SlideShare a Scribd company logo
1 of 52
Hayatı Temellendirmek
Bugün insanların en büyük sorunlarından biri, belki de bütün sorunların temelinde olan bir sorun; amaçsızlık ya da bir başka deyişle gayesizliktir.
Hepimiz okuyoruz ve görüyoruz. Çevremizdeki insanların çoğu nereye gittiklerini ve niçin dünyada bulunduklarını düşünmeden yaşıyor.
Bir akıntıya kapılmışlar ve bu akıntı onları nereye götürüyorsa, oraya doğru gidiyorlar.
Hatta Susanna Tamaro adlı bir İtalyan yazar, bir kitabında diyor ki, “Bu nesil insan olamaz. Sanki mutasyona uğramış başka bir canlı!” Ama maalesef durum böyle.
Bir komşumuz var, dostumuz. Dedi ki; “Oğlum Yusuf balkona çıktı bir gün. Elinde lazerli bir kalem.
Aşağıda gördüğü bir kediye tuttu. Hatta kediyle oynamaya başladı.
Lazeri duvara tuttu. Kedi duvara bakıyor, sonra ışığı yakalamaya çalışıyordu…
Işığı kaçırıyor, kedi de onun üzerine peşinden atlıyordu…
Velhasıl oğlum neredeyse kediyi deli etti. Kedi şaşkına döndü. Yani ordan oraya, ordan oraya. Işık ne tarafa gidiyorsa onu yakalamaya çalışıyordu…
Halbuki oradan bir insan geçse ne yapar?
Hemen ışığın üzerine yakalayacağım diye atlamaz. Şöyle başını kaldırır ve “Bu ışığı kim tutuyor böyle? Niçin tutuyor? Maksadı nedir?” diye düşünür…
İşte insanın farkı budur. Ama şimdi insanlar o kedi misali gökte Allah’ın Lazeri altında -Güneşi Allah’ın Lazeri gibi düşünelim- koşturup duruyoruz…
Bulunduğumuz şartlarda çoğunlukla işte, “şu yaşa geldiğinde şu okula gidilecek, şu yaşa geldiğinde şu sınava girilecek, şu yaşa gelinince bu yapılacak” gibi bir takım şartların mahkumu olmuşuz.
İnsanların oluşturduğu sanal dünyada suni bir takım şeyler yapıyoruz.
Ama “Bu dünya niçin kurulmuş? Bu gök kubbenin altında biz ne arıyoruz? Yıldız dolu gökler bize ne anlatıyor? Nereden gelip nereye gidiyoruz?” diye düşünen çok az...
Şimdi de bazı insanlar bir şeyler yuvarlıyorlar. Diğer insanlar da, o yuvarlanan şeylerin peşinde koşuyorlar.
Niçin yaşadıklarını düşünmeden… Niçin var olduklarını düşünmeden… İşte temel problem budur: Amaçsızlık!
İnsan varlık gayesini, yaratılış amacını çözmelidir. Bu çerçevede her şeyi yerli yerine koymaya çalışmalıdır. Yoksa diğer yaptıklarının bir anlamı olmaz.
Bir düşünür der ki, “Bir gömleğin düğmesini yanlış ilikleyen hiç birisini doğru ilikleyemez.”
Gerçekten öyle. Bazen oluyor… Aceleyle yanlış iliğe takıyoruz düğmeyi… Bir bakıyoruz gömleğin uçları denk çıkmamış!
Ne yapacağız şimdi? Hepsini tek tek açacağız, yeniden doğru ilikleyeceğiz.
Şimdi “İki yakamız bir araya gelmiyor” diye şikayet ediyor çoğu insan… Niye iki yakamız bir araya gelmiyor? Çünkü ilk düğmeyi yanlış iliklemişiz.
Hayat gömleğinin ilk düğmesi nedir? İşte, çevremizdeki insanlara, gençlere yardımcı olurken başlayacağımız nokta da burasıdır.
Hayat gömleğinin ilk düğmesi, hayatın gayesini anlamaktır.
İnsan için hayatta iki önemli gün vardır: Biri doğduğu gün. İkincisi; niçin doğduğunu anladığı gün. Niçin doğduğunu anladığı gün asıl insanca hayat o zaman başlıyor.
Hz. İsa (a.s.), “İkinci kez doğmayan gerçekten yaşamış sayılmaz ve melekut î  semaya yükselemez.” der.
Eğer insan niçin doğduğunu öğrenmezse insan olamaz. Suzanna Tamaro haklıdır. Nereye gittiğini bilmeden, ne olacağını bilmeden, 3 n’li sorular ki, “nereden, nereye, niçin”lere  çözüm bulmadan insan, insan olamaz.
Yaşar ama insanca bir hayat denemez buna. Sonunda  bir sanatçının şarkısında dediği gibi “Sormayın yaşımı, yaşamadım ki!” der…
