Sustainability of vegetable production systems evaluated by ecological footprint. FAO PLANT PRODUCTION AND PROTECTION PAPER 230, Good Agricultural Practices for greenhouse vegetable production in the South East European countries, Rome 2017.
Sürdürülebilir sebze üretim sistemlerinin ekolojik ayak izi bakımından değerlendirilmesi
2. Sensitivity: Public
GİRİŞ
Serada sebze üretimi, girdi düzeyi yüksek olan, yoğun bir tarımsal üretimdir.
Genellikle yenilenemeyen materyaller kullanır ve büyük miktarda enerji tüketilir.
Serada üretim yüksek verim ile çok randımanlıdır.
Açık tarla ve örtüaltı sebze üretiminin karşılaştırılması durumunda, plastik ısıtmasız
seralarda verim 2-3 kat, ısıtmalı cam ve topraksız seralarda ise 10 kat daha yüksek olabilir.
2
• Su ve kaynaklar için rekabet;
• Yükselen maliyetler;
• Tarımsal verimlilik artışında düşüş;
• Uluslararası pazarlar için rekabet;
• İklim değişikliği;
• Mevcut Avrupa politikasının adaptasyon
stratejilerinin etkinliği konusundaki
belirsizlikler.
Avrupa Birliği (AB)'deki Tarım, önümüzdeki yıllarda ciddi zorluklarla karşı karşıya gelecektir:
3. Sensitivity: Public
Sera üretimi bu zorlukların üstesinden gelmek için; sebze üretiminde çeşitli teknolojiler ve
çalışmalar uygulayarak iklimsel koşulları değiştirme potansiyeline sahiptir (EGTOP, 2013).
Artık tüketicilerinin büyük çoğunluğu, pestisit kalıntıları ve diğer tarımsal kimyasallar
(antibiyotikler, ağır metaller, katkı maddeleri) içermeyen yüksek iç ve dış kaliteye sahip
sebzeler talep ediyor.
Agro-kimyasalların çevreye zarar potansiyeli açısından da farkındalık arttığı için,
Sürdürülebilirlik tarım ve bahçe bitkilerinde önemli bir konudur.
Artan gıda talebini, uzun vadede sosyal açıdan eşit ve ekolojik açıdan sürdürülebilir bir
şekilde karşılamak küresel bir zorunluluktur.
3
Ekosistemi desteklerken:
daha fazla biyoçeşitlilik,
iyileştirilmiş toprak kalitesi,
artan karbon tutumu,
ile verimli tarım sistemlerini tasarlayarak, gelişmiş tarımsal
ekosistem esnekliği ve sürdürülebilirliğine katkıda bulunmak
mümkündür (Kremen ve Miles, 2012).
4. Sensitivity: Public
Sürdürülebilir sera sistemleri; kaynakları koruyan, sosyal olarak destekleyici,
ticari açıdan rekabetçi ve çevresel açıdan sağlıklı olmalıdır.
Zirai ilaç kullanımını, enerji, su tüketimi ve atık üretimini azaltmayı
hedeflemelidirler.
İklim parametrelerinin verimli yönetimi hem uygun yetiştirme koşullarını elde
etmek hem de enerji tasarrufu sağlamak için esastır (Vox ve ark., 2010).
4
Uygun yönetim stratejileri şunlardır:
fosil yakıtların yenilenebilir enerji kaynaklarıyla değiştirilmesi;
uygun fiziksel özelliklere sahip ve kullanım sonrası düşük atık
oluşturan yenilikçi sera kaplama malzemelerinin kullanılması
su ve besin maddelerinin tüketimini azaltmak için su ve besin
kaynağının optimizasyonu, yeraltı sularına drenajın sınırlanması
ve toprağı korunması,
zirai ilaç kullanımının ve tarım ilacı kalıntılarının azaltılması
hedefine yönelik olarak, zararlı ve hastalıkların entegre
yönetiminin benimsenmesi
5. Sensitivity: Public
Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’nin AB yönergesine göre, 1 Ocak 2014’ten itibaren topluluk eylemi
için pestisitlerin sürdürülebilir kullanımını başarmak adına bir çerçeve oluşturulmuş olan standart
uygulama aşağıdakileri içermektedir:
Düşük-pestisit-girdisi yönetiminin teşvik edilmesi (kimyasal olmayanlar metodlarla beraber)
Tüm profesyonel çiftçiler için zorunlu olan Entegre Zararlı Yönetiminin (IPM) benimsenmesi
(Bavec ve diğerleri, 2009).
