İşveren ve İşveren Vekillerinin Cezai SorumluluğuİGY Zirve
23 Ekim 2014 Perşembe günü Ankara Congresium Angora Salonları'nda gerçekleşen 7. İGY-İş, Güvenlik Yaşam Zirvesi'nde Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku ABD Başkanı Prof. Dr. Levent Akın; İşveren ve İşveren Vekillerinin Cezai Sorumluluğu konulu sunum yaptı.
İşveren ve İşveren Vekillerinin Cezai SorumluluğuİGY Zirve
23 Ekim 2014 Perşembe günü Ankara Congresium Angora Salonları'nda gerçekleşen 7. İGY-İş, Güvenlik Yaşam Zirvesi'nde Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku ABD Başkanı Prof. Dr. Levent Akın; İşveren ve İşveren Vekillerinin Cezai Sorumluluğu konulu sunum yaptı.
Is akdi once_isci_tarafindan_hakli_sebeple_feshedilmesi_halinde_isverenin_isc...Can Hukuk Bürosu
Yurt Dışı İşçilik Alacağı - Yurt Dışı Çalışma - Yurt Dışında Çalışan İşçi Kıdem Tazminatı - Fazla Mesai Alacağı - Yıllık İzin Alacağı - Hafta Tatil Ücreti Alacağı
Is sozlesmesinde uygulanacak_hukukun_secimi_isci_aleyhine_daha_elverissiz_huk...Can Hukuk Bürosu
Yurt Dışı İşçilik Alacağı - Yurt Dışı Çalışma - Yurt Dışında Çalışan İşçi Kıdem Tazminatı - Fazla Mesai Alacağı - Yıllık İzin Alacağı - Hafta Tatil Ücreti Alacağı
İnsan Kaynakları üzerine Micro düzeyde MBA yapma imkanı sunan Istanbul Business School'dan Personel ve Özlük işleri üzerine detaylı ve bilgilendirici bir sunum.
http://www.ibsturkiye.com/sertifika-programlari/insan-kaynaklari-yonetimi-mikro-mba
Yurtdisinda calisan iscinin_mesai_cizelgelerinde_gunluk_mesai_8_saat_olarak_b...Can Hukuk Bürosu
Yurt Dışı İşçilik Alacağı - Yurt Dışı Çalışma - Yurt Dışında Çalışan İşçi Kıdem Tazminatı - Fazla Mesai Alacağı - Yıllık İzin Alacağı - Hafta Tatil Ücreti Alacağı
Kamu Zararının Genel Çerçevesi
Kamu Zararının Unsurları, Tespiti ve Muhasebe Kaydı
Kamu Zararının Tebliği, Takibi ve Tahsili
Kamu Zararı Uygulamasında Özel Durumlar
Muhasebeleştirme Örnekleri
Kamu Zararıyla İlgili Sayıştay-Yargıtay-Danıştay Nezdinde Yapılan Hukuki Tartışmalar
Kamu Zararı İçin Yönetim Bilgi Sistemi
Istinaf mahkemesi yurtdisi_iscilik_alacaklarinda_hangi_devlet_hukukunun_uygul...Can Hukuk Bürosu
Yurt Dışı İşçilik Alacağı - Yurt Dışı Çalışma - Yurt Dışında Çalışan İşçi Kıdem Tazminatı - Fazla Mesai Alacağı - Yıllık İzin Alacağı - Hafta Tatil Ücreti Alacağı
DAB Hukuk Bürosu, 13 Ocak 2016 tarihinde Lebib Yalkın ile işbirliği içerisinde gerçekleştirmiş olduğu “İş Sözleşmelerinin Feshi” seminerine gösterilen yoğun ilgi sebebiyle seminer notlarının genel bir özetini sunmaktadır. Bilindiği üzere, günümüz ekonomisinde gerek yeni iş fırsatlarının ortaya çıkması gerekse işverenlerin nitelikli çalışan arayışları dikkate alındığında uygulamada iş sözleşlemelerinin feshi konusu giderek önem kazanmaktadır. Dolayısıyla, DAB Hukuk Bürosu söz konusu seminerde iş sözleşmesinin feshinde izlenilmesi gereken usul, çalışana yapılması gereken fesih ödemeleri, çalışanın ve işverenin hakları, iş güvencesi hükümleri, toplu işten çıkarmalar, işyeri devri, iş sözleşmelerin devri (işçi devri) ve feshin sonuçları gibi konuları hem ilgili mevzuat hem de Yargıtay kararları kapsamında inceleyerek kısa bir özetini sunmaktadır. DAB Hukuk Bürosu, özellikle şirketler ve ticaret hukuku, iş hukuku, yabancıların Türkiye'de yerleşimi ve çalışma izinlerinin alınması, banka ve finans hukuku, fikri mülkiyet hukuku ve uyuşmazlıkların çözümü gibi birçok farklı konuda hukuki destek sağlamaktadır.
