2. Doğum tarihi 1965 yılından önce olan birçoğumuzun rahatlıkla hatırlayacağı bir terör olayları zinciri ne yazık ki uzun bir süre gündemimizi meşgul etmiştir.
3.
4. Türkiye Cumhuriyeti ’ n i n çeşitli ülkelerdeki diplomatlarını hedef alan bu terör olayı nereden kaynaklanmaktadır? REŞAT MORALI MEHMET BAYDAR
5. İddia edilen, daha doğrusu Ermeniler'in iddiası şudur: 1.Dünya S avaşı yıllarında Osmanlı Devleti , Orta ve Doğu Anadolu'da yaşayan Ermeni nüfusu, yaşadıkları yerden kopararak zorunlu göçe (tehcir) tabi tutmuş ve bir ırkın bilinçli olarak yok edilmesini hedeflemiştir. Yani, Ermeniler üzerinde soy kırım ı uygulamıştır. Türkiye bu “ Soy kırımı ! ” kabul etmeli ve tazminat ödemelidir.
6. Aslında Ermeniler, bu işten sorumlu tuttukları Enver ve Cemal Paşaları, Berlin ve Tiflis'te yaptıkları suikastlerle öldürmüşlerdir. Buna rağmen egoları tatmin olmamış olacak ki, 50 yıl sonra tekrar ortaya çıkıp kan dökmeye başlamışlardır.
7.
8. “ Bir sorunu irdelerken veya anlatmaya çalışırken onu iyi tanımlamak ve değer yargılarımızı önceden saptamak gerekir. ”
11. Asırlarca bir arada yaşamış, iyi komşuluk ilişkileri geliştirmiş, birbirinden kız alıp vermiş bu iki toplum nasıl olmuş da birbirinin canına kasteden düşmanlar haline gelmiştir?
12. Bugün Ermeni S orunu diye karşımıza çıkan olaylar zinciri aslında asırlardır aynı toprakların üzerinde barış içinde yaşayan iki toplumun bu topraklardan çıkar sağlamayı umanlar tarafından birbirine düşman edilmesidir. Yüzeyde görünen şey, gerçek köklerine inilmeden yalnızca 1. D ünya S avaşı sırasında Orta ve Doğu Anadolu ’ da oturan bir kısım Ermeni nüfusun Osmanlı Devleti tarafından Irak ve Suriye çöllerine doğru zorunlu göçe tabi tutulması ve bu sırada bu nüfusun büyük oranda kayıp vermesinin sorumlulularının aranmasıdır .
13. Olaylar biraz ciddi şekilde irdelendiğinde ise günümüzde yaşadığımız bir çok olumsuzluğu kolaylıkla anlamamızı sağlayacak başka etken lerin bulunduğunu görmekteyiz. Bunun için daha geniş açıdan ve tarihi etken leri ortaya koyarak durumu incelememiz gerekir.
14. ANADOLU’NUN TARİHİ COĞRAFYASINA BAKARSAK ŞUNU GÖRÜRÜZ: Anadolu, insanın “Ben insanım!” dediği ve ayakları üstünde çevresini dolaşmaya başladığı andan itibaren çok sayıda insan topluluğunun yaşadığı ve gelip geçtiği bir coğrafya yı teşkil eder.
15. Bu moza i k içinde Ermeniler, başlangıçta Van Gölü çevresinde Urartular'a kadar ancak takip edilebilen bir geçmişte ve sonrasında sayıları bir ikiyi geçmeyen ve çok uzun yaşamayan küçük krallıkların dışında genel olarak o coğrafyada “ hakim toplulukların idaresinde ” yaşayarak yer almışlardır. Bunu sadece biz söylemiyoruz; “ TARİH KİTAPLARI BÖYLE YAZIYOR ”
16. Türkler, A nadolu coğrafyasında 1071 yılındaki Malazgirt S avaşı ’ ndan sonra kendilerini göstermeye başlarlar. Türkler kendilerinden önce Anadoluya gelmiş ve yerli halkı (Frigler, Klikyalılar, Likyalılar v b. gibi ) büyük oranda kendi potasında eritip ortadan kaldıran Roma İmparatorluğu ve sonrasında Bizans İmparatorlukları'nın aksine asimilasyona (kendine benzetme) girişmemiş ve farklı dinlere hoşgörü ile yaklaşmıştır.
