Boşluklar içinde olan saf ve AKLINI kullanmayan cahil insanların ALLAH’I bırakıp, Allah’ın makamına Resulleri, Nebileri oturttuğunu, Nebilik makamlarına da kendi şeyhlerini, dervişlerini oturttuğunu ve kendilerini de bu maskaralara köle ettiğini gördüm. Bu maskaraları yaratanın aslında cahil insanlar olduğunu, Cehaletlerinden çıkar sağlayacağını gören şeytani düşünceli hokkabazlar da, bu insanları bir şekilde esir ettiklerini gördüm…
Genetiği Değiştirilmiş Dinler - horozz.netAdnan Dan
Kuran, İncil ve Tevrat’ı, genel olarak Dini; ticari bir meta haline getirerek saltanat ve hükümranlıklarını devam ettirebilmek, insanları hayal aleminde uyuşturmak, realiteden, çalışmaktan ve üretmekten men edip insanı insana düşman eden iblisin tayfası, karanlık cüppeli fasıklar dışarıda değildir; içerdedir.
Genetiği Değiştirilmiş Dinler - horozz.netAdnan Dan
Kuran, İncil ve Tevrat’ı, genel olarak Dini; ticari bir meta haline getirerek saltanat ve hükümranlıklarını devam ettirebilmek, insanları hayal aleminde uyuşturmak, realiteden, çalışmaktan ve üretmekten men edip insanı insana düşman eden iblisin tayfası, karanlık cüppeli fasıklar dışarıda değildir; içerdedir.
Contexto histórico da Doutrina Espírita. FilósofosDenise Aguiar
OBJETIVO GERAL: Propiciar conhecimentos gerais a Doutrina Espírita
ROTEIRO 1: Contexto Histórico do século XIX na Europa
Objetivo: Identificar o contexto Histórico do século XIX na Europa, por ocasião do surgimento da Doutrina Espírita
Esta apresentação aborda:
Conceito de Felicidade
O amor é a base da criação divina.
Objetivo da encarnação - Evolução - caminhada do ego para o espírito.
Esferas de atuação (Persona e Espírito).
A felicidade não é deste mundo.
Por que?
Felicidade possível
Caminho?
1931 yılında yayımlanan Gog'da Birinci Dünya Savaşı sırasında büyük bir servet edinen ve dünyayı gezmekte olan Amerikalı bir milyarderin hikâyesini anlatır. Dünyada olup bitenin nedenini arayan bu saf ve cahil Amerikalı, Bernard Shaw'dan Gandhi'ye, Freud'dan Einstein'a kadar birçok ünlü kişiyle karşılaşır.
Contexto histórico da Doutrina Espírita. FilósofosDenise Aguiar
OBJETIVO GERAL: Propiciar conhecimentos gerais a Doutrina Espírita
ROTEIRO 1: Contexto Histórico do século XIX na Europa
Objetivo: Identificar o contexto Histórico do século XIX na Europa, por ocasião do surgimento da Doutrina Espírita
Esta apresentação aborda:
Conceito de Felicidade
O amor é a base da criação divina.
Objetivo da encarnação - Evolução - caminhada do ego para o espírito.
Esferas de atuação (Persona e Espírito).
A felicidade não é deste mundo.
Por que?
Felicidade possível
Caminho?
1931 yılında yayımlanan Gog'da Birinci Dünya Savaşı sırasında büyük bir servet edinen ve dünyayı gezmekte olan Amerikalı bir milyarderin hikâyesini anlatır. Dünyada olup bitenin nedenini arayan bu saf ve cahil Amerikalı, Bernard Shaw'dan Gandhi'ye, Freud'dan Einstein'a kadar birçok ünlü kişiyle karşılaşır.
Martı Dergisi bir e-dergi. Online dergi.
Yeni medya ürünü. Sosyal medyada, Facebook ve Twitter’da paylaşılan ve takip edilen bir dergi.
Zengin bir beslenme kutusudur Martı, doğal vitamindir. Daha mutlu bir yaşam için, sürekli ve bütünsel gelişim için içerik geliştirir.
gelişim; birlikte, ben, sen, biz, hepimiz birlikte olsun diye Martı Dergisi
gelişim; ”bedensel, algısal, bilişsel, duygusal, ruhsal, sosyal” bütünsel olsun diye Martı Dergisi
Martı Dergisi sanki kağıda basılmış gibi, sayfalarını çevire, çevire okuyabilirsiniz.
Martı Dergisi, anlatacak ve paylaşacak şeyleri olan bir gönüllü ekip tarafından, aylık olarak çıkartılmaktadır. Paylaşacak ve anlatacak şeyleri olan dostlarımızla birlikte hazırladığımız içeriği sizlere sunmaya devam edeceğiz.
Martı Dergisi genel olarak hayat, sanat, gelecek, iş yaşamı, kariyer, İstanbul, kültür, doğa, tarih, yemek, internet, gezi ve besleyici başka ne varsa onlardan bahsetmektedir.
Her sayıda farklı bir meslek ve iş sahibi ile yaptığımız kariyer sohbeti, ülkemizin veya dünyanın çeşitli yerlerinden detaylı gezi yazıları, başarı öyküleri, yemek tarifleri, sinema, kültür, sanat, edebiyat, kitap ve daha pek çok konu, yaşamın tam içinde sizi bekliyor.
Eğer sizin de paylaşmak istediğiniz yazılarınız, fikirleriniz varsa, bizimle hemen iletişime geçin.
Subat-Ağustos 2021 de ilk hazırlanan icerikler:
Eski Yazın / Yeni Yazın
Sıralama
hercai menekşe
Atina Okulu
Eğitim Üstüne
100 puan alan Darwin
Modern Zamanlar
Masumiyet
Biyografi / Hangi Mendel?
Sansasyon / Duyarsızlık
Su Aygırı
yeryüzü / anne
Alfred Hitchcock
sol / geri / sağ / ileri
Prometheus
Solaris
Mutluluk nedir?
Sınır
Hayatın yüksek değerleri
Leylak
Yetişkin Oyunları
Çocuk / Kan
Rudolf Nureyev
Nureyev / Peggy
Konrad Lorenz
illusion / delusion / collusion
biz | dışbükey | onlar
Raydan Çıkanlar
Üç Numaralı Konçerto
Beni Kategorize Etme
3000 yıl Mısır
Kadın / Erkek Hakları
Güzellik / Çirkinlik
... ve sinema
Hayat / İnsan
Toprağın Tuzu
K’nın film şeridi hayatı
ve Pop
her şeyi açıklayan çeyrek altın
el ve dil
Hindistan’ın şaşılacakları
özgeci ya da diğerkam
her şeyi aynı özenle karşıla
Korona günlerinde oyun-2
Korona günlerinde oyun-1
Yalan
Atom / Bayt / Gen
Son İmparatorluk Osmanlı
Pazar kahvaltısı filmi
alfa / beta / gama
Parayı kim çaldı?
Aklın uykusu
Mısır Sanatı / Nebamun
Maaaarulun Dikeni
Ormanda Oduncu
Piranesi / Merdivenler
bitkilerin bacakları
kalemin icadı
Marry’nin annesi
oyun oynayan muhafızlar
Sanat ve Bilim
Martı Dergisi bir e-dergi. Online dergi.
Yeni medya ürünü. Sosyal medyada, Facebook ve Twitter’da paylaşılan ve takip edilen bir dergi.
Zengin bir beslenme kutusudur Martı, doğal vitamindir. Daha mutlu bir yaşam için, sürekli ve bütünsel gelişim için içerik geliştirir.
gelişim; birlikte, ben, sen, biz, hepimiz birlikte olsun diye Martı Dergisi
gelişim; ”bedensel, algısal, bilişsel, duygusal, ruhsal, sosyal” bütünsel olsun diye Martı Dergisi
Martı Dergisi sanki kağıda basılmış gibi, sayfalarını çevire, çevire okuyabilirsiniz.
Martı Dergisi, anlatacak ve paylaşacak şeyleri olan bir gönüllü ekip tarafından, aylık olarak çıkartılmaktadır. Paylaşacak ve anlatacak şeyleri olan dostlarımızla birlikte hazırladığımız içeriği sizlere sunmaya devam edeceğiz.
Martı Dergisi genel olarak hayat, sanat, gelecek, iş yaşamı, kariyer, İstanbul, kültür, doğa, tarih, yemek, internet, gezi ve besleyici başka ne varsa onlardan bahsetmektedir.
Her sayıda farklı bir meslek ve iş sahibi ile yaptığımız kariyer sohbeti, ülkemizin veya dünyanın çeşitli yerlerinden detaylı gezi yazıları, başarı öyküleri, yemek tarifleri, sinema, kültür, sanat, edebiyat, kitap ve daha pek çok konu, yaşamın tam içinde sizi bekliyor.
Eğer sizin de paylaşmak istediğiniz yazılarınız, fikirleriniz varsa, bizimle hemen iletişime geçin.
Görme Biçimleri / John Berger - horozz.netAdnan Dan
Resim ve sanat hakkında bir çok bilgi öğrene bileceğimiz ve bizi bir çok konuda geliştire bileceğine inandığım bu eser gerçekten okunmayı hak ediyor. Gözler ellerden hızlıdır ve görme ile diğer duyularımız arasındaki açıklanamaz ayrıntılar gibi bir çok ilginç konuda bizi aydınlatan bu e kitap dikkatinizi çekeceğine eminiz.
Benlik Kavramı ve Bireyin Yaşamındaki Etkileri - horozz.netAdnan Dan
Bireyin mutlu ve cloyumlu bir yaşam sürmesinin önce kendisi, sonra çevresi ve topluma doğru yayılan olumlu yansımaları olacağı kabullenilmektedir. Böyle bir yaşam tarzının olabilmesi ise, sağlıklı bir kişilik gelişimine bağlıdır.
Beden gözle görünen ruhtur ve ruh gözle görünmeyen bedendir. Beden ve ruh hiç ayrılmaz, birbirinin parçasıdır, bir bütünün parçalarıdır. Bedeni kabullenmelisin, bedeni sevmelisin, bedene saygı duymalısın, bedene minnettar kalmalısın...
Jack Ensign Addington - Yüzde Yüz Düşünce Gücü - horozz.netAdnan Dan
Evrenin en büyük gücüne sahip olduğunuzu biliyor musunuz? Bu güç düşüncedir. Yaşamınızı yöneten şey aslında düşünme biçiminizdir. Düşünme biçiminiz sizi başarıdan başarıya ya da tam bir başarısızlığa götürebilir; size sevgi ve mutluluk ya da yalnızlık ve sefil bir yaşam verebilir. Jack Ensign Addington ünlü bir hukukçu olmasının yanı sıra ruhsal bilimler üzerine de eğtiim görmüş ve bu bilimi kendi yıllar süren derin inceleme ve araştırmalarıyla geliştirmiş bir kişi. Yazar insanın önünde gerçekten yeni bir ufuk açan bu kitabında Evrensel Akıl'ın bilgeliğini kullanabilmemizi sağlayacak, benliği sınırlayan düşünce kalıplarını ortadan kaldıracak, başarısızlığı olağanüstü bir başarıya dönüştürecek bilgiyi Ortak Bilinç'ten nasıl elde edebileceğimizi öğretiyor. Jack Ensign Addington söz ettiği prensiplerin geçerliliğini kanıtlamış bir uzman olarak, yanılmaz bir otoriteyle insanın mucizevi gerçeğini gözler önüne seriyor. Evet, hayatınızı, geleceğinizi düşüncelerinizle yaratıyorsunuz!
Beynin temelini oluşturan hipotalamus, insanın iştahını belirliyor. Beynin yöneticisi olarak da adlandırabileceğimiz ön lob sizin seçim yapmanızı sağlar
Bir Namussuz Aranıyor - Muzaffer İzgü - horozz.netAdnan Dan
Muzaffer İzgü, toplumumuzda yaşananlardan süzdüklerini aktarırken kullandığı eleştirel gerçekçi yöntemle, insanlardaki ruhsal çarpıklıklara ve ezikliklere güldürü öğesini başarıyla katar. Bu başarı onu usta bir yazar yapar. Onun, yaşadıklarından, gözlediklerinden yarattığı ve çeşitli anlarını, durumlarını anlattığı kişiler, her an yanı başımızda gördüğümüz kişilerdir.
Tarihin Cilveleri - Bathroom Reader's - horozz.netAdnan Dan
Mizahi anlatımından kaynaklanan bir sürükleyici yanı var.. Bir yandanda ilginç tarihi bilgileri öğrenmiş oluyorsunuz.. Tarihe karşı bir merakınız yoksa bile kitap kendini öyle yada böyle okutabiliyor..
Okurken çok keyif aldım ben. Sizlerinde çok keyif alacağınıza eminim..
Aziz Nesin - Sizin Memlekette Eşek Yokmu - horozz.netAdnan Dan
"Sizin Memlekette Eşek Yok mu?" dünyaca ünlü mizah ustası Aziz Nesin'in diğer kitapları arasında farklı bir yere sahip. Yarım yüzyıllık yazarlık hayatının bir özeti. Bir kitapta yer alan öykü, şiir ve anılar ölümünden önce bizzat Aziz Nesin tarafından seçildi. Bir anlamda, Aziz Nesin'ın Aziz Nesin'den seçtikleri bu kitap.
Sam Horn - Sözlü Dövüş Sanatı Tongue Fu - horozz.netAdnan Dan
Sözünüzü, insanlarla huzurlu bir birlikteliğin aracı haline getirmek istemez misiniz? Sözlü dövüş sanatı Tongue Fu size bütün bunların yolunu gösteriyor
Karşınızdakinin bedenine bakarak aklından geçenleri okumanız mümkün Duygu ve düşünceleri çözümlemek, insanları doğru tanımak, tuzağa düşmemek, yalanı ortaya çıkarmak için beden dilini bilmeniz yeterli. Ayrıca beden dilinizi kullanarak patronunuz, aileniz, arkadaşlarınız ve diğer insanların sizinle ilgili düşüncelerini de değiştirebilirsiniz.
Alçaklığın Evrensel Tarihi - Jorge Luis Borges - horozz.netAdnan Dan
Dünya klasiklerinde önemli bir yere sahip olan Alçaklıgın Evrensel Tarihi adlı kitabı sizlerle paylaşmaktan onur duyarız. Celal Üster çevirisi, James Woodall’ın önsözü,Yazar ve dönem kronolojisiyle. Borges Alçaklığın Evrensel Tarihi’nde kadim masalları ve gerçek yaşam öykülerini çarpıtarak yeniden anlatırken, insanlığa dair zamanı ve sınırları aşan tespitlerde bulunuyor.
Kur'an İncil ve Tevratın Sumerdeki Kokeni - Muazzez İlmiye Çığ - horozz.netAdnan Dan
Sumerliler, bu dinlerin çıkışından yüzlerce hatta binlerce yıl önce, siyasal yaşamlarını yitirmişlerdi. Ancak, Sumerliler, İcat ettikleri ve istenileni yazacak biçimde geliştirdikleri yazılarıyla, Ortadoğu kavimlerini etkileri altına olmışlar ve bu etki Batı dünyasına kadar uzanmıştır.
Çağatay Uluçay - Osmanlı Sultanlarına Aşk Mektupları - horozz.netAdnan Dan
Çağatay Uluçay ın Osmanlı Sultanlarına Aşk Mektupları adlı eseri bize tarihteki Osmanlı sultanlarının iç yüzünü göstermekte. Bizler sadece asıp kestiklerini bilip bunları duyduk bakalım gercekten oylelermiymiş.
1971 TRT Roman Başarı Ödülü sahibidir. “Güçlü, hırslı bir at kişnemesi ovanın dört bir yönüne dağıldı. Dağınık düzen otlayan sekiz on at başlarını kaldırdılar ve kulaklarını diktiler.
Gokturk yazisini ogrenme kilavuzu - horozz.netAdnan Dan
Bu kılavuz, Türkçenin ilk yazılı belgelerinde kullanılan Orhun (Göktürk) yazısını, Türkiye TÜRKlerine basit düzeyde öğretebilmek amacıyla hazırlanmıştır. Kılavuzdan yararlanarak, Göktürkler dönemi ve Göktürkçe hakkında genel anlamda bilgi edinebilir; Göktürk alfabesindeki harflerin yazım ve kullanım özelliklerini kavrayarak Göktürk yazısını öğrenebilirsiniz.
Sened-i İttifak devletin iktidarını sınırlandırması bakımından önemli bir belgedir. Halkın katılımı olmadan hazırlanmıştır. Katılımcıları ne halktır ne de toplumun temsilcileridir. Osmanlı tarihinde işkenceyi yasaklayan ilk belge olması önem arz etmektedir.
Alesker Aleskerli - Yüz Okuma Sanatı - horozz.netAdnan Dan
Artık sizde karşınızdaki kişilerin yüzlerini okuyarak sizlere karşı nasıl düşündüklerini anlayarak onlardan 1 adım önde olacaksınız. insanların yüzünü nasıl okuruz? insanların yüzüne bakarak yalan söylediğini nasıl anlarız? gibi soruların cevabını bu kitapta alacaksınız. Bu kitap ile bir çok işinize yarayacak bilgiler edineceksiniz.
