SlideShare a Scribd company logo
1 of 38
1
TC.
GEDĠK ÜNĠVERSĠTESĠ
GEDĠK MESLEK YÜKSEKOLULU
TURĠZM VE OTEL ĠġLETMECĠLĠĞĠ
AVRUPA BĠRLĠĞĠ’NDE TURĠST HAKLARI
BĠTĠRME PROJESĠ
HAZIRLAYAN
11112315 MELĠSA ESKĠNAZĠ
DANIġMAN
Öğr. Gör. Derya Baykal
2013/ĠSTANBUL
2
TC.
GEDĠK ÜNĠVERSĠTESĠ
GEDĠK MESLEK YÜKSEKOLULU
TURĠZM VE OTEL ĠġLETMECĠLĠĞĠ
AVRUPA BĠRLĠĞĠ’NDE TURĠST HAKLARI
BĠTĠRME PROJESĠ
HAZIRLAYAN
11112315 MELĠSA ESKĠNAZĠ
JÜRĠ ÜYELERĠ
……………… .………………. ………….......
2013/ĠSTANBUL
3
ÖNSÖZ
Öncelikle DanıĢman Hocam Derya BAYKAL‟a sonsuz teĢekkür eder, öğrenim tecrübesi ile
tez kaynaklarını oluĢturmama olanak tanıyan Değerli Hocama müteĢekkür olduğumu
belirtmek isterim.
Mezun olduğum zaman sizi bir fotoğraf karesinde görmeyi arzu ederim.
Melisa ESKİNAZİ
4
KISALTMALAR LĠSTESĠ
FNPAT ( Turist Kabul Eden Ülkeler Ulusal Federasyonu )
FNOTSI ( Turizm Büroları Ulusal Federasyonu )
FNCDT ( Turizm Bölgesel Komiteleri Ulusal Federasyonu )
FNSRC ( BoĢ Zaman Rezervasyon Hizmetleri Ulusal Federasyonu )
AB ( Avrupa Birliği )
WTO ( Dünya Turizm Örgütü )
RASFF ( Gıda ve Yem için Hızlı Alarm Sistemi )
ISO ( Kalite Yönetim Sistemi )
EEA ( European Economic Area )
IUCN ( Uluslarararası Doğal Kaynakları Koruma Birliği )
TUYED ( Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği - Yönetim )
5
ĠÇĠNDEKĠLER
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
AVRUPA BĠRLĠĞĠ‟NDE TURĠST HAKLARI
I. AB‟DE TURĠZM SÜRDÜRÜLEBĠLĠRLĠĞĠ……………………………………………6
I.1.TÜRKĠYE ĠLE AVRUPA UYGULAMALARI ARASINDAKĠ
FARKLILIKLAR…………………………………………………………………………..7
I.2.TURĠZM EĞĠTĠMĠ………………………………………………………………….....9
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
ÜÇÜNCÜ DÜNYA ĠLKELERĠ VE DĠĞER ÜLKELERDE TURĠZMĠN TANITILMASI
II.1. ABD‟DE TUR OPERATÖRLÜĞÜ KAVRAMI……………………………………11
II.2. TURĠST HAKLARI ĠLE ĠLGĠLĠ KOMĠSYON KARARLARI……………………..12
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
AVRUPA BĠRLĠĞĠ VE TURĠZM
III. AVRUPA BĠRLĠĞĠ VE TÜRKĠYE ĠÇĠN TURĠZM ÖNEMĠ………………………..14
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
4.1. AVRUPA BĠRLĠĞĠ‟NDE TURĠST HAKLARI…………………………………….16
4.2. TÜRKĠYE‟DE TURĠST HAKLARI………………………………………………...20
BEġĠNCĠ BÖLÜM
5. BÖLGESEL KALKINMADA TURĠZM SEKTÖRÜNÜN YERĠ VE ÖNEMĠ……….24
ALTINCI BÖLÜM
6. LÜKS TURĠZMĠ……………………………………………………………………….26
YEDĠNCĠ BÖLÜM
7. TURĠZM VE SÜRDÜRÜLEBĠLĠRLĠK……………………………………………….27
KAYNAKÇA……………………………………………………………………………..31
ÖZGEÇMĠġ……………………………………………………………………………....32
6
AB’de Turizmin Sürdürülebilirliği
1997 yılından bu yana, turizmin istihdam ve geliĢmeye olan olumlu etkisi AB tarafından
kabul gören bir gerçek. KüreselleĢme, demografik değiĢiklikler ve ulaĢtırmadaki geliĢmeler,
turizm endüstrisindeki hızlı büyümenin ana nedenlerinden. Ġlgi çeken mekanları ve kaliteli
turizm hizmetleriyle Avrupa, turizm açısından önemli bir merkez konumunda.
Turizm, Avrupa‟da birçok bölgenin geliĢimi açısından da önemli bir role sahip. Turizm
amacıyla yapılan altyapı çalıĢmaları yeni iĢ alanlarının yaratılmasıyla yerel geliĢime katkı
sağlamakta. Avrupa Birliği açısından en önemli konu, sürdürülebilir bir turizm servisi
vermek.
Her ne kadar, Avrupa turistlerin en çok ziyaret ettiği bölgelerden biri olsa da tüm dünyada
turist sirkülasyonu artıĢ hızı giderek azalmakta. Yeni destinasyonların ortaya çıkması ve
geliĢmesi, yenilikçi ürünler ve servislerin sunulması AB içindeki rekabeti de artırmakta.
Uluslararası Standardizasyon Örgütü, turizm ve benzeri servislerdeki, satıcı ve tüketicilerin
bilinçli kararlar almaları adına bir takım standartlar belirlenmesi kararı almıĢtı. Ancak Avrupa
Birliği Turizm Acentaları Birliği ISO‟nun projesine destek vermedi. Gerekçe olarak, turizm
konusunun birden fazla sektörü etkilediği, AB üyesi ülkeler içinde konuya iliĢkin çok farklı
prosedürlerin iĢlendiği, iklim, coğrafya, kültür vb. bir dizi farklılığın uyum çalıĢmalarında
maddi ve manevi bir dizi kayba neden olacağı bildirildi.
Komisyon tarafından 2003 yılında yayımlanan, “Avrupa turizminin sürdürülebilirliği için
temel uyum prensipleri” baĢlıklı raporda, turizmi ve geliĢmesini etkileyen Topluluk
politikalarının ve düzenlemelerinin uyumu ve birbiriyle tutarlılığı ile rekabetin artırılması
gerekliliği üzerine yoğunlaĢılıyor. Ayrıca turizmde pay sahibi olan herkes arasında daha yakın
iĢbirliği kurulması, turizmde değiĢen ve geliĢen Ģartlarla baĢ edebilmek için büyük önem
taĢıyor.
Demografik yapıdaki değiĢim, dıĢ rekabet gibi engeller, sürdürülebilirlik ve turizm için
spesifik normların belirlenmesi ihtiyacını doğurdu. Avrupa Komisyonu, 2006 yılında, Avrupa
turizminin rekabet imkanını geliĢtirmek ve daha iyi, yaratıcı iĢ alanları yaratarak hem Avrupa
hem de dünya turizminde sürdürülebilir bir geliĢme sağlamak amacıyla bir Avrupa Turizm
Politikası sundu. Metinde göze çarpan 3 ana öncelik alanı var:
1- Daha iyi düzenlemeler benimseyerek, politikalar arası koordinasyonu sağlayarak ve
Avrupa Birliği‟nden gerekli finansal yardım alınarak turizmi etkileyen önlemleri belirlemek.
2- Turizmde sürdürülebilirliği teĢvik etmek.
3- Turizm alanlarını geniĢletip, görünürlüklerini artırmak.
7
Türkiye Ġle Avrupa Uygulamaları Arasındaki Farklılıklar
Türkiye‟ de iç turizm henüz yeterli düzeyde geliĢmemiĢ iken, Avrupa‟ da “Herkes için
Turizm” prensibi benimsenmiĢ durumda.
Avrupa genelinde iç turizm pazarına bakıldığında, insanların modern turizm aktiviteleri
kapsamında seyahat ettikleri, konaklama tesislerini tercihi ettikleri ve çeĢitli pazarlama
çalıĢmalarından etkilendikleri izleniyor. Türkiye‟de ise insanlar kendi kültürlerinden
kaynaklanan farklı turizm aktivitelerinin içerisinde ve farklı beklentilerle seyahat
edebiliyorlar.
Yılda 75 milyon kiĢi ile dünyanın en çok ziyaretçi çeken ülkesi Fransa‟da seyahat pazarının
yüzde 65‟i, yurtdıĢına en çok turist gönderen Almanya‟da ise yüzde 47‟si iç pazara ait.
Ġtalya‟da ise her yıl seyahate çıkan 45-50 milyon kiĢinin yüzde 75‟i yurtiçi seyahatleri tercih
ediyor. Toplamda turizm hareketlerinden elde edilen 58 milyar Euro‟luk cironun yüzde 65‟ini
iç pazar oluĢturuyor.
Ġç pazarın geliĢimine yönelik, sosyal turizme iliĢkin alınan tedbirlerin yanında, AB içi turizmi
teĢvik etmek amacıyla sunulan bir ihtiyaç kredisi sistemi mevcut.
Ġspanya‟da son yıllarda dıĢ turizmde yaĢanan durgunluk, iç pazarın canlı olması sayesinde
fazla paniğe yol açmadı. 2006 yılında Ġspanyolların yaptığı toplam 166,3 milyon seyahatin
sadece 10.7 milyonu yurtdıĢına gerçekleĢti. Ġspanya‟da iç turizmi en olumlu etkileyen
unsurların baĢında ucuz havayolu Ģirketleri geliyor. Bu Ģirketler petrol fiyatlarından ciddi bir
Ģekilde etkilenseler de, düĢük fiyat politikalarını koruyorlar. Bunun yanı sıra, büyük havayolu
Ģirketlerinin uçmadığı destinasyonlara uçarak, yerli turistin ilgisini çekebiliyorlar.
Fransızların ise yüzde 90.6‟sı tatil için kendi ülkelerini seçiyor. Fransa‟da turizm
ekonomisinin üçte ikisini iç turizm oluĢturuyor. Okul tatillerinin sene içinde farklı tarihlere
bölünmesi, ulaĢım ücretlerinin azaltılması iç turizmi destekleyen unsurlardan bazıları.
Fransa‟da gündemde olan bir diğer uygulama otellerin yerli turistlere daha “dostça” ve daha
esnek bir tavır sergilemesi. Bu kapsamda “yatak+kahvaltı” ücretleri, yerli turistin
karĢılayabileceği boyutlara çekiliyor. Bir diğer uygulama ise seyahat rezervasyon bilgilerinin
standart bir hale getirilmesi. Bu sayede seyahat acentaları arasında bilgi paylaĢımı
kolaylaĢırken, yerli turistin internet üzerinden rezervasyon yapması, seyahat programlarını
oluĢturması kolaylaĢıyor. XFT formatında uygulanan bu sistem, herhangi bir standartlık
sertifikasına sahip olmasa da, geniĢ bir kullanım alanına sahip.
Ġtalya‟da iç turizmin geliĢmesini tetikleyen en önemli uygulamalardan biri Pazar
segmentasyonu. Üniversite mezunu gençlere, ailelere, emeklilere yönelik farklı seyahat
programları hazırlanıyor. Bu programlarda, yerli turistlerin gelir düzeyleri ve tercih
edebilecekleri destinasyonlar dikkate alınıyor.
Bu arada Avustralya‟nın baĢlattığı ve ülke içi turizmi canlandırmayı hedefleyen „Ayrılmayana
Hayat Yok‟ Kampanyası, AB içinde de ilgi gördü. Avustralya hükümeti turizmi ve ekonomiyi
canlandırmak için ülkedeki 11 milyon iĢçiden tatile çıkmalarını istedi. Avustralya Turizm
Bakanı Martin Ferguson hükümetin, iĢçiler için ayrılan ve toplam 121 milyon iĢ gününü bulan
tatil ödeneğini serbest bırakarak, iĢçilerin 31 milyar Avustralya doları (yaklaĢık 31 milyar 214
milyon YTL) bulan tatil ödeneği ile turizm sektörünü canlandırmak istediklerini belirtmiĢti.
8
AB‟de iç turizm dıĢ turizmin alternatifi değil, bütünleyeni
Türkiye‟de ise iç turizmin yaygınlaĢtırılmasına yönelik çabaların özellikle kriz dönemlerinde
yoğunlaĢtığı izleniyor ve bu dönemde iç turizm dıĢ turizme alternatif olarak değerlendiriliyor.
Oysa AB ülkelerinde durum tamamen farklı. Ġç turizm, dıĢ turizmin alternatifi olarak değil,
bütünleyeni olarak değerlendiriliyor. Ġç turizm, ülke vatandaĢlarının da turizme katılım
haklarının olduğu ve turizmin bir bütünlük taĢıdığı gerçeğinden yola çıkan bir politikayla ele
alınıyor. Bu nedenle ülkemizde turizme yönelik yaygın eğitim politikalarını yalnızca merkezi
yönetimlerce değil, aynı zamanda yerel ölçekte de iç turizmin teĢvik edilecek biçime
dönüĢtürülmesi vurgulanması gerekli bir husus olarak görülüyor. Fakat iç turizme
katılacakların ekonomik durumları da dikkate alındığında, Türkiye turizminde bir sosyal
turizm politikası da oluĢturularak entegre bir program dahilinde yürütülmesi sağlıklı bir
yaklaĢım olarak değerlendiriliyor.
TUYED BaĢkanı Kerem Köfteoğlu, “Sektör temsilcileri de kriz dönemlerinde iç turizme
sarılıyor. Tüm olumsuzluklara rağmen, erken rezervasyon ve iç turizme yönelik kampanyalar
önemli bir rol oynayacak” diyor. Türkiye‟de iç turizm konusunda sağlıklı veri bulunmadığına
iĢaret eden Köfteoğlu, Turizm Bakanlığı‟nın 1997 yılında iç turizm hakkında yaptığı kapsamlı
araĢtırmayı bir daha yenilemediğine dikkat çekiyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı‟nın 2006 Konaklama Ġstatistikleri‟ne göre, Kültür ve Turizm
Bakanlığı‟ndan iĢletme belgesi almıĢ iĢletmelerde konaklayan yerli turistlerin sayısı bir
önceki yıla oranla yüzde 10.6 artıĢla 11 milyon 570 bine ve yaptıkları geceleme sayısı yüzde
14.3 artıĢla 20 milyon 502 bine ulaĢmıĢ durumda. 2007 yılına ait kesin veriler olmamasına
rağmen, sektör temsilcileri 2007 yılında iç turizm pazarının kiĢi sayısı bazında yüzde 15 ile 20
civarında bir büyüme gerçekleĢtirdiğini belirtiyorlar.
9
Turizm Eğitimi
AB, turizm eğitimi konusuna da, turizm arzının niteliğinin yükseltilmesi bakımından büyük
önem veriyor. Ġç pazar çerçevesinde, tüm meslek dallarındaki diplomaların karĢılıklı
tanınması konusunda tedbirler almaya çalıĢıyor. Ayrıca, turizm eğitiminde, turizmin ihtiyaç
duyduğu alanlarda personel yetiĢtirilebilmesi için, mesleki profillerin belirlenmesi yönünde
çalıĢmalar yapıyor. Lisansüstü turizm eğitimini teĢvik edici burs sistemleri geliĢtiriyor.
Türkiye‟de turizmde yaygın eğitim uygulamalarına yönelik olumlu çalıĢmalar olsa da,
bunların yeterli olduğunu söylemek güç. AB örneği dikkate alındığında, toplumda turizm
bilincinin geliĢtirilmesinde ve etkinleĢtirilmesinde merkezi yönetim kadar, yerel yönetimlere
de sorumluluk düĢtüğü izleniyor. Bu bağlamda Türkiye‟de yaygın eğitim politikalarının
merkezi yönetimlerce odaklandığı gözlenirken, Fransa‟da turizm örgütlenmesi ile buna bağlı
yaygın eğitim aktivitelerinin üç eksende gerçekleĢtiği görülüyor. Bunlar Bakanlık, Sektörel
Komiteler ve Bölgesel Turizm Komiteleri olarak sayılabilir. Bu organizasyonlar bir yandan
halkın turiste karĢı bilinçlendirilmesini sağlarken, diğer yandan da toplumun boĢ zamanlarını
değerlendirmede turizmin önemini kamuoyuna vurgulamakla görevliler. Bunlar dıĢında halkın
iç turizme daha etkin bir Ģekilde katılmalarını sağlamak ve boĢ zamanlarını zevk ve
tercihlerine uygun turizm aktiviteleriyle değerlendirebilmeleri için değiĢik kuruluĢlar da
hayata geçirilmiĢ durumda. (Sürekli eğitim ve öğretim oluĢumları, Aktif Eğitim
Yöntemleriyle Antrenman Merkezleri, Turist Kabul Eden Ülkeler Ulusal Federasyonu:
FNPAT, Turizm Büroları Ulusal Federasyonu:FNOTSI, Turizm Bölgesel Komiteleri Ulusal
Federasyonu:FNCDT, BoĢ Zaman rezervasyon Hizmetleri Ulusal Federasyonu:FNSRC
bunlardan bazıları.)
10
-Tatil Çeki: 1982 yılında kurulan bu sistem, dar gelirli olan ücretlilere Ulusal Tatil Çeki
Ajansı tarafından turistik seyahat yapabilme ve bir takım kültürel faaliyetlere ve eğlencelere
katılabilme olanağı sağlıyor. Tatil çeki, ücretliler tarafından değerinin çok altında bir değer
karĢılığı satın alınıyor ve otel, restoran gibi birçok turistik tesiste geçerli oluyor. Tatil
çeklerinden faydalanabilmek için, bir çalıĢanın maaĢının 22-793 Euro arasında olması
gerekiyor. ġirketler bu çeklerden kendi çalıĢanları için de faydalanabiliyorlar. Bu durumda
Ģirketlerin maddi katılımı yüzde 20 ila 80 arasında değiĢiyor. Tatil çekleri verildikleri tarihten
itibaren iki yıl geçerli oluyor ve ulaĢım, havuz, kayak okulu, tiyatro, müze, otel, tatil köyleri,
gençlik kampları gibi çok farklı alanlarda kullanılabiliyor.
- Tatil dayanıĢma borsası : Tatil dayanıĢma borsası, dıĢlanmalara karĢı mücadele ve önlem
kanunu çerçevesinde 1999 yılında kuruldu. Borsa, özel turizm iĢletmelerini, sosyal ve ortaklı
turizm derneklerini ve iĢletme komitelerini, kamu taĢımacılık iĢletmelerini, yerel ve ülke
çapında toplulukları ve nihayet Ulusal Tatil Çeki Ajansını bir araya getiriyor. Gençlik, Spor
ve Sosyal ĠĢlerden sorumlu Bakanlıklar bu giriĢime ortaklar. Ġlke olarak, sosyal güçlük içinde
bulunan ailelerin yararlanmaları için yardım derneklerine, iĢsizlik komitelerine veya belediye
sosyal faaliyet merkezlerine düĢük maliyetli konaklama olanakları sunuluyor.
- Malvarlığı planı: 1990 yılında baĢlatılan bu program, yatırım yardımları sayesinde gelir
amacı gütmeyen kurumlar tarafından yönetilen tatil köyleri ve aile evlerinin yenilenmesine
olanak sağlıyor. Malvarlığı planı, turistik arzın, kalite/fiyat oranı açısından elveriĢli ve daha
dengeli bir dağılıma ulaĢmasını hedefliyor.
- Engellilerin ağırlanması: Her yıl engelli vatandaĢların ağırlanmasına yönelik bir kampanya
düzenleniyor.
- YaĢlılar için Tatil programı: 2007 yılından bu yana ANCV tarafından gerçekleĢtirilen ve
Devlet Turizm Sekreterliği‟nin de destek verdiği bu programa, aynı zamanda turizm
sektöründe faaliyet gösteren profesyoneller de katılıyor. YaĢlıların, turizm haklarından
faydalanmalarını amaçlayan bu program, aynı zamanda iç turizm pazarının da Avrupa‟da
oldukça büyük bir yüzdeye sahip olan yaĢlı nüfus potansiyelinden faydalanmasını sağlıyor.
ANCV tarafından yapılan bir araĢtırma Fransa‟da 65 yaĢ üzerindeki toplumun yüzde 45‟inin
seyahat etmediğini gösteriyor. 25-64 yaĢ arasındakilerin seyahat oranı ise yüzde 31. Oysa
2008 yılında ANCV tarafından gerçekleĢtirilen yaĢlılar tatil programına toplamda 3 bin 63
kiĢi katılmıĢ. Katılımcıların yaĢ ortalaması ise 72. ANCV 2009 yılı için 100 bin kiĢinin bu
programa katılması için gerekli Ģartları gerçekleĢtirmiĢ durumda. Yerel yönetimler, emeklilik
kurumları, sosyal organizasyonlar, emekli sandıkları da bu programlar kapsamında rol
üstleniyor. Tatil destinasyonları, mekanları bu iĢbirliği kapsamında belirleniyor. Programdan
yararlanabilmek için 60 yaĢın üzerinde olmak; emekli ve iĢsiz olmak; Fransa‟da yaĢamak
gerekiyor. ANCV‟den sağlanan yardım tatil masraflarının yarısını kapsıyor.
Tatil köyü yöneticileri ise bu programlardan büyük bir memnuniyet duyduklarını dile
getiriyorlar. Bu sayede eylül ortasından ekim sonuna kadar normalde boĢ olacak odalar
tamamen doluyor ve kasım ortasına kadar personelin tamamı çalıĢmaya devam edebiliyor.
11
Üçüncü Dünya Ülkeleri ve Diğer Ülkelerde Turizmin Tanıtılması
Üçüncü dünya ülkelerinde turizmin tanıtılması ve uzak ülkelerdeki turistler için çekici turizm
destinasyonları yaratmak "Green Paper" da yer alan amaçlardan biri olmuĢtur. Özellikle 1995
yılında Avrupa'daki cazibe alanlarının turiste tanıtlını amacıyla Amerika'da tanıtım faaliyetleri
baĢlatılmıĢtır.
AB’DE TUR OPERATÖRLÜĞÜ KAVRAMI
En büyük turizm pazarını oluĢturan AB, üye ülkeleri ve konumu ile turist hakları konusunda
da öncü bir rol üstlenerek, uygulamaları hayata geçirmeye çalıĢmaktadır. Bu bağlamda,
AB‟nin tüketici politikası iyi bir örnek teĢkil etmekte ve turizm sektörünü de yakından
ilgilendirmektedir. AB, üye ülkeler arasında seyahati teĢvik etmekte ve turizm alanında
hizmet veren kamu ve özel kuruluĢların sundukları mal ve hizmetleri iyileĢtirmeleri ve turist
haklarına gereken önemi vermeleri için yoğun bilgilendirme çalıĢmaları yapmaktadır.
Avrupa Birliği‟nin temelini oluĢturan Roma AntlaĢması‟nın baĢlangıç bölümünde topluluğu
oluĢturan halkların yaĢam ve çalıĢma Ģartlarının sürekli olarak geliĢtirilmesinin topluluğun
temel amaçlarından biri olarak kabul edilmiĢ olduğu belirtilmektedir. Bu konunun birincil
mevzuat olarak nitelenen antlaĢma metinlerine girmesi ise 1 Kasım 1993 tarihinde yürürlüğe
konulan “Maastrich AntlaĢması” ile olmuĢtur. Maastrich AntlaĢması‟nın üçüncü maddesi
tüketicinin korunmasının güçlendirilmesi hususunu ele almıĢ ve antlaĢmaya eklenen 129 (a)
maddesi ile “tüketicinin sağlığını, güvenliğini ve ekonomik çıkarlarını korumak ve uygun
Ģekilde bilgilendirilmelerini sağlamak amacıyla üye devletlerin sürdürdükleri politikaları
destekleyen ve tamamlayan özel faaliyetler yoluyla tüketicilerin ileri düzeyde korunmalarının
gerçekleĢtirilmesine katkıda bulunacağı” ifade edilmiĢtir.
Tüketicinin korunması ile ilgili hükümlerin çok yakın geçmiĢte antlaĢma maddeleri arasına
alınmasına rağmen, tüketicilerin ilgili topluluk politikasının baĢlangıç noktasını 19-21 Ekim
1972 tarihinde yapılan “Paris Zirvesi” oluĢturmaktadır. Bu zirvede alınan kararlara
dayanılarak, 1975 yılında Konsey tarafından tüketicinin korunması ve bilgilendirilmesi
politikası ile ilgili olarak Avrupa topluluğunun ön Programı kabul edilmiĢtir.
Topluluğa üye ülkelerdeki farklı standartlar nedeniyle bir diğer ülkede sunulan turizm
hizmetinden yararlanmak isteyen tüketicinin Avrupa çapında geçerli olan asgari tüketici
koruma standartlarına güvenebilmesi AB Komisyonunun baĢlıca hedeflerinden biridir.
12
Turist Hakları Ġle Ġlgili Komisyon Kararları
AB tarafından doğrudan Turist Hakları ile ilgili Komisyon kararları bulunuyor. Bunlar söyle
özetlenebilir:
Tüketicinin Bilgilendirilmesi ve Eğitimi: AB, çıkarmıĢ olduğu paket seyahat yönergesi
ile ilgili koĢulları tüketicilere duyurmak için bilgilendirme kampanyası yürütmüĢ ve tüketici
rehberi dağıtmıĢtır.
Otellerde Yangın Güvenliği (Konsey Karar No:86/666/EEC): Konseyin sunmuĢ olduğu
öneriler, bir otelde yangın güvenliği konusuyla ilgili tüm ayrıntıları içermekte olup ekinde,
yangı çıkıĢları, yapı özellikleri, dekorasyon ve kaplama malzemesi, aydınlatma, ısıtma,
