SlideShare a Scribd company logo
1 of 13
Download to read offline
ES 12,50 TL
IT 15,00 TL
FR 30,00 TL
GB 15,00 TL
TR 34,99 TL
Prof. Dr.İbrahim Savaş Anadolu Lisesi
Nisan 2023
İÇİNDEKİLER
Akdeniz yöresine ait
türküler ve hikayeleri
Kıymetli Okuyucu,
Halk ezgileri, ezgisel buluşların ve bazen
insanüstü yaratışların harman olduğu
eserlerdir. Türkülerimiz ise, hakikati olduğu
gibi görüp söylemekten asla çekinmeyen
ermiş ve cesur kimselerin söylemleridir. Türk
insanının düşünen, soran; seven, küsen;
gülen, ağlayan kalbinin içini görürüz
türkülerde. Onlar bizim romanımızdır, bizi
anlatır asırlardır bizlere.
Sayfaları çevirdikçe karşınıza çıkacak olan her
bir türkü bu amaca ulaşabilme gayreti ile
gerçekleşmiştir.
Türkü sevgisi çok küçük yaşlarda
başlatılmalıdır. Türküleri seven bir çocuk, başta
canlıyı sever; insanları, toplumu sever; eşsiz bir
ruh kudreti ve zenginliği kazanır. Türküler
onlara vatan sevgisi, vatanını tanıma ve
tanıtma arzusu aşılar, onların vatana hizmet
duygularını geliştirir.
Aylin Furuncu
AKDENİZ
YÖRESİ
TÜRKÜLERİ
1900'lu yıllarda Adanalı Yiğenizade Sadi Bey
ile bir paşa kızı olan Ruhiye Hanım birbirlerine
aşık olurlar. Sadi Bey Kuleli Asker Lisesinde
öğretmenlik yapmaktadır. İki aşık biribirleriyle
evlenmek istediğini kimseye söyleyemez. Sadi
Bey, Ruhiye Hanım'ın babası tersane Nazırı
Muhittin Paşa'nın kızını ona vermeyeceğini
düşünmektedir. Ruhiye hanım aşklarını dile
getiren bir türkü söyler. Türkü hızla Adana'da
yayılır. Kızı hakkında çıkan gizli aşk söylentisi
nedeniyle paşa kzı Ruhiye Hanım'ı evden
dışarı çıkartmaz. Bu sırada Sadi Bey ile Ruhiye
Hanım'ın aşkı saraya kadar ulaşır. Bunun
üzerine paşa, kızı ile Sadi Bey'in evlenmesine
izin verir. Düğün Erenköy'de bir konakta
gerçekleşir.
Adana Köprü Başı Hikayesi
Adana köprü başı
Otur saraya karşı
Gel beraber gezelim
Dosta düşmana karşı
Vur çapayı çapayı
Vur kazmayı kazmayı
Kız başına bağlamış
Oyalı da ipek yazmayı
Pamuk içinde çiğit
Elinde altın divit
Hem sararmış hem
solmuş
Bir kız için bir yiğit
Vur çapayı çapayı
Vur kazmayı kazmayı
Kız başına bağlamış
da ipek yazmayı
Sözleri
Sırbistan ve Karadağ'ın Osmanlı Devleti'ne
savaş açtığı 1876 yıllarına dayanır. O dönem
Osmanlı Devleti Sırp saldırılarını durdurmak
için gösterdiği tüm çabalara rağmen büyük
devletler karşısında başarılı olamaz ve
Rusya ile bir ateşkes imzalamak zorunda
kalır. 1912 ve 1913 yıllarında ise Osmanlı
Devleti Balkan Savaşlarında binlerce
gencini kaybeder.
Balkan Savaşlarında şehit düşenlerden biri
de Hacı Bektaş'ın Barak Köyü'nden
Habip'tir. Oğullarının şehadet haberini alan
annesi ve kız kardeşi bu ağıtı yakar.
Gide Gide Bir Söğüde Dayandım
Hikayesi
Sözleri
Gide gide bir söğüde dayandım dayandım
O söğüdün allarına boyandım gelin boyandım
Ben o yare dağlar kadar güvendim güvendim
Güvendiğim dağlar elime geldi elime geldi
Ölem ben ölem ben Kurban olam ağzındaki
Dile ben gelin dile ben
Yüce dağlar size var mı zararım zararım
Yar yitirdim uğrun uğrun ararım gelin ararım
Ben o yari her gelenden sorarım sorarım
Güvendiğim dağlar elime geldi elime geldi
Yüce dağ başına çadır açarım
Çadırın içine güller saçarım
Ben o yari alır dağa kaçarım
Güvendiğim dallar elime geldi.
