüştürme maliyetlerinin hesaplanmasında tam maliyet yöntemini benimsediği
              görülmektedir. Oysaki TMS 2 Stoklar Standardında giderlerin kapsamına göre yüklenmesinde normal maliyet
              yöntemi esas alınmıştır.

              Normal maliyet yönteminde normal kapasitenin altında yapılan üretimlerde olumsuz kapasite sapması, üzerinde
              yapılan üretimlerde de olumlu kapasite sapması söz konusu olmaktadır. Standart açısından olumlu farklar sonuç
              hesaplarına aktarılmazken, olumsuz kapasite farkları dönem gideri olarak sonuç hesaplarına aktarılmaktadır.
              (Karakaya, 2007: 683-684) Yalnız mevcut Muhasebe Sistemi Uygulamamız ve Tek Düzen Hesap Planı açısından bu
              olumsuz kapasite sapmalarının hangi sonuç hesabına aktarılacağı konusunda bir netlik söz konusu değildir.

              Ülkemiz uygulamalarında, maliyetlere verilmeyen sabit giderlerin, Tek Düzen Hesap Planı çerçevesinde genellikle
              Olağandışı Giderler grubunda “680 Çalışmayan Kısım Gider ve Zararları” hesabında muhasebeleştirildiği
              görülmektedir. (Akdoğan, 2004: 34) Ancak 1 Sıra Nolu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’nin “Muhasebe
              Usul ve Esasları” başlığını taşıyan ekinin “Tekdüzen Hesap Çerçevesi, Hesap Planı ve Hesap Planı Açıklamaları”
              başlığını taşıyan 5. Bölümünde ilgili hesabın açıklaması: “Bu hesapüretimle ilgili giderlerden çalışılmayan döneme
              ve çalışmayan kısımlara ait giderleri içerir.” şeklindedir.

              Hesabın açıklamasından normal maliyet yöntemini esas almadığı anlaşılmaktadır. Çünkü normal maliyet yönteminde
              söz konusu olan olumsuz kapasite sapması daha önce açıklandığı üzere normal kapasitenin altında yapılan üretimle
              ilgilidir.

              Oysaki bu hesap üretimin yapılmadığı durumlarda veya faaliyeti durdurulan birimlere ait ortaya çıkan üretim
              giderlerinin sonuç hesaplarına aktarılması için kullanılmaktadır. Normal veya beklenen kapasiteyi esas alarak bir
              hesaplamaya dayanmamaktadır. (Karakaya, 2007: 684) Öte yandan TMS 1 Finansal Tabloların Sunuluşu
              Standardının 85. Paragrafında: “İşletme, hiçbir gelir veya gider kalemini ne gider tablosunda ne de dipnotlarda
              olağandışı kalemler olarak göstermeyecektir.” denilerek olağandışı raporlama kaldırılmıştır. Boyar ve Güngörmüş’e
              (2006: 88) göre burada ortaya çıkan kapasite sapması işletmenin esas faaliyeti ile ilgilidir. Tek Düzen Hesap Planı
              açısından 63 numaralı “Faaliyet Giderleri” grubu işletmenin esas faaliyeti ile ilgili bulunan ve üretim maliyetlerine
              yüklenmeyen giderlerden oluştuğuna göre, ortaya çıkan kapasite sapması 63 numaralı Faaliyet Giderleri grubunda
              gösterilmelidir.

              Onlara göre bu grubun altında “634 Genel Üretim Giderleri Kapasite Sapmaları” adı altında yeni bir hesap açılarak
              Standardın uygulamaları ile muhasebe sistemimizde uyum sağlanabilir. Kanaatimizce bu yaklaşım yerindedir. Ancak
              muhasebe sistemimiz açısından sağlanacak bu uyum Vergi Mevzuatımız açısından yeterli olmayabilir. Çünkü
              olumsuz bir kapasite sapması nedeniyle dönem gideri (634 Genel Üretim Giderleri Kapasite Sapmaları) olarak
              muhasebeleştirilen bu tutarlar, Vergi Mevzuatımızda tam maliyet yöntemi benimsendiğinden, vergi matrahının
              hesabında kanunen kabul edilmeyen gider niteliğinde değerlendirilecektir.

              Eğer stok kalemi satılmışsa herhangi bir problem olmayacaktır ancak ilgili stoklar satılamamışsa söz konusu gider
              düşülemeyeceğinden vergi mevzuatımız ile uyumlaştırma kaydı yapılması gerekecektir. Bu durumda TMS 12 Gelir
              Vergileri Standardına göre ertelenmiş vergi borcu veya varlığı ortaya çıkabileceği gibi, kalıcı bir farklılık durumunda
              ticari kardan mali kara geçişi sağlayacak şekilde bir takım hesaplamaların yapılması gerekebilecektir. (Dağdemir,
              2008)

              Örnek 2: [3]

              Zeytindağ A.Ş., X mamulünün üretim ve satış faaliyeti ile iştigal etmektedir. 2010 yılı Aralık ayına ilişkin üretim ve
              satış bilgileri aşağıdaki gibidir:

              Direkt İlk Madde ve Malzeme Gideri: 70.000 TL

              Direkt İşçilik Gideri                   : 60.000 TL

              Genel Üretim Gideri                      : 50.000 TL

                     Sabit:           38.000 TL

                     Değişken:        12.000 TL

              Üretim Miktarı                  : 15.000 adet



              İşletmenin normal kapasitesi 19.000 adet olup, işletme normal kapasitesinin altında bir üretim
              gerçekleştirmiştir.



