2. CÜMLENİN ÖĞELERİ Cümle içinde çeşitli görevlerde bulunan sözcük ya da sözcük öbeklerine cümlenin öğeleri diyoruz. Cümle sözcük veya sözcük öbekleriyle kurulur. Bir söz diziminin cümle olabilmesi için mutlaka yargı bildirmesi gereklidir. Bir söz diziminin yargı bildirmesi için çekimli bir fiil ya da ek fiil almış sözcük veya sözcük öbeği olması gerekir. Cümlede yargıyı belirten öğeye yüklem diyoruz, cümle yüklem üzerine kurulur ve bu öğe gerekirse diğer öğelerle desteklenir, genişletilir. Örnek: Yukarıdaki örnekten de anlaşıldığına göre cümlenin iki temel öğesi (yüklem – özne) bulunmaktadır. Buna göre öğeleri temel ve yardımcı öğeler olarak ikiye ayırabiliriz. Yüklem: Koyu Siyah Dolaylı Tümleç: Turuncu Bağlama Edatı: Kahve Özne: Kırmızı Zarf Tümleci: Pembe Ara cümle: Koyu Yeşil Nesne: Mavi Hitap Ünlem Grubu: Mor Çaldı Betül / çaldı Konserde / Betül / Keman / çaldı Dün akşam / konserde / Betül / keman / çaldı.
3.
4. ÖZNE Yüklemin bildirdiği işi yapan, yaptıran ya da kendisi yapılma durumunda olan öğedir. Özne, yüklemi isim olan cümlelerde, edilgen fiilli cümlelerde ve yüklemi oluş bildiren fiil cümlelerinde olan ; diğer cümlelerde yapan öğedir. ÖRNEK: Bir gün gelir bu yaralar sarılır. (özne olan) Güneş o gün onun için erken doğmuştu. (özne olan) Küçük çocuk büyüdükçe güzelleşiyordu. (özne olan) Sait , o gün sabaha kadar kitap okudu. (özne olan) Özne iyelik ve çokluk eki dışında çekim eki almaz, bir cümlede birden fazla özne bulunabilir ve özne isim cinsinden bir kelime grubu olabilir. Özneyi cümledeki işlevine göre, cümlede bulunup bulunmamasına göre gruplara ayırabiliriz.
5. İşi yapıp yapmamasına göre Gerçek Özne İşi yapan ya da yaptıran öznedir. ÖRNEK: Öğretmen konuyu anlattı. (işi yapan) Öğretmen konuyu anlattırdı. (işi yaptıran) Sözde Özne Kendisi yapılma durumunda olan ÖRNEK: Konu yarım saatte anlatıldı.
6. Cümlede bulunup bulunmamasına göre Açık Özne Cümlede şekil olarak bulunan öğedir. ÖRNEK: Yıldız Hanım , bu gece siyah tüllerine büründü. Gizli Özne Cümlede şekil olarak gösterilmeyen ancak yükleme getirilen kişi ekinden anlaşılan öznedir. ÖRNEK: (sen) Şu ışıklar içinde görünüp kaybolan kadınlara bak . (siz) Gün gelecek haksızlığa uğrayacak sınız . (ben) Kalabalığın içinde yok olup gidiyordu m . (biz) Birlikte aşacağ ız bütün güçlükleri. (o) Zamana yetişmek niyetiyle koşuyordu . (onlar) Bu kafileye takıldılar .
7. Geçişsiz fiiller “l” ve “n” fiil yapım eki getirilerek edilgen hale dönüştürüldüğünde bu sözcüklerle kurulan cümlelerde özne bulunmaz. ÖRNEK: Güzellikle define odasına girilir. Gösteriş içinde yaşayan insanlara acımalı. Hitap unsurları yükleme bağlanmadığı için cümle dışı unsur sayılır. Cümlede özneyi bulabilmek için yükleme “kim ve ne” sorularını yöneltiriz. ÖRNEK: Ulu mabed , (ben) seni ancak bu sabah anlıyorum. (kim?) Kuşlar ki bir sonbahar gününde geçtiler hayatımdan (ne?)
