3. Atmosfer: Ġçinde çeşitli gazların ,su buharının
,toz zerreciklerinin bulunduğu ve ortalama
olarak 10000 km kalınlığa sahip olan gaz
kütlelerinin tamamına atmosfer adı verilir.
Atmosferin içinde %78 oranında Azot,%21
oranında oksijen ve %1 oranında asal gazlardan
oluşur. Bu gazların oranı Ġnsanlar ve tüm
canlılar açısından hayati önem taşımaktadır. Bu
gazların miktarlarında bir değişme olmaz.
4. ÖZELLĠKLERĠ
1.Atmosferin en önemli özelliği insan yaşamının
devamının sağlanması için önemli bir yeri olan
Oksijeni bulundurmasıdır.
2.Su buharının bulunması.(Bundan dolayı iklim
olayları görülür.)
5. 3.Bizim açık bir günde gökyüzüne baktığımızda
kayan yıldızları görürüz. Ama bu kayan bir yıldız
değil atmosferin özelliğinden dolayı meteor
taşlarının yanması olayıdır.(Burada meteor
atmosfere girdiğinde sürtünmede dolayı sıcaklığı
artar ve yanmaya başlar. Bu yanmayı biz yıldız
kayması olarak nitelendirir ve dilek tutarız.
6. 4.Yeryüzünün fazla ısınmasını ve fazla
soğumasını engeller.(Burada önemli olan
Atmosfere gelen güneş ışınlarının ortalama %33
ü geri yansıtılır. Bu şekilde fazla ısınma
engellenmiş olur. Ayrıca yere değip yansıyan
güneş enerjisini ise geri atmosferden çıkmasına
izin verilmeyerek ısı kaybını da önlenmiş olur.
7. 5.Dünya ile birlikte dönerek ısınmadan
kaynaklanacak olan yanmaları engeller
6.Güneşten gelen zararlı ışınları süzer.
7.Güneş almayan yerlerinde aydınlık olmasını,
ısınmasını sağlar.(Bundan dolayı akşam güneş
battığı halde hava hala aydınlık olur. Bu olayı
güneş doğduğunda da görebiliriz.)
8. 8.Yer şekillerinin aşınmasına ve düzleşmesine
sebep olan dış kuvvetleri oluşturur.
Bunlara ek olarak atmosferi dünyanın yorganı
olarak nitelendirebiliriz.
11. Troposfer:
1.Atmosferin yere en yakın katmanıdır.
2.Ortalama kalınlığı 12 km dir.
3.Bu kalınlık ekvatorda fazla iken Kutuplara
doğru gidildikçe kalınlık azalır.
12.
13. Bunun en Önemli sebepleri:
a)Ekvatorda sıcaklığın fazla olmasından dolayı
gazlar yükselmektedir.
b)Dünyanın şeklinden dolayı yerçekiminin
ekvatorda az olmasından dolayı gazlar
tutulamamaktadır.
c)Yine dünyanın şeklinden dolayı savrulmanın en
fazla olduğu yer ekvatordur. Savrulan gazlar
kalınlığı arttırmıştır.
14. d. En yoğun tabakadır. Bunda su buharının
%100'nün ve Atmosferi oluşturan gazların %75
'inin burada olmasının etkisi vardır.
e. Yatay ve dikey hava hareketleri vardır
f. Su buharının %100'ün burada bulunmasında
dolayı iklim olayları sadece bu katmanda görülür.
Bu olay Troposferin 3-4 km kadar olan kısımda
görülür. Çünkü buradan sonra su buharı azalır.
g. Isı değişkenliğinin en fazla olduğu katmandır.
15.
16. Stratosfer:
1.Troposferden sonra gelen katmandır.
2.Sıcaklık her yerde aynıdır.(Dikey hava
hareketi görülmediği için)
3.Dikey hava hareketi görülmez. Sadece
yatay hava hareketi görülür.
4.Su buharı olmadığı için nemsiz hava
tabakasıdır.
17.
18. Ozonosfer:
1.Bilinmesi gereken en önemli özelliği Güneşten
gelen zararlı ışınları süzmesidir.
