SlideShare a Scribd company logo
1 of 21
Download to read offline
ES 12,50 TL
IT 15,00 TL
FR 30,00 TL
GB 15,00 TL
TR 34,99 TL
Prof. Dr.İbrahim Savaş Anadolu Lisesi
Mart 2023
İÇİNDEKİLER
Akdeniz yöresine ait
türküler ve hikayeleri
Türkülerimizi anlatan metin
İç Anadolu yöresine ait
türküler ve hikayeleri
Kıymetli Okuyucu,
Halk ezgileri, ezgisel buluşların ve bazen insanüstü
yaratışların harman olduğu eserlerdir. Türkülerimiz ise,
hakikati olduğu gibi görüp söylemekten asla
çekinmeyen ermiş ve cesur kimselerin söylemleridir.
Türk insanının düşünen, soran; seven, küsen; gülen,
ağlayan kalbinin içini görürüz türkülerde. Onlar bizim
romanımızdır, bizi anlatır asırlardır bizlere.
Sayfaları çevirdikçe karşınıza çıkacak olan her bir
türkü bu amaca ulaşabilme gayreti ile
gerçekleşmiştir.
Türkü sevgisi çok küçük yaşlarda başlatılmalıdır.
Türküleri seven bir çocuk, başta canlıyı sever; insanları,
toplumu sever; eşsiz bir ruh kudreti ve zenginliği kazanır.
Türküler onlara vatan sevgisi, vatanını tanıma ve tanıtma
arzusu aşılar, onların vatana hizmet duygularını geliştirir.
Hazırlayan:Aylin Furuncu
Sınıf:10-O
No:1220
TÜRKÜLERİMİZ
Bazı tarihi olaylar türküler ile
dillendirilmiş ve aklımızda yer edinmiştir.
Türküler duygularımız özellikle kültürel
anlamda seslendiren türlerdir.
Türk dünyasını ve Türk kültürünü
insanlara en güzel şekilde anlatır.
Türküler hayatın adeta birer aynası gibidir
ve insanların hayatlarını çok güzel bir
şekilde yansıtır.
Türküler yaşanmışlıklar üzerine söylenir
ve bu yüzden pek çoğunun bir hikayesi
vardır. Yaşanılan anın acısını, hüznünü,
kederini, heyecanını ya da sevincini dile
dökerek dinleyenlere yansıtır. Türküler,
dönemin yaşam koşullarını ve hayatını da
içerisinde barındırdığından bizlere
kültürümüzün hemen her alanından
kesitler sunar.
1900'lu yıllarda Adanalı Yiğenizade Sadi Bey
ile bir paşa kızı olan Ruhiye Hanım birbirlerine
aşık olurlar. Sadi Bey Kuleli Asker Lisesinde
öğretmenlik yapmaktadır. İki aşık biribirleriyle
evlenmek istediğini kimseye söyleyemez. Sadi
Bey, Ruhiye Hanım'ın babası tersane Nazırı
Muhittin Paşa'nın kızını ona vermeyeceğini
düşünmektedir. Ruhiye hanım aşklarını dile
getiren bir türkü söyler. Türkü hızla Adana'da
yayılır. Kızı hakkında çıkan gizli aşk söylentisi
nedeniyle paşa kzı Ruhiye Hanım'ı evden
dışarı çıkartmaz. Bu sırada Sadi Bey ile Ruhiye
Hanım'ın aşkı saraya kadar ulaşır. Bunun
üzerine paşa, kızı ile Sadi Bey'in evlenmesine
izin verir. Düğün Erenköy'de bir konakta
gerçekleşir.
Adana Köprü Başı Hikayesi
Adana köprü başı
Otur saraya karşı
Gel beraber gezelim
Dosta düşmana karşı
Vur çapayı çapayı
Vur kazmayı kazmayı
Kız başına bağlamış
Oyalı da ipek yazmayı
Pamuk içinde çiğit
Elinde altın divit
Hem sararmış hem
solmuş
Bir kız için bir yiğit
Vur çapayı çapayı
Vur kazmayı kazmayı
Kız başına bağlamış
da ipek yazmayı
Sözleri
Sırbistan ve Karadağ'ın Osmanlı Devleti'ne
savaş açtığı 1876 yıllarına dayanır. O dönem
Osmanlı Devleti Sırp saldırılarını durdurmak
için gösterdiği tüm çabalara rağmen büyük
devletler karşısında başarılı olamaz ve
Rusya ile bir ateşkes imzalamak zorunda
kalır. 1912 ve 1913 yıllarında ise Osmanlı
Devleti Balkan Savaşlarında binlerce
gencini kaybeder.
Balkan Savaşlarında şehit düşenlerden biri
de Hacı Bektaş'ın Barak Köyü'nden
Habip'tir. Oğullarının şehadet haberini alan
annesi ve kız kardeşi bu ağıtı yakar.
Gide Gide Bir Söğüde Dayandım
Hikayesi
Sözleri
Gide gide bir söğüde dayandım dayandım
O söğüdün allarına boyandım gelin boyandım
Ben o yare dağlar kadar güvendim güvendim
Güvendiğim dağlar elime geldi elime geldi
Ölem ben ölem ben Kurban olam ağzındaki
Dile ben gelin dile ben
Yüce dağlar size var mı zararım zararım
Yar yitirdim uğrun uğrun ararım gelin ararım
Ben o yari her gelenden sorarım sorarım
Güvendiğim dağlar elime geldi elime geldi
Yüce dağ başına çadır açarım
Çadırın içine güller saçarım
Ben o yari alır dağa kaçarım
Güvendiğim dallar elime geldi.
Bir adam şiirinde "Sana mavi güller takacağım"
demiş. Sevdiği kadın ise mavi gül istiyorum diye
