“kimse insanları yönetemez, görev insanlara liderlik yapmaktır. Hedef, bireyin kendine özgü belirli gücünü ve bilgisini verimli kılmaktır”.(DRUCKER) (19 Kasım, 1909 – 11 Kasım, 2005) Yönetim Bilimci, Danışman Ve Öğretim Üyesi
Slide ini mempresentasikan mengenai tahapan validasi untuk startup dengan mejelaskan metoda, hipotesis, dan metrik yang digunakan dalam 4 tahapn validasi. Yakni validasi masalah, validasi produk, validasi pasar, dan validasi pembeli.
Tujuan presentasi ini adalah audien dapat mengimplementasikan tahapan-tahapan validasi secara benar untuk meningkatkan rasio kesuksesan dalam tahap early stage startup mereka.
Presentasi dibawakan oleh Hilman Fajrian, founder Social Lab dan Arkademi, kepada 60 founder startup binaan Telkom Balikpapan di Telkom Learning Center Balikpapan, 27 September 2017.
Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü HiT215 Halkla İlişkiler Kampanyaları dersinde örnek olarak incelenebilecek halkla ilişkiler kampanyası projesi örneğidir. Bu proje, TÜHİD Altın Pusula yarışmasında da "Genç İletişimciler" kategorisinde de ödül almıştır.
Slide ini mempresentasikan mengenai tahapan validasi untuk startup dengan mejelaskan metoda, hipotesis, dan metrik yang digunakan dalam 4 tahapn validasi. Yakni validasi masalah, validasi produk, validasi pasar, dan validasi pembeli.
Tujuan presentasi ini adalah audien dapat mengimplementasikan tahapan-tahapan validasi secara benar untuk meningkatkan rasio kesuksesan dalam tahap early stage startup mereka.
Presentasi dibawakan oleh Hilman Fajrian, founder Social Lab dan Arkademi, kepada 60 founder startup binaan Telkom Balikpapan di Telkom Learning Center Balikpapan, 27 September 2017.
Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü HiT215 Halkla İlişkiler Kampanyaları dersinde örnek olarak incelenebilecek halkla ilişkiler kampanyası projesi örneğidir. Bu proje, TÜHİD Altın Pusula yarışmasında da "Genç İletişimciler" kategorisinde de ödül almıştır.
Materi Presentasi Desain Grafis untuk Produk UMKM Musthafa Network
Belajar desain Grafis untuk UMKM. Slide dalam bentuk PowerPoit bisa download di: https://www.facebook.com/groups/afkaridigital/
Slide Presentasi ini dibawakan pada pelatihan desain grafis yang diadakan oleh Pemerintah Aceh untuk UMKM
Markanın tarihsel evrimiyle başlayıp, faydalarını, unsurlarını, alakalı kavramları ve uluslararası markalaşmayı kısa özet halinde anlatan bir sunum.
Birçok görsel konuyla bağlantılı ve ekstra açıklama gerektiriyor. Bu açıklamalara ulaşabilmek için görseli alıp google görsellerde aratabilirsiniz.(meyve suyu ambalajı gibi) Bu sayede konu-görsel bağdaştırması yapılabilir.
Dünyada, son birkaç yıldaki müthiş bir teknolojik değişime ve bunun sonucu olarak da dönüşüme şahit oluyoruz. Moore kanununda da belirtildiği üzere, değişimin ivmesi çok artmış durumda ve artmaya da devam edecek. Teknolojide bu değişimler yaşanırken, insanlar da değişiyor çünkü yeni nesillerin (1980’den sonra doğan Y ve Z jenerasyonları) istek, beklenti ve yaşam şekilleri, önceki nesillerden (1963 öncesi doğan X ve baby boomers) oldukça farklılaşıyor.
Bu farklılaşmayı gören ve bugün adına “Dijital Dönüşüm” dediğimiz akıllı değişimi gerçekleştiren firmalar, başarı şansını arttırabiliyor. Bu değişimin farkında olmayan veya eski yetersiz alışkanlıklarında direten firmaların, dönüşümü gerçekleştiren firmalara karşı başarılı olma imkanları gittikçe azalacak.
Bu seminerde öncelikli amaç, bu değişimin gerekliliği konusunda farkındalık yaratmak ve eskiyen kurallarla yeni kuralları katılımcılarla paylaşmak.
İçerikte ele alınan konu başlıkları şu şekilde:
Değişen Satın Alma Şekli
Yeni Nesil Müşteri
Sık Yapılan Hatalar
Pazar yerindeki Değişim
Satışın Eski Kuralları
Satışın Yeni Kuralları
Satış Sinyalleri
NewsJacking
Kişisel Satış
Sosyal Ağ Yönetimi
Etkileşim çağında yeni kurallara geçmemiz gerekiyor, aksi halde artık iş yapamaz hale geleceğiz. Bu konuda ön yargılarınızdan kurtulmanızı ve teknolojiden korkmamanızı tavsiye ediyoruz.