Çünkü ikinci defa yeniden doğmazsa insan, birinci defa doğduğuna da kısa zamanda pişman olur. Pişman olanları görüyoruz: “Doğduğum güne lanet olsun!” diyen ne kadar insan var. Hem çoğu da genç yaşında…
İlk başta “İyi ki doğdun!” tezahüratlarıyla, doğum günlerini kutlayan insanlar, yaş ilerledikçe sesleri kısılıyor, kutlamalar bitiyor.
Çünkü çok kısa zamanda hayat onları bıktırıyor, bezdiriyor, silindirle ezer gibi eziyor. Çünkü dar bir çerçevede kalıyor.
“ Sorgulanmayan hayat, yaşanmaya değmez” diyor Sokrat. Evet insan sorgulayıp hayat anlamını arayıp bulacak ve ondan sonra o çerçevede kendisine bir hayat kuracak. Buna hayatı temellendirme de deriz.
İnsan olmak bir binayı inşa etmek gibidir. Önce bunu temellendirmek gerekir.
Belirttiğimiz gibi o üç soru; “nereden, nereye, niçin” ile sorularımıza cevaplar bularak hayatımıza bir anlam çerçevesi çizip hayatımızı o çerçeve içinde inşa etmeye çalışacağız.
Şimdi iki katlı bir bina düşünüyorsanız, size iki metre temel yeter.
Ama siz 20 katlı bir bina düşünüyorsanız, iki metre temel kazmakla bu binayı inşa edemezsiniz. Binanızı ne kadar yüksek düşünüyorsanız, temeli de o kadar derin kazacaksınız.
İşte ilk yapılacak şey, hayatımızı temellendirmektir. Hayatımızın temelleri iman esaslarıdır. Duvarları, direkleri ibadet esaslarıdır.  Çatısı ise ahlak esaslarıdır.
Bugün temeller zayıflamış, temeller çürümüş. Onun için binalar yıkılıyor. Hele bu amansız sel karşısında insanların insanlığını koruması zor oluyor.
“ Seninle alakadar çok şeyler var, birisi de insaniyettir. Bu ise zeval ve beka arasında mütereddittir.. Daim-i Baki’nin zikriyle muhafazası lazımdır.”
Yani, insan olma potansiyelin var ama, bunu kaybedebilirsin. Zail de olabilir, bakileştirebilirsin de…
Peygamberimize Kur’an’da ilk gelen ayetler hep düşünmeyi teşvik eden ayetlerdir. Önce kazılar, düşünce kazıları yani. Bu düşünme konularından sonra sağlam inanç temelleri, sonra da ibadet direkleri..
Mesela ana direk ne? “Namaz dinin direğidir.”  Yani ana direk namaz. Ondan sonra Ahlak çatısı. Tabi bunlar iç içedir. Beraber inşa edilir. Ama böyle bir sıralamanın takip edilmesi gerekiyor.
Kur’an-ı Kerimde Ankebut Suresinin 41. ayetinde şöyle buyuruyor Rabbimiz. “Allah’tan başka dost edinenlerin hali, kendisine ağ örerek ev yapan örümceğin hali gibidir. Muhakkak ki evlerin en çürüğü, örümceğin evidir.”
Çok güzel bir benzetme bu! İşte bu temellendirmeyi ifade ediyor.
Eğer insan hayatını temellendirmezse hayatına bir anlam çerçevesi çizemezse tüm ilişkileri, arkadaş ilişkileri, sevgi-saygı ilişkileri, dostluk ilişkileri, aile ilişkileri, örümceğin ağı kadar zayıftır ve her an kopmaya mahkûmdur.
Sağlam temel yok. Her an o sırça köşkü başına yıkılacak gibi hissediyor. Hayata güvenle bakamıyor. Hâlbuki hepimizin emin olmaya, güven duymaya ihtiyacı var.
İşte bu güven emin olmak, iman etmekten geçiyor. İman etmedikçe insan emin olamaz. “ yümn-i iman ile hareket edenler emn-ü eman içinde olurlar.”
Biz hepimiz kalıcı şeylere muhtacız. Dostluklarımızın, sevgilerimizin, ebedi olmasını isteriz. Tüm bunları ebedileştirmenin yolu ebedi olana ulaşmaktır. Ebedi olanla bağlantısını kurmaktır.
“ Ey insanlar, fani, kısa, faidesiz ömrünüzü, baki, uzun, faideli, meyvedar yapmak ister misiniz? Madem istemek insaniyetin iktizasıdır. Baki-i Hakikinin yoluna sarf ediniz.
Allah için işleyiniz, Allah için görüşünüz. Allah için çalışınız. Rızası dairesinde hareket ediniz. O zaman sizin ömrünüzün dakikaları seneler hükmüne geçer.”
Metin: Seyfettin Bulut Sunum: Ahmet Yordam www.yolyordam.com

