2. Gestalt İlkeleri nedir?
Gestalt İlkeleri, 20. yüzyılın ortalarında Almanya’da ortaya çıkan,
adını Almanca şekil ya da form anlamına gelen “gestalt”
sözcüğünden alan, bilişsel süreçler içerisinde algı ve algısal
örgütleme konularına yoğunlaşan psikoloji teorisinin temelini
oluşturan prensiplerdir. Bu teori şöyle özetlenebilir: “Bütün, kendisini
oluşturan parçaların toplamından bağımsızdır.”
Gestalt kuramının ana bileşenleri olan Gestalt İlkeleri, tasarımda
görsel algıyı açıklamak amacıyla kullanılır. Bu ilkeler şunlardır:
3. Yakınlık ilkesi nedir?
Bu ilkeye göre insanlar çeşitli nesneleri algılarken birbirine yakın
olanları grup oluşturarak algılarlar. Bu ilke günlük hayatta sık sık
reklam amblemlerinde, olayın ilişkili yönünü vurgulamak için
kullanılır.
Benzerlik ilkesi nedir?
Bu ilkeye göre eğer parçalar birbirine benziyorsa, bu çeşitli
parçalar algısal olarak birbirleriyle gruplanır. Bu benzerlik; şekil,
renk, gölgelendirme ya da bu gibi diğer özelliklerle meydana
gelebilir. Algı sıraları benzerlik ilkesinden kaynaklanır.
Tamamlama (kapatma) ilkesi nedir?
Bu ilkeye göre nesneler tamamlanmasa bile insanlar bu nesneleri
bütün bir şekil, harf, resim gibi algılar. Yani resmin bütünün bazı
parçaları olmadığı zaman bizim algımız bu görsel parçaları
tamamlar. Araştırmalar gösteriyor ki aklın bir şekli tamamlamasının
nedeni şekli duyu aracılığıyla tamamlanmış şekilde algılaması
değil, uyaranların etrafındaki düzeni arttırmak içindir.
4. Simetri ilkesi nedir?
Bu ilkeye göre akıl nesneleri simetrik olarak ve bir
merkez noktası etrafında şekillendirerek algılar.
Nesneleri eşit sayıda simetrik olarak bölmek algısal
olarak memnuniyet vericidir. Sonuç olarak birbirine
bağlı olmayan iki simetrik parça olduğunda akıl
algısal olarak uyumlu bir şekil oluşturmak için onları
birleştirir. Birleşik simetrik nesne oluşturmak için grup
olan nesneler simetrik nesneler arasındaki benzerliği
arttırabilir.
Ortak kader ilkesi nedir?
Bu ilkeye göre nesneler düzgün bir yörünge şeklinde
ilerleyen sıralar olarak algılanır. Araştırmacılar görsel
duyu şekilleri (modeliteleri) kullanarak insanların
yörünge üzerindeki hareketli unsurlardan oluşan
objeyi algılamasını bulmuşlar. Bu ilke aynı hareket
eğilimi ve sonuçta aynı yörünge üzerinde olan bir
araya gruplanmış nesneleri ifade eder.
5. Devamlılık ilkesi nedir?
Devamlılık İlkesi, nesnelerin parçalarının bir grup oluşturuyormuş gibi
algılanma eğiliminde olduğunu, ve bu sebeple bir nesnenin parçalarının,
yan yana konumlandırıldıkları durumda algısal bütünlük yarattıklarını
belirtir. İki nesnenin kesişmeleri durumunda, bireyler bu iki nesneyi iki ayrı
bölünmemiş nesne şeklinde algılarlar. Uyarıcılar, kesişime rağmen ayrı
görünmeyi sürdürürler. Keskin ve net yön değişimleri olan nesneleri grup
olarak görüp tek bir nesne olarak algılamaya daha az eğilimliyizdir.
İyi Gestalt ilkesi (Prägnanz ilkesi) nedir?
Eğer bir nesnenin parçaları düzenli, yalın ve sıralı bir örüntü
oluşturuyorlarsa grup oluşturuyorlarmış gibi algılanırlar. Bu yasadan
çıkarılabilecek şey şudur: Bireyler dünyayı algılarken karmaşık ve yabancı
olanı ortadan kaldırırlar ki gerçekliği en yalın haliye gözlemleyebilsinler.
