2. MİTOLOJİ
İnsan yaşadığı ortamdaki yeri ve yakın
çevresiyle olan ilişkileriyle yetinmemiş,
daima dünya hakkında bazı şeyler
düşünmüştür. Dünyanın niçin böyle
olduğunu merak etmiştir. Kendi varlığını
da etkileyen belirli bazı şeylerin hangi
nedenlerle, nasıl bir düzenle olduğunu
uzun uzun düşünmekten geri kalmamıştır.
3. MİTOLOJİ
Eski çağlarda insanların akıllarının almadığı
şeyleri yeni anlamlar,yeni benzetmeler ortaya
atarak anlamaya çalışmışlar. Düşüncelerin
yarattığı ikilemler arasında çıkış yolu arayan
insanoğlu, değişik toplumların renkli kişilerle
zenginleşen,efsanelerle süslenen mitolojilerini
meydana getirdi.
Eski Mısır mitolojisi, eski Yunan
mitolojisi,Roma mitolojisi, Cermen (Germen)
mitolojisi…
4. MİTOLOJİDE BİTKİLERİN YERİ
Doğayı anlamaya çalışan insanların,
doğadaki bitkileri anlamaya çalışmak
içinde mitolojik efsaneler ortaya çıkarması
kaçınılmazdı.
Ceres: Roma mitolojisinde anne
sevgisinin ve büyüyen bitkilerin (özellikle
tahılların) tanrıçasıydı.
Patalena: Roma mitolojisinde
çiçek(lerin) tanrıçasıydı.
5. Adonis vernalis
Adonis, Yunan mitolojisine göre,
Afrodit'in aşık olduğu ölümlü bir erkektir.
Suriye kralının kızı Myrrha, Afrodit'e
yeterli derecede tapınmadığı için Afrodit
tarafından cezalandırılır ve kıza asla baş
edemeyeceği bir baba arzusu verir. Dadısının
yardımıyla babası ile 7 gün 7 gece beraber olur
(bazı kaynaklarda 40 gün 40 gece olarak geçer)
Babası son gece birlikte olduğu kişinin
kızı olduğunun farkına varır ve onu
öldürmek ister. Tanrılar kıza acıyarak onu
mersin ağacına dönüştürler. Ağacın
gövdesinden 9 ay sonra ölümlülerin en güzeli
olan Adonis dünyaya gelir.
6. Adonis vernalis
Afrodit görür görmez ona aşık olur ve onu
saklaması için Persephone'ye verir. Persephone de
delikanlıya vurulmuştur ve onu geri vermek istemez. İki
tanrıça arasında kavga çıkar.
. Zeus araya karışır ve Adonis’in 6 ay Afrodit’in, 6
ay Persephone’nin yanında kalmasına karar verir.
Adonis yeraltına girdiğinde yaz biter, kış başlar,
yeryüzüne çıktığında toprakların bereketi tekrar gelir ve
ilkbahar olur.
Adonis avlanırken bir yaban
domuzunun saldırısına uğrayarak ölür.
7. Adonis vernalis
• Adonis vernalis, Avrasya'daki bir çiçektir.
Hoş bir görünümü vardır.
• Güneydoğu ve Orta Avrupa’da yayılış
gösterir.
• Topraküstü kısımları Adonis herba drogu
elde edilir.İçerdiği glikozitler sayesinde
kardiyotonik etkilidir.
9. Lilium candidum (ak zambak)
Büyük Tanrı Zeus karanlık bir gecede
Olympos dağından inmiş..Thebai kentine
geldiğinde güzeller güzeli kraliçe Amphitryon’a
hayran kalmış. Kafasında onun yardımıyla
insanların yardımına koşacak bir kahraman
yaratmak varmış.
Kralın seferde olduğu bir gecede
Amphitryon’u elde etmeyi basarmış ve bu
beraberlikten bir erkek çocuk dünyaya gelmiş.
Bu çocuğun Tanrısallaşması için ana tanrıça
Hera’dan süt emmesi gerekiyormuş. Ama
gururu kırılan Hera bunu kabul etmemiş.
