3. Saat Hiç!
Saat hiç,
Gölgeler düşüyor yüzümüze,
Akşam üstü muhtemel!
Saat hiç!
Ellerimiz tutuşacak soğursa hava
Kırarak aramızdaki camları..
Dokunsak öpüşeceğiz
Öpüşsek ağlayacak..
Almış başını martılar
Tenha bir balıkçıdan..
Aynı masada iki duble
Dört eliz aynı masanın ucunda
Eksildikçe bardak
Çoğalıyoruz.
Ellerimiz tutuşacak birazdan
Birazdan açacak esnafları denizin
Kepenklerini bağırarak!
Az sonra dönecek martılar
Çarşısına bu kentin.
Doğsa güneş!
Dokunsa denizin yüzüne
Yüzümüz değecek birbirine
Belki öpüşeceğiz.
4. özlemenin yarısı
seni özlemenin yarısı
bir dünya savaşı eder!
binlerce aç çocuk..
~ o ~
sen anmak
ölü bir beden gibi sessiz
göç eder içimden ruhum..
seni anmak isterim son kez
dilim varmaz..
~ o ~
Solumda
solumda dur kadın,
yürürken asfalt kaldırımda..
otururken!
uyurken, uyanıkken
kalbime en yakın yerde
solumda dur kadın.
5. seninle ölmek
ölüyoruz!
Sevişerek ötekiyle
kavun ve rakı eşliğinde ölüyoruz..
siyaha dönen bir akşamüstü
gelincik çiçeklerine karşı oturmuşuz
rakı diyoruz, değişiyor rengi suyun
ölüyoruz!
tenha sokağında kentin
çok içmişiz üstelik
çok öpüşmüş
kan kırmızı dudaklarımız
ölüyoruz!
ellerim koynunda bir yerde
ellerin göğsüme saklanmış
deli rüzgardan, bu kara kıştan
ölüyoruz!
hiç yaşamamış gibi
hiç ölmeyecek gibi başka..
6. kolay iş
biz seninle
güneşin altına serip çarşafımızı
şarap içmişiz sevişirken!
sevmek
bizim için
kolay iş, sevgilim!
~ o ~
Kaybettiklerimize
Çok severek kaybettiklerimize’ dedim!
Çok sevmeyelim birbirimizi diye ekledi..
Oturduk kıyısına şehrin,
Son sigaramızı döndük sonra
Öpüştük sayıyorduk bunu
Öpüşsek ölecekmiş gibi..
~ o ~
olmak
rakılar dolduruluyor
ince yanık bir türkü eşliğinde..
olsun diyoruz, oluyor sevdiklerimiz..
yanıbaşımızda!
7. olmuyor
yıllar sonra aynı yerde
çarpışıyoruz söz de!
sözde yeniden aşık olacağız
içimiz ötekine akacak..
olmuyor işte!
~ o ~
zaman
zaman kaybolur!
cigaranın her nefesinde vakit!
bir bir terkeder mevcut saatleri
kurmalı olanları
dijitalleri
duvardakileri..
ikimiz bir aynanın önünde
kendi sevişmemizi izleriz
yabancıymış gibi
özenerek..
~ o ~
israf
hayatı israf etmek değil de nedir?
şimdi seninle sevişmeden durmak..
8. mecburiyet
içimde deli bir mecburiyet seni sevmek
şarap çanağında dudaklarım
alamadığım bir şey senden
kör kütük bir gece yarısı
bir sabaha karşı belki
ıslak çarşaflardan..
şimdi seni sevmek
maviye karıştığı yeri göğün
o denli berrak..
içimde deli bir mecburiyet seni sevmek.
~ o ~
ölmem
bu cigara çocuk!
ciğerimin en duman altı odasında
özleyen bir çocuk için..
yanar parmak uçlarımda..
kıvranan bir sancı gibi içimde
tenha akşamların,
pis ayyaşların dilinde
hangi semtine girsem bu kentin
bir merhabayla rastlar başım kurşuna
yine ölmem, ölemem işte..
9. seni sevince
sevilmemiş tek zerren kalmayıncaya dek
sevdim ben seni..
ıslanan kaldırımlarda kendibaşıma
yürürüm aklımda sen.
bir bulut takılır peşime
peşimde bayram çocukları..
seni sevince..
~ o ~
gelseydin
ben dar sokağın, kenar kahvesinde
iki çay söyleyip seni bekledim..
gelseydin tavla atacaktık yenilecektim üstelik
gelseydin içimde kumpanyalar kurulacak
sevinecekti çocuklar.
~ o ~
sevmek
kimi kötürüm bir sokak çocuğu kadar
acınasıdır sevmek!
öteki ülkedir dilini hiç bilmediğimiz
mecburi bir gidiştir!
mecburiyet kadar sahi
ve aynı mecburiyet kadar ölü..
10. hepi topu bir ömür
çok şey değil be!
sen çay koy her sabah
ben ekmeğe gideyim
100 gram peynir borca belki
bir kaç parça zeytin..
çok şey değil be!
hepi topu bir ömür seninle
hepi topu bir ömür.
~ o ~
senin için
şu bahar çiçekleri
şu kırlangıçlar ve deniz!
bu güzel hava senin için
senin için martılar
simitçi çocukların taze simitleri
11. jilet necla
jilet necla derler!
