SlideShare a Scribd company logo
1 of 258
Download to read offline
www.harunyahya.org - www.harunyahya.net
Birinci Bask›: Ocak 2006
‹kinci Bask›: fiubat 2006
Üçüncü Bask›: Mart 2006
ARAfiTIRMA
YAYINCILIK
Talatpafla Mah. Emirgazi Caddesi
‹brahim Elmas ‹flmerkezi
A Blok Kat 4 Okmeydan› - ‹stanbul
Tel: (0 212) 222 00 88
Bask›: Entegre Matbaac›l›k
Sanayi Cad. No: 17 Yenibosna-‹stanbul
Tel: (0 212) 451 70 70
YYaazzaarr vvee EEsseerrlleerrii HHaakkkk››nnddaa
Harun Yahya müstear ismini kullanan yazar, 1956 y›l›nda Ankara'da do¤du. ‹lk,
orta ve lise ö¤renimini Ankara'da tamamlad›. Daha sonra ‹stanbul Mimar Sinan Üni-
versitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ve ‹stanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde ö¤-
renim gördü. 1980'li y›llardan bu yana, imani, bilimsel ve siyasi konularda pek çok es-
er haz›rlad›. Bunlar›n yan› s›ra, yazar›n evrimcilerin sahtekarl›klar›n›, iddialar›n›n ge-
çersizli¤ini ve Darwinizm'in kanl› ideolojilerle olan karanl›k ba¤lant›lar›n› ortaya ko-
yan çok önemli eserleri bulunmaktad›r.
Yazar›n müstear ismi, inkarc› düflünceye karfl› mücadele eden iki peygamberin
hat›ralar›na hürmeten, isimlerini yad etmek için Harun ve Yahya isimlerinden olufltu-
rulmufltur. Yazar taraf›ndan kitaplar›n kapa¤›nda Resulullah'›n mührünün kullan›lm›fl
olmas›n›n sembolik anlam› ise, kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Bu mühür, Kuran-› Ke-
rim'in Allah'›n son kitab› ve son sözü, Peygamberimiz (sav)'in de hatem-ül enbiya ol-
mas›n› remzetmektedir. Yazar da, yay›nlad›¤› tüm çal›flmalar›nda, Kuran'› ve Resulul-
lah'›n sünnetini kendine rehber edinmifltir. Bu suretle, inkarc› düflünce sistemlerinin
tüm temel iddialar›n› tek tek çürütmeyi ve dine karfl› yöneltilen itirazlar› tam olarak
susturacak "son söz"ü söylemeyi hedeflemektedir. Çok büyük bir hikmet ve kemal sa-
hibi olan Resulullah'›n mührü, bu son sözü söyleme niyetinin bir duas› olarak kullan›l-
m›flt›r.
Yazar›n tüm çal›flmalar›ndaki ortak hedef, Kuran'›n tebli¤ini dünyaya ulaflt›r-
mak, böylelikle insanlar› Allah'›n varl›¤›, birli¤i ve ahiret gibi temel imani konular üze-
rinde düflünmeye sevk etmek ve inkarc› sistemlerin çürük temellerini ve sapk›n uygu-
lamalar›n› gözler önüne sermektir.
Nitekim Harun Yahya'n›n eserleri Hindistan'dan Amerika'ya, ‹ngiltere'den En-
donezya'ya, Polonya'dan Bosna Hersek'e, ‹spanya'dan Brezilya'ya, Malezya'dan ‹tal-
ya'ya, Fransa'dan Bulgaristan'a ve Rusya'ya kadar dünyan›n daha pek çok ülkesinde
be¤eniyle okunmaktad›r. ‹ngilizce, Frans›zca, Al-
manca, ‹talyanca, ‹spanyolca, Portekizce, Urdu-
ca, Arapça, Arnavutça, Rusça, Boflnakça, Uy-
gurca, Endonezyaca, Malayca, Bengoli, S›rpça,
Bulgarca, Çince, Kishwahili (Tanzanya'da kulla-
n›l›yor), Hausa (Afrika'da yayg›n olarak kullan›-
l›yor), Dhivelhi (Mauritus'ta kullan›l›yor), Dani-
markaca ve ‹sveçce gibi pek çok dile çevrilen eserler,
yurt d›fl›nda genifl bir okuyucu kitlesi taraf›ndan
takip edilmektedir.
Dünyan›n dört bir yan›nda ola¤anüstü takdir toplayan bu eserler pek çok insa-
n›n iman etmesine, pek ço¤unun da iman›nda derinleflmesine vesile olmaktad›r. Kitap-
lar› okuyan, inceleyen her kifli, bu eserlerdeki hikmetli, özlü, kolay anlafl›l›r ve samimi
üslubun, ak›lc› ve ilmi yaklafl›m›n fark›na varmaktad›r. Bu eserler süratli etki etme, ke-
sin netice verme, itiraz edilemezlik, çürütülemezlik özellikleri tafl›maktad›r. Bu eserle-
ri okuyan ve üzerinde ciddi biçimde düflünen insanlar›n, art›k materyalist felsefeyi,
ateizmi ve di¤er sapk›n görüfl ve felsefelerin hiçbirini samimi olarak savunabilmeleri
mümkün de¤ildir. Bundan sonra savunsalar da, ancak duygusal bir inatla savunacak-
lard›r, çünkü fikri dayanaklar› çürütülmüfltür. Ça¤›m›zdaki tüm inkarc› ak›mlar, Ha-
run Yahya külliyat› karfl›s›nda fikren ma¤lup olmufllard›r.
Kuflkusuz bu özellikler, Kuran'›n hikmet ve anlat›m çarp›c›l›¤›ndan kaynaklan-
maktad›r. Yazar›n kendisi bu eserlerden dolay› bir övünme içinde de¤ildir; yaln›zca
Allah'›n hidayetine vesile olmaya niyet etmifltir. Ayr›ca bu eserlerin bas›m›nda ve ya-
y›nlanmas›nda herhangi bir maddi kazanç hedeflenmemektedir.
Bu gerçekler göz önünde bulunduruldu¤unda, insanlar›n görmediklerini görme-
lerini sa¤layan, hidayetlerine vesile olan bu eserlerin okunmas›n› teflvik etmenin de,
çok önemli bir hizmet oldu¤u ortaya ç›kmaktad›r.
Bu de¤erli eserleri tan›tmak yerine, insanlar›n zihinlerini buland›ran, fikri kar-
mafla meydana getiren, kuflku ve tereddütleri da¤›tmada, iman› kurtarmada güçlü ve
keskin bir etkisi olmad›¤› genel tecrübe ile sabit olan kitaplar› yaymak ise, emek ve za-
man kayb›na neden olacakt›r. ‹man› kurtarma amac›ndan ziyade, yazar›n›n edebi gü-
cünü vurgulamaya yönelik eserlerde bu etkinin elde edilemeyece¤i aç›kt›r. Bu konuda
kuflkusu olanlar varsa, Harun Yahya'n›n eserlerinin tek amac›n›n dinsizli¤i çürütmek
ve Kuran ahlak›n› yaymak oldu¤unu, bu hizmetteki etki, baflar› ve samimiyetin aç›kça
görüldü¤ünü okuyucular›n genel kanaatinden anlayabilirler.
Bilinmelidir ki, dünya üzerindeki zulüm ve karmaflalar›n, Müslümanlar›n çek-
tikleri eziyetlerin temel sebebi dinsizli¤in fikri hakimiyetidir. Bunlardan kurtulman›n
yolu ise, dinsizli¤in fikren ma¤lup edilmesi, iman hakikatlerinin ortaya konmas› ve
Kuran ahlak›n›n, insanlar›n kavray›p yaflayabilecekleri flekilde anlat›lmas›d›r. Dünya-
n›n günden güne daha fazla içine çekilmek istendi¤i zulüm, fesat ve kargafla ortam›
dikkate al›nd›¤›nda bu hizmetin elden geldi¤ince h›zl› ve etkili bir biçimde yap›lmas›
gerekti¤i aç›kt›r. Aksi halde çok geç kal›nabilir.
Bu önemli hizmette öncü rolü üstlenmifl olan Harun Yahya külliyat›, Allah'›n iz-
niyle, 21. yüzy›lda dünya insanlar›n› Kuran'da tarif edilen huzur ve bar›fla, do¤ruluk
ve adalete, güzellik ve mutlulu¤a tafl›maya bir vesile olacakt›r.
● Bu kitapta ve di¤er çal›flmalar›m›zda evrim teorisinin çöküflüne özel bir yer ayr›lma-
s›n›n nedeni, bu teorinin her türlü din aleyhtar› felsefenin temelini oluflturmas›d›r. Ya-
rat›l›fl› ve dolay›s›yla Allah'›n varl›¤›n› inkar eden Darwinizm, 140 y›ld›r pek çok insa-
n›n iman›n› kaybetmesine ya da kuflkuya düflmesine neden olmufltur. Dolay›s›yla bu te-
orinin bir aldatmaca oldu¤unu gözler önüne sermek çok önemli bir imani görevdir. Bu
önemli hizmetin tüm insanlar›m›za ulaflt›r›labilmesi ise zorunludur. Kimi okuyucular›-
m›z belki tek bir kitab›m›z› okuma imkan› bulabilir. Bu nedenle her kitab›m›zda bu ko-
nuya özet de olsa bir bölüm ayr›lmas› uygun görülmüfltür.
● Belirtilmesi gereken bir di¤er husus, bu kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Yazar›n tüm ki-
taplar›nda imani konular, Kuran ayetleri do¤rultusunda anlat›lmakta, insanlar Allah'›n
ayetlerini ö¤renmeye ve yaflamaya davet edilmektedirler. Allah'›n ayetleri ile ilgili tüm
konular, okuyan›n akl›nda hiçbir flüphe veya soru iflareti b›rakmayacak flekilde aç›klan-
maktad›r.
● Bu anlat›m s›ras›nda kullan›lan samimi, sade ve ak›c› üslup ise kitaplar›n yediden
yetmifle herkes taraf›ndan rahatça anlafl›lmas›n› sa¤lamaktad›r. Bu etkili ve yal›n anla-
t›m sayesinde, kitaplar "bir solukta okunan kitaplar" deyimine tam olarak uymaktad›r.
Dini reddetme konusunda kesin bir tav›r sergileyen insanlar dahi, bu kitaplarda anlat›-
lan gerçeklerden etkilenmekte ve anlat›lanlar›n do¤rulu¤unu inkar edememektedirler.
● Bu kitap ve yazar›n di¤er eserleri, okuyucular taraf›ndan bizzat okunabilece¤i gibi,
karfl›l›kl› bir sohbet ortam› fleklinde de okunabilir. Bu kitaplardan istifade etmek isteyen
bir grup okuyucunun kitaplar› birarada okumalar›, konuyla ilgili kendi tefekkür ve tec-
rübelerini de birbirlerine aktarmalar› aç›s›ndan yararl› olacakt›r.
● Bunun yan›nda, sadece Allah'›n r›zas› için yaz›lm›fl olan bu kitaplar›n tan›nmas›na
ve okunmas›na katk›da bulunmak da büyük bir hizmet olacakt›r. Çünkü yazar›n tüm ki-
taplar›nda ispat ve ikna edici yön son derece güçlüdür. Bu sebeple dini anlatmak iste-
yenler için en etkili yöntem, bu kitaplar›n di¤er insanlar taraf›ndan da okunmas›n›n tefl-
vik edilmesidir.