8. ÖZNE – YÜKLEM UYUMU Cümle içerisinde özne ve yüklem kişi ve teklik-çokluk bakımından uyumlu olmalıdır. Buna göre: Öznesi insan olan bir cümlenin yüklemi teklik ya da çokluk yükleme bağlanabilir. Özne insan dışında bir varlıksa ya da varlığın adı ise özne çoğul ek de alsa yüklem tekil olur. Ancak bu cansız varlıklara insana ait vasıflar yüklenmiş ise o zaman özne tekil ise yüklem tekil, özne çoğulsa yüklem da çoğul olur. Ayrıca öznesi topluluk ismi olan cümlenin yüklemi teklik olur. ÖRNEK: Kadınlar , büyük bir gürültüyle çöken binaya doğru koştular. Görevliler ise kadınlara engel oldu. Ne yazık ki bu bahar da güller soldu . Bütün evler uykulu gözlerle bakıyorlardı Hasan’a. Ordu bir milletin kalkanıdır.
9. Yukarıda da belirtildiği gibi özne yüklem arasında kişi bakımından da bir uygunluk bulunması gerekir. Birden fazla öznesi bulunan bir cümlede öznelerden birisi birinci tekil ya da birinci çoğul ise yüklem birinci çoğul olur. Özneler ikinci ve üçüncü şahıslardan oluşuyorsa yüklem ikinci çoğul şahıs olur. ÖRNEK: Ben, sen ve o beraber gelirdik bu huzur ortamına Biz, siz ve onlar üzerimize düşeni yapmalıy ız . Sen ve o bu işin üstesinden gelirsiniz .
10. B – CÜMLENİN YARDIMCI ÖĞELERİ Cümlede yüklemin anlamını çeşitli yönlerden tamamlayan sözcükler ya da sözcük grupları “tümleç” olarak adlandırılır. Bunlar: “nesne, yer tamlayıcısı, zarf”tır. NESNE Cümlede yüklemin bildirdiği, öznenin yaptığı işten etkilenen unsurdur. Geçişli fiiller, nesneye yönelerek onu etkiler. Geçişsiz fiillerde ise hareket öznenin üstündedir. Böyle fiiller nesne almaz. Nesne sadece yüklemi geçişli fiil olan cümlelerde bulunur. ÖRNEK: Ramazan gecelerinde Ahmet Ağa beni Karagöz’ e götürüyordu . (geçişli fiil) Her kitap aşikar bir gömüdür . (geçişsiz fiil) Nesne kendi içersinde ikiye ayrılır: Yükleme belirtme hal ekiyle bağlanan nesne belirtili, yalın olarak bulunan nesne belirtisiz olarak adlandırılır. Cümlede belirtili nesnenin yeri değişebilir, ama belirtisiz nesne daima yüklemin önündedir. ÖRNEK: Cesur Arslan Bey , kır atını ileriye sürdü . (neyi sürdü) Köylülerden biri ocağın çengeline bir bakraç asmıştı . (ne asmıştı)
11. Bir cümlede birden fazla nesne bulunabilir; ancak nesneler aynı cinsten olmalı yani belirtili nesneler ya da belirtisiz nesneler bir cümlede bulunabilir. Nesne isim cinsinden bir kelime grubu olabilir ve isim cümlelerinde nesne pek az görülür. Cümle içersinde nesneyi bulmak için yükleme “neyi, kimi ve ne” sorularını sorarız. ÖRNEK: Gurbette duyduğum sonu gelmez hüzünleri , Yaprakların döküldüğü hicranlı günleri , Andım birer birer, acıdım kendi halime (neyi?) Ansızın / bir çığlık /, kendi sesine benzer bir feryat / işitmişti . (ne işitmişti) Dert çok , hem-dert yok ; düşman kavi , talih zebun (isim cümlesidir nesne yok)
12. DOLAYLI TÜMLEÇ (YER TAMLAYICISI) Yüklemede bildirilen eylemin yerini ve yönünü bildiren sözcük ya da sözcük gruplarına denir. Bu unsur yükleme, yaklaşma (-a / -e), bulunma (-da / -de / -ta /-te), uzaklaşma (-dan / -den / -tan / -ten) ekleriyle bağlanır. Cümlede dolaylı tümleci bulmak için yükleme (Nereye? Nerede? Nereden? Kime? Kimde? Kimden?) sorularını yöneltiriz. Bir cümlede birden fazla ve aynı ya da ayrı cinsten dolaylı tümleç bulunabilir. ÖRNEK: Yokuşun başındaki ahşap eve taşınanların yaptıkları gürültüden bütün mahalleli bıkmıştı . Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik . Bana mektup yazmayı unutma .