More Related Content

Similar to Hayatı Temellendirmek

Sezgi ve bilgi üzerine
Sezgi ve bilgi üzerineSezgi ve bilgi üzerine
Sezgi ve bilgi üzerineBunyamin Halac
 
İ N S A N B E Y Nİ
İ N S A N  B E Y Nİİ N S A N  B E Y Nİ
İ N S A N B E Y Nİkirbiyik
 
Insanbeynineleryapabiliyor[
Insanbeynineleryapabiliyor[Insanbeynineleryapabiliyor[
Insanbeynineleryapabiliyor[gueste505d2
 
Insanbeynineleryapabiliyor
InsanbeynineleryapabiliyorInsanbeynineleryapabiliyor
Insanbeynineleryapabiliyorguest6fe20c
 
İnsan Beyni
İnsan Beyniİnsan Beyni
İnsan BeyniMim Baha
 
Nsan beyni_neler_yapabiliyor
 Nsan beyni_neler_yapabiliyor Nsan beyni_neler_yapabiliyor
Nsan beyni_neler_yapabiliyormavilimi
 
Insan Beyni
Insan BeyniInsan Beyni
Insan Beynihilmi01
 
İlüzyonlu Resimler
İlüzyonlu Resimlerİlüzyonlu Resimler
İlüzyonlu Resimlersilentrebel
 
Insan beyni neler yapabiliyor?
Insan beyni neler yapabiliyor?Insan beyni neler yapabiliyor?
Insan beyni neler yapabiliyor?kurtayfun
 
496327691-İoanna-Kucuradi-Etik-TFK-Yayınları-kitap.pdf
496327691-İoanna-Kucuradi-Etik-TFK-Yayınları-kitap.pdf496327691-İoanna-Kucuradi-Etik-TFK-Yayınları-kitap.pdf
496327691-İoanna-Kucuradi-Etik-TFK-Yayınları-kitap.pdfSULEYMANATILLA1
 
Gençler Entelektüel Obeziteyle Malül! - Ebubekir Sifil [WhitePaper]
Gençler Entelektüel Obeziteyle Malül! - Ebubekir Sifil [WhitePaper]Gençler Entelektüel Obeziteyle Malül! - Ebubekir Sifil [WhitePaper]
Gençler Entelektüel Obeziteyle Malül! - Ebubekir Sifil [WhitePaper]Ebubekir Sifil
 