Nihal Atsız - Bozkurtların Ölümü - horozz.netAdnan Dan
Yapılan savaşlar ve birleşen boylar ile Göktürkler oldukça zenginleşirler. Fakat Çin Tang Hanedanlığı boş durmaz. Çuluk Kağan'ın Çinli hatunu İ-Çin Hatun kağanı ağular. Yerine geçen yeni kağan Kara Kağan da aynı hatunu alınca içten kırılmalar başlar.
1. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
1
The Super Civilization Of The Milky Way Galaxy
Şeytani Ayetler ve Gerçeği
Çok iyi biliyorum rahatsız olacaklar, ancak yine de yazıyorum, yazmak zorundayım;
Asırlardır Müslümanları uyutan ve ithal edilmiş, Yüce ALLAH’IN QUR’AN’I ile herhangi bir ilgisi-alakası olmayan,
insan icadı uydurma masallarla adına da ‘din’ dedikleri zehirle beyinleri uyuşturan, epifiz bezini körelten
LOBİLER, yabancıların hizmetkârlığını yapan içerideki yerli LOBİLER de bu kitaplardan rahatsız olacaklar,
hoşlanmayacaklar…
Umarım onlarda doğru olanı idrak edip gerçeğe yönelikler…
Amacımız; hizmet edebildiğimiz kadar insanlığa faydalı olmak, asırlardır uyuyan ve uyutulan Müslüman Türkleri
uyanabilirlerse uyandırmaktır temel çabamız.
Buharalı bir Türk
İndependent inventor scientist & investigative writer
Notary in Turkey and in USA / noter tasdiklidir.
Yayınlanan bu kitapların tüm hakları yazara aittir.
http://www.genetigidegistirilmisdin.com/
2. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
2
Yazar hakkında Önsöz
Bu kitabın yazarı Buharalı Bir Türk’tür. 17 Mayıs 1946 yılında Elazığ Maden'de doğmuştur. Üç
yaşlarında babası Buharalı Ali Rıza Oğlu İbrahim beyi kaybedince sakat anacığı ile yaşamaya
başlamış. Annesi birkaç yıl sonra tekrar evlenmek zorunda kaldığında ise dedesi ve ninesi
tarafından büyütülmüş.
Yazarın bugünkü bilimsel çalışmalarının ve başarılarının temelinde yatan oldukça ciddi olduğuna
inandığımız birtakım verileri okuyucuların bilgilerine iletmek istedik. Bu veriler, Burkay'ın bu engin
görüşlerinin anlaşılmasında önemli rol oynayacaktır.
Erken gençliğinin geçtiği Ergani'de, kasaba çevresin de oluşan "hortumlara" bakmak, içinde olup
bitenleri anlayabilmek için pür dikkat beklemek, yetişebildiklerinin içine girip; hortumun içinde
oluşan hareketleri, olayları kavramak, anımsadığı ilk tutkularından biriymiş. Bazen vücudunu ıslatıp
hortumun içine girdiğini, hortumun içindeyken gözlerini açamadığı için bu yola başvurduğunu,
olayları vücudu ıslak olduğu zaman daha iyi duygulanacağını, bu nedenle birçok kez hastalandığını
anlatıyor.
Yazar ilkokul çağlarında iken su dolu havuzlarda yaptığı deneylerde, su üstündeki yaprakların bir
yere gitmediğinin farkına varıp; öylesine kötü alışkanlıklar edinmiş ki; çoğu kez suyun içinde fazlaca
kalmaktan dolayı vücudu keçeleşip yatalak hasta olmuş. Kendisi anımsadığı o günleri anlatırken "
ağzıma aldığım hortumla suya göz hizasına kadar girip, saatlerce dışarıdan iplerle kontrol ettiğim
taşları havuza atıp oluşan dalgaları, suyun altından izlemek için, fazlaca kalmaktan dolayı, suyun
deride yaptığı ıstıraba katlanmak zorundaydım" diyor. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi yaptığı
özel düzeneklerle havuzun içinden dışarıya taş attırıp, dalgalardaki farklılıkları ters yönde
inceleyecek kadar dalga tutkusu gece gündüz tek amacı olmuş. Yazar öylesine ileri gidiyor ki; bakır
cevheri çıkarılan Madende dinamit fitillerinden artan ar tık fitillerin barutları ile patlayıcılar yapıp,
renkli boyaları durgun havuz suyuna bırakıp - kendisi de suyun için de olmak koşulu ile-
patlatırmış! Amacı dalga hareketini renkli boyaların izlerini dalgalardan izlemek! Çoğu kez hayati
tehlikeler atlatmasına rağmen bu çılgınca deneylere devam etmiş.
"Çevre, insanlar, eşyalar hareket eden aracın altından bakılırsa acaba nasıl görünür? " diye
düşünür dururmuş. İşte, ipe sapa gelmez böyle bir soruya cevap bulabilmek için kendisini maden
cevheri taşıyan o kocaman arabanın altına " diferansiyel " ayaklarından bağlayıp elleriyle de arka
gövdeyi tutarak gözlem yapmaya kalkmış. O gün çevreden görüp yetişenler tarafından
kurtarıldıktan sonra, tam anlamı ile "İSTENMEYEN ÇOCUK" ilan edilmiş. Babasız oluşu ve dedesinin
saygın kişiliği sayesinde bu garip ve tehlikeli davranışlarını dayak yemeden atlattığı hatıraları
arasında.
Amerikalılardan önce aya gitmek için, 1957'de barutlarla içini doldurduğu silindirik Kanada peynir
kutularını ekleyerek roket yapıp ateşlediğinde, çevresindeki bütün evlerin camlarının kırılması ve
10 gün kadar yakınlarından saklandığı bir başka anısı.
Yine İlkokul çağlarında bakır fabrikasında maden potalarında vagonlara dökülen eriyik bakır
madeninin etrafa saçılan küçüklü büyüklü taneciklerinin neden hep yuvarlak taneler, küreler gibi
olduklarını araştırması ve erittiği kurşun taneciklerinin de küreler olma eğiliminde olduklarını
gözlemesi; bilimsel yaşantısındaki en değer verdiği olaylardan birisidir.
O günlerden sonra yaramazlıklarını durdurduğunu ve çevreye ve kendisine daha etkili zararlar
vermeye başladığını anlatıyor ve karlı soğuk havalarda, “nasıl oluyor da soğuk hava burundan
3. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
3
giriyor ve hemen vücut ısısına ulaşıyor" sorusuna o çocuksu duygularla cevap aramaya çalışırken
zatürreden zor kurtuluyor.
Saygı ve minnetle andığı Nineciğinin, yazarın evde yaptığı deneylere göz yumduğunu, hatta o
yoksul haliyle bile; tel, mıknatıs, lehim vs. alması için harçlık verdiğini gözleri yaşararak anlatıyor ve
bu arada ninesinin şu sözünü hiç unutamadığını söylüyor: "Oğlum, zengin bir aile olsaydık, sana
her istediğini mutlaka alırdım"…
Ninesini saygı ve Rahmetle ile anan yazar, ona çok şey borçlu olduğunu söylüyor. O denli çevresine
zararlı bir torunu seven, sevgi örneği, bilim aşığı bir nineydi diyor. Hatta çoğu kez; " bana da anlat,
bu mıknatısı döndürünce bu ampul nasıl yanıyor?" diye sorduğunu ve durmaksızın kendisine
moral verdiğini söylüyor.
Yazar 1963'de elektronik ve ileri seviyede deneylere dayalı fizik alanlarında çalışmaya başlıyor,
çalışıyor, okuyor, deney yapıyor, kazanıyor ve akademik eğitimi seneler sonra ABD de birçok ilişkin
branşlarda kendisini yetiştirerek alıyor.
Çok sevdiği sakat anacığının iyi kötü terzilik yaparak destek sağladığını, ancak ninesi kadar bilimsel
araştırmalara yumuşak yanaşmadığını, bu nedenle annesiyle geçinemediğini ifade ediyor. Yazarın
özel yaşamında da, bilimselliğin dışında kelimenin tam anlamıyla GEÇİMSİZ BİR İNSAN olduğunu
gözlüyoruz. Zaten bu da her halinden belli oluyor.
Yazarın hiç unutamadığı bir tutkusu da; arka ayaklarıyla gübreden bilye yapan GÜBRE BÖCEKLERİNİ
İZLEMEK! Bu böcekleri izlemek yazara öylesine bir haz veriyor ki; anlatırken bile gözlerinin içi
gülüyor. Bu böceklerin müthiş geometri bildiklerini, aşırı dengeli ve dikkatli bir mühendis gibi
çalıştıklarını; özelliklede katılık - sıvılık oranlarını bir kimyager gibi kontrol ettiklerini; ballandıra,
ballandıra anlatıyor.
Yüce Allah'ın her canlıya özel bilgi iletişim detaylarını kodladığını, tüm çevremizin bu programların
ortaya koyduğu verileri sergilediğini tanımlıyor.
Yazar, Turhal, Finike, Antalya'da kendi işyeri ve laboratuvar çalışmalarından başka, yurt dışında
elektronik-elektrofizik alanlarında; ITT, petrol şirketleri, INAS, Methanol ve Amonium Petro kimya
fabrikaları gibi değişik yerlerde ve değişik alanlarda, deney amaçlı olarak çalışıyor. Pahalı
deneylerini kendi şahsi imkânlarıyla yapamayacağını anlıyor, hem hayatını kazanıyor hem de
deneylerini para harcamadan yapma imkânını böylece buluyor. Bu çalışmalarına gerçek bir destek
sağlayan John V. Krivak isimli ABD'li genel müdürüne borçlu olduğunu anlatıyor.
1977'de Turhal'da arkadaşlarına, OZON tabakasının önce güney kutup bölgesinden yırtılacağını
açıkladığın da; arkadaşlarının garip ifadeli bakışlarını sezinleyince tekrar yurt dışına çıkan Yazar, 47
ülkede araştırmalar ve çalışmalar yapıyor.
Tevrat'ı, İncil ve Qur’an’ın şu ana kadar asla farkına bile varılamamış ayrıntılarını deşifre etmeyi
başaran yazarın en büyük amaçlarından biriside; Sevgili Musa Peygamberin o müthiş teknolojiler
içeren sandığının yapımı olduğunu kendisinden dinliyoruz. Yazarın her nasılsa gözünden kaçmamış
bir takım verileri belirtmek istiyoruz;
* Nuh Peygamber’in babasının adı ‘LAMEK’ tersinden okununca KEMAL oluyor.
* Nuh tufanı ayın 17'sinde oluyor,
* Sular çekilip gemi karaya ayın 17'sinde oturuyor,
4. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
4
* Nuh Peygamber ikinci ayın 17'sinde karaya ayak basıyor,
* Yakup Peygamber’in oğlu Yusuf Mısır'da 17'sene yaşıyor,
* Bu kitabın yazarı da Mayıs-17'de doğuyor.
Bu kitabın bilimsel içeriği TAURUS ayı yani, Mayıs ayı ile çok yakından ilintilidir.
Yazar, en nefret ettiği şeyin okumamak olduğunu, okunan her verinin yaşanarak okunması
gerektiğini, okumamanın bir insanlık suçu olduğunu ısrarla vurguluyor.
Bilimsel tüm yapıtlarını " EVRENDE ZAMAN VE HAYAT " adlı seri kitaplarda toparlayan yazarın
yayınlanacak olan eserleri şunlardır.
* Titreyen ve Işıldayan ATOMLAR,
* QUR’AN + Tevrat ve Matematik,
* QUR’AN + Tevrat ve Boşluk Şakulü,
* Ta-Ha ve TUVA.
* Dünya Atlantis’in Akıbetine Gidiyor,
* Akıl ve Nefs,
* Allaha şirk koşan dinciler,
* Black and White Holes, Kara ve beyaz delikler,
* Fiziğin Felsefi Enginliği,
* FİZİK-HİKMET KUTSALDIR,
* Evrenin boşluk şakulü,
* KADER nedir, AKIL nedir,
* YARATILIŞIN PROGRAMLARI,
* Müslümanlar gibi Müslüman olmak mı? Sakin Haaa!
* YARATILIŞIN PROGRAMLARI,
* ÂDEM ve TORUNLARI
* TARIK suresi ve gecenin bel kemiği,
* Kehf-Rakim ekibi ve köpekleri kimlerdi?
Gibi eserlerini sırasıyla diziler halinde, ücret almadan yayınlayacaktır.
5. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
5
QUR’ANI ANLAMAYA VE BİLİMSEL HAYATIMA BAŞLAMA KOORDİNATIMI ŞU
NOKTADA BULMUŞTUM
Hiç bir şekilde veya tarzda, en küçük bir saplantı, fanatik dogmalardan uzak, eski tekerlemelerin
etkisinde kalmadan, dedelerimizden öğrendiğimiz doğru veya yanlış masalların izlerini silerek,
tarikat denen fitne ve şirk üreten tuzaklara yakalanmadan, öğrendiğim Bilimsel değerlerin ışığında
saf, tertemiz, tarafsız, cennet talebi veya cehennem korkularını tamamen silip AKILLA ANCAK
başarabileceğimi anlamıştım.
Sordum; QUR’AN’IN en önemli evrenselliği, doğruluğu nedir? Çünkü şartsız, şüphesiz en acımasız
netlikle doğru koordinatı bulmalıydım.
Cevabını, HAKKA suresi öğretti, tüm açıklığı ile hakikati, yine QUR’AN’DA buldum gerçeği: Sevgili
Muhammed’e ait bir tek kelime yoktu, olmaması gerektiğini de buldum. Muhammed şunu dedi,
Muhammed bunu dedi şeklinde bir tek kelime yoktu…
Bu nedenle hadis denen şeylerin hiç bir güvenilirliği olamayacağını daha başlarken tespit etmiştim.
Aradığım cevabi bulmuştum. Erken gençliğimde “Dükkânına Sağ ayağınla girersen bereket gelir,
Sol ayağınla girersen para kazanamasın” tekerlemesini ilk duyduğumda “Sol tarafı başka Allah mı
yarattı?” karşılığını verdiğimde yediğim okkalı şamarı hala anımsarım…
Seneler sonra, DNA sarmallarının sağ spiral olduğunu, fasulyeden tutunuz istisnasız tüm
sarmaşıkların dahi sağ spiral yaparak yukarı çıktığını gördüğümde, bu deneyi Kuzey (Turhal’da) ve
Güney yarım küre (Johannesburgda) da, ABD de, Meksiko’da, Kanada’nın kuzeyinde de yaptım ve
sonucun şaşmadan ayni olduğunu gördüm ve bilimin enginliklerine girdikçe anladım ki; QUR’AN
EVRENSELDİR, QUR’AN BİLİMLER BİLİMİDİR, QUR’AN KATIKSIZ OLARAK ALLAHIN KELİMELERİDİR.
6. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
6
Bitkinin yukarı sarılırken kendi inşa ettiği SAĞ spiraller. Aylarca uğraştım ancak ne kadar
çabaladıysam asla SOL spiral yaptıramadım.
Anlamanın biricik, sade, en mütevazı ve AKILLI bir yöntemi vardı; anlamak için okumak
gerekmekteydi, cennet talebi veya cehennem korkusuyla değil. Çocukluğumuzdan gelen
bastırılmış, kalıplaşarak limitlenmiş, sorgusuz, soru sormaya kapalı tekerlemelerle değil….
Gerçeğe ulaşabilmenin, Yüce ALLAH’I samimiyetle ve bilerek sevmekten, olabildiğince sevmekten
başladığını gördüm, yaşadım ve hissettim. Etrafımda, yaşadığım her ortamda ALLAHI hissettim,
ALLAHI yaşadım.
Emevi, Abbasî zırvalarıyla, şahsa mahsus tefsirlerle, uydurma hadislerle değil; Yüce ALLAH’IN yine
QUR’AN’DA öğrettiği yöntemle anlamak gerektiğini gördüm. QUR’AN’IN kendi içinde kendini
açıkladığını gördüm. Dışarıdan yapılmış tefsirlerin QUR’ANI örttüğünü gördüm.
Boşluklar içinde olan saf ve AKLINI kullanmayan cahil insanların ALLAH’I bırakıp, Allah’ın makamına
Resulleri, Nebileri oturttuğunu, Nebilik makamlarına da kendi şeyhlerini, dervişlerini oturttuğunu
ve kendilerini de bu maskaralara köle ettiğini gördüm. Bu maskaraları yaratanın aslında cahil
insanlar olduğunu, Cehaletlerinden çıkar sağlayacağını gören şeytani düşünceli hokkabazlar da, bu
insanları bir şekilde esir ettiklerini gördüm…
Eskiden taşlara putlara tapardı AKLINI kullanamayan insanlar, çağımızda gördüm ki canlı-kanlı
şeyhlere tapıyorlar, ALLAH’A değil.
QUR’AN’DA gördüm ki Yüce ALLAH insanlarına; insan insanı olmalarını, aklını kullanan vakur, takva
sahibi bilge, seven ve başkasına boyun eğmeyen, Rablarının sevgisini bilerek kazanmayı, hak
ederek kazanmayı öğretiyordu, kendisine esir veya köle olmalarını değil…
7. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
7
Gördüm ki Yüce ALLAH insanlarını, yarattıklarını çok, ama çok seviyordu, Cennetin biletini
veriyordu.