2.Ozon tabakasına Kloroflorokarbon adı verilen
ve genelde parfümlerde bulunan gaz incelmesine
sebep olmaktadır. Bunun sonucunda Dünyada
sıcaklık artacak ve buzlar erimeye ve etraftaki
kuraklık artmaya başlayacaktır.
19. Ġyonosfer:
1.En önemli özelliği
Radyo ve Televizyon
dalgalarının yansıtıldığı
katmandır.
Ekzosfer:
1.Atmosferin en üst
katmanıdır.
2.Bu katmandan sonra
uzay boşluğuna geçilir.
20.
21. Atmosferde Bulunan Gazlar
Atmosferde bulunan gazların % 75'i ve su
buharının tamamı troposferde bulunur. Iklim
yönünden daha çok atmosferin alt katları önemli
olduğundan burada troposfer ve stratosferin alt
katlarının bileşimi incelenecektir.
Her zaman bulunan ve oranı değişmeyen gazlar;
% 78 oranında azot, % 21 oranında oksijen, %1
oranında asal gazlar (Hidrojen, Helyum, Argon,
Kripton, Ksenon, Neon) dır.
22. Her zaman bulunan ve oranı değişen gazlar; su
buharı ve karbondioksittir.
Her zaman bulunmayan gazlar; ozon ve tozlardır.
Su buharı : Yere ve zaman göre oranı en çok
değişen gazdır. Yeryüzünün aşırı ısınıp,
soğumasını engeller. Yağış, bulut, sis gibi hava
olaylarının doğuşunu sağlar
23. Karbondioksit : Atmosferin güneş ışınlarını
emme ve saklama yeteneğini artırır. Havada
karbondioksit (CO2) miktarının artması sıcaklığı
artırıcı, azalması ise sıcaklığı düşürücü etki
yapar.
Ozon : Hava içindeki oksijen (O2) mor ötesi
(ultraviyole) ışınlarının etkisi altında ozon (O3)
haline geçer.
24. Ozon gazı, içinde hayatın gelişmesine olanak
vermez ancak atmosferin üst katmanlarında
ultraviyole ışınlarını emerek yeryüzündeki yaşam
üzerinde olumlu bir etki yapar. Yeryüzünden 19
– 45 kilometre yükseklikler arasında bulunan
ozon katının son yıllarda inceldiği hatta yer yer
delindiği belirlenmiştir
25.
26. Özellikle buzdolabı, soğutucu, araba ve
spreylerden çıkan gazların (kloroflorokarbon)
neden olduğu anlaşılmış ve bu gazların
kullanımına kısıtlamalar getirilmiştir.
Yeryüzüne ulaşan mor ötesi ışınlardaki
artış, sıcaklıkların artmasına, buna bağlı
olarak buzulların erimesine, bitki örtülerinde
değişimlere neden olabilecektir.
27. SU KÜRE (HİDROSFER)
Okyanuslar ve denizler: Okyanuslar kıtaları
birbirinden ayıran çok büyük su kütleleridir.
Denizler ise okyanusların kıta içlerine doğru
uzanan kollarıdır. Okyanus ve denizleri
birbirinden ayıran en önemli etmenler
şunlardır:
* Derinlik
* Kapladıkları alan
* Tuzluluk
28. * Akıntı sistemleri
* Sıcaklık
* Karaların fiziksel özelliklerinde etkilenme
Her adanın belli bir kıtanın malı ve parçası
sayılması gibi, her denizde belli bir okyanusun
parçasıdır. Bu nedenle denizleri, okyanusla
meydana getirdiği bağlantıya dayanarak üç kısma
ayırırız.
29. a) Kenar denizler : Okyanusların hemen
yanında, kıtalara sokulmuş körfezler
durumundadır. Örneğin; umman denizi vb.
b) Karalar ve kıtalar arasında kalmış denizler:
Bu tip denizlere en güzel örnek Akdeniz'dir.
Okyanusla bağlantısı, bir eşik meydana getiren
dar bir boğaz iledir. Afrika, Avrupa ve Asya
kıtaları arasında kalan Akdeniz geniş anlamda
Marmara ,Karadeniz ve zad denizi de içine alır.
30. c) Kapalı denizler: Bunlar aslında suları tuz olan
göllerdir. Çünkü okyanusla hiçbir bağlantısı
yoktur. Hazar denizi gibi..
