İbrahim ACAR - Dijital Çağda Haberciliğin Geleceği ve Sosyal Medya (The Futur...
Meslek Önerileri
1. 1
2016 yılının UNESCO tarafından “Uluslararası Küresel Anlayış Yılı” olarak ilan edilmiş olması nedeniyle
52. Kütüphane Haftası’nın ana teması da “Kütüphanelerin Uluslar arası Küresel Anlayışın Geliştirilmesine
Katkıları” olarak belirlenmiştir.
Küreselleşme konusu son zamanlarda çokça tartışılan bir konu olma özelliği göstermektedir (Stegger,
2004; Sönmez, 2004; Çınar, 2009). Kimileri, bu tanımlamaya şiddetle muhalefet ederken, kimileri ise
olumlu bir tavır geliştirmektedir. Esasında küreselleşme denildiğinde akla ilk gelen kavramlar; dünyanın
ekonomik olarak büyük bir Pazar haline gelmesi, teknolojik gelişmelerin insan hayatına etkisi, kültürel
değişimler, popüler kültür ve benzeri kavramlardır.
Küreselleşme en geniş anlamıyla, dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen sosyal, siyasal veya
ekonomik olayın yakın ya da uzaktaki başka yerlerinde de kendisini hissettirmesi şeklinde
tanımlanmaktadır (Oktay, 2001:20).
Bilginin, hammaddelerin, mal ve hizmetlerin artan bir biçimde uluslararası dolaşım ve paylaşıma
girmesi 20. yüzyılın şahit olduğu bir gelişmedir. 1980’li yıllarda başlayan ve özellikle 1990ílı
yılların başlamasıyla korkunç bir süratle hızlanan bir süreçtir. Özellikle telekomünikasyon ve
haberleşme alanlarında girilen baş döndürücü gelişmelerle birlikte, artık dünyanın herhangi
yerinde meydana gelen gelişme anında başka yerlerde duyulmakta ve daha da önemlisi başka
yerleri etkilemektedir. Artık hiçbir ülke, dünyanın gelişmiş ya da gelişmemiş herhangi bir ülkesi
veya bölgesinde meydana gelen hiçbir olaydan kendini izole edememekte ve mutlaka bu
gelişmelerin yansımalarına maruz kalmaktadır.
Sınırların ortadan kalkması, dünyanın küçülmesi, serbest dolaşım, teknolojilerin küresel düzeyde
kullanılması ve dünyanın tek bir pazar haline gelmesi olarak da algılanabilecek olan küreselleşme kavramı
her anlamda özgürleşme ve imkanların artmasını da getirir. Teknolojinin artması yalnızca bilimsel
araştırmalarda kullanılan cihazların gelişmesi bilgisini ifade etmemelidir. Bununla birlikte tüm gelişmelere
yol açan bilgilerin paylaşımının sağlanacağı veri depolama alanları da gelişmiş ve gelişmeye devam
etmektedir. Bu sayede dünyanın bir noktasında üretilen bir bilginin kıtalar arası uzaklıktaki başka bir
ülkeye ulaşması saniyeler almaktadır.
Bilginin sermaye olarak kullanılmasının önemi ve bilginin üretim faktörlerinin başında yer alması, bilgi
sektöründe çalışanların çoğunluğunu oluşturduğu ve yaşam boyu öğrenmenin kaçınılmaz hale geldiği, bilgi
teknoloji tabanlı bir bilgi toplumunun oluşumunu kaçınılmaz gereklilik haline getirmektedir.
Hızlı gelişen teknoloji ve bilginin yoğun biçimde artması, küreselleşme sürecine ivme kazandırmıştır.
Günümüzde küreselleşme ile birlikte, geçerli bilginin üretimi ve yeni alanlara uygulanması, ulusal ve
uluslararası rekabeti ve üstünlüğü belirleyen temel güç haline gelmiştir. Bilgi, toplumların başlıca zenginlik
kaynağı olmuştur. Geçerli ve zenginlik kaynağını oluşturacak bilginin üretimi ve kullanımı ise, eğitim
sistemlerine başlıca destek kaynağını içinde bulunduran kütüphanelere yeni sorumluluklar yüklemektedir.
21. yüzyılda karmaşık bilgiler içinden gerekeni seçebilen, neyi bilmediğini bilen, bilmediğini araştırma
eylemini en etkili şekilde gerçekleştirebilecek bireylere ihtiyaç vardır. Bilgi toplumunun hızlı gelişimi ve
toplumun genelinde bilgi seviyesinde hem artış talep etmekte hem de bunu kolaylaştırmaktadır. Bu
bağlamda hangi bilgiye ihtiyacı olduğunu doğru belirleyen bireyler ihtiyaç duydukları bilgileri
kütüphanelerden eksiksiz şekilde elde edebilmelidir.