● Kitaplar›n arkas›na yazar›n di¤er eserlerinin tan›t›mlar›n›n eklenmesinin ise önemli
sebepleri vard›r. Bu sayede kitab› eline alan kifli, yukar›da söz etti¤imiz özellikleri tafl›-
yan ve okumaktan hoflland›¤›n› umdu¤umuz bu kitapla ayn› vas›flara sahip daha bir-
çok eser oldu¤unu görecektir. ‹mani ve siyasi konularda yararlanabilece¤i zengin bir
kaynak birikiminin bulundu¤una flahit olacakt›r.
● Bu eserlerde, di¤er baz› eserlerde görülen, yazar›n flahsi kanaatlerine, flüpheli kay-
naklara dayal› izahlara, mukaddesata karfl› gereken adaba ve sayg›ya dikkat edilmeyen
üsluplara, burkuntu veren ümitsiz, flüpheci ve ye'se sürükleyen anlat›mlara rastlaya-
mazs›n›z
Girifl . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .8
Fosil Kay›tlar›na Göre Türlerin Kökeni . . . . . . . .12
Fosil Kay›tlar›ndaki Dura¤anl›k: "Stasis" . . . . . . .22
Yaflayan Fosillerden Örnekler . . . . . . . . . . . . . . . .36
Yaflayan Fosiller Evrimi Reddediyor . . . . . . . . . . .48
Sonuç . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .54
Yaflayan Fosil Örnekleri
Evrim Teorisini Çürütüyor . . . . . . . . . . . . . . . . . . .62
Amber ‹çindeki Milyonlarca Y›ll›k Canl›lar
Evrimi Geçersiz K›l›yor . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .98
Darwinizm'in Çöküflü . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .228
ir bitki ya da hayvan›n eski jeolojik ça¤lardan bu yana yerkabu-
¤unda korunmufl olan kal›nt›lar›na ya da izlerine fosil denir.
Yeryüzünün her taraf›ndan derlenmifl olan fosiller, yaflam›n bafl-
lang›c›ndan bu yana yeryüzünde yaflam›fl canl›lar hakk›nda bil-
gi veren en önemli kaynakt›r.
Hava ile temas› ani bir flekilde kesilen canl›lar›n iskeletleri, bozulma-
dan günümüze kadar ulafl›r. Fosillerin araflt›r›lmas›, soyu tükenmifl hay-
vanlar ve bitkiler konusunda bilgilenmemizi sa¤lar. Bu bilgiler hangi za-
man dilimlerinde hangi canl›lar›n yaflad›klar› hakk›nda da bilgi verir.
Yüzlerce milyon y›ll›k fosil örnekleri, evrimciler için, kendi teorileri-
ne uygun flekilde kullanabilecekleri birer malzemedir. Evrimciler bir fosi-
li al›r, bunu günümüz canl›lar›ndan biriyle iliflkilendirir ve bu fosilin söz
konusu canl›n›n atas› oldu¤unu iddia ederler. Bunun üzerine oldukça il-
ginç ve detayl› senaryolar kurarlar. Söz konusu fosil bir bal›ksa, sözde bu
fosilin "sadece birkaç kemi¤inden" ilkel baz› özelliklere, yeni geliflmekte
olan organlara, dönüflüm geçiren ara geçifl uzuvlar›na sahip oldu¤unu id-
dia ederler. Bu canl› üzerine kitaplar yazar, konferanslar düzenler, bunu
"y›llarca" arad›klar› ara geçifl fosili olarak sergileyip dururlar.
Ta ki, bu fosilin canl› bir örne¤i karfl›lar›na ç›k›ncaya kadar!
Bir canl›n›n milyonlarca y›l önce yaflad›¤› bilinen halinin günümüzde
bilim adamlar›n›n karfl›s›na canl› olarak ç›kmas›, evrimcilerin üretti¤i tüm
masallar› altüst eder. Bu durum, evrimcilerin iddialar›na göre milyonlar-
ca y›l boyunca evrim geçirmifl olmas› gereken canl›n›n, her nas›lsa, bu ha-
yali evrim sürecine hiç maruz kalmad›¤›n› gösterir. Dahas›, evrime göre,
tamamen ilkel canl›lar›n yaflam›fl olmas› gereken bir dönemde, son derece
kompleks özellikleriyle, tam olarak geliflmifl ve tümüyle o canl›ya has ya-
p›lara sahip varl›klar›n bulundu¤unu kan›tlar. Evrimcilerin "ilkel" zannet-
tikleri canl›, hiç de ilkel de¤ildir. Yani "tek hücreliden dönüflüm", "ara ge-
çifl formu" ve "ilkel canl›" iddialar›n›n geçersizli¤i, aldat›c›l›¤› anlafl›lm›flt›r.
Özetle, "aflamal› evrim süreci"nin bir hikayeden ibaret oldu¤u, önemli bir
delil ile bir kez daha ortaya ç›km›flt›r.
1100
EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii
EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
B
HHAARRUUNN YYAAHHYYAA
Bu örnekle sergilenen tek bir gerçek vard›r. Canl›lar, evrim teorisinin
hayali süreçleriyle oluflmam›fl, bir anda yarat›lm›fllard›r. Yarat›l›fl gerçe¤i,
canl›lar›n geçmiflten kalan kusursuz izleri ile bir kez daha sergilenmifltir.
Günümüzde tüm mükemmel özellikleriyle Allah'›n üstün sanat›n›n tecel-
lilerini oluflturan canl›lar, günümüzden yüz milyonlarca y›l önce de ayn›
ihtiflam ve mükemmelli¤e sahiptirler. Yarat›l›fl gerçe¤i, evrimcilerin hiç
beklemedikleri flekilde, tüm evrimci spekülasyonlar› ve iddialar› orta-
dan kald›rarak, en mükemmel haliyle gözler önüne serilmifltir.
"Yaflayan fosiller", yeryüzündeki canl›lar›n tümünün
yoktan yarat›ld›klar›n›n, her birinin Allah'›n eflsiz birer
mucizesi olarak kompleks ve üstün özelliklere sahip
olduklar›n›n bir delilidir. Bunun anlam›, milyonlar-
ca y›l önce evrimcilerin iddia ettikleri hayali
geliflim sürecinin yaflanmad›¤›d›r. Hayali
ara geçifl örnekleri, hayali senaryola-
r›yla beraber yok olup gitmektedir.
Sol altta, dört kanatl› bir böcek fosili,
Eosen dönemine ait (54 milyon y›l önce)
Sa¤›nda, ar› fosili,
(24 milyon y›ll›k
Dominik amberi)
Sa¤ üstte, 25 milyon
y›ll›k termit fosili
vrim teorisinin iddias›na göre, yeryüzündeki canl› türleri ortak
bir atadan, küçük de¤ifliklikler sonucunda türemifllerdir. Di¤er
bir deyiflle, teoriye göre, canl› türleri birbirinden kesin farkl›l›k-
larla ayr›lmamakta, süreklilik göstermektedir. Ancak, do¤ada
yap›lan gözlemler, ortada iddia edildi¤i gibi bir süreklilik olmad›¤›n› gös-
termifltir. Canl›lar dünyas›nda görülen, birbirinden belirgin de¤iflikliklerle
ayr›lan, farkl› kategorilerdir. Omurgal› paleontolojisinde uzman olan ev-
rimci Robert Carroll, bunu Patterns and Processes of Vertebrate Evolution
(Omurgal› Evriminin Örnekleri ve Süreçleri) adl› kitab›nda flöyle itiraf eder:
Bugün dünya üzerinde neredeyse kavranamayacak kadar çok say›da tür ya-
fl›yor olmas›na ra¤men, bunlar birbirinden güçlükle ay›rt edilebilen ara form-
lardan oluflan sürekli bir da¤›l›m oluflturmazlar. Bunun yerine, türlerin nere-
deyse tamam›, birbirinden belirgin flekilde farkl› temel gruplara aittirler.1
Evrim, tarihte yafland›¤› iddia edilen bir süreçtir ve bizlere canl›l›¤›n
tarihi hakk›nda bilgi verecek yegane bilimsel kaynak da fosil bulgular›d›r.
P. Grassé, bu konuda flunlar› söyler:
Do¤a bilimciler unutmamal›d›rlar ki, evrim süreci sadece fosil kay›tlar› ara-
c›l›¤›yla a盤a ç›kar… Sadece paleontoloji (fosil bilimi) evrim konusunda de-
lil oluflturabilir ve evrimin geliflimini ve mekanizmalar›n› gösterebilir.2
Fosil kay›tlar›n›n bu konuda bize ›fl›k tutabilmesi için de, evrim teori-
sinin öngörüleri ile fosil bulgular›n› birbirleriyle karfl›laflt›rmam›z gerekir.
Evrim teorisine göre sözde bütün canl›lar birbirlerinden türemifller-
dir. Önceden var olan bir canl› türü, zamanla bir di¤erine dönüflmüfl ve
1144
EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii
EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
E
Evrimciler hiçbir bilimsel delili olmamas›na ra¤men,
kufllar›n sürüngenlerden türedi¤ini iddia ederler. El-
bette ki böyle bir dönüflümün gerçekleflmifl olmas›
mümkün de¤ildir. Mükemmel bir yarat›l›fla
sahip olan kufl tüylerinin, dinozor pul-
lar›ndan nas›l olufltu¤una ise asla
ak›lc› ve bilimsel bir aç›klama geti-
remezler.
bütün türler bu flekilde ortaya ç›km›fllard›r. Teoriye göre, bu dönüflüm yüz
milyonlarca senelik uzun bir zaman dilimini kapsam›fl ve kademe kademe
ilerlemifltir. Bu durumda, iddia edilen uzun dönüflüm süreci içinde say›s›z
"ara türler"in oluflmufl ve yaflam›fl olmalar› gerekir.
Örne¤in geçmiflte, bal›k özelliklerini hala tafl›malar›na ra¤men, bir
yandan da baz› sürüngen özellikleri kazanm›fl olan yar› bal›k-yar› sü-
rüngen canl›lar yaflam›fl olmal›d›r. Ya da sürüngen özelliklerini ta-
fl›rken, bir yandan da baz› kufl özellikleri kazanm›fl sürüngen-
kufllar ortaya ç›km›fl olmal›d›r. Bunlar, bir geçifl sürecinde
olduklar› için de, sakat, eksik, kusurlu
canl›lar olmal›d›r. Geçmiflte ya-
flam›fl olduklar›na inan›lan
bu teorik canl›lara "ara
geçifl formu" ad› ve-
rilir.
