2. Toprakta besin dengeleri değişir. İstenmeyenler
gereksiz yere artarken istenilenler azalır, hatta
fazla besinler gereklilerin alınmasına engel
olarak ürün verimi azalır.
Toprak yapısı bozulur.
Fizyolojik hastalıklar ortaya çıkar.
Fazla gübre kullanmak gereksiz yere fazla para
harcanmasına neden olur.
İhtiyaçtan daha az gübre kullanırsak üründen
beklenen verim alınamaz.
Ürünün kalitesi düşer.
3. Doğru gübreleme ile yüksek verim
Çevre kirliliğinin önlenmesi
Girdi maliyelerinin azalması
Daha kaliteli ürün
Sürdürülebilir toprak yönetimi
Vb.
4. NEDEN TOPRAK ANALİZİ
YAPTIRMALIYIZ ?
Bitkisel üretimde daha kaliteli daha bol
ürün almak için gübre kullanımı önemli bir
faktördür.
Gübre; bitkinin beslenmesinde, toprağı
besin maddeleri bakımından zenginleştirmek
için uygulanır.
Etkin bir gübreleme yapabilmemiz için
de toprağımızdaki mevcut bitki besin
maddelerinin cins ve miktarlarını bilmeliyiz
ki, yetiştireceğimiz bitkinin ihtiyacı olan
gübrelemeyi yapabilelim.
Ekonomik ve faydalı bir gübreleme;
toprak analizi sonucuna göre yapılan
gübrelemedir.
5.
6. Toprak örneğ i almak için
ş ekilde görülen sonda, burgu
veya bel küreğ i kullanılır.
7. TOPRAK NUMUNELERİNİN ALINMASI
Toprak örneklerinin alınmasında hiç bir zorluk yoktur.
Hatırlanması gerekli en önemli husus alınacak toprak örneğinin alındığı
tarlayı gereğince temsil edebilir olmasının sağlanmasıdır.
8. • Tek yıllık tarla bitkileri veya sebze yetiştirilecek alanlardan toprak örneği
alınırken zig - zag hattın köşelerindeki her noktadan V harfi şeklinde 30 cm.
derinliğindeki çukur açılır, daha sonra bu çukurun bir yüzeyi düzeltilerek bu
yüzeyden 3-4 cm. kalınlığında bir toprak dilimi alınır. Alınan topraklar bir plastik
kovada biriktirilir.
9. Meyve bahçeleri ve bağ lardan 0-30cm. ve 30-
60 cm. olmak üzere iki farklı derinlikten
ş ekilde açıklandığ ı gibi toprak örneğ i alınır.
Alınan bu topraklar farlı bir plastik kovada
biriktirilir.
10. Tek yıllık bitkiler için 0-30cmden tek numune
Dikili meyve bahçelerinde gübre tavsiyesi için
0-30cm arasından tek numune
Bodur ve yarı bodur meyve bahçesi tesisi için
0-30 ve 30-60cm olmak üzere 2 numune
Ceviz,kiraz gibi derin köklü meyveler için 0-
30,30-60,60-90 cm lik 3 ayrı derinlikten
numune alınır.
11. 0 ––30 cm
0 30 cm
30 ––60 cm
30 60 cm
60 – 90 cm
0-30 cm 30-60 cm 60-90 cm
14. Örnek alınmadan önce, alınacak sahanın toprak ve
arazi karakteristikleri tespit edilmelidir. Çünkü bir yerin
toprağı diğer bir yerin toprağına benzemediği gibi, aynı
yer ve tarlalardaki topraklar bile birbirine
benzememekte, değişik tip ve karakterde
olabilmektedir. Bu nedenle, örnek alınacak arazi parçası
veya tarla topoğrafya, toprak rengi, tekstürü, arazinin
jeolojik yapısı, drenaj gibi özellikler bakımından benzer
olmalıdır. Örnek alınacak arazi bu özellikler bakımından
benzer ise 0-50 dekarlık sahadan bir adet örnek
alınabilir.
16. Toprak Analiz Sonuçları
Derinlik(Cm) Toprak PH İş.Ba(m.l.) E.C(µS/cm) %CaCO³ Oranı % N (Azot) Potasyum Fosfor % O.M
0-30 cm 7,69 35 157 2,81 0,0504 34 4,88 1,008
Hafif Alkali Tın Tuzsuz Az Kireçli Orta Yeterli Az Az
İşba değeri bünyeyi(ml)
E.C değeri tuzluluğu(µS/cm)
%CaCO3 kalsiyum karbonat yani kireç miktarını
Potasyum değeri (kg/da)
Fosfor değeri(kg/da)
17.
18.
19. TOPRAK VERİMLİLİĞİNİN ÖNEMİ
Toprak Bünyesi (toprağın su tutma ve
havalanma kapasitesi)
Toprak Reaksiyonu
Toprak Kireci
Toprak Tuzluluğu
Toprak Organik maddesi
Toprak Besin Maddeleri (makro ve mikro
besin elementleri ve oranları)
20. Topraklar yapılarına göre de Kumlu,killi,siltli ve tınlı gibi
sınıflara ayrılırlar.