üstünde kırmızı bir elbise
kalçasına kadar yırtmaçlı
kimin gözleri değse gözüne
kesilir ince yerinden kirpikleri…
ve erkek gibidir ha!
oturur kaldırıma çıkarıp
apartman tipi pabuçları
yüreğin varsa bak!
elinde kelebek bıçağı
bir baksak doğrayacak..
jilet necla ağbi
ölmüş çocukken anası!
babası desen, pis bir ayyaş..
orospu olmuş garip
almış voltasını istanbula
istanbul almış koynuna
necla bir o yana
bir bu yana..
12. acılar ve sevdiklerimiz
gidecek şehir kalmıyor sonra
anlıyorsun işte, nereye gitsen
götürüyorsun yanında..
acılarını, sevdiklerini..
~ o ~
farzet ki
farzet ki rastgeldik salaş bir meyhanede
ben sana şarkılar söyledim, sen eşlik ettin
yan masalardan.
13. çıkmaz
çok sarhoş bir adamın iki çift lafında belki
belki bir mazeretin tam ortasında apaçık
duruyorum işte.
kapatıp kulaklarını dinleme istersen
bir türküyü duymamış sayar gibi
bir bulutun içinde gizlenen
utangaç bir kuşsam eğer
dolanır bir gün omzuna
konarım elbet..
ellerini çırp kurtulmak istersen
maviliğinde kaybolurum göğün
gök saklar yine beni
gök seni sevmek gibi
sonsuz.
çıkmaz..
~ o ~
gidişin
komidinin üstünde sanki
hep hazır bir silah gibi gidişin
sevişsek alnımın ortasından
beni vuracaksın.
14. sen
sen kışın soba üstünde
kestane pişiren annesin şimdi
çocuklar etrafında mavi..
~ o ~
seni özlemek hatası
ben seni özlemek gibi
bir hataya düştüm sevgilim..
sonra neden filistinde bir savaşı
tam ortasında buldum kendimi.
~ o ~
yakışmayan gidiş
beni sorarsan, iyiyim..
sökülen bir cep kadar boş!
çok hasarlı bir kaza
bir martı yolunu kaybetmiş..
şarap içiyorsam senden değil
rengine gecenin en çok
kızıl bir şarap ve şiir kadar
yakışmıyor gidişin..
15. söz
söz!
bir dünya bulursam
tüm ayrılanların mutlu olduğu
yine seni düşünüp aklımın bir ucunda
sana getireceğim.
bekle beni!
pencerenin kıyısında
herkes uyuduğunda işte.
bekle..
yorgun düşmezsem
gelirim.
16. ben seni sevmemle meşhur olurum
kafamı ve bu kenti
ikiye böler..
gecenin en siyah saatinde
parlak bir revolver.
ben seni sevmemle meşhur olurum.
~ o ~
devrim olmalı
ben seni koynum bir yara gibi,
taşıdım sevgilim.
sarılamayan
iyileşmeyen
çok büyük bir savaştan kalmaydın sen
devrim diyordum, devrim olmalı artık
ve yeşil üniformalı bir askerin
ıslık sesinde kurşunu
bıraktı seni göğsüme..
dudağımda bir kan parçası kaldı
kuruyan ve geçmeyen
saydım ki sen öptün.
devrim dedim,
gözlerinin rengi şimdi
şimdi seni sevmek koca bir devrim
sevgilim.
17. beklemek
hiç denemedim mi sanıyorsun.
ben onun sokağının başında
eski ve yorgun bir sokak lambası gibi
bekledim!
bir gün geldi, geldi ya ne sandın
geceydi, kolunda bir adam..
18. terk
İçinde çok yalan geçen bir aşk şarkısından
bahsediyoruz burada biz, ne olduğu belirsiz adamlarca
ağza alınmış ve bitmemişken bir ötekinin yeri yapılmış bir
aşktan. Zehir tadında bir histen.
Kaç kez öldürsek kendimizi hep aynı olacak bu
yüzden, ölüm nedenlerimiz. Şununkisi çok sevmek
diyecekler, ötekinki yine çok sevmek! Korkularımız
üstümüze geldikçe, kendimize kapanacağız! Ve aslında
kendimizi bir gün bomboş bir odanın köşesinde cenin
pozisyonunda bulacağız! Korktuğumuz herşeyden
kalbimizi saklarcasına, kıpırdamadan.
Terk!
Bir şarkı olsaydım daha güzel olabilirdim, bir
git’me’ sözcüğü kadar yalan bir şarkı da olsam! Daha
güzel olabilirdim.
19. yoksun
bak bu kent -
bu kent diyorum sensin,
işkenceciler elinde
zorbalar ve torbacılar..
ah sen yoksun,
göğsümde cevşen gibi
iş tutan elim gibi bir de
taşıyorum seni
ah yoksun…
üstüme toprak dökülüyor
tahtalar çakılıyor sonra
kaçabilir mişim gibi buradan
ölmek bile yetmiyor seni unutmaya
ne vakit unuttular beni sevdiklerim
ya sen, sen sevgilim.
hala hatırlıyor musun
tavla zarlarını, çayları ve deniz kenarını.
20. sessiz gece
oturur sessizliğine gecenin,
cigara sarardım usulca..
rakı bardağımın buğusuna
yazdığım onca şiir
geçip giderdi aramızdan..
~ o ~
iyi bir adam oluyorum
susalım olmaz mı?
konuşarak bir şey mi kazandık..
en azıdan diyorum.
bakışalım biraz..
sana baktıkça gözlerim büyüyor sanki
sanki iyi bir adam oluyorum sana baktıkça.
