Ride the Storm: Navigating Through Unstable Periods / Katerina Rudko (Belka G...
Marco_Rop
1. GALATASARAY EKİM 201554
SÖYLEŞİ - Marco Fumagalli
NATO, ABD Ordusu, Kızıl Haç’ta
kariyer... Sportif direktör, hakem,
antrenör, scout, analist... Fransızca,
İngilizce ve İspanyolcayı ana dili
İtalyanca kadar akıcı konuşan,
uluslararası bir spor adamı…
34 yaşındaki Marco Fumagalli,
Belçika’da futbolcu izlemekle
başlayan Galatasaray kariyerinde
bugün Performans Analizi
departmanında Maç Analiz
Sorumlusu olarak görev yapıyor.
Marco Fumagalli, yurtdışındaki
konferanslarda Galatasaray’ı
anlatıyor ve adeta Galatasaray’ın
bir elçisi gibi çalışıyor. İtalya Treviso
doğumlu futbol adamıyla kariyerini,
maç analizinin püf noktalarını ve
Galatasaray’ın performans analiz
modelini konuştuk.
MARCO
FUMAGALLI
Avrupalılara
Galatasaray’ı anlatıyor
Avi Albohayre
2. EKİM 2015 GALATASARAY 55
1
981 yılında İtalya’nın
Treviso şehrinde dünyaya
geldi Marco Fumagalli.
Pilot olan babası NATO’da
çalışmaya başlayınca
ailece Belçika’ya taşındılar.
Genç yaşlarından itibaren farklı
inançlara, kültürlere ve milletlere
ilgi duyan Fumagalli’nin hayatında
NATO’nun uluslararası atmosferini
solumak belirleyici bir rol oynamış.
18 yaşında İtalya’ya döndüğünde
dünyaya açılmaya karar vermiş.
2003 yılında NATO’da gönüllü
olarak çalışmaya başlayan Marco
Fumagalli, farklı görevlerin
ardından ABD Ordusu’nun
Belçika’daki NATO üssündeki
biriminde görev almaya başlamış ve
2013’e kadar bu görevi yürütmüş.
Spor, Marco için çocukluğunda
gelişmeye başlayan bir aşkmış. Her
türlü spora meraklı büyükbabasıyla
maçlara giderek başladığı spor
serüvenine Serie A ve Şampiyonlar
Ligi’nde hakemlik yapan amcası
futbolu da dahil ediyormuş. NATO
kariyerinin yanında Belçika’da futbol
dünyasına bu aşkla adım atan Marco
Fumagalli, sportif direktörlükten
antrenörlüğe, scout’luktan hakemliğe
kadar futbolun birçok farklı alanında
görev aldı. Marco Fumagalli’nin
yolu bir gün Galatasaray’la kesişti ve
hayatını değiştirecek bir kararla Sarı
Kırmızılı takımın mutfağına dahil
oldu.
n Futbol kariyeriniz nasıl
başladı?
2003’te NATO’da çalışırken,
Belçika’da antrenörlük eğitimi almaya
başladım. Belçika’da olmam benim
için büyük şanstı. O dönemde Belçika
Futbol Federasyonu, koçluğun ilk
seviyesine girişte amatör ya da
profesyonel futbolculuk geçmişi
aramıyordu. Kapıları herkese açıktı.
Zaten bu politikanın sonuçlarını
görebiliyoruz. Belçika FIFA Dünya
Ülkeler Sıralaması’nda bir numaraya
yükseldi.
n Kendi futbol kulübünüzü
kurmuşsunuz...
Evet. İsmi Shape Futbol Kulübü.
Kulübü kendimiz yarattık. Bir futbol
akademisiydik ve genç oyunculara
odaklı çalışıyorduk. İki yıl içinde
milli takım düzeyinde oyuncular
yetiştirir hale geldik. Üç kişilik bir
ekip olarak başardık bunu. Ben sportif
direktördüm. Ekibin diğer üyesi
bütçeden sorumluydu, sponsorlarla
ilgileniyordu. Bir de lojistikten
sorumlu arkadaşımız vardı. Kulübün
başkanı İspanyol Ordusu’ndan bir
generaldi. Çok ilginç bir kulüptük.
