SlideShare a Scribd company logo
1 of 184
Download to read offline
i
İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME ANA BİLİM DALI
DÜNYADA VE TÜRKIYE'DE
ENERJİ VERİMLİLİĞİ, ENERJİ YOĞUNLUĞU KAVRAMININ,
ENERJİ VERİMLİLİĞİ MEVZUATI
KAPSAMINDA İNCELENMESİ
Coşkun Karabal
Projenin Türü:
Yüksek Lisans Mezuniyet Projesi
Proje Danışmanı:
Yrd. Doç. Dr. Bahadır Kaynak
İstanbul, 2014
İstanbul, 2013
ii
Enerji, ekonomik ve sosyal kalkınmanın en önemli girdilerinden biridir. Enerji bu
yönüyle toplumun yaşam standardının yükseltilmesinde de en önemli bir paya
sahiptir. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de enerji ve enerji kaynaklarına
hükmetmek ülkelerin politikalarına direkt etki etmekte ve hatta savaşlara dahi
neden olabilmektedir. Yeni rezervler bulunamaması durumunda, fosil enerji
kaynaklarının yakın bir gelecekte tükenecek olması yeni bir enerji kaynağı olarak da
kabul edilen, enerji verimliliğini ön plana çıkarmaktadır.
Bu proje çalışmasında, Dünyada ve Türkiye’deki enerji kaynak çeşitleri ile enerji ve
iklim değişikliklerine etkisinin kısaca incelenmesinin ardından, enerji verimliliği
mevzuatı kapsamında, enerji verimliliği ile enerji yoğunluğu kavramını ve nihai
tüketim tarafında enerjiyi ve enerji kaynaklarını verimli kullanarak enerji yönetiminin
talep sonrası bakış açısı ile incelenmesini amaçlanmıştır.
Anahtar kelimeler: [Enerji verimliliği, enerji yönetimi, enerji yoğunluğu, enerji
kaynakları, enerji]
ÖZET
DÜNYADA VE TÜRKIYE'DE
ENERJİ VERİMLİLİĞİ, ENERJİ YOĞUNLUĞU KAVRAMININ,
ENERJİ VERİMLİLİĞİ MEVZUATI KAPSAMINDA İNCELENMESİ
Coşkun Karabal
Mayıs, 2014
iii
Energy one of the most important input of economic and social growth, more over
energy is allottee in order to develop standard of living. If a country dominates
directly energy and resources of energy, this situation can influence its politics in
addition to energy can give rise to wars. Unless new reserves find, fossil fuels will
consume on near future. As thing stand Energy efficiency will loom large as an
Energy resourse.
This research view that Energy resources and their impact of climate changing in the
World and in Turkey, in addition it includes concepts of Energy efficiency, Energy
density and Energy regulations too. Finally in this study aim that develop to side of
post demand of Energy management through loom large to above concepts.
Keywords : [ Energy efficiency, energy management, energy density, energy
sources, energy ]
ABSTRACT
ENERGY EFFICIENCY in the WORLD and in TURKEY
EXAMINING of the CONCEPT of ENERGY DENSITY ACCORDING TO THE ENERGY
EFFICIENY REGULATIONS
Coşkun Karabal
May, 2014
iv
ŞEKİL LİSTESİ Vİİ
1. GİRİŞ 1
2. ENERJİ 2
2.1. Enerji Nedir? 2
2.2. Enerji Kaynakları 2
2.2.1. Yenilenemeyen(Geleneksel)Enerji Kaynakları 7
2.2.1.1. Kömür 7
2.2.1.2. Petrol 16
2.2.1.3. Doğalgaz 21
2.2.1.4. Nükleer 24
2.2.2. Yenilenebilir Enerji Kaynakları 31
2.2.2.1. Güneş 32
2.2.2.2. Rüzgar 39
2.2.2.3. Jeotermal 45
2.2.2.4. Hidrolik 48
2.2.2.5. Biyoyakıt 56
2.3. Küresel Enerji Senaryoları ve Türkiye 63
3. ENERJİ VE İKLİM DEĞİŞİKLİGİ 83
3.1. Enerji Kaynaklarının Çevresel Etkileri 84
3.2. Kyoto ve Karbon Ticareti 85
3.3. İklim Değişikliği Süreçleri ve Türkiye 86
4. ENERJİ VERİMLİLİĞİ 88
4.1. Enerji Verimliliği ve İlgili Kavramlar 88
4.1.1. Neden enerji verimliliği? 89
4.1.2. Enerji yoğunluğu 90
4.1.3. Enerji yönetimi 94
v
4.2. Dünyada Enerji Verimliliği 109
4.2.1. ABD’de enerji verimliliği 113
4.2.2. AB’de enerji verimliliği 118
4.2.3. Japonya’da enerji verimliliği 123
4.3. Türkiye’de Enerji Verimliliği 124
4.3.1. Enerji Verimliliği Mevzuatı 127
4.3.2. Türkiye’de sektörlere göre enerji verimliliği 136
4.3.2.1. Sanayide enerji verimliliği 140
4.3.2.2. Binalarda enerji verimliliği 145
4.3.2.3. Ulaşımda enerji verimliliği 149
4.3.2.4. Üretim, iletim ve dağıtımda enerji verimliliği 151
5. ENERJİ VERİMLİLİĞİ SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ 157
6. SONUÇ 163
KAYNAKÇA 165
vi
TABLO LİSTESİ
Tablo 1. Enerji Kaynaklarının Sınıflandırılması............................................................. 4
Tablo 2. TEP Hesap Tablosu (www.enve.com.tr/enerji_tep_tablosu.htlm .................6
Tablo 3. Türkiye Kömür İthalatı ve Ödenen Ücretler (Kaynak: TUIK 2012) ...............15
Tablo 4. 01.10.2014 itibariyle İnşa Halinde ve Planlanan Nükleer Santrallar (Kaynak:
WNA www.world-nukleer.org) ..................................................................................27
Tablo 5. İnşaat Halindeki Nükleer Santraller (1 Ekim 2013 itibariyle) Kaynak: WEC
(WNA web site) ..........................................................................................................28
Tablo 6. Türkiye Elektrik Enerjisi K. Güç ve Üretiminin (1950-2012) Arası Gelişimi ..51
Tablo 7.1959-2010 verileri gerçekleşen, 2020-2050 verileri tahmini verilerdir.
(Kaynak: http://esa.un.org/wpp/) .............................................................................64
Tablo 8. Türkiye Genel Birincil Enerji Tüketiminde Kaynakların Payları (Kaynak: ETKB)
....................................................................................................................................74
Tablo 9. 2009-2013 Yılları Türkiye İthalat, İhracat, Cari Açık ve Enerji İthalatı ve
oranları (kaynak: TUİK-ENVE).....................................................................................76
Tablo 10. 2009-2013 Türkiye enerji İthalatı cari açık Karşılaştırması (Kaynak: TUİK-
ENVE).......................................................................................................................... 77
Tablo 11. Enerji Yönetimi Bileşenleri .........................................................................97
Tablo 12. Enerji Verimliliği kanunu amaç ve Vizyonu ..............................................131
Tablo 13. Enerji Verimliliği Kanunu Hedefi ..............................................................131
Tablo 14. Enerji Tüketimi Sektörel Dağılımı (Bin TEP) (Kaynak: YEGM)...................137
Tablo 15. Sektörlere Göre Tasarruf Potansiyeli Gerçekleşme Oranı (EIE) ...............143
Tablo 16. Türkiye 2011-2015 dönem için ortalama hedef kayıp-kaçak oranları
(Kaynak: EPDK).........................................................................................................154
vii
ŞEKİL LİSTESİ
Şekil 1. Dünya Kömür Rezervlerinin Kömür Cinslerine Göre Dağılımı ......................... 8
Şekil 2. 2012 Yılı Dünya Kömür rezervlerinde Ülkelerin Payları(Kaynak: World Energy
Resorurces WEC 2013).................................................................................................8
Şekil 3. 2012 Yılı Başlıca Ülkelerin Kömür Üretim Payları ............................................9
Şekil 4. 2012 Yılı başlıca Ülkelerin Kömür Tüketim Payları(Kaynak: Coal Information
IEA 2013) ....................................................................................................................10
Şekil 5. 2012 Yılı Ülkelerin Kömür Tüketimi (Kaynak: Coal İnformation IEA 2013 *
değerler geçicidir.) .....................................................................................................11
Şekil 6. 2012 Yılı Ülkelerin Linyit Üretim ve Tüketim Payları (Kaynak Coal Information
IEA 2013) ....................................................................................................................12
Şekil 7. 2011 Yılı Ülkelerin Elektrik Kömüre dayalı Üretimindeki Payı (Kaynak:
Elektricity İnformation IEA 2012)...............................................................................13
Şekil 8. Yıllara Göre Türkiye'nin Linyit Üretimi Grafiği (ETBK)....................................14
Şekil 9. Dünya petrol Rezervleri(Kaynak: BP İstatistikal Review of World Energy, June
2013............................................................................................................................ 17
Şekil 10. Petrol tüketiminin Sektörel Dağılımı (Kaynak: BP Energy Outlook 2030,
Ocak 2013...................................................................................................................18
Şekil 11. Türkiye Ham Petrol Üretimi (milyon ton) ....................................................19
Şekil 12. 2008-2012 Yılları petrol Üretimi (Kaynak: TPAO .........................................20
Şekil 13. 2013 Yılı Bölgeler İtibariyle Dünya Doğal Gaz Rezervi (Kaynak: BP Statistical
Review of World Energy June 2013)..........................................................................21
Şekil 14. Türkite Doğal gaz Üretimi(Kaynak: PİGM) ...................................................22
Şekil 15. 2012 Yılı Türkiye'de Doğal Gaz Sektörel Tüketim Payı (%) .......................... 23
Şekil 16. Dünyada Nükleer Enerji Üretimi 1950-2012 Yılları Arası(Kaynak: WNA) ....25
Şekil 17. Nükleer Enerji Kullanan Ülkelerin Enerji Kaynakları İçinde 2010 Yılı Nükleer
Enerjinin Oranı (Kaynak: WNA www.world-nuclear.org) .........................................28
Şekil 18. Dünyada Ülkelerin PV Kurulu Güç Kapasiteleri 2013 (Kaynak: GENSED-
24.04.2014 .................................................................................................................35
Şekil 19. Ülkeleri 2013 Yılında Gerçekleştirdikleri PV Kurulumları (Kaynak:GENSED-
24.04.2014) ................................................................................................................36
viii
Şekil 20. Türkiye Güneşlenme Süreleri - Saat (Kaynak: YEGM)..................................36
Şekil 21. Türkiye PV Tipi-Alan Üretilebilecek Enerji (KWh-Yıl) (Kaynak: YEGM) ........37
Şekil 22.Global Rüzgar Enerji Pazarında İlk On Ülke 2012 (Kaynak: Global Wind
Statistics 2012, Global Wind Energy Council-GWEC..................................................42
Şekil 23. Türkiye Kümülatif Rüzgar Kurulu Gücü (1999-2013)...................................43
Şekil 24. Türkiye Rüzgar Enerji Santralleri Kurulu Güç Bakımından Yıllara Göre
Dağılımı MW (Kaynak: TUREB İstatistik Raporu Ocak 2014)......................................44
Şekil 25. Türkiye’de İşletmede Olan Rüzgar Santrallerinin Kurulu Güç Bakımından
Bölgelere Gere Yüzdesel Dağılımı (Kaynak: TÜREB İstatistik Raporu 2014) ..............44
Şekil 26.Dünya HES Potansiyeli ve Geliştirme Durumunun Kıtalararası Dağılımı
(Kaynak:2010 World Atlas-Industry Guide-Hazırlayan: Ayla Tutuş) .......................... 49
Şekil 27.Türkiye Elektrik enerjisi K. Güç ve Üretiminin (1950-2012) Arası Gelişimi...52
Şekil 28. Türkiye'de Elektrik Kurulu Gücünün Kaynaklara Göre Dağılımı MW (Kaynak:
TEİAŞ) ......................................................................................................................... 52
Şekil 29. Türkiye'de 6446 Kapsamında İşletmeye Alınan Özel Sektör Projelerinin
Yıllar Bazında Gelişimi (Kaynak: DSİ G. Müd. HES Daire Bşk.)....................................54
Şekil 30. Yıllara Göre Nüfus Artış seyri (1950-2010 verileri gerçekleşen, 2020-2050
verileri tahmini verileridir.) ........................................................................................ 65
Şekil 31. Dünyada Bölgelere Göre Enerji Talebi ile Nüfus Arasındaki İlişki (Kaynak:
Enve Enerji 2012) .......................................................................................................65
Şekil 32. 1990-2011 Yılları Dünya Birincil Enerji Arzı ve 2035 Yılı Projeksiyonu
(Kaynak: World Energy Outlook IEA 2013) ................................................................ 67
Şekil 33. 2030 Yılında Dünyada Birincil Enerji Arz tahmini (IEA)................................ 68
Şekil 34. Dünya Enerji Arz ve Talep Projeksiyonları (Kaynak: ETKB) .......................... 68
Şekil 35. 2011 Yılı Dünya Birincil Enerji Arzında Kaynakların Payı (Kaynak: World
Energy Outlook IEA 2013) .......................................................................................... 69
Şekil 36. Dünya elektrik Üretiminin Kaynaklara Göre % Dağılımı.............................. 70
Şekil 37. Bazı Ülkelerin Elektrik Üretiminin Kaynaklara Göre % Dağılımı (Kaynak:
ETKB) .......................................................................................................................... 70
Şekil 38. 2012 yılı Türkiye Birincil Enerji Arzında Kaynakların Payı(Kaynak: ETKB)....71
Şekil 39. Türkiye'de Genel Birincil Enerji Tüketiminde kaynakların payları (Kaynak:
ETKB) .......................................................................................................................... 75
ix
Şekil 40. 2009-2013 Türkiye Yıllara Göre İthalat-İhracat ile Cari Açık-Enerji İthalatı
Karşılaştırması(Kaynak: TUİK-Enve Enerji) .................................................................76
Şekil 41. 2009-2013 Türkiye Yıllara Göre Cari Hesap Enerji İthalatı Karşılaştırması
(Kaynak: TÜİK-Enve Enerji)......................................................................................... 77
Şekil 42. Ülkemizde Toplam Elektrik Üretim Kurulu Gücü (MW)............................... 79
Şekil 43. 1.Ocak. 2014 Türkiye'de Elektrik Enerjisi Kurulu Gücü Kaynaklara Göre
Dağılımı (Kaynak TEİAŞ07.02. 2014) ..........................................................................80
Şekil 44. Türkiye'de elektrik Üretiminin Birincil Enerji Kaynaklarına Göre Dağılımı
(Kaynak: ETKB)............................................................................................................80
Şekil 45. Birincil Enerji Yoğunluğu İndeksi Gelişimi (Kaynak: YEGM2012).................92
Şekil 46. Nihai Enerji Yoğunluğu İndeksi Gelişimi (Kaynak: YEGM-2012) ..................93
Şekil 47. Bazı Ülkelerdeki Enerji Yoğunlukları(TEP/1000$) (Kaynak: EİE, OECD, IEA) 93
Şekil 48. Enerji Politikası- PUKO Döngüsü..................................................................95
Şekil 49. Enerji Yönetimi Faaliyetleri..........................................................................95
Şekil 50. Enerji Yönetiminin Bileşenleri......................................................................97
Şekil 51. Üretim Maliyetlerini Etkileyen Kalemler ...................................................101
Şekil 52. Dünya Birincil Enerji Talep gelişimi (Kaynak: WEC 2012) ..........................109
Şekil 53. Yakıt türlerine Göre Dünya Enerji Tüketimi (Kaynak EIA 2011).................110
Şekil 54. G-20 Ülkelerinde Birincil Enerji Yoğunluğunun Değişimi...........................112
Şekil 55. ABD'nin Enerji ve Karbondioksit Yoğunluğu Eğilimleri (Kaynak: “The BRICS:
The Trillion-dollar Club,” The Economist, March 15, 2010, .....................................114
Şekil 56. ABD Enerji Tüketimi ve Enerji Yoğunluğu Değişimi (1948-2004).(Kaynak: US
Department of Energy PBA:''Energy Indicators in the U.S''.2008) ..........................115
Şekil 57. ABD Enerji Tüketimi ve Tasarruf Miktarı (1949-2005) (Kaynak: US
Department of Energy PBA. ''Energy Intensity Indicators in the U.S.''.2008)..........115
Şekil 58. Avrupa Birliği Entegre İklim ve Enerji politikası (Kaynak: TEVEM Enerji ve
Enerji verimliliği Raporu 2010).................................................................................119
Şekil 59. AB-25 ülkelerinin Birincil Enerji Tüketimi ve Enerji Yoğunluğu(Kaynak:
EC''Green Paper on Energy Efficiency...'' 2005 ........................................................120
Şekil 60. Avrupa Birliğinin enerji verimliliği hedefler. (Kaynak EC, “Green Paper on
Energy Efficiency ...”, 2005) .....................................................................................121
Şekil 61. 1000 $ Milli Hasıla Üretmek İçin Tüketilen Enerji Miktarı.........................125
x
Şekil 62. Sektörlere Göre Enerji Tüketimi(1990-2004) (Kaynak: M. Tülin Keskin and
Halil Ünlü, Türkiye’de Enerji Verimliliğinin Durumu Ve Yerel Yönetimlerin Rolü
(İstanbul: Heinrich Böll Stiftung Derneği, 2010), .....................................................136
Şekil 63. Birincil Enerji Tüketiminin Sektörlere Göre Dağılımı (Kaynak: ETKB) ........138
Şekil 64. Türkiye Sektörlere Göre enerji tasarruf Potansiyeli-2020 ( Kaynak:
WWF''Enerji İklim değişikliği'' 2011) ........................................................................139
Şekil 65. Bazı Sanayi kollarında Toplam Üretim Maliyetleri İçinde Enerji maliyetleri
Oranı (%) (Kaynak: YEGM)........................................................................................141
Şekil 66. Konutlarda Enerji Tüketimi Dağılımı (Kaynak: YEGM) ...............................147
Şekil 67. Konutlarda Elektrik Tüketiminin Dağılımı..................................................148
Şekil 68. Ülkemiz İletim Hattı Uzunluğu (km)...........................................................153
Şekil 69. Ülkemiz Dağıtım Hattı Uzunluğu (km) .......................................................153
Şekil 70. Ülkelerde Elektrik Şebeke Kayıpları (Kaynak: OECD, IEA, TEDAŞ 2008) ....155
xi
RESİM LİSTESİ
Resim 1. Güneş Pili- Fotovoltaik Model .....................................................................32
Resim 2. Şebekeden Bağımsız Sistem Fotovoltaik .....................................................33
Resim 3. Türkiye’nin Güneş Enerjisi Potansiyeli ........................................................ 37
Resim 4. Yerküre ve Sıcaklıkları..................................................................................45
Resim 5. Jeotermal Kaynakları Değerlendirme Alanları.............................................46
Resim 6. Binalarda Isı Kayıpları ................................................................................147
xii
KISALTMA LİSTESİ
AB Avrupa Birliği
AR-GE Araştırma Geliştirme
BM Birleşmiş Milletler
CNG Sıkıştırılmış Doğal Gaz
DEK-TMK Dünya enerji Konseyi Türk Milli Komitesi
DİE Devlet İstatistik Enstitüsü
DPT Devlet Planlama Teşkilatı
EİEİ Elektrik İşleri Etüt İdaresi
EMO Elektrik Mühendisleri Odası
EPDK Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
EÜAŞ Elektrik Üretim Anonim Şirketi
EVD Enerji Verimliliği Danışmanlık Şirketleri
EVK Enerjinin Verimli Kullanımı
EVKK Enerji Verimliliği Koordinasyon Kurulu
GSYİH Gayrisafi Yurt İçi Hasıla
KOBİ Küçük ve Orta Boy İşletmeler
LPG Likit Petrol Gazı
MMO Makina Mühendisleri Odası
KDV Katma Değer Vergisi
OECD Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü
OSB Organize Sanayi Bölgesi
TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi
TEB Ton Eşdeğer Petrol
TEDAŞ Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi
TEİAŞ Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi
TUİK Türkiye İstatistik Kurumu
TUKO Talebin Üretimle Karşılanma Oranı
TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği
UEA Uluslararası Enerji Ajansı
UETM Ulusal Enerji Tasarruf Merkezi
UKEME Ulaşım ve Koordinasyon Merkezi
YEGM Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü
SİMGELER
C2H6 Etan
C3H8 Propan
CH4 Metan
CO Karbonmonoksit
CO2 Karbondioksit
N2 Azot
O2 Oksijen
NOx Azotoksit
BİRİMLER
% Yüzde
°C Santigrat Derece
cm3 Santimetreküp
m3 Metreküp
Km Kilometre
KWh/yıl Bir Yıllık Kilovat Saat
KWh Kilovat Saat
kV Kilovat
xiii
GWh Gigavat Saat
TL Yeni Türk Lirası
USD Amerikan Doları
BTU British Thermal Unit (1 BTU = 0,252 Kcal.)
MW Megavat
$ Dolar
AG Etkin şiddeti 1000 Volt ve altındaki gerilim seviyesini,
OG Etkin şiddeti 1000 Voltun üstünden 36 kV'a kadar olan (36 kV dahil) gerilim seviyesini,
1
1. GİRİŞ
Ekonomik ve sosyal kalkınmanın en önemli girdilerinden biri olan enerji bu yönü ile
aynı zamanda bir toplumun yaşam standardının yükseltilmesinde önemli bir paya
sahiptir. Enerji politikaları günümüzde uluslararası siyasi gelişmelere paralel olarak
yönlenmekte ve geçmişte olduğu gibi günümüzde de aktüel konuların başında
gelmektedir. Dünyada elektrik enerjisine halen ulaşamamış 1,2 milyar insan
bulunması bir yana, Dünyada artan nüfusa, şehirleşme ve sanayileşmeye paralel
küreselleşme sonucunda, günümüzde enerjiye olan talep sürekli olarak artmaktadır.
Dünya genelinde enerji ihtiyacımızın büyük bir bölümünü sağlayan fosil yakıt
rezervleri ise yeni rezervler bulunamaz ise yakın gelecekte tükenecektir. Fosil
yakıtların yerine alternatif enerji kaynakları geliştirilmeye çalışılmakta ancak yeterli
olamamaktadır. Dünyada enerji kaynaklarının sınırlı olması, günümüzde artan enerji
maliyetleri ve oluşan rekabet koşulları, kaynakların etkin kullanımını son derece
önemli bir konu haline getirmektedir. Bu da bize enerji yönetiminin ne kadar önemli
olduğunu göstermektedir. Öyle ki zamanımızda Enerji yönetimi, enerjinin
üretiminden nihai tüketimine kadar her aşamasında uygulanması gereken bir
zorunluluk haline gelmiştir.
Geçmişte ülkelerin gelişmişliği kişi başına tüketilen enerji miktarı ile ölçülmekteyken,
günümüzde, daha az enerji tüketimi ile daha fazla iş veya hizmet üretilmesi (enerji
yoğunluğunun düşürülmesi) gelişmişliğin göstergesi olarak kabul edilmektedir.
Türkiye’nin gelişmekte olan bir ülke ve nüfus artışına ve sanayileşmeye bağlı olarak
enerji talebimiz hızla artmaktadır. Bu nedenle, enerji kaynakların etkin ve verimli
kullanılması israfın önlenmesi, çevrenin korunması ve enerji maliyetlerinin ekonomi
üzerindeki yükünün hafifletilmesi için enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında
verimliliğinin arttırılması konusunun ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır.
Son yıllarda ülkemizin enerjide dışa bağımlılığı % 75’lere ulaşmıştır. Bu nedenle
dünyadaki enerji fiyatları ve döviz kurlarındaki artışlar ülkemiz ekonomisi ve halkımız
üzerinde ciddi bir baskı unsuru oluşturmaktadır. Ülkemizde düşük maliyetle
üretilemeyen enerji, sanayi üretim maliyetlerinin yükselmesine neden olmakta ve
rekabeti daha da zorlaştırmaktadır.
5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunun, 2 Mayıs 2007 tarihinde resmi gazetede
yayımlanarak yürürlüğe girmesiyle ülkemizin enerjide dışa bağımlılığının azaltılması
ve işletmelerimizin rekabet koşullarında avantaj elde edilmesi için önemli
gelişmelerin başlangıcıdır. Bu proje çalışmasında, enerji verimliliği mevzuatı
kapsamında, enerji verimliliği ile enerji yoğunluğu kavramını ve nihai tüketim
tarafında enerjiyi ve enerji kaynaklarını verimli kullanarak enerji yönetiminin talep
sonrası bakış açısı ile incelenmesini amaçlanmıştır.
2
2. ENERJİ
2.1. Enerji Nedir?
Enerjinin Türkçe sözlükteki anlamı; ‘’1. Maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde
ortaya çıkan güç, erke: Isıl enerji. Elektrik enerjisi. Mekanik enerji.- 2. Organların
çalışabilmesi ve vücut ısısının sürdürülebilmesini sağlayan besin ögelerinin
oluşturduğu güç.’’ olarak açıklanmıştır. (TDK)
Bir sistemin, kendisi dışında etkinlik üretme yeteneğidir (Max Planck) Erke olarak da
tanımlanabilen enerji bir sistemin iş ve ısı verme yeteneğidir. Enerjiler çeşitli
biçimlerde sınıflandırılabilmektedir. Sınıflandırmalar hangi esaslara göre yapılırsa
yapılsın, farklı gruplara giren enerjiler, birbirlerine dönüştürülebilmektedir. Enerjinin
dönüşebilirliğinin ölçümünü ekserji ile ifade edilmektedir. Ekserji, enerjinin
dönüşebilirliğinin ölçümünü ifade eder. Belirli termodinamik koşullarda, belli bir
miktar enerjinin diğer bir enerji biçimine dönüştürülebilen en yüksek miktarıdır.
Belirli termodinamik koşullarda diğer bir enerji biçimine dönüştürülemeyen enerjiye
de anerji adı verilmektedir. Enerjilerden büyük bir bölümü maddeye bağlıdır.
(ACAROĞLU, 2003)
Enerji, hareketsizi harekete geçirmek, durağanı yürütmek, kapalı olanı açmak,
düşünüp bulmak, hayal ettiğimizi kağıda dökmek, kağıt üstündekini üretmek, hayata
geçirmek için kısaca hayatta her şey için enerjiye ihtiyacımız vardır. Dolayısıyla
enerjiyi kısaca iş yapabilme kabiliyeti olarak tanımlayabiliriz.
2.2. Enerji Kaynakları
Gelişen dünyada günümüzde bireyin yaşamını sürdürebilmesi için hava su gibi
zorunlu gereksinimlerinin yanına enerji de eklenmiş bulunuyor. Enerji olmaksızın bir
yaşam artık düşünülemez. Enerji kaynaklarını günümüzde çeşitli şekillerde
sınıflandırmak mümkündür. Teknolojinin gelişmesiyle jeotermal, rüzgar, güneş vb.
enerji türlerinin 20. yüzyılın son yarısında tanınmaya ve kullanılmaya başlanması ile
birlikte enerjinin daha önceden katı, sıvı ve gaz şeklindeki ayrımı yerine yenilenebilir
enerji ve yenilenemeyen enerji türleri şeklinde bir sınıflandırmaya gidilmiştir.
3
Enerjinin sınıflandırması birkaç şekil de yapılmaktadır:
 Enerjiler kaynaklarına göre; katı, sıvı, gaz yakıtlar ile hidrolik, nükleer, güneş,
biyokütle, rüzgar, jeotermal vb. enerjiler olarak ayrılabilir.
 Fiziksel ve ekonomik yönlerine göre; mekanik (potansiyel ve kinetik),
termik, kimyasal, fiziksel, elektromanyetik, elektrik vb. enerjiler olarak
gruplandırılabilmektedir.
 Enerji hammaddelerinin özgül enerji içeriklerine göre:
Yoğun enerjiler: Petrol ve ürünleri, kömür, hidrolik enerji, atom enerjisini
veren uranyum toryum örnek olarak gösterebiliriz.
Yoğun olmayan enerjiler: Güneş ve rüzgar enerjileri
 Enerji maddesinin depolanabilme özelliğine göre:
Tam olarak depo edilebilenler: Kömür, petrol ve ürünleri, bitümlü şistler,
atom enerjisini veren uranyum ve toryum gibi.
Kısmen depo edilebilenler ve edilemeyenler: Doğal gaz, su, güneş.
 Yenilenebilir ve yenilenemeyen enerji kaynakları:
Yenilenmeyen (tükenebilir) Enerji Kaynakları: Petrol, doğalgaz, kömür,
nükleer.
Yenilenebilir (tükenmeyebilir) Enerji Kaynakları: Odun, hidrolik, rüzgar,
güneş, Jeotermal, dalga-gel-git, biyogaz
 Bir diğer ayrıma göre; enerjinin herhangi bir değişime ve dönüşüme sahip
olup olmamasına göre:
Birincil (Primer) Enerji Kaynakları: Doğal enerjiler olarak adlandırılan enerji
kaynaklarına örnek olarak; kömür, petrol, doğal gaz, hidrolik, jeotermal,
odun, hayvan ve bitki atıkları, nükleer, dalga-gelgit, güneş, rüzgar
gösterebiliriz.
İkincil (sekonder) Enerji Kaynakları: İkincil enerji kaynakları, birincil enerji
kaynaklarının dönüştürülmesine dayalı olarak üretilen bir enerji çeşididir.
Elektrik enerjisi, kok, briket, havagazı, LPC, benzin, mazot, motorin, termik
‘ısı’, mekanik, kimyasal, elektromanyetik, ışık olarak örnekleyebiliriz.
4
ENERJİ KAYNAKLARI
Kullanışlarına Göre
Enerji Sınıflandırma
Dönüştürülebilir Olmalarına
Göre Enerji Sınıflandırma
Yenilenemez Enerji (Tükenir Enerji) Birincil Enerji (Primer Enerji)
Fosil Kaynaklı Kömür
Kömür Petrol
Petrol Doğal gaz
Doğal gaz Nükleer
Çekirdek Kaynaklı Biyokütle
Uranyum Hidrolik
Toryum jeotermal
Güneş
Yenilenebilir Enerji
(Tükenmez)
Rüzgâr
Hidrolik Dalga, Gel-Git
Güneş İkincil Enerji (Sekonder Enerji)
Biyokütle Elektrik
Rüzgâr Benzin, Mazot, Motorin
Jeotermal İkincil Kömür
Dalga, Gel-Git Kok, Biriket
Hava Gazı
Sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG)
Tablo 1. Enerji Kaynaklarının Sınıflandırılması
5
Aşağıdaki tabloda enerji kaynaklarının Alt ısıl değerlerinin TEP cinsinden karşılığı
listelenmiştir.
Miktar Enerji Kaynağı Alt Isıl Değer Birim TEP Çevrim Katsayısı
1 ton Taş Kömürü 6.100.000 kCal 0.610
1 ton Kok Kömürü 7.200.000 kCal 0.720
1 ton Briket 5.000.000 kCal 0.500
1 ton Linyit santral 2.000.000 kCal 0.200
1 ton Elbistan Linyiti 1.100.000 kCal 0.110
1 ton Petrokok 7.600.000 kCal 0.760
1 ton Kok tozu 6.000.000 kCal 0.600
1 ton Maden 5.500.000 kCal 0.550
1 ton Elbistan Linyiti 1.100.000 kCal 0.110
1 ton Asfaltit 4.300.000 kCal 0.430
1 ton Odun 3.000.000 kCal 0.300
1 ton Hayvan ve Bitki Artığı 2.300.000 kCal 0.230
1 ton Ham Petrol 10.500.000 kCal 1.050
1 ton Fuel Oil No: 4 9.600.000 kCal 0.960
1 ton Fuel Oil No: 5 10.025.000 kCal 1.003
1 ton Fuel Oil No: 6 9.860.000 kCal 0.986
1 ton Motorin 10.200.000 kCal 1.020
1 ton Benzin 10.400.000 kCal 1.040
1 ton Gaz yağı 8.290.000 kCal 0.829
6
1 ton Nafta 10.400.000 kCal 1.040
bin m³ Doğal Gaz 8.250.000 kCal 0.825
1 ton Kok Gazı 8.220.000 kCal 0.820
bin m³ Kok Gazı 4.028.000 kCal 0.403
1 ton Yüksek Fırın Gazı 535.000 kCal 0.054
bin m³ Yüksek Fırın Gazı 690.000 kCal 0.069
bin m³ Asatilion 14.230.000 kCal 1.423
bin m³ Propan 10.200.000 kCal 1.020
1 ton LPG 10.900.000 kCal 1.090
bin m³ LPG 27.000.000 kCal 2.700
bin kWh Elektrik 860.000 kCal 0.086
bin kWh Hidrolik 860.000 kCal 0.086
bin kWh Jeotermal 860.000 kCal 0.860
Tablo 2. TEP Hesap Tablosu (www.enve.com.tr/enerji_tep_tablosu.htlm
Enerji kaynaklarının farklılığı kadar verdiği randımanlar da farklıdır. Karşılaştırma
yapabilmek için eşdeğerlik birimleri seçilmiştir. Eskiden yoğun kullanımı nedeniyle
kömür kullanımı çok yaygın olduğu için kıyaslama birimi olarak önce kömür
eşdeğeri, sonraları hidrokarbonlar ön sıraya yerleşince petrol eşdeğeri kabul
edilmiştir. Ton Eşdeğer Petrol (TEP) kavramı, enerji birimlerini eşitleyerek, tek bir
ortak birime çevirmek ve hesaplama kolaylığı açısından kullanılmaktadır. Her enerji
biriminin TEP cinsinden bir karşılığı vardır. TEP çeşitli enerji kaynaklarının
miktarlarını tanımlamak için kullanılan kg, m3, ton, kWh gibi farklı birimleri aynı
düzlemde ifade etmeye yarayan bir tanımdır. 1 TEP, 1 ton petrolün yakılmasıyla elde
edilecek enerjiye tekabül etmektedir. 1 TEP, 5 adet ortalama konutun yıllık elektrik
tüketimi kadardır.
7
2.2.1. YENİLENEMEYEN(GELENEKSEL)ENERJİ KAYNAKLARI
Çağdaş bireyin yaşamını sürdürebilmesi için hava su gibi zorunlu gereksinimlerine
enerji de eklenmiş bulunuyor. Enerji olmaksızın bir yaşam artık düşünülemez.
Yaşamsal her maddenin bir enerji boyutu bulunmaktadır. Geleneksel
(Yenilenemeyen) enerji kaynakları denince aklımıza, doğada zaten var olan enerji
kaynakları gelmelidir. Bu tür enerji kaynakları milyonlarca, belki de milyarlarca yıl
süren bir hayli uzun bir süreç sonucunda meydana gelirler. Petrol, kömür, doğalgaz
gibi doğadaki miktarı sınırlı olan bu enerji kaynakları, en verimli şekilde
kullanılmalıdır. (T.C. A.Ü YAYINI NO: 249, 2012)
2.2.1.1. Kömür
Tüm fosil yakıtlar (kömür, petrol, doğalgaz) içinde kömür dünyada en çok ve yaygın
biçimde bulunan enerji kaynağıdır. Linyit, ısıl değeri düşük, barındırdığı kül ve nem
miktarı fazla olduğu için genellikle termik santrallerde yakıt olarak kullanılan bir
kömür çeşididir. Buna rağmen yerkabuğunda bolca bulunduğu için sıklıkla kullanılan
bir enerji hammaddesidir. Taşkömürü ise yüksek kalorili kömürler grubundadır.
Dünyada Kömür
2012 yılbaşı itibari ile toplam 891 milyar ton olan Dünya kömür rezervlerinin; 403
milyar ton ile %45’i antrasit ve taşkömüründen. 287 milyar ton ile %32’si alt bitümlü
kömürler ve 201 milyar ton ile %23’ü ise linyitlerden oluşmaktadır. Dünya Enerji
Konseyi(WEC) tarafından 2010 ve 2013 yıllarında yayınlanan, Dünya Enerji
Kaynakları raporunda, ülkelerin üretilebilir kömür rezervleri ile ilgili değerlere
bakıldığında, geçen üç yılda büyük kömür rezervlerine sahip ülkelerin, rezerv
değerlerinin değişmediği görülmüştür. Ancak bu ülkelerin büyük çoğunluğunda, bu
rezervler dışında kanıtlanmış, rezerv niteliğine dönüşebilecek kömür varlıkları
bulunmaktadır. Bu nedenle de mevcut rezervlerin azalmadığı gibi, ABD, Hindistan,
Rusya, Ukrayna, Kazakistan başta olmak üzere birçok ülkenin kömür rezervlerinin
daha da artacağı anlaşılmaktadır. ((WEC) DEK-TMK, 2014, s. 19)
8
Şekil 1. Dünya Kömür Rezervlerinin Kömür Cinslerine Göre Dağılımı (Kaynak World
Energy Resorurces WEC 2013)
2012 yılı ekonomik üretilebilir Dünya kömür rezervleri 891 milyar ton olup, %88’i
dokuz ülkede bulunmaktadır. Bu ülkelerin başında 237 milyar ton ve %26 ile ABD
gelmektedir. Rusya %18 ve Çin %13 lük rezervleri ile dikkat çekmektedir. ((WEC)