ısrar etmiş.
Adamın mavi gülü yokmuş o yüzden bir çözüm
bulmuş. Çarşıya gidip mavi boya ve fırça almış.
Beyaz gülleri bir güzel maviye boyamış.
O kadar iyi boyamış ki kendi bile bu güllerin beyaz
olduğunu fark edemezmiş.
Kadınla buluşunca mavi gülü vermiş kadın da çok
sevinmiş bunun üzerine adam her buluştuklarında
ona mavi gül getireceğini söylemiş.
Biraz zaman geçmiş ve buluşacakları gün gelmiş.
Adam yine beyaz gülü maviye boyayıp buluşma
yerine gitmiş. Ama kadın gelmemiş adam da bir
daha kadını görmemiş.
Yıllar geçmiş adam iyice yaşlanmış. Mavi gülü,
boyayı ve fırçayı alıp bütün herşeyini bırakarak
ırmağın kenarında yaşamaya başlamış.
Yine yıllar geçmiş gül bozulmuş ama adam inatla
gülü maviye boyuyormuş. Eğer boyası biterse de
ziyaretine gelenlerden kasabaya gidince ona bir
teneke boya almalarını söylüyormuş.
Bir gün ziyaretine gelen köylüler adamı elinde
sımsıkı tuttuğu mavi gülle yatağında ölü bir şekilde
yatarken bulmuşlar.
Mezar taşına adamın isminin yanına mavi bir gül
yapmışlar. Köylüler gülün rengi bozulunca maviye
boyuyorlarmış.
Altın Tasta Gül Kuruttum Hikayesi
Sözleri
Altın tasta gül
kuruttum aman Ali'm
Yâri sinemde uyuttum
Ali'm Yâr söyledi ben
unuttum aman Ali'm
Gönül efendini buldu
Ali'm Saçı Leylâ'ya
vuruldu Evlerinin önü
nâne aman Ali'm Ben
kül oldum yâne yâne
Ali'm Ali'm sarhoş ben
divâne aman Ali'm
Gönül efendini buldu
aman Ali'm Saçı
Leylâ'ya vuruldu
GÖNLÜ YARALI BİR OZAN FERRAHİ. DEDİĞİ GİBİ BİR
YAR UĞRUNA YANIP YAKILMAKLA GEÇMİŞ ÖMRÜ. 1934
YILINDA CEYHAN'IN KIVRIK KÖYÜNDE DOĞMUŞ. ASIL
ADI MEHMET ALİ METİN. SAZ VURMAYA KÜÇÜK
YAŞLARDA BAŞLAMIŞ. ÇEVRENİN SEVİLEN BİR GENCİ
OLMUŞ SÖZ ERLİĞİ, YANINDA ÇALIŞTIĞI AĞANIN
KIZINA SEVDALANMASIYLA BAŞLIYOR. AĞA ÖNCELERİ
KIZIM FERRAHİ'YE VERMEYE RAZI OLUYOR AMA
SONRALARI ÇEVRENİN DEDİKODULARININ ETKİSİYLE
BUNDAN CAYIYOR.
TÜRKÜLERİNDEN DE ANLAŞILDIĞI GİBİ AĞA KIZININ
ADI EMİNE'DİR. İKİ GÖNLÜN BİR OLMASI
ENGELLENİNCE, ALIR BAŞIM ÇIKAR SILADAN. BAŞLAR
GURBET ELLERDE SAZIYLA ÇİLE DOLDURMAYA.
BUNDAN SONRA FERRAHİ'NİN ÖYKÜSÜ DAHA DA
YANIKTIR. OTUZ YAŞLARINDAYKEN BİR AŞIK İÇİN EN
ÖNEMLİ ŞEYİNİ, SESİNİ KAYBEDER. SAZIYLA KALIR BİR
BAŞINA. BİR ARA EVLENİR VE BİR KIZI OLUR. ADINI
EMİNE KOYAR. KÜÇÜK EMİNE BEŞ YAŞINDAN SONRA
BABASININ SESİ, SOLUĞU OLUR. BABA ÇALAR, KÜÇÜK
EMİNE SÖYLER. 1960 DOĞUMLU OLAN EMİNE'NİN
SÖYLEDİKLERİ YALNIZCA BABASININ TÜRKÜLERİ
DEĞİLDİR. DAHA O ZAMANDAN DAĞARINDA YÜZ ELLİ
TÜRKÜ VARDIR. BÖYLECE BABA-KIZ GEÇİM DERDİNİ
BİRLİKTE YÜKLENİR, BİRLİKTE PAYLAŞIRLAR.
YURDUMUZUN ÇEŞİTLİ YÖRELERİNDE YAPILAN
AŞIKLAR BAYRAMLARI'NA KATILIRLAR.
Ela Gözlü Nazlı Yari Hikayesi
Sözleri
ELA GÖZLÜ NAZLI YARİ
GÖREM DEDİM GÖREMEDİM
BOŞ KALMIŞTIR KAVİL YERİ
VARAM DEDİM VARAMADIM.
GÖNLÜMÜN GÜLÜ NEREDE
ENGELLER DURMAZ ARADA
EMİNE'YLE BEN MURADA
EREM DEDİM, EREMEDİM.
ŞEKER KAYMAK TATLI DİLİ
KINALAMIŞ NAZİK ELİ
KOYNUNDAKİ GONCA GÜLÜ
DEREM DEDİM, DEREMEDİM.
ŞAHİNİM YOK ÇIKAM AVA
NE YAPTIMSA ALDIM HAVA
KUŞLAR GİBİ BEN BİR YUVA
KURAM DEDİM KURAMADIM.
GEL DERDİNİ BANA ANLAT
BEN KİMLERE EDEM MİNNET
DEDİLER Kİ, BAĞIN CENNET
GİREM DEDİM, GİREMEDİM.
MEHMET ALİ ASIL ADIM
FERRAHİ'Yİ PİRLE KODUM
GURBET ELDEN DÖNEM DEDİM
DURAM DEDİM, DURAMADIM.
İÇ
İÇ
ANADOLU
ANADOLU
YÖRESİ
YÖRESİ
TÜRKÜLERİ
TÜRKÜLERİ
BUNDAN YILLAR ÖNCE BİR ANNE BABA,
OĞULLARININ EVLENME VAKTİNİN
GELDİĞİNİ DÜŞÜNMÜŞ VE ONUN İÇİN
KÖYDEN BİR KIZ BEĞENMİŞ. OĞULLARI DA
ŞEHİRDE YAŞAMIŞ VE OKUMUŞ BİRİ
OLDUĞU İÇİN, ANNE VE BABASININ
BULDUĞU KIZIN ÇİRKİN OLDUĞUNU
DÜŞÜNMÜŞ. BU NEDENLE ONU KABUL
ETMEMİŞ. KIZ BUNU DUYUNCA ÇOK
ÜZÜLMÜŞ, PEÇESİNİ ÇIKARMIŞ. SAÇLARINI
BİR GÜZEL TARAMIŞ VE SARIYA BOYATMIŞ.
KIZ DEĞİŞMİŞ VE ÇOK BAKIMLI BİR HALE
GELMİŞ. BU HALİYLE DE ONU İSTEMEYEN
DELİKANLININ ÖNÜNDEN GEÇMİŞ.
DELİKANLI KIZI GÖRÜR GÖRMEZ AŞIK
OLMUŞ VE ANNESİNE BU KIZLA EVLENMEK
İÇİN YALVARMIŞ. ANNESİ DE O KIZIN,
ÇOCUĞUN İSTEMEDİĞİ KIZ OLDUĞUNU VE
EVLENDİĞİ İÇİN ARTIK ÇOK GEÇ OLDUĞUNU
SÖYLEMİŞ. DELİKANLI DA AŞKINI BU
TÜRKÜ İLE ANLATMIŞ.
Saçlarını Taramışsın Hikayesi
Sözleri
SAÇLARINI TARAMIŞSIN
SARI RENGE BOYAMIŞSIN
HABERİN VAR MIYDI BENDEN
