SlideShare a Scribd company logo
1 of 48
1
2



İçindekiler:

  Sanatın Gücü
  Mustafa ÖRÜNK                                                            4
  Güne Müzikle Başlamak
  Selma YAĞCI                                                              5
  Ütopya
  Prof. Nevit KODALLI                                                      6

  Erguvandaki Gülümseme
  Erdoğan TANALTAY                                                         7

  Çok Sesliliğin Dışarıdan Görünüşü
  Medine BALKARLI                                                          8

  Küçük Arkadaşlarım
  Necla AKBULUT                                                            9

  Yaşama Sevinci
  Suna TANALTAY                                                           10

  Kapaktaki Fotoğraf
                                                                         11-12
  Doğan AKÇA
  Çok Sesli Maceramız
  Müşerref ÖRÜNK                                                         13-14

  Ulviye Hanımın Mandolini
  Vahap KOKULU                                                          15-16-17

  Bu Yılki Etkinliklerimiz
  Ayfer AKÇA                                                              18

  Koro İle Müzik Eğitiminin Toplumun Müziksel Düzeyini Geliştirmedeki
  Yeri ve Önemi                                                          19-23
  Mustafa APAYDIN
  4. Mersin Polifonik Korolar Şenliğine Katılan Korolar                  24-46
  ve Konser Programları
3
4




                      ATATÜRK'ÜN KÜLTÜR P0LİTİKASI VE MÜZİK
        “Amacımız, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen modern ve bütün anlamı, içeriği ve
biçimiyle uygar bir toplum durumuna getirmektir. Başarı için en gerçek kılavuz bilimdir,
tekniktir. Bilim ve teknik için sınır ve koşul yoktur. Bilim ve teknik nerede ise oradan alınmalı ve
her yurttaşın kafasına sokulmalıdır. Dünyanın her türlü biliminden, buluşlarından,
ilerlemelerinden yararlanılmalı; fakat asıl temel, ulusun kendi içinden çıkarılmalıdır. Kültür
etkinlikleri, yeni ve modern esaslara göre örgütlenip yürütülmelidir. Sanat, birey ve toplum
olarak insanca yaşamanın vazgeçilmez öğeleridir. Türkiye Cumhuriyetinin temeli “kültür”dür.
Kültür, oluştuğu, yapıldığı, geliştiği yerin özelliklerine bağlıdır. Bu yer, ulusun öz yapısıdır. Türk
halkının gelişmesi demek, en başta kendi kültürünün gelişmesi demektir. Güzel sanatlarda
başarı, bütün inkılapların başarılı olduğunun da kesin kanıtıdır. Sanatsız kalan bir ulusun hayat
damarlarından biri kopmuş demektir. Bir ulus sanata önem vermedikçe büyük bir felakete
mahkumdur. Bunun içindir ki Türk ulusunun sanata olan sevgisi sürekli olarak her türlü araç
ve önlemlerle geliştirilmelidir. Sanatlar içinde en çabuk, en önde götürülmesi gereken müziktir.
Çünkü, bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, müzikte değişikliği, alabilmesi, kavrayabilmesidir.”
M. K. Atatürk

    Türkiye'de çoksesli müzik, Atatürk'ün yukarıdaki görüş ve ilkeleri doğrultusunda, özgür
düşünce temelindeki yaratıcılık ortamına ilerlemiştir. Buna "Türk Müzik İnkılabı" diyoruz...
5




                                         Sanatın Gücü
                                                                                   Mustafa ÖRÜNK
                                                                                                Editör
     Sanat yaşamımızın ayrılmaz bir parçasıdır. İnsan ruhu her zaman sanata gereksinme duyar. Bu
ruhumuzu dinlendirme, arındırma ve heyecanlandırma ihtiyacındandır. Güzel sanatlar insan ruhunu
eğitir, insan ruhuna derinlikler ve incelikler kazandırır. Ruhu bu güzelliklerle dolu olan insan tüm
canlı yaratıkları, doğayı, ulusunu ve tüm insanları sever. Canlıları yok etmeyi değil, yaşamlarına
yardımcı olmayı düşünür. Gerçek sanatçıların yetiştikleri toplumlar dünyada daha saygınlık
kazanan toplumlardır.
     Sanat yenilendikçe, topluma canlılık, ruh tazeliği gelir. Toplumu geliştiren, ileriye yönlendiren
bir güç kaynağı oluşur.
     Gelişen dünyada toplumların gücü toprak genişliğinden çok, eğitilmiş insanlarının
derinliğinden kaynaklanıyor. İster ürün, ister hizmet, isterse bilgi üretilsin, her türlü üretkenliğin
kaynağında inanmış insan vardır. Verimliliği arttırmada en önemli faktör, evrensel boyutta
düşünebilen insandır.
     Sıradan insanın müzikte en sevdiği şey, özü açık seçik olan, kolayca anlaşılabilen duygu ve
düşüncelerin dile gelmesidir; bu yüzden eşlik eden müziği tercih eder. Uzman müzikseverler ise
tersine seslerin arasındaki ilişkileri izleyebildiği için, ezgilerin birbirine zincirlendiği, değişik
biçimlerin art arda geldiği ses uyumlarından ustaca yararlanan müziği daha çok sever.
     Değerli dostlar, bizlerin amacı çok sesli müziği yaymak olmalıdır; çünkü bu gün yeryüzünde
üç tür müzik vardır. Birincisi tek boyutlu, sadece ritimden oluşan vurma aletlerle yapılan müzik,
buna kabile müziği, ilkel müzik diyoruz. İkincisi iki boyutlu, ritim ve melodiden ibaret olan, Arap,
Ortadoğu ve bazı Uzakdoğu ülkelerinde ve bizde olan müzik. Üçüncüsü ise üç boyutlu, ritim, ezgi
ve çokseslilikten oluşan ve dünyanın pek çok ülkesinin sahip olduğu müzik türü. Bu çizilen tabloda
yerimizin, tarihi müziğimizi koruyarak çokseslilik boyutunda yerimizi almak olmalıdır.
     Gerçek değer taşıyan sanat, toplumu yüceltir. Tüm boyutlarına kavuşmamış ve yenilenemeyen,
kendini tekrarlayan sanat ise, olduğu yerde bile kalmayıp yozlaşmaya mahkum olur ve ait olduğu
toplumu ilerletmez.
     Gelişimin, değişimin ve ilerlemenin yolunda yürüyenlere;
     Selam ve sevgi ile...

    Not: Ekonomik kriz nedeniyle ara vermiştik ancak bu sayı da buluşabildik.
6

                                                                                         Selma Yağcı

    Güne Müzikle Başlamak
    Henüz gözleriniz kapalı, uykunun mahmurluğu içindesiniz. "Biraz daha uyusam." diyor
içinizden bir ses. "Biraz daha uyusam" Derken kapının aralığından bir dost melodi süzülüyor
içeriye. Sarıp sarmalayıveriyor sizi. Gözleriniz aralanıyor, bir mutluluk sarıyor içinizi. Tatlı tatlı
geriniyorsunuz. Sizi terk eden "uykuya" el sallayıp, sıcacık bir bardak çayın hayaliyle, içinizdeki
müzikle yeni güne "Merhaba" diyorsunuz.

    Sevgili dostlarım, sıkça yaşadığım bir güzelliği paylaşmak istedim sizlerle... Yoğun ve yorgun
geçen günlerin ertesinde yaşamı paylaştığım eşim beni böyle dinlendirir. Çoğu zaman
bilgisayarından indirdiği koro şarkılarıdır bunlar. Gözlerinizi kapar çok sesli müziğin sihrine kapılır
gidersiniz. Ruhunuz arınır, dinlenir, mutluluğa kanat açarsınız. Sonra hayaller başlar. "Bu şarkı ne
de güzel, acaba notasını bulabilir miyiz, biz de söyleyebilir miyiz" gibi... Nevit Hoca'm ne güzel
söylemiş. "Bir koroda söylemeye başlarsanız, hastalanırsınız. Başka bir şey düşünemez, bu işten
vazgeçemez olursunuz" diye. Ne doğru söylemiş... Ben de onlardan biriyim galiba. Ama insanı
mutlandıran bir hastalık bu... Darısı nice kişilerin başına... "Va pensiero sulali doraate." İçimde hep
şarkılar var. Bazen dudaklarımın arasından taşan, özgürce boşlukta kaybolan... "Bülbülüm altın
kafeste." Hiçbir şey kafeste değil artık. Ben söyledikçe, biz söyledikçe Her şey özgür.. Yaşam
güzel, insanlar mutlu...

    Tüm sevgimle sesleniyorum hepinize...

    Müzikli sabahlara!..
7

                                                                                  Prof. Nevit Kodallı
    Ütopya
     Yıllardır söylemişimdir, yazmışımdır "Bir polifonik koro içinde şarkı söylemek, evrenin
derinliklerine ulaşmak, oranın muhteşem tınısını duymak, o ihtişamı kendinde bulmak, insanlığın
erdemine, yüceliğine erişmek demektir. İnsan sesinden oluşan bir polifonik koroyu dinlemek de
aynı duyguları yaşamak, paylaşmaktır" diye... Ve buna inandığım için bütün ömrüm boyunca bunu
savunmuş, çocuk korolarından başlayıp her kademede her türlü çok sesli koroların yurdumuzda
oluşup, yayılması için çalışmışımdır. Biz Türkiye Korolar Derneği'ni kurduğumuz ve Ankara'da ilk
"Korolar Şenliği"ni yaptığımız yılda bütün yurt düzeyinden şenliğe katılan koro sayısı parmakla
sayılacak kadar azdı. Geçen yılki şenlikte koroların sayısı 70'in üzerindeydi, bu yıl bu sayının 100'ü
bulacağını sanıyorum. Mersin Polifonik Korolar Derneği'nin dört yıl önce başlattığı Mersin Korolar
Şenliği'nde de ilk zamanlar katılan koro sayısı 7 dolayında iken bu yıl yapılacak 4. Mersin Korolar
Şenliğine katılacak koro sayısı daha şimdiden 30'u bulmaktadır. Yurt insanımızın bu düzeye
erişmesinden ve çalışmalarımızın semeresini almaktan mutluyuz ve bu sayıların çok daha
artacağından kuşkumuz yok. Yeni yeni büyük karma polifonik koroların kurulması tabii ki en
büyük emelimiz... Ama bunun yanında daha küçük kadrolu yeni küçük koroların da devreye girerek
çok geniş bir koro yelpazesine erişmemizi yürekten dileriz.. Size böyle bir koronun hikayesini
anlatayım...
     1942-45 yılları arası... Ankara Devlet Konservatuarı’nda birbirinden hiç ayrılmayan üç
öğrenciden oluşan bir sacayağı vardı. Bunlar yan yana geldiklerinde en küçük koro örneğini
kurarlardı. Üyeleri falset sesle söyleyen Soprano Nevit Kodallı, yine falset sesle söyleyen Alto
Bülent Arel, dışarıdan bir arkadaşımız Orhan Tenor ve Bas olarak İlhan Uzmanbaş'tan ibaretti.
Konservatuar kütüphanemiz çok zengindi. Oradan aldığımız notalarla bütün Rönesans devrinin
koro müziklerini dört sesli olmak kaydı ile (Çünkü bazı eserler 6 sesliydi, oysa biz 4 kişiydik)
söylerdik ve bu yolla da ilk koro müziği kültürümüzün temellerini atıyorduk. Orlando Lasso'ları
Josquin des Pres'leri, Palestrina'ları, Praetorius'ları yakından tanımış oluyorduk. Nasıl mı söylerdik?
E... Vallahi çok da müzikaldik, bu da yetiyordu, çünkü o tür eserlerde çok fazla ses güçlüğü yoktur.
     Bir gün Konservatuarın yıl sonu kompozisyon sınavlarındayız, sınava alınmak için
konservatuarın, konser salonuna yakın, ön tarafta sıramızı bekliyoruz. Madem ki yan yana geldik
hemen "Kuartet Koro"muzu kurduk, elimizde notalar anımsadığım kadarıyla Praetorius'un bir
parçasını söylemeye başladık... Bir ara konser salonunun kapısı hızla açıldı ve telaşla rahmetli Ferid
Alnar hoca dışarı çıktı. Söyleyenlerin bizler olduğunu görünce hiç unutamam, "işte müzikalite
örneği böyle olur!" dedi ve içeri girdi. Kuartetimizin dışında biz yan yana gelince İlhan Usmanbaş
bas, ben gene soprano, önceden saptadığımız bir çağ stilinde iki sesli Emprovize Motet'ler yapardık.
Bizim de dileğimiz ve umudumuz, İsmet İnönü'nün Köy Enstitülerinden birini gezerken bir kız
öğrencinin yiyecek torbasından peynir ekmeğinin yanında kendisinin başlattığı dünya edebiyatından
biri olan Antigone çıkınca söylediği" Her mimarımızın, her mühendisimizin, her yurttaşımızın
çantasından bir Antigone çıktığı gün biz birçok sorunumuzu çözmüş olacağız" gibi gençlerden,
yaşlılardan, çocuklardan oluşan büyük koroların sayılarının artması yanında bizim öğrenciliğimizde
yaptığımız gibi küçük küçük koroların da oluşması, iki yurttaşımızın yan yana geldiğinde çok sesli
şarkılar söyleyebildiklerinde uygarlık ve insanlık yolunda çok daha yükselebileceğimizin bilincine
varmamızdır. Bu belki bir ütopyadır, olsun... İnsanoğlu ve özellikle bizim ulusumuzun nice
ütopyayı çevirebilmiştir…
8


Erguvanlardaki Gülümseme

Bu sabah
Kuşlar haber verdi
Baharın geldiğini.
Yüreklerde bir telaş,
Yüreklerde esinti...


Boğaz taçlanmış erguvanlarla
Yine çılgın,
Yine yangın.
Ateş düşmüş gönüllere,
Nerde sevdalar?...


Niye bu sıkıntı,
Niçin bu yalnızlık,
Ne anlamı var yaşamın?..
Çalışıyor işte, evrenin saati
Zehir zemberek.


Nerdesin, kiminlesin Saadetim?..
Ne kaldı senden geriye;
Maviş maviş gözlerin.
Pembe - beyaz gülümsemen
Çiçek açtı erguvanlarda...
                                   Erdoğan Tanalta
9


       Çok Sesliliğin Dışarıdan Görünüşü
                                                                              Medine BALKARLI
                                                      Selam Herkese,
                                                      Selam Dünyayı güzel görenlere.
                                                      Güzel görmek isteyenlere, hayatı sevenlere,
                                                      Haydi sevmeyenlere de selam olsun.
                                                      Bir şeyler demeyi düşledim, şöyle ki;
                                                       Polifonik Koro'muzun çalışmaya başladığı
                                               günden beri, aşağı yukarı her çalışmasına ve
                                               konserlerine katılan bir (elemanı) Korist'im. Müzik
                                               öğretmenliğim yıllarında ve halende çalıştığım
okullarda, ders araları dahil boş zamanlarımızda arkadaşlarımızla birlikte Türk Müziği
söylemelerimiz eksik olmazdı. Ben yettiği kadar çalardım. Emekli olduktan sonrada çalıp
söylüyorum. Bu kez ağırlık çok seslilikte. Benim gibi öğretmenlikten emekli bir arkadaşımla komşu
olduk. Telaşla, bütün yorgunluğuma rağmen, haftanın iki günü koroya koşturduğumu gören bu
dostu bir iki konserimize de davet ettim. Sağ olsun geldiler. Bir gün bana;
       -Hocanım, bu korodan ve konserlerinizden ne kadar para alıyorsunuz? dedi. Bu soruyu önce
şaka sandım. Meğer ciddi imiş. Koro'muzun bir derneğe bağlı olduğunu, derneğin de üye aidatları
ile ayakta durduğunu, bizim kendimizi dinletmek için cebimizden para verdiğimizi (şakamsı dille)
söyleyince;
        -Vah vah! Hocanım sen kendini harcamışsın. Halbuki şu anda sanatçıyım diye geçinen
birçok insan senin eline su bile dökemez. Daha bir çok iltifatlarla, acımaklı duygularını saklamaya
çalışıyordu. Ben de ona;
       - Sen hiç koroda veya çok sesli koroda çalıştın mı? diye sordum.
       - Yoo dedi.
       - Peki çok sesliliğin ne demek olduğunu biliyor musun?
       - Eh işte. Birden fazla ses demek herhalde.
       - Nasıl yani. Biraz açsana deyince;
         - Hocanım hani parlamentoda herkes bir başka ağızdan bağırır çağırır ya, işte benim için çok
seslilik bunun gibi bir şey.
        Öyle mi? dedim. Bak dostum. Biz çok sesli koromuzda neler yapıyoruz. En az üç genelde de
dört grup ses var. Her grup kendine ait ezgilerini seslendiriyor. Bu arada yanlarındaki diğer üç
grubun söylediklerini de duymaya çalışırlar. Hiçbir grubun bizim sesimiz çok duyulsun deme hakkı
yoktur. Çünkü bağıran grubun sesi tek başına konuşan ve dinleyeni olmayan bencil insanların sesi
gibi çıkar. Bencil insanlar da sevilmez zaten. Paylaşımın tadını bilir misin, bilmem. Biz
çalışmalarımızda, çok güzel eserlere hayat veriyoruz paylaşarak. Uyuşan seslerin birlikte
duyulmasının tadını sanırım yaşamayan bilemez. Tek başına şarkı söylemeyi aşağı yukarı herkes
yapabilir. Bunu zaten çoğu insanlar da yapıyor. Biz güzelliği paylaşıyoruz. Bilirsin mutluluklar
paylaşıldıkça çoğalır. Lafımın kısası bunu yaşamak lazım. Hani bir şarkı vardı "Aşk yaşanır,
anlatılmaz." İşte öyle. Sana bu güzelliği ne kadar anlatmaya çalışsam "Zor dostum zor" derim. Yine
de konserlerimize gel. Önce, sıkılsan bile sabret. Ne de olsa baharın sonu yazdır. Neyi
paylaştığımızı gör. Belki mutluluğumuzdan bir parça alır, siz de mutlanırsınız. Ha, ne dersiniz?
10

                                                                                 Necla AKBULUT
       Küçük Arkadaşlarım
        Kazağımın ucundan tutmuş habire çekiştiriyor, bir yandan da sesini bana duyurmaya
çalışıyor. "Ben seni tanıyorum, ben seni tanıyorum!". Koro çalışmasından çıkmış, bir arkadaşımla
konuşuyorum. Birden fark ediyorum!.. Sürekli dikkatimi çekmeye çalışan o küçücük elin, o incecik
sesin sahibine doğru indiriyorum bakışlarımı. Üç yaşlarında mini minnacık bir oğlan çocuğu. O
içinden ışıklar saçan kocaman gözlerini yüzüme doğru kaldırmış, durmadan tekrarlıyor. "Ben seni
tanıyorum!..." Annesinin elini sıkıca tutmuş, yüzünde inanılmaz güzel bir gülümseme...
       Hemen eğildim, bu güzel oğlanı kucakladım. Küçücük kollarıyla boynuma sarılıp beni
öpücüklere boğdu. Dünyanın en değerli öpücükleriydi benim için. O minnacık bedenden yayılan
sevgi gösterisi nasıl bu kadar güçlü olabiliyordu anlayamıyordum.
        Son birkaç yıldır arkadaşlarım öyle çoğaldı ki hepsini tanımakta zorlanıyorum. Sokakta,
parkta, alışveriş merkezinde, operada bana doğru yaklaşan tebessümler görünce onları tanıdığımı
anlıyorum. Önce lise öğrencisi gençler, grup veya tek, bana yaklaşıp konuşuyorlardı. Bunlar
Gençlik Koromuz'un gençleriydi. Sonra çocuklar çıktı ortaya. Operamızın çocuk korosu ve bizim
çocuk koromuzun çocukları sıcacık sarılmaya, öpmeye başladılar. Derken minikler sökün etti.
Karıncalar gibi istila ettiler her tarafı. Bacaklarımdan çekiştiriyorlar, kendilerini duyurmaya
çalışıyorlardı. Belki de sadece ruhsal anlamda değil, boy bos olarak da yakın hissediyorlar beni
kendilerine.
        Minnoşlar Korosu'ndan, Büyükler Korosu'na kadar bütün koristlerle çok güzel bir bağ var
aramızda. Görünmez örümcek ağlarının altın telleriyle bağlanmış gibiyiz birbirimize. Hatta tutsak
olmuşuz bu görünmez örümceğin ağında. İşte bu büyük gücün adı MÜZİK. Hep birlikte şarkı
söylemenin büyüsü öyle sarmış ki bizleri, yediden yetmişe değil, üçten yetmiş yediye bütün
hayatımızı müzikle güzelleştirmişiz. Altı yılda altı koro kurduğumuzu artık dostlarımız biliyor. Her
yıl eylül ayından başlayarak, ne çabalar harcıyoruz bilseniz. Çok Sesli Müziğin cazibesi bizleri hep
kendine çekiyor. Verdiğimiz emek güzel tınılara dönüşüyor, sevdiklerimizi sarıyor. Anı
dağarcığımız zenginleşiyor durmadan. Unutulmaz anlar yaşıyoruz birlikte. Umutlarımız tazeleniyor,
yeşeriyor çocuklarımızla, gençlerimizle.
        Şimdi bana yazımın başında söz ettiğim o küçük oğlanın kim olduğunu sorar gibisiniz. O
minik çocuğun adı Hami... Üç yaşında. Henüz bizim korolardan birinde söylemiyor. Annesi bizim
Yetişkinler Korosu üyelerinden Müge Candaş. Bu kış verdiğimiz konserlerin birinde yakından
tanıdık birbirimizi Hami'yle. Hani Kültür Merkezi'nde yaptığımız Eğitim Konseri vardı ya!
Konserin sonunda bütün koroların "Üç Güzel Şey" adlı şarkıyı hep birlikte söyleyecekleri an geldi.
Ben, koroların sahnede yerlerini almalarını anons ettim. Minikler, Minnoşlar sahneye çıkarken,
Hami de annesinin elinden kurtulmuş, sahneye fırlamış. Müge sahnenin önünde oğlunu indirmeye
çalışıyor. Tam o sırada gördüm onu. Hemen iki kolundan kavrayıp kaldırdım ve minnoşların arasına
yetiştirdim. Sahnede bütün korolar bir çiçek bahçesi gibiydi. Şarkımızı hep bir ağızdan söyledik.
Ardından alkışlarla Onuncu Yıl marşımızı seslendirdik. Salondaki coşku elle tutulacak gibiydi
sanki.
        Şefin işaretiyle bütün korolar selam veriyorlar. Bu selam tekrarlanıyor durmadan. Salonda
ana-babalar, ablalar, teyzeler, amcalar bir yürek olmuş, çocuklarını alkışlıyorlar... Hami her
defasında yanındakilere bakıyor, biraz gecikerek selam veriyordu. Bu olayda o bir seyirci değil,
sahnedeki minik koristti artık... Elinden tutup, annesinin yanına getirdim. Tam aşağı ineceği sırada
iki eliyle elimi tutup bütün gücüyle sıktı, bana bir şey söylemek ister gibi. Yüzüne başımı
indirdiğimde, yüreğindeki sevinci ve sevgiyi fırlatıyordu bakışlarıyla.
       Çocuklar çığlık çığlığa bağrışıyorlardı.
11

                                                                                 Suna TANALTAY

           Yaşam Sevinci
           Mutlu musunuz?.. Pırıl pırıl bir "Yaşam sevinci" doluyor mu içinize?.. Güneşli, yağmurlu,
ılık yada serin... Havalardan yakınmadan derin bir soluk alıyor musunuz?.. Şarkı söylemek, ıslık
çalmak geliyor mu içinizden?.. Ne mutlu size...

           ...Yalnız mısınız yoksa?.. Tatlı bir sohbetin, mutlu bir paylaşmanın özleminde misiniz?..
Rüzgardan başka kimse çalmıyor mu kapınızı?.. Derin kuyular gibi kendi iç dünyanıza mı
çekiliyorsunuz?.. Konuşun, anlatın, paylaşın; ne olur... Biliyorsunuz, paylaşılan dertler azalır;
paylaşılan mutluluklarsa çoğalır...

           Gerçek yaşam sevinci, biraz yada bir çok bu paylaşımlardadır... Yalnızca sokaklar,
kaldırımlar değil; insandan insana uzanan yollar vardır. İlle de yürekten yüreğe... ilgi ister, özen
ister...

           ...Yaşamak... Sağlıklı yaşamak... İnsanca yaşamak önde gelir... Huzurlu, mutlu bir yaşam
izler bunu...

           Yüreğinizden ve aklınızdan aldığınız bir güç var mı?.. Barışık mısınız kendi kendinizle?..
Ve başkalarıyla?.. Barışık mısınız çevrenizle, doğayla ve tüm evrenle?.. Harikasınız...

           Paylaşımsız, uyumsuz, ille de sevgisiz bir "Yaşam Sevinci" olur mu?.. Yüreğinizdeki ışığı
paylaşın bir başkasıyla... Sesini duyun, konuşun arkadaşlarınızla... Dokunun... (Internet
yalnızlıklarına takılı kalmayın. Biliyorsunuz; paylaşım oyunları da güzel... Ama en değerlisi soyut -
somut paylaşımlardır. Arkadaşlık ve dostluk bunu gerektirir.)

           Tüm zorluklarına karşın yaşamın... Ve tüm zorlukların, engellerin inadına saygı duyun
isteklerinize... Yeteneklerinizi bilin ve çalışın... Çünkü mutluluk yolu tembellikten geçmez. İstek ve
sorumluluk dengesi çok önemli...