E¤er ger-
çekten bu tür canl›lar
geçmiflte yaflam›fllarsa, bunlar›n sa-
y›lar›n›n ve türlerinin milyonlarca hatta mil-
yarlarca olmas› gerekir. Ve bu canl›lar›n kal›nt›lar›na
mutlaka fosil kay›tlar›nda rastlanmas› gerekir. Çünkü bu ara ge-
çifl formlar›n›n say›s›n›n bugün bildi¤imiz hayvan türlerinden bile fazla
olmas› ve dünyan›n dört bir yan›n›n fosilleflmifl ara geçifl formu kal›nt›la-
r›yla dolu olmas› laz›md›r. Bu gerçek, Darwin taraf›ndan da kabul edilmifl-
tir ve Darwin, Türlerin Kökeni isimli kitab›nda bunu flöyle aç›klam›flt›r:
1155
HHAARRUUNN YYAAHHYYAA
S A H T E
AADDNNAANN OOKKTTAARR
"E¤er teorim do¤ruysa, türleri birbirine ba¤layan say›s›z ara-geçifl türleri
mutlaka yaflam›fl olmal›d›r... Bunlar›n yaflam›fl olduklar›n›n kan›tlar› da sa-
dece fosil kal›nt›lar› aras›nda bulunabilir.3
Ancak bu sat›rlar› yazan Darwin, bu ara formlar›n fosillerinin bir tür-
lü bulunamad›¤›n›n fark›ndayd›. Bunun teorisi için büyük bir açmaz olufl-
turdu¤unu da görüyordu. Bu yüzden, Türlerin Kökeni kitab›n›n "Difficulti-
es on Theory" (Teorinin Zorluklar›) adl› bölümünde flöyle yazm›flt›:
E¤er gerçekten türler öbür türlerden yavafl geliflmelerle türemiflse, neden sa-
y›s›z ara geçifl formuna rastlam›yoruz? Neden bütün do¤a bir karmafla ha-
linde de¤il de, tam olarak tan›mlanm›fl ve yerli yerinde? Say›s›z ara geçifl for-
mu olmal›, fakat niçin yeryüzünün say›lamayacak kadar çok katman›nda gö-
mülü olarak bulam›yoruz... Niçin her jeolojik yap› ve her tabaka böyle ba¤-
lant›larla dolu de¤il? Jeoloji iyi derecelendirilmifl bir süreç ortaya ç›karma-
maktad›r ve belki de bu benim teorime karfl› ileri sürülecek en büyük itiraz
olacakt›r.4
Darwin'in, bu büyük açmaz karfl›s›nda öne sürdü¤ü tek aç›klama ise,
o dönemdeki fosil kay›tlar›n›n yetersiz oldu¤uydu. Darwin, fosil kay›tlar›
detayl› olarak incelendi¤inde, kay›p ara formlar›n mutlaka bulunaca¤›n›
iddia etmiflti.
FFoossiill KKaayy››ttllaarr››nn››nn YYeetteerrlliillii¤¤ii
Acaba ara form fosillerinin yoklu¤u karfl›s›nda, Darwin'in 140 y›l ön-
ce savundu¤u "ara formlar flimdi yok, ama yeni araflt›rmalarla bulunabi-
lir" iddias› hala geçerli midir? Bir baflka deyiflle, yap›lan tüm fosil araflt›r-
malar›n›n sonucuna bakarak, ara formlar›n gerçekte hiçbir zaman yaflama-
d›klar›n›n kabul edilmesi mi gerekir, yoksa yeni araflt›rmalar›n sonuçlar›
m› beklenmelidir?
Bu soruya verilecek cevab›, elbette elimizdeki fosil kay›tlar›n›n zen-
ginli¤i belirler. Paleontolojik verilere bakt›¤›m›zda ise, fosil kay›tlar›n›n
ola¤anüstü derecede zengin oldu¤unu görürüz. Dünyan›n farkl› bölgele-
rinden elde edilmifl milyarlarca fosil örne¤i vard›r.5 Bu fosillere bak›larak,
250 bin farkl› canl› türü tan›mlanm›flt›r ve bunlar, flu anda yaflamakta olan
yaklafl›k 1.5 milyon türe ola¤anüstü derecede benzerdir.6 (Yaflamakta olan
1166
EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii
EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
1177
HHAARRUUNN YYAAHHYYAA
210 milyon y›ll›k kemikli bal›k fosili
300 milyon y›ll›k kaplumba¤a fosili
135 milyon y›ll›k bir tür
deniz y›ld›z› fosili
33.7-53 milyon y›ll›k kurba¤a fosili
55-35 milyon y›ll›k yengeç fosili
355-295 milyon y›ll›k örümcek fosili
bu 1.5 milyon türün 1 milyon kadar› böceklere aittir.) Ancak bulunan say›-
s›z fosil örne¤i aras›nda hiçbir hayali ara-geçifl formu fosili bulunamam›fl-
t›r. Zengin fosil kay›tlar›na ra¤men bulunamayan ara formlar›n, yeni kaz›-
larla bulunmas› ise mümkün gözükmemektedir.
Glasgow Üniversitesi paleontoloji profesörü T. Neville George, bu
gerçe¤i y›llar önce flu flekilde kabul etmifltir:
Fosil kay›tlar›n›n (evrimsel) zay›fl›¤›n› ortadan kald›racak bir aç›klama yap-
mak art›k mümkün de¤ildir. Çünkü elimizdeki fosil kay›tlar› son derece zen-
gindir ve yeni kefliflerle yeni türlerin bulunmas› imkâns›z gözükmektedir...
Her türlü keflfe ra¤men fosil kay›tlar› hala (türler aras›) boflluklardan olufl-
maya devam etmektedir.7
Amerikan Do¤a Tarihi Müzesi Müdürü ünlü paleontolog Niles Eld-
redge ise, Darwin'in "fosil kay›tlar› yetersiz, ara formlar› o yüzden bulam›-
yoruz" iddias›n›n geçerli olmad›¤›n› flöyle aç›klamaktad›r:
Tüm deliller, fosil kay›tlar›n›n ortaya koydu¤u sonucun do¤ru oldu¤unu
göstermektedir: (Fosil kay›tlar›nda) gördü¤ümüz boflluklar, hayat›n tarihin-
deki gerçek olaylar› yans›tmaktad›r, bunlar yetersiz bir fosil birikiminin so-
nucu de¤ildir.8
Robert Wesson ise, 1991'de yay›nlanan Beyond Natural Selection adl›
kitab›nda "fosil kay›tlar›ndaki boflluklar›n gerçek ve olgusal" olduklar›n›
flöyle aç›klamaktad›r:
Ne var ki, fosil kay›tlar›ndaki boflluklar gerçektir. Herhangi bir (evrimsel)
soy oluflumunu gösterecek kay›tlar›n yoklu¤u, son derece olgusald›r. Türler
genellikle çok uzun zaman dilimleri boyunca sabit kal›rlar. Türler ve özel-
likle cinsler hiçbir zaman yeni bir türe ya da cinse do¤ru evrim göstermez-
ler. Bunun yerine, bir tür ya da cinsin bir di¤eriyle yer de¤ifltirdi¤i gözlenir.
De¤iflim ise ço¤unlukla anidir.9
Bu durum, evrim teorisinin 140 y›ld›r öne sürdü¤ü "ara form fosille-
ri bulunmufl de¤il, ama ileride bulunabilir" argüman›n›n art›k geçerli ol-
mad›¤›n› göstermektedir. Fosil kay›tlar› canl›l›¤›n kökenini anlamak için
yeterince zengindir ve bu gerçek karfl›m›za somut bir tablo ç›karmaktad›r:
Farkl› canl› türleri, aralar›nda hayali evrimsel "geçifl formlar›" olmadan,
yeryüzünde bir anda ve farkl› yap›lar›yla, ayr› ayr› ortaya ç›km›fllard›r.
1188
EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii
EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
1199
HHAARRUUNN YYAAHHYYAA
Yeryüzündeki bütün canl›lar, tüm
kompleks ve üstün özellikleriyle
bir anda var olmufllar, yani yarat›l-
m›fllard›r. Evrimcilerin iddia ettik-
leri gibi canl›lar›n birbirinden türe-
di¤ini gösteren tek bir bilimsel
delil dahi bulunmamaktad›r.
FFoossiill KKaayy››ttllaarr››nn››nn GGöösstteerrddii¤¤ii GGeerrççeekk
Peki on y›llard›r toplumlar›n bilinçaltlar›na yerleflen "evrim-paleon-
toloji" iliflkisi nereden kaynaklanmaktad›r? Neden ço¤u insan, fosil kay›t-
lar›ndan söz edildi¤inde, bu kay›tlar ile Darwin'in teorisi aras›nda olumlu
bir ba¤lant› oldu¤u izlenimine kap›lmaktad›r? Bu sorular›n cevab›, ünlü
bilim dergisi Science'daki bir makalede flöyle aç›klan›r:
Evrimsel biyoloji ve paleontoloji alanlar›n›n d›fl›nda kalan çok say›da iyi e¤i-
timli bilim adam›, ne yaz›k ki, fosil kay›tlar›n›n Darwinizm'e çok uygun ol-
du¤u gibi yanl›fl bir fikre kap›lm›flt›r. Bu büyük olas›l›kla, ikincil kaynak-
lardaki ola¤anüstü basitlefltirmeden kaynaklanmaktad›r; alt seviye ders ki-
taplar›, yar›-popüler makaleler vs... Öte yandan büyük olas›l›kla biraz taraf-
l› düflünce de devreye girmektedir. Darwin'den sonraki y›llarda, onun taraf-
tarlar› bu yönde (fosiller alan›nda) geliflmeler elde etmeyi ummufllard›r. Bu
geliflmeler elde edilememifl, ama yine de iyimser bir bekleyifl devam etmifl
ve bir k›s›m hayal ürünü fanteziler de ders kitaplar›na kadar girmifltir.10
N. Eldredge ve Ian Tattersall ise bu konuda flu önemli yorumu yapar-
lar:
Ayr› türlere ait fosillerin, fosil kay›tlar›nda bulunduklar› süre boyunca de¤iflim
göstermedikleri, Darwin'in Türlerin Kökeni'ni yay›nlamas›ndan önce bile pale-
ontologlar taraf›ndan bilinen bir gerçektir. Darwin ise, gelecek nesillerin bu
boflluklar› dolduracak yeni fosil bulgular› elde edecekleri kehanetinde bulun-
mufltur... Aradan geçen 120 y›l› aflk›n süre boyunca yürütülen tüm paleontolo-
jik araflt›rmalar sonucunda, fosil kay›tlar›n›n, Darwin'in bu kehanetini do¤-
rulamayaca¤› aç›kça görülür hale gelmifltir. Bu, fosil kay›tlar›n›n yetersizli-
¤inden kaynaklanan bir sorun de¤ildir. Fosil kay›tlar› aç›kça söz konusu ke-
hanetin yanl›fl oldu¤unu göstermektedir.