Kumlu toprakların su tutma kapasitelerinin düşüklüğü verim
azlığının en önemli nedenlerindendir.Yıkanma fazla
olduğundan besin maddeleride kolayca yıkanır.
Killi toprakların ise su tutma kapasitesi yüksektir.Fakat
havalanma özellikleri kötüdür.Besin elementlerini yüksek
oranda tutarlar.
Fakat çok killi topraklarda tarımda fazla istenmez.
Çünkü işlenmesi zordur.
Siltli ve Tınlı Topraklar
Orta düzeyde kil içermeleri ve fiziksek ve kimyasal özellikleri
bakımından en uygun kompozisyona sahip olan topraklardır.
21. Bitkilerin topraktan besin elementlerini alabilmeside
toprağın PH ına bağlıdır.
PH ın 7 olması nötr noktayı 7 nin altında olan değerler
toprağın asitlik öz. Kazandığını 7 nin üzerindeki
değerler ise toprağın bazik bir öz. Doğru gittiğinin
göstergesidir.Genel olarak bitkilerin besin
elementlerini topraktan alabilmeleri için gerekli PH
aralığı 6-7 arasındadır.
22.
23. Bitki İsmi Uygun pH Değeri
Domates 6.3-6.8
Hıyar 6.4-6.9
Biber-patlıcan 6.6-7.0
Kavun 6.7-7.2
Marul 6.5-7.0
Karanfil 6.0-6.5
Gerbera 5.5-6.0
Muz 5.8-6.5
24. Aşırı yağış nedeniyle oluşan yıkanma ve
parçalanma,organik madde ve toprağa ilave edilen
bazı tuzlar toprakta H iyonu kaynağı olabilmektedir.
Bunun bir sonucu olarak Ca ve Mg gibi bazlar
topraktan yıkanmakta,baz doygunluk yüzdesi
azalmakta,hidrojen doygunluk yüzdesi artmakta ve
toprak asitleşmektedir.Toprağın kireç ihtiyacı,asit bir
toprağın PH değerini arzu edilen bir seviyeye
çıkarabilmek için belirli bir alan ve derinliğe verilmesi
gerekli kireç miktarı olarak ifade edilebilir.Bu ph
değeri genellikle 6.0-7.0 arasındadır.Zira bu ph
sınırları içerisinde birçok bitkiler toprak reaksiyonu
açısından optimum gelişme gösterirler.
25. pH Kumlu Tınlı Killi
toprak toprak toprak
8.5-6.5 220 280 340
8.0-6.5 130 170 220
7.5-6.5 60 90 110
Bir kısım kükürde karşılık 4 kısım demir sülfat da kükürt kaynağı
olarak toprak pH’sını düşürmek amacıyla kullanılabilir
26. 20 Cm Kalınlığında Bir Dekarlık Bir Toprağın PH
Değerini
Yükseltmek İçin Gerekli Kireç* Miktarı (Kg/dekar)
Toprak Bünyesi
Toprağın İstenilen
pH Toprak Hafif Orta Ağır
Değeri PH'sı (Kumlu) (Tın) (Killi)
5.0 6.5 225 600 800
5.5 6.5 150 300 500
6.0 6.5 75 150 250
*Sönmemiş kirece (tarım kireci) çevirmek için 0.56 ile çarpmak gerekir.
27. Toprak Tuzluluğu
Sebzeler toprak ve sulama suyu tuzluluğuna türlere göre
değişmekle beraber daha hassastır. Bu nedenle
sebzelerin tuzlu sularla sulanması ve tuzlu alanlarda tesis
edilmesi doğru değildir. Drenaj tedbirlerinin yanında toprak
tuzluluğunun azalmasına yardımcı olan JİPS (kalsiyum
sülfat-CaSO4 2H2O) kullanmak gerekir.
28. Toprağın Organik Madde
Miktarı
Toprakta bulunan organik madde (hümik asitler) kil
minerallerine oranla toprakta daha fazla miktarlarda besin
maddesi tutma özelliğine sahiptirler.Bir toprakta organik
madde ne kadar yüksek ise o toprağın besin maddesi
tutma özelliği o kadar iyi demektir.Toprağa ilave edilen
organik gübreler mikrobiyolojik faaliyet sonucu ayrışarak
toprakta devamlı olarak kalabilecek olan hümik asitleri
meydana getirir.
30. Tarımsal üretimde yetiştirilen bitkilerin bitki besin
maddesi ihtiyaçlarını sağlamaları amacıyla kullanılan
ve çeşitli tarımsal faaliyetler sonucu oluşan organik
kökenli tarımsal atıklar ile, doğal kökenli organik
maddelerin büyük ölçüde değişikliğe uğratılmadan
elde edilmesiyle ortaya çıkan ve bitki besin
maddelerini bünyelerinde organik bileşikler halinde
bulunduran bir bitki besleme materyalidir.
