1. Bir Alim – Fuat Sezgin
Bilim Tarihi Sohbetleri – Söyleşi: Sefer Turan
Hazırlayan: İbrahim Kürce
2. Tevellüt
24 Ekim 1924 tarihinde Bitlis doğmuştur.
30 Haziran 2018 tarihinde İstanbul’da vefat etmiştir.
94 yaşında vefat etmiştir.
Allah rahmet eylesin.
3. Üniversiteye Giriş
1943’te akrabalarından biri Edebiyat fakültesine götürüyor.
Fuat S. Hoca mühendis olmak istiyor. Bir Alman alimin
seminerine gidiyor ve onu dinliyor.
Adeta büyülenip, onun öğrencisi olmak istiyor.
Mühendislik kariyeri başlamadan bu şekilde bitiyor.
4. Üniversiteye Giriş
Hellmut Rither’in talebesi olmak istiyor ama herkes hocadan
kaçıyor, çok zor bir hocaymış.
Hocası soruyor, «ben zor bir hocayım, emin misin?» diye. Fuat
S. «evet eminim» diyor ve öğrencilik kariyeri başlıyor.
5. İlk Öğüt
Derse başlamasının 2.haftasında derse 3 dk. gecikmiş. Hocası
da bir daha olmasın Fuat demiş.
Bu söz üzerine 1943’ten beri sözünü tutma konusunda çok
hassas davranmaya başlıyor ve sadece 3 randevuya geciktiğini
ve hala bunun ızdırabını duyduğunu söylüyor.
6. Arapça Öğrenme
1943 yılında 2. Dünya Savaşı sırasında Almanlar, Bulgaristan’ı
işgal edince, Türkiye’de tüm üniversiteler tatil oluyor.
Hocası, Fuat S. hocanın Arapça öğrenmesi gerektiğini söylüyor
ve al sana fırsat diyor.
7. Arapça Öğrenme
Evde babasından kalma 30 ciltlik Taberi’nin tefsirini
Arapçasından okumaya başlıyor. Türkçe ile karşılaştırarak
okuyor.
Başta çok bir şey anlamıyor ama günde 17 saat çalışarak, 6 ay
sonunda tefsiri bitiriyor.
Sonlara doğru gazete gibi okumaya başlıyor.
8. Hocası şok!
Tatilin dönüşünde, hocası Gazali’nin İhya’sını Fuat S. hocanın
önüne koyuyor ve «Oku» diyor.
Fuat S. hoca gazete gibi okumaya başlayınca, hocası çok
şaşırıp, mutlu oluyor.
9. İlk İş
Daha önce Carl Brockelman tarafından yazılmış 2 cilt Arap
Edebiyat Tarihi kitabı var. Hocası bu kitapta çok eksik
olduğunu ve bunu birinin düzeltmesi gerektiğini söylüyor.
Fuat S., hocasının kendisini kastettiğini anlıyor ve düzeltme
işine girişiyor.
Bir süre sonra hataların çok olduğunu görüp, düzeltmenin çok
mümkün olmadığını düşünüyor.
10. İlk İş
Yeni baştan yazmaya karar veriyor.
1959 yılında bunu hocasına söylediğinde, hocası «Bunu
yapamazsın, bunu kimse yapamaz» diyor
Fuat S. hoca, «bunu yapacağım» deyip işe girişiyor. 1967
yılında 1. cildini çıkarıyor.
2007 yılına kadar 13. cildini çıkarmış oluyor. İslam Bilimler
Tarihi toplam 17 ciltten oluşmuş.
11. Darbe
1960’ın sonlarına doğru, gazete satan çocuklar bağırıyor; «
Yazıyor, yazıyor 147 profesörün üniversiteden atıldığı yazıyor
». İlk defa bu şekilde üniversiteden atıldığını öğreniyor.
1960 askeri darbesi sonrası, görevden uzaklaştırılan « 147’ler »
öğretim görevlilerinden biri de Fuat S. hoca oluyor
Enstitü yerine Süleymaniye kütüphanesine gidiyor. Değişik
yerdeki arkadaşlarına mektuplar yazıyor.
ABD ve Almanya’da ki üniversitelerden cevap geliyor.
12. Darbe
Kitaplarını yazarken belgelere yakın olmak için, İstanbul’dan ve
diğer Müslüman devletlerden uzaklaşmamak için Almanya’ya
Goethe üniversitesine giriyor.
Almanya’ya meğerse 6 aylığına çağrılmış, bunu sonradan
öğreniyor. «Allah ne derse o olur» diyor.
İş bulamazsam, gündüzleri inşaatta çalışıp, geceleri kitap
yazarım diye düşünüyor. Bunlara gerek kalmadan başka bir
arkadaşı üniversitede iş ayarlıyor.
