Yaşam Günlüğüne Dayalı Bir Kişisel Bilgi Tabanı Sistemi TasarımıMehmet Emin Mutlu
Kişisel bilgi tabanları bireyin kişisel bilgisini ifade edebilmesine, yakalayabilmesine ve daha sonra erişebilmesine olanak sağlayan elektronik araçlardır. Kişisel bilgi tabanları Nonaka ve Tageuchi’nin SECI modelindeki örtük bilgi ile açık bilgi arasındaki dönüşümleri belirleyen “dışsallaştırma”, “içselleştirme”, birleştirme” ve “ sosyalleştirme” adımlarına ait kayıtları da tutabilmelidirler. Bu amaçla bu çalışmada bireyin bütün bilgi çalışması deneyimlerinin ekran görüntüsü ve kamera görüntüsü ile kaydedilmesini sağlayan bir yaşam günlüğü sistemiyle bütünleşik bir kişisel bilgi tabanı tasarımı gerçekleştirilmiştir. Tasarlanan sisteme ait bir yazılım geliştirilmiş ve beş ay süreyle uygulanarak elde edilen deneyimler yorumlanmıştır. Çalışmada ayrıca tasarlanan sistemin gelecekteki geliştirilmesine yönelik tartışmalara yer verilmiştir.
Bu çalışmada kişisel bilgi yönetimi için üç katmanlı bir mimari önerilmiştir. Bu mimariye göre en altta bireylerin değişik fiziksel ve sanal ortamlarda bilgi çalışmasını gerçekleştirdikleri bir “kişisel bilgi çalışması ortamları katmanı” bulunmaktadır. Mimarinin ikinci katmanında bilgi çalışması ortamlarındaki deneyimlerin çoklu cihaz tabanlı yaşam günlüğü sistemiyle kaydedildiği bir “deneyim kaydetme katmanı” yeralmaktadır. Mimarinin en üst katmanında ise bireyin kişisel veri ve enformasyon kaynaklarından sistematik bir biçimde derlediği kişisel bilgilerini barındırabildiği ve üzerinde çalışabildiği “kişisel bilgi tabanı katmanı” bulunmaktadır. Bireyler bu üç katmanlı yapı üzerinde çalışmada önerilen süreçleri uygulayarak, kişisel bilgi çalışması ortamlarındaki deneyimlerini planlayabilecek, denetleyebilecek ve değerlendirebileceklerdir.
pavio ikili kodlama bilgiyi işleme kuramı, gagne dokuz adım kuramı, rogers değişimin yayılımı kuramı, pragnanz yasaları, bilgiyi aşırı yükleme durumları
Yaşam Günlüğüne Dayalı Bir Kişisel Bilgi Tabanı Sistemi TasarımıMehmet Emin Mutlu
Kişisel bilgi tabanları bireyin kişisel bilgisini ifade edebilmesine, yakalayabilmesine ve daha sonra erişebilmesine olanak sağlayan elektronik araçlardır. Kişisel bilgi tabanları Nonaka ve Tageuchi’nin SECI modelindeki örtük bilgi ile açık bilgi arasındaki dönüşümleri belirleyen “dışsallaştırma”, “içselleştirme”, birleştirme” ve “ sosyalleştirme” adımlarına ait kayıtları da tutabilmelidirler. Bu amaçla bu çalışmada bireyin bütün bilgi çalışması deneyimlerinin ekran görüntüsü ve kamera görüntüsü ile kaydedilmesini sağlayan bir yaşam günlüğü sistemiyle bütünleşik bir kişisel bilgi tabanı tasarımı gerçekleştirilmiştir. Tasarlanan sisteme ait bir yazılım geliştirilmiş ve beş ay süreyle uygulanarak elde edilen deneyimler yorumlanmıştır. Çalışmada ayrıca tasarlanan sistemin gelecekteki geliştirilmesine yönelik tartışmalara yer verilmiştir.