DEK-TMK, 2014, s. 20)
Şekil 2. 2012 Yılı Dünya Kömür rezervlerinde Ülkelerin Payları(Kaynak: World
Energy Resorurces WEC 2013)
Taşkömürü ve
Antrasit ; 403;
45%
Alt Bitümlü;
287;
32%
Linyit;
201;
23%
Toplam Rezerv
891
milyar ton
Çin 13%
Rusya 18%
ABD 26%Avusturalya 8%
Hindistan 7%
Almanya 5%
Ukrayna 4%
Kazakistan 4%
G. Afrika 3%
Diğer 12%
2012 Dünya Kömür Rezervlerinde Ülkelerin Payları
9
2012 yılı ülkelerin kömür üretimindeki payları; Çin %48 ile en fazla üretim yapan
ülke konumundayken ikinci sırada ABD %% 13 ile gelmektedir. Aynı yıl kömür
tüketiminde ise Çin % 51 ve ABD %11 ile ilk iki sırayı paylaşmakta üçüncü sırada %9
ile Hindistan gelmektedir. Aşağıdaki Şekil 2 de 2012 yılı ülkelerin kömür üretimindeki
payları gösterilmektedir.
Şekil 3. 2012 Yılı Başlıca Ülkelerin Kömür Üretim Payları (Kaynak: Coal Information
IEA 2013)
2012 yılı geçici değerlerine göre 55530 mtce olan Dünya kömür tüketiminin, %51’i
Çin tarafından gerçekleştirilmiştir. 2795 mtce olan kömür tüketiminin yarısından
fazlasını tüketen Çin’den sonra, en büyük tüketici ülke 608 mtce ile ABD olup
tüketim oranı %11’dir. Diğer önemli kömür tüketicileri ise Hindistan, Japonya,
Rusya, G.Afrika, G.Kore, Almanya şeklinde sıralanmıştır. Bu sekiz ülkenin dünya
kömür tüketimindeki toplam payı % 83 oranındadır. Türkiye’nin 2012 yılı kömür
G. Afrika ; 4%
Rusya; 5%
Avusturalya; 6%
Endonezya; 6%
Hindistan; 6%
Diğer; 12%
Çin; 48%
ABD; 13%
2012 Ülkelerin Kömür Üretim Payları-toplam; 5.666mtce
10
tüketimindeki payı ise sadece binde 9 ile 50 mtce olmuştur. ((WEC) DEK-TMK, 2014,
s. 27)
Şekil 4. 2012 Yılı başlıca Ülkelerin Kömür Tüketim Payları(Kaynak: Coal
Information IEA 2013)
Gelişmiş ülkelerin elektrik üretiminde doğal gazı daha fazla tercih etmeleri sebebiyle
kömür tüketim gelişmekte olan ülkeler de daha fazla artmaktadır. Ancak 2012
yılından itibaren kömür fiyatlarındaki düşme sonucu gelişmiş ülkelerde de kömüre
talep artmıştır.
Çin; 51%
ABD; 11%
Hindistan; 9%
Rusya; 3%
Japonya ; 3%
Almanya; 2%
G.Kore; 2%
G.Afrika; 2%
Diğer; 17%
2012 Yılı Ülkelerin Kömür Tüketim Payları-Top. tüketim
5530(mtce)
11
Şekil 5. 2012 Yılı Ülkelerin Kömür Tüketimi (Kaynak: Coal İnformation IEA 2013 *
değerler geçicidir.)
Dünyada son yirmi yılda linyit üretiminde kayda değer bir artış olmadığını ve üretim
eğrisi yatay olarak seyretmektedir. 2012 yılı ülkelerin linyit üretimlerine bakıldığında
Almanya 185 milyon ton ile dünya linyit üretiminin %20’sini gerçekleştirmiştir.
Türkiye ise 66 milyon ton ile linyit üretiminde Almanya’dan sonra en yüksek üretim
yapan ülkeler arasında ilk sıralardadır.
2795
608
493
190 162 142 111 109 78 70 66 59 58 55 50 45
441
0
500
1000
1500
2000
2500
3000
Çin
ABD
Hindistan
Rusya
Japonya
G.Afrika
G.Kore
Almanya
Polonya
Avusturalya
Ukrayna
Kazakistan
Tayvan
İngiltere
Türkiye
Endonezya
Diğer
2012 Ülkelerin Kömür tüketim miktarı*(mtce)
12
Şekil 6. 2012 Yılı Ülkelerin Linyit Üretim ve Tüketim Payları (Kaynak Coal
Information IEA 2013)
Dünya kömür ticaretinin yaklaşık tamamı koklaşabilir taş kömürü ile taşkömürü ve
alt bitümlü kömürden oluşan buhar kömürüne ilişkindir. Linyit kömürünün ülkeler
arasında taşınması ya da ticareti yok denecek kadar azdır. Küresel ölçekte ticareti
yapılan kömürün iki ana kullanım amacı bulunmaktadır. Elektrik üretimi amacıyla
buhar kömürü ve demir çelik endüstrisinin kullanımı için koklaşabilir kömür ve az
miktarda kok kömürü ticareti yapılmaktadır. 2012 yılında dünya linyit tüketimi,
üretim yapılan ülkelerde üretim miktarı kadar tüketileceği tahmin edilmektedir.
Geçici değerlere göre 905 milyon ton olan 2012 yılı Dünya linyit tüketiminin büyük
oranı elektrik üretiminde kullanılırken, bazı ülkelerde endüstride ve ısınmasında da
kullanılmaktadır. Türkiye, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, Almanya, Avusturalya,
Macaristan ve Polonya gibi ülkelerde ise elektriğin önemli bir kısmı linyit
kömüründen üretilmektedir. Ülkelerin linyit üretim ve tüketim değerleri yaklaşık
aynı olduğu için ayrıca tüketim değerleri yazılmamıştır. ((WEC) DEK-TMK, 2014, s.
33)
Özellikle gelişmekte olan ülkelerin elindeki kaynakları değerlendirme çalışmaları
sonucunda, Dünyada kömüre dayalı üretimin payı son yıllarda artış göstermektedir.
2010 yılında 8697 TWh olan üretim 2011 yılında %5,2’lik artışla 9146 TWh olmuştur.
20%
9% 8% 8% 7% 7% 7%
5% 5% 4% 4% 4%
2% 2%
8%
0%
5%
10%
15%
20%
25%
2012 Ülkelerin Linyit Üretim ve Tüketim Payları
13
Şekil 7. 2011 Yılı Ülkelerin Elektrik Kömüre dayalı Üretimindeki Payı (Kaynak:
Elektricity İnformation IEA 2012)
Dünya 2012 yılı toplam kömür üretimi dikkate alındığında, yeni rezervler
bulunamaması durumunda küresel kömür rezervlerinin yaklaşık 142 yıl ömrü
bulunduğu hesaplanmaktadır.
Dünyada yeni kömür teknolojileri ile ilgili özellikle iklim değişikliği etkisinin
kömürden temiz enerji elde edilebilmesi çalışmalarını hızlandırmaktadır. Bu nedenle
daha yüksek verimli teknolojik santrallerin yapılması, kömürün sıvılaştırılması(G.
Afrikada 1955 yılından beri kullanılmakta) ve kömürün yeraltında gazlaştırılması gibi
çalışmalar sürdürülmektedir.
Türkiye’de Kömür
Ülkemiz rezerv ve üretim miktarları açısından linyitte dünya ölçeğinde orta düzeyde,
taşkömüründe ise alt düzeyde değerlendirilebilir. Toplam dünya linyit rezervinin
yaklaşık %1,6'sı ülkemizde bulunmaktadır. Bununla birlikte linyitlerimizin büyük
kısmının ısıl değeri düşük olduğundan termik santrallerde kullanımı ön plana
çıkmıştır. Ülkemiz linyit rezervinin yaklaşık %46'sı Afşin-Elbistan havzasında
bulunmaktadır. Ülkemizin en önemli taşkömürü rezervleri ise Zonguldak ve
civarındadır. Zonguldak Havzası'ndaki toplam taşkömürü rezervi 1,322 milyar ton,
buna karşılık görünür rezerv ise 519 milyon ton düzeyinde bulunmaktadır. Linyit
sahaları ülkemizde bütün bölgelere yayılmış olup bu sahalardaki linyit kömürünün
ısıl değerleri 1000-5000 kcal/kg arasında değişmektedir. Ülkemizdeki toplam linyit
rezervinin yaklaşık %68'i düşük kalorili olup %23,5'i 2000-3000 kcal/kg arasında,
%5,1'i 3000-4000 kcal/kg arasında, %3,4'ü 4000 kcal/kg üzerinde ısıl değerdedir.
(ETKB, 2014)
%41
3751
%3
279
%2,1
191
%1,9
177
%21
1915
%0,7
67
%1,6
144
%8
727
%9
863
%4,8
435
%2,7
243
%2,6
241
%1,2
113
0
500
1000
1500
2000
2500
3000
3500
4000
2011 Ülkelerin Kömüre Dayalı Elektrik Üretim Miktarı(TWh) ve Payı
14
Şekil 8’ de görülen grafikte 1990-2012 yılları arasında ki 22 yılda Türkiye’de ki linyit
üretimi % 74 oranında artış göstermiş olduğu görülmektedir. 1999 dan sonra
gereğinden çok yapılan doğalgaz anlaşmaları sonucunda doğalgaz santrallerindeki
sayısal artışında etkisiyle düşüş göstermiş olsa da son 3-4 yıl enerji talebindeki artışı
karşılayabilmek için 77 milyon ton kapasiteye ulaştığı görülmektedir.
Şekil 8. Yıllara Göre Türkiye'nin Linyit Üretimi Grafiği (ETBK)
2012 yılında 121 Milyon Ton Eşdeğer Petrol (MTEP) olan ülkemizin toplam birincil
enerji tüketiminde kömürün payı %31'dir.
Ülkemizin 2013 sonu itibariyle kömüre dayalı santral kurulu gücü 12.563 MW olup
toplam kurulu gücün %20'sine karşılık gelmektedir. Yerli kömüre dayalı kurulu güç
8.515 MW (%13,3) ve ithal kömüre dayalı kurulu güç ise 4.048 MW (%6.3)
şeklindedir.
2005 yılından itibaren enerji üretiminde yerli kaynaklara önem verilmesi ve dışa
bağımlılığın azaltılması hedefleri çerçevesinde sanayileşme ve nüfus artışına paralel
olarak artan enerji talebinin karşılanması amacıyla; yeni kömür sahalarının
bulunması ve bilinen sahaların geliştirilmesi çalışmalarına hız verilmiştir. Kömür
aramalarında sondaj miktarı son beş yılda beş kat artmış, aramaların sonucunda 8,3
milyar ton olan mevcut rezerve ilave olarak; 2008 Mayıs ayı itibarı ile 4,1 milyar ton
yeni linyit rezervi tespit edilmiştir. (ETKB, 2014)
2013 yılında kömüre dayalı santrallerden toplam 61,5 TWh brüt elektrik üretilmiş
olup toplam brüt elektrik üretimi içerisindeki payı %25,7 düzeyindedir.
60854
59572
51660
46168
43709
57708
61484
72121
76171
75577
69698
72550
77389
0
10000
20000
30000
40000
50000
60000
70000
80000
90000
1998 2000 2002 2004 2006 2008 2010 2012 2014
1990-2012 Türkiye Linyit Üretimleri (Bin Ton)
15
İthal bir kaynak olan doğal gazın elektrik üretiminde kullanılması yerine rezervleri
belirlenen ve termik santral kurulabilecek özellikte olan linyit sahalarımızın hızla
devreye sokulması ve mevcut santrallara yeni ünitelerin ilavesine yönelik çalışmalar
sürdürülmektedir. (ETKB, 2014)
Taşkömürü ithalatında 2000 yılı sonrasını incelediğimizde 2008 ekonomik krizinin
etkisiyle düşüşün görülmesi dışında, günümüze kadar % 100 ‘ün üzerinde gibi bir
artış olduğu görülmektedir. Bu artışta son zamanlarda devreye giren ithal kömürlü
santrallerin etkisi yüksek olmakla birlikte son yıllarda düşen kömür fiyatları da
mevcut santral kapasitelerinin artırılmasından dolayıdır.
Türkiye Kömür İthalatı ve Önenen Ücretler
Yıllar İthalat (milyon ton) Ödenen (milyar$)
2008 19,7 3,4
2009 20,6 3,1
2010 22,3 3,3
2011 24 4,1
2012 29,7 4,6
Toplam 116,3 18,5
Tablo 3. Türkiye Kömür İthalatı ve Ödenen Ücretler (Kaynak: TUIK 2012)
Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığının azaltılması ve enerji arz güvenliğinin
sağlanması için ulusal kömürler azami ölçüde değerlendirilmeli, kömüre dayalı
yüksek verimli enerji üretimi santralleri tesis edilmelidir. ABD, Çin, Hindistan gibi
gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler kömürü elektrik üretiminde azami ölçülerde
kullanmaya devam ederken, Türkiye’nin kömürde ülke kaynaklarını daha fazla etkin
bir şekilde kullanılmasının, dünya iklim değişikliği açısından uluslararası olumsuz
etkilerin olması düşünülemez ve kabul edilemez. Söz konusu ülkelerin kömür
tüketimleri Türkiye’nin Çin 30 katı, ABD 50 katı ile çok çok üzerindedir.
Birincil enerjide, dışa bağımlılığımız 2012 yılında %72,4 olurken elektrikte ise geçen
yıl olduğu gibi %56 civarında dışa bağımlı olunmuştur. Elektriğin %44 oranında doğal
gaz santralleriyle %12’si de ithal kömürle olmuştur. Dünyadaki gelişmeler ve yakın
coğrafyamızla ilgili senaryoların son derece olumsuzluklara gebe olması, enerjide
dışa bağımlılığımızın mümkün olduğu kadar çabuk azaltılmasını gerektirmektedir. Bu
anlamda ulusal kömürlerimize dayalı üretilebilecek en az 100 milyar kWh elektriğin,
16
devreye girmesi halinde, 2023 deki elektrik talebinin 450 milyar kWh civarında
olacağı öngörüsüne göre %22 oranında bağımlılığımızı azaltacak etkisi olacaktır.
Böylelikle strateji belgesinde belirtilen elektrik üretiminde doğal gaz santralleri
payının 2023 yılında %30 düzeyine indirilmesi hedefinin gerçekleşmesi de mümkün
olabilir. ((WEC) DEK-TMK, s. 59)
Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı, son yirmi iki yılda %20 daha artmıştır. Birincil
enerji arzında dışa bağımlılık 1990 da %52 düzeyinde iken, 2000 yılında %67, 2007
yılında %74,5, 2012 yılında ise %72,4 olmuştur. Enerji ithalatı 2012 yılı sonu itibariyle
60 milyar dolara ulaşarak, ithalat – ihracat farkının artmasına neden olmaktadır. Bu
güne kadar yerli kaynaklara öncelik verilmesi konusunda planlar yapılmışsa da, en
iddialı hedef 2009 yılında ortaya konulmuştur. Yüksek Planlama Kurulu’nun
18.05.2009 tarih ve 2009/11 sayılı kararı ile ‘’Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz
Güvenliği Strateji Belgesi’’ kabul edilmiştir. Bu kararla; bilinen linyit ve taşkömürü
kaynaklarının 2023’e kadar tamamının elektrik üretimi amacıyla değerlendirilmesi
ve elektrik enerjisi üretiminde ithal doğal gaz tüketiminin %30’un altına indirilmesi
öngörülmektedir. Ancak son dört yıldaki yapılanlar irdelendiğinde öngörülen
hedeflere ulaşılmasının zor olacağı ve kaybedilecek zamanın kalmadığı
görülmektedir. ((WEC) DEK-TMK, s. 63)
Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı giderek artarken, enerji arz güvenilirliğinin ve
güvenliğini sağlanması için en önemli seçenek olarak, ulusal kömürlerinin bir an
önce değerlendirilmesi görülmektedir.
2.2.1.2. Petrol
Petrol, başlıca hidrojen ve karbondan oluşan ve içerisinde az miktarda nitrojen,
oksijen ve kükürt bulunan çok karmaşık bir bileşimdir. Normal şartlarda gaz, sıvı ve
katı halde bulunabilir. Gaz halindeki petrol, imal edilmiş gazdan ayırt etmek için
genelde doğal gaz olarak adlandırılır. Ham petrol ve doğal gazın ana bileşenleri
hidrojen ve karbon olduğu için bunlar "Hidrokarbon" olarak da isimlendirilirler.
(ETKB, 2014)
Dünyada Petrol
2012 yılı dünya ispatlanmış petrol rezervi %7,7 artışla 1.520 milyar varilden 1.637
milyar varile yükselmiştir. Dünya petrol rezerv miktarında 2011 yılına oranla %7,7'lik
bir artış gerçekleşmiş, aynı oranda artmayan petrol üretiminin de etkisi ile 2011
yılında 44,8 yıl olan dünya petrol rezerv ömrü 2012 yılında 48,8 yıla yükselmiştir.
17
Birincil enerji kaynakları arasında stratejik konuma sahip olan ham petrol 2012 yılı
başı itibarıyla dünya enerji talebinin %33,1'ini karşılamıştır. (TPAO, 2013, s. 4)
Dünya Petrol rezervleri Ocak 2013’te, 2012 yılına göre %0,8’lik bir artış göstererek
1668,9 milyar varil (235,8 milyar ton) olmuştur. Rezerv artışlarının ağırlıklı olarak
Güney ve Orta Amerika ülkelerinden Brezilya ve Ekvator’da, Avrupa ve Avrasya
bölgelesin de Norveç’te, Orta Doğu’da İran ve Irak’ta ve Afrika Bölgesinde Angola’da
gerçekleştiğini görmekteyiz. 2012 yılında petrol rezervlerinin ömrü yaklaşık 53 yıl
olarak hesaplanmıştır. Dünya petrol rezervlerinin yarısı Orta Doğu’da
bulunmaktadır. En büyük petrol rezervine Venezuela, Suudi Arabistan, İran, Irak,
Kuveyt ve Rusya sahip bulunmaktadır. ((WEC) DEK-TMK, 2014, s. 70)
Şekil 9. Dünya petrol Rezervleri(Kaynak: BP İstatistikal Review of World Energy,
June 2013
Çin, Hindistan ve Orta Doğu’da özellikle ulaşım sektöründe petrol tüketiminin
artması beklenmektedir. OECD ülkelerinde ise verimlilik artışından ve yakıtlar arası
ikameden kaynaklı petrol tüketim artış hızının azalması beklenmektedir. Petrolün
sektörlere göre kullanımına ilişkin, 2012’de %6 olarak gerçekleşen elektrik
üretimindeki payının, 2030’da %3’e düşmesi, sanayideki payının %30’dan, %32’ye
yükselmesi, taşımada ise %52’den, %54’e çıkması beklenmektedir.
0
100
200
300
400
500
600
700
800
900
Orta Doğu G. Ve O.
Amerika
K. Amerika Avrupa ve
Avrasya
Afrika Asya Pasifik
807,7
%48
324,4
%20 220,2
%13 140,8
%8
130,3
%8 41,5
%2
Dünya Petrol Rezervi(milyar varil)
18
Şekil 10. Petrol tüketiminin Sektörel Dağılımı (Kaynak: BP Energy Outlook 2030,
Ocak 2013
1970’lerdeki petrol fiyatında yaşanan şokun ardından, birincil enerji tüketimindeki
payı 1973’te %48 olarak gerçekleşen petrolde, bu oran 1985’de %39’a düşmüştür.
Son yıllarda yeniden yükselişe geçen fiyatlar ile petrolün ekonomik olarak ağırlığını
artırdığı görülmektedir. Bu nedenle 2012’de daha da daralan petrol pazar payının,
önümüzdeki 20 yılsonun da %28’e düşmesi tahmin edilmektedir.
Petrol ve doğalgaz arz tarafında son yıllarda en çok dikkat çeken olay Amerika’daki
şeyl gaz devrimi olup ABD’nin ithalatçı konumdan dev bir ihracatçı konuma geçmesi
beklenmektedir. Bu durum şimdiden dünya piyasalarını etkilemeye başlamıştır.
EIA’nın raporunda Çin, Arjantin ve Cezayir’in kaya gazı kaynaklarının ABD’nin de
önünde olduğu görülmektedir. Ancak teknik ve jeolojik nedenler, Avrupa’da mevcut
yasal düzenlemeler, çevre odaklı endişeler daha uzun süre ABD dışında kaya gazı
üretiminin neredeyse yok denebilecek kadar az olacağına işaret etmektedir. Teknik
olarak dünyada aktif üretim yapan sondaj kulelerinin %60’ı ABD’de bulunmaktadır.
Bu kulelerin %95’i yatay sondaj yapmaya ve dolayısıyla kaya odaklı gaz ve petrol
üretimine elverişlidir. Kaya gazı rezervlerine sahip ülkelerde yaygın olarak üretime
başlanması halinde, küresel enerji görünümünün bugünkünden oldukça farklı
olacağı ve bu gelişmelerin önemli ekonomik ve jeopolitik sonuçları olacağı
beklenmektedir. Önümüzdeki dönemde Mısır’ın yanı sıra Suriye, Irak ve Libya’da
devam eden sorunlar petrol fiyatlarının yukarı yönlü seyrini destekleyeceği
beklenmektedir. ((WEC) DEK-TMK, s. 108)
Türkiye’de Petrol
Taşıma; 54%
Elektrik Üretimi;
3%
Sanayi; 32,0%
Diğer; 11,0%
Petrol Tüketimi Sektörel Dağılımı,2030
19
Dünya üretilebilir petrol ve doğal gaz rezervlerinin yaklaşık %72'lik bölümü,
ülkemizin yakın coğrafyasında yer almaktadır. Türkiye, jeopolitik konumu itibariyle
dünya ispatlanmış petrol ve doğal gaz rezervlerinin dörtte üçüne sahip bölge
ülkeleriyle komşu olup enerji zengini Hazar, Orta Asya, Orta Doğu ülkeleri ile
Avrupa'daki tüketici pazarları arasında doğal bir "Enerji Koridoru" olmak üzere pek
çok önemli projede yer almakta ve söz konusu projelere destek vermektedir. 2030
yılına kadar %40 oranında artması beklenen dünya birincil enerji talebinin önemli bir
bölümünün içinde bulunduğumuz bölgenin kaynaklarından karşılanması
öngörülmektedir. (ETKB, 2014)
2012 yılında 2,3 milyon ton olarak gerçekleşen Türkiye ham petrol üretiminin %73’ü
TPAO tarafından gerçekleştirilmiştir. Son on yılda yurtiçi petrol üretiminde %3
oranında düşüş gözlenmiş olmakla birlikte TPAO özellikle 2003 yılından sonra
Batman Bölgesinde uyguladığı üretimi arttırma çalışmaları sonucunda üretim
düşüşünü kısmen durdurmuştur. (TPAO, 2013)
2012 yılında toplam 2,3 milyon ton petrol üretilmiş olup, günümüze kadar toplam
140,2 milyon ton petrol üretimi gerçekleştirilmiştir. Türkiye’de 2002-2012 yılları
döneminde yıllar itibarı ile Türkiye’de üretilen ham petrol miktarı, aşağıda
grafiklerde gösterilmiştir.
Şekil 11. Türkiye Ham Petrol Üretimi (milyon ton)
2012 yılı yurtiçi üretilebilir petrol rezervi 294,8 milyon varil (43,2 milyon ton) olup,
yeni keşifler yapılmadığı takdirde, bugünkü üretim seviyesi ile yurtiçi toplam ham
petrol rezervinin 18,5 yıllık bir ömrü bulunmaktadır. 2012 yılında ham petrol
talebinin %9'u yerli üretimle karşılanmış, doğal gazda ise bu oran %1,6 olarak
gerçekleşmiştir. (ETKB, 2014)
2,4
2,3 2,3
2,2
2,1
2,2
2,4
2,5
2,4
2,3
1,9
2
2,1
2,2
2,3
2,4
2,5
2,6
2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012
Türkiye Ham Petrol Üretimi (milyon ton)
20
Şekil 12. 2008-2012 Yılları petrol Üretimi (Kaynak: TPAO
Her geçen gün artan petrol ve doğal gaz ihtiyacının yurtiçi kaynaklardan karşılanması
yönündeki faaliyetler kapsamında, ülkemizin yeterince aranmamış basenlerinde ve
özellikle Karadeniz ve Akdeniz'deki deniz alanlarında yapılan çalışmalar büyük bir
ivme kazanmıştır. Son yıllarda deniz sondaj teknolojisindeki gelişmelerin, su
derinliklerinin fazla (1.000-2.000 m) olduğu alanlarda arama ve üretim imkanlarını
ortaya çıkarması ile denizlerimizde hidrokarbon aramacılığının yapısı hızla
oluşturulmuştur. Özellikle TPAO tarafından 2004'den 2011'e kadar Karadeniz'de
yaklaşık 64.000 km 2B ve 14.000 km² 3B sismik saha çalışmaları yapılmış, bölgenin
hidrokarbon potansiyeli hakkında önemli bulgular elde edilmiştir. Akdeniz'de
(İskenderun, Kıbrıs, Mersin, Antalya açıkları) 2005-2011 yılları arasında yapılan
yaklaşık 20.000 km 2B ve 2.500 km² 3B sismik ve jeolojik çalışmalarla ise bölgenin
hidrokarbon potansiyelini ortaya çıkartmak adına önemli adımlar atılmıştır. (ETKB,
2014)
Ülkemizin mevcut jeopolitik konumu ve denizlerimizdeki su derinliğinin yüksek
olması nedenleriyle, petrol aramacılığı riskli, bir o kadar da masraflıdır. Ülkemiz,
demokratik yapısı, siyasi istikrarı, büyüyen ve gelişen ekonomisi ile yatırımcılar için
cazibesini korumaktadır. Ülkemizde ticari değere sahip bir petrol varlığı mevcuttur.
Ülkemiz mevcut ithalatı ile petrol ve doğal gaz yatırımcıları için iyi bir pazardır.
((WEC) DEK-TMK, s. 109)
0,0
5,0
10,0
15,0
20,0
25,0
30,0
2008 2009 2010 2011 2012
27,0
22,3
23,8
25,0 25,9
Türkiye'de Ham Petrol Tüketimi(milyon ton)
21
Diğer taraftan, tüm dünyada doğal gaz piyasası dinamiklerini yeniden şekillendiren
kaya gazının (shale gas) Türkiye'de aranmasına ve üretimine yönelik çalışmaların
Güneydoğu Anadolu bölgesinde gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Güneydoğu
Anadolu Bölgesi haricinde, işletme anlaşması kapsamına alınmamış ancak
önümüzdeki dönemde çıkarılması gündeme gelebilecek, Trakya Havzasının
Hamitabat ve Mezdere bölgelerinde de önemli miktarlarda çıkarılabilir kaya gazının
bulunduğu tahmin edilmektedir. (ETKB, 2014)
2.2.1.3. Doğalgaz
Doğal gaz; havadan hafif, renksiz ve kokusuz bir gazdır. Yer altında, petrolün
yakınında bulunur. Yeryüzüne çıkarılışı petrolle aynıdır, daha sonra büyük boru
hatları ile taşınır.
2011 yılında doğal gaz, dünya enerji tüketiminde %23,9’luk payla; petrol ve
kömürün ardından, en çok kullanılan üçüncü kaynak konumundadır. 2011 yılında
187,8 trilyon m3 olmuştur. 2012 yılında %17,6 ile Rusya en fazla doğal gaz rezervine
sahip olup, bunu %18 ile İran ve %13,4 ile Katar takip etmektedir. 2012 yılı dünya
doğalgaz rezerv ömrü 56 yıl olarak hesaplanmaktadır. Dünya doğalgaz rezervlerinin
yaklaşık yarısı Orta Doğu’da bulunmaktadır. Uluslararası Enerji Ajansının bir
raporuna göre, dünyada geleneksel olarak çıkarılan ve 2012 itibariyle talebi
karşılama oranı 60 yıla yakın olan kanıtlanmış doğalgaz rezervlerinin, teorik olarak
200 yıl ve daha uzun süre yetebilecek seviyeye çıkması da söz konusudur. ((WEC)
DEK-TMK, 2014, s. 74)
Şekil 13. 2013 Yılı Bölgeler İtibariyle Dünya Doğal Gaz Rezervi (Kaynak: BP
Statistical Review of World Energy June 2013)
0,00
10,00
20,00
30,00
40,00
50,00
60,00
70,00
80,00
90,00
G. Ve O.
Amerika
Kuzey
Amerika
Afrika Asya Pasifik Avrupa ve
Asya
Orta Doğu
%0,4
(7,60)
%0,6
(10,80)
%0,7
(14,50)
%0,8
(15,50)
%31
(58,40)
%43
(80,50)
22
Dünyada karbon salınımını azaltmaya yönelik çevre politikaları, doğal gazın kömüre
oranla güçlenmesine neden olmuştur. Öte yandan kaya gazı üretiminde en önemli
gelişmelerden biri olarak, ABD’de doğal gaz fiyatlarının 2012 de 2008 fiyatlarına
göre neredeyse yarıya düşmesine neden olmuştur. Avrupa ve Türkiye’nin doğal gaza
ödediği 12 $/MMBtu bedelin 1/3 fiyatına ABD’ de kaya gazı fiyatı oluşması maliyet
açısından önemli bir gelişmedir.
2012 yılında 2,3 milyon ton olarak gerçekleşen Türkiye ham petrol üretiminin %73’ü
TPAO tarafından gerçekleştirilmiştir. Son on yılda yurtiçi petrol üretiminde %3
oranında düşüş gözlenmiş olmakla birlikte TPAO özellikle 2003 yılından sonra
Batman Bölgesinde uyguladığı üretimi arttırma çalışmaları sonucunda üretim
düşüşünü kısmen durdurmuştur. (TPAO, 2013)
Türkiye’de 2002-2012 yılları döneminde yıllar itibarı ile Türkiye’de üretilen doğalgaz
miktarı, aşağıda grafiklerde gösterilmiştir.
Şekil 14. Türkiye Doğal gaz Üretimi(Kaynak: PİGM)
561
707
896 907 893
1014
729 726
793
664
0
200
400
600
800
1000
1200
2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012
Türkiye Doğal Gaz Üretimi (milyon m3)
23
Şekil 15. 2012 Yılı Türkiye'de Doğal Gaz Sektörel Tüketim Payı (%)
Türkiye’de 2012 yılı sonu itibari ile kalan üretilebilir doğalgaz rezervimiz 6,8 milyar
m³'tür. Elektrik enerjisi üretiminde doğalgaza dayalı kurulu gücümüz 2013 sonu
itibarıyla 20.268 MW olup bu değer toplam kurulu gücümüzün 31,6'sını
karşılamaktadır. (ETKB, 2014)
Doğal gaz arz-talep dengesine ilişkin çalışmalara göre yıllık gaz talebini karşılamakta
sorun bulunmamaktadır. Ancak, talebin yoğun olduğu kış aylarında gerek mevsim
normallerinin altında seyreden hava sıcaklığına bağlı olarak günlük tüketiminin
maksimum seviyeye ulaşması ve gerekse aynı dönemde kaynak ülkelerdeki veya
güzergâh ülkelerindeki aksamalar, dönemsel arz-talep dengesizliklerine yol
açabilmektedir. Bu kapsamda, toplam kapasitesi 2,6 milyar m3
olan Silivri doğal gaz
depolama tesisinin devreye alınması mevsimsel arz/talep dengesi ve arz
güvenliğinin sağlanması açısından oldukça yararlı olmuştur. Ayrıca yapımı devam
eden Tuz Gölü Doğal Gaz Yer altı Depolama Projesi kapsamında birinci aşamanın
2016 yılında tamamlanarak yaklaşık 500 milyon m3
çalışma gazı kapasitesine, ikinci
aşamanın ise 2019 yılında tamamlanarak toplamda 1 milyar m3
çalışma gazı
kapasitesine ulaşılması planlanmaktadır. Projenin tamamlanmasıyla günlük
maksimum 40 milyon m3
doğal gaz, Türkiye doğal gaz şebekesine verilebilecektir.
Ülkemizin orta ve uzun vadede bir doğalgaz ticaret merkezi (hub) konumuna
gelmesine yönelik politikamız ısrarla sürdürülecektir. (ETKB, 2014)
Isınma;
26,5%
Sanayi;
25,5%
Elektrik;
48,0%
2012 Türkiye'de Doğal Gaz Sektörel Tüketim Payı
24
2.2.1.4. Nükleer
Toryum, plütonyum ve uranyum gibi radyoaktif elementlerin atomlarının nükleer
santrallerin reaktörlerinde kontrollü bir şekilde parçalanması sonucu meydana gelen
ısı enerjisinden elektrik enerjisi üretilmesi için kullanılan bir kaynaktır. Fisyon ve
füzyon tepkimeleri ile elde edilen bu enerjiye "çekirdek enerjisi" veya "nükleer
enerji" adı verilmektedir. Nükleer reaktörler nükleer enerjiyi elektrik enerjisine
dönüştüren sistemlerdir. Temel olarak fisyon sonucu açığa çıkan nükleer enerji,
nükleer yakıt ve diğer malzemeler içerisinde ısı enerjisine, bu ısı enerjisi de kinetik
enerjiye ve daha sonra da jeneratör sisteminde elektrik enerjisine dönüştürülür.
Elektrik üretiminin sürekliliği yönünden, nükleer santraller, termik ve hidrolik
santrallere göre daha güvenli ve emre amadedir. 1.000 MWe gücündeki bir nükleer
reaktör, yılda yaklaşık olarak 27 ton (7 m3
) kullanılmış yakıt üretmektedir. Yatırım
maliyetlerinin kW başına 7.000 $’lara çıktığı görülmüştür. Nükleer santral işleten
şirketler reaktör ömürlerinin 40 yılın üzerinde olduğunu öngörmekte hatta 60 yıl
olarak dikkate almaktadır. Santral işletme maliyetleri açısından Uranyumun avantajı
Dünya’da çok miktarda ve yaygın bulunan, kolayca ve ucuzca taşınabilen konsantre
bir enerji kaynağı oluşudur. Bir kg Uranyum, bir kilo taş kömürüne göre yaklaşık
20.000 kat fazla enerji sağlayacaktır. ((WEC) DEK-TMK, 2014)
Nükleer santraller, çevre etkisi bakımından tercih edilmesi gereken bir seçenektir.
Normal işletme koşulları altında çalışan nükleer reaktörlerin, dışarıya verebilecekleri
en fazla radyoaktivite, normal doğal radyasyon seviyesinin %0,1-1'i ile
sınırlandırılmış olup pratikteki durum ise bu sınırların da altındadır. (ETKB, 2014)
Nükleer teknoloji, İlk 1940'larda geliştirilen ve İkinci Dünya Savaşı araştırma
esnasında başlangıçta uranyum veya plütonyum ya belirli izotoplarının atomları
bölerek bombalar üretmek için tasarlanmıştır. 1950'lerde özellikle, enerji üretimi
için, nükleer fisyon barışçıl amaçlarla kullanılmaya başlandı. İlk ticari nükleer
santraller 1950'lerde hizmet vermeye başladı. 31 ülkede işletilebilir, toplam
kapasitesi 370.000 MWe’ in üzerinde, 430’dan fazla ticari nükleer güç reaktörleri
bulunmaktadır. Yaklaşık 70’ten fazla reaktörde yapım aşamasındadır. Nükleer
santralar, karbon dioksit emisyonu olmaksızın, sürekli, güvenilir baz yük güç olarak
dünyanın elektriğinin% 11'den fazlasını sağlar. Birçok ülke de bilimsel araştırma ve
tıbbi ve endüstriyel izotoplarının üretimi için nötron ışınları kaynağı sağlamak için
araştırma reaktörleri inşa etmişlerdir. Bugün sadece sekiz ülke nükleer silah
yeteneğine sahip olduğu bilinmektedir. (WNA, 2014)
25
Aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi 2006 yılına kadar artarak gelen nükleer kurulu güç
kapasitesi 2006 yılından sonra azalmaya başlamıştır.
Şekil 16. Dünyada Nükleer Enerji Üretimi 1950-2012 Yılları Arası(Kaynak: WNA)
2012’de nükleer üretim, nükleer santral işleten 31 ülkenin 16’sında düşmüştür.
Elektrik üretiminde nükleerin payı %11’e gerilemiştir. Yeni nükleer santral
projelerinde gecikmeler olmuştur. Devreye giren yeni santrallerin az oluşu mevcut
nükleer filonun yaş ortalamasını yükseltmiştir. Dünya’da elektrik üretiminde nükleer
enerjinin payı 2011’de %13,5 iken 2012’de %11’e düşmüştür. Maksimum seviyeye
1993’de %17 ile ulaşılmıştır. Dünyada nükleer santral işleten 31 ülkenin çoğunda
nükleer enerjiden üretilen elektrikte düşüş görülmüştür. Nükleerden üretilen
elektrik 2006 yılında 2,66 TWh’le maksimum seviyeye çıkmışken 2012’de 2,346
TWh’de kalmıştır. Bu düşüşün dörtte üçü Japonya’daki özel durumdan kaynaklansa
da en büyük nükleer üretimi olan 5 ülke de dahil olmak üzere 16 diğer ülkede de
nükleer üretimi düşmüştür.
26
01.10.2013 itibariyle işletmede, inşa halinde ve planlanan nükleer santrallar
1 Ekim 2013
itibariyle
Nükleer
Elektrik
Üretimi (2012)
İşletmedeki
Santrallar
İnşa Edilen
Santrallar
Planlanan
Santrallar
Önerilen
Santrallar
Ülke 109
kWh % Adet MWe Adet MWe Adet MWe Adet MWe
ABD 770,7 19 100 98.951 3 3.618 9 10.860 15 24.000
Almanya 94,1 16,1 9 12.003
Arjantin 5,9 4,7 2 935 1 745 1 33 2 1400
BAE 2 2.800 2 2.800 10 14.400
Bangladeş 2 2.000
Belçika 38,5 51 7 5.943
Beyaz Rusya 2 2.400 2 2.400
Brezilya 15,2 3,1 2 1.901 1 1.405 4 4.000
Bulgaristan 14,9 31,6 2 1.906 1 950
Çek Cum. 28,6 35,3 6 3.766 2 2.400 1 1.200
Çin 92,7 2 17 13,842 30 32.690 59 64.420 118 122.000
Endonezya 2 2.000 4 4.000
Ermenistan 2,1 26,6 1 376 1 1.060
Finlandiya 22,1 32,6 4 2.741 1 1.700 2 3.000
Fransa 407,4 74,8 58 63.130 1 1.720 1 1.720 1 1.100
G. Afrika 12,4 5,1 2 1.830 6 9.600
Hindistan 29,7 3,6 20 4.385 7 5.300 18 15.100 39 45.000
Hollanda 3,7 4,4 1 485 1 1.000
İngiltere 64 18,1 16 10.038 4 6.680 9 12.000
İran 1,3 0,6 1 915 1 1.000 1 300
İspanya 58,7 20,5 7 7.002
İsrail 1 1.200
İsveç 61,5 38,1 10 9.388
İsviçre 24,4 35,9 5 3.252 3 4.000
İtalya 10 17.000
Japonya 17,2 2,1 50 44.396 3 3.036 9 12.947 3 4.145
Kanada 89,1 15,3 19 13.553 2 1.500 3 3.800
Kazakistan 2 600 2 600
Kore (Güney) 143,5 30,4 23 20.787 5 6.870 6 8.730
Kore (Kuzey) 1 950
Litvanya 1 1.350
Macaristan 14,8 45,9 4 1.880 2 2.200
Malezya 2 2.200
Meksika 8,4 4,7 2 1.600 2 2.000
Mısır 1 1.000 1 1.000
Pakistan 5,3 5,3 3 725 2 680 2 2.200
Polonya 6 6.000
Romanya 10,6 19,4 2 1.310 2 1.310 1 655
27
Rusya 166,3 17,8 33 24.253 10 9.160 28 29.180 18 18.236
Slovakya 14,4 53,8 4 1.816 2 942 1 1.200
Slovenya 5,2 53,8 1 696 1 1.000
S. Arabistan 16 17.000
Şili 4 4.400
Tayland 5 5.000
Tayvan (Çin) 38,7 18,4 6 4.927 2 2.700
Türkiye 4 4.800 4 4.500
Ukrayna 84,9 46,2 15 13.168 2 1.900 11 12.000
Ürdün 1 1.000
Vietnam 4 4.000 6 6.700
Dünya 2.346 11 432 371.900 70 73.366 173 187.740 314 356.986
Tablo 4. 01.10.2014 itibariyle İnşa Halinde ve Planlanan Nükleer Santrallar (Kaynak: WNA www.world-
nukleer.org)
Tüm Dünya’da 2012 yılında üç reaktör devreye alınırken 6 reaktör devre dışı
bırakılmıştır. 2013’de 1 Temmuz’a kadar 1 reaktör devreye alınırken 4 adet devre
dışı bırakılma kararı alınmıştır. Bunların hepsi ABD’de olup artık çalıştırılmaları
ekonomik olmadıkları için bu karar alınmıştır. Japonya’da çalışır durumda görülen 50
reaktörün ancak ikisi devreye alınmıştır. Geri kalanların kaç tanesinin tekrar çalışma
izni alacağı ve bunun ne kadar sürede olacağı hala belirsizdir.
Dünya’da inşaatı süren reaktör sayısı 70 olup, geçen yıla göre 6 artış olmuştur.
İnşaat halindeki reaktörlerin üçte ikisi üç ülkededir. Bunlar: Çin, Rusya ve
Hindistan’dır. 2012’de inşaatına başlanan nükleer ünite sayısı 6 iken, 2013’de 5
olmuştur. ((WEC) DEK-TMK, 2014, s. 261)
Dünya’da elektrik üretiminde nükleerin payı 1993’de %17 ile maksimum seviyeye
ulaşmışken 2012’de %11’e düşmüştür ki bu 1980’deki seviyedir. BP enerji
istatistiklerine göre primer enerjide nükleerin payı %4,5 olmuştur ve bu 1984’den bu
yana en düşük seviyedir. Bu düşüşün dörtte üçü Japonya’daki düşüşten
kaynaklanmıştır ve Japonya nükleer elektrik üreten ülkeler arasında 3. sıradan 18.
sıraya gerilemiştir. En çok nükleer elektrik üreten 5 ülkede de farklı nedenlerle
üretim düşmüştür: ABD (-20 TWh veya -%2,5), Fransa (-16 TWh veya %4), Almanya (