21. sözün kısası
sözün kısası sevgilim,
yani ben!
sen ol isterim.
döndüğüm her köşe,
baktığım her yan..
sen ol işte,
açan her çiçeğin üstünde
çiğ tanesi!
toprak kokan çocuklarda gülüş..
vaktinde gelen mektup
kış vakti çay..
elimde ekmek ol,
emeğin boğazından alınmış..
türkü ol ıssız bir gece yarısı..
ne kadar iyi şey varsa
ne kadar güzel..
adını yazalım altına..
sanki Râb seni yaratmışta
sen yaratmışsın gibi
tüm öteki
tüm güzel şeyleri
“ haşa”
şiir gibi sevmek derim ben buna
eğer şiir senin ağzındaysa.
22. hastahane günleri
çıkınca ilk iş sigara içiyorum.
“neyse ki sevgilim”
seni daha sağlam bir kalp ile seveceğim
bu hastahane günlerinden sonra..
~ o ~
adınla yaşamak
ben senin adınla yaşarım,
kimi bir çocuk şiir okur sevdiğine
kör bir gecenin koynunda
sıcak bir yatağın, iki ucunda
kimi kahvelerde çay içilir
duyulur kaşık sesi..
ben senin adınla yaşarım.
nöbette bir asker türkü söyler.
bir mektup yazar anacığına..
sevişmek ayrı şeydir şimdi
binlerce yıldan daha uzak
dokunacak kadar yakın
yakın işte.
23. seni çok sevmekle başlar herşey
seni çok sevmekle başlar her şey,
mesela bir gemi denize açılır..
bir yavru serçe öğrenir uçmayı!
çay demlenir.
seni çok sevmekle başlar her şey..
~ o ~
giderayak ölmek
giderayak ölürüz biz.
herşey yarım kalır ardımızda
bir kelebeğin kanadına dokunur yalnızlık
içimiz ürperir..
gecenin bir vaktidir üstelik
bir kurşun sesi böler
meyhane şarkılarını
giderayak ölürüz biz.
kimse farketmeden.
24. karalamalar
yarı çıplak bir gecenin
öteki güne devrettiği yalnızlıktan
ne araklarsak kâr..
cebinde kibrit kutusu
bir kaç buruşuk çarşaf..
dilinden dirilen bir keşin
~ o ~
ve ben tren raylarında
sana mektuplar yazarım..
kafamın kıyaklığında,
şayet bir ölüm sevgilim
ancak bu denli yakışır
şiirin orta yerine
hiç ölmeyen bir şaire..
25. sonra sen pis bir herifin koynunda
uzanırsın uykuna,
kim bilir kez seviştin bu gece
kaç kez yeniden öldün
~ o ~
fakat yine de
bağışlanmaz bir günah gibi
duruyor yüzün göğsüme
ve ben ruhumu
satıyorum iblise..
~ o ~
seni biraz daha
biraz daha işte..
sevebilmek için.
26. kesik
Ciğerlerimize kadar dolmuşuz, öyle bir yalnızlık
yani. Bir ağabeyimizin deyişiyle, içimiz küf tutmuş.
Yıllarca boş kalmış çünkü, çünkü kimsecikler uğramamış!
Benim adım kamil!
Daha bebeyken öğrendim, tüm insanların ne kadar
yavşak olduğunu. Çünkü zaman erittikçe öfkeyi, tüm
hikayelerimiz aynılaştı. Bir oğlan vardı mahallede, bir de
onun sevdiği kız. Bir hikayeleri vardı bunların, benimkinin
aynı!
Neyse!
Zaman’ bizi iyi şeyler ümidi ile kandırıp, geçtikçe
eksilten çok kaliteli bir orospu çocuğuymuş. Yıllar
tükendiğinde anladım bunu da.. Vedat’ın kahvede okey
oynayarak geçen onca sene, o hiç gelmedi. Ve biz ne
zaman rakıya dökülsek mehtaba karşı, onun geleceğine
daha çok inanır, iyice vururdum şişenin dibine.
Ayıkken ben, konuşamam çünkü!
Çünkü bir şey diyemem.
27. 09.03.2013
otur birer çay içelim
şu yoldan gidelim evvel
denize çıkması muhtemel
yahut şu yeşil otobüse
binelim sevgilim…
bu deniz sana yarayış
bu gökyüzü mavi
bu yeşil çimenler..
ah sevgilim.
ben seninle bir kentin
deniz kıyısı.
ben seninle balıkçı lokantası
ben seninle düpedüz
bir aynanın karşıyım.
28. yıkımdan sonra
ben seni güzel günler için sakladım sevgilim.
bu savaştan, bu yıkımdan sonra bir gün..
bir sıcak haziran akşamında..
kim bilir bir yağmur yağar..
ben seni güzel günler için sakladım.
sakladım koynumda.
~ o ~
cep şiirleri
sen, en güzel şarkının
tam benlik melodisi..
yıkılan kentlerde sığınak
sadece çocuklar için..
ben bir uzak kentten
kaçmış bir şair gibiyim..
ıslık çalarken cebinden
şiirler çıkaran..
29. karalamalar 2
olmadı!
cıgarayı koy kenara, soğusun çocuk.
ıslat ucunu ateşin.
~ o ~
tükenir tütün bir vaktinde gecenin
ben çarşaflara şiir sarar içerim.
acı çaylar eşliğinde..
~ o ~
vakit geç çocuk
gazete kağıtları serelim altımıza
bu yıldızlar iyi, burada yatalım..
nasılsa dışarıda gece puşt
nasılsa kötümser tüm akşamlar..