Sosyal medya planı denince pek çok kişinin aklına orjinal ve etkili planlanması gelir, ama sosyal medya planlama bunlardan çok daha ötesidir. Sosyal medya imajınızın önemli bir yansımasıdır. Beğenelim ya da beğenmeyelim hemen herkes bu alanda birşeyler yapmaya çalışıyor. Peki başarılı bir sosyal medya planı nasıl yapılır? Birlikte bakalım…
Sosyal medya planlaması hazırlanırken öncelikle verilecek olan mesajların doğru seçilmesi ve doğru hedef kitlenin belirlenmesi gerekir. Belirlenecek olan anahtar mesajlar doğrultusunda hedef kitle belirlenir ve planlama hazırlanır.
Doğru ve sağlıklı bir sosyal medya planı için sistematik bir dijital medya analizi yapılması gerekmektedir.
- Devamı: http://www.omerertas.com/index.php/sosyal-medya-planlamasi/
Materi Presentasi Desain Grafis untuk Produk UMKM Musthafa Network
Belajar desain Grafis untuk UMKM. Slide dalam bentuk PowerPoit bisa download di: https://www.facebook.com/groups/afkaridigital/
Slide Presentasi ini dibawakan pada pelatihan desain grafis yang diadakan oleh Pemerintah Aceh untuk UMKM
Markanın tarihsel evrimiyle başlayıp, faydalarını, unsurlarını, alakalı kavramları ve uluslararası markalaşmayı kısa özet halinde anlatan bir sunum.
Birçok görsel konuyla bağlantılı ve ekstra açıklama gerektiriyor. Bu açıklamalara ulaşabilmek için görseli alıp google görsellerde aratabilirsiniz.(meyve suyu ambalajı gibi) Bu sayede konu-görsel bağdaştırması yapılabilir.
Dünyada, son birkaç yıldaki müthiş bir teknolojik değişime ve bunun sonucu olarak da dönüşüme şahit oluyoruz. Moore kanununda da belirtildiği üzere, değişimin ivmesi çok artmış durumda ve artmaya da devam edecek. Teknolojide bu değişimler yaşanırken, insanlar da değişiyor çünkü yeni nesillerin (1980’den sonra doğan Y ve Z jenerasyonları) istek, beklenti ve yaşam şekilleri, önceki nesillerden (1963 öncesi doğan X ve baby boomers) oldukça farklılaşıyor.
Bu farklılaşmayı gören ve bugün adına “Dijital Dönüşüm” dediğimiz akıllı değişimi gerçekleştiren firmalar, başarı şansını arttırabiliyor. Bu değişimin farkında olmayan veya eski yetersiz alışkanlıklarında direten firmaların, dönüşümü gerçekleştiren firmalara karşı başarılı olma imkanları gittikçe azalacak.
Bu seminerde öncelikli amaç, bu değişimin gerekliliği konusunda farkındalık yaratmak ve eskiyen kurallarla yeni kuralları katılımcılarla paylaşmak.
İçerikte ele alınan konu başlıkları şu şekilde:
Değişen Satın Alma Şekli
Yeni Nesil Müşteri
Sık Yapılan Hatalar
Pazar yerindeki Değişim
Satışın Eski Kuralları
Satışın Yeni Kuralları
Satış Sinyalleri
NewsJacking
Kişisel Satış
Sosyal Ağ Yönetimi
Etkileşim çağında yeni kurallara geçmemiz gerekiyor, aksi halde artık iş yapamaz hale geleceğiz. Bu konuda ön yargılarınızdan kurtulmanızı ve teknolojiden korkmamanızı tavsiye ediyoruz.
Sosyal medya planı denince pek çok kişinin aklına orjinal ve etkili planlanması gelir, ama sosyal medya planlama bunlardan çok daha ötesidir. Sosyal medya imajınızın önemli bir yansımasıdır. Beğenelim ya da beğenmeyelim hemen herkes bu alanda birşeyler yapmaya çalışıyor. Peki başarılı bir sosyal medya planı nasıl yapılır? Birlikte bakalım…
Sosyal medya planlaması hazırlanırken öncelikle verilecek olan mesajların doğru seçilmesi ve doğru hedef kitlenin belirlenmesi gerekir. Belirlenecek olan anahtar mesajlar doğrultusunda hedef kitle belirlenir ve planlama hazırlanır.
Doğru ve sağlıklı bir sosyal medya planı için sistematik bir dijital medya analizi yapılması gerekmektedir.
- Devamı: http://www.omerertas.com/index.php/sosyal-medya-planlamasi/
1. PETER FERDİNAND DRUCKER
“kimse insanları yönetemez, görev insanlara liderlik yapmaktır. Hedef,
bireyin kendine özgü belirli gücünü ve bilgisini verimli
kılmaktır”.(DRUCKER)
(19 Kasım, 1909 – 11 Kasım, 2005)
Yönetim Bilimci, Danışman Ve Öğretim Üyesi
SCHUMPETER, HAYEK ve MİSSES gibi Avusturya İktisat Okulu’ndan düşünürlerin sık sık ziyaret
ettikleri Avusturya’da eğitim seviyesi yüksek bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. DRUCKER,
Frankfurt Üniversitesi’nde okudu ve KEYNES ve SCHUMPETER gibi iki ustadan ders aldı.