BENİ BANA KOMAMIŞSIN
KEŞKE SENİ GÖRMESEYDİM
GÖNÜL VERİP SEVMESEYDİM
LAL OLAYDI AĞZIM DİLİM
SANA ÇİRKİN DEMESEYDİM
—
AH O SAÇLAR TARANIR MI
SARI RENGE BOYANIR MI
GİDİP DE YAD ELE VARDIN
GÖNLÜM (VURAL) BUNA DAYANIR MI
KEŞKE SENİ GÖRMESEYDİM
GÖNÜL VERİP SEVMESEYDİM
LAL OLAYDI AĞZIM DİLİM
SANA ÇİRKİN DEMESEYDİM
ZİYA YAKIŞIKLI BİR DELİKANLIDIR. YOZGAT'IN
KARACALAR KÖYÜNDENDİR. AYNI KÖYDEN
FİKRİYE ADLI KIZI SEVER VE NİŞANLANIR.
FİKRİYE'NİN BABASI KARACALAR KÖYÜ İMAMI
ALİ HOCADIR. ALİ HOCA KIZILTEPE KÖYÜNE
İMAM OLUR. ZİYA SIK SIK NİŞANLISINI
GÖRMEYE AT SIRTINDA GİDER. İKİ TARAFTA
BİRBİRİNİ OLDUKÇA SEVMEKTEDİR. ZİYA BİR
GÜN EKİN SULARKEN ÜŞÜTMÜŞ VE KARIN
AĞRISINDAN ŞİKAYET ETMEKTEDİR. DOKTORA
GİDER AMA FAYDA BULAMAZ, BİR HAFTA
İÇİNDE ÖLÜR. BİR BAŞKA SÖYLENTİYE GÖRE,
ZİYA BEY YAKIŞIKLI, AT DÜŞKÜNÜ, ÇOK İYİ
ATA BİNEN, İYİ CİRİT OYNAYAN BİR YİĞİTTİR.
İKİ KÖY ARASINDA OYNANAN CİRİTTE ATTAN
DÜŞER ORADA ÖLÜR. FİKRİYE, NİŞANLISININ
ANİ ÖLÜMÜ KARŞISINDA DUYDUĞU ACIYI VE
KEDERİ ŞİİRE DÖKER BÖYLECE ZİYA TÜRKÜSÜ
ORTAYA ÇIKAR. YOZGAT'TA ÇOK SEVİLEN VE
SÖYLENEN BİR TÜRKÜDÜR.
Ziya nın Türküsü Hikayesi
ÇAMLIĞIN BAŞINDA TÜTER BİR TÜTÜN;
ACI GORMİYENİN YÜRÜĞÜ BÜTÜN
ZİYA'NIN ATINI PAZARA TUTUN
GELEN GEÇEN ZİYAM ÖLMÜŞ DESİNLER.
AT ÜSTÜNDE GUŞLAR GİBİ DÖNEN YAR,
GENDİ GİDİP EHBABLARI YANAN YAR.
BENİM YARİM YAYLALARDA OTURUR
AK ELİNİ SOĞUK SUYA BATIRIR
DEMEDİM Mİ YARİM BEN SANA
ÇOK MUHABBET TEZ AYRILIK GETİRİR.
AT ÜSTÜNDE GUŞLAR GİBİ DÖNEN YAR,
GENDİ GİDİP EHBABLARI YANAN YAR.
HAM MEYVEYİ KOPARTTILAR DALINDAN
AYIRDILAR BENİ NALI YERİMDEN
DEMEDİMMİ NAZLI YARİM BEN SANA
ÇOK MUHABBET TEZ AYRILIK GETİRİR.
AT ÜSTÜNDE GUŞLAR GİBİ DÖNEN YAR,
GENDİ GİDİP EHBABLARI YANAN YAR.
Sözleri
Seferberlik yıllarında askere alınanlar, ya çok
uzun yılar sonra döner, yada hiç dönmezlermiş.
Hele bu gidilen yer Yemen ise, geri dönme ihtimali
hemen hemen hiç olmazmış.Çünkü gidenlerin çok
azı sağ olarak geri dönüyormuş. Erzincan’dan bir
delikanlı, uzun yıllar sevdiği kızla nihayet
evlenir.Gelinle bir hafta bile birlikte
kalmadan,askere alınarak yemene
gönderilir. Bunun üzerine hem gelin, hem de
kendisi çok üzülür, ama; Çare yoktur, vatan
hizmetine gidilecektir.
Askere giden delikanlıdan uzun bir zaman haber
alınamaz. Bunun üzerine kendisinin öldüğüne
kanaat getirilir. Bir süre sonrada bu delikanlının
babası,oğlunun hanımını, yani gelinini kendisiyle
evlenmeye ikna eder ve geliniyle evlenir.
Aradan birkaç sene geçer. Delikanlı bin bir türlü
meşakkat!ten sonra askerliğini bitirerek
Erzincan'a döner, köyüne gider. Evine varır ki,
hanımı ev damında hamur yoğuruyor. Hanımı
kendisini görünce şaşkınlık geçirir ve ağlamaya
başlar. Delikanlı hanımına, sevineceği yerde
neden ağladığını sorar. Hanımı iki gözü iki
çeşme,durumu olduğu gibi delikanlıya anlatır.
Delikanlı bu durum karşısında, beyninden
vurulmuşa döner. Delikanlının başına gelenlere
köy halkı da çok üzülür. Bu acıklı
durumu;Delikanlının ağzından, bu türkü ile dile
getirirler.
Yandım Hudey Hikayesi
Sözleri
Ev damına girdim aney,yandım hudey diley diley
Elleri hamur.
Gözünden akıyor bir sulu yağmur oy
Baba nerden aldın aney yandım hudey diley diley
Sen bu gelini
Odasına girdim kahve büşürür oy
Kınalı parmaklar aney yandım hudey diley diley
Fincan düşürür
Seni gören aşık aklın şaşurur oy
Baba nerden aldın aney, yandım hudey diley diley
Sen bu gelini
Odasına girdim namaz’a durmuş oy
Kaşları gözleri aney, yandım hudey diley diley
Kendine uymuş
Seni gören aşık aklın şaşurmuş oy
Baba nerden aldın aney, yandım hudey diley diley
Sen bu gelini
Keten köynek giymiş yakası nazük oy
Koluna yapturdum aney, yandım hudey diley diley
Altun bilezük
Öpmeye kıyamam sevmeye yazuk oy
Baba nerden aldın aney, yandım hudey diley diley
Sen bu gelini
Bacasından çıkmış ayvanın dal’ı oy
Yüzüne de vurmuş aney,yandım hudey diley diley
Yazmanın alı
İşte görünüyor dünyanın halı oy
Baba nerden aldın aney, yandım hudey diley diley
Sen bu gelini
Elleri kınalı aney, Yandım hudey dily diley
Taze gelini
PROF. DR. İBRAHİM SAVAŞ ANADOLU LİSESİ