              Sabit Genel Üretim Gideri Yükleme Oranı:




http://vergivekanun.com/?p=21305                                                                                                        06.01.2012
» TMS 2 Stoklar Standardı Hükümlerinin Türk Vergi Usul Kanunu Hükümleri ile Kar...                                        Sayfa 4 / 4



              38.000 TL / 19.000 birim= 2 TL birim başına



              Mamul Maliyetine Eklenecek Sabit Genel Üretim Gideri:

              2 TL x 15.000 birim= 30.000 TL



              Olumsuz Kapasite Sapması (Dönem Gideri Yazılacak Sabit Genel Üretim Gideri)   : 2 TL x 4.000 birim= 8.000
              TL



              Bu bilgiler ışığında yevmiye kayıtları şu şekilde olacaktır:

              ————————————–/——————————–

              151 Yarı Mamüller              172.000

                      711 Direkt İlk Madde Malzeme Giderleri Yansıtma H.        70.000

                      721 Direkt İşçilik Giderleri Yansıtma Hesabı           60.000

                      731 Genel Üretim Giderleri Yansıtma Hesabı                42.000

              ———————————————————————-

              ———————————-/————————————




http://vergivekanun.com/?p=21305                                                                                          06.01.2012

More Related Content

Viewers also liked

Pt for Integumentary Conditions
Pt for Integumentary ConditionsPt for Integumentary Conditions
Pt for Integumentary ConditionsRina Anne Reyes
 
Young+lions+2012+hanggodo defri
Young+lions+2012+hanggodo defriYoung+lions+2012+hanggodo defri
Young+lions+2012+hanggodo defriHanggodo Wicak
 
Diagnosis healthy anglais_flipbook_9-04-2014_bd
Diagnosis healthy anglais_flipbook_9-04-2014_bdDiagnosis healthy anglais_flipbook_9-04-2014_bd
Diagnosis healthy anglais_flipbook_9-04-2014_bdnatura medicatrix
 
Diagnosis healthy anglais_3-07-2013_bd
Diagnosis healthy anglais_3-07-2013_bdDiagnosis healthy anglais_3-07-2013_bd
Diagnosis healthy anglais_3-07-2013_bdnatura medicatrix
 
How to use the WordPress blog
How to use the WordPress blogHow to use the WordPress blog
How to use the WordPress blogJonathan Strong
 
Google+ Hangouts Tutorial
Google+ Hangouts TutorialGoogle+ Hangouts Tutorial
Google+ Hangouts TutorialJonathan Strong
 

Viewers also liked (8)

Pt for Integumentary Conditions
Pt for Integumentary ConditionsPt for Integumentary Conditions
Pt for Integumentary Conditions
 
Young+lions+2012+hanggodo defri
Young+lions+2012+hanggodo defriYoung+lions+2012+hanggodo defri
Young+lions+2012+hanggodo defri
 
Daun muda 2011
Daun muda 2011Daun muda 2011
Daun muda 2011
 
Diagnosis healthy anglais_flipbook_9-04-2014_bd
Diagnosis healthy anglais_flipbook_9-04-2014_bdDiagnosis healthy anglais_flipbook_9-04-2014_bd
Diagnosis healthy anglais_flipbook_9-04-2014_bd
 
Diagnosis healthy anglais_3-07-2013_bd
Diagnosis healthy anglais_3-07-2013_bdDiagnosis healthy anglais_3-07-2013_bd
Diagnosis healthy anglais_3-07-2013_bd
 
The woman in white»
The woman in white»The woman in white»
The woman in white»
 
How to use the WordPress blog
How to use the WordPress blogHow to use the WordPress blog
How to use the WordPress blog
 
Google+ Hangouts Tutorial
Google+ Hangouts TutorialGoogle+ Hangouts Tutorial
Google+ Hangouts Tutorial
 

Similar to Tms stoklar vuk

transfer fiyatlandırma incelemelerinde ithalatta ödenen katma değer vergi̇si̇...
transfer fiyatlandırma incelemelerinde ithalatta ödenen katma değer vergi̇si̇...transfer fiyatlandırma incelemelerinde ithalatta ödenen katma değer vergi̇si̇...
transfer fiyatlandırma incelemelerinde ithalatta ödenen katma değer vergi̇si̇...Verta Mali Danışmanlık ve Denetim AŞ
 
DAR MÜKELLEF KURUMLARIN OECD MODEL VERGİ ANLAŞMASI KAPSAMINDA TÜRKİYE’DE İŞYE...
DAR MÜKELLEF KURUMLARIN OECD MODEL VERGİ ANLAŞMASI KAPSAMINDA TÜRKİYE’DE İŞYE...DAR MÜKELLEF KURUMLARIN OECD MODEL VERGİ ANLAŞMASI KAPSAMINDA TÜRKİYE’DE İŞYE...
DAR MÜKELLEF KURUMLARIN OECD MODEL VERGİ ANLAŞMASI KAPSAMINDA TÜRKİYE’DE İŞYE...Onur Serakibi
 