31. Ahır gübreleri bitkilerin gelişimi için gerekli bitki besin
maddelerini sağlar. Aynı zamanda toprağın yapısını tarıma
uygun hale getirir. Ahır gübreleri sadece bir bitki besin
maddesi kaynağı olmayıp daha da önemlisi toprağın
fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini düzenleyen bir
toprak düzenleyicisidir.Ahır gübresinin toprağa verilmesi
sonucu toprağın su tutma kapasitesi artar,geçirgenliği
olumlu yönde etkilenir. Böylece ahır gübresi, suyun toprak
yüzeyinden bağımsızca akmasına, buharlaşmasına ve tarıma
elverişli toprakları taşıyıp götürmesine engel olur.
32. Ahır gübresi toprağın su tutma kapasitesini
artırır.Öte yandan ahır gübresi,suyun toprak
yüzeyinden bağımsızca
akmasına,buharlaşmasına ve toprağın taşınıp
götürülmesine engel olmakta ve toprağın su
geçirgenliğini artırmaktadır.
Bu husus,erozyonun büyük zararlar verdiği
ülkemiz toprakları için son derece önemlidir.
Ahır gübresi kumlu topraklarda toprak
parçacıklarını birbirine
bağlayarak,agregatlaşmayı temin eder ve su
tutma kapasitesini artırır.
33. Killi topraklarda ise toprak parçacıkları arasına girerek
hava ve suyun toprağa kolaylıkla girmesini temin eder
ve porozite artar.Sonuç olarak her iki grup toprakta da
bitki gelişmesi için daha uygun bir ortam hazırlanmış
olur.
Organik gübreler ve dolayısıyla ahır gübresinin
bitkilere yararlı olabilmesi için mineralize olması
gerekmektedir.Diğer bir ifade ile gübrenin
olgunlaşması ve içindeki besin elementlerinin bitkiye
yarayışlı duruma geçmesi arzu edilen bir husustur.
Ancak, bu mineralizasyon işlemi sırasında ortaya
çıkabilecek kayıpların minimum düzeyde tutulması
için özen gösterilmelidir.
34. 1- Gübrenin yığın yapılacağı alan yağış ve rüzgâr almayan ve dı ş
etkenlerden iyi korunmuş bir yerde yapılmalıdır.
2- İmkânlar ölçüsünde üzeri kapatılmalıdır. (Üzeri koyu renk naylon ile
kapatılabilir ancak oksijenli yanma sırasında naylonun içerisine hava
girmesi sağlanmalı yani yığının üzerine naylon örtü sıkı ştırılmadan
serilmelidir)
3- Mümkün olduğu takdirde gübreyi gübre çukurları içerisinde
olgunlaşmaya bırakmalıdır.
4- Gübre çukurları kullanılmayacak ise gübrelerin olgunla ştırılmak üzere
bekletildikleri alanların tabanlarının her iki taraftan ortaya do ğru meyilli
ve sıkıştırılmış toprak, taş veya betondan yapılmış düz ve geni ş bir
zemin şeklinde olması sağlanmalıdır. Ancak bu alanlarda toplanan
gübrelerin düzensiz bir biçimde yığılmalarının önüne geçmek gerekir.
5- Yığın sıcak ayrışmanın hızının azaltılması için zaman zaman
sıkıştırılmalıdır eğer kuruduysa ıslatılmalıdır.
35. Ahırdan çıkarılan ve gübreliğe getirilen gübre önce yakla şık 60 cm'lik bir
tabaka halinde sıkıştırılmadan bırakılır (gübre yı ğını yüksekli ği 1,5
metreyi geçmemelidir). Böylece gübrenin olgunla şması havalı ko şullarda
oluşur. Gübrenin içindeki bakterilerin yardımı ile yı ğının ısısı 60-70
dereceye yükselir ve gübre yanmaya başlar.
Bu noktada dikkat edilmesi gereken hususlar var. Dikkatli olup gübreyi
sık sık izleyin. Eğer gübrenin iç sıcaklığı 60-70 dereceyi çok a şar ise
gübrenin için kül olacak, alev alacak denli yanar. Bu durum hem
işletmenizde yangın riski oluşturur, hem de gübreniz nerede ise i şe
yaramaz küle dönüşür.
Bunu önlemek ve iyi bir oksijenli yanmayı sa ğlamak için, gübre iç
sıcaklığını zaman zaman termometre ile ölçmek; sıcaklık 60 dereceye
ulaştığı zaman gübreyi ters yüz edip havalı yanmaya devam etmek
gübrenin tamamının yanmasını sağlayacaktır. Gübrenin tamamı ortak bir
renk alıncaya kadar (3 kere alt üst etmek yeterli olabilir) havalı yanma
sürdürülür.
Havalı yanmada temel amaç yabancı ot tohumlarını öldürmektir. Ancak bu
arada bitki besin maddeleri kaybedilir. İşte bu kaybı azaltmak için havalı
yanma süresi kısa tutulmaya çalışılmalıdır.
