2. İÇİNDEKİLER
● 1-Covid 19 tanımı
(Lokman GÖK 2016600021)
● 2-Tanı kitleri
(Lokman GÖK 2016600021 Esma ÇİÇEK 2016600071)
● 3-Covid 19 yapısı ve aşı tipleri (Büşra İSPİR 2017600028)
● 4-Dünyadaki aşı çalışmaları(Esilanur AVCI 2017600046)
● 5-Dünyada çokça tercih edilen aşılar(Büşra İSPİR
2017600028)
● 6-Türkiyedeki aşı çalışmaları(Emre UNAK 2017600081)
● 7-Covid için inovasyon ürünleri(İbrahim ÖKSÜZ
2018600002
3. COVID-19 NEDİR?
Yeni Koronavirüs Hastalığı
(COVID-19), ilk olarak Çin’in
Vuhan Eyaleti’nde Aralık ayının
sonlarında solunum yolu belirtileri
(ateş, öksürük, nefes darlığı)
gelişen bir grup hastada yapılan
araştırmalar sonucunda 13 Ocak
2020’de tanımlanan bir virüstür.
4. ● Salgın başlangıçta bu bölgedeki
deniz ürünleri ve hayvan
pazarında bulunanlarda tespit
edilmiştir. Daha sonra insandan
insana bulaşarak Vuhan başta
olmak üzere Hubei eyaletindeki
diğer şehirlere ve Çin Halk
Cumhuriyeti’nin diğer eyaletlerine
ve diğer dünya ülkelerine
yayılmıştır.
5. ● Koronavirüsler, hayvanlarda veya
insanlarda hastalığa neden olabilecek
büyük bir virüs ailesidir. İnsanlarda,
birkaç koronavirüsün soğuk
algınlığından Orta Doğu Solunum
Sendromu (MERS) ve Şiddetli Akut
Solunum Sendromu (SARS) gibi daha
şiddetli hastalıklara kadar solunum
yolu enfeksiyonlarına neden olduğu
bilinmektedir. Yeni Koronavirüs
Hastalığına SAR-CoV-2 virüsü neden
olur.
6. COVID-19 BELİRTİLERİ
Belirtisiz olgular olabileceği bildirilmekle birlikte, bunların oranı bilinmemektedir.
En yaygın semptomlar:
● Ateş
● Kuru öksürük
● Yorgunluk
Seyrek görülen
semptomlar:
● Boğaz ağrısı, baş
ağrısı, kas ve eklem
ağrısı
● Tat ve koku kaybı
● Ciltte döküntü
● Konjonktivit
● İshal
Ciddi semptomlar:
● solunum güçlüğü veya
nefes darlığı
● göğüs ağrısı veya
göğüste baskı
● konuşma veya hareket
kaybı
7. COVİD 19 TANI
Yeni Koronavirüs tanısı için
gerekli moleküler testler
ülkemizde mevcuttur. Tanı testi
sadece Halk Sağlığı Genel
Müdürlüğü Ulusal Viroloji
Referans Laboratuvarında ve
belirlenmiş Halk Sağlığı
Laboratuvarlarında yapılmaktadır.
8. COVİD 19 BULAŞMA YOLLARI
Hasta bireylerin öksürmeleri aksırmaları
ile ortama saçılan damlacıkların
solunması ile bulaşır. Hastaların solunum
parçacıkları ile kirlenmiş yüzeylere
dokunulduktan sonra ellerin yıkanmadan
yüz, göz, burun veya ağıza götürülmesi ile
de virüs alınabilir. Kirli ellerle göz, burun
veya ağıza temas etmek risklidir.
9. COVİD 19 KİMLER RİSK ALTINDA?
COVID-19 enfeksiyonu ile ilgili şimdiye kadar
edinilen bilgiler, bazı insanların daha fazla
hastalanma ve ciddi semptomlar geliştirme riski
altında olduğunu göstermiştir.
● Vakaların yüzde 80'i hastalığı hafif
geçirmektedir.
● Vakaların %20’si hastane koşullarında
tedavi edilmektedir.
● Hastalık, genellikle 60 yaş ve üzerindeki
kişileri daha fazla etkilemektedir
10. HASTALIKTAN EN ÇOK ETKİLENEN KİŞİLER:
● 60 yaş üstü olanlar
● Ciddi kronik tıbbi rahatsızlıkları olan insanlar
● Kalp hastalığı
● Hipertansiyon
● Diyabet
● Kronik Solunum yolu hastalığı
● Kanser gibi
● Sağlık Çalışanları
11. COVID-19’DA KORUNMA YOLLARI NELERDİR ?
● Mümkün olduğu kadar yurtdışına yolculuk yapılmaması
önerilmektedir. Yurtdışına çıkışın zorunlu olduğu durumlarda
aşağıdaki kurallara dikkat edilmelidir
● Akut solunum yolu enfeksiyonlarının genel bulaşma riskini
azaltmak için önerilen temel ilkeler Yeni Koronavirüs Hastalığı
(COVID-19) için de geçerlidir. Bunlar;El temizliğine dikkat
edilmelidir. Eller en az 20 saniye boyunca sabun ve suyla
yıkanmalı, sabun ve suyun olmadığı durumlarda alkol bazlı el
antiseptiği kullanılmalıdır. Antiseptik veya antibakteriyel içeren
sabun kullanmaya gerek yoktur, normal sabun yeterlidir.-
● Eller yıkanmadan ağız, burun ve gözlerle temas edilmemelidir.-
Hasta insanlarla temastan kaçınmalıdır (mümkün ise en az 1 m
uzakta bulunulmalı)
● Özellikle hasta insanlarla veya çevreleriyle doğrudan temas
ettikten sonra eller sık sık temizlenmelidir- Hastaların yoğun olarak
bulunması nedeniyle mümkün ise sağlık merkezlerine gidilmemeli,
sağlık kuruluşuna gidilmesi gereken durumlarda diğer hastalarla
temas en aza indirilmelidir.
12. ● Öksürme veya hapşırma sırasında burun ve ağız tek
kullanımlık kağıt mendil ile örtülmeli, kağıt mendilin
bulunmadığı durumlarda ise dirsek içi kullanılmalı,
mümkünse kalabalık yerlere girilmemeli, eğer girmek
zorunda kalınıyorsa ağız ve burun kapatılmalı, tıbbi
maske kullanılmalıdır.
● Çiğ veya az pişmiş hayvan ürünleri yemekten
kaçınılmalıdır. İyi pişmiş yiyecekler tercih edilmelidir.
Çiftlikler, canlı hayvan pazarları ve hayvanların
kesilebileceği alanlar gibi genel enfeksiyonlar
açısından yüksek riskli alanlardan kaçınılmalıdır.
● Seyahat sonrası 14 gün içinde herhangi bir solunum
yolu semptomu olursa maske takılarak en yakın sağlık
kuruluşuna başvurulmalı, doktora seyahat öyküsü
hakkında bilgi verilmelidir.
13. COVID-19 TANI KİTLERİ
ASELSAN COVİD 19 TANI KİTİ
Merkezi'nde, kimyasal ve biyolojik tehditlerin
tespitine yönelik araştırmalar kapsamında elde
edilen bilgi birikimiyle Kovid-19 tespitinde
kullanacak şekilde bir cihaz geliştirme
çalışması başlatıldı.
Antikor tabanlı dijital tespite dayanan sistem,
mercekler kullanılarak optik yöntemle tespit
yapıyor. Hastalardan alınan örnekler tek
kullanımlık kasetler üzerinde inkübe ediliyor.
Hastadan alınan örneğin yer aldığı kartuş,
yapay zeka yazılımıyla analiz ediliyor ve sonuç
raporlanıyor.
14. Virüs tanı sistemi, yapısı bozulmamış virüsün,
kartuş içinde bulunan ve anahtar-kilit uyumuyla
çalışan antikorlar tarafından tutularak optik
temelli olarak tespit edilmesini sağlıyor.Bu
sistemle Kovid-19, influenza gibi üst solunum
yolu enfeksiyonu semptomlarını gösteren
virüslerin tek kaset üzerinde aynı anda tespit
edilmesi amaçlanıyor. Sistem testleri sırasında
antijenler, inaktif ve aktif virüslerle çalışmalar
yapıldı ve başarılı sonuçlar alındı.
Virüs tanı sistemi için yüzde 99 test doğruluk
oranına ulaşılması amaçlanıyor.ASELSAN,
sistemin kritik görülen bileşenleri için patent
başvuruları yaptı. Sistem, hastane testleri için etik
kurul onay aşamasında bulunuyor. Hasta
örnekleriyle çalışmalar ise yakında başlayacak.