Frankfurt Üniversitesi’nde hukuk okuyan Drucker, erken yaşlarda merkezi güce karşı tepki
duyduğunu belirtmiştir. 1931 yılında Frankfurt Üniversitesi’nde kamu hukuku alanında doktoraya
başlamıştır.
Yirmili yaşlarında, Viyana’daki çalışma koşullarının sınırlılığı nedeniyle Almanya’nın Hamburg
kentine taşınmıştır. Hamburg’ta önce pamuk ticareti yapan bir şirkette çırak, ardından da köşe
yazarı-gazeteci olarak çalışmıştır. Buradan sonra Frankfurt’a taşınarak, Daily Frankfurter
General Anzeiger adlı gazetede göreve başlamıştır.
1933’te tutucu bir Alman filozofu olan Stahl hakkında yayımlanan yazısı Nazileri o kadar rahatsız
etti ki, yayın yasaklanmakla kalmadı yakıldı. Bir süre sonra, “Almanya’da Yahudi” sorunu başlıklı
yazısı da aynı kaderi paylaştı. Yazdığı yazılar ile Nazilerin hedefine konan Drucker, Hitler başa
geçtikten sonra Londra’ya göçmek zorunda kaldı ve akabinde Londra Bankası’nda ekonomist olarak
işe başladı. 1937’de gazeteci olarak Amerika’ya gitti. Vermont’ta Bennington Koleji’nde siyaset
ve felsefe profesörü olarak ders verdi. 21 yıl boyunca New York Üniversite’sinde hocalık yaptı. O
kadar popülerdi ki, dersleri spor salonunun yanında yüzlerce sandalyenin sığabileceği bir mekânda
yapılıyordu. 1975’ten itibaren 20 yıl Wall Street Journal’da aylık köşe yazarlığı yaptı.
ABD Başkanı George W. Bush 2002 yılında Drucker’a Başkanlık Özgürlük Madalyası verdi.
Nerdeyse 50 yakın dile çevrilen 38 kitap ve çok sayıda makale yazan Drucker’in yazdığı kitaplar
akademik kaynak olarak kullanılmadı. Akademik çevrelerin ürettiği gerekçe lineer olmayan bir
yaklaşımı olması ve çalışmalarının ölçümlere dayanan araştırmalar içermemesi diye özetlenebilir.
O tipik yönetim danışmanı kalıbına hiçbir zaman uymadı. Ev-ofisinden çalışırdı ve asla bir
sekreteri olmadı. Telefonlarını hep kendi açardı.
1939 : ilk kitabı, “Ekonomik Adamın Sonu: Totaliterliğin Kökenleri”
1946: 1945 başlayan General Motors’u yürüttüğü incelemeler sonucunda ““Şirket Kavramı”
(Concept of the Corporation) başlıklı çığır açan kitabı basıldı.
1954 : En önemli eseri olarak kabul edilen “Yönetimin Uygulaması” (The Practice Of Management)
adlı kitabı yayımlandı. Bu çalışmasında işletmeleri masaya yatırdı. Özetle yönetimin bir bilim ya da
sanat değil, bir meslek olduğunu gösterdi.
1969: “Süreksizlik Çağı” (The Age of Discontinuity) adlı çalışmasında, devletin sınırlarını
tartışmaya açarken, yönetimleri kamuya ait şirket ve sanayileri elden çıkarma anlamında
kullanılmak üzere, “özelleştirme” terimini kullanmıştır.
2. 1989 :“Yeni Gerçekler” (New Realities)
1990: “Kâr Amacı Gütmeyen Organizasyonları/ Kuruluşları Yönetme” (Managing The Non-Profit
Organization) yönetimin yalnızca iş dünyasına ya da kamuya özgü olmadığını ifade eden Drucker,
her geçen gün giderek gelişen, kâr amacı gütmeyen sosyal sektörün de bir yönetime sahip olmak
zorunda olduğunu söylemektedir. (
1993: “Kapitalist Ötesi Toplum” (Post-Capitalist Society)
21.Yüzyıl İçin Yönetim Tartışmaları (Management Challenge for the Twentyfirst Century)(
Peter Drucker, yalnızca “yönetimi bulan adam” olarak değil, iş ve yönetim dünyasının “en etkili
zihni ve en genç aklı”, çağın en kalıcı yönetim düşünürü, yönetim uygulamalarının çoğuna ilham
veren insan olarak da tanınıyor. Ve, dokunduğu pek çok şirketi bugünün büyük değerleri haline
dönüştürmüş olması onun yönetim biliminin en kalıcı ismi olmasını haklı kılıyor.
2011 yılında Focus Dergisi’nin araştırmasına göre ‘İnsan kaynaklarını en çok etkileyen değerler’
listesinde ‘Peter Drucker’ en üst sıralarda ve hatta facebook ve twitter gibi günümüzü etkileyen
teknolojilerin çok üstünde yer almıştır.