Unutulmamalıdır ki kuru gübrede havalı yanma olmaz. Gübre çok kuru ise
ıslatmak gerekir. Ayrıca havalanma ne kadar iyi ise yanma süresi o kadar
kısalır. Bu sebeple bu işlem için gübre olabildi ğince ekmek kırıntısı
formunda sıkışmamış halde bulunmalı ve havalı bir yerde olmalıdır.
36. Daha sonra bu gübre yığınını ıslatıp sıkıştırılır.
Gübrenin sıkışması ile bu sefer havasız
şartlarda olgunlaşmayı sağlayan bakteriler
çalışmaya devam ederek yanmayı tamamlar.
Soğuk yanma, gübre içerisinde bulunan besin
maddelerinin, bitkinin alabileceği formlara
dönüşmesini sağlar. Bitki ve verim için soğuk
yanma da çok önemlidir.
Sıcak ve soğuk şartların karışımından elde
edilen gübrelere “serin gübreler" denir.
37. Taze gübre olgunlaşmadığı için azot yüzdesi düşüktür.
Ahır gübresinin ihtimarı sonucu gübre besin
elementlerince daha zengindir.
İhtimar anında meydana gelen ağırlık
azalması,gübrede bitki besin elementlerinin
konsantrasyonlarının yükselmesine yol açar.Bir ton
taze gübre ihtimara uğradığında ağırlığının yarısını
kaybeder.Genelde kayıplar,içerisinde bitki besin
elementi olmayan organik bileşiklerde ortaya
çıkar.İhtimar sonucu gübrenin C:N oranı 20:1 kadar
düşer.
Taze gübrede ise bu oran oldukça yüksektir.
38. Öncelikle iyi yanmış olması lazım
DEKARA
Büyükbaş →→→→→ 2-3 yılda bir 1-3 ton
Koyun →→→→→→ 750kg – 1,5 ton
Keçi →→→→→→→ (450 – 500kg)750kg
Kanatlı →→→→→→ 300kg - max
39.
40. Özellik Gübrenin açıkta bekletilme süresi
3 ay 6 ay 9 ay
Toplam ağırlık 39.6 56.0 71.1
Azot (N) 35.1 42.3 56.9
Fosfor (P 2 O 5 ) 17,4 31,5 38.4
Potasyum (K 2 O) 24,8 37.9 45.2
Organik madde 51.7 71.4 79.8
Tablodan da görüleceği gibi açıkta bekletme ile 9 ayda gübrenin ağırlığının
% 70’ ini, azotunun % 57’ sini, fosforunun yaklaşık % 40’ ını, potasın %
45’ ini ve en önemlisi organik maddesinin % 80’ ini kaybetmiş oluyor !!!
41. Kompost su tutma kapasitesi yüksek, hacim ağırlığı düşük,
bitki besin elementleri içeren ve organik madde düzeyi
yüksek materyallerdir. Kompostun elde edilme işlemine
kompostlama denilmektedir. Bitkisel ve hayvansal
kaynaklı kısmen parçalanmış, tarımsal, endüstriyel ve
şehir atıkları kompost olabilir. Kompostlanan materyal
orijinal yapısını kaybederek farklı bir yapıya kavuşur.
Kompostlar humus niteliğinde olup işletmenin yapısına
göre, tarımsal işletmelerde bulunan çöpler, hayvansal
artıklar, ahır artıkları, sap, saman gibi harman artıkları,
mutfak artıkları ve organik yapılı bazı fabrikasyon
artıklarının çeşitli işlemlerden sonra mikrobiyal ayrışma
sonucu mineralize olmalarından elde edilirler.
Kompostlama esnasında mikroorganizma faaliyetleri için
nem ve yeterince oksijen olmalıdır.
42. Kompost yapımı için kullanılacak materyallerden temin edilebilenlerin iyice
karışmaları sağlandıktan sonra, tabanı iyice sıkıştırılmış veya bu işlem için tabanı
betonlanarak özel olarak hazırlanmış rüzgar almayan bir yere yüksekliği 1.5 metreyi
geçmeyecek şekilde yığın yapılır. Yığın yapılmadan önce tabana absorbsiyon
kabiliyeti yüksek olan sap, saman veya tarla toprağından 5-10 cm’lik bir katman
serilirse, sızma ile meydana gelecek olan sıvı kaybı önlenmiş olur.Kompostlamada
iyi bir ayrışma için havalanma, nem, ısı ve besin maddeleri uygun olmalıdır. Mısır
sapları gibi büyük parçaların işlem öncesi küçük parçalara ayrılması gereklidir.