Türlerin flafl›rt›c› bir biçimde sabit olduklar› ve uzun zaman dilimleri boyun-
ca hep statik kald›klar› yönündeki gözlem, "kral ç›plak" hikayesindeki tüm
özellikleri bar›nd›rmaktad›r: Herkes bunu görmüfl, ama görmezlikten gel-
meyi tercih etmifltir. Darwin'in öngördü¤ü tabloyu ›srarla reddeden h›rç›n
bir fosil kayd› ile karfl› karfl›ya kalan paleontologlar, bu gerçe¤e aç›kça yüz
çevirmifllerdir.11
2200
EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii
EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
Amerikal› paleontolog S. M. Stanley ise, fosil kay›tlar›n›n ortaya koy-
du¤u bu gerçe¤in, bilim dünyas›na hakim olan Darwinist dogma taraf›n-
dan nas›l göz ard› edildi¤ini ve ettirildi¤ini flöyle anlat›r:
Bilinen fosil kay›tlar› kademeli evrimle uyumlu de¤ildir ve hiçbir zaman da
uyumlu olmam›flt›r. ‹lgi çekici olan, birtak›m tarihsel koflullar arac›l›¤›yla, bu
konudaki muhalefetin gizlenmifl olufludur... Ço¤u paleontolog, ellerindeki
kan›tlar›n Darwin'in küçük, yavafl ve kademeli de¤iflikliklerin yeni tür olu-
flumunu sa¤lad›¤› yönündeki vurgusuyla çeliflti¤ini hissetmifltir... ama onla-
r›n bu düflüncesi susturulmufltur.12
fiimdi, fosil kay›tlar›n›n flimdiye dek "susturulmufl" olan gerçe¤ini bi-
raz daha detayl› inceleyelim.
2211
HHAARRUUNN YYAAHHYYAA
Amber içindeki 24 milyon y›ll›k t›r-
t›l fosili, t›rt›llar›n tarih boyunca
hep ayn› flekilde var olduklar›n›n
yani hiçbir evrim geçirmediklerinin
bir delilidir.
45-50 milyon y›ll›k
A¤ustos böce¤i fosili
o¤a tarihini inceledi¤imizde karfl›m›za, "farkl› anatomik yap›la-
ra evrimleflen" de¤il, yüz milyonlarca y›l boyunca hiç de¤iflme-
den kalan canl›lar ç›kmaktad›r. Fosil kay›tlar›ndaki bu "de¤ifl-
mezlik", bilim adamlar› taraf›ndan "stasis" (dura¤anl›k) olarak
tan›mlanm›flt›r. Yaflayan fosiller ve günümüzde varl›¤›n› korumayan ama
dünya tarihinin birbirinden farkl› dönemlerinde fosil b›rakm›fl olan canl›-
lar, fosil kay›tlar›ndaki dura¤anl›¤›n somut delilleridirler. Ve fosil kay›tla-
r›ndaki söz konusu dura¤anl›k, aflamal› bir evrim sürecinin yaflanmad›¤›-
n› gösterir. Stephen Jay Gould, Natural History dergisindeki yaz›s›nda fosil
kay›tlar›n›n evrim teorisi ile olan tutars›zl›¤›n› flu flekilde ifade etmifltir:
Ço¤u fosil türünün tarihi, kademeli geliflim ile tutars›z olan iki özellik göste-
rir: 1. Stasis. Ço¤u tür dünya üstünde geçirdikleri süre boyunca hiçbir yön-
lü de¤iflim göstermemektedir. Fosil kay›tlar›ndan kaybolduklar› s›rada nas›l
görünüyorlarsa ortaya ç›kt›klar›nda da ayn› görünümdedirler; morfolojik
de¤iflim ço¤unlukla s›n›rl›d›r ve yönlü de¤ildir. 2. Birden ortaya ç›k›fl. Her-
hangi bir yerel bölgede, bir tür, atalar›n›n sabit dönüflümü neticesinde kade-
meli olarak ortaya ç›kmamaktad›r; birden ve 'tam geliflmifl' olarak ortaya ç›k-
maktad›r.13
E¤er bir canl›, milyonlarca y›l önceki tüm özellikleri ile günümüzde
kusursuz flekilde varl›¤›n› sürdürüyorsa ve hiçbir de¤iflim geçirmediyse,
bu durum Darwin'in öngürdü¤ü aflamal› evrim modelini tamamen orta-
dan kald›racak kadar güçlü bir kan›tt›r. Öyle ki, yeryüzünde bunu kan›t-
layacak tek bir örnek de¤il, milyonlarca örnek bulunmaktad›r. Canl›lar,
milyonlarca y›l hatta kimi zaman yüz milyonlarca y›l önce var olduklar›
hallerinden hiçbir farkl›l›k göstermemektedirler. Bu durum, Niles Eldred-
ge'in aç›kça ifade etti¤i gibi, paleontologlar›n, hala savunulmakta olan ev-
rim fikrinden art›k "kaç›nmalar›na" sebep olmaktad›r:
Paleontologlar›n evrimden bu kadar uzun süre kaç›nm›fl olmalar› hiç de fla-
fl›rt›c› de¤ildir. Evrim asla gerçekleflmemifl gibi görünmektedir. Kayal›klarda
dikkatle ve sab›rla yürütülen toplama çal›flmalar› zigzaglar, küçük sal›n›m-
lar, ve çok nadiren milyonlarca y›l boyunca görülen de¤iflimlerin küçük biri-
kintilerini ortaya ç›karmaktad›r – ki bunlar evrimsel tarihte yaflanm›fl olan
tüm o müthifl de¤iflimi aç›klayamayacak kadar yavafl bir h›zdad›r.14
2244
EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii
EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
D
Fosil kay›tlar›ndaki dura¤anl›k, gerçekten de evrim savunucular› için
en büyük problemi teflkil eder. Çünkü evrimciler, hayali evrim süreci için
gereken kan›tlar› fosil kay›tlar›nda ararlar. Ancak fosil kay›tlar›, beklenen
ara geçifl formlar› örneklerini vermemekte, dahas›, yüz milyonlarca y›l
içinde de¤iflim geçirdi¤i iddia edilen bir canl›n›n hiçbir evrim geçirmedi-
¤ini gözler önüne sermektedir. Canl› formlar›, milyonlarca y›l önceki hal-
leri ile ayn›d›rlar ve Darwin'in öngördü¤ü aflama aflama de¤iflimi geçirme-
mifllerdir. Niles Eldredge, evrimci paleontologlar›n uzun süre ihmal ettik-
leri dura¤anl›k gerçe¤inin, Darwin'in aflamal› evrim iddias›n› çürüttü¤ü-
nü flu flekilde izah etmektedir:
Fakat dura¤anl›k, hayat›n tarihinin evrimsel biyolojide gözard› edilmemesi
gereken bir özelli¤i olarak terk edildi, ve Gould ile birlikte böyle bir dura-
¤anl›¤›n, hayat›n tarihinin yüzleflilmesi gereken gerçek bir yönü oldu¤u, ve
asl›nda evrimin temel fikrinin kendisine yönelik hiçbir esas tehdit teflkil et-
medi¤ini gösterene kadar da gözard› edilmeye de-
vam etti. Çünkü bu Darwin'in sorunuydu: Dar-
win, evrim fikrinin inand›r›c›l›¤›n› sa¤lamak
için türlerin sabitli¤ine dair eski doktrini
y›kmak zorunda oldu¤unu düflünüyor-
du. Darwin'e göre stasis, aksi bir uy-
gunsuzluktu.15
2255
HHAARRUUNN YYAAHHYYAA
Mezozoik döneme
ait (245-65 milyon
y›l aras›) vatoz fo-
sili, günümüz de-
nizlerinde yaflayan
vatozlar›n sahip
oldu¤u tüm özel-
liklere sahiptir.
Yaklafl›k 250 mil-
yon y›ll›k bu canl›,
evrimsel süreç id-
dias›n›n tamamen
bir hayal oldu¤unu
aç›kça göstermek-
tedir.
Ammonitler, yaklafl›k 350 milyon y›l
önce ortaya ç›kt›lar ve 65 milyon y›l
kadar önce soylar› tükendi. Aradaki
300 milyon y›l boyunca üstteki fosil-
de görülen yap›lar› hiç de¤iflmedi.
400 milyon y›ll›k deniz y›ld›z› fosili
E¤er gerçekten bir evrim yaflanm›fl olsayd›, ki hiç-
bir flekilde yaflanmam›flt›r, canl›lar›n yeryüzünde
küçük kademeli de¤iflimlerle ortaya ç›kmalar› ve
zaman içinde de de¤iflmeye devam etmeleri gere-
kirdi. Oysa fosil kay›tlar› bunun tam aksini gösterir.
Farkl› canl› s›n›flamalar›, fosil kay›tlar›nda hiçbir
atalar› olmadan aniden ortaya ç›km›fllar ve yüz mil-
yonlarca y›l boyunca hiç de¤iflim geçirmeden du-
ra¤an bir biçimde kalm›fllard›r.
Ordovisyen Dönemi'ne ait "atnal› yengeci" fosili.
Bu 450 milyon y›ll›k fosil de, günümüzde yaflayan
örneklerinden farks›z.
FF OO SS ‹‹ LL KK AA YY II TT LL AA RR II NN DD AA DD UU RR AA ⁄⁄ AA NN LL II KK
Ordovisyen Devri'ne ait istiridye fosilleri.
Almanya'n›n Bav-
yera bölgesinde
bulunan 140 mil-
yon y›ll›k yusufçuk
fosili, flu anda ya-
flayan yusufçukla-
r›n ayn›s›d›r.
‹skoçya'daki East Kirkton bölgesinde bu-
lunmufl olan bilinen en eski akrep fosili.
Pulmonoscorpius kirktonensis ad› verilen
türe ait bu akrep, 320 milyon y›ll›k ve günü-
müz akreplerinden farks›z.
Balt›k Denizi k›y›lar›nda amber içinde bu-
lunan yaklafl›k 170 milyon y›ll›k bir böcek
fosili. Yaflayan örnekleriyle t›pat›p ayn›.
35 milyon y›ll›k fosil si-
nekler. Günümüzde ya-
flayan sineklerle ayn›
vücut yap›s›na sahipler.
Jurasik Dönem'e ait yaklafl›k 170 milyon
y›ll›k karides fosili. Günümüzdeki kari-
deslerden hiçbir fark› yok.
Darwin'in aflamal› evrim iddias›n›n geçersizli¤ini görerek, buna kar-
fl› Stephen J. Gould ile birlikte "s›çramal› evrim" iddias›n› ortaya atan Ni-
les Eldredge'in yukar›daki ifadeleri, dura¤anl›¤›n Darwin'e problem olufl-
turmas› konusunda oldukça do¤ruydu. Fakat Eldredge'in de aç›kça ihmal
etti¤i ve görmezden geldi¤i nokta, fosil kay›tlar›nda aç›kça görülen dura-
¤anl›¤›n, s›çramal› evrim için de büyük bir sorun oluflturdu¤uydu.
S›çramal› evrim (Punctuated Equilibrium – Kesintiye U¤ram›fl Den-
ge) modelini öne süren paleontologlar, fosil kay›tlar›ndaki dura¤anl›¤›n
bir "sorun" oldu¤unu kabul etmifl ama evrim fikrinden vazgeçmeyi im-
kans›z gördükleri için canl›lar›n küçük de¤iflikliklerle de¤il, ani ve büyük
de¤iflikliklerle olufltu¤unu öne sürmüfllerdi. Bu iddiaya göre evrimsel de-
¤ifliklikler, çok k›sa zaman aral›klar›nda ve çok dar popülasyonlar içinde
gerçekleflmekteydi. Bu vakte kadar canl› popülasyonu hiçbir de¤iflim gös-
termiyor ve bir tür denge durumunda kal›yordu. Popülasyon çok dar ol-
du¤u için büyük mutasyonlar sözde çok k›sa sürede do¤al seleksiyon me-
kanizmas› vas›tas›yla seçiliyor ve böylece ve her nas›lsa yeni bir türün olu-
flumu sa¤lan›yordu.
EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii
EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
Kurba¤alar›n kökeninde de bir evrim süreci yok-
tur. Bilinen en eski kurba¤alar, bal›klardan tama-
men farkl›d›r ve kendilerine has yap›lar›yla or-
taya ç›km›fllard›r. Ve günümüzdeki kurba¤alarla
ayn› özelliklere sahiplerdir. Dominik Cumhuriye-
ti'nde bulunan amber içindeki kurba¤a fosili yak-
lafl›k 25 milyon y›ll›kt›r ve yaflayan örnekleriyle
aras›nda hiçbir fark yoktur.
S›çramal› evrim modelinin, mikro-
biyoloji ve genetik bilimleri taraf›ndan
çok fazla delil ile yalanlanm›fl oldu¤u bu-
gün bilinen bir gerçektir. (Detayl› bilgi için bkz.
Hayat›n Gerçek Kökeni, Harun Yahya) Ayr›ca fosil kay›t-
lar›ndaki dura¤anl›¤a ve dolay›s›yla ara form yoklu¤una aç›klama getir-
mek için öne sürülen s›çramal› evrimin "dar popülasyonlar" iddias› da yi-
ne hiçbir bilimsel dayana¤a sahip de¤ildir. Yeni bir tür oluflumunun, say›-
ca son derece az hayvan› ve bitkiyi bar›nd›ran topluluklarda gerçekleflti¤i-
ni iddia eden s›çramal› evrim, dar popülasyonlar›n genetik yönden evrim
teorisi için avantajl› de¤il, dezavantajl› oldu¤unun aç›kça ortaya ç›kmas›y-
la büyük bir darbe alm›flt›r. Dar popülasyonlar, yeni bir tür oluflumuna yol
açacak flekilde geliflmek bir yana, ciddi genetik bozukluklar ortaya ç›kar-
maktad›r. Bunun nedeni, dar popülasyonlarda, bireylerin sürekli dar bir
genetik havuz içinde çiftleflmeleridir. Bu yüzden normalde "heterozigot"
olan bireyler giderek "homozigot" haline gelmektedir. Bunun sonucunda
da, normalde çekinik (resesif) olan bozuk genler, bask›n (dominant) hale
gelmekte ve böylece popülasyonda giderek daha fazla genetik bozukluk
ve hastal›k ortaya ç›kmaktad›r. Dolay›s›yla fosil kay›tlar›ndaki ara form
eksikli¤i, dar popülasyonlarda gerçekleflen bir evrimin sonucu de¤ildir.
Tüm bu bilimsel olanaks›zl›klar›n yan›s›ra, s›çramal› evrim taraftarlar›n›n,
küçük popülasyonlarda meydana gelen de¤iflikliklerin izinin, fosil kay›t-
lar›nda neden bulunamad›¤› sorusuna verebilecek bir cevaplar› yoktur.
Bu aç›k gerçek gösterir ki, hem Darwin'in ortaya att›¤› aflamal› evrim
modeli, hem de onun sundu¤u geçersizlikleri örtbas edebilmek için öne
sürülen s›çramal› evrim modeli, fosil kay›tlar›ndaki dura¤anl›¤›, canl›
formlar›n›n ani ortaya ç›k›fllar›n› ve ara form yoklu¤unu aç›klayamamak-
tad›r. Bu durum, her ne teori öne sürülürse sürülsün, canl›lar›n evrim ge-
2299
HHAARRUUNN YYAAHHYYAA
AADDNNAANN OOKKTTAARR
çirdi¤ine dair her türlü iddian›n baflar›s›zl›kla sonuçlanaca¤›n›, bilimsel
olarak çöküfle u¤ramaya mahkum olaca¤›n› tüm aç›kl›¤›yla göstermekte-
dir. Çünkü canl›lar evrimleflmemifllerdir; Allah tüm canl›lar› kusursuz hal-
leri ile yoktan var etmifltir. Dolay›s›yla canl›lar›n evrimleflti¤ini savunan
her iddia, yok olmaya mahkumdur.
S›çramal› evrim teorisinin fikir babas› Stephen J. Gould, Hobart &
William Smith College'de verdi¤i bir konferansta bu gerçe¤i tüm aç›kl›¤›y-
la flu flekilde itiraf eder:
Her paleontolog ço¤u türlerin de¤iflmedi¤ini bilir. Bu s›k›nt› vericidir… kor-
kunç bir s›k›nt›ya neden olur… [Canl›lar] biraz daha büyük veya yamru-
yumru olabilirler fakat ayn› tür olarak kalmaya devam ederler ve bunun ne-
deni kusurluluk veya boflluklar de¤il, dura¤anl›kt›r. Fakat bu ola¤anüstü du-
ra¤anl›k genellikle bir veri olarak görmezlikten gelinmifltir. E¤er de¤iflmiyor-
larsa, söz konusu olan evrim de¤ildir; o halde bundan söz etmezsiniz.16
ÇÇeevvrreenniinn ""EEttkkiissiizzllii¤¤ii""
Yaflayan fosiller, günümüzdeki örnekleriyle geçmiflten kalan
fosil örnekleri aras›nda farkl›l›k bulunmayan, dolay›s›yla türlerin
milyonlarca y›l boyunca hiçbir evrim geçirmedi¤i gerçe¤ine
ayna tutan kan›tlard›r. Bu yönleriyle evrim teorisine a¤›r bir
darbe oluflturmaktad›rlar. Bilindi¤i gibi evrim teorisi, an-
cak de¤iflen çevre flartlar›na uyum sa¤layabilen canl›lar›n
hayatta kalaca¤›n›, hayali bir tak›m rastlant›sal de¤iflimlerin etki-
siyle canl›lar›n bu süreçte baflka canl›lara evrimleflece¤ini iddia et-
mektedir. Yaflayan fosiller ise, teorinin, türlerin zaman içinde de-
¤iflen flartlara göre de¤iflim geçirece¤i iddias›n›n as›ls›z bir hi-
kayeden ibaret oldu¤unu ortaya koymaktad›r. Tarihte yüz
milyonlarca y›l geriye uzanan, çok eski yaflayan fosil ör-
nekleri mevcuttur. Yaklafl›k dört yüz milyon y›ll›k oldu-
¤u halde hiçbir de¤iflim izi ortaya koymayan köpek
3300
EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii
EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
3311
HHAARRUUNN YYAAHHYYAA
bal›¤› ve evrimcilerin soyu tükenmifl bir ara-geçifl canl›s› olarak ortaya at-
t›klar› ama günümüzde halen yaflayan bir dip bal›¤› oldu¤u anlafl›lan
Cœlacanth gibi canl›lar›n fosilleri, evrim teorisinin de¤iflim senaryosunu
yalanlayan çok çarp›c› bir tablo çizmektedir.
Denizlerin en tehlikeli canl›lar›ndan biri olan köpek bal›¤› ve 400 milyon y›ll›k fosili bize
köpek bal›klar›n›n hiçbir evrim süreci geçirmedi¤ini aç›kça göstermektedir.
160 milyon y›ll›k,
bilinen en eski se-
mender fosili.
Milyonlarca
y›ll›k y›lan fo-
silleri, y›lanla-
r›n hiçbir de-
¤iflime u¤ra-
mad›klar›n›
göstermekte-
dir.120 milyon y›ll›k kufl tüyü fosili.
Zeminde, bir tür
a¤açkakan tüyü fosili.
Günümüz a¤açkakan
tüyleriyle ayn›d›r.
190 milyon y›ll›k timsah fosili ve
günümüzdeki yaflayan örne¤i.
Yanda, 2 milyon y›ll›k
amber içinde kar›nca
fosili ve üstünde
günümüzde yaflayan
kar›nca. Bu canl›lar,
milyonlarca y›l önce
de günümüzdekiler-
den farkl› de¤ildi.
Zeminde, bugüne kadar bulunan en eski çiçekli bitki fosili.
Birkaç milyon y›ll›k
Akçaa¤aç yapra¤›n›n
fosili ve günümüzde-
ki Akçaa¤aç yaprak-
lar›.
Sa¤da, Çuha çiçe¤i fosili
ve yukar›da, günümüzde
yaflayan çuha çiçe¤i
3344
EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii
EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
Focus dergisi de evrimci bir yay›n olmas›na karfl›n, Cœlacanth'›n konu
edildi¤i Nisan 2003 tarihli say›s›nda, bu bal›k gibi milyonlarca y›ld›r de-
¤iflmeyen canl›lardan flöyle söz etmifltir:
Cœlacanth gibi büyük bir canl›n›n, bunca y›l bilim dünyas›n›n bilgisinden
uzak yaflad›ktan sonra bulunmas›, çok fazla ilgiyi üstüne çekmesine yol açt›.
Oysa, Cœlacanth gibi milyonlarca y›l öncesinden kalan fosilleriyle t›pa t›p
benzerlik içindeki organizmalar›n say›s› oldukça fazla. Örne¤in, bir kabuklu
türü olan Neopilina, 500 milyon y›ldan beri, akrep, 430 milyon y›ldan beri;
z›rhl› ve k›l›ç kuyruklu bir hayvan olan deniz canl›s› Limulus, 225 milyon
y›ldan beri; yaln›zca Yeni Zelanda'da yaflayan bir tür sürüngen olan Tuatara
da, yaklafl›k 230 milyon y›ldan beri de¤iflmedi. Eklembacakl›lar›n birçok ta-
k›m›, timsahlar, deniz kaplumba¤alar› ve birçok bitki türü de uzay›p giden
listenin bir parças›.17
Focus dergisi, hamam böce¤i ve archaebakterilerden örnek vererek,
bu fosillerin evrim teorisine vurdu¤u darbeyi ise aç›kça itiraf etmektedir:
Evrim çizgisinden bak›ld›¤›nda, bu tip organizmalar›n mutasyona u¤rama
olas›l›¤›, di¤erlerine göre çok daha yüksek. Çünkü, her yeni nesil, DNA'n›n
kopyalanmas› demek. Milyonlarca y›l süresince kopyalama iflleminin kaç
kez yap›ld›¤›n› düflününce, ortaya çok ilginç bir tablo ç›k›yor. Teoride, de¤i-
flen çevre koflullar›, düflman türler, türler aras› rekabet gibi çeflitli bask› un-
surlar›n›n do¤al seçime neden olmas›, mutasyona u¤ram›fl avantajl› türlerin
seçilmesi ve bu türlerin, bu kadar uzun zaman içinde çok fazla de¤iflikli¤e
u¤ramas› gerekiyordu. AMA GERÇEKLER BÖYLE DE⁄‹L. Sözgelimi, ha-
mamböceklerini ele alal›m. Çok h›zl› ürüyorlar, ömürleri de k›sa, ama yakla-
Amber içinde 50 milyon
y›ll›k akrep fosili
fl›k 250 milyon y›ldan beri ayn›lar. Daha çarp›c› bir örnek ise archaebakteri-
ler. Tam 3.5 milyar y›l önce, Dünya henüz çok s›cakken ortaya ç›kt›lar, günü-
müzde de Yellowstone Milli Park›'ndaki kaynar sularda yaflamaya devam
ediyorlar.18
Evrim teorisi, türlerin do¤a tarihi hakk›nda yaz›lan, ancak bu alanda
elde edilen bilimsel bulgularla kesin olarak yalanlanan hayali bir hikaye-
den ibarettir. Yaflayan fosiller, çevrenin canl›lar üzerindeki etkisinin "ev-
rim" de¤il, tam aksine "evrimsizlik" oldu¤unu göstermektedirler. Türler
günümüzdeki beden yap›lar›na tesadüfi bir de¤iflim sürecinden geçerek
ulaflmam›fllard›r. Hepsi Yüce Allah taraf›ndan kusursuzca var edilmifller-
dir ve yeryüzündeki varl›klar› boyunca hep yarat›ld›klar› flekilde yaflam›fl-
lard›r.