1930’larda yazdığı ilk makale “Ekonomik İnsanın Sonu” (The end of economic man) ve 1940’ların
başında yazdığı ikinci makale “Sanayi İnsanın Geleceği” (The future of industrial man) onu büyük
üne kavuşturdu. Bu makaleleri yazdığı yıllarda henüz kimse onun dile getirdiği konuları
tartışmıyordu. 1940’larda sanayi sonrası toplumu tarif etmeye başlamıştı bile. Her zaman çağının
çok ilerisinde bir vizyona sahipti. Soyut ve karmaşık konuları inanılmaz sadeleştirme yeteneği ve
keskin bir öngörü kabiliyeti vardı. Sadece yönetim ve strateji alanında değil pazarlama
konularında da ilham veren görüşleri vardı. Örneğin bundan elli sene önce, pazarlama sadece ürün
özellikleri etrafında yapılırken Drucker, “İnsanlar duygularıyla satın alır. ” demişti.
Drucker inovasyonun CEO’nun görevi olması gerektiğini söylediğinde ve inovatif organizasyonların
işleyişinin nasıl olması gerektiğini tarif ettiğinde henüz bu konuları konuşan kimse
yoktu. İnovasyon konusunu ilk dile getirdiğinde inovasyon kitaplarının “best seller” olacağı 2000‘li
yıllara daha otuz yıl vardı.
Drucker’ın görüşleri, 1980’den sonra neoliberal politikaların uygulanması sürecinde yaygınlık
kazanmıştır. Çünkü Drucker, serbest piyasayı savunan, merkezi yönetim karşıtı Avusturya İktisat
Okulu’nun görüşlerinin de etkisiyle, tam da refah devleti eleştirileri doğrultusunda ulus-
devletlerin yapılandırıldığı geçiş dönemine uygun düşünceler dile getirmiştir. Bilgi çağı, esneklik,
özelleştirme, sosyal sektör, jenerik, adem-i merkeziyetçilik ilk anda sayılabilecek kavramlarıdır.
Yönetim yazını açısından özellikle jenerik yaklaşımı öne Çıkmaktadır. Jenerik, hem özel hem kamu
hem de sosyal sektör de yönetimin aynı işlevlere ve görevlere sahip olduğu anlamında
kullanılmaktadır.
Drucker, her biri çok değerli ve çığır açan çok önemli şeyler söyledi:
Organizasyonlarda sorumluluğun dağıtılması (delegasyon) fikrini 1940’larda ilk ortaya atan odur.
Drucker’a göre bilginin niteliği 1700’lü yıllarda değişmeye başlamıştır. Bu
yıllarda Techne/teknik kelimesi, zanaatkârlara özgü yapıp etme bilgisi olmaktan
çıkarak, logi/mantık kelimesiyle birleşerek teknoloji kavramını ortaya çıkarmıştır. Artık bilgi
3. örgütlü, sistemli, araçsal anlamında kullanılmaya başlanmış, beceriden teknolojiye geçilmiştir.
Teknolojinin sağladığı üretim, kısa zaman içerisinde zanaatçıların asla ortaya koyamayacağı kadar
sermaye gerektirmiş, ayrıca kullanacağı bir mekân olarak ta fabrikayı ortaya çıkarmıştır. Bilginin
anlamında gerçekleşen bu ilk değişim sayesinde sanayi devrimi gerçekleşerek çağdaş kapitalizmi
kaçınılmaz kılmıştır.
Peter Drucker'a göre, Kişisel bilgisayarlar aracılığıyla bilgi işleme ve bu bilginin analizinin
yapılması, 19. yüzyılın sonu ve yirminci yüzyılın başlında başka alanlarda yaşanan diğer değişimler
kadar önemli ve köklü bir değişimdir.
Drucker 20. yüzyılın ortalarına kadar kolay ulaşılabilir üretim faktörleri olarak büyük önem
taşıyan, emek, sermaye ve doğal kaynakların artık ikinci planda kaldıklarını, bununla birlikte
bilginin günümüzde tek anlamlı kaynak (üretim faktörü) olduğunu ifade etmektedir
Peter Drucker’e göre toprak, iş ve sermaye gibi klasik üretim faktörleri, yeni ekonominin öncelikli
kaynağı olan bilgiye göre ikinci sıraya geçmiştir. Bilginin önemi tarih boyunca yaşamın her alanında
bilinen kabul edilen bir gerçekti. Özellikle çok eski çağlardan beri bilgiye sahip olan kişilerin
yüceltilmesi ve kendilerine gıpta ile bakılmaları herkesçe bilinmektedir
.
Sanayi toplumundan bu yana bilginin ürün değerini belirlemede önemli bir yeri vardı. Ancak bilgi
çağını yaşayan dünyada ürünlerin değeri daha yoğun olarak ihtiva ettiği bilgi ile ölçülür hale
gelmiştir.
Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişin yaşandığı günümüzde bilgi de diğer üretim
faktörleriyle üretime sokularak, stratejik bir rekabet faktörü olarak kullanılmaktadır. Peter
Drucker'a göre, kişisel bilgisayarlar aracılığıyla bilgi işleme ve bu bilginin analizinin yapılması, 19.
yüzyılın sonu ve yirminci yüzyılın başında başka alanlarda yaşanan diğer değişimler kadar önemli ve
köklü bir değişimdir. Drucker 20. yüzyılın ortalarına kadar kolay ulaşılabilir üretim faktörleri
olarak büyük önem taşıyan, emek, sermaye ve doğal kaynakların artık olmaları ikinci planda
kaldıklarını, bununla birlikte bilginin günümüzde tek anlamlı kaynak (üretim faktörü) olduğunu
ifade etmektedir.