-8 TWh veya -%10), Güney Kore (7 TWh veya -%5), Rusya (-%0,8 TWh veya -%0,5)
Nükleer elektrik üreten ülkelerde ‘’5 Büyükler’’ sırasıyla ABD, Fransa, Rusya, Güney
Kore ve Almanya Dünya nükleer elektriğinin %67’sini ürettiler. Nükleer üretimini
istikrarlı bir şekilde artıran ülkeler Çin, Çek Cumhuriyeti ve Rusya’dır, bununla
beraber nükleer elektrik üretimini artıran ülkelerde bile artış hızı, genel elektrik
talep artışının gerisinde kaldı. Çek Cumhuriyeti ise %35 artışla rekor kırdı.
Nükleer enerji kullanan ülkelerin enerji kaynakları içinde 2010 yılı itibariyle nükleer
enerjinin oranı aşağıdaki şekilde gösterilmektedir.
28
Şekil 17. Nükleer Enerji Kullanan Ülkelerin Enerji Kaynakları İçinde 2010 Yılı Nükleer Enerjinin Oranı (Kaynak:
WNA www.world-nuclear.org)
1950 ortalarında nükleer enerjinin ticari olarak kullanılmasından bu yana iki büyük
sisteme bağlantı dalgası yaşandı. İlk dalganın maksimumu o yılda devreye giren 26
reaktör’ ün olduğu 1974 yılıyken, ikinci dalganın maksimumu ise yılda 33 reaktörün
devreye girdiği ve Chernobyl kazasının hemen öncesi olan 1984 ve 1985 yıllarıydı.
((WEC) DEK-TMK, 2014, s. 264)
Şu anda 14 ülkede nükleer santrallerin inşaatı devam etmektedir.
İnşaat Halindeki Nükleer Santrallar (1 Ekim 2013 itibariyle) Kaynak: WNA website
Ülke Ünite Mwe İnşaat Başlama Devreye Alma
Çin 30 32.690 2008-2013 2013-2017
Rusya 10 9.160 1983-2019 2014-2019
Hindistan 7 5.300 2002-2011 2013-2016
Güney Kore 5 6.870 2008-2013 2013-2017
ABD 3 3.618 1972-2013 2015-2017
Japonya 3 3.036 2007-2010 2014-2015
Pakistan 2 680 2011 2016-2017
Slovakya 2 942 1985 2014-2015
Tayvan 2 2.700 1999 2014-2015
BAE 2 2.800 2012-2013 2017-2018
Arjantin 1 745 1981 2013
Brezilya 1 1.405 2010 2016
Finlandiya 1 1.700 2005 2016
Fransa 1 1.720 2007 2016
Toplam 70 73.366 1972-2013 2013-2019
Tablo 5. İnşaat Halindeki Nükleer Santraller (1 Ekim 2013 itibariyle) Kaynak: WEC (WNA web site)
29
Fukuşima Sonrası Çeşitli Ülkelerin Tavırları: ((WEC) DEK-TMK, 2014)
ABD Dünya’nın en büyük Nükleer elektrik üreticisidir. 2010’da ABD’nin 101.607 MW
gücündeki toplam 104 nükleer reaktöründe üretilen 807 TWh, ABD elektrik
üretiminin %20’si ve Dünya Nükleer elektrik üretiminin %30’udur.
Fransa elektriğinin %78’ini nükleer enerjiden sağlamaktadır. Toplam gücü 63.130
MW olan 58 adet nükleer santral ünitesi vardır. Fransa’da elektrik fiyatları düşük
olduğundan, yılda ortalama 70 milyar kWh’in üzerinde ihracatıyla Dünya’nın en
büyük elektrik ihracatçısıdır ve yılda elektrik ihracatından 3 milyar € kazanmaktadır.
Fransa’da petrol krizi sonrası 1974’de nükleer enerjiye ağırlık verme kararı
verilirken, enerjide arz güvenliği, enerjide dışa bağımlılığı azaltma, elektrik fiyatlarını
ucuz ve stabil tutma hedefleri güdülmüştür.
İngiltere’de 17 nükleer ünitenin biri dünyada hepsi 2023’e kadar emekliye
ayrılacaktır. Bu sebeple İngiltere’de yeni nükleer santral yerleri ve dizaynları üzerine
son yıllarda kapsamlı çalışmalar yürütülmüştür. 2010’da üretilen elektriğin %16,4’ü
nükleerden üretilmiştir.
Almanya 2011 Mart ayına kadar, kurulu güçleri 20.339 MW olan 17 nükleer
Reaktöründen elektrik ihtiyacının yaklaşık dörtte birini karşılıyordu. Ancak Mart
2011’deki Fukuşima sonrası Başbakan Merkel, 1980 öncesi yapılan 7 Nükleer
santralla, uzun süredir bakımda Kruemmel Santralinin tamamen kapatılmasını,
diğerlerinin de stres testleri yapılması ve nükleer politikaların gözden geçirilmesi için
geçici olarak kapatılması kararını verdi. 8 nükleer santralın kapatılması sonucu fosil
yakıtlara ödenen ilave para, rüzgar ve güneşe sağlanan subvansiyonlar Almanya’da
elektrik fiyatlarının artmasına yol açmış, 20 GWh’in üzerinde tüketim yapanların
elektrik kWh alım fiyatları Kasım 2011’de Fransa’da 6,9 € cent’ken Almanya’da 11,95
€ cent olmuştur.
Japonya primer enerji ihtiyacının %84’ünü ithal etmektedir. Japonya sera gazları
emisyonlarını kısıtlamak için nükleere büyük ölçüde ağırlık vermeyi planlıyordu.
Bununla beraber Fukuşima kazası sonrası Ekim 2011’de Hükümet bir “Beyaz Rapor”
hazırlayarak orta ve uzun vadede Japonya’nın Nükleer enerjiye olan bağımlılığının
azaltılmasını öngörmektedir.
Çin’in çok iddialı bir nükleer programı vardır, 2020’ye kadar 60 GW, 2030’a kadar
200 GW ve 2050’ye kadar 400 GW yapmayı planlamaktadır. Aralık 2011’de Milli
Enerji idaresi (NEA, National Energy Administration) gelecek 10-20 yılda nükleer
enerjinin Çin Elektrik Üretim Sisteminin temeli olacağını açıkladı.
Rusya, 33 reaktörüyle toplam 24.164 MW gücündeki nükleer kapasiteyi 2020’ye
kadar ikiye katlamayı planlamaktadır. Zaten şu anda da 10 reaktörün inşaatı
30
sürmektedir. Bu arada mevcut reaktörlerde rehabilitasyonlar yapılarak üretim
kapasiteleri artırılmaktadır.
Nükleere yeni girecek ülkeler için, UAEA’nın Nükleer Enerjinin Uluslararası Durumu
ve Gelecek 2012 Raporunda 29 ülkede ilk defa Nükleer Enerji Programı hazırlandığı
belirtilmektedir. Bu sayıya, santral siparişleri verilen üç ülke (Türkiye, BAE ve Beyaz
Rusya), ciddi bir iradeyle nükleer program hazırlayan 14 ülke, muhtemel bir nükleer
program için aktif hazırlık içinde olan 6 ülke ve nihai karar vermemekle birlikte
nükleer program hazırlayan 6 ülkede dahildir. UAEA’nın 2010 raporunda bu
durumda olan 33 ülke sayılmışken şimdi bu sayı 29’a düşmüştür.
Türkiye’de nükleer enerji ile ilgili çalışmaların düzenlenmesi ve denetlenmesi 1956
yılında Başbakanlığa bağlı Türkiye Atom Enerjisi Komisyonu Genel Sekreterliği’nin
kurulması ile başlamıştır. Türkiye 1957 yılında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın
kurucu üyeleri arasında yer almıştır. Türkiye 1970’lerde başlamak üzere defalarca
Nükleer Santral teşebbüslerinde bulunmuş, ancak çeşitli nedenlerle sonuca
ulaşılamamıştır
12.05.2010 tarihinde ‘’Akkuyu Sahasında Bir Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve
İşletimine Dair İşbirliği Anlaşması’’ TC Hükümeti ile Rusya Hükümeti arasında
imzalanmıştır. Bu anlaşmaya göre Akkuyu’da kurulması tasarlanan nükleer santral,
4x1200 MW, toplam 4.800 MW gücünde, her güç ünitesinin ticari işletmeye alınma
tarihinden itibaren 15 yıl boyunca 12,35 ABD senti/kWh ağırlıklı ortalama fiyattan
(KDV dahil değil) satın alınması garanti edilmiştir. Rus tarafının kuracağı proje şirketi
santralin sahibi olacak ve proje şirketinde Rus tarafının hissesi %51’den az
olmayacaktır. 1. Ünite tüm santralin yapımıyla ilgili tüm izinler alındıktan sonraki 7
yıl içinde tamamlanacak, diğer ünitelerde birer yıl arayla devreye girecektir. ((WEC)
DEK-TMK, 2014, s. 276)
3 Mayıs 2013 tarihinde Japonya Başbakanı Shinzo Abe’nin Türkiye ziyaretinde Sinop
Santralinin yapımı konusunda devletlerarası bir anlaşma yapıldı. Anlaşma’ya göre,
her biri 1.150 MW olan 4 Atmea tipi reaktör inşaatına 2017 yılında başlanması ve 1.
Ünitenin 2023’de devreye girmesi öngörülmektedir.
Bu arada üçüncü santral yeriyle ilgili görüşler ifade edilmeye başlamıştır. Şu anda
daha çok Bulgaristan sınırına yakın İğneada ve Batı Karadeniz’deki Akçakoca’nın
adları geçmektedir.
Türkiye’de de Hükümetin nükleer santrallere olan güveninde bir sarsılma
olmamıştır. Akkuyu Santraliyle ilgili yapım süreci ilerlerken, ikinci santral yeri olan
Sinop için Japonya ile sözleşme imzalanmıştır. ((WEC) DEK-TMK, 2014, s. 279)
Ülkemizde elektrik enerjisi arz ve talep projeksiyonlarına bağlı olarak, 2020 yılına
kadar, nükleer enerji santrallerinin, elektrik enerjisi üretimi içerisindeki payının en
az %5 seviyesine ulaşması hedeflenmektedir. Bu amaçla 5710 sayılı Nükleer Güç
31
Santrallerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışına İlişkin Kanun 2007 yılı
içerisinde çıkartılmıştır. (ETKB, 2013)
Ulusal bir perspektiften bakıldığında, geleceğin enerji kaynaklarının güvenliği onların
sürdürülebilirliğini değerlendirmede önemli bir faktördür. Objektif bir
değerlendirmeyle, ulusal veya bölgesel enerji politikaları yapıldığında, arz güvenliği
bir önceliktir. Nükleer enerjinin kullanımını genişletmek için 1974 yılında Fransa'nın
kararı enerji güvenliği hususları ön plandaydı. Ancak, günümüzde ekonomik
gereksinimler daha belirgin hale gelmiştir. Son on yılda çeşitli AB raporları,
Avrupa'nın enerji güvenliği ve iklim hedefleri için nükleer gücün önemini gözler
önüne serilmiştir. Birçok hükümet nükleer enerji kullanımında 2030 yılına kadar
artan bir rol oynaması gerektiği görüşündedir. (WNA, 2014)
2.2.2. Yenilenebilir Enerji Kaynakları
Dünya nüfusunun hızla artması, gelişen teknolojiye ve sanayiye bağlı olarak sosyal
ve ekonomik faktörlerdeki iyileşme paralelinde doğru orantılı olarak enerjiye olan
gereksinimde arttırmaktadır. Enerji kaynaklarını elinde bulunduran milletlerin
ekonomik ve politik güçleri, enerji uğruna yapılan savaşlar, geleneksel enerji
kaynaklarının yeni rezervler bulunamaz ise yakın bir gelecekte tükenecek olması,
yeni enerji kaynak arayışlarını hızlandırmaktadır. Fosil yakıtların yerini tam olarak
alamasa da alternatif olarak doğada kendini sürekli tekrar edebilen kaynaklar
geliştirilmeye çalışılmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynakları olarak; Güneş, rüzgâr,
jeotermal, biyoenerji, çevre enerjisi, dalga ve gelgit, hidrolik, hidrojen enerjileri
gösterilmektedir. Fosil yakıtların yarattığı çevre kirliliği ve buna bağlı bilinen olumsuz
etkilerinden dolayı çevrenin korunması ile ilgili Kyoto Protokolü gibi uluslararası
çevre sözleşmelerinin gündeme gelmesi ve yenilenebilir enerjilerin çevre dostu
olmasından kaynaklanan avantajları ilginin artmasına neden olmaktadır.
AB İklim değişikliği paketi (20-20-20) 17 Aralık 2008 Avrupa Parlamentosunda kabul
edilmiştir. (20-20-20) Paketinde 2020 yılına kadar öngörüler:
 Sera gaz salınım düzeyini 1990’daki değerinden %20 azaltmak.
 Enerji verimliliği alanında %20 değerinde geliştirmek.
 2020 yılında erişilmesi hedeflenen yenilenebilir enerji üretimi 550-600TWh.
 Kullanılan enerjinin %20’sini yenilenebilir enerjilerden sağlanması.(%35
Elektrik enerjisi için)
Türkiye Enerji Bakanlığı Strateji Raporu da belirtilen hedefler ise:
• Yenilenebilir enerji oranının 2020 yılında %30 olması,
• Tüm hidroelektrik enerji kaynaklarının kullanılması,
• Tüm jeotermal kaynaklarının kullanılması,
• Rüzgar enerjisi kurulu gücünün 2020 yılında 20 GW olması,
• Doğalgaz kullanım oranının 2020 yılında %30’un altına çekilmesi,
32
2.2.2.1. Güneş
Güneş, dünyadan 150 milyon km uzaklıkta olan, gazlardan oluşmuş 1,39 milyon km
çapında bir kütledir. Yaklaşık 6000°K sıcaklığında olan güneş, yüzeyinde hidrojen
gazının helyuma dönüşmesi reaksiyonu gerçekleşmesi ile reaksiyon sırasında ortaya
çıkan enerji radyasyon yolu ile yayılmakta ve dünyamıza ulaşmaktadır. Dünya’ya
güneşten gelen enerji, Dünyada tüketilen enerjiden 20 bin katı daha fazladır.
Güneş enerjisi teknolojileri yöntem, malzeme ve teknolojik düzey açısından çok
çeşitlilik göstermekle birlikte iki ana gruba ayrılabilir:
Fotovoltaik Güneş Teknolojisi: Fotovoltaik hücreler denen yarı-iletken malzemeler
güneş ışığını doğrudan elektriğe çevirirler.
Isıl Güneş Teknolojileri: Bu sistemlerde öncelikle güneş enerjisinden ısı elde edilir.
Bu ısı doğrudan kullanılabileceği gibi elektrik üretiminde de kullanılabilir.
Fotovoltaik Hücreler
Güneş hücreleri (fotovoltaik hücreler), yüzeylerine gelen güneş ışığını doğrudan
elektrik enerjisine dönüştüren yarıiletken maddelerdir. Yüzeyleri kare, dikdörtgen,
daire şeklinde biçimlendirilen güneş hücreleri alanları genellikle 100 cm² civarında,
kalınlıkları ise 0,1- 0,4 mm arasındadır. Güneş hücreleri fotovoltaik ilkeye dayalı
olarak çalışırlar, yani üzerlerine ışık düştüğü zaman uçlarında elektrik gerilimi oluşur.
Hücrenin verdiği elektrik enerjisinin kaynağı, yüzeyine gelen güneş enerjisidir.
Güneş enerjisi, güneş hücresinin yapısına bağlı olarak % 5 ile % 30 arasında bir
verimle elektrik enerjisine çevrilebilir. Güç çıkışını artırmak amacıyla çok sayıda
güneş hücresi birbirine paralel ya da seri bağlanarak bir yüzey üzerine monte edilir,
bu yapıya güneş hücresi modülü ya da fotovoltaik modül adı verilir. Güç talebine
bağlı olarak modüller birbirlerine seri ya da paralel bağlanarak bir kaç Watt'tan
MEGA Watt'lara kadar sistem oluşturulur. (YEGM)
Resim 1. Güneş Pili- Fotovoltaik Model
33
Fotovoltaik Sistemler
Güneş hücreleri, elektrik enerjisinin gerekli olduğu her uygulamada kullanılabilir.
fotovoltaik modüller uygulamaya bağlı olarak, akümülatörler, invertörler, akü şarj
denetim aygıtları ve çeşitli elektronik destek devreleri ile birlikte kullanılarak bir
fotovoltaik sistemi oluştururlar. Bu sistemler, geçmiş zamanlarda sadece yerleşim
yerlerinden uzak, elektrik şebekesi olmayan yörelerde, jeneratöre yakıt taşımanın
zor ve pahalı olduğu durumlarda kullanılırken, artık şebeke bağlantısı olan yerleşim
yerlerinde de şebeke bağlantılı olarak evlerin çatılarına ve büyük ölçekli santral
uygulamalarında da kullanımı oldukça yaygınlaşmıştır. Bunun dışında dizel
jeneratörler ya da başka güç sistemleri ile birlikte karma olarak kullanılmaları da
mümkündür.
Şebekeden bağımsız sistemlerde yeterli sayıda fotovoltaik modül, enerji kaynağı
olarak kullanılır. Güneşin yetersiz olduğu zamanlarda ya da özellikle gece süresince
kullanılmak üzere genellikle sistemde akümülatör bulundurulur. Fotovoltaik
modüller gün boyunca elektrik enerjisi üreterek bunu akümülatörde depolar, yüke
gerekli olan enerji akümülatörden alınır. Akünün aşırı şarj ve deşarj olarak zarar
görmesini engellemek için kullanılan denetim birimi ise akünün durumuna göre, ya
fotovoltaik modüllerden gelen akımı ya da yükün çektiği akımı keser. Şebeke uyumlu
alternatif akım elektriğinin gerekli olduğu uygulamalarda, sisteme bir invertör
eklenerek akümülatördeki DC gerilim, 220 V, 50 Hz.lik sinüs dalgasına dönüştürülür.
Benzer şekilde, uygulamanın şekline göre çeşitli destek elektronik devreler sisteme
katılabilir. Bazı sistemlerde, fotovoltaik modüllerin maksimum güç noktasında
çalışmasını sağlayan maksimum güç noktası izleyici cihazda bulunur. Aşağıda
şebekeden bağımsız bir fotovoltaik sistemin şeması verilmektedir.
Resim 2. Şebekeden Bağımsız Sistem Fotovoltaik
34
Şebeke bağlantılı fotovoltaik sistemler yüksek güçte-satral boyutunda sistemler
şeklinde olabileceği gibi daha çok görülen uygulaması binalarda küçük güçlü
kullanım şeklindedir. Bu sistemlerde örneğin bir konutun elektrik gereksinimi
karşılanırken, üretilen fazla enerji elektrik şebekesine verilir, yeterli enerjinin
üretilmediği durumlarda ise şebekeden enerji alınır. Böyle bir sistemde enerji
depolaması yapmaya gerek yoktur, yalnızca üretilen DC elektriğin, AC elektriğe
çevrilmesi ve şebeke uyumlu olması yeterlidir. (YEGM)
Fotovoltaik sistemlerin şebekeden bağımsız (stand-alone) olarak kullanıldığı tipik
uygulama alanları aşağıda sıralanmıştır.
 Haberleşme istasyonları, kırsal radyo, telsiz ve telefon sistemleri,
 Petrol boru hatlarının katodik koruması,
 Metal yapıların (köprüler, kuleler vb) korozyondan koruması
 Elektrik ve su dağıtım sistemlerinde yapılan telemetrik ölçümler, hava
gözlem istasyonları
 Bina içi ya da dışı aydınlatma
 Dağ evleri ya da yerleşim yerlerinden uzaktaki evlerde TV, radyo, buzdolabı
gibi elektrikli aygıtların çalıştırılması
 Tarımsal sulama ya da ev kullanımı amacıyla su pompajı
 Orman gözetleme kuleleri
 Deniz fenerleri
 İlkyardım, alarm ve güvenlik sistemleri
 Deprem ve hava gözlem istasyonları
 İlaç ve aşı soğutma
Dünya’da Güneş
Güneş enerjisi kullanımında lider olan ülke Almanya’dır. Sadece 2012 yılında
Almanya’da 7,5 GW güneş enerji sistemi elektrik şebekesine bağlanmıştır.
Almanya’yı Çin, İtalya ve ABD takip etmektedir. Bu ülkeler PV pazarının %80’ini
oluşturmaktadır. 2013 yılında PV kurulu gücünde Çin’in Almanya’yı geçmesi
beklenmektedir. Güney Afrika, Suudi Arabistan, Meksika ve İsrail’deki güneş enerjisi
yatırımlarıyla gelişmekte olan ülkelerinde gelecekte güneş enerjisi pazarındaki
paylarını arttıracağı öngörülmektedir.
PV modül üretiminde Çin %45, Tayvan %16 ve Japonya %11’lik paylara sahiptir. Tüm
Avrupa ülkelerinin PV üretiminde payı %10, ABD’de ise %4’tür. PV modül üretiminde
ağırlık merkezi batıdan doğuya doğru kayarken, PV kurulumları ağırlık merkezi
35
Avrupa olmaya devam etmektedir. İtalya’da; 2011 yılında 9000 MW, 2012 yılında
3500 MW, , Almanya’da; 2011 ve 2012 yılında 7500’er MW, kurulum
gerçekleştirmişlerdir. Küresel ölçekteki toplam 100.000 MW’lık PW sisteminin
küresel enerji talebini karşılama oranı %0,5 düzeyindedir. Almanya’da bu oran %5,6,
İtalya’da %5,7 civarındadır. 2012 yılında küresel ölçekte 30.000 MW PV kurulumu
gerçekleşmiş ancak bu kurulum miktarı stokların erimesine çok fazla katkı
saplamamıştır. PV arz miktarı taleplerin çok üstünde kalması üreticileri zor durumda
bırakmıştır. ((WEC) DEK-TMK, s. 233)
Aşağıdaki şekilde ülkelerin 2013 yıl sonu itibariyle PV kurulu güçleri görülmektedir.
Almanya ,Çin, İtalya, Japonya, ABD ilk beş sırayı paylaşmakta, şekilde Türkiye’nin
güneş potansiyeli bu sıralamadaki ülkelerden kat ve kat fazla olmasına rağmen
kurulu gücünün 8 MW olduğu görülmektedir.
Şekil 18. Dünyada Ülkelerin PV Kurulu Güç Kapasiteleri 2013 (Kaynak: GENSED-24.04.2014
35500
18300
17600
13643
12020
4804
4632
3255
2983
2900
2600
2100
2200
1467
1284
1100
1020
740
704
650
532
580
484
420
400
284
284
100
43
73
11
8
0 5000 10000 15000 20000 25000 30000 35000 40000
Germany
China
Italy
Japan
USA
Spain
France
Australia
Belgium
UK
Greece
Czech Republic
India
Korea
Canada
Romania
Bulgaria
Switzerland
Thailand
Netherlands
Denmark
Austria
Slovakia
Israel
Taiwan
Portugal
Portugal
Mexico
Sweden
Malaysia
Norway
Turkey
ÜLKELER TOPLAM FV KAPASİTESİ – MW (2013)
36
2013 yılında ülkelerin PV sistemleri kurulumlarında ise Çin 11300 MW ile en başta
yer alırken, Japonya 6900 MW, ABD 4750 MW, Almanya 3304 MW, İtalya 1461 MW
ile sıralanmaktadır.
Şekil 19. Ülkeleri 2013 Yılında Gerçekleştirdikleri PV Kurulumları (Kaynak:GENSED-24.04.2014)
Türkiye’de Güneş
Ülkemiz, coğrafi konumu nedeniyle yüksek güneş enerjisi potansiyeline sahip olması
bakımından çok şanslıdır. Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğünce hazırlanan,
Türkiye'nin Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlasına (GEPA) göre, yıllık toplam
güneşlenme süresi 2.737 saat (günlük toplam 7,5 saat), yıllık toplam gelen güneş
enerjisi 1.527 kWh/m².yıl (günlük toplam 4,2 kWh/m²) olduğu tespit edilmiştir.
Şekil 20. Türkiye Güneşlenme Süreleri - Saat (Kaynak: YEGM)
11300
6900
4750
3304
1461 1115 1100 1043
0
2000
4000
6000
8000
10000
12000
China Japan USA Germany Italy India Romania Greece
Ülkelerin 2013 Yılı İçinde Yeni Kurulumları-MW
4,11
5,22
6,27
7,46
9,10
10,81
11,31
10,70
9,23
6,87
5,15
3,75
0,00
2,00
4,00
6,00
8,00
10,00
12,00
TÜRKİYE Güneşlenme Süreleri (Saat)
37
Resim 3. Türkiye’nin Güneş Enerjisi Potansiyeli
Şekil 21. Türkiye PV Tipi-Alan Üretilebilecek Enerji (KWh-Yıl) (Kaynak: YEGM)
38
Güneş enerjisi teknolojileri yöntem, malzeme ve teknolojik düzey açısından çok
çeşitlilik göstermekle birlikte iki ana gruba ayrılabilir:
 Isıl Güneş Teknolojileri ve Odaklanmış Güneş Enerjisi (CSP): Güneş
enerjisinden ısı elde edilen bu sistemlerde, ısı doğrudan kullanılabileceği gibi
elektrik üretiminde de kullanılabilir.
 Güneş Hücreleri: Fotovoltaik güneş elektriği sistemleri de denilen yarıiletken
malzemeler güneş ışığını doğrudan elektriğe çevirirler.
Ülkemizde 2012 yılı itibari ile toplam kurulu güneş kolektör alanı yaklaşık 18.640.000
m² olarak hesaplanmıştır. Yıllık düzlemsel güneş kolektörü üretimi 1.164.000 m²,
vakum tüplü kolektör ise 57.600 m² olarak hesap edilmiştir. Üretilen düzlemsel
kolektörlerin %50'si, vakum tüplü kolektörlerin tamamı ülke içerisinde kullanıldığı
bilinmektedir. 2012 yılında güneş kolektörleri ile yaklaşık olarak 768.000 TEP (Ton
Eşdeğer Petrol) ısı enerjisi üretilmiştir. Üretilen ısı enerjisinin, 2012 yılı için
konutlarda kullanım miktarı 500.000 TEP, endüstriyel amaçlı kullanım miktarı
268.000 TEP olarak hesaplanmıştır. (ETKB, 2014)
Fotovoltaik sistemlerin kullanımının yaygınlaşması için gerekli olan 5346 sayılı
Yenilenebilir Enerji Kaynakları Kanunu 29/12/2010 yılında revize edilmiş ve 2013 de
mevzuat çalışmaları tamamlanmıştır. Son yıllarda fotovoltaik sistemlerin
maliyetlerin düşmesi ve verimliliğin artması ile de yaygın kullanım olacağı
beklenmektedir. Ülkemizde hali hazırda kurulmuş olan, çoğu kamu kuruluşlarında
olmak üzere küçük güçlerin karşılanması ve araştırma amaçlı kullanılan fotovoltaik
güneş elektriği sistemleri 3,5 MW kurulu güce ulaşmıştır. (ETKB, 2014)
Türkiye’nin enerji talebindeki büyüme ve bu alanda yapılan yatırımlar göz önüne
alındığında, güneşten elektrik enerjisi üretimini sağlayan PV ve CSP sistemlerinin de
çok önemlidir. Fotovoltaik güç sistemlerindeki maliyetler hızlı düşmekte olup 1000
kW gücün altındaki güç sistemlerini kurulması diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde
de yaygın hale getirilmeli ve ETKB’nın 2030 yılı projeksiyonunda toplam kurulu güç
kapasitesi içerisinde güneşe dayalı güç olarak belirlediği %10,1 hedefine ulaşabilmek
için aksiyon planları hazırlanmalıdır.
39
Bütün dünya hızla temiz, tükenmez enerji kaynaklarına yöneliyor ve alt yapısını
yeniden kuruyor. Başta Almanya vb. gelişmiş ülkeler olmak üzere hızla güneş
enerjisine geçiyorlarsa elimizin altında bulunan enerji kaynaklarından biri olan güneş
enerjisi için Türkiye’nin de daha fazla beklemesinin hiçbir mantığı yoktur.
2.2.2.2. Rüzgar
Enerji, ülkelerin iktisadi ve sosyal kalkınması için önemli girdilerin başında gelir.
Dünya enerji ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılayan petrol ve doğal gaz gibi fosil
yakıt rezervlerinin hızla tükenmesi, enerji tüketimindeki hızlı artışa bağlı olarak ozon
tabakasının incelmesi, sera gazı emisyonlarının insan yaşamını tehdit eder duruma
gelmesi başta gelişmiş ülkeler olmak üzere birçok ülkeyi yenilenebilir enerji
kaynaklarını kullanmaya sevk etmiştir. Günümüzde kullanım teknolojisi en hızlı
gelişen yenilenebilir enerji kaynağı ise rüzgâr enerjisidir. Rüzgâr enerjisinin temiz ve
yenilenebilir enerji kaynağı olmasından dolay› rüzgâr gücünün elektrik enerjisine
dönüşüm sistemleri çok hızlı gelişmeler kaydetmiştir. Rüzgâr enerjisi, atmosferin alt
tabakalarını kirleten fosil kökenli enerji kaynaklarına karşı, alternatif gösterilen temiz
bir enerji kaynağıdır. Rüzgâr potansiyeli de diğer kaynaklarda olduğu gibi doğal,
teknik ve ekonomik potansiyel olarak ifade edilir. Rüzgâr enerjisinin doğal olarak
sahip olduğu potansiyele doğal potansiyel, bu potansiyelin mevcut teknoloji ve
bilinen fizik kanunları çerçevesinde enerjiye dönüşen kısmına teknik potansiyel ve
teknik potansiyelin diğer enerji kaynaklarına göre ekonomik olarak kullanılabilen
kısmına da ekonomik potansiyel denir. (A.Ü YAYINI NO:2927, 2013, s. 81)
Rüzgar enerjisi; doğal, yenilenebilir, temiz ve sonsuz bir güç olup kaynağı güneştir.
Güneşin dünyaya gönderdiği enerjinin %1-2 gibi küçük bir miktarı rüzgar enerjisine
dönüşmektedir. Güneşin, yer yüzeyini ve atmosferi homojen ısıtmamasının bir
sonucu olarak ortaya çıkan sıcaklık ve basınç farkından dolayı hava akımı oluşur. Bir
hava kütlesi mevcut durumundan daha fazla ısınırsa atmosferin yukarısına doğru
yükselir ve bu hava kütlesinin yükselmesiyle boşalan yere, aynı hacimdeki soğuk
hava kütlesi yerleşir. Bu hava kütlelerinin yer değiştirmelerine rüzgar adı
verilmektedir. Diğer bir ifadeyle rüzgar; birbirine komşu bulunan iki basınç bölgesi
arasındaki basınç farklarından dolayı meydana gelen ve yüksek basınç merkezinden
alçak basınç merkezine doğru hareket eden hava akımıdır. Rüzgarlar yüksek basınç
alanlarından alçak basınç alanlarına akarken; dünyanın kendi ekseni etrafında
dönmesi, yüzey sürtünmeleri, yerel ısı yayılımı, rüzgar önündeki farklı atmosferik
olaylar ve arazinin topografik yapısı gibi nedenlerden dolayı şekillenir. Rüzgarın
özellikleri, yerel coğrafi farklılıklar ve yeryüzünün homojen olmayan ısınmasına bağlı
40
olarak, zamansal ve yöresel değişiklik gösterir. Rüzgar hız ve yön olmak üzere iki
parametre ile ifade edilir. Rüzgar hızı yükseklikle artar ve teorik gücü de hızının küpü
ile orantılı olarak değişir. Rüzgar enerjisi uygulamalarının ilk yatırım maliyetinin
yüksek, kapasite faktörlerinin düşük oluşu ve değişken enerji üretimi gibi
dezavantajları yanında üstünlükleri genel olarak şöyle sıralanabilir; (YEGM, 2013)
1. Atmosferde bol ve serbest olarak bulunur.
2. Yenilenebilir ve temiz bir enerji kaynağıdır, çevre dostudur.
3. Kaynağı güvenilirdir, tükenme ve zamanla fiyatının artma riski yoktur.
4. Maliyeti günümüz güç santralleriyle rekabet edebilecek düzeye gelmiştir.
5. Bakım ve işletme maliyetleri düşüktür.
6. İstihdam yaratır.
7. Hammaddesi tamamıyla yerlidir, dışa bağımlılık yaratmaz.
8. Teknolojisinin tesisi ve işletilmesi göreceli olarak basittir.
9. İşletmeye alınması kısa bir sürede gerçekleşebilir.
Rüzgar, güneş radyasyonunun yer yüzeyini farklı ısıtmasından kaynaklanır. Yer
yüzeyinin farklı ısınması, havanın sıcaklığının, neminin ve basıncının farklı olmasına,
bu farklı basınç da havanın hareketine neden olur. Dünyaya ulaşan güneş enerjisinin
yaklaşık %2'si kadarı rüzgar enerjisine çevrilir. Yani rüzgar enerjisi güneş enerjisinin
bir türevidir. Meteorolojik açıdan rüzgar aşağıdaki yerlerde oluşabilir:
- Basınç değişiminin fazla olduğu yerler,
- Yüksek, engebesiz tepe ve vadiler,
- Güçlü jeostrofik rüzgarların etkisi altında kalan bölgeler,
- Kıyı şeritleri,
- Kanal etkilerinin meydana geldiği dağ silsileleri, vadiler ve tepeler.
Rüzgardan üretilen elektrik enerjisinin türbin göbek (hub) yüksekliğindeki ortalama
rüzgar hızının bir fonksiyonu olarak sınıflanması aşağıda verilmektedir. Buna göre
bulunulan yerin ortalama rüzgar hızı;
 6.5 m/s rüzgar hızı enerji açısından orta düzey,
 7.5 m/s iyi,
 8.5 m/s ve yukarısı hızlar çok iyi olarak değerlendirilmektedir.
Rüzgar enerjisi, ilkçağdan beri türbinin şaft gücünden yararlanılarak su pompalama,
çeşitli ürünleri kesme, biçme, öğütme, sıkıştırma, yağ çıkarma gibi mekanik enerjiye
gerek duyulan yerlerde kullanılmaktadır. Rüzgar enerjisinin en etkin kullanım
biçimleri aşağıdaki şekilde özetlenebilir:
41
a) Mekanik uygulamalar (su pompalama sistemi)
b) Elektriksel uygulamalar (şebeke bağlantılı ve şebeke bağlantısız-stand alone
sistemler)
c) Isıl enerjisi uygulamaları
Rüzgar türbinleri, rüzgar enerji santrallerinin ana yapı elemanı olup hareket
halindeki havanın kinetik enerjisini öncelikle mekanik enerjiye ve sonrasında elektrik
enerjisine dönüştüren makinelerdir. Rüzgar türbinleri dönüş eksenlerinin
doğrultusuna göre yatay eksenli veya düşey eksenli olarak imal edilirler. Bu
tiplerden en fazla kullanılanı yatay eksenli rüzgar türbinleridir. Bu tip rüzgar
türbinleri bir, iki, üç veya çok kanatlı yapılmaktadır. Yatay eksenli rüzgar türbinleri;
önden rüzgarlı (up-wind), arkadan rüzgarlı (down-wind) türbin adını alırlar. (ETKB,
2014)
Düşey eksenli rüzgar türbinlerinin eksenleri rüzgar yönüne dik ve düşey olup
kanatları da düşey vaziyettedir. Elektrik üretim amaçlı şebeke bağlantılı modern
rüzgar türbinleri çoğunlukla 3 kanatlı, yatay eksenli ve up-wind türü rüzgar
türbinleridir. Günümüzde teknolojik gelişmelere paralel olarak büyük güçlü rüzgar
enerji santrallarında 1,0-7,5 MW gücünde yatay eksenli rüzgar türbinleri
kullanılmaktadır. Üç kanatlı rüzgar türbinlerinin kanat çapları 100 m ve üzeri
değerine ulaşmıştır. Modern rüzgar türbinlerinin rotor göbekleri (hub) yer
seviyesinden 60-120 m yükseklikte bir kule üzerinde bulunur. Bir rüzgar türbininden
elde edilecek enerji miktarı birinci dereceden türbin hub yüksekliğindeki rüzgar
hızına bağlı olmaktadır. Hub yüksekliğinin artırılması, mevcut rüzgar gücünden
maksimum düzeyde yararlanılmasını sağlayacaktır. (ETKB, 2014)
Rüzgar türbinleri, elektrik enerjisi üretimine ancak belirli bir rüzgar hızında
başlayabilmektedir. Bir rüzgar türbini cut-in ve cut-out rüzgar hızları arasında enerji
üretimini gerçekleştirir. Modern rüzgar türbinlerinin cut-in hızları 2-4 m/s, nominal
hızları 10-15 m/s ve cut out hızları ise 25-35 m/s arasındadır. Her bir rüzgar türbini
için belirlenmiş bir rüzgar hızında, sistemden elde edilen güç en büyük değere ulaşır.
Bu en büyük güce nominal güç ve bu rüzgar hızına nominal hız adı verilmektedir.
Sistemin hasar görmemesi için belirli bir rüzgar hızından sonra rüzgar türbinlerinin
stop konumuna geçmesi otomatik olarak sağlanır. Bu maksimum hıza sistemin cut
out hızı adı verilmektedir. (ETKB, 2014)
Gürültü kirliliğini önlemek için gövde ses izolasyonludur. Kuleler kafes veya boru
biçiminde yapılmaktadır. Kule yükseklikleri fazla olabildiğinden kafes kulelerin
dışındaki konstrüksiyonlar iki ya da üç parçalı olabilmektedir.
42
Dünya’da Rüzgar
Dünyada 1996’dan beri kümülatif rüzgar enerjisi kurulu gücü logaritmik olarak artış
göstermektedir. 2012 yılında 44.711 MW gücünde rüzgar enerji santralinin (RES)
devreye alınmasıyla küresel rüzgar enerjisi kurulu gücü 282.430 MW düzeyine
ulaşmıştır. 2012 yılında global rüzgar enerji pazarında %18’lik büyüme görülmüştür.
((WEC) DEK-TMK, 2014)
2012 yılında Dünyada rüzgar enerjisi kurulu güç kapasitelerine göre en yüksek oran
75.564 MW %26,8 ile Çin’de, ikinci 60.007 MW %21,2 ile ABD ve üçüncü sırada
31.332 MW %11,1 ile Almanya, dördüncü sırada 22.736 MW %8,1 ile İspanya ve
18.421 %6,5 ile Hindistan bulunmaktadır.
Şekil 22.Global Rüzgar Enerji Pazarında İlk On Ülke 2012 (Kaynak: Global Wind
Statistics 2012, Global Wind Energy Council-GWEC
Dünyada mevcut Pazar gelişim eğilimleri incelendiğinde 2017 yılına kadar küresel
rüzgar enerjisi pazarından kümülatif bazda %13 civarında büyüme oranları
öngörülmekte olup mevcut eğilimlere göre 2017 yılında küresel rüzgar gücünün
536.000 MW mertebesine ulaşması beklenmektedir. ((WEC) DEK-TMK, 2014)
0
10.000
20.000
30.000
40.000
50.000
60.000
70.000
80.000
75.564
60.007
31.332
22.736
18.421
8.445
8.144
7.196
6.200
4.525
39.853
Global Rüzgar Enerji Pazarında İlk On Ülke (Kurulu Güç(MW))
43
Türkiye’de Rüzgar
Türkiye'de yer seviyesinden 50 metre yükseklikte ve 7.5 m/s üzeri rüzgar hızlarına
sahip alanlarda kilometrekare başına 5 MW gücünde rüzgar santralı kurulabileceği
kabul edilmiştir. Bu kabuller ışığında, orta-ölçekli sayısal hava tahmin modeli ve
mikro-ölçekli rüzgar akış modeli kullanılarak üretilen rüzgar kaynak bilgilerinin
verildiği Rüzgar Enerjisi Potansiyel Atlası (REPA) hazırlanmıştır. Türkiye rüzgar
enerjisi potansiyeli 48.000 MW olarak belirlenmiştir. Bu potansiyele karşılık gelen
toplam alan Türkiye yüz ölçümünün %1.30'una denk gelmektedir. (ETKB, 2014)
Türkiye'de, 2013 yılı sonu yıllık rüzgar enerjisi üretim miktarı 7.518 GWh'dir. 2013
yılı sonu itibarıyla işletmede olan rüzgar enerji santralarının kurulu gücü ise 2.958
MW'dır. (TUREB, 2014)
Şekil 23. Türkiye Kümülatif Rüzgar Kurulu Gücü (1999-2013)
Türkiye olarak 2023 yılı hedefimiz olan 20.000 MW kurulu güce ulaşmak için EPDK
tarafından alınacak yeni müracaatlar için TEİAŞ tarafından 3000 MW rüzgar enerjisi
projeleri için ilave kapasite açıklanmıştır. (TUREB, 2014)
9 19 19 19 20 20 20 65
207
333
801
1.329
1.806
2.312
2.958
0
500
1000
1500
2000
2500
3000
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
Türkiye Kümülatif Rüzgar Kurulu Gücü -MW (1999-2012)
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014
Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014