17. Ermeniler de bu ortam içerisinde, diğer bütün Anadolu yaşayanları gibi rahat ve güvenli bir ortamda hayatlarını devam ettirip çoğalmışlardır. Bu çoğalma sonrasında Anadolu'nun iç kısımları, Güney Anadolu, Kafkasya ve kısmen de Hazar D enizi ’ nin kuzeybatı kıyılarında, İran içlerinde, K uzey Mezopotamya ve Lübnan'da nüfuslarını artırmışlardır. Üstelik, müslüman olmayan toplumları askerlik ve askeri yükümlülüklerden muaf tutan Osmanlı idaresinde ; tarım, ticaret ve sanatla uğraşarak hem ekonomik, hem de kültürel zenginlik yaratma olanaklarına kavuşmuşlardır.
18. Bu rahat ve güvenceli yaşam, batıda SANAYİ DEVRİMİ diye adlandırılan büyük değişimin gerçekleşmesine kadar sürmüştür.
19. Diyeceksiniz ki; Durup dururken bu SANAYİ DEVRİMİ de nereden çıktı şimdi?
20. Aslında olayların başlangıcı ; Barut, Matbaa ve Pusuladan sonra Top ve Yelken'e dayanmaktadır. Yükseliş dönemindeki şanlı Osmanlı ordusu, daha sonra Avrupalı'nın geliştirdiği, gemilerde kullanılabilen küçük, kıvrak ve etkili toplarla, uzaklara gidebilmeyi sağlayan pusula ve yelken teknolojisine ayak uyduramadığından önce denizlerde sonra da karada hakimiyeti kaptırmıştır. Herşeyin büyüğüne meraklıyız ya, top'u da büyük yaparsak her şeyi hallederiz sanmışız.
21. Ne y azık ki Osmanlı Devleti bu bilimsel gelişmeleri takip edemeyerek hem ekonomik hem de askeri alanda gerilemeye başladı. Zamanla Osmanlı Devleti 'n i n yenilebilir bir devlet olduğu ortaya çıkmaya başladı. O dönemdeki zihniyet şudur: Türk askerdir. Asker millettir. Öyle ; sanat, ticaret ilim, bilim gibi asil olmayan şeylerle uğraşmaz. Bunları bırakın ahaliy-i adi' den olan kefere yapsın. Şanlı tarihimiz zaferlerle doludur. Daha da doldurur u z.
22. Sanayi D evrimi ile güçlenmeye başlayan Avrupa ülkeleri, keşfetikleri yeni coğrafyalarda sömürgeciliği başlattılar. Almanya bu sömürgecilik işinde diğer devletler e göre biraz geç kaldığı için özellikle Afrika'nın çok zengin kaynakları olan bölgeleri ; başta İngiltere olmak üzere, Fransa, İtalya, Hollanda, Belçika gibi ülkeler tarafından sömürülürken, Almanya'ya yüzölçümü büyük , fakat verimsiz alanlar kalmıştı. İşte 1.Dünya S avaşı ’ nın ve hatta ikinci sinin temelinde yatan bu PAYLAŞIM SAVAŞIDIR .
23. İYİ DE BÜTÜN BUNLARIN BİZİMLE NE İLGİSİ VAR? DİYEBİLİRSİNİZ. EĞER DİKKATLİ DÜŞÜNMEZSEK HAKLI OLDUĞUNUZU BİLE SÖYLEYEBİLİRİZ. AMA HİÇTE ÖYLE DEĞİL…
24. Almanya, İngiltere, Fransa, Amerika sömürge alanları için müthiş bir paylaşım savaşına girince bu paylaşım savaşından en çok etkilenecek olan devlet elbette ki Osmanlı Devleti idi. Çünkü Avrasya’nın, enerji kaynaklarının yolu Anadolu coğrafyasından geçmektedir.
25. Bu emperyalist yayılım ve Anadolu'nun sömürge yapılması planlarında Ermeniler'e taşeron rolü verilmiştir. Günlük yaşantısını barış içinde komşu olduğu insanlarla sürdüren Ermeni toplumu, başlangıçta bu olayda rol almazken, çeşitli misyoner okullarında veya yurt dışında eğitilmiş Ermeni militanlar, çeteler kurarak Türkler'e saldırmışlar, kendi insanlarını da destek vermeye zorlamışlardır.
