2016 tarihli Çin Halk Cumhuriyeti'ni basitçe inceleyen ders sunumu. Çin ile ilgili genel bilgiler, ithalat-ihracat durumları, pazara ilişkin bilgiler ve zorlukları içerir.
2016 tarihli Çin Halk Cumhuriyeti'ni basitçe inceleyen ders sunumu. Çin ile ilgili genel bilgiler, ithalat-ihracat durumları, pazara ilişkin bilgiler ve zorlukları içerir.
Çin Pazarı’nda Başarmak
Türkiye'nin 2023'te 500 milyar Dolarlık ihracat hacmi hedefinde en önemli pazarlardan birisinin Çin olacağına inanıyor ve firmalarımızın Çin'e yönelik çalışmalarına destek olmayı hedefliyoruz. Bu yayınımız, Çin pazarıyla ilgili birkaç temel ve pratik ipucu ve Çin pazarındaki fırsatlar ve riskler hakkında firmalarımızı bilgilendirmek amacıyla hazırlanmıştır.
Yayın Tarihi: Aralık 2010
İstanbul Sanayi Odası'nın armağanıdır
1. Doğrudan Yabancı Yatırım
Afrikalı bir genç olarak, her zaman Afrika’da yüzleştiğimiz
sosyal ekonomik problemleri araştırmak isterdim; örneğin açlık
,yasadışı taşıma ,altyapı eksikliği ve yetersiz beşeri sermaye. Neden
diğer kıtalar ya da diğer ülkeler bu problemleri kolayca aşarken
Afrikalılar yapamıyor, fakat diğer yönden neden Afrika ülkeleri
yapamıyor? Neden en iyi Afrika ülkeleri yatırımcılara yönelik düzgün
karşılıklı avantajlı politikalar oluşturamıyor? Bunlar Afrika’da
ekonomik yapının araştırılmasının ana nedenleridir. Bunların çoğu
Afrika’Da doğrudan yabancı yatırımın etkileri ve performansıdır.
Birçok ülkeler ekonomilerini büyütmek ve Çin, Güney Kore,
Tayvan, Singapur gibi gelişmek için kaynak olarak FDI kullanırlar.
Neden Afrika ülkeleri bu hızlı gelişmeyi dünyanın bir parçası olarak
tanık olduğumuz halde göremiyor?
Bu tezin ana sorusu budur. Neden Afrika ülkeleri
uzmanlaşmamış? Verim doğal kaynak mı? Ya da onlar tembeller
mi? Genç yetenekli nesil ve ikinci büyük kıta olarak neden
Afrika’nın en iyi girişimcileri Afrika’nın geleceği hakkında şüphe
duyuyor.
Ekonomik büyüme ve yabancı yatırım arasında büyük bir ilişki
vardır. Yabancı yatırımların büyük girişleri için ülkenin ekonomik
büyümenin sürdürülebilir yüksek istikrarına elde etmesine ihtiyacı
vardır. Bunlar bunun için inkar edilemez nedenlerdir. Ekonominin
büyümesi için yılda yüzde 7 ile 8, GDP’nin yüzde 30 ile 40 civarında
yatırıma ihtiyacı vardır. Ulusal tasarruflar çok düşük şekilde yüzde
10 civarına düşüyor. Dış borçlanma ve yabancı yatırımlar bu yatırım
tasarruf açığını karşılamak zorundadır. Bu genellikle kabul
edilmektedir ve birbirini izleyen hükümetler yabancı yatırımlara
çeşitli teşvikler sağlamak için çalıştılar.
Öyleyse, Ben Afrika’nın doğrudan yabancı yatırımlardan
yarar sağlayabileceğine güçlü bir şekilde inanıyorum. İş dünyasında
olağanüstü ve büyüyen bir rol oynamaktadır. Yeni marketler, yeni
2. market kanalları, ucuz üretim tesisleri, yeni teknolojiye giriş,
ürünler, yetenekler ve finansman ile bir firma sağlayabilir.