KARŞILAŞTIRMALI YTTK-2
KARŞILAŞTIRMALI YTTK-2KARŞILAŞTIRMALI YTTK-2
KARŞILAŞTIRMALI YTTK-2KASIAD KOCAELİ
 
Yeni türk ticaret kanunu ve vergi usul kanunu (ticari defterler)
Yeni türk ticaret kanunu ve vergi usul kanunu (ticari defterler)Yeni türk ticaret kanunu ve vergi usul kanunu (ticari defterler)
Yeni türk ticaret kanunu ve vergi usul kanunu (ticari defterler)Münise Erdöl
 
Muhasebe Standartlarina Genel Bakis
Muhasebe Standartlarina Genel BakisMuhasebe Standartlarina Genel Bakis
Muhasebe Standartlarina Genel BakisAtıf ÜNALDI
 
Cooperatives and Accouting Kooperatifler Muhasebesi
Cooperatives and Accouting Kooperatifler MuhasebesiCooperatives and Accouting Kooperatifler Muhasebesi
Cooperatives and Accouting Kooperatifler MuhasebesiSercan Aktaş
 
ANAYASA İKTİSAT VE ANAYASAL VERGİ REFORMU: VERGİLEME YETKİSİNİ SINIRLAYACAK ...
ANAYASA İKTİSAT VE  ANAYASAL VERGİ REFORMU: VERGİLEME YETKİSİNİ SINIRLAYACAK ...ANAYASA İKTİSAT VE  ANAYASAL VERGİ REFORMU: VERGİLEME YETKİSİNİ SINIRLAYACAK ...
ANAYASA İKTİSAT VE ANAYASAL VERGİ REFORMU: VERGİLEME YETKİSİNİ SINIRLAYACAK ...COSKUN CAN AKTAN
 

Similar to Tms stoklar vuk (10)

transfer fiyatlandırma incelemelerinde ithalatta ödenen katma değer vergi̇si̇...
transfer fiyatlandırma incelemelerinde ithalatta ödenen katma değer vergi̇si̇...transfer fiyatlandırma incelemelerinde ithalatta ödenen katma değer vergi̇si̇...
transfer fiyatlandırma incelemelerinde ithalatta ödenen katma değer vergi̇si̇...
 
YTTK Son Hükümler
YTTK Son Hükümler YTTK Son Hükümler
YTTK Son Hükümler
 
DAR MÜKELLEF KURUMLARIN OECD MODEL VERGİ ANLAŞMASI KAPSAMINDA TÜRKİYE’DE İŞYE...
DAR MÜKELLEF KURUMLARIN OECD MODEL VERGİ ANLAŞMASI KAPSAMINDA TÜRKİYE’DE İŞYE...DAR MÜKELLEF KURUMLARIN OECD MODEL VERGİ ANLAŞMASI KAPSAMINDA TÜRKİYE’DE İŞYE...
DAR MÜKELLEF KURUMLARIN OECD MODEL VERGİ ANLAŞMASI KAPSAMINDA TÜRKİYE’DE İŞYE...
 
KARŞILAŞTIRMALI YTTK-2
KARŞILAŞTIRMALI YTTK-2KARŞILAŞTIRMALI YTTK-2
KARŞILAŞTIRMALI YTTK-2
 
Yeni türk ticaret kanunu ve vergi usul kanunu (ticari defterler)
Yeni türk ticaret kanunu ve vergi usul kanunu (ticari defterler)Yeni türk ticaret kanunu ve vergi usul kanunu (ticari defterler)
Yeni türk ticaret kanunu ve vergi usul kanunu (ticari defterler)
 
Muhasebe Standartlarina Genel Bakis
Muhasebe Standartlarina Genel BakisMuhasebe Standartlarina Genel Bakis
Muhasebe Standartlarina Genel Bakis
 
Cooperatives and Accouting Kooperatifler Muhasebesi
Cooperatives and Accouting Kooperatifler MuhasebesiCooperatives and Accouting Kooperatifler Muhasebesi
Cooperatives and Accouting Kooperatifler Muhasebesi
 
KARŞILAŞTIRMALI YTTK
KARŞILAŞTIRMALI YTTKKARŞILAŞTIRMALI YTTK
KARŞILAŞTIRMALI YTTK
 
Dönem Sonu İşlemleri Ocak 2015 Ankara
Dönem Sonu İşlemleri Ocak 2015 AnkaraDönem Sonu İşlemleri Ocak 2015 Ankara
Dönem Sonu İşlemleri Ocak 2015 Ankara
 
ANAYASA İKTİSAT VE ANAYASAL VERGİ REFORMU: VERGİLEME YETKİSİNİ SINIRLAYACAK ...
ANAYASA İKTİSAT VE  ANAYASAL VERGİ REFORMU: VERGİLEME YETKİSİNİ SINIRLAYACAK ...ANAYASA İKTİSAT VE  ANAYASAL VERGİ REFORMU: VERGİLEME YETKİSİNİ SINIRLAYACAK ...
ANAYASA İKTİSAT VE ANAYASAL VERGİ REFORMU: VERGİLEME YETKİSİNİ SINIRLAYACAK ...
 