10. Lilium candidum (ak zambak)
Bir gece Hera uyurken Zeus çocuğu onun kucağına bırakmış.
Daha sonra Herakles (Herkul) olacak aç çocuk kadının açık olan
göğsüne yapışarak öyle bir emmiş ki ağzından sütler fışkırmış. Derlerki
dünya üzerine düşen bu süt damlacıkları yeryüzünde birer akzambağa
dönüşmüş.
11. Lilium candidum (ak zambak)
• Ülkemizde güneybatı Anadolu, Muğla,
Aydın ve Antalya civarında doğal olarak
yetişiyor. Uzun yıllılardır soğanları
doğadan sökülerek satılmakta ve erozyona
maruz kalmaktadır. Tek dileğimiz Meryem
Ana Zambağı olarak da bilinen bu bitkinin
ülkemiz dağlarından kaybolmaması…
• Genellikle bahçe ve süs bitkisi olarak
kullanılır.
13. Laurus nobilis (Defne)
Destana göre, Yunan Deniz Tanrısı
Peneus'un kızı Dafni'ye, Apollon aşık
olmuştur. Dafni'ye umutsuzca aşık olmasının
nedeni, aşk tanrısı Eros'un oklarından birine
hedef olmasıdır.
Apollon aslında çok iyi bir okçudur ve
kendiyle övünmeyi çok sever. Bir gün kendisi
gibi iyi bir okçu olan Afrodit'in oğlu genç
Eros ile karşılaşır ve onun okçuluk kabiliyeti
ile ilgili alaycı sözler söyler. Buna karşılık,
Eros öç almak ister ve iki ok hazırlar.
14. Laurus nobilis (Defne)
Biri altın suyuna batırılmıştır ve saplandığı kişiye
tutku ve sonsuz aşk verecektir. Diğer ok ise saplandığı
kişiyi aşk ve tutkudan tamamen uzaklaştıracaktır.
Altın ok Apollon'un kalbine saplanır ve Dafni'ye
umutsuzca aşık olur. Fakat ne yazık ki diğer ok Dafni'nin
kalbine saplanmıştır. Dafni, Apollon'dan sürekli kaçar
ve aşkını reddeder.
Bir gün Dafni yine kaçarken Apollon'a yakalanır ve
babası Yunan Deniz Tanrısı Peneus‘ dan yardım ister.
Peneus, Dafni'yi Defne ağacına dönüştürür ve Dafni
sonsuza dek Defne ağacı olarak kalır.
15. Laurus nobilis (Defne)
Apollon ise, Defne ağacından aldığı
yapraklarla kendine bir taç yapar ve bu tacı
başından hiç çıkartmaz. Tüm Apollon
heykellerinin başında gördüğümüz Defne
yapraklarından yapılmış tacın sebebi budur.
17. Laurus nobilis (Defne)
Antik Yunanistan'da ve
Roma'da galipler ve şairler
defne yapraklarından yapılma
çelenk verilirdi, bu bir taç
şeklinde giyilirdi. Modern
olimpiyatların öncülü sayılan
Pitik yarışmalarda defne tacın
ödül olarak verilmesinin
nedeni bu yarışmaların
Apollon şerefine
yapılmasıydı
18. Laurus nobilis (Defne)
• Defne ya da Akdeniz defnesi, (Laurus nobilis),
defnegillerden, her mevsim yeşil kalabilen, güzel
kokulu ve yapraklarının kullanım alanı oldukça
geniş olan bir ağaç türüdür.
• Genelde 2-6 m boyunda , yaprakları 6–12 cm
uzunlukta ve 2–4 cm genişlikte, Ağaçlar erkek ve
dişi,
• Lauri Folium’ dan Lauri Aetheroleum,
baharat olarak kullanılır.%50 Cineol içerir.
• Tıbbi literatürde defne yaprağının antioksidan,
analjezik , antienflamatuar ve antiepileptik
etkisi belirtilmektedir.
19. Centaurea Athoa ( Peygamber Çiçeği )
Bitki adını Chiron ya da
Cheiron Yunan mitolojisi'ne
göre yarısı insan, yarısı at olan ve
tıbbı keşfeden varlıktan almıştır.