More Related Content

Similar to Nota,Aylin Furuncu

Similar to Nota,Aylin Furuncu (20)

Neşet Ertaş sunum türkçe
Neşet Ertaş sunum türkçeNeşet Ertaş sunum türkçe
Neşet Ertaş sunum türkçe
 
Dede Korkut (1).pptx
Dede Korkut (1).pptxDede Korkut (1).pptx
Dede Korkut (1).pptx
 
Lgbti.org turkiyedeki lgbti-dernekleri_ve_kayp_1_milyon_tl
Lgbti.org turkiyedeki lgbti-dernekleri_ve_kayp_1_milyon_tlLgbti.org turkiyedeki lgbti-dernekleri_ve_kayp_1_milyon_tl
Lgbti.org turkiyedeki lgbti-dernekleri_ve_kayp_1_milyon_tl
 
fıkra
fıkrafıkra
fıkra
 
Aşik veysel
Aşik veyselAşik veysel
Aşik veysel
 
ATATÜK'ÜN YAZDIĞI ŞİİRLER
ATATÜK'ÜN YAZDIĞI ŞİİRLERATATÜK'ÜN YAZDIĞI ŞİİRLER
ATATÜK'ÜN YAZDIĞI ŞİİRLER
 
Kalkhedon' 2010 kasim
Kalkhedon' 2010 kasimKalkhedon' 2010 kasim
Kalkhedon' 2010 kasim
 