5
• Organik tarım, yerel kaynakların etkin kullanımını teşvik eden, toprak
verimliliğini artıran, GDO’lu ve sentetik kimyasal bileşiklerin kullanımını
reddeden bir tarım sistemidir.
• Organik tarım uygulamaları ekolojik döngülere dayanır ve gıda endüstrisinin
çevresel etkilerini en aza indirmeyi, toprağın uzun vadeli sürdürülebilirliğini
korumayı ve yenilenemeyen kaynakların kullanımını azaltmayı amaçlar
(Goimero et al., 2011).
• Sonuçta, katma değeri yüksek organik gıdalar elde edilir.
• Organik tarımla ilgili mevcut AB düzenlemeleri, hidroponik üretim yasağı
dışında, serada üretim ile ilgili kurallar içermemektedir (EC 834, 2007).
• AB Üye Ülkeleri arasında, özellikle enerji kullanımı ve substratların kullanımı
bakımından büyük ölçüde farklılık vardır (EGTOP, 2013).
6. Sensitivity: Public
Slovenya'da domates örneğini ele alan bu bölüm, farklı üretim sistemlerini (konvansiyonel,
entegre, organik) değerlendirmek için Yaşam Döngüsü Analizi (LCA) yaklaşımını benimser.
Hem açık alan hem de örtüaltı tarımı inceler ve üretimden tüketime (yerel, bölgesel, sınır
ötesi, kıtalararası) olan mesafeyi dikkate alır.
6
METODOLOJİK YAKLAŞIM - EKOLOJİK AYAK İZİ
Avrupa'daki tarımın yoğunlaşmasının, ekosistem üzerinde büyük etkisi olan, çevresel
istikrarı ve coğrafi politik güvenliği tehlikeye atabilecek faaliyetler içerdiği zamanlar
olmuştur.
Geniş bir yelpazede bireysel ve toplumsal düzeyde sürdürülebilir kalkınmayı
belirlemek için yöntemler ve araçlar tasarlanmıştır.
Bu araçlardan biri çevresel ya da ekolojik ayak izidir, ayrıca diğer yöntemler de
mevcuttur (Foresi ve diğerleri, 2016):
Yaşam Döngüsü Analizi (LCA) ve Sosyal Yaşam Döngüsü
Değerlendirmesi (S-LCA)
Sosyal Etki Değerlendirmesi (SIA)
Sosyal yatırım getirisi (SROI) metodolojisi
Sürdürülebilirlik İzleme ve Değerlendirme RouTine (SMART)
Kamusal Mallar (PG) aracı
Karbon ayakizi hesaplayıcıları
7. Sensitivity: Public
“Ayakizi” kavramı, bir çayırda insanlık-dışı bir şekilde yürüyen ve arkasında iz bırakan bir
insan fikrini çağrıştırır: artık orada uzun bir süre hiç ot yetişmeyecektir. Eğer daha fazla özen
gösterilirse, bitki örtüsü hızlı bir şekilde yenilenir.
Başka bir deyişle, ekolojik ayak izi, insan faaliyetinin doğa üzerindeki etkisinin bir
ölçüsüdür. Tüketilen hammadde miktarı ne kadar fazla ise, üretilen kirletici madde miktarı
ve çevre üzerindeki baskı o kadar büyüktür.
Biyolojik kapasite, bir bölgenin verimli arazisi ve / veya suyudur. Ekolojik ayak izi biyolojik
kapasiteden büyükse, insan tüketimi doğal kapasitesinin üzerindedir (Haberl ve ark. 2001).