Titan savaşı sırasında
chiron yari insanların karşısında
Herkul’un tarafında yer almıştır.
fakat Herkul Chiron’u
yanlışlıkla tamamen hidra
zehriyle kaplı bir okla ayağından
yaralamıştır.
Chiron, centaurea bitkisini
yarasını iyileştirmek için
kullanmıştır.
21. Centaurea Athoa ( Peygamber Çiçeği )
• Kayalık dağ yamaçlarında 1700 - 1750 metre
yükseklikte yetişir. Temmuz - Eylül ayları çiçeklenme
zamanıdır. Sarı çiçekler açar. Türkiye'de Kuzey Batı
Anadolu'da yayılış gösterir.
• Halk arasında baş ağrısı, romatizma ve diyabet’ e
kullanıldığı görülüyor.
• Son yıllarda hayvanlarla yapılan çalışmalarda
Peygamber çiçeğinin kalın barsak kanserini
durduğu saptanmıştır. Bununla ilgili çalışmalar
ülkemizde ve yurt dışında devam etmekte olup, umut
vaat etmektedir.
22. Mentha (nane)
Hades'in gizli sevgilisi Menthe
güzeller güzeli bir peri kızı idi..gün geldi
uğruna mevsimler yaratılan persephone
bu yasak aşkın farkına vardı.ve genç periyi
acımasızca ayakları altında ezdi.
Yeraltının tanrısı Hades, bu duruma
üzüldü.sevgilisine acıdı ve onu,
bildiğimiz güzel kokulu naneye çevirdi.
24. Mentha (nane)
• Nane’nin anavatanı Akdeniz
Bölgesi ve özellikle Anadolu,
Mısır’dır. Nene Labiatae
familyasından Mentha
piperita’dır.
• Saçak kök görünümündedir.
Derinliği 60-100 cm kadar
iner. Köklerin büyük bir
bölümü toprağın 20-30 cm
derinliğinde bulunur. Gövde,
yapraklar rahatlıkla kök
salabilir.
Yarı odunsu bir gövdesi vardır.
Gövde 40-80 cm kadar
boylanır.
25. Mentha (nane)
• Yapraklarının (Folia Mentha piperitae)
su buharı distilasyonu ile uçucu yap
menthol (aetheroleum mentha
piperitae) elde edilir.
• Menthol; antiseptik,spazmolitik,
karminatif ve serinletici etkilere
sahiptir.
26. Artemisia absinthium (Pelin otu )
Artemisia, m.ö. 5. yüzyıl başlarında ion
kenti halikarnassos tiranlığını yöneten savaşçı
kraliçe ve halikarnassos'lu lygamis'in kızıdır
Heredot onu, girişken ruhlu ve erkekçe
korkusuz biri olarak tanımlar. Salamis deniz
savaşı sırasında Atina donanmasından pallene'li
ameinias'ın gemisinden kaçarken bir pers
müttefik donanması gemisini kendisine yol
açmak üzere batırmış ancak bu savaşı izleyen
kserkes'e bir düşman gemisi olarak aktarılmış
olduğundan imparatora şu sözleri sarf
ettirmiş:"bugün erkekler kadın, kadınlarsa
erkek gibi savaştılar"
27. Artemisia absinthium (Pelin otu )
Artemisia; bekaret iffeti simgeleyen
Artemis ismi bugün de yunanlı ailelerin
kızlarının ismine verilmektedir.
Botanikte, aromatik ve baharat lezzetli
bir bitki grubuna, belki de bakir kıraç
alanlarda yetiştiği için ”artemisia” adını
alır.
29. Artemisia absinthium (Pelin otu)
• Yaprakları sık gri renkli tüylerle örtülü,
kapitulumları küçük ve sarı çiçekli 50 cm
boyunda çalımsı çok yıllık bir bitkidir.Otu
kurutularak herba Absinthii drogu elde
edilir.
• İştah açıcı ve midevidir.
30. Paeonia officinalis (Şakayık çiçeği)
Şakayık çiçeğinin ilmi adı olan
paeonia, Yunan hekimi Paeon’ dan gelir.