Buna ilaveten kompostlamanın iyi bir şekilde yapılabilmesi için yığın 150 cm’den
yüksek olmamalıdır ve yığın nemi % 50-70 arasında olmalıdır. Kuru ortamda
kompost işlemi yavaşlamaktadır.Kompost yapılması istenen materyal yere serilen
katmanın üzerine gelecek şekilde 25-30 cm kalınlığında bir tabaka halinde
serilerek üzerine sönmüş kireç ve toprak serpilir. Sonra bu işlemler 1-1.5 metrelik
yığın oluşuncaya kadar devam eder, en üst kısmı ve etrafı 10 cm kadar kalınlıktaki
bir toprak tabakası ile örtülür. Yığın hazırlanırken kompostlanacak materyalin
ıslatılması unutulmamalıdır. Ayrışmanın hızlanması için yığınlara bakteri
kültürleride eklenebilir. Ayrışmanın tamamlanması için gerekli süre 6 -24 ay
arasında değişir.Kompost olarak; çöpler, evsel ve endüstriyel atıklar, park, bahçe ve
pazaryeri atıkları, sokak sürpüntüleri, tarımsal faaliyet sonucu ortaya çıkan atıklar,
arıtma çamurları gibi materyaller kullanılmaktadır. Kompostlama metodunda
parçalanma aerobik (havalı) ve anaerobik (havasız) koşullarda olmak üzere iki
safhada olmaktadır.
43. Kompost yapılması istenen materyal yere serilen katmanın
üzerine gelecek şekilde 25-30 cm kalınlığında bir tabaka
halinde serilerek üzerine sönmüş kireç ve toprak serpilir.
Sonra bu işlemler 1-1.5 metrelik yığın oluşuncaya kadar
devam eder, en üst kısmı ve etrafı 10 cm kadar kalınlıktaki bir
toprak tabakası ile örtülür. Yığın hazırlanırken kompostlanacak
materyalin ıslatılması unutulmamalıdır. Ayrışmanın hızlanması
için yığınlara bakteri kültürleride eklenebilir. Ayrışmanın
tamamlanması için gerekli süre 6 -24 ay arasında
değişir.Kompost olarak; çöpler, evsel ve endüstriyel atıklar,
park, bahçe ve pazaryeri atıkları, sokak sürpüntüleri, tarımsal
faaliyet sonucu ortaya çıkan atıklar, arıtma çamurları gibi
materyaller kullanılmaktadır. Kompostlama metodunda
parçalanma aerobik (havalı) ve anaerobik (havasız) koşullarda
olmak üzere iki safhada olmaktadır.
44. Turba (Torf), fosilleşmesini tamamlamamış, bol
organik atık içeren topraklara denilmektedir.
Bataklık kıyıları, kurutulmuş göl ve
bataklıklarda yıllarca biriken organik artıklar
toprakla karışarak organik madde oranı
yüksek bir karışım oluşturmaktadır. Turba
toprakları organik maddece zengindir ve
herhangi bir zehirli atık içermez, kokusuzdur,
zararlı mikroorganizma içermezler, bu
nedenlerden dolayı rahatlıkla tarımda
kullanılabilirler.
45. Toprağa organik madde sağlamanın bir şekli de yeşil
gübrelemedir. Gelişmelerinin belirli bir dönemini
tamamlayan yeşil aksamı bol olan baklagil, buğdaygil vb.
gibi bitkilerin ya yetiştiği ortamda, yada bir başka alanda
yetiştirildikten sonra sürülerek toprak altına getirilmesine
yeşil gübreleme denilmektedir. Yeşil gübreleme amaçlı
kullanılan bitkilere ise yeşil gübre bitkileri
denilmektedir. Yeşil gübre bitkileri eğer baklagilerden
bir bitki ise toprağa organik madde yanında atmosferden
fikse edilen azotta katılmış olur. Yeşil gübreleme bu
bitkilerin yetişmeleri, toprakta ayrışmaları ve sonraki
bitkinin yetişmesi için yeterli miktarda su bulunduğu
koşullarda etkilidir. Kuru tarımın uygulandığı kurak ve
yarı kurak tarım bölgelerinde yeşil gübre
uygulamalarından beklenen faydalar sağlanamaz.
Yeş il gübre bitkileri yaklaş ık olarak,
% 10 çiçeklendikleri dönemde pullukla sürülerek toprağ a
gömülür ve toprakta çürümeleri sağ lanır.
46. • Toprakta organik madde birikimi,
• özelliklede baklagillerin yeşil gübreleme materyali olarak kullanılması
durumunda, toprakta azot birikimi,
• Topraklardaki K, Ca, Mg gibi katyonların yıkanmasının azaltılması,
• Topraklara yağış sularının girişine uygun bir yapı kazandırarak, ya ğı şların
bitkisel üretimdeki yararlılığının arttırılması,
• Toprak yüzeyinin örtülü olması nedeni ile toprakların su ve rüzgar erozyonuna
karşı dayanıklılık kazanması,
• Toprakta biyolojik aktivitenin artması,
• Toprağın daha gevşek bir yapı kazanması dışında yabancı ot, zararlılarla ve
hastalıklarla mücadele de kolaylık sağlanır.
Yeşil gübrelemede çoğunlukla baklagil ve bazen de baklagil olmayan bitkiler
kullanılmaktadır. Yeşil gübrelemede kullanılan bazı bitkiler;
Yonca, Fiğ, Börülce, Soya, Bezelye, kırmızı tırfıl, çavdar, yulaf, üçgül, acıbakla ve
yem baklası v.s.