Ekolojik ayak izini hesaplamak için istatistiksel veriler kullanılır. Bireysel üretim sürecinin,
özellikle de belirli bir ürünün, üretim sürecinin veya hizmet sağlama faaliyetinin neden
olduğu çevresel yükü dikkate alan Yaşam Döngüsü Analizi'ni (LCA) değerlendirmek için
çeşitli araçlar bulunur.
LCA, Çevre Yönetimi için ISO normlarıyla standartlaştırılmıştır:
ISO 14040: 2006 İlkeler ve Çerçevesi
ISO 14044: 2006 Gereklilikler ve kılavuzlar
ISO 14048 Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi veri dokümantasyon formatı
7
8. Sensitivity: Public
Ekolojik değerlendirme, ekosferdeki belirli bir
alanın sürdürülebilirliğini tespit amacıyla prosesleri
(materyal veya enerji akışları) analiz etmemizi
sağlar (Narodoslawsky ve Krotscheck, 1995).
Ekolojik ayak izi hesaplamalarının sonuçları, ürün
birimi (kg) veya eşdeğer alan (ha) olarak
yorumlanabilir.
8
Sürdürülebilir süreç endeksi (SPI) Krotscheck
ve Narodoslawsky (1995) tarafından
geliştirilen bir ekolojik ayak izi değerlendirme
yöntemidir. SPI ayakizi, belirli bir işlem için
ihtiyaç duyulan gerçek alanı hesaplar (Şekil 1).
Sürdürülebilir bir ekonominin sadece doğal
bir girdi olarak güneş ışınımı üzerine
kurulduğu varsayılarak, “güçlü
sürdürülebilirlik” kavramına dayanmaktadır.
Bununla birlikte, küresel yüzey alanı
sürdürülebilir bir ekonomide sınırlı bir
kaynaktır ve antropojenik olmasının yanında
doğal süreçler için rekabet etmektedir.
Ekolojik ayak izi, üretim alanı başına (ha veya
m²) veya tarımsal ürün (ton veya kg) başına
olarak ifade edilebilir. Bu durumda, ona
ekolojik verimlilik endeksi (EEI) denir.
9. Sensitivity: Public
Küresel ısınma potansiyeli (GWP) olarak ifade edilen ekolojik ayak izi, proseslerin çevre
üzerindeki etkisini değerlendirmek için önemli bir araçtır. CO₂ yaşam döngüsü emisyonlarının ve
GWP ile ilgili diğer etkilerin toplamı, kg CO₂ eşdeğeri cinsinden ölçülen toplam GWP'yi verir
(Cooper ve diğ., 2011).
LCA verileri, ekolojik ayak izinin hesaplanması da dahil olmak üzere farklı üretim sistemlerinin
karşılaştırılması ve değerlendirilmesiyle ilgili olmalıdır.
Veriler farklı kaynaklardan gelebilir:
Tarla veya sera denemeleri. Bu veriler yüksek kalitededir ve ha başına hesaplanan deneysel
alanlardan gelen girdilerin ayrıntılı bir envanterini içerir. Makine kullanım saatlerini
hesaplamak için daha büyük arazilerin verilerini dikkate almak gerekir.
Görüşmeler ve çiftlik envanterleri. Veriler, üretim sistemi başına çiftlik sayısına ve çiftlikte
veya üretim seviyesindeki kayıtların kalitesine bağlı olarak değişir.
Kamu istatistiksel araştırmaları. Bu veriler tarımsal-çevresel önlemler için yapılan ödemelerin
resmi hesaplamaları için kullanılır. Verilerin kalitesi ve toplanma nedenleri değişebilir.
Araştırma baz alınarak, tarla veya sera deneyleri, farklı üretim sistemlerinin değerlendirilmesi için
en uygun verileri sağlar. Ancak, deneysel verileri serada üretime dayanan çok az çalışma vardır.
En çok Portekiz'de (Baptista ve diğerleri, 2016) ve Slovenya'daki veriler (Stajnko, 2015) bir
organik seranın üretimini konvansiyonel seracılık üretimiyle karşılaştırmak için kullanılır.