Marti e-Dergisi Aralık2010 "00_sayi"
Marti e-Dergisi Aralık2010 "00_sayi"Marti e-Dergisi Aralık2010 "00_sayi"
Marti e-Dergisi Aralık2010 "00_sayi"Yasemin Sungur
 
Yolda Olanlar 1-Erdinç Kutal
Yolda Olanlar 1-Erdinç KutalYolda Olanlar 1-Erdinç Kutal
Yolda Olanlar 1-Erdinç KutalFatih Cetiz
 

Similar to Hayatı Temellendirmek (20)

Sezgi ve bilgi üzerine
Sezgi ve bilgi üzerineSezgi ve bilgi üzerine
Sezgi ve bilgi üzerine
 
İnsan Beyni
İnsan Beyniİnsan Beyni
İnsan Beyni
 
İ N S A N B E Y Nİ
İ N S A N  B E Y Nİİ N S A N  B E Y Nİ
İ N S A N B E Y Nİ
 
Insanbeynineleryapabiliyor[
Insanbeynineleryapabiliyor[Insanbeynineleryapabiliyor[
Insanbeynineleryapabiliyor[
 
Insanbeynineleryapabiliyor
InsanbeynineleryapabiliyorInsanbeynineleryapabiliyor
Insanbeynineleryapabiliyor
 
İnsan Beyni
İnsan Beyniİnsan Beyni
İnsan Beyni
 
304
304304
304
 
Nsan beyni_neler_yapabiliyor
 Nsan beyni_neler_yapabiliyor Nsan beyni_neler_yapabiliyor
Nsan beyni_neler_yapabiliyor
 
Insan Beyni
Insan BeyniInsan Beyni
Insan Beyni
 
İlüzyonlu Resimler
İlüzyonlu Resimlerİlüzyonlu Resimler
İlüzyonlu Resimler
 
304
304304
304
 
Insan beyni neler yapabiliyor?
Insan beyni neler yapabiliyor?Insan beyni neler yapabiliyor?
Insan beyni neler yapabiliyor?
 
496327691-İoanna-Kucuradi-Etik-TFK-Yayınları-kitap.pdf
496327691-İoanna-Kucuradi-Etik-TFK-Yayınları-kitap.pdf496327691-İoanna-Kucuradi-Etik-TFK-Yayınları-kitap.pdf
496327691-İoanna-Kucuradi-Etik-TFK-Yayınları-kitap.pdf
 
Gençler Entelektüel Obeziteyle Malül! - Ebubekir Sifil [WhitePaper]
Gençler Entelektüel Obeziteyle Malül! - Ebubekir Sifil [WhitePaper]Gençler Entelektüel Obeziteyle Malül! - Ebubekir Sifil [WhitePaper]
Gençler Entelektüel Obeziteyle Malül! - Ebubekir Sifil [WhitePaper]
 
Marti e-Dergisi Aralık2010 "00_sayi"
Marti e-Dergisi Aralık2010 "00_sayi"Marti e-Dergisi Aralık2010 "00_sayi"
Marti e-Dergisi Aralık2010 "00_sayi"
 
Film48
Film48Film48
Film48
 
şimdiki zaman
şimdiki zamanşimdiki zaman
şimdiki zaman
 
Kertenkele
KertenkeleKertenkele
Kertenkele
 
Yolda Olanlar 1-Erdinç Kutal
Yolda Olanlar 1-Erdinç KutalYolda Olanlar 1-Erdinç Kutal
Yolda Olanlar 1-Erdinç Kutal
 
Dıt Dıt’ın ne?
Dıt Dıt’ın ne?Dıt Dıt’ın ne?
Dıt Dıt’ın ne?
 

