3. İKLİMİN ETKİSİ
• Sıcaklık
• Yağış
• Rüzgar
YER ŞEKİLLERİNİN ETKİSİ
• Engebelilik
• Dağların uzanışı,
• Bakı, eğim
• Yükselti
TOPRAK FAKTÖRÜ
BEŞERÎ FAKTÖRLER
4. İKLİMİN ETKİSİ
• Yağışlı bölgelerde gür
bitki toplulukları
görülürken kurak
bölgelerde bitki örtüsü
seyrekleşir.
• Çöllerde ise çok kurakçıl
ve seyrek bazı otlara ve
çalılara rastlanır
5. İKLİMİN ETKİSİ
• Bitkilerin gelişebilmesi için yağışın yanında
belli bir sıcaklığa da ihtiyaç vardır.
SICAKLIK YAĞIŞ BİTKİ
6. İKLİMİN ETKİSİ
• Soğuk kutup bölgelerine ve dağların yüksek
kesimlerine doğru gidildikçe bitkiler cılızlaşır
ve nihayet ortadan kalkar.
7.
8. İKLİMİN ETKİSİ
• Oysa sıcak ve orta kuşakta yağışın yeterli
olduğu yerlerde bitki örtüsü büyük bir gelişme
gösterir.
10. YER ŞEKİLLERİNİN ETKİSİ
• Nemli rüzgârlara karşı olan yamaçlar fazla
yağış alır.
• Eğime bağlı olarak yamaçlardaki bitki örtüsü
diğer alanlara oranla daha gür ve çeşitlidir.
11. TOPRAK FAKTÖRÜ
• Bitkinin kökleriyle tutunduğu ve beslendiği yer topraktır.
• Bitkiler besinlerini topraktaki sudan alır.
• Toprak dokusu (sık veya gevşek oluşu) ve toprak yapısı
(kalkerli, killi, kumlu oluşu) bitki hayatı bakımından
önemlidir.
12. BEŞERÎ FAKTÖRLER
• Tarih boyunca insanlar aşağıdaki nedenlerle bitki
örtüsünü tahrip etmişlerdir:
• Savaşlar
• Tarım alanları açma
• Yakacak ihtiyacı
• Orman yangınları
• Hayvan otlatma
• Orman alanlarını imar
ve iskâna açma
• Yol yapımı
• Sanayileşme
15. AĞAÇ FORMASYONU
• Yağış, sıcaklık ve toprak şartlarının elverişli
yetişme devresinin uzun olduğu her yerde ağaç
yetişir.
AĞAÇ
TOPRAK
YAĞIŞ
SICAKLIK
16. AĞAÇ FORMASYONU
• Yağış azlığı ve yetersizliği, şiddetli buharlaşma
ağaç yetişmesine engel olur.
17. ÇALI FORMASYONU
• Ormanların yetişemediği ya da tahribi
sonucunda oluşan kısa boylu ağaççıkların
oluşturduğu topluluktur.
18. OT FORMASYONU
• Sıcaklık ve yağışın orman yetişmesine imkân
vermediği yerlerde, doğal çevredeki koşullara
bağlı olarak yetişen çeşitli otsu bitkilerin
oluşturduğu topluluktur.
19. Ekvatoral Yağmur Ormanları
• Çok sık oldukları için balta
girmemiş ormanlar olarak
da adlandırılır.
• Bu ormanların görüldüğü
yerler her mevsim yağışlı
olup yıllık yağış miktarı
2000 mm'nin üzerindedir.
• Bitkiler, yıl boyunca yeşil
kalırlar.
• Bitki türleri bakımından
çok zengin olan ormanda
ağaçların boyu 50-60
metreyi bulmaktadır.
20.
21.
22. Amazon Havzası, Afrika’da Senegal’den Gine
Körfezi’ne kadar olan saha ile Kongo Havzası,
Güneydoğu Asya adaları
23.
24. Muson Ormanları
• Yıllık yağış miktarı 2000 mm
civarındadır.
• Yağışların % 85‘i yazın
görüldüğünden yaz
aylarında yeşillenen bu
ormanlar, kışın yapraklarını
döken ağaçlardan oluşur.
• Çok sık ve gür oluşları
bakımından ekvatoral
yağmur ormanlarına
benzerlik gösterir.
• Buna karşılık türce fakir
olmalarıyla onlardan ayrılır.
• Tipik ağacı teak ağacıdır.
27. Orta Kuşağın Karma Ormanları
• Orta kuşağın okyanusal
iklim bölgelerinde görülen
bu ormanlar, geniş yapraklı
ve iğne yapraklı ağaçlardan
meydana gelir.
• Bu ormanların görüldüğü
yerler her mevsim yağışlı
olup yıllık yağış miktarı 1000
mm'nin üzerindedir.