9
10. Sensitivity: Public
ÜRETİM SİSTEMLERİNİN EKOLOJİK AYAK İZİ VE
EKOLOJİK VERİMLİLİK ENDEKSİ ÜZERİNE ETKİSİ
Ekolojik ayak izi ve ekolojik verimlilik endeksi, benimsenen üretim sistemine bağlıdır.
Konvansiyonel, entegre, organik ve topraksız tarım sistemlerinin ana özellikleri aşağıdaki gibidir.
10
Tablo 1. Farklı üretim yöntemlerinin kıyaslanması
11. Sensitivity: Public
Üç üretim yöntemi altında, lahana ve kırmızı pancar üretilmesi durumunda - (CON), (ENT) ve
(ORG) ile - kontrol, (Kuzeydoğu Slovenya'da 3 yıllık bir tarla denemesinde) benzer sonuçlar
ortaya çıkarmıştır (Bavec ve ark., 2014).
ENT ve kontrolün ekolojik ayak izi benzerdir- 1 ha beyaz lahana ve kırmızı pancar üretiminin
etkisi yaklaşık 70 gha yüzey alanıydı.
ORG için ise, etki 3,5 kat daha düşüktü (Bavec ve ark., 2012). Etkinin büyük bir kısmı sentetik
gübrelerin ve kimyasal pestisitlerin kullanılmasından kaynaklanmaktadır.
Sera üretiminde, aynı yapı kullanılırsa ve aynı ısıtma sistemi kullanılırsa, üretim sistemleri
arasındaki ayak izlerindeki görece farklar aynı kalır. Lahana ve kırmızı pancar için en yüksek
verim, konvansiyonel yöntemle (lahana için 68 475 kg ha-1 ve kırmızı pancar için 27 879 kg ha-
1) elde edilirken, en düşük verim, besin eksikliğinin belirgin olduğu kontrol alanlarında elde
edilmiştir (Tablo 2).
11
Tablo 2. Üretim metoduna bağlı olarak beyaz lahana ve kırmızı pancarın ortalama verimi ve EEI
12. Sensitivity: Public
Entegre üretim, lahana ve kırmızı pancarın her ikisi için de en yüksek ekolojik
verimlilik endeksini (EEI) üretir, ama konvansiyonel üretimden daha yüksek
değildir.
Düşük dış girdilerden dolayı, organik üretimin EEI'si entegre ve konvansiyonel
üretimden oldukça düşüktür.
Kontroldeki üretim, konvansiyonel lahananın yalnızca %27'si ve konvansiyonel
kırmızı pancarın %29’u verime sahip olması nedeniyle ekolojik olarak verimli
değildir (Bavec ve ark. ., 2014).
12
Üretim faktörlerinin imalatında kullanılan enerji ile ilgili olarak,
Plastik kaplı çoklu tüneller için yaklaşık 20 MJ m¯²’den
Venlo (camla kaplı çelik çerçeve) için 40 MJ m¯²'ye kadar değişen en
büyük parçadır.
Plastiğin kullanım ömrü arttırılabilir ve bu da daha fazla enerji
kullanım etkinliği sağlar. Plastik genellikle 3 yıl sonra yenilenir ve çoklu
tünelin kümülatif enerji talebinin %50'sinden fazlasını oluşturur. Yüzey
alanı başına verimliliği artırmak, plastik kaplı çoklu tünellerin birim
başına enerji kullanımını azaltmanın bir yoludur.
Cam uzun bir ömre (15 yıl) sahiptir, ancak daha ağır bir yapı
gerektirir.
Yüksek teknolojili (cam) seralar genellikle basit çoklu tünellerden
daha verimlidir (Stanghellini ve ark., 2016).
13. Sensitivity: Public
KONUM VE ULAŞIMIN ETKİSİ - SLOVENYA'DA DOMATESİN DURUMU
Slovenya’daki yaklaşık 7000 tonluk
yerel üretim yeterli değildir ve yılda
yaklaşık 15.000 ton domates farklı
ülkelerden ithal edilmektedir (Şekil 2).