More from yolyordam yolyordam (20)

SINIF YÖNETİMİ
SINIF YÖNETİMİSINIF YÖNETİMİ
SINIF YÖNETİMİ
 
Toprak
ToprakToprak
Toprak
 
Cennete cicek Gonder
Cennete cicek GonderCennete cicek Gonder
Cennete cicek Gonder
 
Doktor
DoktorDoktor
Doktor
 
Itfaiyeci
ItfaiyeciItfaiyeci
Itfaiyeci
 
Resimogrt
ResimogrtResimogrt
Resimogrt
 
Ben insanım!-2
Ben insanım!-2Ben insanım!-2
Ben insanım!-2
 
Ben insanim 1
Ben insanim 1Ben insanim 1
Ben insanim 1
 
Doğrular yanlışları Götürür
Doğrular yanlışları GötürürDoğrular yanlışları Götürür
Doğrular yanlışları Götürür
 
Beni Yavaslatan Manzara
Beni Yavaslatan ManzaraBeni Yavaslatan Manzara
Beni Yavaslatan Manzara
 
Cennetlik Hayvanlar
Cennetlik HayvanlarCennetlik Hayvanlar
Cennetlik Hayvanlar
 
Günün Sözü!
Günün Sözü!Günün Sözü!
Günün Sözü!
 
Şimdi Hasbihal Zamanı
Şimdi Hasbihal ZamanıŞimdi Hasbihal Zamanı
Şimdi Hasbihal Zamanı
 
Sabır ve Şükür
Sabır ve ŞükürSabır ve Şükür
Sabır ve Şükür
 
Sevgili Paylaşılmaz
Sevgili PaylaşılmazSevgili Paylaşılmaz
Sevgili Paylaşılmaz
 
Hepsi Boş Geçti!
Hepsi Boş Geçti!Hepsi Boş Geçti!
Hepsi Boş Geçti!
 
'Allah Varsa Beni Cezalandırsın!'
'Allah Varsa Beni Cezalandırsın!''Allah Varsa Beni Cezalandırsın!'
'Allah Varsa Beni Cezalandırsın!'
 