Oysa şeyhler, tarikatlar, dervişler de sadece kendisine isteyerek köle olanların; parasını, hayatını,
şahsiyetini alıyor ve karşılığında da cehaletleriyle birlikte cehenneme biletlerini veriyordu.
Yüce Allaha hamd ederek başladım, çok şanslıydım, gerçeği görmeyi başardım, bana gerçeğin
kapılarını açmıştı QUR’AN…
Şu aşağıda sıraladığım kısacık ancak önemli temel ilkeleri iki kez okuyup bellediğimizde ancak bu
kitabin içeriğini ve enginliklerini amacı doğrultusunda anlayacağımızı bildirmek isterim.
47 ülkede yaptığım engin araştırmalarla ulaştığım net sonuçlar bana gösterdi ki:
a. QUR’AN’IN, en temiz tarzını tesis ederek önerdiği Demokrasi dediğimiz erdemi kendine
uyduran çoğunluklar,
b. Demokrasiye uyan zavallı azınlıklar,
aa. QUR’ANI, dini, dinleri kendi sapıklıklarına uyduran işportacı çoğunluklar,
bb. QUR’ANA, saf dinin temiz gerçeğine AKILLA uyan azınlıklar…
Emevi ve Abbasî dinciliğinin iktidar, saltanat oyunlarının 21nci Y. Yıl versiyonu hakkında:
Tarihin engin karanlıklarında kalmış bu gerçeği; Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜMÜN kutsal anısına atfen
bilgilerinize sunma gereği duydum henüz kitabıma başlarken.
Umarım dikkate alırsınız… Bir birinden farklı gibi görünen, ancak temelde ve tavanda iç içe oldukları
için kısaca birkaç konuya temas edeceğim.…
Kırk yedi ülkede 60 yıllık akademiler üstü bilimsel araştırmalarımda ulaştığım net sonuçta: en kutsal
millet olan Türk ulusunun iflah olmaz üç (3) büyük virüsü, hastalığı, müzmin ve gizli düşmanını tespit
ettim;
1) Her nasılsa bir şekilde diploma almış DİPLOMALI kara cahiller ki: elinde lambası YOK önünü
göremez ancak aydınlığı oynayan şarlatan aktörlerdir… Yani monşerlerdir…
2) İkinci virüs: işportaya düşürülmüş, bilimle, QUR’ANLA herhangi bir ilgisi bulunmayan
uydurulmuş DİN. İnsan icadı bu dinin/dinlerin çığırtkanlarıdır ki: bu uydurulmuş din süngeri ile
hemen her cahilin beynini istediklerin tarzda siler süpürür, yıkar ve yönlendirebilir ve hatta intihara
bile götürebilir ve hatta kendi öz evladını kurban etme şeklinde AKIL hastası yapabilirler.
3) Kişinin, sadece bilmediği değil: BİLMEDİĞİNİ DE BİLMEMESİDİR. Bilgi sahibi olmadan fikir
yürüten şarlatanlar ki, bu şarlatanlar yetkilerle donatılırlar üstelik.
Bu üç temel arızanın ne olduğunu ve nasıl kurtulacağını belleyemedikleri zaman tarihin
karanlıklarında eriyerek YOK olacaklardır…
Dönün de bakın arkanıza binlerce yıllık insanlık tarihine; tarihler bu anlattığım kısacık kanıtın
sayısız örnekleri ile doludur…
8. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
8
Doğanın yasaları kimsenin O’nu olmasını arzu ettiği gibi değildirler. Onlar olması gerektiği gibidirler.
Bize düşen ödev: insan gibi insan olmanın gereği ve bilimin erdemi de; bu evrensel gerçeklerin
nasıllarını, nedenlerini araştırmak ve bulmaktır…
Tarihin enginliklerinde yok olmuş milletlerin YOK olma nedenlerinde en temel iki arıza tespit ettim:
1) Herhangi şekilde, herhangi dini kullanmak ve insanları bir şekilde etkileyerek, hür iradelerini
ve duygularını şahsi çıkarlar ve tekeller altına alınması, kısaca kontrol edilmesi.
2) Kişi veya kişilerin hak etmedikleri halde ve layık olmadıkları halde herhangi şekilde zengin
olmaları. EN TEHLİKELİSİ BUDUR. Bu iflah olamaz hastalıklar, toplumları, milletleri tarihe gömen en
korkunç virüsüdür. Nedenlerini, enginliklerindeki detaylarını ilerde açıklayacağım.
Kısaca diyebilir ki: Hâksiz yere, hak etmeden bir şekilde zengin olmuş kişinin/kişilerin ilk yapacağı şey,
savunma mekanizmalarını harekete geçirip ADALETİ satın almasıyla başlar…
Hak etmediği halde sahip olduklarını kaybetme korkusu (iblis) ona ilk önce; ADALETİ, DİNİ, SÖZÜM
ONA DİN ADAMLARINI, FETVALARI, İNSANLARIN DUYGULARINI, HATTA ŞAHSİYETLERİNİ SATIN
ALMAKLA BAŞLAMASI GEREKTİĞİNİ EMİR EDER…
Aynı Emeviler, Abbasiler gibi ALLAHIN dinini QUR’AN’I kendi saltanatı için satın alıp,
yönlendirebileceği kadar yönlendirir… Uydurma hadislerle asırlardır insanları ALLAH’IN tertemiz
yollarından kopardıkları gibi.
IŞTE!... İflah olmaz yıkım, hezimet, çökme, yok olama başladı demektir…
Bu hezimetin ilk darbe vuracağı yer de AKILI kullanan bilimdir, gerçeklerin örtülmesidir, bilimin
pasifize edilmesidir.
QUR’AN bu nedenlerle zenginliğin yığıntı haline getirilmesine şiddetle karşıdır… Çünkü zenginlik
şahsa mahsus değil toplumun müşterek malıdır.
Zenginin cennete girmesi devenin iğne deliğinden geçmesinden de zordur: Bu harika ayetin
enginliklerine girmeyecek, hemen atmaca gibi atlayacak ve deve iğne deliğinden geçer mi, geçmez
mi diye şarlatanlık yapacak ve mistik saplantılarla kendini gerçeklerden uzaklaştıracaktır.
Deveden büyük iğne yaparsan deve neden geçmesin ki? Küçüklük ve büyüklük göreceli değilimdir?
Oysa bu harika ayetin gerçek anlamı bambaşka bir astrofizik alanındadır ve bu kitabin dışındadır.
HAMD VE SENA ÂLEMLERİN RABBİ OLAN YÜCE ALLAHADIR.
9. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
9
HAYATTA EN HAKİKİ MÜRŞİD İLİMDİR...
Mustafa Kemal ATATÜRK.
ÖNSÖZ
Evrenleri hatasız ve en mükemmel geometrilerle yaratan, yerleri ve gökleri en üstün matematikle
dantel, dantel işleyen, evrenleri en güzel biçimde yaratan Yüce Allah’a iyi bir kul olabilmek, Sevgili
Muhammed’e, İsa' ya, Musa'ya, İbrahim'e ve İshak'a ve yüce-yüce erdemlere sahip tüm
peygamberlere ve tüm insanlara ve bilime hizmet edebilmek için bu kitabı yazdım.
Amacım Yüce Allah'ın evrensel sevgisini hak ederek kazanmak ve bilerek hak etmeye yöneliktir.
Hiç bir dinin veya din kitabının veya Peygamber’in reklamını yaptığım veya tanıtımını yaptığım
sanılmamalıdır. Gerçi bunun böyle olduğu tüm açıklığı ile bu kitap boyunca sergilenmektedir.
Gururlanmaktan, acizlik ve tembellikten, cehalet ve samimi sevginin parçalanmasından, Alemlerin
Rabbi olan Yüce Allah'a sığınırım ki; bana beni, henüz beni yaratmadan önce öğreten; bilgi iletişim
Y-DNA bankama eksiksiz tüm bilgileri programlayan Yüce Allah'a sığınırım, anlamamaktan...
İnsanlara mümkün olduğu kadar faydalı olamamaktan... hayatı-zamanı tanımamaktan... tüm
güzelliklerdeki çirkini, çirkine eşlik eden güzeli görememekten Allah'a sığınırım ki; çirkin hiç bir
şeyin olmadığını anlayacağız.
Yüce ALLAH bana çirkin veya güzel niceliklerini, bilgilerini programlamasaydı, ben bu göreceli
değerleri nasıl nitelendirebilirim ki?
Hayatın var oluş gizemlerini, eşyanın ilişkinlik (relative) ve var olma amaçlarını araştırarak ulaştığım
NET sonuçlardan birisi de şudur;
Akıl nefse egemen olursa; Akıl + Melek = Üstün İnsan, Erdem insan,
Nefis akla egemen olursa; Nefis + şeytan= Şeytanin dostu nefes alan ceset,
kombinasyonu olarak karşıma çıktı.
Hz. Muhammed"Allah önce AKLI yarattı ve Ta-Ha suresini okudu" demekle, AKILINI KULLANAN
her insana, bilim adamlarına gereken başlama koordinatını 1400 yıl önce vermişti.
"AKIL" gerçek anlamı, bağlamaktan mastar olup, sıkı sıkıya, sıkıca bağlamak anlamlarını
içermektedir. Yani, AKIL’I, insanı gerçeğe bağlayan bir program, bir bağ gibi algılayabilirsiniz.
Bu nedenle QUR’AN insana “ EY İMAN EDENLER İMAN EDİNİZ” der. İman etmenin, sıradan
tekrarlanan kelimelerle olmadığını, sonsuz bir hedefe ancak YÜCE ALLAHIN yarattıklarının
enginliklerini kavramak ve daha çok, daha-daha çok bilerek iman etmek, yani, bilerek, saf en
tertemiz şekilde, AKILLA iman etmekten söz edilmektedir.
Rahmeti, yani Evrensel sevgisi tüm Âlemlere sinen Yüce Allah'ı bilerek bilmenin, O’na O'nu tadarak
ulaşmanın, O'na bilerek yönelmenin, O'nu BİLMENİN mutlak ve tek yolu, ANCAK BİLİMDİR.
Evet, yanlış okumadınız, Yüce Allah'ı gereği gibi tanımak ve O’na gereği gibi kul olmanın tek yolu,
bilimin dili ile ve sadece bakabilmek değil; BAKTIĞINI AKLIYLA GÖREBİLMEKTİR.
10. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
10
Yüce Allah’ta tüm kitaplarında, yarattığı kulunun kendisini bilerek bilmesi gerektiğini
arzulamaktadır. Bunu başarmanın, benim tespit ettiğim tek yolu ise, AKLI, BİLİMİN
ENGİNLİKLERİNE YÖNLENDİRMEKTİR.
Hayatım boyunca Quran’ı ve Tevrat'ı ve İncil'i, durmaksızın yenilenen, birbiriyle devamlı savaşan
sözüm ona teorilerin, kan dökerek adına bilim dedikleri şarlatanlığın (ki o asla bilim değildir),
düşmanlıkların arkasından götürmedim. Bunu yapan sayısız dinci bağnazları da şiddetle kınıyorum.
Bilimin kutsallığına olan O sonsuz saygım, beni Yüce Allah'a götüren mutlaktır ki; bilimin kutsallığını
kast ediyorum. Çıkarlar uğruna reklam edilen bilimi yeriyorum ki; ona da zaten bilim denemez.
Şu kendisini din adamı diye çığıran hokkabazları hiç mi hiç konu etmekte istemiyorum bu engin
araştırmalarımızı içeren kitabımızda.
Son yüz yıldır quantum fiziğini çıkmazlarda oyalayan ATOMUN gerçek kimliğini ve geometrisini ve
istisnasız tüm fonksiyonlarını açıklayan BUHARA ATOMUNUN gerçeklerini, subatomik en temel
elementer öğeleri ki; buna, DUHHAN PAIRS - Yunancası HAYULA), Evrenin en temel yapı taşı olan
elementer öğeleri ve fonksiyonlarını, madde ve zaman ilişkinliğinin en temel verilerini; birileri için
(!) biraz üzücü olacak, ancak QUR’AN’DA, matematik verileri dâhil QUR’AN’DAN keşfettim.
Gerçekten inanılması güç, imkânsız gibi görünmesine rağmen, ne yazık ki doğru.
Nasıl olurdu da bu evrensel gerçekleri bomba yapan, gençlerin beyinlerini sömüren, bazı hallerde
sevgi düşmanlığı yapan birtakım bilimlerin (!) ardından götürürdüm?
Türlü imkânsızlıklar, hatta engellemeler içinde yazdığım bu kitap; Müslümanlara, Hristiyanlara,
Musevilere, Allah'a inanan ve inanmayan tüm insanlara; Ahlak örneği Sevgili Muhammed'in,
Qur’an/Yasin ve NECM surelerinde detayları açıklanan ve bu elinizdeki kitabın temel içeriği olan
bilgi anahtarıdır ki; deşifre edip yayınlama hizmetini bize bahşettiği içinde Yüce Allah'a teşekkür
ederim.
Bu kitabın bilimsel içeriği; Yüce Allah'ın vahyi ile Sevgili Muhammed'e gönderilen; TÜM İNSANLIK
TARİHİ İÇİNDEKİ EN ÖNEMLİ MESAJLARINDAN BİRSİDİR. Çünkü galaksimizde devinen (kendi
yörüngesinde hareket eden) ve üzerinde süper akıllı varlıkların yaşadığı Şİ-RA gezegen(ler)
gurubunun detaylarını içermektedir.
BU KİTAP "Sevgili Muhammed'in; Şeytani Ayetler (The Satanic Verses)" adlı kitabın içeriği olan
"Onlar kendilerinden şefaatleri umulan Ak-Kuğulardı, GARANİYK Dİ" diyerek SECDEYE kapandığı
cümlesinin ve bu hareketinin gizemlerini ve doğruluğunu kanıtlamak için yazılmıştır.
Evet, Hz. Muhammedbu cümleyi peygamberliğinin ilk dönemlerinde Mekke’de kullanmış ve
secdeye kapanmıştır... BU KESİNLİKLE DOĞRUDUR.
EVET, ALLAH RESULÜ PUTLARIN ÖNÜNDE, O MEKÂNDA SECDEYE KAPANMIŞTIR…
ANCAK!!!... Olayın olduğu yer, Kâbe’nin hemen etrafıdır. Kâbe’nin etrafı 360 putla doludur,
Kâbe’nin neresine dönerse dönsün mutlaka karşısında zaten en az iki put vardır… tesadüfen
putların bulunduğu yerde ilk vahiy edilen Necm suresinin ve ilk vahiyle emir edilen secde
ayetine hürmeten MECBURİYETTEN hemen oracıkta secdeye kapanmıştır….
11. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
11
Şimdi; 1400 senelik İslam ve binlerce senelik uyuyan tarihi bir gerçeği ortaya koymaktayız.
Bu kitap; QUR’AN ve Tevrat ve İncil'in apaçık verilerinin sadece tarafımızdan deşifre edilerek
yazıldığını ve bu kitapta bulunan tüm bilimsel verilerin, varsa hataların muhatabının sadece biz
olduğunu, siz erdem okuyucularıma henüz başlarken hatırlatmak istiyorum.
Bu kitapta olabilecek tüm hatalar veya tanımlama hataları tamamen şahsıma aittir. Şayet varsa
gerçek bilimsel bulgular ki “bunu apaçık veriler ve detaylarıyla bu kitapta bulacaksınız” bunun da
zaferini yine tüm insanlarla paylaşmak istiyorum.
12. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
12
Adı ile Allah’ın Rahman ve Rahim olan…
1: Senin saadetin, mutluluğun için göğsünü (cahil, seni kolayca anlamayacak asi bir milletin içinde
öğrettiğimiz hikmet, bilimsel detayları kavrayabilmen için göğsünü (Sadır’ını) anlayışla, idrakle
doldurup) genişletmedik mi?
Aldığımız istisnasız bütün gıdalarla vücuda alınan her bir protein önce timüs guddesine diğer ve
nereye gideceğini, nasıl bir görev yapacağını timüs guddesinde, yani göğüste, yani SADIRDA
öğrenir ve vücudumuzdaki görev yapacağı yere gider. Bu nedenle Yüce ALLAH, SADR’A öğrettik,
öğreteceğiz gibi ifadeler kullanır. Eskilerin IMAN tahtası dedikleri yer bu göğüs, yani Sadırdır.
2: Sen'den yükünü hafifletip kaldırmadık mı?
3: Öyle ki, O sırtını çatırdatıp bükmüştü (o yükün sorumluluğu- İlahi sorumluluğun sana getirdiği
ağırlığı, sorumluluğu).
4: Senin şanını (sana eksiksiz olarak hikmeti-ilimi öğretmekle) yükseltmedik mi?
5: Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık var...
6: Evet, muhakkak (her) güçlükle beraber bir kolaylık var...
7: O halde boşaldın mı, kalk (tamamladığın bir işi veya icadı, görevi, vazifeyi keşfi, konferansı,
dersi bitirdi mi? kalk! Yine bir başka iş ve keşif için) yorul.