13
Nakliyenin domates üretimine etkisini değerlendirmek
için aşağıdaki senaryolar varsayılmıştır:
• Yerel üretim ve tüketim (≤ 50 km)
• Bölgesel üretim (50-250 km).
• Güney İtalya'dan sınır ötesi ulaşım (1000 km)
• Almeria'dan kıtalararası nakliye (1000–2500 km)
Analizde, aşağıdaki kamyon tipleri varsayılmıştır :
• 6 ton (yerel)
• 28 ton (bölgesel)
• 40 ton (sınır ötesi ve kıtalararası) (Stajnko ve
Naradoslawsky, 2014).
Slovenya’ya domates ithal
edilen ana üretim bölgeleri
14. Sensitivity: Public
Tablo 3, ulaşım mesafesi arttıkça ekolojik ayak izinin önemli ölçüde
arttığını göstermektedir.
Ekolojik ayak izi, alınan mesafeye, araç kapasitesine ve taşınan
domates miktarına bağlıdır.
Almeria'dan (İspanya) Slovenya'ya 500 km uzaklıktaki 1 kg domatesin
taşınması en büyük ayak izini kaplar: 177.7 m²a (yılda m²).
Bunu sınır ötesi taşımacılık (125.6 m²a) takip eder ve sonra bölgesel
olan daha az ayak izi kaplar (17.8 m²a).
14
Tablo 3. 1 kg taze domatesin taşınmasından dolayı oluşan ekolojik ayakizi
En düşük ayak izi (5.4
m²a) kısa mesafeler ve
daha küçük kamyonlar
ile yerel taşımacılıktan
oluşur.
15. Sensitivity: Public
Taşıma mesafesi, taşınan miktara ve alınan mesafeye bağlı olarak, CO₂
emisyonları üzerinde doğrudan ve önemli bir etkiye sahiptir (Tablo 4).
2500 km boyunca her 1 kg domatesin Almeria (İspanya)'dan
Slovenya'ya taşınması 0,75 kg CO₂ emisyonu ile sonuçlanır. Bu aynı
miktardaki (0.075 kg) bölgesel taşımacılık için CO₂ emisyonlarının 10
katıdır. Taşıma sırasında salınan CO₂ emisyonunun çoğu fosil-C
yanmasındandır.
15
Tablo 4. 1 kg taze domatesin taşınmasından dolayı oluşan CO2 emisyonları
16. Sensitivity: Public
Küresel ısınma potansiyeli (GWP) benzer bir desen izler (Tablo 5).
16
Tablo 5. 1 kg taze domatesin taşınmasının küresel ısınma potansiyeline etkisi
Kıtalararası ulaşım en yüksek GWP’ye sahiptir,
ardından sınır ötesi takip eder.
Bölgesel GWP ve yerel ulaşım önemli ölçüde
daha düşüktür.
Fakat, GWP’deki görece artış CO₂
emisyonlarındaki görece artışla kıyaslandığında,
fark oldukça küçüktür. Bunun nedeni GWP’nin
sadece CO₂ yaşam döngüsü emisyonlarına değil,
aynı zamanda GWP ile ilgili diğer etkiler
konusunda CH₄, N₂O, kloroflorokarbonlar (CFC)
ve hidroflorokarbonlara (HFC)
dayanmasındandır.
17. Sensitivity: Public
Uzun mesafeli taşımacılığın ana nedeni (İspanya veya İtalya'dan) güney Avrupa'daki
uygun bölgesel iklimdir; bu, yılın geri kalanında minimum miktarda hafif yağ (ELO) ile
ısıtmalı cam serada üretime kıyasla, ilkbaharın sonlarından sonbaharın sonuna kadar
ilave ısıtma olmadan açık alan ve polietilen tünel üretimine izin verir.
Orta Avrupa'daki düşük dış hava sıcaklıklarında kullanılabilecek alternatif yenilenebilir
enerji kaynakları, ulaşım mesafelerinde bir azalma ile birlikte ekolojik ayak izi, CO₂
emisyonları ve GWP'yi önemli bir dereceye kadar etkileyebilecektir.