KARADERE SEVDALILARINA
KARADERE SEVDALILARINAKARADERE SEVDALILARINA
KARADERE SEVDALILARINA
 
Bedevi
BedeviBedevi
Bedevi
 
halk şiiri
halk şiirihalk şiiri
halk şiiri
 
Halk şi̇i̇ri̇
Halk şi̇i̇ri̇Halk şi̇i̇ri̇
Halk şi̇i̇ri̇
 
Halk şi̇i̇ri̇
Halk şi̇i̇ri̇Halk şi̇i̇ri̇
Halk şi̇i̇ri̇
 
Halk şi̇i̇ri̇
Halk şi̇i̇ri̇Halk şi̇i̇ri̇
Halk şi̇i̇ri̇
 
Dini Siirler
Dini SiirlerDini Siirler
Dini Siirler
 
çocuk şarkıları
çocuk şarkılarıçocuk şarkıları
çocuk şarkıları
 
Küçük İzci Şarkı
Küçük İzci ŞarkıKüçük İzci Şarkı
Küçük İzci Şarkı
 
Sevdalı bulut
Sevdalı bulutSevdalı bulut
Sevdalı bulut
 
GECIM DUNYASI E- KITAP.pdf
GECIM DUNYASI E- KITAP.pdfGECIM DUNYASI E- KITAP.pdf
GECIM DUNYASI E- KITAP.pdf
 
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ
 
çEtin altan rıza bey'in polisiye öyküleri
çEtin altan   rıza bey'in polisiye öyküleriçEtin altan   rıza bey'in polisiye öyküleri
çEtin altan rıza bey'in polisiye öyküleri
 