30. ~ o ~
yalnızlık tanrıya mahsus çocuk
şu çimenler ne arkadaştır bilemezsin
şuradaki bank mesela
ne günahlar taşır..
~ o ~
gidelim çocuk! gidelim
olmadı diyelim..
bu kent bize ağır biraz
biraz kıyak deniz..
biz daha az güzel
bir kent bulalım
içimizdeki yalnızlık için.
31. gidersen
ciğerime dolan bu duman..
bu kafamın kıyaklığı, ince şarkı radyodaki
ah bir akşam gibisin içimde
içimdeki en güzel akşam gibisin..
ben seni ovalarda gün doğumu sanmışken
bir kahvaltının olmazsa olması!
bir çay eşliğinde severken..
gitme..
gidersen aç, gidersen susuz
tütünsüz kalacağım.
~ o ~
neden ölmedik şakir
biz neden ölmedik be şakir,
vaktimiz tükenmişti oysa..
boynumuzdan içimize dökülmüş
tüm sevdiğimiz kadınlar..
su damlası gibi temiz,
su damlası gibi dolu…
32. bir bilet bul şakir
bana bir bilet bul şakir,
nereye gittiği farketmez bir otobüs
pencere kenarı olacak yalnız!
yalnız onu göreceğim camın slüetinde
~ o ~
sonra bir jilet şakir.
enseme ince ve güzel bir söz gibi
oturan bir jilet bul şakir.
33. sevebildiğince
bir tutam sev!
rakının yanına iliştir parmaklarını
ne gerek başka meze..
ne gerek türkü..
bol vakitlerde sev beni
şehirden uzak..
kırk yıllık ana kokusu gibi.
temiz ve berrak..
gece sev, tüm bebekler uyumuşken
örtmüşken kaldırımı üstüne
tüm sokak çocuklarının tanrı..
inançsız sev, inanarak..
hınca hınç ağlayarak sev kim vakit
beş parasızken sev, milyonerken de..
sev işte,
sevebildiğince..
34. kör
hasretinde eriyen tütün,
bir çay kaşığı sesinden
bir ağaç yaprağına
yayılar gider..
kördür sevmeyen,
sevenin aynı kör olduğu gibi
bu nedenle sevgilim.
göremeyiz işte
ne sen beni.
ne ben seni.
~ o ~
ya ali
bir adam söyledi ötekine,
cigara kağıdını ufalarken parmaklarında..
ya ali, sevmek ayrı bir iş
angaryadır, marabalıktır sevmek.
sendikasız işçi neyse
kelamsız kitap
öyledir.
ya ali,
sen cigara sarmayı bilir misin!
öğrenirsin ali,
öğrenirsin.
35. ben seni düşlersem
ben düşlersem seni!
kerpiç evler arasında düşlerim
ben seni düşlersem!
ağrıda düşlerim,
bir toprak yolun ince yarıklarında
serin bir mardin akşamında..
sonra ben seni
hep uyurken düşlerim
koynumda değil!
yanı başımda..
ıslık sesinde düşlerim
ufak bir çocuğun..
iç cebinde bir askerin
ben düşlersem seni!
bir idamlık mahpusun,
son mektubunda düşlerim
36. terminal tuvaleti
neden sonra, ölmek istedim bir an!
bir an bu koskoca dünya
terminal tuvaleti kadar boktan
ve küçük geldi.
~ o ~
kalbimin ta içinde
kül, israfıdır tütünün…
adım adım öldürmek kendini belki
bir okyanus dolusu ceset
kanımda yüzüyor.
kalbimin ta içinde..
37. aşk
anlayamayacağın kadar uzun
ve aynı anda anlamsız olacak kadar kısa
bir cümledir aşk!
mardin’de bir ışık selidir
taş duvarlara yansıyan..
ağıt yakan bir kürt kadını
nasıl avutuyorsa kendini toprakla
öyledir.
hiç bir annenin dili
ötekilerden farklı değil..
belki yüzler biraz,
bayağı belki kırışık..
ama hiç bir aşk
bir annenin yüreğindenkine
meşk atmak hatasına düşmez!
bilir ki, sevmek sözcüğü
taze, gevrek köy ekmeği gibi
dağılır ağzında kadının.
38. cinayet gecesi
cinayet gecesiydi, sen beni çok sevmiştin.
vapurlar kalkıyordu kadıköyden..,
yetişmeye tenezzül etmiyorduk
ıslanı gibiydik, yağmur yağıyordu
istanbul bizi arıyordu siren sesleri eşliğinde..
cinayet gecesiydi, sen beni çok sevmiştin!
~ o ~
bir büyük daha
bu rakı diyorum!
sen şarkıda kaybolup gitmişsin!
aynı anda binlerce sözcük
geçiyor avucumuzdan..
bu rakı diyorum!
bu rakı değil bize dokunan..
fonda çalan şarkı belki
belki zeki müren, müzeyyen ya da ud.
sahi sen ud çalmayı bilir misin ?
bilseydin bir büyük daha söylerdik
sahi söylerdik!
39. rakı masasına dökülmek
kesecek oldum lafını!
sus dedi haydar!
dökülsün çocuk ahşap masaya
inci taneleri gibi..
~ o ~
soyunsan şiir
sen kadın!
soyunsan şiirsin..
bir şarabın eşliğinde boynun
kıvrımların mesela!
mesela diyorum işte.
soyunsan şiirsin.
~ o ~
yüzlerce kez başka
seni onlarca kez sevdim ben
bebek kokusu gibi başka..
akşam üstü bir sahil kasabasında
çay içmek gibi başka..
yüzlerce kez başka başka
sevdim seni ben!