Peter Drucker tespiti daha da çarpıcıdır, o şöyle diyor: “Artık zenginliğin kaynağının spesifik
insan bilgisi olduğunu biliyoruz. Bilginin nasıl yapılacağı tam anlamıyla bilinen işlere uygulanması
‘verimlilik’, yeni ve farklı amaçlar doğrultusunda uygulanması ise ‘yeniliktir. Bu iki amaca yalnız
bilgi sayesinde ulaşabiliriz.”
“Su anda bildiğimiz gibi zenginliğin temeli özel bir durumdur: İnsan Bilgisi. Eğer bildiğimiz islere
bilgimizi uygularsak buna verimlilik adı verilir. Eğer bildiğimiz bilgileri yeni ve farklı görevlere
uygular isek, buna yenilik adı verilir. Sadece bilgi bize bu iki amaca ulaşmamız için yardımcı
olabilir.
Bir işletmenin en önemli aktifinin insan olduğuna ve bu insanların gösterdikleri performansın
işletmeleri başarıya götüreceğine gönülden inanmak gerekmektedir. İnsanların kafalarında gizli
olan bilgiler, tamamen taşınabilir nitelikli sabit bir sermayedir. Yönetimin temel görevi, yönetimi
altındaki işletmenin varlıklarını korumaktır. İnsan bu varlıklar içerisinde en çok dikkati çekendir.
İşletmeler bu noktada; ellerindeki bilgili, nitelikli ve kaliteli insanları işletmeye çekebilmeli ve bu
kişileri elde tutmak için gereken her türlü önlemi alabilmelidir.
4. İşgücü içindeki oranı gittikçe artan bilgi işçileri, geleneksel işletmelerin emir ve komuta
yöntemleri ile yönetilmeye yatkın değildirler.5 Bilgiye dayalı işletmelerde herkes işi en iyi biçimde
yapabilecek özelliğe sahip uzmanlardır. Bu nedenle, işletmenin merkezinde çok sayıda uzman
kadroya ve akıl danışılacak yöneticiye ihtiyaç duyulmamaktadır.
Özellikle 1950’li yıllarda yönetici, Peter Drucker’ın deyimiyle “Bilginin uygulanmasından ve
performansından sorumlu kişi” olarak tanımlanmaya başlanmıştır.
“Bir lideri sınayan, elde ettiği başarı değildir. Sınav sahneden ayrıldığı andan sonrasıdır. Sınav,
sonradan olanlardır. Girişim bu harika, karizmatik liderlerin ayrıldığı an dağılıyorsa bu liderlik
demek değildir. Bu, açıkça aldatmadır.
Liderliğin sorumluluk olduğunu her zaman vurguladım. Liderlik karşılıklı sorumluluktur.
Yönetimi liderlikten ayırma konusuna gelince, bu saçmalıktır, en az yönetimi girişimcilikten
ayırmak kadar saçma. Onlar aynı isin parçaları ve bölümleridir. Kuskusuz farklıdırlar, ama yalnızca
sağ elin sol elden ya da burnun ağızdan farklı olduğu kadar. Onlar aynı bedene aittir.”
Drucker, 1969 tarihli “Süreksizlik Çağı” (The Age of Discontinuity) adlı çalışmasında, devletin
sınırlarını tartışmaya açarken, yönetimleri kamuya ait şirket ve sanayileri elden çıkarma anlamında
kullanılmak üzere, “özelleştirme “ terimini kullanmıştır. Bu görüşlerine 1989 yılında
yayınladığı “Yeni Gerçekler”(New Realities) adlı kitabında yer veren Drucker, devletin silinip
gitmeyeceğini ancak “Büyük Toplumdan’’ söz edilmesinin de artık kimse tarafından ciddiye
alınmayacağını söylemektedir.
http://ismailhakkialtuntas.com/2014/02/25/peter-ferdinand-druckerin-yonetsel-acidan-
degerlendirilmesi/
Fordist üretim rejimine dair kriz belirtilerinin henüz ortaya çıktığı bir dönemde, 1969 yılında
yayınlanan “The Age of Discontinuitiy”, adlı kitabında ilk defa “özelleştirme” kavramını kullanan
Peter Drucker olmuştur. Kamuya ait şirket ve sanayilerin elden çıkarılması anlamında bu kavramın
ilk kullanımından sekiz yıl sonra Đngiltere’de Margaret Thatcher tarafından özelleştirme
uygulamalarına başlanmıştır..
1960’lı yıllarda hedeflerle yönetim sadece Amerika’da değil aynı zamanda Japonya’daki pek çok
şirkette uygulanıyordu. Peter Drucker 1954 yılında bu kavramı yazmış olduğu “Yönetim
Alıştırmaları “ adlı kitabında tanıtmıştır.