Bu çalışmada kişisel bilgi yönetimi için üç katmanlı bir mimari önerilmiştir. Bu mimariye göre en altta bireylerin değişik fiziksel ve sanal ortamlarda bilgi çalışmasını gerçekleştirdikleri bir “kişisel bilgi çalışması ortamları katmanı” bulunmaktadır. Mimarinin ikinci katmanında bilgi çalışması ortamlarındaki deneyimlerin çoklu cihaz tabanlı yaşam günlüğü sistemiyle kaydedildiği bir “deneyim kaydetme katmanı” yeralmaktadır. Mimarinin en üst katmanında ise bireyin kişisel veri ve enformasyon kaynaklarından sistematik bir biçimde derlediği kişisel bilgilerini barındırabildiği ve üzerinde çalışabildiği “kişisel bilgi tabanı katmanı” bulunmaktadır. Bireyler bu üç katmanlı yapı üzerinde çalışmada önerilen süreçleri uygulayarak, kişisel bilgi çalışması ortamlarındaki deneyimlerini planlayabilecek, denetleyebilecek ve değerlendirebileceklerdir.
pavio ikili kodlama bilgiyi işleme kuramı, gagne dokuz adım kuramı, rogers değişimin yayılımı kuramı, pragnanz yasaları, bilgiyi aşırı yükleme durumları
2. ROGER DEĞİŞİM
YAYILIMI KURAMI
• Günümüzde teknolojik yenilikler, artan rekabet ve
hizmet beklentilerindeki değişiklikler sadece
örgütlerin yapı ve teknolojisinde değil, bilgi toplama
biçimleri ve üyelerine verdiği hizmetlerde de
değişikliklere yol açmaktadır. Bu nedenle örgütler
üyelerine çeşitli yenilikler sunmaktadır. Örgüt böyle
bir sürece girdiğinde en önemli beklentilerinden biri
üyelerinin yenilikleri benimsemesi ve yeniliğe uyum
sağlamasıdır. Bu noktada yenliklerin kabulü veya
değişime direnme davranışlarının kaynaklarını
tanımak son derece önemlidir. Bu nedenle yeniliğe
uyumu etkileyen etkenleri ortaya koymayı
amaçlayan çeşitli teoriler ve modeller
geliştirilmektedir. Bunlar arasında “Rogers’ın
Yeniliğin Yayılması Teorisi” bilgi sistemleri
uygulaması araştırmalarında yaygın olarak kabul
gören bir teoridir.
3. Rogers yeniliği “birey ya da örgüt tarafından yeni olarak algılanan
bir fikir, uygulama ya da nesne” olarak açıklamıştır.
Yayılma ise “yeniliğin bir sosyal sistemin üyeleri arasında belli
kanallar yoluyla zaman içinde iletilmesi sürecidir”diyerek bellşi
etmiştir.
Yenileşme. Yenileşme bilginin algılanması ile başlar, yeniliğe ret
kararı ile sonlanır.
Bunun üzerine Rogers yeniliğin yayılmasıyla ilgili çalışmalar
başlatmıştır.
4. Yeniliğin Yayılması
İLETİŞİM KANALLARI
• BİLGİ
• İKNA
• KARAR
• UYGULAMA
• DOĞRULAMA
Karar Verme Biriminin Özellikleri 1.Sosyoekonomik
Özellikler 2.Kişilik Değişkenleri 3.İletişim Davranışı
Yeniliğin Algılanan Özellikleri 1.Göreli Avantaj 2. Karmaşıklık,
3.Uygunluk (Bağdaşma), 4.Denenebilirlik, 5.Gözlenebilirlik
UYUM
RET
5. • Rogers kuramının öğrencilerin internetten kayıta
tutumlarına anlamlı bir etkisi olduğu ve öğrencilerin
internetten kayıta tutumu, yenileşmeye açıklığı ve
internetten kayıt işlemine destek beklentilerinin de
uyum kararına anlamlı bir etkisi olduğu ileri
sürülmektedir. İnternetten kayıt yaptırma yeniliğine
uyumu yordamayı amaçlayan bu teorik modeller
uyum kararını açıklamaktadır. Farklı teknolojik
yeniliklere ilişkin yapılan benzer araştırmaların
tersine bu modelde öğrencilerin internetten kayıt
yaptırmanın geleneksel sisteme göreli avantajı,
karmaşıklığı, uygunluğu ve görülebilirliğine ilişkin
inanışlarının tümünün, Rogers’ın yenileşmenin
yayılması teorisinde öne sürdüğü internetten kayıta
tutuma anlamlı bir etkisi olduğu görülmüştür.