Nota,Aylin Furuncu

  • 1. ES 12,50 TL IT 15,00 TL FR 30,00 TL GB 15,00 TL TR 34,99 TL Prof. Dr.İbrahim Savaş Anadolu Lisesi Mart 2023
  • 2. İÇİNDEKİLER Akdeniz yöresine ait türküler ve hikayeleri Türkülerimizi anlatan metin İç Anadolu yöresine ait türküler ve hikayeleri
  • 3. Kıymetli Okuyucu, Halk ezgileri, ezgisel buluşların ve bazen insanüstü yaratışların harman olduğu eserlerdir. Türkülerimiz ise, hakikati olduğu gibi görüp söylemekten asla çekinmeyen ermiş ve cesur kimselerin söylemleridir. Türk insanının düşünen, soran; seven, küsen; gülen, ağlayan kalbinin içini görürüz türkülerde. Onlar bizim romanımızdır, bizi anlatır asırlardır bizlere. Sayfaları çevirdikçe karşınıza çıkacak olan her bir türkü bu amaca ulaşabilme gayreti ile gerçekleşmiştir. Türkü sevgisi çok küçük yaşlarda başlatılmalıdır. Türküleri seven bir çocuk, başta canlıyı sever; insanları, toplumu sever; eşsiz bir ruh kudreti ve zenginliği kazanır. Türküler onlara vatan sevgisi, vatanını tanıma ve tanıtma arzusu aşılar, onların vatana hizmet duygularını geliştirir. Hazırlayan:Aylin Furuncu Sınıf:10-O No:1220
  • 4. TÜRKÜLERİMİZ Bazı tarihi olaylar türküler ile dillendirilmiş ve aklımızda yer edinmiştir. Türküler duygularımız özellikle kültürel anlamda seslendiren türlerdir. Türk dünyasını ve Türk kültürünü insanlara en güzel şekilde anlatır. Türküler hayatın adeta birer aynası gibidir ve insanların hayatlarını çok güzel bir şekilde yansıtır. Türküler yaşanmışlıklar üzerine söylenir ve bu yüzden pek çoğunun bir hikayesi vardır. Yaşanılan anın acısını, hüznünü, kederini, heyecanını ya da sevincini dile dökerek dinleyenlere yansıtır. Türküler, dönemin yaşam koşullarını ve hayatını da içerisinde barındırdığından bizlere kültürümüzün hemen her alanından kesitler sunar.
  • 5.
  • 6. 1900'lu yıllarda Adanalı Yiğenizade Sadi Bey ile bir paşa kızı olan Ruhiye Hanım birbirlerine aşık olurlar. Sadi Bey Kuleli Asker Lisesinde öğretmenlik yapmaktadır. İki aşık biribirleriyle evlenmek istediğini kimseye söyleyemez. Sadi Bey, Ruhiye Hanım'ın babası tersane Nazırı Muhittin Paşa'nın kızını ona vermeyeceğini düşünmektedir. Ruhiye hanım aşklarını dile getiren bir türkü söyler. Türkü hızla Adana'da yayılır. Kızı hakkında çıkan gizli aşk söylentisi nedeniyle paşa kzı Ruhiye Hanım'ı evden dışarı çıkartmaz. Bu sırada Sadi Bey ile Ruhiye Hanım'ın aşkı saraya kadar ulaşır. Bunun üzerine paşa, kızı ile Sadi Bey'in evlenmesine izin verir. Düğün Erenköy'de bir konakta gerçekleşir. Adana Köprü Başı Hikayesi
  • 7. Adana köprü başı Otur saraya karşı Gel beraber gezelim Dosta düşmana karşı Vur çapayı çapayı Vur kazmayı kazmayı Kız başına bağlamış Oyalı da ipek yazmayı Pamuk içinde çiğit Elinde altın divit Hem sararmış hem solmuş Bir kız için bir yiğit Vur çapayı çapayı Vur kazmayı kazmayı Kız başına bağlamış da ipek yazmayı Sözleri
  • 8. Sırbistan ve Karadağ'ın Osmanlı Devleti'ne savaş açtığı 1876 yıllarına dayanır. O dönem Osmanlı Devleti Sırp saldırılarını durdurmak için gösterdiği tüm çabalara rağmen büyük devletler karşısında başarılı olamaz ve Rusya ile bir ateşkes imzalamak zorunda kalır. 1912 ve 1913 yıllarında ise Osmanlı Devleti Balkan Savaşlarında binlerce gencini kaybeder. Balkan Savaşlarında şehit düşenlerden biri de Hacı Bektaş'ın Barak Köyü'nden Habip'tir. Oğullarının şehadet haberini alan annesi ve kız kardeşi bu ağıtı yakar. Gide Gide Bir Söğüde Dayandım Hikayesi
  • 9. Sözleri Gide gide bir söğüde dayandım dayandım O söğüdün allarına boyandım gelin boyandım Ben o yare dağlar kadar güvendim güvendim Güvendiğim dağlar elime geldi elime geldi Ölem ben ölem ben Kurban olam ağzındaki Dile ben gelin dile ben Yüce dağlar size var mı zararım zararım Yar yitirdim uğrun uğrun ararım gelin ararım Ben o yari her gelenden sorarım sorarım Güvendiğim dağlar elime geldi elime geldi Yüce dağ başına çadır açarım Çadırın içine güller saçarım Ben o yari alır dağa kaçarım Güvendiğim dallar elime geldi.