Drucker’ a göre: “Girişimcilerin ihtiyaçları ve yönetim prensipleri ana çerçevesi, iç dengeler ve
sorumluluklar yanında vizyona ulaşmak için uyumlu takımların kurulmasını da kapsamaktadır.
Özellikle bu prensip, hedeflerle yönetim ve kontrol uygulamasını gerekli kılmaktadır.’’
Ducker, etkin yönetimin doğrudan vizyon ve tüm yöneticilerin ortak hedeflere yönelik çabalarıyla
gerçekleşeceğini belirtiyordu. Bu süreç kurumsallaştırılmalı, bireysel hedefler ve şirket hedefleri
uyumlu hale getirilerek yöneticilerin kendi performanslarını kendilerinin kontrol etmeleri
desteklenmeliydi: Öz denetim, anlamı daha fazla motivasyon sadece yeterli iş sonuçlarından
mükemmele doğru yönlendirme isteklerini ortaya çıkarmaktı. En yüksek performans hedefinin
sınırı vizyon olarak tanımlanmıştır.
5. 1954'de " Yönetim Uygulamaları" adlı kitabıyla Peter Drucker tarafından savunulan Amaçlara
Göre Yönetim, Georges Odiorne tarafından meşhur edilmiştir. Amaçlara Göre Yönetimi, şu şekilde
ifade etmiştir:
Amaçlara göre yönetim, yöneticiye işletmenin hedeflerini belirleme, bu hedeflere ulaşmasını
sağlayacak faaliyet planları hazırlama, bu faaliyetler arasında koordinasyon sağlama, faaliyetleri
denetleme ve elde edilen sonuçları değerlendirme sorumluluğunu veren bir yönetim biçimidir.
Amaçlara göre yönetim kavramı ilk defa 1954 yılında Peter Drucker tarafından kullanılmıştır.
Daha sonra George Odiorne ve John Humble tarafından bu kavram daha da geliştirilmiştir.
Peter Drucker’a göre
“işletmenin amacı satış yapmak değil, müşteri kazanmak ve müşterileri elde tutmaktır”.
Bundan elli sene önce, pazarlama sadece ürün özellikleri etrafında yapılırken Drucker, “İnsanlar
duygularıyla satın alır. ” demişti.
Peter Drucker’a göre, geçerli olan bir tek iş tanımı vardır: Müşteri yaratmak.İşin belirleyicisi
müşteridir. Bütün girişimlerde müşteri yaratmanın yolu şu iki temel fonksiyon ile gerçekleşir.
Bunlar; pazarlama ve inovasyondur.
“Her kuruluşun tek bir ana yetkinliğe ihtiyacı var: İnovasyon”
Drucker, inovasyonun CEO’nun görevi olması gerektiğini söylediğinde ve inovatif organizasyonların
işleyişinin nasıl olması gerektiğini tarif ettiğinde henüz bu konuları konuşan kimse
yoktu. İnovasyon konusunu ilk dile getirdiğinde inovasyon kitaplarının “best seller” olacağı 2000‘li
yıllara daha otuz yıl vardı.
Peter Drucker’a göre, geçerli olan bir tek iş tanımı vardır: Müşteri yaratmak. İşin belirleyicisi
müşteridir. Bütün girişimlerde müşteri yaratmanın yolu şu iki temel fonksiyon ile gerçekleşir.
Bunlar; pazarlama ve inovasyondur
Latince yeni bir şeyler yapmak anlamına gelen inovasyon (yenilik) kavramı, „innovare‟ kelimesinden
türemektedir. Drucker, inovasyonun amaçtan öte araç olduğuna dikkat çekmiştir.
Drucker yeniliği; “yeni kapasite ile kaynakların tahsis edilmesi sonucu, girişimcilik için spesifik bir
argüman olarak görülmektedir” şeklinde tanımlamıştır.
Mevcut işletmelerin yanı sıra yeni kurulan işletmelerin büyümesi ve ayakta kalabilmesi inovasyon
yapmaları ile mümkündür. Temel yönetim fonksiyonları ile birlikte inovatif ve yaratıcı düşünce ile
beslenen işletmelerin „girişimci işletme‟ olduğunu vurgulayan ve yöneticilerin girişimci düşünceleri
yani inovatif yaklaşımları ile yönetim becerilerini birleştirmelerinin önemli bir farklılık olduğunun
altını çizen Drucker, yönetimde ve süreçlerde ne kadar başarılı olunursa olunsun işletmelerin
inovasyonu kullanmadığı takdirde ayakta kalamayacağını belirtmektedir. Peter F. Drucker ise
girişimciliği; (1985) “Yeni mamul üretim kapasitesi ile mevcut kaynakların katılmasını içeren yenilik
hareketi.” olarak tanımlamıştır. Yani Drucker için girişimcilik, inovatif bir harekettir. “Yenilik
girişimciliğe özgü araçtır” diyen Drucker‟e göre yenilik, risktir. Fakat yenilikçi olmamak daha
büyük bir risktir.
İnovasyon kavramını Drucker (1985), girişimciliğin bir aracı ve refah oluşturmak için yeni bir
kapasite meydana getiren, kaynakları sağlayan eylemler dizisinin başarılı bir çıktısı olarak
tanımlamıştır.