Tms stoklar vuk

  • 1. » TMS 2 Stoklar Standardı Hükümlerinin Türk Vergi Usul Kanunu Hükümleri ile Kar... Sayfa 1 / 4 TMS 2 Stoklar Standardı Hükümlerinin Türk Vergi Usul Kanunu Hükümleri ile Karşılaştırılması . . 1. Giriş: Bilindiği üzere 13.01.2011 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK) 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Kanun bazı istisnalar hariç 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecektir. Öte yandan yeni TTK uyarınca 01.01.2013 tarihinden itibaren tüm işletmeler artık finansal tablolarını Türkiye Finansal Raporlama Standartları ile Türkiye Muhasebe Standartlarına (TFRS/TMS) göre hazırlamak zorunda olacaklardır. Bu kapsamda hiç vakit kaybetmeden 2012 yılının başından itibaren işletmelerin TFRS/TMS’ye geçmek üzere çalışmalarına başlaması, bu bağlamda gerek ilgili personel ve yöneticilerin TFRS/TMS hakkında kapsamlı eğitimler almasının sağlanması, gerekse de başta muhasebe-finans alanında işletmelerin kullandığı yazılımlar olmak üzere işletmelerin tüm teknik alt yapılarının yeni getirilen düzenlemelere uyumunun sağlanması konusunda çalışmaların yapılması yerinde olacaktır. Öte yandan hiç kuşkusuz işletmeler kadar konu ile ilgili başta Vergi İdaresi olmak üzere diğer ilgili birimlerin de Kanuna geçiş sürecinin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi için gerekli çalışmaları yapması gerekmektedir. Literatürde yapılan çalışmalar TFRS/TMS seti ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerimiz ve Vergi Usul Kanunu başta olmak üzere Vergi Mevzuatımız arasında önemli farklılıklar bulunduğunu, bu farklılıkların giderilerek, TFRS/TMS seti ile mevzuatımız arasında yakınsama çalışmalarının ivedi bir şekilde yapılması gereğini ortaya koymaktadır. Bilindiği üzere TMSK tarafından, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları ve Uluslararası Muhasebe Standartları (UFRS/UMS) ile birebir uyumlu olarak yayımlanan TMS/TFRS seti, muhasebe kaygıları ile hazırlanmakta olup, herhangi bir işletme ile ilgili olan tarafların[1] şeffaf, anlaşılabilir, karşılaştırılabilir ve güvenilir bilgi ihtiyacını giderme amacını gütmektedir. Oysaki 213 sayılı Vergi Usul Kanunumuz (VUK) vergi matrahının tespit ve takdiri ile ilgili konuları düzenlemekte, doğal olarak da vergi odaklı bir yaklaşımı temsil etmektedir. Her ne kadar 16.01.2005 tarih ve 25702 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Finansal Tabloların Hazırlanma ve Sunulma Esaslarına İlişkin Kavramsal Çerçeve Hakkında 1 Sıra Nolu Tebliğ”in “Vergi Mevzuatı ile İlişki” başlığını taşıyan 6. Maddesi ile TFRS/TMS setine göre belirlenecek ticari bilançodan VUK hükümlerine göre belirlenecek mali kar/matraha ulaşma konusunda düzenlemeler yapılsa da, mevcut durum mevzuatımızın, tüm dünyada geniş olarak kabul gören uluslararası muhasebe standartlarına uyumu için yeterli değildir. Başta Vergi Usul Kanunu, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri ve Tek Düzen Hesap Planı olmak üzere tüm vergi ve muhasebe mevzuatımızda gerekli değişikliklerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir. (Aslanertik ve Yapan, 2010: 71) Her ne kadar literatürde TMS 2 Stoklar Standardı hükümleri ile Vergi Usul Kanunu hükümleri arasında önemli paralellikler olduğu ifade edilse de, yukarıda ifade ettiğimiz üzere üzere başta Vergi Usul Kanunumuz olmak üzere genel olarak Vergi Mevzuatımız verginin hesaplanmasında esas alınacak matrahın belirlenmesine odaklandığından Standart hükümleri ile VUK hükümleri ve Tek Düzen Hesap Planı çerçevesinde yerleşik muhasebe uygulamalarımız arasında bazı önemli farklılıklar da söz konusu olabilmektedir. Bu çalışmamızda çeşitli başlıklar altında TMS 2 Stoklar Standardı ile yerleşik vergi ve muhasebe uygulamalarımız arasındaki bazı farklılıklar irdelenecektir. Çalışmamızda karşılaştırmalı analiz tekniği kullanılmıştır. 