8: Ve yalnız Rabbine rağbet edip (O'ndan) iste... (yalnız O’ndan talep et, başkasına boyun
eğme)." QUR’AN/ İnşirah 1-8]
Doğrudan doğruya Resul-Allaha hitap eden bu sure: en onurlu, en vakar, ALLAH’TAN başkasına
boyun eğmeyen, en temiz kalpli, bilge, çalışkan insan modelini bir anda gözler önüne serdi ve
bizlere de Allah Resul’ün öğretti gibi erdem insan olmanın yollarını açıkladı.
Ne kadar saf, temiz bir açıklama, dikkat ettiniz mi? Ancak maddi menfaatler için değil, anlamak için
okunursa ayetin zenginliklerini AKILLA anlayabileceğimiz temizlikten söz ediyorum.
Tekke köşelerinde, havralarda ağlaya sızlaya Allah Resulün hırkasının karşısında ağlaya sızlaya
Müslüman filan olunmaz… Sadece Allah’a şirk koşulur…
Resul Allaha yüce Allah’ın öğrettiği gibi örnek insan, insan gibi insan, bilge insan olunmakla
Müslüman olunur… Allah Resulünün izinden gitmek yüksek ahlakla olunur, Şarlatanlıklarla değil…
Yüce Allah QUR’AN’DA “Seni cahillerle birlikte olmaktan veya cahillerden olmandan men ederim“
der.
13. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
13
G İ R İ Ş,
Bilinmesini altını çizerek belirtmek isterim ki, bu kitabımda kullandığım ifadeler, görüşlerim hiçbir
şahsı veya toplumu doğrudan doğruya hedef almamaktadır. İnsanlara ırklarından, renklerinden
veya dinlerinden dolayı herhangi bir fark gözetmediğimin, tümüne evrensel bir saygı ve sevgi
duyduğumun bilinmesini istiyorum. Ancak, kendini bilime adamış mütevazı bir araştırman olarak;
bilim adamı etiketine her nasılsa sahip olmuş... O tür(!) bilim adamlarına da, dolaylı veya
doğrudan doğruya sitem ettiğimi, dinler arasında var olan köklü bağları koparıp, insanları bir birine
karşı DİN DÜŞMANI yapan din adamlarını da şiddetle kınadığımı inkâr etmiyorum.
Özellikle de, DİN ve BİLİM arasındaki anlamsız düşmanlığı yaratanlar!...
Gerçek Dinin temeli, tavanı felsefedir, Bilim de temelinde tavanında felsefe olmadan bilim olamaz.
Nasıl olurda, kimler hangi çıkarları için bu erdemi iflah olamaz şekilde birbirinden ayırdılar.
Tevrat ve İncil ve QUR’AN’IN ciddi seviyelerde bilimsel verilerini, tarihlerini, yardımcı diğer bilim
dallarıyla iç içe araştıran mütevazı bir araştırman olarak; bu alanda henüz ilgili eserlerimi
yayınlamamış olmama rağmen, özellikle QUR’AN’IN İnsan değerine yaraşır ahlak, davranış,
düşünce biçimleriyle yönlendirdiği Zihinsel Matematik, Fizik, Astrofizik, Quantum fiziği, Genetik
bilimlere yön verecek, bilimler arası koordinasyonu sağladığını ve günümüz bilimsel verilerinin de
mutlak kaynağı olduğunu KANITLAYAN bir araştırman olarak, bilim adamı sorumluluğu olan tüm
DİN bilimcilerine, bilimsel keşiflerdeki gecikmeler şöyle dursun, savaşların, anlamsız kavgaların
getirdiği ıstırapları paylaşan çocukların, ezilen insanların, aç yatan milyonlarca mazlumun bende
bıraktığı izlenimlerdir ki; sitem etmekte biraz olsun haklıyım galiba!
Birtakım kara cüppeli İnsanlar, Âlemlere Rahmet olarak varlığı her zaman var olacak QUR’AN’IN,
her şey den önce kendisinden önceki İncil'i ve Tevrat'ı, koruyup, kollayıp ve tasdik edici (bu
noktaya çok dikkat ediniz; koruyup, kollayıp ve tasdik edici, yani tamamlayıcı, yani bir öncekini
doğrulayarak eğitimi tekâmül ettirici) olduğunu görmediler. NEDEN VE NEYİ TASDİK ETTİĞİNİ
BİLİMSEL BİR SEVİYEDE VE TEMEL MANTIK, AKIL İLKELERİ TABANINDA ve TAVANINDA,
YARARLANMAK AMACIYLA KATİYYEN ARAŞTIRMADILAR. Araştırmak şöyle dursun, araştırılmaması
için canhıraş bir şekilde çalıştılar üstelik! Örnek mi? bu kitap boyunca yüzlercesine tanık
olacaksınız.
QUR’AN; Tevrat'ta ve İncil'de neler vardı ki KOLLAYIP TASDİK ediyordu?
Soruyorum; ne, neden kollanır ve tasdik edilir? Yanlış veya hatalar kollanıp tasdik edilir mi hiç?
Mademki Tevrat ve İncil bozuldu, Yüce ALLAH M.S. 611 de göndermeye başladığı QUR’AN’DA bu
kitapların bozulduğunu bilmiyor muydu?
Kara, kapkara düşünceli birçok bilim düşmanı, kısır düşünceli kişilerin " Tevrat ve İncil orijinali
değildir " zannı ve cehalet sergileyen önyargılarıdır ki; araştırılması gereken Allah buyruğunun ve
asırlar önce yaşanmış ve bize örnek olması gereken gizemlerin kilitlenmesini ustalıkla
başarmışlardır. Bu, kasıtlı ve cehalet içeren ön yargıları, İnsanların beyinlerine programlayanlar
çirkin amaçlarına ulaşmışlardır. Bu oldukça ayrı bir konudur ve VİCDAN SAHİBİ AKILLI insanlara
ıstırap verici fanatik amaçlara hitap ettiği içindir ki konumuzun dışında kalması gerekir.
14. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
14
Şimdi birlikte soralım: İncil ve Tevrat’tan orijinal olmamasına rağmen M.S. 6. Yüzyılda yaşayan Hz.
Muhammed bir tek kelime ile de olsa "Sakın İncil’e ve Tevrat’a el sürmeyin" demiş midir? Hz.
Muhammedin böyle bir ifadesi var mıdır? Ebetteki yoktur.
Ancak Emevi ve Abbasîlerin hususi bir Muhammedi vardı ki; O Muhammed bu şarlatanların her
istediğine, arzuları doğrultusunda mutlaka bir cevap verirdi. Asırlardır Müslümanları gerçeklerden,
gerçeği öğrenmelerinden alıkoyan, üçüncü sınıf insan yığınları yapan bu kaynaklardır. Hadislerin
kaynağı bu şarlatanlıklardır.
Şimdi bu cümlemden dolayı bana cahilce hücum edecekler ve Hadislere düşman kâfir oldu
diyecekler… Oysa Qur’an/ Hakka süreside Onlara açıkça, kendilerine zulüm etmiş kâfirler
demektedir. YÜCE ALLAHIN QUR’ANI MI MUTEBER YOKSA UYDURULMUŞ HADİSLER Mİ?
Niçin İslam dininin üçüncü yasal şartında (QUR’AN’DA birçok ayette açıkça vardır) Allah'ın
kitaplarına kayıtsız-şartsız inanmak emredilmiştir? "Kitap" değil, " k i t a p l a r " denildi.
Hz. Muhammed hayatta bulunduğu süre içinde İncil'in ve Tevrat'ın bozulduğunu bilmiyor muydu
ki; zina yapan bir Yahudi hakkında verilecek karar için danışıldığında "Tevrat'a bakınız" dedi?
Bu ve benzeri olaylardan sonra, birtakım sosyal içerikli Tevrat ayetleri ve hükümleri bildiğiniz gibi
sistemli olarak tahrif edildi. Hatta Sevgili İsa'dan çok önceleri dahi birçok Tevrat ayetindeki
kelimelerin silindiği değil, kelimelere yerlerinin değiştirildi açıklanmaktadır. İşin en garip tarafı ise
bunun doğruluğunu bu günkü Tevrat'ın kendisi açıklamaktadır.
["Biz hikmetliyiz (Hikmet; fen bilimleri, Hikmetli; yüksek seviyede bilgili fen bilimci) ve Rabbin
şeriatı bizdedir, diye nasıl yalan söylüyorsunuz? Fakat işte, yazıcıların YALANCI KALEMİ YALAN
DÜZDÜ. Hikmetli adamlar utandılar, yıldılar ve ele geçtiler: İşte, onlar Rabbin sözünün gerçek
anlamını KENDİLERİNDEN ATTILAR ve onlar da HİKMETİN NESİ VAR? Tevrat/ Yeremya /8/ 8-9] (*)
Tevrat'ın, yazıcılar tarafından uğradığı sistematik tahrifatın, kelimelere ve cümlelere yer
değiştirmekle anlamlarının, gerçeklerin gizlenmesi tahrifatını yine Tevrat’taki kanıtlarla devam
edelim:
Tevrat Yeremya da ilk bakışta ciddi bir çelişki var. Eğer Tevrat bu şekilde bozulduysa ki: bunu
Tevrat’ın kendisi açıklamaktadır, neden değer verelim, seklinde sorgulanabilir?
Bu doğru değildir. Çünkü Yeremya Tevrat’ta değil, Tevrat’ı açıklayan, yani tarihçelerini yazan
kısımlarındadır… Esas konumuz olan Tevrat sadece 174 sayfalık 5 küçük kitapçıktan oluşmaktadır.
["Ve artık Rabbin yükünü anmayacaksınız: Çünkü herkesin yükü (Yük den kastedilen, işlenen
suçlar) kendi yükü olacak; Çünkü siz HAYY (Hay; duraksız, kesintisiz yaşam hakkı olan, bizatihi
hayatı olan ve sadece YÜCE ALLAHA ait bir sıfattır) ALLAH'IN, Ordular Rabbinin, Allah'ımızın
SÖZLERİNİ DEĞİŞTİRDİNİZ. <dikkat! Sildiniz demiyor 'd e ğ i ş t i r d i n i z' deniyor> Tevrat
Yeremya/23/36.
(*) Yeremya Tevrat’ta değil, açıklama bölümündedir ve Hz. Musa’nın 5 kitabıyla en küçük bir alakası da YOKTUR.
15. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
15
Tevrat ve İncil'in bilimsel verilerinin QUR’AN’IN koordinesiyle deklare edildiği "Evrende Zaman ve
Hayat" adlı seri kitaplarımızda, gerek kasıtlı yapılan tahrifleri, gerekse cehaletlerinden dolayı, o
görkemli bilgi hazinelerine kendi elleriyle vurulan darbeleri, Tevrat ve İncil'in kendi bilimsel
verileriyle açıklarken; QUR’AN bunun en belirgin tanımını ve kanıtını ortaya koymaktadır.
Bu ve benzeri tahrifler insanlık tarihinde hep olagelmiştir. 14. yüzyılda İspanyol korsanlarının
(sözüm ona!) Amerika kıtasını keşifleriyle yapılan talandan, günümüze ışık tutacak arkeolojik
verilerin, Maya ve İnkalara ait maddi çok değerli malzemelerin harap edilmesinden ve daha birçok
sayısız tahrifattan söz etmek, her saygın AKILLI bilim adamını ağlatan kapkara tahriflerden biri değil
midir? Oysa Amerika kıtasına M.S. 11. Yüzyılda Leif Ericsson bilerek gitti ve geldi. Kanada da
Saskatchewanda adına yapılmış ulusal park var ve ben bizzat gördüm.
["Yahudilerden öyleleri var ki: Tevrat'taki kelimeleri konuldukları yerden kaydırıyor bir kısmını
da, dillerini eğerek (kelimeleri farklı telaffuz edip, anlamını saptırarak) ve dine saldırarak şöyle
dediler." QUR’AN / Nisa /46.]
QUR’AN’IN, tüm insanlığın, Tevrat'ı ve İncil'i çok iyi öğrenmelerinden sonra, Tevrat'ı ve İncil'i ve
QUR’AN’I birlikte tatbik etmekle ancak başarılacağını KANITLAMAYA ÇALIŞIYORUM. Neden 1400
senedir cehenneme bilet kestikleri gafurların tuvaletlerini temizleme mertebesine ulaşıldığını
kanıtlamaya çalışıyorum.
Neyi kanıtlamaya çalışıyorum, derseniz; Bunun kararını siz okuyucularımla birlikte bu kitap
boyunca birlikte vereceğiz.
21. yüzyılda bile ve tam olarak çevrilemeyen bu günkü İncil'de (Matta ve Luka'da) Sevgili
Muhammed'in gerçek kimliğini, dünyaya geleceğinin apaçık haberi ve en önemli vasfını tüm
açıklığı ile gözler önündedir. Tevrat'ta 5 ayrı yerde yine benzeri ifadelerin bulunduğunu hayretler
içinde izleyeceksiniz. Bu, tarihin, 2014 sene sonra keşif ettiğimiz görkemli deşifresini kanıtlarken,
tüm insanlığa ve bilime gerçek anlamda hizmet etmenin sevincini, yine siz okuyucularımla
paylaşıyorum.
Bunu anlayabilmenin tek ve mutlak yolu ise, bir takım şahısların kendi arz ve taleplerince
yorumladıkları UYDURULAN DİNE, YANLIŞ YAMALAK ANLAM VERİLEN QUR’ANA değil... Yüce
Allah'ın dinine ve Allah'ın öğrettiği gibi yönelmekle başarılabilir; hikâyelerle... Masallarla...
Yorumlarla... değil !...
QUR’AN kendini tefsir eden gerçeğin ta kendisidir. Yüce ALLAHIN bilgisi yetmiyor muydu da, sen
insanoğlu, tefsir etmeye kalkıyorsun? Amacın nedir? Yüce ALLAHIN unuttuğu bir şey mi varda sen
tefsir ederek gerçekleri gizliyorsun?
QUR’AN, İncil ve Tevrat Yüce Allah'ın İnsanlara, İnsan gibi yaşamaları için gönderdiği EVRENSEL
değerlerdir. Asırlardır yaşadığımız bu çirkin ayrıcalıkların sebebi ise, sadece ihtilaf ve ihtirasların
kara bayraklı başarısıdır. Emevi ve Abbasi virüsleri 1400 senedir yaşıyor, Paul’un İsa’ya, İncil’e
ihaneti gibi. Hanımlardan nefret eden Paul, hanımların başlarına örtmelerini, türbanlaşmayı
Sevgili İsa’dan asırlar sonra kanun teklifiyle kabul ettiren de bu şahıstır. Homoseksüel olduğu zan
edilir.
16. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
16
Dikkat edilirse, QUR’AN/Nisa/46 ayetinde "kelimelerin silindiği" değil "yerlerinin değiştirildiği,
kelimelerin kaydırıldığı" açıkça belirtiliyor. Başka tahrifatlar yok mudur? Bunun cevabını ben
veremem. Çünkü Tevrat bunu az önce belirttiğimiz ayetlerinde yine kendisi açıkça zaten kanıtladı.
Yüce ALLAHIN İlahi, apaçık kanıtlarına başka bir kanıt getirmek ukalalık olur.
Sevgili Davud peygambere gönderilen kitap yani Zebur, QUR’AN’DA tam DÖRT yerde geçmektedir
(bu DÖRT rakamını unutmayalım). Pekâlâ, 6666 (veya 6236) ayette, yani QUR’AN’DA; Zebur’u da
Yüce Allah göndermesine rağmen, neden QUR’AN’IN Zebur ‘uda tasdik edici olduğu belirtilmiyor
da, sadece "Davud'a verildi" deniyor? Şu halde İncil'e ve Tevrat'a ciddiyetle yönlendiriliyoruz değil
mi? Çünkü şu anda Zebur herhangi bir toplumda veya yerde değildir. Bölümler halinde ve kısmen
Tevrat'ın içinde vardır. Ancak titiz araştırmalar sonunda açığa çıkabilecek kadar fazlaca parçalara
ayrılmış, üstelik ciddiyetle gizemlidir.
Bize QUR’AN’DA tek bir ayet gösteriniz ki O ayet insanlara; İncil'e ve Tevrat'a el sürmemekle,
yararlanmamakla, okumamak veya araştırmamakla yön versin. Tam tersine, bilimsel değerlerinden
yararlanmak için QUR’AN bize ısrarla yön veriyor, hatta kesin emirler veriyor.
Elimde olmadan şüphelenirim ki: karanlık amaçlı, din adamı kispetinde asırlardır Müslümanlara;
Tevrat ve İncil’e sakın haaaa el sürmeyin, sakın haaaa okumayın, yasaktır şeklinde beyinlerini
kodladılar, AKILLARINI kullanmayı engellediler, acaba neden? Oysa QUR’AN başka emirler veriyor.
Tevrat’ı okuyunca Yahudi’mi olunur, bu ne beyinsizliktir, Yahudi bir IRKIN adıdır dinin değil.