           Yüreğinizin    çocuksu     değerlerine
sarılın sıkı sıkı... Yaşam sevinci, bunlardan
başka nedir ki?.. Çok büyümeyin, ne olur...
Böyle kalın…
12

                                                                                    Doğan AKÇA
       Kapaktaki Fotoğraf
        Kapaktaki fotoğrafa çok dikkatli bakın. Çünkü Abidin Dino Nazım dostunun isteğini yerine
getirip mutluluğun resmini yapamadı ama ben mutluluğun fotoğrafını çektim. Dikkatli bakarsanız
fotoğraftaki herkesin yüzünden mutluluk ışıltıları fışkırdığını göreceksiniz.
       O gün 5 Nisan 2002 idi.
        O gün değerli Kültür Bakan'ımız İstemihan Talay restorasyonu biten Gülnar Oteli'nin
açılışını yapıyordu.
      O gün o dünya güzeli çocuklarımızın durduğu merdivenlerden ilk defa Kültür Bakanlığı
Resim Heykel Müzesi'ne çıkılıyordu.
       O gün Türk Plastik sanatının en büyük ustalarından 36 resimle 10 heykel o emsalsiz
güzellikteki salonda içimizi aydınlatmaya başlıyordu.
        Biz çocukluğumuzdan, gençliğimizden beri resim yaparken hep "Keşke bir müze olsa,
istediğimiz zaman gidip usta ressamlar ne yapıyor görsek" derdik. Orijinal resim görmeye hasrettik.
O gün bu hasret bitti.
       Ve en güzeli o gün açılışta İstiklal Marş’ımızı Nevit Kodallı Güzel Sanatlar Lisemizin Çok
Sesli Çocuk Koro'su seslendirirken Müze'nin girişinde Mersin Polifonik Korolar Derneği Çocuk
Korosu bir mini konserle Bakan’ımıza ve konuklarına teşekkür ediyordu.
       En güzeli o çocukların bizim uzun yıllardır hasretini çektiğimiz Müze'ye daha çocuk yaşta
kavuşmalarının mutluluğunu yaşadıklarını hissetmekti. Yarının Mersin'ini işte bu çocuklar
yönetecek ve belki Mini Müzemiz onların çabalarıyla dev bir müze olacaktı.
      Üstelik, gene değerli Kültür Bakan’ımız ve ekibinin gayretleriyle ve üç yıllık bir çabayla
Mersin görkemli bir Mersin Evi'ne kavuşuyordu.
       Lütfen Sanat Sokağı'na gelin dostlar. Önce Gülnar Oteli'nin karşısındaki setlere oturup o
binayı seyredin. Uzun uzun o güzelliğe bakın, sonra binaya girip müzeyi ve sergi salonunu dolaşın.
Siz de benim gibi ışık dolu çıkacaksınız oradan. Siz de benim gibi Kültür Bakan’ımıza teşekkür
edeceksiniz.
      İnsanoğlu aç gözlü ne verirseniz doymaz, daha çok şey ister derler. Doğru mu, bilmem. Ama
ben Mersin'imize çok şeyler veren Bakan'ımızdan bir şeyler daha isteyeceğim..
       Sayın Bakan'ım,
       Bu dünya güzeli mekan, yani Kültür Bakanlığı İçel Resim - Heykel Müzesi ve Galerisi
galiba tasarruf tedbirleri nedeniyle hep karanlık. O yüzden sanki boş bir bina izlenimini veriyor.
Eğer bilerek gider ve tek kanadı açık kapıdan gözünüzü karanlığa alıştırır, acaba Müze ve Galeriyi
gezebilir miyim, derseniz, o zaman ışıklar yakılıyor. Bilmeyen biriyseniz önünden geçip
gidiyorsunuz. Oysa buranın hep aydınlık, kapısı sonuna kadar açık, ışıl ışıl olması lazım. Tüm
Mersin’in burayı öğrenmesi, gelip gezmesi, okullarımızın öğrencilerini getirip gezdirmesi lazım.
Lütfen tasarruf tedbirlerini bu güzel mekanın üzerinden çektirin Sayın Bakan'ım. Nihayet ayda 100
milyon lirayı geçmeyecek elektrik parasını sanat ve bu güzel mekan adına harcatın.
        Bir başka sorun memurların mesai saati. Orada çalışanlar mecburen çalışma saatlerine
uymak zorunda kaldıklarından saat 16:00-17:00 sularında Müze kapatılıyor. Oysa Müze, Sanat
Galerisi gibi mekanlar en çok saat 16:00'dan sonra geziliyor. Yarının Türkiye'sini çağdaş ve modern
dünyanın en önemli ülkelerinden biri yapacak çocuklarımız, gençlerimiz ancak 16:00'dan sonra
okullarından çıkıp oraları gezmeye gelebiliyorlar. Acaba bir düzenleme yapılarak her gün birkaç
çalışanın 16:00-19:00 arası ve Cumartesi Pazar günleri çalışarak orayı açık tutması sağlanamazını?
13

         Birde Müze'nin bahçesini ne yaparız diye düşünüyorum. Biliyorsunuz üstün çalışmalarınız
ve desteğinizle orada çok güzel bir bahçe ve tarihi bir mutfak çıktı ortaya. Acaba orayı güvenilir,
çağdaş ve sanatsever birine kiraya vererek veya doğrudan Bakanlığınız çalışanları tarafından
işletilecek bir kahve-pastane yaptıramaz mısınız. Böylece hem Müzeyi, Galeriyi gezenlerin
yorulduğunda dinleneceği, hem de etkinlik kokteyllerinin en iyi şekilde yapılacağı, hem sanatçı ve
sanatseverin oturup o güzelliği yaşayacağı bir mekan çıkar ortaya. Üstelik bu işten elde edilecek
gelir o binanın birçok sorununu çözer.
       Bunu yapmazsak şimdi depo olarak kullanılan o mutfak ve bahçe birkaç sene sonra bütün
güzelliğini kaybeder. Harcanan paraya da emeğe de yazık olur.
       Sayın Bakan'ım,
        Bunları eleştiri olsun diye yazmıyorum. O binayı ve Müze'yi yaptırmakla bize inanılmaz
mutluluk verdiniz. İnanın nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum. Ama açılışta siz ve Güzel Sanatlar
Genel Müdür’ümüz Sayın Yaşar Doruk "Burayı sizler için yaptık, sahip olun" dediniz. Bu nedenle
sahiplik görevimi yapmaya çalışıyorum.
       Tekrar, derginin kapağındaki fotoğraftan fışkıran mutluluğu bize verdiğiniz için sonsuz
teşekkürlerimizi sunuyorum.
14

                                                                                    Müşerref ÖRÜNK
       Çok Sesli Maceramız
       Sanırım bundan 6-7 yıl kadar önceydi. Sanat Sokağı'nda Nevit Kodallı Salonu'nda koro
çalışmamız vardı. Çalışmaya başlamadan önce Selma Hanım; "Çocuklar bir teklif aldım. Sanat
Kulübü'nden. Bu konuda sizlerle ortak karar almamız lazım."
       Dağcılık Bayramı nedeniyle Karboğazı'na bir gezi yapılacakmış. Oraya Türkiye'nin değişik
il ve ilçelerinden dağcılar Medetsiz Tepesi'ne tırmanmak için gelecekmiş. Açılışta bizim
koromuzun da orada konser vermesi isteniyor." deyince "Evet katılalım, gidelim!" diye sesler
yükseldi.
       "Ama otobüslerle iki saat gidilecekmiş. Belirli yerde otobüslerden inip kalan yolu yürüyerek
ilk konaklama yerine çıkacakmışız. Daha sonra da çadır kuracağımız yere. İsteyen Karboğazı'nda
kalacak, isteyen bu gün akşam yemek sonrası dönebilecekmiş. Bana biraz maceralı gibi geldi. Bu
kadar zorlukları anlatmama rağmen hala gitmek isteyen var mı?" deyince herkes "Eveet" diye cevap
verdi.
        Biz iki gün sonra kulüp önünden koro için ayrılan iki minibüs Sanat Kulübü üyeleri,
dağcılar için gelen 4-5 otobüs ve özel otolarıyla katılanlarla büyük bir konvoy halinde yola çıktık.
Yolculuk çok neşeli ve güzeldi. Denilen yere geldik. Otobüslerden inip, elimizde kumanyalar,
sırtımızda çantalarla yürüyor, hep birbirimize "Ne zaman yerimize ulaşacağız? Hangi ağacın altında
oturacağız, su kenarı var mı?" derken ağaçlı bölgeyi aşıp gittik. Hiç ağaç olmayan bir tepeye
tırmana tırmana dere kenarından geçerek ulaştık. Burada sadece bir Yörük çadırı ve içinde kalan bir
aile vardı. Orada ilk molayı verdik. Daha sonra daha yukarıya bir tepeye çıktık. Rehber arkadaşlar
kamp yerinin burası olduğunu, çadırı olanların hemen kurup öğle yemeğimizi burada yedikten sonra
aşağıya inip ilk molayı verdiğimiz yerde tören başlayacağını söylemesiyle yine şaşırmıştık.
       Rehberin bu açıklaması sonucu gruplar oluşturduk. Hepimiz kumanyalarımızı açtık. Allah
ne verdiyse, deyip birbirimize ikram ederek, güle oynaya yemeğimizi yedik.
        Daha sonra ilk konaklama alanı olan yere rehberin dediği saatte buluşmak üzere indik.
Orada açılış töreni başladı. Dağcılık Kulübü Başkanı'nın açılış konuşması ardından koromuzun
konseri, konaklayacaklar için başkanın ve kamp doktorunun uyarıcı konuşmalarından sonra Gözne
Belediye Başkanı'nın konuklar için orada hazırlattığı koca koca kazanlarda pişen kuru fasulye, pilav
kuyruğu başladı. Eline tabağını, kaşığını alan kazanların önünde yemek almak için sıralandı.
Kayaların, arabaların üzerini masa, sehpa gibi kullanarak yemeğimizi yedik. Ömrümde yediğim en
lezzetli kuru fasulye, pilavdı bu.
       Daha sonra arkadaşların bir kısmı eve dönmek üzere yola koyuldu.
       Bizim iki kızımızda vardı bu gezide, yani ailecek oradaydık. Kızlarımız ne olur kalalım
burada deyince, kıramadık onları. Bu maceralı günün uzayacağını düşündüm. Boş ver yaşanmalı,
bir daha böyle bir yerde kalamayız ki, dedim. Görevli arkadaşlara orada kalacağımızı eşimle ilettik.
Ailemiz için hemen bir çadır kurup verdiler. Çadırımızın taban örtüsü var ama üzerinde yatacak ne
bir minder ne de bir yastık var. Sadece Sevim'ciğimin dönerken bıraktığı bir pike var. Çadır da
meyilli bir yerde, azıcık rüzgar esse uçacak durumda. Çadırı teslim aldıktan sonra tören yapılan ilk
mola alanında akşam kalan arkadaşlarla toplandık. Odunlar bulup ateş yaktık, onun çevresinde
çember oluşturup oturduk. Ataş'da çalışan Ömer Bey bağlama çaldı. Opera sanatçısı sevgili Ziya
türküler söyledi, bizler ona eşlik ettik. Güzel bir geceydi. Fakat tuvalet yok, herkes tuvalet ihtiyacını
gidermek için dere kenarına, çadır komşumuz Meral'in el feneriyle iniyordu.
       Derken saat 02:00 - 03:00, fakat uyuyamıyoruz, hava çok soğuk, yerde minder yok, taşlar
batıyor sırtımıza. Kızlarımız Sanem ve Elif güle güle bayılıyorlar bu halimize. "Bizim aklımıza
uyup kaldınız siz de" diyorlar. Ben "Çocuklar! Yumuşak bir taş buldum kafamı koyacak, ama
üzerime örtecek bir şey yok!" diyorum. Hepimiz katıla katıla gülüyoruz halimize.
15

       Daha biz uyumadan bir ses "Arkadaşlar, Medetsiz'e çıkacak olanlar saat 04:30'da ilk mola
yerinde toplansın!" dedi. Bir grup gitti, biz orada kaldık. Sabah kahvaltı yapmak üzere ilk mola
yerine inip, çadırın önünde Yüceliğimin hazırladığı odun ateşinde demlenmiş tavşan kanı çayla
kahvaltımızı yapıp sohbet ettik. Öğleyin Medetsiz'e çıkan arkadaşların da dönmesiyle yola
koyulduk.
       Otobüste o gün olanları anlatıp şakalar yaptık.
        Bu maceralı gezimizden sonra aylar geçmişti ki; Adapazarı'nda üniversite de okuyan bir
arkadaşımın oğlu telefon etti bana. "Müşerref Teyze, sizi Star Televizyonu'nda bir grup halinde
şarkı söylerken gördüm. Ama çok şaşırdım. Dağ başında mıydı konser?" dedi.
        Hey gidi günler... Dün gibi, bugün gibi. 6-7 yıl ne çabuk geçti. Koro ailemiz büyüdü.
Birlikte yaşadığımız güzellikleri, üzüntüleri ile her şey çok güzel, gelecekte de güzel olmalı. Hiçbir
şey bu güzelliğimizi, birlikteliğimizi bozmamalı.
       Amatör bir ruhla nasıl çalışıp büyüdüğümüzü, bu günlere nasıl geldiğimizi düşünüyorum da,
geride ne tatlı anılar bıraktık. O günleri çoook özlüyorum.
       Nice güzelliklereeee!
       Sağlıklaaaaa!
16

                                                                                  Vahap KOKULU
       Ulviye Hanımın Mandolini!
       1943 yılı,
       …Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü asıl şöhretini sanat eğitimiyle yaptı.
       Güzel sanatlar bölümü içinde öğrencilere resim, müzik, heykeltıraşlık, tiyatro eğitimi
veriliyordu Her öğrenci bir müzik aletini çalmayı öğrenmek zorundaydı.
       Sanat derslerine Ankara konservatuarının en iyi hocaları geliyordu.
      Batı edebiyatı derslerini Sabahattin Eyüpoğlu, Müzik derslerini Aydın Gün, Veysel
Arseven ve Ruhi Su veriyordu…
       Daha önce Almanya'da elçi olan eski Mili Eğitim Bakanı Saffet Arıkan görevdeyken
Hitler'in armağan ettiği kuyruklu piyanoyu, dönüşte Hasanoğlan'a getirecek ve Nazizmin
başkentinden gelen piyano ilerici bir eğitim sisteminin hizmetine girecekti. Ve öğrenciler bu
piyano üzerinde Faik Canselen ve Selçuk Uraz'dan ders alacaklardı.
      Bazı zamanlarda da Enstitülüler Ankara'ya konservatuara gidip Cumhurbaşkanı
İnönü ve devrin önde gelen bürokratarıyle birlikte İdil Biret, Suna Kan gibi harika
çocukların klasik müzik konserlerini, operalarını dinliyor, sergiler geziyorlardı..
      Okul şan dersi alan öğrencilerin koro çalışmalarıyla çınlıyor, çayır üzerinde resim
çalışması yapan voleybol oynayan yada mandolin çalan öğrencilerle alışılmadık bir köy
manzarası ortaya çıkıyordu...
       Can Dündar" Köy Enstitüleri" (Sayfa 64-65)
       1953-1958 yıllarında Çankaya İlkokulu öğrencilerindendim..
       Şimdiki Vali Konağının tam arkasında, geniş bahçeli bir Mersin mimari anıtlarından.. Okul
Müdiremiz Ulviye Hanım Türk Milli Eğitiminin Köy Enstitüleri disiplini, kültürü ile yetişmiş
Atatürk devrimlerinin yılmaz savunucularındandı..
        Sınıf öğretmenlerimiz vardı ama, sadece tüm sınıfların yazı derslerine o girerdi, Bir hattat
ustalığı ile karatahtaya tebeşirle yazdığı Ata'mızın ölümsüz vecizelerini, çift çizgili defterlerimize
dikkatlice yazar dururduk.
       Onun titiz denetimi ile,
      Her Pazartesi sabahı ve Cumartesi öğlenleri Mandolinini çalarak İstiklal Marşını söyletirdi
hepimize..
       O mandolin Ulviye Hanıma Yüksek Köy Enstitüsünün yadigarıydı..
      Ulviye Hanım'ın en büyük ideali de aslında kocaman bir orkestra da keman sanatçısı
olmakmış.
       Öyle söylerdi okulumuzun hademesi Bahar hanım..
       Bir Pazartesi sabahı İstiklal Marşımızı onun yerine, krem rengi takım elbisesi, geriye doğru
taranmış parlak saçları, iri ela gözleri ile pek yakışıklı bir beyefendi söyletmişti..
      Onun Mersin'de ve okulumuzda ilk defa açılacak mandolin ve akordeon kursunun öğretmeni
olduğunu sonradan öğrendik..
       Arzu edenler bir mandolin veya akordeon (ne olduğunu bilmiyorduk bile..) tedarik
edeceklerdi
      Hali vakti yerinde olan arkadaşlarımız bayağı pahalı olan ve kendi cüsseleri kadar büyük
akordeonları satın alıp getirdiler pırıl,pırıl..
17

       Diğerlerimizin velileri Mersin'de o zaman tek mağazada satılan mandolinleri satın aldılar,
penaları, yedek telleri ile birlikte..
       Teyzeler halalar Singer dikiş makinelerinde güzel güzel kılıflar hazırladılar, don lastiği ile
üst kısmından boğumlanan..
       Nota defterleri aldık,
       Mandolin Metot kitapları aldık, güzelce kapladık..
       Feride, okulumuzun hademesi Bahar Hanım'ın biricik kızıydı..
       Okulun arka tarafında Ulviye Hanım'ın yaptırdığı iki odalı minnacık "lojmanda" kalırlardı.
Feride'nin en çok sevdiği şeylerden birisi ise derslerin ve teneffüslerin bitiş zamanını belirleyen zili/
çıngırağı çalmaktı.
        Zilin sapını minicik iki eli ile kavrar, iki elini başının üzerine kaldırır ve zili çalar, çalar,
çalardı. Taa ki Annesi Bahar Hanım veya başöğretmenimiz Ulviye Hanımın "Yeter!" uyarısına
kadar.
        Ulviye hanım bir gün Feride'yi mandolin kursu verilen dershanenin kapısında gördü .. Feride
iki tahta parçasını biri birine çakmış, tahta uçlarına üç çivi ve çivilerin arasına da balık tutmağa
yarayan misinaları bağlamıştı.
       Elinde bir tavuk tüyünün, ucu ile de biz mandolin kursu öğrencilerinin yaptığının aynısını
yapıyordu kendine özel mandolinine..
       Ulviye Hanım birden Feride'nin eline yapıştı, kaptı elinden bu basit mandolini, Fırlattı attı
onu bahçenin köşesindeki çöp varilinin içerisine..
       Feride şaşkın,Feride üzgün ve Feride mahcuptu..
       Ulviye hanım tuttu Feride'nin elinden götürdü odasına.. Eyvah! dedik hepimiz..
       Ama, Dolaptan kendi mandolinini çıkardı, verdi eline Feride'nin,
       Ve Feride'yi elinden tuttu ve sınıfımıza getirdi,en ön sıraya oturttu. Feride hala şaşkın,Feride
hala mahcup idi.
       Müzik öğretmenimiz, Ulviye hanımın mandolinini aldı akordunu yaptı...
       Artık Feride bizim kurs arkadaşımızdı,
       Ama çok kibirli idi çünkü elinde Ulviye Hanımın mandolini vardı..
       Bir o kadarda dikkatli ve hepimizi kıskandıracak boyutta yetenekli.
       Yıl sonunda verdiğimiz konserde Feride aramızda tek solo parça konserini veren
arkadaşımızdı..
       Ulviye Hanımın Mandolini elinde idi,
       Konserini bitirdiğinde aldı mandolinin tellerini öptü ve başına koydu, Sonra,
       Sahnenin yanında bizleri izleyen Ulviye Hanım'a koştu, Ellerine sarıldı ve öptü başına
koydu..
       Feride Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik eğitimi bölümünü büyük bir başarı ile bitirdi,
        Binlerce öğrenciye Müziğin evrensel ezgilerini sevdirdi, yetiştirdi, mandolin dersleri verdi
karşılıksız.. Ulviye Hanım'ın mandolini için ise özel bir cam dolap yaptırdı evinin salonuna,
       Bir kristal vazo gibi korudu onu yıllarca. Ve hala..
       Ben tanığıyım.
18

      Feride Hanım'ın kızı Lütfiye ise şimdi Almanya'da Müzik dalında yüksek ihtisas eğitimi
görüyor...
      Ben tanığıyım..
        Mandolin veya Akordeon kursu arıyorum? Bir İlköğretim Okulunun sıcak sınıflarında
verilen... Akordeonum, mandolinim evde dolabın üzerinde duruyor. Bıraktığım yerden
başlayacağım?
      Var mı tavsiye edeceğiniz?
19

                                                                                      Ayfer AKÇA
       Bu Yılki Etkinliklerimiz
       Sekizinci çalışma yılımızı tamamlarken nereden nereye geldiğimizi düşünüyorum. Daha dün
gibi değerli hocamız Nevit Kodallı koromuzu kurmuştu. Bir yıl sonra çok az kişiyle derneğimizi
kurduk. Bu gün altı koromuzla üç yüz kişiye yaklaşan bir ailemiz var. Önümüzdeki yıllarda ailemiz
daha da büyüyecek. Yaptığımız etkinliklerle, sanıyorum kentimizde ve civar kentlerde, çok sesliliği
yaymayı ve sevdirmeyi biraz olsun başardık. Altı koromuzun dışında bu gün Mersin'de sayısını
bilmiyorum, birçok koro var ve kurulmaya devam ediyor. Düzenlediğimiz korolar şenliğinin,
verdiğimiz eğitim konserlerinin büyük katkısı olduğunu düşünüyorum ve mutlu oluyorum.
        Bu yıl da birçok etkinlik yaptık. Derneğimize gelir sağlamak amacıyla düzenlenen Ramazan
Eğlenceleri, eğitim konserleri ve önümüzdeki günlerde yapılacak olan korolar şenliği gibi. Ramazan
eğlenceleri artık geleneksel hale geldi. Bu yıl daha değişik şekilde hazırlandı. Biliyorsunuz Kültür
Merkezi'nde yapıldı, yeni sahnede. Dekoruyla, kostümüyle, ışıkçısıyla, kondivitiyle, rejisörüyle ve
özel olarak kurulan orkestrasıyla adeta profesyonelce yapıldı. Arkadaşlarımız her zamanki gibi yine
çok başarılıydı. Çok beğenildi. Yağmur ve selde bile gelip izleyenler oldu. Mersin'de iki gece olarak
düşünülmüştü. Selden dolayı gelemeyenler için ayrı bir gece daha düzenlendi. İlgi çok fazlaydı,
Adana ve Tarsus'tan davet aldılar. Tarsus'ta sayın Kültür Bakan'ı İstemihan Talay da izledi. Çok
beğendi arkadaşlarımızı Ankara'ya davet etti.
      Her yıl olduğu gibi bu yıl da Noel'de Katolik Kilisesi'nde konser verdik. Çok başarılı bir
konser oldu. Mart ayında eğitim amaçlı iki konser verdik. Altı koromuzla birlikte Kültür
Merkezi'nde verdiğimiz bu konserler de ilgiyle izlendi. Bunlar çok sevindirici olaylar. Çok sesliliği
yaymak ve sevdirmek adına verdiğimiz çabalar boşa gitmiyor. Her yıl yeni yeni korolar kuruluyor.
        Önümüzdeki günlerde 4. Mersin Korolar Şenliği'ni yapabilmek için şu an yoğun bir çalışma
içindeyiz. Sanıyorum bu yıl 27 koro katılıyor. Dört yıl önce 7 koro katılmıştı. Bunlardan ikisi
Mersin korolarıydı. Bizim Yetişkinler Koro'su ve Opera'nın Çocuk Korosuydu. Bu yıl bizim altı
koromuzun dışında Mersin'den 7 koro katılıyor. Diğer kentlerden katılan korolarla 27 koro oluyor.
Dört yılda bu sayıya ulaşabilmek çok sevindirici. İleriki yıllarda katılım daha da artacak. Belki
ileride yurt dışından da korolar davet edebiliriz. Dileğimiz her yıl daha iyi, daha güzel etkinlikler
yapmak ve çok sesli müziği daha çok yaymak.
        Bu etkinliklerin hazırlanmasında başta başkanımız olmak üzere yönetim kurulu ve
yetişkinler korosunun tüm üyeleri büyük bir özveriyle çalışıyorlar. Korolarımıza daha nice başarılı
yıllar diliyorum.
20


             Koro ile Müzik Eğitiminin Toplumun Müziksel Düzeyini
                       Geliştirmedeki Yeri ve Önemi
                                                                          Doç. Mustafa APAYDIN
                                                  Türkiye Polifonik Korolar Derneği Genel Başkanı
         Bu bildirimin amacı, Cumhuriyet öncesinde batılılaşma hareketiyle başlayan, Cumhuriyet
döneminde de özellikle büyük Atatürk'ün 1924'te Musiki Muallim Mektebi'ni açarak başlattığı
müzik devrimi sürecinde toplumumuzun nitelikli müzik sanatında istenilen ve beklenilen düzeye
ulaştırılamamış olmasının nedenlerinden biri olarak "Koro ile müzik eğitiminin" yeterince
benimsenmemiş olmasının önemini vurgulamaktır.
        Bu nedenle yapılacak açıklamalardaki anlamlar, bağımsız paragraflar yada tümceler olarak
değil, amaca uygun bütünlüğün bir parçası olarak ele alınmalıdır.
       BİREY - SOLO - TOPLUM VE KORO:
       İnsan; doğada var olan sayısız canlı türünden birisidir. Diğerlerinden farklı olarak, duygu ve
düşüncelerini ses ve devinimlerle başkalarına aktarabilme yeteneğine ve becerisine sahiptir.
Bireyler, devinim ve ses kullanma becerileriyle aralarında iletişim kurabilmektedir.
       Seslerini kullanarak anlaşabilme olanakları, insanlığın varoluşundan günümüze değin hırıltı
ve homurtudan başlayarak özel anlamlı ses, hece, sözcük, tümce, öykü, roman ve bilimsel yazılara
değin bir gelişme göstermiştir.
        İnsanoğlu, yaşamını bireysel olarak sürdüremeyeceğinin farkına ulaşmakta geç kalmadı.
Daha varoluş aşamasında kendi sesiyle çözemediklerini birlikte yani koro halinde, dayanışma
içerisinde ve daha güçlü bir sesle çözmeyi denedi. Ses kullanımındaki gelişmede solodan koroya
ulaşan bir çizgide biçimlendi. Böylece müzik aracılığıyla güç birliği, "KORO"da anlamını buldu.
        "Koro" sözcüğü etnolojik anlamları olarak tiyatro ve mimaride kullanılmayı sürdürmektedir.
Ancak biz bugün müzik dilinde iki anlamda kullanmaktayız. Bunlar; Sesli anlatımda kullanılan
müzik formu ve kavramı ile bu formu ve kavramı seslendiren topluluğun adıdır. Böylece "Koro"yu,
kullanılan seslerin düzenlenmesi yani bestesi içinde sözler yani metni, onu seslendiren insanları
yorumlayan eğitici yönetici ve eşlikçiyi, dinleyen ve değerlendirenleri de kapsayan geniş kapsamlı
bir anlatımda ele almaktayız.
       MÜZİK VE EĞİTİMİ:
      Doğada varolan seslerin belli bir güzellik, düzenlilik, estetik, bütünlük ve bir işe yarayacak
biçimde düzenlenmesi sanatına müzik diyoruz.
       Her bireyin bu sanattan en üst düzeyde yararlanması, sanatın insanoğluna verdiği ve
verebileceği tüm kazanımları edinebilmesi bakımından önemlidir ve önemsenmelidir.
      Müziğin önce bireyi sonrada bireylerin oluşturduğu toplumu yada ulusu etkileme düzeyi,
oluşumu sağlayan bireylerin ulaşabileceği düzeyle orantılıdır.
        Bireylerde ulaşılması hedeflenen düzey için çağdaş, gelişmiş ve etkili eğitim yöntemleri
kullanılmalıdır. Doğal olarak müzik sanatı içinde bu böyledir ve verilen bu eğitimin genel adı
Müzik Eğitimidir.
       Günümüzde müzik eğitimi iki ana başlıkta gerçekleştirilmektedir. Bunlar;
       1- Örgün Müzik Eğitimi
       2- Yaygın Müzik Eğitimi
        Örgün müzik eğitimi genel olarak okullar aracılığıyla belli programlar ve hedefler
gözetilerek örgütlüce yapılan eğitimdir. Yaygın müzik eğitimi, okullar dışında, kendiliğinden ve
özel amaçlarla yapılan, sivil toplum örgütlenmeleri, basın yayın kurumları, ses iletim araçları,
21

gönüllüler ve benzeri organlar aracılığıyla, belli bir yaş ve grup ayrımı gözetmeksizin, ilgilenenlere
sunulan eğitimdir.
       Müzik eğitiminin her iki yönteminde de amaç bireyin ve toplumun müziksel düzeyini
yükseltmektir. Daha doğrusu böyle olmalıdır. Bu nedenle tüm örgütün ve yaygın müzik eğitimi
kurum, kişi ve elemanlarının müzikte toplumsal dinamikleri geliştirici, yüceltici, yaratıcı ve
katılımcı müzik eğitimine yeterli önem ve özeni göstermeleri zorunludur.
    TOPLUMLARDA                MÜZİK           GELİŞMİŞLİK           DÜZEYİNİN   GÖSTERGELERİ
NELERDİR?
        Bu sorunun yanıtı için ekonomik ve sosyal bakımdan gelişmemiş ülkelerle, gelişmiş
ülkelerin müziksel düzeylerine bir göz atmak yeterlidir. Örnek olarak nüfusu 80 milyon
dolaylarında bulunan gelişmiş bir Avrupa ülkesi konumundaki Almanya'da müzik ile ilgili bazı
kurum, kuruluş ve düzenlemelerin 2001 yılı verileri şöyle;