Konu dışı uyarıcıları dikkate almamak aklın çevresini anlamlandırmasına
yardımcı olur. Algılama sırasında yaratılan bu anlam, zihnin konumsal
ilişkilerden üstün tuttuğu evrensel düzen unsurlarının yardımıyladır. İyi
Gestalt İlkesi, tüm gestalt teorisinin temeli olan netlik fikrine odaklanır. Bu
yasa aynı zamanda Prägnanz İlkesi olarak da adlandırılır. Prägnanz,
direkt olarak “özlülük” anlamına gelen Almanca bir kelimedir ve belirginlik,
netlik ve düzenlilik anlamlarını taşır.
Geçmiş deneyim ilkesi
Geçmiş Deneyim İlkesi’ne göre bazı koşullarda görsel uyarıcılar geçmiş
deneyimlere göre kategorize edilir. Eğer iki nesne mekansal yakınlık
içinde veya küçük zaman aralıklarında birlikte gözlemlenmişlerse bu
nesnelerin birlikte algılanma ihtimali yüksektir.
6. Bilgi İşleme Kuramı
•Bazı öğrenmeler zihinsel olarak gerçekleşir.
•Bilgi işleme kuramında içsel pekiştirme daha önemlidir. Fakat zorunlu değildir.
•Öğrenci aktiftir. Yaparak ve yaşayarak öğrenmek esastır.
•Bilgiyi yapılandıran , işleyen ,anlamlandıran öğrencinin kendisidir.
•Kodlama süreçlerine önem verir.
Öğretmenin Rolü
•Bilgiyi yapılandıran değil öğrencinin yapılandıracağı bilgiye katkıda bulunur.
•Bilginin doğru anlamlandırılması için yönlendirmelerde bulunur.
•Detaylara yer verir.
•Temel bilgiye odaklanmasını sağlar.
•Eski bilgiler ile yeni bilgiler arasında bağlantı kurulacak ortamı oluşturur.
•Öğretmen öğrenciyi güdülemez sadece ip uçları verebilir.
7. Duyusal Kayıt Belleği (Anlık , İkonik)
•Kapasitesi sınırsızdır.
•Bilgiyi saklama süresi 1-3 saniyedir.
•Bilginin geldiği ilk kapıdır.
•Günde ortalama 2 milyon bilgi gelmektedir.
•Bilgi işlenmemiş orijinal halde durur.
•Burada unutma vardır.
Kısa Süreli Bellek (İşleyen , Aktif , Çalışan)
•İnsanlar konuşurken , bir şeyler anlatırken aktif olan bellektir.
•Performans ortaya koyarken kullanılan bellektir.
•Kapasitesi sınırlıdır , en fazla 7 br – 9 br bilgi alabilir.
•Saklama süresi sınırlıdır. 20- 30 saniye.
•Unutma vardır.
•Bilgiyi duyusal kayıt belleğinden alır
•Bilgiyi Kısa süreli bellek üzerinde tepkiye dönüştürür.
•Bilgiyi Uzun sürekli belleğe aktarır.
•Bilgiyi Uzun süreli bellekten gerektiği zaman geri getirir.
•Bilgiyi kodlayan , anlamlandıran , işleyen bellektir.
•Kısa süreli bellek insan zihnin çalışma tezgahıdır.
8. Uzun Süreli Bellek (Pasif , Uyuyan)
•Bu alanın kapasitesi sınırsızdır.
•Saklama süresi sınırsızdır. Burada unutma yoktur.
•Dünya’nın en büyük kütüphanesidir.
•Üçe ayrılır Anısal Bellek , Anlamsal Bellek ve İşlemsel Bellek
a) Anısal Bellek
•Kişinin yaşantıları , hatıraları yani anıları bu bellekte saklanır.
•Resim olarak bu bellekte kayıt edilir.
•Tüm yaşamımız bu bellekte saklanır.
b) Anlamsal Bellek
•yapılan tüm öğrenmeleri kapsar.
•Formüller , Faktör , Tanım , Açıklamalar ,Kurallar ,İlkeler ,Nedenler vs. )
c) İşlemsel Bellek
•Psikomotor becerilerin basamak olarak saklandığı yerdir.
•Zor kaydedilir fakat kalıcıdır. Bir daha unutulmaz.
•Bisiklet binmek , araç sürmek , yemek yapmak , futbol oynamak gibi örnekler.