Şunu açıkça belirtirim ki: Müslümanlar Tevrat’ı ve İncili adam gibi okuyup bellemeden QUR’ANI
asla tam olarak anlayamayacaklardır.
QUR’AN’IN ilk emri IKRA, Oku, Öğren ve Dağıt tır…
Arapçanın atası olan İbranicede Ka-RA sözcüğü de Oku demektir.
Her iki kelime de KI-RA-A kökünden gelir.
Şu ana kadar asla yapılmamış, bilimsel verilere dayanarak yaptığımız araştırmalar sonucu
diyebilirim ki; İncil'den, özelliklede Tevrat'tan, QUR’AN’IN geleceği, birçok bilimsel veriler,
matematik değerler ve Hz. Muhammed'in vasıflarını açıklayan verilerin tahrifi, kısmen de ayetlere
ve kelimelere yerlerinin değiştirilmesiyle ihanet edilmiştir... (*)
(*) Bereket versin ki Hz. Muhammed'in bu gezegeni şereflendireceği tüm çıplaklığı ile günümüzün Matta ve Luka incillerinde Sevgili
İsa’nın kendi ifadesiyle durup duruyor. 1988 senedir bu kitabı okuyanların, bu kitaplardan ne anladıklarını hep merak ederim! Sadece
bu konu ile ilgili bir kitap yazmaktayım ve umarım yakında İnsanların bilgilenmesi için yayınlanır. Ben bu kitabi 1990 yayınlattım, ancak
2013 te revize etmekteyim.
17. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
17
1400 SENEDİR UYUTULAN VE UYUYANLAR
Çünkü Yüce ALLAH’IN ilk emri ‘OKU, ancak QUR’AN’I anlamak için okumuyor, zevkle insan icadı
garip masalları dinliyorlar…
Özelliklede sözüm ona DİNCİLER... Dinsel fanatizm. Bunu tarihin karanlıklarında Yahudilerin de
birkaç kabilesi birbirleriyle olan ihtiraslarından, ihtilaflarından, inançsız duygusallıklarından
yapmışlardır. Çünkü onlarda Tevrat'ı anlamayan cahillerdi. Tevrat'ın bilimsel değerlerini, CİN işi,
ŞEYTAN işi zannedip, kişisel katkılarını da ekleyip, gerçeği kırparak bu günkü haline getirmişlerdir.
Bu kitabın bitiminde, sizlerde bunun tüm ayrıntılarına bizzat şahit olacaksınız ki; üzerinde AKILLI
varlıkların yaşadığı, AKILLI uygarlıkların olduğu Gezegenlerin önemli verilerini, hatta -inanılması
güç fakat GERÇEK tanımlamalarını bile tahrip ettiler. Galaksimizde bulunan bu gezegenin varlığı ve
tarihi gerçekçiliği tüm çıplaklığı ile bu kitap boyunca Qur’an verileriyle açıklanacaktır. Zaten
"Şeytani Ayetler" adlı soytarılığın, net ve esas konusu ve kanıtı da budur.
Günümüzde, Müslümanların da QUR’AN’I asla anlamadıkları tüm çıplaklığı ile zaten ortadadır.
Müslümanlar QUR’ANI anlasalar, insanlık çoktan Orion gezegenlerine ulaşırdı…
QUR’AN’I mezarlıklarda okuyarak para kazananlar, camilerde namaz kıldırıp para kazanalar, muska
tıska yazarak insanların – paralarını almaları beni ilgilendirmiyor- geleceklerini dünya ve
ahiretlerini çalanları kast ediyorum…
Bu noktada diyorum ki; İNSANLAR, BİRLİKTE, GERÇEĞE, DOĞRUYA, BİLİME: İNSAN ONUR VE
VAKARETİNE YARAŞIR BİÇİMDE AKILLICA YÖNELMELERİ GEREKİR. İnsan olmanın en saf ve asil
nedeni, İnsanın olabildiğince ve tüm insanlara faydalı olması değil midir? En azından bu yolda
çabalamasıdır.
Benim babam senin babanı döver, benim dinim senin dinini yarı yolda bırakır, benim Peygamberim
senin peygamberinden üstündür gibi zırvalıklar yapmaya, bu gezegenin saf ve tertemiz gençlerini
zehirlemeye hiç kimsenin bir hakkı yoktur…
["Gerçekten bu QUR’AN İsrail oğullarının ihtilaf edip durdukları şeylerin ÇOĞUNU ANLATIYOR
(açıklıyor). QUR’AN / Neml /76.]
Altıncı yüzyılda gelen QUR’AN’DA Yüce Allah niçin kendisinden asırlarca önce gelen "Tevrat'a ve
İncil'e el sürmeyin, araştırmayın, tasdik etmeyin" demedi? Niçin?
Diyelim ki, Tevrat'a ve İncil'e ilkel duygularla inananlar; militarist, duygusal ve ihtiraslarından
dolayı zaten birbirlerine de inanmadılar ve kendi aralarında da sayısız tarikatlara ayrıldılar ve O
tarikatlara kendi aralarında parçalanarak ayrıldılar. Bu soytarı tarikatlarda kendi aralarında da
parça parça ayrıldılar. Üstelik M.S 6. Yüzyılda gelen ve İncil'i ve Tevrat'ı kesin tasdik eden ve tahrip
olmuş bilimsel verilerini de tamamlayan QUR’AN’A da inanmadılar. Bunlar Müslümanları asla
bağlamamalıydı. Çünkü her tarafı düzeltecek bilgi kaynağı olan QUR’AN eksiksiz olarak
ellerindeydi. Tıpkı şu anda olduğu gibi;
[" Ey Müminler! Yahudi ve Hristiyanların sizi kendi dinlerine davetlerine karşı şöyle deyiniz: Biz
Allah'a ve bize indirilen QUR’AN’A, İbrahim'e ve İsmail'e ve İshak'a ve Yakup’a ve torunlarına
18. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
18
indirilene, Musa'ya, İsa'ya verilenlere ve BÜTÜN PEYGAMBERLERE Rableri tarafından verilen
KİTAPLARA iman ettik. ONLARIN HİÇ BİRİNİ DİĞERİNDEN ASLA AYIRD ETMEYİZ. Biz, ancak
Allah’a boyun eğen Müslimleriz. (QUR’AN/Bakara/136]
Bu ayetin NET açıklaması karşısında, QUR’AN’A Hava-Su kadar değer verilmesi gerekirken, duyarsız
kalan bütün İnsanlığın 21. Yüzyılda utanması gerekiyor.
Bunun ne kadar zaruri bir gereksinim olduğunu okuduğunuz bu kitapta ayrıntılarıyla ancak biraz
acımasız bir seviyede bulacaksınız. Özellikle inanan bilim adamlarının yegâne başlama noktası bu
ayet olmalıdır. Asırlardır süregelen ve asla vazgeçemedikleri hataları vardır ki; araştırılması,
keşfedilmesi gerekirken; onlar dinlenmeyi, ellerinde tesbih çekerek fazlaca uyumayı tercih
etmeleridir.
Müslümanlar ya İnşirah suresini hiç okumuyorlar veya okuduklarını nedense bir türlü anlamıyorlar
veya anlamak istemiyorlar.
Bu sure, Uydurma hadislerle Yüce Allah'ın "sevgilim" diye hitap ettiğini yaygara ederler ki: Sevgili
Muhammed'e (QUR’AN’DA asla SEVGİLİM diye bir hitap yoktur, bu Müslümanların uydurmasıdır)
bile bir an durup dinlenmeden çalışmasını emrediyor ve miskin, miskin dinlenmeyi KESİNLİKLE
YASAKLIYOR; Y A S A K L I Y O R.....
Oysa QUR’AN’DA Yüce ALLAH hiç bir yerde sevgilim (Arapçası Habibim) hitabetini asla
kullanmamıştır… Oysa asırlardır Müslümanların beyinleri bu tür uydurma hadis safsatalarıyla
yıkanmaktadır. YÜCE ALLAH neden Resulüne habibim-sevgilim desin ki? Bunun ne gerekçesi
olabilir ki?
Bu Yüce ALLAHA iftira değildir de nedir?
Asırlardır yapılan, tarihin ve bilimin gelişmesine engel olan hataları yine QUR’AN’DAN izleyelim;
ancak bu hataların tokatladığı başka ortaklarda var!...
["(Ey İsrail oğulları) Ve beraberinizdeki Tevrat'ı TASDİK EDİCİ olarak indirdiğim (demek ki Tevrat yanlış
değil) QUR’AN’A iman ediniz. ONA İNANMAYANLARIN İLKİ OLMAYINIZ. Benim ayetlerimi, dünya
menfaati karşılığında birkaç paraya (maddi çıkarlar için) değişmeyiniz ve ancak benden korkunuz.
Hakkı (gerçeği), batıla (hayal ürünü kendi Zanlarınızı) karıştırıp ta BİLE BİLE GERÇEĞİ GİZLEMEYİN.
QUR’AN/Bakara/41-42) .]
Ayette geçen " BİRKAÇ PARAYA DEĞİŞMEYİN " ifadesi; Tevrat'ı tasdik edici olarak gelen ve
Tevrat’ta ki bilgileri tamamlayan, QUR’AN’IN vahiy edileceğini, Hz. İsa ve Hz. Muhammed'in
vasıflarını ve diğer insan ilişkilerini içeren hükümlerin bir kısmını Tevrat'tan çıkarmaları
hakkındaydı. Zira 41 ve 42. ayetleri iyi takip ederseniz Tevrat'ın; QUR’AN henüz gelmeye
başladığında ki; zaten QUR’AN’IN geleceği (ben bunu bugün 1992 de açıkça keşfettim Luka ve
Matta İncillerinde) tüm ayrıntılarıyla vardı: ihtiraslarından, cehaletlerinden tahrifata daha hızlı
başladıklarına tanık olacaksınız. Kitabımızın hemen başlangıcında verdiğimiz iki Tevrat ayeti ile
bunu zaten belirttik.
“BİLE BİLE GERÇEĞİ GİZLEMEYİN” bu açıkça göstermektedir ki: gerçeği Tevrat’tan biliyorlardı.
Ancak binlerce senelik ana vatani Sanskritçe olan dillerin, lisanların transformasyonu ile kendi
zamanlarında ve ustalıkla gerçekleri kendi çıkarları için gizlediler, kapattılar..
19. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
19
İnsanlığın geleceğine, mutluluğuna, tarihlere mal olan hataları sırasıyla ve bilgeliğinizle takip ediniz
lütfen;
["Yahudileri: Cenabı Allah'ın indirdiği İncil ve QUR’AN’A iman ediniz denildiği zaman: Biz bize
indirilen Tevrat'a iman ederiz, derler ve ondan başkasını inkâr ederler. Hâlbuki O QUR’AN,
Ellerindeki, ONLARDAKİ TEVRAT'I TASDİK EDEN BİR GERÇEKTİR..." QUR’AN/ Bakara/ 91 ]
Yani, QUR’AN, " Tevrat'ı tamamlayan, tasdik eden esastır" veya "Tevrat; QUR’AN’LA okunup
anlamadıkça gerçek olan bütünlük asla tam olarak anlaşılamaz" denmektedir. Bu apaçık ayetleri
anlamamak için, nasıl bir BEYİN (!) GEREKİYOR (!) bir türlü anlayamıyorum...
Her şeyden önce, birinci cümlede; Yahudilerin İncil'e ve QUR’AN’A inanmaları emredilirken,
QUR’AN’IN kendilerinde bulunan Tevrat'ın tamamlayıcısı olduğu ortadadır. Söz konusu olan,
birilerinin kişisel arzularıyla özel birilerinin hususi cennetlere(!) gitmeleri değildir. Esas olan amaç;
tüm İnsanların müşterek çıkarları ve birlikte mutlu olmaları için çalışmaktır.
Yüce ALLAHIN buyurduğu yolda yürüyen, Yüce ALLAHIN emir ettiği gibi adam olan, adam gibi adam
olmaya çabalayan kim cennetten mahrum olabilir ki?
Birileri kendilerine mahsus hususi bir DİN veya PEYGAMBER veya ALLAH mı tayin ettiler yoksa!
Şimdi sırasıyla belirteceğimiz Tevrat ayetlerini belleğimize kayıt ederken, neden QUR’AN’IN
okumamızı emrettiği Tevrat; dediğimiz belki anlaşılır. Özellikle de Tevrat'ı hiç mi hiç anlamayan
çağdaş İsrail oğulları! (*)
(*) İs-RA-il = Yakup peygamberin unvanıdır, Sevgili Yakup’a bu unvanın verilmesi onun uğradığı bir haksızlığı sabır ve akılcı bir yoldan
çözüp, sabır göstermesinden sonra İSRAİL denilmiştir. Benim tespitlerimde anlamı ise: nefsiyle güreşen ve nefsini, olumsuzlukları yenen
demektir. İsrail oğulları da “ ALLAH ile güreşen ve ALLAHI yenen” diye tasvir ederler… şu garip terbiyesizliğe, şu garip saçmalığa
bakiniz!!!...
20. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
20
EVRENİ VARLIK YAPAN YOĞUNLAŞMIŞ ENERJİ
RAHMET = İLÂHİ SEVGİ
["Ey RESULÜM, BU QUR’AN’I SANA ANCAK İNSANLARIN AYRILIĞA DÜŞTÜKLERİ DİNLERİN
MAHİYETİNİ AÇIKLIĞA KAVUŞTURMAK İÇİN ve iman edecek kimselere bir HİDAYET ve Rahmet
olsun diye indirdik. QUR’AN/ Nahl/64.]
İlk cümlede belirgin olarak herhangi bir DİN veya MİLLET söz konusu edilmeden; "insanların
ayrılığa düştükleri" ifadesiyle; duygusallıklar, ihtiraslar, şahsi çıkarlar için tahrifler, sayısız ilkel
duygular bir anda vurgulanırken;
DİN bana göre: birazdan tanık olacağınız gibi, hayatta ve diğer boyuttaki en muhteşem hayata
kavuşmak için, bu yasamda tökezlememek için, AKLINI kullanan iyi insan modeli, Allah'ı bir ve
mutlak tanımak, neden BİR TEK ALLAH olduğunu AKILLA kavrayabilmek, İnsanın var oluş
nedenlerini AKILLA kavramak, yaşam ve ölüm çizgileri arasında; YÖNETEN AKIL, AKILLA
KAVRAYAN AHLAK, AHLAKLA İYİ DAVRANIŞ, AKILLI DÜŞÜNCE biçimlerini öğrenen ve toplumlara
yansıtarak öğreten ve dinamik tutan, bilimler arası koordinatör, bilimsel bütünlüğü sevk ve idare
eden; ana bilim kaynağı, bilimler bilimi anlamlarının tümünü içeren felsefe esaslı geniş bir olgunun
unvanıdır.
Bu genel tanımın içeriğine, netlikle ve kanıtlarıyla bu kitaplarda birlikte tanık olacağız.
Yüce Allah, M.S 6. Yüzyılda, İncil'in ve Tevrat'ın bozulduğunu, ele alınmaması gerektiğini bilmiyor
muydu da; dolaylı ve direk olarak gelecek nesillere yukarıdaki bilgileri emirler halinde veriyordu?
QUR’AN’DA daha yüzlerce benzeri emirler vardır.
Hatta "Yahudiler içinde okuma yazma bilmeyenler vardır ki Tevrat'ı ANLAMAZ CAHİLLERDİR.
Ancak, bir takım kuruntu yığını uydurmalar düzer, sadece ŞÜPHE ve ZANDA bulunurlar. Artık
büyük azap o kimseleredir ki, kendi elleriyle Tevrat'ı YAZARLAR, sonra biraz para karşılığı " Bu,
Allah tarafındandır" derler" QUR’AN/ Bakara/78-79 ]
DIKKAT! Bu Ayetler M.S 611 den sonra gelmeye başladı. “ Tevrat'ı ANLAMAZ CAHİLLERDİR” bizi
her eksenden Tevrat’ı okumaya ve araştırmaya yönelttiği açıkça ortadadır.
Birtakım İnsanlar (Müslümanlar da) QUR’AN/Bakara/79 ayetine göre kendilerince bir şeyler
yorumlamış ki; hemen, kendilerine özgü bilimsel (!) bir karar verip(!), asırlardır o görkemli
değerlerini anlayamadıkları QUR’AN’IN bu ifadesini kendi kısır düşünceleriyle yorumlayarak tırnağı
etten koparmayı başarmışlardır. Asırlarca sürecek olan bilimsel başarısızlıklarının başlangıcını tayin
etmeyi başarmışlardır, başkaca bir kazançları olmamıştır. Aferin onlara ki asırlardır Müslümanları
üçüncü sınıf insan yığınları yaptılar…
OYSA TEVRAT VAHİYLE DEĞİL, LEVHALAR HALİNDE GELMİŞTİR! DİSK LEVHALAR…
YANİ PROGRAMLI DİSKET LEVHALAR HALİNDE GELMİŞTİR;
Hala mı anlayamadılar gerçeği? Hala mı göremediler Sevgili Musa’ya İKİ PARMAKLA (!) verilen
Tevrat gerçeğini?
21. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
21
Bazı hokkabazların kendisini bilge kişi olarak tanıtıp, Levhalardan Sevgili Musa'ya ve Sevgili Harun’a
ve asırlar içinde de Talut'a, sonra da kendilerine kadar intikal eden bilgileri, tam olmasa da yazı ile
İnsanlara aktarmayı, bunu da para ve otorite kazanmak amacıyla yaptıkları açıkça ortadadır. Bunun
böyle olduğunu hem QUR’AN’DAN, hem tarihlerden, en açık şekilde ise Tevrat'tan öğreniyoruz.
Elinizdeki bu kitabın sonunda ise KESİN ve NET olarak göreceğiz.
Tevrat’ı, İncil ve QUR’AN’I; fizikçiler, matematikçiler, kimyagerler, astrofizikçiler ele almalıdır…
İNANDIĞINIZ KUTSAL DEĞERLER ADINA RİCA EDİYORUM, KURTARIN YÜCE ALLAHIN KİTABINI BU
HOKKABAZ DİN TACİRİ İŞPORTACILARDAN…
İki dergi okuyanın din âlimi-uleması olduğu yerde, üç-beş hokkabazın yarım yamalak Arapça
okumasıyla insanların, gençlerin gelecekleri tarumar ediliyor…
ATOMLARIN gerçek kimlikleri, geometrileri, hangi elementer öğelerden nasıl yaratıldığı, yapay bir
kuvvet olan gravitasyonun kaynağını, ortam ısısında süper iletkenliği, Ozon tabakasını tekrar nasıl
kapatabileceğimizi, bu kitabın temel konusu olan ve Galaksimizde üzerinde AKILLI varlıkların
yaşadığı gezegenin varlığını, daha yüzlercesini, QUR’AN’DAN da keşif ettim…
Kalahari çölünde 40,000 sene önce de Samanyolu galaksisine “gecenin bel kemiği“ derlerdi… Açıp
baksınlar NASA’nın fotoğraflarına ve alıp ellerine QUR’AN’I TARIK süresini okusunlar ne görecekler.
Yakasına her nasılsa Prof. etiketi takmış üç beş hokkabaz da, TARIK suresinin ana teması gibi
görünen insan spermi ile TARIK sözcüğü arasında ne ilinti olabilir ki diye sorup araştırmadan, AKIL’ı
kullanmadan QUR’AN hakkında olumsuz yayınlar yapar ve/veya yanlış anlamlar yükleyerek
geleceğimizi kilitlerler, gençlerinde beyinlerini yıkarlar.
TARIK suresinde Yüce ALLAH “sizi spermden üretip tekrar ettirerek, üremenizi devam ettirerek
yarattık” der. Siz babanızın, babanız da dedeniniz, evladınız da sizin tekrarınız değil de nedir?
TARIK kelimesinin anlamı ile spermin sözcüğünün ne alakası vardır şeklinde peşin önyargılarla
QUR’ANI ele alırsak küfr eder ve gerçeği örteriz, kilitleriz. BUNUN DA BEDELİ ÇOK AĞIRDIR…
Tarık suresinin sözünü ettiği bel kemiği ve kaburga bu resimde gördüğünüz koordinatlardır. 1960
larda çekilen bu gerçek resmin QUR’AN/Tarik suresinde açıklanan yer olduğunu NASA ya
bildirmemden sonra ve daha pek çok ilgili resimler NASA arşivlerinden kaldırıldı.
“Biz sizi bel kemiği ve kaburga kemikleri arasında yarattık” derken: biz ve bütün canlılar
galaksinin işte bu gerçek resimde gördüğünüz koordinatlarda yaratıldığımızı açıklıyordu.
İnsan ve canlıların üreme devamlığı, yani tesbihi (tesbih tekrar etmek demektir) ise sperm ile
yapılmaktadır…
İlk yaratılış başka şeydir, üremenin devamlılığı çok başka şeylerdir, … bunu anlamak için deha
olmaya gerek var mı bilinmez ancak 1400 sendir uyuyan Müslümanlara ne demek gerekir
bilemiyorum!...
Bizim Güneş sistemimiz de Galaksideki bu sarmal kolu 250 milyon senede bir kez döner… Şu
zamana kadar kaç kez döndü bilemem…
22. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
22
Bu hassas konuya kısaca değinmemin nedenini, bu kitabı bitirince her aklıselim okuyucu açıkça
anlayacaktır. Detaylarını da “Genetiği Bozulmuş Din” adlı kitabımızda açıklıyoruz.
Bu gerçek resim, resimim içeriğini 1980lerde NASA’YA bildirmemden hemen sonra NASA’NIN bütün arşivlerinden kaldırıldı…
Bu kitabıma da, gerçek bilim adamı Carl Sagan’ın Kozmos adlı kitabından aldım.
[ Ve Allah'ın izni olmadıkça semanın, arz üzerine (yeryüzüne) düşmesini önler (semayı
arzın üzerine düşmemesi için tutar). Muhakkak ki Allah, insanlara RAuf'tur, RAhîm'dir.
Hacc 65] / Kalahari, Kung kabilesi bu ayeti nasıl okumuş olabilirler?
Hani, din bilim düşmanıydı?
23. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
23
Biz, YÜCE ALLAH’IN kulu ve insanlığın hizmetkârı; QUR’AN’DA Âdem peygamberin torunlarının
nasıl oluştuklarını açıkça bulduK… ‘ÂDEM ve TORUNLARI’ kitabımızda yazıyorum.
İslam âleminde asırlardır öylesine alçakça, şahsiyetsiz, münafık din adına bilgin lakaplı, profesör
etiketli şarlatanlar türemiş ki; gerçekten gökyüzünü yerden, anayı kızından ayırmış ve bu HARİKA
DİNİ kelaynak kuşuna dönermişlerdir…
Utanmadan, sıkılmadan, Âdemin ilk oğlu ile son kızının bir defaya mahsus cinsel ilişkiye girdiklerini
söyleyecek ve beyin yıkayacak kadar hainlerdir. Oysa bu maskaralıklar Sümer efsanelerinin
günümüze aksederek İslami kimlik kazanmış versiyonudur.
Çamurdan, çamurun özünden (bu çamur ifadesi evrendeki istisnasız bütün elementlerin toplamı
demektir, ancak element nedir bilmeyen Hazret(!) denen hokkabazın meal-tefsir ettiği
QUR’AN’DAN kim ne anlayabilir ki? ) insan yaratan HALİK, ÂLİM, BEDİİ OLAN YÜCE ALLAHIN gücü,
bilgisi yetmiyor muydu da başka bir yöntemle torunlarını yaratmadı? En azından bu soruyu
sorsalardı…
Soytarı dinciler ‘bu iki kardeşin nikâhını kim yaptı’ diye sormazlar mı?
Sorun şu hokkabazlara bakın ki: Yüce ALLAH’A ve QUR’AN’A nasıl ihanetler içinde iftira ederler ve
ilk kızla son oğlan evladın bir kez olsun evlendiklerini söyleyecek kadar da alçaklık eden rezillerdir
onlar… Oysa Âdemin hiç kızları olmadı… Olamazdı da… Bu konu bu kitabın içeriğinin dışındadır ve
ÂDEM ve TORUNLARI adli kitabımızı bekleyecekler.
QUR’AN da Hz. Âdemin Kızlarının olduğu yazılmış olsaydı, Yaratma denklemimdeki istisnasız bütün
veriler alt üst olurdu… Reziller, maskara soytarılar…
QUR’AN, PAPAĞAN GİBİ ezberlemek için değil, okuduğunu anlamak, anladığını yaşamak ve
yaşatmak için gönderilmiş YÜCE ALLAH’IN kelimeleridir, kurallarıdır.
Qur’an/Rum-31 ve 32'de Allah, sadece Allah'a ulaşmayı dileyenlerin takva (AKILLI, BİLGE, BİLGİ)
sahibi olacaklarını, diğerlerinin Allah'a ulaşmayı dilemedikleri için fırkalara (partilere, tarikatlara,
cemaatlere, mezheplere) ayrıldıklarını ve müşrik olduklarını açıklamaktadır.
QUR’AN’I mezarlıklarda okumak ALLAHA şirk koşmaktır….
QUR’ANI anlamamak af edilemez suçtur… Hiç kimse bunun savunmasını yapamayacaktır…
En azından Fatiha suresinin anlamını bilmemiz gerekmez mi? Bakalım Rabbimiz bize ne
söylemektedir diye….
Acıktığı zaman yemek yer, daha fazla, daha-daha patlayıncaya kadar fazla yer, üşüdüğü zaman
paltosunu giyer, zevk dilediği zaman arzuların âlâsını yapar, başı ağrıdığında doktora gider de
kendisini yaratan HALİKİNİN APAÇIK SÖZLERİNİ ANLAYAMAZ!!!... GÜZEL….
YÜCE ALLAH kimden vergi istedi, kimden kendisi için bir şey istedi? Neye ihtiyacı olabilir ki?
Eni yerler ve gökler kadar olan cennetleri teklif etmektedir; yarattığı AKILLI, AKLINI KULLANAN,
BİLGE insanları için… Hala mı göremezler bu muhteşem gerçekleri?
24. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
24
Yüce Yaratanın istediği benim naçiz tespitlerimdir ki: kendisini bilerek bilmemizi istemektedir…
Körü körüne değil, cennet talebiyle riyakârca değil, cehennem korkusuyla pısırıklıkla değil…
QUR’AN’IN tanımladığı tarzda İNSAN İNSANI olmakla, vakur, bilge, AKLINI kullanan onurlu insan
olmamızı, sevmemizi, karşılık beklemeden herkesi sevmemizi, dünyaları, evrenleri araştırmamızı,
keşfetmemizi, icatlar yapmamızı, MUTLU olmamızı, Kendisinden başka kimseye boyun
eğmememizi ve hak ederek Kendisini bilerek bilmemizi, tanımamızı istemektedir… Sadece
Kendisine, ancak bilerek boyun eğip insan insanı olarak yaşamamızı istemektedir…
İstediği çok şey mi sizce?
25. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
25
TEVRAT LEVHALARI (!)
SÜPER BİLGİSAYAR DİSKETLERİMİYDİ?
Sorabilir miyim: Tevrat levhaları hangi elementten yapılmıştı?... Ve nasıl gelmişti? Sormaya bile
cesaret gerekir, kaldı ki; cevap verilsin. Çağdaş Yahudilerin herhangi bir tanımlamaları var mıdır?
Ancak, Tevrat’ta ki gibi " İKİ TAŞ LEVHA HALİNDE GELDİ " denecekse, aman kalsın (!) O cevap. (*)
Altınla, gümüş gibi yüksek iletkenliği olan metallerle o denli mükemmel bilgi iletişimi ve madde
transferi yapan, o müthiş sandıkla hayal bile edemeyeceğiniz harikalar başaran, elindeki ASA ile
gravitasyon kuvveti nötralize eden Sevgili MUSA TAŞ LEVHALARLA kitap yazsın ha! Olacak şey
midir bu? Böyle bir saçmalığı söyleyeceğime Etna yanardağından aşağıya atlamayı yeğlerim!
Tevrat’taki tahrifatlarına başında gelir bu yanlış yorumlar ve ifadeler... Levhaların ve "AHİD
SANDIĞININ" gizemlerini öğrenmek isterlerse "Evrende Zaman ve Hayat" serimizin, " QUR’AN,
Tevrat ve Boşluk Şakulü" adlı kitabımızı beklemeleri gerekmektedir. Belki 5000 sene sonra
öğrenme şansları olurda, doğru yolu bulabilirler!...
(*) Tevrat'ta " TAŞ LEVHA" ifadesi de asırlar önceki Sanskritçe, İbrani, Ara mi, Azeri ve en önemlisi de ARAPCA dillerinin zaman içinde
uğradığı doğal tahribattır. QUR’AN’DA LEVHA olarak ifade edilmektedir. Ancak, ne amaçlı levha oldukları da; işte QUR’AN’IN, beni
önünde secdeye kapandıran bilgilerin mutlak sahibi Yüce Allah’ın öğrettiği Levhalardır ki; Onlar TAŞ'TAN Tahtadan levhalar
değildir (!) ["Ve Rab Musa’ya dedi; Dağa, Yanıma çık, ve orada bulun; ve taş (sağlam yapılı, sert maddeden yapılmış) levhalarını, ve
yazdığım şeriat ve emirleri öğretmek için onları sana vereceğim" Tevrat/Çıkış/24/12]
26. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
26
QUR’AN, TEVRAT VE İNCİL, OKUMAK İÇİN DEĞİL,
ANLAMAK İÇİN OKUNURSA HER ŞEY YOLUNA
G İ R E C E K T İ R.
["Peygamberlerin bir kısmına inanıp, bir kısmını inkar etmek (kulak ardı etmek) veya hükümlerinin bir
kısmını tanımak (bir kısmını da kulak ardı etmek) suretiyle DİNLERİNİ KENDİ ARALARINDA AYRI AYRI
FIRKALARA, (PARTİLERE –TARİKATLARA, MEZHEPLERE, CEMAATLERE) AYIRANLAR VAR YA!, senin onlarla hiç bir
ilgin yoktur. Onların işleri ALLAH’A aittir. Sonra kendilerine dünyada yaptıklarını Ahirette haber
verecektir" QUR’AN/En'Am/159 ]
Fizik, Astrofizik, Matematik veya Genetik bilim alanlarında bilgisi olmayan, bir kaç dergi kitapçık
seviyesindeki bilgi kırıntılarıyla bu evrensel değerleri, asırlardır ne ZAN ettiler acaba? Hele ki
ihtisası olmayanlar sadece ellerinde kitap taşımakla veya belirli bir zümrenin ihtiraslarını tatmin
etmekle, gerçeği gizlemekle cennete gideceklerini mi zan ettiler? Hayret! Devam edelim ve ne
derece doğru olduğuna birlikte karar verelim.
Soralım; NEDEN DÖRT?
* Neden 4 büyük Melek var? (QUR’AN’DA iki melek vardır ancak Israil’i kitaplarda iki melek
daha var)
* Neden 4 daha çok sözü edilen din kitabı var?
* Neden 4 sorumlulukları daha fazla olan peygamber var?
* Neden 4 coğrafi yön var?
* Neden İslam dininde 4 halife var? Müslümanlar ne sebeple ve kimin emri ile 4 mezhep
inanç biçimi oluşturuldu? Oysa QUR’AN’DA alsa mezhep filan yoktur.
* Hristiyanlar kimden ve nasıl bir emir aldılar da ÜÇ değil BEŞ değil de; M.S 345 lerde etrafta
360 ayrı İncil olmasına rağmen 4 İNCİL kitabı oluşturdular? Dinsel fanatizmin mantığı ile düşünecek
olursak, DÖRT değil de ONİKİ ayrı İncil yazılması gerekmez miydi? 12 Havarilere saygılarından
dolayı!
* Matematik neden 4 temel işlem üzerine oturdu?
* Neden, Quantum fiziği maddenin 4 temel kuvveti arayışlarıyla seneler harcamaktadır?
* Mekke de bulunan KÂBE neden ÜÇGEN veya silindirik değil de 4 yüzü olan küp gibi bir
geometride yapıldı? Arap mimarisinde asla göremediğimiz bir yapıdadır. Gerçi Arapların hiç bir
zaman mimari estetikleri olmadı, var olanlar da Hindistan’dan ithal edildiler.
* DNA'nın 4 temel işlemi; neden “Stozin+ Guanin+ Timin+ Adenin” Bio-micro-micro çipler
yüklendi?
* Tevrat/ Hazekiel bölümü sayısız ve ciddiyetle bilimsel önemi olan 4’lerin gizemleriyle neler
anlatıyordu bizlere?
27. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
27
* Organımız kalpte neden 4 kapak vardır?
* Sevgili İsa hangi sırrı havarilere verdi ki, O sır gizemleriyle birlikte "DÖRT" uçlu HAÇ olarak
2000 senedir insanların boyunlarında gezdiriliyor? Sevgili İsa ne anlatmak istiyordu, biz kan
dökmeyen insanlara? Oysa bugünkü Haç, Yahudilerin David yıldızı gibi semboller binlerce sene
önce orta Asya’daki Türklerinin de kullandığı bir semboldür.
Bu apaçık veriler tüm Evreni açıklayan, tüm insanların Hava-Su kadar muhtaç oldukları ve Yüce
Allah’ın lütfettiği bilimsel değerlerdi. Evreni ve istisnasız tüm öğelerini açıklayan bu verileri
"Evrende zaman ve Hayat" adlı seri kitaplarımızda kanıtlarıyla birlikte açıklığa kavuşturmaya
çalıştık.
28. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
28
İnandığınız tüm kutsal değerler adına; şu andan itibaren okuyacaklarınızı, tüm bilgeliğinizle
beyninizi, beyninizin enginlikleriyle doğanızı, kendinizle içinde yaşadığınız Evreninizi
bütünleştirerek okuyunuz ve kararı açıklayabildiğiniz kadar seslice açıklayınız, ancak biraz seslice
olsun.