2. TMS 2 Stoklar Standardı Hükümleri ile VUK Hükümleri Arasındaki Bazı Farkların Değerlendirilmesi 2.1. Net Gerçekleşebilir Değer: TMS 2’ye göre stoklar mali tablolarda, kullanılmaları veya satılmaları sonucunda elde edilmesi beklenen tutardan daha yüksek bir bedelle izlenemez. Maliyetlerin kullanım veya satış sonucu elde edilecek tutardan yüksek olması durumunda, stok değer düşüklüğü karşılığı ayrılır. Stok maliyetlerinin net gerçekleşebilir değere indirgenmesi, stokların maliyet veya net gerçekleşebilir değerden düşük olanı ile değerlenmesi ilkesi ile uyumludur. Vergi Usul Kanunu’na göre de belirli şartlara bağlanmış olmakla birlikte dönem sonu envanter işlemlerinin yapılması esnasında, stokların piyasa değeri ile değerlenmesi söz konusu olabilmektedir. Birçok akademisyen net gerçekleşebilir değerin Kanundaki piyasa değeri kavramını karşıladığı görüşündedir. (Demir, 2000: 144; Karakaya, 2007: 162) Kanun, satış değeri piyasa değerinin altına düşen stokların maliyet değeri yerine piyasa değeri ile değerlenmesini mümkün kılmaktadır ancak maliyet ve piyasa değerinden düşük olanı ile değerleme yapılabilmesi, Kanunda emsal bedeli ölçüsünün uygulanmasına bağlanmıştır. Vergi Usul Kanunu’nun 274. maddesinde “Emtianın maliyet bedeline nazaran değerleme günündeki satış bedelleri % 10 ve daha fazla bir düşüklük gösterdiği hallerde mükellef, maliyet bedeli yerine 267. maddenin ikinci sırasındaki usul hariç olmak üzere emsal bedeli ölçüsünü tatbik edebilir.” denilmektedir. Bu ölçü hem ticari mal niteliğindeki hem de mamul niteliğindeki stok kalemleri için uygulanabilecektir. Vergi Usul Kanununun 267. Maddesine göre emsal bedel, gerçek bedeli belli olmayan veya bilinmeyen veya doğru olarak tespit edilemeyen bir malın değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değerdir. Emsal bedeli sıra ile aşağıdaki esaslara göre tayin olunur. Birinci sıra: (Ortalama fiyat esası) Aynı cins ve nevideki mallardan sıra ile değerlemenin yapılacağı ayda veya bir evvelki veya bir daha evvelki aylarda satış yapılmışsa, emsal bedeli bu satışların miktar ve tutarına göre mükellef tarafından çıkarılacak olan “Ortalama satış fiyatı” ile hesaplanır. Bu esasın uygulanması için, aylık satış miktarının, emsal bedeli tayin olunacak her bir malın miktarına nazaran % 25′ten az olmaması şarttır. İkinci sıra: (Maliyet bedeli esası) Emsal bedeli belli edilecek malın, maliyet bedeli bilinir veya çıkarılması mümkün olursa, bu takdirde mükellef bu maliyet bedeline, toptan satışlar için % 5, perakende satışlar için % 10 ilave etmek suretiyle emsal bedelini bizzat belli eder. http://vergivekanun.com/?p=21305 06.01.2012
  • 2. » TMS 2 Stoklar Standardı Hükümlerinin Türk Vergi Usul Kanunu Hükümleri ile Kar... Sayfa 2 / 4 Üçüncü sıra: (Takdir esası) Yukarıda yazılı esaslara göre belli edilemeyen emsal bedelleri, ilgililerin müracaatı üzerine takdir komisyonunca takdir yolu ile belli edilir. Takdirler, maliyet bedeli ve piyasa kıymetleri araştırılmak ve kullanılmış eşya için ayrıca yıpranma dereceleri nazara alınmak suretiyle yapılır. Takdir edilen bedellere mükelleflerin vergi mahkemesinde dava açma hakkı mahfuzdur. Ancak, dava açılması verginin tahakkuk ve tahsilini durdurmaz. (VUK 267. madde) Buna göre stoklarda emsal bedel uygulaması birinci sırada yer alan ortalama fiyat esası ile üçüncü sırada yer alan takdir esasına göre gerçekleştirilebilecektir. Öte yandan Kanunun 278. Maddesinde: “Yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden veyahut bozulmak, çürümek, kırılmak çatlamak, paslanmak gibi haller neticesinde iktisadi kıymetlerinde önemli bir azalış vaki olan emtia ile maliyetlerin hesaplanması mutad olmayan hurdalar ve döküntüler, üstüpü, deşe ve ıskartalar emsal bedeli ile değerlenir.” ifadesi yer almaktadır. Bu hüküm de büyük ölçüde Standardın, stokların kısmen veya tamamen kullanılmaz hale gelmesi ya da satış fiyatlarının düşmesi nedeniyle maliyetlerinin geri kazanılamaması durumunda stokların net gerçekleşebilir değere indirgeneceğini öngören 28. Paragrafı ile uyumludur. Böylece TMS 2 Stoklar Standardındaki ilgili hükümlere kısmen benzese de Türk Vergi Mevzuatı da belirli sınırlama ve şartlar altında stokların maliyet ve net gerçekleşebilir değerden düşük olanı ile değerleme yaklaşımını kabul