47. Yeşil gübrenin etkisi sadece o yıl için değildir,
bir kaç yıl devam etmektedir. Ancak bu etki
iklim ve toprak koşullarına göre
değişmektedir. Nemli ve serin iklimlerde, sıcak
ve kurak iklimlere göre daha uzun sürmektedir.
Kumlu topraklarda ise killi topraklara göre
daha kısa süre etkili olmaktadır. Baklagil yeşil
gübre bitkileri havanın serbest azotunu
bünyelerine alarak toprağa azot kazandırmış
olmaktadır. Bu şekilde azotu bağlayan bitki
toprağa karıştırıldığında bitki için gerekli olan
azot sağlanmış olmaktadır.
48. Etkili bir gübreleme için yeşil gübre bitkisinin toprağa
karıştırılma zamanının çok iyi seçilmesi gerekir. Bitkinin
toprağa karıştırılma zamanına bir çok faktör etki eder.
Bunlar yeşil gübre bitkisinin gelişim derecesi, hava
şartları, toprak özellikleri ve yeşil gübre bitkisinden sonra
tarlaya ekilecek kültür bitkisinin özellikleridir. Bu
faktörlerin yeşil gübre bitkisinin toprağa karıştırılma
zamanını etkilemekle beraber genel olarak en uygun
zamanın azot ve organik maddenin bitki bünyesinde daha
dengeli olduğu çiçeklenme dönem olduğunu
söyleyebiliriz. Ancak burada dikkat edilmesi gerekli en
önemli husus yeşil gübre bitkisinin toprağa karıştırılması
ile etkilenecek olan kültür bitkisi toprağa ekildiğinde
toprağa karıştırılan yeşil gübre bitkisinin
mineralizasyonunu tamamlamış olmasıdır.
49. Humik asitler organik maddenin parçalanması sonucu olu şan son ürünlerdir.
Toprakta organik madde sağlama bakımından uygun materyallerden birisidir.
Humik asitlerin başlıca yararları ise şöyle sıralanabilir:
Toprak PH’sını düzenler.
Toprağın yapısını iyileştirirler.
Besinlerin ve suyun kökten alınmasını teşvik ederler.
Toprağın su tutma kapasitesini artırır ve böylece bitkiler susuzlu ğa daha dayanıklı
olurlar.
Toprağın havalanmasını artırarak daha iyi bir kök ve bitki geli şimi sa ğlar.
Toprakta mikroorganizma faaliyeti için uygun ortam oluşturur.
Verimi düşük killi toprak zerreleri arasına girerek daha uygun ve verimli bir
gelişme ortamı sağlar.
Başlıca humik bileşikler humik asit, fulvik asit ve huminlerdir. Bunlar sadece
toprakta değil, nehirlerde, göllerde, okyanuslarda ve onların sedimentlerinde
oluşmaktadır. Ayrıca linyit, leonardit, kömür ve diğer jeolojik kalıntılarda ortaya
çıkar. Bu kalıntılar ticari olarak üretilen ve toprağın iyile ştirilmesinde kullanılan
humatların kaynağını oluşturmaktadır. Toprağın verimlili ğine olan olumlu etkileri
nedeniyle humik maddeler büyük oranda toprak ıslahında, toprak düzenleyici
veya organik gübre olarak kullanılmaktadır. Katı ve sıvı formda çe şitli humik asit
materyalleri piyasada bulunmaktadır
50. Fulvik asitler: Tüm pH koşulları altında
suda çözünür formda olan hümik
maddelerin bir bölümüdür. Fulvik asitlerin
renkleri açık sarı -sarı kahverengidir.
Humik Asitler: Humik asitler topraktan
elde edilen ana bileşiklerdir. Koyu kahve-
siyah renklidirler. Doğal olarak oluşan
hümik asit moleküllerine bağlı 60 ‘ı aşan
farklı iz element çeşitli canlı
organizmaların kullanımına hazır olarak
bulunmaktadır.
Humik Asit ve Fulvik Asit Kaynakları
Nelerdir?
51. Leonardit 70 milyon yıl süren bir hümifikasyon
süreci sonunda oluşan linyit kömürünün okside
olmuş formudur. Yüksek katyon değişim
kapasitesine sahiptir. Leonardit kaynaklı hümik
asitler uzun süre etki gösterirler. Azot gibi
besin maddeleri ile rekabete girmezler.
Organik tarımda da güvenle kullanılmaktadır.
Tablo 1’ incelendiğinde hümik ve fülvik asit
kaynağı olarak leonarditin en fazla içeriğe ve
değere sahip olduğu görülmektedir.