15. COVID-19 REAL TİME PCR KİTLERİ
COVID-2019’ un etiyolojik ajanı olan SARS-CoV-2
Coronavirus’ un kalitatif tespiti için tasarlanan prob tabanlı bir
real time PCR testleridir. İzole edilen viral RNA’ dan bir
reverz transkriptaz enzimi ile cDNA sentezinden sonra
spesifik primer ve floresan işaretli prob ile virüs genomunda
S-geni ve/veya ORF1ab-geni amplifiye edilmektedir.PCR
sırasında yayılan floresan ışıma, real time PCR cihazı optik
ünitesi tarafından ölçülür. Ayrı ayrı tüplerde amplifiye edilmiş
gen dizisi (SARS-CoV-2 / S-geni) ve (SARS-CoV-2 /
ORF1ab-geni) floresan FAM kanalı ile (multipleks
FAM/Texas Red), her tüpte yer alan internal kontrol ise
floresan HEX kanalı ile saptanır.
16. Alt solunum yolu örneklerinde (bronkoalveolar lavaj,
balgam, trakeal aspirat) ve üst solunum yolu
örneklerinde (nazofaringeal sıvılar, nazofareingela
swap) etken tespiti yapılır.
Diğer CoV türleri (HCoV-229E, -NL63, -OC43 ve -HKU1,
MERS-CoV) ile çağraz reaksiyon vermez.
Klinik analitik hasasiyeti 2x102 kopya/ml’ dir.
Diagen Biyoteknolojik Sistemler A.Ş Ar-Ge
departmanını oluşturarak TUBİTAK TEYDEB Sanayi-
Üniversite İşbirliği destekleri ile üretilen COVID-19 Real
Time PCR Kitleri T.C. Sağlık Bakanlığı onayını almıştır.
17. BİO-SPEEDY® SARS-CoV-2 (2019-nCoV) qPCR
TESPİT KİTİ
2019 Koronavirüs Hastalığına (COVID19)
neden olan SARS-CoV-2'nin kalitatif tespitini
sağlar. Kit, COVID-19'u düşündüren belirti
ve semptomları olan hastalardan
nazofaringeal sürüntü, orofaringeal sürüntü,
nazofaringeal aspirat / lavaj, bronkoalveolar
lavaj ve balgam örneklerinden elde edilen
nükleik asit izolatlarına uygulanır.
18. Bu kitle hızlı tanı, SARS-CoV-2'ye özgü
RdRp (RNA'ya bağımlı RNA polimeraz)
genini ve RNase P gen fonksiyonlarını
hedefleyen tek adımlı ters transkripsiyon
(RT) ve gerçek zamanlı PCR (qPCR) (RT-
qPCR) aracılığıyla gerçekleştirilir. Kit, RINA
™ M14 Nükleik Asit Ekstraksiyon Robotu, ve
sarf malzemeleri ile doğrulanmıştır.Bioeksen
Ar-Ge Teknolojileri ‘nin T.C. Sağlık Bakanlığı
ortaklığıyla geliştirdiği Covid-19 tanı kiti,
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) onayını almıştır.
Sağlık Bakanlığı da büyük oranda bu kiti
kullanmaktadır.
19. COVİD 19 ANTİJEN TESTİ
İzmir'in Menderes ilçesindeki İTOB
Organize Sanayi Bölgesi'nde 25
yıldır faaliyette bulunan Türklab
firması, yeni tip koronavirüse
(Kovid-19) ilişkin yaptığı
çalışmalarda, PCR'ye alternatif
antijen testi geliştirdi. Yüzde 90'ın
üzerinde yerliliğe sahip test, Kovid-
19 ile ilişkilendirilen proteinin olup
olmadığı konusunda laboratuvara
ihtiyaç duyulmadan sonuç veriyor.
20. Boğaz ve burundan alınan sürüntü örneği,
test kiti içindeki tüpe sürülüyor. Ardından
damlatılan solüsyon ile netice 5 dakikada
ortaya çıkıyor.
Firma yetkilileri, testin yüzde 95'in üzerinde
hassasiyete sahip olduğunu belirtiyor.
Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmıştır.
22. CORONAVİRÜSÜN YAPISI
Coronavirüsler zarflı ve tek iplikli RNA virüsleridir, yani genetik
materyalleri bir RNA ipliğinden oluşur ve her viral partikül bir
protein zarfına sarılıdır. Bütün virüsler konakçılarını enfekte
ederken temelde aynı yolu izler. Bir hücreyi istila eden virüs, o
hücrenin bazı bileşenlerini kullanarak kendisini kopyalar, daha
sonra da kopyaları diğer hücreleri enfekte eder. Ancak RNA
virüslerinin farklı bir özelliği vardır. Bu virüsler, RNA
replikasyonu (tam kopyalanma) sürecinde, tipik olarak
hücrelerin DNA kopyalarken kullandığı hata düzeltme
mekanizmalarına sahip olmadıkları için replikasyon sırasında
ortaya çıkan hataları düzeltemezler.
23. Bununla birlikte, coronavirüsler RNA virüsleri içerisinde 30.000 bazla en
uzun genoma sahip virüs grubudur. Replikasyon sırasında hata
düzeltme yeteneğinden mahrum olan bu patojenlerin kopyaladıkları baz
miktarı arttıkça hata yapma olasılıkları da artıyor. Dolayısıyla her hata
beraberinde yeni bir mutasyonu getiriyor. Bu mutasyonların bazıları da
virüse yeni hücre tiplerini, hatta yeni türleri enfekte etme yeteneği gibi
yeni özellikler sağlayabiliyor
Bir coronavirüs dört yapısal proteinden oluşur: nükleokapsid, zarf, zar ve
çubuksu çıkıntılar (dikenler). Bu çıkıntılara Latincede taç anlamına gelen
“corona” adı verildiğinden bu virüslere coronavirus (taçlı virüs) denir.
Nükleokapsid, zarf ve zar proteinleri tarafından oluşturulan küreye
benzer bir yapının içinde, genetik materyali bulundurur. Dikensi çıkıntılar
ise virüsün enfekte edebileceği hücreleri belirler ve hücrelerdeki
almaçlara bağlanır.
24. Hafif soğuk algınlığına neden olan coronavirüsler öncelikle üst
solunum yolunu (burun ve boğaz) enfekte ederken, daha ciddi
hastalıklara neden olan coronavirüsler alt solunum yolunu
(akciğerler) enfekte ederek zatürreye neden olurlar. SARS virüsü
hücrede ACE2 (anjiyotensin dönüştürücü enzim-2) adı verilen
almaca, MERS virüsü ise DPP4 (dipeptidil peptidaz-4) adı verilen
almaca bağlanır. Her iki almaç da başta akciğer hücreleri olmak
üzere vücudun farklı yerlerindeki hücrelerde bulunur.
25. Yapılan analizler Covid-19’a neden olan coronavirüsün de SARS
gibi hücrelerin ACE2 almacına bağlandığını gösterdi. Diğer yandan
aynı almaca bağlanan örneğin NL63 adı verilen bir insan
coronavirüsü sadece üst solunum yolu enfeksiyonuna neden
olurken, SARS ve Covid-19 coronavirüsleri alt solunum yollarını
enfekte ediyor. İlginç olan başka bir nokta ise ACE2 almacının kalp
hücrelerinde de yoğun olarak bulunmasına rağmen coronavirüsün
kalp hücrelerini enfekte etmemesi.
Güney Afrika’daki Western Cape Üniversitesinden moleküler
biyolog Burtram Fielding, virüsün hücrelere bağlanmasında başka
almaçların da rol oynadığından şüphelendiğini söylüyor.
26. Coronavirüslerin bir başka önemli özelliği, yardımcı proteinleri
sayesinde konağın doğuştan gelen bağışıklık tepkisinden
kaçabilmesi. Bağışıklık hücreleri vücutta bir patojen tespit ettiğinde,
patojenin çoğalmasını önleyen, patojenin protein sentezini durduran
ve patojenin ölümünü tetikleyen interferon isimli proteinlerin
salınmasıyla bağışıklık yanıtı başlar. Ancak bağışıklık sisteminin
yanıtı ve tüm bu süreç, konakçı yani virüsün enfekte ettiği kişi için
zararlı da olabilir. Çünkü bağışıklık yanıtı bazen vücudun sağlıklı
hücrelerine karşı olup otoimmün hastalıklara yol açabiliyor. Bu,
biraz da virüsün ne kadar virülan olduğu, yani virüsün ne kadar
yıkıcı bir bağışıklık tepkisine yol açtığıyla da ilgili olabilir
27.
28.
29. İnaktif Aşılar
İnaktive aşılar, SARS-CoV-2'nin hücre
kültüründe, genellikle kimyasal inaktivasyonun
ardından Vero hücrelerinde (Afrika yeşil
maymununun böbrek epitel hücresinde)
yetiştirilmesi ile üretilir.
Çin'deki Sinovac Biotech Ltd. tarafından
geliştirilen CoronaVac (başlangıçta PiCoVacc
olarak adlandırıldı ) ve yine Çin'de ve
Hindistan'da Bharat Biotech ve Kazakistan'daki
Biyolojik Güvenlik Sorunları Araştırma Enstitüsü
tarafından geliştirilen birkaç aday aşı, bu tür
aşılara örnek verilebilir.