İletişime Bilgileri:
E-mail: info@dablawfirm.com
İnternet Sitesi: www.dablawfirm.com
İş Sözleşmesinin İşveren tarafından Haklı Nedenle FeshiYILDIR YILDIRIM
Çalışmada iş sözleşmesinin sona erme hallerinden işverenin haklı nedenle derhal sözleşmeyi fesih hakkı üzerinde durulmaktadır. İş Kanununun md.25 çerçevesinde haklı bir nedenin varlığı halinde işverenin iş ilişkisinin devamına katlanması ve iş ilişkisini devam ettirmesi beklenemez. Haklı neden, iş sözleşmesine devamının taraflar için katlanılamaz olduğu, objektif iyi niyet kuralları gereğince sözleşmeyi derhal sona erdirme hakkı veren hukuki bir olaydır. Söz konusu haklı nedenler sadece kanunda belirtilenler ile sınırlı olmayıp, bunlara benzer durumlarda da işverenin fesih hakkının doğacağı kabul edilmektedir.
Is akdi once_isci_tarafindan_hakli_sebeple_feshedilmesi_halinde_isverenin_isc...Can Hukuk Bürosu
Yurt Dışı İşçilik Alacağı - Yurt Dışı Çalışma - Yurt Dışında Çalışan İşçi Kıdem Tazminatı - Fazla Mesai Alacağı - Yıllık İzin Alacağı - Hafta Tatil Ücreti Alacağı
Is sozlesmesinde uygulanacak_hukukun_secimi_isci_aleyhine_daha_elverissiz_huk...Can Hukuk Bürosu
Yurt Dışı İşçilik Alacağı - Yurt Dışı Çalışma - Yurt Dışında Çalışan İşçi Kıdem Tazminatı - Fazla Mesai Alacağı - Yıllık İzin Alacağı - Hafta Tatil Ücreti Alacağı
İnsan Kaynakları üzerine Micro düzeyde MBA yapma imkanı sunan Istanbul Business School'dan Personel ve Özlük işleri üzerine detaylı ve bilgilendirici bir sunum.
http://www.ibsturkiye.com/sertifika-programlari/insan-kaynaklari-yonetimi-mikro-mba
Yurtdisinda calisan iscinin_mesai_cizelgelerinde_gunluk_mesai_8_saat_olarak_b...Can Hukuk Bürosu
Yurt Dışı İşçilik Alacağı - Yurt Dışı Çalışma - Yurt Dışında Çalışan İşçi Kıdem Tazminatı - Fazla Mesai Alacağı - Yıllık İzin Alacağı - Hafta Tatil Ücreti Alacağı
Kamu Zararının Genel Çerçevesi
Kamu Zararının Unsurları, Tespiti ve Muhasebe Kaydı
Kamu Zararının Tebliği, Takibi ve Tahsili
Kamu Zararı Uygulamasında Özel Durumlar
Muhasebeleştirme Örnekleri
Kamu Zararıyla İlgili Sayıştay-Yargıtay-Danıştay Nezdinde Yapılan Hukuki Tartışmalar
Kamu Zararı İçin Yönetim Bilgi Sistemi
Istinaf mahkemesi yurtdisi_iscilik_alacaklarinda_hangi_devlet_hukukunun_uygul...Can Hukuk Bürosu
Yurt Dışı İşçilik Alacağı - Yurt Dışı Çalışma - Yurt Dışında Çalışan İşçi Kıdem Tazminatı - Fazla Mesai Alacağı - Yıllık İzin Alacağı - Hafta Tatil Ücreti Alacağı
DAB Hukuk Bürosu, 13 Ocak 2016 tarihinde Lebib Yalkın ile işbirliği içerisinde gerçekleştirmiş olduğu “İş Sözleşmelerinin Feshi” seminerine gösterilen yoğun ilgi sebebiyle seminer notlarının genel bir özetini sunmaktadır. Bilindiği üzere, günümüz ekonomisinde gerek yeni iş fırsatlarının ortaya çıkması gerekse işverenlerin nitelikli çalışan arayışları dikkate alındığında uygulamada iş sözleşlemelerinin feshi konusu giderek önem kazanmaktadır. Dolayısıyla, DAB Hukuk Bürosu söz konusu seminerde iş sözleşmesinin feshinde izlenilmesi gereken usul, çalışana yapılması gereken fesih ödemeleri, çalışanın ve işverenin hakları, iş güvencesi hükümleri, toplu işten çıkarmalar, işyeri devri, iş sözleşmelerin devri (işçi devri) ve feshin sonuçları gibi konuları hem ilgili mevzuat hem de Yargıtay kararları kapsamında inceleyerek kısa bir özetini sunmaktadır. DAB Hukuk Bürosu, özellikle şirketler ve ticaret hukuku, iş hukuku, yabancıların Türkiye'de yerleşimi ve çalışma izinlerinin alınması, banka ve finans hukuku, fikri mülkiyet hukuku ve uyuşmazlıkların çözümü gibi birçok farklı konuda hukuki destek sağlamaktadır.