                              Opera                                      132
                              Senfoni Orkestrası                         142
                              Oda Orkestrası                             85
                              Bağımsız Müzik Topluluğu                   154
                              Eski Müzik Topluluğu                       103
                              Müzik Kongresi                             1
                              Festival                                   259
                              Müzik Eğitimi Kursu                        29
                              Müzik Konseyi (+Deutscher Musikrat)        16+1
                              Dernek ve Sivil Toplum Örgütü              342
                              Vakıf                                      84
                              İlk ve Orta Müzik Okulu                    252
                              Diğer Bağımsız Müzik Okulları              107
                              Akademi ve Kilise Müziği Okulu             41
                              Konservatuar                               30
                              Üniversiteliler ve Eğitim Bölümleri        101
                              Yarışmalar                                 256
                              Ödül ve Burs Veren Kuruluşlar              168
                              Halka Açık Müzik Kütüphanesi               91
                              Bilimsel Kütüphane ve Araştırma Kuruluşu   231
                              Müzik Yayınevleri                          250+
                              Fuar, Sergi                                9
                              Konser Ajansı ve Sanatçı Menejerliği       100
                              Koro Organizasyonu                         10
                              Koro Müziği Festivali                      5
                              Koro Yarışma ve Festivali                  39
                              Koro Müziği Eğitimi Okulu                  9
      Çok sayıda piyano , org, elektronik, mekanik çalgı yapım birimi, yüzlerce konser salonu,
müzikle ilgili araç gereç üretim ve satış yerleri, müzeler ve aklımıza gelmeyen daha niceleri. Acaba
22

bir ülkenin müziksel gelişiminin göstergesi olan bu varlıklar, hangi müzik eğitimi aracılığıyla bu
düzeye ulaşabilirdi? Her ulusta olduğu gibi, ülkede her bireye uygulanan örgün müzik eğitimiyle mi
yoksa bunu sağlayan başka bir eleman mı var? Evet. Hemen belirtelim, sözü edilen bu ülkede bu
gün altmış bin dolayında koro bulunmaktadır. Her yaş grubundan ve amatör, profesyonel her
düzeydeki 60 bin korodan aynı anda 3 milyon kişi koro müziği aracılığıyla müziğin bireye ve
topluma kazandırabileceklerini bünyelerine alarak onu yapıp yaşar bir konumda bulunmaktadır.
       İngiltere, Fransa, İtalya ve ABD gibi ülkelerin müziksel gelişmişlik düzeyi verilerin de
Almanya'ya yakın boyutlarda olduğunu biliyoruz. Komşumuz Bulgaristan'daki koro sayısının da 10
binin üzerinde olduğu biliniyor.
        Elimizdeki verilere baktığımızda, opera, festival, müzik eğitimi kursları, müzik konserleri,
dernek, vakıf, müzik okulu, akademi ve kilise müziği okulları, koro organizasyonları, yarışma ve
festivalleri ile koro müziği okullarının varlıkları, çok büyük oranda koro sayısının fazla oluşuna
bağlı olmaktadır.
       KOROLARLA YAPILAN MÜZİK EĞİTİMİ KİME NE KAZANDIRI?
       1- Koro'da şarkı söyleyen: Birlikte şarkı söyleyerek ortaklaşa iş yapma alışkanlığı
kazandırır. Özgüveni artar, ses eğitimi, genel müzik eğitimi, koro edebiyatı eğitimi alır. Bireysel
Müzik eğitimiyle edindiği çalgı çalma, besteleme gibi elemanları kullanabilme olanağı bulur.
Başkalarının yanlışlarını gidermeye katkıda bulunur, kendi eksiklerini giderme fırsatı bulur.
Başkalarına saygı göstererek kendisine saygı sağlar. Arkadaşlıklar kurarak sosyalleşir. Toplumda
demokratik değerlerin gerekliliğini kavrar. Sanatta ulusal ve uluslararası iletişim içerisinde dünya
görüşü gelişir.
        2-Koro şefi yada eğiticisi: O güne kadar edindiği bilgi ve becerileri koro üyelerine
öğreterek ve sanatın gerektirdiğinin yanı sıra kendi isteklerinin de uygulama alanı bularak
öğretmenlik ve yönetmeliğin yüce hazzına ulaşır. Her yeni yapıtta kendisini yenileme fırsatı bulur.
Toplumu müzik yoluyla şekillendirmenin gururuna ulaşır, kendisi gibi düşünenlerle iletişim
içerisinde dünyaya olup bitenlere karşı kayıtsız kalmama erdemine ulaşabildiğine tanık olur.
Gelecek kuşaklara geçmişin evrensel müzik verilerini aktarabilme şansına ulaşabilmenin gururunu
kazanır.
        Ayrıca, hem koro şefi hem de koro üyesinin müzikalite, müzikal dinamikler, homojenlik,
koro tınısı, diksiyon artikülasyon anlaşılırlık, ritmik uyum ve beraberlik koro şef uyumu, eşlikli ve
eşliksiz yapıt türleri ve stilleri, koro disiplini ve benzeri her türlü müziksel ölçülerde duyarlılığı
artar. Bu duyarlılık onların günlük ve sosyal yaşamlarındaki öz disiplin ve özgüvenine de yansır.
       3-Besteciler ve Koro Müziğinin Söz Yazarları: Yazıp düzenledikleri değerli yapıtlarını
seslendirerek düşüncelerinin ölümsüzleştiğini görmenin insanca mutluluğunu yaşar. Bedenleri
öldüğünde bile yapıtlarıyla ölümsüzleştiklerinin ayırtına varırlar. Başka yapıtları tanıyarak yeni
yöntem ve tekniklerini koro müziği aracılığıyla değerlendirme fırsatı bulurlar.
       4-Dinleyenler: Koroları oluşturan ses gruplarının uyumlu tınıları ile müziğin giz dolu
dünyasında beyinsel beğeni düzeylerini geliştirirler. Koro yapıtlarının insana vermeyi amaçladığı
değeri en kolay yoldan edinebilme olanağı bulurlar. Estetik güzellik duyguları gelişerek toplumun
müzik dışındaki diğer estetik değerlerini kabullenme ve yardımlaşma duyguları gelişir.
        5-Toplum: Diğer dört madde de sayılan değerlere ulaşmış bireylerin oluşturduğu bir toplum
niteliğine kavuşur. Toplumu yönetenler, nitelikli müzik etkinlikleri ve oluşumları için ekonomik,
sosyal ve kültürel alanlarda olumlu kararlar alırlar. Böylelikle her alanda toplumsal gelişmeye
katkıda bulunur.
       Bu toplumlarda oluşan turizm devinimleri de ülkenin tanıtımına ve ekonomik gelişimine
katkıda bulunur.
23

        Tüm bu gelişmeleri kısa sürede ve yaygın olarak sağlayan eğitim elemanı hiç kuşkusuz ki
aynı anda en çok kişiyi eğitebilen, en kolay, en az sürede en ekonomik, en etkili, bütün dünya ile
iletişim kurabilen en ortak müzik dili ve en üretken durumdaki Koro ile Müzik Eğitimi'dir.
       ÜLKEMİZDEKİ DURUM
       Büyük Atatürk 1934'te dinletilmeye yeltenilen musikiyi yüz ağartacak düzeyden yoksun
görmüş ve ulusal müzik elemanlarının genel son musiki kurallarına göre işlenip Türk ulusal
musikisinin evrensel musikideki yerini alabilmesinin sağlanmasını istemişti. Hatta bu
konuşmasından 10 yıl önce 1924'te de Musiki Muallim Mektebi'ni açmıştı. 11 yıl sonra bu düzeyi
tutturamamış olduğumuz açıktır.
        Neden mi? Çünkü 65 milyon nüfuslu bir ülkenin toplumsal müzik kalkınmasını sağlayacak
nicelikte, nitelikli müzik yapıp yaşayabilen bireyler yetiştirecek müzik eğitim elemanları, müzik
eğitim aracı olarak kullanılmadı. Bu araç ise Koro ile Müzik Eğitimiydi. 10 yıl öncesinde ülke
çapındaki koro sayısı 200 dolaylarına ulaşabilmiştir. Bu gelişmede Koro ile müzik eğitiminin
yararlarına inanan müzik eğitimcilerinin ve koro müziği ile ilgili sivil toplum örgütlenmelerinin
rolü büyüktür. Görülmüştür ki koro ile müzik eğitimi kısa sürede toplum bazında düzeyli yaygınlık
sağlayabilmektedir.
       NE YAPILMALI
       1-Örgütün müzik eğitimi programları yeniden gözden geçirilerek şu andaki yapılanları
       geliştirici önlemlerin yanı sıra her müzik eğitimcisinin en az bir tane olmak üzere evrensel
       nitelikte koro kurması eğitmesi ve yönetmesi ana ilke olarak programlanmalıdır.
       Okullarımızda uygulanan müzik eğitimi yöntemiyle yalnızca bireysel eğitim alabilen çok az
       sayıda kişi müzik sanatında doyurucu sonuç alabilmektedir. Oysa her müzik eğitimcisinin
       saatlerce vermeye çalıştığı düşük verimli müzik eğitimi dersleri yerine yeniden
       düzenlenecek bir programla daha az süre ama seçmeli olarak yapılacak Koro ile Müzik
       Eğitimi uygulaması çok kısa sürede milyonlarca insanımızı nitelikli müzikle tanıştırıp onu
       yaşayabilir düzeye getirecektir.
       2-Bu oluşum müzik eğitimcisinin ana görevi olmalı ve ona yük getirmek şöyle dursun
       maddi manevi her yönden özendirici konumlarda olmasının sağlanması gereklidir.
       3-Müzik eğitimcisi yetiştiren kurumlar eğitim programlarını Koro ile müzik eğitimi
       yapabilecek düzeyde müzik eğitimcisi yetiştirmeye yönelik yeniden düzenlenmelidir.
        4- Yaygın müzik eğitim alanında yapılabilecekler için 18-12-1999 tarihinde yapılan ve 74
eğitimci, sanatçı ve sivil toplum örgütü temsilcisinin katıldığı Polifonik Korolar Derneği
örgütlenmesi ve Türkiye Korolar Şenlikleri Değerlendirme Toplantısı sonuç bildirisini sunmak
yararlı olacaktır.
       Bu bildiride yer alan değerlendirmeler şöyledir:
       1-Tüm insanımız, minikler, çocuk, gençlik, kızlar, erkekler, büyükler ve benzeri polifonik
       korolar kurarak evrensel boyutta şarkılar söyleyebilmek için seferber olmalıdır.
       2-Milli Eğitim Bakanlığımız müzik eğitim programlarını 1. maddeye koşut olarak Koro ile
       Müzik Eğitimi içeriğinde yeniden gözden geçirmelidir. En azından koro dersleri
       konulmalıdır.
       3-      Milli eğitim ve Kültür Bakanlıklarımız yurt çapında her yaştan amatör, profesyonel,
seçkin koroların kurulmasına, çalışmasına ve etkinliklerine yardımcı olmalıdır.
        4- Kültür, Milli Eğitim, Dışişleri ve Turizm Bakanlıklarımız başta olmak üzere diğer tüm
devlet kuruluşlarımız, uluslararası polifonik koroların etkinliklerinden yararlanmalıdır.
       5-Müzik eğitimcilerimiz başta olmak üzere polifonik koro müziğinin önemine inanan herkes
       için "Polifonik Korolar Derneği" adıyla yada benzeri içerikte bir örgütlenme
24

       gerçekleştirmeli bu konuda öncülük yapmalıdırlar.
       6-Kurulmuş yada kurulacak Polifonik Korolar Dernekleri bir federasyon çatısında
       birleştirilmelidir.
       7-Koro birlikleri uluslararası birliklere aktif üye olmalıdır.
       8-Tıpkı spor kulüpleri gibi her özel ve tüzel kuruluş, şirket, holding, okul, fabrika, bakanlık,
       üniversite ve benzeri kuruluş bünyesinde polifonik korolar kurulmalıdır.
      9-     Müzik eğitimcisi yetiştirmekle görevli kuruluşlar ve ilgilileri programlarını "Koro ile
Müzik Eğitimi"nin önemine göre yeniden oluşturmalıdır. Müzik eğitimcisinin ana dalı "Koro ile
Müzik Eğitimi" olmalıdır.
      10- Ülkemizde henüz açılmamış bulunan koro müziği ve koro şefliği eğitimi veren
akademik kurumlar hızla açılmalı ve geliştirilmelidir.
       11-     Yetiştirmesi uzun zaman alan koro şefi açığının kapatılması için yurt çapındaki koro
yöneticilerine yurt içinde ve dışında kısa süreli eğitim olanakları sağlanmalıdır.
       12- Polifonik Korolar Derneği'nin öncülüğünde düzenlenen "Türkiye Korolar Şenliği" ve
ülke çapındaki benzeri düzenlemeler koro müziğinin özendirilmesi bakımından, tüm bakanlıklar,
resmi ve özel kuruluşlar, valilikler ve belediyelerce oluşturulmalı ve desteklenmelidir.
       13-Bestecilerimiz, koro müziği yapıtı üretimine önem vermeli, kamuoyumuzda bestecilere
       maddi ve manevi desteğini esirgememelidir.
       14-Kaset, CD, bant kayıt, nota yayını ve benzeri üretim kurumları, ürünlerinin önemli bir
       bölümünü, koro müziği ve toplumsal müzik kalkınmasına ayırmalıdır.
       15-Kitle iletişim araçları (resmi-özel) radyo ve televizyon kuruluşları, gerçekleşmesi istenen
       bu oluşuma yayınlarıyla katkıda bulunmalıdır.
       Bu bildiriden kısa süre sonra konuya duyarlı olanların bildiri metni doğrultusunda çalışmalar
yaptığını ve yeni korolar kurulduğunu görmek sevindirici bir gelişmedir.
      Sonuç olarak ulusumuzun müziksel gelişiminde hızlı ve yaygın sonuç almak istiyorsak
"Koro ile Müzik Eğitimi" seçeneğini çok çabuk devreye sokmalıyız. Bu konuyla ilgili trenin
lokomotiflik görevini müzik eğitimcilerinden bekliyoruz.
       Unutmayalım "Başlamak bitirmenin yarısıdır”.
25




         MERSİN POLİFONİK KOROLAR DERNEĞİ
                       SUNAR
4.MERSİN ÇOK SESLİ KOROLAR ŞENLİĞİ KONSER PROGRAMI


                         03/Mayıs/2002
                              Cuma
                           14:30-17:00
    Mersin Polifonik Korolar Derneği (MPD) Umut Işığı Korosu
       T.C.Kültür Bakanlığı Tarsus Çok sesli Çocuk Korosu
      M.E.V Özel Toros İlköğretim Okulları Çocuk Korosu,
        Adana Çukurova Senfoni Orkestrası Çocuk Korosu,
            Özel Ata İlköğretim Okulu Çocuk Korosu,
    Başkent Üniversitesi Adana Gönen Okulları Çocuk Korosu,
                           20:00/22:30
                     MPD Minnoşlar Korosu,
         Adana Polifonik Korolar Derneği Çocuk Korosu,
          Adana Polifonik Korolar Derneği Oda Korosu,
    Mersin Nevit Kodallı Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Korosu
                      MPD Gençlik Korosu,


                         04/Mayıs/2002
                            Cumartesi
                           14:30-17:00
                     MPD Minikler Korosu,
      T.C Kültür Bakanlığı Adana Çok sesli Gençlik Korosu,
         Mersin Üniversitesi Konservatuarı Çocuk Korosu,
      T.C Kültür Bakanlığı Burdur Çok Sesli Gençlik Korosu,
                   Antalya Leyi Oda Korosu,
           Mersin ilköğretim Okulları Birleşik Korosu
                           20:00-22:30
        Mersin Üniversitesi Konservatuarı Gençlik Korosu,
      Pamukkale Üniversitesi Müzik Eğitimi Bölümü Korosu,
        MPD Çocuk Korosu, Çorum Öğretmenler Korosu,
                   Antalya Leyi Oda Korosu,
             TRT Ankara Çok sesli Gençlik Korosu,


                         05 Mayıs 2002
                             Pazar
                          20:00-2130
               Mersin Aclape (Alkış)Oda Korosu,
                    MPD Yetişkinler Korosu,
                 Ankara Rengim Oda Korosu,
          Mersin Devlet Opera ve Balesi Çocuk Korosu
        Ankara Polifonik Korolar Derneği Dernek Korosu.
26




   T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞINA KATKILARINDAN DOLAYI TEŞEKKÜR EDERİZ

                        MERSİN POLİFONİK KOROLAR DERNEĞİ

                                    UMUT IŞIĞI KOROSU




       KORO ŞEFİ: Şehnaz Çetiner

       Osmaniye'de doğdu. 1996 yılında Ege Üniversitesi Konservatuarından mezun oldu.
Öğrencilik yıllarında ve 6 yıldır Müzik Öğretmeni olarak görev yaptığı yerlerde sayısız başarılı
konserler verdi. Halen Gazi Lisesi Müzik öğretmenidir.

Piyano Eşlik: Şefika Talipzade


 PROGRAM
 Nereye                                   Schubert
 Dere                                     Alman Ezgisi
 Solist: Ülkü Özgür
 Es sah ein schine  weiss wagelein        Mandellson
 Kahraman Erler                           Bızet
 Gece Yürüyüşü                            Çekoslavakya Ezgisi

 SOPRANO             Çiğdem Baykara             ALTO                  Hatice Çiftçi
 Tuğba Er (Solist)   Yasemin Akdemir            Gonca Karadağ         Şefika Soyer
 Özlem Ataklı        Gülsen Bozkurt             Nihan Dağ             Ayşenur Demirbaş
 Hülya Tikik                                    Necibe Titik
 Neslihan Saitoğlu    TENOR                     Hanife Fidan          BAS
 Özlem Bayram        Mehmet Bingöl              Fidan Durak           Halit Baysal
 Serap Çokşen        İbrahim Arslan             HacerÇınoral          Kadir Tamaç
 Müslüme Biçen       Yunus Özden                Merve Gürkan          ŞerifÇifçi
 Dilek Bay kara                                 MelekAltuner          HividarAlıkan
27




                            T.C KÜLTÜR BAKANLIĞI
                   TARSUS ÇOK SESLİ ÇOCUK KOROSU
   KORO ŞEFİ: Zeynep KAYA
   Mersin'de doğdu. 1995 -1999 yılları arasında İnönü Üniversitesi Müzik Bölümü, Şan Ana Sanat
Dalı'ndan mezun oldu. Tarsus Lisesi'nde Müzik öğretmenliğini sürdürmektedir.

    KORO ŞEFİ: Derya Girkin
    Konya - Ereğli de doğdu. 1995 - 1999 yılında S. Demirel Üniversitesi Burdur Eğitim Fakültesi
Müzik Eğitimi Bölümü Şan Ana Sanat Dalı'ndan mezun oldu. Halen Tarsus Turgut İçgören
İlköğretim Okulunda Müzik öğretmenliğini sürdürmektedir


  PROGRAM
  1-Cıs Diyelim                                                 Nedim Yıldız
  2-Bahar                                                       F.Mendelson
  3-Ay                                                          J.B.Lully
  4-lssız Sokakların Üç Hakimi                                  Yakup Kıvrak




                    KORO ÜYELERİ
                    1.SES                         2. S ES
                    Cemil Efrencioğlu             Barış Sarmaşık
                    Doğaş Akçayoğlu               Serkan Işık
                    Simay Karaali                 Özge Avşar
                    Gülsen Turan                  Selin İnal
                    Nazlı Erdinçoğlu              Gizem Balta
                    Burcu Avşar                   Sedef Turgay
                    Ben su Avşar                  Cansel Damar
                    Havva Mülayim                 Gül seren Ateymen
                    Büşra Özdemir                 Meriç Kara
                    Utku Çivi                     Ahmet Öztekin
                    Selen Çivi                    Ertubay Yetimçok
                    Fatma Yavuz                   Final yetimçok
                    Yağmur Uzabacı                Gül Kuran
                    Denizhan Deniz                Ayşe Zehra Aktaş
                    Yüsra Dağgeçen                İnan Aykurt
                    Merve Karakuş
28




                             ÖZEL TOROS İLKÖĞRETİM OKULU
                               ÇOK SESLİ ÇOCUK KOROSU
      KORO ŞEFİ: Medine Bal karlı

       Mut doğumludur. Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü'nü 1967 yılında bitirdi. Uşak
Öğretmen Okulu'nda ve Mersin'de çeşitli okullarda çalışarak 1993 yılında emekli oldu. 1993
yılından beri Özel Toros İlköğretim Okulu'nda Müzik öğretmenliği yapmaktadır.
PROGRAM
Öğretmenim                     Selahattin İçli
Solist: Hasan Gökçe Yorgun
Mutluluk Şarkısı               Muammer Sun
The Sound Of Music             Richard Rodgers
Pınar                          Saip Egüz
Mınka                          Rus Ezgisi

KORO ÜYELERİ
Hazal Şimşek                   Feyzi Kekse                   Çağrı Erek Kartal
Nur Kasem                      Ahmetcan Damar                Sultan Hidayet
Hüsne Yanpar                   Ahmet Doğan                   Ladin Özden
Deniz Tokdemir                 Zeynep Kaya                   Ali Uğur Uçkuner
Merve Bayam                     Bengisu Gürbüz               Merve Yahşi
Şahika Şimşek                   Gonca Erdoğan                Pınar Taşkınlı
Suphiçan Korkmaz                Cansu Karaboğa               Gökgür Polat
Cem Özcan                       Kadir dağdelen               Begümnaz Yürekli
Tülin Aker                      Hatice Gider                 Aygın Güraslan
Camiin Berilmen                 Emre Kayıkçı                 Selin Sağlam
Nuran Yeniçıkan                 Esra Doğan                   Cansu Yanç
Gönül Topçu                    Ahmetcan Damar                Çağrı Erek Kartal
Gizem Yavuz                    Ahmet Doğan                   Sultan Hidayet
29

                     NEVİT KODALLI GÜZEL SANATLAR LİSESİ KOROSU

        KORO ŞEFİ: Şengül Özal

        Ankara'da doğdu. Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Müzik Bölümü'nden mezun oldu.
Aynı üniversitede ses eğitimi alanında yüksek lisans yaptı. 1994 - 1995 yıllarında bu bölümde
araştırma görevlisi olarak görev yaptı.
        PROGRAM
1-Dindirin Vıllancıco 2-Sanat Aşkı 3-Aşk Habercisi 4-Turnalar 5-Bülbülüm 6-Niksar’ın Fidanları
SOPRANO                TENORLAR                   Yeşim Yıldırım           BAS
Deniz Doğan            E. Çağrı Özsoy             Gökçen Aydoğdu           Muhittin Canan
Gülüzar Üzgeç          Tamer Nergiz               Selen Tunaz              Seyirt
Hatice Soyel           Yunus Dabakoğlu            Makbule Ağlamaz          Uğur Dağ
Burcu Altınöz          Serhan Örnek               Elçin Özbay              A.Buğra Özkök
Ayça Yılmaz            M. Utku Düzkaya            Neslihan Dağabak         M. Rıza Çalışkan
Elina Vınoradsch       Alp Burak Gülüm            P. Sultan Durmaz         Berat Girenay
Deniz Ayan                                        Nilay Özaydın            Kemal Bodur
Özgür Ayan             ALTO                       Gözde Aslan              Cem Ozan
C. Birsen Yanık        Dilek doğan                                         Hamdı Yüceloğlu
Çağlar Demirdelen      Deniz Arslan
Nurdan As              Sena Dinçer


                             ÖZEL ATA İLKÖĞRETİM OKULU KOROSU


        KORO ŞEFİ: GÖKÇE PINAR AKIN
      Kars Göle doğumludur Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Piyano Bölümü mezunudur.
Halen Mersin Mezitli Özel Ata İlköğretim Okulu'nda görev yapmaktadır


        PROGRAM
        Kırlara Doğru-Ziya Aydıntan
        Cielito Lindo-Mexcan Folk Song
        Greensleeves-British Folk Song
        Bülbül-Ali Ulvi Elöve
        Dertli Dolap-Adnan Saygun


        KORO ÜYELERİ
        Ezgi Uslu
        Buse Uslu
        Tilbe Şengüleroğlu
        Günel Rahimova
        Sibel Patla
        Beril Kuşatman
        S. Damla Yaprak
        Hande Ekeroğlu
        Melis Özdemir
        S. Nur Kınoğlu
        Nil Togay
30

       Beril Maraloğlu
       Çağla Türk
       Gülşah Yıldız
       Civan Aslan
       Berk Ufuk Uslu
       Onur Temizkan
       Tarık Nomer
       Tuğcan Aykın
       Buğra Aslan
       Alp Uncu
       Murat Karaselçuk
       Çağdaş Söyüme




       BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ADANA ÖZEL GÖNEN OKULLARI
                                      (Çok sesli Çocuk Korosu)
       Müzik Öğretmeni: Lale Sabancı
       Eşlik: Bahar Pekduraner
        Koro elemanları, her ders yılı yenilenen, istekli ve yetnekli 9-11 yaş çocuklardan
oluşmaktadır. Koro repertuvarında çok sesli evrensel çocuk şarkıları, çok seslendirilmiş halk
türküleri, kanonlar ve marşlar yer almaktadır. Okulumuzda yapılan etkinlikde konserler veren 55
koristten oluşan Çoksesli Çocuk Koromuz bu yıl Mersin Polifonik Korolar Şenliği ve Ankara'da
yapılacak Türkiye Korolar Şenliklerine katılacaktır.


PROGRAM
Dostluk- E Zuckmayer                     Madımak- Türkü, 2 sesli, Salp Egüz
Mutluluk Şarkısı- M. Sun. Kanon          Toprağın Altına- M Sun. 2 sesli
Bülbül- Alman Ezgisi, 2 sesli            La Cucaracha- Meksika ezgisi




  KORO ÜYELERİ

  Berk Coşar         Buğracan Kesim        İpek Altan              Cansu Akkar-Blok flüt
 Yağız Gazioğlu      Berk Bilgin           Buse Açık              İpek Aykaç
 Elif Kuzu           Burcu Sarıgül         gizem Yıldırım         Dorukhan Altınsoy
 Jane Bulut          Ezgi Asan             Eda Tekin              Sıla Bağrıyanık
31

 Merve Büyük          Barış Esen           Serkan Öztürk          Gülfemin Tekcan
 Dilşat Dağ tekin     Gamze Gizir          Emre Parlak            Hazal Toprak
 İlker Ayaş           Cihan Zöhre          Tuğçe Baştaşkın
 Funda Karaosman      Cansın Gazioğlu      Selin Özen
 Tuğçe Esmer          Melik Aksoy          yiğit Yalçınkaya
 Utku Çelik           Semanur Uğurlu       Caner Yeşiloğlu
 Tolga Satılık        Hazal Çiftçi         Bikem Toktaş-Solist




                        MERSİN POLİFONİK KOROLAR DERNEĞİ
                                        MİNNOŞLAR KOROSU




      KORO ŞEFİ: Gülay Bozoluk
      Eskişehir'de doğdu. Gazi Üniversitesi Müzik Eğitimi Bölümü'nü bitirdi. Halen Mersin
Gazipaşa İlköğretim Okulu Müzik Öğretmeni ve Devlet Opera - Balesi Korosu üyesidir.


 PROGRAM
 Bakkal oldum                              Yalçın Tura
 Merdiven                                  Erdoğan Okyay
 Atatürk'ü Severim                         Mahir Dinçer
 Balık, Ördek,Kurbağa                      Mahir Dinçer
 Yurdumda                                  Mahir Dinçer
 Solistler: Deniz Özdinç - Irmak Taş
32

 Haydi Gelin Çocuklar
 Solistler: Ezgi Bulca - Özden Cennet       Babalıklı - Mert Öngel - Melis Naz Bilal
 Gel Katıl Bize                             Muammer Sun
 Karga İle Tilki                            Saip Egüz



  KORO ÜYELERİ
  Cennet Babalıktı                      Melis Naz Bilal              Yağızhan Altınışık
  Gaye Üret                             Özlem Yıldırım               Barkın Özbek
  Irmak Taş                             Ulaş Cem Torun               Deniz Özdinç
  Senem Doğan                           Mert Öngel                   Evren Sanlı
  Tuğçe Doğan                           Buse Aymak                   Samet Uyaroğlu
  Mert Öngel                            Cansu Coşar                  Sude Kaya
  Egemen Kurtuluş                       İzel Dik                     Bilge Cansın Ercan
  Şilan Tüllük                          Ceren Katı                   Seda Yıldırım
  Ezgi Bulca                            Selçuk Özmen                 Rana Kaplan
  Selin Ece Açıkbaş                     Alihan Kıcıman               Okan Yaslı
  Efe Yanık                             İlayda Tokucu                Başak Tarlakazan



              ADANA POLİFONİK KOROLAR DERNEĞİ ÇOCUK KODOSU
       KORO ŞEFİ: Semin Süeda Sirel
        1980 yılında İzmir'de doğdu, ilk ve orta öğrenimini Hakimiyet-i Milliye İlköğretim
Okulunda tamamladıktan sonra İzmir Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi'nin müzik öğrenimine başladı.
Bu zaman zarfında Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Öğretim Görevlisi Zafer
Yavçan'dan şan dersleri aldı. 1998 Yılında Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nın açmış
olduğu sınavı kazanarak şan bölümünde Öğr. Gör. Claudia Attanassova'nın öğrencisi olarak
eğitimine devam ettikten sonra dördüncü yılında Prof. Chavdar Hdjaıev'nin öğrencisi oldu. 3.
Sınıfta amatör olarak koro eğitimiyle ilgilenmeye başladı. 01.03. Kasım 2002 tarihli birinci Usulas
Koro Eğitimi ve Yönetimi Semineri'ne katıldı. Halen Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı
IV. sınıf öğrencisi olarak öğrenimine devam etmektedir

 PROGRAM
 Üç Elma-Söz Müzik: Sarp Egüz                      Çağrı-Söz, Müzik: Süleyman Tarman
 Sevgi Çiçekleri-Söz: İsa Coşkuner,                Do-Re-Mi- Söz, Müzik: Yalçın Turan
 Müzik: Cenan Akın                                23 Nisan Şarkısı-Söz, Müzik İstemihan
 Çocuklarız Biz-Söz, Müzik: Hikmet Ekim            Taviloğlu
 Çağrı-Söz, Müzik: Erhan Demiralp
 Bir Dünya Bırakın-Söz: Adna Çakmakçıoğlu,
 Düzenleme: Nevit Kodallı: Müzik: Salih
 Aydoğan
33

 KORO ÜYELERİ
 Berk Bilgin             Buse İnan             Fatma Edemen             İlke Sertler
 Anıl Büyükyılmaz        Murat Çığsar          burak Sertelli           Güneşnaz Kuru
 Ozan Sarıkaya           Begüm Çığsar          Emre Çalıcıoğlu          Elif Gözde Yüce
 Ezgi Asan               Ece Görgün            Oğuzhan Çolcu            Nazlıcan Canbolat
 Gülin Tuna              Didem Gül             Ahmet Erdoğan            Hazal Çiftçi
 Serpil Yücel            Merve Delibudak       Yağız Gazioğlu           Pınar Karademir
 Müge Çelebi             Şeniz Çingil          Gizem Doğa               Gökçe Eroğlu
 Orkun Apak              Begüm eser            ElifKuzu '               Berkay Bolat
 Hande Sönmez            berfu Ekinci          Şahika Arık
 Gamze Gizir             Onur Koksal           Sesil Oktan
 Merve Kızıltan          Nazmiye Atıcı         Ayça Adı acar
 Burcu Sarıgül           Özge Atıcı            Barış Esen
 Kağan Bağışlar          Saadet Yüksel         Polen Emre


                  ADANA POLİFONİK KOROLAR DERNEĞİ ODA KOROSU


      KORO ŞEFİ: Müge Özel

      1971 Ankara'da doğdu. TRT Ankara Çocuk Korosu'nda 6 yıl korist oldu. 1988-1992
yıllarında Ankara Gazi Üniversitesi Müzik Eğitimi Şan bölümünde okudu. Ankara Özel Arı
Koleji'nde öğretmenlik yaptı. Halen Adana Güzel Sanatlar Anadolu Lisesinde öğretmenlik
yapmaktadır.