Homeros’a göre bu hekim Pluton’ un
Herakles’ten aldığı yarayı bu bitkiyle
tedavi etmiştir.
31. Paeonia officinalis (Şakayık çiçeği)
• Şakayıklar, çiçekli bitkilerden Paeoniaceae familyasının
tek cinsi Paeonia altında yer almaktadırlar. Bu bitkiler
Asya, Güney Avrupa ve Kuzey Amerika'ya
özgüdürler.
• Yüksekliği 1 m kadar olur.Çiçeklerin rengi beyazdan
koyu kırmızıya kadar değişir. Yaprakları ardarda dizilmiş,
tüylü, koyu yeşil, tepeleri düzensiz kesiktir. Çiçekleri iri,
düzgün, basitten katmerliye kadar olur. 5 âdet bomboş
çanak yapracıklar, 5-10 âdet taç yaprakçıkları, çok sayıda
tezkir organları ve çok meyve örgeni ( 2-8 ) vardır.
Genelde tohumları iri, dış tarafları kara, iç tarafları ise
sarıbeyazımsı ve parlaktır.
32. Paeonia officinalis (Şakayık çiçeği)
• İri kırmızı çiçekleri(Flores
Paeoniae) ve kökleri (Radix
Paeoniae) epilepsi ve boğmaca
öksürüğünde yatıştırıcı olarak
kullanılır.
• Ayrıca egzamaya ve
hemoroide kullanılan
preparatları da bulunmaktadır.
33. Paeonia lactiflora (Şifaotu)
Paeon Yunan mitolojisindeki hekim tanrı
Asklepius’un en basarili öğrencisidir. Basarili olduğu
kadar da yakışıklı olan bu delikanlı Tanrıların
gözdesidir. Kendisine cehennem tanrısı Hades ve savaş
tanrısı Ares’in yaralarını iyileştirme görevi verilir.
Apollon’un annesi ve doğurganlığın tanrıçası olarak
bilinen Leto, bir gün Paeon’a Olimpos dağında yetişen
büyülü bir bitkinin kökünü nasıl elde edebileceğini öğretir.
Bu büyülü kökün, kadınların doğum sırasında acı
çekmelerini engellediği söylenir. Hekim Tanrı Asklepius,
bunu duyunca çok kıskanır ve kendisini gölgede bırakan
en gözde öğrencisini öldürmeye karar verir. Ancak Zeus,
Asklepius’un gazabından korumak istediği Paeon’i güzel
çiçekli bir bitkiye dönüştürür.
34. Paeonia lactiflora (Şifaotu)
• Şifaotu (Paeonia lactiflora) bu gün kesme çiçekçilikte çok
önemli bir bitkidir. Değişik renklerde 120′den fazla varyetesi
geliştirilmiştir. Yetiştiriciliği kolay olan Şifaotu kireçli, iyi
drene edilmiş toprakları ve bol güneşli yazları ve sıcak
iklimleri sever.
35. Paeonia lactiflora (Şifaotu)
• Yeung (1985), Duke ve Ayensu (1985),
Bown (1995) tarafından Paeonia
lactiflora bitkisinin analjezik, anodin,
antibakteriyel, antienflamatuar,
antiseptik, astrenjan , karminatif,
diüretik, ekspektoran, antipiretik,
hipotansif, antispazmodik etkilileri
bulunmuştur.
37. Hyacinthus orientalis (Sümbül)
Söylenceye göre, Kral Amyklos’un Hyakintos adında bir oğlu
varmış., o kadar yakışıklı imiş ki güneş tanrısı Apollon bile ona hayran
olmuş ve kısa surede onunla arkadaşlık kurmuş. Bos zamanlarda ikisi
çayırlarda, dere kenarlarında disk atarak zaman geçirirlermiş. Fakat
Hyakintos aşık olan rüzgar tanrısı bu durumdan hiç hoşlanmaz ve
kıskançlıktan çatlarmış. Bir gün öyle şiddetli esmiş ki Apollonun attığı
disk Hyakintos’un kafasına çarpmış ve onu düşürmüş. Apollon çok
uğraşsa da onu ölümden kurtaramamış ve o kadar üzülmüş ki hiç
olmazsa onu güneş doğduğu zaman açacak bir çiçeğe dönüştürmek
istemiş. İstiyorum ki demiş seni kudretli olduğum zamanlarda
görebileyim, ışıklarımla okşayayım ve koklayayım. Sen yaşayacaksın
demiş ve onu bir SÜMBÜLE çevirmiş.