Sevmediğiniz Şey
Sevmediğiniz ŞeySevmediğiniz Şey
Sevmediğiniz Şey
 
Kolomb'un Yumurtası
Kolomb'un YumurtasıKolomb'un Yumurtası
Kolomb'un Yumurtası
 
Seneler Geçerken
Seneler GeçerkenSeneler Geçerken
Seneler Geçerken
 

Hayatı Temellendirmek

  • 2. Bugün insanların en büyük sorunlarından biri, belki de bütün sorunların temelinde olan bir sorun; amaçsızlık ya da bir başka deyişle gayesizliktir.
  • 3. Hepimiz okuyoruz ve görüyoruz. Çevremizdeki insanların çoğu nereye gittiklerini ve niçin dünyada bulunduklarını düşünmeden yaşıyor.
  • 4. Bir akıntıya kapılmışlar ve bu akıntı onları nereye götürüyorsa, oraya doğru gidiyorlar.
  • 5. Hatta Susanna Tamaro adlı bir İtalyan yazar, bir kitabında diyor ki, “Bu nesil insan olamaz. Sanki mutasyona uğramış başka bir canlı!” Ama maalesef durum böyle.
  • 6. Bir komşumuz var, dostumuz. Dedi ki; “Oğlum Yusuf balkona çıktı bir gün. Elinde lazerli bir kalem.
  • 7. Aşağıda gördüğü bir kediye tuttu. Hatta kediyle oynamaya başladı.
  • 8. Lazeri duvara tuttu. Kedi duvara bakıyor, sonra ışığı yakalamaya çalışıyordu…
  • 9. Işığı kaçırıyor, kedi de onun üzerine peşinden atlıyordu…
  • 10. Velhasıl oğlum neredeyse kediyi deli etti. Kedi şaşkına döndü. Yani ordan oraya, ordan oraya. Işık ne tarafa gidiyorsa onu yakalamaya çalışıyordu…
  • 11. Halbuki oradan bir insan geçse ne yapar?
  • 12. Hemen ışığın üzerine yakalayacağım diye atlamaz. Şöyle başını kaldırır ve “Bu ışığı kim tutuyor böyle? Niçin tutuyor? Maksadı nedir?” diye düşünür…
  • 13. İşte insanın farkı budur. Ama şimdi insanlar o kedi misali gökte Allah’ın Lazeri altında -Güneşi Allah’ın Lazeri gibi düşünelim- koşturup duruyoruz…
  • 14. Bulunduğumuz şartlarda çoğunlukla işte, “şu yaşa geldiğinde şu okula gidilecek, şu yaşa geldiğinde şu sınava girilecek, şu yaşa gelinince bu yapılacak” gibi bir takım şartların mahkumu olmuşuz.
  • 15. İnsanların oluşturduğu sanal dünyada suni bir takım şeyler yapıyoruz.
  • 16. Ama “Bu dünya niçin kurulmuş? Bu gök kubbenin altında biz ne arıyoruz? Yıldız dolu gökler bize ne anlatıyor? Nereden gelip nereye gidiyoruz?” diye düşünen çok az...
  • 17. Şimdi de bazı insanlar bir şeyler yuvarlıyorlar. Diğer insanlar da, o yuvarlanan şeylerin peşinde koşuyorlar.
  • 18. Niçin yaşadıklarını düşünmeden… Niçin var olduklarını düşünmeden… İşte temel problem budur: Amaçsızlık!
  • 19. İnsan varlık gayesini, yaratılış amacını çözmelidir. Bu çerçevede her şeyi yerli yerine koymaya çalışmalıdır. Yoksa diğer yaptıklarının bir anlamı olmaz.
  • 20. Bir düşünür der ki, “Bir gömleğin düğmesini yanlış ilikleyen hiç birisini doğru ilikleyemez.”
  • 21. Gerçekten öyle. Bazen oluyor… Aceleyle yanlış iliğe takıyoruz düğmeyi… Bir bakıyoruz gömleğin uçları denk çıkmamış!
  • 22. Ne yapacağız şimdi? Hepsini tek tek açacağız, yeniden doğru ilikleyeceğiz.
  • 23. Şimdi “İki yakamız bir araya gelmiyor” diye şikayet ediyor çoğu insan… Niye iki yakamız bir araya gelmiyor? Çünkü ilk düğmeyi yanlış iliklemişiz.
  • 24. Hayat gömleğinin ilk düğmesi nedir? İşte, çevremizdeki insanlara, gençlere yardımcı olurken başlayacağımız nokta da burasıdır.
  • 25. Hayat gömleğinin ilk düğmesi, hayatın gayesini anlamaktır.
  • 26. İnsan için hayatta iki önemli gün vardır: Biri doğduğu gün. İkincisi; niçin doğduğunu anladığı gün. Niçin doğduğunu anladığı gün asıl insanca hayat o zaman başlıyor.
  • 27. Hz. İsa (a.s.), “İkinci kez doğmayan gerçekten yaşamış sayılmaz ve melekut î semaya yükselemez.” der.
  • 28. Eğer insan niçin doğduğunu öğrenmezse insan olamaz. Suzanna Tamaro haklıdır. Nereye gittiğini bilmeden, ne olacağını bilmeden, 3 n’li sorular ki, “nereden, nereye, niçin”lere çözüm bulmadan insan, insan olamaz.
  • 29. Yaşar ama insanca bir hayat denemez buna. Sonunda bir sanatçının şarkısında dediği gibi “Sormayın yaşımı, yaşamadım ki!” der…