30. • Bu aşılar genellikle kas içine zerk edilir (uygulanır) ve
Alüminyum Sülfat veya diğer adjuvanlar (güçlendirici) ile
güçlendirilebilir. Adjuvanlar, “kendileri immünojen olmayan
ve antikor oluşturmayan ancak verildikleri antijenin
immünojenitesini artıran, güçlendiren maddelerdir.”
• Virüsün tamamı bağışıklık sistemine sunulduğundan,
bağışıklık tepkilerinin sadece Spike (S) proteinini değil aynı
zamanda matriksi, zarfı ve nükleoproteini de hedeflemesi
muhtemeldir.
• Çin'deki Faz III'te olan üç aşı adayı ve Hindistan, Kazakistan ve
Çin'deki Faz I/II’de olan inaktive aşı adayları ile klinik
denemelere geçilmiştir.
31. Yaklaşık 25 ekip, viral vektör aşıları
üzerinde çalıştıklarını söylüyor. Kızamık
veya adenovirüs gibi bir virüs, taşıyıcı
olarak kullanılarak, vücutta koronavirüs
proteinleri üretebilmesi için genetik olarak
tasarlanmıştır. Bu virüsler zayıftılırlar,
böylece hastalığa neden olmazlar. İki tür
vardır: hücrelerin içinde hala çoğalabilenler
(replike olan) ve anahtar genler devre dışı
bırakıldığı için çoğalamayanlar (replike
olamayan).
32. En az 20 ekip, bağışıklık tepkisine yol
açabilecek bir koronavirüs proteini için
genetik talimatlar (DNA veya RNA
formunda) kullanmayı
amaçlamaktadır. Nükleik asit, daha
sonra virüs proteininin kopyalarını
çıkaran insan hücrelerine eklenir; bu
aşıların çoğu virüsün spike (diken)
proteinini kodlar.
33. RNA Aşıları
DNA aşılarına benzer şekilde, antijenin kendisi yerine antijen için gerekli
genetik bilgi aktarılır. Antijen daha sonra aşılanan kişinin hücrelerinde ifade
edilir.
İki teknoloji mevcuttur: Ya mRNA (modifikasyonlu) ya da kendi kendini
kopyalayan bir RNA kullanılır. RNA aşıları son yıllarda büyük umut vaat
etmektedir ve birçoğu geliştirme aşamasındadır.
Bir dizi aşı adayının umut verici klinik öncesi sonuçları yayınlandı. Pfizer ve
Moderna sahip oldukları faz III denemelerindeki aşılar ile şu an öncü
durumda.
Teknolojinin avantajları, aşının tamamen in vitro (laboratuvar ortamında,
yapay olarak) olarak üretilebilmesidir. Bununla birlikte, teknoloji yenidir ve
büyük ölçekli üretim ile uzun vadeli depolama stabilitesi açısından hangi
sorunlarla karşılaşılacağı belirsizdir (donmuş depolama gereklidir). Ek olarak,
bu DNA aşı adayları güçlü mukozal bağışıklığı indükleme (tetikleme) olasılığı
düşük olan enjekte edilen aşılardır.
34. DÜNYA’DA COVİD-19 AŞI ÇALIŞMALARI
Henüz etkin bir tedavisi olmayan COVID-19 için başarılı bir aşının hızlıca geliştirilmesi önem
taşımaktadır. Bununla birlikte, etkililik ve güvenlilik testleri tamamlanmış bir aşının
geliştirilmesinin zor ve uzun bir süreç olduğu unutulmamalıdır. Aşı geliştirme sürecinde
başarılı laboratuvar testleri ve klinik öncesi deneylerin ardından insanlarda yapılan klinik
çalışmaların da başarılı olması koşulu vardır. Aşının ilk kez insana verildiği ve güvenliliğinin
değerlendirildiği Faz I klinik çalışmaları, etkililiğinin ve güvenliliğin değerlendirildiği Faz II ve
Faz III çalışmalar izlemelidir. Küresel COVID-19 salgını gibi hızlı tedavi seçeneklerine
gereksinimin olduğu olağandışı durumlarda, klinik çalışma aşamaları sıkıştırılarak veya
aşının piyasaya sürülme onay süreci hızlandırılarak kısaltılabilmektedir. Bununla birlikte
etkililik ve güvenlilik testlerinden feragat edilemeyeceği dikkate alınmaktadır. Günümüzde
aşı çalışmalarının çoğunda virüsün spike (S) proteini hedef alınmaktadır. Bu protein, konak
hücrenin ACE2 reseptörüne bağlanarak virüsün hücre içine girişini ve Akut Respiratuvar
Distres Sendromu (ARDS)’na kadar giden olaylar zincirini başlatmaktadır.
35. COVID-19 aşısı, COVİD-19hastalığına karşı kazanılmış bağışıklık sağlamayı amaçlayan bir
biyoteknoloji ürünüdür. 231 aşı adayı hâlâ geliştirme aşamasındadır ve hiçbir adayın
güvenliğini ve etkinliğini kanıtlamak için klinik denemeleri henüz tamamlanmamıştır. Ağustos
ayında en az 24 aşı adayı açıklandı veya klinik deneylere tabi tutuldu, altısı başlangıç aşaması
olan aşama III'te ve 18'i aşama I-II'dedir.
Ağustos 2020'de, Gam – Covid- Vac adlı bir Rus aşısı Rusya'da tescil edildi. Uluslararası bilim
çevreleri, Gam-COVID-Vac aşısına dair klinik testlerin yayımlanmamış olmasından ötürü
aşının Rusya'da tescillenmesine tepki gösterdi. Aşının güvenilirliğine, efektif dozuna veya
COVID-19 enfeksiyonlarına karşı işe yarar olup olmadığına dair herhangi bir kanıt
bulunmamaktadır. Aşının 2020'de Faz III araştırmalarının başlanacağı duyurulmuştur, ancak I.
ve II. fazların sonuçları akran değerlendirmesi yapılarak yayımlanmamıştır.
Daha önce sars ve MERS hastalıklarına karşı bir aşı geliştirme girişimleri sayesinde
koronavirüslerin yapısı ve işlevi hakkında önemli bilgiler sağlanmıştır. Ancak önceki tüm
koronavirüs aşı adayları erken aşamadaki klinik denemelerde başarısız oldu ve hiçbiri
ruhsatlandırma aşamasına gelmedi.
Nisan ayında, bir aşının acil kullanım protokolleri kapsamında 12 aydan daha kısa bir süre
içinde veya 2021'in başlarında mevcut olabileceği belirtilmiştir
36. (koyu yeşil)Onay durumuna göre ülkeler Genel
kullanım için onaylandı, toplu aşılamaya
başlanıldı
(açıkyeşil)Acil durum kullanımı onaylandı, toplu
aşılamaya başlanıldı
(turuncu)Acil durum kullanımı onaylandı, sınırlı
aşılamaya başlanıldı
(koyu mavi) Genel kullanım için onaylandı, toplu
aşılama planlandı
(açık mavi) Acil durum kullanımı onaylandı, toplu
aşılama planlandı
(sarı)Acil durum kullanımı onayı bekliyor
37. Klinik Çalışmaların Evreleri: Klinik araştırma, insan
katılımcıları veya insan gruplarını, sağlık sonuçları üzerindeki
etkilerini değerlendirmek için bir veya daha fazla sağlıkla ilgili
müdahaleye ileriye dönük olmak üzere atayan herhangi bir
araştırma çalışmasıdır. Klinik araştırmalar ayrıca girişimsel
araştırmalar olarak da adlandırılabilir.
linik araştırmalarda, preklinik aşamalar tamamlandıktan
sonra, bu aşamalarda başarılı sonuçlar alınmış ürünler ile
ilgili insan çalışmaları aşamalarına geçirilir. İnsanlarda bu
süreç Faz ya da Evre olarak tanımlanan 4 aşamadan [1-
(bazen 0)-4] oluşur. Bu evrelerin özellikleri aşağıda
verilmiştir
38. Evre 1 (Faz 1) : Evre 1 çalışmaları, bir klinik araştırmanın ilk aşamasıdır.
Herhangi bir hastalığı tedavi etmek ya da önlemekten çok kullanılacak
araştırılan ürünün insanlar tarafından alınmasının güvenli olup olmadığı
(örneğin, güvenli bir doz aralığı belirlemek ve yan etkileri belirlemek için)
araştırılan aşamadır. Bu aşamaya davet edilen kişi sayısı çok küçüktür;
tipik olarak yaklaşık 30 kişi olmak üzere 20-80 kişi arasındadır. Genellikle
sağlıklı gönüllüleri veya bazen de hastaları içerir.
Evre 2 (Faz 2) : Klinik araştırmalardaki ikinci aşama, potansiyel bir
tedavinin güvenliğini daha detaylı değerlenirken etkinliğini de araştırmayı
amaçlamaktadır. Tedavinin bir durumu tedavi etmek için güvenli ve etkili
olup olmayacağını belirlemek amacıyla genellikle 100 ile 300 kişi katılır.