 PROGRAM

 Çiğ-F Mendelsohn                                   Aygız-H. Akay
 Macbeth Uyar: N. Yıldız                            Tıpır Tıpır Yürürsün-Ç.R. Rey
 Gül Bahçesi-Düz: N. Aliverdibey                    Deriko-S. Eğüz
 KORO ÜYELERİ
 SOPRANO               ALTO                TENOR                 BAS
 Derya Işıltan         Zeki Altın kaya     Durrin Konuralp       Ersel Işılhan
 Özlem Kara            İlker Çalışkan      Esra Borucu           Gökhan Savcı
 Çiğdem Gürbüz         Gökhan Denizhan     Selvan Hacıoğlu       Serdar Tellioğlu
 Emire Asfuroğlu       Bülent Koşal        Funda Süslü           Yusuf Z. Büyükaslan
 Pelin Derdiyok        Barış O. Örs        Mehtap Koni           Engin Suna
 Dilek Ergin           Levent Kürükçü      Senem Aslankara
 Seda Bilgin
 Seyran Büyükaşık
34




                            MERSİN POLİFONİK KOROLAR DERNEĞİ
                                          GENÇLİK KOROSU




       KORO ŞEFİ: ENGİN AKTUĞ
        1954 yılında Mardin'de doğdu. 1974 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü'ne
birincilikle girdi ve 1977 yılında mezun oldu. Burada yan flütte Prof. Cahit Koparal'ın piyanoda ise
Hilal Apaydın'ın öğrencisi oldu.
        1975-1981 yılları arasında Ankara Çoksesli Müzik Demeği'ne bağlı olan ve Muzaffer
Arkan'ın çalıştırıp yönettiği Ankara Gençlik Korosu'nda tenor ve bas olarak koristlik yaptı. Bu koro
ile Bulgaristan ve Yugoslavya’da koro şenliklerine katıldı. İtalya'nın Guido Arrezzo kentinde
düzenlenen uluslararası koro yarışmalarına aynı koro ile katılarak ülkesini temsil etti.
35

        1981 yılından beri Mersin Özel Toros Okulları'nda müzik öğretmenliği yapmaktadır. Ayrıca
açılışından itibaren Nevit KOD ALLI Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi'nde yan flüt ve klasik gitar
derslerine girmektedir.
        Onursal Başkanlığını Prof. Nevit Kodallı'nın yaptığı Mersin Polifonik Korolar Derneği'nce
1998 Kasım'ında kuruluş çalışmaları tamamlanan ve 26 Kasım 1998 tarihinde çalışmalarına
başlayan Gençlik Korosu'nun şefliğini kuruluşundan itibaren sürdürmektedir.

PROGRAM                                                   5-The Gospel Train - J. Pogot
1 -Pekmez Halayı - Nevit Kodallı                          6-Rock For Fun - L. Maierhofer
2-Veda-J.Brahms                                           7-Zottelmarsch - H. Posedu
3-Havuz Başı -AIA Saygun
4-Sekme Oyun Havası - E. Zuckmayer


KORO ÜYELERİ
SOPRANOLAR          İpek Şeyma Temel    Ekin Yetim            Sezen Aluk              Özgün Artık
Ayça Aktaş          Münevver Bozaslan   Fatma Burcu Gücük Şerife Büyükbekdik          Tahsin Aktarla
Başak Mordoğan      Neşe Yılmaz         Ferdane Ciritçi       Tuğçe Solunoğlu         Uğur Oral
Buket Özden         Özge Özel           Gülden Kaygısız       TENORLAR                BASLAR
Ceren Yıldırım      Özlem Parlat        Gülsüm Dabakoğlu      Erdem Koçar             Azem Kaya
Didem Kul           Şengül Kudubeş      İrem Doğan            Ekrem Akın              Egemen Bostancı
Didem Yılmaz        Şeyma Özdemir       Müjde Konuk           Faik Şahenk             Erdem Yılmaz
Dilan Umur          Tuğba Torun         Naime Yerman          Hakan Aktuğ             Mazlum Çalışkan
Ezgi Özer           Yaprak Özdemir      Necla Sarın           Hakan Çakır             Numan Güngör
Gözde Gönen         ALTOLAR             Özden Melis Uluğ      Mahmut Demirseçen       Onur Oral
Güneş Akbay         Başak Tombak        Ö. Sema Çulhacı       Mehmet Ali Sungu        Sami Marçalı
Hilal Ökten         Demet Tarcan        Selen Tunaz           Mehmet Yılmaz           Taylan Tanrıkulu
                                                              Orhan Onur Sönmez       Yusuf Emre Özdemir
                                MERSİN POLİFONİK KOROLAR DERNEĞİ
                                        MİNİKLER KOROSU




       KORO ŞEFİ: Ayşe (Gökmen) Fahlioğulları
       Ankara doğumlu olup, Gazi Eğitim Fakültesi Müzik Bölümü'nden mezundur. Lise,
Üniversite ve öğretmenlik yılları boyunca çok sesli korolarda görev yapmış ve çalıştığı okullarda da
korolar oluşturmuştur.
       2000yılında Sn. Prof. Nevit Kodallı tarafından Mersin Polifonik Korolar Derneği'ne bağlı
       olarak "Minikler Korosu"nu kurmak ve çalıştırmakla görevlendirilmiştir. Bu koro; aynı yıl
       Ankara Korolar Şenliği'ne katılarak "Koro hakimiyeti ve sahne disiplini" ödülüne layık
       görülmüştür.
36

        2001yılında yine aynı derneğe bağlı olarak "Çoksesli Çocuk Korosu" ile çok ender görülen
        3-6 yaş arası "Çok Sesli Minnoşlar Korosu"nun kurucu şefliğini üstlenmiştir. Bunun yanında
        ise Mersin Polifonik Korolar Derneği Yetişkinler Korosu'nda Soprano olarak görev
        yapmaktadır.
        Halen İçel Nevit Kodallı Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi'nde Piyano ve Koro öğretmeni
olarak görevini sürdürmekte olup evli ve 1 çocuk annesidir.

            PROGRAM
            1-Kışa Veda                  Çeviri: Halil Bedii Yönetken
            2-Değirmenin Bendine         (Ankara Türküsü) Düzenleme: Salih Aydoğan
                                         Solo: Cansu Gökayaz Solo: Buğra Ünal
            3-Hayvanlar Ne İster         Yalçın Tura Solo: Dilara Sayar - Billur Güneş Oksayoğlu
            4-Güzel An                   Mahir Dinçer
            5-Bom Bili Bom               (Tokat Türküsü) Düzenleme: Demet İlik
            6-Dans                        Ümit Demir Eşlik: Muharrem Karagöz Piyano: Ceren Önal
KORO UYELERİ
Ahmet Aydın            Cansu Gökayaz       Ezgi Uğuz           Merve dervişoğlu    Sidre Gurur Beydağ
Ahmet Kaplan           Cansu Özdemir       Gizem Kandemir      Münevver Çelikkan   Sinem Göksu
Aslı Töre              Ceren Coşer         Gizem Öngel         Nihan Dede          Süreyya Gülbahar
Berdil Durdu           Ceren Önal          Gökçe Bağışlayıcı   Onur Berk Yılmaz    Umay Yağcı
Bertil Durdu           Ceylan Köksel       Gökçe Özpak         Özge Oğuz           Umut Can Eryılmaz
Bertin Ottaş           Çağrı Can Polat     Günce Çakır         Pınar Kılınç        Utku Akay
Berna Güven            Derya Kaymacı       Handan Keskin       Sanem Yıldırım      Zeki Meyancı
B. Güneş Oksayoğlu     Destina Kaplan      İdil Ki t           Selen Türker        Zeynep Atmaca
Buğra Ünal             Dilara Aykutlu      İlker Dinçer        Selin Güngör
Buket Mutaf            Dilara Sayar        Ilksen Rual Kargı   Selin Merve Dayı
Büşra Türkoğlu          Erdal Yılmaz       Mekselina Şahin     Sibel Kavak




                        T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI ADANA GENÇLİK KOROSU

       KORO ŞEFİ: Oğuz Öztürk
       Trabzon'da doğdu. 1983 yılında Ankara Gazi Eğitim Fakültesi Müzik Bölümünü bitirdi.
1982 yılında Ankara Acapella Dostluk Topluluğu'nu kurdu. 1984-1987 yıllarında Hatay'da müzik
öğretmenliği yaptı. 1988 yılında Çukurova Üniversitesi'nde çalışmaya başladı. 1989 yılında
Çukurova Üniversitesi Çoksesli Korosu'nu kurarak bu koroyla her yıl çok sayıda Adana, Tarsus,
Mersin, Antakya, Niğde'de düzenli konserler vererek her yıl Ankara ve bir de yurt dışı konser
gerçekleştirdi. 1987-1998 yıllarında Prof. Muzaffer Arıkan'la koro müziği üzerine çalışmalar yaptı.
       1997 yılında Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı Korosunu kurdu. 1998-2001
Kasım "II. ve III. Ankara Uluslar Arası Koro Festivali"ne bu koroyla katılıp Mansiyon ödülünü,
1999 yılı Haziran ayında "IV. Türkiye Korolar Şenliği'nde "Entonasyon, Homojenlik ve Koro Tınısı
Başarı Ödülünü, 2000 Haziranında "Sololu Yapıtta Başarı ödülü’nü aldı.
       Yurdumuzda çok sesli koro müziğinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacına yönelik
olarak Nisan 2000 tarihinde Adana Polifonik Korolar Derneği'nin kurulmasına önayak oldu. Dernek
"Yetişkinler Korosu"nu kurarak 2000 Haziranında "V. Türkiye Korolar Şenliği'nde bu koroyla
"Halk Müziği Yorumlamada Başarı Ödülü'nü aldı.
       Halen Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda öğretim görevlisi olarak
çalışmalarına devam etmektedir.
37

PROGRAM
Değirmenin Bendine- Düz: D. Amanullaeva         The sound silence- P.Simon
Tıpır Tıpır Yürürsün- Düz: C.R.REY              Perfect Peace- H. Morgan
Sular Durulur- Düz: E. TUĞCULAR                 Carmina Burana- Carl Orff

 KORO ÜYELERİ
 SOPRANO                ALTO               TENOR                     BAS
 Melahat Yavuz          Nihan çetin        Onur Polat                Orçun Utlu
 Zerrin Tan             Güldane Terlikol   Onur Tuyan                Engin suna
 Sıdıka Targan          Z. Meltem Usta     Ömer Ç. Çığşar            Cüneyt Çavdar
 Demet angın            Neslihan Ilanku    Ali Duman                 Yusuf Z. Büyükaslan
 S. Sueda Sirel         Filiz Karataş      H. Gökhan Metin           A. Uğur Ay doğan
 Sibel Beyazyürek       Aslı Veziroğlu     Erman Mercan              Yusuf Yalçın
 Elda Gerekli           Seda Aynalı        Kazım Hasanefendioğlu     Mustafa Okutan
 Billur Yapıcı          Seda Üzmen         Fırat Haznedaroğlu        Mert Köker
 Dilek Ergin            Cansu Aytaç        H. İbrahim Büyükgenç      Okan Fidan
 Hale Ciğer             Vuslat Arık        ilhami Özdemir            Osman Fırat
 Gizem Tatlısu          Buket Sülüs
 Berna Yılmaztürk       Umre Unurlu
 M. Sena Kıroğlu        Durrin Konuralp
 Meltem Yenyıl
 nergihan Yağar
 Deniz Ersu
 Pelin Derdiyok
 Emine Asfuroğlu




                MERSİN ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI KOROSU
                                           (Öğrenci Korosu)
        KORO ŞEFİ: Prof. Zarife İsmayılova
        Bakü'de doğdu. Müzik Akademisinde koro şefliği Bölümüne Bölüm Başkanı olarak atandı.
Azerbaycan Devlet Çok Sesli Korosunu kurdu ve yönetti. 1989 Moskova'da Koro Şefliği Kürsüsü
Doçentliği unvanı kazandı. 1994 yılında akademinin yüksek kurulu tarafından profesörlüğe
yükseltildi. 1978'de kurduğu ilk Erkek Çocuk Korosu ile 1982 yılında Moskova TRT yarışmasında
birincilik ödülünü kazandı. 1995 yılında Türkiye'ye gelen sanatçı İzmir Opera ve Balesi korosu,
TRT Gençler Korosu, Fransız Kültür Merkezi Korolarını yönetti.
      PROGRAM
      Choral-S. Prokofyev                              J. de Pre-Et in Carnatus
      Serenat-S. Taneev                                G. Gershvvin-Porgy ve Bess Operasından
      R. Mustafayev-Gülüm yoktur                              M. San-Entarisi Ala Benziyor
      J. Massne Elerji-Solist: Hasan Berk              L. Cerhart-Dry bones
KORO ÜYELERİ
SOPRANO               ALTO                 TENOR                 BAS
Gülden Vurandemir     Eylem Akgün          Kahraman Şeref        Hasan Berk
Burcu Esgin           Mesil Yorulmaz       Candost Özkan         Serkan Akbıyık
38

Esra Arpacı             Çiğdem Eğin          Sanat Türkoğlu         Levent Yetkin
Jale Kurt               Eda Vurandemir       Eser Oğuzhan           Efe Everes
Özlem Bulut             Hande Everes         Cevdet Çaldıran        Serkan Sarıgiloğlu
Gökçen Çakıt            Sibel Barbur         Utku Vural             Hakan Kayhan
Sinem Cilasın           Banu Tokdemir        Bilal Güncan           Murat açıkada
Rahşah İzmirli          Aslıhan Koçer        Umut Güngör            Ercüment Gündüz
Duygu Demire!           Pınar Arslan
İzabe!Kollo             Gökçen Girici
Vurperi Yücesoy         Gökçen Deniz
Yeşim Alan              Meriç Dönük
                        Ezgi Ergün

           MERSİN ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI KOROSU
                                   (Çocuk Korosu)
KORO ŞEFİ: Prof. Zarife İsmayılova
PROGRAM
  Cumhuriyet Marşı- Z.Arca           Meksikan dansı- F.Swift
  D. Güvercin- R. Şafag              Nisan- Z. Aydıntan
  İyi Geceler- D.Kabalevski          Civcivlerim- G. Guseinli
  Alfabe- V.A.Mozart                 Çunga, Çanga- V.Şainski
KORO ÜYELERİ
  Yusuf Çelik            Serçin Yatkın      Hande Tüfekçi         Kerem Kılıç
  Suzan Yankı Karataş    Deniz Alan         Gizem Keleş           Seran Sanal
  E. Erdinç Komşu        Övgü Ulun          0. Berk Çağatay       Simge İster
  Begüm Akkuş            E. Mert Eroğlu     H. Gökçe Yorgun       Melis Ertürk
  Gizem Aksoy            Özgecan Garip      Alican Süner          Ezgi Türkoğlu
  Gülcihan Babayeva      Onur Gürler        İpek Gündüz           Bengisu Gökçe
  Mehmetcan Sisli        Gözde Tüfekçi      Emre Karamehmet       Mehmet Girici

                    T.C KÜLTÜR BAKANLIĞI BURDUR GENÇLİK KOROSU

         KORO ŞEFİ: Dr. Seval Köse
         1957 yılında Sivas'ta doğdu. İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümünü bitirdikten
sonra Burdur'da müzik öğretmenliğine başladı. 1990 yılından başlayarak önce Akdeniz Üniversitesi
Eğitim Yüksek Okulu'nda sonra da SDÜ Burdur Eğitim Fakültesi Müzik Bölümü'nde Öğretim
Görevlisi olarak çalıştı. 1991 yılında GUGEF Müzik Bölümünde lisans tamamlama programını
bitirdi. 1996 yılında Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde "MÖZYES Öncesi ve MÖZYES
Girişli öğrencilerin Akademik Başarılarının Karşılaştırılması" adlı teziyle yüksek lisansını yaptı.
Aynı enstitüden 2002 yılında da "Müzik Öğretmenliği ABD 1. sınıf öğrencilerinin ses özelliklerine
ait sorunların öğrenci kaynakları düzleminde incelenmesi" adlı teziyle doktora derecesini aldı.
         SDÜ Burdur Eğitim Fakültesi Korosu ile de konserler veren Köse, bu koro ile 2001 yılında
Çek Cumhuriyeti Otomouc kentinde katıldığı 29. uluslararası Korolar Yarışmasında I ilik ödülü
olan gümüş madalya aldı.


PROGRAM
Yarın Bizimdir-Yalçın Tura                        Esirler Korosu-G Verdi
Kutsal Gece-Francesco Roselli-Söz: E. Okyay       Madımak Sivas Kadın Halayı-U. Cemal
Veda-J.Brahms                                     Erkin
39

KORO ÜYELERİ
  SOPRANO                ALTO                   TENOR                 BAS
 Raziye Günay            Ayşe Rifaioğlu        Baran Çakıcı           Haydar Gül
 Öznur Koyuncular        Özlem Çelik           Ufuk Sayal             Hakan Özdemir
 Keziban Yavuz           Dudu Gül Esen         İhsan Canbazoğlu       Hüseyin Emre Köşker
 Derya Yetkin            Hande Gökçen          Gökhan Çağırgan        Veli Kabak
 Esra Eryıkılmaz         Feride Saden          Kerim Ağralı           İsmail Tunç
 Müjgan Sönmez           Arzu Öztürk           Cihangin Kirbaş        Ahmet Yurtseven
 Ayşegül Akkoca          Zeynep Gergin         Burak Conker           Emre Tekin
 Selda Girgin            Cansel Şenoğlu        Utkan Özdemir          Ulaş Sülüs
 Nilay Yaşarikiz         Nazmiye Dilman        Erkan Büyükcan
 Duygu Deveci            Özge Zengin           Tuna Delen
 Sevil Kocaman           Deniz Karakayalı      Ali Tıraş
 Sevda Arslan            Döndü Meşe
 Arzu Topçuoğlu          Saadet Taşar
 Cevahir Öztürk          Şenay Kaplan
 Sibel Yasin             Gülru Yalçın
                         Aslıhan Akarca




            PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ
GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ BÖLÜMÜ MÜZİK EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI KOROSU

        KORO ŞEFİ: Aykut Önder SARIÇİFTÇİ
        1972 yılında Antalya'nın Kumluca İlçesinde doğdu. 1989 yılında Marmara Üniversitesi
Atatürk Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü'ne girdi. 1990-1993 yılları arasında Prof. Dr.
Yücel Elmas'ın yönettiği İstanbul Devlet Operası Gençlik Korosu'nda çalıştı. İstanbul Devlet
Operası'nın sahnelediği birçok eserde görev aldı. 1993 yılında mezun oldu. 1996 Aralık ayında
Süleyman Demirel Üniversitesi Burdur Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümünde Araştırma
Görevlisi olarak göreve başladı. 1998 Mart ayında Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel
Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalında öğretim elemanı olarak göreve başladı.
Eylül 2001'de "Toplu Ses Eğitiminde Entonasyon Sorunu ve Çözümünde Uygulanacak Yöntemler"
konulu tez çalışmasıyla Pamukkale Üniversitesi Sosyal bilimler Enstitüsü Güzel Sanatlar Eğitimi
Anabilim Dalı Müzik Eğitimi Bilim Dalında Yüksek lisansını tamamlayan Sarıçiftçi halen
Pamukkale Üniversitesi'ndeki görevine devam etmektedir.
        1995-1996 Eğitim-Öğretim yılında Müzik Eğitimi Bölümünün kurulması ile çalışmalarına
başlayan Koro Denizli İçinde ve dışında çok sesli eserlerden oluşan konser programlarıyla başarılı
konserler gerçekleştirmiştir. Polifonik Korolar derneği tarafından düzenlenen Korolar Şenliklerine
de katılan koro, üçüncü Korolar şenliğinde "Sololu Yapıt Yorumlamada Başarı Ödülü", Dördüncü
Korolar Şenliği'nde "Müzikalite ve Müzikal Dinamikler Başarı Ödülü'yle birlikte
"Cumhurbaşkanlığı senfoni Orkestrası Müdürlüğü Özendirme Ödülü"ne, Beşinci Korolar
Şenliği'nde de "Eser Yorumlama da Koro-Şef Uyumu Başarı Ödülü"ne, 6. Korolar Şenliği'nde de
"Madrigal Yorumlamada Başarı Ödülü"ne ilave olarak "Değerlendirme Kurulu Özendirme
Ödülü"ne de layık görülmüştür. Eser yorumlamadaki derinliği, müzikalite ve müzikal unsurların
seyirciye aktarılmasındaki başarısıyla dikkat çeken koronun amacı, çoksesli şarkı söyleme
geleneğinin oluşmasına ve yaygınlaşmasına hizmet etmektedir.
Mersin Polifonik Dergi - 6
Mersin Polifonik Dergi - 6
Mersin Polifonik Dergi - 6
Mersin Polifonik Dergi - 6
Mersin Polifonik Dergi - 6
Mersin Polifonik Dergi - 6
Mersin Polifonik Dergi - 6
Mersin Polifonik Dergi - 6
Mersin Polifonik Dergi - 6

More Related Content

Viewers also liked

Mekanik tesisat-bolum-24
Mekanik tesisat-bolum-24Mekanik tesisat-bolum-24
Mekanik tesisat-bolum-24CMSMERSIN
 
Mekanik tesisat-bolum-21
Mekanik tesisat-bolum-21Mekanik tesisat-bolum-21
Mekanik tesisat-bolum-21CMSMERSIN
 
Mekanik tesisat-bolum-11
Mekanik tesisat-bolum-11Mekanik tesisat-bolum-11
Mekanik tesisat-bolum-11CMSMERSIN
 
Mekanik tesisat-bolum-20
Mekanik tesisat-bolum-20Mekanik tesisat-bolum-20
Mekanik tesisat-bolum-20CMSMERSIN
 
Mekanik tesisat-bolum-3
Mekanik tesisat-bolum-3Mekanik tesisat-bolum-3
Mekanik tesisat-bolum-3CMSMERSIN
 
Havalandirma tesisat-bolum-11
Havalandirma tesisat-bolum-11Havalandirma tesisat-bolum-11
Havalandirma tesisat-bolum-11CMSMERSIN
 
Mekanik tesisat-bolum-4
Mekanik tesisat-bolum-4Mekanik tesisat-bolum-4
Mekanik tesisat-bolum-4CMSMERSIN
 
Havalandirma tesisat-bolum-14
Havalandirma tesisat-bolum-14Havalandirma tesisat-bolum-14
Havalandirma tesisat-bolum-14CMSMERSIN
 
Mekanik tesisat-bolum-10
Mekanik tesisat-bolum-10Mekanik tesisat-bolum-10
Mekanik tesisat-bolum-10CMSMERSIN
 
Mekanik tesisat-bolum-17
Mekanik tesisat-bolum-17Mekanik tesisat-bolum-17
Mekanik tesisat-bolum-17CMSMERSIN
 
Isitma bolum-4
Isitma bolum-4Isitma bolum-4
Isitma bolum-4CMSMERSIN
 
Isitma giris
Isitma girisIsitma giris
Isitma girisCMSMERSIN
 
Mekanik tesisat-bolum-5
Mekanik tesisat-bolum-5Mekanik tesisat-bolum-5
Mekanik tesisat-bolum-5CMSMERSIN
 
Havalandirma tesisat-bolum-3
Havalandirma tesisat-bolum-3Havalandirma tesisat-bolum-3
Havalandirma tesisat-bolum-3CMSMERSIN
 
Dogalgaz ve lpg
Dogalgaz ve lpgDogalgaz ve lpg
Dogalgaz ve lpgCMSMERSIN
 
Havalandirma tesisat-bolum-12
Havalandirma tesisat-bolum-12Havalandirma tesisat-bolum-12
Havalandirma tesisat-bolum-12CMSMERSIN
 

Viewers also liked (16)

Mekanik tesisat-bolum-24
Mekanik tesisat-bolum-24Mekanik tesisat-bolum-24
Mekanik tesisat-bolum-24
 
Mekanik tesisat-bolum-21
Mekanik tesisat-bolum-21Mekanik tesisat-bolum-21
Mekanik tesisat-bolum-21
 
Mekanik tesisat-bolum-11
Mekanik tesisat-bolum-11Mekanik tesisat-bolum-11
Mekanik tesisat-bolum-11
 
Mekanik tesisat-bolum-20
Mekanik tesisat-bolum-20Mekanik tesisat-bolum-20
Mekanik tesisat-bolum-20
 
Mekanik tesisat-bolum-3
Mekanik tesisat-bolum-3Mekanik tesisat-bolum-3
Mekanik tesisat-bolum-3
 
Havalandirma tesisat-bolum-11
Havalandirma tesisat-bolum-11Havalandirma tesisat-bolum-11
Havalandirma tesisat-bolum-11
 
Mekanik tesisat-bolum-4
Mekanik tesisat-bolum-4Mekanik tesisat-bolum-4
Mekanik tesisat-bolum-4
 
Havalandirma tesisat-bolum-14
Havalandirma tesisat-bolum-14Havalandirma tesisat-bolum-14
Havalandirma tesisat-bolum-14
 
Mekanik tesisat-bolum-10
Mekanik tesisat-bolum-10Mekanik tesisat-bolum-10
Mekanik tesisat-bolum-10
 
Mekanik tesisat-bolum-17
Mekanik tesisat-bolum-17Mekanik tesisat-bolum-17
Mekanik tesisat-bolum-17
 
Isitma bolum-4
Isitma bolum-4Isitma bolum-4
Isitma bolum-4
 
Isitma giris
Isitma girisIsitma giris
Isitma giris
 
Mekanik tesisat-bolum-5
Mekanik tesisat-bolum-5Mekanik tesisat-bolum-5
Mekanik tesisat-bolum-5
 
Havalandirma tesisat-bolum-3
Havalandirma tesisat-bolum-3Havalandirma tesisat-bolum-3
Havalandirma tesisat-bolum-3
 
Dogalgaz ve lpg
Dogalgaz ve lpgDogalgaz ve lpg
Dogalgaz ve lpg
 
Havalandirma tesisat-bolum-12
Havalandirma tesisat-bolum-12Havalandirma tesisat-bolum-12
Havalandirma tesisat-bolum-12
 

Similar to Mersin Polifonik Dergi - 6

Mersin Polifonik Dergi - 4
Mersin Polifonik Dergi -  4Mersin Polifonik Dergi -  4
Mersin Polifonik Dergi - 4CMSMERSIN
 
Mersin Polifonik Dergi - 8
Mersin Polifonik Dergi - 8Mersin Polifonik Dergi - 8
Mersin Polifonik Dergi - 8CMSMERSIN
 
Mersin Polifonik Dergi - 7
Mersin Polifonik Dergi - 7Mersin Polifonik Dergi - 7
Mersin Polifonik Dergi - 7CMSMERSIN
 
Marti e-dergisi Subat2012 02_sayi
Marti e-dergisi Subat2012 02_sayiMarti e-dergisi Subat2012 02_sayi
Marti e-dergisi Subat2012 02_sayiYasemin Sungur
 
Pyp sanat ünitesi projesi
Pyp sanat ünitesi projesiPyp sanat ünitesi projesi
Pyp sanat ünitesi projesilevent
 
Marti e-dergisi Mart2012 03_sayi
Marti e-dergisi Mart2012 03_sayiMarti e-dergisi Mart2012 03_sayi
Marti e-dergisi Mart2012 03_sayiYasemin Sungur
 
A special album of davetname
A special album of davetnameA special album of davetname
A special album of davetnamebeyazarifakbas
 
öGretmenler GüNü Slayt
öGretmenler GüNü SlaytöGretmenler GüNü Slayt
öGretmenler GüNü Slaytguestd2e8e2
 