• Bu ormanları oluşturan
ağaçlar türce çok zengin
olmadıkları gibi boyları da
ekvatoral yağmur veya
muson orman ağaçları
kadar fazla değildir.
30. Tayga Ormanları
• Sert karasal iklimin nemli
alanlarında (60 enlemi
çevresinde) görülen bu
ormanlar, sıcaklığın düşük
olmasından dolayı iğne
yapraklı ağaçlardan
oluşur.
• Bu ormanların görüldüğü
yerlere en fazla yağış
yazın, en az yağış kışın
düşmektedir. Yıllık yağış
miktarı 500 mm
civarındadır.
33. Maki
• Bodur ağaçlardan ve
çalılardan (yabani zeytin,
defne, kocayemiş, mersin,
keçiboynuzu, zakkum,
süpürge çalısı, kermes
meşesi) oluşan makiler
Akdeniz ikliminin bitki
örtüsüdür.
• Daima yeşil yapraklı olan
makiler kuraklığa
dayanıklı oldukları hâlde
soğuğa karşı fazla
dayanıklı değildir.
34. Akdeniz Ülkeleri, G. Afrika’da Kap, Orta Şili,
Avustralya’nın güneybatısı, Kaliforniya Çevresi
37. Savan
• Tropikal iklim bölgelerinde
görülen uzun boylu ot
topluluklarıdır.
• Savanlar içerisinde kurakçıl
nitelikte tek tek ağaçlara
veya ağaç kümelerine de
rastlanır.
• Bu alanlarda Yazlar yağışlı,
kışlar kurak geçmektedir.
• Ortalama yıllık yağış miktarı
1500 mm civarındadır.
• Yaz yağışlarına bağlı olarak
yeşeren bu otlar, kış
mevsiminin kurak
geçmesinden dolayı sararır.
40. Bozkır (Step)
• Orta kuşağın yarı kurak iklim
bölgelerinde görülen seyrek ve
cılız ot topluluklarıdır.
• Yıllık yağış miktarı 250-400
mm arasındadır.
• İlkbahar yağışlarına bağlı
olarak yeşeren bu otlar yaz
kuraklığından dolayı sararır.
• Step bölgesinin esas bitkisini;
kökleri derine inmiş kurakçıl
otlar oluşturmaktadır.
• Bunların başlıcaları yavşan otu,
üzerlik otu, geven, yumak,
çoban yastığı, kekik, adaçayı ve
sığır kuyruğudur.
41.
42. Orta Asya, Orta Avrupa, Kuzey ve Güney
Amerika’nın iç kesimleri
43. Çayır
• Orta kuşak karasal
ikliminin yarı nemli
sahalarında veya yüksek
dağlarda görülen ve yaz
boyu yeşil kalan,
bozkırlardan daha gür ot
topluluklarıdır.
• Yazların serin ve yağışlı
geçmesi, çayırların yeşil
kalmasını sağlamaktadır.
• Orman üst sınırından
sonra yetişen çayırlara,
dağ çayırları (alpin
çayırları) da
denilmektedir.
46. Tundra
• Tundra iklim bölgesinde
görülen soğuğa dayanıklı
otsu bitki topluluklarıdır.
• Bunlar kısa ve serin geçen
yaz döneminde yeşerirler.
• Tundra alanlarında yıllık
yağış miktarı 200-250 mm
dolayındadır.
• Sıcaklık yetersiz
olduğundan ağaçlara
rastlanmamaktadır.
49. Çöl Bitkileri
• Geniş kum örtüleri veya
kayalıklardan oluşan bu
bölgelerde yıllık yağış
miktarı 200 mm'nin
altındadır.
• Çok seyrek olarak
dağılmış bulunan kurakçıl
otlar, çalılar ve kaktüsler
en yaygın bitki türleridir.
• Ayrıca yer yer hurma ve
palmiye ağaçlarından
oluşan vahalar da yer
almaktadır.
50. Dönenceler Çevresi(B. Sahra, Atakama, Patagonya,
Namib, Kalahari, Viktorya)
Karaların Denizden Uzak İç kesimleri(Gobi, Taklamakan,
Kızılkum)
56. TEMA
• TEMA(Türkiye Erozyonla Mücadele
Ağaçlandırma Ve Doğal Varlıkları Koruma
Vakfı) 11 eylül 1992’de kuruldu. Çevreci
vakıftır.
57. Vakfın Amacı
Vakfın amacı; Erozyonla mücadele, ağaçlandırma ve
doğal varlıkları korumaktır. Ülkemizin geleceğini
tehdit eden erozyon ve çölleşme tehlikesine karşın
toplumsal duyarlılığı arttırmak ve bu mücadelenin
devlet politikası haline getirmeyi sağlamak için
kuruldu.