26. Almanların uzun uğraşları ve Balkan Savaşlarında kaybettiğimiz toprakları alma umuduyla 1 .Dünya Savaşı’na girdik. Bu sırada İngilizler, Fransızlar, Ruslar Osmanlı topraklarında çeşitli faaliyetlerde bulunuyorlardı. Bu faaliyetlerde de özellikle Ermenileri kullandılar. Çünkü kışkırtılmaya en müsait millet Ermenilerdir.
27. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden sonra Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan Ermeniler “millet” adı altında örgütlenmişlerdir. Kendi dini liderlerinin yönetiminde devletin sağladığı huzur ve özgürlük içinde yaşamaya başlamışlardır. Osmanlı’nın “SADIK MİLLET(MİLLET-İ SADIKA)” olarak gördüğü Ermeniler Osmanlı bürokrasisinde bakan, paşa, savcı, büyükelçi, vali, yargıç olarak üst düzey görevlere getirilmişlerdir. Hiçbir ayrıma tabi tutulmamışlardır.
28. Peki Ermeniler ne yaptılar Osmanlının yıllarca uyguladığı hoşgörü politikasına karşılık… Bu sorunun cevabı alttaki resimde
30. Ve en sonunda çoluk-çocuk, kadın erkek, genç-yaşlı demeden toplu katliamlara başladılar…
31. Ermeniler üzerinde en etkili devlet Rusya idi. Rusya’nın tek bir hayali vardır: Sıcak denizlere inmek. Bunun da yolu boğazlardan ve Anadolu topraklarından geçmektedir. Bu amaçla yıllarca mücadele ettiler. Son perdede Anadolu’daki Ermenileri Türk milletine karşı kışkırttılar.
32. Ermenilerin seçilme nedeni de tesadüf değildir. Ermeniler Osmanlı Devleti içinde ticaretle uğraşan zengin bir milletti. Ayrıca içlerinde yabancı dil bilenlerin sayısı da az değildi. Doğu Anadolu’da güçlü bir devlet yerine yönetebilecekleri bir Ermeni Devleti daha fazla işlerine gelmektedir. İşte bu nedenlerle Ermenileri kullanmışlardır.
33. S ilahlı Ermeni çeteler savaş nedeniyle genç erkekleri askerde olup savunmasız kalmış Türk köylerine saldırıp Türkleri vahşice katlediyorlar. Sonra Türk kuvvetleri geldiğinde dağlara kaçıp kendi köylerini bilinçli olarak savunmasız bırakıyorlar. Yakınları öldürülen ve işkence gören Türkler idarenin tüm engellemelerine karşın doğal olarak savunmasız Ermenilerden intikam alıyorlar. Batıdaki destekçiler hemen feryadı basıyor: “ Türkler Ermenileri kesiyor.”
34. Osmanlı Devleti ordularını arkadan vuran, düşmanla işbirliği yapan Ermeni çetelerinin lojistik destek aldığı yerleşik Ermeni nüfusu nu bu lojistik desteği kesmek için zorunlu göçe tabi tutar. İşte bugün “ Ermeni S oy K ırımı ” diye önümüze çıkarılan olay bu zorunlu göç sırasında yaşanan olumsuzluklardır.
35. “ Soy kırım ı” iddiasında olanlar, 1.5 milyon Ermeni'nin bilinçli olarak bu göç sırasında öldürüldüğünü söylerler. Ancak kayıtlara göre, zorunlu göçe tabi tutulan bölgelerde, o günlerde yaşayan Ermeni nüfus 1 milyonu biraz geçmektedir. Kaldı ki, göç ettirilenlerin önemli bir kısmı da yeni ikamet bölgelerine ulaşmışlardır. Bunların çoğu daha sonra Avrupa ve Amerika'ya gidip yerleşmiştir. Bugün Ermenistan dışındaki Ermeni nüfusun büyük oranda kökeni bu ERMENİLER dir.
36. Türkiye'de Cumhuriyet'in kurulması ile olayların bittiği zannedilmiştir. Ancak 1915'den sonra Anadolu'dan Avrupa ülkeleri ve Amerika'ya giden Ermeniler'den birçoğunun çocukları 1960' ların sonlarına doğru o ülkelerin siy a set,sanat ve ekonomisinde söz sahibi konumlara gelmeye başlamışlardır.