Kasim'2010 gençlik korosu
Kasim'2010 gençlik korosuKasim'2010 gençlik korosu
Kasim'2010 gençlik korosuTangül Müdok
 
Marti e-Dergisi Aralık2010 "00_sayi"
Marti e-Dergisi Aralık2010 "00_sayi"Marti e-Dergisi Aralık2010 "00_sayi"
Marti e-Dergisi Aralık2010 "00_sayi"Yasemin Sungur
 
Müzi̇k tugba
Müzi̇k tugbaMüzi̇k tugba
Müzi̇k tugbatugbasar12
 
"Sanata Adanmış Bir Ömür, Etem ÇALIŞKAN" Kaligrafi Sergisi Kataloğu
"Sanata Adanmış Bir Ömür, Etem ÇALIŞKAN" Kaligrafi Sergisi Kataloğu"Sanata Adanmış Bir Ömür, Etem ÇALIŞKAN" Kaligrafi Sergisi Kataloğu
"Sanata Adanmış Bir Ömür, Etem ÇALIŞKAN" Kaligrafi Sergisi KataloğuFatoş Sarıgül
 
Kozyatağı Kültür Merkezi Kasım Ayı Programı
Kozyatağı Kültür Merkezi Kasım Ayı ProgramıKozyatağı Kültür Merkezi Kasım Ayı Programı
Kozyatağı Kültür Merkezi Kasım Ayı ProgramıKadıköy Belediyesi
 
Selim Sabahat Palanduz Anadolu Lisesi
Selim Sabahat Palanduz Anadolu LisesiSelim Sabahat Palanduz Anadolu Lisesi
Selim Sabahat Palanduz Anadolu LisesiCan Akin
 
Dinamikler 2017 - Chromas Tanıtım
Dinamikler 2017 - Chromas TanıtımDinamikler 2017 - Chromas Tanıtım
Dinamikler 2017 - Chromas Tanıtımdinamikler17
 

Similar to Mersin Polifonik Dergi - 6 (20)

Mersin Polifonik Dergi - 4
Mersin Polifonik Dergi -  4Mersin Polifonik Dergi -  4
Mersin Polifonik Dergi - 4
 
Mersin Polifonik Dergi - 8
Mersin Polifonik Dergi - 8Mersin Polifonik Dergi - 8
Mersin Polifonik Dergi - 8
 
Mersin Polifonik Dergi - 7
Mersin Polifonik Dergi - 7Mersin Polifonik Dergi - 7
Mersin Polifonik Dergi - 7
 
Marti e-dergisi Subat2012 02_sayi
Marti e-dergisi Subat2012 02_sayiMarti e-dergisi Subat2012 02_sayi
Marti e-dergisi Subat2012 02_sayi
 
Pyp sanat ünitesi projesi
Pyp sanat ünitesi projesiPyp sanat ünitesi projesi
Pyp sanat ünitesi projesi
 
Marti e-dergisi Mart2012 03_sayi
Marti e-dergisi Mart2012 03_sayiMarti e-dergisi Mart2012 03_sayi
Marti e-dergisi Mart2012 03_sayi
 
musa eroğlu
musa eroğlumusa eroğlu
musa eroğlu
 
A special album of davetname
A special album of davetnameA special album of davetname
A special album of davetname
 
öGretmenler GüNü Slayt
öGretmenler GüNü SlaytöGretmenler GüNü Slayt
öGretmenler GüNü Slayt
 
Kasim'2010 gençlik korosu
Kasim'2010 gençlik korosuKasim'2010 gençlik korosu
Kasim'2010 gençlik korosu
 
Marti e-Dergisi Aralık2010 "00_sayi"
Marti e-Dergisi Aralık2010 "00_sayi"Marti e-Dergisi Aralık2010 "00_sayi"
Marti e-Dergisi Aralık2010 "00_sayi"
 
Müzi̇k tugba
Müzi̇k tugbaMüzi̇k tugba
Müzi̇k tugba
 
"Sanata Adanmış Bir Ömür, Etem ÇALIŞKAN" Kaligrafi Sergisi Kataloğu
"Sanata Adanmış Bir Ömür, Etem ÇALIŞKAN" Kaligrafi Sergisi Kataloğu"Sanata Adanmış Bir Ömür, Etem ÇALIŞKAN" Kaligrafi Sergisi Kataloğu
"Sanata Adanmış Bir Ömür, Etem ÇALIŞKAN" Kaligrafi Sergisi Kataloğu
 
Kozyatağı Kültür Merkezi Kasım Ayı Programı
Kozyatağı Kültür Merkezi Kasım Ayı ProgramıKozyatağı Kültür Merkezi Kasım Ayı Programı
Kozyatağı Kültür Merkezi Kasım Ayı Programı
 
Prof. Dr. Osman Ersoy'a Armağan
Prof. Dr. Osman Ersoy'a ArmağanProf. Dr. Osman Ersoy'a Armağan
Prof. Dr. Osman Ersoy'a Armağan
 
2012 kkm kasim
2012 kkm kasim2012 kkm kasim
2012 kkm kasim
 
Kkm kasım.jpg
Kkm kasım.jpgKkm kasım.jpg
Kkm kasım.jpg
 
Nisan
NisanNisan
Nisan
 
Selim Sabahat Palanduz Anadolu Lisesi
Selim Sabahat Palanduz Anadolu LisesiSelim Sabahat Palanduz Anadolu Lisesi
Selim Sabahat Palanduz Anadolu Lisesi
 
Dinamikler 2017 - Chromas Tanıtım
Dinamikler 2017 - Chromas TanıtımDinamikler 2017 - Chromas Tanıtım
Dinamikler 2017 - Chromas Tanıtım
 

More from CMSMERSIN

Gp enerji̇ şofben paket
Gp enerji̇ şofben paketGp enerji̇ şofben paket
Gp enerji̇ şofben paketCMSMERSIN
 
Gp enerji̇ soba paket
Gp enerji̇ soba  paketGp enerji̇ soba  paket
Gp enerji̇ soba paketCMSMERSIN
 
Gp enerji̇ montaj paket
Gp enerji̇ montaj paketGp enerji̇ montaj paket
Gp enerji̇ montaj paketCMSMERSIN
 
Gp enerji̇ full paket 2
Gp enerji̇ full paket 2Gp enerji̇ full paket 2
Gp enerji̇ full paket 2CMSMERSIN
 
Futsal oyun kuralları_2008_2009
Futsal oyun kuralları_2008_2009Futsal oyun kuralları_2008_2009
Futsal oyun kuralları_2008_2009CMSMERSIN
 
Hgtey hali-saha-oyun-kurallar-280509
Hgtey hali-saha-oyun-kurallar-280509Hgtey hali-saha-oyun-kurallar-280509
Hgtey hali-saha-oyun-kurallar-280509CMSMERSIN
 
Futbol oyun-kurallari-2010
Futbol oyun-kurallari-2010Futbol oyun-kurallari-2010
Futbol oyun-kurallari-2010CMSMERSIN
 
13 15 yas_kurallari
13 15 yas_kurallari13 15 yas_kurallari
13 15 yas_kurallariCMSMERSIN
 
6 12 yas_kurallari
6 12 yas_kurallari6 12 yas_kurallari
6 12 yas_kurallariCMSMERSIN
 
Plaj futbolu-oyun-kurallari-son1
Plaj futbolu-oyun-kurallari-son1Plaj futbolu-oyun-kurallari-son1
Plaj futbolu-oyun-kurallari-son1CMSMERSIN
 
Visio aksagaz - yapilacaklar-gp-enerji
Visio aksagaz - yapilacaklar-gp-enerjiVisio aksagaz - yapilacaklar-gp-enerji
Visio aksagaz - yapilacaklar-gp-enerjiCMSMERSIN
 
Mersin dogalgaz marketi kampanyalar v4 montaj paketi
Mersin dogalgaz marketi kampanyalar v4 montaj paketiMersin dogalgaz marketi kampanyalar v4 montaj paketi
Mersin dogalgaz marketi kampanyalar v4 montaj paketiCMSMERSIN
 
Mekanik tesisat-bolum-1
Mekanik tesisat-bolum-1Mekanik tesisat-bolum-1
Mekanik tesisat-bolum-1CMSMERSIN
 
Havalandirma tesisat-bolum-17
Havalandirma tesisat-bolum-17Havalandirma tesisat-bolum-17
Havalandirma tesisat-bolum-17CMSMERSIN
 
Mekanik tesisat-bolum-17
Mekanik tesisat-bolum-17Mekanik tesisat-bolum-17
Mekanik tesisat-bolum-17CMSMERSIN
 
Havalandirma tesisat-bolum-23
Havalandirma tesisat-bolum-23Havalandirma tesisat-bolum-23
Havalandirma tesisat-bolum-23CMSMERSIN
 
Havalandirma tesisat-bolum-22
Havalandirma tesisat-bolum-22Havalandirma tesisat-bolum-22
Havalandirma tesisat-bolum-22CMSMERSIN
 
Havalandirma tesisat-bolum-21
Havalandirma tesisat-bolum-21Havalandirma tesisat-bolum-21
Havalandirma tesisat-bolum-21CMSMERSIN
 
Havalandirma tesisat-bolum-20
Havalandirma tesisat-bolum-20Havalandirma tesisat-bolum-20
Havalandirma tesisat-bolum-20CMSMERSIN
 
Havalandirma tesisat-bolum-19
Havalandirma tesisat-bolum-19Havalandirma tesisat-bolum-19
Havalandirma tesisat-bolum-19CMSMERSIN
 

More from CMSMERSIN (20)

Gp enerji̇ şofben paket
Gp enerji̇ şofben paketGp enerji̇ şofben paket
Gp enerji̇ şofben paket
 
Gp enerji̇ soba paket
Gp enerji̇ soba  paketGp enerji̇ soba  paket
Gp enerji̇ soba paket
 
Gp enerji̇ montaj paket
Gp enerji̇ montaj paketGp enerji̇ montaj paket
Gp enerji̇ montaj paket
 
Gp enerji̇ full paket 2
Gp enerji̇ full paket 2Gp enerji̇ full paket 2
Gp enerji̇ full paket 2
 
Futsal oyun kuralları_2008_2009
Futsal oyun kuralları_2008_2009Futsal oyun kuralları_2008_2009
Futsal oyun kuralları_2008_2009
 
Hgtey hali-saha-oyun-kurallar-280509
Hgtey hali-saha-oyun-kurallar-280509Hgtey hali-saha-oyun-kurallar-280509
Hgtey hali-saha-oyun-kurallar-280509
 
Futbol oyun-kurallari-2010
Futbol oyun-kurallari-2010Futbol oyun-kurallari-2010
Futbol oyun-kurallari-2010
 
13 15 yas_kurallari
13 15 yas_kurallari13 15 yas_kurallari
13 15 yas_kurallari
 
6 12 yas_kurallari
6 12 yas_kurallari6 12 yas_kurallari
6 12 yas_kurallari
 
Plaj futbolu-oyun-kurallari-son1
Plaj futbolu-oyun-kurallari-son1Plaj futbolu-oyun-kurallari-son1
Plaj futbolu-oyun-kurallari-son1
 
Visio aksagaz - yapilacaklar-gp-enerji
Visio aksagaz - yapilacaklar-gp-enerjiVisio aksagaz - yapilacaklar-gp-enerji
Visio aksagaz - yapilacaklar-gp-enerji
 
Mersin dogalgaz marketi kampanyalar v4 montaj paketi
Mersin dogalgaz marketi kampanyalar v4 montaj paketiMersin dogalgaz marketi kampanyalar v4 montaj paketi
Mersin dogalgaz marketi kampanyalar v4 montaj paketi
 
Mekanik tesisat-bolum-1
Mekanik tesisat-bolum-1Mekanik tesisat-bolum-1
Mekanik tesisat-bolum-1
 
Havalandirma tesisat-bolum-17
Havalandirma tesisat-bolum-17Havalandirma tesisat-bolum-17
Havalandirma tesisat-bolum-17
 
Mekanik tesisat-bolum-17
Mekanik tesisat-bolum-17Mekanik tesisat-bolum-17
Mekanik tesisat-bolum-17
 
Havalandirma tesisat-bolum-23
Havalandirma tesisat-bolum-23Havalandirma tesisat-bolum-23
Havalandirma tesisat-bolum-23
 
Havalandirma tesisat-bolum-22
Havalandirma tesisat-bolum-22Havalandirma tesisat-bolum-22
Havalandirma tesisat-bolum-22
 
Havalandirma tesisat-bolum-21
Havalandirma tesisat-bolum-21Havalandirma tesisat-bolum-21
Havalandirma tesisat-bolum-21
 
Havalandirma tesisat-bolum-20
Havalandirma tesisat-bolum-20Havalandirma tesisat-bolum-20
Havalandirma tesisat-bolum-20
 
Havalandirma tesisat-bolum-19
Havalandirma tesisat-bolum-19Havalandirma tesisat-bolum-19
Havalandirma tesisat-bolum-19
 