39. Evre 3 (Faz 3) : Önceki araştırmalar bir tedavinin güvenli olduğunu ve aynı
zamanda beklenen etki konusunda umut vaat ettiğini gösteriyorsa, Evre 3 klinik
araştırmalar başlar. Bunlar, genellikle Evre 1 ve Evre 2’deki birkaç yüz ila birkaç
binden çok sayıda katılımcıyı içerir ve genellikle farklı hastaneler ve ülkeler
arasında yayılır. Müdahaleyi diğer standart veya deneysel müdahalelerle
karşılaştırarak, olumsuz etkileri izlemek ve müdahalenin güvenli bir şekilde
kullanılmasını sağlayacak bilgileri toplamak amaçlanır. Bu denemeler, bir ürünün
(ilaç, aşı) güvenli ve etkili olduğunu gösteriyorsa, üreticiler ruhsat için
başvurabilir.
Evre 4 (Faz 4) : Ürünün riskleri, faydaları ve optimum kullanımı dahil olmak üzere
ek bilgileri tanımlamak için pazarlama sonrası çalışmalardır. Bu çalışmalar,
toplumda onaylanmış müdahalenin etkinliğini izlemek ve yaygın kullanımla ilişkili
herhangi bir yan etki hakkında bilgi toplamak için tasarlanmıştır.
40.
41. COVID-19 Aşı Çalışmaları COVID-19 aşı çalışmalarına her ülke ya da kurum aynı
başlangıç noktası ile başlamamıştır. Şiddetli Akut Solunum Sendromu [Severe Acute
Respiratory Syndrome (SARS)] ve Orta Doğu Solunum Sendromu [Middle East
Respiratory Syndrome (MERS)] ile ilgili aşı çalışması yapmış olanlar, tüm genom
sekanslarının karşılaştırılması sonucunda SARS-cov-1 genomu ile 234 yüzde 79 ve
MERS-cov genomu ile yüzde 50 oranında benzerlik gösteren COVID-19 etkeni SARS-cov-
2 ile çok hızlı yol almışlardır. Örneğin, Oxford aşısı geliştiren Prof. Sarah Gilbert ve ekip
arkadaşları, daha önce MERS-cov için bir aşı geliştirmiş ve erken klinik çalışmaları umut
vaat etmişti. Bu nedenle, Oxford grubu virüse çok yakından tanıyordu. Gamaleya Ulusal
Epidemiyoloji ve Mikrobiyoloji Merkezi de 1949 yılından beri aşı üretiyor. 2015 yılında
adenovirüs vektör platformunu kullanarak Ebola ateşine karşı vektör tabanlı iki aşıyı
başarıyla geliştirdi ve kaydettirdi. İnfluenza ve MERS’e karşı aşılar geliştirmek için
adenoviral vektörler kullandı. Her iki aşının klinik deneylerin ileri aşamasında olduğu
biliniyor. Bu deneyimler de normalde yıllar süren süreçlerin bir kaçta ayda
gerçekleştirilmesini sağladı. Aşıya olan acil gereksinim, başka süreçlerin de hızlanmasını
sağladı. Avrupa İlaç Ajansı [European Medicines Agency (EMA)] gibi kuruluşlar verilerin
denetim süreçlerini hızlandırdılar. Ortalama 20-40 gün olan süreyi 20 günün altına çektiler.
42. DÜNYADA COVID-19 AŞI ÇALIŞMALARININ DURUMU :
DSÖ dünyada süren aşı çalışmalarının listesini 3 Eylül 2020 tarihinde
güncelleyerek yayımladı. Buna göre, klinik değerlendirme aşamasında 34 ve
klinik öncesi değerlendirme sürecinde de 142 olmak üzere toplam 176 aşı
çalışması bugün itibari ile devam etmektedir. Klinik araştırma Evre 3
aşamasındaki sekiz aşı adayının üçü çoğalma yeteneği olmayan viral vektör
aşısı, üçü inaktif virüs aşısı, ikisi de RNA aşıdır. Evre 3 çalışması için bazı aşı
takip siteleri ve DSÖ basın brifinglerinde dokuz aşı olduğu da belirtilmektedir.
Bu son aşı, Avustralya’daki Murdoch Çocuk Araştırma Enstitüsü tarafından
Bacillus Calmette-Guerin (BCG) aşısının kısmen koronavirüse karşı koruma
sağlayıp sağlamadığını görmek için yürüttüğü Evre 3 aşamasındaki BRACE aşı
çalışmasıdır. Ancak bu derlemede DSÖ’nün bu konudaki en son resmi belgesi
olan 3 Eylül belgesi kaynak alınmıştır. Aynı tarihte Nature’de yayınlanan bir
makaleye göreyse, 321 aşı adayı vardır; 33’ü klinik çalışma aşamasındadır
43. •DSÖ belgesine göre klinik araştırma Evre 3 aşamasındaki sekiz
çalışma ile ilgili bilgiler aşağıda verilmiştir:
1. COVID-19
Oxford Aşı
Çalışması
“Oxford Üniversitesi Aşısı” olarak bilinen “AZD1222
(chadox1 ncov-19)”u geliştiren Oxford Üniversitesinden
bir ekip ve aşı üretimi ve tedarik ortağı olan firma ise
astrazenecadır; kayıtlarda “University of
Oxford/astrazeneca” olarak geçmektedir. Ekip, 20
Ocak’tan beri aşı geliştirmeye çalışmaktadır. Oxford’un
Jenner Enstitüsü’nde geliştirilen şempanze adenovirüs
aşı vektörü (chadox1), tek dozda güçlü bir bağışıklık
tepkisi oluşturabildiği ve kopyalayıcı bir virüs olmadığı
için SARS-cov-2 aşısı için en uygun aşı teknolojisi olarak
seçilmiştir.
Aşı, tek doz ve kas içine enjeksiyon şeklinde
önerilmektedir.
44. 2. Cansino Biological Inc./Beijing Institute of Biotechnology’nin
Aşı Çalışması
Çinli cansino Biologics şirketi, ülkenin Askeri Tıp Bilimleri
Akademisi’ndeki Biyoloji Enstitüsü ile ortaklaşa, Ad5 adlı bir
adenovirüse dayalı bir aşı geliştirdi. Mayıs ayında, Faz 1 güvenlik
denemesinden umut verici sonuçlar yayınladılar ve Temmuz
ayında Faz 2 denemelerinin aşının güçlü bir bağışıklık tepkisi
gösterdiğini bildirdi. Çin ordusu, aşıyı 25 Haziran’da bir yıl süreyle
“özel olarak ihtiyaç duyulan ilaç” olarak onayladı. Çin’in Evre 3 aşı
çalışmalarından biri olan bu çalışma, 18 yaş ve üzerindeki
yetişkinlerde Rekombinant Yeni Koronavirüs Aşısının (Adenovirüs
Tip 5 Vektör) etkililiğini, güvenliğini ve immünojenisitesini
değerlendirmek için küresel çok merkezli, randomize, çift kör,
plasebo kontrollü, uyarlanabilir tasarımlı faz-klinik bir çalışmadır.
45. 3. Gam-COVID-Vac
Rus adenovirüs vektör bazlı aşısı, 11
Ağustos 2020 tarihinde Rusya Sağlık
Bakanlığı tarafından tescil edildi.
1957’de Sovyetler Birliği tarafından ilk
uzay uydusu Sputnik-1’in başarılı bir
şekilde fırlatılması, dünya çapında
uzay araştırmalarını ve keşiflerini
yeniden canlandırmasına atıf yapılarak
“Sputnik V” olarak adlandırıldı.
46. 4. CORONAVAC
5. WUHAN INSTİTUTE OF
BİOLOGİCAL PRODUCTS
/SİNOPHARM
6. BEİJİNG INSTİTUTE OF
BİOLOGİCAL PRODUCTS
/SİNOPHARM
47. ● Her üç aşı da Çin’de üretilen
inaktif virüs aşılarıdır.
Coronavac en çok bilinenidir.
● Her üçü de 0.14 ya da 0. 21
olmak üzere 2 doz kas içine
uygulanmaktadır.
48. Coronavac adlı inaktif aşı adayı ile ilgili Evre 1/2 klinik denemeler
tamamlandı. Toplamda, yaşları 18 ile 59 arasında değişen 743
sağlıklı gönüllü denemelere katıldı. Bunlardan 143 gönüllü Evre
1’de ve 600 gönüllü de Evre 2’de yer aldı. Evre I veya Evre 2
çalışmalarında bildirilen ciddi bir advers olay olmamıştır. Evre 2
sonuçları, aşının 0,14 günlük bir programla aşılamadan 14 gün
sonra nötralize edici antikorları indüklediğini göstermektedir.
Nötralize edici antikor serokonversiyon oranı yüzde 90’ın
üzerindedir ve bu, aşı adayının pozitif immün yanıtı
indükleyebileceği sonucuna varılır. Evre 1/2 çalışmalarının
sonuçlarına göre, yan etkinin düşük, immujinitenin yüksek olduğu
bulundu.