37. Anadolu'yu sömürgeleştirme planlarından asla vazgeçmeyen, yalnızca erteleyen emperyalistler sandıklarda sakladıkları eski planlarını yeniden ortaya çıkarmışlardır. Kendi topraklarında yetişen Ermeni çocuklarını hem siyaset alanında hem de terörde kullanmakta gecikmemişlerdir.
38. O yıllara kadar Türkiye'yi oyalayan Kıbrıs S orunu ’ na, 1974 ’t e kesin olarak “Dur!” denince, Ermeni meselesi yeniden hortlatılarak, ASALA ile karşımıza çıkarılmıştır.Türk diplomatlarını hunharca öldürebilen bu örgüt, bugüne kadar hakkında gerçek bilgi elde edilemeyen, geride hiçbir iz bırakmayan, çok iyi eğitilmiş profesyonel elemanlardan meydana gelmiştir.
39. İşlediği cinayetlerin ardından, Asala'nın Türkiye'den istedikleri üç başlık t a toplanabilir: 1) Aslında Ermeniler'e ait olan ve bugün Türkiye'nin işgali altındaki topraklar (Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun büyük bir kısmı) geri verilmelidir. 2) Türkiye, soy kırımı ve bundan doğan sorumluluğu kabul etmelidir. 3) Şu an Türkiye'de yaşayan Ermeniler, sos y al ve kültürel baskı altındadır. Bu sona erdirilmelidir.
40. Bu terör örgütü, cinayetler işler ve dünya kamuoyunun dikkatini çekecek eylemler koyarken, yavaş yavaş gelişen siyasi ve ekonomik Ermeni gücü bugün çeşitli parlamentolarda bu sözde “SOY KIRIMI” tanıyan yasalar çıkarmaya çalışmakta ve anıtlar açmaktadır.
41. Soy kırımı kabul ed ip yasa çıkarmakta Fransız P arlamentosu başı çekmektedir. 18.01.2001 tarihinde Fransız Ulusal Meclisi ’ nde yapılan toplantıda söz alan üyelerin hemen hemen tümünün ortak fikri şu cümlede yoğunlaşmaktadır: Türkiye ’ yi kendi inkar politikası içinde cesaretlendirmek zavallılıktır. Türkiye A vrupa Birliği’n e girmek istiyorsa daha düzgün olmalı ve kanlı ellerini yıkamalıdır. Türkiye bugününü olduğu gibi tarihini de bizim insan ve vatandaş hakları anlayışımıza uygun olarak ortaya koyması gerektiğini anlamalıdır. Soy kırımı kabul etmekle, Türkiye yücelecektir ve etmelidir.
42. Bugün parlamentosunda bunları konuşan Fransa, Çukorova ve Güneydoğu Anadolu'yu işgal etmek için getirdiği lejyoner tümenlerine Ermenileri asker yazan ve onların uyguladığı vahşeti seyredip çekip gitmek zorunda kaldığı zaman da kendi lejyonerlerini yüz üstü bırakan Fransa değil mi dir ?
43. Aslında Ermenileri bu kadar seven, onları bağımsızlık ve özgürlüğüne kavuşturmak için var güçle destekleyen bu emperyalistlerin, Ermeniler hakkındaki gerçek düşüncesi farklıdır .
44. İşin özünde yatan ; hiç bir zaman Ermeniler veya başka bir kavmin özgürlüğü değildir.Aslolan Osmanlı Devleti topraklarında olduğu gibi, bugünün Anadolu su’ nun parçalanmasıdır. Bunu ben aydınım, ben vatanseverim, ben milliyetçiyim diyen herkesin bilmesi gerekir. Bu emperyalist devletler rahat sömürebilmek için, ancak kendi güdümlerinde, güçsüz bir Ermenistan veya başka bir devletin kurulmasına izin verirler . Türkiye'nin güçlenmesini asla istemezler.
45. Benzetilecek olursa, Ermeni S orunu Türkiye için “ sivrisinek ” gerideki emperyalist sömürgeci devletler ise “ bataklığın ” kendisidir.Bataklığı kurutamayacağımıza göre sivrisinekle uğraşmanın bir sonuç vermeyeceği ortadadır. Bugün sivrisinek , yarın başka bir zararlı musallat olur.
46. İşte bugünkü sivrisinek: Ermenilerin Türkiye’den istediği topraklar PKK’nın istedikleri ile örtüşmektedir.