9. İkili kodlama Teorisi, Bir biliş teorisi olan ikili kodlama teorisi Western Ontario
Üniversitesinden Allan Paivio tarafından 1971 yılında öne sürülmüştür. Bu teoriyi
geliştirirken Paivio zihinsel imaj oluşumunun öğrenmeye yardımcı olduğu fikrini
kullanmıştır. Paivio’ya göre, bir kişinin öğrenilen materyalin derinine inmesinin iki yolu
vardır: sözlü bağlantılar ve imaj. İkili kodlama teorisi duyusal imajın ve sözlü bilginin her
ikisinin de bilgiyi temsil etmek için kullanıldığını varsayıyor. İmaj ve sözlü bilgi farklı
şekillerde, her kanalda işlenen bilgi için ayrı temsiller yaratarak insan zihninde farklı
kanallar yoluyla işleniyor. Bu temsilleri karşılayan zihinsel kodlar, doğrultusunda hareket
edilebilecek, saklanabilecek ve daha sonra kullanılmak üzere erişilebilecek gelen bilgiyi
düzenlemek için kullanılır. Hem imaj hem sözlü kodlar bilgiyi hatırlamada kullanılabilir.
Örneğin, bir kişi “köpek” uyarıcı konseptini hem “köpek” kelimesi, hem de bir köpeğin
imajı olarak (görünüş, ses, koku ve başka duyusal bilgiler) kodluyor. Uyarıcının
hatırlanması istediğinde kişi kelimeye ve imaja ayrı olarak ya da aynı zamanda erişebilir.
Kelime hatırlandığında köpek imajı kaybolmamış olup hala başka bir zamanda erişilebilir
olur. Bir uyarıcıyı iki farklı şekilde kodlama becerisi o öğeyi hatırlama ihtimalini sadece
bir şekilde kodlanmış olmasına kıyasla artırır.
10. İkili kodlama teorisinin sınırlarıyla ilgili tartışmalar bulunmaktadır.
İkili kodlama teorisi, bilişe kelime ve imaj dışında bir şeyin aracı olması ihtimalini
göz önünde tutmaz. Kelime ve imajların öğeleri hatırlamamızdaki tek yol olup
olmadığını belirlemek adına yeterince araştırma yapılmamıştır ve farklı türde kodlar
bulunursa bu teori doğruluğunu korumaz. İkili kodlama teorisinin bir başka
kısıtlamasıysa sadece insanların konseptlerin bağlantılarını tanımlamaları istenen
testlerde geçerli olmasıdır. Bir kelime ve bir imaj arasında bağlantı kurulamadığında
kelimeyi farklı bir zamanda hatırlayıp kelimeye erişmek çok daha zordur. Bu
durumun ikili kodlama teorisinin geçerliliğini kısıtlamasına rağmen, teori geniş
durumlar kapsamında geçerli olup hafızayı iyileştirmek için kullanılabilir.
11. GAGNE’NİN 9 AŞAMALI ÖĞRETİM YAKLAŞIMI
1.Aşama:Öğrencinin dikkatini çekme
Animasyon, karikatür ve çeşitli görsel ögelerle öğrencinin dikkati konuya çekilmeye
çalışılır.
2.Aşama:Öğrenciyi Hedeften Haberdar Etme
Anlatacağımız konunun öğrencilere önceden söylenmesi, öğrencileri konuyu öğrenmeye
güdüleyeceği için kısaca bahsedilir.
3.Aşama:Ön Koşul Öğrenmelerin Hatırlatılması
Öğrencilerin konuyla ilgili ya da bağlantılı daha önceden öğrendiği bilgiler
“Hatırlayacağınız üzere, sizin de bildiğiniz gibi… ” gibi telkinlerle hatırlatılmaya çalışılır.
4.Aşama:Uyarıcı Materyallerin Sunulması
Öğrenciyi konuya çekecek örneklerle öğrencilerin dikkatleri uyandırılmaya çalışılır.
Videoda sokakta sıfatlara örnek olabilecek yerlerde çekim yapılarak yeri geldiğinde
örnekler verilebilir. Örneğin
12. 5.Aşama:Öğrenciye Rehberlik Etme
Öğrencilere gösterilen örneklerin öğretmenin rehberliğiyle çoğaltılması istenerek “Sokakta ya da
çevrenizde sizin de verebileceğiniz örnekler nelerdir?” gibi sorularla örnekleri çoğaltması istenir.
6.Aşama:Performansı (davranışı) Ortaya Çıkarma:
Öğrencilerden sıfatlarla ilgili örnekler vermesi istenir ve bu sıfatların hangi gruba dahil olduğu
sorularak eşleştirmeler yaptırılır.