İletişime Bilgileri:
E-mail: info@dablawfirm.com
İnternet Sitesi: www.dablawfirm.com
İş Sözleşmesinin İşveren tarafından Haklı Nedenle FeshiYILDIR YILDIRIM
Çalışmada iş sözleşmesinin sona erme hallerinden işverenin haklı nedenle derhal sözleşmeyi fesih hakkı üzerinde durulmaktadır. İş Kanununun md.25 çerçevesinde haklı bir nedenin varlığı halinde işverenin iş ilişkisinin devamına katlanması ve iş ilişkisini devam ettirmesi beklenemez. Haklı neden, iş sözleşmesine devamının taraflar için katlanılamaz olduğu, objektif iyi niyet kuralları gereğince sözleşmeyi derhal sona erdirme hakkı veren hukuki bir olaydır. Söz konusu haklı nedenler sadece kanunda belirtilenler ile sınırlı olmayıp, bunlara benzer durumlarda da işverenin fesih hakkının doğacağı kabul edilmektedir.
Kamu 4 2-oguz karadeniz-borclar k ve eeck-081012Nazik Isik
eveksenli calisan kadinlarla ilgili 20012 kamu politikalari atolyesinde doc.dr.oguz karadeniz'in yaptigi borclar ve is kanunlarina iliskin sosyal guvenlik boyutunu da iceren sunum
Hekim hasta ilişkisinde geleneksel yapının çözülmesi ile birlikte, hastalar tarafından hekime yöneltilen tazminat davalarında belirgin bir artış gözlenmektedir. Hasta hekim ilişkisinden kaynaklanan bu tür tazminat davalarında hukuki ilişkinin niteliğinin belirlenmesi büyük önem taşımaktadır. Ancak söz konusu ilişkinin hukuki niteliği konusunda Yüksek Mahkeme kararları arasında bir tutarlılık bulunmamaktadır. Yine, bu konuda Yüksek Mahkemenin genel eğilimi ile baskın özel hukuk öğretisi arasında da çelişki bulunmaktadır. Nitekim Yüksek Mahkeme, özel sağlık kuruluşunda istihdam ilişkisi içinde çalışan hekimle hasta arasında, genel olarak sözleşme ilişkisi kurulduğunu kabul etmektedir. Buna karşın baskın özel hukuk öğretisinde bu münasebetin haksız fiil ilişkisi olduğu kabul edilmektedir. Yine bu hususta Yüksek Mahkeme görüşü de yekne-s ak değildir. Bu bakımdan söz konusu ilişkinin niteliğinin net olarak tanımlanmasına ve bundan sonra ortaya çıkacak hukuki uyuşmazlıkların çözümünde yol gösterecek tutarlı bir görüşün belirlenmesine ihtiyaç bulunmaktadır.
This document describes relocation services and product for expatriates, including permit application advising and support, coordinating power of attorney and obtaining required documents and translations, submitting and following up on permit applications, and concluding the process. It also outlines tax services such as tax and social security registrations and compliance, as well as income tax return preparation and filing. Contact information is provided at the end.
2. İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU
İşveren Uygulama Tebliğinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Tebliğ
Aylık prim ve hizmet belgelerinin düzenlenip verilmesi, primlerin ve sosyal güvenlik destek priminin
ödenmesi, prime esas kazancın tespiti gibi işveren yükümlülüklerine ilişkin uygulama esaslarını
düzenleyen SGK İşveren Uygulama Tebliği 07.01.2022 tarih ve 31712 sayılı Resmi Gazete ile yürürlükten
kaldırılmıştır. Artık işveren uygulama tebliğindeki hükümler Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğine
taşındığından, işveren yükümlülüklerine ilişkin uygulamalar Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde
belirtilen hükümlere göre yürütülecektir.
4857 Sayılı İş Kanununda Düzenlenen İdari Para Cezalarının Karşılaştırmalı
Olarak 2021- 2022 Yılı Tutarlarını Gösterir Tablo Aşağıdaki Gibidir
3.
4.
5.
6.
7.
8. İşe İade Davalarında Makul Sürede Yargılanma Hakkı ile İlgili Anayasa Mahkemesi
Kararı
İşe iade davasında yerel mahkemenin feshin geçersizliği ve işe iade yönündeki kısa kararının
açıklanmasından 1 yıl 2 ay 10 gün sonra hazırlanan gerekçeli karar sebebiyle makul sürede yargılanma
faaliyetinin gerçekleşmemesine bağlı olarak adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ve her bir başvurucu
için manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
5510 Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu‘na Göre Uygulanacak
İdari Para Cezalarının Karşılaştırmalı Olarak 2021-2022 Yılı Tutarlarını Gösterir
Tablo
9.
10.
11.
12.
13. İşveren Tarafından Talep Edilen PCR Testinin Maliyeti Çalışanlara Yansıtılamaz
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından
yazılı görüş istemiş olup, Bakanlık İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü 19.01.2022 tarihli görüş
yazısında; mevzuat hükümleri çerçevesinde iş sağlığı ve güvenliği kurulu kararıyla işveren gerektiğinde
çalışanlardan PCR testi talep edilebilir ve bu durumdan kaynaklanan maliyet çalışanlara yansıtılamayacağı
belirtilmiştir.