Daha ilk sezonumuzun ardından
16 yaş altı iki oyuncumuzu Mons
kulübüne kiraladık.
n Sıfırdan bir takım yaratma
süreci neler kattı size?
Herkesin hayali budur sanırım.
Belçika’da 3,5 yaşında çocukları
futbola başlatan ilk kulüplerden
biriydik. Her yaş grubundan sporcuyla
çalışmak bana çok şey öğretti. Ülkede
genç neslin futbola yönelmesine
yönelik ciddi bir akım vardı. Bu akıma
dahil olan bir akademi olduk.
n Belçika bunu nasıl başardı?
Belçika futbolda en düşük seviyeye
kadar inmişti. Bunu değiştirmek
istediler. En iyi uzmanlarını bir
odaya kapattılar ve onlardan her
şeyi yeniden yapılandıracak 10 yıllık
bir plan oluşturmalarını istediler.
Onlar da bunu yaptı. Federasyonun
kulüplere sağladığı fonları bile
yeniden yapılandırdılar. Çoğu kulüp
bu yapılanma gereği sahalarını
suni çimle donattı. Bu da kışın
oldukça soğuk olan Belçika’da
futbolcuların teknik yönden
gelişmesinin önünü açtı.
Sonuçlarını da alıyorlar.
n Galatasaray’la yollarınız
nasıl ve ne zaman kesişti?
Belçika’daki antrenörlük
eğitimime devam edip B ve
A lisanslarını aldım. Sanırım
2012 Eylül’ünde Galatasaray’ın
Scout Ekibi Lideri Emre
Utkucan benimle temas kurdu.
O dönemde Türkiye’de yabancı
sınırlaması vardı. Dolayısıyla tüm
Türk kulüpleri çift pasaportlu
oyuncuları araştırmaya
başlamışlardı. Bölgeyi çok iyi
tanıyan biri olarak kulübe katkı
sağlayacağım düşünülmüştü.
Dışarıdan gelen gözlemciler
için 13-14 yaş grubunda hangi
oyunculara odaklanılacağına
karar vermek çok zordur. Alt yaş
gruplarındaki çoğu maç hafta içi
oynanır. Dolayısıyla orada yaşamanız
gerekir bir süre. Doğru zamanda
doğru yerdeydim. Bu şekilde başladım
Galatasaray için çalışmaya. Oyuncu
izleyip bilgilerimi rapor halinde
Scouting departmanına yolluyordum.
Oyuncu gözlemciliği oldukça
ayrıntılı bir iştir. Bir gözlemcinin
öncelikli görevi Galatasaray’a
gelecek oyuncuyu bulmak değil, veri
tabanını oluşturmak ve gözlem ağını
genişletmektir. Tüm bu çabalarla
bir bilgi dağarcığı geliştirmeyi
hedeflemeniz gerekir. Çünkü
oyuncuları değerlendirmenize
imkân tanıyan esas unsur bu bilgi
dağarcığıdır.
n Maç analiz sorumluluğu
nasıl başladı?
O dönemki teknik direktörümüz
Roberto Mancini rakipleri inceleyecek
bir analiste ihtiyaç duyuyordu.
Ben de tesadüfen federasyonda
video ve grafikler içeren bir proje
gerçekleştirmiştim. Kulüp de
bunu görüp Sayın Mancini’ye
önermiş. O da; “İhtiyacım olan
bu” demiş. Bir kez daha doğru
zamanda doğru yerdeydim. Ocak
2014’te resmen başlamış oldum.
Her insanın böylesine bir fırsat
trenine yaşamında yalnızca bir kez
rastlayabileceğine inanıyorum. O
Tutkulu bir
profesyonel
n Takımla olan duygusal bağınızı yansıtmaktan
çekinmiyorsunuz...