6. Drucker inovasyonun CEO’nun görevi olması gerektiğini söylediğinde ve inovatif organizasyonların
işleyişinin nasıl olması gerektiğini tarif ettiğinde henüz bu konuları konuşan kimse
yoktu. İnovasyon konusunu ilk dile getirdiğinde inovasyon kitaplarının “best seller” olacağı 2000‘li
yıllara daha otuz yıl vardı.
Peter F. Drucker, inovasyonu girişimcilerin sahip olduğu özel bir araç olarak nitelendirir.
Girişimciler bu araç sayesinde farklı bir iş veya farklı bir hizmet için değişim fırsatını kullanırlar.
Girişimci olmayı öğrenen işletmeler ve toplumlar da zenginleşir. Drucker’a göre inovasyon, “bir
disiplin olarak sunulma, öğrenilme ve uygulanma özelliğine sahiptir.”
İş dünyasında “etkili” ve “etkin” arasındaki kafa karışıklığına değinen ilk düşünürlerden biriydi. Bu
ayrım, “doğru işleri yapmakla”, “işleri doğru yapmak” arasındaki farkı ortaya koyuyordu. “Aslında
hiç yapılmaması gereken işleri, büyük bir verimlilikle yapmak kadar boşa harcanan bir çaba
olamaz.” derken hiç etkisi olmayacak işleri fevkalade etkin yapmanın anlamsızlığını
anlatıyordu. Gerçekten de bugün hala birçok işletmenin yatırım yaptığı alanlar hep
“verimlilik”(yani etkinlik) üzerinedir. Hâlbuki asıl önemli olan etkili olacak alanlarını
belirleyebilmektir, çünkü sadece “verimli” olmanın tek başına bir rekabet avantajı sağlamayacağı,
asıl neyin etkili olacağını belirlemenin iş sonuçları getireceği açıktır. (İngilizcesi Effective=etkili;
Efficient=etkin/verimli)
Drucker’ın ‘etkin yönetici’ olma yönündeki en önemli tavsiyesi; ‘Kim olduğunuzu değiştirmeye
çalışmayın; böyle başarılı olamazsınız. Fakat kendi doğanıza uygun performans gösterebildiğiniz
durumu geliştirmek için çalışın ve çok sıkı çalışın’ olmuştur. Yönetim ile ilgili hiç detaya girmeden
en basit haliyle; ‘Ekonomik verimlilik için: İŞİNİ DOĞRU YAP’ ‘Etkinlik için: DOĞRU İŞİ YAP’
demiş ve şirketlere misyonu belirlerken 8 basit kelime olmasını, bir tişört ’ün ön yüzüne sığacak
kadar kısa, yalın olmasını tavsiye etmiştir.
Peter Drucker, stratejik yönetimin ana görevinin bir işin misyonunu baştan sona düşünmek ve
“Bizim işimiz nedir, ne olmalıdır?” sorularını sorarak, belirlenen amaçlar doğrultusunda, belirlenen
kararların yarınki sonuçları vermesini sağlamak olduğunu söylemiştir.
Drucker’a göre yönetim disiplinin temelini oluşturan “TEK” bakış açılı varsayımlar (tek boyutlu
yönetim, tek doğru organizasyon yapısı, tek yönetim tarzı) artık geçerli değildir. Yönetimle ilgili
artık yeni varsayımlar vardır. Bunlardan ilki yönetimin sadece kamuya veya özel sektöre ait
olmadığı, tüm kuruluşların en belirgin ve ayırt edici unsuru olmasıdır. İkincisi tek doğru
organizasyon yapısının olmadığı, göreve göre uygun organizasyon yapılarının varlığıdır. Yönetimle
ilgili yeni varsayımlardan sonuncusu ise, tek yönetim tarzının olmadığıdır. Drucker’a göre sosyal
sektör, bu açıdan vatandaşlara gönüllü çalışma bilincini aşılamakta, toplumsal sorumluluk
yüklemektedir. Gönüllülük ilkesi çevresinde örgütlenen kâr dışı organizasyonlar, demokratik
yönetişimin gerçekleştiği özerk yerlerdir.
Drucker’a göre yönetici olmanın en önemli 11 adımı
Kendini Yönetmek: Güçlü yönleri keşfetmek, nasıl verimli çalıştığını ve yüksek performans
gösterdiğini anlamak.
1.Güçlü yanların keşfi: Nasıl keşfederim, nasıl daha etkin kullanırım?
2.Nasıl performans gösterdiğini belirleme:
Öncelik belirleme ve zaman yönetimi ile etkin karar almanın 7 adımının uygulanması.
3.Yönetici ile iletişim: Üst yöneticileri ile ortak hedeflerin ve onlara nasıl ulaşılacağının
netleştirilmesi.
7. Ekibi Yönetmek
Etkin kontrol ve denetim yöntemlerini öğrenmek, yüksek performans gösteren, zamanını iyi
yöneten ve kararları hayata geçiren ekipler oluşturmak.