Bir adam şiirinde "Sana mavi güller takacağım"
demiş. Sevdiği kadın ise mavi gül istiyorum diye
ısrar etmiş.
Adamın mavi gülü yokmuş o yüzden bir çözüm
bulmuş. Çarşıya gidip mavi boya ve fırça almış.
Beyaz gülleri bir güzel maviye boyamış.
O kadar iyi boyamış ki kendi bile bu güllerin beyaz
olduğunu fark edemezmiş.
Kadınla buluşunca mavi gülü vermiş kadın da çok
sevinmiş bunun üzerine adam her buluştuklarında
ona mavi gül getireceğini söylemiş.
Biraz zaman geçmiş ve buluşacakları gün gelmiş.
Adam yine beyaz gülü maviye boyayıp buluşma
yerine gitmiş. Ama kadın gelmemiş adam da bir
daha kadını görmemiş.
Yıllar geçmiş adam iyice yaşlanmış. Mavi gülü,
boyayı ve fırçayı alıp bütün herşeyini bırakarak
ırmağın kenarında yaşamaya başlamış.
Yine yıllar geçmiş gül bozulmuş ama adam inatla
gülü maviye boyuyormuş. Eğer boyası biterse de
ziyaretine gelenlerden kasabaya gidince ona bir
teneke boya almalarını söylüyormuş.
Bir gün ziyaretine gelen köylüler adamı elinde
sımsıkı tuttuğu mavi gülle yatağında ölü bir şekilde
yatarken bulmuşlar.
Mezar taşına adamın isminin yanına mavi bir gül
yapmışlar. Köylüler gülün rengi bozulunca maviye
boyuyorlarmış.
Altın Tasta Gül Kuruttum Hikayesi
Sözleri
Altın tasta gül
kuruttum aman Ali'm
Yâri sinemde uyuttum
Ali'm Yâr söyledi ben
unuttum aman Ali'm
Gönül efendini buldu
Ali'm Saçı Leylâ'ya
vuruldu Evlerinin önü
nâne aman Ali'm Ben
kül oldum yâne yâne
Ali'm Ali'm sarhoş ben
divâne aman Ali'm
Gönül efendini buldu
aman Ali'm Saçı
Leylâ'ya vuruldu
Ela Gözlü Nazlı Yari Hikayesi
Gönlü yaralı bir ozan Ferrahi. Dediği gibi bir yar
uğruna yanıp yakılmakla geçmiş ömrü. 1934 yılında
Ceyhan'ın Kıvrık köyünde doğmuş. Asıl adı Mehmet
Ali Metin. Saz vurmaya küçük yaşlarda başlamış.
Çevrenin sevilen bir genci olmuş. Söz erliği, yanında
çalıştığı ağanın kızına sevdalanmasıyla başlıyor. Ağa
önceleri kızını Ferrahi'ye vermeye razı oluyor ama
sonraları çevrenin dedikodularının etkisiyle bundan
cayıyor.
Türkülerinden de anlaşıldığı gibi ağa kızının adı
Emine'dir. İki gönlün bir olması engellenince, alır
başını çıkar sıladan. Başlar gurbet ellerde sazıyla çile
doldurmaya. Bundan sonra Ferrahi'nin öyküsü daha
da yanıktır.
Otuz yaşlarındayken bir Aşık için en önemli şeyini,
sesini kaybeder. Sazıyla kalır bir başına. Bir ara
evlenir ve bir kızı olur. Adını "Emine" koyar. Küçük
Emine beş yaşından sonra babasının sesi, soluğu
olur. Baba çalar, küçük Emine söyler. 1960 doğumlu
olan Emine'nin söyledikleri yalnızca babasının
türküleri değildir. Daha o zamandan dağarcığında yüz
elli türkü vardır. Böylece baba-kız geçim derdini
birlikte yüklenir, birlikte paylaşırlar. Yurdumuzun
çeşitli yörelerinde yapılan Aşıklar Bayramları'na
katılırlar.
Sözleri
Ela gözlü nazlı yari
Görem dedim göremedim
Boş kalmıştır kavil yeri
Varam dedim varamadım
Gönlümün gülü nerede
Engeller durmaz arada
Emine'yle ben murada
Erem dedim eremedim
Şeker kaymak tatlı dili
Kınalamış nazik eli
Koynundaki gonca gülü
Derem dedim deremedim
Şahinim yok çıkam ava
Ne yaptımsa aldım hava
Kuşlar gibi ben bir yuva
Kuram dedim kuramadım
Gel derdini bana anlat
(Derdin nedir bana anlat)
Ben kimlere edem minnet
Dediler ki bağın cennet
Girem dedim giremedim
PROF. DR. İBRAHİM SAVAŞ ANADOLU LİSESİ