Mersin Polifonik Dergi - 6

  • 1. 1
  • 2. 2 İçindekiler: Sanatın Gücü Mustafa ÖRÜNK 4 Güne Müzikle Başlamak Selma YAĞCI 5 Ütopya Prof. Nevit KODALLI 6 Erguvandaki Gülümseme Erdoğan TANALTAY 7 Çok Sesliliğin Dışarıdan Görünüşü Medine BALKARLI 8 Küçük Arkadaşlarım Necla AKBULUT 9 Yaşama Sevinci Suna TANALTAY 10 Kapaktaki Fotoğraf 11-12 Doğan AKÇA Çok Sesli Maceramız Müşerref ÖRÜNK 13-14 Ulviye Hanımın Mandolini Vahap KOKULU 15-16-17 Bu Yılki Etkinliklerimiz Ayfer AKÇA 18 Koro İle Müzik Eğitiminin Toplumun Müziksel Düzeyini Geliştirmedeki Yeri ve Önemi 19-23 Mustafa APAYDIN 4. Mersin Polifonik Korolar Şenliğine Katılan Korolar 24-46 ve Konser Programları
  • 3. 3
  • 4. 4 ATATÜRK'ÜN KÜLTÜR P0LİTİKASI VE MÜZİK “Amacımız, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen modern ve bütün anlamı, içeriği ve biçimiyle uygar bir toplum durumuna getirmektir. Başarı için en gerçek kılavuz bilimdir, tekniktir. Bilim ve teknik için sınır ve koşul yoktur. Bilim ve teknik nerede ise oradan alınmalı ve her yurttaşın kafasına sokulmalıdır. Dünyanın her türlü biliminden, buluşlarından, ilerlemelerinden yararlanılmalı; fakat asıl temel, ulusun kendi içinden çıkarılmalıdır. Kültür etkinlikleri, yeni ve modern esaslara göre örgütlenip yürütülmelidir. Sanat, birey ve toplum olarak insanca yaşamanın vazgeçilmez öğeleridir. Türkiye Cumhuriyetinin temeli “kültür”dür. Kültür, oluştuğu, yapıldığı, geliştiği yerin özelliklerine bağlıdır. Bu yer, ulusun öz yapısıdır. Türk halkının gelişmesi demek, en başta kendi kültürünün gelişmesi demektir. Güzel sanatlarda başarı, bütün inkılapların başarılı olduğunun da kesin kanıtıdır. Sanatsız kalan bir ulusun hayat damarlarından biri kopmuş demektir. Bir ulus sanata önem vermedikçe büyük bir felakete mahkumdur. Bunun içindir ki Türk ulusunun sanata olan sevgisi sürekli olarak her türlü araç ve önlemlerle geliştirilmelidir. Sanatlar içinde en çabuk, en önde götürülmesi gereken müziktir. Çünkü, bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, müzikte değişikliği, alabilmesi, kavrayabilmesidir.” M. K. Atatürk Türkiye'de çoksesli müzik, Atatürk'ün yukarıdaki görüş ve ilkeleri doğrultusunda, özgür düşünce temelindeki yaratıcılık ortamına ilerlemiştir. Buna "Türk Müzik İnkılabı" diyoruz...
  • 5. 5 Sanatın Gücü Mustafa ÖRÜNK Editör Sanat yaşamımızın ayrılmaz bir parçasıdır. İnsan ruhu her zaman sanata gereksinme duyar. Bu ruhumuzu dinlendirme, arındırma ve heyecanlandırma ihtiyacındandır. Güzel sanatlar insan ruhunu eğitir, insan ruhuna derinlikler ve incelikler kazandırır. Ruhu bu güzelliklerle dolu olan insan tüm canlı yaratıkları, doğayı, ulusunu ve tüm insanları sever. Canlıları yok etmeyi değil, yaşamlarına yardımcı olmayı düşünür. Gerçek sanatçıların yetiştikleri toplumlar dünyada daha saygınlık kazanan toplumlardır. Sanat yenilendikçe, topluma canlılık, ruh tazeliği gelir. Toplumu geliştiren, ileriye yönlendiren bir güç kaynağı oluşur. Gelişen dünyada toplumların gücü toprak genişliğinden çok, eğitilmiş insanlarının derinliğinden kaynaklanıyor. İster ürün, ister hizmet, isterse bilgi üretilsin, her türlü üretkenliğin kaynağında inanmış insan vardır. Verimliliği arttırmada en önemli faktör, evrensel boyutta düşünebilen insandır. Sıradan insanın müzikte en sevdiği şey, özü açık seçik olan, kolayca anlaşılabilen duygu ve düşüncelerin dile gelmesidir; bu yüzden eşlik eden müziği tercih eder. Uzman müzikseverler ise tersine seslerin arasındaki ilişkileri izleyebildiği için, ezgilerin birbirine zincirlendiği, değişik biçimlerin art arda geldiği ses uyumlarından ustaca yararlanan müziği daha çok sever. Değerli dostlar, bizlerin amacı çok sesli müziği yaymak olmalıdır; çünkü bu gün yeryüzünde üç tür müzik vardır. Birincisi tek boyutlu, sadece ritimden oluşan vurma aletlerle yapılan müzik, buna kabile müziği, ilkel müzik diyoruz. İkincisi iki boyutlu, ritim ve melodiden ibaret olan, Arap, Ortadoğu ve bazı Uzakdoğu ülkelerinde ve bizde olan müzik. Üçüncüsü ise üç boyutlu, ritim, ezgi ve çokseslilikten oluşan ve dünyanın pek çok ülkesinin sahip olduğu müzik türü. Bu çizilen tabloda yerimizin, tarihi müziğimizi koruyarak çokseslilik boyutunda yerimizi almak olmalıdır. Gerçek değer taşıyan sanat, toplumu yüceltir. Tüm boyutlarına kavuşmamış ve yenilenemeyen, kendini tekrarlayan sanat ise, olduğu yerde bile kalmayıp yozlaşmaya mahkum olur ve ait olduğu toplumu ilerletmez. Gelişimin, değişimin ve ilerlemenin yolunda yürüyenlere; Selam ve sevgi ile... Not: Ekonomik kriz nedeniyle ara vermiştik ancak bu sayı da buluşabildik.
  • 6. 6 Selma Yağcı Güne Müzikle Başlamak Henüz gözleriniz kapalı, uykunun mahmurluğu içindesiniz. "Biraz daha uyusam." diyor içinizden bir ses. "Biraz daha uyusam" Derken kapının aralığından bir dost melodi süzülüyor içeriye. Sarıp sarmalayıveriyor sizi. Gözleriniz aralanıyor, bir mutluluk sarıyor içinizi. Tatlı tatlı geriniyorsunuz. Sizi terk eden "uykuya" el sallayıp, sıcacık bir bardak çayın hayaliyle, içinizdeki müzikle yeni güne "Merhaba" diyorsunuz. Sevgili dostlarım, sıkça yaşadığım bir güzelliği paylaşmak istedim sizlerle... Yoğun ve yorgun geçen günlerin ertesinde yaşamı paylaştığım eşim beni böyle dinlendirir. Çoğu zaman bilgisayarından indirdiği koro şarkılarıdır bunlar. Gözlerinizi kapar çok sesli müziğin sihrine kapılır gidersiniz. Ruhunuz arınır, dinlenir, mutluluğa kanat açarsınız. Sonra hayaller başlar. "Bu şarkı ne de güzel, acaba notasını bulabilir miyiz, biz de söyleyebilir miyiz" gibi... Nevit Hoca'm ne güzel söylemiş. "Bir koroda söylemeye başlarsanız, hastalanırsınız. Başka bir şey düşünemez, bu işten vazgeçemez olursunuz" diye. Ne doğru söylemiş... Ben de onlardan biriyim galiba. Ama insanı mutlandıran bir hastalık bu... Darısı nice kişilerin başına... "Va pensiero sulali doraate." İçimde hep şarkılar var. Bazen dudaklarımın arasından taşan, özgürce boşlukta kaybolan... "Bülbülüm altın kafeste." Hiçbir şey kafeste değil artık. Ben söyledikçe, biz söyledikçe Her şey özgür.. Yaşam güzel, insanlar mutlu... Tüm sevgimle sesleniyorum hepinize... Müzikli sabahlara!..
  • 7. 7 Prof. Nevit Kodallı Ütopya Yıllardır söylemişimdir, yazmışımdır "Bir polifonik koro içinde şarkı söylemek, evrenin derinliklerine ulaşmak, oranın muhteşem tınısını duymak, o ihtişamı kendinde bulmak, insanlığın erdemine, yüceliğine erişmek demektir. İnsan sesinden oluşan bir polifonik koroyu dinlemek de aynı duyguları yaşamak, paylaşmaktır" diye... Ve buna inandığım için bütün ömrüm boyunca bunu savunmuş, çocuk korolarından başlayıp her kademede her türlü çok sesli koroların yurdumuzda oluşup, yayılması için çalışmışımdır. Biz Türkiye Korolar Derneği'ni kurduğumuz ve Ankara'da ilk "Korolar Şenliği"ni yaptığımız yılda bütün yurt düzeyinden şenliğe katılan koro sayısı parmakla sayılacak kadar azdı. Geçen yılki şenlikte koroların sayısı 70'in üzerindeydi, bu yıl bu sayının 100'ü bulacağını sanıyorum. Mersin Polifonik Korolar Derneği'nin dört yıl önce başlattığı Mersin Korolar Şenliği'nde de ilk zamanlar katılan koro sayısı 7 dolayında iken bu yıl yapılacak 4. Mersin Korolar Şenliğine katılacak koro sayısı daha şimdiden 30'u bulmaktadır. Yurt insanımızın bu düzeye erişmesinden ve çalışmalarımızın semeresini almaktan mutluyuz ve bu sayıların çok daha artacağından kuşkumuz yok. Yeni yeni büyük karma polifonik koroların kurulması tabii ki en büyük emelimiz... Ama bunun yanında daha küçük kadrolu yeni küçük koroların da devreye girerek çok geniş bir koro yelpazesine erişmemizi yürekten dileriz.. Size böyle bir koronun hikayesini anlatayım... 1942-45 yılları arası... Ankara Devlet Konservatuarı’nda birbirinden hiç ayrılmayan üç öğrenciden oluşan bir sacayağı vardı. Bunlar yan yana geldiklerinde en küçük koro örneğini kurarlardı. Üyeleri falset sesle söyleyen Soprano Nevit Kodallı, yine falset sesle söyleyen Alto Bülent Arel, dışarıdan bir arkadaşımız Orhan Tenor ve Bas olarak İlhan Uzmanbaş'tan ibaretti. Konservatuar kütüphanemiz çok zengindi. Oradan aldığımız notalarla bütün Rönesans devrinin koro müziklerini dört sesli olmak kaydı ile (Çünkü bazı eserler 6 sesliydi, oysa biz 4 kişiydik) söylerdik ve bu yolla da ilk koro müziği kültürümüzün temellerini atıyorduk. Orlando Lasso'ları Josquin des Pres'leri, Palestrina'ları, Praetorius'ları yakından tanımış oluyorduk. Nasıl mı söylerdik? E... Vallahi çok da müzikaldik, bu da yetiyordu, çünkü o tür eserlerde çok fazla ses güçlüğü yoktur. Bir gün Konservatuarın yıl sonu kompozisyon sınavlarındayız, sınava alınmak için konservatuarın, konser salonuna yakın, ön tarafta sıramızı bekliyoruz. Madem ki yan yana geldik hemen "Kuartet Koro"muzu kurduk, elimizde notalar anımsadığım kadarıyla Praetorius'un bir parçasını söylemeye başladık... Bir ara konser salonunun kapısı hızla açıldı ve telaşla rahmetli Ferid Alnar hoca dışarı çıktı. Söyleyenlerin bizler olduğunu görünce hiç unutamam, "işte müzikalite örneği böyle olur!" dedi ve içeri girdi. Kuartetimizin dışında biz yan yana gelince İlhan Usmanbaş bas, ben gene soprano, önceden saptadığımız bir çağ stilinde iki sesli Emprovize Motet'ler yapardık. Bizim de dileğimiz ve umudumuz, İsmet İnönü'nün Köy Enstitülerinden birini gezerken bir kız öğrencinin yiyecek torbasından peynir ekmeğinin yanında kendisinin başlattığı dünya edebiyatından biri olan Antigone çıkınca söylediği" Her mimarımızın, her mühendisimizin, her yurttaşımızın çantasından bir Antigone çıktığı gün biz birçok sorunumuzu çözmüş olacağız" gibi gençlerden, yaşlılardan, çocuklardan oluşan büyük koroların sayılarının artması yanında bizim öğrenciliğimizde yaptığımız gibi küçük küçük koroların da oluşması, iki yurttaşımızın yan yana geldiğinde çok sesli şarkılar söyleyebildiklerinde uygarlık ve insanlık yolunda çok daha yükselebileceğimizin bilincine varmamızdır. Bu belki bir ütopyadır, olsun... İnsanoğlu ve özellikle bizim ulusumuzun nice ütopyayı çevirebilmiştir…
  • 8. 8 Erguvanlardaki Gülümseme Bu sabah Kuşlar haber verdi Baharın geldiğini. Yüreklerde bir telaş, Yüreklerde esinti... Boğaz taçlanmış erguvanlarla Yine çılgın, Yine yangın. Ateş düşmüş gönüllere, Nerde sevdalar?... Niye bu sıkıntı, Niçin bu yalnızlık, Ne anlamı var yaşamın?.. Çalışıyor işte, evrenin saati Zehir zemberek. Nerdesin, kiminlesin Saadetim?.. Ne kaldı senden geriye; Maviş maviş gözlerin. Pembe - beyaz gülümsemen Çiçek açtı erguvanlarda... Erdoğan Tanalta
  • 9. 9 Çok Sesliliğin Dışarıdan Görünüşü Medine BALKARLI Selam Herkese, Selam Dünyayı güzel görenlere. Güzel görmek isteyenlere, hayatı sevenlere, Haydi sevmeyenlere de selam olsun. Bir şeyler demeyi düşledim, şöyle ki; Polifonik Koro'muzun çalışmaya başladığı günden beri, aşağı yukarı her çalışmasına ve konserlerine katılan bir (elemanı) Korist'im. Müzik öğretmenliğim yıllarında ve halende çalıştığım okullarda, ders araları dahil boş zamanlarımızda arkadaşlarımızla birlikte Türk Müziği söylemelerimiz eksik olmazdı. Ben yettiği kadar çalardım. Emekli olduktan sonrada çalıp söylüyorum. Bu kez ağırlık çok seslilikte. Benim gibi öğretmenlikten emekli bir arkadaşımla komşu olduk. Telaşla, bütün yorgunluğuma rağmen, haftanın iki günü koroya koşturduğumu gören bu dostu bir iki konserimize de davet ettim. Sağ olsun geldiler. Bir gün bana; -Hocanım, bu korodan ve konserlerinizden ne kadar para alıyorsunuz? dedi. Bu soruyu önce şaka sandım. Meğer ciddi imiş. Koro'muzun bir derneğe bağlı olduğunu, derneğin de üye aidatları ile ayakta durduğunu, bizim kendimizi dinletmek için cebimizden para verdiğimizi (şakamsı dille) söyleyince; -Vah vah! Hocanım sen kendini harcamışsın. Halbuki şu anda sanatçıyım diye geçinen birçok insan senin eline su bile dökemez. Daha bir çok iltifatlarla, acımaklı duygularını saklamaya çalışıyordu. Ben de ona; - Sen hiç koroda veya çok sesli koroda çalıştın mı? diye sordum. - Yoo dedi. - Peki çok sesliliğin ne demek olduğunu biliyor musun? - Eh işte. Birden fazla ses demek herhalde. - Nasıl yani. Biraz açsana deyince; - Hocanım hani parlamentoda herkes bir başka ağızdan bağırır çağırır ya, işte benim için çok seslilik bunun gibi bir şey. Öyle mi? dedim. Bak dostum. Biz çok sesli koromuzda neler yapıyoruz. En az üç genelde de dört grup ses var. Her grup kendine ait ezgilerini seslendiriyor. Bu arada yanlarındaki diğer üç grubun söylediklerini de duymaya çalışırlar. Hiçbir grubun bizim sesimiz çok duyulsun deme hakkı yoktur. Çünkü bağıran grubun sesi tek başına konuşan ve dinleyeni olmayan bencil insanların sesi gibi çıkar. Bencil insanlar da sevilmez zaten. Paylaşımın tadını bilir misin, bilmem. Biz çalışmalarımızda, çok güzel eserlere hayat veriyoruz paylaşarak. Uyuşan seslerin birlikte duyulmasının tadını sanırım yaşamayan bilemez. Tek başına şarkı söylemeyi aşağı yukarı herkes yapabilir. Bunu zaten çoğu insanlar da yapıyor. Biz güzelliği paylaşıyoruz. Bilirsin mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır. Lafımın kısası bunu yaşamak lazım. Hani bir şarkı vardı "Aşk yaşanır, anlatılmaz." İşte öyle. Sana bu güzelliği ne kadar anlatmaya çalışsam "Zor dostum zor" derim. Yine de konserlerimize gel. Önce, sıkılsan bile sabret. Ne de olsa baharın sonu yazdır. Neyi paylaştığımızı gör. Belki mutluluğumuzdan bir parça alır, siz de mutlanırsınız. Ha, ne dersiniz?
  • 10. 10 Necla AKBULUT Küçük Arkadaşlarım Kazağımın ucundan tutmuş habire çekiştiriyor, bir yandan da sesini bana duyurmaya çalışıyor. "Ben seni tanıyorum, ben seni tanıyorum!". Koro çalışmasından çıkmış, bir arkadaşımla konuşuyorum. Birden fark ediyorum!.. Sürekli dikkatimi çekmeye çalışan o küçücük elin, o incecik sesin sahibine doğru indiriyorum bakışlarımı. Üç yaşlarında mini minnacık bir oğlan çocuğu. O içinden ışıklar saçan kocaman gözlerini yüzüme doğru kaldırmış, durmadan tekrarlıyor. "Ben seni tanıyorum!..." Annesinin elini sıkıca tutmuş, yüzünde inanılmaz güzel bir gülümseme... Hemen eğildim, bu güzel oğlanı kucakladım. Küçücük kollarıyla boynuma sarılıp beni öpücüklere boğdu. Dünyanın en değerli öpücükleriydi benim için. O minnacık bedenden yayılan sevgi gösterisi nasıl bu kadar güçlü olabiliyordu anlayamıyordum. Son birkaç yıldır arkadaşlarım öyle çoğaldı ki hepsini tanımakta zorlanıyorum. Sokakta, parkta, alışveriş merkezinde, operada bana doğru yaklaşan tebessümler görünce onları tanıdığımı anlıyorum. Önce lise öğrencisi gençler, grup veya tek, bana yaklaşıp konuşuyorlardı. Bunlar Gençlik Koromuz'un gençleriydi. Sonra çocuklar çıktı ortaya. Operamızın çocuk korosu ve bizim çocuk koromuzun çocukları sıcacık sarılmaya, öpmeye başladılar. Derken minikler sökün etti. Karıncalar gibi istila ettiler her tarafı. Bacaklarımdan çekiştiriyorlar, kendilerini duyurmaya çalışıyorlardı. Belki de sadece ruhsal anlamda değil, boy bos olarak da yakın hissediyorlar beni kendilerine. Minnoşlar Korosu'ndan, Büyükler Korosu'na kadar bütün koristlerle çok güzel bir bağ var aramızda. Görünmez örümcek ağlarının altın telleriyle bağlanmış gibiyiz birbirimize. Hatta tutsak olmuşuz bu görünmez örümceğin ağında. İşte bu büyük gücün adı MÜZİK. Hep birlikte şarkı söylemenin büyüsü öyle sarmış ki bizleri, yediden yetmişe değil, üçten yetmiş yediye bütün hayatımızı müzikle güzelleştirmişiz. Altı yılda altı koro kurduğumuzu artık dostlarımız biliyor. Her yıl eylül ayından başlayarak, ne çabalar harcıyoruz bilseniz. Çok Sesli Müziğin cazibesi bizleri hep kendine çekiyor. Verdiğimiz emek güzel tınılara dönüşüyor, sevdiklerimizi sarıyor. Anı dağarcığımız zenginleşiyor durmadan. Unutulmaz anlar yaşıyoruz birlikte. Umutlarımız tazeleniyor, yeşeriyor çocuklarımızla, gençlerimizle. Şimdi bana yazımın başında söz ettiğim o küçük oğlanın kim olduğunu sorar gibisiniz. O minik çocuğun adı Hami... Üç yaşında. Henüz bizim korolardan birinde söylemiyor. Annesi bizim Yetişkinler Korosu üyelerinden Müge Candaş. Bu kış verdiğimiz konserlerin birinde yakından tanıdık birbirimizi Hami'yle. Hani Kültür Merkezi'nde yaptığımız Eğitim Konseri vardı ya! Konserin sonunda bütün koroların "Üç Güzel Şey" adlı şarkıyı hep birlikte söyleyecekleri an geldi. Ben, koroların sahnede yerlerini almalarını anons ettim. Minikler, Minnoşlar sahneye çıkarken, Hami de annesinin elinden kurtulmuş, sahneye fırlamış. Müge sahnenin önünde oğlunu indirmeye çalışıyor. Tam o sırada gördüm onu. Hemen iki kolundan kavrayıp kaldırdım ve minnoşların arasına yetiştirdim. Sahnede bütün korolar bir çiçek bahçesi gibiydi. Şarkımızı hep bir ağızdan söyledik. Ardından alkışlarla Onuncu Yıl marşımızı seslendirdik. Salondaki coşku elle tutulacak gibiydi sanki. Şefin işaretiyle bütün korolar selam veriyorlar. Bu selam tekrarlanıyor durmadan. Salonda ana-babalar, ablalar, teyzeler, amcalar bir yürek olmuş, çocuklarını alkışlıyorlar... Hami her defasında yanındakilere bakıyor, biraz gecikerek selam veriyordu. Bu olayda o bir seyirci değil, sahnedeki minik koristti artık... Elinden tutup, annesinin yanına getirdim. Tam aşağı ineceği sırada iki eliyle elimi tutup bütün gücüyle sıktı, bana bir şey söylemek ister gibi. Yüzüne başımı indirdiğimde, yüreğindeki sevinci ve sevgiyi fırlatıyordu bakışlarıyla. Çocuklar çığlık çığlığa bağrışıyorlardı.
  • 11. 11 Suna TANALTAY Yaşam Sevinci Mutlu musunuz?.. Pırıl pırıl bir "Yaşam sevinci" doluyor mu içinize?.. Güneşli, yağmurlu, ılık yada serin... Havalardan yakınmadan derin bir soluk alıyor musunuz?.. Şarkı söylemek, ıslık çalmak geliyor mu içinizden?.. Ne mutlu size... ...Yalnız mısınız yoksa?.. Tatlı bir sohbetin, mutlu bir paylaşmanın özleminde misiniz?.. Rüzgardan başka kimse çalmıyor mu kapınızı?.. Derin kuyular gibi kendi iç dünyanıza mı çekiliyorsunuz?.. Konuşun, anlatın, paylaşın; ne olur... Biliyorsunuz, paylaşılan dertler azalır; paylaşılan mutluluklarsa çoğalır... Gerçek yaşam sevinci, biraz yada bir çok bu paylaşımlardadır... Yalnızca sokaklar, kaldırımlar değil; insandan insana uzanan yollar vardır. İlle de yürekten yüreğe... ilgi ister, özen ister... ...Yaşamak... Sağlıklı yaşamak... İnsanca yaşamak önde gelir... Huzurlu, mutlu bir yaşam izler bunu... Yüreğinizden ve aklınızdan aldığınız bir güç var mı?.. Barışık mısınız kendi kendinizle?.. Ve başkalarıyla?.. Barışık mısınız çevrenizle, doğayla ve tüm evrenle?.. Harikasınız... Paylaşımsız, uyumsuz, ille de sevgisiz bir "Yaşam Sevinci" olur mu?.. Yüreğinizdeki ışığı paylaşın bir başkasıyla... Sesini duyun, konuşun arkadaşlarınızla... Dokunun... (Internet yalnızlıklarına takılı kalmayın. Biliyorsunuz; paylaşım oyunları da güzel... Ama en değerlisi soyut - somut paylaşımlardır. Arkadaşlık ve dostluk bunu gerektirir.) Tüm zorluklarına karşın yaşamın... Ve tüm zorlukların, engellerin inadına saygı duyun isteklerinize... Yeteneklerinizi bilin ve çalışın... Çünkü mutluluk yolu tembellikten geçmez. İstek ve sorumluluk dengesi çok önemli... Yüreğinizin çocuksu değerlerine sarılın sıkı sıkı... Yaşam sevinci, bunlardan başka nedir ki?.. Çok büyümeyin, ne olur... Böyle kalın…
  • 12. 12 Doğan AKÇA Kapaktaki Fotoğraf Kapaktaki fotoğrafa çok dikkatli bakın. Çünkü Abidin Dino Nazım dostunun isteğini yerine getirip mutluluğun resmini yapamadı ama ben mutluluğun fotoğrafını çektim. Dikkatli bakarsanız fotoğraftaki herkesin yüzünden mutluluk ışıltıları fışkırdığını göreceksiniz. O gün 5 Nisan 2002 idi. O gün değerli Kültür Bakan'ımız İstemihan Talay restorasyonu biten Gülnar Oteli'nin açılışını yapıyordu. O gün o dünya güzeli çocuklarımızın durduğu merdivenlerden ilk defa Kültür Bakanlığı Resim Heykel Müzesi'ne çıkılıyordu. O gün Türk Plastik sanatının en büyük ustalarından 36 resimle 10 heykel o emsalsiz güzellikteki salonda içimizi aydınlatmaya başlıyordu. Biz çocukluğumuzdan, gençliğimizden beri resim yaparken hep "Keşke bir müze olsa, istediğimiz zaman gidip usta ressamlar ne yapıyor görsek" derdik. Orijinal resim görmeye hasrettik. O gün bu hasret bitti. Ve en güzeli o gün açılışta İstiklal Marş’ımızı Nevit Kodallı Güzel Sanatlar Lisemizin Çok Sesli Çocuk Koro'su seslendirirken Müze'nin girişinde Mersin Polifonik Korolar Derneği Çocuk Korosu bir mini konserle Bakan’ımıza ve konuklarına teşekkür ediyordu. En güzeli o çocukların bizim uzun yıllardır hasretini çektiğimiz Müze'ye daha çocuk yaşta kavuşmalarının mutluluğunu yaşadıklarını hissetmekti. Yarının Mersin'ini işte bu çocuklar yönetecek ve belki Mini Müzemiz onların çabalarıyla dev bir müze olacaktı. Üstelik, gene değerli Kültür Bakan’ımız ve ekibinin gayretleriyle ve üç yıllık bir çabayla Mersin görkemli bir Mersin Evi'ne kavuşuyordu. Lütfen Sanat Sokağı'na gelin dostlar. Önce Gülnar Oteli'nin karşısındaki setlere oturup o binayı seyredin. Uzun uzun o güzelliğe bakın, sonra binaya girip müzeyi ve sergi salonunu dolaşın. Siz de benim gibi ışık dolu çıkacaksınız oradan. Siz de benim gibi Kültür Bakan’ımıza teşekkür edeceksiniz. İnsanoğlu aç gözlü ne verirseniz doymaz, daha çok şey ister derler. Doğru mu, bilmem. Ama ben Mersin'imize çok şeyler veren Bakan'ımızdan bir şeyler daha isteyeceğim.. Sayın Bakan'ım, Bu dünya güzeli mekan, yani Kültür Bakanlığı İçel Resim - Heykel Müzesi ve Galerisi galiba tasarruf tedbirleri nedeniyle hep karanlık. O yüzden sanki boş bir bina izlenimini veriyor. Eğer bilerek gider ve tek kanadı açık kapıdan gözünüzü karanlığa alıştırır, acaba Müze ve Galeriyi gezebilir miyim, derseniz, o zaman ışıklar yakılıyor. Bilmeyen biriyseniz önünden geçip gidiyorsunuz. Oysa buranın hep aydınlık, kapısı sonuna kadar açık, ışıl ışıl olması lazım. Tüm Mersin’in burayı öğrenmesi, gelip gezmesi, okullarımızın öğrencilerini getirip gezdirmesi lazım. Lütfen tasarruf tedbirlerini bu güzel mekanın üzerinden çektirin Sayın Bakan'ım. Nihayet ayda 100 milyon lirayı geçmeyecek elektrik parasını sanat ve bu güzel mekan adına harcatın. Bir başka sorun memurların mesai saati. Orada çalışanlar mecburen çalışma saatlerine uymak zorunda kaldıklarından saat 16:00-17:00 sularında Müze kapatılıyor. Oysa Müze, Sanat Galerisi gibi mekanlar en çok saat 16:00'dan sonra geziliyor. Yarının Türkiye'sini çağdaş ve modern dünyanın en önemli ülkelerinden biri yapacak çocuklarımız, gençlerimiz ancak 16:00'dan sonra okullarından çıkıp oraları gezmeye gelebiliyorlar. Acaba bir düzenleme yapılarak her gün birkaç çalışanın 16:00-19:00 arası ve Cumartesi Pazar günleri çalışarak orayı açık tutması sağlanamazını?
  • 13. 13 Birde Müze'nin bahçesini ne yaparız diye düşünüyorum. Biliyorsunuz üstün çalışmalarınız ve desteğinizle orada çok güzel bir bahçe ve tarihi bir mutfak çıktı ortaya. Acaba orayı güvenilir, çağdaş ve sanatsever birine kiraya vererek veya doğrudan Bakanlığınız çalışanları tarafından işletilecek bir kahve-pastane yaptıramaz mısınız. Böylece hem Müzeyi, Galeriyi gezenlerin yorulduğunda dinleneceği, hem de etkinlik kokteyllerinin en iyi şekilde yapılacağı, hem sanatçı ve sanatseverin oturup o güzelliği yaşayacağı bir mekan çıkar ortaya. Üstelik bu işten elde edilecek gelir o binanın birçok sorununu çözer. Bunu yapmazsak şimdi depo olarak kullanılan o mutfak ve bahçe birkaç sene sonra bütün güzelliğini kaybeder. Harcanan paraya da emeğe de yazık olur. Sayın Bakan'ım, Bunları eleştiri olsun diye yazmıyorum. O binayı ve Müze'yi yaptırmakla bize inanılmaz mutluluk verdiniz. İnanın nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum. Ama açılışta siz ve Güzel Sanatlar Genel Müdür’ümüz Sayın Yaşar Doruk "Burayı sizler için yaptık, sahip olun" dediniz. Bu nedenle sahiplik görevimi yapmaya çalışıyorum. Tekrar, derginin kapağındaki fotoğraftan fışkıran mutluluğu bize verdiğiniz için sonsuz teşekkürlerimizi sunuyorum.