havalandırma sistemi, yangınla mücadele, alarm ve uyarı cihazları güvenlik önlemleri
baslıklarını içeren teknik yönetmelik de yer almaktadır.
Tüketici Mallarında Garantiler (Konsey Karar No:1999/44/EC): Garanti, garanti
bildiriminde veya ortak reklâmda belirlenen Ģartların karĢılanmaması halinde, ücretin geri
ödenmesi veya değiĢtirilmesini, ek ücret olmaksızın herhangi bir Ģekilde malın yenilenmesi
olarak tanımlanabilir.
Engelli KiĢilerin Turizm Faaliyetlerinden Yararlanması: AB, engelli kiĢiler için turizm
alanında da fırsat eĢitliği yaratmak ve bu kiĢilerin topluma entegrasyon sürecini hızlandırmak
için baĢlıca engel tiplerine göre turizm iĢletmelerinin gerek personel ve gerekse teknik
düzenlemeleri nasıl yapması gerektiğine iliĢkin bir el kitabı yayınlamıĢtır. Satıcı satıĢ
kontratıyla uyum içinde malları tüketiciye sunmalı ve malın sunulmasında uygunlukta bir
eksiklik olması halinde bundan sorumlu olmalıdır. Garanti, malın sunulmasından itibaren en
az iki yıl süreli olmalıdır. Malın uygunsuz olması halinde tüketicinin dört seçeneği vardır.
Bunlar, malın temini, malın değiĢtirilmesi, fiyatın indirilmesi, satıĢ sözleĢmesinin feshi olarak
sıralanabilir.
Paket Tur Yönergesi (Konsey Karar No:90/314/EEC): Avrupa‟da tüketici korumasına
yönelik olarak, seyahat sözleĢmelerinin düzenlenmesi çalıĢmaları 1970‟de (Brüksel
AntlaĢması) baĢlamıĢ ancak sadece Ġtalya ve Belçika tarafından kabul edilmiĢtir. 1990 yılında
paket turlarla ilgili konsey direktifi çıkartılmıĢ ve bu direktife göre üye ülkeler mevzuatlarında
düzenleme yapmak zorunda kalmıĢlardır. Paket tur yönergesinde temel olarak; BroĢürlerde
yanlıĢ bilgilendirme ve aldatıcı bilgi olmaması; broĢürlerin içermesi gereken temel bilgiler
(ulaĢım araçları ve özellikleri, gidilecek yerler ve uzaklıkları, ülke hakkında bilgi ve
formaliteleri, ücret ödeme Ģekilleri, turun gerçekleĢmesi için gereken asgari kiĢi sayısı, tur
iptali, belirlenen fiyatların değiĢtirilemeyeceği gibi tüketicilerin ekonomik çıkarlarını
koruyucu düzenlemeler) belirtilmiĢtir.
AB tüketiciyi koruma kuralları ticari uygulamalarını kapsamaktadır. Tüketici politikasının
içeriği kadar üye ülkeler tarafından uyum içerisinde uygulanması önem taĢımaktadır. AB
komisyonu tarafından adaylık sürecinde öncelik taĢıyacağı tespit edilen üç alandan birisi
“tüketicinin korunması” olarak belirtilmektedir. Bu nedenle, hem üye hem de aday ülkelerden
tüketicinin korunması konusunda ayrı bir özen göstermeleri talep edilmektedir.
13
Avrupa Birliği ve Turizm
Bilindiği üzere Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki katılım müzakereleri 3 Ekim 2005
tarihinde resmen baĢlatılmıĢtır. Müzakere Çerçevesinde, Birliğe katılımın ne anlama geldiği
tarif edilmiĢtir. Buna göre katılım, aday ülkenin, müktesebat olarak adlandırılan, Birlik
sistemine iliĢkin tüm hak ve yükümlülükler ile Birliğin kurumsal yapısını kabul etmesidir.
Aday ülke statüsündeki Türkiye‟de, 10-11 Aralık 1999 tarihlerinde gerçekleĢtirilen Helsinki
Zirvesi Sonuç metni 12. maddesine göre ulusal mevzuatını gözden geçirerek AB mevzuatı ile
uyumlandırmak durumundadır.
Müzakereler 35 baĢlık altında sınıflandırılan AB Mevzuatı çerçevesinde yapılacak olup, söz
konusu baĢlıkların büyük çoğunluğunu ekonomik konular oluĢturmaktadır. Katılım
müzakerelerinin baĢlamasıyla birlikte, Türkiye AB iliĢkilerinde teknik konuların ağırlık
kazandığı görülmektedir. Müzakere süreci, özel sektörler açısından son derece önem
kazanmıĢtır.
Avrupa Birliği, ortak politikalar geliĢtirmiĢtir.Bu ortak politikaları tüm üye ülkelerce
benimsenmesi gereken temel ilkeleri belirlemekte olup üye devletlerin farklı
uygulamalarından doğabilecek sorunları ortadan kaldırarak Birlik düzeyinde uyumu
sağlamaktadır.
Türkiye ile AB arasındaki katılım müzakerelerinin çok önemli bir parçasını oluĢturan bu
politikalara uyum çerçevesinde gerçekleĢtirilecek reformların, ülkemizin hukuki, ekonomik
ve sosyal sisteminde önemli değiĢikler meydana getireceği ve bu kapsamlı değiĢikliklerden
özel sektörlerin önemli ölçüde etkileneceği açıktır.
Bu nedenle, müzakere sürecinde özel sektörlerin dikkat etmesi gereken hazırlıklar:
AB ortak politikaları konusunda bilgi sahibi olması,
Türkiye‟nin bütünleĢmekte olduğu AB sisteminin parametrelerini uygulayabilir duruma
gelmesi,
Özel sektörlerin korunması ve uyum stratejileri geliĢtirmeleri,
Bilgi birimleri, kapasiteleri ve kaynaklarını arttırmaları,
hayati önem taĢımaktadır. Söz konusu hazırlıkların sağlıklı yapılması halinde yapılan
değiĢiklikler fırsatlara, aksi halde riske dönüĢebilir.
14
Avrupa Birliği ve Türkiye için Turizmin Önemi
Avrupa Birliği çeĢitliliği ile aralarındaki farklılıkları koruyarak bir çok ortak değere sahip
yenileĢme ve bütünleĢme sürecindedir. Turizm, halklar arasındaki bütünleĢme açısında son
derece önemlidir. Turizm, Avrupa kimliğine güç katmakta ve Avrupa değerlerinin uluslararası
sahnede tanıtılmasına katkı sağlamaktadır.
AB‟nin bir çok sektörle ilgili ortak politikası olmasına rağmen turizm sektörüyle ilgili henüz
“ortak politika” geliĢtirilmemiĢtir.
Ancak turizm sektörü aĢama aĢama AB‟nin gündemine girmiĢtir.
AB‟de Turizm sektörüne yönelik politika üretilmesi amacıyla AB Komisyonu 1 Haziran
1982‟de “Topluluk Turizm Politikası BaĢlangıç Çerçevesi” adı altında bir Raporu Konseye
sunmuĢtur.
1986 yılında Turizm DanıĢma Komitesi kurulmuĢtur. Üye devletlerin temsilcilerinden
oluĢmuĢtur.
1990 Avrupa Turizm yılı olarak ilan edilir. Üye devletlerin temsilcilerinden oluĢur ve yılda
birkaç kez toplanır.
Avrupa Üye Devletleri arasında, 7 ġubat 1992‟de imzalanan Avrupa Birliği AntlaĢması‟nın 3
(u) sayılı maddesinde, Topluluk hedeflerine ulaĢmak için turizmin geliĢtirilmesine yönelik
“tedbirler” veya temel ilkeler için yetki verilmiĢtir.
Turizmin geliĢtirilmesi ve yönetilmesi, her Ģeyden önce üye devletlerin yetki alanı içinde
olduğundan, bu yeniliğin, turizme bir Avrupa boyutu verme fırsatı anlamına geldiğini
söylemek yerinde olur. Ayrıca, Bilgi, uygulama ve uzmanlık alıĢveriĢi yoluyla, Topluluk ve
ülke politikalarında, hem kamusal hem de özel, sınır ötesi iĢbirliğini desteklemek bir öncelik
haline gelmiĢtir. Ekonomik ve sosyal geliĢmenin ve kaynaĢmanın teĢvik edilmesi bir turizm
stratejisi hedefi olmuĢtur.
1995 yılında Birliğin Turizm alanındaki rolünü tartıĢmaya açan “YeĢil Kitap” yayımlanmıĢtır.
2001 Avrupa Komisyonu “Working Together For the Future of European Tourism” belgesini
sunmuĢtur: Komisyon, bu belgeyle Avrupa‟nın turizm sektörünün rekabet gücünden nasıl
yararlanılacağı konusundaki fikirlerini sunmuĢtur.
2002 turizm özelindeki ilk Konsey Kararı alınır: Turizmin AB yasamalarından etkilenmesinin
sıkı takibini talep eden ve Avrupa‟nın bir destinasyon olarak tanıtılmasında yeni fırsatlar
yaratılmasının araĢtırılmasını öneren bir karardır.
15
Belirtmek gerekir ki, turizmin bir çok farklı alanları ilgilendirmesi nedeniyle, turizmin
konuları arasında Turizm sektöründe mesleki güvenlik ve sağlık, çevre, bölgesel kalkınma,
tüketici hakları, bölgesel kalkınma, istihdam,serbest dolaĢım, vergilendirme, kültür, eğitim
araĢtırma gibi bir çok konu yer almaktadır.
Turizmin ekonomiye katkısı son derece önemlidir.
Turizmin, istihdam yaratılmasında ve bölgesel kalkınmada önemli bir rolü vardır.
Turizm sektörü AB içinde 8 milyon kiĢiye iĢ imkanı sağlamaktadır.
Turizm sektörü ile yakın iliĢkisi olan ulaĢım ve dağıtım gibi sektörlerde düĢünüldüğünde,
istihdam edilen kiĢi sayısı 20 milyona çıkmaktadır.
25 AB üyesi ülke turizmden toplam 280 milyar dolarlık gelir elde etmektedir. Bu gelir dünya
turizm gelirinin yaklaĢık %45‟idir.
Türkiye açısından durum değerlendirildiğinde 2001 tarihli DĠE‟e raporuna göre Turizm‟de
Ġstihdamın Genel içindeki yeri, 19 742 000 kiĢi olup Turizmde doğrudan doğruya istihdam
payı %5,10‟dur. Dolaylı istihdam payı 12,76‟dır.
Üye devletleri Avrupa Birliği‟ne bağlayan hak ve yükümlülükler ortak temelinin bütününü
tanımlayan ve sürekli olarak geliĢmekte ve değiĢmekte olan AB müktesebatı (acquis
communautaire) oluĢturan unsurlar: Avrupa Topluluğu‟nu Kuran AntlaĢma (Roma
AntlaĢması) ile onu tadil eden AntlaĢmaların (Tek Senet, Maastricht AntlaĢması, Amsterdam
AntlaĢması, Nice AntlaĢması) yanı sıra, Topluluk kurumları tarafından kabul edilen tüm
ikincil mevzuat (tüzük, direktif, karar, vb.) ile Adalet Divanı içtihat hukuku; Birlik dahilinde
kabul edilmiĢ beyan ve açıklamalar; ortak güvenlik ve savunma politikası çerçevesinde kabul
edilen ortak tutum ve eylemler, imzalanan sözleĢmeler, deklarasyonlar ve diğer tüm belgeler;
adalet ve içiĢleri çerçevesinde kabul edilen ortak tutum ve eylemler, imzalanan sözleĢmeler,
deklarasyonlar ve diğer tüm belgeler; Topluluk tarafından imzalanan uluslararası AnlaĢmalar
ile üye ülkelerin Birlik faaliyetlerine iliĢkin kendi aralarında imzaladıkları anlaĢmalardır.
Maastrich AntlaĢması bir turizm politikası oluĢturulması için gerekli temel prensiplere yer
vermemektedir. Bu durum, AB içinde Bakanlar Konseyi‟nin turizm ile ilgili her eylemde oy
birliğine varmasını gerektirmektedir.
16
Avrupa Birliği’nde Turist Hakları
Üye ülkelerin tüketicinin korunması ile ilgili, farklı yasal düzenlemeleri olmasına rağmen,
özellikle ekonomik bütünleĢme, ortak bir politika oluĢturulması gereğini ortaya çıkarmıĢtır.Bu
kapsamda AB, üye ülkeler arasında seyahati teĢvik etmekte ve turizm alanında hizmet veren
kamu ve özel kuruluĢların sundukları mal ve hizmetleri iyileĢtirmeleri ve turist haklarına
gereken önemi vermeleri için yoğun yasalar çıkarmakta ve bilgilendirme çalıĢmaları
yapmaktadır.
Doğal olarak ilgili madde birçok alana olduğu gibi „turizm‟ alanına da etki etmektedir. AB
tüketici politikasının turizmi etkileyen temel eylem alanları iki baĢlık altında toplanabilir.
•Tüketiciyi Koruma Standartları
•Ürün Hakkındaki Bilgilendirme
Avrupa Parlamentosu, son olarak 1998‟de “turizm sektöründe güvenliğin, tüketici haklarının
ve ticari standartlarının geliĢtirilmesi” isimli bir önerge yayımlamıĢtır. Bu önergede Ģu
baĢlıklar geçmektedir.
•Bilgisayar ve rezervasyon sistemleri üzerine düzenlemeler.
•Fazla rezervasyon durumunda yolculara ödenecek tazminatların düzenlenmesi
•Havayolu ve seyahat acentelerinin iflası halinde gerekli maliyetleri üstlenebilmek için garanti
fonunun oluĢturulması
•Konaklama sektöründe fazla rezervasyon durumunda benzer tedbirlerin geliĢtirilmesi.
Turizm sektörü açısından yaklaĢılacak olursa; AB‟de tüketicinin korunmasına iliksin yasal
düzenlemeler, özellikle paket tur ile ilgili asgari standartlar, tüketici mallarında garanti,
tüketicinin bilgilendirilmesi ve eğitimi konusunda alınan önemli tedbirler, yolcular için
sözleĢmeden doğan garantiler, tüketici çıkarlarının korunması, genel ürün güvenliği, turizm
tesislerinin güvenliği gibi yasal düzenlemeler yer almaktadır. Bu baĢlıklara iliĢkin yasal
düzenlemeler aĢağıda tartıĢılmıĢtır.
17
AB Paket Tur Yönergesi
Paket turla ilgili olarak 1970 Brüksel toplantısında seyahat sözleĢmesi kavramı ele alınmıĢ ve
seyahat sözleĢmesi aracı seyahat sözleĢmesi ve organize seyahat sözleĢmesi olarak
tanımlanmıĢtır. SözleĢmede taraflar; seyahat eden kiĢi, seyahate aracılık eden iĢletme ve
seyahat organizatörü olarak belirtilmiĢtir. Transfer personeli, otel iĢletmecisi vb ile malzeme,
hizmet sağlamakla görevli diğer iĢletmeler arka planda tutulmuĢtur.1990 yılında paket tur
konsey yönergesi olarak son Ģeklini almıĢtır. “Paket Tur”, birleĢik bir fiyatla satıĢa sunulan
veya satılan hizmetlerin 24 saatten fazla süre aldığı veya en az bir gecelik konaklamayı
kapsayan ve aĢağıdakilerden en az ikisinin, önceden düzenlendiği birleĢim olarak
tanımlanmıĢtır
•UlaĢım
•Konaklama
•UlaĢım, konaklama ve hesaplardan farklı olan ve paket turun önemli bir bölümünü kapsayan
diğer turistik hizmet ürünleri.
Buna göre; aynı paket turun farklı unsurlarına uygulanacak aynı faturalama, bu yönergenin
organizatör veya perakendeciye getirdiği yükümlülükleri ortadan kaldırmaz. Organizatör veya
perakendeci tarafından tüketiciye sağlanan, paketin fiyatı ve tüm diğer Ģartların sözleĢmeye
uygulanmasında, herhangi bir tanımlayıcı unsur, yanıltıcı bilgi içermemelidir. Tüketiciye bir
broĢür verildiğinde, bu broĢür, hem fiyat hem de ilgili yeterli bilgiyi okunaklı, anlaĢılır ve
doğru olarak vermelidir. Turiste verilen broĢür fiyat, gidilecek yer ve kullanılacak araçların
özellikleri konaklama Ģekli (yeri, sınıf ve kategorisi, belli baĢlı nitelikleri), yemek planı,
seyahat programı, pasaport ve vize Ģartlarının yanı sıra gerekli sağlık formaliteleri, paket
turun ödeme planı ve iptal durumunda tüketicinin ne kadar zaman önce bilgilendirileceği
bilgilerini içermelidir. Herhangi bir iflas durumuna karĢı tur operatörleri turistleri sigorta
yaptıracaklar ve ödenen ücreti iade edecekler. Hareket tarihinden 20 gün öncesine kadar
yapılacak değiĢiklikler ilgili tur maddelerine ve fiyatlara uygun olmalıdır. BroĢürde anlatılan
unsurların tümü, organizatör veya perakendeciyi aĢağıdaki durumlar dıĢında bağlar.
•BroĢürün açıkça belirtmesi halinde unsurlardaki değiĢikliğin sözleĢme imzalanmadan önce
tüketiciyle açıkça görüĢülmesi,
•SözleĢmeden sonra sözleĢme taraflarının anlaĢarak yaptığı değiĢiklikler.
18
Tüketici Mallarında Garantiler
Garanti bildiriminde veya ortak reklâmda belirlenen Ģartların karĢılanmaması halinde, ücretin
geri ödenmesi veya değiĢtirilmesini, ek ücret olmaksızın herhangi bir Ģekilde malın
yenilenmesi zorunludur. Satıcı satıĢ kontratıyla uyum içinde malları tüketiciye sunmalı ve
malın sunulmasında uygunlukta bir eksiklik olması halinde bundan sorumludur. Garanti,
malın sunulmasından itibaren en az iki yıl süreyi kapsamaktadır. Malın uygunsuz olması
halinde tüketicinin dört seçeneği vardır. Bunlar, malın temini, malın değiĢtirilmesi, fiyatın
indirilmesi, satıĢ sözleĢmesinin feshi olarak sıralanabilir.
Tüketicinin Bilgilendirilmesi ve Eğitimi
AB, çıkarmıĢ olduğu paket seyahat yönergesi ile ilgili koĢulları tüketicilere duyurmak için
bilgilendirme kampanyası yürütmüĢ ve tüketici rehberi dağıtmıĢtır.
Otellerde Yangın Güvenliği
Bu konudaki çalıĢmalar, bir oteldeki yangın güvenliği konusuyla ilgili tüm ayrıntıları
içermekte olup, yangın çıkıĢları, yapı özellikleri, dekorasyon ve kaplama malzemesi,
aydınlatma, ısıtma, havalandırma sistemi, yangınla mücadele, alarm ve uyarı cihazları,
güvenlik önlemleri baĢlıklarını içeren teknik yönetmelik de yer almaktadır.
Yolcular Ġçin SözleĢmeden Doğan Garantiler
10 Eylül 1984 tarihli ve 84/450/AET sayılı Konsey yönergesi yanıltıcı reklam ve haksız
sonuçlarına karĢı tüketicinin, ticaretle uğraĢan kiĢilerin, zanaatkârların ve genel olarak
toplumun çıkarlarının korunmasına iliĢkindir. Bu Yönerge kapsamında, çıkarları zedelenen
gerçek ve tüzel kiĢilerin yanıltıcı reklamlara karĢı yasal süreç baĢlatmaları mümkündür.
UçuĢun Ġptal Edilmesi veya Uzun Süreli Rötarlara ĠliĢkin Ortak Kurallar
Bu yönetmelik teklifi, yolculara maddi tazminat hakkı, alternatif bir uçuĢ veya bilet ücretinin
geri ödenmesi, uçağa alınmama veya uçuĢun iptali durumlarında havaalanında destek gibi
haklar tanımaktadır. Bu teklif kapsamında uzun süreli rötarlarda yolculara alternatif bir uçuĢ
veya bilet masrafının tazmin edilmesi hakkı tanınmaktadır. Teklif, Topluluk havaalanlarından
kalkıĢ yapan tüm havayolu Ģirketleri ile Topluluk üyesi olmayan bir ülke havaalanından
Topluluk üyesi ülke havaalanına sefer yapan tüm havayolu Ģirketleri için geçerli olacak
Ģekilde uygulanacaktır. Buna göre 3500 km‟ye kadar olan uçuĢlarda yolcular iki saat
beklemeleri için 100 $, daha uzun beklemeler için 200 $ telefi ücret talep edebileceklerdir.
19
Otellerde Standart Enformasyon OluĢturulması
AB Konseyi sembollere dayalı standart bir enformasyon sistemi oluĢturmayı tavsiye etmiĢtir.
Böylelikle hem tüketiciler hizmetlerin düzeylerini tahmin edebilecekler hem de denetimler
kolaylaĢacaktır.
Özürlü KiĢilerin Turizm Faaliyetlerinden Yararlanması
AB, özürlü kiĢiler için turizm alanında da fırsat eĢitliği yaratmak ve bu kiĢilerin topluma
uyum sürecini hızlandırmak için baĢlıca özür tiplerine göre turizm iĢletmelerinin gerek
personel ve gerekse teknik düzenlemeleri nasıl yapması gerektiğine iliĢkin bir el kitabı
yayınlamıĢtır.
Gıda Kalitesi Ve Güvenliği
Avrupa Komisyonu tarafından gıda kalitesi ve güvenliği konusunda atılan en önemli adım 12
Ocak 2000 tarihinde Gıda Güvenliğine iliĢkin Beyaz Kitap‟ın yayımlanması oldu. Beyaz
Kitap ile belirlediği gıda kalitesi ve güvenliği alanındaki stratejik öncelikler Ģu Ģekilde
sıralanabilir.
■Gıda zincirinin tümünü kapsayan ve entegre bir yaklaĢımın takip edilmesi
■Gıda zincirindeki tüm unsurların rollerinin açık bir Ģekilde tanımlanması (yem üreticileri,
çiftçiler, gıda iĢletmeleri, üye devletler, Komisyon, tüketiciler)
■Yem ve gıdaların ve bunların içeriklerinin izlenebilir olması
■Tutarlı, etkin ve dinamik bir gıda politikası
■Risk değerlendirmesi, risk yönetimi ve risk iletiĢimini kapsayan bir risk analizi
Gıda ve Yem için Hızlı Alarm Sistemi (RASFF), Avrupa Birliği Üye Ülkelerinin herhangi
birinde gıda ve yem konularında insan sağlığını tehdit eden bir risk saptanması durumunda
diğer ülkelerin de bilgi sahibi olmasını ve gerekli önlemleri almasını sağlayan bir araç olarak
çalıĢmaktadır. Gıda veya yemlerde insan sağlığını tehdit eden bir riskle karĢılaĢırsa bunu
derhal Komisyon‟a hızlı alarm sistemi yoluyla gönderecektir. Komisyon da bu bilgiyi derhal
üyelere bildirmelidir.
20
Türkiye’de Turist Hakları
Türkiye‟de 1990‟lı yıllara kadar, Borçlar kanunu ve Türk Ticaret Kanununda yer alan
Tüketicinin korunması konusundaki hükümler daha sonra 1995 yılında yürürlüğe giren 4077
sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile genel anlamda önemli adımlar
atılmıĢtır.Seyahat acentasının sunduğu hizmetleri bir turizm ürünü, bundan yararlanan kiĢiyi
de tüketici olarak kabul ettiğimiz için turistin öncelikle tüketiciler için çıkartılmıĢ genel
korunma yasalarından yararlanması gerekmektedir. Tüketicin korunması ile ilgili temel ilke
ve amaçlar, genelde kanun düzeni ve genel sağlık kurallarına uygunluk, özelde ise tüketicinin
çıkarlarıdır. Bu temel ilke ve amaçlara ulaĢmak için üretilen mal ve hizmetlerin fiyat, kalite,
standart doğru ölçü ve tartı, ilan ve reklamlar, kullanma süresi, ambalaj, garanti v.b çok
değiĢik yönlerden denetlenmesi gerekmektedir.
Genel turizm iliĢkisinde turist alıĢveriĢini (hukuki olarak sözleĢmesini) seyahat acentasıyla
yapar, tüketici niteliksel ve niceliksel olarak anlaĢtığı ürünün bedelini peĢin ya da taksitle öder
ve acentanın yükümlülüklerini yerine getirmesini bekler. Bu bekleme süresi içerisinde tüketici
için iki durum söz konusu olmaktadır.
•Acentenin tatil hizmetini sunamaması
•Tatilin belirtilen özelliklerde sunulamaması (tatilin eksik sunulması, ayıplı ifası durumu)
Bu risklerin gerçekleĢmesinde kusuru bulunanlar acenteye karĢı sorumludurlar. Acente