Tarih baktımız zaman İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, birçok
koloni ülkesi bağımsızlıklarını kazandı, resmi yeni hükümetler
yabancı yatırıma inandı. Üretimin yabancı mülkiyeti yeni
sömürgecilikti. Ekonomik formda sömürgeciliğin devamıydı. Bu
fikirler üzerinden hareket ederek, yeni bağımsız ülkelerin çoğunda
hükümetler yabancı sermayeli sanayi ulusallaştırdı. Bu fabrika,
maden veya diğer kuruluşların devlet kuruluşu olarak çalıştırılması
anlamına geliyor.
Son yıllarda devlet işletmelerinin düşük verimlilik tanımları
kamusallaştırma yönündeki trendin eğiliminin tersine etki
etmiştir.Birçok devlet işletmesi özelleştirildi, kişisel şirketlere
döndü.Şimdi sanayileşmiş ve sanayileşmemiş hükümetler arası
uzlaşma doğrudan yabancı yatırım yoluyla cazip,hatta ekonomik
büyüme ve yoksulluğun azalması için gereklidir.Yabancı
yatırımların nasıl düzenlenmesi gerektiği ile ilgili geriye bir çok soru
kalıyor.
Caves(1996) çeşitli ülkelerde yapılan çabaları , potansiyel olumlu
etkiler için gerekli olan yabancı yatırımları içinde ekonomi üzerinde
olacaktı diye düşünmektedir. FDI,verimliliği,teknoloji
transferini,yönetsel becerileri,know how’ı (birşeyi yapabilme
bilgisi),uluslarası üretim ağlarını,işsizliğin azaltılmasını ve dış
marketlere girişi artıracaktı.
Borensztein (1998) bu fikirleri destekliyor, Bronsztein’e göre FDI’ı
teknoloji yayılmasının bir ulaşım yolu ve ekonomik büyümenin
daha fazla katkısı ulusal yatırımları oluşturacaktı.
Teknoloji transferinin önemi ,yerel firmalar için FDI’ın önderlik
yaptığı ileri teknoloji dağıtımına inananlar tarafından vurgulanmıştır.
( Findlay 1978)
Diğer yönden ,FDI yerel işletmleri saf dışı bırakabilir ve
ekonomik gelişme üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilir.
Hanson (2001)’a göre pozitif etkiler çok azdır. Grenwod (2002) en iyi
etkilerin negatif olacağını tartışır. Lipsey (2002) olumlu etkileri
3. olduğu sonucuna varmıştır,fakat FDI stoğu ile ekonomik büyüme
arası tutarlı bir ilişki olmadığını belirtmiştir.Ekonomi üzerindeki
potansiyel negatif ve pozitif etkenler doğal sektördeki hangi
yatırımın gerçekleşeceğine bağlıdır. Hirschman (1958) ‘a
göre,belirtilen tarımın pozitif etkileri ve madencilik sınırlıdır.
Çok uluslu şirketler yabancı pazarlara girdiğinde ,FDI’ı çekme ve bu
pazarlarda onlara avantaj vermek ,pazar başarısızlığıdır.Yabancı
yatırımcılar ,üstün teknoloji ve bilginin onlara pazar payı elde etmek
için fırsat vereceğini düşünmektedirler.
Kiely (1998) ,çok uluslu şirketler ve onların getirdiği yatırım
sermayesine karşı birkaç tartışmayı değerlendiriyor.Yabancı yatırım
eleştirmenleri ,buna bağlı neden olarak bunu önerdiler ya da
gelişmeyi sınırladılar.Destekçiler,yabancı yatırımın; merkezi
teknoloji , gelişen beceriler ,bağlantılar ,artan gelişme ve gelir
getirebileceğini önerdiler.
Bu unsura rağmen ,birçok araştırmacı FDI olayını açıklamaya
çalıştı.Genel bir teorinin kabul edildiğini söyleyemeyiz,fakat
Kindleberger (1969)’e göre ,herkes mükemmel rekabet tarafından
karakterize edilen bir dünyada bir noktayı kabul ediyor.’’Yabancı
direk yatırım daha fazla olmayacaktı’’.