49. Evre 3 klinik çalışma, Temmuz 2020’nin sonlarında Butantan Enstitüsü ile
işbirliği ile Brezilya’nın altı eyaletinde 9 bin gönüllü sağlık profesyoneli
(PROFISCOV) ile başlatıldı. Ağustos ayının başlarında, Şili’de Şili Papalık
Katolik Üniversitesi başkanlığında, 18 ile 65 yaşları arasında 3 bin gönüllü
ve Bangladeş’te 4 bin 200 gönüllünün katıldığı Uluslararası İshal
Hastalıkları Araştırma Merkezi ve Endonezya’da da bin 620 gönüllünün
katıldığı Bio Farma ile Bandung’da Evre 3 çalışmaları başladı. Eylül ayı
başlarında, Filipinler Sağlık Bakanlığı, Filipinler’deki Evre 3 denemeleri için
olası yerler olarak beş hastaneyi ilan etti. Eylül başında, Bangladeş ve
Türkiye’den de onay aldığı duyuruldu.
Wuhan Biyolojik Ürünler Enstitüsü, devlete ait Çin şirketi Sinopharm’ın
klinik testlere koyduğu, etkisizleştirilmiş bir virüs aşısı geliştirdi. Evre 3
denemelerini Temmuz ayında Birleşik Arap Emirlikleri’nde ve ertesi ay
Peru ve Fas’ta başlatıldı. Evre 3’de iki müdahale ve bir kontrol grubunun
her birinde 5000 kişinin yer alması planlanmıştır
50. 7. MODERNA AŞI ÇALIŞMASI
Amerikan biyoteknoloji şirketi Moderna, vücudu kendi viral proteinleri üretmesi
için haberci RNA (veya kısaca mrna) kullanarak bir aşı adayı geliştiriyor. Aşıyı
geliştirmek için virüsün kendisini kullanmaya gereksinim yok; bunun yerine
virüste olan bilgiyi kullanabiliriz ve bu bilgiyi doğrudan hastaya aktarabiliriz.
Nihayetinde hasta kendi aşısını geliştirecektir. Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüleri
ve Moderna şirketi bu yaklaşımı kullanarak 42 günlük rekor bir hızla genetik
kodlamadan test sürecine ulaşan bir aşı hazırlamayı başardılar.
Evre 1 verileri yayımlandı.45 sağlıklı kişide yan etki olmadan antikor üretimini
sağladı. Evre 2 çalışması gerçekleştirildikten sonra 27 Temmuz’da Evre 3
çalışması başlatıldı. Bu aşamada 30.000 kişiye ulaşılması planlanıyor. Hiçbir
mrna aşısı bulaşıcı bir hastalık için onaylanmamıştır ve Moderna hiçbir zaman
pazara bir ürün sunmamıştır. Ancak aşıyı savunanlar, seri üretimin geleneksel
aşılardan daha kolay olabileceğini söylüyor
51. 8. BİONTECH /FOSUN PHARMA /PFİZER
Alman biontech şirketi, New York merkezli Pfizer ve Çinli ilaç üreticisi
Fosun Pharma ile bir mrna aşısı geliştirmek için işbirliğine girdi. Mayıs
ayında aşının iki versiyonu üzerinde Faz 1/2 denemesi başlattılar. Her
iki versiyonun da gönüllülerin SARS-cov-2’ye karşı antikorlar ve virüse
yanıt veren T hücreleri olarak adlandırılan bağışıklık hücreleri
üretmesine neden olduğunu buldular. BNT162b2 adlı bir versiyonun
ateş ve yorgunluk gibi önemli ölçüde daha az yan etki ürettiğini buldular
ve bu yüzden onu Faz 2/3 denemelerine geçmeyi seçtiler. 27
Temmuz’da şirketler, Amerika Birleşik Devletleri ve Arjantin, Brezilya ve
Almanya gibi diğer ülkelerde 30 bin gönüllünün katıldığı bir Faz 2/3
denemesinin başlatıldığını duyurdu. İki doz, 0. Ve 28. Günlerde kas içi
olarak uygulanıyor.
52. DÜNYADA İLERLEME KAYDETMİŞ BAZI COVİD-
19 AŞILARI
1.PFİZER-BİONTECH:
Pfizer - BioNTech aşısında ise daha önce hiç denenmemiş bir yol deneniyor.
Diken proteinin sorumlu geni virüs dışına alınıyor. Bunun genetik materyalini
yapacak olan mRNA laboratuvar koşullarında elde ediliyor. Aşı ile bu mRNA bir
nano teknoloji kapsülü ile insan hücresine kadar ulaşıyor. Hücrede kişide hastalık
oluşturmadan Diken proteinini sentezlemeye başlıyor. Bu üretilenleri ilk kez
karşılaşılan yabancı bir madde olarak algılayan insan vücudunun savunma
mekanizması ona karşı koruyucu madde yani antikorları üretiyor. Aşı sonrası bir
dönemde virüsle karşılaşılırsa mevcut antikorlar hemen devreye giriyor ve
hastalık oluşması engelleniyor.
53. 12 Ocak 2020'de virüsün genetik bilgisi Çin bilim insanları tarafından
paylaşıldıktan sonra, Ocak ortasında "Işık Hızı" adını verdikleri projeyi
başlattılar. 16 ve 17 Mart'ta sırası ile Fosun ve Pfizer ile işbirliği kararı
aldılar. 4 Mayıs'ta Pfizer ve BioNTech, bir mRNA aşısının iki versiyonu
üzerinde Faz 1/2 denemesi başlattı. Her iki versiyonun da gönüllülerin
SARS - CoV - 2'ye karşı antikorlar ve virüse yanıt veren T hücreleri olarak
adlandırılan bağışıklık hücreleri üretmesine neden olduğunu buldular.
BNT162b2 adlı bir versiyonun ateş ve yorgunluk gibi önemli ölçüde daha az
yan etki yaptığını buldular; bu yüzden onunla Faz 2/3 denemelerine
geçmeye karar verdiler.
Aşı 1. ve 21. günlerde olmak üzere 2 doz uygulanıyor. Yani tek dozla etkin
bir aşıya göre biraz daha uğraştıracak. Bir de ikinci dozdan 7 gün sonra
korumanın başlayacağı söylendiğinden aşıya başlanan kişi 28 gün daha
korunmasız olacak.
İlk iki fazı içeren yayınlarında yerel ağrı, ateş, terleme gibi kabul edilebilir
yan etkileri var.
54. Aşının ana maddesi olan mRNA molekülleri oda sıcaklığında hızla parçalanıyor.
Bu nedenle, Pfizer, aşıların canlı kalması için -70 derecede taşınabilmesini
sağlamak için kuru buz, termal sensörler ve GPS izleyiciler içeren özel kaplar
imal etti. Aşı, flakonlar halinde geliyor. Her flakon, her biri 0.3 mililitre olan 5 doz
içeriyor. Yani, her flakonla beş enjeksiyon yapılabilir. -70 dereceden alınan
flakonun önce normal buzdolabında yani 2-8 derecede çözmek gerekiyor. Bu
haliyle, buzdolabında 5 güne kadar (120 saat) saklanabiliyor. Çözüldükten sonra
da oda sıcaklığına gelsin diye, yani yaklaşık 25 derece 30 dakika boyunca oda
sıcaklığında kalması gerekiyor. Şişelerdeki madde seyreltilmeden önce oda
sıcaklığına ulaşmalı ve bu ısıya ulaşınca da 2 saat içinde seyretme işlemi
yapılmalı. Seyreltme için, çoğumuzun tuzlu serum diye bildiğimiz yüzde 0.9
izotonik sodyum klorür çözeltisi, ya da kısaca izotonik denilen bir sıvı kullanılıyor.
Önemli bir konu da, seyretilmiş aşının en fazla altı saat içinde kullanılması
gerektiği. Bu nedenle İngiltere'de özel etiketler hazırlanmışlar. Flakonu açan ilk
kişi, bu etiketin üzerine aşının atılması gereken tarih ve saati yazıyor. ABD ise
seyreltildiği zamanı yazıyor.
55. Bu aşının, klinik çalışmalarda, gözlenmiş yan etkileri arasında enjeksiyon
yerinde ağrı (yüzde 84.1), yorgunluk (yüzde 62.9), baş ağrısı (yüzde 55.1),
kas ağrısı (yüzde 38.3), titreme (yüzde 31.9), eklem ağrısı (yüzde 23,6),
ateş (yüzde 14,2), enjeksiyon yerinde şişlik (yüzde 10,5), enjeksiyon yerinde
kızarıklık (yüzde 9,5), bulantı (yüzde 1,1), halsizlik (yüzde 0,5) ve
lenfadenopati (yüzde 0,3) var.
Bir önemli konu; gebeler, emzirenler ve çocuklardaki güvenliği ile ilgili veri
de henüz yok
SARS-CoV-2 virüsüne karşı bağışıklığın ne kadar süreceği bilinmiyor.
Bunun beklenip izlenmesinden başka bir yolu yok.
Cevaplanamayan bir diğer soru ise, denemeleri insanların ciddi şekilde
hastalanmasını ve COVID-19'dan ölmesini engellediğini gösteren aşıların,
ilk etapta insanların enfekte olmasını ve daha da önemlisi virüsü
başkalarına bulaştırmasını engelleyip engellemediğidir. Dr. Fauci, aşıların
enfeksiyonu engellemese bile virüs seviyelerini düşük tuttuklarını ve
bulaşmayı önleyebileceklerini söyledi.
