5237 Türk Ceza Kanunu’nun “Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler” başlıklı dördüncü kısmının “Adliyeye Karşı Suçlar” başlıklı ikinci bölümünde düzenlenmiş olan iftira suçu; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmek suretiyle gerçekleştirilmektedir. Suçun mağduru; kendisine hukuka aykırı fiil isnat edilen kişi ve iftira nedeniyle soruşturma başlatan veya idari yaptırım kararı uygulayan kamu makamlarıdır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmının “Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar” başlıklı ikinci bölümünde yer alan 86. madde uyarınca kasten yaralama; kasten başkasının vücuduna acı vermek veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olmak şeklinde tanımlanmıştır. Kasten yaralama suçu ile korunan hukuki yarar; kişinin vücut dokunulmazlığı ve beden bütünlüğü olup, suçun konusunu mağdurun acı verilen veya bozulan bedeni ya da ruhsal varlığı oluşturmaktadır. Madde metninde yer alan kavramlar şu şekilde açıklanabilir;
• Vücuda acı vermek, beden bütünlüğünü önemsiz olmayan biçimde bozan her türlü harekettir. Acı verme kavramından; mağdurda failin eylemine bağlı olarak meydana gelen az veya çok duyulan her türlü fiziki acı anlaşılmalıdır. Vücuda yönelik etkinin belirli bir ağırlığa ulaşması gerekir.
• Sağlığın bozulması kavramdan kişinin sağlık durumunun ihlal edilmesi, patolojik bir durumun yaratılması veya patolojik durumun derecesinin artırılması anlaşılmalıdır.
• Algılama yeteneğinin bozulmasından, kişinin anlama, düşünme, muhakeme etme yeteneklerinde karışıklık, bozukluk meydana getirecek her türlü eylemler anlaşılmalıdır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Şerefe Karşı Suçlar” başlıklı ikinci bölümünde yer alan 125. madde uyarınca hakaret suçu; bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat edilerek veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırılarak gerçekleştirilmektedir. Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde de hakaret suçu gerçekleştirilmiş olacak ve fail hakkında verilecek olan cezada herhangi bir değişikliğe gidilmeyecektir. Yargıtay, hakaret içeren bir mektubun, telefon konuşmasının veya yazılı bir mesajın huzurda söylenmiş gibi cezalandırılacağını savunmaktadır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekmektedir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, hakaret suçunun kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmeyecektir.
Taksir; dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanunî tanımında belirtilen neticesi ön görülmeyerek gerçekleştirilmesidir. Taksirli fiil, failin özgür iradesinin ürünü olmalıdır. Ayrıca, fail kendi kişisel yetenekleri, idrak gücü, bilgi düzeyi ve içinde bulunduğu koşullar itibariyle objektif olarak mevcut bulunan özen yükümlülüğünü öngörebilecek durumda olmalıdır. Bilinçli taksir ise kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesidir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmının “Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar” başlıklı ikinci bölümünde yer alan 86. madde uyarınca kasten yaralama; kasten başkasının vücuduna acı vermek veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olmak şeklinde tanımlanmıştır. Kasten yaralama suçu ile korunan hukuki yarar; kişinin vücut dokunulmazlığı ve beden bütünlüğü olup, suçun konusunu mağdurun acı verilen veya bozulan bedeni ya da ruhsal varlığı oluşturmaktadır. Madde metninde yer alan kavramlar şu şekilde açıklanabilir;
• Vücuda acı vermek, beden bütünlüğünü önemsiz olmayan biçimde bozan her türlü harekettir. Acı verme kavramından; mağdurda failin eylemine bağlı olarak meydana gelen az veya çok duyulan her türlü fiziki acı anlaşılmalıdır. Vücuda yönelik etkinin belirli bir ağırlığa ulaşması gerekir.
• Sağlığın bozulması kavramdan kişinin sağlık durumunun ihlal edilmesi, patolojik bir durumun yaratılması veya patolojik durumun derecesinin artırılması anlaşılmalıdır.