Biz, Afrika ülkeleriyle gelişen ekonominin, gerçek dünya
kuralları içindeki FDI politikalarını,verilen son teorik ve deneysel
çalışmaları,yabancı direk yatırımların ekonomik büyümeyi belirleyen
önemli değişken olarak tanımlandığını nasıl kabul ettiğini çözmeye
çalışıyoruz. (Meier 1995, p. 560).
Politikaların çeşitli türleri incelenmiş ve karşılaştırılmıştır.Ayrıca bu
çalışmada biz, takip edilmiş farklı politikaları FDI ile ilişkili olası
hedefler içerisinde soruşturuyoruz . Afrika ülkelerinin sosyo
ekonomik problemlerini tatmin edici bir pratik seviyesinde çözüp
hangi FDI politikasının en çok kullanışlı olduğunu bulmak için çok
yararlı olurdu.Biz en geç 2008’deki Dünya Ekonomik Krizi’nden
önce ve 2008’de sonra FDI’ın etkilerini analiz ederek 1981 den 2008
periodu arası Afrika’nın 15 gelişen ülkesinin panel verisini
karşılaştırmaya başlıyoruz. Veri 3 yıl aralıklarla kullanılabilir gibi veri
kümesi ve her ülke için 10 gözlem içermektedir.Daha önceki
4. çalışmalarda olduğu gibi FDI’ın özellikle gelişmekte olanlar olmak
üzere tüm ülkelerde ekonomik kalkınmanın önemli bir unsuru
olduğuna işaret edilmektedir. FDI ve ekonomik kalkınma arasındaki
ilişki üzerine birçok deneysel çalışmalar sonucunda varılan sonuç,
FDI etkileri karmaşık olmasıdır.Daha büyük makro açıdan
bakıldığında, genellikle istihdam jeneratörleri, yüksek verimlilik,
rekabet ve teknolojinin yayılması olarak kabul edilmektedir.
Özellikle az gelişmiş ülkeler için,FDI ;yüksek ihracat, uluslararası
piyasalarda ve uluslararası para erişimi, finansman önemli bir
kaynak olma, banka kredileri ikamesi anlamlarına gelmektedir.
Birinci ve ikinci bölümde ekonomik politikaların uygulanması
ve bu politikaların teorik temeli için ihtiyaçı üzerinde duruluyor.
Hangi kuramsal terim ve ilişkili politika anlayışlarının FDI’ın
etkilerini,özellikle ekonomik kalkınma ve büyümenin esas katkısını
açıklamaya yarayacağını ispatlamaya çalışır.Önerildiğinden beri
bu,günümüzde çok önemlidir,FDI genellikle büyüme ve gelişmeyi
artırmak için gelişmekte olan ülkeler için geriye kalan tek ekonomik
araçlar olarak kabul edilir.
Özetlemek gerekirse,üçüncü ve dördüncü bölümlerde ;ülkeler
içerisindeki FDI etkilerine ilişkin teorilerin ve politikaların belirli
özellikleri ile gelişmekte olan bir ekonomiyi değerlendirmek için
onları hazırlamak üzerine tartışılır.Onerilenlerin anlamı;FDI’dan
kesinlikle olumlu bir etki beklenir, FDI ,kalkınma ve ekonomik
büyümenin anahtarıdır.Ancak, bu analizde çıkan ana sonucun,
gelişen ekonomisi ile ülkelerine FDI etkisinin olumsız
olmasıdır.Özellikle, hiçbir dinamik gelişim süreci, serbest bir
ekonomide serbest piyasa koşullarında harekete
geçemez.Hakikaten, ortak inanç; FDI her zaman neoklasik serbest
piyasa koşullarında gelişmekte olan bir ülke için faydalı olduğu
yönündedir,genellikle deneysel kanıtlarla desteklenenler
başarısızdır.
TAHEROU KAH...