6. PAVİO İKİLİ
KODLAMA KURAMI
• Allan Paivio tarafından geliştirilen İkili
Kodlama Kuramı, birbirinde yapısal ve
işlevsel yönden farklı iki bilişsel alt-
sistemle ilgilidir. İmgelem sistemi sözel
olmayan nesnelerin, sözel sistem ise dile
ilişkin olguların bellekte temsili ve
işlenilmesi ile ilgilenirler. Paivio öğrenmede
somut kelimelerin hem sözel hem de
imgelem sisteminde temsil edilebilmesi
olasılıkları nedeniyle, soyut kelimelere
kıyasla daha avantajlı durumda olduklarını
savunmuştur. Destekleyici kanıtlar, kurama
karşı sunulan eleştirilerle birlikte
sunulmaktadır.
7. • Kuram birimsel ve sistemsel düzeyde, belleğin yapısal ve
işlevsel özelliklerine ilişkin bir dizi varsayım üzerine
kurulmuştur. Kuramın temel varsayımları şöyle
özetlenebilir: Bellek; dil ile sözel olmayan nesneler,
olaylar hakkındaki bilgileri sembolize etmek ve işlemek
amacıyla, bireysel deneyimlere paralel olarak gelişen,
birbirinden farklı ve biçime-özel, birbirinden bağımsız
olmasına karşın birbiriyle ilişkili, sözel ve sözel-olmayan
(imgesel) iki sembolik sistem tarafından oluşturulmuştur.
• Bilişsel yapı, duyusal bellek veya sembolik sistem olarak
adlandırılmıştır. Sembolik sistem önce sözel ve sözel
olmayan (imgesel) iki alt sisteme ayrılır . Biliş
deneyimlere ve duyusal algılara paralel olarak
gelişmektedir. Paivio’ya göre “Bellek, dile ilişkin (sözlü ve
yazılı) yapılar ile sözel olmayan nesne ve olayları
eşzamanda işleyebilen özel bir yapıya sahiptir.
8. Sadoski ve Paivio birkaç alanda araştırmaya gereksinim duyulduğunu belirtmişlerdir. İlk olarak, imgelem
etkisinin ölçülmesine ilişkin araştırmalar yapılmalıdır . Geleneksel çoktan-seçmeli testler imgelem etkisini
ölçmekte yeterli değildir.
İKK’na ilişkin araştırmalar sürdürülmektedir. Nörofizyoloji alanından gelen destekleyici bulgulara rağmen
kuramın diğer bilişsel yapı ve süreçlerle birleştirici noktaları araştırılmaya devam edilmelidir. İkili Kodlama
Kuram’ı çerçevesinde bilişsel bilimler, bilişsel psikoloji, eğitim bilimleri, nörofizyoloji alanında yapılan
çalışmaların öğrenme ve öğretmede kuramsal çerçeveye ve uygulamalara ışık tutacağına inanılmaktadır.
9. BİLGİYİ İŞLEME KURAMI
BILIŞSEL PSIKOLOJI ÜZERINDE ÇALIŞAN
BILIM ADAMLARI ÖĞRENMENIN
GÖZLENEBILEN DAVRANIŞLARLA
AÇIKLANMASI GÖRÜŞÜNÜ REDDEDEREK
ÖĞRENMENIN SADECE GÖZLENEN DEĞIL
,ZIHINSEL SÜREÇLERI DE IÇEREN BIR
YAPIYA SAHIP OLDUĞU GÖRÜŞLERINI
BENIMSEMIŞLERDIR.
BU KURAM ÖĞRENMENIN SADECE
GÖZLEMLENEN DAVRANIŞLARLA SINIRLI
TUTMASINA KARŞI ÇIKARAK ÖĞRENMENIN
BU KADAR BASIT OLMADIĞINI DA
VURGULAR.