• Algılama yeteneğinin bozulmasından, kişinin anlama, düşünme, muhakeme etme yeteneklerinde karışıklık, bozukluk meydana getirecek her türlü eylemler anlaşılmalıdır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Şerefe Karşı Suçlar” başlıklı ikinci bölümünde yer alan 125. madde uyarınca hakaret suçu; bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat edilerek veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırılarak gerçekleştirilmektedir. Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde de hakaret suçu gerçekleştirilmiş olacak ve fail hakkında verilecek olan cezada herhangi bir değişikliğe gidilmeyecektir. Yargıtay, hakaret içeren bir mektubun, telefon konuşmasının veya yazılı bir mesajın huzurda söylenmiş gibi cezalandırılacağını savunmaktadır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekmektedir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, hakaret suçunun kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmeyecektir.
Taksir; dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanunî tanımında belirtilen neticesi ön görülmeyerek gerçekleştirilmesidir. Taksirli fiil, failin özgür iradesinin ürünü olmalıdır. Ayrıca, fail kendi kişisel yetenekleri, idrak gücü, bilgi düzeyi ve içinde bulunduğu koşullar itibariyle objektif olarak mevcut bulunan özen yükümlülüğünü öngörebilecek durumda olmalıdır. Bilinçli taksir ise kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesidir.
This document describes relocation services and product for expatriates, including permit application advising and support, coordinating power of attorney and obtaining required documents and translations, submitting and following up on permit applications, and concluding the process. It also outlines tax services such as tax and social security registrations and compliance, as well as income tax return preparation and filing. Contact information is provided at the end.
This document describes relocation services and product for expatriates, including permit application advising and support, coordinating power of attorney and obtaining required documents and translations, submitting and following up on permit applications, and concluding the process. It also outlines tax services such as tax and social security registrations and compliance, as well as income tax return preparation and filing. Contact information is provided at the end.
2. İftira Suçu Nedir?
5237 Türk Ceza Kanunu’nun “Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler” başlıklı dördüncü
kısmının “Adliyeye Karşı Suçlar” başlıklı ikinci bölümünde düzenlenmiş olan iftira suçu; yetkili
makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde,
hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak
için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmek suretiyle gerçekleştirilmektedir. Suçun mağduru;
kendisine hukuka aykırı fiil isnat edilen kişi ve iftira nedeniyle soruşturma başlatan veya idari yaptırım
kararı uygulayan kamu makamlarıdır.
İftira Suçunun Şartları Nelerdir?
• Mağdura, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım
uygulanmasını sağlamak amacıyla hukuka aykırı bir fiil isnat edilmelidir.
• İsnat edilen hukuka aykırı fiilin mağdur tarafından meydana getirilmediği bilinmelidir.
• İsnadın yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla yapılması
gerekir. Ancak suçun oluşması için mağdura isnat edilen fiil nedeniyle kamu makamlarının harekete
geçmesi şart değildir. İsnat edilen fiilin kamu makamlarını harekete geçirmeye elverişli olması
yeterlidir.
3. Basın ve Yayın Araçlarını
Kullanılarak İftira Suçunun
Unsurları Nasıl Gerçekleştirilir?
TCK m.6/1-g uyarınca basın ve yayın kavramından; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınlar anlaşılmalıdır. Basın-yayın araçları kullanılarak, bir kimse
hakkında hukuka aykırı bir isnatta bulunulması ve buna binaen yetkili kamu makam tarafından hukuka aykırı isnadın öğrenmesiyle iftira suçunun unsurları gerçekleştirilmiş olur. Basın-yayın
organları vasıtasıyla iftira suçundan yargılanan kişi hakkındaki mahkumiyet kararı, iftiranın atıldığı basın-yayın organına eşdeğerde bir organda yayınlanır. İlan masrafı, hakkında iftira suçundan
bahisle mahkumiyet kararı kurulan mahkum üzerine bırakılır.
İftira Suçunun Nitelikli Halleri Nelerdir?
• Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması halinde, ceza yarı oranında artırılır.
• Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama
dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa fail hakkında hükmedilecek ceza yarı oranında artırılır.
• Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması
halinde; iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.