Düşük enerjili seralarda enerji tasarrufu sağlayan termal perdelerin takılması ve CO₂
seviyelerinin azaltılması gibi diğer enerji tasarrufu önlemleri de uygulanabilir.
17
Fosil-C en belirgin SPI kategorisidir ve değeri sırasıyla %57,5 ve %58,6 olarak
hesaplanmıştır.
En önemli ikinci kategori ise hava (% 29,2 ve% 29,6) ve üçüncüsü sudur (% 12,7 ve %
11,4).
Suya emisyonlarda genel bir azalma ve havaya emisyonlarda bir artış var.
Havaya emisyonlarda en fazla azalma, sınır ötesi taşımacılıkta (% 29.6'dan % 28.5'e),
suya emisyonlar ise (% 11.4'den % 14.6'ya)’dir.
Diğer tüm SPI kategorilerinde, herhangi bir üretim sistemi için önemli bir değişiklik tespit
edilmedi (Stajnko ve Naradoslawsky, 2014).
18. Sensitivity: Public
ÜRETİM SİSTEMLERİ
Seralarda daha belirgin bir trend olan sürdürülebilir intensifikasyon, yüksek verim ve kaynakların
(örneğin besinler, ışık, ısıtma, CO₂ ve dış girdiler: plastik malç, konteynerler, ambalaj malzemeleri)
ekstansif kullanımı ile karakterizedir.
Açık alanlara kıyasla, sera ortamının kontrol edilmesi çok daha kolaydır. Bazı modern seralarda
zararlıların ve patojenlerin girişi bile engellenebilir.
Topraksız üretim, organik veya inorganik substratlarda veya hidroponik olarak seralarda
yapılabilir- fakat organik yetiştiricilikte inorganik yetiştirme ortamlarına ve hidroponik üretime izin
verilmediği dikkate alınmalıdır (EGTOP, 2013).
LCA ilkelerine göre, ekolojik ayak izi hesaplamaları ayrıca şunları içerir: konstrüksiyon malzemeleri
(cam, folyo, çelik, borular, zemin), ekipman (ısıtma, sulama, havalandırma) ve girdiler (gübreler,
yetiştirme ortamı, substratlar, pestisitler, ısıtma için enerji, sulama, fümigasyon, malç folyosu).
Portekiz'de domates üretimi ile ilgili bir vaka çalışması organik tarım ve konvansiyonel sera
domates üretimini karşılaştırmıştır. Enerji tüketimi ve sera gazı emisyonları analizinde, serada
organik domates üretiminde toplam enerji tüketimi 29,17 MJ m¯² (1,87 GJ ton-1), yıllık verim
değerine 15.6 kg m¯² (yılda iki ürün) tekabül eder. Yapı malzemelerinin % 50'sinden fazlası dolaylı
enerji tüketimini ve dolaylı enerji tüketimi toplam enerji tüketimi miktarının yaklaşık %74'ünü
oluşturur (Stanghellini ve ark., 2016).
Karşılaştırmalı başka bir çalışma, serada organik domates üretiminin sera gazı emisyonu oranının
daha düşük olduğunu göstermiştir (Baptista ve diğerleri, 2016).
18
19. Sensitivity: Public
Slovenya'daki domates yetiştiricileri durumunda farklı üretim sistemlerinde ve
varyasyonlarında analiz yapılmıştır (Tablo 6, Şekil 3):
Cam sera - ek ısıtma, topraksız
Polietilen (PE) tünel - ek ısıtmalı
Açık alan üretimi - entegre üretim sistemine göre
PE tünel - ilave ısıtmalı, organik
PE tüneli - ilave ısıtma yok, organik
19
Şekil 3. Ilıman iklimde farklı domates üretim sistemleri (soldan sağa): topraksız, plastik
örtüaltında entegre, açık alan ve plastik örtü altında organik
Tablo 6. Üretim sistemlerinin özellikleri
20. Sensitivity: Public
Ek olarak, ısıtma için kullanılan farklı enerji kaynakları dikkate alınmıştır (Stajnko, 2015):
• plastik tünelde ve cam sera içindeki borularda fan jet ile her 1000 m² için 100 kW'da
kullanılan ekstra hafif yağ (ELO);
• plastik seralardaki odun talaşları; ve
• cam seralarda 1500 m derinlikteki jeotermal enerji.