  • 14. 14 Müşerref ÖRÜNK Çok Sesli Maceramız Sanırım bundan 6-7 yıl kadar önceydi. Sanat Sokağı'nda Nevit Kodallı Salonu'nda koro çalışmamız vardı. Çalışmaya başlamadan önce Selma Hanım; "Çocuklar bir teklif aldım. Sanat Kulübü'nden. Bu konuda sizlerle ortak karar almamız lazım." Dağcılık Bayramı nedeniyle Karboğazı'na bir gezi yapılacakmış. Oraya Türkiye'nin değişik il ve ilçelerinden dağcılar Medetsiz Tepesi'ne tırmanmak için gelecekmiş. Açılışta bizim koromuzun da orada konser vermesi isteniyor." deyince "Evet katılalım, gidelim!" diye sesler yükseldi. "Ama otobüslerle iki saat gidilecekmiş. Belirli yerde otobüslerden inip kalan yolu yürüyerek ilk konaklama yerine çıkacakmışız. Daha sonra da çadır kuracağımız yere. İsteyen Karboğazı'nda kalacak, isteyen bu gün akşam yemek sonrası dönebilecekmiş. Bana biraz maceralı gibi geldi. Bu kadar zorlukları anlatmama rağmen hala gitmek isteyen var mı?" deyince herkes "Eveet" diye cevap verdi. Biz iki gün sonra kulüp önünden koro için ayrılan iki minibüs Sanat Kulübü üyeleri, dağcılar için gelen 4-5 otobüs ve özel otolarıyla katılanlarla büyük bir konvoy halinde yola çıktık. Yolculuk çok neşeli ve güzeldi. Denilen yere geldik. Otobüslerden inip, elimizde kumanyalar, sırtımızda çantalarla yürüyor, hep birbirimize "Ne zaman yerimize ulaşacağız? Hangi ağacın altında oturacağız, su kenarı var mı?" derken ağaçlı bölgeyi aşıp gittik. Hiç ağaç olmayan bir tepeye tırmana tırmana dere kenarından geçerek ulaştık. Burada sadece bir Yörük çadırı ve içinde kalan bir aile vardı. Orada ilk molayı verdik. Daha sonra daha yukarıya bir tepeye çıktık. Rehber arkadaşlar kamp yerinin burası olduğunu, çadırı olanların hemen kurup öğle yemeğimizi burada yedikten sonra aşağıya inip ilk molayı verdiğimiz yerde tören başlayacağını söylemesiyle yine şaşırmıştık. Rehberin bu açıklaması sonucu gruplar oluşturduk. Hepimiz kumanyalarımızı açtık. Allah ne verdiyse, deyip birbirimize ikram ederek, güle oynaya yemeğimizi yedik. Daha sonra ilk konaklama alanı olan yere rehberin dediği saatte buluşmak üzere indik. Orada açılış töreni başladı. Dağcılık Kulübü Başkanı'nın açılış konuşması ardından koromuzun konseri, konaklayacaklar için başkanın ve kamp doktorunun uyarıcı konuşmalarından sonra Gözne Belediye Başkanı'nın konuklar için orada hazırlattığı koca koca kazanlarda pişen kuru fasulye, pilav kuyruğu başladı. Eline tabağını, kaşığını alan kazanların önünde yemek almak için sıralandı. Kayaların, arabaların üzerini masa, sehpa gibi kullanarak yemeğimizi yedik. Ömrümde yediğim en lezzetli kuru fasulye, pilavdı bu. Daha sonra arkadaşların bir kısmı eve dönmek üzere yola koyuldu. Bizim iki kızımızda vardı bu gezide, yani ailecek oradaydık. Kızlarımız ne olur kalalım burada deyince, kıramadık onları. Bu maceralı günün uzayacağını düşündüm. Boş ver yaşanmalı, bir daha böyle bir yerde kalamayız ki, dedim. Görevli arkadaşlara orada kalacağımızı eşimle ilettik. Ailemiz için hemen bir çadır kurup verdiler. Çadırımızın taban örtüsü var ama üzerinde yatacak ne bir minder ne de bir yastık var. Sadece Sevim'ciğimin dönerken bıraktığı bir pike var. Çadır da meyilli bir yerde, azıcık rüzgar esse uçacak durumda. Çadırı teslim aldıktan sonra tören yapılan ilk mola alanında akşam kalan arkadaşlarla toplandık. Odunlar bulup ateş yaktık, onun çevresinde çember oluşturup oturduk. Ataş'da çalışan Ömer Bey bağlama çaldı. Opera sanatçısı sevgili Ziya türküler söyledi, bizler ona eşlik ettik. Güzel bir geceydi. Fakat tuvalet yok, herkes tuvalet ihtiyacını gidermek için dere kenarına, çadır komşumuz Meral'in el feneriyle iniyordu. Derken saat 02:00 - 03:00, fakat uyuyamıyoruz, hava çok soğuk, yerde minder yok, taşlar batıyor sırtımıza. Kızlarımız Sanem ve Elif güle güle bayılıyorlar bu halimize. "Bizim aklımıza uyup kaldınız siz de" diyorlar. Ben "Çocuklar! Yumuşak bir taş buldum kafamı koyacak, ama üzerime örtecek bir şey yok!" diyorum. Hepimiz katıla katıla gülüyoruz halimize.
  • 15. 15 Daha biz uyumadan bir ses "Arkadaşlar, Medetsiz'e çıkacak olanlar saat 04:30'da ilk mola yerinde toplansın!" dedi. Bir grup gitti, biz orada kaldık. Sabah kahvaltı yapmak üzere ilk mola yerine inip, çadırın önünde Yüceliğimin hazırladığı odun ateşinde demlenmiş tavşan kanı çayla kahvaltımızı yapıp sohbet ettik. Öğleyin Medetsiz'e çıkan arkadaşların da dönmesiyle yola koyulduk. Otobüste o gün olanları anlatıp şakalar yaptık. Bu maceralı gezimizden sonra aylar geçmişti ki; Adapazarı'nda üniversite de okuyan bir arkadaşımın oğlu telefon etti bana. "Müşerref Teyze, sizi Star Televizyonu'nda bir grup halinde şarkı söylerken gördüm. Ama çok şaşırdım. Dağ başında mıydı konser?" dedi. Hey gidi günler... Dün gibi, bugün gibi. 6-7 yıl ne çabuk geçti. Koro ailemiz büyüdü. Birlikte yaşadığımız güzellikleri, üzüntüleri ile her şey çok güzel, gelecekte de güzel olmalı. Hiçbir şey bu güzelliğimizi, birlikteliğimizi bozmamalı. Amatör bir ruhla nasıl çalışıp büyüdüğümüzü, bu günlere nasıl geldiğimizi düşünüyorum da, geride ne tatlı anılar bıraktık. O günleri çoook özlüyorum. Nice güzelliklereeee! Sağlıklaaaaa!
  • 16. 16 Vahap KOKULU Ulviye Hanımın Mandolini! 1943 yılı, …Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü asıl şöhretini sanat eğitimiyle yaptı. Güzel sanatlar bölümü içinde öğrencilere resim, müzik, heykeltıraşlık, tiyatro eğitimi veriliyordu Her öğrenci bir müzik aletini çalmayı öğrenmek zorundaydı. Sanat derslerine Ankara konservatuarının en iyi hocaları geliyordu. Batı edebiyatı derslerini Sabahattin Eyüpoğlu, Müzik derslerini Aydın Gün, Veysel Arseven ve Ruhi Su veriyordu… Daha önce Almanya'da elçi olan eski Mili Eğitim Bakanı Saffet Arıkan görevdeyken Hitler'in armağan ettiği kuyruklu piyanoyu, dönüşte Hasanoğlan'a getirecek ve Nazizmin başkentinden gelen piyano ilerici bir eğitim sisteminin hizmetine girecekti. Ve öğrenciler bu piyano üzerinde Faik Canselen ve Selçuk Uraz'dan ders alacaklardı. Bazı zamanlarda da Enstitülüler Ankara'ya konservatuara gidip Cumhurbaşkanı İnönü ve devrin önde gelen bürokratarıyle birlikte İdil Biret, Suna Kan gibi harika çocukların klasik müzik konserlerini, operalarını dinliyor, sergiler geziyorlardı.. Okul şan dersi alan öğrencilerin koro çalışmalarıyla çınlıyor, çayır üzerinde resim çalışması yapan voleybol oynayan yada mandolin çalan öğrencilerle alışılmadık bir köy manzarası ortaya çıkıyordu... Can Dündar" Köy Enstitüleri" (Sayfa 64-65) 1953-1958 yıllarında Çankaya İlkokulu öğrencilerindendim.. Şimdiki Vali Konağının tam arkasında, geniş bahçeli bir Mersin mimari anıtlarından.. Okul Müdiremiz Ulviye Hanım Türk Milli Eğitiminin Köy Enstitüleri disiplini, kültürü ile yetişmiş Atatürk devrimlerinin yılmaz savunucularındandı.. Sınıf öğretmenlerimiz vardı ama, sadece tüm sınıfların yazı derslerine o girerdi, Bir hattat ustalığı ile karatahtaya tebeşirle yazdığı Ata'mızın ölümsüz vecizelerini, çift çizgili defterlerimize dikkatlice yazar dururduk. Onun titiz denetimi ile, Her Pazartesi sabahı ve Cumartesi öğlenleri Mandolinini çalarak İstiklal Marşını söyletirdi hepimize.. O mandolin Ulviye Hanıma Yüksek Köy Enstitüsünün yadigarıydı.. Ulviye Hanım'ın en büyük ideali de aslında kocaman bir orkestra da keman sanatçısı olmakmış. Öyle söylerdi okulumuzun hademesi Bahar hanım.. Bir Pazartesi sabahı İstiklal Marşımızı onun yerine, krem rengi takım elbisesi, geriye doğru taranmış parlak saçları, iri ela gözleri ile pek yakışıklı bir beyefendi söyletmişti.. Onun Mersin'de ve okulumuzda ilk defa açılacak mandolin ve akordeon kursunun öğretmeni olduğunu sonradan öğrendik.. Arzu edenler bir mandolin veya akordeon (ne olduğunu bilmiyorduk bile..) tedarik edeceklerdi Hali vakti yerinde olan arkadaşlarımız bayağı pahalı olan ve kendi cüsseleri kadar büyük akordeonları satın alıp getirdiler pırıl,pırıl..
  • 17. 17 Diğerlerimizin velileri Mersin'de o zaman tek mağazada satılan mandolinleri satın aldılar, penaları, yedek telleri ile birlikte.. Teyzeler halalar Singer dikiş makinelerinde güzel güzel kılıflar hazırladılar, don lastiği ile üst kısmından boğumlanan.. Nota defterleri aldık, Mandolin Metot kitapları aldık, güzelce kapladık.. Feride, okulumuzun hademesi Bahar Hanım'ın biricik kızıydı.. Okulun arka tarafında Ulviye Hanım'ın yaptırdığı iki odalı minnacık "lojmanda" kalırlardı. Feride'nin en çok sevdiği şeylerden birisi ise derslerin ve teneffüslerin bitiş zamanını belirleyen zili/ çıngırağı çalmaktı. Zilin sapını minicik iki eli ile kavrar, iki elini başının üzerine kaldırır ve zili çalar, çalar, çalardı. Taa ki Annesi Bahar Hanım veya başöğretmenimiz Ulviye Hanımın "Yeter!" uyarısına kadar. Ulviye hanım bir gün Feride'yi mandolin kursu verilen dershanenin kapısında gördü .. Feride iki tahta parçasını biri birine çakmış, tahta uçlarına üç çivi ve çivilerin arasına da balık tutmağa yarayan misinaları bağlamıştı. Elinde bir tavuk tüyünün, ucu ile de biz mandolin kursu öğrencilerinin yaptığının aynısını yapıyordu kendine özel mandolinine.. Ulviye Hanım birden Feride'nin eline yapıştı, kaptı elinden bu basit mandolini, Fırlattı attı onu bahçenin köşesindeki çöp varilinin içerisine.. Feride şaşkın,Feride üzgün ve Feride mahcuptu.. Ulviye hanım tuttu Feride'nin elinden götürdü odasına.. Eyvah! dedik hepimiz.. Ama, Dolaptan kendi mandolinini çıkardı, verdi eline Feride'nin, Ve Feride'yi elinden tuttu ve sınıfımıza getirdi,en ön sıraya oturttu. Feride hala şaşkın,Feride hala mahcup idi. Müzik öğretmenimiz, Ulviye hanımın mandolinini aldı akordunu yaptı... Artık Feride bizim kurs arkadaşımızdı, Ama çok kibirli idi çünkü elinde Ulviye Hanımın mandolini vardı.. Bir o kadarda dikkatli ve hepimizi kıskandıracak boyutta yetenekli. Yıl sonunda verdiğimiz konserde Feride aramızda tek solo parça konserini veren arkadaşımızdı.. Ulviye Hanımın Mandolini elinde idi, Konserini bitirdiğinde aldı mandolinin tellerini öptü ve başına koydu, Sonra, Sahnenin yanında bizleri izleyen Ulviye Hanım'a koştu, Ellerine sarıldı ve öptü başına koydu.. Feride Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik eğitimi bölümünü büyük bir başarı ile bitirdi, Binlerce öğrenciye Müziğin evrensel ezgilerini sevdirdi, yetiştirdi, mandolin dersleri verdi karşılıksız.. Ulviye Hanım'ın mandolini için ise özel bir cam dolap yaptırdı evinin salonuna, Bir kristal vazo gibi korudu onu yıllarca. Ve hala.. Ben tanığıyım.
  • 18. 18 Feride Hanım'ın kızı Lütfiye ise şimdi Almanya'da Müzik dalında yüksek ihtisas eğitimi görüyor... Ben tanığıyım.. Mandolin veya Akordeon kursu arıyorum? Bir İlköğretim Okulunun sıcak sınıflarında verilen... Akordeonum, mandolinim evde dolabın üzerinde duruyor. Bıraktığım yerden başlayacağım? Var mı tavsiye edeceğiniz?
  • 19. 19 Ayfer AKÇA Bu Yılki Etkinliklerimiz Sekizinci çalışma yılımızı tamamlarken nereden nereye geldiğimizi düşünüyorum. Daha dün gibi değerli hocamız Nevit Kodallı koromuzu kurmuştu. Bir yıl sonra çok az kişiyle derneğimizi kurduk. Bu gün altı koromuzla üç yüz kişiye yaklaşan bir ailemiz var. Önümüzdeki yıllarda ailemiz daha da büyüyecek. Yaptığımız etkinliklerle, sanıyorum kentimizde ve civar kentlerde, çok sesliliği yaymayı ve sevdirmeyi biraz olsun başardık. Altı koromuzun dışında bu gün Mersin'de sayısını bilmiyorum, birçok koro var ve kurulmaya devam ediyor. Düzenlediğimiz korolar şenliğinin, verdiğimiz eğitim konserlerinin büyük katkısı olduğunu düşünüyorum ve mutlu oluyorum. Bu yıl da birçok etkinlik yaptık. Derneğimize gelir sağlamak amacıyla düzenlenen Ramazan Eğlenceleri, eğitim konserleri ve önümüzdeki günlerde yapılacak olan korolar şenliği gibi. Ramazan eğlenceleri artık geleneksel hale geldi. Bu yıl daha değişik şekilde hazırlandı. Biliyorsunuz Kültür Merkezi'nde yapıldı, yeni sahnede. Dekoruyla, kostümüyle, ışıkçısıyla, kondivitiyle, rejisörüyle ve özel olarak kurulan orkestrasıyla adeta profesyonelce yapıldı. Arkadaşlarımız her zamanki gibi yine çok başarılıydı. Çok beğenildi. Yağmur ve selde bile gelip izleyenler oldu. Mersin'de iki gece olarak düşünülmüştü. Selden dolayı gelemeyenler için ayrı bir gece daha düzenlendi. İlgi çok fazlaydı, Adana ve Tarsus'tan davet aldılar. Tarsus'ta sayın Kültür Bakan'ı İstemihan Talay da izledi. Çok beğendi arkadaşlarımızı Ankara'ya davet etti. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Noel'de Katolik Kilisesi'nde konser verdik. Çok başarılı bir konser oldu. Mart ayında eğitim amaçlı iki konser verdik. Altı koromuzla birlikte Kültür Merkezi'nde verdiğimiz bu konserler de ilgiyle izlendi. Bunlar çok sevindirici olaylar. Çok sesliliği yaymak ve sevdirmek adına verdiğimiz çabalar boşa gitmiyor. Her yıl yeni yeni korolar kuruluyor. Önümüzdeki günlerde 4. Mersin Korolar Şenliği'ni yapabilmek için şu an yoğun bir çalışma içindeyiz. Sanıyorum bu yıl 27 koro katılıyor. Dört yıl önce 7 koro katılmıştı. Bunlardan ikisi Mersin korolarıydı. Bizim Yetişkinler Koro'su ve Opera'nın Çocuk Korosuydu. Bu yıl bizim altı koromuzun dışında Mersin'den 7 koro katılıyor. Diğer kentlerden katılan korolarla 27 koro oluyor. Dört yılda bu sayıya ulaşabilmek çok sevindirici. İleriki yıllarda katılım daha da artacak. Belki ileride yurt dışından da korolar davet edebiliriz. Dileğimiz her yıl daha iyi, daha güzel etkinlikler yapmak ve çok sesli müziği daha çok yaymak. Bu etkinliklerin hazırlanmasında başta başkanımız olmak üzere yönetim kurulu ve yetişkinler korosunun tüm üyeleri büyük bir özveriyle çalışıyorlar. Korolarımıza daha nice başarılı yıllar diliyorum.
  • 20. 20 Koro ile Müzik Eğitiminin Toplumun Müziksel Düzeyini Geliştirmedeki Yeri ve Önemi Doç. Mustafa APAYDIN Türkiye Polifonik Korolar Derneği Genel Başkanı Bu bildirimin amacı, Cumhuriyet öncesinde batılılaşma hareketiyle başlayan, Cumhuriyet döneminde de özellikle büyük Atatürk'ün 1924'te Musiki Muallim Mektebi'ni açarak başlattığı müzik devrimi sürecinde toplumumuzun nitelikli müzik sanatında istenilen ve beklenilen düzeye ulaştırılamamış olmasının nedenlerinden biri olarak "Koro ile müzik eğitiminin" yeterince benimsenmemiş olmasının önemini vurgulamaktır. Bu nedenle yapılacak açıklamalardaki anlamlar, bağımsız paragraflar yada tümceler olarak değil, amaca uygun bütünlüğün bir parçası olarak ele alınmalıdır. BİREY - SOLO - TOPLUM VE KORO: İnsan; doğada var olan sayısız canlı türünden birisidir. Diğerlerinden farklı olarak, duygu ve düşüncelerini ses ve devinimlerle başkalarına aktarabilme yeteneğine ve becerisine sahiptir. Bireyler, devinim ve ses kullanma becerileriyle aralarında iletişim kurabilmektedir. Seslerini kullanarak anlaşabilme olanakları, insanlığın varoluşundan günümüze değin hırıltı ve homurtudan başlayarak özel anlamlı ses, hece, sözcük, tümce, öykü, roman ve bilimsel yazılara değin bir gelişme göstermiştir. İnsanoğlu, yaşamını bireysel olarak sürdüremeyeceğinin farkına ulaşmakta geç kalmadı. Daha varoluş aşamasında kendi sesiyle çözemediklerini birlikte yani koro halinde, dayanışma içerisinde ve daha güçlü bir sesle çözmeyi denedi. Ses kullanımındaki gelişmede solodan koroya ulaşan bir çizgide biçimlendi. Böylece müzik aracılığıyla güç birliği, "KORO"da anlamını buldu. "Koro" sözcüğü etnolojik anlamları olarak tiyatro ve mimaride kullanılmayı sürdürmektedir. Ancak biz bugün müzik dilinde iki anlamda kullanmaktayız. Bunlar; Sesli anlatımda kullanılan müzik formu ve kavramı ile bu formu ve kavramı seslendiren topluluğun adıdır. Böylece "Koro"yu, kullanılan seslerin düzenlenmesi yani bestesi içinde sözler yani metni, onu seslendiren insanları yorumlayan eğitici yönetici ve eşlikçiyi, dinleyen ve değerlendirenleri de kapsayan geniş kapsamlı bir anlatımda ele almaktayız. MÜZİK VE EĞİTİMİ: Doğada varolan seslerin belli bir güzellik, düzenlilik, estetik, bütünlük ve bir işe yarayacak biçimde düzenlenmesi sanatına müzik diyoruz. Her bireyin bu sanattan en üst düzeyde yararlanması, sanatın insanoğluna verdiği ve verebileceği tüm kazanımları edinebilmesi bakımından önemlidir ve önemsenmelidir. Müziğin önce bireyi sonrada bireylerin oluşturduğu toplumu yada ulusu etkileme düzeyi, oluşumu sağlayan bireylerin ulaşabileceği düzeyle orantılıdır. Bireylerde ulaşılması hedeflenen düzey için çağdaş, gelişmiş ve etkili eğitim yöntemleri kullanılmalıdır. Doğal olarak müzik sanatı içinde bu böyledir ve verilen bu eğitimin genel adı Müzik Eğitimidir. Günümüzde müzik eğitimi iki ana başlıkta gerçekleştirilmektedir. Bunlar; 1- Örgün Müzik Eğitimi 2- Yaygın Müzik Eğitimi Örgün müzik eğitimi genel olarak okullar aracılığıyla belli programlar ve hedefler gözetilerek örgütlüce yapılan eğitimdir. Yaygın müzik eğitimi, okullar dışında, kendiliğinden ve özel amaçlarla yapılan, sivil toplum örgütlenmeleri, basın yayın kurumları, ses iletim araçları,
  • 21. 21 gönüllüler ve benzeri organlar aracılığıyla, belli bir yaş ve grup ayrımı gözetmeksizin, ilgilenenlere sunulan eğitimdir. Müzik eğitiminin her iki yönteminde de amaç bireyin ve toplumun müziksel düzeyini yükseltmektir. Daha doğrusu böyle olmalıdır. Bu nedenle tüm örgütün ve yaygın müzik eğitimi kurum, kişi ve elemanlarının müzikte toplumsal dinamikleri geliştirici, yüceltici, yaratıcı ve katılımcı müzik eğitimine yeterli önem ve özeni göstermeleri zorunludur. TOPLUMLARDA MÜZİK GELİŞMİŞLİK DÜZEYİNİN GÖSTERGELERİ NELERDİR? Bu sorunun yanıtı için ekonomik ve sosyal bakımdan gelişmemiş ülkelerle, gelişmiş ülkelerin müziksel düzeylerine bir göz atmak yeterlidir. Örnek olarak nüfusu 80 milyon dolaylarında bulunan gelişmiş bir Avrupa ülkesi konumundaki Almanya'da müzik ile ilgili bazı kurum, kuruluş ve düzenlemelerin 2001 yılı verileri şöyle; Opera 132 Senfoni Orkestrası 142 Oda Orkestrası 85 Bağımsız Müzik Topluluğu 154 Eski Müzik Topluluğu 103 Müzik Kongresi 1 Festival 259 Müzik Eğitimi Kursu 29 Müzik Konseyi (+Deutscher Musikrat) 16+1 Dernek ve Sivil Toplum Örgütü 342 Vakıf 84 İlk ve Orta Müzik Okulu 252 Diğer Bağımsız Müzik Okulları 107 Akademi ve Kilise Müziği Okulu 41 Konservatuar 30 Üniversiteliler ve Eğitim Bölümleri 101 Yarışmalar 256 Ödül ve Burs Veren Kuruluşlar 168 Halka Açık Müzik Kütüphanesi 91 Bilimsel Kütüphane ve Araştırma Kuruluşu 231 Müzik Yayınevleri 250+ Fuar, Sergi 9 Konser Ajansı ve Sanatçı Menejerliği 100 Koro Organizasyonu 10 Koro Müziği Festivali 5 Koro Yarışma ve Festivali 39 Koro Müziği Eğitimi Okulu 9 Çok sayıda piyano , org, elektronik, mekanik çalgı yapım birimi, yüzlerce konser salonu, müzikle ilgili araç gereç üretim ve satış yerleri, müzeler ve aklımıza gelmeyen daha niceleri. Acaba
  • 22. 22 bir ülkenin müziksel gelişiminin göstergesi olan bu varlıklar, hangi müzik eğitimi aracılığıyla bu düzeye ulaşabilirdi? Her ulusta olduğu gibi, ülkede her bireye uygulanan örgün müzik eğitimiyle mi yoksa bunu sağlayan başka bir eleman mı var? Evet. Hemen belirtelim, sözü edilen bu ülkede bu gün altmış bin dolayında koro bulunmaktadır. Her yaş grubundan ve amatör, profesyonel her düzeydeki 60 bin korodan aynı anda 3 milyon kişi koro müziği aracılığıyla müziğin bireye ve topluma kazandırabileceklerini bünyelerine alarak onu yapıp yaşar bir konumda bulunmaktadır. İngiltere, Fransa, İtalya ve ABD gibi ülkelerin müziksel gelişmişlik düzeyi verilerin de Almanya'ya yakın boyutlarda olduğunu biliyoruz. Komşumuz Bulgaristan'daki koro sayısının da 10 binin üzerinde olduğu biliniyor. Elimizdeki verilere baktığımızda, opera, festival, müzik eğitimi kursları, müzik konserleri, dernek, vakıf, müzik okulu, akademi ve kilise müziği okulları, koro organizasyonları, yarışma ve festivalleri ile koro müziği okullarının varlıkları, çok büyük oranda koro sayısının fazla oluşuna bağlı olmaktadır. KOROLARLA YAPILAN MÜZİK EĞİTİMİ KİME NE KAZANDIRI? 1- Koro'da şarkı söyleyen: Birlikte şarkı söyleyerek ortaklaşa iş yapma alışkanlığı kazandırır. Özgüveni artar, ses eğitimi, genel müzik eğitimi, koro edebiyatı eğitimi alır. Bireysel Müzik eğitimiyle edindiği çalgı çalma, besteleme gibi elemanları kullanabilme olanağı bulur. Başkalarının yanlışlarını gidermeye katkıda bulunur, kendi eksiklerini giderme fırsatı bulur. Başkalarına saygı göstererek kendisine saygı sağlar. Arkadaşlıklar kurarak sosyalleşir. Toplumda demokratik değerlerin gerekliliğini kavrar. Sanatta ulusal ve uluslararası iletişim içerisinde dünya görüşü gelişir. 2-Koro şefi yada eğiticisi: O güne kadar edindiği bilgi ve becerileri koro üyelerine öğreterek ve sanatın gerektirdiğinin yanı sıra kendi isteklerinin de uygulama alanı bularak öğretmenlik ve yönetmeliğin yüce hazzına ulaşır. Her yeni yapıtta kendisini yenileme fırsatı bulur. Toplumu müzik yoluyla şekillendirmenin gururuna ulaşır, kendisi gibi düşünenlerle iletişim içerisinde dünyaya olup bitenlere karşı kayıtsız kalmama erdemine ulaşabildiğine tanık olur. Gelecek kuşaklara geçmişin evrensel müzik verilerini aktarabilme şansına ulaşabilmenin gururunu kazanır. Ayrıca, hem koro şefi hem de koro üyesinin müzikalite, müzikal dinamikler, homojenlik, koro tınısı, diksiyon artikülasyon anlaşılırlık, ritmik uyum ve beraberlik koro şef uyumu, eşlikli ve eşliksiz yapıt türleri ve stilleri, koro disiplini ve benzeri her türlü müziksel ölçülerde duyarlılığı artar. Bu duyarlılık onların günlük ve sosyal yaşamlarındaki öz disiplin ve özgüvenine de yansır. 3-Besteciler ve Koro Müziğinin Söz Yazarları: Yazıp düzenledikleri değerli yapıtlarını seslendirerek düşüncelerinin ölümsüzleştiğini görmenin insanca mutluluğunu yaşar. Bedenleri öldüğünde bile yapıtlarıyla ölümsüzleştiklerinin ayırtına varırlar. Başka yapıtları tanıyarak yeni yöntem ve tekniklerini koro müziği aracılığıyla değerlendirme fırsatı bulurlar. 4-Dinleyenler: Koroları oluşturan ses gruplarının uyumlu tınıları ile müziğin giz dolu dünyasında beyinsel beğeni düzeylerini geliştirirler. Koro yapıtlarının insana vermeyi amaçladığı değeri en kolay yoldan edinebilme olanağı bulurlar. Estetik güzellik duyguları gelişerek toplumun müzik dışındaki diğer estetik değerlerini kabullenme ve yardımlaşma duyguları gelişir. 5-Toplum: Diğer dört madde de sayılan değerlere ulaşmış bireylerin oluşturduğu bir toplum niteliğine kavuşur. Toplumu yönetenler, nitelikli müzik etkinlikleri ve oluşumları için ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda olumlu kararlar alırlar. Böylelikle her alanda toplumsal gelişmeye katkıda bulunur. Bu toplumlarda oluşan turizm devinimleri de ülkenin tanıtımına ve ekonomik gelişimine katkıda bulunur.
  • 23. 23 Tüm bu gelişmeleri kısa sürede ve yaygın olarak sağlayan eğitim elemanı hiç kuşkusuz ki aynı anda en çok kişiyi eğitebilen, en kolay, en az sürede en ekonomik, en etkili, bütün dünya ile iletişim kurabilen en ortak müzik dili ve en üretken durumdaki Koro ile Müzik Eğitimi'dir. ÜLKEMİZDEKİ DURUM Büyük Atatürk 1934'te dinletilmeye yeltenilen musikiyi yüz ağartacak düzeyden yoksun görmüş ve ulusal müzik elemanlarının genel son musiki kurallarına göre işlenip Türk ulusal musikisinin evrensel musikideki yerini alabilmesinin sağlanmasını istemişti. Hatta bu konuşmasından 10 yıl önce 1924'te de Musiki Muallim Mektebi'ni açmıştı. 11 yıl sonra bu düzeyi tutturamamış olduğumuz açıktır. Neden mi? Çünkü 65 milyon nüfuslu bir ülkenin toplumsal müzik kalkınmasını sağlayacak nicelikte, nitelikli müzik yapıp yaşayabilen bireyler yetiştirecek müzik eğitim elemanları, müzik eğitim aracı olarak kullanılmadı. Bu araç ise Koro ile Müzik Eğitimiydi. 10 yıl öncesinde ülke çapındaki koro sayısı 200 dolaylarına ulaşabilmiştir. Bu gelişmede Koro ile müzik eğitiminin yararlarına inanan müzik eğitimcilerinin ve koro müziği ile ilgili sivil toplum örgütlenmelerinin rolü büyüktür. Görülmüştür ki koro ile müzik eğitimi kısa sürede toplum bazında düzeyli yaygınlık sağlayabilmektedir. NE YAPILMALI 1-Örgütün müzik eğitimi programları yeniden gözden geçirilerek şu andaki yapılanları geliştirici önlemlerin yanı sıra her müzik eğitimcisinin en az bir tane olmak üzere evrensel nitelikte koro kurması eğitmesi ve yönetmesi ana ilke olarak programlanmalıdır. Okullarımızda uygulanan müzik eğitimi yöntemiyle yalnızca bireysel eğitim alabilen çok az sayıda kişi müzik sanatında doyurucu sonuç alabilmektedir. Oysa her müzik eğitimcisinin saatlerce vermeye çalıştığı düşük verimli müzik eğitimi dersleri yerine yeniden düzenlenecek bir programla daha az süre ama seçmeli olarak yapılacak Koro ile Müzik Eğitimi uygulaması çok kısa sürede milyonlarca insanımızı nitelikli müzikle tanıştırıp onu yaşayabilir düzeye getirecektir. 2-Bu oluşum müzik eğitimcisinin ana görevi olmalı ve ona yük getirmek şöyle dursun maddi manevi her yönden özendirici konumlarda olmasının sağlanması gereklidir. 3-Müzik eğitimcisi yetiştiren kurumlar eğitim programlarını Koro ile müzik eğitimi yapabilecek düzeyde müzik eğitimcisi yetiştirmeye yönelik yeniden düzenlenmelidir. 4- Yaygın müzik eğitim alanında yapılabilecekler için 18-12-1999 tarihinde yapılan ve 74 eğitimci, sanatçı ve sivil toplum örgütü temsilcisinin katıldığı Polifonik Korolar Derneği örgütlenmesi ve Türkiye Korolar Şenlikleri Değerlendirme Toplantısı sonuç bildirisini sunmak yararlı olacaktır. Bu bildiride yer alan değerlendirmeler şöyledir: 1-Tüm insanımız, minikler, çocuk, gençlik, kızlar, erkekler, büyükler ve benzeri polifonik korolar kurarak evrensel boyutta şarkılar söyleyebilmek için seferber olmalıdır. 2-Milli Eğitim Bakanlığımız müzik eğitim programlarını 1. maddeye koşut olarak Koro ile Müzik Eğitimi içeriğinde yeniden gözden geçirmelidir. En azından koro dersleri konulmalıdır. 3- Milli eğitim ve Kültür Bakanlıklarımız yurt çapında her yaştan amatör, profesyonel, seçkin koroların kurulmasına, çalışmasına ve etkinliklerine yardımcı olmalıdır. 4- Kültür, Milli Eğitim, Dışişleri ve Turizm Bakanlıklarımız başta olmak üzere diğer tüm devlet kuruluşlarımız, uluslararası polifonik koroların etkinliklerinden yararlanmalıdır. 5-Müzik eğitimcilerimiz başta olmak üzere polifonik koro müziğinin önemine inanan herkes için "Polifonik Korolar Derneği" adıyla yada benzeri içerikte bir örgütlenme
  • 24. 24 gerçekleştirmeli bu konuda öncülük yapmalıdırlar. 6-Kurulmuş yada kurulacak Polifonik Korolar Dernekleri bir federasyon çatısında birleştirilmelidir. 7-Koro birlikleri uluslararası birliklere aktif üye olmalıdır. 8-Tıpkı spor kulüpleri gibi her özel ve tüzel kuruluş, şirket, holding, okul, fabrika, bakanlık, üniversite ve benzeri kuruluş bünyesinde polifonik korolar kurulmalıdır. 9- Müzik eğitimcisi yetiştirmekle görevli kuruluşlar ve ilgilileri programlarını "Koro ile Müzik Eğitimi"nin önemine göre yeniden oluşturmalıdır. Müzik eğitimcisinin ana dalı "Koro ile Müzik Eğitimi" olmalıdır. 10- Ülkemizde henüz açılmamış bulunan koro müziği ve koro şefliği eğitimi veren akademik kurumlar hızla açılmalı ve geliştirilmelidir. 11- Yetiştirmesi uzun zaman alan koro şefi açığının kapatılması için yurt çapındaki koro yöneticilerine yurt içinde ve dışında kısa süreli eğitim olanakları sağlanmalıdır. 12- Polifonik Korolar Derneği'nin öncülüğünde düzenlenen "Türkiye Korolar Şenliği" ve ülke çapındaki benzeri düzenlemeler koro müziğinin özendirilmesi bakımından, tüm bakanlıklar, resmi ve özel kuruluşlar, valilikler ve belediyelerce oluşturulmalı ve desteklenmelidir. 13-Bestecilerimiz, koro müziği yapıtı üretimine önem vermeli, kamuoyumuzda bestecilere maddi ve manevi desteğini esirgememelidir. 14-Kaset, CD, bant kayıt, nota yayını ve benzeri üretim kurumları, ürünlerinin önemli bir bölümünü, koro müziği ve toplumsal müzik kalkınmasına ayırmalıdır. 15-Kitle iletişim araçları (resmi-özel) radyo ve televizyon kuruluşları, gerçekleşmesi istenen bu oluşuma yayınlarıyla katkıda bulunmalıdır. Bu bildiriden kısa süre sonra konuya duyarlı olanların bildiri metni doğrultusunda çalışmalar yaptığını ve yeni korolar kurulduğunu görmek sevindirici bir gelişmedir. Sonuç olarak ulusumuzun müziksel gelişiminde hızlı ve yaygın sonuç almak istiyorsak "Koro ile Müzik Eğitimi" seçeneğini çok çabuk devreye sokmalıyız. Bu konuyla ilgili trenin lokomotiflik görevini müzik eğitimcilerinden bekliyoruz. Unutmayalım "Başlamak bitirmenin yarısıdır”.