40. ve gitmeseydin
pencerelerini maviye boyayacaktım evimizin!
karanfil çiçekleri dikecektim bahçeye…
lüzumsuz şiirler ezberleyecektim..
vaktinde söylemek için..
~ o ~
kimsesiz ev gibi
ben seni sevmeler kentindenim!
bir akşam üstü hayli yorgun..
rakının efkar sürdüğü masalardan
giderayak soğumuşum..
bu ziyan mezeler..
bu şarkı eşlenmeyi bekleyen
bu kuru gürültü, anlamsız sohbet..
ben seni sevmeler kentindenim!
kimsesiz bir ev gibi yalnız..
41. hatırla beni
olurda bir ince şarkı düşer aklına
bir uzun gece yolculuğunda belki
beni hatırla!
beni!
kırk yıllık türküymüşüm gibi dilinde..
elinde nasırmışım, saçında ak..
unutma!
her yağmur tanesinde cama vuran
beni hatırla..
hatırla beni..
42. başını yüreğime yasla
başını yüreğime yasla
ıslık sesleri duyacaksın…
çocuk ağızlardan..
bir beklentin olmalı
bu kırlangıçlardan
şu giden vapur sireninden
şu ağaçlardan..
başını yüreğime yasla
vaktiyle çok söylenmiş
bir türlü aklına gelmeyen
dilinin ucunda bir şarkı
yahut bir mermi sesi
içimi delip geçen..
kemirecek kulağını..
başını yüreğime yasla
uzanıp öl benimle
öperken dudağımın çukurundan..
mavisi başka bir kent
akşam üstü, kızılı başka..
sen başını göğsüme yasla
bırak savaşa dursun insanlık!
bırak herkes ölsün.
43. kaybolan çocuklar
ne çabuk unuttular sevmeyi
ayakkabılarında kumlar taşıyan çocuklar.
sahi neredeler!
birden kayboldular..
~ o ~
bang
kafam allak bullak, sikeyim şarkısını diyorum!
dilime takılan her şarkıyı geri çevirerek aklımdan…
yol bitiyor! bir gecenin sonuna doğru..
ürperiyorum..
kentin en sessiz sokağında yaşıyorum oysa ki
oysa ki tüm komşularım iyi aileler..
ne güzel parlıyor ay ışığında silah..
sesi bölmese geceyi..
bang!
~ o ~
isterim
zehirli bi sarmaşık olsan sevgilim!
bana sarıl isterim yine de..
senin zehrinle ölmek kim bilir.
ne güzel ölümdür şimdi..
ilk baharda üstelik!
44. cemre düşmüşken çimene..
kuşlar bilmez
şimdi tüm bu kuşlar
intihar edecek!
bu kentten gitmenle birlikte..
oysa ben yeğlerim
içinde adının olduğu bir sensizliği
ne güzel şeydir özlemek
evet, özlemek bile..
bilmez ki kuşlar sevgilim..
~ o ~
herkes özler sevdiğini
kimi gizlice yapar bunu!
kimi ulu orta, bağıra çağıra..
kimi karanlık bir odada yapar
kimi mavi bir günün altında..
ama herkes özler sevdiğini.
ayrılıklardan sonra.
45. barış gibi
kalkalım rose!
bir çiçek bahçesi gibi
geçelim cesetlerin arasından..
tükürelim denize..
küfredelim insanlığa..
gidelim rose!
bu kent mavi büyük bir balon gibi
takılsın ardımıza..
seni çok sevdim rose!
seni bir savaşın ortasında
barış gibi..
barış gibi sevdim.
~ o ~
jilet dudaklı kadın
ilet dudaklı bir kadınsın sen
konuşsan bir intihar girişimisin
öpsen ölüm!
46. sessizlik
Tüm şehir sessizleşiyor,yanan sigaranın çıtırtısı ve
alınan nefesin sesi kulağımın en dibine kadar ulaşıyor!
üst katımdaki kızların meşhur sevişme sesleri! ıhh.. ohh..
gıcırt.. Kaburgalarım kırılırcasına acı çekiyorum, içmesem
artık şu mereti iyi olacak! Gün geçtikçe zayıflıyorum
sanki, bağışıklık sistemim çöküyor. Duman, alkol, su ve
yiyecek bir şeyler. Ölümsüzlük kötü olsa gerek insan
sonsuza dek bu boktan şeyleri tekrarlamaya
dayanamazdı sanırım.
Şehir yine sessiz! Şehir, şehir beni delirtiyor..
Korkunç bir sessizlik, karıncaları bile duyacağınız
kadar..Şehir sizi koruyor aslında diğer tüm sessleri
gizleyerek!
Belki de kendi iç sesinizi sizden gizleyerek sizi
koruyor..Bir silah bulmalıyım, kötü bir nişancı değilsem
tek bir mermi, kafamın ortasına.
Bang!
47. istanbul
bu İstanbul haydar!
öldürecek beni..
kaçmazsam
gitmezsem
dayayıp bir martıyı şakağıma
sabaha karşı hem
hem içmişken, sarhoşken
vuracağım kendimi..
~ o ~
havadan sudan
bu dedim!
ceviz ağacıdır..
bir önemi varmış gibi..
gözlerinden kaçırdım gözlerimi
baksam ölecektim.
baksam gözlerimden olacaktım.
48. olmazsa
akşam üstü!
diyorum ki şakir..
bir çilingir sofrası kuralım
olmaz mı ya!
şiir yazarız olmazsa!
olmazsa şarkı söyleriz.