Galatasaray’ı benzersiz kılan aynı anda hem
profesyonel hem de tutkulu olmanız. Kendimi
bu yönden tutkulu bir profesyonel olarak
tanımlıyorum. Yaptığınız tüm analizlerde
objektif olmak, bir gerçek ne kadar olumsuz
olursa olsun onu dışa vurmak zorundasınız.
Ancak stadyumda olduğunuzda, muhteşem
taraftarımızın arasına katılıyor, kalbinizin ritminin
sürekli arttığını hissediyorsunuz. Geçen sezon
şampiyon olduğumuz an gerçekten büyüleyiciydi.
12 aylık zorlu maratonda zaferi göğüslemiştik.
Ancak kutlama yapmak için bir gününüz vardır.
Çünkü hemen arkasından Türkiye Kupası’na ve
yeni sezona konsantre oluyorsunuz. Her daim
aç olmalı, kendinizi motive etmelisiniz. Ben
Galatasaray’ı Avrupa’nın en büyük kulüplerinden
biri olarak görüyorum. Evet İtalya’da doğdum
ama bu kulübün bir parçası olma şansına ve
onuruna eriştiğinizde, yaşamınız boyunca bunu
hissediyorsunuz. Bu, bir işten çok daha fazlası.
Bir futbol takımından da çok daha fazlası. Bu, bir
yaşam tarzı ve ben bunu büyüleyici buluyorum.
3. GALATASARAY EKİM 201556
SÖYLEŞİ - Marco Fumagalli
noktada trene atlayacak cesaretiniz
olmalı. Fiziksel ve zihinsel yönden
hazır olmalısınız. Her şeyi geride
bırakmak kolay değildir. NATO’da
çalışıyordum ve rahatım yerindeydi
ama Galatasaray’da çalışmak her şeye
değerdi.
n Galatasaray’daki
görevinizden biraz bahsedelim.
Neler yapar bir maç analiz
sorumlusu?
Bir analist çoğunlukla antrenöre
asistanlık eder, onunla birlikte bir
sonraki maçın incelemesini yapar.
Performans analizinde de tek bir
formül yoktur. Her ülkede kulüplerin
performans analizi yapılanması
birbirlerinden farklılık gösterir. Biz
de yurtdışındaki konferanslarda
Galatasaray’ın modelini anlatıyoruz.
Bunu çok önemsiyorum; çünkü
futboldaki teknoloji, NBA ve
Amerikan futboluna kıyasla çok
genç sayılır. Örneğin basketbolda
her zaman Erik Spoelstra örneğini
veririz. Pat Riley, Miami Heat’in
başında koçluk kariyerinin
sonlarına geldiğinde bir sonraki koç
olarak Spoelstra’yı işaret etmişti.
Spoelstra 1995 yılında takıma video
koordinatörü olarak katılmıştı.
Rakipler hakkında her türlü veriye
ve bilgiye sahipti. Önce yardımcı
antrenör, daha sonra da baş antrenör
olmasını sağlayan bir teknolojik
birikimi vardı.
n Nasıl bir model var
Galatasaray’da?
Galatasaray’daki performans analiz
modelinde birçok farklı görevimiz olsa
da ana görevlerimizi canlı maç desteği,
rakip analizi, görsel içerik üretimi,
araştırma, eğitim, oyuncu geliştirme,
sağlık ve fiziksel hazırlık ve maç
sonu analizi olarak özetleyebilirim.
Teknik ekibe yaptığımız tüm öneriler
verilerle sabit gerçeklere, rakamlara
ve durumlara dayalıdır. Örneğin sağ
kanattan yapılan taç atışlarında ‘her
zaman’ top kaybettiğimizi söylediğimi
düşünün. Peki futbolda ‘her zaman’
ne demektir? Demek istediğim, hep
net olmalısınız. Hangi durumda,
maçın hangi anındaki taç atışlarından
söz ettiğinizi ortaya koymalısınız.
Gerçekleri ise kantitatif veriler
oluşturur. Analist, bu veri yığınından
anlamlı sonuçlar çıkarır.
n Performans ve maç
analizinde sahip olunması
gereken nitelikler nelerdir?