BILGI IŞLEME KURAMI ZIHINSEL
SÜREÇLERININ NASIL YOL IZLEDIĞI
ÜZERINDE DURMAKTADIR.
10. Bilgiyi işleme
kuramın temel 4
sorusu
1.Dışarıdan gelen uyarıcılar nasıl
alınmakta?
2.Alınan uyarıcılar zihinde nasıl bir
işlemden geçmekte?
3.İşlemden geçirilen bilgiler zihinde nasıl
saklanmakta?
4.Zihinde saklanan bilgiler nasıl geri
getirilip kullanılmakta?
15. ÖĞRENM
E
STİLLERİ
GÖRSEL: Sözcüklerden daha çok
görsel imajlara ihtiyaç duyarlar.
Poster, grafik, resimler yazılardan
çok anlam taşır.
İŞİTSEL:Sessiz kalmak yerine
konuşmayı tercih ederler.
Öğrenme gerçekleşmesi için
duymaları gerekir.
DOKUNSAL:Öğrenmein
gerçekleşmesi için öğrenilecek
olanın incelenmesi ,
dokunulması gerekmektedir.
16. GAGNE 9 ADIM
KURAMI
1.DİKKAT ÇEKME:
Öğretimin etkili bir şekilde olması için
öncelikle ilgili materyallerle öğrencinin
dikkatini çekmesi gerekir.
2.HEDEFTEN HABERDAR ETME:
Amacın önceden öğrenilmesi öğrenciyi
harekete geçirir ve öğrencinin konu dışına
çıkmasına engel olur.
3.ÖN BİLGİLERİ HATRILATMA:
İlgili ön öğrenme öğrenciye hatırlatılması
gerekir. Eksiklik olması halinde öğrenme
olumsuz etkilenir.
17. 4.MATERYALİ SUNMA:
Kazandırılacak davranış için gerekli araç-gereçlerin
doğru tekniklerle öğrenciye sunulması gerekir.
5.ÖĞRENMEYE REHBERLİK ETME:
Öğretmen öğrencilere yöntem, teknik , örnekler ,
grafik ve harita gibi temel şeyleri öğreterek
öğrenciye rehber olmalıdır.
6.DAVRANIŞI ORTAYA ÇIKARMA:
Her kazandırılan davranış sonunda öğretmen
öğrencilere yazılı veya sözel olarak sorular sorup
öğrenciyi değerlendirmelidir.
7.DÖNÜT VERME:
Öğrenci ,gösterdiği davranışın doğru olduğunu
bilirse öğrenme pekişmiş olur ve öğrenmeye karşı
güdüsü artar.
19. YAPILANDIRMACI
YAKLAŞIM
Yapılandırmacı yaklaşım, insanların nasıl öğrendiğiyle ve bilginin
yapısıyla ilgilidir.
Yapılandırmacı yaklaşımının temel varsayımları;
1) Bilgi deneyimden kazanılır,
2) Öğrenme dünyanın kişisel yorumudur
3) Öğrenme anlamın deneyim temelleri üzerine geliştirildiği aktif bir
süreçtir
4) Kavramsal gelişme anlamı görüşmeden, farklı bakış açılarını
paylaşmadan ve işbirlikli öğrenme yoluyla içsel
anlamlandırmalardaki değişmelerden ortaya çıkar
5) Öğrenme gerçekçi bir şekilde düzenlenmeli, test öğrenme birimi
ile bütünleştirilmeli, ayrı bir aktivite olarak yapılandırılmamalıdır.
20. • Yapılandırmacı yaklaşıma göre, her birey
öğrenme sürecinde aktif hale getirilmeli ve
kendi öğrenmesinden sorumlu olmalıdır. Bu
nedenle, öğretmen sınıfta yöntem
çeşitliliğine gitmeli ve problem çözmeye
dayalı öğrenme, proje tabanlı öğrenme,
işbirliğine dayalı öğrenme ve örnek olay
incelemesi gibi çağdaş öğretim stratejilerine
daha fazla yer vermelidir. Bu durumda
öğretmenin rolü, öğrencilerin öğrenmelerini
kolaylaştırıcı bir rehber, bir yardımcı veya bir
kılavuz olmaya doğru değişecektir.