ödediği bedelleri faizi ile sorumludan geri alacaktır. Genelde bu sorumlular oteller ve taĢıma
Ģirketleridir. Acente ise yukarıda belirtilen durumlarda, yasa gereği tüketiciden almıĢ olduğu
bedeli, faizini, tüketicinin uğramıĢ olduğu maddi ve manevi zararı ödemek zorundadır.
Turizm tüketicisinin, turizm faaliyeti sırasında ayıplı ifa haricinde karĢılaĢabileceği, Kaza
nedeniyle ölüm, kaza nedeniyle vücut sağlığının bozulması, hırsızlık, bagajların kaybolması
gibi risklerde mevcuttur. Bu risklerin gerçekleĢmesinde acentelerin sorumluluğu söz konusu
değildir. Ancak pazarlama teknikleri tüketiciye tatil ürününü bu tür olaylara karĢı da
güvencelerle bezendirilmiĢ olarak sunulmayı gerektirmektedir. Kapsamlı tatil sigortası
poliçeleri ile bu risklere iliĢkin güvencelerin tüketiciye veya tur operatörüne sağlanması
mümkündür.
21
Paket Tur Yönergesi
Turistler seyahatlerinde genellikle paket turu tercih ettikleri için turist haklarının genel
çerçevesini paket tur oluĢturmaktadır. Bu çerçevede 4822 Sayılı Kanun ile değiĢik 4077 Sayılı
13.06.2003 tarihli Paket Tur SözleĢmeleri Uygulama Usul ve Esasları Hakkında yönetmelik
çıkartılmıĢtır. Seyahat acenteleri, Türkiye‟de satılan paket turlarda düzenledikleri paket tur
kapsamında; müĢteriye taahhüt ettikleri hizmetlerin acentenin iflası da dahil olmak üzere
herhangi bir nedenle verilmemesi veya taahhüt edilen Ģekilde
verilmemesinden kaynaklanabilecek sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadır. Bu
durumda sigortacının sorumluluğu en az paket tur bedeli kadar olmalıdır. MüĢteri, sigorta
kapsamındaki zararını doğrudan doğruya sigorta Ģirketinden talep edebilir. Sigorta
kapsamında paket tur sözleĢmesi düzenlenirken, müĢteriye; müĢterinin kaza ve hastalık
halinde çıkıĢ noktasına dönüĢ masraflarını, her türlü kazadan doğan zararını ve tedavi
masraflarını karĢılamak zorundadır. Seyahat sigortası kapsamındaki teminatlar genel olarak
•Ani rahatsızlık ve hastalıklara iliĢkin tıbbi tedavi teminatı,
•Sigortalının tedavinin verilebileceği en yakın sağlık kuruluĢuna nakli,
•Sigortalının taburcu olduktan sonra beraberindekilerle ülkesine getirilmesi,
•Vefat eden sigortalının ve eĢyalarının nakli,
•KiĢisel bagaj ve eĢya kaybı veya hasara uğraması,
•Gecikmeli bagaj (12 saat bagajdan mahrum kalındığı hallerde zorunlu giyim ve temizlik
malzemesinin acilen satın alınması.),
•Belgelerin kaybedilmesi (pasaport, ehliyet, vd., sigortalının kayıp belge ve kayıtlarının
yenilenme masraflarının karĢılanması),
•Para kaybedilmesi (Seyahat sırasında kiĢisel ihmal dıĢındaki nedenlerden para kaybedilmesi).
Yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı memnun olmayan turistin yapması gereken birtakım
faaliyetler bulunmaktadır. Bu faaliyetler Ģu Ģekilde belirtilebilir.
22
•Memnuniyetsizliğine neden olan sorunların belirlemesi,
•Tespit edilen eksikliğin giderilmesini istemesi,
•Eksikliği en kısa sürede seyahat acentesine bildirmesi,
•Seyahat acentesiyle görüĢmeden tesisi terk etmemesi,
•Memnuniyetsizliğe neden olan rahatsızlığını belgelemesidir.
Bu kapsamda Avrupa Birliği ülkelerine Türkiye‟den seyahat edecek tüketicinin gidilecek ülke
için vize alma koĢulları arasında bu sigorta aranmıĢ olması nedeni ile acenteler, zorunlu
olarak Seyahat Sağlık Sigortası yaptırmaktadır. Bu sigortaların 30.000 EURO teminat limiti
bulunmaktadır. Bunların dıĢındaki teminatlar sigorta Ģirketlerince ek prim karĢılığında
verilebilir. Dünya Seyahat Sigortası uygulamaları da bu kararın alınmasını sağlamıĢtır.
a)Schengen ülkelerinde vize alabilmek için seyahat sağlık sigortaları zorunludur.
b)Rusya Federasyonu ve Türk Cumhuriyetler, Çek Cumhuriyetinde seyahat acentası kanalı ile
tur paketi alındığında seyahat sigortası alımı zorunlu kılınmıĢtır.
c)Avrupa ülkeleri vatandaĢları EEA ( European Economic Area ) bölgesinde seyahat ederken
Avrupa Sağlık Sigortası Kartı almak zorundadırlar.
Buna göre bu kart Avrupa‟da seyahat etmeyi Avrupa vatandaĢları için oldukça
kolaylaĢtırmaktadır. Herhangi bir üye ülkede hastalığa karĢı sigortalanmıĢ ve iĢ, çalıĢma veya
turistik bir amaçla geçici olarak bir baĢka üye devlet içinde seyahat eden tüm kiĢiler bu kartı
kullanabilirler. Kart geçici olarak konaklama yapılacak olan üye ülkede herhangi bir sağlık
harcamasının geri ödemesinin yapılabilmesi amacı ile düzenlenen ve herhangi bir üye devlet
sınırında geçici olarak konaklamak için hareket etmeden önce alınması gereken E 111
formunu ortadan kaldıracaktır. (bu form turistler tarafından kullanılmaktadır)
23
Özürlü KiĢilerin Turizm Faaliyetlerinden Yararlanması
Turizm Bakanlığı tarafından 1993'de yayınlanan “Turizm Yatırım ve ĠĢletmeleri Nitelikleri
Yönetmeliği'nde” konaklama iĢletmeleri kapsamında: özürlü turistlerle ilgili düzenlemeler
turist haklarının korunması konularıyla ilgili maddeler bulunmaktadır ( Kozak, 1999: 132 ) .
Özürlü turistlerle ilgili düzenlemeler.
•MüĢteriler tarafından kullanılan tüm mahaller ile açık alanların bedensel engelli misafirler
tarafından da kullanılabilmesini sağlayıcı fiziki düzenlemeler. Bu düzenlemeler özel
iĢaretlerle belirtilir.
•Tesis baĢına en az bir oda olmak üzere, oda sayısının %1‟i oranındaki yatak odası ve
banyosunun bedensel engellilerin kullanımına uygun olarak inĢa ve tefriĢ edilmesi.
Otellerde Yangın Güvenliği
Binaların yangından korunması hakkında yönetmelik; bakanlar kurulunun 27/11/2007 tarihli
ve 5098 sayılı kararı uyarınca oteller, moteller ve yatakhanelerin (Madde 50) yangın
güvenliği
•Ġç koridora açılan kapılar en az 30 dakika yangına karĢı dayanıklı olacak ve kendiliğinden
kapatan otomatik düzeneklerle donatılacaktır.
•Otel yatak odasında ya da süit odada en uzak bir noktadan çıkıĢ kapısına kadar ölçülen
uzaklığın 15 metrekareyi aĢması durumunda birbirinden uzakta konuĢlandırılmıĢ en az 2 çıkıĢ
kapısı bulunacaktır. Aksi halde tek kaçıĢ kapısı yeterlidir.
•Ġç koridorlar, bir dıĢ duvarda yer alan boĢluklar ile doğal yolla havalandırılır veya mekanik
duman tahliyesi yapılır
•Duman sızdırmaz kapılarda camlı kapılar hariç, alan her bir kanat yüzey alanının en az
%25' i değerinde net görüĢ sağlayan cam paneller konacaktır.
Turizm sektöründe yabancı tur operatörlerin getirdiği turistlerin bir tüketici olarak haklarının
korunmasında reklamasyon uygulaması yapılmaktadır. Bu yönteme göre, tur operatörleri
anlaĢma yaptıkları konaklama tesisinde kalan misafirlerin Ģikâyetleri ölçüsünde; reklamasyon
adı altında ödeyecekleri tutarı faturadan düĢerek müĢterisinin mağduriyetini gidermektedir.
Bu yöndeki uygulama tüketici olarak turisti memnun etmiĢse de, tek yanlı uygulama olması
nedeniyle otel iĢletmelerine ve seyahat acentalarına zarar vermektedir.
24
BÖLGESEL KALKINMADA TURĠZM SEKTÖRÜNÜN YERĠ VE ÖNEMĠ
Az geliĢmiĢ veya geliĢmekte olan ülkelerde, ekonomik kalkınmanın sağlanabilmesi için temel
Ģartlardan bir tanesi dıĢ satımın arttırılmasıdır. Bu ülkelerde ekonomik geliĢme ve
çağdaĢlaĢma için geleneksel tarım ekonomisinden endüstriyel ekonomiye geçiĢ bir
zorunluluktur. Ancak böylesine bir değiĢim büyük miktarda; sermaye, yabancı döviz kazancı
ya da dıĢ borçlanmayla mümkün olmaktadır. Bu durum endüstriyelleĢme için gerekli
finansman kaynaklarını yaratmak amacıyla ülke yöneticilerini turizm sektörüne
yöneltmektedir (Ġçöz, ve Kozak,1998:159).
Turizm kalkınma için ihtiyaç duyulan döviz girdisini sağlar. Turizmden elde edilen gelirler,
yabancı ülkelerden alınan ekonomik yardımlara göre daha çok üstünlüklere sahiptir. Çünkü
politik ve ekonomik kısıtlamalardan uzaktır ve herhangi bir baskı aracı olarak kullanılamaz.
Diğer yandan turizm, tarımsal ürün ve hammadde ihracatından da çok daha fazla bir
üstünlüğe sahiptir. Her Ģeyden önce, turizm mal ve hizmetlerinin fiyatları, geliĢmekte olan
ülkenin geleneksel ihracat ürünlerinin fiyatlarına oranla çok daha fazla kendi denetimi
altındadır. Ayrıca turizm, geliĢmekte olan ülkenin ihracatı için bir çeĢitlendirme imkanı
yaratır ve döviz gelirlerindeki büyük dalgalanmaları da ortadan kaldırır.
Turizm sektörünün, bölgesel kalkınma ve kaynakların etkin kullanımı konusunda büyük bir
yeri ve önemi vardır. Özellikle bölgelerarası dengesizliğin giderilmesinde turizm sektörü,
tarım ve sanayide yeterli kaynak ve geliĢme imkanına sahip olmayan ama zengin bir turistik
arz verilerine sahip bölgelerin, planlı ve etkin bir turizm politikaları uygulamaları sonucunda
turistik yönden dengeli bir Ģekilde kalkınmalarını sağlayacaktır (Braden and Winer, 1980:37).
Konu Türkiye genelinde ele alındığında, Türkiye geliĢmekte olan bir ülke olduğu için
yatırıma tahsis edilen kaynaklar da sınırlı kalmaktadır. Kaynakların sınırlı olması, yatırımların
da seçici olmasına yol açmakta ve yatırımlar, iç getiri oranı yüksek olan sektörleri tercih
etmekte ve bu sektörlerin de belli bölgelerde yoğunlaĢması bölgeler arası dengesizliğe yol
açmaktadır. Türkiye‟deki bölgelerin geliĢmiĢlik düzeyine baktığımızda; Marmara, Ege ve
Akdeniz Bölgelerinin ilk sırada yer aldığı görülmektedir. Çünkü yatırımların büyük bir kısmı
bu bölgelerde yapılmaktadır.
Bu bölgelerin dıĢında kalan diğer bölgeler aynı Ģansa sahip değildir ve üstelik geri kalmıĢ
bölgelerden geliĢmiĢ bölgelere sürekli bir göç söz konusudur.Ancak sanayileĢme imkanına
sahip olmayan bölgelerimizin geliĢmesi ve kalkınması da bu bölgelerin sahip olduğu turistik
arz olanaklarının değerlendirilmesiyle mümkündür (Çeken, 2003:148).
25
Türkiye‟nin tabii güzelliklere ve tarihi zenginliklere sahip bölgeleri; genellikle
sanayileĢmenin hız kazandığı bölgelerin dıĢında, sahillerde, dağ yamaçlarında, arkeolojik
kazıların bulunduğu yerlerde veya göl kenarlarında bulunmaktadır. Turizm endüstrisinin ana
hammaddesini, tabiatın ve iklimin yarattığı tarih, folklor, uygarlık ve kültürün iĢlediği bir
değerler bütünü teĢkil etmektedir. Türkiye coğrafi yapısından dolayı bir çok kültüre ev
sahipliği yapmıĢ, bir çok medeniyetlerin buluĢmasına tanıklık etmiĢ, geçmiĢi zengin olan bir
ülkedir. Bu özelliğinden dolayı sanayileĢmenin olmadığı bölgelerde turizm endüstrisine
rastlamak mümkündür.Türkiye‟deki bu zenginlikler sadece turizm sayesinde iĢlenebilmekte
ve milli geliri arttıracak bir ekonomik değer haline gelebilmektedir. Ekonomik yönden az
geliĢmiĢ bölgelerimiz, otel iĢletmeleri, yiyecek-içecek iĢletmeleri, tatil köyleri, moteller,
seyahat iĢletmeleri ve sektörü doğrudan ve dolaylı olarakilgilendiren (hediyelik eĢya satan
yerler, dericiler, kuyumcular, manav, süpermarketler vb.) diğer iĢletmeleri aracılığı ile
turizmden elde ettikleri gelirlerle ekonomik geliĢmelerini destekleyebilmektedirler(Çeken,
2003:148)
26
LÜKS TURĠZMĠ
Global boyutta özellikle 1980‟lerden sonra kruvaziyer turizmi giderek yükselen bir grafikle
büyümeye baĢlamıĢ ve bu büyüme sonucunda ortaya büyük sermayeler ve Ģirketler çıkmıĢtır.
Kruvaziyerler sahip oldukları lüks donanımlarıyla tatil amacıyla yurt dıĢını tercih eden,
yüksek gelir grubuna sahip kiĢiler için özellikle son yıllarda cazip bir hale gelmiĢ olmakla
birlikte, son dönemlerde bu alanda faaliyet gösteren Ģirketler Türkiye‟yi de sıkça rotalarına
almaya baĢlamıĢlardır.
Bu bağlamda kruvaziyer turizmi ve bu alana yapılacak olan yatırımlar ülkemiz turizminin
geleceği açısından da önemli bir yer teĢkil etmektedir.
Kruvaziyer gemileri, seyahatleri esnasında birkaç farklı ülkeye uğradıklarından, farklı
ülkelerden gelen insanlara Türkiye‟nin tanıtımının da etkili bir Ģekilde yapılabilmesinin
imkanı vardır.
Ülkemizin üç tarafının denizlerle çevrili olması, kruvaziyer turizmi açısından önemli bir
avantaj sağlamaktadır.
Son yıllarda Türkiye‟de kruvaziyer gemileri ile yapılan seyahatlere olan taleplerde kayda
değer bir artıĢ gözlenmekte ve deniz hudut kapılarında yolcu trafiğinde geçmiĢ yıllara göre
yoğunluk yaĢanmaktadır.
27
TURĠZM VE SÜRDÜRÜLEBĠLĠRLĠK
Turizm açısından sürdürülebilirlik kavramı; turizmin kaynağı olan doğal, tarihi, kültürel,
sosyal ve estetik değerlerin korunup geliĢtirilerek, çekiciliklerinin devamını sağlamayı ifade
etmektedir (Oral ve ġenbük, 1996).
Sürdürülebilir kalkınma kavramı, ilk defa “BirleĢmiĢ Milletler Dünya Çevre ve Kalkınma
Komisyonu” nun 1987 yılında “Ortak Geleceğimiz” adıyla yayınlanan raporu ile dünyada
tartıĢılmaya baĢlanmıĢtır. Brundtland Raporunda belirtildiği gibi sürdürülebilir kalkınma;
bugünün gereksinimlerini, gelecek kuĢakların da kendi gereksinimlerini karĢılayabilme
olanağından ödün vermeksizin karĢılama anlamına gelmektedir (TÇSV, 1991).
IUCN (Uluslararası Doğal Kaynakları Koruma Birliği), sürdürülebilir geliĢme kavramını Ģu
Ģekilde tanımlamıĢtır (WTO,1993);
“Sürdürülebilir geliĢme, muhtemelen geliĢmekte olan kaynakları azaltmadan veya tüketmeden
geliĢmelerine izin verme sürecidir. Bu genellikle ya kullanıldıkları oranda kendini
yenileyebilecek kaynakların idare edilmesiyle ya da hızla bir yeniden iyileĢtirme ihtiyacında
olan kaynakların yavaĢ bir Ģekilde kullanımını değiĢtirmekle baĢarılabilir. ĠĢte bu yolla,
kaynaklar hem Ģimdiki nesillere hem de gelecek nesillere taĢınabilecek Ģekilde olduğu gibi
kalırlar.”
Sürdürülebilir geliĢmenin üç ana ilkesi vardır (WTO,1993):
Ekolojik Sürdürülebilirlik; Temel ekolojik süreçlerin, biyolojik çeĢitliliğin ve biyolojik
kaynakların devamlılığını sağlayan geliĢmeleri temin eder.
Sosyal ve Kültürel Sürdürülebilirlik; Toplum kimliğini kuvvetlendiren, sürdüren, değiĢimden
etkilenen kültür ve toplumsal değerler ile uyumlu,insanların yaĢam kalitelerini arttırıcı
geliĢmeleri temin eder.
Ekonomik Sürdürülebilirlik; Gelecek kuĢaklara taĢınması için idare edilen kaynakların ve
ekonomik verimliliği sağlayan geliĢimi temin eder.
28
Dünyada turizm faaliyetleri çok hızlı bir Ģekilde artmaktadır. Gelecekte de bu olgu devam
edecektir. Bunun sonucunda turizmin kültürel, doğal ve fiziksel çevre üzerine olumsuz
etkisinin olacağı açıktır. Birbirlerinin karĢıtı gibi görünen turizm ve çevre, sürdürülebilir
kalkınma anlayıĢıyla ele alındığında, karĢılıklı olumsuz etkiler en aza indirilebilecek, hatta
sürdürülebilir turizm planlamasıyla çevrenin değerleri artırılabilecektir. Çevre ve turizm
etkileĢiminde, çevre turizm için önemli bir girdidir. Aynı biçimde sürdürülebilir kalkınma
bağlamında ele alınan turizm; sosyal, kültürel, doğal ve fiziksel çevrenin varolan değerlerini
koruyup, geliĢtirecektir (Karaaslan ve Özelçi, 1995).
Çevre, turistleri alana çeken doğal ve kültürel kaynakların temelidir. Bu yüzden çevresel
koruma, baĢarılı turizm geliĢimi için kaçınılmazdır. TaĢıma kapasitesi, sürdürülebilir turizm
planlamasında anahtar bir kavramdır. (WTO, 1993).
Çevresel koruma ve sürdürülebilir turizm geliĢmesinin temelini oluĢturan taĢıma kapasitesi;
alanın sosyal, ekonomik, kültürel yapısına zarar vermeden, ziyaretçi memnuniyetini
azaltmadan ve kaynaklara olumsuz etki yapmadan maksimum kullanımını ifade etmektedir.
TaĢıma kapasitesinin seviyesini tespit etmek zor olabilir. Fakat, bu turizm ve rekreasyon için
çevresel planlamada esas oluĢturmaktadır (WTO, 1993).
TaĢıma kapasitesinin üstünde kullanımlar söz konusu olduğunda doğal kaynakların tahribi
hızla artmakta; bitki örtüsü, su, toprak ve hava kalitesi, doğal yaĢam ve özel çevre sistemi
olan kıyılar, adalar, dağlar vb. yerler zarar görmektedir.
Sürdürülebilir kalkınmanın temelinde kaynakların korunması ve geliĢtirilmesi bulunmaktadır.
Kaynakların sürekli olarak, korunarak değerlendirilmeleri, özellikle yenilebilen kaynakların
kendilerini yenileme sınırları aĢılmadan kalkınmaya destek olabilmeleri, çevreyi koruyan
kalkınma felsefesinin temelini oluĢturur.
29
Gerek ekonomik büyüme, gerekse teknolojik ve endüstriyel ilerleme 1960‟ların ortalarında
eleĢtrisel bir gözle incelenmeye baĢlanmıĢtır. Öncelikle doğal çevrede duyumsanan olumsuz
değiĢmeler bazı duyarlı bireyler ve gruplarca belirlenmiĢ ve ekonomik, teknolojik geliĢmeleri
planlayan ve gerçekleĢmesi için her türlü çabayı gösteren hükümetlere uyarılar halinde
iletilmeye baĢlanmıĢtır. Özellikle çevrecilerin öncü hareketleri, toplum bilimi ve tarih
zenginliklerini inceleyen bilim dallarından gelen eleĢtirilerle beslenmiĢtir.
Uluslararası Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) tarafından 1980 yılında yayınlanan
Dünya Korumacılığı Stratejisi, 1987'deki Brundtland Raporu, dönemin strateji ve ilke
bütünlüğünü oluĢturan örgütlü baskı grubu eylemleridir. Bu ve diğer örgütler Sürdürülebilirlik
için;
-Bütüncül planlama ve strateji geliĢtirme,
-Temel ekolojik süreçleri koruma,
-Ġnsan mirasını ve biofarklılığı koruma,
-Verimliliğin uzun bir döneme yayılmasına ve gelecek kuĢaklara ulaĢmasına izin
veren büyüme modelleri,
-Ekonomik büyüme ile doğal kaynaklar arasında denge,
-Ülkelerarası hakça oluĢ ile imkanlar arasında denge, gibi ilkeler belirlemiĢlerdir.
"Sürdürülebilirlik, bir toplumun, ekosistemin ya da sürekliliği olan herhangi bir sistemin
iĢlerini kesintisiz, bozulmadan, aĢırı kullanımla tüketmeden ya da sistemin hayati bağı olan
ana kaynaklara aĢırı yüklenmeden sürdürülebilmesi yeteneği olarak tanımlanmaktadır."
"Turizmin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve bu kavramda geliĢmesi; kavramsal olarak
turizme kaynak oluĢturan bölgesel veya yerel kültürel ve doğal değerlerin korunup
geliĢtirilerek çekiciliğinin devamının sağlanması demektir."
30
"Sürdürülebilir turizm, insanın etkileĢim içinde bulunduğu ya da bulunmadığı çevrenin
bozulmadan veya değiĢtirilmeden korunarak, kültürel bütünlüğün, ekolojik süreçlerin,
biyolojik çeĢitliliğin ve yaĢamı sürdüren sistemlerin idame ettirildiği ve aynı zamanda tüm
kaynakların ziyaret edilen bölgedeki insanların ve turistlerin ekonomik, sosyal ve estetik
ihtiyaçlarını doyuracak Ģekilde ve gelecek nesillerin de aynı ihtiyaçlarını karĢılayabilecekleri
biçimde yönetildiği bir kalkınma Ģeklidir."
Turizmin, çevreye karĢı duyarlı olması gerekliliği, günümüzde klasik turizm anlayıĢına göre
"Alternatif Turizm", kitle turizmine göre "YumuĢak Turizm", çevreye karĢı duyarlılığından
dolayı "Eko-Turizm", özelliklerinden dolayı "Bilinçli Turizm" adları verilen bir turizm
biçimini gündeme getirmiĢtir.
Sürdürülebilir bir turizm, insanın ve çevrenin birlikte varlığı ile olasıdır. Temel yaklaĢım,
insanın doğal çevre üzerindeki etkisini en aza indirmek değil, ancak doğal çevrenin insan
üzerindeki etkisini en üst noktaya çıkarabilmektir.
31
KAYNAKÇA
http://www.akuiibf.aku.edu.tr
http://www.gidamo.org.tr
http://www.agri.ankara.edu.tr/peyzaj/1353_Turizm_ders.doc
http://www.tbf.baskent.edu.tr
http://www.tursab.org.tr
http://www.turizmtrend.com
http://www.europa.eu.int
32
ÖZGEÇMĠġ
Üsküdar Mithatpaşa Kız Meslek Lisesi, Yiyecek ve İçecek Hizmetleri dalı, mutfak bölümü mezunuyum.
İlerleyen zamanlarda birikim söz konusu olduğunda, butik bir pastane açmak isterim.
Hedefime ulaşmak için emin adımlarla ilerleyeceğim.
İş yaşamında deneyim kazandıkça daha çok işe bağlanıyorum.
33
Maskelyne Adaları, Vanuatu
34
Büyük Pyla Kumulu – Fransa
Blue Lagoon - Ġzlanda
35
DĠSNEYLAND PARKI
36
37
38