etmektedir. (Karakaya, 2007: 162-163) Buradaki temel fark, VUK’un 274. Maddesine göre emsal bedeli ölçüsünün tatbik edilebilmesi, değerlemeye tabi tutulacak emtianın maliyet bedeline nazarına değerleme günündeki satış bedelleri %10 ve daha fazla düşüklük gösterdiği hallerde mümkün iken[2], TMS 2’de herhangi bir oranın belirtilmemesi ve net gerçekleşebilir değer ile maliyetten düşük olanın değerleme ölçüsü olarak dikkate alınacağının hükmolunmasıdır. (Demir, 2000: 145) Ayrıca VUK’un ilgili maddesinin lafzından emsal bedel ile değerlemenin mükellefler açısından bir zorunlu uygulamadan ziyade bir seçimlik hak olduğu anlaşılmaktadır. Aslında yapılan değerleme işlemi ile mükellefe bu dönemin ödenecek gelir veya kurumlar vergisini diğer hesap dönemlerinde ödeme imkânı getirilmektedir. (Çakmakçı, 2006) Oysaki TMS 2’ye göre net gerçekleşebilir değer maliyetin altına düşmüşse, stok kaleminin maliyet ile değerlenme ihtimali bulunmamakta, zorunlu olarak ilgili stok kalemi için değer düşüklüğü ayrılarak, stokun net gerçekleşebilir değeri üzerinden bilançoda yer alması gerekmektedir. Burada üzerinde durulması gereken bir diğer nokta da Vergi Usul Kanununun 278. Maddesinde belirtilen hallerden birinin gerçekleşmesi neticesinde kıymeti düşen stok kalemi için ayrılan stok değer düşüklüğü karşılığının kanunen kabul edilen bir gider olabilmesi için mutlaka takdir komisyonunun değer takdiri yapmış olması gerekir. Aksi durumlarda ayrılan karşılık kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınır ve böylece vergi matrahına eklenir. Böyle bir durumda yine TAS 12 Gelir Vergileri Standardı uyarınca Ertelenmiş Vergi Varlığı veya Ertelenmiş Vergi Borcu söz konusu olabilir. (Yapan, 2010) TMS 2 Stoklar Standardında değişiklik yapılmasına ilişkin 11.04.2006 tarih ve 38 Numaralı Tebliğ ile Standardın 34. Paragrafı değiştirilmiştir. Söz konusu Paragrafa göre stokları net gerçekleşebilir değerine indirgeyen stok değer düşüklüğü karşılık tutarları ve stoklarla ilgili kayıplar, indirgemenin ve kayıpların oluştuğu dönemde gider olarak muhasebeleştirilecektir. Net gerçekleşebilir değerin artışından dolayı iptal edilen stok değer düşüklüğü karşılık tutarı, iptalin gerçekleştiği dönemin tahakkuk eden satış maliyetini azaltacak şekilde muhasebeleştirilir. Tek Düzen Hesap Planı Çerçevesinde mevcut muhasebe uygulamalarımızda net gerçekleşebilir değerin artışından dolayı iptal edilen stok değer düşüklüğü karşılığı o dönemde karşılık gideri olarak muhasebeleştirilen tutardan mahsup edilir. İptal edilen karşılık tutarı, hesap dönemi içinde ayrılan karşılık giderinden fazla olmamak koşuluyla, “644 Konusu Kalmayan Karşılıklar” hesabına gelir kaydedilir. (Gürdal, 2007: 71) Birçok akademisyene göre Standarda getirilen yeni düzenleme ile değer düşüklüğü oluştuğunda da karşılık giderlerinin artık “654 Karşılık Giderleri” hesabı yerine Satışların Maliyeti” hesap grubu altında açılacak yeni bir hesap adı altında muhasebeleştirilmesi gerekmektedir. Örneğin, Akdoğan ve Sevilengül (2007) bu amaçla Tek Düzen Hesap Planına “62 Satışların Maliyeti” grubu altında “627 Stok Değer Düşüklüğü Karşılık Giderleri” hesabının açılmasını önermektedir. Benzer görüşlere literatürde rastlanmaktadır. (Gençoğlu, 2007: 196; Gürdal, 2007: 71) Örnek 1: Çaykara A.Ş. stoklarında kayıtlı değeri 80.000 TL olan dijital kameralar için önceden 7.000 TL tutarında stok değer düşüklüğü karşılığı ayırmış bulunmaktadır. Bu malların net gerçekleşebilir değerinin içinde bulunulan hesap döneminde 75.000 TL’ye yükseldiği saptanmıştır. Buna göre net gerçekleşebilir değerin yükselmesi nedeniyle 2.000 TL tutarındaki stok değer düşüklüğünün iptal edilmesi gerekmektedir. Standardın hükümleri uyarınca Tek Düzen Hesap Planında yapılması önerilen değişiklikler de dikkate alınarak iptal edilen bu tutar içinde bulunulan hesap döneminin satılan mallar maliyetini azaltacak şekilde dikkate alınacaktır. ————————— / —————————————- 158 Stok Değer Düşüklüğü Karşılığı 2.000 627 Stok Değer Düşüklüğü Karşılık Giderleri 2.000 ———————————————————————- 2.2. Tam Maliyet