["Bir vakit İbrahim şöyle demişti: Ey Rabbim, ölüleri nasıl diriltirsin? bana göster. Allah: ölüyü
dirilttiğime inanmadın mı? dedi. İbrahim: evet inandım, FAKAT KALBİM TAM YATIŞSIN diye
soruyorum, dedi. Allah buyurdu ki: Kuşlardan DÖRT AYRI cins tut, kendine alıştır VE İYİCE
GÖZDEN GEÇİRDİKTEN SONRA KENDİ ELLERİNLE PARÇALA (ayetteki surhunne ileyke; kendi eline al, kendine
doğru yaklaştır, eline al da parça, parça birbirlerine karıştırarak hamur gibi karıştır vb., bu ifadeye çok dikkat ediniz ki, bu kelime
QUR’AN Arapçasında sanki kimyasal bir bileşik haline getirmek için karıştır veya kimyasal bir karışım –compsition- olsun denmektedir *)
ve her dağ başına onlardan (O parçalardan) birer parça koy. Sonra onları kendine çağır; KOŞARAK
sana geleceklerdir. Bil ki Allah, dilediği her şeye GALİPTİR, HİKMET SAHİBİDİR." QUR’AN/
Bakara/ 260.]
Birtakım İnsanlar, bu müthiş bilgi kaynaklarını sihir veya bir başka şey zannettiler(!) veya hiçbir şey
bilmediklerini bildiği birkaç yarım yamalak şeyle çağdaş olduklarını çığıranlarda; "saçma şeyler
canım!" dediler…
Oysa sadece bu ayetin ifadesiyle; Evrenlerin tek ve yegâne sırrı, varlığımızın en temel yapısı;
ATOMLARIN GERÇEK DOĞASINI TÜM VERİLERİYLE AÇIKLADIĞINI, Evrenin yaratıldığı anki ilk
hareket yasalarını apaçık sergilediğini kanıtlamaktayız.
Biraz üzücü olacak ancak, 1918 de Kopenhagen’de çaresizlikten kabul edilen ATOMLARIN yapısı,
şekli veya günümüzde zoraki kabul edilen geometrisi ne Bohr modelidir ne de, Thomson ne de,
Rutherford modelidir. Son yüz yıldır öyle olduğunu zan ettiğimiz atomlar maalesef Quantumun
hayal ettiği bir yapıda değildirler...(**)
Günümüzde bize öğretilen ATOMLARIN yapısıyla, gerçek arasında en küçük bir benzerlik dahi
yoktur. Bu nedenle Ozon tabakası nükleer deneylerle delinmiştir.
Şimdi kısa bir analiz yapalım. Ayette, neden üç değil, beş değil de mutlaka DÖRT kuş denildi? Niçin
bir başka şey örnek gösterilmedi? Sonra kuşlar pek koşmazlar, uçarlar değil mi? En önemli veri ise,
ayetin sonundaki Yüce Allah’ın HİKMET (***) sıfatıdır.
["Doğrusu, Allah, gökleri ve yeri yarattığı günkü kesin hükmünde, ayların sayısı, Allah katında
ONİKİ aydır. Onlardan DÖRDÜ haram olanlardır. Bu ayların haram kılınışı DOĞRU DİNİN TAM
HESABI ve HÜKMÜDÜR" QUR’AN/Tevbe/36]
(*) hiç bir QUR’AN mealinde veya tefsirinde “ surhunne ileyke” kelimesi asla doğru dürüst açıklanmaz… Yani, gerçek kasıtlı olarak
veya cehaletlerinin gereği kelimenin asli bir şekilde örtülür, yani küfür edilir… Bu mu dur Müslümanlık, bu mu dur profesör etiketli hoca
geçinenler? Buna benzer bir kelime daha vardır ”emşaç” mahiyeti ancak kimyasal analizle anlaşılabilir alaşım veya kompozisyon
demektir.
(**) ABD de Brookhaven national laboratuarları da günümüzdeki ATOM modelinin yanlış olduğunu kabul etti, ancak doğrusu nedir?
NASA’nın 2004 de benden çaldığı “HAYATIN SIVISI OLAN SUYUN BU GEZEGENE NASIL GELDİĞİ” keşfimden sonra, ABD ye hiç bir şekilde
bilgi vermemeye karar verdim…
(***) Hikmet; Fen bilimlerini içeren geniş anlamlı bir ifadedir. Fizik-Kimya, Fen bilimlerinin esası anlamlarındadır. Yunus Suresi Ayet 1
de " Sapasağlam ve HİKMET sahibi QUR’AN ayetleridir" Yasin suresi 2: Hikmet sahibi QUR’AN’A ant olsunki” yani FEN bilimlerinin en
temel öğretilerini içeren sapasağlam bilgi kaynaklarıdır deniliyor. Hakim karar demekle beraber, karar yanlış veya eksik de olabilir.
Ancak HİKMET; kesinlikle net ve eksiksiz karar, aleni ortada olan gerçek, hakkında şüphe olmayan sonuç gibi anlamlar içerir.
29. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
29
NEDEN DÖRT AY?
Fen bilimleri alanlarında çalışan mütevazı bir araştırman bilimci olarak diyebilirim ki; 21. Yüzyılın
bilimsel gücü, bu ayette geçen "Doğru dinin hesabı" ifadesinin matematiksel enginliklerini
kavrayabilmesi oldukça güçtür.
AKILLICA dikkat edersek göreceğiz ki; Tövbe suresi QUR’AN’IN 9. suresidir. Ayette "HESABI"
ifadesinin egemen olduğu veri ise 36’ıncı ayettir; 4 x 9 = 36 dır. Zaten sağlıklı tanımı 36/9 = çoktan
4 ediyordu!!!... Hayretinizi hemen sarf etmeyin, ilerde çok gerekecek.
["Ve bahçeyi sulamak için Aden'den bir ırmak çıktı ve orada bölündü (ayrıştı), ve DÖRT kol
oldu" Tevrat/ Tekvin/2/10 ]
Tevrat’ta da ardı arkası kesilmeyen DÖRT’ler parmaklarını hemen gözümüzün önünde tutuyor, ki
beni keşfetsinler diye! Şimdi saymaya gerek görmediğimiz daha birçok DÖRT’leri ve gizemlerini
kimler nasıl açıklar? 5000 senedir ne amaçla okudular... bu görkemli bilgi hazinelerini? Bu
gerçekler, bu paha biçilmez değerler bütün insanların müşterek menfaatleri olduğu için biraz sitem
ettik. Dikkatinizi toparlayarak takip ediniz lütfen;
["Sağduyulu (gerçekçi, AKILLICA düşünenler) O kimselerdir ki, ayakta iken, otururken (onlar daima) Allah’ı
anarlar; GÖKLERİN VE YERİN yaratılışı hakkında Allah’ın varlığını anlamak için iyice düşünürler
ve şöyle derler: Ey Rabbimiz, Sen bunları BOŞUNA yaratmadın. Sen batıl (amaçsız) şey yaratmaktan
münezzehsin. Artık bizi cehennem ateşinden koru" QUR’AN/ Ali-İmran/191]
Yüce Allah’ı; bu mükemmel Evrenleri üç beş kişi; "ALLAH BİZİM ALLAHIMIZDIR" desin veya cennet
bizim yerimizdir diye çığırsınlar veya birileri de bol bol uyusunlar diye mi yarattı? Aman Allah’ım!
Bu ne ayıp şey böyle! İnsanların duygularını sömüren cahil dinciler, hem Allah bütün âlemlerin
Rabbidir der, utanmadan da Yüce Allah’ı bir tek zümreye tahsis ederler! Bunun neresi dindir, sizler
karar veriniz!
["Biz, O gök ile yerleri ve aralarındakini BOŞUNA yaratmadık" QUR’AN/Sad/27]
["Çünkü gökleri yaratan RAB, dünyaya şekil veren ve onu yaratan, onu pekiştiren ve onu
BOŞUNA yaratmayan, üzerinde oturulsun diye ona şekil veren ALLAH şöyle diyor: RAB benim ve
başkası yoktur," Tevrat/İşaya/45/18]
21. Yüzyılda inceden inceye düşünen azınlıklar vardır mutlaka, ancak, şeytanca inceden inceye
düşünenler çoğunluklar da var... Aferin!
QUR’AN, Tevrat ve İncil ve bunları tamamlayan tarihi değerler; hiçbir toplumun özel herhangi
çıkarlarına göre propaganda yapılacak değerler değildir. Evren sibernasyonu yani tüm bilimleri
genel olarak koordine eden ve diğerlerini de tamamlayan QUR’AN’IN araştırılmasına yönelmek
şöyle dursun; Ozon tabakasını delen sözüm ona bilimselliklerle; QUR’AN’IN Evrensel değerlerine
sahip çıkılacağına... şeytanca hatalar aranıyor... arasınlar bakalım!
* Niçin senelerimiz 12 aya bölünmüş?
* Niçin İslam dininde 12 imam düzeni oluşmuş?
* Niçin Sevgili İsa'nın 12 havarisi vardı?
30. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
30
* Niçin Sevgili Musa’nın 12 kabilesi vardı?
["Ve bir vakit Musa kavmi için su dilemişti, Biz de ASAN ile taşa vur demiştik. Onun üzerine O
taştan ONİKİ göze kaynadı ve çıktı; HER SOY SU ALACAĞI KAYNAĞI BİLDİ. Allah’ın size olan
rızkından yiyin için, fakat kötülük ederek yeryüzünü FESADA vermeyin." QUR’AN/Bakara/60]
Onların bir kısmı yeryüzünü hala fesada veriyorlar. Bunun tek sebebi; altını çizerek ifade edeyim ki;
gerçek din sahiplerinin QUR’AN’I ve Tevrat'ı ve İncili gereği gibi anlamadıkları ve gereği gibi "erdem
bilge insan modelini" tanımlayamadıklarıdır.
["And olsun ki, Allah, İsrail oğullarından misak (söz, taahhüt) almıştı. İçlerinden ONİKİ nazır (o anda
orada hazır olan veya gözlemci, şahit, bilirkişi) bulundurmuştuk." QUR’AN/Maide/12]
Ayette geçen "ONİKİ nazır" ifadesi; çok dikkat ediniz, surenin 12. ayetindedir.
İnsaf artık! Nasıl olurda asırlardır bu apaçık gerçekleri göremezler. İnsanlık hangi bilimlerle
bugünlere, kimler tarafından nasıl getirilmiştir? Neyse biz devam edelim:
["Biz İsrail oğullarını ONİKİ kabileye, o kadar da ümmete ayırdık. Musa, Tih çölünde susayan
kavmi kendisinden su istediği zaman 'Asanı taşa vur' diye vahiy ettik. Vurunca o taştan hemen
ONİKİ göze kaynayıp akmaya başladı. Her kabile su alacağı yeri bildi ve belledi". QUR’AN/
A'raf/160]
* Nedir bu 12 göze su kaynağı?
* Kimdir bu 12 ayrı kabilenin insanları?
* Su akıtan TAŞ da ne demektir? Yoksa, içinde hayat sıvısı (H2O) taşıyan ve (Mars ve Jüpiter
arasında gezinen meteor türünden taş benzeri) kontrol edilen taşlardan mı söz ediliyor!!!
* Baal (günümüzdeki Lübnan’da) putunun 12 ayrı yüzünün olduğunu yine Tevrat'ın sayısız
verilerinden öğreniyoruz.
* Gılgamış destanının Tufana ilintili 11. tabletinde Utnapiştim, uzakta ON İKİ adamın
göründüğünü" açıklamaktadır !!!
* Yine Gılgamış destanın 140. dizisinde "ON İKİ ada tepeleri görünüyordu” denilmektedir!!!
Bu ifadeler her ne kadar M.S 6. Yüzyıla ve asırlar önceki kültürlere, çölde fazlaca arzu edilen suları
ifade ediyorsa da, bu ifadeler zaten QUR’AN’IN bilimsel özelliğinin, gizemli değerlerinin her çağın
kültürüne cevap veren İlahi yapısından kaynaklanır.
Hangi Müslüman araştırman, hangi Hristiyan ve Musevi araştırman veya kim; ne tür bir
matematikle, hangi bilimsellikle açıklayabilir, Evreni avucumuzun içine aldıracak kadar apaçık
olan bu gerçek verileri?
Sevgili Musa’ya, yapımı ve kullanımı titizlikle öğretilen o müthiş komünikasyon özellikleri olan
sandıktaki verilerin yegâne başvuru referansı olan ONİKİ’leri burada saymamız imkânsızdır. Ayrıca
bu kitapta bu verilerin bilimselliğini açmak ta olanaksızdır.
Kısaca, bu verilerin; hayat molekülü taşıyan dondurulmuş su (H2O) taşıyan kayalar olduğunu
anlayacağız. İşte bu öğreneceğimiz, İlahi Fen bilgisidir, yani HİKMETTİR.
31. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
31
Bu kayaların, gökte veya gezegen yüzeylerinde HAYATIN TEMEL ÖGELERİNİ taşıyan Bio-Kimya
malzemesiyle dolu özel bir KOLİ olduğunu anlamak için kimyager olmaya gerek yoktur.
Kayaların "aşağıya yuvarlanır" ifadesi, en sade analizle başvurmamız gereken referans noktasıdır.
Gezgenin neresinde olursanız ulunuz, başınızın üzeri yukarınızdır.
1400 yıl önceki o müthiş zenginlikteki edebi öz Arapçanın tam olarak çevrilemeyişi...
Çeviriyi yapanların yeterli ve üstün bilimsel değerlere sahip olamayışı (ki; en önemli hata budur.)
Zira çeviriyi yapan kişi, gizemini gerçek anlamını bilmeyen kişi, YORUMLA veya güncel
yaşantısındaki olaylara bir ifade biçimi getirmenin sevinciyle (!), kelimelerin gerçek yönünü
saptırmalarıdır.
Ben şahsen 2000 den fazla, bilimsel içeriği olan böyle veriler buldum.
Sanskritçe ve Uygurca dil kökenleri seviyesinde yapılmamış etimolojik araştırmalar, bu değerlerin
günümüz güncel dilleriyle ifade edilmemesine, yeterince yardım etmişlerdir.
Yani QUR’AN örtülmüştür… Hatta anlaşılmaması için de canhıraş çalışılmıştır… Bu şahısların
unvanları da, ya evliya, ya Şeyh, ya da peygamber vekili oluvermiştir…
Asırlardır üstü tozlanan bu değerlerin kültür, lisan değişimleri ile anlaşılamaz hale gelişi gibi sayısız
etkilerdir ki; şimdi, dikkatle ve tüm bilgeliğinizle takip ediniz;
["(Ne yazık ki) bu ölünün dirilmesinden sonra (ibret alacakken) kalpleriniz katılaştı. O kalpleriniz
TAŞLAR gibi veya ondan daha katı. Çünkü TAŞLARIN ÖYLESİ VARKİ, İÇİNDEN NEHİRLER KAYNAR
TAŞAR; ÖYLESİ VARKİ, YARILIP ONDAN ÇEŞME GİBİ ŞARIL ŞARIL SU AKAR VE ÖYLESİ VAR Kİ;
Allah korkusundan AŞAĞI YUVARLANIR DÜŞER. Allah yaptığınız işlerden Gafil (haberi olmayan)
değildir". QUR’AN/ Bakara/74]
Şimdi ayette geçen ifadeleri çok dikkatle izleyiniz ve kısa bir analizden sonra devam edeceğiz.
Kalp, taşın sertliği ile mukayese edilirken, kalbin içindeki hayatın kırmızı sıvısı ile, taşın içindeki su
arasında ki ilişki.
ÇÜNKÜ: Hayat = dirilik + kanın ultra stabil kararlı dinamiği + suyun titreşmesi (*) = yine ‘HAYAT’
sözcüğü ve içeriği olarak karşımıza çıkar…
Evrene egemen, tüm kütleler arası komünikasyonun tek kuvveti olan Gravitasyonu, kayaların
aşağıya düşmesi ifadesiyle algıladık. Herhangi bir A cismi B cismini çekiyorsa B cisimde A cismini
çekmektedir, kütlelerinin çarpımı ile doğru, aralarındaki mesafenin karesi ile ters orantılı bir
kuvvetle çekerler… asla iten gravitasyon kuvvet yoktur.
Bir balonun merkezinde yaşadığımızı düşünelim (ki öyleyiz), merkeze yakın herhangi bir uzaklıkta,
ortamın hangi noktasında olursak olalım, merkeze doğru hareket eden her cismi veya şeyi "aşağıya
düşüyor" gibi algılarız değil mi?
Dünya küresinin hangi noktasında olursanız olunuz, başınızın üstünden size doğru gelen her şeye
‘aşağıya’ düşüyor şeklinde algılarız.