  • 30. Çünkü ikinci defa yeniden doğmazsa insan, birinci defa doğduğuna da kısa zamanda pişman olur. Pişman olanları görüyoruz: “Doğduğum güne lanet olsun!” diyen ne kadar insan var. Hem çoğu da genç yaşında…
  • 31. İlk başta “İyi ki doğdun!” tezahüratlarıyla, doğum günlerini kutlayan insanlar, yaş ilerledikçe sesleri kısılıyor, kutlamalar bitiyor.
  • 32. Çünkü çok kısa zamanda hayat onları bıktırıyor, bezdiriyor, silindirle ezer gibi eziyor. Çünkü dar bir çerçevede kalıyor.
  • 33. “ Sorgulanmayan hayat, yaşanmaya değmez” diyor Sokrat. Evet insan sorgulayıp hayat anlamını arayıp bulacak ve ondan sonra o çerçevede kendisine bir hayat kuracak. Buna hayatı temellendirme de deriz.
  • 34. İnsan olmak bir binayı inşa etmek gibidir. Önce bunu temellendirmek gerekir.
  • 35. Belirttiğimiz gibi o üç soru; “nereden, nereye, niçin” ile sorularımıza cevaplar bularak hayatımıza bir anlam çerçevesi çizip hayatımızı o çerçeve içinde inşa etmeye çalışacağız.
  • 36. Şimdi iki katlı bir bina düşünüyorsanız, size iki metre temel yeter.
  • 37. Ama siz 20 katlı bir bina düşünüyorsanız, iki metre temel kazmakla bu binayı inşa edemezsiniz. Binanızı ne kadar yüksek düşünüyorsanız, temeli de o kadar derin kazacaksınız.
  • 38. İşte ilk yapılacak şey, hayatımızı temellendirmektir. Hayatımızın temelleri iman esaslarıdır. Duvarları, direkleri ibadet esaslarıdır. Çatısı ise ahlak esaslarıdır.
  • 39. Bugün temeller zayıflamış, temeller çürümüş. Onun için binalar yıkılıyor. Hele bu amansız sel karşısında insanların insanlığını koruması zor oluyor.
  • 40. “ Seninle alakadar çok şeyler var, birisi de insaniyettir. Bu ise zeval ve beka arasında mütereddittir.. Daim-i Baki’nin zikriyle muhafazası lazımdır.”
  • 41. Yani, insan olma potansiyelin var ama, bunu kaybedebilirsin. Zail de olabilir, bakileştirebilirsin de…
  • 42. Peygamberimize Kur’an’da ilk gelen ayetler hep düşünmeyi teşvik eden ayetlerdir. Önce kazılar, düşünce kazıları yani. Bu düşünme konularından sonra sağlam inanç temelleri, sonra da ibadet direkleri..
  • 43. Mesela ana direk ne? “Namaz dinin direğidir.” Yani ana direk namaz. Ondan sonra Ahlak çatısı. Tabi bunlar iç içedir. Beraber inşa edilir. Ama böyle bir sıralamanın takip edilmesi gerekiyor.
  • 44. Kur’an-ı Kerimde Ankebut Suresinin 41. ayetinde şöyle buyuruyor Rabbimiz. “Allah’tan başka dost edinenlerin hali, kendisine ağ örerek ev yapan örümceğin hali gibidir. Muhakkak ki evlerin en çürüğü, örümceğin evidir.”
  • 45. Çok güzel bir benzetme bu! İşte bu temellendirmeyi ifade ediyor.
  • 46. Eğer insan hayatını temellendirmezse hayatına bir anlam çerçevesi çizemezse tüm ilişkileri, arkadaş ilişkileri, sevgi-saygı ilişkileri, dostluk ilişkileri, aile ilişkileri, örümceğin ağı kadar zayıftır ve her an kopmaya mahkûmdur.
  • 47. Sağlam temel yok. Her an o sırça köşkü başına yıkılacak gibi hissediyor. Hayata güvenle bakamıyor. Hâlbuki hepimizin emin olmaya, güven duymaya ihtiyacı var.
  • 48. İşte bu güven emin olmak, iman etmekten geçiyor. İman etmedikçe insan emin olamaz. “ yümn-i iman ile hareket edenler emn-ü eman içinde olurlar.”
  • 49. Biz hepimiz kalıcı şeylere muhtacız. Dostluklarımızın, sevgilerimizin, ebedi olmasını isteriz. Tüm bunları ebedileştirmenin yolu ebedi olana ulaşmaktır. Ebedi olanla bağlantısını kurmaktır.
  • 50. “ Ey insanlar, fani, kısa, faidesiz ömrünüzü, baki, uzun, faideli, meyvedar yapmak ister misiniz? Madem istemek insaniyetin iktizasıdır. Baki-i Hakikinin yoluna sarf ediniz.
  • 51. Allah için işleyiniz, Allah için görüşünüz. Allah için çalışınız. Rızası dairesinde hareket ediniz. O zaman sizin ömrünüzün dakikaları seneler hükmüne geçer.”
  • 52. Metin: Seyfettin Bulut Sunum: Ahmet Yordam www.yolyordam.com