Yöntemi – Normal Maliyet Yöntemi Maliyet hesaplama sistemlerini oluşturan yöntemler incelendiğinde giderlerin kapsamına göre, giderlerin gerçekleşme durumuna göre, giderlerin dağıtımında esas alınan temele göre ve mamul maliyetinin hesaplanma şekline göre çeşitli sınıflandırmalara gidildiği görülmektedir. Giderlerin kapsamına göre maliyet yöntemleri öğretide genelde beşe ayrılmaktadır: Tam maliyet yöntemi (absorption costing method), normal maliyet yöntemi (normal costing method), değişken maliyet yöntemi (variable costing method), direkt maliyet yöntemi (direct costing method), ve son olarak süper değişken maliyet yöntemi (throughput costing method). Bu sınıflandırmada işletme kullandığı yönteme göre bazı giderleri mamul maliyeti olarak kabul ederken bazı giderleri de dönem gideri olarak kabul ederek, gelir tablosu hesaplarına aktarır. (Boyar ve Güngörmüş, 2006: 84; Karakaya, 2007: 324) Bu yöntemlerden ilki olan tam maliyet yöntemi, üretimle ilgili giderlerin tamamını mamul maliyetine dâhil eden bir yöntemdir. Yani bu yöntemde sabit ve değişken genel üretim gideri ayrımı yapılmaksızın genel üretim giderlerinin tamamı ve ayrıca direkt ilk madde malzeme ve direkt işçilik giderleri mamul maliyetine eklenmektedir. (Karakaya, 2007: 325) Normal maliyet yöntemi ise tam maliyet yönteminden farklı olarak sabit genel üretim giderlerinin sadece bir kısmını mamul maliyetine dâhil eden bir yöntemdir. Mamul maliyetine dâhil edilecek sabit nitelikteki genel üretim giderleri http://vergivekanun.com/?p=21305 06.01.2012
  • 3. » TMS 2 Stoklar Standardı Hükümlerinin Türk Vergi Usul Kanunu Hükümleri ile Kar... Sayfa 3 / 4 işletmenin o dönemdeki kapasite kullanım oranına göre belirlenir. Kullanılan kapasiteye isabet eden sabit üretim giderleri mamul maliyetine dâhil edilirken kullanılmayan kapasiteye isabet eden kısım ise dönem gideri olarak doğrudan sonuç hesaplarına aktarılır. Sonuç olarak bu yöntemde mamul birim maliyeti, direkt ilk madde malzeme giderleri, direkt işçilik giderleri, değişken genel üretim giderleri ve kullanılan kapasiteye isabet eden sabit genel üretim giderlerinden oluşur. (Karakaya, 2007: 325) Değişken maliyet yöntemi sadece değişken nitelikteki giderleri mamul maliyetine dâhil eden bir yöntemdir. Bu yöntemde sabit nitelikteki giderler doğrudan dönem gideri kabul edilerek sonuç hesaplarına aktarılır. Bu nedenle birim mamul maliyeti, direkt ilk madde ve malzeme giderleri, direkt işçilik giderleri ve değişken genel üretim giderlerinden oluşur. Direkt maliyet yönteminde ise sadece direkt nitelikte olan üretim giderleri mamul maliyetine eklenir, endirekt nitelikte olan maliyet unsurları ise dönem gideri olarak sonuç hesaplarına aktarılır. Bu nedenle bu yöntemde mamul birim maliyeti sadece direkt ilk madde ve malzeme giderleri ile direkt işçilik giderlerinden oluşur. (Karakaya, 2007: 326) Süper değişken maliyet yöntemi ise sadece direkt ilk madde ve malzeme giderlerini mamul maliyetine dâhil eden, bunun dışındaki giderleri ise dönem gideri olarak gelir tablosunda muhasebeleştiren bir maliyet yöntemidir. (Boyar ve Güngörmüş, 2006: 84; Çakmakcı, 2006) Vergi Usul Kanunumuz ve Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri incelendiğinde vergi mevzuatımızın giderlerin kapsamına göre dönüştürme maliyetlerinin hesaplanmasında tam maliyet yöntemini benimsediği görülmektedir. Oysaki TMS 2 Stoklar Standardında giderlerin kapsamına göre yüklenmesinde normal maliyet yöntemi esas alınmıştır. Normal maliyet yönteminde normal kapasitenin altında yapılan üretimlerde olumsuz kapasite sapması, üzerinde yapılan üretimlerde de olumlu kapasite sapması söz konusu olmaktadır. Standart açısından olumlu farklar sonuç hesaplarına aktarılmazken, olumsuz kapasite farkları dönem gideri olarak sonuç hesaplarına aktarılmaktadır. (Karakaya, 2007: 683-684) Yalnız mevcut Muhasebe Sistemi Uygulamamız ve Tek Düzen Hesap Planı açısından bu olumsuz kapasite sapmalarının hangi sonuç hesabına aktarılacağı konusunda bir netlik söz konusu değildir. Ülkemiz uygulamalarında, maliyetlere verilmeyen sabit