Incilde adi gecen vadideki zambağın sümbül olduğu
sanılmaktadır.
38. Hyacinthus orientalis (Sümbül)
• Anadolu'da iki farklı türü doğal olarak
yetişir. Akdeniz, Mersin, Adana, Niğde,
Antalya ve Gaziantep civarında 400-1600
m. rakımda yetişmektedir. Ülkemizinde
endemik türlerindendir.
41. Asteraceae (papatya)
Papatyalar incelik ve zarafeti simgeler.
Hikayeye göre bu güzel çiçeği gökyüzü tanrıçası
Asterea’nin yarattığı söylenir. Asterea tanrılar
diyarından gökyüzüne baktığı zaman hiç yıldız
olmadığını görmüş ve ağlamaya başlamış. Derler
ki tanrıçanın gözyaşlarının düştüğü yerlerde bu
zarif çiçekler ortaya çıkmış. Mayıs ayı ile birlikte
baharın tamamen geldiğini haber veren
papatyalar sarı beyaz renkleri ile yeşillerin
arasında tam bir renk cümbüşü oluştururlar.
42. Asteraceae (papatya)
Herhalde tanrıçanın gözyaşları bizim
topraklarımıza fazlaca düşmüş.. Ülkemizin
dört bir yani tam bir papatya cennetidir.
Bu bitkiler Compositeae (bileşikgiller)
familyasına ve Asteraceae alt familyasına
giren cinslere yayılmışlardır. Tanecetum,
Tripleurospermum ve Matrocaria gibi
türler de papatya olarak bilinse de asil
bizim anladığımız anlamdaki papatyalar
Anthemis cinsinde yer alırlar.
43. Asteraceae (papatya)
• Familyanın ismi yıldız şeklinde çiçekleri bulunan
bir cins olan Aster türünden gelmektedir.
Genellikle otsu, çok azı çalı, ağaç ve lian
şeklindedirler (odunsu sarılıcı bitkiler).
• Yapraklar basit veya bileşik, stipulsuz, alternat,
rozet şeklindedir.
• Çiçekler baş veya kapitulum durumlarındadır.
• Korolla tubular çiçeklerde aktinomorf, ligulat
olanlarda zigomorfdur.
45. Narcissus( nergis)
Söylenceye göre Ekho yani yankı, yalnızlığın
dostu, topluluğun düşmanı, yalnız dolaşmayı
seven, herkeslerden uzakta yasayan biridir.
Bir gün yankı dağlarda dolaşırken
Narkissos denen avcıyla karsılaşır. Delikanlı o
kadar yakışıklıdır ki, ona hemen aşık olur.
Yolunu gözler avcının, yine dağlara gelsin diye ve
onu bulduğunda yüreğini açar. Ama kibirli
delikanlı bu aska cevap vermez. Kahrolur Yankı,
dağlara döner, bir mağaraya saklanır ve orada
erir, kaybolur gider.Dağlar Yankısız kalmıştır
artik, bir mahsunluk çökmüştür doğaya…
46. Narcissus( nergis)
Tanrı Narkissos’un katı yüreğine bir
ceza verir. Av esnasında onun yüreğine aşk
ateşi düşürür. Su içerken kendi siluetini
gören delikanlı kendisine aşık olur. Günler
ve haftalarca suyun başından ayrılamaz,
sonunda orada ölür gider. Nergis çiçekleri
yeşerir onun küllerinin arasından. Derlerki
bu güzel çiçek, iste böyle bir hikaye
sonunda, bencilliğin simgesi olarak ortaya
çıkmıştır.