56. Üçüncü faz denemeleri sonrasında 56 yaş ve üzeri kişilerde yüzde 93,7 etkili
olduğu belirtilirken 16 ila 55 yaş arası kişilerde ise yüzde 95,6 etkili olduğu
açıklandı.
Pfizer-Biontech aşısının ise, kanser, böbrek rahatsızlığı, demans ve vasküler
rahatsızlığı olan kişilerde yüzde 95,3 etkili olduğu açıklanırken bu rahatsızlığa
sahip olmayanlarda yüzde 94,7 etkili olduğu belirtildi.
klinik testleri sonucunda erkeklerde yüzde 95,3 etkili olurken kadınlarda ise yüzde
93,9 oranında corona virüs koruması sağladı.
ağır corona virüs vakalarında etkisi klinik deneyler sonrasında yüzde 66,4 olarak
açıklandı. Klinik deneyleri dört kişi üzerinden gerçekleştirilen çalışmada dört
kişinin birinin aşı, diğer üçünün ise plasebo aldığı, plasebo alan üç kişiden ikisinin
hastaneye kaldırıldığı açıklandı.
57. 2.CORONAVAC
Sinovac bir Çin firması. Firmanın geçmişi 1993'e uzanıyor. İlk önemli başarısını ise, 1999'da
Çinli bilim adamları tarafından geliştirilen ilk inaktive hepatit A aşısı geliştirilmesi ile gösteriyor.
İnaktive aşı geliştirme ile ilgili deneyimleri yıllar öncesine dayanıyor. Bundan sonraki yıllarda
birçok aşı gelişimine imza atmışlar. İnsanlarda kullanılabilecek altı adet aşı üretimleri var ve
bunların da bir kısmı inaktive aşı.CoronaVac, insanlığın en eski aşı yöntemlerinden biri
kullanılarak üretiliyor. Bu geleneksel üretimde enfeksiyona sebep olan virüsler, zayıflatılarak
ya da etkisizleştirilerek vücuda enjekte ediliyor. Böylece vücut, kendisine zarar veremeyecek
hale gelen virüse karşı mücadele etmeyi öğreniyor, bağışıklık kazanıyor. CoronaVac da
böyle; çoğalma yeteneği olmayan ölü virüs aşı olarak kullanılıyor. Bu aşılarla ilgili en önemli
kaygı bağışıklık yanıtının düşük olma olasılığıdır. Ancak pandemi ile ilgili olarak zaten DSÖ
ve ABD Hastalıkların Kontrolü Merkezi (CDC) gibi kurumların bağışıklık kabul sınırının yüzde
50 olduğu düşünülürse, CoronaVac'ın ilk verilerine göre bu sınırı geçmesi çok mümkün
görünmektedir. Hatta, firma temsilcilerinin yüzde 90 etkin ifadesi bulunmaktadır. Ancak bu
veriler henüz yayımlanmamıştır
58. Aşı iki doza olarak kas içine uygulanacak. Birinci dozun verildiği güne 0.
gün deniyor; sonra da 14. günde ikincisi uygulanacak. Tüm aşılarda kas içi
uygulamalarda yaygın şekilde kullanıldığı üzere koldaki deltoid denilen
omuz başındaki kastan uygulama tercih edilecek.
İlk aşamada sağlık çalışanları, 65 yaş üstü vatandaşlarımız ile yaşlı, engelli,
koruma evlerinde kalanlar gibi toplu ve kalabalık yerlerde yaşayan
yetişkinler;
İkinci aşamada toplumun işleyişi için gerekli sektörlerde ve yüksek riskli
ortamlarda bulunan ve kritik işlerde çalışan kişiler ile 50 yaş ve üzeri en az
bir kronik hastalığı bulunan kişiler;
Üçüncü aşama, 50 yaş altı en az bir kronik hastalığı bulunan vatandaşları,
genç yetişkinleri, ilk iki grupta yer almayan sektör ve mesleklerde çalışanlar;
Dördüncü ve son aşamada ise ilk üç grubun dışında kalan tüm bireyler;
aşılanacaktır.
59. Bu aşı ile ilgili olarak, klinik çalışmaların kayıtlarının tutulduğu kayıt sisteminde 3
adet Faz 1/2 çalışması bulunuyor. Bunlardan ilki Nisan ayında başlatılan 18-59
yaş grubundaki sağlıklı yetişkinlerdeki çalışma. Çalışma Çin'de gerçekleştirildi ve
toplam 743 kişi katıldı. Bu çalışmanın sonuçları, Lancet dergisinde 17 Kasım'da
yayımlandı. Bu yayın sonrasında, Çin'de Erken Kullanım İznine başvuruldu;
Brezilya, Endonezya ve Türkiye'de de Faz 3 çalışmalarına geçildi.
Diğer iki Faz1/2 çalışması ise, farklı yaş gruplarındaki çalışmalar. İlki 60 yaş ve
üzeri sağlıklı 422 yetişkinde sürdürülen çalışma. Mayıs ayında başladı ve iki doz
uygulamaların hepsi tamamlandı. 30. Gün ve 12. ay izlemeleri var. Erken
sonuçların yakında açıklanması bekleniyor. Ama çalışma bitiş tarihi itibari
sonuçları Mayıs 2021'de alınabilecek.
Üçüncü Faz1/2 çalışması ise, 3-17 yaş arası sağlıklı çocuk ve ergenlerde
yapılıyor. Bu çalışma daha çok yeni; 31 Ekim'de çalışmaya başlanılmış. 2021 yılı
Eylül ayında tamamlanması bekleniyor. Her iki çalışma da Çin'de
gerçekleştiriliyor.
60. Faz 3 çalışmalarına gelince;
Bunlardan ilki sağlık çalışanlarında yapılan bir Faz 3 çalışması:
İlki Brezilya'da gerçekleştirilen çalışma. "18-59 yaş" ve "60 yaş ve üstü" olmak
üzere iki yaş grubu var bu çalışmada. Temmuz ayında başladı ve 13.060 kişi
hedefleniyor. Kasım ortasında şüpheli bir ölüm nedeni ile aşı çalışması durduruldu.
Hemen iki gün içerisinde ölümün aşı ile ilişkili olmadığı belirtilerek devam edildi.
Buradaki kontrolü, Brezilya'nın kendi yetkili enstitüsü Ansiva yapıyor.
İkinci çalışma Endonezya'da 18-59 yaş grubundaki sağlıklı yetişkinlerde yapılıyor;
1.620 kişiye ulaşmak hedefleniyor.
Üçüncü çalışma ülkemizde Türkiye Sağlık Enstitüleri tarafından yürütülüyor.
Toplam 13.000 katılımcısı olan iki grup var. Bunlardan ilki 1300 kişilik yüksek risk
grubundaki sağlık çalışanı grubu, diğeri de normal risk altındaki kişiler. İlkine K1
ikincisine de K2 grubu deniyor. 1.300 gönüllünün 2 doz aşılama işlemi
tamamlandıktan sonra, güvenlik verileri veri güvenliği izleme kurulu tarafından
körlüğü kırılmadan değerlendirilecek ve herhangi bir güvenlik sorunu yoksa K2
aşılanmaya devam edecek
61. CoronaVac, SARS-CoV-2 (CN02 suşu) ile aşılanmış Afrika yeşil
maymun böbrek hücrelerinden (Vero hücreleri) oluşturulan, COVID-
19'a karşı inaktive edilmiş bir aşı adayıdır. İnkübasyon süresinin
sonunda virüs hasat edildi, p-propiolakton ile inaktive edildi,
konsantre edildi, saflaştırıldı ve son olarak alüminyum hidroksit
üzerine absorbe edildi. Alüminyum hidroksit kompleksi daha sonra bir
sodyum klorür, fosfat tamponlu salin ve su solüsyonunda seyreltildi
ve ardından sterilize edildi ve enjeksiyon için hazır olarak filtre edildi.
Plasebo, virüs içermeyen alüminyum hidroksit seyreltici çözeltisidir.
Hem aşı hem de plasebo, uygunluk açısından Çin Ulusal Tıbbi
Ürünler İdaresi komitesi tarafından periyodik olarak denetlenen
Sinovac Life Sciences'ın (Pekin, Çin) İyi Üretim Uygulamaları
tarafından akredite edilmiş bir tesisinde hazırlandı.
62. KISACA ÖZETLERSEK
14 ya da 0. 21 olmak üzere 2 doz kas içine uygulanmaktadır.