More Related Content

What's hot

DÜNYA, AB VE TÜRKİYE ÖZELİNDE YENİLENEBİLİR ENERJİ PERSPEKTİFLERİ VE POLİTİKA...
DÜNYA, AB VE TÜRKİYE ÖZELİNDE YENİLENEBİLİR ENERJİ PERSPEKTİFLERİ VE POLİTİKA...DÜNYA, AB VE TÜRKİYE ÖZELİNDE YENİLENEBİLİR ENERJİ PERSPEKTİFLERİ VE POLİTİKA...
DÜNYA, AB VE TÜRKİYE ÖZELİNDE YENİLENEBİLİR ENERJİ PERSPEKTİFLERİ VE POLİTİKA...Masum ACAR
 
Yeni ''türk petrol kanunu'' sonrası petrol ve doğal gaz rezervlerimize bakış;...
Yeni ''türk petrol kanunu'' sonrası petrol ve doğal gaz rezervlerimize bakış;...Yeni ''türk petrol kanunu'' sonrası petrol ve doğal gaz rezervlerimize bakış;...
Yeni ''türk petrol kanunu'' sonrası petrol ve doğal gaz rezervlerimize bakış;...Özer Balkaş
 
Öncel Akademi: Uzmanlık Alan
Öncel Akademi: Uzmanlık AlanÖncel Akademi: Uzmanlık Alan
Öncel Akademi: Uzmanlık AlanAli Osman Öncel
 
3.GÜN_ENERJİ MİNİ MBA_ENERJİ EOKONOMİSİ VE POLİTİKALARI_BERİL TUĞRUL
3.GÜN_ENERJİ MİNİ MBA_ENERJİ EOKONOMİSİ VE POLİTİKALARI_BERİL TUĞRUL3.GÜN_ENERJİ MİNİ MBA_ENERJİ EOKONOMİSİ VE POLİTİKALARI_BERİL TUĞRUL
3.GÜN_ENERJİ MİNİ MBA_ENERJİ EOKONOMİSİ VE POLİTİKALARI_BERİL TUĞRULYasin Sert
 
Türkiye'nin Enerji Görünümü
Türkiye'nin Enerji GörünümüTürkiye'nin Enerji Görünümü
Türkiye'nin Enerji GörünümüAli Osman Öncel
 
TEPAV Yenilenebilir Enerjide Fırsat Nerede
TEPAV Yenilenebilir Enerjide Fırsat NeredeTEPAV Yenilenebilir Enerjide Fırsat Nerede
TEPAV Yenilenebilir Enerjide Fırsat NeredeFaik Sönmez
 
Ulusal_Yenilenebilir_Enerji_Günleri_2013
Ulusal_Yenilenebilir_Enerji_Günleri_2013Ulusal_Yenilenebilir_Enerji_Günleri_2013
Ulusal_Yenilenebilir_Enerji_Günleri_2013Orkun Teke
 
Aergenc 7a78e937068e6fb1573082dce97259b9
Aergenc 7a78e937068e6fb1573082dce97259b9Aergenc 7a78e937068e6fb1573082dce97259b9
Aergenc 7a78e937068e6fb1573082dce97259b9Gözde Yıldız
 
Türkiyenin Enerji Vizyonu
Türkiyenin Enerji VizyonuTürkiyenin Enerji Vizyonu
Türkiyenin Enerji VizyonuAli Osman Öncel
 
Enerji ve Doğal Kaynaklar Proje Yarışması
Enerji ve Doğal Kaynaklar Proje YarışmasıEnerji ve Doğal Kaynaklar Proje Yarışması
Enerji ve Doğal Kaynaklar Proje YarışmasıAli Osman Öncel
 

What's hot (13)

DÜNYA, AB VE TÜRKİYE ÖZELİNDE YENİLENEBİLİR ENERJİ PERSPEKTİFLERİ VE POLİTİKA...
DÜNYA, AB VE TÜRKİYE ÖZELİNDE YENİLENEBİLİR ENERJİ PERSPEKTİFLERİ VE POLİTİKA...DÜNYA, AB VE TÜRKİYE ÖZELİNDE YENİLENEBİLİR ENERJİ PERSPEKTİFLERİ VE POLİTİKA...
DÜNYA, AB VE TÜRKİYE ÖZELİNDE YENİLENEBİLİR ENERJİ PERSPEKTİFLERİ VE POLİTİKA...
 
Yeni ''türk petrol kanunu'' sonrası petrol ve doğal gaz rezervlerimize bakış;...
Yeni ''türk petrol kanunu'' sonrası petrol ve doğal gaz rezervlerimize bakış;...Yeni ''türk petrol kanunu'' sonrası petrol ve doğal gaz rezervlerimize bakış;...
Yeni ''türk petrol kanunu'' sonrası petrol ve doğal gaz rezervlerimize bakış;...
 