14. Korumalı İşyerleri Hakkında Yönetmelik Resmi Gazete’de Yayımlandı
Bugünkü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ilgili Yönetmelik; iş gücü piyasasına
kazandırılmaları güç olan zihinsel ve ruhsal engelli bireylere istihdam oluşturmak amacıyla gerçek ve
tüzel kişilerce açılan ve açılacak olan işyerlerini kapsamına alarak; korumalı işyeri statüsünün kazanılması,
korumalı işyerlerinin işleyişi ve denetlenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla
hazırlanmıştır.
Korumalı işyerlerini; “İş gücü piyasasına kazandırılmaları güç olan zihinsel veya ruhsal engelli bireylere
istihdam oluşturmak amacıyla Devlet tarafından teknik ve mali yönden desteklenen ve çalışma ortamı
özel olarak düzenlenen işyeri” olarak tanımlayan ilgili Yönetmelikte, belirtilen nitelikleri haiz engelli en az
beş bireyin çalıştığı veya çalışacağı işyerinin işvereninin, korumalı işyeri statüsünün kazanılması için Aile
ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne başvuruda bulunacağı düzenlenmekle; yine korumalı işyerlerinde
çalıştırılacak personelin taşıması gerekli nitelikler, ilgili işyerleri için gerekli fiziki koşullar ve donanım ve
ilgili işyerlerinde gerçekleştirilecek denetimlere ilişkin düzenlemelere de yer verilmiştir.
15. ÖZEL HUKUK
Yargıtay’dan Anlaşmalı Boşanma Kararı
Karara göre;
“Taraf vekillerinin de imzasının bulunduğu Anlaşmalı boşanma protokolü imzalanmış olsa da aile
mahkemesi hakimi davalı ve davacı asillerin iradesini huzurda dinlemeden beyanlarını almadan karar
veremez, vermesi halinde bu bir bozma sebebidir”
"Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Elektronik Ticarete İmkân Sağlayan Aracı Hizmet
Sağlayıcıya, Satış Sözleşmesine Aykırı Davranıldığı İddiasıyla
Başvurulamayacağına Karar Verdi
Yargıtay somut olayda, internet ağı üzerinden elektronik ticarete imkan sağlayan şirketin aracı hizmet
sağlayıcısı konumunda olduğu ve taraflar arasında mesafeli satış sözleşmesi ön bilgilendirme formuna
göre satıcı tarafın üçüncü bir işletme olduğu, bu durumda aracı hizmet sağlayıcının hizmet sunduğu
elektronik ortamı kullanan gerçek ve tüzel kişiler tarafından sağlanan içeriği kontrol etmek, bu içerik ve
içeriğe konu mal veya hizmetle ilgili hukuka aykırı bir faaliyetin ya da durumun söz konusu olmadığını
araştırmakla yükümlü olmadığını; 6563 s. Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 9.
maddesi ve yine Elektronik Ticarette Hizmet Sağlayıcı ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında
Yönetmeliğin 6. maddesine göre aracı hizmet sağlayıcı olan şirketin, satılan malın ayıplı olmasından
kaynaklı sorumluluğunun bulunmadığına karar vermiştir."
16. Anayasa Mahkemesi'nin Tıbbi İhmal Sonucu Zararlar ile İlgili Kararı
Olayda başvurucu, ayak aşil tendonunun kopması sebebiyle hastaneye başvurması üzerine kendisine
yapılan ameliyatın ardından yara yerinde MRSA virüsü (hastane enfeksiyonu) gözlemlendiği, bunun da
Hastane Baştabipliği tarafından düzenlenen konsültasyon raporu ile ortaya konduğunu ifade etmiştir.
Bunun üzerine başvurucu; kendisine verilen sağlık hizmetinde gerekli dikkat ve özenin gösterilmemesi
sebebiyle uğradığı maddi ve manevi zararların tazmini istemiyle idari yargıya başvurmuş, mahkemece
hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu (ATK) raporu gerekçe gösterilerek, somut olayda idareye kusur
atfedilebilmesinin mümkün olmadığı belirtilmiş ve davanın reddine karar verilmiştir. Başvurucunun
iddiaları; hastanenin gerekli hijyen koşullarını taşımadığı sebebiyle kendisine virüs bulaştığı, hastalıkla
mücadele ederken hastalığın ciddiyeti konusunda aydınlatılmadığı, yaşanan olaylar sebebiyle maddi ve
manevi zararlar gördüğü ve bu durumun idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı, maddi ve manevi
varlığını koruma hakkının ihlal edildiği noktasında toplanmaktadır.