Coronavac adlı inaktif aşı adayı ile ilgili Evre 1/2 klinik denemeler
tamamlandı. Toplamda, yaşları 18 ile 59 arasında değişen 743 sağlıklı
gönüllü denemelere katıldı. Bunlardan 143 gönüllü Evre 1’de ve 600 gönüllü
de Evre 2’de yer aldı. Evre I veya Evre 2 çalışmalarında bildirilen ciddi bir
advers olay olmamıştır. Evre 2 sonuçları, aşının 0,14 günlük bir programla
aşılamadan 14 gün sonra nötralize edici antikorları indüklediğini
göstermektedir. Nötralize edici antikor serokonversiyon oranı yüzde 90’ın
üzerindedir ve bu, aşı adayının pozitif immün yanıtı indükleyebileceği
sonucuna varılır. Evre 1/2 çalışmalarının sonuçlarına göre, yan etkinin
düşük, immujinitenin yüksek olduğu bulundu
63. Evre 3 klinik çalışma, Temmuz 2020’nin sonlarında Butantan
Enstitüsü ile işbirliği ile Brezilya’nın altı eyaletinde 9 bin
gönüllü sağlık profesyoneli (PROFISCOV) ile başlatıldı.
Ağustos ayının başlarında, Şili’de Şili Papalık Katolik
Üniversitesi başkanlığında, 18 ile 65 yaşları arasında 3 bin
gönüllü ve Bangladeş’te 4 bin 200 gönüllünün katıldığı
Uluslararası İshal Hastalıkları Araştırma Merkezi ve
Endonezya’da da bin 620 gönüllünün katıldığı Bio Farma ile
Bandung’da Evre 3 çalışmaları başladı. Eylül ayı başlarında,
Filipinler Sağlık Bakanlığı, Filipinler’deki Evre 3 denemeleri
için olası yerler olarak beş hastaneyi ilan etti. Eylül başında,
Bangladeş ve Türkiye’den de onay aldığı duyuruldu
64. ÜLKEMİZDE COVİD 19 AŞI ÇALIŞMALARI
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
(TÜBİTAK), araştırmacıları harekete geçirmek için hızlı bir
adım atmıştır. COVID-19 salgını ile ilgili ulusal ve
uluslararası düzeyde çeşitli disiplinleri bir araya getiren
telekonferanslar düzenlemiş, AR-GE ve Kalkınma
Ajansları ile birlikte COVID-19 salgınıyla mücadelede
ortak çabaları desteklemek için çok sayıda çalışma
alanları sunmuştur
65. Acıbadem Labcell Hücre Laboratuvarı ve Kordon Kanı Bankası
Direktörü ve Hematoloji Uzmanı, çalışmalarıyla ilgili COVID19’a karşı
iki farklı aşı üretiminin laboratuvar kısmını tamamladıklarını ifade
etmiştir.Ayrıca, Ankara Üniversitesi Kanser Araştırma Enstitüsü
tarafından yürütülen aşı projesinde COVID-19’a karşı DNA ve peptit
aşı çalışmaları TÜBİTAK destekli olarak devam etmektedir. Ege
Üniversitesi öncülüğünde yapılan bir başka çalışmada da COVID-
19’dan korunmak için yerli DNA aşı çalışmasının ilk aşaması olan
antijen tasarımı tamamlanmıştır ve bundan sonraki aşamada bu gen
parçaları ile oluşturulacak DNA aşılarının etkinliğinin belirlenmesi ve
hayvan modeline uygulanması planlanmaktadır.
66. Yine Orta Doğu Teknik Üniversitesi tarafından yürütülen
SARS-COV-2 virüsüne karşı faz I aşamasına gidecek
aşı geliştirilmesi projesinde, aşının antijen bileşenleri
olarak dört yapısal protein (spike S, membran M, zarf E
ve nükleoprotein N) belirlenmiştir. Bu proteinlerin gen
dizileri özel vektörlere yerleştirilip memeli hücrelerinde
üretilerek aşı antijeni olarak kullanılacaktır. Sonrasında
ise bu proteinler antijene olan bağışıklık yanıtını
yönlendiren CpG oligonükleotid adjuvanı ile karıştırılarak
farklı preklinik deneylerde test edilecektir.
67. Hastalık yapamayacak hale getirilmiş olan virüs içeren inaktif aşı
adayında aşının ana tohum suşu çoğaltılmaktadır. Adenovirüs aşı
adayında birinci hayvan deneylerinde elde edilen yüksek titrede
antikor cevabı sonrasında ikinci hayvan deneyleride tamamlanmış ve
Faz 1 klinik çalışma aşamasına geçilmiştir. Rekombinant Spike
proteini aşı adayında hayvan modellerinde aşılama deneylerine
geçilmiştir. Peptid aşısında peptidlerin rekombinant DNA teknolojisi
ile sentez çalışmaları yürütülmektedir. Virüs benzeri parçacıklara
dayalı aşı adayında ilk doz aşılamalarında yüksek düzeyde özgül
antikorların geliştiği gözlenmiştir. Ayrıca, FDA onaylı insana
uygulanabilir DNA aşısına entegre edilen COVID-19 aşı adayı
geliştirilmektedir. RNA aşı teknolojisine dayalı mRNA aşı adayı
kapsamında da in vitro çalışmalara geçilmiştir.
68. Dünyada ilk kez geliştirilen ASC zerrecik teknolojisine dayalı aşı
adayında zerrecik oluşumu gözlenmiş olup zerreciklerin saflaştırma ve
optimize edilmesi çalışmaları yürütülmektedir. Aşı projelerinde antijen
üretimi, saflaştırma çalışmaları ve hayvan deneyleri devam ederken
yenilikçi adjuvan da geliştirilmektedir.
Şu an TÜBİTAK tarafından organize edilen yeni tip koronavirüse karşı
yürütülen inaktif COVID-19 aşı geliştirilmesi projesine çok merkezli
(Selçuk Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Uludağ
Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü,
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM), Vetal A.Ş.) olarak devam
edilmektedir
70. ZAYIFLATILMIŞ (ATENÜE) CANLI AŞILAR:
Bugün itibariyle klinik öncesi aşamada denenmekte olan üç canlı
zayıflatılmış aşı bulunmaktadır. Bu aşıların bağışıklık sistemini
turnike benzeri reseptörler (toll-like receptors: TLRs) üzerinden
güçlü şekilde uyarabilme potansiyelleri bulunmaktadır. Hem B
lenfositler hem de CD4 ve CD8 T lenfositlerin yüzeyinde bulunan
TLR3, TLR7, TLR 8 ve TLR9 aracılığıyla humoral ve hücresel yanıt
oluşmasını sağlayabilirler. Nazal sprey olarak uygulandığında
mukozal yanıt sağlaması da beklenen bu aşılar için virüs soğuğa
adapte virüslerden, ters genetik yoldan veya karışım (reassortment)
yolu ile elde edilebilir.
71. NÜKLEİK ASİT AŞILARI
DNA aşıları ve mRNA aşıları son yılların popüler yeni aşı
teknolojileridir. Bu aşılar insan hücrelerine girip bağışıklık
sağlanması istenen virüse ait proteinlerin sentezlenmesini sağlarlar.
SARS-CoV-2 söz konusu olduğunda S protein sentezlenmesini
sağlayan nükleik asit aşıları geliştirilmeye çalışılmaktadır. Bunlar
içerisinde mRNA aşıları Covid-19’a yönelik aşı yarışında en önde
gelen aşılardandır
72. MRNA AŞILARI:
S protein üretimini sağlayan mRNA aşılarında, hücre içine girişi
sağlamak için S proteini kodlayan mRNA lipid nanopartikül kılıf
içine yerleştirilir. Kas içine aşının enjekte edilmesiyle birlikte
miyositler lipid nanopartikülleri endositoz ile içlerine alırlar. Hücre
içine giren mRNA sitoplazmaya salınır ve hücre S protein
sentezler. Hücreden dışarı salgılanan S proteinler antijenik uyarı
ile hem salgısal (B hücre yanıtı) hem de hücresel (sitotoksik T
hücre yanıtı) bağışıklık yanıtın oluşmasını sağlarlar
73. DNA AŞILARI:
Kanser, alerjik hastalıklar ve otoimmün hastalıkların
tedavisinde ve enfeksiyonların engellenmesinde son 20
yılda çok çalışılan aşılardır. DNA aşıları, mRNA’dakine
benzer bir prensiple kas hücreleri, keratinositler ve
enjeksiyon bölgesindeki antijen sunan hücrelerin
hedeflenen antijenik yapıya (bakteri, virüs, kanser hücresi
vb) benzer proteinleri sentezlemek üzere plazmid DNA ile
enfekte edilmesi yoluyla etki gösterirler. Böylelikle enfekte
olan hücreler sürekli olarak antijen üretirler ve hem
salgısal hem hücresel bağışıklık sisteminin buna yanıt
geliştirmesini sağlarlar
74. VİRAL VEKTÖR AŞILARI
Viral vektör aşılarının en büyük avantajları taşıyıcı virüs sayesinde gerçek bir
viral enfeksiyondakine benzer şekilde doğal bağışıklık sisteminin tüm
parçalarının aktive olmasını sağlamalarıdır. Viral taşıyıcı (vektör) aşıların bir diğer
avantajı, yan etkileri ve üretim teknolojisindeki ayrıntıları belirleyen faktörün yeni
ortaya çıkan ve henüz yeterince bilinmeyen patojen değil taşıyıcı virüsün
özellikleri olmasıdır. Böylece yeni ortaya çıkan bir patojenin daha tüm özellikleri
bilinmeden ona karşı aşı çalışmasına güvenle başlanabilmektedir. SARS-CoV-
2’ye karşı üretim aşamalarında olan çok sayıda aşı S genini taşıyan taşıyıcı virüs
platformlarını kullanmaktadır. Bu aşılardan faz III aşamasında olanlar tabloda
belirtilmiştir. FazI ve II çalışmalar sonucunda bu aşıların yan etkilerinin düşük,
nötralizan antikor oluşturma yeteneklerinin yüksek olduğu bildirilmiş olup etkileri
konusunda en sağlıklı bilgiyi verecek olan Faz III çalışmalar devam etmektedir.