Deniz sularının fiziksel ve kimyasal özelikleri:
d)Tuzluluk: Bir litre deniz suyunda erimiş halde
bulunan madensel tuzların gr olarak ağırlığıdır.
Örneğin okyanusların ortalama tuzluğu
35’tir,denildiğinde,1litre okyanus suyunda 35gr
çeşitli erimiş madde bulunduğu anlaşılır.
31. Deniz suyundaki başlıca kimyasal maddeler
şunlardır:
Sodyum klorür: %78,32
Potasyum klorür: %1,69
Magnezyum klorür: %9,44
Magnezyum sülfat: %6,40
Kalsiyum sülfat: %3,94,
Toplam : 99,79
32. Deniz suyunun tuzluluk oranı sıcaklığa bağlı
olarak değişmektedir. Sıcaklık buharlaşmaya
bu da tuzluluk oranın artmasına yol açar. Deniz
suyu tuzluluk oranı ortalama %35tir.Deniz suyu
tuzluluğunu çok azda olsa denize dökülen
akarsular ve yağışlarda etkiler. Deniz suyu
tuzluluğu en fazla olan deniz %65 ile
Kızıldeniz, en az olan denizde %01 ile Baltık
denizidir.
33. Yurdumuz da Akdeniz’den, Karadeniz’e doğru
gidildikçe enleme bağlı olarak tuzluluk oranının
azaldığı görülür. Aynı durum gidildikçe de
gözlenir.
34. LĠTOSFER(YER KABUĞU)
Mantonun üstünde yer alan ve yeryüzüne kadar
uzanan katmandır.
Kalınlığı ortalama 100 km’dir.
Taşküre’nin ortalama 35 km’lik üst bölümüne
yerkabuğu denir.
Daha çok silisyum ve alüminyum bileşimindeki
taşlardan oluşması nedeniyle sial de denir.
35.
36. Yerkabuğunun altındaki bölüme ise silisyum ve
magnezyumdan oluştuğu için sima denir.
Sial, okyanus tabanlarında incelir yer yer
kaybolur.
Örneğin Büyük Okyanus tabanının bazı
bölümlerinde sial görülmez.
Yeryüzünden yerin derinliklerine inildikçe 33
m’de bir sıcaklık 1 °C artar. Buna jeoterm
basamağı denir.
37. Yeryüzünün üst bölümü kara
parçalarından ve su kütlelerinden
oluşmuştur. Denizlerin ortasında
çok büyük birer ada gibi duran
kara kütlelerine kıta denir. Kuzey
Yarım Küre’de karalar, Güney
Yarım Küre’den daha geniş yer
kaplar. Asya, Avrupa, Kuzey
Amerika’nın tamamı ve Afrika’nın
büyük bir bölümü Kuzey Yarım
Küre’de yer alır. Güney
Amerika’nın ve Afrika’nın büyük
bir bölümü, Avustralya ve
çevresindeki adalarla Antartika
kıtası Güney Yarım Küre’de
bulunur. Yeryüzünün yaklaşık ¾’ü
sularla kaplıdır. Kıtaların
birbirinden ayıran büyük su
kütlelerine okyanus denir.
38. MANTO
Litosfer ile çekirdek arasındaki katmandır.
100-2890 km’ler arasında bulunan mantonun
yoğunluğu 3,3-5,5 g/cm3 sıcaklığı 1900-3700
°C arasında değişir. Manto, yer hacminin en
büyük bölümünü oluşturur. Yapısında silisyum,
magnezyum , nikel ve demir bulunmaktadır.
Mantonun üst kesimi yüksek sıcaklık ve
basınçtan dolayı plastiki özellik gösterir. Alt
kesimleri ise sıvı halde bulunur. Bu nedenle
mantoda sürekli olarak alçalıcı-yükselici
hareketler görülür.
39.
40. Mantodaki Alçalıcı-Yükselici Hareketler:
Mantonun alt ve üst kısımlarındaki yoğunluk farkı
nedeniyle magma adı verilen kızgın akıcı madde
yerkabuğuna doğru yükselir. Yoğunluğun arttığı
bölümlerde ise magma yerin içine doğru sokulur.