More Related Content

Similar to türkülerimiz (3).pdf

Anne Şiirleri
Anne ŞiirleriAnne Şiirleri
Anne Şiirlerisiirparki
 
Anne Şiirleri
Anne ŞiirleriAnne Şiirleri
Anne Şiirlerisiirparki
 
Eylulde baslar-isyan
Eylulde baslar-isyanEylulde baslar-isyan
Eylulde baslar-isyanKdr Hms
 
Eylulde baslar-isyan
Eylulde baslar-isyanEylulde baslar-isyan
Eylulde baslar-isyanKdr Hms
 
Kasim'2010 gençlik korosu
Kasim'2010 gençlik korosuKasim'2010 gençlik korosu
Kasim'2010 gençlik korosuTangül Müdok
 
Kasim'2010 gençlik korosu
Kasim'2010 gençlik korosuKasim'2010 gençlik korosu
Kasim'2010 gençlik korosuTangül Müdok
 
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLUBEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLUhafize
 
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLUBEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLUhafize
 
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİTangül Müdok
 
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİTangül Müdok
 
Lezzetleri kesen ölüm...
Lezzetleri kesen ölüm...Lezzetleri kesen ölüm...
Lezzetleri kesen ölüm...halid şen
 
Lezzetleri kesen ölüm...
Lezzetleri kesen ölüm...Lezzetleri kesen ölüm...
Lezzetleri kesen ölüm...halid şen
 

Similar to türkülerimiz (3).pdf (20)

Koşuk
KoşukKoşuk
Koşuk
 
Koşuk
KoşukKoşuk
Koşuk
 
Anne Şiirleri
Anne ŞiirleriAnne Şiirleri
Anne Şiirleri
 
Anne Şiirleri
Anne ŞiirleriAnne Şiirleri
Anne Şiirleri
 
Eylulde baslar-isyan
Eylulde baslar-isyanEylulde baslar-isyan
Eylulde baslar-isyan
 
Eylulde baslar-isyan
Eylulde baslar-isyanEylulde baslar-isyan
Eylulde baslar-isyan
 
çocuk şarkıları
çocuk şarkılarıçocuk şarkıları
çocuk şarkıları
 
çocuk şarkıları
çocuk şarkılarıçocuk şarkıları
çocuk şarkıları
 
Kasim'2010 gençlik korosu
Kasim'2010 gençlik korosuKasim'2010 gençlik korosu
Kasim'2010 gençlik korosu
 
Kasim'2010 gençlik korosu
Kasim'2010 gençlik korosuKasim'2010 gençlik korosu
Kasim'2010 gençlik korosu
 
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLUBEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
 
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLUBEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
 
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ
 
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ
2011 MAYIS-İNCİ YAMAN-GÖNÜL DOSTLARI-KONSERİ
 
ATATÜK'ÜN YAZDIĞI ŞİİRLER
ATATÜK'ÜN YAZDIĞI ŞİİRLERATATÜK'ÜN YAZDIĞI ŞİİRLER
ATATÜK'ÜN YAZDIĞI ŞİİRLER
 
ATATÜK'ÜN YAZDIĞI ŞİİRLER
ATATÜK'ÜN YAZDIĞI ŞİİRLERATATÜK'ÜN YAZDIĞI ŞİİRLER
ATATÜK'ÜN YAZDIĞI ŞİİRLER
 
Kalkhedon' 2010 kasim
Kalkhedon' 2010 kasimKalkhedon' 2010 kasim
Kalkhedon' 2010 kasim
 
Kalkhedon' 2010 kasim
Kalkhedon' 2010 kasimKalkhedon' 2010 kasim
Kalkhedon' 2010 kasim
 
Lezzetleri kesen ölüm...
Lezzetleri kesen ölüm...Lezzetleri kesen ölüm...
Lezzetleri kesen ölüm...
 
