1. SOSYAL MEDYA OKURYAZARLIĞI
*
Öğr. Gör. Mustafa BOSTANCI
Bu yazıya kim bilir nerede rastladınız? Bir derginin sayfalarında, bir internet sitesi, elektronik
posta ya da sosyal bir ağ’da rastlamış olabilirsiniz.
Bu yazıya kim bilir nereden ulaşıyorsunuz? Masanızın üzerindeki bir dergiden ya da tablet,
telefon benzeri elektronik bir cihaz üzerinden ulaşıyor olabilirsiniz.
Bütün bunları sormamın amacı; araştırmalar gösteriyor ki, eğer orta yaş ve orta yaş altı gruba
giriyorsanız bu yazıya yüksek bir ihtimalle elektronik bir ortamdan ulaşıyorsunuz. TÜİK’in
son yıllarda ülkemizde yaptığı araştırmalarda ise internet üzerinden yapılan alışverişte hızlı
bir artış ve okuma alışkanlığının bilgisayar ve internet ortamına taşındığı gözlemlenmekte.
Geleneksel medya uzun yıllar gündemimizi belirlemekle kalmadı, ürettiği içeriklerle
hayatımıza müdahele etti, tercihlerimizi yönlendirdi. Çocuk, genç, yetişkin ayırt etmeksizin
mesajlarını hedef kitleye, kitle iletişim araçlarının avantajlarını kullanarak ulaştırdı. Biz
tüketicilerin hayatında başat bir aktör olarak yerini aldı. Bütün bu medya tüketim kültürü,
dünyada ve son dönemde ülkemizde medya okuryazarlığı kavramının öneminin daha çok
anlaşılmasını sağladı. Gündelik hayatın her anında medya mesajlarının hedefi halinde olan
birey için medya okuryazarlığı önemli hale geldi.
Medya okuryazarlığı, genel anlamıyla karşılaştığımız medya mesajlarını daha iyi
anlamlandırma, estetik ve etik nitelikler açısından değerlendirebilme ve medya içeriklerini
bilinçli tüketebilme süreci olarak adlandırılmaktadır. Özellikle medyanın çocuklar üzerindeki
olumsuz etkilerini en aza indirme çabası olarak da değerlendirilebilir. Geleneksel medyada
tüketiciler daha çok edilgen yani medya okuru konumundalar. Geleneksel medyada, aktif rol
almak birtakım güç yollardan geçmeyi gerektiriyor ve kitle iletişim araçları herkese eşit
fırsatlar sunmuyor. Gazetede köşe yazmak, televizyonda program yapmak ve radyoda sesinizi
duyurmak kolay değil. İnternetle birlikte gelen özgürlük ortamı ise teknik bilgi ve beceri
gerektiriyor.
*
Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi, mbostanci@erciyes.edu.tr
2. Medya sektöründe oyunun kurallarını değiştirdiği düşünülen sosyal medya ise biçimsel olarak
hem kendi yeteneklerini hem de medya üretici ve tüketicilerinin alışılagelmiş pratiklerini
değiştirmeye devam ediyor. Her yeni gün beraberinde yeni bir sosyal medya aracını da
beraberinde getiriyor. Facebook hayata dair her şeyin paylaşıldığı geniş bir ajandaya, youtube
yayın içeriğine kullanıcıların karar verdiği bir yayın ağına, blog ortamları popüler ve yeni
yazarların kişisel gazete köşelerine, twitter ise tüm dünyadan son dakika gelişmelerin takip
edilebileceği bir haber ajansına dönüşüyor.
Sosyal medya, kullanıcılarına bu tek taraflı edilgen rolün yanında, medya içeriklerini üretmek
ve paylaşmak için yeni bir fırsat, yeni bir rol veriyor. Bilgisayardan ve elektronik cihazlardan
rahatlıkla
ulaşabileceğimiz
sosyal
medya
içerikleri,
gündelik
hayatımızın
artık
vazgeçilmezlerinden biri haline geldi. Facebook, twitter, youtube olarak alıştığımız bu yeni
medya ortamlarında fikir ve düşüncelerinizi, yazılarınızı, video ve fotoğraflarınızı,
konumunuzu
rahatlıkla
paylaşabiliyor,
sosyal
ağ
genişliğinize
göre
milyonlara
ulaşabiliyorsunuz.
İşte şimdi tam anlamıyla okuryazarlıktan bahsedebiliriz. Çünkü geleneksel medyanın aramıza
koyduğu, “ben üreticiyim, sen tüketicisin” anlayışı sosyal medya ile artık hükümsüz hale
geliyor. Bütün bunlardan hareketle, üzerinde dikkatle durulması gereken konu sosyal medya
okuryazarlığıdır.
Sosyal medya okuryazarlığı, etkin sosyal ağ profili yönetimi, sosyal ağlarda bilinçli olarak
içerik üretme ve tüketme, paylaşılan içerikleri anlamlandırabilme becerisi olarak
tanımlanabilir.
Hayatımızda her geçen gün medyadan daha çok yer almaya devam eden sosyal medyanın
varlığı bu konunun önemini görmemizi kolaylaştırıyor. Sosyal medya, geleneksel medyanın
aksine doğru ve yanlış bilginin bir arada bulunduğu devasa bir bilgi yığınını da ifade ediyor.
Doğru bilgiye ulaşmak tamamen sizin sosyal medya kullanım deneyimlerinize göre
değişebiliyor. Avrupa ülkelerinde sosyal medya okuryazarlığı eğitimlerine başlanmış
durumda. Örneğin İngiltere’de bir okulda, 13-14 yaşlarındaki öğrencilere sosyal medyada
paylaşılan ne tür mesajların hakaret içerebileceği, kişilik haklarına saldırı sayılabileceği
konularına sahip dersler anlatılıyor.
3. Ülkemizde Radyo Televizyon Üst Kurulu bünyesinde medya okuryazarlığı çalışmaları
yürütülmekte ve bu çalışmaların 4 temel hedef kitlesi bulunmaktadır. Yetişkinler,
öğretmenler, öğrenciler ve medya çalışanları. Geleneksel medya ve interneti temel alan medya
okuryazarlığı çalışmaları sosyal medya okuryazarlığı başlığıyla genişletilmeli ve geleneksel
medyadan daha farklı niteliklere sahip sosyal medyanın etkin kullanımı ve olumsuz etkilerinin
azaltılması için özel çaba sarfedilmelidir. Medya okuryazarlığında odak nokta olan çocuklar
ve gençlerin, sosyal medyada ne tür mesajlar paylaşacakları, bu ağlarda ne kadar zaman
geçirecekleri, sosyal medyayı nasıl verimli kullanabilecekleri konularında farkındalığa sahip
olmaları gerekmektedir.
Sosyal medya okuryazarlığı çalışmaları bağlamında;
RTÜK tarafından geleneksel medyada uygulanan ve önemli bir talebi karşılayan
“akıllı işaretler” uygulaması farklı biçimlerde sosyal medyaya da uyarlanabilir.
Sosyal medyanın bilinçli kullanımını destekleyici basılı ve dijital içerikler üretilebilir.
İlköğretimde medya okuryazarlığı dersi bünyesinde internet başlığından bağımsız
“sosyal medya okuryazarlığı” başlığı altında öğrencilere eğitim verilebilir.
Özellikle teknoloji ve sosyal medyaya uzak ebeveynleri eğitici çalışmalar yapılabilir.
KAYNAK: http://mustimedia.com/sosyal-medya-okuryazarligi/