(*) Suyun titreşim deneyini, bilim tarihinde ilk kez Brown'ın yaptığı bir dizi polen tozu deneylerinden öğrendik. Bu deney ve net sonucu
bize Evrende her şeyin her an hareket halinde olduğun en açık şekilde kanıtladı…
32. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
32
["Ve onları çöllerde yürütürken susamadılar; onlar için kayadan sular akıttı ve kayayı yardı ve sular
fışkırdı. RAB diyor: kötülere selamet yoktur " Tevrat/ İşaya/ 48/21-22]
Bu Tevrat verisi; "Hayat sıvısı taşıyan koli" kayalardan bizi QUR’AN’A yönlendiren ön bilgileri
verirken; [" Çölde kayaları deldi ve sular çıkardı" Tevrat/Mezmurlar/78/15] ifadesinde, gezegen
yüzeylerindeki hayatın başlangıcını;
NASA başta olmak üzere 1990’da QUR’AN/ Bakara 74 ayette açıkça keşfettim ve başladım binlerce dünya
Üniversitelerine yazılar gönderdim ki: bu gezegenimiz 4.6 milyar sene önce bir lav topuydu, zamanla soğudu
ve kabuk bağladı… ve zaman sonra bu gezegenin %71 yüzeysel kütlesi bir yerlere taşındı ve yerine SU (H2O)
geldi… bu nasıl oldu?
Bunun net cevabi QUR’AN / Bakara 74 dır diye yazılar yazdım…
NASA ve Los Alamos national laboratuarlari 2004/ Temmuz/04 (ABD bağımsızlık günüdür) de 83 milyon mil
uzağımızdaki bir meteora 360 kg bakir bir mermi ile roketten ateş ettiler ve parçalanan meteorun içinden
denizler gibi SU fışkırdı uzaya…
Ne QUR’AN’I ne de adımı dile getirmediler, mahkemeye verdim ve aldığım cevap ise “NASAYI dava
edemezsin” oldu…
NASA’ya pekâlâ, utanmadan bu keşfimi gözümün içine bakarak çaldınız, suyu bu taşların içine kim nasıl
koydu?
33. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
33
işte bu gizemleri size vermeyeceğim dedim ve ıstırabımı yüreğime gömerek vatanıma geri döndüm….
Öğrenmek asil bir ödevdir, asalettir, bilgeliktir, erdemdir, ancak bilgi hırsızlığı haysiyetsizliktir.
Bu Proje benimdir, ancak gözümün içine baka baka çaldılar… Bir tek Müslüman da bana
inanmadı ve destek olmadı…
Bu keşfimi 1990da başladım yüzlerce Üniversitelere göndermeye. Önerilerimle, senelerce
yazdığım yazılarımla NASA ve Los Alamos National Laboratory Temmuz, 04, 2004 de bu deneyi
yaptı ve meteorun içinden sular fışkırdı.
NASA, QUR’AN’DAN tek kelime dahi söz etmediler… Ve bana ABD de bir tek Müslüman bile destek
olmadı. Hatta “ hoca, o taşların içinde su olur mu sen aklını mı kaçırdın “ diyen akademisyenler
de vardı.
Cehenneme bilet kestikleri gâvur dedikleri kanıtlayınca da “ aaa varmış demek ki” dediler…
Yazıklar olsun, yazıklar olsun…
Açıp, aklın gözlükleriyle okusunlar, anlamak için, insan insanı olmak için okusunlar; QUR’AN
Bakara 74, Fussilet 39 ayetleri ne demektedir…
34. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
34
["Allah’ın kudretine delalet eden alametlerden birisi de şudur ki, sen yeryüzünü kurumuş (hayat
belirtisi yokmuş gibi) görürsün. Fakat üzerine SUYU indirdiğimiz zaman, harekete geçer ve TİTREŞİR ve
kabarır. Yeryüzüne HAYAT VEREN (demek ki; hayat = SU) elbette ki ölüleri de dirilticidir. Çünkü O her
şeye KAADİRDİR." QUR’AN/ Fussilet/39]
QUR’AN’IN tamamlayıcı bilgi hazinelerine götürür bizi. Bu ayeti sevk ve idare- kontrol eden yegâne
veri Yüce Allah’ın "KAADİR" sıfatıdır.
Bu gezegenin tarihinde kim nerede bir kayanın içinden SU çıktığını görmüş veya kanıtlayabilir?
Kaynak sular kayaların arasından çatlaklarından çıkar, ancak kayanın içinde su filan çıkmaz.
NASA ya sitemlerle sordum: Peki, bu insanlık tarihindeki en büyük keşfimi çaldınız, nasıl cevap
vereceksiniz, O meteorların içlerine O sular nasıl girdi? Kim yaptı, nasıl bir teknolojiyle O sular O
kayaklara depolandı? ’ Bunu size vermeyeceğim’ dedim ve bıraktım…
Birtakım kişiler süper şeytani yöntemlerle QUR’AN’IN, olumsuz her olumsuz şeyi ezen Evrensel
gücünün araştırılıp, insanlığın müşterek menfaatlerine uygulanmasını engellediler. Hala da
engellemektedirler. Ancak kar ettik sanarak, kendilerinin de uğradıkları, çok yakın gelecekte de
uğrayacakları ve telafisi imkânsız zararları hiç hesaba katmıyorlar!
Beni yanlış anlamayınız lütfen. Hiç kimsenin Mümin veya Hristiyan yahut Musevi olması veya
inançsız olması beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor. O kişilerin kendi kişisel sorunlarıdır. Bir şeyi
benimsemek, kabul etmek veya etmemek kişinin kendi hür irade ve isteği ile doğrudan ilişkin bir
değerdir. QUR’AN bile insanların zor kullanılarak Müslüman olmalarına karşıdır. QUR’AN’IN bu gibi
konulardaki kesin verileri apaçık ortadadır.
Benim benliğimi yakan; insanların ve bilimin; kuyunun dibindeki kurbağa gökyüzünü nasıl
algılıyorsa, Evreni birilerinin söylediği gibi algılamasıdır. Dolayısıyla, İnsanların doğruyu
bulabilmeleri ancak birilerinin -ne söyleyeceklerse- söylemeleriyle olduğudur. İnsanlar niçin kendi
hür düşüncelerini başkalarının çemberine terk ediyor, bir türlü anlayamıyorum!
Çünkü başka bir dünya YOK, üzerinde yaşadığımız mavi gezegen harikalar içermektedir ve birlikte
aynı havayı solumaktayız, aynı ışıkta görmekteyiz, aynı SUYU içmekteyiz.
İnsana, kendi benliğinin bile kendisine veremeyeceği hürriyeti veren QUR’AN; diğer İlahi
kitaplarında tamamlayıcısıdır ve Evren - İnsan ilişkilerindeki akıl, ahlak ve eğitici gücü tamamlamış
halidir... QUR’AN’I anlayamadıkları için önemsememek, İnsanlık tarihindeki en büyük hataların
zaten başlangıcıydı. Anladığını ZAN edip hokkabazlık yapanlar ne çirkin bir cehalet içindeler ise;
anlamadıkları halde kulak-ardı edenler de aynı matematik büyüklüklerde hatalıdır. Çünkü
QUR’AN’IN anlamı apaçık ortadadır, sadece anlamak için okumak gerekmektedir.
Zihinsel küçük bir deney yapacağız, 10 sağlıklı insan bir yerde oturmaktadırlar… İçeriye cüzzam,
verem veya koleralı bir tek şahıs girse, bu on kişiyi hasta eder mi? Elbet deki eder, en azından 8
insanı hasta eder değil mi?
Pekâlâ, 10 veremli, cüzzam, kolera olan hastalar bir odada yaşıyor ve içeriye sağlıklı bir insan girse
O hasta insanları iyi edebilir mi? Elbet teki edemez…
35. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
35
QUR’AN, İNCİL VE TEVRAT ANLAMAK İÇİN OKUNURSA BÜTÜN DÜNYA
KURTULACAK
["De ki: Ey Ehli kitap! Siz Tevrat'ı, İncili ve Rabbinizden size indirilen QUR’AN’I (birlikte) UYGULAYIP
TATBİK ETMEDİKÇE DİNDEN HİÇ BİR ŞEY ÜZERE DEĞİLSİNİZ (veya siz bir hiçsiniz). And olsun sana
Rabbinden indirilen bu QUR’AN onların birçoğunun azgınlığını ve küfrünü artıracaktır. O halde
kâfirlerin (Kâfir; gerçeği örten, gizleyen, saklayanların) azgınlığına karşı kederlenme "QUR’AN/Maide 68 ].
Azgınlığı artmış, dine düşman olanlar ve QUR’AN’I önemsemeyen kim düşündü ki; tüm Evreni
mademki Allah yarattı, Yerkürede neden Kâbe’yi hususi, özel bir tek nokta olarak tahsis etti?
Özelliklede Kudüs’ten sonra bir merkez olarak tahsis edildi. Sevgili İbrahim'e öğretilen Mekke’deki
O nokta, yani Ka'be, gökteki Kâbe’nin izdüşümü olmasın?
O görkemli PİRAMİTLERLE, gelecek nesillere de maskara olan Firavuna, Yüce Allah, göklerin
acayipliklerini, birçok bilimsel gizemleri göstermesine rağmen, Firavun bilgi hırsızlığı yapıp yine de
yanılarak piramidi yanlış bir noktaya kurdu.
Dikkat ederseniz, Keops ve Kefren ve Mikerinos piramitleri son derece hassas, ölçülü bir doğru-
yanlış, yanılma-yeniden yapma gibi bir varsayımla Güney doğuya doğru kaydırılmış ancak
dünyanın paralel çizgileri referans alınarak kaydırma takip edilerek yapılmıştır. Piramit yüzeylerinin
güney ve kuzey yüzleri sabit kalarak, her üç büyük piramit Güney doğuya doğru kaydırılmıştır.
Bu nokta çok önemlidir. Piramitler çizgi üzerinde kuzeyden güneye değil, güney batıya doğru
kaydırılarak yapılmıştır, yüzey alanları Dünyanın manyetik kuzey ve güney çizgisi değişmeden.
36. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
36
N
W E
S
Mikerinos, Kefren Keops
Yaşayan Görüntü, Yaşayan Heykel
Yunancası Sfenks, milimetrik kesinlikle Ekinoksa,
Doğuya bakar
37. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
37
Firavuna, 21. Yüzyıl uygarlığının daha asırlarca ulaşamayacağı bir teknolojiyle göklerin acayiplikleri
gezdirildi. Ne yazık ki "benlik" yani; (Nefs + Şeytan = Şeytan adayı ) duygusu onu "Kerim Tanrılık"
iddia ettirecek kadar sapıklığa götürdü. Firavunun kurduğu piramitlerin koordinatlarının yanlışlığı,
çağımızın bilimsel verileriyle KÂBE’NİN kesinlikle doğru bir koordinatta olduğunu kanıtladığım
yegâne referanstır.
[Firavun dedi: Ey Haman, bana yüksek bir kule yap da O sebeplere (oralara, yükseklere, göklere)
erişeyim. Göklerin yollarına erişeyim de çıkıp Musa’nın Tanrısına bakayım. Ben Musa’yı
yalancılardan sanıyorum. Qur’an/Kasas 38]
Erken gençliğimde düşünürdüm: acaba Firavun yüksek kule yaptırarak Radar filan mı yaptırmak
istiyor diye…
Kâbe’nin en doğru noktada olmasının maddi yegâne kanıtı, 3 piramidinde yanlış ve kuzeyden
güney batıya kaydırılan koordinatlarda inşa edilmesidir… Sorardım: neden yan-yana yapılmadı
diye?
Keops, Kefren ve Mikerinos piramitleri, Firavunun edindiği bir takım yanlış bilgilerle piramitleri
yanlış koordinatlarda kuruldu. Gerçekten ilahi doğru mesaj Kâbe’nin bulunduğu koordinattı. Bu
müthiş konuyu Kâbe ve Piramitler adlı kitabımızda açıklamaya özen gösterdik.
Sitemlerimi bağışlayınız diyemeyeceğim. Çünkü bunu bilerek yapıyorum ve pırıl, pırıl gençlerin,
tertemiz BEYİNLERİN kayıpları için, yüreğim bir volkan gibi yanıyor. İnsanlar sadece birilerinin son
derece ilkel ve basit çıkarları doğrultusunda; gerçekten QUR’AN’I ve İncili ve Tevrat'ı tanımıyorlar,
genç beyinlerin de tanımaları kasıtlı olarak engelleniyor.
Hatta QUR’ANI tanımaktan kaçıyorlar! Neden mi? Kendisini DİN adamıyım diye tanıtanların
bağnazlıklarını, şarlatanlıklarını görüp dururken, kim o bağnazların anlattığının doğruluğuna inanır?
QUR’AN’A karşı serin duran gençlerin, ateistlerin tek sebebi maskaralık çizgilerini de aşmış dinciler
değil midir?
İnsanların DİNE ve ALLAHA gereği gibi inanmamalarının yegâne sebebi, kendisine DİN adamı süsü
veren hokkabazlardır. Hele ki şu kendisini göklere çıkaranlar, kendisinden başka QUR’ANI
anlamanın imkânsız olduğunu çığıranlar, ben en büyük profesörüm diye zırvalayanlar bu yüce dini
bugünkü hallere getirmişlerdir.
ALLAH’A sığınırım böyle terbiyesizliklerden.
Bu nedenlerle dileğim, her insan QUR’ANI, İNCİL VE TEVRAT’I kendisi okuyarak anlamalı ve AKLINI
kullanmalıdır…
38. Evrende Zaman ve Hayat -1
Şeytani Ayetler Adlı Tarihi Hatanın Cevabıdır
Dünyamızı Ziyaret Etmiş Genetik Bilimciler
38
ANLAYACAK OLAN BİLİMCİLERE
AÇIKLANMIŞTIR
["Bir kitaptır ki ayetleri (Ayet; kanun, değiştirilemez yöntem, evrendeki tüm eşya, materyaller, evrende var olan istisnasız her
şey) Arapça bir QUR’AN olmak üzere ANLIYACAK OLAN BİR KAVİME AÇIKLANMIŞTIR.
QUR’AN/Fussilet/3]
Herhangi bir millet veya kavim vb. söz edilmeden doğrudan doğruya "Anlayacak olan bir kavme"
ifadesidir ki, QUR’AN Evrensel bir gerçektir. Arapça bilmeniz kesinlikle şart değildir… Ancak her
kelimenin kökenlerini, hatta Sanskritçeye kadar ki kökenlerini dahi bilmeniz gerekmektedir.
Soralım; bu ifadeden ne anlaşıldı? Bu arada şunu ifade etmeliyim; " Fussilet" QUR’AN Arapçasında
'açıklanmıştır, beyan edilmiştir, artık o -her ne ise- ortada alenidir' anlamlarını içermektedir.
Dikkat ediniz' açıklanacaktır vb. gibi muallakta ki bir ifade değil 'AÇIKLANMIŞTIR' yani zamanı
gelmiş veya tanıtılmış veya birilerinin SADR’INA, göğsüne kalbine ilham edilmiştir.
Biz bugün, Quantum fiziğinin var olan tüm lisanları ile, Evrenin yapı taşı olan ATOMUN yapılandığı
en temel elementerleri, yani elementer MUTLAK SON ÖĞELERİ, FUSSİLET suresinin bize öğrettiği
biçimde ortaya koyduk; (Işıldayan ve Titreşen Atomlar 1' adlı kitapta) İnanılması gerçekten güç...
ne yazık ki; eliniz kadar, dokunduğunuz herhangi maddenin gerçekçiliği kadar gerçek olanda durup
duruyor ortada. Atomun en temel malzemesi olan bu elementer öğelere DUHHAN ÇİFTLERİ
DEDİM. Bu, bilim tarihinin en görkemli tanımını, binlerce deney verileriyle birlikte “IŞILDAYAN VE
TITREŞEN ATOMLAR” kitabımızda detaylarıyla ortaya koyduk.
["Yemin olsun ki; biz bu QUR’AN’DA İnsanlar için HER TÜRLÜ MANAYI (farklı, yöntemlerle açıklayıp)
TEKRAR ETTİK. Fakat insanların çoğu kabulden yüz çevirdi, ancak küfrü (*) seçti. " QUR’AN/
İsra/89]
QUR’AN’DA yüzlerce ayette “Ey yuh El kâfirin“ diye hitabın birinci derecede muhatabı kimlerdir?
Elbet deki Müslümanlardır… Neden mi?
QUR’ANLA birinci derecede muhatap olan kimlerdir?
Ona inanan ve okuyandır değil mi?
Rafta veya çekmecede duran QUR’AN kiminle muhatap olabilir ki?
Peki, Yüce ALLAH, “Ey yuh El kâfirin” diyerek kime hitap etmektedir?
Yahudilere mi yoksa Hristiyanlara mı, yoksa ateistlere mi?
Kararı sizler verin….
Adam QUR’AN’I zaten okumuyor ki QUR’AN ona bir şey ifade etsin…
Bu nedenlerle bir diğer kitabımın adı “ Müslümanlar gibi Müslüman olmayınız” dır…
Ayet tüm açıklığı ile her mananın farklı yöntemlerle ancak apaçık anlatıldığını, gerçekten de her
gizemin açıkça beyan edildiğini, ancak, QUR’AN’I okumak değil anlamak için okumanın gerektiğini
belirtmek istiyorum.
(*) Arapça lisanda "KÜFR" sövmek değildir. Gerçeği gizlemek, gerçek bilgiyi şu veya bu nedenlerle örtmek, bilgiyi saklamak, anlamadığı
halde bu böyle olabilir gibi ZANLARINI QUR’AN’DANMIŞ gibi yazıp insanlara yutturmak ta bu anlamların içindedir…