  • 10. Bir adam şiirinde "Sana mavi güller takacağım" demiş. Sevdiği kadın ise mavi gül istiyorum diye ısrar etmiş. Adamın mavi gülü yokmuş o yüzden bir çözüm bulmuş. Çarşıya gidip mavi boya ve fırça almış. Beyaz gülleri bir güzel maviye boyamış. O kadar iyi boyamış ki kendi bile bu güllerin beyaz olduğunu fark edemezmiş. Kadınla buluşunca mavi gülü vermiş kadın da çok sevinmiş bunun üzerine adam her buluştuklarında ona mavi gül getireceğini söylemiş. Biraz zaman geçmiş ve buluşacakları gün gelmiş. Adam yine beyaz gülü maviye boyayıp buluşma yerine gitmiş. Ama kadın gelmemiş adam da bir daha kadını görmemiş. Yıllar geçmiş adam iyice yaşlanmış. Mavi gülü, boyayı ve fırçayı alıp bütün herşeyini bırakarak ırmağın kenarında yaşamaya başlamış. Yine yıllar geçmiş gül bozulmuş ama adam inatla gülü maviye boyuyormuş. Eğer boyası biterse de ziyaretine gelenlerden kasabaya gidince ona bir teneke boya almalarını söylüyormuş. Bir gün ziyaretine gelen köylüler adamı elinde sımsıkı tuttuğu mavi gülle yatağında ölü bir şekilde yatarken bulmuşlar. Mezar taşına adamın isminin yanına mavi bir gül yapmışlar. Köylüler gülün rengi bozulunca maviye boyuyorlarmış. Altın Tasta Gül Kuruttum Hikayesi
  • 11. Sözleri Altın tasta gül kuruttum aman Ali'm Yâri sinemde uyuttum Ali'm Yâr söyledi ben unuttum aman Ali'm Gönül efendini buldu Ali'm Saçı Leylâ'ya vuruldu Evlerinin önü nâne aman Ali'm Ben kül oldum yâne yâne Ali'm Ali'm sarhoş ben divâne aman Ali'm Gönül efendini buldu aman Ali'm Saçı Leylâ'ya vuruldu
  • 12. GÖNLÜ YARALI BİR OZAN FERRAHİ. DEDİĞİ GİBİ BİR YAR UĞRUNA YANIP YAKILMAKLA GEÇMİŞ ÖMRÜ. 1934 YILINDA CEYHAN'IN KIVRIK KÖYÜNDE DOĞMUŞ. ASIL ADI MEHMET ALİ METİN. SAZ VURMAYA KÜÇÜK YAŞLARDA BAŞLAMIŞ. ÇEVRENİN SEVİLEN BİR GENCİ OLMUŞ SÖZ ERLİĞİ, YANINDA ÇALIŞTIĞI AĞANIN KIZINA SEVDALANMASIYLA BAŞLIYOR. AĞA ÖNCELERİ KIZIM FERRAHİ'YE VERMEYE RAZI OLUYOR AMA SONRALARI ÇEVRENİN DEDİKODULARININ ETKİSİYLE BUNDAN CAYIYOR. TÜRKÜLERİNDEN DE ANLAŞILDIĞI GİBİ AĞA KIZININ ADI EMİNE'DİR. İKİ GÖNLÜN BİR OLMASI ENGELLENİNCE, ALIR BAŞIM ÇIKAR SILADAN. BAŞLAR GURBET ELLERDE SAZIYLA ÇİLE DOLDURMAYA. BUNDAN SONRA FERRAHİ'NİN ÖYKÜSÜ DAHA DA YANIKTIR. OTUZ YAŞLARINDAYKEN BİR AŞIK İÇİN EN ÖNEMLİ ŞEYİNİ, SESİNİ KAYBEDER. SAZIYLA KALIR BİR BAŞINA. BİR ARA EVLENİR VE BİR KIZI OLUR. ADINI EMİNE KOYAR. KÜÇÜK EMİNE BEŞ YAŞINDAN SONRA BABASININ SESİ, SOLUĞU OLUR. BABA ÇALAR, KÜÇÜK EMİNE SÖYLER. 1960 DOĞUMLU OLAN EMİNE'NİN SÖYLEDİKLERİ YALNIZCA BABASININ TÜRKÜLERİ DEĞİLDİR. DAHA O ZAMANDAN DAĞARINDA YÜZ ELLİ TÜRKÜ VARDIR. BÖYLECE BABA-KIZ GEÇİM DERDİNİ BİRLİKTE YÜKLENİR, BİRLİKTE PAYLAŞIRLAR. YURDUMUZUN ÇEŞİTLİ YÖRELERİNDE YAPILAN AŞIKLAR BAYRAMLARI'NA KATILIRLAR. Ela Gözlü Nazlı Yari Hikayesi
  • 13. Sözleri ELA GÖZLÜ NAZLI YARİ GÖREM DEDİM GÖREMEDİM BOŞ KALMIŞTIR KAVİL YERİ VARAM DEDİM VARAMADIM. GÖNLÜMÜN GÜLÜ NEREDE ENGELLER DURMAZ ARADA EMİNE'YLE BEN MURADA EREM DEDİM, EREMEDİM. ŞEKER KAYMAK TATLI DİLİ KINALAMIŞ NAZİK ELİ KOYNUNDAKİ GONCA GÜLÜ DEREM DEDİM, DEREMEDİM. ŞAHİNİM YOK ÇIKAM AVA NE YAPTIMSA ALDIM HAVA KUŞLAR GİBİ BEN BİR YUVA KURAM DEDİM KURAMADIM. GEL DERDİNİ BANA ANLAT BEN KİMLERE EDEM MİNNET DEDİLER Kİ, BAĞIN CENNET GİREM DEDİM, GİREMEDİM. MEHMET ALİ ASIL ADIM FERRAHİ'Yİ PİRLE KODUM GURBET ELDEN DÖNEM DEDİM DURAM DEDİM, DURAMADIM.
  • 15. BUNDAN YILLAR ÖNCE BİR ANNE BABA, OĞULLARININ EVLENME VAKTİNİN GELDİĞİNİ DÜŞÜNMÜŞ VE ONUN İÇİN KÖYDEN BİR KIZ BEĞENMİŞ. OĞULLARI DA ŞEHİRDE YAŞAMIŞ VE OKUMUŞ BİRİ OLDUĞU İÇİN, ANNE VE BABASININ BULDUĞU KIZIN ÇİRKİN OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜŞ. BU NEDENLE ONU KABUL ETMEMİŞ. KIZ BUNU DUYUNCA ÇOK ÜZÜLMÜŞ, PEÇESİNİ ÇIKARMIŞ. SAÇLARINI BİR GÜZEL TARAMIŞ VE SARIYA BOYATMIŞ. KIZ DEĞİŞMİŞ VE ÇOK BAKIMLI BİR HALE GELMİŞ. BU HALİYLE DE ONU İSTEMEYEN DELİKANLININ ÖNÜNDEN GEÇMİŞ. DELİKANLI KIZI GÖRÜR GÖRMEZ AŞIK OLMUŞ VE ANNESİNE BU KIZLA EVLENMEK İÇİN YALVARMIŞ. ANNESİ DE O KIZIN, ÇOCUĞUN İSTEMEDİĞİ KIZ OLDUĞUNU VE EVLENDİĞİ İÇİN ARTIK ÇOK GEÇ OLDUĞUNU SÖYLEMİŞ. DELİKANLI DA AŞKINI BU TÜRKÜ İLE ANLATMIŞ. Saçlarını Taramışsın Hikayesi