2. 2
İnsanlığın var oluşundan bugüne bilgi edinmek uğraşısı her daim var olmuş, insanoğlu edinilen
bilgi ile tabiatı keşfetmiş, kendisini keşfettiği tabiattan korumuş, yaşamını kolaylaştıracak icatlar
yapmış ve bilgisi ile tabiata hükmetmeye başlamıştır. Ancak insanoğlunun bugün ulaştığı bilginin
önemi, hiçbir çağdaki ile mukayese edilemeyecek derecededir. İnsanlığın keşfetme arzusu, onu
araştırma-geliştirme faaliyetlerine yöneltmiştir. Bugün bilgi toplumu; tüm ekonomik eylemleri
etkileyecek biçimde, nitelikli, yüksek prodüktiviteye sahip ve adaptasyonu yüksek insan gücü
talep eder olmuştur (Yücel, 1997, 2).
Ülke ekonomilerinin teknolojik yeteneğe sahip bilgi toplumu olabilmeleri için yeni teknoloji
üretmeleri ya da hali hazırda üretilmiş teknolojiyi transfer ederek özümsemeleri ve tabi ki
ekonomik aktivitelerde kullanabilmeleri gerekmektedir. Bilgi çağına ayak uydurabilmek ve üretim
faktörlerinin, bilhassa emek faktörünün atıl kalmasına meydan vermemek ise ancak eğitim ve
öğretim sisteminin geliştirilmesi ve değişen teknolojiye adaptasyonunun sağlanması ile mümkün
olmaktadır (Abramovitz and David, 1996).
Üretilen bilginin aktarılması görevini en temel üstlenen kurumlar olan halk kütüphaneleri,
kütüphanecileri ile küreselleşmenin getirdiği hızlı bilgi yayımına ayak uydurabilecek nitelikte
olmalıdır. Son derece esnek, öğrenebilen, kendisini yenileyebilen, insan ilişkilerinde iyi, yazılı ve
sözlü iletişim kurabilen kütüphanecilerin halk kütüphanelerinde kullanıcıya hizmet vermesi
mecburi niteliktedir.
2014 yılına gelindiğinde masaüstü ya da belirli bir yere bağlı sabit bilgisayarlardan internete
erişenlerin oranı cep telefonundan, tabletten vs. erişenlerden daha aşağıya düşmüştür. O halde
halk kütüphanelerimiz, masa üstü görünüme uygun katalog ekranını geliştirerek standart ekran
görünümünü cep telefonlarından veya tabletlerden girilebilecek niteliğe dönüştürmek
durumundadır. Eskiden gezici kütüphane anlamına gelen m-libraries kavramı bugün gezgin
araçlarla (cep telefonları, tabletler) erişilebilen kütüphaneler anlamına gelmektedir.
Tüm bu değişim süreçlerine bakıldığında aslında fazla bir zaman almadığını görmekteyiz. İşte tüm
bu değişimler ve bu denli hızlı gerçekleşmiş oluşu başta söz ettiğimiz küreselleşme ile yakından
ilgili. Bugün artık insanların ilk baktığı kaynak en kolay erişebildikleri kaynak olmaktadır.
Dolayısıyla halk kütüphanelerimize ve meslek personellerine son derece önemli görevler
düşmektedir. “Düz dünya”ya kütüphanelerin hizmetlerini, kaynaklarını taşımaları gerekmektedir.
Katalogunuzun google ile taranma şansı kazandığını düşünürseniz, sadece bu uygulama bile
kütüphanenizdeki kaynakların görünürlüğü açısından müthiş bir önem taşımaktadır.
Bilgiye erişim imkanları artan kullanıcının talepkar kullanıcı olduğu gerçeğinden hareketle
kütüphanelerde çalışan kütüphanecilerin işi zorlaşmaktadır. Önceden belki sadece bir
kütüphanecinin yapabildiği atıf tarama eylemini bile artık birçok kullanıcı yapabilmektedir. O
anlamda seçici bilgi ihtiyacı ile gelen kullanıcının kütüphanemizde aradığı bilgiyi elde edene
kadar kendisine ayıracağımız zaman, yönlendirme hizmeti ve kurulacak insan ilişkilerinin
samimiyeti de gelişen teknoloji ile idamesi mümkün olmayan değerlerdir. İnsani faktörlerin
teknoloji desteği ile birleşip okuyucu memnuniyetinin sağlanması halk kütüphanelerimiz için
vazgeçilmez amaç olmalıdır.