Tüketicilerin çoğu, yüksek dış ve iç kaliteye sahip ve çevreye zarar vermeyen sebzeleri
tercih ettiğini ifade eder, ama gerçekte, bu aynı tüketicilerin satın aldığı sebzeler aslında çok
uzak mesafelerden seyahat eder ve çok yüksek girdilerle üretilmektedir.
TABLO 7. Üretim sistemlerinin özellikleri
20
21. Sensitivity: Public
Hem iyileştirilmiş kalite hem de azaltılmış ekolojik ayak izini sağlamak için örtüaltında yerel
organik üretimin benimsenmesi. Ancak, üretilen miktarın tüketici talebini karşılamak için
yeterli olması ve ayrıca üretim sisteminin yetiştiriciler için ekonomik açıdan sürdürülebilir
olması hayati önem taşır.
Isıtma gereksinimlerini karşılamak için, pahalı fosil yakıtların, yenilenebilir (düşük maliyetli)
enerji kaynakları (jeotermal enerji, atık işleme ısısı, talaş ve diğer biyokütle talaşları) ile
değiştirilmesi (Tablo 8).
21
Tablo 8. Cam seralarda ve plastik tünellerde farklı enerji kaynaklarının bir fonksiyonu olarak
kg domates başına ekolojik ayak izi, CO₂ emisyonları ve küresel ısınma potansiyeli (GWP)
İki yönlü bir strateji tavsiye edilir:
22. Sensitivity: Public
SONUÇLAR
Üretim yönteminin ekolojik ayak izi üzerinde önemli bir etkisi vardır. Organik tarımın ayak izi,
entegre ve geleneksel yöntemlerden çok daha düşükken, entegre ve geleneksel arasındaki
farklar önemsizdir. Organik tarım aynı zamanda küresel ısınma potansiyeli (GWP) ve CO₂
emisyonlarını da azaltır.
Toplam 177.7 m²a ayakizinden sorumlu olan 1 kg domatesin kıtalararası (≤ 2 500 km)
nakliyesi, taze domates üretimi üzerinde en büyük etkiye sahiptir. Bu, ulaşım mesafesini 1
000 km'ye (–71%) düşürerek önemli ölçüde azaltılabilir. Azaltma bölgesel (≤ 250 km,% -90)
ve yerel (≤ 50 km,% -96) üretimde daha dikkate değerdir. CO₂ emisyonları ve GWP için de
durum benzerdir.
Organik ve hidroponik domates üretimi arasındaki verim farkına (verimi m² başına 16.75 kg
ve m² başına 110.97 kg) rağmen, organik üretim ekolojik olarak en etkili sistemdir.
Alternatif yenilenebilir enerji kaynaklarının uygulanması, Orta Avrupa'daki düşük dış hava
sıcaklıklarını bir dereceye kadar dengeleyebilir. Eğer bu, taşıma mesafelerinde bir azalma ile
birleştirilirlerse, ekolojik ayak izi, CO₂ emisyonları ve GWP üzerinde önemli bir etkisi olabilir.
22
23. Sensitivity: Public
GAP önerileri - Sürdürülebilirliği ve Ekolojik Ayak İzini İyileştirme
Su ve enerji tüketimini azaltmak, verimi artırmak, kimyasal kullanımını azaltmak ve daha
düşük sera gazı emisyonları için yeni ve alternatif üretim yöntemleri kullanmak ve yenilikçi
yaklaşımları benimsemek. Hedef sürdürülebilirlik, çünkü sera üretimi genellikle yüksek
miktarda dış girdiyle ve atıklarla ilişkilidir.