Futbola ve futbolun tarihsel
gelişim sürecine dair bilgi sahibi
olmalısınız. Koçluk sertifikası da bir
diğer niteliktir. Zira futbolun kendi
dili vardır ve futboldaki tek bir sözcük
kapsamlı bir kavramı anlatmak için
de kullanılabilir. Özellikle maçın
oynandığı anlarda ve devre arasında
tek sözcükle çok şey anlatabilmeli,
zaman harcamamalısınız. İletişim
de buna bağlı olarak çok önemli
bir niteliktir. Genel olarak baskı
ve stres altındaki profesyonellerle
nasıl konuşmanız gerektiğini iyi
bilmelisiniz. Bu iletişim sözlü olduğu
kadar görsel anlatım şeklinde de
olabilir. Sürekli seyahat edecek ve
yolda çalışabilecek esnekliğe de
sahip olmalısınız. Zira bu 7 gün 24
saate yayılabilen bir iştir. Elbette
baskı altında çalışmayı kaldırabilen
bir karakterinizin olması da şart.
Ekibimizden Tuğberk Tanrıvermiş
7 gün 24 saat takımla beraber.
Performans analizi departmanımızın
en önemli gücü, bu işi bir ekip halinde
yapıyor olmamız. Saydığım tüm
niteliklere haiz arkadaşım Tuğberk
Tanrıvermiş’le yüzde 100 güvene
dayanan bir çalışma içindeyiz ve
birbirimize sürekli yardımcı oluyoruz.
Galatasaray’da oluşturduğumuz
modelde geleceğin analistlerinin de bu
niteliklere haiz olması için çalışıyoruz.
Genel yapımız da Galatasaray’da
kurulan bu modeli daha da geliştirip
sürdürülebilir kılmaya odaklı. Futbol
Takımı Scouting ve Performans
Analizi Genel Sorumlusu Emre
Utkucan ve Futbol Direktörü Cenk
Ergün’ün vizyonunu takip ediyoruz.
Scouting ve Performans Analizi
olmak üzere iki departmanız. Son
derece esnek bir yapımız var ve futbol
direktörümüze çok yakın çalışıyoruz.
Departmanlar arası etkileşim
çok yüksek. Birbirimizle sürekli
olarak bilgi paylaşıyoruz. Örneğin
gözlemcilerimiz canlı izledikleri
maçlarda takımları da izlemiş
oluyor ve maç analizinde bizlere
geribildirimde bulunuyorlar.
n Performans analizi oyuncu
gelişimine nasıl katkı sağlıyor?
Alex Telles’in geldiği nokta buna iyi
bir örnektir. Brezilya’dan gelen bir sol
bek olarak oyunun defansif yönünde
eksikleri vardı. Şu anda hâlâ bizim
oyuncumuz ve savunma yapısıyla
bilinen İtalya Serie A’da kiralık olarak
oynuyor. Bu yalnızca bir buçuk
yılda oldu. Biz de kendimizi sürekli
olarak geliştiriyoruz. Paylaşılan tüm
verileri bir havuzda topluyoruz. Bu
çok önemli; çünkü ileride bu ekibin
üyeleri değişse bile çok kapsamlı
bir veri tabanının sürekliliği büyük
avantaj olacaktır. Araştırma tarafında
da farklı kulüpleri ve futbol trendlerini
araştırıp önümüzdeki 10 yılda bu
güzel oyunun hangi yöne gideceğini
analiz ediyoruz.
n Maç analiz süreci nasıl
işliyor?
Genel olarak futbolda ve analizde
öne çıkan dört kavram vardır.
Bu kavramları zindelik tabanlı,
Maç analiz uzmanları
olarak ekim ayının
sonunda Rusya’nın
Soçi şehrinde Avrupa
Antrenörler Birliği’nin
üç gün sürecek
zirvesine davet
edildik. Modelimizi ve
Galatasaray’ı anlatmak
için çok güzel bir fırsat
olacak.