47. Narcissus( nergis)
• Başta Avrupa olmak üzere ılıman kuşakta
yetişen 40 türü vardır nergisin. Melezleme
yoluyla bu gün 10 binden fazla türü elde
edilmiştir. Çoğunlukla ilkbahar yağmurlarından
hemen sonra acar. Beyaz, sarı, turuncu…
Güneşli ve sulu yerleri sever, ülkemizde biri
sonbaharda diğeri ise ilkbaharda açan iki türü
doğal olarak yetişir. N. tazetta ve N. Serotinus.
Akdeniz Bölgesi, Ege, İzmir dolayları, Samsun
ve Diyarbakır civarı doğal yayılma alanlarıdır.
48. HELIOTHROPIUM (GUNESI SEVEN)
Heliothropium güneşi seven, ona yönelen anlamına gelir. Güneş
sabah doğduğu zaman ona bakar ve akşam batıncaya kadar
yüzünü ondan hiç çevirmez. Neden biliyor musunuz?
49. HELIOTHROPIUM (GUNESI SEVEN)
Güneş Tanrısı Apollon Okeonos’un güzel kızı
Klytie’yi bir gün dere kenarında gezerken görür ve
hemen aşık olur. Uzun boylu narin kızla hemen tanışır ve
onun kalbini kazanır. Canlı cansız her şeye hayat veren
güneş tanrısı ve Klytie birlikte güzel günler geçirirler.
Ama gün gelir ve Apollon kızdan bıkar. Kıza ondan
ayrılmak istediğini söyleyince güzel kız kahrolur.
Günlerce ağlar, yalvarır ama Apollon kararını vermiştir.
Bunun üzerine Klytie hastalanır ve yine o derenin
kenarında ölür. Apollon yaptığına çok üzülmüştür. Onu
geri getiremediği için hiç olmazsa narin ve hoş kokulu
bir çiçeğe dönüştürmek ister.
Bu yüzden gün çiçeği hala Apollon’u sever ve
daima seveceğim dercesine yüzünü ondan ayırmaz…
50. HELIOTHROPIUM (GUNESI SEVEN)
• Heliothropium bol güneşli, nemli ve
kumluk arazilerde yetişen bir bitkidir.
Türlere göre beyaz, sari, mor renkli
olabilir. Ülkemizde de 14 türü doğal olarak
yetişmektedir. Erzurum, Elazığ, Bitlis,
Malatya, İçel, Mardin, Urfa, Maraş ve
Niğde yaygın olduğu illerimizdir.
52. Rosa sp. (Gül:)
Gül (Rosa sp.)….. Belki de üzerinde
en fazla
şiirlerin,şarkıların,hikayelerin söylendiği
çiçek. Bazen mutlulukların, bazen kara
sevdaların, bazen de hasretin ve ayrılığın
simgesi.Hiç de kolay olmamış gülün
yaratılışı…
53. Rosa sp. (Gül:)
Derler ki “Tanrılar hiçbir çiçeği yaratırken bu
kadar zorlanmadılar” Mitolojiye göre çiçeklerin tanrıçası
Khloris eşsiz bir çiçek yaratmak istemiş.
Bir gün ağaçların arasında bir perinin cansız bedenini
bulmuş ve onu çiçeğe dönüştürmüş. Fakat istediği kadar
güzel değilmiş bu çiçek. Diğer Tanrılardan kendisine
yardim etmelerini istemiş.
Aşk tanrıçası Afrodit, güzellik vermiş çiçeğe ve şarap
tanrısı Dionysus da güzel koksun diye balözü armağan
etmiş. Batı rüzgarı tanrısı Zephyrus bulutları
uzaklaştırmış çiçeğin üzerinden. Güneş tanrısı Apollon
güneşi iyice parlatmış ki yapraklarını açabilsin ve canlasın
diye…
54. Rosa sp. (Gül:)
O gün bu gündür
sevgiliden sevgiliye
dolaşmış gül. Kaprisli
Kleopatra’yi, naz eden
Şirin’i, Keloğlan’ı
küçük gören peri
padişahinin kızını
bastan çıkarmış.
Boşuna dememişler o
“Çiçeklerin Kraliçesi”
diye…
55. Rosa sp. (Gül:)
• Gül (Rosa), Rosaceae (Gülgiller) familyasının
Rosa cinsinden güzel kokulu bitki türlerine
verilen ad. Ana vatanı Anadolu, İran ve Çin'dir.