4. Yönetici merceğinden bakmak: Ekip hedeflerinin şirketin hedefleriyle paralel olmasını
sağlamak.
5. Kaynak yönetiminde etkinlik: Ekonomik verimlilik için etkinlik prensibini kaynak yönetiminde
kullanmayı öğrenmek.
6. Etkin iletişim kurmak: Astlarıyla ve üstleriyle, yatay çalışanlar ile etkin iletişim kurmak.
7. Kişilerle ilgili kararlar alma: ekip kurma, kariyer ve yetenek yönetimlerini gözden geçirirler.
8. Ekiplerinin performanslarını kontrol etmek Fırsatı yönetmek: İnovatif fırsat kaynaklarını ve
girişimciliğin temellerini anlamak.
9. Dış dünyaya bakabilmek: Sadece müşteri olanları değil, müşteri olmayanları da bilmek
10. Vazgeçmeyi bilmek: Ekonomik katkı sağlamayan her türlü aktiviteden planlı vazgeçmeyi
öğrenmek.
11. İnovasyonun yarattığı fırsatları keşfetmek.
8. KAYNAKLAR:
DRUCKER, Peter F. , ‘’21. Yüzyıl İçin Yönetim Tartışmaları’’ (Çev. BAHÇIVANGİL İrfan ve
GORBON Gülenay), 1. Basım, Epsilon Yayıncılık, İstanbul- 1999
DRUCKER Peter, ‘’Fırtınalı Dönemlerde Yönetim’’, (Çev: Bülent Toksöz), İnkılap Kitabevi, Yönetim
Dizisi, İstanbul- 1998)
DRUCKER Peter, ‘’Kapitalist Ötesi Toplum’’, (Çev: Belkıs Çorakçı), İnkılap Kitabevi, Yönetim
Dizisi, İstanbul- 1994
DRUCKER Peter F. , ‘’Gelecek İçin Yönetim’’, (Çev: Fikret Üçcan), Türkiye İş Bankası Kültür
Yayınları,1994
DRUCKER Peter F. , ‘’Yeni Gerçekler’’ , (Çev. Birtane Karanakçı), Türkiye İş Bankası Kültür
Yayınları, Ankara- 1991
PANK Çiğdem, ‘’21. Yüzyıl İçin Yönetim Tartışmaları (Kitap İnceleme)’’ Ekonomi ve Yönetim
Araştırmaları Dergisi, Cilt:3, Sayı:2, Aralık- 2014
ÖZALP SOYOCAK Sevinç, ‘’ Peter Ferdınand Drucker’ın Yönetsel Açıdan Değerlendirilmesi’’,
Sosyal Ve Beşeri Bilimler Dergisi, Cilt 3, No 2, 2011
AKSOY Temel, ‘’Drucker: Hiç Şirket Yönetmemiş Bir Yönetim Dehası’’,
http://www.temelaksoy.com/drucker-hic-sirket-yonetmemis-bir-yonetim-dehasi/
ALTUNTAŞ İsmail Hakkı, ‘’ Drucker’in Yönetsel Açıdan Değerlendirilmesi’’
http://ismailhakkialtuntas.com/2014/02/25/peter-ferdinand-druckerin-yonetsel-acidan-degerlendirilmesi/
İNCE Mehmet ve OKTAY Ercan, ‘’Bilginin Bir Stratejik Güç Olarak Önemi Ve Örgütlerde Bilgi
Yönetimi’’, Selçuk Üniversitesi Karaman İ.İ.B F. Dergisi, Sayı:10, Yıl:9, Haziran- 2006
Aykut Hamit TURAN ve Hüseyin SENKAYAS, ‘’İşletmeler İçin Bilgi Birikimi Yönetimi’’ Celal
Bayar Üniversitesi İ.İ.B.F. ,Yönetim Ve Ekonomi, Cilt:13 Sayı:1, 2006
YILMAZ Hüseyin, “İşletmelerde Bilgi Teknolojisi – Yönetici İlişkisi ve 21. Yüzyılda İşletme
Yöneticiliğinin Özellikleri” Standart Dergisi, Sayı: 468,
ÇİFTÇİ Münire, TOZLU Emine ve AKÇAY Abdülkadir,‘’Drucker Perspektifinde İnovasyonun
İşletmelerin Gelişimi Üzerine Etkisi: Girişimci İşletme’’, Süleyman Demirel Üniversitesi
Vizyoner Dergisi, C.5, S.10, 2014
KARAATA Selçuk (Editör), Yenilik – Yenileşim - İnovasyon Dünyasına Bir Yolculuk, EGİAD
Raporu,26 Kasım 2012
https://tr.wikipedia.org/wiki/Peter_F._Drucker
https://en.wikipedia.org/wiki/Peter_Drucker
https://yalinplatform.wordpress.com/2012/03/05/amaclara-gore-yonetim-mbo/
http://www.1bilen.com/malumatname/index.php?title=Ama%C3%A7lara_G%C3%B6re_Y%C3%B6netim
http://enm.blogcu.com/amaclara-gore-yonetim-agy/9077405
http://www.hrdergi.com/Upload/Data/File/Mayis2013/humangroup.pdf