3355
HHAARRUUNN YYAAHHYYAA
Milyonlarca y›ld›r de¤iflmemifl bir canl› olan
Tuatara’n›n, fosili ve günümüzdeki hali.
150 milyon y›ll›k atnal› yengeci fosili ve
günümüzdeki Atnal› yengeci
eolojik dönemlere ait örneklerinin fosil katmanlar›nda bulundu-
¤u, yaflayan örneklerinin de günümüzde ele geçti¤i canl›lara
"yaflayan fosiller" ad› veriyoruz. Bu canl›lar, milyonlarca y›ll›k
örneklerinden hiçbir fark ortaya koymamakta, fosil formlar›n›n
canl› örneklerini oluflturmaktad›rlar. Bunlar›n kuflkusuz en önemli örne¤i,
evrimcilerin y›llarca en önemli sözde ara geçifl canl›s› olarak tan›t›p üze-
rinde say›s›z spekülasyon yapt›klar› Cœlacanth'd›r.
SSaahhttee AArraa GGeeççiiflfl ÖÖrrnnee¤¤ii:: CCœœllaaccaanntthh
Güney Afrika k›y›lar›nda, 1938 k›fl›nda, The Nerina ad› verilen bir bal›kç›
teknesi, Hint Okyanusu'nda Chalumna nehrine yak›n bir yerlerde 70 milyon
y›l önce soyunun tükenmifl oldu¤u düflünülen bir bal›k yakalad›. Bu bal›k,
dinozorlarla ayn› zamanda yetiflip büyümüfl olan Cœlacanth idi…19
Oxford Üniversitesi, Do¤al Bilimler Akademisi baflkan› evrimci Keith
S. Thomson'un bu sözleri, bir evrim efsanesinin nas›l yok oldu¤unun aç›k
bir ifadesidir. Çünkü Cœlacanth'›n canl› bir örne¤inin yakalanmas›, evri-
min en büyük sahte dayanaklar›ndan birini ortadan kald›rm›flt›r.
Fosil kay›tlar›na göre 410 milyon y›l öncesine (Devonian Dönemi) da-
yanan Cœlacanth, evrimciler taraf›ndan, bal›klar ile amfibiyenler aras›nda
yer alan çok güçlü bir ara form delili say›l›yordu. 70 milyon y›l önce (Kre-
tase Dönemi) fosil kay›tlar›ndan gizemli bir flekilde silinmifl ve o dönem-
de soyunun tükendi¤ine inan›lm›flt›.20 Evrimci biyologlar, bu canl›n›n fo-
sillerinden yola ç›karak, canl›n›n vücudunda tam olarak ifllev görmeyen,
yani evrimcilerin tabiriyle "ilkel" bir akci¤er bulundu¤unu ileri sürmüfller-
di. Cœlacanth üzerindeki spekülasyonlar o kadar yayg›nlaflt›r›ld› ki, bu
canl›, pek çok bilimsel kayna¤a en önemli evrim delili olarak girdi ve hat-
ta bu canl›n›n denizden karaya ç›karken çizilmifl resimleri bilimsel kay-
naklarda büyük bir h›zla yay›nlanmaya bafllad›. Elbette bütün bu varsa-
y›mlar›n, sahte çizimlerin, sahte iddialar›n dayana¤›, bu canl›n›n soyu tü-
kenmifl olmas›na dair kesin inançt›.
Fakat durum farkl›yd›. ‹lki 1938 y›l›nda Güney Afrika'da, ikincisi
1952 y›l›nda Madagaskar'›n Kuzeybat›s›ndaki Comores adalar›nda ve di-
¤eri ise 1998 y›l›nda Endonezya Sulawesi'de olmak üzere Cœlacanth,
3388
EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii
EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
J
200'den fazla kere günümüz okyanuslar›nda yakaland›. Ele geçirilen ilk
Cœlacanth karfl›s›nda flaflk›nl›¤›n› aç›kça ifade etmekten kendini alamayan
evrimci paleontolog J. L. B. Smith, "Yolda dinozora rastlasayd›m, daha çok
flafl›rmazd›m," diyordu.21
Cœlacanth'›n canl› örneklerinin bulunmas›yla bu canl› hakk›ndaki id-
dialar›n bir aldatmacadan baflka bir fley olmad›¤› da ortaya ç›km›fl oldu.
Evrimci araflt›rmac›lar›n ilkel akci¤er oldu¤unu öne sürdükleri yap›, bal›-
¤›n vücudunda bulunan bir ya¤ kesesinden baflka bir fley de¤ildi. Ayr›ca
evrimciler bu canl›y› hep s›¤ sularda yaflayan ve sudan ç›kmaya haz›rla-
nan bir sürüngen aday› olarak tan›tm›fllard›. Oysa Cœlacanth'›n gerçekte
okyanusun en derin sular›nda yaflayan ve 180 m derinli¤in üzerine hemen
hiç ç›kmayan bir dip bal›¤› oldu¤u anlafl›ld›.22
HHAARRUUNN YYAAHHYYAA
Altta, evrimci paleontolog J. L. B. Smith ve Comores adalar›nda
canl› halde bulunan Cœlacanth. Bulunan bu ilk örnek ile
Cœlacanth'›n tam bir bal›k oldu¤u, evrimcilerin iddia ettikleri gibi
bir ara geçifl canl›s› olmad›¤› ortaya ç›kt›. Bundan sonra bulunan
200 canl› örnek, bu önemli gerçe¤i pekifltirmiflti.
410 milyon y›ll›k
Cœlacanth fosili
3399
AADDNNAANN OOKKTTAARR
1987 y›l›nda Alman do¤abilimci Hans Fricke'nin yapt›¤› araflt›rmalar
da bu sonuçlar› do¤rulad›. Fricke, Grand Comoro adalar›nda Cœlacanth'la-
r› gözlemlemifl ve foto¤rafland›rm›flt›. Bu canl›lar›n, öne, arkaya, hatta bafl
afla¤› yüzdüklerini görmüfl ama hiçbir flekilde deniz dibinde yüzgeçleriy-
le hareket etme gibi "yürümeyi" and›racak bir hareket flekli göstermedik-
lerini tespit etmifltir.23
Cœlacanth'›n bir yaflayan fosil örne¤i olmas›, evrimcilerin sudan kara-
ya ç›k›fl gibi hayali bir senaryo için gururla sunup sergiledikleri tek sözde
delili de ortadan kald›r›yordu. 1938 y›l›nda günümüz denizlerinde karfl›-
lafl›lan bu canl›, öylesine önemli bir bal›kt› ki, evrimcilerin çok uzun za-
mand›r anlamazl›ktan geldikleri "sudan karaya geçifl sahtekarl›¤›n›" bir
anda ortaya ç›karm›flt›. Evrimciler, bu canl› gerçek karfl›s›nda kimseyi suç-
layamad›lar, kimseyi "bunun aksi oldu" diye iknaya kalk›flmad›lar. Cœla-
canth ve onun sudan karaya ç›k›fl hikayesi ile ilgili hiçbir yeni iddia ortaya
atamad›lar. Fosil kay›tlar›ndaki dura¤anl›k, evrimi, en büyük dayanakla-
r›ndan bir tanesini ortadan kald›rarak y›km›flt›.
Politik bilim profesörü Robert G. Wesson, bu gerçe¤i flu sözlerle aç›k-
lam›flt›:
Soyunun tükenmifl oldu¤u san›lan ama 1938 y›l›nda tekrar keflfedilen
sa¤l›kl› yüzgeçlere sahip Cœlacanth, yaklafl›k 450 milyon y›ld›r dura-
¤an durumdad›r… Bu neredeyse zamans›z türler, tüm
4400
EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii
EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
4411
HHAARRUUNN YYAAHHYYAA
canl›larda söz konusu olan protein de¤iflikliklerinden muaf de¤ildirler. Ve
bunlar adaptasyon eksikli¤i olmadan çeflitli flekillerde çeflitlenmifl olmal›d›r-
lar. Ama bunlar›n örnekleri her nas›lsa adeta donmufltur... Geleneksel evrim
teorisinin görüflüne göre, uzun süreli dura¤anl›¤›n aç›klanmas› zordur. Tür-
ler yeni flartlara ve f›rsatlara adapte olduklar› için h›zl› evrim daha kapsam-
l› olmal›d›r. Ama milyonlarca y›l boyunca de¤iflen koflullar alt›nda de¤iflme-
den kalan türlerle ba¤daflmamaktad›r.24
Üstte, canl› Cœlacanth
bal›¤›n›n kuyru¤u ile 140
milyon y›ll›k fosil hali bir-
birlerinden tamamen
farks›zd›r. Yukar›da solda,
bulunan canl› Cœlacanth
örneklerinden bir di¤eri.
AAttnnaall›› YYeennggeeccii
‹lk fosil kay›tlar› 425 milyon y›l öncesine dayanan atnal› yengeci, gü-
nümüz sahillerinde ayn› flekli ile varl›¤›n› sürdüren önemli bir yaflayan fo-
sil örne¤idir. Kumsalda rahat yürümesini sa¤layan ve bir dümen gibi ha-
reket eden kuyru¤u, son derece kompleks birleflik yap›daki iki gözü ve
tüm di¤er özel yap›lar› ile günümüzden 425 milyon y›l önce, bugünkü
flekliyle varl›¤›n› sürdürmüfltür.
4422
EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii
EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
450 milyon y›ll›k atnal› yengeci fosi-
li. Fosilin günümüzde yaflayan atnal›
yengeçlerinden hiçbir fark› yoktur.
Günümüzden yaklafl›k yar›m milyar
y›l önce de ayn› özelliklere ve ayn›
kompleks donan›mlara sahiptir. Bu
gerçek, Darwinistlere göre canl›lar›n
evrim geçirmeleri gereken bir
dönemde evrimin hiçbir flekilde
yaflanmad›¤›n› aç›kça gösterir.
HHaammaamm BBööccee¤¤ii
Hamam böce¤i, bugüne kadar yaflam›fl olan en eski kanatl› böcektir.
Fosil formu bundan tam 350 milyon y›l önce Karbonifer Dönemi'nde orta-
ya ç›km›flt›r.25 Bu canl›, en küçük bir harekete, hatta bir hava ak›m›na kar-
fl› bile oldukça hassas olan çeflitli uzant›lar›yla, mükemmel kanatlar›yla,
nükleer radyasyona bile karfl› koyabilecek dayan›kl› yap›s›yla, 350 milyon
y›l önceki halinden farks›zd›r.26
4433
HHAARRUUNN YYAAHHYYAA
300 milyon yıllık
hamam böce¤i fosili, günümüzde
yaflayan hamam böcekleriyle tama-
men ayn› özelliklere sahiptir. 300
milyon y›ll›k bu yaflayan fosil,
Darwin'in evrim teorisini kesin
olarak reddetmektedir.