More Related Content

Similar to Tez

Turizm Bakanligi 2023 Stratejileri
Turizm Bakanligi 2023 StratejileriTurizm Bakanligi 2023 Stratejileri
Turizm Bakanligi 2023 Stratejileriguest54b782
 
Turizm Bakanligi 2023 Stratejileri
Turizm Bakanligi 2023 StratejileriTurizm Bakanligi 2023 Stratejileri
Turizm Bakanligi 2023 Stratejileriguest54b782
 
2.Uluslararası İtibar Yönetimi Konferansı - Dünya Turizminde Türkiye Markasın...
2.Uluslararası İtibar Yönetimi Konferansı - Dünya Turizminde Türkiye Markasın...2.Uluslararası İtibar Yönetimi Konferansı - Dünya Turizminde Türkiye Markasın...
2.Uluslararası İtibar Yönetimi Konferansı - Dünya Turizminde Türkiye Markasın...İtibar Yönetimi Enstitüsü
 
Turizm Uydu Hesapları
Turizm Uydu  HesaplarıTurizm Uydu  Hesapları
Turizm Uydu Hesaplarımurat bayram
 
Module 5 5.3.3 presentation_version 1.tr
Module 5 5.3.3 presentation_version 1.trModule 5 5.3.3 presentation_version 1.tr
Module 5 5.3.3 presentation_version 1.trTamunaNL
 
STRATEGY / Ocak-Mart Sayi 2
STRATEGY / Ocak-Mart Sayi 2STRATEGY / Ocak-Mart Sayi 2
STRATEGY / Ocak-Mart Sayi 2Akfen Holding
 
Genclik Sunum
Genclik SunumGenclik Sunum
Genclik Sunumfth NR
 
Turizmde Global Etik ilkeler
Turizmde Global Etik ilkelerTurizmde Global Etik ilkeler
Turizmde Global Etik ilkelerRamazan EREN
 
Module 1 1.1 presentation_.version1.tr. ppt
Module 1 1.1 presentation_.version1.tr. pptModule 1 1.1 presentation_.version1.tr. ppt
Module 1 1.1 presentation_.version1.tr. pptTamunaNL
 
Turizm ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri.pdf
Turizm ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri.pdfTurizm ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri.pdf
Turizm ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri.pdfbaytema ozdemir.e
 
SEYAHAT ACENTECİLİĞİ VE TUR OPERATÖRLÜĞÜ 7
SEYAHAT ACENTECİLİĞİ VE TUR OPERATÖRLÜĞÜ 7SEYAHAT ACENTECİLİĞİ VE TUR OPERATÖRLÜĞÜ 7
SEYAHAT ACENTECİLİĞİ VE TUR OPERATÖRLÜĞÜ 7Yunus Topsakal
 
Akademik Turizm Eğitiminin Turizm Politika ve Planlaması bakış açısıyla İrdel...
Akademik Turizm Eğitiminin Turizm Politika ve Planlaması bakış açısıyla İrdel...Akademik Turizm Eğitiminin Turizm Politika ve Planlaması bakış açısıyla İrdel...
Akademik Turizm Eğitiminin Turizm Politika ve Planlaması bakış açısıyla İrdel...emirerten
 
Turizm egitiminin onemi zafer oter 09 12-2004 importance of tourism education
Turizm egitiminin onemi  zafer oter 09 12-2004 importance of tourism educationTurizm egitiminin onemi  zafer oter 09 12-2004 importance of tourism education
Turizm egitiminin onemi zafer oter 09 12-2004 importance of tourism educationZafer OTER
 
Hüseyi̇n hoca sunum
Hüseyi̇n hoca sunumHüseyi̇n hoca sunum
Hüseyi̇n hoca sunumAli Kasap
 
Module 1 1.2 presentation_version 1 _tr
Module 1 1.2 presentation_version 1 _trModule 1 1.2 presentation_version 1 _tr
Module 1 1.2 presentation_version 1 _trTamunaNL
 

Similar to Tez (20)

Turizm Bakanligi 2023 Stratejileri
Turizm Bakanligi 2023 StratejileriTurizm Bakanligi 2023 Stratejileri
Turizm Bakanligi 2023 Stratejileri
 
Turizm Bakanligi 2023 Stratejileri
Turizm Bakanligi 2023 StratejileriTurizm Bakanligi 2023 Stratejileri
Turizm Bakanligi 2023 Stratejileri
 
2.Uluslararası İtibar Yönetimi Konferansı - Dünya Turizminde Türkiye Markasın...
2.Uluslararası İtibar Yönetimi Konferansı - Dünya Turizminde Türkiye Markasın...2.Uluslararası İtibar Yönetimi Konferansı - Dünya Turizminde Türkiye Markasın...
2.Uluslararası İtibar Yönetimi Konferansı - Dünya Turizminde Türkiye Markasın...
 