13. Üniversite Hocalığı
Yazdığın kitap var mı diye soruyorlar, Fuat S. hoca var deyince,
getir kitabını deyip onun üzerinden doçentlik veriyorlar.
4 ay sonra da Profesör oluyor.
14. İslam Kültür Tarihi
Daha önce yazılmış Arap Edebiyat Tarihi kitabını Fuat S. hoca
tekrar yazmak istiyor.
UNESCO tarafından Hollandalı bir firmaya tekrardan yazma
işini veriyorlar. Fuat S. Hoca bu işi bir ekip değil, ben yaparım
diyor. Onlar bu işi Fuat S. hoca yapamaz diyorlar.
Tarihçi Bernard Lewis, bir gün Fuat S. hocaya diyor ki, « Bu işi
bir Türkün yapacağına inanmıyorlar ».
15. İslam Kültür Tarihi
Fuat S. Hoca bu arada kitabın 2. cildini neşrediyor
Komisyon hala, « gel beraber yapalım » filan diyor
Fuat S. Hoca « bundan sonra bu işi tek devam ettireceğim »
diyor
Türkçeye, İslam Bilimler Tarihi olarak çevriliyor
16. Enstitü
1982 yılında, Goethe Üniversitesi’nde Arap-İslam Bilimleri
Tarihi Enstitüsü kuruyor.
Enstitü kurulunca şöyle bir proje aklına geliyor.
Müslümanların daha önceki yüzyıllarda yapmış olduğu aletleri
tekrar günyüzüne çıkarmak.
20-30 tane alet yapayım düşüncesiyle yola çıkıp 800’den fazla
alet yapılıyor.
Enstitüde 1400 cilt kitap neşrediyor.
17. Çalışma Azmi
Röportaj yapıldığında, 82 yaşlarında bulunuyor.
Hocası, 13-14 saat çalıştığını öğrenince, yetmez deyip, 17 saat
çalışmasını tavsiye ediyor.
Hocası dermiş ki, benim hocam 24 saat çalışırdı. Hocası da 32
dil bilirmiş.
Ondan sonra 70 yaşına kadar günde 17 saat çalışıyor, daha
sonra ise tembellik edip(!) 12-14 saat arasında çalışma
başlıyor.
18. İstanbul’da Müze
İstanbul’da müze kurulma düşüncesi uzun zamandır var.
Amaç, kitaptan daha çok insanlara tesir edebilmek.
2008 yılında Müze kuruluyor. İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi
Müzesi, Gülhane parkı içinde bizleri bekliyor.
570 tane alet bulunuyor.
Fuat S. hocanın kendisin de şahit olduğu bir olayda, Berlin
Üniversitesi’nden bir hoca müzeyi gezince müzeye hayran
kalmış.
20. İstanbul’da Müze
Müzeyi gören Almanlar hep şu hazin soruyu soruyorlar, « Peki
Müslümanlar bilimde bu kadar ileri olduklarına göre neden
bugün bu kadar geriler? »
Müze kurarak, Müslümanların içinde bulunduğu « aşağılık
duygusu » kanserinden kurtarmayı amaçlıyor.
21. Müslümanların Bilim Aşkı
Wiedemann diye Alman bir alim var. 1917’de rektörlüğün açılış
töreninde, « Müslümanların Bilim Tarihi’ndeki Yeri » adlı bir
konferans düzenliyor.
Orda şu konuşmayı yapıyor, « Yunanlıları okuduğunuz zaman
onların aletlerinin nasıl ortaya çıktığını kolay kolay
anlayamazsınız. Fakat Müslümanlara gelince, onlar merhale
merhale aletin detayını verirler ve onların heyecanlarını,
duydukları sevinci bile hissedersiniz. »
22. Felsefesi
Fuat S. hocamız, «Bilimler tarihi insanlığın ortak malıdır» diye
düşünürdü.
Batı karşısında aşağılık kompleksinden kurtulmamız gerektiğini
sık sık vurgulardı ve Batı’da Müslümanların bilime katkılarını
kabul edip, üstünlük duygusundan uzaklaşmalıydı.
23. Yükseliş
Müslümanlar, 7. yy’dan itibaren bilimleri Yunanlılardan,
Hintlilerden aldılar ve onları hoca olarak kabul ettiler. Sonra
kendileri özgünlüğü yakaladı. Bu durum 850’li yıllardan 16. yy
sonlarına kadar devam etti.
FS Hoca’nın yükselişin faktörleri olarak şunları sayıyor,
İslam’ın ilk dönemlerinde Araplarda olan manevi uyanış havası
ve bilgi susamışlığı.
İslam dininin bilimleri engellemediği gibi teşvik etmesi.
24. Yükseliş
Emevi ve Abbasi hanedanlarının bilimleri birçok yönden
desteklemesi.
Fetihler sonrası diğer kültürlere iyi davranılması.