52. Doğal Kaynak Hümik ve Fülvik Asit oranları %
Leonardit 40 - 90
Torf 10 - 30
Saprofel Torf 10 - 20
Linyit katmanları 10 - 30
Hayvan gübresi 5 - 15
Kompost 2-5
Toprak 1-5
Arıtma Çamuru 1-5
Taş Kömürü 0-1
53. Hümik maddelerin hepsi toprakta kalıcıdır.
Çevre koşullarına bağlı olarak fülvik asitlerin
yarı ömrü 10-50 yıl arasında değişirken, hümik
asitlerin yarı ömrü ise yüzyıl olarak ölçülür.
Hümik Asit ve Fülvik Asit Arasındaki
Farklar Nelerdir?
Yukarıda da değinildiği gibi bitki kalıntıları
çürüdükleri zaman fülvik ve hümik asitlerin her
ikisi de oluşur. Her iki asitte toprak ve
topraktaki mikro organizmalar için yaralıdır.
Fülvik asit hümik aside göre daha küçük bir
moleküler yapıya sahiptir.
54. Bunun sonucu olarak kalıcılığı daha azdır
ve daha kolay parçalanır. Ancak yaprak
uygulamalarında bitkiye giriş hızı daha
yüksektir. Hümik asit ise toprakta uzun
süre kalır ve zaman içerisinde yavaş
parçalanır. Genel olarak toprak organik
madde miktarını arttırmada uzun süreli
etkilerinden dolayı hümik asitlerden
faydalanılır.
55. Aşağıdaki tabloda da görüldüğü gibi hümik ve
fülvik asitler çeşitli kaynaklardan elde
edilebilir. Ancak bu kaynaklar arasında en
yüksek hümik ve fülvik asit oranı Leonarditte
mevcuttur. Leonarditin humik madde (humik +
fulvik asit) kaynağı olduğu 1960 yılında
keşfedilmiştir. Sonrasında araştırmacılar bu
maddeleri tarımsal alanlarda uygulamaya
başlamışlardır.
57. HAVANIN SERBEST AZOTUNUN
BİYOLOJİK YOLLA TESPİTİ
(BİYOLOJİK AZOT FİKSASYONU)
58. Atmosferin serbest halde bulunan azotunun
mikroorganizmalar aracılığıyla biyokimyasal
olarak organik forma dönüştürülmesi tarımda
Biyolojik Azot Fiksasyonu olarak adlandırılır.
59. Baklagil bitkileri Baklagil olmayan bitkiler
Yonca Çavdar
Çayır üçgülü Yulaf
Taş yoncası Arpa
Soya fasulyesi Darı
Kanada yem bezelyesi Karabuğday
Yem börülcesi Buğday
Kırmızı üçgül Çim
Japon üçgülü Sudan otu
Yabani tüylü fiğ Hardal
Avusturya bezelyesi Kolza
60. CO2, su ve solar enerji yoluyla
FOTOSENTEZ
Havanın serbest azotu
Fotosentez ürünleri köklerdeki rizobium
köklerdeki rizobium tarafından bağlanır.
bakterileri
tarafından
kullanılır.
Rizobium tarafından
amonyum formunda
bağlanan azot bitki
tarafından kullanılır.
60
62. Kaynak %N % P2 O 5 % K2O Yarayışlılı
k
Ahır gübresi 0,5-1,0 0,15-0,20 0,5-0,6 Orta
Tavuk gübresi 2,87 2,90 2,35 Orta-hızlı
Kompost 1.5-3.5 0.5-1.0 1.0-2.0 Yavaş
At gübresi 0.3-2.5 0.15-2.5 0.5-3.0 Orta
Kemik unu 0.7-4.0 18.0-34.0 0. Yavaş-orta
Kan tozu 12.0 1.5 0.57 Orta-hızlı
Deniz yosunu 0. 0. 4.0-13.0
Odun külü 0. 1.0-2.0 3.0-7.0 Hızlı
Pamuk 6.0 2.0 1.0 Yavaş
toh.küs.
63. Bitki gelişmesi için mutlak gerekli olan
elementlerin 9 tanesi makro elementler, 7
tanesi ise mikro elementler olarak
isimlendirilir.
Makro Besin
Elementleri:Karbon,Hidrojen,Oksijen,Azot,Fosf
or,Potasyum,Kalsiyum,Magnezyum,Kükürt
Bitkiler tarafından topraktan alınan onüç
elementten altısı diğerlerine göre daha fazla
kullanılmaktadır.Bu elementler
(Azot,Fosfor,Potasyum,Kalsiyum,Magnezyum,K
ükürt bitkiler tarafından fazla miktarda
kullanıldıklarından bu elementler makro
elementler olarak adlandırılmıştır.
64. AZOT
Azot bitki gelişmesinde yaşamsal öneme sahip
bir makro besin elementidir.Azotun topraktaki
uygun ve dengeli niktarı,bitkilerin toprak üstü
kısımlarının iyi gelişmesini sağlar.Ancak bu
gelişme fosfor,potasyum ve diğer besin
elementlerinin yeterli miktarda bulunmasını
sağlar.
FOSFOR
Fosfor bitkide çiçek,meyve oluşumunda ve
hücre bölünmesinde rol oynar.