• İftira konusu fiil nedeniyle mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûm olması halinde; iftira suçu işleyen kişi hakkında 20 yıldan 30 yıla kadar hapis
cezasına hükmedilir. Mağdurun iftira suçu nedeniyle mahkum olduğu cezanın infazına başlanmışsa, iftira edene verilen ceza yarısı oranında arttırılır.
4. İftira Suçunun Soruşturulması
ve Kovuşturulması Nasıl
Gerçekleştirilecektir?
İlk olarak belirtmek gerekir ki, iftira suçu şikayete tabi suçlar arasında değildir. Suçun işlendiği
şüphesini duyan savcının 8 yıllık dava zamanaşımı süresi içerisinde soruşturma başlatması gerekir.
Hukuka aykırı isnat edilen fiilin kamu makamlarına bildirimi nedeniyle kamu makamların fiili
öğrenme anı, suçun tamamlanma anı olmakla birlikte iftira suçunda zamanaşımı süresi mağdurun
fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihte başlamaktadır. İftira suçu kanun koyucu tarafından uzlaştırma
kapsamında alınmamış olduğundan, suçun işlendiğine dair yeterli şüphe oluştuğunu düşünen
savcının iddianame düzenleyerek doğrudan kamu davasını açması gerekir. İftira suçu bakımından
görevli mahkeme ise asliye ceza mahkemesidir.
5. İftira Suçu Bakımından Öngörülen
Etkin Pişmanlık Hükümleri Nelerdir?
Kanunda öngörülen bazı suçların tamamlanmasından sonra, failin işlediği suçtan pişmanlık duyarak belli bir muhakeme aşamasına kadar bu suçun olumsuz etkilerini gidermesi hâlinde, etkin
pişmanlık hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Bu durumda; failin cezasında indirime gidilecek ya da ceza tamamen ortadan kaldırılacaktır. Ancak etkin pişmanlık hükümleri sadece kanunda
açıkça öngörülen hallerde uygulanabilmektedir.
TCK m.269 uyarınca iftira edenin, mağdur hakkında adlî veya idari soruşturma başlamadan önce, iftirasından dönmesi halinde, hakkında iftira suçundan dolayı verilecek cezanın beşte dördü;
kovuşturma başlamadan önce dönmesi halinde, cezanın dörtte üçü indirilir.
İftira suçu nedeniyle dava açıldıktan sonra, fakat hüküm verilmeden önce iftiradan dönülmesi halinde üçte iki oranında; hüküm verildikten sonra ve fakat hüküm infaza verilmeden önce
dönülmesi halinde yarı oranında; mahkumiyet hükmünün infazına başlandıktan sonra dönülmesi cezada üçte bir oranında ceza indirimi yapılır.
İftira suçunun oluşmasına neden olan fiil mağdur hakkında sadece idari yaptırım kararı uygulanmasını gerektiriyorsa, iftira suçu nedeniyle mağdur hakkında idari yaptırım kararı uygulanmadan
önce iftiradan dönülürse faile verilecek cezada yarı oranında, idari yaptırım kararı uygulandıktan sonra iftiradan dönülürse üçte bir oranında ceza indirimi yapılır.
6. Sanık Hakkında İftira Suçuna
İlişkin Verilecek Olan Ceza
Ne Tür Yaptırımlara Dönüştürülebilir?
İftira suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir.
Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması, mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak
yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin
suretiyle tamamen giderilmesi ve sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası olması
halinde mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. İftira suçu bakımından yukarıdaki şartların oluşması koşuluyla hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kararı verilebilmesi mümkündür.
Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş, suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç
işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaat oluşan fail işlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilmiş ise bu kişi hakkında cezanın
ertelenmesi kararı verilebilir. İftira suçu bakımından yukarıdaki şartların oluşması koşuluyla cezanın ertelenmesine karar verilebilmesi mümkündür.
7. İletişim
+90 850 333 86 60
+90 212 215 25 84
info@mgc.com.tr
mgc.com.tr
MGC LEGAL
Büyükdere Cad. No:127 Astoria B Kule
Kat 5 Şişli – İstanbul, TÜRKİYE