Park ve bahçelerin süslenmesinde kullanıldığı
gibi sarmaşık olanları balkon ve terasları süsler.
Kesme çiçekçilikte çok talep edilen kıymetli bir
çiçektir.
• Pinnat yapraklı, stipulaları petiole bitişik,dikeni
emergenslerden oluşan çalı şeklinde ağaçlardır.
• Gülyağı (aetheroleum rosae)
kozmetik,parfümeride kullanılır. Aromaterapide
de önemlidir.
56. Achillea millefolium (Civanperçemi)
Homer'in ilyada
destanındaki Achillea den
adini almıştır. Achillesin bu
bitkiyi Truva savaşında
yaralanan askerlerin
kanamalarını durdurmak
için askerlerine verdiği
söylenmektedir. Bitki
üzerinde yapılan modern
çalışmalar bitkinin kanın
pıhtılaşmasına yardımcı
kimyasallar içerdiğini ortaya
çıkarmıştır
57. Achillea millefolium (Civanperçemi)
• Ligulat çiçekleri pembe renklidir.
• Midevi, depüratif ve iştah açıcı olması yanı
sıra halk arasında hemoroid tedavisinde de
kullanılır.
• Çiçekleri , kimyasallar açısından zengin
buhar ile anti-alerjik bileşikler
dönüştürülür.Saman nezlesinde
de kullanılır.
58. Achillea millefolium (Civanperçemi)
Tehlikeleri
• Nadir durumlarda, civanperçemi şiddetli
alerjik deri tahrişlerine neden olabilir;
uzun süreli kullanılması cildin
fotosensitivitesini artırabilir.
59. Olea europaea (Zeytin ağacı)
Zeus bir gün der ki:
'İnsanlığa en değerli armağanı veren tanrı, ya da
tanrıça, yeni kurulan kentin sahibi olacaktır.'
Deniz tanrısı Poseidon ve bilgelik tanrıçası Athena
yarışmaya başlar.
Poseidon, üç dişli çatalını bir kayaya saplar ve
insanları uzak yerlere götürerek, savaşlar kazanacak 'at'ı
yaratır.
Athena ise, mızrağını yere
saplayarak, onu bir 'zeytin ağacı'na
dönüştürür.
60. Olea europaea (Zeytin ağacı)
Poseydon’un topraktan çıkardığı güçlü
kuvvetli bir ata karşı, Athena mızrağının bir hamlesi
ile Akropolis’te zeytin ağacını yaratmış, nasıl ekilip
yetiştirileceğini ve yararlanılacağını göstermiştir.
Tanrılar oy birliği ile insanlık için bundan daha
yararlı bir şey olamayacağına karar vermişler ve
böylece Athena Atina şehrinin tanrıçası olmuştur.
Tanrıça Minerva da bu değerli meyveyi Romalılara
sunmuştur.
62. Olea europaea (Zeytin ağacı)
• Zeytin boylu bir çalı veya 10 metreye kadar boylanabilen,
sık dallı, yayvan tepeli, herdem yeşil yapraklı bir ağaçtır.
• Zeytinyağı (Oleum Olivae) eczacılıkta ve besin
sanayinde kullanılır.laksatif etkili saç ve deri besleyicidir.
• Yaprakları (Folia Olivae) da tansiyon düşürücüdür.
• Zeytin dalı ise dostluk sembolüdür.
• Meyvesi ise,besleyici değeri çok yüksek bir besindir.
Zeytinde bol miktarda protein, yağ, A, C, E vitaminleri
ile kalsiyum, fosfor, kükürt, klor, magnezyum mineralleri
vardır. Kalp ve Damar sağlığı için çok faydalı olan
zeytin, yaşlanmanın etkilerini de azaltır.
63. “Mitoloji” bu… inanıp inanmamak sizin
elinizde...
Hazırlayanlar:
Damla MADENCİOĞLU
Egemen ANIL
Ekrem KARABAŞ
Elif Gizem TAŞKIRAN
Fershad AMİRİ
Gözde DEMİR
Gülşah BAYRAKTAR
M. Cem AKSOY
Created by EKO