Turizm Uydu Hesapları
Turizm Uydu  HesaplarıTurizm Uydu  Hesapları
Turizm Uydu Hesapları
 
TURAD SUNUM
TURAD SUNUMTURAD SUNUM
TURAD SUNUM
 
Module 5 5.3.3 presentation_version 1.tr
Module 5 5.3.3 presentation_version 1.trModule 5 5.3.3 presentation_version 1.tr
Module 5 5.3.3 presentation_version 1.tr
 
STRATEGY / Ocak-Mart Sayi 2
STRATEGY / Ocak-Mart Sayi 2STRATEGY / Ocak-Mart Sayi 2
STRATEGY / Ocak-Mart Sayi 2
 
Konaklama
KonaklamaKonaklama
Konaklama
 
Genclik Sunum
Genclik SunumGenclik Sunum
Genclik Sunum
 
Turizmde Global Etik ilkeler
Turizmde Global Etik ilkelerTurizmde Global Etik ilkeler
Turizmde Global Etik ilkeler
 
Module 1 1.1 presentation_.version1.tr. ppt
Module 1 1.1 presentation_.version1.tr. pptModule 1 1.1 presentation_.version1.tr. ppt
Module 1 1.1 presentation_.version1.tr. ppt
 
Turizm ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri.pdf
Turizm ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri.pdfTurizm ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri.pdf
Turizm ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri.pdf
 
Politika
PolitikaPolitika
Politika
 
SEYAHAT ACENTECİLİĞİ VE TUR OPERATÖRLÜĞÜ 7
SEYAHAT ACENTECİLİĞİ VE TUR OPERATÖRLÜĞÜ 7SEYAHAT ACENTECİLİĞİ VE TUR OPERATÖRLÜĞÜ 7
SEYAHAT ACENTECİLİĞİ VE TUR OPERATÖRLÜĞÜ 7
 
Akademik Turizm Eğitiminin Turizm Politika ve Planlaması bakış açısıyla İrdel...
Akademik Turizm Eğitiminin Turizm Politika ve Planlaması bakış açısıyla İrdel...Akademik Turizm Eğitiminin Turizm Politika ve Planlaması bakış açısıyla İrdel...
Akademik Turizm Eğitiminin Turizm Politika ve Planlaması bakış açısıyla İrdel...
 
Turizm egitiminin onemi zafer oter 09 12-2004 importance of tourism education
Turizm egitiminin onemi  zafer oter 09 12-2004 importance of tourism educationTurizm egitiminin onemi  zafer oter 09 12-2004 importance of tourism education
Turizm egitiminin onemi zafer oter 09 12-2004 importance of tourism education
 
Hüseyi̇n hoca sunum
Hüseyi̇n hoca sunumHüseyi̇n hoca sunum
Hüseyi̇n hoca sunum
 
GCIP-T 2014 Yılı Kataloğu
GCIP-T 2014 Yılı KataloğuGCIP-T 2014 Yılı Kataloğu
GCIP-T 2014 Yılı Kataloğu
 
Oecd
OecdOecd
Oecd
 
Module 1 1.2 presentation_version 1 _tr
Module 1 1.2 presentation_version 1 _trModule 1 1.2 presentation_version 1 _tr
Module 1 1.2 presentation_version 1 _tr
 