Anayasa Mahkemesi yapmış olduğu değerlendirmede; maddi ve manevi varlığı koruma hakkı kapsamında
hukuki sorumluluğu ortaya koymak için adli ve idari yargıda açılacak tazminat davalarında makul
derecede dikkatli ve özenli inceleme şartının yerine getirilmesi gerektiğini, zira derece mahkemeleri
tarafından bu konuda gösterilecek hassasiyetin, yürürlükteki yargı sisteminin daha sonra ortaya
çıkabilecek benzer hak ihlallerinin önlenmesinde sahip olduğu önemli rolün zarar görmesine engel
olacağını ifade ettikten sonra; başvurucunun hastane enfeksiyonundan kaynaklanan nedenlerle zarar
gördüğüne ilişkin temel bir iddiası bulunmasına rağmen her ne kadar ATK raporunda, “ameliyat
sonrasında ortaya çıkan yara yeri enfeksiyonunun bu tür ameliyatlardan sonra ortaya çıkabilen, herhangi
bir tıbbi kusur ya da ihmalden kaynaklanmayan bir durum olduğu” denilmiş olsa da, Hastane
Baştabipliğince düzenlenen konsültasyon raporunda hastane enfeksiyonunun varlığına ilişkin tespiti
bulunduğu dikkate alındığında Hastane Baştabipliğinin bu enfeksiyonu önleme yükümlülüğünün olup
olmadığının da irdelenmesi gerektiği, neticede hastane enfeksiyonundan dolayı beden sağlığının olumsuz
etkilendiğine ilişkin iddianın araştırılmaması, bu yönüyle ilgili ve yeterli gerekçelerin ortaya konulmaması
nedeniyle başvurucunun maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı bakımından kamu
makamlarının pozitif yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle kişinin maddi ve manevi varlığını
koruma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
17. GAYRİMENKUL
Anayasa Mahkemesi; Belediyenin Hukuki El Atma Dolayısıyla Verilen Mahkeme
Kararı Sonucu Paydaşı Olduğu Taşınmazda Ön Alım Hakkını Kullanması
Nedeniyle Başvurucunun Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine Karar Verdi
Başvuruya konu olayın arka planında, söz konusu taşınmazın hissedarlarından biri, belediyenin taşınmaza
kamulaştırmasız el attığından bahisle dava açmış, mahkeme de Belediyenin taşınmaza kamulaştırmasız el
attığını tespit ederek, davacı lehine tazminata hükmetmiş ayrıca ilgili taşınmaz hissesinin belediye adına
tesciline karar vermiştir. Daha sonra somut olaydaki başvurucuların, taşınmazın bir kısım hissesini satın
almaları üzerine Belediye, taşınmazın hissedarı olduğu, dolayısıyla da taşınmaza ilişkin satışlarda ön alım
hakkı sahibi olduğu gerekçesiyle taşınmazın Belediye adına tescilini talep etmiştir. Başvurucuların
iddiaları, taşınmazın kamulaştırılması yerine ön alım hükümlerine göre ve gerçek satış bedeli olmayan
tapudaki satış bedeli üzerinden Belediye adına tesciline hükmedilmesinin mülkiyet hakkını ihlal ettiği
noktasında toplanmaktadır.
Anayasa Mahkemesi yapmış olduğu değerlendirmede; mülkiyet hakkının sınırsız bir hak olarak
düzenlenmediğini, bu hakkın kamu yararı amacıyla ve kanunla sınırlanabileceğini, mülkiyet hakkına
müdahalede bulunurken temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin temel ilkelerin öngörüldüğü
Anayasa’nın 13. maddesinin dikkate alınması gerektiği vurgulanmıştır. Bu kapsamda Anayasa Mahkemesi,
Kanunilik ve Meşru Amaç bakımından hukuka aykırılık tespit etmezken, ölçülülük ilkesi bakımından yaptığı
değerlendirmede, Belediyenin mahkeme kararına dayalı olarak taşınmaza hissedar olduğunu,
başvurucuların taşınmazı satın aldığı tarihte Belediyenin tapu sicilinde hissedar olarak kayıtlı olmadığı ve
ön alım hakkının imar planı değişikliğiyle kullanılabilir hale geldiği hususları gözetildiğinde somut olayda
Belediyenin ön alım hakkını kullanması suretiyle başvurucuların tapularının iptal edilmesinin orantılı
olmadığını, bu koşullarda başvurucuların tapusunun iptal edilmesinin kamu yararı ile bireysel yarar
arasındaki dengeyi başvurucular aleyhine bozduğu ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
19. Anayasa Mahkemesi, Habere Erişimin Engellenmesini
“İhlal” Olarak Değerlendirdi
Başvurucular, ulusal ölçekte yayın yapan bir gazetenin internet sitesi ile bazı internet haber sitelerinde yer
alan 129 habere ilişkin mahkemelerce verilen erişimin engellenmesi kararlarına itiraz etmiştir. İtirazları ilgili
derece mahkemelerince reddedilen başvurucular Anayasa Mahkemesine ayrı ayrı bireysel başvuruda
bulunmuş olup, Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa’nın 26. ve 28. Maddelerinde güvence altına
alınan ifade ve basın özgürlükleri hakkının ihlal edildiğinin yanında aynı zamanda Anayasa’nın 40.
Maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine, 5651 sayılı kanun ile düzenlenen
Erişim Engelleme kararlar ve bu kararlara karşı yapılan itiraz yolluna ilişkin ve itirazın incelenmesinden
yapısal sorun bulunduğu ve bu doğrultuda pilot karar usulünün uygulanmasına ve Anayasa Mahkemesine
benzer konularda yapılan başvuruların mezkur kararın Resim Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren 1 yıl
süreyle incelenmesinin Ertelenmesine ve söz konusu kanundan kaynaklı yapısal sorunun yeniden
düzenlenmesi için kararın aynı zamanda Adalet Bakanlığına gönderilmesine karar vermiştir.