  • 25. 25 MERSİN POLİFONİK KOROLAR DERNEĞİ SUNAR 4.MERSİN ÇOK SESLİ KOROLAR ŞENLİĞİ KONSER PROGRAMI 03/Mayıs/2002 Cuma 14:30-17:00 Mersin Polifonik Korolar Derneği (MPD) Umut Işığı Korosu T.C.Kültür Bakanlığı Tarsus Çok sesli Çocuk Korosu M.E.V Özel Toros İlköğretim Okulları Çocuk Korosu, Adana Çukurova Senfoni Orkestrası Çocuk Korosu, Özel Ata İlköğretim Okulu Çocuk Korosu, Başkent Üniversitesi Adana Gönen Okulları Çocuk Korosu, 20:00/22:30 MPD Minnoşlar Korosu, Adana Polifonik Korolar Derneği Çocuk Korosu, Adana Polifonik Korolar Derneği Oda Korosu, Mersin Nevit Kodallı Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Korosu MPD Gençlik Korosu, 04/Mayıs/2002 Cumartesi 14:30-17:00 MPD Minikler Korosu, T.C Kültür Bakanlığı Adana Çok sesli Gençlik Korosu, Mersin Üniversitesi Konservatuarı Çocuk Korosu, T.C Kültür Bakanlığı Burdur Çok Sesli Gençlik Korosu, Antalya Leyi Oda Korosu, Mersin ilköğretim Okulları Birleşik Korosu 20:00-22:30 Mersin Üniversitesi Konservatuarı Gençlik Korosu, Pamukkale Üniversitesi Müzik Eğitimi Bölümü Korosu, MPD Çocuk Korosu, Çorum Öğretmenler Korosu, Antalya Leyi Oda Korosu, TRT Ankara Çok sesli Gençlik Korosu, 05 Mayıs 2002 Pazar 20:00-2130 Mersin Aclape (Alkış)Oda Korosu, MPD Yetişkinler Korosu, Ankara Rengim Oda Korosu, Mersin Devlet Opera ve Balesi Çocuk Korosu Ankara Polifonik Korolar Derneği Dernek Korosu.
  • 26. 26 T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞINA KATKILARINDAN DOLAYI TEŞEKKÜR EDERİZ MERSİN POLİFONİK KOROLAR DERNEĞİ UMUT IŞIĞI KOROSU KORO ŞEFİ: Şehnaz Çetiner Osmaniye'de doğdu. 1996 yılında Ege Üniversitesi Konservatuarından mezun oldu. Öğrencilik yıllarında ve 6 yıldır Müzik Öğretmeni olarak görev yaptığı yerlerde sayısız başarılı konserler verdi. Halen Gazi Lisesi Müzik öğretmenidir. Piyano Eşlik: Şefika Talipzade PROGRAM Nereye Schubert Dere Alman Ezgisi Solist: Ülkü Özgür Es sah ein schine weiss wagelein Mandellson Kahraman Erler Bızet Gece Yürüyüşü Çekoslavakya Ezgisi SOPRANO Çiğdem Baykara ALTO Hatice Çiftçi Tuğba Er (Solist) Yasemin Akdemir Gonca Karadağ Şefika Soyer Özlem Ataklı Gülsen Bozkurt Nihan Dağ Ayşenur Demirbaş Hülya Tikik Necibe Titik Neslihan Saitoğlu TENOR Hanife Fidan BAS Özlem Bayram Mehmet Bingöl Fidan Durak Halit Baysal Serap Çokşen İbrahim Arslan HacerÇınoral Kadir Tamaç Müslüme Biçen Yunus Özden Merve Gürkan ŞerifÇifçi Dilek Bay kara MelekAltuner HividarAlıkan
  • 27. 27 T.C KÜLTÜR BAKANLIĞI TARSUS ÇOK SESLİ ÇOCUK KOROSU KORO ŞEFİ: Zeynep KAYA Mersin'de doğdu. 1995 -1999 yılları arasında İnönü Üniversitesi Müzik Bölümü, Şan Ana Sanat Dalı'ndan mezun oldu. Tarsus Lisesi'nde Müzik öğretmenliğini sürdürmektedir. KORO ŞEFİ: Derya Girkin Konya - Ereğli de doğdu. 1995 - 1999 yılında S. Demirel Üniversitesi Burdur Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü Şan Ana Sanat Dalı'ndan mezun oldu. Halen Tarsus Turgut İçgören İlköğretim Okulunda Müzik öğretmenliğini sürdürmektedir PROGRAM 1-Cıs Diyelim Nedim Yıldız 2-Bahar F.Mendelson 3-Ay J.B.Lully 4-lssız Sokakların Üç Hakimi Yakup Kıvrak KORO ÜYELERİ 1.SES 2. S ES Cemil Efrencioğlu Barış Sarmaşık Doğaş Akçayoğlu Serkan Işık Simay Karaali Özge Avşar Gülsen Turan Selin İnal Nazlı Erdinçoğlu Gizem Balta Burcu Avşar Sedef Turgay Ben su Avşar Cansel Damar Havva Mülayim Gül seren Ateymen Büşra Özdemir Meriç Kara Utku Çivi Ahmet Öztekin Selen Çivi Ertubay Yetimçok Fatma Yavuz Final yetimçok Yağmur Uzabacı Gül Kuran Denizhan Deniz Ayşe Zehra Aktaş Yüsra Dağgeçen İnan Aykurt Merve Karakuş
  • 28. 28 ÖZEL TOROS İLKÖĞRETİM OKULU ÇOK SESLİ ÇOCUK KOROSU KORO ŞEFİ: Medine Bal karlı Mut doğumludur. Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü'nü 1967 yılında bitirdi. Uşak Öğretmen Okulu'nda ve Mersin'de çeşitli okullarda çalışarak 1993 yılında emekli oldu. 1993 yılından beri Özel Toros İlköğretim Okulu'nda Müzik öğretmenliği yapmaktadır. PROGRAM Öğretmenim Selahattin İçli Solist: Hasan Gökçe Yorgun Mutluluk Şarkısı Muammer Sun The Sound Of Music Richard Rodgers Pınar Saip Egüz Mınka Rus Ezgisi KORO ÜYELERİ Hazal Şimşek Feyzi Kekse Çağrı Erek Kartal Nur Kasem Ahmetcan Damar Sultan Hidayet Hüsne Yanpar Ahmet Doğan Ladin Özden Deniz Tokdemir Zeynep Kaya Ali Uğur Uçkuner Merve Bayam Bengisu Gürbüz Merve Yahşi Şahika Şimşek Gonca Erdoğan Pınar Taşkınlı Suphiçan Korkmaz Cansu Karaboğa Gökgür Polat Cem Özcan Kadir dağdelen Begümnaz Yürekli Tülin Aker Hatice Gider Aygın Güraslan Camiin Berilmen Emre Kayıkçı Selin Sağlam Nuran Yeniçıkan Esra Doğan Cansu Yanç Gönül Topçu Ahmetcan Damar Çağrı Erek Kartal Gizem Yavuz Ahmet Doğan Sultan Hidayet
  • 29. 29 NEVİT KODALLI GÜZEL SANATLAR LİSESİ KOROSU KORO ŞEFİ: Şengül Özal Ankara'da doğdu. Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Müzik Bölümü'nden mezun oldu. Aynı üniversitede ses eğitimi alanında yüksek lisans yaptı. 1994 - 1995 yıllarında bu bölümde araştırma görevlisi olarak görev yaptı. PROGRAM 1-Dindirin Vıllancıco 2-Sanat Aşkı 3-Aşk Habercisi 4-Turnalar 5-Bülbülüm 6-Niksar’ın Fidanları SOPRANO TENORLAR Yeşim Yıldırım BAS Deniz Doğan E. Çağrı Özsoy Gökçen Aydoğdu Muhittin Canan Gülüzar Üzgeç Tamer Nergiz Selen Tunaz Seyirt Hatice Soyel Yunus Dabakoğlu Makbule Ağlamaz Uğur Dağ Burcu Altınöz Serhan Örnek Elçin Özbay A.Buğra Özkök Ayça Yılmaz M. Utku Düzkaya Neslihan Dağabak M. Rıza Çalışkan Elina Vınoradsch Alp Burak Gülüm P. Sultan Durmaz Berat Girenay Deniz Ayan Nilay Özaydın Kemal Bodur Özgür Ayan ALTO Gözde Aslan Cem Ozan C. Birsen Yanık Dilek doğan Hamdı Yüceloğlu Çağlar Demirdelen Deniz Arslan Nurdan As Sena Dinçer ÖZEL ATA İLKÖĞRETİM OKULU KOROSU KORO ŞEFİ: GÖKÇE PINAR AKIN Kars Göle doğumludur Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Piyano Bölümü mezunudur. Halen Mersin Mezitli Özel Ata İlköğretim Okulu'nda görev yapmaktadır PROGRAM Kırlara Doğru-Ziya Aydıntan Cielito Lindo-Mexcan Folk Song Greensleeves-British Folk Song Bülbül-Ali Ulvi Elöve Dertli Dolap-Adnan Saygun KORO ÜYELERİ Ezgi Uslu Buse Uslu Tilbe Şengüleroğlu Günel Rahimova Sibel Patla Beril Kuşatman S. Damla Yaprak Hande Ekeroğlu Melis Özdemir S. Nur Kınoğlu Nil Togay
  • 30. 30 Beril Maraloğlu Çağla Türk Gülşah Yıldız Civan Aslan Berk Ufuk Uslu Onur Temizkan Tarık Nomer Tuğcan Aykın Buğra Aslan Alp Uncu Murat Karaselçuk Çağdaş Söyüme BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ADANA ÖZEL GÖNEN OKULLARI (Çok sesli Çocuk Korosu) Müzik Öğretmeni: Lale Sabancı Eşlik: Bahar Pekduraner Koro elemanları, her ders yılı yenilenen, istekli ve yetnekli 9-11 yaş çocuklardan oluşmaktadır. Koro repertuvarında çok sesli evrensel çocuk şarkıları, çok seslendirilmiş halk türküleri, kanonlar ve marşlar yer almaktadır. Okulumuzda yapılan etkinlikde konserler veren 55 koristten oluşan Çoksesli Çocuk Koromuz bu yıl Mersin Polifonik Korolar Şenliği ve Ankara'da yapılacak Türkiye Korolar Şenliklerine katılacaktır. PROGRAM Dostluk- E Zuckmayer Madımak- Türkü, 2 sesli, Salp Egüz Mutluluk Şarkısı- M. Sun. Kanon Toprağın Altına- M Sun. 2 sesli Bülbül- Alman Ezgisi, 2 sesli La Cucaracha- Meksika ezgisi KORO ÜYELERİ Berk Coşar Buğracan Kesim İpek Altan Cansu Akkar-Blok flüt Yağız Gazioğlu Berk Bilgin Buse Açık İpek Aykaç Elif Kuzu Burcu Sarıgül gizem Yıldırım Dorukhan Altınsoy Jane Bulut Ezgi Asan Eda Tekin Sıla Bağrıyanık
  • 31. 31 Merve Büyük Barış Esen Serkan Öztürk Gülfemin Tekcan Dilşat Dağ tekin Gamze Gizir Emre Parlak Hazal Toprak İlker Ayaş Cihan Zöhre Tuğçe Baştaşkın Funda Karaosman Cansın Gazioğlu Selin Özen Tuğçe Esmer Melik Aksoy yiğit Yalçınkaya Utku Çelik Semanur Uğurlu Caner Yeşiloğlu Tolga Satılık Hazal Çiftçi Bikem Toktaş-Solist MERSİN POLİFONİK KOROLAR DERNEĞİ MİNNOŞLAR KOROSU KORO ŞEFİ: Gülay Bozoluk Eskişehir'de doğdu. Gazi Üniversitesi Müzik Eğitimi Bölümü'nü bitirdi. Halen Mersin Gazipaşa İlköğretim Okulu Müzik Öğretmeni ve Devlet Opera - Balesi Korosu üyesidir. PROGRAM Bakkal oldum Yalçın Tura Merdiven Erdoğan Okyay Atatürk'ü Severim Mahir Dinçer Balık, Ördek,Kurbağa Mahir Dinçer Yurdumda Mahir Dinçer Solistler: Deniz Özdinç - Irmak Taş
  • 32. 32 Haydi Gelin Çocuklar Solistler: Ezgi Bulca - Özden Cennet Babalıklı - Mert Öngel - Melis Naz Bilal Gel Katıl Bize Muammer Sun Karga İle Tilki Saip Egüz KORO ÜYELERİ Cennet Babalıktı Melis Naz Bilal Yağızhan Altınışık Gaye Üret Özlem Yıldırım Barkın Özbek Irmak Taş Ulaş Cem Torun Deniz Özdinç Senem Doğan Mert Öngel Evren Sanlı Tuğçe Doğan Buse Aymak Samet Uyaroğlu Mert Öngel Cansu Coşar Sude Kaya Egemen Kurtuluş İzel Dik Bilge Cansın Ercan Şilan Tüllük Ceren Katı Seda Yıldırım Ezgi Bulca Selçuk Özmen Rana Kaplan Selin Ece Açıkbaş Alihan Kıcıman Okan Yaslı Efe Yanık İlayda Tokucu Başak Tarlakazan ADANA POLİFONİK KOROLAR DERNEĞİ ÇOCUK KODOSU KORO ŞEFİ: Semin Süeda Sirel 1980 yılında İzmir'de doğdu, ilk ve orta öğrenimini Hakimiyet-i Milliye İlköğretim Okulunda tamamladıktan sonra İzmir Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi'nin müzik öğrenimine başladı. Bu zaman zarfında Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Öğretim Görevlisi Zafer Yavçan'dan şan dersleri aldı. 1998 Yılında Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nın açmış olduğu sınavı kazanarak şan bölümünde Öğr. Gör. Claudia Attanassova'nın öğrencisi olarak eğitimine devam ettikten sonra dördüncü yılında Prof. Chavdar Hdjaıev'nin öğrencisi oldu. 3. Sınıfta amatör olarak koro eğitimiyle ilgilenmeye başladı. 01.03. Kasım 2002 tarihli birinci Usulas Koro Eğitimi ve Yönetimi Semineri'ne katıldı. Halen Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı IV. sınıf öğrencisi olarak öğrenimine devam etmektedir PROGRAM Üç Elma-Söz Müzik: Sarp Egüz Çağrı-Söz, Müzik: Süleyman Tarman Sevgi Çiçekleri-Söz: İsa Coşkuner, Do-Re-Mi- Söz, Müzik: Yalçın Turan Müzik: Cenan Akın 23 Nisan Şarkısı-Söz, Müzik İstemihan Çocuklarız Biz-Söz, Müzik: Hikmet Ekim Taviloğlu Çağrı-Söz, Müzik: Erhan Demiralp Bir Dünya Bırakın-Söz: Adna Çakmakçıoğlu, Düzenleme: Nevit Kodallı: Müzik: Salih Aydoğan
  • 33. 33 KORO ÜYELERİ Berk Bilgin Buse İnan Fatma Edemen İlke Sertler Anıl Büyükyılmaz Murat Çığsar burak Sertelli Güneşnaz Kuru Ozan Sarıkaya Begüm Çığsar Emre Çalıcıoğlu Elif Gözde Yüce Ezgi Asan Ece Görgün Oğuzhan Çolcu Nazlıcan Canbolat Gülin Tuna Didem Gül Ahmet Erdoğan Hazal Çiftçi Serpil Yücel Merve Delibudak Yağız Gazioğlu Pınar Karademir Müge Çelebi Şeniz Çingil Gizem Doğa Gökçe Eroğlu Orkun Apak Begüm eser ElifKuzu ' Berkay Bolat Hande Sönmez berfu Ekinci Şahika Arık Gamze Gizir Onur Koksal Sesil Oktan Merve Kızıltan Nazmiye Atıcı Ayça Adı acar Burcu Sarıgül Özge Atıcı Barış Esen Kağan Bağışlar Saadet Yüksel Polen Emre ADANA POLİFONİK KOROLAR DERNEĞİ ODA KOROSU KORO ŞEFİ: Müge Özel 1971 Ankara'da doğdu. TRT Ankara Çocuk Korosu'nda 6 yıl korist oldu. 1988-1992 yıllarında Ankara Gazi Üniversitesi Müzik Eğitimi Şan bölümünde okudu. Ankara Özel Arı Koleji'nde öğretmenlik yaptı. Halen Adana Güzel Sanatlar Anadolu Lisesinde öğretmenlik yapmaktadır. PROGRAM Çiğ-F Mendelsohn Aygız-H. Akay Macbeth Uyar: N. Yıldız Tıpır Tıpır Yürürsün-Ç.R. Rey Gül Bahçesi-Düz: N. Aliverdibey Deriko-S. Eğüz KORO ÜYELERİ SOPRANO ALTO TENOR BAS Derya Işıltan Zeki Altın kaya Durrin Konuralp Ersel Işılhan Özlem Kara İlker Çalışkan Esra Borucu Gökhan Savcı Çiğdem Gürbüz Gökhan Denizhan Selvan Hacıoğlu Serdar Tellioğlu Emire Asfuroğlu Bülent Koşal Funda Süslü Yusuf Z. Büyükaslan Pelin Derdiyok Barış O. Örs Mehtap Koni Engin Suna Dilek Ergin Levent Kürükçü Senem Aslankara Seda Bilgin Seyran Büyükaşık
  • 34. 34 MERSİN POLİFONİK KOROLAR DERNEĞİ GENÇLİK KOROSU KORO ŞEFİ: ENGİN AKTUĞ 1954 yılında Mardin'de doğdu. 1974 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü'ne birincilikle girdi ve 1977 yılında mezun oldu. Burada yan flütte Prof. Cahit Koparal'ın piyanoda ise Hilal Apaydın'ın öğrencisi oldu. 1975-1981 yılları arasında Ankara Çoksesli Müzik Demeği'ne bağlı olan ve Muzaffer Arkan'ın çalıştırıp yönettiği Ankara Gençlik Korosu'nda tenor ve bas olarak koristlik yaptı. Bu koro ile Bulgaristan ve Yugoslavya’da koro şenliklerine katıldı. İtalya'nın Guido Arrezzo kentinde düzenlenen uluslararası koro yarışmalarına aynı koro ile katılarak ülkesini temsil etti.
  • 35. 35 1981 yılından beri Mersin Özel Toros Okulları'nda müzik öğretmenliği yapmaktadır. Ayrıca açılışından itibaren Nevit KOD ALLI Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi'nde yan flüt ve klasik gitar derslerine girmektedir. Onursal Başkanlığını Prof. Nevit Kodallı'nın yaptığı Mersin Polifonik Korolar Derneği'nce 1998 Kasım'ında kuruluş çalışmaları tamamlanan ve 26 Kasım 1998 tarihinde çalışmalarına başlayan Gençlik Korosu'nun şefliğini kuruluşundan itibaren sürdürmektedir. PROGRAM 5-The Gospel Train - J. Pogot 1 -Pekmez Halayı - Nevit Kodallı 6-Rock For Fun - L. Maierhofer 2-Veda-J.Brahms 7-Zottelmarsch - H. Posedu 3-Havuz Başı -AIA Saygun 4-Sekme Oyun Havası - E. Zuckmayer KORO ÜYELERİ SOPRANOLAR İpek Şeyma Temel Ekin Yetim Sezen Aluk Özgün Artık Ayça Aktaş Münevver Bozaslan Fatma Burcu Gücük Şerife Büyükbekdik Tahsin Aktarla Başak Mordoğan Neşe Yılmaz Ferdane Ciritçi Tuğçe Solunoğlu Uğur Oral Buket Özden Özge Özel Gülden Kaygısız TENORLAR BASLAR Ceren Yıldırım Özlem Parlat Gülsüm Dabakoğlu Erdem Koçar Azem Kaya Didem Kul Şengül Kudubeş İrem Doğan Ekrem Akın Egemen Bostancı Didem Yılmaz Şeyma Özdemir Müjde Konuk Faik Şahenk Erdem Yılmaz Dilan Umur Tuğba Torun Naime Yerman Hakan Aktuğ Mazlum Çalışkan Ezgi Özer Yaprak Özdemir Necla Sarın Hakan Çakır Numan Güngör Gözde Gönen ALTOLAR Özden Melis Uluğ Mahmut Demirseçen Onur Oral Güneş Akbay Başak Tombak Ö. Sema Çulhacı Mehmet Ali Sungu Sami Marçalı Hilal Ökten Demet Tarcan Selen Tunaz Mehmet Yılmaz Taylan Tanrıkulu Orhan Onur Sönmez Yusuf Emre Özdemir MERSİN POLİFONİK KOROLAR DERNEĞİ MİNİKLER KOROSU KORO ŞEFİ: Ayşe (Gökmen) Fahlioğulları Ankara doğumlu olup, Gazi Eğitim Fakültesi Müzik Bölümü'nden mezundur. Lise, Üniversite ve öğretmenlik yılları boyunca çok sesli korolarda görev yapmış ve çalıştığı okullarda da korolar oluşturmuştur. 2000yılında Sn. Prof. Nevit Kodallı tarafından Mersin Polifonik Korolar Derneği'ne bağlı olarak "Minikler Korosu"nu kurmak ve çalıştırmakla görevlendirilmiştir. Bu koro; aynı yıl Ankara Korolar Şenliği'ne katılarak "Koro hakimiyeti ve sahne disiplini" ödülüne layık görülmüştür.
  • 36. 36 2001yılında yine aynı derneğe bağlı olarak "Çoksesli Çocuk Korosu" ile çok ender görülen 3-6 yaş arası "Çok Sesli Minnoşlar Korosu"nun kurucu şefliğini üstlenmiştir. Bunun yanında ise Mersin Polifonik Korolar Derneği Yetişkinler Korosu'nda Soprano olarak görev yapmaktadır. Halen İçel Nevit Kodallı Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi'nde Piyano ve Koro öğretmeni olarak görevini sürdürmekte olup evli ve 1 çocuk annesidir. PROGRAM 1-Kışa Veda Çeviri: Halil Bedii Yönetken 2-Değirmenin Bendine (Ankara Türküsü) Düzenleme: Salih Aydoğan Solo: Cansu Gökayaz Solo: Buğra Ünal 3-Hayvanlar Ne İster Yalçın Tura Solo: Dilara Sayar - Billur Güneş Oksayoğlu 4-Güzel An Mahir Dinçer 5-Bom Bili Bom (Tokat Türküsü) Düzenleme: Demet İlik 6-Dans Ümit Demir Eşlik: Muharrem Karagöz Piyano: Ceren Önal KORO UYELERİ Ahmet Aydın Cansu Gökayaz Ezgi Uğuz Merve dervişoğlu Sidre Gurur Beydağ Ahmet Kaplan Cansu Özdemir Gizem Kandemir Münevver Çelikkan Sinem Göksu Aslı Töre Ceren Coşer Gizem Öngel Nihan Dede Süreyya Gülbahar Berdil Durdu Ceren Önal Gökçe Bağışlayıcı Onur Berk Yılmaz Umay Yağcı Bertil Durdu Ceylan Köksel Gökçe Özpak Özge Oğuz Umut Can Eryılmaz Bertin Ottaş Çağrı Can Polat Günce Çakır Pınar Kılınç Utku Akay Berna Güven Derya Kaymacı Handan Keskin Sanem Yıldırım Zeki Meyancı B. Güneş Oksayoğlu Destina Kaplan İdil Ki t Selen Türker Zeynep Atmaca Buğra Ünal Dilara Aykutlu İlker Dinçer Selin Güngör Buket Mutaf Dilara Sayar Ilksen Rual Kargı Selin Merve Dayı Büşra Türkoğlu Erdal Yılmaz Mekselina Şahin Sibel Kavak T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI ADANA GENÇLİK KOROSU KORO ŞEFİ: Oğuz Öztürk Trabzon'da doğdu. 1983 yılında Ankara Gazi Eğitim Fakültesi Müzik Bölümünü bitirdi. 1982 yılında Ankara Acapella Dostluk Topluluğu'nu kurdu. 1984-1987 yıllarında Hatay'da müzik öğretmenliği yaptı. 1988 yılında Çukurova Üniversitesi'nde çalışmaya başladı. 1989 yılında Çukurova Üniversitesi Çoksesli Korosu'nu kurarak bu koroyla her yıl çok sayıda Adana, Tarsus, Mersin, Antakya, Niğde'de düzenli konserler vererek her yıl Ankara ve bir de yurt dışı konser gerçekleştirdi. 1987-1998 yıllarında Prof. Muzaffer Arıkan'la koro müziği üzerine çalışmalar yaptı. 1997 yılında Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı Korosunu kurdu. 1998-2001 Kasım "II. ve III. Ankara Uluslar Arası Koro Festivali"ne bu koroyla katılıp Mansiyon ödülünü, 1999 yılı Haziran ayında "IV. Türkiye Korolar Şenliği'nde "Entonasyon, Homojenlik ve Koro Tınısı Başarı Ödülünü, 2000 Haziranında "Sololu Yapıtta Başarı ödülü’nü aldı. Yurdumuzda çok sesli koro müziğinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacına yönelik olarak Nisan 2000 tarihinde Adana Polifonik Korolar Derneği'nin kurulmasına önayak oldu. Dernek "Yetişkinler Korosu"nu kurarak 2000 Haziranında "V. Türkiye Korolar Şenliği'nde bu koroyla "Halk Müziği Yorumlamada Başarı Ödülü'nü aldı. Halen Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda öğretim görevlisi olarak çalışmalarına devam etmektedir.
  • 37. 37 PROGRAM Değirmenin Bendine- Düz: D. Amanullaeva The sound silence- P.Simon Tıpır Tıpır Yürürsün- Düz: C.R.REY Perfect Peace- H. Morgan Sular Durulur- Düz: E. TUĞCULAR Carmina Burana- Carl Orff KORO ÜYELERİ SOPRANO ALTO TENOR BAS Melahat Yavuz Nihan çetin Onur Polat Orçun Utlu Zerrin Tan Güldane Terlikol Onur Tuyan Engin suna Sıdıka Targan Z. Meltem Usta Ömer Ç. Çığşar Cüneyt Çavdar Demet angın Neslihan Ilanku Ali Duman Yusuf Z. Büyükaslan S. Sueda Sirel Filiz Karataş H. Gökhan Metin A. Uğur Ay doğan Sibel Beyazyürek Aslı Veziroğlu Erman Mercan Yusuf Yalçın Elda Gerekli Seda Aynalı Kazım Hasanefendioğlu Mustafa Okutan Billur Yapıcı Seda Üzmen Fırat Haznedaroğlu Mert Köker Dilek Ergin Cansu Aytaç H. İbrahim Büyükgenç Okan Fidan Hale Ciğer Vuslat Arık ilhami Özdemir Osman Fırat Gizem Tatlısu Buket Sülüs Berna Yılmaztürk Umre Unurlu M. Sena Kıroğlu Durrin Konuralp Meltem Yenyıl nergihan Yağar Deniz Ersu Pelin Derdiyok Emine Asfuroğlu MERSİN ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI KOROSU (Öğrenci Korosu) KORO ŞEFİ: Prof. Zarife İsmayılova Bakü'de doğdu. Müzik Akademisinde koro şefliği Bölümüne Bölüm Başkanı olarak atandı. Azerbaycan Devlet Çok Sesli Korosunu kurdu ve yönetti. 1989 Moskova'da Koro Şefliği Kürsüsü Doçentliği unvanı kazandı. 1994 yılında akademinin yüksek kurulu tarafından profesörlüğe yükseltildi. 1978'de kurduğu ilk Erkek Çocuk Korosu ile 1982 yılında Moskova TRT yarışmasında birincilik ödülünü kazandı. 1995 yılında Türkiye'ye gelen sanatçı İzmir Opera ve Balesi korosu, TRT Gençler Korosu, Fransız Kültür Merkezi Korolarını yönetti. PROGRAM Choral-S. Prokofyev J. de Pre-Et in Carnatus Serenat-S. Taneev G. Gershvvin-Porgy ve Bess Operasından R. Mustafayev-Gülüm yoktur M. San-Entarisi Ala Benziyor J. Massne Elerji-Solist: Hasan Berk L. Cerhart-Dry bones KORO ÜYELERİ SOPRANO ALTO TENOR BAS Gülden Vurandemir Eylem Akgün Kahraman Şeref Hasan Berk Burcu Esgin Mesil Yorulmaz Candost Özkan Serkan Akbıyık
  • 38. 38 Esra Arpacı Çiğdem Eğin Sanat Türkoğlu Levent Yetkin Jale Kurt Eda Vurandemir Eser Oğuzhan Efe Everes Özlem Bulut Hande Everes Cevdet Çaldıran Serkan Sarıgiloğlu Gökçen Çakıt Sibel Barbur Utku Vural Hakan Kayhan Sinem Cilasın Banu Tokdemir Bilal Güncan Murat açıkada Rahşah İzmirli Aslıhan Koçer Umut Güngör Ercüment Gündüz Duygu Demire! Pınar Arslan İzabe!Kollo Gökçen Girici Vurperi Yücesoy Gökçen Deniz Yeşim Alan Meriç Dönük Ezgi Ergün MERSİN ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI KOROSU (Çocuk Korosu) KORO ŞEFİ: Prof. Zarife İsmayılova PROGRAM Cumhuriyet Marşı- Z.Arca Meksikan dansı- F.Swift D. Güvercin- R. Şafag Nisan- Z. Aydıntan İyi Geceler- D.Kabalevski Civcivlerim- G. Guseinli Alfabe- V.A.Mozart Çunga, Çanga- V.Şainski KORO ÜYELERİ Yusuf Çelik Serçin Yatkın Hande Tüfekçi Kerem Kılıç Suzan Yankı Karataş Deniz Alan Gizem Keleş Seran Sanal E. Erdinç Komşu Övgü Ulun 0. Berk Çağatay Simge İster Begüm Akkuş E. Mert Eroğlu H. Gökçe Yorgun Melis Ertürk Gizem Aksoy Özgecan Garip Alican Süner Ezgi Türkoğlu Gülcihan Babayeva Onur Gürler İpek Gündüz Bengisu Gökçe Mehmetcan Sisli Gözde Tüfekçi Emre Karamehmet Mehmet Girici T.C KÜLTÜR BAKANLIĞI BURDUR GENÇLİK KOROSU KORO ŞEFİ: Dr. Seval Köse 1957 yılında Sivas'ta doğdu. İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümünü bitirdikten sonra Burdur'da müzik öğretmenliğine başladı. 1990 yılından başlayarak önce Akdeniz Üniversitesi Eğitim Yüksek Okulu'nda sonra da SDÜ Burdur Eğitim Fakültesi Müzik Bölümü'nde Öğretim Görevlisi olarak çalıştı. 1991 yılında GUGEF Müzik Bölümünde lisans tamamlama programını bitirdi. 1996 yılında Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde "MÖZYES Öncesi ve MÖZYES Girişli öğrencilerin Akademik Başarılarının Karşılaştırılması" adlı teziyle yüksek lisansını yaptı. Aynı enstitüden 2002 yılında da "Müzik Öğretmenliği ABD 1. sınıf öğrencilerinin ses özelliklerine ait sorunların öğrenci kaynakları düzleminde incelenmesi" adlı teziyle doktora derecesini aldı. SDÜ Burdur Eğitim Fakültesi Korosu ile de konserler veren Köse, bu koro ile 2001 yılında Çek Cumhuriyeti Otomouc kentinde katıldığı 29. uluslararası Korolar Yarışmasında I ilik ödülü olan gümüş madalya aldı. PROGRAM Yarın Bizimdir-Yalçın Tura Esirler Korosu-G Verdi Kutsal Gece-Francesco Roselli-Söz: E. Okyay Madımak Sivas Kadın Halayı-U. Cemal Veda-J.Brahms Erkin
  • 39. 39 KORO ÜYELERİ SOPRANO ALTO TENOR BAS Raziye Günay Ayşe Rifaioğlu Baran Çakıcı Haydar Gül Öznur Koyuncular Özlem Çelik Ufuk Sayal Hakan Özdemir Keziban Yavuz Dudu Gül Esen İhsan Canbazoğlu Hüseyin Emre Köşker Derya Yetkin Hande Gökçen Gökhan Çağırgan Veli Kabak Esra Eryıkılmaz Feride Saden Kerim Ağralı İsmail Tunç Müjgan Sönmez Arzu Öztürk Cihangin Kirbaş Ahmet Yurtseven Ayşegül Akkoca Zeynep Gergin Burak Conker Emre Tekin Selda Girgin Cansel Şenoğlu Utkan Özdemir Ulaş Sülüs Nilay Yaşarikiz Nazmiye Dilman Erkan Büyükcan Duygu Deveci Özge Zengin Tuna Delen Sevil Kocaman Deniz Karakayalı Ali Tıraş Sevda Arslan Döndü Meşe Arzu Topçuoğlu Saadet Taşar Cevahir Öztürk Şenay Kaplan Sibel Yasin Gülru Yalçın Aslıhan Akarca PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ BÖLÜMÜ MÜZİK EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI KOROSU KORO ŞEFİ: Aykut Önder SARIÇİFTÇİ 1972 yılında Antalya'nın Kumluca İlçesinde doğdu. 1989 yılında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü'ne girdi. 1990-1993 yılları arasında Prof. Dr. Yücel Elmas'ın yönettiği İstanbul Devlet Operası Gençlik Korosu'nda çalıştı. İstanbul Devlet Operası'nın sahnelediği birçok eserde görev aldı. 1993 yılında mezun oldu. 1996 Aralık ayında Süleyman Demirel Üniversitesi Burdur Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümünde Araştırma Görevlisi olarak göreve başladı. 1998 Mart ayında Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalında öğretim elemanı olarak göreve başladı. Eylül 2001'de "Toplu Ses Eğitiminde Entonasyon Sorunu ve Çözümünde Uygulanacak Yöntemler" konulu tez çalışmasıyla Pamukkale Üniversitesi Sosyal bilimler Enstitüsü Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı Müzik Eğitimi Bilim Dalında Yüksek lisansını tamamlayan Sarıçiftçi halen Pamukkale Üniversitesi'ndeki görevine devam etmektedir. 1995-1996 Eğitim-Öğretim yılında Müzik Eğitimi Bölümünün kurulması ile çalışmalarına başlayan Koro Denizli İçinde ve dışında çok sesli eserlerden oluşan konser programlarıyla başarılı konserler gerçekleştirmiştir. Polifonik Korolar derneği tarafından düzenlenen Korolar Şenliklerine de katılan koro, üçüncü Korolar şenliğinde "Sololu Yapıt Yorumlamada Başarı Ödülü", Dördüncü Korolar Şenliği'nde "Müzikalite ve Müzikal Dinamikler Başarı Ödülü'yle birlikte "Cumhurbaşkanlığı senfoni Orkestrası Müdürlüğü Özendirme Ödülü"ne, Beşinci Korolar Şenliği'nde de "Eser Yorumlama da Koro-Şef Uyumu Başarı Ödülü"ne, 6. Korolar Şenliği'nde de "Madrigal Yorumlamada Başarı Ödülü"ne ilave olarak "Değerlendirme Kurulu Özendirme Ödülü"ne de layık görülmüştür. Eser yorumlamadaki derinliği, müzikalite ve müzikal unsurların seyirciye aktarılmasındaki başarısıyla dikkat çeken koronun amacı, çoksesli şarkı söyleme geleneğinin oluşmasına ve yaygınlaşmasına hizmet etmektedir.