Sürdürülebilirliği değerlendirmek için Yaşam Döngüsü Analizi'ni (LCA) benimseyin. LCA, çevre
yönetimi için ISO normlarına dayanan standart bir yaklaşımdır ve üretim hacminde küresel
ha ya da m² başına kg veya ton ürünün ekolojik verimliliğini belirlemek için ekolojik ayak izinin
hesaplanmasını içerir. Ekolojik ayak izi, sürdürülebilirliği uzun vadede iyileştirmeyi amaçlar ve
tüketicilere sürdürülebilirliği sunmada bir kıyaslama aracıdır.
Çevresel etkiyi azaltmak, tüketicilerin kalite, besin değeri, lezzet ve sağlık açısından talepte
bulunduğu ve yüksek fiyatlarla satılabilir organik sebzeleri üretmek için sera sebze
üretiminde organik tarım yöntemlerini uygulayın. Isıtmalı polietilen tüneldeki organik
üretimin ekolojik verimlilik endeksi, ileri teknolojili topraksız üretimden 6,6 kat daha fazladır.
Harici enerji uygulaması olmadan pasif önlemler (örneğin çift duvarlar veya termal perdeler)
ile enerji tasarrufu için çeşitli olasılıkları göz önünde bulundurun.
23
24. Sensitivity: Public
Işık radyasyonunu absorbe etmek ve toprak sıcaklığını arttırmak için koyu renkli malç
uygulayın. Siyah malç kış aylarında (özellikle güneyde) başlayan ürün döngüsünün erken
aşamalarında toprakta güneş ısısı depolamasının arttırılması ve hava / toprak ısısının
iyileştirilmesi için basit bir pasif sistemdir.
Enerji tasarrufu sağlamak ve ısıtılmış yerlerde nötr üretim elde etmek için organik üretimi
de içeren seralarda yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanın. Topraksız sebze üretiminde
fosil yerine yenilenebilir enerji kaynakları (örneğin jeotermal ELO’dan 3.5 kat daha iyi
performansa sahiptir) kullanın. Fotovoltaikleri özellikle Güney Avrupa’da ve Akdeniz'de sera
çatısına entegre edin. Fotovoltaiklerin verim üzerinde önemli bir etkisi yoktur, ancak
seranın yaşam döngüsü üzerindeki etkisini % 5-10 arasında azaltabilir.
Su kullanım verimliliğini en üst düzeye çıkarmak için su kullanımını optimize edin.
Geliştirilmiş su yönetimi aynı zamanda gübre kullanımında (bunun sonucunda gübre
üretiminde enerji tasarrufu sağlanır) ve pompalarda kullanılan elektrikte azalmaya yol
açabilir.
Yerel ve bölgesel üretimi teşvik edin. Hem ekolojik ayak izi hem de küresel ısınma
potansiyeli, uzun mesafe taşıma gerektiren (kıtalararası) üretimden daha düşüktür.
Tüm dış girdilerin kullanım verimliliğini arttırın. Organik üretim de dahil olmak üzere sera
üretiminin sürdürülebilirliği için bunun önemli olduğu herkes tarafından kabul edilmektedir.
24
25. Sensitivity: Public
Kısaltmalar Listesi
EU European Union
FAO Food and Agriculture Organization of the United Nations
ELO Extra light oil
GAP Good Agricultural Practices
GWP Global warming potential
GHG Greenhouse gas
GM Gross margin
HFC Hydrofluorcarbon
IFOAM International Federation of Organic Agriculture Movements
INT Integrated crop production
IPM Integrated pest management
IPP Integrated production and protection
LCA Life cycle analysis
NFT Nutrient film technique
ORG Organic production
SC Soilless culture
SEE South East Europe
S-LCA Social Life Cycle Assessment
SMART Sustainability Monitoring and Assessment RouTine
SPI Sustainable process index
25
26. Sensitivity: Public
KAYNAK
Sustainability of vegetable production systems evaluated by ecological footprint. M. Bavec,
M. Robačer, D. Stajnko, T. Vukmanić and F. Bavec. FAO PLANT PRODUCTION AND
PROTECTION PAPER 230, Good Agricultural Practices for greenhouse vegetable production
in the South East European countries, Rome 2017.
26