Şirketlere Uzaktan Kimlik Tespiti ve Elektronik Sözleşme İmkanı
Yönetmelikte, 7.500 TL tutarını aşmayan işlemlerde müşteri temsilcisinin yapacağı işlemleri yapay zeka
temelli yöntemler ile yapılabilmesi için esasları belirlemeye BDDK yetkili kılınmıştır. Banka dışı mali
kuruluşlara da uzaktan müşteri edinimi imkanı sağlayan bu süreçte uygulayabilecekleri uzaktan kimlik
tespiti yöntemlerine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.
Ayrıca müşteri kimliğinin tespitine müteakip sunulacak hizmetlere yönelik bilişim veya elektronik
haberleşme cihazı üzerinden yazılı şeklin yerine geçecek şekilde kurulması ve mesafeli sözleşme ilişkisinin
kurulmasına yönelik ilkelere yer verilmiştir.
20. Araç Kiralama Sektöründeki “Kara Liste” Uygulamaları Hakkında
Kişisel Verileri Koruma Kurumu İlke Kararı
Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun 20.01.2022 tarihli ilke kararı Resmi Gazete ’de yayımlandı. Kurul
tarafından, araç kiralama sektöründe kullanılan “kara liste” uygulamasının KVKK’na aykırılık içerdiği tespit
edilmiştir. Kiralama işleminin gerçekleşmesinin ardından yaşanmış veya yaşanabilecek olan olumsuz
durumlarla ilgili tespitler ve notlar içeren uygulamanın, şirketler tarafından ortak olarak kullanıldığı ve bu
sebeple herhangi bir firmayla anlaşan kişinin bilgilerinin rızası dışında sektördeki firmalara aktarıldığı
belirtilmiştir. Bu durumun Kanun’un 4. Maddesinde belirtilen, kişisel verilerin işlenmesindeki:
• Hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olma
• Belirli, açık ve meşru amaçlar için işlenme ve
• İşlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olma
İlkelerine aykırı olduğuna karar veren Kurul, araç kiralama şirketleri ile yazılım şirketlerinin “ortak veri
sorumlusu” olarak değerlendirileceklerini ifade etmiştir. “Ortak veri sorumlusu” kavramı GDPR’de yer
almasına karşın mevzuatımızda bu kavrama ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. Kurul kararı bu
bakımdan önem arz etmektedir.
Bu açıklamalar doğrultusunda Kurul; Kanun’un 12. Maddesinde düzenlenen teknik ve idari tedbirlerin veri
sorumlularınca alınması gerektiğini belirtmiş, “kara liste” uygulamasına başvuran veri sorumluları hakkında
Kanun’un 18. Maddesi kapsamında gerekli işlemleri gerçekleştireceğini kamuoyuna duyurmuştur.
21. ALACAK TAHSİLİ
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin İcra Takibi Kararı
Yargıtay somut olayda; davacı tarafından kendisine yönelik başlatılmış herhangi bir icra takibi
bulunmaksızın, icra baskısı altında haricen davalıya yaptığı ödeme sebebiyle; borçlu olunmadığı halde
ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi amacıyla başlattığı icra takibine davalı
tarafça itiraz edilmesi üzere açılan itirazın iptali davasının, yerel mahkemece istirdat davası olarak
nitelendirilerek dava açma süresinin dolduğundan bahisle reddini hukuka aykırı bulmuştur.
Yüksek mahkeme; davacının isteminin İİK m. 72 kapsamında istirdat değil, sebebi ortadan kalkan bir
ödemenin iadesi yönünde sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemi olup, 2 ve 10 yıllık zamanaşımına
tabi olduğunu, talep yönünden hak düşürücü bir sürenin yasada öngörülmediğini, mahkemece sebepsiz
zenginleşme hukuki nitelendirmesine göre inceleme yapılıp karar verilmesi gerekirken yanılgılı
değerlendirme ile davanın istirdat davası olarak nitelendirilmesi sebebiyle bozma kararı verildiği ifade
edilmiştir.
22. KAMU HUKUKU
Anayasa Mahkemesi’nin Yaşam Hakkının İhlaline İlişkin Kararı
Başvuru, bir yolcu treninin raydan çıkıp birçok kişinin ölümü ile pek çok kişinin yaralanmasına sebep
olmasına istinaden bazı kamu görevlileri hakkında yürütülen ceza yargılamasının etkisizliğini nedeniyle
yaşam hakkının ihlaline ilişkin olup, Anayasa Mahkemesi bu yönde Yargıtay kararlarını da emsal
göstererek Anayasa’nın 17. Maddesi uyarınca yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar verildi.
Danıştay Dava Daireleri Arasında İş Bölümü Değişiklerinin
Yapılmasına Karar Verildi
Danıştay Başkanlık Kurulunun K:2020/62 sayılı kararıyla Üçüncü Dairenin görevlerine ilişkin bölümü; Gelir,
kurumlar ve katma değer vergisi (ithalde alınan katma değer vergileri hariç) ile ilgili olarak, Gaziantep
Bölge İdare Mahkemesinin vergi dava dairelerince verilen kararlara, İstanbul Anadolu Yakası vergi
dairelerinin taraf olduğu davaları çözümleyen vergi mahkemeleri ile Bursa, Edirne, Kocaeli, Sakarya,
Tekirdağ vergi mahkemelerince verilen kararların istinaf yoluyla incelemesini yapan İstanbul Bölge İdare
Mahkemesinin vergi dava dairelerince verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvurularını çözümler.