13. Yaklaşma ve uzaklaşma eki alan dolaylı tümleçler isim cümlelerinde çok az kullanılır. Bulunma eki alan dolaylı tümleçler ise her cümlede bulunabilir. Aynı ekleri alıp zarf tümleci olan sözcüklerle dolaylı tümleç olan öğe karıştırılmamalıdır. Yaklaşma, uzaklaşma, bulunma eki taşıyan tarz, zaman ve miktar belirten sözcükler cümle içersinde zarf tümleci olarak görev yaparlar. ÖRNEK: Birden yanında Türkçe bir lakırdı işitti . (nasıl işitti?) Geleceğini bir gün önceden bana bildir . Sokağın başında karşılaştım evsiz çocuklarla.
14. ZARF TÜMLECİ Yüklemi zaman, durum, derece, ölçü bakımından tamamlayan sözcük ya da sözcük gruplarıdır. İsimler eksiz ya da yön vasıta, eşitlik ve bazı hal ekleriyle, fiiller de zarf fiil ekleriyle cümlede zarf görevi yaparlar. ÖRNEK: Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul (ne zaman?) Yanındaki çantasını usulca açtı (nasıl açtı?) Kulak verdin mi yürekten kavala, saza (nasıl kulak verdin?) Ufukta şimdi güneş sönmek üzere sallanıyor (ne zaman?) Şu var ki çehresi hala parıl parıl yanıyor . (nasıl?) Yukarı tükürse bıyığı, aşağı tükürse sakalı (nereye?)
15. Bir cümlede aynı ya da farklı türden birden fazla zarf bulunabilir. Aynı cinsten zarfların bulunduğu bir cümlede, genellikle zaman zarfı diğer zarfların önünde yer alır. Miktar bildiren zarflar ise yüklemin hemen önündedir. Şartlı bağlı cümlelere zarf cümlesi temel cümlenin zarfı olur. “Nasıl, ne zaman, ne kadar, hangi şartlarda, kim tarafından, niçin, hangi yöne” gibi sorular cümlede zarf tümlecini işaret eder. ÖRNEK: Mağlupken ordu , / yaslı dururken bütün vatan (ne zaman) Rüyama girdi her gece fatihane zan Bense bülbülün sesini dinlemek için / (niçin) Sevmek üstüne bir türkü söylemek için / Kalabilirim füzeler altında yaya (nasıl) Ağlarım hatıra geldikçe gülüştüklerimiz (ne zaman) Uçar gider yüreğimiz kuşlarla (ne ile?) Cihanın yurdu çiğnense , çiğnenmez senin yurdun Rabbim isterse sular büklüm büklüm burulur. / Sırtına Sakarya’nın Türk tarihi vurulur.
16. C – CÜMLE DIŞI UNSURLAR Cümlenin kuruluşuna katılmayan fakat dolaylı olarak cümlenin anlamına yardımcı olan unsurlara cümle dışı unsurlar diyoruz. Bağlama ve ünlem edatları, ünlem grupları, hitaplar, ara söz ve ara cümleler cümle dışı unsurlar sayılır. ÖRNEK: Ey mermeri nakış nakış işleyip konuşturan Ulularım , nerdesiniz. (hitap-ünlem grubu) Ölmek kaderde var bize ürküntü vermiyor, Lakin vatandan ayrılışın ızdırabı zor. (bağlama edatı) Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli (ara cümle) Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli Cihan yıkılsa, emin ol , bu cephe sarsılmaz (ara cümle)
17. Cümle dışı unsurlar cümlenin başında, sonunda ortasında bulunabilir. ÖRNEK: Ey yedinci kat gök , sırtını aç Romanın şarkını fethettiğin andan sonra Yüce dağlar gibidir gördüğün iş Türk oğlu Benim mi Allahım bu çizgili yüz.
18. D – KARIŞIK ÖRNEKLER ÖRNEK: Bir aydır İstanbul’ un hayatı bu eski ustanın atölyesinde Hürrem Sultan’ın mücevherleri gibi dövülüyor. Her doğan günün bir dert olduğunu İnsan bu yaşa gelince anlarmış . Türklerin ölüm şehri Eyüp , Avrupa toprağının bittiği sahilde İslam cennetinin bir bahçesi gibi yeşil duruyordu . İhtiyar , oturduğu yerde ağlayarak Cem’in eski kahramanlıklarını anlattı . Yaşama iradesi bu kadar büyük olan ve bütün varlığının devletin varlığıyla kabil olduğunu çok iyi bilen bir milletin cömertliğine müracâttan utanıyor muyuz ?
19.
20. T.C. Gazi Üniversitesi Eğitim Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği CÜMLENİN ÖĞELERİ Danışman : Doç. Dr. İsmet ÇETİN Hazırlayan : Hatice TUNCER