Amasya project 2020
Amasya project 2020Amasya project 2020
Amasya project 2020
 
Öncel Akademi: Uzmanlık Alan
Öncel Akademi: Uzmanlık AlanÖncel Akademi: Uzmanlık Alan
Öncel Akademi: Uzmanlık Alan
 
3.GÜN_ENERJİ MİNİ MBA_ENERJİ EOKONOMİSİ VE POLİTİKALARI_BERİL TUĞRUL
3.GÜN_ENERJİ MİNİ MBA_ENERJİ EOKONOMİSİ VE POLİTİKALARI_BERİL TUĞRUL3.GÜN_ENERJİ MİNİ MBA_ENERJİ EOKONOMİSİ VE POLİTİKALARI_BERİL TUĞRUL
3.GÜN_ENERJİ MİNİ MBA_ENERJİ EOKONOMİSİ VE POLİTİKALARI_BERİL TUĞRUL
 
Türkiye'nin Enerji Görünümü
Türkiye'nin Enerji GörünümüTürkiye'nin Enerji Görünümü
Türkiye'nin Enerji Görünümü
 
TEPAV Yenilenebilir Enerjide Fırsat Nerede
TEPAV Yenilenebilir Enerjide Fırsat NeredeTEPAV Yenilenebilir Enerjide Fırsat Nerede
TEPAV Yenilenebilir Enerjide Fırsat Nerede
 
Ulusal_Yenilenebilir_Enerji_Günleri_2013
Ulusal_Yenilenebilir_Enerji_Günleri_2013Ulusal_Yenilenebilir_Enerji_Günleri_2013
Ulusal_Yenilenebilir_Enerji_Günleri_2013
 
Yenılenebılır enerjı
Yenılenebılır enerjıYenılenebılır enerjı
Yenılenebılır enerjı
 
Aergenc 7a78e937068e6fb1573082dce97259b9
Aergenc 7a78e937068e6fb1573082dce97259b9Aergenc 7a78e937068e6fb1573082dce97259b9
Aergenc 7a78e937068e6fb1573082dce97259b9
 
Mmg dergi sayi 75
Mmg dergi   sayi 75Mmg dergi   sayi 75
Mmg dergi sayi 75
 
Türkiyenin Enerji Vizyonu
Türkiyenin Enerji VizyonuTürkiyenin Enerji Vizyonu
Türkiyenin Enerji Vizyonu
 
Enerji ve Doğal Kaynaklar Proje Yarışması
Enerji ve Doğal Kaynaklar Proje YarışmasıEnerji ve Doğal Kaynaklar Proje Yarışması
Enerji ve Doğal Kaynaklar Proje Yarışması
 

Similar to Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014

Yenilenebilir enerji ve türkiye
Yenilenebilir enerji ve türkiyeYenilenebilir enerji ve türkiye
Yenilenebilir enerji ve türkiyeBurak Kurtulmus
 
Yeni̇lenebi̇li̇r Enerji̇ Kaynakları ve Dünyada Kullanımı
Yeni̇lenebi̇li̇r Enerji̇ Kaynakları ve Dünyada KullanımıYeni̇lenebi̇li̇r Enerji̇ Kaynakları ve Dünyada Kullanımı
Yeni̇lenebi̇li̇r Enerji̇ Kaynakları ve Dünyada KullanımıRabia Zeyneb
 
Designing A Smart Solar Car
Designing A Smart Solar CarDesigning A Smart Solar Car
Designing A Smart Solar CarKerem EYUPOĞLU
 
Akıllı Yıldızlar Eğitici Eğitimi Sunumu
Akıllı Yıldızlar Eğitici Eğitimi SunumuAkıllı Yıldızlar Eğitici Eğitimi Sunumu
Akıllı Yıldızlar Eğitici Eğitimi Sunumuakilliyildizlar
 
SUSTECS-Lab-Newsletter_Temmuz2022_v4.pdf
SUSTECS-Lab-Newsletter_Temmuz2022_v4.pdfSUSTECS-Lab-Newsletter_Temmuz2022_v4.pdf
SUSTECS-Lab-Newsletter_Temmuz2022_v4.pdfTolgaKara8
 
Türki̇ye’ni̇n nükleer geçmi̇şi̇,şi̇mdi̇si̇ ve geleceği̇
Türki̇ye’ni̇n nükleer geçmi̇şi̇,şi̇mdi̇si̇ ve geleceği̇Türki̇ye’ni̇n nükleer geçmi̇şi̇,şi̇mdi̇si̇ ve geleceği̇
Türki̇ye’ni̇n nükleer geçmi̇şi̇,şi̇mdi̇si̇ ve geleceği̇Okan DENİZ
 
Tobb i̇kli̇mlendi̇rme mecli̇s raporu 2007-aralik2009
Tobb i̇kli̇mlendi̇rme mecli̇s raporu 2007-aralik2009Tobb i̇kli̇mlendi̇rme mecli̇s raporu 2007-aralik2009
Tobb i̇kli̇mlendi̇rme mecli̇s raporu 2007-aralik2009Iklimlendirme Sogutma
 
YUNUS DOĞAN.pdf
YUNUS DOĞAN.pdfYUNUS DOĞAN.pdf
YUNUS DOĞAN.pdfYunusDoan9
 
Türkiye Elektrik Piyasası Kısa Dönemli Referans Fiyat Tahmini
Türkiye Elektrik Piyasası Kısa Dönemli Referans Fiyat TahminiTürkiye Elektrik Piyasası Kısa Dönemli Referans Fiyat Tahmini
Türkiye Elektrik Piyasası Kısa Dönemli Referans Fiyat TahminiSercan Yıldız
 
Solar Energy
Solar EnergySolar Energy
Solar Energymararat
 
Dünyadaki Enerji Kaynakları, Kaynak Potansiyelleri, Taşınma Yolları, Tüketim ...
Dünyadaki Enerji Kaynakları, Kaynak Potansiyelleri, Taşınma Yolları, Tüketim ...Dünyadaki Enerji Kaynakları, Kaynak Potansiyelleri, Taşınma Yolları, Tüketim ...
Dünyadaki Enerji Kaynakları, Kaynak Potansiyelleri, Taşınma Yolları, Tüketim ...makgul
 
Nükleer enerji santralinin yapı ve risklerinin araştırılması [fizik]
Nükleer enerji santralinin yapı ve risklerinin araştırılması [fizik]Nükleer enerji santralinin yapı ve risklerinin araştırılması [fizik]
Nükleer enerji santralinin yapı ve risklerinin araştırılması [fizik]Glmser
 
Elektrik uretimiletimdagitimindaenerjiverimliligi final_oguzyilmaz
Elektrik uretimiletimdagitimindaenerjiverimliligi final_oguzyilmazElektrik uretimiletimdagitimindaenerjiverimliligi final_oguzyilmaz
Elektrik uretimiletimdagitimindaenerjiverimliligi final_oguzyilmazPowerSystems2k
 
Enerji verimliliği ulusal eylem planındaki eylem başlıkları
Enerji verimliliği ulusal eylem planındaki eylem başlıklarıEnerji verimliliği ulusal eylem planındaki eylem başlıkları
Enerji verimliliği ulusal eylem planındaki eylem başlıklarıFaik Sönmez
 
Enerjisini Arayan Türkiye
Enerjisini Arayan TürkiyeEnerjisini Arayan Türkiye
Enerjisini Arayan TürkiyeAli Osman Öncel
 
2023_Vizyonunda_Türkiyede_Jeotermal_Enerji_ve_Jeofizik_Çalışmalar
2023_Vizyonunda_Türkiyede_Jeotermal_Enerji_ve_Jeofizik_Çalışmalar2023_Vizyonunda_Türkiyede_Jeotermal_Enerji_ve_Jeofizik_Çalışmalar
2023_Vizyonunda_Türkiyede_Jeotermal_Enerji_ve_Jeofizik_ÇalışmalarOrkun Teke
 

Similar to Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014 (20)

Yenilenebilir enerji ve türkiye
Yenilenebilir enerji ve türkiyeYenilenebilir enerji ve türkiye
Yenilenebilir enerji ve türkiye
 
Yeni̇lenebi̇li̇r Enerji̇ Kaynakları ve Dünyada Kullanımı
Yeni̇lenebi̇li̇r Enerji̇ Kaynakları ve Dünyada KullanımıYeni̇lenebi̇li̇r Enerji̇ Kaynakları ve Dünyada Kullanımı
Yeni̇lenebi̇li̇r Enerji̇ Kaynakları ve Dünyada Kullanımı
 
Designing A Smart Solar Car
Designing A Smart Solar CarDesigning A Smart Solar Car
Designing A Smart Solar Car
 
Akıllı Yıldızlar Eğitici Eğitimi Sunumu
Akıllı Yıldızlar Eğitici Eğitimi SunumuAkıllı Yıldızlar Eğitici Eğitimi Sunumu
Akıllı Yıldızlar Eğitici Eğitimi Sunumu
 
Yenilenebilir enerji
Yenilenebilir enerjiYenilenebilir enerji
Yenilenebilir enerji
 
Enerji ve Jeofizik
Enerji ve JeofizikEnerji ve Jeofizik
Enerji ve Jeofizik
 
SUSTECS-Lab-Newsletter_Temmuz2022_v4.pdf
SUSTECS-Lab-Newsletter_Temmuz2022_v4.pdfSUSTECS-Lab-Newsletter_Temmuz2022_v4.pdf
SUSTECS-Lab-Newsletter_Temmuz2022_v4.pdf
 
Türki̇ye’ni̇n nükleer geçmi̇şi̇,şi̇mdi̇si̇ ve geleceği̇
Türki̇ye’ni̇n nükleer geçmi̇şi̇,şi̇mdi̇si̇ ve geleceği̇Türki̇ye’ni̇n nükleer geçmi̇şi̇,şi̇mdi̇si̇ ve geleceği̇
Türki̇ye’ni̇n nükleer geçmi̇şi̇,şi̇mdi̇si̇ ve geleceği̇
 
Tobb i̇kli̇mlendi̇rme mecli̇s raporu 2007-aralik2009
Tobb i̇kli̇mlendi̇rme mecli̇s raporu 2007-aralik2009Tobb i̇kli̇mlendi̇rme mecli̇s raporu 2007-aralik2009
Tobb i̇kli̇mlendi̇rme mecli̇s raporu 2007-aralik2009
 
YUNUS DOĞAN.pdf
YUNUS DOĞAN.pdfYUNUS DOĞAN.pdf
YUNUS DOĞAN.pdf
 
Türkiye Elektrik Piyasası Kısa Dönemli Referans Fiyat Tahmini
Türkiye Elektrik Piyasası Kısa Dönemli Referans Fiyat TahminiTürkiye Elektrik Piyasası Kısa Dönemli Referans Fiyat Tahmini
Türkiye Elektrik Piyasası Kısa Dönemli Referans Fiyat Tahmini
 
Rüzgar Enerjisi
Rüzgar EnerjisiRüzgar Enerjisi
Rüzgar Enerjisi
 
Solar Energy
Solar EnergySolar Energy
Solar Energy
 
Dünyadaki Enerji Kaynakları, Kaynak Potansiyelleri, Taşınma Yolları, Tüketim ...
Dünyadaki Enerji Kaynakları, Kaynak Potansiyelleri, Taşınma Yolları, Tüketim ...Dünyadaki Enerji Kaynakları, Kaynak Potansiyelleri, Taşınma Yolları, Tüketim ...
Dünyadaki Enerji Kaynakları, Kaynak Potansiyelleri, Taşınma Yolları, Tüketim ...
 
Yenilenebilir enerji
Yenilenebilir enerjiYenilenebilir enerji
Yenilenebilir enerji
 
Nükleer enerji santralinin yapı ve risklerinin araştırılması [fizik]
Nükleer enerji santralinin yapı ve risklerinin araştırılması [fizik]Nükleer enerji santralinin yapı ve risklerinin araştırılması [fizik]
Nükleer enerji santralinin yapı ve risklerinin araştırılması [fizik]
 
Elektrik uretimiletimdagitimindaenerjiverimliligi final_oguzyilmaz
Elektrik uretimiletimdagitimindaenerjiverimliligi final_oguzyilmazElektrik uretimiletimdagitimindaenerjiverimliligi final_oguzyilmaz
Elektrik uretimiletimdagitimindaenerjiverimliligi final_oguzyilmaz
 
Enerji verimliliği ulusal eylem planındaki eylem başlıkları
Enerji verimliliği ulusal eylem planındaki eylem başlıklarıEnerji verimliliği ulusal eylem planındaki eylem başlıkları
Enerji verimliliği ulusal eylem planındaki eylem başlıkları
 
Enerjisini Arayan Türkiye
Enerjisini Arayan TürkiyeEnerjisini Arayan Türkiye
Enerjisini Arayan Türkiye
 
2023_Vizyonunda_Türkiyede_Jeotermal_Enerji_ve_Jeofizik_Çalışmalar
2023_Vizyonunda_Türkiyede_Jeotermal_Enerji_ve_Jeofizik_Çalışmalar2023_Vizyonunda_Türkiyede_Jeotermal_Enerji_ve_Jeofizik_Çalışmalar
2023_Vizyonunda_Türkiyede_Jeotermal_Enerji_ve_Jeofizik_Çalışmalar
 