~ o ~
bana bak şakir
bana bak şakir!
bana bak..
anam avradım olsun
öldürürüm seni..
içimde bir dost eksik kalır
bir türkü az söylerim..
adını anmayacağız
ahtım olsun!
vururum şakir
dilinin ortasından.
49. avuçların
ne güzel senin avuçların
öyle ki, bir iskemle atıp insan
oturmak istiyor..
yüzüne karşı.
çay içerek.
50. aysel
elimde eften püften bir uçurtmasın sen!
bozuk parasın cebimde,
avuç dolusu şeker eden.
yırtık ayakkabımsın,
toprak taşıdığım..
sen bayram sabahı
annemin limon kolonyası ellerisin
babamın yırtık ceketi..
kısa samsunsun Aysel..
sen benim çocukluğumsun Aysel
mahallenin ton ton teyzesi
topacım, bilyem..
ah bilsen aysel, ah bilsen..
ben bir tek çocukluğumda mutlu
umutluydum.
sen benim çocukluğumsun aysel
bir de sevdiğim kadın!
51. son gece
bu gece son usta!
çağır imamı türkü söylesin..
işi değil midir ölenlerin son isteği
bütün din adamlarının..
~ o ~
mualla
ve mualla!
çarşaflarda kokun kaldı biraz
biraz dudağımda tadın..
her şiirde adın kaldı mualla..
kimi mahallenin çirkef karısı oldun
kimi evimin hanım hanımcık kızı..
ben seni hiç unutmadım mualla
bilesin.
~ o ~
ağlayacak
oturmuş kaldırıma upuzun
ince beyaz bir elbise üstünde..
dokunsak kanayacak
ah bir yağmur yağsa, yağmur
ağlayacak..
52. o kadınlar
o kadınlar!
alev rengi saçlarından
sırtına dökülse damla damla
ettiğim her sözcük
her küfre yatkın cümlem..
omuzlarından öpülesi
saçlarından ve kasığından
her zerresi başka şiir
beyaz bir zemin üstünde
özenerek yazılmş bir el yazısı gibi
tüm kıvrımları teninin..
~ o ~
elimden öptü
parmağımın arasından sigaramı aldı!
elimden öptü, aramızda olan en güzel şeydi bu!
en ateşli an..
ellerim bir mısraya dökülüyordu
akşam vaktiydi hava bulanık kırmızı
soygun gibi bir şey oldu ötede
bir silah patladı, bir kadın bağırdı
parmağımın arasından sigaramı aldı
elimden öptü, aramızda olan en güzel şeydi bu!
53. bira ve kelebek bıçakları
bira ve kelebek bıçakları
malum bir yaz akşamı
en sarhoş hali bir delikanlının
göz bebeklerini dolduran bir kadın
kadının adı yok!
slueti çoktan silinmiş bir aşk
öte yanda kent çirkin
bira ve kelebek bıçakları
derin yaralar ve aynasızlar
geçip gider gibi kirli bir sokaktan
sokağın sonu bitişiymiş gibi yaşamın
alnında hala ana öpücü
derin bir boşluk göğsünde
malum bir yaz akşamı
en sarhoş hali bir delikanlının
ölüp gider!
~ o ~
sen beni sev kadın
sen beni sev kadın!
dünyaya getirilmiş en güzel çocuk gibi
ve bir mahsende yıllarca
seni beklemiş bir şarap
ağızlara layık!
54. ...
tutar adınla başlarım bir şiire
gece ne bitmez bir karanlığa bürünür
aksin düşer aynaya!
yüzümün her zerresinde sen..
madem!
madem ki unutulmuyor sevilen
sen beni sev kadın!
~ o ~
akıl
aklıma gelirsin!
aklım sana gider…
kimsesiz oturursun aklımda
aklım sana şaraplar ikram eder!
sen aklımda sarhoş..
aklım senden sarhoş!
aklıma gelirsin..
aklım sana gider..
biri tutar deli der..
ben aklımdan olurum
sen aklımdayken..
55. bir dünya aysel
ah!
çözülür dilimin bağları
ve zaman usturasını biler benim için.
sözcük sözcük dökülürsün!
eksilirsin Aysel..
çürümez bir ceset gibidir
çok sevmişler, bilirsin..
perdeyi açsan açılırsın
açmazsın!
kafam yine bir dünya Aysel!
sen kafamdan geçer gidersin..
bi an dursan! deliririm.
bilmezsin.
~ o ~
farzet ki
farzet ki bir otobüs bekliyorum göğsünde
ve hiç gelmiyor.
56. gidecek bir yer kalmadığında
tüm insanlığı reddedip saklanacağın bir yer
lazımsa eğer
yüreğim duruyor işte, bomboş..
kavuran bir güneşi ne denli güzel olduğunu
kış gününde anladığın gibi belki de..
gidecek bir yerin kalmadığında
anlayacaksın…
yüreğimin dinlenmek için güzel bir yer
güzel bir yer olduğunu..
~ o ~
göğün sonu
kim demiş gök sonsuzdur diye..
saçlarına dokunduğu yeri göğün
bittiği yerdir…
57. tükenmez intikam
sonra, çıkar alfabeden
adımın tüm harflerini..
ankara’ya gitme..
tükenmez bir intikam gibi
deştikçe içimi, deşiyorsun!
bitsin diye bekliyorum
bu cam kesiği acı
bitmiyor.
~ o ~
mayıs'ın şiiri
ve mayıs sevgilim
bir ölmek isteğidir.
bahar avuçlarında çiçekler
bir mısralık şiir gibi
dayanırken kapımıza..
bir oğlan almışken sevgilisi
koynunda bir kuytuya..