Danıştay Dördüncü Dairenin görevlerine ilişkin bölümü; Gelir, kurumlar ve katma değer vergisi (ithalde
alınan katma değer vergileri hariç) ile ilgili olarak, Ankara Bölge İdare Mahkemesi vergi dava dairelerince
ve İstanbul Avrupa Yakası vergi dairelerinin taraf olduğu davaları çözümleyen vergi mahkemelerince
verilen kararların istinaf yoluyla incelemesini yapan İstanbul Bölge İdare Mahkemesinin vergi dava
dairelerince verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvurularını çözümler.
23. E-Devlet’e, Vatandaşların Haberi Dahi Olmadan Herhangi Bir Şirkette Ortak veya
Yetkili Olmasını Engelleyen Bir Özellik Geldi
Farkında dahi olmadan herhangi bir şirket veya işletmede ortak veya yetkili olma durumu, vatandaşların
sıklıkla karşılaştığı ve mağdur edildikleri bir mesele haline gelmekteydi. Söz konusu durumun önüne
geçebilmek amacıyla getirilen yeni özellikle birlikte kişiler, e-Devlet kapısı üzerinden kimlik numaraları
üzerine kısıt koyarak şirket veya işletmede yetkili veya ortak olarak eklenmesini engelleyebileceklerdir.
Ticaret sicili müdürlüklerine başvuru yapılarak kimlik numaraları herhangi bir şirket ortaklığı ya da
yetkililik için kısıtlayabilmekteydi, ancak bu sistem pek bilinmemekteydi. E-Devlet’e getirilen bu yeni
özellikle ise, ilgili kısıtlama çok daha ulaşılabilir bir hale geldi.
E-Devlet kapısı üzerinden T.C. kimlik numarasının kısıtlanması için şu adımların izlenmesi gerekmektedir:
• E-Devlet sistemine giriş
• “Kurumlar” menüsünden Ticaret Bakanlığı seçimi
• “Ortak / Yetkili Olunmasına Yönelik Kısıtlama İşlemleri (MERSİS)” seçeneği
• “Yeni Başvuru” seçeneği
• Bilgileri doldurma ve onay
24. Kolluk Görevlilerinin Müdahalesi Neticesinde Yaralanmalar
Anayasa Mahkemesinin ilgili başvurusu, toplumsal bir olaya kolluk görevlilerinin müdahalesi neticesinde
yaralanma meydana gelmesiyle ilgili şikayetin etkili soruşturulamaması nedeniyle kötü muamele
yasağının ihlal edildiğine ilişkindir.
Anayasa Mahkemesi değerlendirmesinde; herkesin maddi, manevi varlığının ve insan onurunun Anayasa
tarafından koruma altına alındığını, dolayısıyla da hiçkimsenin işkence yasağının ihlaline sebebiyet
veremeyeceğini vurgulanmıştır.
Sonuç olarak kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar
vermiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin Güvenlik Güçlerinin Silahlı Güç Kullanmaları Sonucu
Yaşam Hakkının İhlaline Dair Kararı Resmi Gazetede Yayımlandı
Başvuru, güvenlik güçlerinin silahlı güç kullanmaları sonucu meydana gelen ölüm ve yaralanma ile bu olay
hakkında ceza yargılanmasının etkisizliği nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
Başvurucular, güvenlik güçlerinin ihbarda bulunmadan hedef göstererek ateş ettiğini ve ateşli silah
kullanılmasını gerektiren herhangi bir durum bulunmadığını, ayrıca soruşturma ekibinin olay yerine derhal
gitmediğini, soruşturmanın da usulüne uygun yürütülmediğini iddia etmiştir.
Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi yaşam hakkının maddi ve usuli boyutunun ihlalinin kabul edilebilir
olduğuna karar vermiştir.
25. Anayasa Mahkemesi’nin Adli Kontrol Talebinin Değerlendirilmemesi Nedeniyle
Adil Yargılanma Hakkının İhlaline ve Dair Kararı Resmi Gazetede Yayımlandı
Başvuru, adli kontrol tedbirine dayalı tazminat talebinin değerlendirilmemesi nedeniyle adil yargılanma
hakkının ve seyahat hürriyetinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
Başvurucu, gözaltında bir gün kalması neticesiyle tazminata hükmedilmişken adli kontrol altında kaldığı
sürece ilişkin olarak tazminat verilmemesi nedeniyle eşitlik ilkesi ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
Adil yargılanma hakkının ve seyahat hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik
nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi Uzun Süren Yargılama Sebebiyle Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine Karar Verdi
Somut olayda başvurucuların tam yargı davasının uzun sürdüğünü belirterek Anayasa’nın 36. maddesinin
ihlal edildiği şeklindeki iddiaları üzerine AYM, medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli
olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın
süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususların dikkate alınacağını ifade etmiş,
11.11.2005 yılında açılan davanın ancak 6.2.2019 tarihinde kesinleştiği gözetildiğinde, anılan ilkeler ve
benzer olaylarda verilen kararlar uyarınca 13 yılı aşan yargılamanın makul sürede tamamlanmadığı
sonucuna ulaşmış ve makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine kanaat getirmiştir.