Enerji̇ veri̇mli̇li̇ği̇ coskun karabal kemerburgaz y. l. btr. pr 03062014

  • 1. i İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANA BİLİM DALI DÜNYADA VE TÜRKIYE'DE ENERJİ VERİMLİLİĞİ, ENERJİ YOĞUNLUĞU KAVRAMININ, ENERJİ VERİMLİLİĞİ MEVZUATI KAPSAMINDA İNCELENMESİ Coşkun Karabal Projenin Türü: Yüksek Lisans Mezuniyet Projesi Proje Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Bahadır Kaynak İstanbul, 2014 İstanbul, 2013
  • 2. ii Enerji, ekonomik ve sosyal kalkınmanın en önemli girdilerinden biridir. Enerji bu yönüyle toplumun yaşam standardının yükseltilmesinde de en önemli bir paya sahiptir. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de enerji ve enerji kaynaklarına hükmetmek ülkelerin politikalarına direkt etki etmekte ve hatta savaşlara dahi neden olabilmektedir. Yeni rezervler bulunamaması durumunda, fosil enerji kaynaklarının yakın bir gelecekte tükenecek olması yeni bir enerji kaynağı olarak da kabul edilen, enerji verimliliğini ön plana çıkarmaktadır. Bu proje çalışmasında, Dünyada ve Türkiye’deki enerji kaynak çeşitleri ile enerji ve iklim değişikliklerine etkisinin kısaca incelenmesinin ardından, enerji verimliliği mevzuatı kapsamında, enerji verimliliği ile enerji yoğunluğu kavramını ve nihai tüketim tarafında enerjiyi ve enerji kaynaklarını verimli kullanarak enerji yönetiminin talep sonrası bakış açısı ile incelenmesini amaçlanmıştır. Anahtar kelimeler: [Enerji verimliliği, enerji yönetimi, enerji yoğunluğu, enerji kaynakları, enerji] ÖZET DÜNYADA VE TÜRKIYE'DE ENERJİ VERİMLİLİĞİ, ENERJİ YOĞUNLUĞU KAVRAMININ, ENERJİ VERİMLİLİĞİ MEVZUATI KAPSAMINDA İNCELENMESİ Coşkun Karabal Mayıs, 2014
  • 3. iii Energy one of the most important input of economic and social growth, more over energy is allottee in order to develop standard of living. If a country dominates directly energy and resources of energy, this situation can influence its politics in addition to energy can give rise to wars. Unless new reserves find, fossil fuels will consume on near future. As thing stand Energy efficiency will loom large as an Energy resourse. This research view that Energy resources and their impact of climate changing in the World and in Turkey, in addition it includes concepts of Energy efficiency, Energy density and Energy regulations too. Finally in this study aim that develop to side of post demand of Energy management through loom large to above concepts. Keywords : [ Energy efficiency, energy management, energy density, energy sources, energy ] ABSTRACT ENERGY EFFICIENCY in the WORLD and in TURKEY EXAMINING of the CONCEPT of ENERGY DENSITY ACCORDING TO THE ENERGY EFFICIENY REGULATIONS Coşkun Karabal May, 2014
  • 4. iv ŞEKİL LİSTESİ Vİİ 1. GİRİŞ 1 2. ENERJİ 2 2.1. Enerji Nedir? 2 2.2. Enerji Kaynakları 2 2.2.1. Yenilenemeyen(Geleneksel)Enerji Kaynakları 7 2.2.1.1. Kömür 7 2.2.1.2. Petrol 16 2.2.1.3. Doğalgaz 21 2.2.1.4. Nükleer 24 2.2.2. Yenilenebilir Enerji Kaynakları 31 2.2.2.1. Güneş 32 2.2.2.2. Rüzgar 39 2.2.2.3. Jeotermal 45 2.2.2.4. Hidrolik 48 2.2.2.5. Biyoyakıt 56 2.3. Küresel Enerji Senaryoları ve Türkiye 63 3. ENERJİ VE İKLİM DEĞİŞİKLİGİ 83 3.1. Enerji Kaynaklarının Çevresel Etkileri 84 3.2. Kyoto ve Karbon Ticareti 85 3.3. İklim Değişikliği Süreçleri ve Türkiye 86 4. ENERJİ VERİMLİLİĞİ 88 4.1. Enerji Verimliliği ve İlgili Kavramlar 88 4.1.1. Neden enerji verimliliği? 89 4.1.2. Enerji yoğunluğu 90 4.1.3. Enerji yönetimi 94
  • 5. v 4.2. Dünyada Enerji Verimliliği 109 4.2.1. ABD’de enerji verimliliği 113 4.2.2. AB’de enerji verimliliği 118 4.2.3. Japonya’da enerji verimliliği 123 4.3. Türkiye’de Enerji Verimliliği 124 4.3.1. Enerji Verimliliği Mevzuatı 127 4.3.2. Türkiye’de sektörlere göre enerji verimliliği 136 4.3.2.1. Sanayide enerji verimliliği 140 4.3.2.2. Binalarda enerji verimliliği 145 4.3.2.3. Ulaşımda enerji verimliliği 149 4.3.2.4. Üretim, iletim ve dağıtımda enerji verimliliği 151 5. ENERJİ VERİMLİLİĞİ SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ 157 6. SONUÇ 163 KAYNAKÇA 165
  • 6. vi TABLO LİSTESİ Tablo 1. Enerji Kaynaklarının Sınıflandırılması............................................................. 4 Tablo 2. TEP Hesap Tablosu (www.enve.com.tr/enerji_tep_tablosu.htlm .................6 Tablo 3. Türkiye Kömür İthalatı ve Ödenen Ücretler (Kaynak: TUIK 2012) ...............15 Tablo 4. 01.10.2014 itibariyle İnşa Halinde ve Planlanan Nükleer Santrallar (Kaynak: WNA www.world-nukleer.org) ..................................................................................27 Tablo 5. İnşaat Halindeki Nükleer Santraller (1 Ekim 2013 itibariyle) Kaynak: WEC (WNA web site) ..........................................................................................................28 Tablo 6. Türkiye Elektrik Enerjisi K. Güç ve Üretiminin (1950-2012) Arası Gelişimi ..51 Tablo 7.1959-2010 verileri gerçekleşen, 2020-2050 verileri tahmini verilerdir. (Kaynak: http://esa.un.org/wpp/) .............................................................................64 Tablo 8. Türkiye Genel Birincil Enerji Tüketiminde Kaynakların Payları (Kaynak: ETKB) ....................................................................................................................................74 Tablo 9. 2009-2013 Yılları Türkiye İthalat, İhracat, Cari Açık ve Enerji İthalatı ve oranları (kaynak: TUİK-ENVE).....................................................................................76 Tablo 10. 2009-2013 Türkiye enerji İthalatı cari açık Karşılaştırması (Kaynak: TUİK- ENVE).......................................................................................................................... 77 Tablo 11. Enerji Yönetimi Bileşenleri .........................................................................97 Tablo 12. Enerji Verimliliği kanunu amaç ve Vizyonu ..............................................131 Tablo 13. Enerji Verimliliği Kanunu Hedefi ..............................................................131 Tablo 14. Enerji Tüketimi Sektörel Dağılımı (Bin TEP) (Kaynak: YEGM)...................137 Tablo 15. Sektörlere Göre Tasarruf Potansiyeli Gerçekleşme Oranı (EIE) ...............143 Tablo 16. Türkiye 2011-2015 dönem için ortalama hedef kayıp-kaçak oranları (Kaynak: EPDK).........................................................................................................154
  • 7. vii ŞEKİL LİSTESİ Şekil 1. Dünya Kömür Rezervlerinin Kömür Cinslerine Göre Dağılımı ......................... 8 Şekil 2. 2012 Yılı Dünya Kömür rezervlerinde Ülkelerin Payları(Kaynak: World Energy Resorurces WEC 2013).................................................................................................8 Şekil 3. 2012 Yılı Başlıca Ülkelerin Kömür Üretim Payları ............................................9 Şekil 4. 2012 Yılı başlıca Ülkelerin Kömür Tüketim Payları(Kaynak: Coal Information IEA 2013) ....................................................................................................................10 Şekil 5. 2012 Yılı Ülkelerin Kömür Tüketimi (Kaynak: Coal İnformation IEA 2013 * değerler geçicidir.) .....................................................................................................11 Şekil 6. 2012 Yılı Ülkelerin Linyit Üretim ve Tüketim Payları (Kaynak Coal Information IEA 2013) ....................................................................................................................12 Şekil 7. 2011 Yılı Ülkelerin Elektrik Kömüre dayalı Üretimindeki Payı (Kaynak: Elektricity İnformation IEA 2012)...............................................................................13 Şekil 8. Yıllara Göre Türkiye'nin Linyit Üretimi Grafiği (ETBK)....................................14 Şekil 9. Dünya petrol Rezervleri(Kaynak: BP İstatistikal Review of World Energy, June 2013............................................................................................................................ 17 Şekil 10. Petrol tüketiminin Sektörel Dağılımı (Kaynak: BP Energy Outlook 2030, Ocak 2013...................................................................................................................18 Şekil 11. Türkiye Ham Petrol Üretimi (milyon ton) ....................................................19 Şekil 12. 2008-2012 Yılları petrol Üretimi (Kaynak: TPAO .........................................20 Şekil 13. 2013 Yılı Bölgeler İtibariyle Dünya Doğal Gaz Rezervi (Kaynak: BP Statistical Review of World Energy June 2013)..........................................................................21 Şekil 14. Türkite Doğal gaz Üretimi(Kaynak: PİGM) ...................................................22 Şekil 15. 2012 Yılı Türkiye'de Doğal Gaz Sektörel Tüketim Payı (%) .......................... 23 Şekil 16. Dünyada Nükleer Enerji Üretimi 1950-2012 Yılları Arası(Kaynak: WNA) ....25 Şekil 17. Nükleer Enerji Kullanan Ülkelerin Enerji Kaynakları İçinde 2010 Yılı Nükleer Enerjinin Oranı (Kaynak: WNA www.world-nuclear.org) .........................................28 Şekil 18. Dünyada Ülkelerin PV Kurulu Güç Kapasiteleri 2013 (Kaynak: GENSED- 24.04.2014 .................................................................................................................35 Şekil 19. Ülkeleri 2013 Yılında Gerçekleştirdikleri PV Kurulumları (Kaynak:GENSED- 24.04.2014) ................................................................................................................36
  • 8. viii Şekil 20. Türkiye Güneşlenme Süreleri - Saat (Kaynak: YEGM)..................................36 Şekil 21. Türkiye PV Tipi-Alan Üretilebilecek Enerji (KWh-Yıl) (Kaynak: YEGM) ........37 Şekil 22.Global Rüzgar Enerji Pazarında İlk On Ülke 2012 (Kaynak: Global Wind Statistics 2012, Global Wind Energy Council-GWEC..................................................42 Şekil 23. Türkiye Kümülatif Rüzgar Kurulu Gücü (1999-2013)...................................43 Şekil 24. Türkiye Rüzgar Enerji Santralleri Kurulu Güç Bakımından Yıllara Göre Dağılımı MW (Kaynak: TUREB İstatistik Raporu Ocak 2014)......................................44 Şekil 25. Türkiye’de İşletmede Olan Rüzgar Santrallerinin Kurulu Güç Bakımından Bölgelere Gere Yüzdesel Dağılımı (Kaynak: TÜREB İstatistik Raporu 2014) ..............44 Şekil 26.Dünya HES Potansiyeli ve Geliştirme Durumunun Kıtalararası Dağılımı (Kaynak:2010 World Atlas-Industry Guide-Hazırlayan: Ayla Tutuş) .......................... 49 Şekil 27.Türkiye Elektrik enerjisi K. Güç ve Üretiminin (1950-2012) Arası Gelişimi...52 Şekil 28. Türkiye'de Elektrik Kurulu Gücünün Kaynaklara Göre Dağılımı MW (Kaynak: TEİAŞ) ......................................................................................................................... 52 Şekil 29. Türkiye'de 6446 Kapsamında İşletmeye Alınan Özel Sektör Projelerinin Yıllar Bazında Gelişimi (Kaynak: DSİ G. Müd. HES Daire Bşk.)....................................54 Şekil 30. Yıllara Göre Nüfus Artış seyri (1950-2010 verileri gerçekleşen, 2020-2050 verileri tahmini verileridir.) ........................................................................................ 65 Şekil 31. Dünyada Bölgelere Göre Enerji Talebi ile Nüfus Arasındaki İlişki (Kaynak: Enve Enerji 2012) .......................................................................................................65 Şekil 32. 1990-2011 Yılları Dünya Birincil Enerji Arzı ve 2035 Yılı Projeksiyonu (Kaynak: World Energy Outlook IEA 2013) ................................................................ 67 Şekil 33. 2030 Yılında Dünyada Birincil Enerji Arz tahmini (IEA)................................ 68 Şekil 34. Dünya Enerji Arz ve Talep Projeksiyonları (Kaynak: ETKB) .......................... 68 Şekil 35. 2011 Yılı Dünya Birincil Enerji Arzında Kaynakların Payı (Kaynak: World Energy Outlook IEA 2013) .......................................................................................... 69 Şekil 36. Dünya elektrik Üretiminin Kaynaklara Göre % Dağılımı.............................. 70 Şekil 37. Bazı Ülkelerin Elektrik Üretiminin Kaynaklara Göre % Dağılımı (Kaynak: ETKB) .......................................................................................................................... 70 Şekil 38. 2012 yılı Türkiye Birincil Enerji Arzında Kaynakların Payı(Kaynak: ETKB)....71 Şekil 39. Türkiye'de Genel Birincil Enerji Tüketiminde kaynakların payları (Kaynak: ETKB) .......................................................................................................................... 75
  • 9. ix Şekil 40. 2009-2013 Türkiye Yıllara Göre İthalat-İhracat ile Cari Açık-Enerji İthalatı Karşılaştırması(Kaynak: TUİK-Enve Enerji) .................................................................76 Şekil 41. 2009-2013 Türkiye Yıllara Göre Cari Hesap Enerji İthalatı Karşılaştırması (Kaynak: TÜİK-Enve Enerji)......................................................................................... 77 Şekil 42. Ülkemizde Toplam Elektrik Üretim Kurulu Gücü (MW)............................... 79 Şekil 43. 1.Ocak. 2014 Türkiye'de Elektrik Enerjisi Kurulu Gücü Kaynaklara Göre Dağılımı (Kaynak TEİAŞ07.02. 2014) ..........................................................................80 Şekil 44. Türkiye'de elektrik Üretiminin Birincil Enerji Kaynaklarına Göre Dağılımı (Kaynak: ETKB)............................................................................................................80 Şekil 45. Birincil Enerji Yoğunluğu İndeksi Gelişimi (Kaynak: YEGM2012).................92 Şekil 46. Nihai Enerji Yoğunluğu İndeksi Gelişimi (Kaynak: YEGM-2012) ..................93 Şekil 47. Bazı Ülkelerdeki Enerji Yoğunlukları(TEP/1000$) (Kaynak: EİE, OECD, IEA) 93 Şekil 48. Enerji Politikası- PUKO Döngüsü..................................................................95 Şekil 49. Enerji Yönetimi Faaliyetleri..........................................................................95 Şekil 50. Enerji Yönetiminin Bileşenleri......................................................................97 Şekil 51. Üretim Maliyetlerini Etkileyen Kalemler ...................................................101 Şekil 52. Dünya Birincil Enerji Talep gelişimi (Kaynak: WEC 2012) ..........................109 Şekil 53. Yakıt türlerine Göre Dünya Enerji Tüketimi (Kaynak EIA 2011).................110 Şekil 54. G-20 Ülkelerinde Birincil Enerji Yoğunluğunun Değişimi...........................112 Şekil 55. ABD'nin Enerji ve Karbondioksit Yoğunluğu Eğilimleri (Kaynak: “The BRICS: The Trillion-dollar Club,” The Economist, March 15, 2010, .....................................114 Şekil 56. ABD Enerji Tüketimi ve Enerji Yoğunluğu Değişimi (1948-2004).(Kaynak: US Department of Energy PBA:''Energy Indicators in the U.S''.2008) ..........................115 Şekil 57. ABD Enerji Tüketimi ve Tasarruf Miktarı (1949-2005) (Kaynak: US Department of Energy PBA. ''Energy Intensity Indicators in the U.S.''.2008)..........115 Şekil 58. Avrupa Birliği Entegre İklim ve Enerji politikası (Kaynak: TEVEM Enerji ve Enerji verimliliği Raporu 2010).................................................................................119 Şekil 59. AB-25 ülkelerinin Birincil Enerji Tüketimi ve Enerji Yoğunluğu(Kaynak: EC''Green Paper on Energy Efficiency...'' 2005 ........................................................120 Şekil 60. Avrupa Birliğinin enerji verimliliği hedefler. (Kaynak EC, “Green Paper on Energy Efficiency ...”, 2005) .....................................................................................121 Şekil 61. 1000 $ Milli Hasıla Üretmek İçin Tüketilen Enerji Miktarı.........................125
  • 10. x Şekil 62. Sektörlere Göre Enerji Tüketimi(1990-2004) (Kaynak: M. Tülin Keskin and Halil Ünlü, Türkiye’de Enerji Verimliliğinin Durumu Ve Yerel Yönetimlerin Rolü (İstanbul: Heinrich Böll Stiftung Derneği, 2010), .....................................................136 Şekil 63. Birincil Enerji Tüketiminin Sektörlere Göre Dağılımı (Kaynak: ETKB) ........138 Şekil 64. Türkiye Sektörlere Göre enerji tasarruf Potansiyeli-2020 ( Kaynak: WWF''Enerji İklim değişikliği'' 2011) ........................................................................139 Şekil 65. Bazı Sanayi kollarında Toplam Üretim Maliyetleri İçinde Enerji maliyetleri Oranı (%) (Kaynak: YEGM)........................................................................................141 Şekil 66. Konutlarda Enerji Tüketimi Dağılımı (Kaynak: YEGM) ...............................147 Şekil 67. Konutlarda Elektrik Tüketiminin Dağılımı..................................................148 Şekil 68. Ülkemiz İletim Hattı Uzunluğu (km)...........................................................153 Şekil 69. Ülkemiz Dağıtım Hattı Uzunluğu (km) .......................................................153 Şekil 70. Ülkelerde Elektrik Şebeke Kayıpları (Kaynak: OECD, IEA, TEDAŞ 2008) ....155
  • 11. xi RESİM LİSTESİ Resim 1. Güneş Pili- Fotovoltaik Model .....................................................................32 Resim 2. Şebekeden Bağımsız Sistem Fotovoltaik .....................................................33 Resim 3. Türkiye’nin Güneş Enerjisi Potansiyeli ........................................................ 37 Resim 4. Yerküre ve Sıcaklıkları..................................................................................45 Resim 5. Jeotermal Kaynakları Değerlendirme Alanları.............................................46 Resim 6. Binalarda Isı Kayıpları ................................................................................147
  • 12. xii KISALTMA LİSTESİ AB Avrupa Birliği AR-GE Araştırma Geliştirme BM Birleşmiş Milletler CNG Sıkıştırılmış Doğal Gaz DEK-TMK Dünya enerji Konseyi Türk Milli Komitesi DİE Devlet İstatistik Enstitüsü DPT Devlet Planlama Teşkilatı EİEİ Elektrik İşleri Etüt İdaresi EMO Elektrik Mühendisleri Odası EPDK Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu EÜAŞ Elektrik Üretim Anonim Şirketi EVD Enerji Verimliliği Danışmanlık Şirketleri EVK Enerjinin Verimli Kullanımı EVKK Enerji Verimliliği Koordinasyon Kurulu GSYİH Gayrisafi Yurt İçi Hasıla KOBİ Küçük ve Orta Boy İşletmeler LPG Likit Petrol Gazı MMO Makina Mühendisleri Odası KDV Katma Değer Vergisi OECD Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OSB Organize Sanayi Bölgesi TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi TEB Ton Eşdeğer Petrol TEDAŞ Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi TEİAŞ Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi TUİK Türkiye İstatistik Kurumu TUKO Talebin Üretimle Karşılanma Oranı TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği UEA Uluslararası Enerji Ajansı UETM Ulusal Enerji Tasarruf Merkezi UKEME Ulaşım ve Koordinasyon Merkezi YEGM Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü SİMGELER C2H6 Etan C3H8 Propan CH4 Metan CO Karbonmonoksit CO2 Karbondioksit N2 Azot O2 Oksijen NOx Azotoksit BİRİMLER % Yüzde °C Santigrat Derece cm3 Santimetreküp m3 Metreküp Km Kilometre KWh/yıl Bir Yıllık Kilovat Saat KWh Kilovat Saat kV Kilovat
  • 13. xiii GWh Gigavat Saat TL Yeni Türk Lirası USD Amerikan Doları BTU British Thermal Unit (1 BTU = 0,252 Kcal.) MW Megavat $ Dolar AG Etkin şiddeti 1000 Volt ve altındaki gerilim seviyesini, OG Etkin şiddeti 1000 Voltun üstünden 36 kV'a kadar olan (36 kV dahil) gerilim seviyesini,
  • 14. 1 1. GİRİŞ Ekonomik ve sosyal kalkınmanın en önemli girdilerinden biri olan enerji bu yönü ile aynı zamanda bir toplumun yaşam standardının yükseltilmesinde önemli bir paya sahiptir. Enerji politikaları günümüzde uluslararası siyasi gelişmelere paralel olarak yönlenmekte ve geçmişte olduğu gibi günümüzde de aktüel konuların başında gelmektedir. Dünyada elektrik enerjisine halen ulaşamamış 1,2 milyar insan bulunması bir yana, Dünyada artan nüfusa, şehirleşme ve sanayileşmeye paralel küreselleşme sonucunda, günümüzde enerjiye olan talep sürekli olarak artmaktadır. Dünya genelinde enerji ihtiyacımızın büyük bir bölümünü sağlayan fosil yakıt rezervleri ise yeni rezervler bulunamaz ise yakın gelecekte tükenecektir. Fosil yakıtların yerine alternatif enerji kaynakları geliştirilmeye çalışılmakta ancak yeterli olamamaktadır. Dünyada enerji kaynaklarının sınırlı olması, günümüzde artan enerji maliyetleri ve oluşan rekabet koşulları, kaynakların etkin kullanımını son derece önemli bir konu haline getirmektedir. Bu da bize enerji yönetiminin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Öyle ki zamanımızda Enerji yönetimi, enerjinin üretiminden nihai tüketimine kadar her aşamasında uygulanması gereken bir zorunluluk haline gelmiştir. Geçmişte ülkelerin gelişmişliği kişi başına tüketilen enerji miktarı ile ölçülmekteyken, günümüzde, daha az enerji tüketimi ile daha fazla iş veya hizmet üretilmesi (enerji yoğunluğunun düşürülmesi) gelişmişliğin göstergesi olarak kabul edilmektedir. Türkiye’nin gelişmekte olan bir ülke ve nüfus artışına ve sanayileşmeye bağlı olarak enerji talebimiz hızla artmaktadır. Bu nedenle, enerji kaynakların etkin ve verimli kullanılması israfın önlenmesi, çevrenin korunması ve enerji maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi için enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında verimliliğinin arttırılması konusunun ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Son yıllarda ülkemizin enerjide dışa bağımlılığı % 75’lere ulaşmıştır. Bu nedenle dünyadaki enerji fiyatları ve döviz kurlarındaki artışlar ülkemiz ekonomisi ve halkımız üzerinde ciddi bir baskı unsuru oluşturmaktadır. Ülkemizde düşük maliyetle üretilemeyen enerji, sanayi üretim maliyetlerinin yükselmesine neden olmakta ve rekabeti daha da zorlaştırmaktadır. 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunun, 2 Mayıs 2007 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesiyle ülkemizin enerjide dışa bağımlılığının azaltılması ve işletmelerimizin rekabet koşullarında avantaj elde edilmesi için önemli gelişmelerin başlangıcıdır. Bu proje çalışmasında, enerji verimliliği mevzuatı kapsamında, enerji verimliliği ile enerji yoğunluğu kavramını ve nihai tüketim tarafında enerjiyi ve enerji kaynaklarını verimli kullanarak enerji yönetiminin talep sonrası bakış açısı ile incelenmesini amaçlanmıştır.
  • 15. 2 2. ENERJİ 2.1. Enerji Nedir? Enerjinin Türkçe sözlükteki anlamı; ‘’1. Maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan güç, erke: Isıl enerji. Elektrik enerjisi. Mekanik enerji.- 2. Organların çalışabilmesi ve vücut ısısının sürdürülebilmesini sağlayan besin ögelerinin oluşturduğu güç.’’ olarak açıklanmıştır. (TDK) Bir sistemin, kendisi dışında etkinlik üretme yeteneğidir (Max Planck) Erke olarak da tanımlanabilen enerji bir sistemin iş ve ısı verme yeteneğidir. Enerjiler çeşitli biçimlerde sınıflandırılabilmektedir. Sınıflandırmalar hangi esaslara göre yapılırsa yapılsın, farklı gruplara giren enerjiler, birbirlerine dönüştürülebilmektedir. Enerjinin dönüşebilirliğinin ölçümünü ekserji ile ifade edilmektedir. Ekserji, enerjinin dönüşebilirliğinin ölçümünü ifade eder. Belirli termodinamik koşullarda, belli bir miktar enerjinin diğer bir enerji biçimine dönüştürülebilen en yüksek miktarıdır. Belirli termodinamik koşullarda diğer bir enerji biçimine dönüştürülemeyen enerjiye de anerji adı verilmektedir. Enerjilerden büyük bir bölümü maddeye bağlıdır. (ACAROĞLU, 2003) Enerji, hareketsizi harekete geçirmek, durağanı yürütmek, kapalı olanı açmak, düşünüp bulmak, hayal ettiğimizi kağıda dökmek, kağıt üstündekini üretmek, hayata geçirmek için kısaca hayatta her şey için enerjiye ihtiyacımız vardır. Dolayısıyla enerjiyi kısaca iş yapabilme kabiliyeti olarak tanımlayabiliriz. 2.2. Enerji Kaynakları Gelişen dünyada günümüzde bireyin yaşamını sürdürebilmesi için hava su gibi zorunlu gereksinimlerinin yanına enerji de eklenmiş bulunuyor. Enerji olmaksızın bir yaşam artık düşünülemez. Enerji kaynaklarını günümüzde çeşitli şekillerde sınıflandırmak mümkündür. Teknolojinin gelişmesiyle jeotermal, rüzgar, güneş vb. enerji türlerinin 20. yüzyılın son yarısında tanınmaya ve kullanılmaya başlanması ile birlikte enerjinin daha önceden katı, sıvı ve gaz şeklindeki ayrımı yerine yenilenebilir enerji ve yenilenemeyen enerji türleri şeklinde bir sınıflandırmaya gidilmiştir.
  • 16. 3 Enerjinin sınıflandırması birkaç şekil de yapılmaktadır:  Enerjiler kaynaklarına göre; katı, sıvı, gaz yakıtlar ile hidrolik, nükleer, güneş, biyokütle, rüzgar, jeotermal vb. enerjiler olarak ayrılabilir.  Fiziksel ve ekonomik yönlerine göre; mekanik (potansiyel ve kinetik), termik, kimyasal, fiziksel, elektromanyetik, elektrik vb. enerjiler olarak gruplandırılabilmektedir.  Enerji hammaddelerinin özgül enerji içeriklerine göre: Yoğun enerjiler: Petrol ve ürünleri, kömür, hidrolik enerji, atom enerjisini veren uranyum toryum örnek olarak gösterebiliriz. Yoğun olmayan enerjiler: Güneş ve rüzgar enerjileri  Enerji maddesinin depolanabilme özelliğine göre: Tam olarak depo edilebilenler: Kömür, petrol ve ürünleri, bitümlü şistler, atom enerjisini veren uranyum ve toryum gibi. Kısmen depo edilebilenler ve edilemeyenler: Doğal gaz, su, güneş.  Yenilenebilir ve yenilenemeyen enerji kaynakları: Yenilenmeyen (tükenebilir) Enerji Kaynakları: Petrol, doğalgaz, kömür, nükleer. Yenilenebilir (tükenmeyebilir) Enerji Kaynakları: Odun, hidrolik, rüzgar, güneş, Jeotermal, dalga-gel-git, biyogaz  Bir diğer ayrıma göre; enerjinin herhangi bir değişime ve dönüşüme sahip olup olmamasına göre: Birincil (Primer) Enerji Kaynakları: Doğal enerjiler olarak adlandırılan enerji kaynaklarına örnek olarak; kömür, petrol, doğal gaz, hidrolik, jeotermal, odun, hayvan ve bitki atıkları, nükleer, dalga-gelgit, güneş, rüzgar gösterebiliriz. İkincil (sekonder) Enerji Kaynakları: İkincil enerji kaynakları, birincil enerji kaynaklarının dönüştürülmesine dayalı olarak üretilen bir enerji çeşididir. Elektrik enerjisi, kok, briket, havagazı, LPC, benzin, mazot, motorin, termik ‘ısı’, mekanik, kimyasal, elektromanyetik, ışık olarak örnekleyebiliriz.
  • 17. 4 ENERJİ KAYNAKLARI Kullanışlarına Göre Enerji Sınıflandırma Dönüştürülebilir Olmalarına Göre Enerji Sınıflandırma Yenilenemez Enerji (Tükenir Enerji) Birincil Enerji (Primer Enerji) Fosil Kaynaklı Kömür Kömür Petrol Petrol Doğal gaz Doğal gaz Nükleer Çekirdek Kaynaklı Biyokütle Uranyum Hidrolik Toryum jeotermal Güneş Yenilenebilir Enerji (Tükenmez) Rüzgâr Hidrolik Dalga, Gel-Git Güneş İkincil Enerji (Sekonder Enerji) Biyokütle Elektrik Rüzgâr Benzin, Mazot, Motorin Jeotermal İkincil Kömür Dalga, Gel-Git Kok, Biriket Hava Gazı Sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) Tablo 1. Enerji Kaynaklarının Sınıflandırılması
  • 18. 5 Aşağıdaki tabloda enerji kaynaklarının Alt ısıl değerlerinin TEP cinsinden karşılığı listelenmiştir. Miktar Enerji Kaynağı Alt Isıl Değer Birim TEP Çevrim Katsayısı 1 ton Taş Kömürü 6.100.000 kCal 0.610 1 ton Kok Kömürü 7.200.000 kCal 0.720 1 ton Briket 5.000.000 kCal 0.500 1 ton Linyit santral 2.000.000 kCal 0.200 1 ton Elbistan Linyiti 1.100.000 kCal 0.110 1 ton Petrokok 7.600.000 kCal 0.760 1 ton Kok tozu 6.000.000 kCal 0.600 1 ton Maden 5.500.000 kCal 0.550 1 ton Elbistan Linyiti 1.100.000 kCal 0.110 1 ton Asfaltit 4.300.000 kCal 0.430 1 ton Odun 3.000.000 kCal 0.300 1 ton Hayvan ve Bitki Artığı 2.300.000 kCal 0.230 1 ton Ham Petrol 10.500.000 kCal 1.050 1 ton Fuel Oil No: 4 9.600.000 kCal 0.960 1 ton Fuel Oil No: 5 10.025.000 kCal 1.003 1 ton Fuel Oil No: 6 9.860.000 kCal 0.986 1 ton Motorin 10.200.000 kCal 1.020 1 ton Benzin 10.400.000 kCal 1.040 1 ton Gaz yağı 8.290.000 kCal 0.829
  • 19. 6 1 ton Nafta 10.400.000 kCal 1.040 bin m³ Doğal Gaz 8.250.000 kCal 0.825 1 ton Kok Gazı 8.220.000 kCal 0.820 bin m³ Kok Gazı 4.028.000 kCal 0.403 1 ton Yüksek Fırın Gazı 535.000 kCal 0.054 bin m³ Yüksek Fırın Gazı 690.000 kCal 0.069 bin m³ Asatilion 14.230.000 kCal 1.423 bin m³ Propan 10.200.000 kCal 1.020 1 ton LPG 10.900.000 kCal 1.090 bin m³ LPG 27.000.000 kCal 2.700 bin kWh Elektrik 860.000 kCal 0.086 bin kWh Hidrolik 860.000 kCal 0.086 bin kWh Jeotermal 860.000 kCal 0.860 Tablo 2. TEP Hesap Tablosu (www.enve.com.tr/enerji_tep_tablosu.htlm Enerji kaynaklarının farklılığı kadar verdiği randımanlar da farklıdır. Karşılaştırma yapabilmek için eşdeğerlik birimleri seçilmiştir. Eskiden yoğun kullanımı nedeniyle kömür kullanımı çok yaygın olduğu için kıyaslama birimi olarak önce kömür eşdeğeri, sonraları hidrokarbonlar ön sıraya yerleşince petrol eşdeğeri kabul edilmiştir. Ton Eşdeğer Petrol (TEP) kavramı, enerji birimlerini eşitleyerek, tek bir ortak birime çevirmek ve hesaplama kolaylığı açısından kullanılmaktadır. Her enerji biriminin TEP cinsinden bir karşılığı vardır. TEP çeşitli enerji kaynaklarının miktarlarını tanımlamak için kullanılan kg, m3, ton, kWh gibi farklı birimleri aynı düzlemde ifade etmeye yarayan bir tanımdır. 1 TEP, 1 ton petrolün yakılmasıyla elde edilecek enerjiye tekabül etmektedir. 1 TEP, 5 adet ortalama konutun yıllık elektrik tüketimi kadardır.
  • 20. 7 2.2.1. YENİLENEMEYEN(GELENEKSEL)ENERJİ KAYNAKLARI Çağdaş bireyin yaşamını sürdürebilmesi için hava su gibi zorunlu gereksinimlerine enerji de eklenmiş bulunuyor. Enerji olmaksızın bir yaşam artık düşünülemez. Yaşamsal her maddenin bir enerji boyutu bulunmaktadır. Geleneksel (Yenilenemeyen) enerji kaynakları denince aklımıza, doğada zaten var olan enerji kaynakları gelmelidir. Bu tür enerji kaynakları milyonlarca, belki de milyarlarca yıl süren bir hayli uzun bir süreç sonucunda meydana gelirler. Petrol, kömür, doğalgaz gibi doğadaki miktarı sınırlı olan bu enerji kaynakları, en verimli şekilde kullanılmalıdır. (T.C. A.Ü YAYINI NO: 249, 2012) 2.2.1.1. Kömür Tüm fosil yakıtlar (kömür, petrol, doğalgaz) içinde kömür dünyada en çok ve yaygın biçimde bulunan enerji kaynağıdır. Linyit, ısıl değeri düşük, barındırdığı kül ve nem miktarı fazla olduğu için genellikle termik santrallerde yakıt olarak kullanılan bir kömür çeşididir. Buna rağmen yerkabuğunda bolca bulunduğu için sıklıkla kullanılan bir enerji hammaddesidir. Taşkömürü ise yüksek kalorili kömürler grubundadır. Dünyada Kömür 2012 yılbaşı itibari ile toplam 891 milyar ton olan Dünya kömür rezervlerinin; 403 milyar ton ile %45’i antrasit ve taşkömüründen. 287 milyar ton ile %32’si alt bitümlü kömürler ve 201 milyar ton ile %23’ü ise linyitlerden oluşmaktadır. Dünya Enerji Konseyi(WEC) tarafından 2010 ve 2013 yıllarında yayınlanan, Dünya Enerji Kaynakları raporunda, ülkelerin üretilebilir kömür rezervleri ile ilgili değerlere bakıldığında, geçen üç yılda büyük kömür rezervlerine sahip ülkelerin, rezerv değerlerinin değişmediği görülmüştür. Ancak bu ülkelerin büyük çoğunluğunda, bu rezervler dışında kanıtlanmış, rezerv niteliğine dönüşebilecek kömür varlıkları bulunmaktadır. Bu nedenle de mevcut rezervlerin azalmadığı gibi, ABD, Hindistan, Rusya, Ukrayna, Kazakistan başta olmak üzere birçok ülkenin kömür rezervlerinin daha da artacağı anlaşılmaktadır. ((WEC) DEK-TMK, 2014, s. 19)