  • 16. Sözleri SAÇLARINI TARAMIŞSIN SARI RENGE BOYAMIŞSIN HABERİN VAR MIYDI BENDEN BENİ BANA KOMAMIŞSIN KEŞKE SENİ GÖRMESEYDİM GÖNÜL VERİP SEVMESEYDİM LAL OLAYDI AĞZIM DİLİM SANA ÇİRKİN DEMESEYDİM — AH O SAÇLAR TARANIR MI SARI RENGE BOYANIR MI GİDİP DE YAD ELE VARDIN GÖNLÜM (VURAL) BUNA DAYANIR MI KEŞKE SENİ GÖRMESEYDİM GÖNÜL VERİP SEVMESEYDİM LAL OLAYDI AĞZIM DİLİM SANA ÇİRKİN DEMESEYDİM
  • 17. ZİYA YAKIŞIKLI BİR DELİKANLIDIR. YOZGAT'IN KARACALAR KÖYÜNDENDİR. AYNI KÖYDEN FİKRİYE ADLI KIZI SEVER VE NİŞANLANIR. FİKRİYE'NİN BABASI KARACALAR KÖYÜ İMAMI ALİ HOCADIR. ALİ HOCA KIZILTEPE KÖYÜNE İMAM OLUR. ZİYA SIK SIK NİŞANLISINI GÖRMEYE AT SIRTINDA GİDER. İKİ TARAFTA BİRBİRİNİ OLDUKÇA SEVMEKTEDİR. ZİYA BİR GÜN EKİN SULARKEN ÜŞÜTMÜŞ VE KARIN AĞRISINDAN ŞİKAYET ETMEKTEDİR. DOKTORA GİDER AMA FAYDA BULAMAZ, BİR HAFTA İÇİNDE ÖLÜR. BİR BAŞKA SÖYLENTİYE GÖRE, ZİYA BEY YAKIŞIKLI, AT DÜŞKÜNÜ, ÇOK İYİ ATA BİNEN, İYİ CİRİT OYNAYAN BİR YİĞİTTİR. İKİ KÖY ARASINDA OYNANAN CİRİTTE ATTAN DÜŞER ORADA ÖLÜR. FİKRİYE, NİŞANLISININ ANİ ÖLÜMÜ KARŞISINDA DUYDUĞU ACIYI VE KEDERİ ŞİİRE DÖKER BÖYLECE ZİYA TÜRKÜSÜ ORTAYA ÇIKAR. YOZGAT'TA ÇOK SEVİLEN VE SÖYLENEN BİR TÜRKÜDÜR. Ziya nın Türküsü Hikayesi
  • 18. ÇAMLIĞIN BAŞINDA TÜTER BİR TÜTÜN; ACI GORMİYENİN YÜRÜĞÜ BÜTÜN ZİYA'NIN ATINI PAZARA TUTUN GELEN GEÇEN ZİYAM ÖLMÜŞ DESİNLER. AT ÜSTÜNDE GUŞLAR GİBİ DÖNEN YAR, GENDİ GİDİP EHBABLARI YANAN YAR. BENİM YARİM YAYLALARDA OTURUR AK ELİNİ SOĞUK SUYA BATIRIR DEMEDİM Mİ YARİM BEN SANA ÇOK MUHABBET TEZ AYRILIK GETİRİR. AT ÜSTÜNDE GUŞLAR GİBİ DÖNEN YAR, GENDİ GİDİP EHBABLARI YANAN YAR. HAM MEYVEYİ KOPARTTILAR DALINDAN AYIRDILAR BENİ NALI YERİMDEN DEMEDİMMİ NAZLI YARİM BEN SANA ÇOK MUHABBET TEZ AYRILIK GETİRİR. AT ÜSTÜNDE GUŞLAR GİBİ DÖNEN YAR, GENDİ GİDİP EHBABLARI YANAN YAR. Sözleri
  • 19. Seferberlik yıllarında askere alınanlar, ya çok uzun yılar sonra döner, yada hiç dönmezlermiş. Hele bu gidilen yer Yemen ise, geri dönme ihtimali hemen hemen hiç olmazmış.Çünkü gidenlerin çok azı sağ olarak geri dönüyormuş. Erzincan’dan bir delikanlı, uzun yıllar sevdiği kızla nihayet evlenir.Gelinle bir hafta bile birlikte kalmadan,askere alınarak yemene gönderilir. Bunun üzerine hem gelin, hem de kendisi çok üzülür, ama; Çare yoktur, vatan hizmetine gidilecektir. Askere giden delikanlıdan uzun bir zaman haber alınamaz. Bunun üzerine kendisinin öldüğüne kanaat getirilir. Bir süre sonrada bu delikanlının babası,oğlunun hanımını, yani gelinini kendisiyle evlenmeye ikna eder ve geliniyle evlenir. Aradan birkaç sene geçer. Delikanlı bin bir türlü meşakkat!ten sonra askerliğini bitirerek Erzincan'a döner, köyüne gider. Evine varır ki, hanımı ev damında hamur yoğuruyor. Hanımı kendisini görünce şaşkınlık geçirir ve ağlamaya başlar. Delikanlı hanımına, sevineceği yerde neden ağladığını sorar. Hanımı iki gözü iki çeşme,durumu olduğu gibi delikanlıya anlatır. Delikanlı bu durum karşısında, beyninden vurulmuşa döner. Delikanlının başına gelenlere köy halkı da çok üzülür. Bu acıklı durumu;Delikanlının ağzından, bu türkü ile dile getirirler. Yandım Hudey Hikayesi
  • 20. Sözleri Ev damına girdim aney,yandım hudey diley diley Elleri hamur. Gözünden akıyor bir sulu yağmur oy Baba nerden aldın aney yandım hudey diley diley Sen bu gelini Odasına girdim kahve büşürür oy Kınalı parmaklar aney yandım hudey diley diley Fincan düşürür Seni gören aşık aklın şaşurur oy Baba nerden aldın aney, yandım hudey diley diley Sen bu gelini Odasına girdim namaz’a durmuş oy Kaşları gözleri aney, yandım hudey diley diley Kendine uymuş Seni gören aşık aklın şaşurmuş oy Baba nerden aldın aney, yandım hudey diley diley Sen bu gelini Keten köynek giymiş yakası nazük oy Koluna yapturdum aney, yandım hudey diley diley Altun bilezük Öpmeye kıyamam sevmeye yazuk oy Baba nerden aldın aney, yandım hudey diley diley Sen bu gelini Bacasından çıkmış ayvanın dal’ı oy Yüzüne de vurmuş aney,yandım hudey diley diley Yazmanın alı İşte görünüyor dünyanın halı oy Baba nerden aldın aney, yandım hudey diley diley Sen bu gelini Elleri kınalı aney, Yandım hudey dily diley Taze gelini
  • 21. PROF. DR. İBRAHİM SAVAŞ ANADOLU LİSESİ