26. TİCARİ UYUŞMAZLIKLARIN ÇÖZÜMÜ
2022 Temerrüt Faiz Oranı ve Alacağın Tahsili Masrafları
Asgari Giderim Tutarı Belirlendi
Türk Ticaret Kanunu’nun 1530. Maddesinin 7. Fıkrası uyarınca mal ve hizmet tedarikine yönelik alıcıya
yapılacak geç ödemelerde temerrüt faiz oranının sözleşmede öngörülmediği veyahut ilgili hükümlerin
geçersiz olduğu durumlarda uygulanacak yıllık faiz %17,25 TL olarak belirlenmiştir. Alacağın tahsili için ise
talep edilebilecek asgari giderim tutarı 01.01.2022 tarihinden itibaren 555,00 TL olarak belirlenmiştir.
2022 Reeskont ve Avans İşlemlerinde Uygulanacak Faiz Oranları Belirlendi
Vadesine en çok 3 ay kalan senetler karşılığında yapılacak reeskont işlemlerinde uygulanacak iskonto faiz
oranı yıllık %14,75 olarak belirlenmiştir, bununla birlikte avans işlemlerinde uygulanacak faiz oranı ise yıllık
%15,75 olarak tespit edilmek suretiyle 31.12.2021 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi Yıllık Değişim Oranını
İlgilendiren Değişiklik Resmi Gazete’de Yayımlandı
2022/1 Tebliğ numaralı, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi Yıllık Değişim Oranını İlgilendiren Değişikliğin 1.
Maddesinde bahsedildiği üzere: Bu Tebliğin amacı, 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nda
belirtilen eşik değerlerin ve parasal limitlerin, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan 2021 yılı
Aralık ayı Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık değişim oranında (%79,89) arttırılarak
güncellenmesidir.
27. GÖÇMENLİK
Türk Vatandaşlığına Kabul Şartlarında Yapılan Değişiklik Resmi Gazete'de
Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzası ile yayımlanan,
'Türk Vatandaşlığı Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'e
göre; yabancı uyruklu kişilerin Türk vatandaşlığına kabulündeki şartlarda değişikliğe gidildi.
1- Yönetmelik değişikliği ile vatandaşlık kazanma başvurularıyla ilgili süreci takip etmek amacıyla İçişleri
Bakanlığı bünyesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı,
Hazine ve Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji temsilcilerinden oluşan bir komisyon kurulabilecek.
2- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Hazine ve
Maliye Bakanlığı ve Sermaye Piyasası Kurulunca belirtilen döviz tutarları işlem öncesinde Türkiye'de
faaliyet gösteren bir bankaya ve bu bankaca da Merkez Bankası'na satılacak. Satım sonucu Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurumunca elde edilen Türk Lirası tutarlar Türk Lirası mevduatta, Hazine ve
Maliye Bakanlığınca elde edilen Türk Lirası tutarlar Türk Lirası cinsinden devlet borçlanma araçlarında 3
yıl süreyle tutulacak. Konuya ilişkin uygulama ve esasları Merkez Bankası belirleyecek.
Türk Vatandaşlığı Kanunun Uygulamasına İlişkin Yönetmelikte
Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
Türk Vatandaşlığı Kanunun Uygulamasına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”
uyarınca yönetmeliğin 20. Maddesinin ikinci fıkrasının (a), (b), (c), (ç), (d) ve (e) bentleri ile yedinci fıkrası
değiştirilmiş ve eski yönetmelik uyarınca Türk Vatandaşı olmak için belirlenen Amerikan Doları veya
karşılığı Döviz Kuru ya da karşılığı Türk lirası ibaresi Amerikan Doları veya karşılığı döviz kuru olarak
değiştirilmiştir, buna ek olarak aynı maddesin 8. fıkradan sonra 9 ve 10. fıkra eklenmiştir. Türk Vatandaşlığı
Kanunun Uygulamasına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 10. Fıkrası, (b), (ç),
(d) ve (e) bentlerinde belirtilen döviz tutarları işlem öncesinde Türkiye’de faaliyet gösteren bir bankaya
ve bu bankaca da Merkez Bankasına satılır. Satım sonucu; ikinci fıkranın (ç) bendi gereğince elde edilen
Türk Lirası tutarlar Türk Lirası cinsinden mevduatta, ikinci fıkranın (d) bendi gereğince elde edilen Türk
Lirası tutarlar Türk lirası cinsinden Devlet borçlanma araçlarında, üç yıl süre ile tutulur.
28. +90 850 333 86 60
+90 212 215 25 84
info@mgc.com.tr
mgc.com.tr
MGC LEGAL
Büyükdere Cad. No:127 Astoria B Kule
Kat 5 Şişli – İstanbul, TÜRKİYE
İletişim