  • 21. 8 Şekil 1. Dünya Kömür Rezervlerinin Kömür Cinslerine Göre Dağılımı (Kaynak World Energy Resorurces WEC 2013) 2012 yılı ekonomik üretilebilir Dünya kömür rezervleri 891 milyar ton olup, %88’i dokuz ülkede bulunmaktadır. Bu ülkelerin başında 237 milyar ton ve %26 ile ABD gelmektedir. Rusya %18 ve Çin %13 lük rezervleri ile dikkat çekmektedir. ((WEC) DEK-TMK, 2014, s. 20) Şekil 2. 2012 Yılı Dünya Kömür rezervlerinde Ülkelerin Payları(Kaynak: World Energy Resorurces WEC 2013) Taşkömürü ve Antrasit ; 403; 45% Alt Bitümlü; 287; 32% Linyit; 201; 23% Toplam Rezerv 891 milyar ton Çin 13% Rusya 18% ABD 26%Avusturalya 8% Hindistan 7% Almanya 5% Ukrayna 4% Kazakistan 4% G. Afrika 3% Diğer 12% 2012 Dünya Kömür Rezervlerinde Ülkelerin Payları
  • 22. 9 2012 yılı ülkelerin kömür üretimindeki payları; Çin %48 ile en fazla üretim yapan ülke konumundayken ikinci sırada ABD %% 13 ile gelmektedir. Aynı yıl kömür tüketiminde ise Çin % 51 ve ABD %11 ile ilk iki sırayı paylaşmakta üçüncü sırada %9 ile Hindistan gelmektedir. Aşağıdaki Şekil 2 de 2012 yılı ülkelerin kömür üretimindeki payları gösterilmektedir. Şekil 3. 2012 Yılı Başlıca Ülkelerin Kömür Üretim Payları (Kaynak: Coal Information IEA 2013) 2012 yılı geçici değerlerine göre 55530 mtce olan Dünya kömür tüketiminin, %51’i Çin tarafından gerçekleştirilmiştir. 2795 mtce olan kömür tüketiminin yarısından fazlasını tüketen Çin’den sonra, en büyük tüketici ülke 608 mtce ile ABD olup tüketim oranı %11’dir. Diğer önemli kömür tüketicileri ise Hindistan, Japonya, Rusya, G.Afrika, G.Kore, Almanya şeklinde sıralanmıştır. Bu sekiz ülkenin dünya kömür tüketimindeki toplam payı % 83 oranındadır. Türkiye’nin 2012 yılı kömür G. Afrika ; 4% Rusya; 5% Avusturalya; 6% Endonezya; 6% Hindistan; 6% Diğer; 12% Çin; 48% ABD; 13% 2012 Ülkelerin Kömür Üretim Payları-toplam; 5.666mtce
  • 23. 10 tüketimindeki payı ise sadece binde 9 ile 50 mtce olmuştur. ((WEC) DEK-TMK, 2014, s. 27) Şekil 4. 2012 Yılı başlıca Ülkelerin Kömür Tüketim Payları(Kaynak: Coal Information IEA 2013) Gelişmiş ülkelerin elektrik üretiminde doğal gazı daha fazla tercih etmeleri sebebiyle kömür tüketim gelişmekte olan ülkeler de daha fazla artmaktadır. Ancak 2012 yılından itibaren kömür fiyatlarındaki düşme sonucu gelişmiş ülkelerde de kömüre talep artmıştır. Çin; 51% ABD; 11% Hindistan; 9% Rusya; 3% Japonya ; 3% Almanya; 2% G.Kore; 2% G.Afrika; 2% Diğer; 17% 2012 Yılı Ülkelerin Kömür Tüketim Payları-Top. tüketim 5530(mtce)
  • 24. 11 Şekil 5. 2012 Yılı Ülkelerin Kömür Tüketimi (Kaynak: Coal İnformation IEA 2013 * değerler geçicidir.) Dünyada son yirmi yılda linyit üretiminde kayda değer bir artış olmadığını ve üretim eğrisi yatay olarak seyretmektedir. 2012 yılı ülkelerin linyit üretimlerine bakıldığında Almanya 185 milyon ton ile dünya linyit üretiminin %20’sini gerçekleştirmiştir. Türkiye ise 66 milyon ton ile linyit üretiminde Almanya’dan sonra en yüksek üretim yapan ülkeler arasında ilk sıralardadır. 2795 608 493 190 162 142 111 109 78 70 66 59 58 55 50 45 441 0 500 1000 1500 2000 2500 3000 Çin ABD Hindistan Rusya Japonya G.Afrika G.Kore Almanya Polonya Avusturalya Ukrayna Kazakistan Tayvan İngiltere Türkiye Endonezya Diğer 2012 Ülkelerin Kömür tüketim miktarı*(mtce)
  • 25. 12 Şekil 6. 2012 Yılı Ülkelerin Linyit Üretim ve Tüketim Payları (Kaynak Coal Information IEA 2013) Dünya kömür ticaretinin yaklaşık tamamı koklaşabilir taş kömürü ile taşkömürü ve alt bitümlü kömürden oluşan buhar kömürüne ilişkindir. Linyit kömürünün ülkeler arasında taşınması ya da ticareti yok denecek kadar azdır. Küresel ölçekte ticareti yapılan kömürün iki ana kullanım amacı bulunmaktadır. Elektrik üretimi amacıyla buhar kömürü ve demir çelik endüstrisinin kullanımı için koklaşabilir kömür ve az miktarda kok kömürü ticareti yapılmaktadır. 2012 yılında dünya linyit tüketimi, üretim yapılan ülkelerde üretim miktarı kadar tüketileceği tahmin edilmektedir. Geçici değerlere göre 905 milyon ton olan 2012 yılı Dünya linyit tüketiminin büyük oranı elektrik üretiminde kullanılırken, bazı ülkelerde endüstride ve ısınmasında da kullanılmaktadır. Türkiye, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, Almanya, Avusturalya, Macaristan ve Polonya gibi ülkelerde ise elektriğin önemli bir kısmı linyit kömüründen üretilmektedir. Ülkelerin linyit üretim ve tüketim değerleri yaklaşık aynı olduğu için ayrıca tüketim değerleri yazılmamıştır. ((WEC) DEK-TMK, 2014, s. 33) Özellikle gelişmekte olan ülkelerin elindeki kaynakları değerlendirme çalışmaları sonucunda, Dünyada kömüre dayalı üretimin payı son yıllarda artış göstermektedir. 2010 yılında 8697 TWh olan üretim 2011 yılında %5,2’lik artışla 9146 TWh olmuştur. 20% 9% 8% 8% 7% 7% 7% 5% 5% 4% 4% 4% 2% 2% 8% 0% 5% 10% 15% 20% 25% 2012 Ülkelerin Linyit Üretim ve Tüketim Payları
  • 26. 13 Şekil 7. 2011 Yılı Ülkelerin Elektrik Kömüre dayalı Üretimindeki Payı (Kaynak: Elektricity İnformation IEA 2012) Dünya 2012 yılı toplam kömür üretimi dikkate alındığında, yeni rezervler bulunamaması durumunda küresel kömür rezervlerinin yaklaşık 142 yıl ömrü bulunduğu hesaplanmaktadır. Dünyada yeni kömür teknolojileri ile ilgili özellikle iklim değişikliği etkisinin kömürden temiz enerji elde edilebilmesi çalışmalarını hızlandırmaktadır. Bu nedenle daha yüksek verimli teknolojik santrallerin yapılması, kömürün sıvılaştırılması(G. Afrikada 1955 yılından beri kullanılmakta) ve kömürün yeraltında gazlaştırılması gibi çalışmalar sürdürülmektedir. Türkiye’de Kömür Ülkemiz rezerv ve üretim miktarları açısından linyitte dünya ölçeğinde orta düzeyde, taşkömüründe ise alt düzeyde değerlendirilebilir. Toplam dünya linyit rezervinin yaklaşık %1,6'sı ülkemizde bulunmaktadır. Bununla birlikte linyitlerimizin büyük kısmının ısıl değeri düşük olduğundan termik santrallerde kullanımı ön plana çıkmıştır. Ülkemiz linyit rezervinin yaklaşık %46'sı Afşin-Elbistan havzasında bulunmaktadır. Ülkemizin en önemli taşkömürü rezervleri ise Zonguldak ve civarındadır. Zonguldak Havzası'ndaki toplam taşkömürü rezervi 1,322 milyar ton, buna karşılık görünür rezerv ise 519 milyon ton düzeyinde bulunmaktadır. Linyit sahaları ülkemizde bütün bölgelere yayılmış olup bu sahalardaki linyit kömürünün ısıl değerleri 1000-5000 kcal/kg arasında değişmektedir. Ülkemizdeki toplam linyit rezervinin yaklaşık %68'i düşük kalorili olup %23,5'i 2000-3000 kcal/kg arasında, %5,1'i 3000-4000 kcal/kg arasında, %3,4'ü 4000 kcal/kg üzerinde ısıl değerdedir. (ETKB, 2014) %41 3751 %3 279 %2,1 191 %1,9 177 %21 1915 %0,7 67 %1,6 144 %8 727 %9 863 %4,8 435 %2,7 243 %2,6 241 %1,2 113 0 500 1000 1500 2000 2500 3000 3500 4000 2011 Ülkelerin Kömüre Dayalı Elektrik Üretim Miktarı(TWh) ve Payı
  • 27. 14 Şekil 8’ de görülen grafikte 1990-2012 yılları arasında ki 22 yılda Türkiye’de ki linyit üretimi % 74 oranında artış göstermiş olduğu görülmektedir. 1999 dan sonra gereğinden çok yapılan doğalgaz anlaşmaları sonucunda doğalgaz santrallerindeki sayısal artışında etkisiyle düşüş göstermiş olsa da son 3-4 yıl enerji talebindeki artışı karşılayabilmek için 77 milyon ton kapasiteye ulaştığı görülmektedir. Şekil 8. Yıllara Göre Türkiye'nin Linyit Üretimi Grafiği (ETBK) 2012 yılında 121 Milyon Ton Eşdeğer Petrol (MTEP) olan ülkemizin toplam birincil enerji tüketiminde kömürün payı %31'dir. Ülkemizin 2013 sonu itibariyle kömüre dayalı santral kurulu gücü 12.563 MW olup toplam kurulu gücün %20'sine karşılık gelmektedir. Yerli kömüre dayalı kurulu güç 8.515 MW (%13,3) ve ithal kömüre dayalı kurulu güç ise 4.048 MW (%6.3) şeklindedir. 2005 yılından itibaren enerji üretiminde yerli kaynaklara önem verilmesi ve dışa bağımlılığın azaltılması hedefleri çerçevesinde sanayileşme ve nüfus artışına paralel olarak artan enerji talebinin karşılanması amacıyla; yeni kömür sahalarının bulunması ve bilinen sahaların geliştirilmesi çalışmalarına hız verilmiştir. Kömür aramalarında sondaj miktarı son beş yılda beş kat artmış, aramaların sonucunda 8,3 milyar ton olan mevcut rezerve ilave olarak; 2008 Mayıs ayı itibarı ile 4,1 milyar ton yeni linyit rezervi tespit edilmiştir. (ETKB, 2014) 2013 yılında kömüre dayalı santrallerden toplam 61,5 TWh brüt elektrik üretilmiş olup toplam brüt elektrik üretimi içerisindeki payı %25,7 düzeyindedir. 60854 59572 51660 46168 43709 57708 61484 72121 76171 75577 69698 72550 77389 0 10000 20000 30000 40000 50000 60000 70000 80000 90000 1998 2000 2002 2004 2006 2008 2010 2012 2014 1990-2012 Türkiye Linyit Üretimleri (Bin Ton)
  • 28. 15 İthal bir kaynak olan doğal gazın elektrik üretiminde kullanılması yerine rezervleri belirlenen ve termik santral kurulabilecek özellikte olan linyit sahalarımızın hızla devreye sokulması ve mevcut santrallara yeni ünitelerin ilavesine yönelik çalışmalar sürdürülmektedir. (ETKB, 2014) Taşkömürü ithalatında 2000 yılı sonrasını incelediğimizde 2008 ekonomik krizinin etkisiyle düşüşün görülmesi dışında, günümüze kadar % 100 ‘ün üzerinde gibi bir artış olduğu görülmektedir. Bu artışta son zamanlarda devreye giren ithal kömürlü santrallerin etkisi yüksek olmakla birlikte son yıllarda düşen kömür fiyatları da mevcut santral kapasitelerinin artırılmasından dolayıdır. Türkiye Kömür İthalatı ve Önenen Ücretler Yıllar İthalat (milyon ton) Ödenen (milyar$) 2008 19,7 3,4 2009 20,6 3,1 2010 22,3 3,3 2011 24 4,1 2012 29,7 4,6 Toplam 116,3 18,5 Tablo 3. Türkiye Kömür İthalatı ve Ödenen Ücretler (Kaynak: TUIK 2012) Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığının azaltılması ve enerji arz güvenliğinin sağlanması için ulusal kömürler azami ölçüde değerlendirilmeli, kömüre dayalı yüksek verimli enerji üretimi santralleri tesis edilmelidir. ABD, Çin, Hindistan gibi gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler kömürü elektrik üretiminde azami ölçülerde kullanmaya devam ederken, Türkiye’nin kömürde ülke kaynaklarını daha fazla etkin bir şekilde kullanılmasının, dünya iklim değişikliği açısından uluslararası olumsuz etkilerin olması düşünülemez ve kabul edilemez. Söz konusu ülkelerin kömür tüketimleri Türkiye’nin Çin 30 katı, ABD 50 katı ile çok çok üzerindedir. Birincil enerjide, dışa bağımlılığımız 2012 yılında %72,4 olurken elektrikte ise geçen yıl olduğu gibi %56 civarında dışa bağımlı olunmuştur. Elektriğin %44 oranında doğal gaz santralleriyle %12’si de ithal kömürle olmuştur. Dünyadaki gelişmeler ve yakın coğrafyamızla ilgili senaryoların son derece olumsuzluklara gebe olması, enerjide dışa bağımlılığımızın mümkün olduğu kadar çabuk azaltılmasını gerektirmektedir. Bu anlamda ulusal kömürlerimize dayalı üretilebilecek en az 100 milyar kWh elektriğin,
  • 29. 16 devreye girmesi halinde, 2023 deki elektrik talebinin 450 milyar kWh civarında olacağı öngörüsüne göre %22 oranında bağımlılığımızı azaltacak etkisi olacaktır. Böylelikle strateji belgesinde belirtilen elektrik üretiminde doğal gaz santralleri payının 2023 yılında %30 düzeyine indirilmesi hedefinin gerçekleşmesi de mümkün olabilir. ((WEC) DEK-TMK, s. 59) Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı, son yirmi iki yılda %20 daha artmıştır. Birincil enerji arzında dışa bağımlılık 1990 da %52 düzeyinde iken, 2000 yılında %67, 2007 yılında %74,5, 2012 yılında ise %72,4 olmuştur. Enerji ithalatı 2012 yılı sonu itibariyle 60 milyar dolara ulaşarak, ithalat – ihracat farkının artmasına neden olmaktadır. Bu güne kadar yerli kaynaklara öncelik verilmesi konusunda planlar yapılmışsa da, en iddialı hedef 2009 yılında ortaya konulmuştur. Yüksek Planlama Kurulu’nun 18.05.2009 tarih ve 2009/11 sayılı kararı ile ‘’Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi’’ kabul edilmiştir. Bu kararla; bilinen linyit ve taşkömürü kaynaklarının 2023’e kadar tamamının elektrik üretimi amacıyla değerlendirilmesi ve elektrik enerjisi üretiminde ithal doğal gaz tüketiminin %30’un altına indirilmesi öngörülmektedir. Ancak son dört yıldaki yapılanlar irdelendiğinde öngörülen hedeflere ulaşılmasının zor olacağı ve kaybedilecek zamanın kalmadığı görülmektedir. ((WEC) DEK-TMK, s. 63) Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı giderek artarken, enerji arz güvenilirliğinin ve güvenliğini sağlanması için en önemli seçenek olarak, ulusal kömürlerinin bir an önce değerlendirilmesi görülmektedir. 2.2.1.2. Petrol Petrol, başlıca hidrojen ve karbondan oluşan ve içerisinde az miktarda nitrojen, oksijen ve kükürt bulunan çok karmaşık bir bileşimdir. Normal şartlarda gaz, sıvı ve katı halde bulunabilir. Gaz halindeki petrol, imal edilmiş gazdan ayırt etmek için genelde doğal gaz olarak adlandırılır. Ham petrol ve doğal gazın ana bileşenleri hidrojen ve karbon olduğu için bunlar "Hidrokarbon" olarak da isimlendirilirler. (ETKB, 2014) Dünyada Petrol 2012 yılı dünya ispatlanmış petrol rezervi %7,7 artışla 1.520 milyar varilden 1.637 milyar varile yükselmiştir. Dünya petrol rezerv miktarında 2011 yılına oranla %7,7'lik bir artış gerçekleşmiş, aynı oranda artmayan petrol üretiminin de etkisi ile 2011 yılında 44,8 yıl olan dünya petrol rezerv ömrü 2012 yılında 48,8 yıla yükselmiştir.
  • 30. 17 Birincil enerji kaynakları arasında stratejik konuma sahip olan ham petrol 2012 yılı başı itibarıyla dünya enerji talebinin %33,1'ini karşılamıştır. (TPAO, 2013, s. 4) Dünya Petrol rezervleri Ocak 2013’te, 2012 yılına göre %0,8’lik bir artış göstererek 1668,9 milyar varil (235,8 milyar ton) olmuştur. Rezerv artışlarının ağırlıklı olarak Güney ve Orta Amerika ülkelerinden Brezilya ve Ekvator’da, Avrupa ve Avrasya bölgelesin de Norveç’te, Orta Doğu’da İran ve Irak’ta ve Afrika Bölgesinde Angola’da gerçekleştiğini görmekteyiz. 2012 yılında petrol rezervlerinin ömrü yaklaşık 53 yıl olarak hesaplanmıştır. Dünya petrol rezervlerinin yarısı Orta Doğu’da bulunmaktadır. En büyük petrol rezervine Venezuela, Suudi Arabistan, İran, Irak, Kuveyt ve Rusya sahip bulunmaktadır. ((WEC) DEK-TMK, 2014, s. 70) Şekil 9. Dünya petrol Rezervleri(Kaynak: BP İstatistikal Review of World Energy, June 2013 Çin, Hindistan ve Orta Doğu’da özellikle ulaşım sektöründe petrol tüketiminin artması beklenmektedir. OECD ülkelerinde ise verimlilik artışından ve yakıtlar arası ikameden kaynaklı petrol tüketim artış hızının azalması beklenmektedir. Petrolün sektörlere göre kullanımına ilişkin, 2012’de %6 olarak gerçekleşen elektrik üretimindeki payının, 2030’da %3’e düşmesi, sanayideki payının %30’dan, %32’ye yükselmesi, taşımada ise %52’den, %54’e çıkması beklenmektedir. 0 100 200 300 400 500 600 700 800 900 Orta Doğu G. Ve O. Amerika K. Amerika Avrupa ve Avrasya Afrika Asya Pasifik 807,7 %48 324,4 %20 220,2 %13 140,8 %8 130,3 %8 41,5 %2 Dünya Petrol Rezervi(milyar varil)
  • 31. 18 Şekil 10. Petrol tüketiminin Sektörel Dağılımı (Kaynak: BP Energy Outlook 2030, Ocak 2013 1970’lerdeki petrol fiyatında yaşanan şokun ardından, birincil enerji tüketimindeki payı 1973’te %48 olarak gerçekleşen petrolde, bu oran 1985’de %39’a düşmüştür. Son yıllarda yeniden yükselişe geçen fiyatlar ile petrolün ekonomik olarak ağırlığını artırdığı görülmektedir. Bu nedenle 2012’de daha da daralan petrol pazar payının, önümüzdeki 20 yılsonun da %28’e düşmesi tahmin edilmektedir. Petrol ve doğalgaz arz tarafında son yıllarda en çok dikkat çeken olay Amerika’daki şeyl gaz devrimi olup ABD’nin ithalatçı konumdan dev bir ihracatçı konuma geçmesi beklenmektedir. Bu durum şimdiden dünya piyasalarını etkilemeye başlamıştır. EIA’nın raporunda Çin, Arjantin ve Cezayir’in kaya gazı kaynaklarının ABD’nin de önünde olduğu görülmektedir. Ancak teknik ve jeolojik nedenler, Avrupa’da mevcut yasal düzenlemeler, çevre odaklı endişeler daha uzun süre ABD dışında kaya gazı üretiminin neredeyse yok denebilecek kadar az olacağına işaret etmektedir. Teknik olarak dünyada aktif üretim yapan sondaj kulelerinin %60’ı ABD’de bulunmaktadır. Bu kulelerin %95’i yatay sondaj yapmaya ve dolayısıyla kaya odaklı gaz ve petrol üretimine elverişlidir. Kaya gazı rezervlerine sahip ülkelerde yaygın olarak üretime başlanması halinde, küresel enerji görünümünün bugünkünden oldukça farklı olacağı ve bu gelişmelerin önemli ekonomik ve jeopolitik sonuçları olacağı beklenmektedir. Önümüzdeki dönemde Mısır’ın yanı sıra Suriye, Irak ve Libya’da devam eden sorunlar petrol fiyatlarının yukarı yönlü seyrini destekleyeceği beklenmektedir. ((WEC) DEK-TMK, s. 108) Türkiye’de Petrol Taşıma; 54% Elektrik Üretimi; 3% Sanayi; 32,0% Diğer; 11,0% Petrol Tüketimi Sektörel Dağılımı,2030
  • 32. 19 Dünya üretilebilir petrol ve doğal gaz rezervlerinin yaklaşık %72'lik bölümü, ülkemizin yakın coğrafyasında yer almaktadır. Türkiye, jeopolitik konumu itibariyle dünya ispatlanmış petrol ve doğal gaz rezervlerinin dörtte üçüne sahip bölge ülkeleriyle komşu olup enerji zengini Hazar, Orta Asya, Orta Doğu ülkeleri ile Avrupa'daki tüketici pazarları arasında doğal bir "Enerji Koridoru" olmak üzere pek çok önemli projede yer almakta ve söz konusu projelere destek vermektedir. 2030 yılına kadar %40 oranında artması beklenen dünya birincil enerji talebinin önemli bir bölümünün içinde bulunduğumuz bölgenin kaynaklarından karşılanması öngörülmektedir. (ETKB, 2014) 2012 yılında 2,3 milyon ton olarak gerçekleşen Türkiye ham petrol üretiminin %73’ü TPAO tarafından gerçekleştirilmiştir. Son on yılda yurtiçi petrol üretiminde %3 oranında düşüş gözlenmiş olmakla birlikte TPAO özellikle 2003 yılından sonra Batman Bölgesinde uyguladığı üretimi arttırma çalışmaları sonucunda üretim düşüşünü kısmen durdurmuştur. (TPAO, 2013) 2012 yılında toplam 2,3 milyon ton petrol üretilmiş olup, günümüze kadar toplam 140,2 milyon ton petrol üretimi gerçekleştirilmiştir. Türkiye’de 2002-2012 yılları döneminde yıllar itibarı ile Türkiye’de üretilen ham petrol miktarı, aşağıda grafiklerde gösterilmiştir. Şekil 11. Türkiye Ham Petrol Üretimi (milyon ton) 2012 yılı yurtiçi üretilebilir petrol rezervi 294,8 milyon varil (43,2 milyon ton) olup, yeni keşifler yapılmadığı takdirde, bugünkü üretim seviyesi ile yurtiçi toplam ham petrol rezervinin 18,5 yıllık bir ömrü bulunmaktadır. 2012 yılında ham petrol talebinin %9'u yerli üretimle karşılanmış, doğal gazda ise bu oran %1,6 olarak gerçekleşmiştir. (ETKB, 2014) 2,4 2,3 2,3 2,2 2,1 2,2 2,4 2,5 2,4 2,3 1,9 2 2,1 2,2 2,3 2,4 2,5 2,6 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Türkiye Ham Petrol Üretimi (milyon ton)
  • 33. 20 Şekil 12. 2008-2012 Yılları petrol Üretimi (Kaynak: TPAO Her geçen gün artan petrol ve doğal gaz ihtiyacının yurtiçi kaynaklardan karşılanması yönündeki faaliyetler kapsamında, ülkemizin yeterince aranmamış basenlerinde ve özellikle Karadeniz ve Akdeniz'deki deniz alanlarında yapılan çalışmalar büyük bir ivme kazanmıştır. Son yıllarda deniz sondaj teknolojisindeki gelişmelerin, su derinliklerinin fazla (1.000-2.000 m) olduğu alanlarda arama ve üretim imkanlarını ortaya çıkarması ile denizlerimizde hidrokarbon aramacılığının yapısı hızla oluşturulmuştur. Özellikle TPAO tarafından 2004'den 2011'e kadar Karadeniz'de yaklaşık 64.000 km 2B ve 14.000 km² 3B sismik saha çalışmaları yapılmış, bölgenin hidrokarbon potansiyeli hakkında önemli bulgular elde edilmiştir. Akdeniz'de (İskenderun, Kıbrıs, Mersin, Antalya açıkları) 2005-2011 yılları arasında yapılan yaklaşık 20.000 km 2B ve 2.500 km² 3B sismik ve jeolojik çalışmalarla ise bölgenin hidrokarbon potansiyelini ortaya çıkartmak adına önemli adımlar atılmıştır. (ETKB, 2014) Ülkemizin mevcut jeopolitik konumu ve denizlerimizdeki su derinliğinin yüksek olması nedenleriyle, petrol aramacılığı riskli, bir o kadar da masraflıdır. Ülkemiz, demokratik yapısı, siyasi istikrarı, büyüyen ve gelişen ekonomisi ile yatırımcılar için cazibesini korumaktadır. Ülkemizde ticari değere sahip bir petrol varlığı mevcuttur. Ülkemiz mevcut ithalatı ile petrol ve doğal gaz yatırımcıları için iyi bir pazardır. ((WEC) DEK-TMK, s. 109) 0,0 5,0 10,0 15,0 20,0 25,0 30,0 2008 2009 2010 2011 2012 27,0 22,3 23,8 25,0 25,9 Türkiye'de Ham Petrol Tüketimi(milyon ton)
  • 34. 21 Diğer taraftan, tüm dünyada doğal gaz piyasası dinamiklerini yeniden şekillendiren kaya gazının (shale gas) Türkiye'de aranmasına ve üretimine yönelik çalışmaların Güneydoğu Anadolu bölgesinde gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi haricinde, işletme anlaşması kapsamına alınmamış ancak önümüzdeki dönemde çıkarılması gündeme gelebilecek, Trakya Havzasının Hamitabat ve Mezdere bölgelerinde de önemli miktarlarda çıkarılabilir kaya gazının bulunduğu tahmin edilmektedir. (ETKB, 2014) 2.2.1.3. Doğalgaz Doğal gaz; havadan hafif, renksiz ve kokusuz bir gazdır. Yer altında, petrolün yakınında bulunur. Yeryüzüne çıkarılışı petrolle aynıdır, daha sonra büyük boru hatları ile taşınır. 2011 yılında doğal gaz, dünya enerji tüketiminde %23,9’luk payla; petrol ve kömürün ardından, en çok kullanılan üçüncü kaynak konumundadır. 2011 yılında 187,8 trilyon m3 olmuştur. 2012 yılında %17,6 ile Rusya en fazla doğal gaz rezervine sahip olup, bunu %18 ile İran ve %13,4 ile Katar takip etmektedir. 2012 yılı dünya doğalgaz rezerv ömrü 56 yıl olarak hesaplanmaktadır. Dünya doğalgaz rezervlerinin yaklaşık yarısı Orta Doğu’da bulunmaktadır. Uluslararası Enerji Ajansının bir raporuna göre, dünyada geleneksel olarak çıkarılan ve 2012 itibariyle talebi karşılama oranı 60 yıla yakın olan kanıtlanmış doğalgaz rezervlerinin, teorik olarak 200 yıl ve daha uzun süre yetebilecek seviyeye çıkması da söz konusudur. ((WEC) DEK-TMK, 2014, s. 74) Şekil 13. 2013 Yılı Bölgeler İtibariyle Dünya Doğal Gaz Rezervi (Kaynak: BP Statistical Review of World Energy June 2013) 0,00 10,00 20,00 30,00 40,00 50,00 60,00 70,00 80,00 90,00 G. Ve O. Amerika Kuzey Amerika Afrika Asya Pasifik Avrupa ve Asya Orta Doğu %0,4 (7,60) %0,6 (10,80) %0,7 (14,50) %0,8 (15,50) %31 (58,40) %43 (80,50)
  • 35. 22 Dünyada karbon salınımını azaltmaya yönelik çevre politikaları, doğal gazın kömüre oranla güçlenmesine neden olmuştur. Öte yandan kaya gazı üretiminde en önemli gelişmelerden biri olarak, ABD’de doğal gaz fiyatlarının 2012 de 2008 fiyatlarına göre neredeyse yarıya düşmesine neden olmuştur. Avrupa ve Türkiye’nin doğal gaza ödediği 12 $/MMBtu bedelin 1/3 fiyatına ABD’ de kaya gazı fiyatı oluşması maliyet açısından önemli bir gelişmedir. 2012 yılında 2,3 milyon ton olarak gerçekleşen Türkiye ham petrol üretiminin %73’ü TPAO tarafından gerçekleştirilmiştir. Son on yılda yurtiçi petrol üretiminde %3 oranında düşüş gözlenmiş olmakla birlikte TPAO özellikle 2003 yılından sonra Batman Bölgesinde uyguladığı üretimi arttırma çalışmaları sonucunda üretim düşüşünü kısmen durdurmuştur. (TPAO, 2013) Türkiye’de 2002-2012 yılları döneminde yıllar itibarı ile Türkiye’de üretilen doğalgaz miktarı, aşağıda grafiklerde gösterilmiştir. Şekil 14. Türkiye Doğal gaz Üretimi(Kaynak: PİGM) 561 707 896 907 893 1014 729 726 793 664 0 200 400 600 800 1000 1200 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Türkiye Doğal Gaz Üretimi (milyon m3)
  • 36. 23 Şekil 15. 2012 Yılı Türkiye'de Doğal Gaz Sektörel Tüketim Payı (%) Türkiye’de 2012 yılı sonu itibari ile kalan üretilebilir doğalgaz rezervimiz 6,8 milyar m³'tür. Elektrik enerjisi üretiminde doğalgaza dayalı kurulu gücümüz 2013 sonu itibarıyla 20.268 MW olup bu değer toplam kurulu gücümüzün 31,6'sını karşılamaktadır. (ETKB, 2014) Doğal gaz arz-talep dengesine ilişkin çalışmalara göre yıllık gaz talebini karşılamakta sorun bulunmamaktadır. Ancak, talebin yoğun olduğu kış aylarında gerek mevsim normallerinin altında seyreden hava sıcaklığına bağlı olarak günlük tüketiminin maksimum seviyeye ulaşması ve gerekse aynı dönemde kaynak ülkelerdeki veya güzergâh ülkelerindeki aksamalar, dönemsel arz-talep dengesizliklerine yol açabilmektedir. Bu kapsamda, toplam kapasitesi 2,6 milyar m3 olan Silivri doğal gaz depolama tesisinin devreye alınması mevsimsel arz/talep dengesi ve arz güvenliğinin sağlanması açısından oldukça yararlı olmuştur. Ayrıca yapımı devam eden Tuz Gölü Doğal Gaz Yer altı Depolama Projesi kapsamında birinci aşamanın 2016 yılında tamamlanarak yaklaşık 500 milyon m3 çalışma gazı kapasitesine, ikinci aşamanın ise 2019 yılında tamamlanarak toplamda 1 milyar m3 çalışma gazı kapasitesine ulaşılması planlanmaktadır. Projenin tamamlanmasıyla günlük maksimum 40 milyon m3 doğal gaz, Türkiye doğal gaz şebekesine verilebilecektir. Ülkemizin orta ve uzun vadede bir doğalgaz ticaret merkezi (hub) konumuna gelmesine yönelik politikamız ısrarla sürdürülecektir. (ETKB, 2014) Isınma; 26,5% Sanayi; 25,5% Elektrik; 48,0% 2012 Türkiye'de Doğal Gaz Sektörel Tüketim Payı
  • 37. 24 2.2.1.4. Nükleer Toryum, plütonyum ve uranyum gibi radyoaktif elementlerin atomlarının nükleer santrallerin reaktörlerinde kontrollü bir şekilde parçalanması sonucu meydana gelen ısı enerjisinden elektrik enerjisi üretilmesi için kullanılan bir kaynaktır. Fisyon ve füzyon tepkimeleri ile elde edilen bu enerjiye "çekirdek enerjisi" veya "nükleer enerji" adı verilmektedir. Nükleer reaktörler nükleer enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren sistemlerdir. Temel olarak fisyon sonucu açığa çıkan nükleer enerji, nükleer yakıt ve diğer malzemeler içerisinde ısı enerjisine, bu ısı enerjisi de kinetik enerjiye ve daha sonra da jeneratör sisteminde elektrik enerjisine dönüştürülür. Elektrik üretiminin sürekliliği yönünden, nükleer santraller, termik ve hidrolik santrallere göre daha güvenli ve emre amadedir. 1.000 MWe gücündeki bir nükleer reaktör, yılda yaklaşık olarak 27 ton (7 m3 ) kullanılmış yakıt üretmektedir. Yatırım maliyetlerinin kW başına 7.000 $’lara çıktığı görülmüştür. Nükleer santral işleten şirketler reaktör ömürlerinin 40 yılın üzerinde olduğunu öngörmekte hatta 60 yıl olarak dikkate almaktadır. Santral işletme maliyetleri açısından Uranyumun avantajı Dünya’da çok miktarda ve yaygın bulunan, kolayca ve ucuzca taşınabilen konsantre bir enerji kaynağı oluşudur. Bir kg Uranyum, bir kilo taş kömürüne göre yaklaşık 20.000 kat fazla enerji sağlayacaktır. ((WEC) DEK-TMK, 2014) Nükleer santraller, çevre etkisi bakımından tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Normal işletme koşulları altında çalışan nükleer reaktörlerin, dışarıya verebilecekleri en fazla radyoaktivite, normal doğal radyasyon seviyesinin %0,1-1'i ile sınırlandırılmış olup pratikteki durum ise bu sınırların da altındadır. (ETKB, 2014) Nükleer teknoloji, İlk 1940'larda geliştirilen ve İkinci Dünya Savaşı araştırma esnasında başlangıçta uranyum veya plütonyum ya belirli izotoplarının atomları bölerek bombalar üretmek için tasarlanmıştır. 1950'lerde özellikle, enerji üretimi için, nükleer fisyon barışçıl amaçlarla kullanılmaya başlandı. İlk ticari nükleer santraller 1950'lerde hizmet vermeye başladı. 31 ülkede işletilebilir, toplam kapasitesi 370.000 MWe’ in üzerinde, 430’dan fazla ticari nükleer güç reaktörleri bulunmaktadır. Yaklaşık 70’ten fazla reaktörde yapım aşamasındadır. Nükleer santralar, karbon dioksit emisyonu olmaksızın, sürekli, güvenilir baz yük güç olarak dünyanın elektriğinin% 11'den fazlasını sağlar. Birçok ülke de bilimsel araştırma ve tıbbi ve endüstriyel izotoplarının üretimi için nötron ışınları kaynağı sağlamak için araştırma reaktörleri inşa etmişlerdir. Bugün sadece sekiz ülke nükleer silah yeteneğine sahip olduğu bilinmektedir. (WNA, 2014)
  • 38. 25 Aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi 2006 yılına kadar artarak gelen nükleer kurulu güç kapasitesi 2006 yılından sonra azalmaya başlamıştır. Şekil 16. Dünyada Nükleer Enerji Üretimi 1950-2012 Yılları Arası(Kaynak: WNA) 2012’de nükleer üretim, nükleer santral işleten 31 ülkenin 16’sında düşmüştür. Elektrik üretiminde nükleerin payı %11’e gerilemiştir. Yeni nükleer santral projelerinde gecikmeler olmuştur. Devreye giren yeni santrallerin az oluşu mevcut nükleer filonun yaş ortalamasını yükseltmiştir. Dünya’da elektrik üretiminde nükleer enerjinin payı 2011’de %13,5 iken 2012’de %11’e düşmüştür. Maksimum seviyeye 1993’de %17 ile ulaşılmıştır. Dünyada nükleer santral işleten 31 ülkenin çoğunda nükleer enerjiden üretilen elektrikte düşüş görülmüştür. Nükleerden üretilen elektrik 2006 yılında 2,66 TWh’le maksimum seviyeye çıkmışken 2012’de 2,346 TWh’de kalmıştır. Bu düşüşün dörtte üçü Japonya’daki özel durumdan kaynaklansa da en büyük nükleer üretimi olan 5 ülke de dahil olmak üzere 16 diğer ülkede de nükleer üretimi düşmüştür.
  • 39. 26 01.10.2013 itibariyle işletmede, inşa halinde ve planlanan nükleer santrallar 1 Ekim 2013 itibariyle Nükleer Elektrik Üretimi (2012) İşletmedeki Santrallar İnşa Edilen Santrallar Planlanan Santrallar Önerilen Santrallar Ülke 109 kWh % Adet MWe Adet MWe Adet MWe Adet MWe ABD 770,7 19 100 98.951 3 3.618 9 10.860 15 24.000 Almanya 94,1 16,1 9 12.003 Arjantin 5,9 4,7 2 935 1 745 1 33 2 1400 BAE 2 2.800 2 2.800 10 14.400 Bangladeş 2 2.000 Belçika 38,5 51 7 5.943 Beyaz Rusya 2 2.400 2 2.400 Brezilya 15,2 3,1 2 1.901 1 1.405 4 4.000 Bulgaristan 14,9 31,6 2 1.906 1 950 Çek Cum. 28,6 35,3 6 3.766 2 2.400 1 1.200 Çin 92,7 2 17 13,842 30 32.690 59 64.420 118 122.000 Endonezya 2 2.000 4 4.000 Ermenistan 2,1 26,6 1 376 1 1.060 Finlandiya 22,1 32,6 4 2.741 1 1.700 2 3.000 Fransa 407,4 74,8 58 63.130 1 1.720 1 1.720 1 1.100 G. Afrika 12,4 5,1 2 1.830 6 9.600 Hindistan 29,7 3,6 20 4.385 7 5.300 18 15.100 39 45.000 Hollanda 3,7 4,4 1 485 1 1.000 İngiltere 64 18,1 16 10.038 4 6.680 9 12.000 İran 1,3 0,6 1 915 1 1.000 1 300 İspanya 58,7 20,5 7 7.002 İsrail 1 1.200 İsveç 61,5 38,1 10 9.388 İsviçre 24,4 35,9 5 3.252 3 4.000 İtalya 10 17.000 Japonya 17,2 2,1 50 44.396 3 3.036 9 12.947 3 4.145 Kanada 89,1 15,3 19 13.553 2 1.500 3 3.800 Kazakistan 2 600 2 600 Kore (Güney) 143,5 30,4 23 20.787 5 6.870 6 8.730 Kore (Kuzey) 1 950 Litvanya 1 1.350 Macaristan 14,8 45,9 4 1.880 2 2.200 Malezya 2 2.200 Meksika 8,4 4,7 2 1.600 2 2.000 Mısır 1 1.000 1 1.000 Pakistan 5,3 5,3 3 725 2 680 2 2.200 Polonya 6 6.000 Romanya 10,6 19,4 2 1.310 2 1.310 1 655
  • 40. 27 Rusya 166,3 17,8 33 24.253 10 9.160 28 29.180 18 18.236 Slovakya 14,4 53,8 4 1.816 2 942 1 1.200 Slovenya 5,2 53,8 1 696 1 1.000 S. Arabistan 16 17.000 Şili 4 4.400 Tayland 5 5.000 Tayvan (Çin) 38,7 18,4 6 4.927 2 2.700 Türkiye 4 4.800 4 4.500 Ukrayna 84,9 46,2 15 13.168 2 1.900 11 12.000 Ürdün 1 1.000 Vietnam 4 4.000 6 6.700 Dünya 2.346 11 432 371.900 70 73.366 173 187.740 314 356.986 Tablo 4. 01.10.2014 itibariyle İnşa Halinde ve Planlanan Nükleer Santrallar (Kaynak: WNA www.world- nukleer.org) Tüm Dünya’da 2012 yılında üç reaktör devreye alınırken 6 reaktör devre dışı bırakılmıştır. 2013’de 1 Temmuz’a kadar 1 reaktör devreye alınırken 4 adet devre dışı bırakılma kararı alınmıştır. Bunların hepsi ABD’de olup artık çalıştırılmaları ekonomik olmadıkları için bu karar alınmıştır. Japonya’da çalışır durumda görülen 50 reaktörün ancak ikisi devreye alınmıştır. Geri kalanların kaç tanesinin tekrar çalışma izni alacağı ve bunun ne kadar sürede olacağı hala belirsizdir. Dünya’da inşaatı süren reaktör sayısı 70 olup, geçen yıla göre 6 artış olmuştur. İnşaat halindeki reaktörlerin üçte ikisi üç ülkededir. Bunlar: Çin, Rusya ve Hindistan’dır. 2012’de inşaatına başlanan nükleer ünite sayısı 6 iken, 2013’de 5 olmuştur. ((WEC) DEK-TMK, 2014, s. 261) Dünya’da elektrik üretiminde nükleerin payı 1993’de %17 ile maksimum seviyeye ulaşmışken 2012’de %11’e düşmüştür ki bu 1980’deki seviyedir. BP enerji istatistiklerine göre primer enerjide nükleerin payı %4,5 olmuştur ve bu 1984’den bu yana en düşük seviyedir. Bu düşüşün dörtte üçü Japonya’daki düşüşten kaynaklanmıştır ve Japonya nükleer elektrik üreten ülkeler arasında 3. sıradan 18. sıraya gerilemiştir. En çok nükleer elektrik üreten 5 ülkede de farklı nedenlerle üretim düşmüştür: ABD (-20 TWh veya -%2,5), Fransa (-16 TWh veya %4), Almanya ( -8 TWh veya -%10), Güney Kore (7 TWh veya -%5), Rusya (-%0,8 TWh veya -%0,5) Nükleer elektrik üreten ülkelerde ‘’5 Büyükler’’ sırasıyla ABD, Fransa, Rusya, Güney Kore ve Almanya Dünya nükleer elektriğinin %67’sini ürettiler. Nükleer üretimini istikrarlı bir şekilde artıran ülkeler Çin, Çek Cumhuriyeti ve Rusya’dır, bununla beraber nükleer elektrik üretimini artıran ülkelerde bile artış hızı, genel elektrik talep artışının gerisinde kaldı. Çek Cumhuriyeti ise %35 artışla rekor kırdı. Nükleer enerji kullanan ülkelerin enerji kaynakları içinde 2010 yılı itibariyle nükleer enerjinin oranı aşağıdaki şekilde gösterilmektedir.