OOkkaappii
Evrim teorisinin en büyük sahte delillerinden birini çürüten, hatta ev-
rim ad›na yap›lm›fl önemli bir sahtekarl›¤› ortaya ç›karan yaflayan fosiller-
den biri de sayfan›n alt›nda resmi görülen Okapi'dir.
Bu canl›n›n bulunan fosilleri Miocene devrine aitti. 1901 y›l›nda ilk
defa canl› olarak ele geçirilene kadar, Okapi'nin soyunun tükenmifl oldu-
¤u san›l›yordu. Ve bu nedenle de evrimciler taraf›ndan al›n›p tamamen
sahte bir iddia olan at›n evrimi senaryosuna bir ara geçifl canl›s› olarak da-
hil edildi. Ancak Okapi'nin canl› örne¤inin ele geçirilmesiyle, at›n evrimi
senaryosu da ortadan kalkm›fl oluyordu.
Memelilerin hayali kökeni konusunda "at›n evrimi", uzun bir süre bo-
yunca evrimcilerin bafl tac› ettikleri bir konuydu. Çeflitli boy s›ras›na göre
canl›lar arka arkaya dizilmifl ve aralar›ndaki anatomik farkl›l›klar hiç dik-
kate bile al›nmadan bunlar›n at›n evrimsel aflamalar› oldu¤u öne sürül-
müfltü. Y›llar boyunca do¤al tarih müzelerinde sergilenen bu seri, evrime
bir delilmifl gibi ders kitaplar›nda bile anlat›ld›. Ancak bugün pek çok ev-
rimci, at›n evrimi senaryosunun geçersizli¤ini aç›kça kabul etmekte ve bu-
nun tümüyle göz boyamaya dayanan bir sahtekarl›k örne¤i oldu¤unu iti-
raf etmektedir.
4444
EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii
EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
Kas›m 1980'de Chicago Do¤a Tarihi Müzesi'nde 150 evrimcinin kat›l-
d›¤›, dört gün süren ve kademeli evrim teorisinin sorunlar›n›n ele al›nd›¤›
bir toplant›da söz alan evrimci Boyce Rensberger, at›n evrimi senaryosu-
nun, fosil kay›tlar›nda hiçbir dayana¤› olmad›¤›n› ve at›n kademeli evrim-
leflmesi gibi bir sürecin hiç yaflanmad›¤›n› flöyle anlatm›flt›r:
Yaklafl›k 50 milyon y›l önce yaflam›fl dört t›rnakl›, tilki büyüklü¤ündeki can-
l›lardan, bugünün daha büyük tek t›rnakl› at›na, bir dizi kademeli de¤iflim
oldu¤unu öne süren, ünlü at›n evrimi örne¤inin geçersiz oldu¤u, uzun za-
mand›r bilinmektedir. Kademeli de¤iflim yerine, her türün fosilleri bütünüy-
le farkl› olarak ortaya ç›kmakta, de¤iflmeden kalmakta, sonra da soyu tüken-
mektedir. Ara formlar bilinmemektedir.27
Rensberger'in bulgular› do¤rudur, at›n evrimi ad› verilen bir sürecin
yafland›¤›na dair hiçbir kan›t yoktur. At serisi iddias›, tamamen spekülatif-
tir, gerçeklere dayanmamaktad›r ve bu canl›lar›n aralar›nda anatomik ve fi-
ziksel oldukça büyük farklar bulunmaktad›r. Ancak Rensberger'in ihmal et-
ti¤i nokta, söz konusu canl›lar›n tümünün soylar›n›n tükenmifl olmad›¤›d›r.
1901 y›l›nda canl› örne¤i ile karfl›lafl›lan Okapi, evrimcilerin ara geçifl formu
olarak sergiledikleri bir canl›n›n günümüzde halen yaflamakta oldu¤unu
göstermifltir. At ile hiçbir ilgisi olmayan, daha çok zebraya benzeyen bu can-
l›, Miosen Dönemi'nde de (23 - 5.3 milyon y›l önce), flu anda sahip oldu¤u
kompleks özelliklerle yaflam›flt›r.
Bir yaflayan fosil olan Okapi, evrimin en büyük iddialar›ndan bir tane-
sini bir kez daha çürütmüfltür. Her yönden tutars›zl›klarla dolu olan at›n
evrimi senaryosu, tamamen ortadan kalkm›fl, evrimin bir baflka utanc› ola-
rak rafa kald›r›lm›flt›r. Amerikan Do¤a Tarihi Müzesi'nden Dr. Niles Eld-
redge, hala müzenin alt kat›nda duran bu flema hakk›nda flunlar› söyler:
Hayat›n do¤as› hakk›nda her biri birbirinden hayali bir sürü kötü hikaye
vard›r. Bunun en ünlü örne¤iyse, belki 50 y›l önce haz›rlanm›fl olan ve hala
alt katta duran at›n evrimi sergisidir. At›n evrimi, birbirini izleyen yüzlerce
bilimsel kaynak taraf›ndan büyük bir gerçek gibi sunulmufltur. Ancak flimdi,
bu tip iddialar› ortaya atan kiflilerin yapt›klar› tahminlerin, yaln›zca spekü-
lasyon olduklar›n› düflünüyorum.28
4455
HHAARRUUNN YYAAHHYYAA
AADDNNAANN OOKKTTAARR
DDii¤¤eerr YYaaflflaayyaann FFoossiilllleerr
Gazetelerde s›k s›k, "20 milyon y›ll›k örümcek fosili bulundu", "35
milyon y›ll›k kertenkele fosili bulundu" gibi haberler dikkatinizi çekmifltir.
Bu haberlerin her biri asl›nda evrim süreci gibi bir senaryonun hiçbir fle-
kilde gerçekleflmedi¤inin aç›k birer delilidir. Yaflayan fosillere verilebile-
cek çok fazla örnek vard›r. Üstelik bu örnekler, yüzlerce milyon y›l geriye
kadar gitmektedir.
Timsah, 200 milyon y›l önce yaflam›fl olan bir canl›d›r ve
fosil kay›tlar› bunu do¤rular.29 Ama günümüzde de varl›¤›-
n› sürdürmektedir. Ginko a¤açlar›, 125 milyon y›l önce de
yaflam›fllard›r, günümüzde de canl› örnekleri bulun-
mufltur. Neopilina yumuflakçalar› 500 milyon y›l, tuata-
ra kertenkelesi 200 milyon y›l, hatta arkeabakteriler 3.5
milyar y›l önce yaflam›fl varl›klard›r.30 Ve ayn› mükem-
mel sistemleri ve kompleks yap›lar›yla günümüzde de
yaflamlar›n› sürdürmektedirler. Nautilus'lar bir grup yu-
muflakçad›r ve 300 milyon y›l önceki denizlerde yafla-
maktad›rlar.31 Bu canl›lar, günümüz denizlerinde de
ayn› flekilde varl›klar›n› sürdürmekte, ayn› flekilde bes-
lenip, ayn› flekilde ço¤almaktad›rlar.
Avustralya ve Afrika akci¤erli bal›¤› da 400 milyon
y›l öncesinde varl›¤›n› sürdüren ve flu anda da yafla-
makta olan bir yaflayan fosil örne¤idir. Charles Darwin,
bu bal›klar›n günümüzdeki varl›klar› hakk›nda flaflk›nl›¤a düflmüfl, Türle-
rin Kökeni kitab›nda söz konusu türleri bu nedenle
"anormal formlar" olarak nitelendir-
mifl ve bunlar›n "neredeyse yafla-
yan fosil olarak adland›r›labile-
ceklerini" belirtmifltir.32
4466
EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii
EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
125 milyon y›l önce yafla-
yan Ginko a¤ac› yapra¤› fo-
sili ve günümüzdeki hali.
Üstte, 146-65 milyon y›ll›k
Nautilus fosili ve alt›nda
günümüzde yaflayan
Nautiluslar.
De¤iflmeden günümüzde varl›klar›n› milyonlarca y›l önceki halleriy-
le aynen devam ettiren canl›lar bunlarla s›n›rl› de¤ildir. Mersinbal›¤›, zar-
gana, ›stakoz, kerevit ve Devonian dönemine ait köpek bal›klar›, yaflayan
fosillere birer örnektirler. Uskumru, tatl› su levre¤i, ringa bal›¤›, denizana-
s›, süngerler, kurba¤alar, ar›lar, kar›ncalar, kelebekler ve termitler, yine de-
¤iflmeden kalan bu canl›lara örnektirler. 230 milyon y›ll›k yusufçuk, 100
milyon y›l öncesine ait asker kar›ncalar, 150 milyon y›ll›k semender günü-
müzde de yaflamaktad›r. Bu durum örümcek gibi araknidler ve k›rkayak
gibi miriapodlarda da ayn›d›r.33 34 Son olarak kendi kan› ile birlikte bir am-
ber içinde bulunan ve 20 milyon y›ll›k oldu¤u tespit edilen örümcek fosili
de 2000'li y›llar›n en önemli kefliflerindendir. Manchester Üniversite-
si'nden yap›lan aç›klamada 4 cm uzunlu¤unda ve 2 cm eninde olan canl›-
n›n 20 milyon y›l önceki halinin, günümüz örümceklerinden hiçbir fark
göstermeden reçine içinde saklanm›fl oldu¤u bildirilmifltir. Örümce¤in
kendi kal›nt›s› ile birlikte kan örne¤inin de, bu canl›n›n DNA yap›s›n›n tes-
pit edilmesini sa¤lamas› umulmaktad›r.35 Ancak flu bir gerçektir ki, söz ko-
nusu örümcek fosili, bulunan tek örnek de¤ildir. Yap›lan kaz›larla ortaya
ç›kar›lm›fl ve yüz milyonlarca y›l öncesine ait örümcek fosilleri mevcuttur
ve bunlar dünyan›n çeflitli ülkelerinde müzelerde sergilenmektedir. Bili-
nen en eski ve en eksiksiz su örümce¤i fosili, günümüzden 425 milyon y›l
öncesine aittir ve bu canl›lar›n milyonlarca y›ldan beri de¤iflmeden kald›k-
lar›n›n önemli bir delilidir.36 Yeryüzü, örümcek gibi milyonlarca y›l önce-
sinden kalan, günümüz canl›lar›n›n ve soyu tükenmifl di¤erlerinin say›s›z
fosil örne¤ini bar›nd›rmaktad›r. Bu kitapla gözler önüne serilen fosiller, çe-
flitli müzelerde saklanan milyonlarca örnekten sadece birkaç›d›r.
4477
HHAARRUUNN YYAAHHYYAA
Devonian Dönemi'ne ait (408-360
milyon y›l önce) Avustralya akci-
¤erli bal›¤›. Evrimciler, akci¤erli
bal›klar›n, amfibiyenlerin atas› ol-
du¤unu iddia ederler. Ancak bu
bal›klar›n akci¤er yap›s›n›n kara
canl›lar›n›n akci¤erleri ile hiçbir
benzerli¤i bulunmamaktad›r.