4. EKİM 2015 GALATASARAY 57
taktiksel, zihinsel ve fiziksel
olarak tanımlayabiliriz. Hepsi
bir bütünü oluştururlar. Örneğin
fiziksel boyutta sezonun hangi
döneminde fiziksel performansın
zirve yaptığını elimizdeki
verilerle destekleyebildiğimiz için
kondisyonerlerimizi bu yönde
besleyebiliyoruz. Oyuncuların da
fiziksel performans verilerini takip
ederek hangi oyuncunun ne yönde
çalışma yapması gerektiğine dair
fikirler geliştirebiliyoruz. Rakip
analizinde rakibi antrenöründen
başlayarak tüm boyutlarıyla
inceliyoruz. Bu çok önemlidir zira
maç içinde, gidişata göre rakibin
ne gibi taktik hamleler yapacağını
önceden bilebiliyorsunuz.
Analize videolar da ekleyerek
duran toplardan taç atışlarına,
sahanın üç bölgesi arasındaki
geçişlerden oyuncuların bireysel
performanslarına kadar tüm
boyutları ele alıyoruz.
Maç analizine şöyle bir örnek
verebilirim; belirli bir rakibin
Türkiye’deki diğer takımlara
kıyasla ara paslarının isabetsiz
olduğunu kantitatif verilerle ortaya
çıkardığımızı düşünelim. Rakip
teknik direktörün taktiksel bakış
açısını incelediğimizde rakibin
aslında çok az ara pası denediğini
görüyoruz. Rakibin ara pasını
tercih etmediğine dair bilgi, maça
hazırlanırken büyük önem taşır.
Zira bu bilgi sayesinde rakibe
karşı savunma hattınızı çok daha
öne kurabilirsiniz. Aynı bilgiler
oyuncular için de büyük önem
taşır. Örneğin çok sayıda dripling
yapan bir oyuncu düşünelim. Bu
oyuncu aynı zamanda en fazla top
kaybı yapan oyuncu olsun. Bu da
o oyuncuyu sıkı marke etmeniz ve
yüzünü kaleye döndürmemeniz
gerektiğini size söyler. Rakip
takımı bu yönlerden analiz
ediyoruz. İlk 11’inin hangi
oyunculardan oluşacağını
tahmin ediyor, önerilerde
bulunuyoruz.
n İstatistik
kavramına ülkemizdeki
bakışı nasıl
değerlendiriyorsunuz?
İnsanlar özellikle basında
gerçeklik payı olmayan
rakamlarla karşılaşıyor. Herkes,
oyuncu ve takım değerlendirmek
için gereken doğru araçları
kullanmayabiliyor. Bu da futbolda
teknolojinin ve istatistiğin henüz
gelişen kavramlar olmasıyla
alakalı. İstatistikleri durumlarla
değerlendirmek gerektiği de
unutulabiliyor. Örneğin bir
Amerikan futbolu oyuncusunun
belirli bir oyuncuya isabetli pas
vermemesinin anlamı kesindir.
Ancak futbolda örneğin yüzde 88
isabetli pas yapan bir oyuncu için o
pasların nereye verildiğini ve hangi
bölgede verildiğini de incelemek
gerekiyor. Bu pasların çoğu baskı
altında olmadan yapılan yan
paslardan ibaretse genel isabetli
pas ortalaması yüzde 60 olan,
fakat bu pasların çoğunu tehlikeli
bölgeye yapan bir oyuncudan daha
iyi olarak değerlendirebilir miyiz?
İstatistiklerle durumları çok iyi
birleştirmelisiniz.
n Roberto Mancini
ve Cesare Prandelli ile
çalışmıştınız. Hamza
Hamzaoğlu ile ilişkiniz nasıl?
Her hocanın analize bakış açısı
farklıdır. Bazı hocalar fiziksel
boyutta analize ağırlık verirken
kimileri de zihinsel ve taktiksel
boyutlara önem verirler. Kimi
hoca kendi takımının analizine
yoğunlaşırken kimisi rakibe
yoğunlaşır. Hocalarımızla çok
iyi anlaşıyoruz. Yaptığımız
işin önemini biliyorlar ve bilgi
paylaşımına çok önem veriyorlar.