Tez

  • 1. 1 TC. GEDĠK ÜNĠVERSĠTESĠ GEDĠK MESLEK YÜKSEKOLULU TURĠZM VE OTEL ĠġLETMECĠLĠĞĠ AVRUPA BĠRLĠĞĠ’NDE TURĠST HAKLARI BĠTĠRME PROJESĠ HAZIRLAYAN 11112315 MELĠSA ESKĠNAZĠ DANIġMAN Öğr. Gör. Derya Baykal 2013/ĠSTANBUL
  • 2. 2 TC. GEDĠK ÜNĠVERSĠTESĠ GEDĠK MESLEK YÜKSEKOLULU TURĠZM VE OTEL ĠġLETMECĠLĠĞĠ AVRUPA BĠRLĠĞĠ’NDE TURĠST HAKLARI BĠTĠRME PROJESĠ HAZIRLAYAN 11112315 MELĠSA ESKĠNAZĠ JÜRĠ ÜYELERĠ ……………… .………………. …………....... 2013/ĠSTANBUL
  • 3. 3 ÖNSÖZ Öncelikle DanıĢman Hocam Derya BAYKAL‟a sonsuz teĢekkür eder, öğrenim tecrübesi ile tez kaynaklarını oluĢturmama olanak tanıyan Değerli Hocama müteĢekkür olduğumu belirtmek isterim. Mezun olduğum zaman sizi bir fotoğraf karesinde görmeyi arzu ederim. Melisa ESKİNAZİ
  • 4. 4 KISALTMALAR LĠSTESĠ FNPAT ( Turist Kabul Eden Ülkeler Ulusal Federasyonu ) FNOTSI ( Turizm Büroları Ulusal Federasyonu ) FNCDT ( Turizm Bölgesel Komiteleri Ulusal Federasyonu ) FNSRC ( BoĢ Zaman Rezervasyon Hizmetleri Ulusal Federasyonu ) AB ( Avrupa Birliği ) WTO ( Dünya Turizm Örgütü ) RASFF ( Gıda ve Yem için Hızlı Alarm Sistemi ) ISO ( Kalite Yönetim Sistemi ) EEA ( European Economic Area ) IUCN ( Uluslarararası Doğal Kaynakları Koruma Birliği ) TUYED ( Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği - Yönetim )
  • 5. 5 ĠÇĠNDEKĠLER BĠRĠNCĠ BÖLÜM AVRUPA BĠRLĠĞĠ‟NDE TURĠST HAKLARI I. AB‟DE TURĠZM SÜRDÜRÜLEBĠLĠRLĠĞĠ……………………………………………6 I.1.TÜRKĠYE ĠLE AVRUPA UYGULAMALARI ARASINDAKĠ FARKLILIKLAR…………………………………………………………………………..7 I.2.TURĠZM EĞĠTĠMĠ………………………………………………………………….....9 ĠKĠNCĠ BÖLÜM ÜÇÜNCÜ DÜNYA ĠLKELERĠ VE DĠĞER ÜLKELERDE TURĠZMĠN TANITILMASI II.1. ABD‟DE TUR OPERATÖRLÜĞÜ KAVRAMI……………………………………11 II.2. TURĠST HAKLARI ĠLE ĠLGĠLĠ KOMĠSYON KARARLARI……………………..12 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM AVRUPA BĠRLĠĞĠ VE TURĠZM III. AVRUPA BĠRLĠĞĠ VE TÜRKĠYE ĠÇĠN TURĠZM ÖNEMĠ………………………..14 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM 4.1. AVRUPA BĠRLĠĞĠ‟NDE TURĠST HAKLARI…………………………………….16 4.2. TÜRKĠYE‟DE TURĠST HAKLARI………………………………………………...20 BEġĠNCĠ BÖLÜM 5. BÖLGESEL KALKINMADA TURĠZM SEKTÖRÜNÜN YERĠ VE ÖNEMĠ……….24 ALTINCI BÖLÜM 6. LÜKS TURĠZMĠ……………………………………………………………………….26 YEDĠNCĠ BÖLÜM 7. TURĠZM VE SÜRDÜRÜLEBĠLĠRLĠK……………………………………………….27 KAYNAKÇA……………………………………………………………………………..31 ÖZGEÇMĠġ……………………………………………………………………………....32
  • 6. 6 AB’de Turizmin Sürdürülebilirliği 1997 yılından bu yana, turizmin istihdam ve geliĢmeye olan olumlu etkisi AB tarafından kabul gören bir gerçek. KüreselleĢme, demografik değiĢiklikler ve ulaĢtırmadaki geliĢmeler, turizm endüstrisindeki hızlı büyümenin ana nedenlerinden. Ġlgi çeken mekanları ve kaliteli turizm hizmetleriyle Avrupa, turizm açısından önemli bir merkez konumunda. Turizm, Avrupa‟da birçok bölgenin geliĢimi açısından da önemli bir role sahip. Turizm amacıyla yapılan altyapı çalıĢmaları yeni iĢ alanlarının yaratılmasıyla yerel geliĢime katkı sağlamakta. Avrupa Birliği açısından en önemli konu, sürdürülebilir bir turizm servisi vermek. Her ne kadar, Avrupa turistlerin en çok ziyaret ettiği bölgelerden biri olsa da tüm dünyada turist sirkülasyonu artıĢ hızı giderek azalmakta. Yeni destinasyonların ortaya çıkması ve geliĢmesi, yenilikçi ürünler ve servislerin sunulması AB içindeki rekabeti de artırmakta. Uluslararası Standardizasyon Örgütü, turizm ve benzeri servislerdeki, satıcı ve tüketicilerin bilinçli kararlar almaları adına bir takım standartlar belirlenmesi kararı almıĢtı. Ancak Avrupa Birliği Turizm Acentaları Birliği ISO‟nun projesine destek vermedi. Gerekçe olarak, turizm konusunun birden fazla sektörü etkilediği, AB üyesi ülkeler içinde konuya iliĢkin çok farklı prosedürlerin iĢlendiği, iklim, coğrafya, kültür vb. bir dizi farklılığın uyum çalıĢmalarında maddi ve manevi bir dizi kayba neden olacağı bildirildi. Komisyon tarafından 2003 yılında yayımlanan, “Avrupa turizminin sürdürülebilirliği için temel uyum prensipleri” baĢlıklı raporda, turizmi ve geliĢmesini etkileyen Topluluk politikalarının ve düzenlemelerinin uyumu ve birbiriyle tutarlılığı ile rekabetin artırılması gerekliliği üzerine yoğunlaĢılıyor. Ayrıca turizmde pay sahibi olan herkes arasında daha yakın iĢbirliği kurulması, turizmde değiĢen ve geliĢen Ģartlarla baĢ edebilmek için büyük önem taĢıyor. Demografik yapıdaki değiĢim, dıĢ rekabet gibi engeller, sürdürülebilirlik ve turizm için spesifik normların belirlenmesi ihtiyacını doğurdu. Avrupa Komisyonu, 2006 yılında, Avrupa turizminin rekabet imkanını geliĢtirmek ve daha iyi, yaratıcı iĢ alanları yaratarak hem Avrupa hem de dünya turizminde sürdürülebilir bir geliĢme sağlamak amacıyla bir Avrupa Turizm Politikası sundu. Metinde göze çarpan 3 ana öncelik alanı var: 1- Daha iyi düzenlemeler benimseyerek, politikalar arası koordinasyonu sağlayarak ve Avrupa Birliği‟nden gerekli finansal yardım alınarak turizmi etkileyen önlemleri belirlemek. 2- Turizmde sürdürülebilirliği teĢvik etmek. 3- Turizm alanlarını geniĢletip, görünürlüklerini artırmak.
  • 7. 7 Türkiye Ġle Avrupa Uygulamaları Arasındaki Farklılıklar Türkiye‟ de iç turizm henüz yeterli düzeyde geliĢmemiĢ iken, Avrupa‟ da “Herkes için Turizm” prensibi benimsenmiĢ durumda. Avrupa genelinde iç turizm pazarına bakıldığında, insanların modern turizm aktiviteleri kapsamında seyahat ettikleri, konaklama tesislerini tercihi ettikleri ve çeĢitli pazarlama çalıĢmalarından etkilendikleri izleniyor. Türkiye‟de ise insanlar kendi kültürlerinden kaynaklanan farklı turizm aktivitelerinin içerisinde ve farklı beklentilerle seyahat edebiliyorlar. Yılda 75 milyon kiĢi ile dünyanın en çok ziyaretçi çeken ülkesi Fransa‟da seyahat pazarının yüzde 65‟i, yurtdıĢına en çok turist gönderen Almanya‟da ise yüzde 47‟si iç pazara ait. Ġtalya‟da ise her yıl seyahate çıkan 45-50 milyon kiĢinin yüzde 75‟i yurtiçi seyahatleri tercih ediyor. Toplamda turizm hareketlerinden elde edilen 58 milyar Euro‟luk cironun yüzde 65‟ini iç pazar oluĢturuyor. Ġç pazarın geliĢimine yönelik, sosyal turizme iliĢkin alınan tedbirlerin yanında, AB içi turizmi teĢvik etmek amacıyla sunulan bir ihtiyaç kredisi sistemi mevcut. Ġspanya‟da son yıllarda dıĢ turizmde yaĢanan durgunluk, iç pazarın canlı olması sayesinde fazla paniğe yol açmadı. 2006 yılında Ġspanyolların yaptığı toplam 166,3 milyon seyahatin sadece 10.7 milyonu yurtdıĢına gerçekleĢti. Ġspanya‟da iç turizmi en olumlu etkileyen unsurların baĢında ucuz havayolu Ģirketleri geliyor. Bu Ģirketler petrol fiyatlarından ciddi bir Ģekilde etkilenseler de, düĢük fiyat politikalarını koruyorlar. Bunun yanı sıra, büyük havayolu Ģirketlerinin uçmadığı destinasyonlara uçarak, yerli turistin ilgisini çekebiliyorlar. Fransızların ise yüzde 90.6‟sı tatil için kendi ülkelerini seçiyor. Fransa‟da turizm ekonomisinin üçte ikisini iç turizm oluĢturuyor. Okul tatillerinin sene içinde farklı tarihlere bölünmesi, ulaĢım ücretlerinin azaltılması iç turizmi destekleyen unsurlardan bazıları. Fransa‟da gündemde olan bir diğer uygulama otellerin yerli turistlere daha “dostça” ve daha esnek bir tavır sergilemesi. Bu kapsamda “yatak+kahvaltı” ücretleri, yerli turistin karĢılayabileceği boyutlara çekiliyor. Bir diğer uygulama ise seyahat rezervasyon bilgilerinin standart bir hale getirilmesi. Bu sayede seyahat acentaları arasında bilgi paylaĢımı kolaylaĢırken, yerli turistin internet üzerinden rezervasyon yapması, seyahat programlarını oluĢturması kolaylaĢıyor. XFT formatında uygulanan bu sistem, herhangi bir standartlık sertifikasına sahip olmasa da, geniĢ bir kullanım alanına sahip. Ġtalya‟da iç turizmin geliĢmesini tetikleyen en önemli uygulamalardan biri Pazar segmentasyonu. Üniversite mezunu gençlere, ailelere, emeklilere yönelik farklı seyahat programları hazırlanıyor. Bu programlarda, yerli turistlerin gelir düzeyleri ve tercih edebilecekleri destinasyonlar dikkate alınıyor. Bu arada Avustralya‟nın baĢlattığı ve ülke içi turizmi canlandırmayı hedefleyen „Ayrılmayana Hayat Yok‟ Kampanyası, AB içinde de ilgi gördü. Avustralya hükümeti turizmi ve ekonomiyi canlandırmak için ülkedeki 11 milyon iĢçiden tatile çıkmalarını istedi. Avustralya Turizm Bakanı Martin Ferguson hükümetin, iĢçiler için ayrılan ve toplam 121 milyon iĢ gününü bulan tatil ödeneğini serbest bırakarak, iĢçilerin 31 milyar Avustralya doları (yaklaĢık 31 milyar 214 milyon YTL) bulan tatil ödeneği ile turizm sektörünü canlandırmak istediklerini belirtmiĢti.
  • 8. 8 AB‟de iç turizm dıĢ turizmin alternatifi değil, bütünleyeni Türkiye‟de ise iç turizmin yaygınlaĢtırılmasına yönelik çabaların özellikle kriz dönemlerinde yoğunlaĢtığı izleniyor ve bu dönemde iç turizm dıĢ turizme alternatif olarak değerlendiriliyor. Oysa AB ülkelerinde durum tamamen farklı. Ġç turizm, dıĢ turizmin alternatifi olarak değil, bütünleyeni olarak değerlendiriliyor. Ġç turizm, ülke vatandaĢlarının da turizme katılım haklarının olduğu ve turizmin bir bütünlük taĢıdığı gerçeğinden yola çıkan bir politikayla ele alınıyor. Bu nedenle ülkemizde turizme yönelik yaygın eğitim politikalarını yalnızca merkezi yönetimlerce değil, aynı zamanda yerel ölçekte de iç turizmin teĢvik edilecek biçime dönüĢtürülmesi vurgulanması gerekli bir husus olarak görülüyor. Fakat iç turizme katılacakların ekonomik durumları da dikkate alındığında, Türkiye turizminde bir sosyal turizm politikası da oluĢturularak entegre bir program dahilinde yürütülmesi sağlıklı bir yaklaĢım olarak değerlendiriliyor. TUYED BaĢkanı Kerem Köfteoğlu, “Sektör temsilcileri de kriz dönemlerinde iç turizme sarılıyor. Tüm olumsuzluklara rağmen, erken rezervasyon ve iç turizme yönelik kampanyalar önemli bir rol oynayacak” diyor. Türkiye‟de iç turizm konusunda sağlıklı veri bulunmadığına iĢaret eden Köfteoğlu, Turizm Bakanlığı‟nın 1997 yılında iç turizm hakkında yaptığı kapsamlı araĢtırmayı bir daha yenilemediğine dikkat çekiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı‟nın 2006 Konaklama Ġstatistikleri‟ne göre, Kültür ve Turizm Bakanlığı‟ndan iĢletme belgesi almıĢ iĢletmelerde konaklayan yerli turistlerin sayısı bir önceki yıla oranla yüzde 10.6 artıĢla 11 milyon 570 bine ve yaptıkları geceleme sayısı yüzde 14.3 artıĢla 20 milyon 502 bine ulaĢmıĢ durumda. 2007 yılına ait kesin veriler olmamasına rağmen, sektör temsilcileri 2007 yılında iç turizm pazarının kiĢi sayısı bazında yüzde 15 ile 20 civarında bir büyüme gerçekleĢtirdiğini belirtiyorlar.
  • 9. 9 Turizm Eğitimi AB, turizm eğitimi konusuna da, turizm arzının niteliğinin yükseltilmesi bakımından büyük önem veriyor. Ġç pazar çerçevesinde, tüm meslek dallarındaki diplomaların karĢılıklı tanınması konusunda tedbirler almaya çalıĢıyor. Ayrıca, turizm eğitiminde, turizmin ihtiyaç duyduğu alanlarda personel yetiĢtirilebilmesi için, mesleki profillerin belirlenmesi yönünde çalıĢmalar yapıyor. Lisansüstü turizm eğitimini teĢvik edici burs sistemleri geliĢtiriyor. Türkiye‟de turizmde yaygın eğitim uygulamalarına yönelik olumlu çalıĢmalar olsa da, bunların yeterli olduğunu söylemek güç. AB örneği dikkate alındığında, toplumda turizm bilincinin geliĢtirilmesinde ve etkinleĢtirilmesinde merkezi yönetim kadar, yerel yönetimlere de sorumluluk düĢtüğü izleniyor. Bu bağlamda Türkiye‟de yaygın eğitim politikalarının merkezi yönetimlerce odaklandığı gözlenirken, Fransa‟da turizm örgütlenmesi ile buna bağlı yaygın eğitim aktivitelerinin üç eksende gerçekleĢtiği görülüyor. Bunlar Bakanlık, Sektörel Komiteler ve Bölgesel Turizm Komiteleri olarak sayılabilir. Bu organizasyonlar bir yandan halkın turiste karĢı bilinçlendirilmesini sağlarken, diğer yandan da toplumun boĢ zamanlarını değerlendirmede turizmin önemini kamuoyuna vurgulamakla görevliler. Bunlar dıĢında halkın iç turizme daha etkin bir Ģekilde katılmalarını sağlamak ve boĢ zamanlarını zevk ve tercihlerine uygun turizm aktiviteleriyle değerlendirebilmeleri için değiĢik kuruluĢlar da hayata geçirilmiĢ durumda. (Sürekli eğitim ve öğretim oluĢumları, Aktif Eğitim Yöntemleriyle Antrenman Merkezleri, Turist Kabul Eden Ülkeler Ulusal Federasyonu: FNPAT, Turizm Büroları Ulusal Federasyonu:FNOTSI, Turizm Bölgesel Komiteleri Ulusal Federasyonu:FNCDT, BoĢ Zaman rezervasyon Hizmetleri Ulusal Federasyonu:FNSRC bunlardan bazıları.)
  • 10. 10 -Tatil Çeki: 1982 yılında kurulan bu sistem, dar gelirli olan ücretlilere Ulusal Tatil Çeki Ajansı tarafından turistik seyahat yapabilme ve bir takım kültürel faaliyetlere ve eğlencelere katılabilme olanağı sağlıyor. Tatil çeki, ücretliler tarafından değerinin çok altında bir değer karĢılığı satın alınıyor ve otel, restoran gibi birçok turistik tesiste geçerli oluyor. Tatil çeklerinden faydalanabilmek için, bir çalıĢanın maaĢının 22-793 Euro arasında olması gerekiyor. ġirketler bu çeklerden kendi çalıĢanları için de faydalanabiliyorlar. Bu durumda Ģirketlerin maddi katılımı yüzde 20 ila 80 arasında değiĢiyor. Tatil çekleri verildikleri tarihten itibaren iki yıl geçerli oluyor ve ulaĢım, havuz, kayak okulu, tiyatro, müze, otel, tatil köyleri, gençlik kampları gibi çok farklı alanlarda kullanılabiliyor. - Tatil dayanıĢma borsası : Tatil dayanıĢma borsası, dıĢlanmalara karĢı mücadele ve önlem kanunu çerçevesinde 1999 yılında kuruldu. Borsa, özel turizm iĢletmelerini, sosyal ve ortaklı turizm derneklerini ve iĢletme komitelerini, kamu taĢımacılık iĢletmelerini, yerel ve ülke çapında toplulukları ve nihayet Ulusal Tatil Çeki Ajansını bir araya getiriyor. Gençlik, Spor ve Sosyal ĠĢlerden sorumlu Bakanlıklar bu giriĢime ortaklar. Ġlke olarak, sosyal güçlük içinde bulunan ailelerin yararlanmaları için yardım derneklerine, iĢsizlik komitelerine veya belediye sosyal faaliyet merkezlerine düĢük maliyetli konaklama olanakları sunuluyor. - Malvarlığı planı: 1990 yılında baĢlatılan bu program, yatırım yardımları sayesinde gelir amacı gütmeyen kurumlar tarafından yönetilen tatil köyleri ve aile evlerinin yenilenmesine olanak sağlıyor. Malvarlığı planı, turistik arzın, kalite/fiyat oranı açısından elveriĢli ve daha dengeli bir dağılıma ulaĢmasını hedefliyor. - Engellilerin ağırlanması: Her yıl engelli vatandaĢların ağırlanmasına yönelik bir kampanya düzenleniyor. - YaĢlılar için Tatil programı: 2007 yılından bu yana ANCV tarafından gerçekleĢtirilen ve Devlet Turizm Sekreterliği‟nin de destek verdiği bu programa, aynı zamanda turizm sektöründe faaliyet gösteren profesyoneller de katılıyor. YaĢlıların, turizm haklarından faydalanmalarını amaçlayan bu program, aynı zamanda iç turizm pazarının da Avrupa‟da oldukça büyük bir yüzdeye sahip olan yaĢlı nüfus potansiyelinden faydalanmasını sağlıyor. ANCV tarafından yapılan bir araĢtırma Fransa‟da 65 yaĢ üzerindeki toplumun yüzde 45‟inin seyahat etmediğini gösteriyor. 25-64 yaĢ arasındakilerin seyahat oranı ise yüzde 31. Oysa 2008 yılında ANCV tarafından gerçekleĢtirilen yaĢlılar tatil programına toplamda 3 bin 63 kiĢi katılmıĢ. Katılımcıların yaĢ ortalaması ise 72. ANCV 2009 yılı için 100 bin kiĢinin bu programa katılması için gerekli Ģartları gerçekleĢtirmiĢ durumda. Yerel yönetimler, emeklilik kurumları, sosyal organizasyonlar, emekli sandıkları da bu programlar kapsamında rol üstleniyor. Tatil destinasyonları, mekanları bu iĢbirliği kapsamında belirleniyor. Programdan yararlanabilmek için 60 yaĢın üzerinde olmak; emekli ve iĢsiz olmak; Fransa‟da yaĢamak gerekiyor. ANCV‟den sağlanan yardım tatil masraflarının yarısını kapsıyor. Tatil köyü yöneticileri ise bu programlardan büyük bir memnuniyet duyduklarını dile getiriyorlar. Bu sayede eylül ortasından ekim sonuna kadar normalde boĢ olacak odalar tamamen doluyor ve kasım ortasına kadar personelin tamamı çalıĢmaya devam edebiliyor.
  • 11. 11 Üçüncü Dünya Ülkeleri ve Diğer Ülkelerde Turizmin Tanıtılması Üçüncü dünya ülkelerinde turizmin tanıtılması ve uzak ülkelerdeki turistler için çekici turizm destinasyonları yaratmak "Green Paper" da yer alan amaçlardan biri olmuĢtur. Özellikle 1995 yılında Avrupa'daki cazibe alanlarının turiste tanıtlını amacıyla Amerika'da tanıtım faaliyetleri baĢlatılmıĢtır. AB’DE TUR OPERATÖRLÜĞÜ KAVRAMI En büyük turizm pazarını oluĢturan AB, üye ülkeleri ve konumu ile turist hakları konusunda da öncü bir rol üstlenerek, uygulamaları hayata geçirmeye çalıĢmaktadır. Bu bağlamda, AB‟nin tüketici politikası iyi bir örnek teĢkil etmekte ve turizm sektörünü de yakından ilgilendirmektedir. AB, üye ülkeler arasında seyahati teĢvik etmekte ve turizm alanında hizmet veren kamu ve özel kuruluĢların sundukları mal ve hizmetleri iyileĢtirmeleri ve turist haklarına gereken önemi vermeleri için yoğun bilgilendirme çalıĢmaları yapmaktadır. Avrupa Birliği‟nin temelini oluĢturan Roma AntlaĢması‟nın baĢlangıç bölümünde topluluğu oluĢturan halkların yaĢam ve çalıĢma Ģartlarının sürekli olarak geliĢtirilmesinin topluluğun temel amaçlarından biri olarak kabul edilmiĢ olduğu belirtilmektedir. Bu konunun birincil mevzuat olarak nitelenen antlaĢma metinlerine girmesi ise 1 Kasım 1993 tarihinde yürürlüğe konulan “Maastrich AntlaĢması” ile olmuĢtur. Maastrich AntlaĢması‟nın üçüncü maddesi tüketicinin korunmasının güçlendirilmesi hususunu ele almıĢ ve antlaĢmaya eklenen 129 (a) maddesi ile “tüketicinin sağlığını, güvenliğini ve ekonomik çıkarlarını korumak ve uygun Ģekilde bilgilendirilmelerini sağlamak amacıyla üye devletlerin sürdürdükleri politikaları destekleyen ve tamamlayan özel faaliyetler yoluyla tüketicilerin ileri düzeyde korunmalarının gerçekleĢtirilmesine katkıda bulunacağı” ifade edilmiĢtir. Tüketicinin korunması ile ilgili hükümlerin çok yakın geçmiĢte antlaĢma maddeleri arasına alınmasına rağmen, tüketicilerin ilgili topluluk politikasının baĢlangıç noktasını 19-21 Ekim 1972 tarihinde yapılan “Paris Zirvesi” oluĢturmaktadır. Bu zirvede alınan kararlara dayanılarak, 1975 yılında Konsey tarafından tüketicinin korunması ve bilgilendirilmesi politikası ile ilgili olarak Avrupa topluluğunun ön Programı kabul edilmiĢtir. Topluluğa üye ülkelerdeki farklı standartlar nedeniyle bir diğer ülkede sunulan turizm hizmetinden yararlanmak isteyen tüketicinin Avrupa çapında geçerli olan asgari tüketici koruma standartlarına güvenebilmesi AB Komisyonunun baĢlıca hedeflerinden biridir.
