Grup şIrketlerine Lojistik SektöRü YatıRıM FıRsatları Sunuyor
1. GRUP ŞİRKETLERİNE LOJİSTİK SEKTÖRÜ YATIRIM FIRSATLARI SUNUYOR
Lojistik sektöründeki fırsatlardan önceki yazılarımda bahsetmiştim. Sektörün şu anki konumu yeni
yatırımcıların ilgisini çekmekte ve büyüme sürecindeki sektör birçok firmaya sektörü de kendi lojistik
potansiyelinden, faaliyetlerin konsolidasyonundan dolayı yakaladıkları sinerjiyi kullanarak yeni getiriler
sağlama gibi olanaklar tanımaktadır.
Değişik sektörden firmaların katılımıyla yapılan anket sonuçlarına öncelikle göz atmakta fayda olduğu
görülmektedir.
Katılan 250 firmanın %88’i kendi deposunu kendi yönetmektedir.
%41’inin kendi filosu vardır.
%22’i her işini kendi imkânları ile yapmaktadır.
%30’u outsource’da sorun yaşamamakta, %70i sorun yaşamaktadır.
%29’u zamanında ürünlerini müşterilerine teslim edememekten şikâyetçilerdir.
Bu kapsamda ilk göze çarpan GRUP ŞİRKETLER’in lojistik faaliyetlerinden gelir elde edecek durumu fark
etmeleri olmakta ve birçok grup şirket bu anlamda fizibilitelerini yapıp girişimlerde bulunmaya başladıkları
görülmektedir. Zaten bu yatırımlara bakıldığında kaçınılmaz maliyetler olan grup içi firmaların lojistik
maliyetlerinin, grubun lojistik sektörüne yatırım yapacağı bir kaynağa dönüşmesinin sağlanması şeklindedir.
Örnek olarak KOÇ GRUBU’nun TNT ile kurduğu, lojistik sektöründe hizmet veren TNT Lojistik firması örnek
verilebilir. Bu firma tamamen KOÇ GRUBU bünyesindeki değişik sektörde faaliyet gösteren firmaların lojistik
operasyonlarının konsolidasyonu ile bir tasarruf sağlanması ve akabinde de yeni firmaları da bu bünyeye
katarak grup dışı bir kar sağlamaktı. Nitekim görünen durum ARÇELİK , FORD, MİGROS gibi firmaların
lojistik operasyonları bu anlamda ilk olarak konsolide edilen firmalar olmuştur. Bunun üzerine diğer firmalar
da eklenmiş ve Joint Venture ile de CARGOTECH firması da gruba dahil edilerek dağıtım ağında yeni bir
yatırıma gerek kalmaksızın, çalışan bir network sahibi olunarak rekabette güç kazanılmış bir yapıya
kavuşmuştur.
Arıkan Holding’in kurmuş olduğu Yurtiçi Lojistik ‘de bu kapsamda verilecek diğer bir örnektir.
Aynı durum şu anda Türkiye’de faaliyet gösteren diğer grup firmaların da benzer modeli gerçekleştirme
niyetlerinin oluşmasına neden olmakta, bu konudaki lojistik yatırım projeleri grup bünyesinde gündeme
gelmektedir.
Grup firmaların bu yatırım sonucunda kazanımları;
1. Üretimde kaynak girdisi olarak kullanılan hammadde ve malzeme planlama konusunda grup firmanın
ortak tedarikçilerinin belirlenmesi, tedarikçilerin yönetimi için aynı prosedürlerin kullanımı ve
prosedürlerin denetimi, yönetiminin sağlanması,
2. Müşteri taleplerine hızlı cevap vermek açısından yeni geliştirilecek ürün tiplerine göre tasarım,
tedarik, üretim sürelerinin kısaltılması ve belirlenecek pazara hızlı ve ucuz ulaşım imkânının
sağlanması,
3. Tüm satın almanın ortak bir noktadan yapılması gerekse de bütçe yönetiminde kolaylık sağlaması,
4. Firmaların Tedarik Zincir Yönetimi konusunda güçlü bir rekabet silahına kavuşması,
5. Operasyon personel sayısındaki atıl miktarın yaratılacak sinerji ile yok edilmesi, yeni lojistik hizmet
alacak müşterilere aktarılması,
2. 6. Tüm depolamanın ve nakliyenin ortak bir yerden yapılması durumunda, yer, teknoloji ve kullanacağı
networkün modellenmesi,
7. Firmalar arasındaki iletişimi güçlendirecek yazılımın geliştirilmesi,
şeklinde özetlenebilinir.
Bu kazanımla grup içi firmalara sektöründe güç ve ana işlerine odaklanma, yeni yatırımlarda esnek bir yapı
ve yeni fırsatlar yaratmaktadır.
Bu niyetteki firmalara önereceğim süreç,
Grup içi firmaların sektörel güç, pazar, hacim ve strateji tanımlamalarının yapılması,
İş süreçlerinin belirlenmesi,
Tedarikçilerin tanımlanması ( bölge, ürün tipi gibi kriterlere göre )
Lojistik faaliyetlerin benzeyen ve benzemeyen kısımların belirlenip işlerin standardizasyonunun
yapılması,
Grup içi firmalarının lojistik hacimlerinin ölçümlenmesi, ekipman, depo, araç, personel, sezonsal
dalgalanma gibi tespitlerin yapılması,
Grup içi firma yöneticileri ile genel işbirliği ve katılımcılığın gelişmesi açısından toplantıların
yapılması,
Sektörde danışman desteğini yanlarına almaları,
Tüm sistemlere entegre olan yazılım sistemine geçilmesi,
Yatırım noktalarının ve yatırım türünün belirlenmesi,
İlk kazanımların ölçülmesi şeklinde olacaktır.
Türkiye’nin böyle girişimlere sektörün gelişimi açısından ihtiyaç duyduğu kesindir. Kendi milli lojistiğimizi
global pazarlara taşımamız açısından da yerli sermayenin ( grup şirketlerde eldeki kaynaklar haricinde çok
az bir sermaye aktarımı yapılmakta ve sıfırdan bir lojistik hizmet yapısı kurmak girişimine göre daha ucuz bir
yatırım olmaktadır) doğru bir sektöre aktarılması için de geri dönüşümü hızlı ve ölçülebilir bir yatırım olduğu
söylenebilinir.
Lojistiğin Liberalizasyonu ayağında da yakında özelleşme sürecine girecek olan posta dağıtım ağı gibi, tekel
gibi KİT’lerin de bu kapsamda network içine alınması, doğru hamle olarak grup firmalarına önerilecek bir
sistemdir. Bu yapılarda sürekli bir yük akışı olduğundan grup firmaların lojistik faaliyetlerin bu operasyonlarla
konsolidasyonu ile de daha fazla kar elde edilebilinir.
Sektör yatırımlara aç bir sektördür. Şu anda gerçekleşen 3,5 milyar dolar civarındaki rakam sektörün gerçek
potansiyelinin %10-15 i kadarına denk gelmektedir. Yerli sermayenin, enflasyonun ciddi düşüşe geçtiği bu
günlerde lojistik sektöründe yatırıma dönüşmesi, yeni istihdam sahaları yaratması bakımından da önem arz
ettiğini belirtmeye gerek yok sanırım.