41. ÇEKĠRDEK
Yoğunluk ve ağırlık bakımından en ağır
elementlerin bulunduğu bölümdür. Dünya’nın en
iç bölümünü oluşturan çekirdeğin, 5120-2890
km’ler arasındaki kısmına dış çekirdek, 6371-
5150 km’ler arasındaki kısmına iç çekirdek
denir. Ġç çekirdekte bulunan demir-nikel
karışımı çok yüksek basınç ve sıcaklık etkisiyle
kristal haldedir. Dış çekirdekte ise bu karışım
ergimiş haldedir.
42.
43. JEOLOJĠK ZAMANLAR
Yaklaşık 4,5 milyar yaşında olan Dünya,
günümüze kadar çeşitli evrelerden geçmiştir.
Jeolojik zamanlar adı verilen bu evrelerin her
birinde , değişik canlı türleri ve iklim koşulları
görülmüştür.
Dünya’nın yapısını inceleyen jeoloji bilimi,
jeolojik zamanlar belirlenirken fosillerden ve
tortul tabakaların özelliklerinden yararlanılır.
44. Jeolojik zamanlar günümüze en yakın zaman en
üstte olacak şekilde sıralanır.
Dördüncü Zaman
Üçüncü Zaman
Ġkinci Zaman
Birinci Zaman
Ġlkel Zaman
45. Ġlkel Zaman:
Günümüzden yaklaşık 600 milyon yıl önce sona erdiği
varsayılan jeolojik zamandır.
İlkel zamanın yaklaşık 4 milyar yıl sürdüğü tahmin
edilmektedir.
47. Zamanın önemli olayları :
Sularda tek hücreli canlıların ortaya çıkışı
En eski kıta çekirdeklerinin oluşumu
Ġlkel zamanı karakterize eden canlılar alg ve
radiolariadır.
48. Birinci Zaman (Paleozoik):
Günümüzden yaklaşık 225 milyon yıl önce sona
erdiği varsayılan jeolojik zamandır. Birinci
zamanın yaklaşık 375 milyon yıl sürdüğü tahmin
edilmektedir.
Zamanın önemli olayları :
Kaledonya ve Hersinya kıvrımlarının oluşumu
Özellikle karbon devrinde kömür yataklarının
oluşumu
49. Ġlk kara bitkilerinin ortaya çıkışı
Balığa benzer ilk organizmaların ortaya çıkışı
Birinci zamanı karakterize eden canlılar
graptolith ve trilobittir
51. Ġkinci Zaman (Mezozoik):
Günümüzden yaklaşık 65 milyon yıl önce sona
erdiği varsayılan jeolojik zamandır. Ġkinci
zamanın yaklaşık 160 milyon yıl sürdüğü tahmin
edilmektedir. Ġkinci zamanı karakterize eden
dinazor ve ammonitler bu zamanın sonunda yok
olmuşlardır.
52. Zamanın önemli olayları :
Ekvatoral ve soğuk iklimlerin belirmesi
Kimmeridge ve Avustrien kıvrımlarının oluşumu
Ġkinci zamanı karakterize eden canlılar
ammonit ve dinazordur
54. Üçüncü Zaman (Neozoik):
Günümüzden yaklaşık 2 milyon yıl önce sona
erdiği varsayılan jeolojik zamandır. Üçüncü
zamanın yaklaşık 63 milyon yıl sürdüğü tahmin
edilmektedir.
Zamanın önemli olayları :
Kıtaların bugünkü görünümünü kazanmaya
başlaması
55. Linyit havzalarının oluşumu
Bugünkü iklim bölgelerinin ve bitki
topluluklarının belirmeye başlaması
Alp kıvrım sisteminin gelişmesi
Nümmilitler ve memelilerin ortaya çıkışı
Üçüncü zamanı karakterize eden canlılar
nummilit, hipparion, elephas ve mastadondur.
57. Dördüncü Zaman (Kuaterner):
Günümüzden 2 milyon yıl önce başladığı ve hala sürdüğü
varsayılan jeolojik zamandır.
Zamanın önemli olayları :
Ġklimde büyük değişikliklerin ve dört buzul döneminin
(Günz, Mindel, Riss, Würm) yaşanması
Ġnsanın ortaya çıkışı
Dördüncü zamanı karakterize eden canlılar mamut ve
insandır.