Lezzetleri kesen ölüm...
Lezzetleri kesen ölüm...Lezzetleri kesen ölüm...
Lezzetleri kesen ölüm...
 

türkülerimiz (3).pdf

  • 1. ES 12,50 TL IT 15,00 TL FR 30,00 TL GB 15,00 TL TR 34,99 TL Prof. Dr.İbrahim Savaş Anadolu Lisesi Nisan 2023
  • 3. Kıymetli Okuyucu, Halk ezgileri, ezgisel buluşların ve bazen insanüstü yaratışların harman olduğu eserlerdir. Türkülerimiz ise, hakikati olduğu gibi görüp söylemekten asla çekinmeyen ermiş ve cesur kimselerin söylemleridir. Türk insanının düşünen, soran; seven, küsen; gülen, ağlayan kalbinin içini görürüz türkülerde. Onlar bizim romanımızdır, bizi anlatır asırlardır bizlere. Sayfaları çevirdikçe karşınıza çıkacak olan her bir türkü bu amaca ulaşabilme gayreti ile gerçekleşmiştir. Türkü sevgisi çok küçük yaşlarda başlatılmalıdır. Türküleri seven bir çocuk, başta canlıyı sever; insanları, toplumu sever; eşsiz bir ruh kudreti ve zenginliği kazanır. Türküler onlara vatan sevgisi, vatanını tanıma ve tanıtma arzusu aşılar, onların vatana hizmet duygularını geliştirir. Aylin Furuncu
  • 5. 1900'lu yıllarda Adanalı Yiğenizade Sadi Bey ile bir paşa kızı olan Ruhiye Hanım birbirlerine aşık olurlar. Sadi Bey Kuleli Asker Lisesinde öğretmenlik yapmaktadır. İki aşık biribirleriyle evlenmek istediğini kimseye söyleyemez. Sadi Bey, Ruhiye Hanım'ın babası tersane Nazırı Muhittin Paşa'nın kızını ona vermeyeceğini düşünmektedir. Ruhiye hanım aşklarını dile getiren bir türkü söyler. Türkü hızla Adana'da yayılır. Kızı hakkında çıkan gizli aşk söylentisi nedeniyle paşa kzı Ruhiye Hanım'ı evden dışarı çıkartmaz. Bu sırada Sadi Bey ile Ruhiye Hanım'ın aşkı saraya kadar ulaşır. Bunun üzerine paşa, kızı ile Sadi Bey'in evlenmesine izin verir. Düğün Erenköy'de bir konakta gerçekleşir. Adana Köprü Başı Hikayesi
  • 6. Adana köprü başı Otur saraya karşı Gel beraber gezelim Dosta düşmana karşı Vur çapayı çapayı Vur kazmayı kazmayı Kız başına bağlamış Oyalı da ipek yazmayı Pamuk içinde çiğit Elinde altın divit Hem sararmış hem solmuş Bir kız için bir yiğit Vur çapayı çapayı Vur kazmayı kazmayı Kız başına bağlamış da ipek yazmayı Sözleri
  • 7. Sırbistan ve Karadağ'ın Osmanlı Devleti'ne savaş açtığı 1876 yıllarına dayanır. O dönem Osmanlı Devleti Sırp saldırılarını durdurmak için gösterdiği tüm çabalara rağmen büyük devletler karşısında başarılı olamaz ve Rusya ile bir ateşkes imzalamak zorunda kalır. 1912 ve 1913 yıllarında ise Osmanlı Devleti Balkan Savaşlarında binlerce gencini kaybeder. Balkan Savaşlarında şehit düşenlerden biri de Hacı Bektaş'ın Barak Köyü'nden Habip'tir. Oğullarının şehadet haberini alan annesi ve kız kardeşi bu ağıtı yakar. Gide Gide Bir Söğüde Dayandım Hikayesi
  • 8. Sözleri Gide gide bir söğüde dayandım dayandım O söğüdün allarına boyandım gelin boyandım Ben o yare dağlar kadar güvendim güvendim Güvendiğim dağlar elime geldi elime geldi Ölem ben ölem ben Kurban olam ağzındaki Dile ben gelin dile ben Yüce dağlar size var mı zararım zararım Yar yitirdim uğrun uğrun ararım gelin ararım Ben o yari her gelenden sorarım sorarım Güvendiğim dağlar elime geldi elime geldi Yüce dağ başına çadır açarım Çadırın içine güller saçarım Ben o yari alır dağa kaçarım Güvendiğim dallar elime geldi.