Burada en önemli nokta kulübün
analize yönelik kendi sabit
çalışanlarının olması. Üç farklı
hocayla çalışma fırsatı bulduk.
Tüm bilgi dağarcığı kulüpte kalıyor.
Avrupa’da artık birçok kulüp böyle
çalışıyor.
Avrupa’da Galatasaray’a
saygı duyuluyor
Maç Sonu Analizi
Rakip Analizi
Sağlık ve Fiziksel Hazırlık
Oyuncu Gelişimi
Canlı Maç Desteği
AraşArma
Bilgi Havuzu
EğiEm
Görsel İçerik ÜreEmi
GALATASARAY PERFORMANS
ANALIZI ANA GÖREVLER
n Galatasaray için adeta bir futbol
elçisi gibi de çalışıyorsunuz. Birçok
konferansta Galatasaray’ı Avrupa
futbol dünyasından simalara tanıttınız.
İsviçre, İtalya, İspanya, Belçika ve İngiltere
gibi ülkelerde yapılan konferanslarda
Galatasaray’ı temsil ettik. Ay sonunda da
Rusya’da olacağız. Bu bizim en önemli
görevlerimizden biri. Konferanslarda
konuşmalarıma başlarken her zaman
karşımdaki kalabalığa Galatasaray
hakkında ne bildiklerini sorarım. Zira
verecekleri yanıt genel algının da bir
özeti gibidir. Örneğin, Galatasaray’ın
100 yıllara yayılan bir geçmişi olduğuna
çok şaşırıyorlar. Galatasaray’ın tarihini
15’inci yüzyıldan başlayarak anlatıyoruz.
Galatasaray Lisesi’nden gelen köklerini,
Galatasaray Üniversitesi’ni, Galatasaray
Adası’nı anlattığımızda çok etkileniyorlar.
Workshop’larda, konferanslarda yalnızca
futbol hakkında değil, Galatasaray tarihi
ve kültürü hakkında da konuşuyoruz.
Örneğin ne kadar çok insanın
Galatasaray’ın farklı branşlarda da faaliyet
gösterdiğini bilmediğine inanamazsınız.
Tüm branşlardaki faaliyetlerimizi
anlatıyoruz. Ekibimizin hazırladığı
videoları da izletiyoruz. Amacımız kulüp
hakkında genel bir kanıya sahip olmalarını
sağlamak. Bu kulübün tüm damarlarına
nüfuz etmiş ‘tutku’ kavramını görüyorlar.
Taraftarlarımızın, oyuncularımızın ve
çalışanlarımızın tutkusunun yanı sıra
kulübün vizyonuna dair anlattıklarımız çok
olumlu geri dönüşler alıyor.
n Avrupa futbol pazarında Galatasaray’a
dair genel kanı nasıl?
Bizim için Galatasaray’ın imajını
Avrupa’da ve dünyanın diğer
bölgelerindeki insanlara doğru aktarmak
çok önemli. Özellikle Avrupa’da
Türkiye’ye yönelik basında çıkan haberler
olumsuz önyargıları besleyebiliyor. Doğru
bilgilerin verilmediğini görüyorum. Biz
Galatasaray’ın gerçekliğini göstermeye
çalışıyoruz. Departmanlarımızda
yaptıklarımız da bu çabalarımızda önemli
rol oynuyor. Çalışma tarzımızı Avrupa’daki
konferanslarda meslektaşlarımıza ve
dünya spor kamuoyuna anlatıyoruz.
Bunların tümü Galatasaray hakkında
bildiklerini artırıyor ve algıyı güçlendiriyor.
Galatasaray’a çok büyük saygı
duyulduğunu söylemeliyim. Galatasaray’ın
nereden geldiğini, potansiyelimizi ve neler
yaptığımızı anlatıyoruz. Avrupalı kulüpler
ve federasyonlar bizden onları ziyaret
etmemizi ve yöntemlerimizi göstermemizi
istiyorlar. Bu da hakkımızda daha net
fikirler veriyor.