  • 12. 12 Turist Hakları Ġle Ġlgili Komisyon Kararları AB tarafından doğrudan Turist Hakları ile ilgili Komisyon kararları bulunuyor. Bunlar söyle özetlenebilir: Tüketicinin Bilgilendirilmesi ve Eğitimi: AB, çıkarmıĢ olduğu paket seyahat yönergesi ile ilgili koĢulları tüketicilere duyurmak için bilgilendirme kampanyası yürütmüĢ ve tüketici rehberi dağıtmıĢtır. Otellerde Yangın Güvenliği (Konsey Karar No:86/666/EEC): Konseyin sunmuĢ olduğu öneriler, bir otelde yangın güvenliği konusuyla ilgili tüm ayrıntıları içermekte olup ekinde, yangı çıkıĢları, yapı özellikleri, dekorasyon ve kaplama malzemesi, aydınlatma, ısıtma, havalandırma sistemi, yangınla mücadele, alarm ve uyarı cihazları güvenlik önlemleri baslıklarını içeren teknik yönetmelik de yer almaktadır. Tüketici Mallarında Garantiler (Konsey Karar No:1999/44/EC): Garanti, garanti bildiriminde veya ortak reklâmda belirlenen Ģartların karĢılanmaması halinde, ücretin geri ödenmesi veya değiĢtirilmesini, ek ücret olmaksızın herhangi bir Ģekilde malın yenilenmesi olarak tanımlanabilir. Engelli KiĢilerin Turizm Faaliyetlerinden Yararlanması: AB, engelli kiĢiler için turizm alanında da fırsat eĢitliği yaratmak ve bu kiĢilerin topluma entegrasyon sürecini hızlandırmak için baĢlıca engel tiplerine göre turizm iĢletmelerinin gerek personel ve gerekse teknik düzenlemeleri nasıl yapması gerektiğine iliĢkin bir el kitabı yayınlamıĢtır. Satıcı satıĢ kontratıyla uyum içinde malları tüketiciye sunmalı ve malın sunulmasında uygunlukta bir eksiklik olması halinde bundan sorumlu olmalıdır. Garanti, malın sunulmasından itibaren en az iki yıl süreli olmalıdır. Malın uygunsuz olması halinde tüketicinin dört seçeneği vardır. Bunlar, malın temini, malın değiĢtirilmesi, fiyatın indirilmesi, satıĢ sözleĢmesinin feshi olarak sıralanabilir. Paket Tur Yönergesi (Konsey Karar No:90/314/EEC): Avrupa‟da tüketici korumasına yönelik olarak, seyahat sözleĢmelerinin düzenlenmesi çalıĢmaları 1970‟de (Brüksel AntlaĢması) baĢlamıĢ ancak sadece Ġtalya ve Belçika tarafından kabul edilmiĢtir. 1990 yılında paket turlarla ilgili konsey direktifi çıkartılmıĢ ve bu direktife göre üye ülkeler mevzuatlarında düzenleme yapmak zorunda kalmıĢlardır. Paket tur yönergesinde temel olarak; BroĢürlerde yanlıĢ bilgilendirme ve aldatıcı bilgi olmaması; broĢürlerin içermesi gereken temel bilgiler (ulaĢım araçları ve özellikleri, gidilecek yerler ve uzaklıkları, ülke hakkında bilgi ve formaliteleri, ücret ödeme Ģekilleri, turun gerçekleĢmesi için gereken asgari kiĢi sayısı, tur iptali, belirlenen fiyatların değiĢtirilemeyeceği gibi tüketicilerin ekonomik çıkarlarını koruyucu düzenlemeler) belirtilmiĢtir. AB tüketiciyi koruma kuralları ticari uygulamalarını kapsamaktadır. Tüketici politikasının içeriği kadar üye ülkeler tarafından uyum içerisinde uygulanması önem taĢımaktadır. AB komisyonu tarafından adaylık sürecinde öncelik taĢıyacağı tespit edilen üç alandan birisi “tüketicinin korunması” olarak belirtilmektedir. Bu nedenle, hem üye hem de aday ülkelerden tüketicinin korunması konusunda ayrı bir özen göstermeleri talep edilmektedir.
  • 13. 13 Avrupa Birliği ve Turizm Bilindiği üzere Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki katılım müzakereleri 3 Ekim 2005 tarihinde resmen baĢlatılmıĢtır. Müzakere Çerçevesinde, Birliğe katılımın ne anlama geldiği tarif edilmiĢtir. Buna göre katılım, aday ülkenin, müktesebat olarak adlandırılan, Birlik sistemine iliĢkin tüm hak ve yükümlülükler ile Birliğin kurumsal yapısını kabul etmesidir. Aday ülke statüsündeki Türkiye‟de, 10-11 Aralık 1999 tarihlerinde gerçekleĢtirilen Helsinki Zirvesi Sonuç metni 12. maddesine göre ulusal mevzuatını gözden geçirerek AB mevzuatı ile uyumlandırmak durumundadır. Müzakereler 35 baĢlık altında sınıflandırılan AB Mevzuatı çerçevesinde yapılacak olup, söz konusu baĢlıkların büyük çoğunluğunu ekonomik konular oluĢturmaktadır. Katılım müzakerelerinin baĢlamasıyla birlikte, Türkiye AB iliĢkilerinde teknik konuların ağırlık kazandığı görülmektedir. Müzakere süreci, özel sektörler açısından son derece önem kazanmıĢtır. Avrupa Birliği, ortak politikalar geliĢtirmiĢtir.Bu ortak politikaları tüm üye ülkelerce benimsenmesi gereken temel ilkeleri belirlemekte olup üye devletlerin farklı uygulamalarından doğabilecek sorunları ortadan kaldırarak Birlik düzeyinde uyumu sağlamaktadır. Türkiye ile AB arasındaki katılım müzakerelerinin çok önemli bir parçasını oluĢturan bu politikalara uyum çerçevesinde gerçekleĢtirilecek reformların, ülkemizin hukuki, ekonomik ve sosyal sisteminde önemli değiĢikler meydana getireceği ve bu kapsamlı değiĢikliklerden özel sektörlerin önemli ölçüde etkileneceği açıktır. Bu nedenle, müzakere sürecinde özel sektörlerin dikkat etmesi gereken hazırlıklar: AB ortak politikaları konusunda bilgi sahibi olması, Türkiye‟nin bütünleĢmekte olduğu AB sisteminin parametrelerini uygulayabilir duruma gelmesi, Özel sektörlerin korunması ve uyum stratejileri geliĢtirmeleri, Bilgi birimleri, kapasiteleri ve kaynaklarını arttırmaları, hayati önem taĢımaktadır. Söz konusu hazırlıkların sağlıklı yapılması halinde yapılan değiĢiklikler fırsatlara, aksi halde riske dönüĢebilir.
  • 14. 14 Avrupa Birliği ve Türkiye için Turizmin Önemi Avrupa Birliği çeĢitliliği ile aralarındaki farklılıkları koruyarak bir çok ortak değere sahip yenileĢme ve bütünleĢme sürecindedir. Turizm, halklar arasındaki bütünleĢme açısında son derece önemlidir. Turizm, Avrupa kimliğine güç katmakta ve Avrupa değerlerinin uluslararası sahnede tanıtılmasına katkı sağlamaktadır. AB‟nin bir çok sektörle ilgili ortak politikası olmasına rağmen turizm sektörüyle ilgili henüz “ortak politika” geliĢtirilmemiĢtir. Ancak turizm sektörü aĢama aĢama AB‟nin gündemine girmiĢtir. AB‟de Turizm sektörüne yönelik politika üretilmesi amacıyla AB Komisyonu 1 Haziran 1982‟de “Topluluk Turizm Politikası BaĢlangıç Çerçevesi” adı altında bir Raporu Konseye sunmuĢtur. 1986 yılında Turizm DanıĢma Komitesi kurulmuĢtur. Üye devletlerin temsilcilerinden oluĢmuĢtur. 1990 Avrupa Turizm yılı olarak ilan edilir. Üye devletlerin temsilcilerinden oluĢur ve yılda birkaç kez toplanır. Avrupa Üye Devletleri arasında, 7 ġubat 1992‟de imzalanan Avrupa Birliği AntlaĢması‟nın 3 (u) sayılı maddesinde, Topluluk hedeflerine ulaĢmak için turizmin geliĢtirilmesine yönelik “tedbirler” veya temel ilkeler için yetki verilmiĢtir. Turizmin geliĢtirilmesi ve yönetilmesi, her Ģeyden önce üye devletlerin yetki alanı içinde olduğundan, bu yeniliğin, turizme bir Avrupa boyutu verme fırsatı anlamına geldiğini söylemek yerinde olur. Ayrıca, Bilgi, uygulama ve uzmanlık alıĢveriĢi yoluyla, Topluluk ve ülke politikalarında, hem kamusal hem de özel, sınır ötesi iĢbirliğini desteklemek bir öncelik haline gelmiĢtir. Ekonomik ve sosyal geliĢmenin ve kaynaĢmanın teĢvik edilmesi bir turizm stratejisi hedefi olmuĢtur. 1995 yılında Birliğin Turizm alanındaki rolünü tartıĢmaya açan “YeĢil Kitap” yayımlanmıĢtır. 2001 Avrupa Komisyonu “Working Together For the Future of European Tourism” belgesini sunmuĢtur: Komisyon, bu belgeyle Avrupa‟nın turizm sektörünün rekabet gücünden nasıl yararlanılacağı konusundaki fikirlerini sunmuĢtur. 2002 turizm özelindeki ilk Konsey Kararı alınır: Turizmin AB yasamalarından etkilenmesinin sıkı takibini talep eden ve Avrupa‟nın bir destinasyon olarak tanıtılmasında yeni fırsatlar yaratılmasının araĢtırılmasını öneren bir karardır.
  • 15. 15 Belirtmek gerekir ki, turizmin bir çok farklı alanları ilgilendirmesi nedeniyle, turizmin konuları arasında Turizm sektöründe mesleki güvenlik ve sağlık, çevre, bölgesel kalkınma, tüketici hakları, bölgesel kalkınma, istihdam,serbest dolaĢım, vergilendirme, kültür, eğitim araĢtırma gibi bir çok konu yer almaktadır. Turizmin ekonomiye katkısı son derece önemlidir. Turizmin, istihdam yaratılmasında ve bölgesel kalkınmada önemli bir rolü vardır. Turizm sektörü AB içinde 8 milyon kiĢiye iĢ imkanı sağlamaktadır. Turizm sektörü ile yakın iliĢkisi olan ulaĢım ve dağıtım gibi sektörlerde düĢünüldüğünde, istihdam edilen kiĢi sayısı 20 milyona çıkmaktadır. 25 AB üyesi ülke turizmden toplam 280 milyar dolarlık gelir elde etmektedir. Bu gelir dünya turizm gelirinin yaklaĢık %45‟idir. Türkiye açısından durum değerlendirildiğinde 2001 tarihli DĠE‟e raporuna göre Turizm‟de Ġstihdamın Genel içindeki yeri, 19 742 000 kiĢi olup Turizmde doğrudan doğruya istihdam payı %5,10‟dur. Dolaylı istihdam payı 12,76‟dır. Üye devletleri Avrupa Birliği‟ne bağlayan hak ve yükümlülükler ortak temelinin bütününü tanımlayan ve sürekli olarak geliĢmekte ve değiĢmekte olan AB müktesebatı (acquis communautaire) oluĢturan unsurlar: Avrupa Topluluğu‟nu Kuran AntlaĢma (Roma AntlaĢması) ile onu tadil eden AntlaĢmaların (Tek Senet, Maastricht AntlaĢması, Amsterdam AntlaĢması, Nice AntlaĢması) yanı sıra, Topluluk kurumları tarafından kabul edilen tüm ikincil mevzuat (tüzük, direktif, karar, vb.) ile Adalet Divanı içtihat hukuku; Birlik dahilinde kabul edilmiĢ beyan ve açıklamalar; ortak güvenlik ve savunma politikası çerçevesinde kabul edilen ortak tutum ve eylemler, imzalanan sözleĢmeler, deklarasyonlar ve diğer tüm belgeler; adalet ve içiĢleri çerçevesinde kabul edilen ortak tutum ve eylemler, imzalanan sözleĢmeler, deklarasyonlar ve diğer tüm belgeler; Topluluk tarafından imzalanan uluslararası AnlaĢmalar ile üye ülkelerin Birlik faaliyetlerine iliĢkin kendi aralarında imzaladıkları anlaĢmalardır. Maastrich AntlaĢması bir turizm politikası oluĢturulması için gerekli temel prensiplere yer vermemektedir. Bu durum, AB içinde Bakanlar Konseyi‟nin turizm ile ilgili her eylemde oy birliğine varmasını gerektirmektedir.
  • 16. 16 Avrupa Birliği’nde Turist Hakları Üye ülkelerin tüketicinin korunması ile ilgili, farklı yasal düzenlemeleri olmasına rağmen, özellikle ekonomik bütünleĢme, ortak bir politika oluĢturulması gereğini ortaya çıkarmıĢtır.Bu kapsamda AB, üye ülkeler arasında seyahati teĢvik etmekte ve turizm alanında hizmet veren kamu ve özel kuruluĢların sundukları mal ve hizmetleri iyileĢtirmeleri ve turist haklarına gereken önemi vermeleri için yoğun yasalar çıkarmakta ve bilgilendirme çalıĢmaları yapmaktadır. Doğal olarak ilgili madde birçok alana olduğu gibi „turizm‟ alanına da etki etmektedir. AB tüketici politikasının turizmi etkileyen temel eylem alanları iki baĢlık altında toplanabilir. •Tüketiciyi Koruma Standartları •Ürün Hakkındaki Bilgilendirme Avrupa Parlamentosu, son olarak 1998‟de “turizm sektöründe güvenliğin, tüketici haklarının ve ticari standartlarının geliĢtirilmesi” isimli bir önerge yayımlamıĢtır. Bu önergede Ģu baĢlıklar geçmektedir. •Bilgisayar ve rezervasyon sistemleri üzerine düzenlemeler. •Fazla rezervasyon durumunda yolculara ödenecek tazminatların düzenlenmesi •Havayolu ve seyahat acentelerinin iflası halinde gerekli maliyetleri üstlenebilmek için garanti fonunun oluĢturulması •Konaklama sektöründe fazla rezervasyon durumunda benzer tedbirlerin geliĢtirilmesi. Turizm sektörü açısından yaklaĢılacak olursa; AB‟de tüketicinin korunmasına iliksin yasal düzenlemeler, özellikle paket tur ile ilgili asgari standartlar, tüketici mallarında garanti, tüketicinin bilgilendirilmesi ve eğitimi konusunda alınan önemli tedbirler, yolcular için sözleĢmeden doğan garantiler, tüketici çıkarlarının korunması, genel ürün güvenliği, turizm tesislerinin güvenliği gibi yasal düzenlemeler yer almaktadır. Bu baĢlıklara iliĢkin yasal düzenlemeler aĢağıda tartıĢılmıĢtır.
  • 17. 17 AB Paket Tur Yönergesi Paket turla ilgili olarak 1970 Brüksel toplantısında seyahat sözleĢmesi kavramı ele alınmıĢ ve seyahat sözleĢmesi aracı seyahat sözleĢmesi ve organize seyahat sözleĢmesi olarak tanımlanmıĢtır. SözleĢmede taraflar; seyahat eden kiĢi, seyahate aracılık eden iĢletme ve seyahat organizatörü olarak belirtilmiĢtir. Transfer personeli, otel iĢletmecisi vb ile malzeme, hizmet sağlamakla görevli diğer iĢletmeler arka planda tutulmuĢtur.1990 yılında paket tur konsey yönergesi olarak son Ģeklini almıĢtır. “Paket Tur”, birleĢik bir fiyatla satıĢa sunulan veya satılan hizmetlerin 24 saatten fazla süre aldığı veya en az bir gecelik konaklamayı kapsayan ve aĢağıdakilerden en az ikisinin, önceden düzenlendiği birleĢim olarak tanımlanmıĢtır •UlaĢım •Konaklama •UlaĢım, konaklama ve hesaplardan farklı olan ve paket turun önemli bir bölümünü kapsayan diğer turistik hizmet ürünleri. Buna göre; aynı paket turun farklı unsurlarına uygulanacak aynı faturalama, bu yönergenin organizatör veya perakendeciye getirdiği yükümlülükleri ortadan kaldırmaz. Organizatör veya perakendeci tarafından tüketiciye sağlanan, paketin fiyatı ve tüm diğer Ģartların sözleĢmeye uygulanmasında, herhangi bir tanımlayıcı unsur, yanıltıcı bilgi içermemelidir. Tüketiciye bir broĢür verildiğinde, bu broĢür, hem fiyat hem de ilgili yeterli bilgiyi okunaklı, anlaĢılır ve doğru olarak vermelidir. Turiste verilen broĢür fiyat, gidilecek yer ve kullanılacak araçların özellikleri konaklama Ģekli (yeri, sınıf ve kategorisi, belli baĢlı nitelikleri), yemek planı, seyahat programı, pasaport ve vize Ģartlarının yanı sıra gerekli sağlık formaliteleri, paket turun ödeme planı ve iptal durumunda tüketicinin ne kadar zaman önce bilgilendirileceği bilgilerini içermelidir. Herhangi bir iflas durumuna karĢı tur operatörleri turistleri sigorta yaptıracaklar ve ödenen ücreti iade edecekler. Hareket tarihinden 20 gün öncesine kadar yapılacak değiĢiklikler ilgili tur maddelerine ve fiyatlara uygun olmalıdır. BroĢürde anlatılan unsurların tümü, organizatör veya perakendeciyi aĢağıdaki durumlar dıĢında bağlar. •BroĢürün açıkça belirtmesi halinde unsurlardaki değiĢikliğin sözleĢme imzalanmadan önce tüketiciyle açıkça görüĢülmesi, •SözleĢmeden sonra sözleĢme taraflarının anlaĢarak yaptığı değiĢiklikler.
  • 18. 18 Tüketici Mallarında Garantiler Garanti bildiriminde veya ortak reklâmda belirlenen Ģartların karĢılanmaması halinde, ücretin geri ödenmesi veya değiĢtirilmesini, ek ücret olmaksızın herhangi bir Ģekilde malın yenilenmesi zorunludur. Satıcı satıĢ kontratıyla uyum içinde malları tüketiciye sunmalı ve malın sunulmasında uygunlukta bir eksiklik olması halinde bundan sorumludur. Garanti, malın sunulmasından itibaren en az iki yıl süreyi kapsamaktadır. Malın uygunsuz olması halinde tüketicinin dört seçeneği vardır. Bunlar, malın temini, malın değiĢtirilmesi, fiyatın indirilmesi, satıĢ sözleĢmesinin feshi olarak sıralanabilir. Tüketicinin Bilgilendirilmesi ve Eğitimi AB, çıkarmıĢ olduğu paket seyahat yönergesi ile ilgili koĢulları tüketicilere duyurmak için bilgilendirme kampanyası yürütmüĢ ve tüketici rehberi dağıtmıĢtır. Otellerde Yangın Güvenliği Bu konudaki çalıĢmalar, bir oteldeki yangın güvenliği konusuyla ilgili tüm ayrıntıları içermekte olup, yangın çıkıĢları, yapı özellikleri, dekorasyon ve kaplama malzemesi, aydınlatma, ısıtma, havalandırma sistemi, yangınla mücadele, alarm ve uyarı cihazları, güvenlik önlemleri baĢlıklarını içeren teknik yönetmelik de yer almaktadır. Yolcular Ġçin SözleĢmeden Doğan Garantiler 10 Eylül 1984 tarihli ve 84/450/AET sayılı Konsey yönergesi yanıltıcı reklam ve haksız sonuçlarına karĢı tüketicinin, ticaretle uğraĢan kiĢilerin, zanaatkârların ve genel olarak toplumun çıkarlarının korunmasına iliĢkindir. Bu Yönerge kapsamında, çıkarları zedelenen gerçek ve tüzel kiĢilerin yanıltıcı reklamlara karĢı yasal süreç baĢlatmaları mümkündür. UçuĢun Ġptal Edilmesi veya Uzun Süreli Rötarlara ĠliĢkin Ortak Kurallar Bu yönetmelik teklifi, yolculara maddi tazminat hakkı, alternatif bir uçuĢ veya bilet ücretinin geri ödenmesi, uçağa alınmama veya uçuĢun iptali durumlarında havaalanında destek gibi haklar tanımaktadır. Bu teklif kapsamında uzun süreli rötarlarda yolculara alternatif bir uçuĢ veya bilet masrafının tazmin edilmesi hakkı tanınmaktadır. Teklif, Topluluk havaalanlarından kalkıĢ yapan tüm havayolu Ģirketleri ile Topluluk üyesi olmayan bir ülke havaalanından Topluluk üyesi ülke havaalanına sefer yapan tüm havayolu Ģirketleri için geçerli olacak Ģekilde uygulanacaktır. Buna göre 3500 km‟ye kadar olan uçuĢlarda yolcular iki saat beklemeleri için 100 $, daha uzun beklemeler için 200 $ telefi ücret talep edebileceklerdir.
  • 19. 19 Otellerde Standart Enformasyon OluĢturulması AB Konseyi sembollere dayalı standart bir enformasyon sistemi oluĢturmayı tavsiye etmiĢtir. Böylelikle hem tüketiciler hizmetlerin düzeylerini tahmin edebilecekler hem de denetimler kolaylaĢacaktır. Özürlü KiĢilerin Turizm Faaliyetlerinden Yararlanması AB, özürlü kiĢiler için turizm alanında da fırsat eĢitliği yaratmak ve bu kiĢilerin topluma uyum sürecini hızlandırmak için baĢlıca özür tiplerine göre turizm iĢletmelerinin gerek personel ve gerekse teknik düzenlemeleri nasıl yapması gerektiğine iliĢkin bir el kitabı yayınlamıĢtır. Gıda Kalitesi Ve Güvenliği Avrupa Komisyonu tarafından gıda kalitesi ve güvenliği konusunda atılan en önemli adım 12 Ocak 2000 tarihinde Gıda Güvenliğine iliĢkin Beyaz Kitap‟ın yayımlanması oldu. Beyaz Kitap ile belirlediği gıda kalitesi ve güvenliği alanındaki stratejik öncelikler Ģu Ģekilde sıralanabilir. ■Gıda zincirinin tümünü kapsayan ve entegre bir yaklaĢımın takip edilmesi ■Gıda zincirindeki tüm unsurların rollerinin açık bir Ģekilde tanımlanması (yem üreticileri, çiftçiler, gıda iĢletmeleri, üye devletler, Komisyon, tüketiciler) ■Yem ve gıdaların ve bunların içeriklerinin izlenebilir olması ■Tutarlı, etkin ve dinamik bir gıda politikası ■Risk değerlendirmesi, risk yönetimi ve risk iletiĢimini kapsayan bir risk analizi Gıda ve Yem için Hızlı Alarm Sistemi (RASFF), Avrupa Birliği Üye Ülkelerinin herhangi birinde gıda ve yem konularında insan sağlığını tehdit eden bir risk saptanması durumunda diğer ülkelerin de bilgi sahibi olmasını ve gerekli önlemleri almasını sağlayan bir araç olarak çalıĢmaktadır. Gıda veya yemlerde insan sağlığını tehdit eden bir riskle karĢılaĢırsa bunu derhal Komisyon‟a hızlı alarm sistemi yoluyla gönderecektir. Komisyon da bu bilgiyi derhal üyelere bildirmelidir.
  • 20. 20 Türkiye’de Turist Hakları Türkiye‟de 1990‟lı yıllara kadar, Borçlar kanunu ve Türk Ticaret Kanununda yer alan Tüketicinin korunması konusundaki hükümler daha sonra 1995 yılında yürürlüğe giren 4077 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile genel anlamda önemli adımlar atılmıĢtır.Seyahat acentasının sunduğu hizmetleri bir turizm ürünü, bundan yararlanan kiĢiyi de tüketici olarak kabul ettiğimiz için turistin öncelikle tüketiciler için çıkartılmıĢ genel korunma yasalarından yararlanması gerekmektedir. Tüketicin korunması ile ilgili temel ilke ve amaçlar, genelde kanun düzeni ve genel sağlık kurallarına uygunluk, özelde ise tüketicinin çıkarlarıdır. Bu temel ilke ve amaçlara ulaĢmak için üretilen mal ve hizmetlerin fiyat, kalite, standart doğru ölçü ve tartı, ilan ve reklamlar, kullanma süresi, ambalaj, garanti v.b çok değiĢik yönlerden denetlenmesi gerekmektedir. Genel turizm iliĢkisinde turist alıĢveriĢini (hukuki olarak sözleĢmesini) seyahat acentasıyla yapar, tüketici niteliksel ve niceliksel olarak anlaĢtığı ürünün bedelini peĢin ya da taksitle öder ve acentanın yükümlülüklerini yerine getirmesini bekler. Bu bekleme süresi içerisinde tüketici için iki durum söz konusu olmaktadır. •Acentenin tatil hizmetini sunamaması •Tatilin belirtilen özelliklerde sunulamaması (tatilin eksik sunulması, ayıplı ifası durumu) Bu risklerin gerçekleĢmesinde kusuru bulunanlar acenteye karĢı sorumludurlar. Acente ödediği bedelleri faizi ile sorumludan geri alacaktır. Genelde bu sorumlular oteller ve taĢıma Ģirketleridir. Acente ise yukarıda belirtilen durumlarda, yasa gereği tüketiciden almıĢ olduğu bedeli, faizini, tüketicinin uğramıĢ olduğu maddi ve manevi zararı ödemek zorundadır. Turizm tüketicisinin, turizm faaliyeti sırasında ayıplı ifa haricinde karĢılaĢabileceği, Kaza nedeniyle ölüm, kaza nedeniyle vücut sağlığının bozulması, hırsızlık, bagajların kaybolması gibi risklerde mevcuttur. Bu risklerin gerçekleĢmesinde acentelerin sorumluluğu söz konusu değildir. Ancak pazarlama teknikleri tüketiciye tatil ürününü bu tür olaylara karĢı da güvencelerle bezendirilmiĢ olarak sunulmayı gerektirmektedir. Kapsamlı tatil sigortası poliçeleri ile bu risklere iliĢkin güvencelerin tüketiciye veya tur operatörüne sağlanması mümkündür.