Taşıyıcı vektör platformları kullanan aşıların önemli avantajı -80 veya -20 oC’de
saklanmak zorunda olmamalarıdır. Bu aşılar 2-8 oC’de saklanabilmektedir.
75. ALT ÜNİTE AŞILARI VE VİRÜS BENZERİ
PARÇACIKLAR
Virüs proteinlerinin veya viral yapıların enjeksiyonu ile antikor oluşturan
aşılardır. Virüsün belli bir kısmının enjekte edilmesi nedeniyle
koruyuculukları sınırlı olabilmektedir. Üstelik bazı durumlarda dengesiz
bağışıklık yanıtı oluşabilmektedir. SARS-CoV-2’ye karşı S proteinin RBD
bölgesinin bir kısmını (319-545. Aminoasitler) Baculovirüs platformunda
üreterek kullanan alt ünite aşıları klinik deneme aşamalarına gelmiştir. Virüs
benzeri parçacık içeren aşılar viral kapsid proteinlerinden bazılarını içeren
protein yapısında aşılardır. Genetik materyal içermemeleri nedeniyle daha
güvenli kabul edilen bu aşılar antijenik proteini yoğun miktarda içermeleri
sayesinde güçlü bağışıklık yanıtı üretmektedir. Günümüzde çok sayıda ekip
SARS-CoV2’ye karşı virüs parçacıkları içeren alt ünite aşılarını geliştirmek
üzere çalışmaktadır.
76. COVİD-19 İÇİN İNOVASYON ÜRÜNLERİ
İLK ŞEFFAF FDA ONAYLI N99 + AKILLI
MASKE
LEAF adı verilen bu şeffaf maske,
başkalarının yüzünüzü görmesine ve
dudaklarınızı veya yüz ifadelerinizi
görülmesine olanak verirken güvenli
olmanızı sağlıyor. Masle aynı zamanda
dahili UV-C ışığı sayesinde N99 standart
hava filtreleme yeteneklerine ve kendi
kendini temizleme özelliğine sahip ilk FDA
tescilli maskedir.
77. KENDİNİ TEMİZLEYEN MASKE
Araştırmacılar, kendi kendini
temizleyebilmek için bir cep
telefonu şarj cihazına bağlanan
USB portlu bir maske icat ettiler.
Güç kaynağı maskenin iç karbon
fiber tabakasını 70°C'ye kadar
ısıtabiliyor. Dezenfeksiyon işlemi
ise yaklaşık 30 dakika sürüyor.
Araştırmacılar buluşun COVID
sırasında ve COVID sonrası
zamanlarda maske yetersizliğini
hafifletebileceği umuyor.
78. ZAMAN AYARLI SABUN
Dünyaca ünlü bir sabun
markası, 30 saniyelik
kullanımdan sonra yok olan bir
sabun üretti. Bu sayede
ellerinizi ne kadar süre
yıkamanız gerektiğini
unutmadan el hijyeninizi
sağlayabiliyorsunuz.
79. PORTATİF EL YIKAMA TEKNOLOJİLERİ
Bir solunum terapisti ve girişimci olan
Angie Washburn, hastaların
hastanelerinden veya tıbbi yataklarından
ayrılmadan ellerini sabun ve su kullanarak
yıkamasını sağlayan portatif bir başucu
lavabosu üretti. Bu lavabo, ABD’nin
Indiana Eyaletindeki bir hastanede test
edilmeye başlandı.
80. ÜST DÜZEY GÜVENLİKLİ MASKE
Sağlık çalışanları, ofis çalışanları ve kuryeler için Hindistan’da üretilen
bu maske, yüzün tamamını kaplayan benzersiz tasarımı sayesinde
gözlerinize, burnunuza veya ağzınıza dokunma riski olmadığından
virüs kapma riskini azaltıyor. Bunun yanında yeniden kullanılabilir ve
dayanıklı tasarımı normal maskeler karşısında avantaj sağlıyor.
81. ANTİ SALGIN ROBOT
Ruanda’da sıcaklık değişimlerini
kontrol etmek, Covid-19 hastalarının
durumunu izlemek ve hastaların tıbbi
kayıtlarını tutmak için bu robotlar
kullanılacak. Bu yüksek teknoloji
robotları dakikada 50 ila 150 kişiyi
tarama, hasta odalarına yiyecek ve
ilaç verme, veri depolama ve görevli
memurları görevden haberdar etme
kapasitesine sahip.
82. SOSYAL MESAFE KOLYESİ
Karbon fiberden üretilen bu kolye,
içerisindeki termal sensörler sayesinde
takan kişinin yanından geçen insanların
vücut sıcaklıkları hakkında uyarı
verebiliyor. Kolye, tehlikeli bir durum
algıladığında kullanan kişiye görsel veya
işitsel sinyal göndererek güvenli veya
tehlikeli bir mesafede olup olmadıklarını
bildiriyor.
83. SOSYAL MESAFE DENETLEME ROBOTU
Singapur’da tasarlanan dört ayaklı bu
robot, halka açık alanlarda insanlara
sosyal mesafe tedbirlerini hatırlatmak
için devriye geziyor. Spot olarak
adlandırılan robot, Milli Parklar Kurulu
(NParks) tarafından yönetilen parklar,
bahçeler ve doğa rezervlerinde ve
kasaba konseyleri tarafından yönetilen
parklarda sosyal mesafe kurallarına
uyulmasında yardımcı oluyor.
84. İNGİLTERE’DE SOSYAL MESAFEYİ
KORUMAYA YARDIMCI ELEKTRİKLİ
OTOBÜSLER
Bu otobüsler, yolcuların hangi taraftan
binmesi gerektiğini söyleyen dış
ekranlarla donatılmış. Maksimum yolcu
kapasitesi 125 kişi olan otobüste bu
sayı sosyal mesafe uygulamalarına
göre değişebiliyor. Otobüsten inmek
isteyen yolcular dokunmatik olmayan
zilleri veya akıllı telefonlarını
kullanıyorlar, böylece ellerini “kirletmek”
zorunda kalmıyorlar.
85. AKILLI TERMAL GÖZLÜK
Akıllı termal gözlük, Çin AI girişimi Rokid
tarafından geliştirilen bir teknoloji olarak öne
çıkıyor. Bu gözlük koronanın önemli
belirtilerinden olan ateş ölçümünde kullanılıyor.
Termal gözlük bir metreye kadar uzaktaki bir
kişinin sıcaklığını ölçmek ve termal görüntüsünü
elde etmede değerlendiriliyor. Cihaz aynı
zamanda dijital kayıt yaparak, yüksek ateşi olan
kişileri tespit ettiğinde ilgili görevlilere haber
verebiliyor.
86. IMMUTOUCH BİLEKLİK
Koronavirüs ile mücadelede dikkat edilmesi gereken
şeylerin başında kirli eller ile yüze, gözlere, buruna ve
ağıza dokunmaktan kaçınma geliyor. Virüs bu hassas
noktalardan vücuda girebiliyor. Vücudun bu noktalarına
farkında olmadan dokunmak hastalık kapma riskini
artırabiliyor. ImmuTouch bilekliği; kişinin burum, ağız
başta olmak üzere yüze dokunmaya çalışıldığını
algılayabiliyor. Bilinçsiz şekilde bu davranış esnasında
anında bilekte titreşim yaparak uyarıda bulunuyor. Bu
cihaz ile ilgili yerlere dokunmama konusunda bilinç
oluşturarak, kişinin virüs kapma riski azaltılabiliyor.
87. CORONAOVEN
Log 9 Materials tarafından icat edilen ve halen patent
bekleyen CoronaOven; hassas dalga boyunda
ultraviyole ışık kullanarak yüzeyleri virüslerden, bakteri
ve mikroplardan temizleyebilen inovatif bir ürün olarak
öne çıkıyor. Bu cihaz ile bakkal ve marketlerde alışveriş
yaparken alınacak ürün üzerindeki olası zararlılar ile
temas riski azaltılabiliyor. CoronaOven ile yapılması
gereken tek şey, sık kullanılan malzemeleri kutunun
içine koyup, ultraviyole ışık ile dezenfekte olmaları
sağlamak olarak özetlenebilir. CoronaOven’ın özel
olarak ev ve işyerleri için kullanılan modelleri de
bulunuyor.