47. Özellikle körü körüne Avrupa hayranlığı duyanların dikkat etmesi dileğiyle burada yeni bir pencere açmak istiyorum... Avrupa ve Amerika'da Türklere karşı yüksek sesle dile getirilen bazı görüşler:
48. Amerika'nın Türkler'e karşı olan düşüncesini ise Truman seçilmeden önce yaptığı bir konuşmasında açıkça dile getirmiştir: “ Yer yüzünden silmek istediğim iki millet vardır. Bunlar İspanyollar ve Türklerdir .”
49. Bugün Türkler'in ayakları altında ezilip inleyen Hıristiyanlar vakti gelince onları yargılayıp cezalandıracaktır. Türk Ordusu Şeytan'ın Ordusudur. Martin Luther
50. Türkler, Hıristiyanlığın, sanat ve bilimin doğal, ezeli ve yeminli düşmanıdır. Bu nedenle onları Avrupa'dan kovmak gerekir. Ancak önce paylaşım konusunda anlaşılmalıdır. Jean Louis Carra
51. Türkler Avrupa ’ dan atılmalıdır. Amerika'lı senatör Lodge'un dediği gibi İstanbul Türkler'den tamamen alınmalı, bir veba tohumu olan, harplerin yaratıcısı, komşuları için bir küfür olan Türkler Avrupa' dan silinmelidir. Lord Curzon
53. Geleceğin Avrupa'sında Türkler asla yer alamayacaklardır. Lord Owen Fanatik ve cahil insanlar. Barbar millet. Türkler her zaman Türk kalacaklardır ve Avrupalılaşamayacaklardır. Parlamentoları var diye Türkler'e zaaf göstermeyelim. Ne tip insan olduklarını unutmayalım. Lord Salisbury
54. Avrupa'nın geleceğinde ne olursa olsun Türkiye'nin yeri yoktur. Bu ülkenin kürese lleşmenin temel prensiplerine sahip olmadığını ve uluslararası kardeşliği içine sindirmediğini de görmeliyiz. Türkiye'nin birliğe girmesine asla izin verilmemelidir. Aydınlanma Türkiye'ye ulaşmadı, ulaşmayacaktır. Helmuth Schmidt
55.
56. Türkiye'ye gerçek söylenmiyor. “ Türkiye'nin adaylığını kabul edelim ” diyenlerin gerçek eğilimi, Türkiye'nin A vrupa B irliği 'ne asla üye olamayacağı yönündedir. Avrupalı yöneticilerin büyük bir kısmı Türkiye'nin bu projede yeri olmadığını biliyorlar ve biraraya geldiklerinde bunu dile getiriyorlar. Valerie Giscard d ’Estaing
57. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli ülke belki de Amerika’dır. Çeşitli kalkınma hamleleri adı altında önemli düzeyde borçlandırılan Türkiye, IMF politikaları ile ekonomik açıdan bağımlı hale getirilmiştir. Bunun bir tek amacı vardır: 21.yy ’ da müdahale edilmesi planlanan Orta D oğu'da buna karşı çıkabilecek tek ülke olan Atatürk Türkiyesi 'ni karşı koyamayacak duruma düşürmek.
58. Şimdi artık, “ ben aydınım, ben vatanseverim ben milliyetçiyim ” diyen herkesin Irak'a demokrasi getirdiğini söyleyenlerin asıl hedefinin ne olduğunu net olarak görüp BATI TAKLİTÇİLİĞİNİ bir yana bırakıp Atatürk çizgisini yakalayabilmek için kolları sıvaması gerekir. Yoksa birkaç yıl içerisinde çocuklarımızın köle, topraklarımızın sömürge olduğunu görmemiz işten bile değildir.
59. Bunu önleyecek gücüm yok diyenlere Mustafa Kemal ATATÜRK ’ün sözlerini hatırlatmak isterim: MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR…
60.
61.
62. Ve son olarak , mademki “ SOY KIRIMI ” yaptık, peki neden Mustafa Kemal ATATÜRK hepimizin bildiği imzasını Vahram Çerçiyan isimli i bir “ERMENİ” hattata tasarlattı?
63. İşte bu ve buna benzer binlerce soru sorabiliriz. İsteğimiz “SOY KIRIMI” yapıldı diyen herkes şapkasını önüne koysun ve dürüstçe bu soruları cevaplasın…