7.Aşama:Dönüt (geri bildirim) Verme:
Yapılan eşleştirmelerin sonuçları öğrencilerle paylaşılarak yapılan hatalar düzeltilir.
8-9.Aşama:Öğrenilenlerin kalıcılığını ve transferini sağlama:
Öğrencilerden bu eğitim videosunu tekrar izlemesinin istenmesi öğrenilenlerin pekişmesi ve
dolayısıyla kalıcılığı sağlanır.
13.
14. ADDIE Öğretim Tasarımı Modeli
ADDIE tasarım modeli, eğitsel bir materyalin planlanmasından oluşturulmasına,
oluşturulmasından uygulanmasına ve son olarak değerlendirilmesine kadar, içerisine aynı
zamanda öğreneni, öğreteni ve hatta dış etkenleri de alan bir öğretim tasarımı modelidir.
ADDIE “Bireylerin neyi öğrenmeye ihtiyaçları var?” sorusu ile “Bireyler ihtiyaçları olan bilgiyi
öğrendiler mi?” sorusu arasında geçen tüm süreçleri kapsar.
ADDIE Modelini Diğer Modellerden Ayıran Özellikler
ADDIE modeli diğer öğretim tasarımı modellerinin bileşimini barındırmaktadır. Diğer
modellerdeki ayrıntılı işlemleri özetleyici nitelikte olan temel beş aşamada ifade edilmiştir.
ADDIE modelinde her aşamadan sonra süreç değerlendirmesi yapılır. Süreç
değerlendirmesinin verdiği sonuçlara göre bir önceki aşamaya geri dönmek mümkündür.
Basit, çabuk anlaşılır ve uygulaması kolay bir modeldir.
15.
16. Modelin Basamakları
Analiz (Analysis)
Analiz aşamasında ihtiyaç analizi yapılarak, mevcut öğretim problemleri,
öğrenenlerin beklentileri, ön bilgileri, mevcut beceri ve yeterlilikleri, öğrenme ortamı, öğretim
amaçları ve hedefleri belirlenir. Ayrıca süreç için ayrılacak bütçe ve zaman belirlenir.
Tasarım (Design)
Bu basamakta eğitim tasarımcısı, öğretimin planını hazırlar. Süreçte kullanılacak eğitim için
gerekli materyalleri, etkinlikleri, alıştırmaları ve dokümanları belirler. Bu aşamada hazırlanan
tasarımlar ve tasarımda kullanılacak unsurlar, analiz aşamasında elde edilen ihtiyaç verilerini
karşılayacak şekilde olmalıdır. Tasarım aşamasında önümüzde dört aşama vardır. Bunlar;
•Eğitim Stratejisinin Belirlenmesi
•Öğretim Yönteminin Belirlenmesi
•Gerekli Dokümanların ve İçeriklerin Belirlenmesi
•Dersin İçeriğine Uygun Ortam ya da Ortamların Belirlenmesi ve Tasarlanması
17. Geliştirme (Development)
Geliştirme aşamasında, bir önceki basamak olan tasarım basamağında planlanan unsurlar hayata
geçirilir.
•Gereken ortam ya da ortamlar yaratılır.
•Öğrenenlerin tercihleri ile örtüşecek farklı çoklu ortam bileşenleri kullanılarak bilgiler sunulur.
•Öğrenenleri yaratıcı ve yenilikçi olmaya istekli kılacak uygun etkileşim yöntemleri belirlenir.
•Sosyal bir ortam sağlanarak öğrenenler arasında ki işbirliğinin artırılması hedeflenir.
18. Uygulama
Geliştirme aşamasında tasarımı biten materyallerin uygulama süreci yapılır. Bu
aşamada öğrenen kişi materyalleri kullanırken öğretim tasarımcısı da kendisini inceler
ve materyalin kullanılabilirliği, içerikteki eksikleri ya da varsa fazlalıkları ve
öğrencinin edinmiş olduğu kazanımları gözlemleyebilir. Bunlara ek olarak
öğrenenlerden elde ettiği dönütleri not alır.
Gereken materyaller çoğaltılıp dağıtılır.
Teknik aksaklıklardan kaynaklanabilecek problemlere karşı yedek plan hazırlanır.
19. Değerlendirme
Uygulamaya konulan sürecin bütün yönleriyle bir sonraki uygulama için değerlendirilmesi
gerçekleştirilir.