giderlerin, Tek Düzen Hesap Planı çerçevesinde genellikle Olağandışı Giderler grubunda “680 Çalışmayan Kısım Gider ve Zararları” hesabında muhasebeleştirildiği görülmektedir. (Akdoğan, 2004: 34) Ancak 1 Sıra Nolu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’nin “Muhasebe Usul ve Esasları” başlığını taşıyan ekinin “Tekdüzen Hesap Çerçevesi, Hesap Planı ve Hesap Planı Açıklamaları” başlığını taşıyan 5. Bölümünde ilgili hesabın açıklaması: “Bu hesapüretimle ilgili giderlerden çalışılmayan döneme ve çalışmayan kısımlara ait giderleri içerir.” şeklindedir. Hesabın açıklamasından normal maliyet yöntemini esas almadığı anlaşılmaktadır. Çünkü normal maliyet yönteminde söz konusu olan olumsuz kapasite sapması daha önce açıklandığı üzere normal kapasitenin altında yapılan üretimle ilgilidir. Oysaki bu hesap üretimin yapılmadığı durumlarda veya faaliyeti durdurulan birimlere ait ortaya çıkan üretim giderlerinin sonuç hesaplarına aktarılması için kullanılmaktadır. Normal veya beklenen kapasiteyi esas alarak bir hesaplamaya dayanmamaktadır. (Karakaya, 2007: 684) Öte yandan TMS 1 Finansal Tabloların Sunuluşu Standardının 85. Paragrafında: “İşletme, hiçbir gelir veya gider kalemini ne gider tablosunda ne de dipnotlarda olağandışı kalemler olarak göstermeyecektir.” denilerek olağandışı raporlama kaldırılmıştır. Boyar ve Güngörmüş’e (2006: 88) göre burada ortaya çıkan kapasite sapması işletmenin esas faaliyeti ile ilgilidir. Tek Düzen Hesap Planı açısından 63 numaralı “Faaliyet Giderleri” grubu işletmenin esas faaliyeti ile ilgili bulunan ve üretim maliyetlerine yüklenmeyen giderlerden oluştuğuna göre, ortaya çıkan kapasite sapması 63 numaralı Faaliyet Giderleri grubunda gösterilmelidir. Onlara göre bu grubun altında “634 Genel Üretim Giderleri Kapasite Sapmaları” adı altında yeni bir hesap açılarak Standardın uygulamaları ile muhasebe sistemimizde uyum sağlanabilir. Kanaatimizce bu yaklaşım yerindedir. Ancak muhasebe sistemimiz açısından sağlanacak bu uyum Vergi Mevzuatımız açısından yeterli olmayabilir. Çünkü olumsuz bir kapasite sapması nedeniyle dönem gideri (634 Genel Üretim Giderleri Kapasite Sapmaları) olarak muhasebeleştirilen bu tutarlar, Vergi Mevzuatımızda tam maliyet yöntemi benimsendiğinden, vergi matrahının hesabında kanunen kabul edilmeyen gider niteliğinde değerlendirilecektir. Eğer stok kalemi satılmışsa herhangi bir problem olmayacaktır ancak ilgili stoklar satılamamışsa söz konusu gider düşülemeyeceğinden vergi mevzuatımız ile uyumlaştırma kaydı yapılması gerekecektir. Bu durumda TMS 12 Gelir Vergileri Standardına göre ertelenmiş vergi borcu veya varlığı ortaya çıkabileceği gibi, kalıcı bir farklılık durumunda ticari kardan mali kara geçişi sağlayacak şekilde bir takım hesaplamaların yapılması gerekebilecektir. (Dağdemir, 2008) Örnek 2: [3] Zeytindağ A.Ş., X mamulünün üretim ve satış faaliyeti ile iştigal etmektedir. 2010 yılı Aralık ayına ilişkin üretim ve satış bilgileri aşağıdaki gibidir: Direkt İlk Madde ve Malzeme Gideri: 70.000 TL Direkt İşçilik Gideri : 60.000 TL Genel Üretim Gideri : 50.000 TL Sabit: 38.000 TL Değişken: 12.000 TL Üretim Miktarı : 15.000 adet İşletmenin normal kapasitesi 19.000 adet olup, işletme normal kapasitesinin altında bir üretim gerçekleştirmiştir. Sabit Genel Üretim Gideri Yükleme Oranı: http://vergivekanun.com/?p=21305 06.01.2012
  • 4. » TMS 2 Stoklar Standardı Hükümlerinin Türk Vergi Usul Kanunu Hükümleri ile Kar... Sayfa 4 / 4 38.000 TL / 19.000 birim= 2 TL birim başına Mamul Maliyetine Eklenecek Sabit Genel Üretim Gideri: 2 TL x 15.000 birim= 30.000 TL Olumsuz Kapasite Sapması (Dönem Gideri Yazılacak Sabit Genel Üretim Gideri) : 2 TL x 4.000 birim= 8.000 TL Bu bilgiler ışığında yevmiye kayıtları şu şekilde olacaktır: ————————————–/——————————– 151 Yarı Mamüller 172.000 711 Direkt İlk Madde Malzeme Giderleri Yansıtma H. 70.000 721 Direkt İşçilik Giderleri Yansıtma Hesabı 60.000 731 Genel Üretim Giderleri Yansıtma Hesabı 42.000 ———————————————————————- ———————————-/———————————— http://vergivekanun.com/?p=21305 06.01.2012