İlk zamanlardan itibaren çok verimli bir öğretmen-öğrenci
ilişkisi geliştirilmesi. Sadece kitaptan değil, doğrudan hocadan
dersler alınması.
Bilimlerle uğraşmak sadece din adamlarının imtiyazı altında
değildi, bu işler dünyevi bir anlayışla yapıldı.
25. Yükseliş
Daha Hicri 1.yy’da camilerde umuma açık ders faaliyetleri
başlamıştı. Bu büyük camiler Hicri 5.yy’da üniversitelerin
kurulmasının ön adımını oluşturdu.
Arapça’nın kolay ve hızlı yazılması, kitapların yayılmasını
kolaylaştırdı.
Yabancı terminolojilerin alınması ve benimsenmesi.
26. İslam Yüzünden mi Geri Kalındı?
Fuat S. hoca buna « kesinlikle hayır » diyor.
Fuat S.’nin arkadaşı da olan Franz Rosenthal’in dediği gibi, «
Eğer İslam dini, bilimi sadece bilim olarak, bilim aşkı olarak
himaye etmemiş olsaydı ve sadece onun faydası tarafı
bakımından bilimleri tutmuş olsaydı, bilimler bu kadar süratli
ve bu kadar geniş şekilde gerçekleşmezdi »
27. İlk Harita
9. yy’da Abbasi Halifesi Me’mun, bilim adamlarını toplayarak
enlem ve boylama dayanan ilk dünya haritasını yaptırıyor. Bu
harita biliniyordu ama kayıptı.
Fuat S. hoca 1983’te Topkapı Sarayı’nda bir tevafuk olarak
tekrar buluyor. O haritayı koca küre haline getirip, İstanbul’da
ki müzenin önüne koyduruyor.
28. Dil Öğrenmesi
Fuat S. hocanın kolay dil öğrenmesinde ki en büyük etken olarak,
babasından aldığı gramer derslerini söylüyor.
Türkler genel olarak grameri zayıf oldukları için dil öğrenmekte
zorlandıklarını söylüyor.
Bazı konularda okuma yapması gerekiyor, mesela Rusça okuduğunu
anlayacak kadar öğrenip yine işine devam ediyor.
Bir linguistik, ki onlar dil öğrenmekten zevk alırlar, yaklaşımından
ziyade işine yarayan dilleri öğreniyor. 27 civarında dil bildiği
söyleniyor.
29. Hadis Tezi
Hadis kitaplarının hep şifahi olarak kulaktan kulağa yoluyla
insanlığa ulaştığı zannedilir.
Fuat S. hoca ise ilk zamanlardan beri hadislerin yazılı olduğunu
ispatlıyor. Şimdiye kadar aksini ispatlayan kimse de çıkamıyor.
30. İlk Saat
Takiyuddin aslı Osmanlı Bilgini 1553 yılında dakikayı gösteren
ilk mekanik saati yapıyor.
Daha önce Yunanlarının tam saatleri gösteren saati var sadece.
32. Coğrafya
Sprenger adında Alman bir alim, Makdisi’nin çizdiği el yazma
kitabını Hindistan’da buluyor. Berlin’e getiriyor. Diğer nüsha
ise Ayasofya’da bulunuyor.
Kitabı okuduktan sonra 1870 yılında, « Makdisi beşeriyetin
tanıdığı en büyük coğrafyacıdır » diyor.
Dünya’da gerçeğe yakın ilk haritaları Müslümanlar çiziyor.
33. Coğrafya
Çizilen bu haritalardan birinin Kolomb’un eline geçtiği ve bu
vesileyle Amerika kıtasına ulaştığını tahmin ediyor
Müslümanlarda daha öncesinde defalarca Amerika kıtasına
gidiyorlar, bazılarında dönüş yapamıyorlar.
18. yy’a kadar sadece İspanya’nın coğrafyası var, diğer Avrupa
ülkelerindede coğrafya diye bir şey yok. Bunun sebebi de,
Emeviler sayesinde Müslümanlar ile olan etkileşimi.
34. Biruni İle İbn-i Sina
Biruni 27 yaşındayken ve İbn-i Sina 18 yaşındayken, yazılı
olarak şunu münakaşa ediyorlar, « Işığın sürati ölçüsüz müdür
yoksa ölçülebilir mi? »
İbn-i Sina’nın taşa dair bir kitabı 20. yy’a kadar, Aristo
tarafından yazıldığı zannediyordu.
Biruni ise 5bin km’lik yolu gezerek bölgelerin enlem ve
boylamını çıkarıyor.
36. Ne Yapmalıyız?
Öncelikle aşağılık duygusundan kurtulmalıyız.
Batılılar nasıl 10. yy’dan 17. yy’a kadar İslam bilimlerinden
buldukları bütün müspet bilimleri aldılarsa, biz de hiç
korkmadan Avrupalıların ulaştıkları bizde olmayan bütün
unsurları almak için yarış içine girmeliyiz.