  • 41. 28 Şekil 17. Nükleer Enerji Kullanan Ülkelerin Enerji Kaynakları İçinde 2010 Yılı Nükleer Enerjinin Oranı (Kaynak: WNA www.world-nuclear.org) 1950 ortalarında nükleer enerjinin ticari olarak kullanılmasından bu yana iki büyük sisteme bağlantı dalgası yaşandı. İlk dalganın maksimumu o yılda devreye giren 26 reaktör’ ün olduğu 1974 yılıyken, ikinci dalganın maksimumu ise yılda 33 reaktörün devreye girdiği ve Chernobyl kazasının hemen öncesi olan 1984 ve 1985 yıllarıydı. ((WEC) DEK-TMK, 2014, s. 264) Şu anda 14 ülkede nükleer santrallerin inşaatı devam etmektedir. İnşaat Halindeki Nükleer Santrallar (1 Ekim 2013 itibariyle) Kaynak: WNA website Ülke Ünite Mwe İnşaat Başlama Devreye Alma Çin 30 32.690 2008-2013 2013-2017 Rusya 10 9.160 1983-2019 2014-2019 Hindistan 7 5.300 2002-2011 2013-2016 Güney Kore 5 6.870 2008-2013 2013-2017 ABD 3 3.618 1972-2013 2015-2017 Japonya 3 3.036 2007-2010 2014-2015 Pakistan 2 680 2011 2016-2017 Slovakya 2 942 1985 2014-2015 Tayvan 2 2.700 1999 2014-2015 BAE 2 2.800 2012-2013 2017-2018 Arjantin 1 745 1981 2013 Brezilya 1 1.405 2010 2016 Finlandiya 1 1.700 2005 2016 Fransa 1 1.720 2007 2016 Toplam 70 73.366 1972-2013 2013-2019 Tablo 5. İnşaat Halindeki Nükleer Santraller (1 Ekim 2013 itibariyle) Kaynak: WEC (WNA web site)
  • 42. 29 Fukuşima Sonrası Çeşitli Ülkelerin Tavırları: ((WEC) DEK-TMK, 2014) ABD Dünya’nın en büyük Nükleer elektrik üreticisidir. 2010’da ABD’nin 101.607 MW gücündeki toplam 104 nükleer reaktöründe üretilen 807 TWh, ABD elektrik üretiminin %20’si ve Dünya Nükleer elektrik üretiminin %30’udur. Fransa elektriğinin %78’ini nükleer enerjiden sağlamaktadır. Toplam gücü 63.130 MW olan 58 adet nükleer santral ünitesi vardır. Fransa’da elektrik fiyatları düşük olduğundan, yılda ortalama 70 milyar kWh’in üzerinde ihracatıyla Dünya’nın en büyük elektrik ihracatçısıdır ve yılda elektrik ihracatından 3 milyar € kazanmaktadır. Fransa’da petrol krizi sonrası 1974’de nükleer enerjiye ağırlık verme kararı verilirken, enerjide arz güvenliği, enerjide dışa bağımlılığı azaltma, elektrik fiyatlarını ucuz ve stabil tutma hedefleri güdülmüştür. İngiltere’de 17 nükleer ünitenin biri dünyada hepsi 2023’e kadar emekliye ayrılacaktır. Bu sebeple İngiltere’de yeni nükleer santral yerleri ve dizaynları üzerine son yıllarda kapsamlı çalışmalar yürütülmüştür. 2010’da üretilen elektriğin %16,4’ü nükleerden üretilmiştir. Almanya 2011 Mart ayına kadar, kurulu güçleri 20.339 MW olan 17 nükleer Reaktöründen elektrik ihtiyacının yaklaşık dörtte birini karşılıyordu. Ancak Mart 2011’deki Fukuşima sonrası Başbakan Merkel, 1980 öncesi yapılan 7 Nükleer santralla, uzun süredir bakımda Kruemmel Santralinin tamamen kapatılmasını, diğerlerinin de stres testleri yapılması ve nükleer politikaların gözden geçirilmesi için geçici olarak kapatılması kararını verdi. 8 nükleer santralın kapatılması sonucu fosil yakıtlara ödenen ilave para, rüzgar ve güneşe sağlanan subvansiyonlar Almanya’da elektrik fiyatlarının artmasına yol açmış, 20 GWh’in üzerinde tüketim yapanların elektrik kWh alım fiyatları Kasım 2011’de Fransa’da 6,9 € cent’ken Almanya’da 11,95 € cent olmuştur. Japonya primer enerji ihtiyacının %84’ünü ithal etmektedir. Japonya sera gazları emisyonlarını kısıtlamak için nükleere büyük ölçüde ağırlık vermeyi planlıyordu. Bununla beraber Fukuşima kazası sonrası Ekim 2011’de Hükümet bir “Beyaz Rapor” hazırlayarak orta ve uzun vadede Japonya’nın Nükleer enerjiye olan bağımlılığının azaltılmasını öngörmektedir. Çin’in çok iddialı bir nükleer programı vardır, 2020’ye kadar 60 GW, 2030’a kadar 200 GW ve 2050’ye kadar 400 GW yapmayı planlamaktadır. Aralık 2011’de Milli Enerji idaresi (NEA, National Energy Administration) gelecek 10-20 yılda nükleer enerjinin Çin Elektrik Üretim Sisteminin temeli olacağını açıkladı. Rusya, 33 reaktörüyle toplam 24.164 MW gücündeki nükleer kapasiteyi 2020’ye kadar ikiye katlamayı planlamaktadır. Zaten şu anda da 10 reaktörün inşaatı
  • 43. 30 sürmektedir. Bu arada mevcut reaktörlerde rehabilitasyonlar yapılarak üretim kapasiteleri artırılmaktadır. Nükleere yeni girecek ülkeler için, UAEA’nın Nükleer Enerjinin Uluslararası Durumu ve Gelecek 2012 Raporunda 29 ülkede ilk defa Nükleer Enerji Programı hazırlandığı belirtilmektedir. Bu sayıya, santral siparişleri verilen üç ülke (Türkiye, BAE ve Beyaz Rusya), ciddi bir iradeyle nükleer program hazırlayan 14 ülke, muhtemel bir nükleer program için aktif hazırlık içinde olan 6 ülke ve nihai karar vermemekle birlikte nükleer program hazırlayan 6 ülkede dahildir. UAEA’nın 2010 raporunda bu durumda olan 33 ülke sayılmışken şimdi bu sayı 29’a düşmüştür. Türkiye’de nükleer enerji ile ilgili çalışmaların düzenlenmesi ve denetlenmesi 1956 yılında Başbakanlığa bağlı Türkiye Atom Enerjisi Komisyonu Genel Sekreterliği’nin kurulması ile başlamıştır. Türkiye 1957 yılında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın kurucu üyeleri arasında yer almıştır. Türkiye 1970’lerde başlamak üzere defalarca Nükleer Santral teşebbüslerinde bulunmuş, ancak çeşitli nedenlerle sonuca ulaşılamamıştır 12.05.2010 tarihinde ‘’Akkuyu Sahasında Bir Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve İşletimine Dair İşbirliği Anlaşması’’ TC Hükümeti ile Rusya Hükümeti arasında imzalanmıştır. Bu anlaşmaya göre Akkuyu’da kurulması tasarlanan nükleer santral, 4x1200 MW, toplam 4.800 MW gücünde, her güç ünitesinin ticari işletmeye alınma tarihinden itibaren 15 yıl boyunca 12,35 ABD senti/kWh ağırlıklı ortalama fiyattan (KDV dahil değil) satın alınması garanti edilmiştir. Rus tarafının kuracağı proje şirketi santralin sahibi olacak ve proje şirketinde Rus tarafının hissesi %51’den az olmayacaktır. 1. Ünite tüm santralin yapımıyla ilgili tüm izinler alındıktan sonraki 7 yıl içinde tamamlanacak, diğer ünitelerde birer yıl arayla devreye girecektir. ((WEC) DEK-TMK, 2014, s. 276) 3 Mayıs 2013 tarihinde Japonya Başbakanı Shinzo Abe’nin Türkiye ziyaretinde Sinop Santralinin yapımı konusunda devletlerarası bir anlaşma yapıldı. Anlaşma’ya göre, her biri 1.150 MW olan 4 Atmea tipi reaktör inşaatına 2017 yılında başlanması ve 1. Ünitenin 2023’de devreye girmesi öngörülmektedir. Bu arada üçüncü santral yeriyle ilgili görüşler ifade edilmeye başlamıştır. Şu anda daha çok Bulgaristan sınırına yakın İğneada ve Batı Karadeniz’deki Akçakoca’nın adları geçmektedir. Türkiye’de de Hükümetin nükleer santrallere olan güveninde bir sarsılma olmamıştır. Akkuyu Santraliyle ilgili yapım süreci ilerlerken, ikinci santral yeri olan Sinop için Japonya ile sözleşme imzalanmıştır. ((WEC) DEK-TMK, 2014, s. 279) Ülkemizde elektrik enerjisi arz ve talep projeksiyonlarına bağlı olarak, 2020 yılına kadar, nükleer enerji santrallerinin, elektrik enerjisi üretimi içerisindeki payının en az %5 seviyesine ulaşması hedeflenmektedir. Bu amaçla 5710 sayılı Nükleer Güç
  • 44. 31 Santrallerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışına İlişkin Kanun 2007 yılı içerisinde çıkartılmıştır. (ETKB, 2013) Ulusal bir perspektiften bakıldığında, geleceğin enerji kaynaklarının güvenliği onların sürdürülebilirliğini değerlendirmede önemli bir faktördür. Objektif bir değerlendirmeyle, ulusal veya bölgesel enerji politikaları yapıldığında, arz güvenliği bir önceliktir. Nükleer enerjinin kullanımını genişletmek için 1974 yılında Fransa'nın kararı enerji güvenliği hususları ön plandaydı. Ancak, günümüzde ekonomik gereksinimler daha belirgin hale gelmiştir. Son on yılda çeşitli AB raporları, Avrupa'nın enerji güvenliği ve iklim hedefleri için nükleer gücün önemini gözler önüne serilmiştir. Birçok hükümet nükleer enerji kullanımında 2030 yılına kadar artan bir rol oynaması gerektiği görüşündedir. (WNA, 2014) 2.2.2. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Dünya nüfusunun hızla artması, gelişen teknolojiye ve sanayiye bağlı olarak sosyal ve ekonomik faktörlerdeki iyileşme paralelinde doğru orantılı olarak enerjiye olan gereksinimde arttırmaktadır. Enerji kaynaklarını elinde bulunduran milletlerin ekonomik ve politik güçleri, enerji uğruna yapılan savaşlar, geleneksel enerji kaynaklarının yeni rezervler bulunamaz ise yakın bir gelecekte tükenecek olması, yeni enerji kaynak arayışlarını hızlandırmaktadır. Fosil yakıtların yerini tam olarak alamasa da alternatif olarak doğada kendini sürekli tekrar edebilen kaynaklar geliştirilmeye çalışılmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynakları olarak; Güneş, rüzgâr, jeotermal, biyoenerji, çevre enerjisi, dalga ve gelgit, hidrolik, hidrojen enerjileri gösterilmektedir. Fosil yakıtların yarattığı çevre kirliliği ve buna bağlı bilinen olumsuz etkilerinden dolayı çevrenin korunması ile ilgili Kyoto Protokolü gibi uluslararası çevre sözleşmelerinin gündeme gelmesi ve yenilenebilir enerjilerin çevre dostu olmasından kaynaklanan avantajları ilginin artmasına neden olmaktadır. AB İklim değişikliği paketi (20-20-20) 17 Aralık 2008 Avrupa Parlamentosunda kabul edilmiştir. (20-20-20) Paketinde 2020 yılına kadar öngörüler:  Sera gaz salınım düzeyini 1990’daki değerinden %20 azaltmak.  Enerji verimliliği alanında %20 değerinde geliştirmek.  2020 yılında erişilmesi hedeflenen yenilenebilir enerji üretimi 550-600TWh.  Kullanılan enerjinin %20’sini yenilenebilir enerjilerden sağlanması.(%35 Elektrik enerjisi için) Türkiye Enerji Bakanlığı Strateji Raporu da belirtilen hedefler ise: • Yenilenebilir enerji oranının 2020 yılında %30 olması, • Tüm hidroelektrik enerji kaynaklarının kullanılması, • Tüm jeotermal kaynaklarının kullanılması, • Rüzgar enerjisi kurulu gücünün 2020 yılında 20 GW olması, • Doğalgaz kullanım oranının 2020 yılında %30’un altına çekilmesi,
  • 45. 32 2.2.2.1. Güneş Güneş, dünyadan 150 milyon km uzaklıkta olan, gazlardan oluşmuş 1,39 milyon km çapında bir kütledir. Yaklaşık 6000°K sıcaklığında olan güneş, yüzeyinde hidrojen gazının helyuma dönüşmesi reaksiyonu gerçekleşmesi ile reaksiyon sırasında ortaya çıkan enerji radyasyon yolu ile yayılmakta ve dünyamıza ulaşmaktadır. Dünya’ya güneşten gelen enerji, Dünyada tüketilen enerjiden 20 bin katı daha fazladır. Güneş enerjisi teknolojileri yöntem, malzeme ve teknolojik düzey açısından çok çeşitlilik göstermekle birlikte iki ana gruba ayrılabilir: Fotovoltaik Güneş Teknolojisi: Fotovoltaik hücreler denen yarı-iletken malzemeler güneş ışığını doğrudan elektriğe çevirirler. Isıl Güneş Teknolojileri: Bu sistemlerde öncelikle güneş enerjisinden ısı elde edilir. Bu ısı doğrudan kullanılabileceği gibi elektrik üretiminde de kullanılabilir. Fotovoltaik Hücreler Güneş hücreleri (fotovoltaik hücreler), yüzeylerine gelen güneş ışığını doğrudan elektrik enerjisine dönüştüren yarıiletken maddelerdir. Yüzeyleri kare, dikdörtgen, daire şeklinde biçimlendirilen güneş hücreleri alanları genellikle 100 cm² civarında, kalınlıkları ise 0,1- 0,4 mm arasındadır. Güneş hücreleri fotovoltaik ilkeye dayalı olarak çalışırlar, yani üzerlerine ışık düştüğü zaman uçlarında elektrik gerilimi oluşur. Hücrenin verdiği elektrik enerjisinin kaynağı, yüzeyine gelen güneş enerjisidir. Güneş enerjisi, güneş hücresinin yapısına bağlı olarak % 5 ile % 30 arasında bir verimle elektrik enerjisine çevrilebilir. Güç çıkışını artırmak amacıyla çok sayıda güneş hücresi birbirine paralel ya da seri bağlanarak bir yüzey üzerine monte edilir, bu yapıya güneş hücresi modülü ya da fotovoltaik modül adı verilir. Güç talebine bağlı olarak modüller birbirlerine seri ya da paralel bağlanarak bir kaç Watt'tan MEGA Watt'lara kadar sistem oluşturulur. (YEGM) Resim 1. Güneş Pili- Fotovoltaik Model
  • 46. 33 Fotovoltaik Sistemler Güneş hücreleri, elektrik enerjisinin gerekli olduğu her uygulamada kullanılabilir. fotovoltaik modüller uygulamaya bağlı olarak, akümülatörler, invertörler, akü şarj denetim aygıtları ve çeşitli elektronik destek devreleri ile birlikte kullanılarak bir fotovoltaik sistemi oluştururlar. Bu sistemler, geçmiş zamanlarda sadece yerleşim yerlerinden uzak, elektrik şebekesi olmayan yörelerde, jeneratöre yakıt taşımanın zor ve pahalı olduğu durumlarda kullanılırken, artık şebeke bağlantısı olan yerleşim yerlerinde de şebeke bağlantılı olarak evlerin çatılarına ve büyük ölçekli santral uygulamalarında da kullanımı oldukça yaygınlaşmıştır. Bunun dışında dizel jeneratörler ya da başka güç sistemleri ile birlikte karma olarak kullanılmaları da mümkündür. Şebekeden bağımsız sistemlerde yeterli sayıda fotovoltaik modül, enerji kaynağı olarak kullanılır. Güneşin yetersiz olduğu zamanlarda ya da özellikle gece süresince kullanılmak üzere genellikle sistemde akümülatör bulundurulur. Fotovoltaik modüller gün boyunca elektrik enerjisi üreterek bunu akümülatörde depolar, yüke gerekli olan enerji akümülatörden alınır. Akünün aşırı şarj ve deşarj olarak zarar görmesini engellemek için kullanılan denetim birimi ise akünün durumuna göre, ya fotovoltaik modüllerden gelen akımı ya da yükün çektiği akımı keser. Şebeke uyumlu alternatif akım elektriğinin gerekli olduğu uygulamalarda, sisteme bir invertör eklenerek akümülatördeki DC gerilim, 220 V, 50 Hz.lik sinüs dalgasına dönüştürülür. Benzer şekilde, uygulamanın şekline göre çeşitli destek elektronik devreler sisteme katılabilir. Bazı sistemlerde, fotovoltaik modüllerin maksimum güç noktasında çalışmasını sağlayan maksimum güç noktası izleyici cihazda bulunur. Aşağıda şebekeden bağımsız bir fotovoltaik sistemin şeması verilmektedir. Resim 2. Şebekeden Bağımsız Sistem Fotovoltaik
  • 47. 34 Şebeke bağlantılı fotovoltaik sistemler yüksek güçte-satral boyutunda sistemler şeklinde olabileceği gibi daha çok görülen uygulaması binalarda küçük güçlü kullanım şeklindedir. Bu sistemlerde örneğin bir konutun elektrik gereksinimi karşılanırken, üretilen fazla enerji elektrik şebekesine verilir, yeterli enerjinin üretilmediği durumlarda ise şebekeden enerji alınır. Böyle bir sistemde enerji depolaması yapmaya gerek yoktur, yalnızca üretilen DC elektriğin, AC elektriğe çevrilmesi ve şebeke uyumlu olması yeterlidir. (YEGM) Fotovoltaik sistemlerin şebekeden bağımsız (stand-alone) olarak kullanıldığı tipik uygulama alanları aşağıda sıralanmıştır.  Haberleşme istasyonları, kırsal radyo, telsiz ve telefon sistemleri,  Petrol boru hatlarının katodik koruması,  Metal yapıların (köprüler, kuleler vb) korozyondan koruması  Elektrik ve su dağıtım sistemlerinde yapılan telemetrik ölçümler, hava gözlem istasyonları  Bina içi ya da dışı aydınlatma  Dağ evleri ya da yerleşim yerlerinden uzaktaki evlerde TV, radyo, buzdolabı gibi elektrikli aygıtların çalıştırılması  Tarımsal sulama ya da ev kullanımı amacıyla su pompajı  Orman gözetleme kuleleri  Deniz fenerleri  İlkyardım, alarm ve güvenlik sistemleri  Deprem ve hava gözlem istasyonları  İlaç ve aşı soğutma Dünya’da Güneş Güneş enerjisi kullanımında lider olan ülke Almanya’dır. Sadece 2012 yılında Almanya’da 7,5 GW güneş enerji sistemi elektrik şebekesine bağlanmıştır. Almanya’yı Çin, İtalya ve ABD takip etmektedir. Bu ülkeler PV pazarının %80’ini oluşturmaktadır. 2013 yılında PV kurulu gücünde Çin’in Almanya’yı geçmesi beklenmektedir. Güney Afrika, Suudi Arabistan, Meksika ve İsrail’deki güneş enerjisi yatırımlarıyla gelişmekte olan ülkelerinde gelecekte güneş enerjisi pazarındaki paylarını arttıracağı öngörülmektedir. PV modül üretiminde Çin %45, Tayvan %16 ve Japonya %11’lik paylara sahiptir. Tüm Avrupa ülkelerinin PV üretiminde payı %10, ABD’de ise %4’tür. PV modül üretiminde ağırlık merkezi batıdan doğuya doğru kayarken, PV kurulumları ağırlık merkezi
  • 48. 35 Avrupa olmaya devam etmektedir. İtalya’da; 2011 yılında 9000 MW, 2012 yılında 3500 MW, , Almanya’da; 2011 ve 2012 yılında 7500’er MW, kurulum gerçekleştirmişlerdir. Küresel ölçekteki toplam 100.000 MW’lık PW sisteminin küresel enerji talebini karşılama oranı %0,5 düzeyindedir. Almanya’da bu oran %5,6, İtalya’da %5,7 civarındadır. 2012 yılında küresel ölçekte 30.000 MW PV kurulumu gerçekleşmiş ancak bu kurulum miktarı stokların erimesine çok fazla katkı saplamamıştır. PV arz miktarı taleplerin çok üstünde kalması üreticileri zor durumda bırakmıştır. ((WEC) DEK-TMK, s. 233) Aşağıdaki şekilde ülkelerin 2013 yıl sonu itibariyle PV kurulu güçleri görülmektedir. Almanya ,Çin, İtalya, Japonya, ABD ilk beş sırayı paylaşmakta, şekilde Türkiye’nin güneş potansiyeli bu sıralamadaki ülkelerden kat ve kat fazla olmasına rağmen kurulu gücünün 8 MW olduğu görülmektedir. Şekil 18. Dünyada Ülkelerin PV Kurulu Güç Kapasiteleri 2013 (Kaynak: GENSED-24.04.2014 35500 18300 17600 13643 12020 4804 4632 3255 2983 2900 2600 2100 2200 1467 1284 1100 1020 740 704 650 532 580 484 420 400 284 284 100 43 73 11 8 0 5000 10000 15000 20000 25000 30000 35000 40000 Germany China Italy Japan USA Spain France Australia Belgium UK Greece Czech Republic India Korea Canada Romania Bulgaria Switzerland Thailand Netherlands Denmark Austria Slovakia Israel Taiwan Portugal Portugal Mexico Sweden Malaysia Norway Turkey ÜLKELER TOPLAM FV KAPASİTESİ – MW (2013)
  • 49. 36 2013 yılında ülkelerin PV sistemleri kurulumlarında ise Çin 11300 MW ile en başta yer alırken, Japonya 6900 MW, ABD 4750 MW, Almanya 3304 MW, İtalya 1461 MW ile sıralanmaktadır. Şekil 19. Ülkeleri 2013 Yılında Gerçekleştirdikleri PV Kurulumları (Kaynak:GENSED-24.04.2014) Türkiye’de Güneş Ülkemiz, coğrafi konumu nedeniyle yüksek güneş enerjisi potansiyeline sahip olması bakımından çok şanslıdır. Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğünce hazırlanan, Türkiye'nin Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlasına (GEPA) göre, yıllık toplam güneşlenme süresi 2.737 saat (günlük toplam 7,5 saat), yıllık toplam gelen güneş enerjisi 1.527 kWh/m².yıl (günlük toplam 4,2 kWh/m²) olduğu tespit edilmiştir. Şekil 20. Türkiye Güneşlenme Süreleri - Saat (Kaynak: YEGM) 11300 6900 4750 3304 1461 1115 1100 1043 0 2000 4000 6000 8000 10000 12000 China Japan USA Germany Italy India Romania Greece Ülkelerin 2013 Yılı İçinde Yeni Kurulumları-MW 4,11 5,22 6,27 7,46 9,10 10,81 11,31 10,70 9,23 6,87 5,15 3,75 0,00 2,00 4,00 6,00 8,00 10,00 12,00 TÜRKİYE Güneşlenme Süreleri (Saat)
  • 50. 37 Resim 3. Türkiye’nin Güneş Enerjisi Potansiyeli Şekil 21. Türkiye PV Tipi-Alan Üretilebilecek Enerji (KWh-Yıl) (Kaynak: YEGM)
  • 51. 38 Güneş enerjisi teknolojileri yöntem, malzeme ve teknolojik düzey açısından çok çeşitlilik göstermekle birlikte iki ana gruba ayrılabilir:  Isıl Güneş Teknolojileri ve Odaklanmış Güneş Enerjisi (CSP): Güneş enerjisinden ısı elde edilen bu sistemlerde, ısı doğrudan kullanılabileceği gibi elektrik üretiminde de kullanılabilir.  Güneş Hücreleri: Fotovoltaik güneş elektriği sistemleri de denilen yarıiletken malzemeler güneş ışığını doğrudan elektriğe çevirirler. Ülkemizde 2012 yılı itibari ile toplam kurulu güneş kolektör alanı yaklaşık 18.640.000 m² olarak hesaplanmıştır. Yıllık düzlemsel güneş kolektörü üretimi 1.164.000 m², vakum tüplü kolektör ise 57.600 m² olarak hesap edilmiştir. Üretilen düzlemsel kolektörlerin %50'si, vakum tüplü kolektörlerin tamamı ülke içerisinde kullanıldığı bilinmektedir. 2012 yılında güneş kolektörleri ile yaklaşık olarak 768.000 TEP (Ton Eşdeğer Petrol) ısı enerjisi üretilmiştir. Üretilen ısı enerjisinin, 2012 yılı için konutlarda kullanım miktarı 500.000 TEP, endüstriyel amaçlı kullanım miktarı 268.000 TEP olarak hesaplanmıştır. (ETKB, 2014) Fotovoltaik sistemlerin kullanımının yaygınlaşması için gerekli olan 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynakları Kanunu 29/12/2010 yılında revize edilmiş ve 2013 de mevzuat çalışmaları tamamlanmıştır. Son yıllarda fotovoltaik sistemlerin maliyetlerin düşmesi ve verimliliğin artması ile de yaygın kullanım olacağı beklenmektedir. Ülkemizde hali hazırda kurulmuş olan, çoğu kamu kuruluşlarında olmak üzere küçük güçlerin karşılanması ve araştırma amaçlı kullanılan fotovoltaik güneş elektriği sistemleri 3,5 MW kurulu güce ulaşmıştır. (ETKB, 2014) Türkiye’nin enerji talebindeki büyüme ve bu alanda yapılan yatırımlar göz önüne alındığında, güneşten elektrik enerjisi üretimini sağlayan PV ve CSP sistemlerinin de çok önemlidir. Fotovoltaik güç sistemlerindeki maliyetler hızlı düşmekte olup 1000 kW gücün altındaki güç sistemlerini kurulması diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de yaygın hale getirilmeli ve ETKB’nın 2030 yılı projeksiyonunda toplam kurulu güç kapasitesi içerisinde güneşe dayalı güç olarak belirlediği %10,1 hedefine ulaşabilmek için aksiyon planları hazırlanmalıdır.
  • 52. 39 Bütün dünya hızla temiz, tükenmez enerji kaynaklarına yöneliyor ve alt yapısını yeniden kuruyor. Başta Almanya vb. gelişmiş ülkeler olmak üzere hızla güneş enerjisine geçiyorlarsa elimizin altında bulunan enerji kaynaklarından biri olan güneş enerjisi için Türkiye’nin de daha fazla beklemesinin hiçbir mantığı yoktur. 2.2.2.2. Rüzgar Enerji, ülkelerin iktisadi ve sosyal kalkınması için önemli girdilerin başında gelir. Dünya enerji ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılayan petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıt rezervlerinin hızla tükenmesi, enerji tüketimindeki hızlı artışa bağlı olarak ozon tabakasının incelmesi, sera gazı emisyonlarının insan yaşamını tehdit eder duruma gelmesi başta gelişmiş ülkeler olmak üzere birçok ülkeyi yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaya sevk etmiştir. Günümüzde kullanım teknolojisi en hızlı gelişen yenilenebilir enerji kaynağı ise rüzgâr enerjisidir. Rüzgâr enerjisinin temiz ve yenilenebilir enerji kaynağı olmasından dolay› rüzgâr gücünün elektrik enerjisine dönüşüm sistemleri çok hızlı gelişmeler kaydetmiştir. Rüzgâr enerjisi, atmosferin alt tabakalarını kirleten fosil kökenli enerji kaynaklarına karşı, alternatif gösterilen temiz bir enerji kaynağıdır. Rüzgâr potansiyeli de diğer kaynaklarda olduğu gibi doğal, teknik ve ekonomik potansiyel olarak ifade edilir. Rüzgâr enerjisinin doğal olarak sahip olduğu potansiyele doğal potansiyel, bu potansiyelin mevcut teknoloji ve bilinen fizik kanunları çerçevesinde enerjiye dönüşen kısmına teknik potansiyel ve teknik potansiyelin diğer enerji kaynaklarına göre ekonomik olarak kullanılabilen kısmına da ekonomik potansiyel denir. (A.Ü YAYINI NO:2927, 2013, s. 81) Rüzgar enerjisi; doğal, yenilenebilir, temiz ve sonsuz bir güç olup kaynağı güneştir. Güneşin dünyaya gönderdiği enerjinin %1-2 gibi küçük bir miktarı rüzgar enerjisine dönüşmektedir. Güneşin, yer yüzeyini ve atmosferi homojen ısıtmamasının bir sonucu olarak ortaya çıkan sıcaklık ve basınç farkından dolayı hava akımı oluşur. Bir hava kütlesi mevcut durumundan daha fazla ısınırsa atmosferin yukarısına doğru yükselir ve bu hava kütlesinin yükselmesiyle boşalan yere, aynı hacimdeki soğuk hava kütlesi yerleşir. Bu hava kütlelerinin yer değiştirmelerine rüzgar adı verilmektedir. Diğer bir ifadeyle rüzgar; birbirine komşu bulunan iki basınç bölgesi arasındaki basınç farklarından dolayı meydana gelen ve yüksek basınç merkezinden alçak basınç merkezine doğru hareket eden hava akımıdır. Rüzgarlar yüksek basınç alanlarından alçak basınç alanlarına akarken; dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesi, yüzey sürtünmeleri, yerel ısı yayılımı, rüzgar önündeki farklı atmosferik olaylar ve arazinin topografik yapısı gibi nedenlerden dolayı şekillenir. Rüzgarın özellikleri, yerel coğrafi farklılıklar ve yeryüzünün homojen olmayan ısınmasına bağlı
  • 53. 40 olarak, zamansal ve yöresel değişiklik gösterir. Rüzgar hız ve yön olmak üzere iki parametre ile ifade edilir. Rüzgar hızı yükseklikle artar ve teorik gücü de hızının küpü ile orantılı olarak değişir. Rüzgar enerjisi uygulamalarının ilk yatırım maliyetinin yüksek, kapasite faktörlerinin düşük oluşu ve değişken enerji üretimi gibi dezavantajları yanında üstünlükleri genel olarak şöyle sıralanabilir; (YEGM, 2013) 1. Atmosferde bol ve serbest olarak bulunur. 2. Yenilenebilir ve temiz bir enerji kaynağıdır, çevre dostudur. 3. Kaynağı güvenilirdir, tükenme ve zamanla fiyatının artma riski yoktur. 4. Maliyeti günümüz güç santralleriyle rekabet edebilecek düzeye gelmiştir. 5. Bakım ve işletme maliyetleri düşüktür. 6. İstihdam yaratır. 7. Hammaddesi tamamıyla yerlidir, dışa bağımlılık yaratmaz. 8. Teknolojisinin tesisi ve işletilmesi göreceli olarak basittir. 9. İşletmeye alınması kısa bir sürede gerçekleşebilir. Rüzgar, güneş radyasyonunun yer yüzeyini farklı ısıtmasından kaynaklanır. Yer yüzeyinin farklı ısınması, havanın sıcaklığının, neminin ve basıncının farklı olmasına, bu farklı basınç da havanın hareketine neden olur. Dünyaya ulaşan güneş enerjisinin yaklaşık %2'si kadarı rüzgar enerjisine çevrilir. Yani rüzgar enerjisi güneş enerjisinin bir türevidir. Meteorolojik açıdan rüzgar aşağıdaki yerlerde oluşabilir: - Basınç değişiminin fazla olduğu yerler, - Yüksek, engebesiz tepe ve vadiler, - Güçlü jeostrofik rüzgarların etkisi altında kalan bölgeler, - Kıyı şeritleri, - Kanal etkilerinin meydana geldiği dağ silsileleri, vadiler ve tepeler. Rüzgardan üretilen elektrik enerjisinin türbin göbek (hub) yüksekliğindeki ortalama rüzgar hızının bir fonksiyonu olarak sınıflanması aşağıda verilmektedir. Buna göre bulunulan yerin ortalama rüzgar hızı;  6.5 m/s rüzgar hızı enerji açısından orta düzey,  7.5 m/s iyi,  8.5 m/s ve yukarısı hızlar çok iyi olarak değerlendirilmektedir. Rüzgar enerjisi, ilkçağdan beri türbinin şaft gücünden yararlanılarak su pompalama, çeşitli ürünleri kesme, biçme, öğütme, sıkıştırma, yağ çıkarma gibi mekanik enerjiye gerek duyulan yerlerde kullanılmaktadır. Rüzgar enerjisinin en etkin kullanım biçimleri aşağıdaki şekilde özetlenebilir:
  • 54. 41 a) Mekanik uygulamalar (su pompalama sistemi) b) Elektriksel uygulamalar (şebeke bağlantılı ve şebeke bağlantısız-stand alone sistemler) c) Isıl enerjisi uygulamaları Rüzgar türbinleri, rüzgar enerji santrallerinin ana yapı elemanı olup hareket halindeki havanın kinetik enerjisini öncelikle mekanik enerjiye ve sonrasında elektrik enerjisine dönüştüren makinelerdir. Rüzgar türbinleri dönüş eksenlerinin doğrultusuna göre yatay eksenli veya düşey eksenli olarak imal edilirler. Bu tiplerden en fazla kullanılanı yatay eksenli rüzgar türbinleridir. Bu tip rüzgar türbinleri bir, iki, üç veya çok kanatlı yapılmaktadır. Yatay eksenli rüzgar türbinleri; önden rüzgarlı (up-wind), arkadan rüzgarlı (down-wind) türbin adını alırlar. (ETKB, 2014) Düşey eksenli rüzgar türbinlerinin eksenleri rüzgar yönüne dik ve düşey olup kanatları da düşey vaziyettedir. Elektrik üretim amaçlı şebeke bağlantılı modern rüzgar türbinleri çoğunlukla 3 kanatlı, yatay eksenli ve up-wind türü rüzgar türbinleridir. Günümüzde teknolojik gelişmelere paralel olarak büyük güçlü rüzgar enerji santrallarında 1,0-7,5 MW gücünde yatay eksenli rüzgar türbinleri kullanılmaktadır. Üç kanatlı rüzgar türbinlerinin kanat çapları 100 m ve üzeri değerine ulaşmıştır. Modern rüzgar türbinlerinin rotor göbekleri (hub) yer seviyesinden 60-120 m yükseklikte bir kule üzerinde bulunur. Bir rüzgar türbininden elde edilecek enerji miktarı birinci dereceden türbin hub yüksekliğindeki rüzgar hızına bağlı olmaktadır. Hub yüksekliğinin artırılması, mevcut rüzgar gücünden maksimum düzeyde yararlanılmasını sağlayacaktır. (ETKB, 2014) Rüzgar türbinleri, elektrik enerjisi üretimine ancak belirli bir rüzgar hızında başlayabilmektedir. Bir rüzgar türbini cut-in ve cut-out rüzgar hızları arasında enerji üretimini gerçekleştirir. Modern rüzgar türbinlerinin cut-in hızları 2-4 m/s, nominal hızları 10-15 m/s ve cut out hızları ise 25-35 m/s arasındadır. Her bir rüzgar türbini için belirlenmiş bir rüzgar hızında, sistemden elde edilen güç en büyük değere ulaşır. Bu en büyük güce nominal güç ve bu rüzgar hızına nominal hız adı verilmektedir. Sistemin hasar görmemesi için belirli bir rüzgar hızından sonra rüzgar türbinlerinin stop konumuna geçmesi otomatik olarak sağlanır. Bu maksimum hıza sistemin cut out hızı adı verilmektedir. (ETKB, 2014) Gürültü kirliliğini önlemek için gövde ses izolasyonludur. Kuleler kafes veya boru biçiminde yapılmaktadır. Kule yükseklikleri fazla olabildiğinden kafes kulelerin dışındaki konstrüksiyonlar iki ya da üç parçalı olabilmektedir.
  • 55. 42 Dünya’da Rüzgar Dünyada 1996’dan beri kümülatif rüzgar enerjisi kurulu gücü logaritmik olarak artış göstermektedir. 2012 yılında 44.711 MW gücünde rüzgar enerji santralinin (RES) devreye alınmasıyla küresel rüzgar enerjisi kurulu gücü 282.430 MW düzeyine ulaşmıştır. 2012 yılında global rüzgar enerji pazarında %18’lik büyüme görülmüştür. ((WEC) DEK-TMK, 2014) 2012 yılında Dünyada rüzgar enerjisi kurulu güç kapasitelerine göre en yüksek oran 75.564 MW %26,8 ile Çin’de, ikinci 60.007 MW %21,2 ile ABD ve üçüncü sırada 31.332 MW %11,1 ile Almanya, dördüncü sırada 22.736 MW %8,1 ile İspanya ve 18.421 %6,5 ile Hindistan bulunmaktadır. Şekil 22.Global Rüzgar Enerji Pazarında İlk On Ülke 2012 (Kaynak: Global Wind Statistics 2012, Global Wind Energy Council-GWEC Dünyada mevcut Pazar gelişim eğilimleri incelendiğinde 2017 yılına kadar küresel rüzgar enerjisi pazarından kümülatif bazda %13 civarında büyüme oranları öngörülmekte olup mevcut eğilimlere göre 2017 yılında küresel rüzgar gücünün 536.000 MW mertebesine ulaşması beklenmektedir. ((WEC) DEK-TMK, 2014) 0 10.000 20.000 30.000 40.000 50.000 60.000 70.000 80.000 75.564 60.007 31.332 22.736 18.421 8.445 8.144 7.196 6.200 4.525 39.853 Global Rüzgar Enerji Pazarında İlk On Ülke (Kurulu Güç(MW))
  • 56. 43 Türkiye’de Rüzgar Türkiye'de yer seviyesinden 50 metre yükseklikte ve 7.5 m/s üzeri rüzgar hızlarına sahip alanlarda kilometrekare başına 5 MW gücünde rüzgar santralı kurulabileceği kabul edilmiştir. Bu kabuller ışığında, orta-ölçekli sayısal hava tahmin modeli ve mikro-ölçekli rüzgar akış modeli kullanılarak üretilen rüzgar kaynak bilgilerinin verildiği Rüzgar Enerjisi Potansiyel Atlası (REPA) hazırlanmıştır. Türkiye rüzgar enerjisi potansiyeli 48.000 MW olarak belirlenmiştir. Bu potansiyele karşılık gelen toplam alan Türkiye yüz ölçümünün %1.30'una denk gelmektedir. (ETKB, 2014) Türkiye'de, 2013 yılı sonu yıllık rüzgar enerjisi üretim miktarı 7.518 GWh'dir. 2013 yılı sonu itibarıyla işletmede olan rüzgar enerji santralarının kurulu gücü ise 2.958 MW'dır. (TUREB, 2014) Şekil 23. Türkiye Kümülatif Rüzgar Kurulu Gücü (1999-2013) Türkiye olarak 2023 yılı hedefimiz olan 20.000 MW kurulu güce ulaşmak için EPDK tarafından alınacak yeni müracaatlar için TEİAŞ tarafından 3000 MW rüzgar enerjisi projeleri için ilave kapasite açıklanmıştır. (TUREB, 2014) 9 19 19 19 20 20 20 65 207 333 801 1.329 1.806 2.312 2.958 0 500 1000 1500 2000 2500 3000 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Türkiye Kümülatif Rüzgar Kurulu Gücü -MW (1999-2012)