  • 21. 21 Paket Tur Yönergesi Turistler seyahatlerinde genellikle paket turu tercih ettikleri için turist haklarının genel çerçevesini paket tur oluĢturmaktadır. Bu çerçevede 4822 Sayılı Kanun ile değiĢik 4077 Sayılı 13.06.2003 tarihli Paket Tur SözleĢmeleri Uygulama Usul ve Esasları Hakkında yönetmelik çıkartılmıĢtır. Seyahat acenteleri, Türkiye‟de satılan paket turlarda düzenledikleri paket tur kapsamında; müĢteriye taahhüt ettikleri hizmetlerin acentenin iflası da dahil olmak üzere herhangi bir nedenle verilmemesi veya taahhüt edilen Ģekilde verilmemesinden kaynaklanabilecek sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadır. Bu durumda sigortacının sorumluluğu en az paket tur bedeli kadar olmalıdır. MüĢteri, sigorta kapsamındaki zararını doğrudan doğruya sigorta Ģirketinden talep edebilir. Sigorta kapsamında paket tur sözleĢmesi düzenlenirken, müĢteriye; müĢterinin kaza ve hastalık halinde çıkıĢ noktasına dönüĢ masraflarını, her türlü kazadan doğan zararını ve tedavi masraflarını karĢılamak zorundadır. Seyahat sigortası kapsamındaki teminatlar genel olarak •Ani rahatsızlık ve hastalıklara iliĢkin tıbbi tedavi teminatı, •Sigortalının tedavinin verilebileceği en yakın sağlık kuruluĢuna nakli, •Sigortalının taburcu olduktan sonra beraberindekilerle ülkesine getirilmesi, •Vefat eden sigortalının ve eĢyalarının nakli, •KiĢisel bagaj ve eĢya kaybı veya hasara uğraması, •Gecikmeli bagaj (12 saat bagajdan mahrum kalındığı hallerde zorunlu giyim ve temizlik malzemesinin acilen satın alınması.), •Belgelerin kaybedilmesi (pasaport, ehliyet, vd., sigortalının kayıp belge ve kayıtlarının yenilenme masraflarının karĢılanması), •Para kaybedilmesi (Seyahat sırasında kiĢisel ihmal dıĢındaki nedenlerden para kaybedilmesi). Yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı memnun olmayan turistin yapması gereken birtakım faaliyetler bulunmaktadır. Bu faaliyetler Ģu Ģekilde belirtilebilir.
  • 22. 22 •Memnuniyetsizliğine neden olan sorunların belirlemesi, •Tespit edilen eksikliğin giderilmesini istemesi, •Eksikliği en kısa sürede seyahat acentesine bildirmesi, •Seyahat acentesiyle görüĢmeden tesisi terk etmemesi, •Memnuniyetsizliğe neden olan rahatsızlığını belgelemesidir. Bu kapsamda Avrupa Birliği ülkelerine Türkiye‟den seyahat edecek tüketicinin gidilecek ülke için vize alma koĢulları arasında bu sigorta aranmıĢ olması nedeni ile acenteler, zorunlu olarak Seyahat Sağlık Sigortası yaptırmaktadır. Bu sigortaların 30.000 EURO teminat limiti bulunmaktadır. Bunların dıĢındaki teminatlar sigorta Ģirketlerince ek prim karĢılığında verilebilir. Dünya Seyahat Sigortası uygulamaları da bu kararın alınmasını sağlamıĢtır. a)Schengen ülkelerinde vize alabilmek için seyahat sağlık sigortaları zorunludur. b)Rusya Federasyonu ve Türk Cumhuriyetler, Çek Cumhuriyetinde seyahat acentası kanalı ile tur paketi alındığında seyahat sigortası alımı zorunlu kılınmıĢtır. c)Avrupa ülkeleri vatandaĢları EEA ( European Economic Area ) bölgesinde seyahat ederken Avrupa Sağlık Sigortası Kartı almak zorundadırlar. Buna göre bu kart Avrupa‟da seyahat etmeyi Avrupa vatandaĢları için oldukça kolaylaĢtırmaktadır. Herhangi bir üye ülkede hastalığa karĢı sigortalanmıĢ ve iĢ, çalıĢma veya turistik bir amaçla geçici olarak bir baĢka üye devlet içinde seyahat eden tüm kiĢiler bu kartı kullanabilirler. Kart geçici olarak konaklama yapılacak olan üye ülkede herhangi bir sağlık harcamasının geri ödemesinin yapılabilmesi amacı ile düzenlenen ve herhangi bir üye devlet sınırında geçici olarak konaklamak için hareket etmeden önce alınması gereken E 111 formunu ortadan kaldıracaktır. (bu form turistler tarafından kullanılmaktadır)
  • 23. 23 Özürlü KiĢilerin Turizm Faaliyetlerinden Yararlanması Turizm Bakanlığı tarafından 1993'de yayınlanan “Turizm Yatırım ve ĠĢletmeleri Nitelikleri Yönetmeliği'nde” konaklama iĢletmeleri kapsamında: özürlü turistlerle ilgili düzenlemeler turist haklarının korunması konularıyla ilgili maddeler bulunmaktadır ( Kozak, 1999: 132 ) . Özürlü turistlerle ilgili düzenlemeler. •MüĢteriler tarafından kullanılan tüm mahaller ile açık alanların bedensel engelli misafirler tarafından da kullanılabilmesini sağlayıcı fiziki düzenlemeler. Bu düzenlemeler özel iĢaretlerle belirtilir. •Tesis baĢına en az bir oda olmak üzere, oda sayısının %1‟i oranındaki yatak odası ve banyosunun bedensel engellilerin kullanımına uygun olarak inĢa ve tefriĢ edilmesi. Otellerde Yangın Güvenliği Binaların yangından korunması hakkında yönetmelik; bakanlar kurulunun 27/11/2007 tarihli ve 5098 sayılı kararı uyarınca oteller, moteller ve yatakhanelerin (Madde 50) yangın güvenliği •Ġç koridora açılan kapılar en az 30 dakika yangına karĢı dayanıklı olacak ve kendiliğinden kapatan otomatik düzeneklerle donatılacaktır. •Otel yatak odasında ya da süit odada en uzak bir noktadan çıkıĢ kapısına kadar ölçülen uzaklığın 15 metrekareyi aĢması durumunda birbirinden uzakta konuĢlandırılmıĢ en az 2 çıkıĢ kapısı bulunacaktır. Aksi halde tek kaçıĢ kapısı yeterlidir. •Ġç koridorlar, bir dıĢ duvarda yer alan boĢluklar ile doğal yolla havalandırılır veya mekanik duman tahliyesi yapılır •Duman sızdırmaz kapılarda camlı kapılar hariç, alan her bir kanat yüzey alanının en az %25' i değerinde net görüĢ sağlayan cam paneller konacaktır. Turizm sektöründe yabancı tur operatörlerin getirdiği turistlerin bir tüketici olarak haklarının korunmasında reklamasyon uygulaması yapılmaktadır. Bu yönteme göre, tur operatörleri anlaĢma yaptıkları konaklama tesisinde kalan misafirlerin Ģikâyetleri ölçüsünde; reklamasyon adı altında ödeyecekleri tutarı faturadan düĢerek müĢterisinin mağduriyetini gidermektedir. Bu yöndeki uygulama tüketici olarak turisti memnun etmiĢse de, tek yanlı uygulama olması nedeniyle otel iĢletmelerine ve seyahat acentalarına zarar vermektedir.
  • 24. 24 BÖLGESEL KALKINMADA TURĠZM SEKTÖRÜNÜN YERĠ VE ÖNEMĠ Az geliĢmiĢ veya geliĢmekte olan ülkelerde, ekonomik kalkınmanın sağlanabilmesi için temel Ģartlardan bir tanesi dıĢ satımın arttırılmasıdır. Bu ülkelerde ekonomik geliĢme ve çağdaĢlaĢma için geleneksel tarım ekonomisinden endüstriyel ekonomiye geçiĢ bir zorunluluktur. Ancak böylesine bir değiĢim büyük miktarda; sermaye, yabancı döviz kazancı ya da dıĢ borçlanmayla mümkün olmaktadır. Bu durum endüstriyelleĢme için gerekli finansman kaynaklarını yaratmak amacıyla ülke yöneticilerini turizm sektörüne yöneltmektedir (Ġçöz, ve Kozak,1998:159). Turizm kalkınma için ihtiyaç duyulan döviz girdisini sağlar. Turizmden elde edilen gelirler, yabancı ülkelerden alınan ekonomik yardımlara göre daha çok üstünlüklere sahiptir. Çünkü politik ve ekonomik kısıtlamalardan uzaktır ve herhangi bir baskı aracı olarak kullanılamaz. Diğer yandan turizm, tarımsal ürün ve hammadde ihracatından da çok daha fazla bir üstünlüğe sahiptir. Her Ģeyden önce, turizm mal ve hizmetlerinin fiyatları, geliĢmekte olan ülkenin geleneksel ihracat ürünlerinin fiyatlarına oranla çok daha fazla kendi denetimi altındadır. Ayrıca turizm, geliĢmekte olan ülkenin ihracatı için bir çeĢitlendirme imkanı yaratır ve döviz gelirlerindeki büyük dalgalanmaları da ortadan kaldırır. Turizm sektörünün, bölgesel kalkınma ve kaynakların etkin kullanımı konusunda büyük bir yeri ve önemi vardır. Özellikle bölgelerarası dengesizliğin giderilmesinde turizm sektörü, tarım ve sanayide yeterli kaynak ve geliĢme imkanına sahip olmayan ama zengin bir turistik arz verilerine sahip bölgelerin, planlı ve etkin bir turizm politikaları uygulamaları sonucunda turistik yönden dengeli bir Ģekilde kalkınmalarını sağlayacaktır (Braden and Winer, 1980:37). Konu Türkiye genelinde ele alındığında, Türkiye geliĢmekte olan bir ülke olduğu için yatırıma tahsis edilen kaynaklar da sınırlı kalmaktadır. Kaynakların sınırlı olması, yatırımların da seçici olmasına yol açmakta ve yatırımlar, iç getiri oranı yüksek olan sektörleri tercih etmekte ve bu sektörlerin de belli bölgelerde yoğunlaĢması bölgeler arası dengesizliğe yol açmaktadır. Türkiye‟deki bölgelerin geliĢmiĢlik düzeyine baktığımızda; Marmara, Ege ve Akdeniz Bölgelerinin ilk sırada yer aldığı görülmektedir. Çünkü yatırımların büyük bir kısmı bu bölgelerde yapılmaktadır. Bu bölgelerin dıĢında kalan diğer bölgeler aynı Ģansa sahip değildir ve üstelik geri kalmıĢ bölgelerden geliĢmiĢ bölgelere sürekli bir göç söz konusudur.Ancak sanayileĢme imkanına sahip olmayan bölgelerimizin geliĢmesi ve kalkınması da bu bölgelerin sahip olduğu turistik arz olanaklarının değerlendirilmesiyle mümkündür (Çeken, 2003:148).
  • 25. 25 Türkiye‟nin tabii güzelliklere ve tarihi zenginliklere sahip bölgeleri; genellikle sanayileĢmenin hız kazandığı bölgelerin dıĢında, sahillerde, dağ yamaçlarında, arkeolojik kazıların bulunduğu yerlerde veya göl kenarlarında bulunmaktadır. Turizm endüstrisinin ana hammaddesini, tabiatın ve iklimin yarattığı tarih, folklor, uygarlık ve kültürün iĢlediği bir değerler bütünü teĢkil etmektedir. Türkiye coğrafi yapısından dolayı bir çok kültüre ev sahipliği yapmıĢ, bir çok medeniyetlerin buluĢmasına tanıklık etmiĢ, geçmiĢi zengin olan bir ülkedir. Bu özelliğinden dolayı sanayileĢmenin olmadığı bölgelerde turizm endüstrisine rastlamak mümkündür.Türkiye‟deki bu zenginlikler sadece turizm sayesinde iĢlenebilmekte ve milli geliri arttıracak bir ekonomik değer haline gelebilmektedir. Ekonomik yönden az geliĢmiĢ bölgelerimiz, otel iĢletmeleri, yiyecek-içecek iĢletmeleri, tatil köyleri, moteller, seyahat iĢletmeleri ve sektörü doğrudan ve dolaylı olarakilgilendiren (hediyelik eĢya satan yerler, dericiler, kuyumcular, manav, süpermarketler vb.) diğer iĢletmeleri aracılığı ile turizmden elde ettikleri gelirlerle ekonomik geliĢmelerini destekleyebilmektedirler(Çeken, 2003:148)
  • 26. 26 LÜKS TURĠZMĠ Global boyutta özellikle 1980‟lerden sonra kruvaziyer turizmi giderek yükselen bir grafikle büyümeye baĢlamıĢ ve bu büyüme sonucunda ortaya büyük sermayeler ve Ģirketler çıkmıĢtır. Kruvaziyerler sahip oldukları lüks donanımlarıyla tatil amacıyla yurt dıĢını tercih eden, yüksek gelir grubuna sahip kiĢiler için özellikle son yıllarda cazip bir hale gelmiĢ olmakla birlikte, son dönemlerde bu alanda faaliyet gösteren Ģirketler Türkiye‟yi de sıkça rotalarına almaya baĢlamıĢlardır. Bu bağlamda kruvaziyer turizmi ve bu alana yapılacak olan yatırımlar ülkemiz turizminin geleceği açısından da önemli bir yer teĢkil etmektedir. Kruvaziyer gemileri, seyahatleri esnasında birkaç farklı ülkeye uğradıklarından, farklı ülkelerden gelen insanlara Türkiye‟nin tanıtımının da etkili bir Ģekilde yapılabilmesinin imkanı vardır. Ülkemizin üç tarafının denizlerle çevrili olması, kruvaziyer turizmi açısından önemli bir avantaj sağlamaktadır. Son yıllarda Türkiye‟de kruvaziyer gemileri ile yapılan seyahatlere olan taleplerde kayda değer bir artıĢ gözlenmekte ve deniz hudut kapılarında yolcu trafiğinde geçmiĢ yıllara göre yoğunluk yaĢanmaktadır.
  • 27. 27 TURĠZM VE SÜRDÜRÜLEBĠLĠRLĠK Turizm açısından sürdürülebilirlik kavramı; turizmin kaynağı olan doğal, tarihi, kültürel, sosyal ve estetik değerlerin korunup geliĢtirilerek, çekiciliklerinin devamını sağlamayı ifade etmektedir (Oral ve ġenbük, 1996). Sürdürülebilir kalkınma kavramı, ilk defa “BirleĢmiĢ Milletler Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu” nun 1987 yılında “Ortak Geleceğimiz” adıyla yayınlanan raporu ile dünyada tartıĢılmaya baĢlanmıĢtır. Brundtland Raporunda belirtildiği gibi sürdürülebilir kalkınma; bugünün gereksinimlerini, gelecek kuĢakların da kendi gereksinimlerini karĢılayabilme olanağından ödün vermeksizin karĢılama anlamına gelmektedir (TÇSV, 1991). IUCN (Uluslararası Doğal Kaynakları Koruma Birliği), sürdürülebilir geliĢme kavramını Ģu Ģekilde tanımlamıĢtır (WTO,1993); “Sürdürülebilir geliĢme, muhtemelen geliĢmekte olan kaynakları azaltmadan veya tüketmeden geliĢmelerine izin verme sürecidir. Bu genellikle ya kullanıldıkları oranda kendini yenileyebilecek kaynakların idare edilmesiyle ya da hızla bir yeniden iyileĢtirme ihtiyacında olan kaynakların yavaĢ bir Ģekilde kullanımını değiĢtirmekle baĢarılabilir. ĠĢte bu yolla, kaynaklar hem Ģimdiki nesillere hem de gelecek nesillere taĢınabilecek Ģekilde olduğu gibi kalırlar.” Sürdürülebilir geliĢmenin üç ana ilkesi vardır (WTO,1993): Ekolojik Sürdürülebilirlik; Temel ekolojik süreçlerin, biyolojik çeĢitliliğin ve biyolojik kaynakların devamlılığını sağlayan geliĢmeleri temin eder. Sosyal ve Kültürel Sürdürülebilirlik; Toplum kimliğini kuvvetlendiren, sürdüren, değiĢimden etkilenen kültür ve toplumsal değerler ile uyumlu,insanların yaĢam kalitelerini arttırıcı geliĢmeleri temin eder. Ekonomik Sürdürülebilirlik; Gelecek kuĢaklara taĢınması için idare edilen kaynakların ve ekonomik verimliliği sağlayan geliĢimi temin eder.
  • 28. 28 Dünyada turizm faaliyetleri çok hızlı bir Ģekilde artmaktadır. Gelecekte de bu olgu devam edecektir. Bunun sonucunda turizmin kültürel, doğal ve fiziksel çevre üzerine olumsuz etkisinin olacağı açıktır. Birbirlerinin karĢıtı gibi görünen turizm ve çevre, sürdürülebilir kalkınma anlayıĢıyla ele alındığında, karĢılıklı olumsuz etkiler en aza indirilebilecek, hatta sürdürülebilir turizm planlamasıyla çevrenin değerleri artırılabilecektir. Çevre ve turizm etkileĢiminde, çevre turizm için önemli bir girdidir. Aynı biçimde sürdürülebilir kalkınma bağlamında ele alınan turizm; sosyal, kültürel, doğal ve fiziksel çevrenin varolan değerlerini koruyup, geliĢtirecektir (Karaaslan ve Özelçi, 1995). Çevre, turistleri alana çeken doğal ve kültürel kaynakların temelidir. Bu yüzden çevresel koruma, baĢarılı turizm geliĢimi için kaçınılmazdır. TaĢıma kapasitesi, sürdürülebilir turizm planlamasında anahtar bir kavramdır. (WTO, 1993). Çevresel koruma ve sürdürülebilir turizm geliĢmesinin temelini oluĢturan taĢıma kapasitesi; alanın sosyal, ekonomik, kültürel yapısına zarar vermeden, ziyaretçi memnuniyetini azaltmadan ve kaynaklara olumsuz etki yapmadan maksimum kullanımını ifade etmektedir. TaĢıma kapasitesinin seviyesini tespit etmek zor olabilir. Fakat, bu turizm ve rekreasyon için çevresel planlamada esas oluĢturmaktadır (WTO, 1993). TaĢıma kapasitesinin üstünde kullanımlar söz konusu olduğunda doğal kaynakların tahribi hızla artmakta; bitki örtüsü, su, toprak ve hava kalitesi, doğal yaĢam ve özel çevre sistemi olan kıyılar, adalar, dağlar vb. yerler zarar görmektedir. Sürdürülebilir kalkınmanın temelinde kaynakların korunması ve geliĢtirilmesi bulunmaktadır. Kaynakların sürekli olarak, korunarak değerlendirilmeleri, özellikle yenilebilen kaynakların kendilerini yenileme sınırları aĢılmadan kalkınmaya destek olabilmeleri, çevreyi koruyan kalkınma felsefesinin temelini oluĢturur.
  • 29. 29 Gerek ekonomik büyüme, gerekse teknolojik ve endüstriyel ilerleme 1960‟ların ortalarında eleĢtrisel bir gözle incelenmeye baĢlanmıĢtır. Öncelikle doğal çevrede duyumsanan olumsuz değiĢmeler bazı duyarlı bireyler ve gruplarca belirlenmiĢ ve ekonomik, teknolojik geliĢmeleri planlayan ve gerçekleĢmesi için her türlü çabayı gösteren hükümetlere uyarılar halinde iletilmeye baĢlanmıĢtır. Özellikle çevrecilerin öncü hareketleri, toplum bilimi ve tarih zenginliklerini inceleyen bilim dallarından gelen eleĢtirilerle beslenmiĢtir. Uluslararası Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) tarafından 1980 yılında yayınlanan Dünya Korumacılığı Stratejisi, 1987'deki Brundtland Raporu, dönemin strateji ve ilke bütünlüğünü oluĢturan örgütlü baskı grubu eylemleridir. Bu ve diğer örgütler Sürdürülebilirlik için; -Bütüncül planlama ve strateji geliĢtirme, -Temel ekolojik süreçleri koruma, -Ġnsan mirasını ve biofarklılığı koruma, -Verimliliğin uzun bir döneme yayılmasına ve gelecek kuĢaklara ulaĢmasına izin veren büyüme modelleri, -Ekonomik büyüme ile doğal kaynaklar arasında denge, -Ülkelerarası hakça oluĢ ile imkanlar arasında denge, gibi ilkeler belirlemiĢlerdir. "Sürdürülebilirlik, bir toplumun, ekosistemin ya da sürekliliği olan herhangi bir sistemin iĢlerini kesintisiz, bozulmadan, aĢırı kullanımla tüketmeden ya da sistemin hayati bağı olan ana kaynaklara aĢırı yüklenmeden sürdürülebilmesi yeteneği olarak tanımlanmaktadır." "Turizmin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve bu kavramda geliĢmesi; kavramsal olarak turizme kaynak oluĢturan bölgesel veya yerel kültürel ve doğal değerlerin korunup geliĢtirilerek çekiciliğinin devamının sağlanması demektir."
  • 30. 30 "Sürdürülebilir turizm, insanın etkileĢim içinde bulunduğu ya da bulunmadığı çevrenin bozulmadan veya değiĢtirilmeden korunarak, kültürel bütünlüğün, ekolojik süreçlerin, biyolojik çeĢitliliğin ve yaĢamı sürdüren sistemlerin idame ettirildiği ve aynı zamanda tüm kaynakların ziyaret edilen bölgedeki insanların ve turistlerin ekonomik, sosyal ve estetik ihtiyaçlarını doyuracak Ģekilde ve gelecek nesillerin de aynı ihtiyaçlarını karĢılayabilecekleri biçimde yönetildiği bir kalkınma Ģeklidir." Turizmin, çevreye karĢı duyarlı olması gerekliliği, günümüzde klasik turizm anlayıĢına göre "Alternatif Turizm", kitle turizmine göre "YumuĢak Turizm", çevreye karĢı duyarlılığından dolayı "Eko-Turizm", özelliklerinden dolayı "Bilinçli Turizm" adları verilen bir turizm biçimini gündeme getirmiĢtir. Sürdürülebilir bir turizm, insanın ve çevrenin birlikte varlığı ile olasıdır. Temel yaklaĢım, insanın doğal çevre üzerindeki etkisini en aza indirmek değil, ancak doğal çevrenin insan üzerindeki etkisini en üst noktaya çıkarabilmektir.
  • 32. 32 ÖZGEÇMĠġ Üsküdar Mithatpaşa Kız Meslek Lisesi, Yiyecek ve İçecek Hizmetleri dalı, mutfak bölümü mezunuyum. İlerleyen zamanlarda birikim söz konusu olduğunda, butik bir pastane açmak isterim. Hedefime ulaşmak için emin adımlarla ilerleyeceğim. İş yaşamında deneyim kazandıkça daha çok işe bağlanıyorum.
  • 34. 34 Büyük Pyla Kumulu – Fransa Blue Lagoon - Ġzlanda
  • 36. 36
  • 37. 37
  • 38. 38