ölmek ne güzel şeydir
mayısta yalnızlar için.
58. salı sabahı şiiri
içimden kirli bir su gibi
akıyor hayata sevdiklerim..
bu salı sabahında,
duraktaki bir kız mesela
hep gördüğüm ve içten içe
sevdiğim bir kız.
yetim çocuklar dahil,
dahil parıl parıl güneş
seni sevmeye..
içim dökülüyor sokaklara
sokak buram buram sen
ölü bir salı sabahı
tüm işçiler ve memurlar
seni okuyor
ankara’da bir metro koltuğunda..
dahil, kıvrılmış yatan şarapçı
metro girişinin kuytusuna..
bahara hazır çiçekler
ve trenler..
dahil seni sevmeye
bu kirli salı sabahı
ve ölü insanlar.
59. sabahın şiiri
uzatsak elimizi diyorum!
bir kuş dudağına..
küçük çocukların
serçe parmağı bir günde
yarım yamalak çıksak
sen saçlarını devşirmeden
ben paltosuz..
iki çay söylesek denize
biri bolca demli..
oturup içsek diyorum
içsek, denize ruhumuzu
döker gibi.
~ o ~
gecenin şiiri
şimdi tuzsuz tüm denizler!
bir kiracıyı kovar gibi üstelik
dışarı atmış martılarını..
uzatsak avuçlarımızı
üşenmeyip bir yıldız konacak
ortasına elimizin…
yalnızlığımıza üzülüp.
60. günebakan çiçeği
göğsünün ortasına doğru
soğuk bi damla gibi yokluk
düşer! ve birikir göğsünde
sana tüm şiirler..
bir hasret, bir günebakan çiçeği
yahun bir kamber düğün bekleyen
aynı yerde topaşır!
ama!
ama sen gidersin işte
hepimizi birden bırakıp
şiirleri, kamberi
ve günebakan çiçeğini..
~ o ~
bağışlanmak
gecenin intihar saati,
çalan şarkı ne?
köşede bir ayyaş sevgilim
boku çıktı diyor istanbulun..
gidelim!
ortasından nehir akan bir kente,
nietzsche ve diğerlerine inat..
tanrı’yı sevelim bu gece
belki bağışlanırız!
sevişmelerimizden…
61. vasiyet
müzik ve duman..
şiddetli baş ağrısı!
gece yarısı nöbetleri
nefessiz..
kırk yıl dolanacak bir vasiyet
dillerinde dilencilerin!
tüm mal varlığım ve şiirler
sokaklara armağan olsun..
bir delinin gömleğini yalnız
üstüne örtün,tabutumun.
~ o ~
çok şarap içtik
çok şarap içtik, çok
kentten uzak bir yere gittik
pis insan soluğundan, aç martılardan
bir ağaç bulduk çıplak
bir gökyüzü kendimizden az..
içtik, çok şarap içtik
gırtlağımıza kadar seviştik
tenimiz kirlenince
soyuluncaya kadar otlardan..
62. dünyalar senin olsun aysel
dünyalar senin olsun Aysel! / sen benim..
ne haddime iyi mektep / bol para
bir eski çaput, bir ufak rakı..
dünyalar senin olsun Aysel! / sen benim..
~ o ~
seninle biz aysel
seninle biz aysel
belki çay içeriz bir daha..
tenha bir şiirde geçer adın
benim yazmadığım
mevsim kış olur
şarap içilir..
tam dördüncü mısrada..
seninle biz
belki çay içeriz aysel!
63. içim gibi bir şeysin
tükendikçe çoğalan
çoğaldıkça öldüren bir şeysin..
aylardan nisan..
ben vapur bekliyorum
biraz simit ve çay için..
gitmek için değil işte.
bir şiir gibi fedakar
bir anne kadar şefkatli..
bir ölü gibi sakinim..
ben vapur bekliyorum
gidildikçe uzaklaşan
bir şeymişsin gibi
sana geliyorum.
aklıma sen geldikçe
martılar çoğalıyor içimde
aylardan hala nisan..
bir ürpermek alıyor tenimi
içim sıkılıyor..
içim!
içim diyorum
içim gibi bir şeysin..
64. sen şiir ol
sen şiir ol!
ben seni hep okurum..
dudak payında demli bir çayın
bir otobüs yolculuğunda uçsuz..
sarhoş halimde, ayıkken de..
sen şiir ol!
bir başkası için yazılmış ol
ve ya bir ayyaşın dudağından
dökülmüş kağıtlara..
okurum yine de..
şiir ol yeter ki sen
başı olmayan ya da
ya da sonu gelmeyen..
sen şiir ol!
ben şair..
65. kuşlar ve köpekler
kuşlar ve köpekler..
sokakta it yalnızlıgı
biz sevmekten bıkkın
gece deli soguk..
gece nefis sessiz..
tüm yosmalari kentin
mersedes arabalarda
halın cüzdanlarda..
kuşlar ve kópekler
onlar ve bizler…
~ o ~
şiir, tükenmek bilmeyen bir yalnızlıktır.
...
66. intihar 1
Sahne boş! Oldukça arındırılmış.. Bir tekli koltuk,
bir fahişe, bir ben.. Elimde ağır tükettiğim cigara..Barış
hakkında konuşuyoruz, kavga ederek..
“Onlarca beyni sikilesi insan var bu dünyada, sen
onlar yüzünden fahişesin üstelik, ben onlar yüzünden beş
parasız..”