•Öğretimin etkisi belirlenir.
•Öğrenenler hedefler doğrultusunda sınanır.
•Süreç öğretimsel standartlara göre test edilir.
20. “İHTİYAÇ ANALİZİ”
İhtiyaç:
Mevcut durum ile olması gereken veya istenilen durum arasındaki
farklılıktır. Bir bakıma, "Ne" ile "Ne olmalı?" arasındaki farktır
.Okulun gelişimi için yapılacak çalışmalarda kullanılacak kaynaklar
ayrılmadan önce, okulda hangi alanlarda gelişime ihtiyaç olduğunun
belirlenmesi gereklidir. Bu amaçla gelişim sürecinin II. Basamağı,
"İhtiyaç Analizi" olarak belirlenmiştir.
İhtiyaç Türleri:
v Normatif İhtiyaçlar
v Karşılaştırmalı İhtiyaçlar
v Hissedilen İhtiyaçlar
v İfade Edilen İhtiyaçlar
v Önceden Tahmin Edilen ya da Geleceğe İlişkin ihtiyaçlar
v Acil İhtiyaçlar
21. İhtiyaç Analizi:
Mevcut durum ile ulaşılmak istenilen durum arasındaki farkı ortaya koymak
amacıyla izlenecek bir süreçtir. Karşılanmayan ihtiyaçların içerikleri, ne
oldukları, sunulan ürün ve hizmetin elde edilmesindeki engeller, yapılacak
ihtiyaç analizi ile ortaya çıkacaktır.
İhtiyaç Analizinin Amacı:
Bireysel ve kurumsal gelişimi sağlamak ve sürekli hale getirmek için,
uygulamada karşılaşılan sorunları ve ihtiyaçları tespit etmek, değişim
ihtiyacının ve isteğinin saptanarak uygun çözüm önerilerini sunmaktır…
İhtiyaç Analizinin Yararları:
* Okul gelişiminde izlenecek yolların belirlenmesine ve yapılacak çalışmaların
neler olacağının-ortaya konmasına yardımcı olur,
* Planlamacıların isabetli kararlar verebilmesine yardımcı olacak bilgileri
sağlar,
* Alınan kararların kabul görme oranını artırır.
* Okulda koordinasyonu geliştirir,
* Planlamada karşılaşılabilecek sorunların çözümünü kolaylaştırır.
İhtiyaç Analizi bütün bu özellikleri ile adeta Okul Gelişim Planı'nın temelidir ve
Okul Gelişimi Yönetim Ekibi tarafından gerçekleştirilecektir.
22. İhtiyaç Analizi Süreci:
İhtiyaçlar ve performans arasındaki ilişkiler tespit edilir,
ihtiyaçların ortaya çıkış biçimleri ve etkilerinin neler olduğu
üzerine çalışılır, bilgiler toplanır , ihtiyaç analizine dayalı özgün
eğitim programalarının tasarlanması , tasarıdan sonra eğitim
programlarında uygulanması, uygulanan programların
değerlendirmesi ve geliştirilmesi gibi genel basamaklar bulunur.
23. İhtiyaç analizi dört aşamada yapılır:
1. Hazırlık: İhtiyaç Analizi için gerekli hazırlıkların tamamlanması. İhtiyaç Analizi Anket
Formu, Görüşme Formlarının çoğaltılması ve bunların uygulanacağı gruplar için anket
uygulama programının hazırlanması.
2. Bilgi Toplama: "İhtiyaç Analizi Anket Formundan toplanacak bilgiler, öğretmen, veli,
öğrenci ve idareciler ile yapılacak karşılıklı görüşmelerden sağlanacak bilgiler, okul
kayıtları/ kütükler ve arşivlerinden sağlanacak bilgiler.
3. Bilgilerin Analizi: Yukarıda sözü geçen kaynaklardan ve daha başka ihtiyaç duyulan
alanlardan sağlanan bilgilerin taşıdığı özelliklerine göre sınıflandırılması ve ihtiyaç
alanlarının belirlenmesi.
4. Bilgilerin Rapor Edilmesi: Belirlenen ihtiyaçların her biri için ayrı ayrı açıklayıcı
bilgilerin yer aldığı rapor yazımı. Bu raporda belirlenen ihtiyaçların kapsamı, nedenleri ile
incelenecek ve çözüm önerileri getirilecektir.