  • 9. Bir adam şiirinde "Sana mavi güller takacağım" demiş. Sevdiği kadın ise mavi gül istiyorum diye ısrar etmiş. Adamın mavi gülü yokmuş o yüzden bir çözüm bulmuş. Çarşıya gidip mavi boya ve fırça almış. Beyaz gülleri bir güzel maviye boyamış. O kadar iyi boyamış ki kendi bile bu güllerin beyaz olduğunu fark edemezmiş. Kadınla buluşunca mavi gülü vermiş kadın da çok sevinmiş bunun üzerine adam her buluştuklarında ona mavi gül getireceğini söylemiş. Biraz zaman geçmiş ve buluşacakları gün gelmiş. Adam yine beyaz gülü maviye boyayıp buluşma yerine gitmiş. Ama kadın gelmemiş adam da bir daha kadını görmemiş. Yıllar geçmiş adam iyice yaşlanmış. Mavi gülü, boyayı ve fırçayı alıp bütün herşeyini bırakarak ırmağın kenarında yaşamaya başlamış. Yine yıllar geçmiş gül bozulmuş ama adam inatla gülü maviye boyuyormuş. Eğer boyası biterse de ziyaretine gelenlerden kasabaya gidince ona bir teneke boya almalarını söylüyormuş. Bir gün ziyaretine gelen köylüler adamı elinde sımsıkı tuttuğu mavi gülle yatağında ölü bir şekilde yatarken bulmuşlar. Mezar taşına adamın isminin yanına mavi bir gül yapmışlar. Köylüler gülün rengi bozulunca maviye boyuyorlarmış. Altın Tasta Gül Kuruttum Hikayesi
  • 10. Sözleri Altın tasta gül kuruttum aman Ali'm Yâri sinemde uyuttum Ali'm Yâr söyledi ben unuttum aman Ali'm Gönül efendini buldu Ali'm Saçı Leylâ'ya vuruldu Evlerinin önü nâne aman Ali'm Ben kül oldum yâne yâne Ali'm Ali'm sarhoş ben divâne aman Ali'm Gönül efendini buldu aman Ali'm Saçı Leylâ'ya vuruldu
  • 11. Ela Gözlü Nazlı Yari Hikayesi Gönlü yaralı bir ozan Ferrahi. Dediği gibi bir yar uğruna yanıp yakılmakla geçmiş ömrü. 1934 yılında Ceyhan'ın Kıvrık köyünde doğmuş. Asıl adı Mehmet Ali Metin. Saz vurmaya küçük yaşlarda başlamış. Çevrenin sevilen bir genci olmuş. Söz erliği, yanında çalıştığı ağanın kızına sevdalanmasıyla başlıyor. Ağa önceleri kızını Ferrahi'ye vermeye razı oluyor ama sonraları çevrenin dedikodularının etkisiyle bundan cayıyor. Türkülerinden de anlaşıldığı gibi ağa kızının adı Emine'dir. İki gönlün bir olması engellenince, alır başını çıkar sıladan. Başlar gurbet ellerde sazıyla çile doldurmaya. Bundan sonra Ferrahi'nin öyküsü daha da yanıktır. Otuz yaşlarındayken bir Aşık için en önemli şeyini, sesini kaybeder. Sazıyla kalır bir başına. Bir ara evlenir ve bir kızı olur. Adını "Emine" koyar. Küçük Emine beş yaşından sonra babasının sesi, soluğu olur. Baba çalar, küçük Emine söyler. 1960 doğumlu olan Emine'nin söyledikleri yalnızca babasının türküleri değildir. Daha o zamandan dağarcığında yüz elli türkü vardır. Böylece baba-kız geçim derdini birlikte yüklenir, birlikte paylaşırlar. Yurdumuzun çeşitli yörelerinde yapılan Aşıklar Bayramları'na katılırlar.
  • 12. Sözleri Ela gözlü nazlı yari Görem dedim göremedim Boş kalmıştır kavil yeri Varam dedim varamadım Gönlümün gülü nerede Engeller durmaz arada Emine'yle ben murada Erem dedim eremedim Şeker kaymak tatlı dili Kınalamış nazik eli Koynundaki gonca gülü Derem dedim deremedim Şahinim yok çıkam ava Ne yaptımsa aldım hava Kuşlar gibi ben bir yuva Kuram dedim kuramadım Gel derdini bana anlat (Derdin nedir bana anlat) Ben kimlere edem minnet Dediler ki bağın cennet Girem dedim giremedim
  • 13. PROF. DR. İBRAHİM SAVAŞ ANADOLU LİSESİ