“Bu adamların beynini sikmek için bir ordu kurmalı
öyleyse.”
“Evet ama silahları yine onlardan almamız
gerekiyor, bu beyni sikilesi adamların yarısı silah üreticisi
çünkü..”
- sahne 2 -
Tek başımayım bu kez! Bir tekli koltuk, bir ben.
Işıklar oldukça azaltılmış, hemen hemen hiç yok. Sadece
dudağımdan havaya bıraktığım duman ve yüzümün
slüetine yakışır loş bir ışık. Hemen yanıbaşımda bir
masa, masanın üstünde kendine yakışacak kadar soğuk
67. bir Smith Wesson 686!
5 kurşun, bir boş Yuva.. Tüm kuşlar sığınsın diye…
Kendimle konuşuyorum, uzun bir konuşma veda eder
gibi, kendi kendime..
“Şubat 24, Saat 05:03
Dünya her zamankinden biraz daha boktan, çünkü
az sonra boyacı çocuklar, işçiler, pazarcılar ve sokak
çocukları karnını doyurma ümidi ile başlayacaklar bu
lanet pazar sabahına! Öteki yanda derecesi oldukça
yükseltilmiş kalorifer peteklerinin yanında taze sıkılmış
portakal suyu ve ezine peyniri ile kahvaltı edecek olan
silah üreticileri öğleden sonra yapacakları barbekü
partisine kimleri davet edeceğini düşünmeye
başlayacaklar. Tam da bu yüzden bir kurşun daha
ayrılmalı yuvadan!
Yazık!
Masanın üzerinde duran Wesson’u çevirmeye
başlıyorum orta parmağımı tetik muhafazasına sokup!
İçimdeki derin aşk duygularından arınıyorum ve kendimi
barış için tanrılara kurban edilenkızıl derili bakire bir kız
gibi hissediyorum! Birazdan bir uçurumdan atacaklar
beni,kızıl volkan lavları öpecek dudağımdan, bu kadar
ateşli sevişmek mi olur! Düşerken keşke diyorum, keşke
ben bu bakire kız olsam ve tüm şiir yazan adamlarla
sevişsem..
Wesson’u durduruyorum! Avuç içimi üzerine
bastırarak..Dışarısı buz renginde,şafak ha attı, ha atacak!
Bir sigara yakıyorum o yüzden,geceyle vedalaşır gibi..
Özür diliyorum! Sevişmediğim tümfahişelerden
İçmediğim tüm cigaralardan ve yazmadığım tüm
şiirlerden..
68. Sigara tükeniyor parmaklarımın arasında.. Evimin
karşısındaki ağaca dizliyor kuşlar! Derin bi sessizlik
şehirde..Sonra tüm mahalle uyanıyor, ürpererek.
karanlığı bölen bir wesson sessiyle..
Bang!”
“Acı çekmek kendini öldürmektir
her sabah yeniden”.
69. intihar 2
Oda hep olduğu gibi loş! Bir tahta masa, bir tahta
sandalye. Sandalyenin üzerinde bir paket kısa parliament
sigara, kalem ve kağıt. Tavanda bir bebek beşiği gibi
sallanan ip!
Her şey bir intihar mektubuna gebe. Her şey bir
kaç ölüme.. Aynı anda yaşanan.
“Sevgili dünya!
Sen artık bensiz dönmeye devam edeceksin, ben
gökyüzünden seni izleyeceğim. İçinde barındırdığın
pisliklere gülerek. Senin yaşamasına izin verdiğin tüm
orospu çocuklarına selam olsun!
Son kez.
Herkesin katili bir insanken benimki sensin.
Toprağın, suyun, yolların ve hatta güneşin. Sen benim
için bir üvey annesin, onu sevmeme izin vermeyen bir
üvey anne fakat ben senin üvey çocuğun değilim.
Her insan içinde ele vermek istemediği bir katil
taşır! Benim içimdeki katilse ilk kendini öldürerdü! Herşey
öylesineydi işte.
”
Sandalye düşer, kamera kapanır!
Son kez.
70. İntihar 3
Dudaklarımın ciğerlerime götürdüğü dumanlar
müziğin ahengiyle dolaşır havada! Ben ölmek için
sebepler ararım.
sahne
Odada hiçbir şey yok! Tüm eşyaların içinde anılar
saklıdır , bu yüzden çıkardım tüm eşyaları. İnce bi kilim,
bir radyo, bir de ben varım! Parmaklarımın arasında
dilimin ıslaklığında yetişen cigara. Fonda içimde birşeyleri
parçalayan bir şarkı. Gözlerim kapalı ama bunun
birşeyleri görmemek ya da göz kapaklarımın altındakileri
net görebilmek için mi olduğunu bilmiyorum! İçimden şu
cümleler geçiyor.
“Seni sevmek kadın!
21 aralıkta şirincede olma rahatlığıdır belki
belki yüzünü dayadığında güneşe, kuşların cıvıldamasıdır
aniden.
seni sevmek kadın,
müebbet bir suçlu için
özgürlük!
sürgün bir şair için
memlekettir.
seni sevmek ötesi şu denizin
ardı dağların.”
71. ve bir kadın ölür
bal gözlü, kirli sakallı bir erkeğin avuçlarında.
“okuduğunuz için teşekkürederim.”
son olarak;
“Siz hiç bakkala gidip, bir insana aşık olduğunuzu söyleyip
bedava sucuk aldınız mı? Ben almadım. ”
t. / siyanurbagimlisi.tumblr.com