65. POTASYUM
Potasyum,bitki dokularının yapısında
bulunduğu gibi,bitki bünyesindeki fizyolojik
olaylarda da görev alır.Diğer bitki besin
elementlerinin alınışında,solunumun
ayarlanmasında,transpirasyonda ve enzim
aktivitesinde önemli rol oynar.
KALSİ YUM
Kalsiyum,hücre duvarının yapısında bulunur ve
bu nedenle,yeni hücre oluşumu ve büyüme
için hayati önem taşır.
66. Mikro Besin Elementleri:
Demir,Mangan,Bor,Çinko,Bakır,Molibden,Klor
Mikro besin elementleri bitkiler tarafından çok
az miktarlarda kullanılan besin elementleridir.
Bu nedenle bunlara mikro elementler adı
verilir.
Bu elementlerin çok az miktarda
kullanılmaları,daha az önemli oldukları
şeklinde yorumlanmamalıdır.Mikro
elementlerde makro elementler kadar gerekli
ve önemlidir.
67. Bitkinin kök bölgesinin gelişme ortamı olan toprağın
pH değerinin de bitkiye uygun olması gerekir. Ülkemiz
sera üretim olanaklarındaki toprağın pH değeri
genellikle hafif alkalin ve alkalin (7.3-8.3) arasında
olması nedeni ile birim alandan istenilen miktarda ve
nitelikte ürün almamaktadır. Toprağın pH değerinin
uygun olmaması nedeni ile bitkiler toprakta bulunan
ve gübre olarak verilen bitki besinlerinden tam olarak
yararlanamamaktadır. Bun nedenle toprağın pH
değerini yetiştirilecek bitkiye göre düzeltmek
gerekmektedir. Bunun en kolay yolu toprağa çok ince
öğütülmüş toz sarı kükürt uygulamakla olur. Ortalama
olarak dekara 60 kg. toz sarı kükürt 20 cm. kalınlığında
bir toprak tabakasının pH değerini teorik olarak bir
birim azaltır.
68. Minimum Kanunu
Atatürk bahçe kültürleri merkez araştırma enstitüsü www.arastirma-yalova.gov.tr/barissalbayrak@hotmail.com
69. Toprakta noksan bulunan bitki besin maddelerinin
gübrelerle toprağa verilmesi meyve ağaçlarında gelişme ve
verimliliği etkileyen en önemli faktördür.
Toprakta tüm öteki bitki besin elementleri optimum
düzeyde bulunsalar bile bunlardan birinin noksanlığı yada
yokluğu halinde topraktan kaldırılan ürün miktarını bu
minimumdaki besin maddesi belirler.
70. Azotlu Gübreler:
Amonyum Nitrat Gübresi:Toplam olarak %33 Azot(N) içerir.
Amonyum Sülfat : %21 Azot(N) ve %21 (S) içerir.Asit
karekterli gübredir.
Üre: %46 N içerir.
Kalsiyum Nitrat:%26 Azot içerir.
Potasyumlu Gübreler:
Potasyum Sülfat: %51 potasyum(K), %18 Kükürt S içerir.
Potasyum Nitrat:%13 Azot ve %46 Potasyum içerir.
Fosforlu Gübreler:
DAP (Di Amonyum Fosfat) :%18 Azot ve %46 Fosfor içerir.
MAP (Mono Amonyum Fosfat): %12 Azot ve %61 Fosfor
içerir.
MKP (Mono Potasyum Fosfat) : %52 Fosfor ve %34 Potasyum
içerir.
TSP (Triple Süper Fosfat) :%42-44 Fosfor içerir.
71. 15-15-15:%15 Azot,%15 Fosfor ve %15
Potasyum ihtiva eder.
20-20-0 :%20 Azot ve %20 Fosfor ihtiva
eder.
78. Meyve ağaçlarında gübreleme belli esaslara tabidir.
Bu esaslar
• Fosfor ve Potasyumlu gübreler serpme değil gömme
şeklinde ağaç taç izdüşümüne uygulanır
• Azotlu gübreler 2 seferde ve serpme şeklinde
uygulanır.(Taç izdüşümü ile gövde arasına)
• Bahçe meyilli bir alanda tesis edilmişse taç
izdüşümünün meyilden yukarıda kalan kısmındaki
yarım daire kısma gübre uygulanır.
84. Toprakta Bitkide görülen belirtisi* Düzeltme yolları**
görülen
eksiklik
Toprak Toprak çok asitse, P, Ca, Mg
asitliği alınabilirliği düşer, Fe, Cu, -Dolomitik kireç taşı
Mn toksisitesi görülebilir
84
85. Azot Açık yeşil veya -Kan unu
sarımsı yeşil yapraklar -Pamuk çekirdeği unu
-Mısır nişastası unu (10-0-0)
-Tüy unu
-Deri unu
85
86. Fosfor Yapraklar önce koyu -pH’nın yükseltilmesi
yeşil sonra kırmızı mor -Kemik unu
-Kaya fosfat
-Yarasa gübresi
86