AADDNNAANN OOKKTTAARR
vrimci New Scientist dergisi, yaflayan fosiller gerçe¤i karfl›s›nda
evrimcilerin çeliflkilerini flu flekilde aç›klam›flt›r:
Baz› biyologlar, muhtemel de¤iflikliklerdeki tehlikeleri göz önüne ala-
rak, hiçbir flekilde evrim gerçekleflmemesinden dolay› flafl›r›yorlar.
'Gerçek flu; organizmalar öylesine kompleks ki, her fleyi bir enkaza çevirme-
den tek bir fleyi de¤ifltirmek oldukça zor' diyor (Yale Üniversitesi'nden ev-
rimci paleontolog Elizabeth) Vrba. Ancak bizim mükemmel flekilde sa¤ ka-
lan canl›lar›m›z›n neden milyonlarca y›l boyunca de¤iflmeden kald›klar›n›
anlatmak oldukça zor.37
Bu somut gerçe¤in aç›klanmas› elbette evrimciler aç›s›ndan zordur.
Çünkü onlar, buna evrim teorisinin içinde bir aç›klama ararlar. Oysa yafla-
yan fosiller, canl›lar›n aflamalarla birbirlerinden türemediklerini, hiçbir fle-
kilde evrimleflmediklerini gözler önüne sermektedir. Fosil kay›tlar›, ara
geçifl formlar›n›n hiçbir örne¤ini vermemektedir. Canl›lar, milyonlarca y›l
boyunca de¤iflmeden kalm›fllar, flu anki anatomik yap›lar› nas›lsa, o dö-
nemde de ayn› anatomik yap›lar›yla var olmufllard›r. Fosil kay›tlar›, bunu
gösteren hayvan ve bitki örnekleriyle neredeyse tamamlanm›fl durumda-
d›r ve evrimi kesin ve bilimsel olarak yalanlamaktad›r.
Evrimci Niles Eldredge, evrimin çözemedi¤i say›s›z s›rdan bir tanesi-
ni oluflturan yaflayan fosiller konusuyla ilgili hiçbir aç›klamalar›n›n olma-
d›¤›n› flöyle itiraf eder:
Yaflayan bir organizma ile onun
uzak jeolojik geçmiflteki fosillefl-
mifl atalar› aras›nda karfl›laflt›rabi-
lece¤imiz herhangi bir parça üze-
rinde neredeyse hiçbir de¤ifliklik
yok gibi görünmektedir. Yaflayan
fosiller, evrimsel dura¤anl›k fikri-
nin uç derecede somut örnekleri-
dir... Yaflayan fosillerin s›rr›n› tam
anlam›yla çözemedik.38
5500
EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii
EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
E
Niles Eldredge
Fransa'n›n en ünlü zoologlar›ndan, 35 ciltlik Traité de Zoologie (Zoolo-
jinin Anlaflmas›) ansiklopedisinin editörü ve Frans›z Bilimler Akademi-
si'nin (Académie des Sciences) eski baflkan› Pierre-Paul Grassé ise, Evolu-
tion of Living Organisms (Canl› Organizmalar›n Evrimi) adl› kitab›n›n "Ev-
rim ve Do¤al Seleksiyon" bölümünü flöyle bitirir:
J. Huxley ve di¤er biyologlar›n, evrimin, do¤al seleksiyon mekanizmas› ara-
c›l›¤›yla iflledi¤i teorisi, demografik gerçeklerin, genotiplerin bölgesel dalga-
lanmas› ve co¤rafi da¤›l›mlar›n bir gözleminden baflka bir fley de¤ildir. Ço-
¤unlukla ele al›nan türler, on binlerce sene hiç de¤iflmeden kalmaktad›r. Ko-
flullara ba¤l› olarak meydana gelen dalgalanmalar, genlerin önceden de¤ifl-
mesiyle beraber ele al›nd›¤›nda, evrime delil olarak kullan›lamaz; ve bu-
nun en güzel delili de milyonlarca y›ld›r hiçbir de¤iflikli¤e u¤ramayan ya-
flayan fosillerdir.39
Yaflayan fosiller ve fosil kay›tlar›ndaki dura¤anl›k, ne Darwin döne-
minde aç›klanabilmifltir ne de bundan sonra aç›klanabilir durumdad›r.
Darwin'in evrim teorisini, flekilden flekle sokarak günümüz bilimsel bulu-
gular›na uyarlamaya çal›flan evrimci bilim adamlar› da bu gerçe¤i, art›k is-
temeseler de kabul etmifl durumdad›rlar. Bilimsel verilerin ve fosil kay›t-
lar›n›n ortaya ç›kard›klar› gerçekler, t›pk› 150 y›l önce Darwin'in itiraf etti-
¤i gibi, günümüzde de evrim teorisinin her türlü versiyonu ile çeliflmekte-
dir:
Bu kitapta, gerçeklerin delil gösterilemeyece¤i bir nokta oldu¤unu biliyo-
rum. Bu nokta, genellikle benim vard›¤›m sonuçlardan tamamen ters sonuç-
lar ortaya ç›karmaktad›r. Adil bir sonuç, ancak her problemin her iki yönü-
nün gerçeklerini tam olarak aç›klamak ve tartmak ile sa¤lanabilir. Ama bu-
rada bunu yapmak mümkün de¤ildir.40
Darwin bu sözlerle, iddias›n›n gerçeklerle ba¤daflmad›¤›n› ve bu ne-
denle de gerçekleri görmezden geldi¤ini, çekinmeden dile getirmektedir.
Günümüzde, fosil kay›tlar›n›n ortaya koydu¤u gerçe¤e ra¤men evrim te-
orisini savunanlar›n içinde bulundu¤u durum da budur. Körü körüne
Darwin'in izinden gitmeye devam etmekte ve gerçeklere yüz çevirmekte-
dirler. Ancak bu yaln›zca k›sa süreli bir aldatmacad›r. Gerçekler, art›k Dar-
5511
HHAARRUUNN YYAAHHYYAA
AADDNNAANN OOKKTTAARR
win dönemindekinden daha aç›k ve daha fazla sapta-
nabilir durumdad›r. Gerçekleri gören ve gerçekleri ter-
cih eden insanlar›n say›s› artmakta, hikayelere inan›p
bunlar› sorgulamayan insanlar›n say›s› oldukça azal-
maktad›r. Gerçekler, art›k Darwin döneminde oldu¤u
gibi gizlenebilir ve ihmal edilebilir durumda de¤ildir.
Genetik, mikrobiyoloji, paleontoloji, jeoloji ve di¤er
tüm bilim dallar›, Darwin'in ve Darwin destekçilerinin
hiç istemedi¤i ve belki de hiç beklemedikleri bir gerçe-
¤i sürekli olarak ortaya ç›karmaktad›r. Ve bu gerçek,
Yarat›l›fl Gerçe¤idir.
‹flte böyle; çünkü Allah, hakk›n ta Kendisi'dir.
O'nun d›fl›nda, onlar›n tapt›klar› ise, flüphesiz
bat›l›n ta kendisidir. Gerçekten Allah, yücedir,
büyüktür.
Görmedin mi, Allah, gökten su indirdi, böylece
yeryüzü yemyeflil donat›ld›. fiüphesiz Allah,
lütfedicidir, herfleyden haberdard›r.
Göklerde ve yerde her ne varsa O'nundur. fiüp-
hesiz Allah, hiçbir fleye ihtiyac› olmayan (Ga-
ni)d›r, övülmeye lay›k oland›r.
Görmedin mi, Allah, yerdekileri ve denizde
O’nun emriyle ak›p giden gemileri, sizin yarar›-
n›za verdi. Ve izni olmad›kça, gö¤ü yerin üstü-
ne düflmekten al›koyar. fiüphesiz Allah, insan-
lara karfl› flefkatlidir, çok merhametlidir.
Sizi diri tutan, sonra öldürecek, sonra da dirilte-
cek olan O'dur. Gerçekten insan pek nankördür.
(Hac Suresi, 62-66)
5522
EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii
EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
5533
50 milyon y›ld›r de¤iflmeyen
yarasa, evrim teorisini çö-
kerten en önemli delillerden
biridir.
EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii
EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
azete ve dergilerde zaman zaman haber olarak verilir: "200 mil-
yon y›ll›k sivrisinek fosili bulundu!", "30 milyon y›ll›k kertenkele
fosiline rastland›"... Bu tarz haberleri okuyanlar, kimi zaman bu
fosillerin ayr›cal›kl› ve efline az rastlan›r oldu¤unu düflünebilir-
ler. Ama bu hatal› bir bilgidir.
Yeryüzünün büyük bir k›sm›, günümüz canl›lar›n›n milyonlarca y›l-
l›k fosil örnekleri ile doludur. Bunlar›n çok büyük bir k›sm› ele geçirilmifl-
tir ve paleontologlar kaz›p araflt›rd›klar› her yerde, kusursuz donan›mla-
r›yla günümüz canl›lar›n›n fosil örneklerine halen rastlamaktad›rlar. Bun-
lar›n tümü ülkelerin müzelerinde tutulmaktad›r. Milyonlarca y›ll›k örüm-
cek, kar›nca, sinek, akrep, yengeç, kurba¤a ve daha pek çok soyu tüken-
mifl veya tükenmemifl canl› fosili, hatta amber içinde tüm detaylar›yla sak-
l› kalm›fl örneklerin binlerce hatta yüz binlercesi, müzelerde yer almakta-
d›r. Ancak bunlar›n say›ca çoklu¤u kitaplara ve gazetelere pek yans›t›l-
maz, bilimsel dergi, forum ve söyleflilere konu olmazlar.
Peki bunun nedeni nedir?
Bunun nedeni, bulunan her fosilin, evrimi y›kan bir delil olmas›d›r.
Bulunan her bir yaflayan fosil örne¤i, Darwinistlerin yaflamlar›n› adad›k-
lar› sahte teoriyi yok edecek güçtedir. Bu nedenle söz konusu fosillerin bir
k›sm› evrimcilerce gizli tutulmaya çal›fl›lm›flt›r.
G
5566
40 milyon y›ll›k kertenkele fosili amberi.
Amberin içinde kertenkelenin kafas›, ön
bacak kemikleri ve baz› dokular bulu-
nuyor. Amber içindeki kertenkelenin
tüm özellikleri, günümüz kertenkele-
lerininkilerle ayn›d›r.
Tam 70 y›l boyunca Smithsonian Institution'da gizlenen Kambriyen
canl›lar›n›n, bir baflka deyiflle dünya tarihinin en eski kompleks canl›lar›-
n›n fosilleri, bu konuda önemli bir örnektir. Charles Doolittle Walcott,
ABD'nin ünlü müzelerinden Smithsonian Institution'da görevli yönetici
(1907-1927) ve bir paleontologdu. Kanada'n›n Rocky Da¤lar› civar›ndaki
Burgess bölgesinde fosil araflt›rmalar›na bafllad›. 31 A¤ustos 1909 günü,
Walcott, paleontoloji tarihinin en büyük bulgular›ndan birini ele geçirdi:
530 milyon y›l öncesinde yaflanm›fl Kambriyen dönemine ait ilk fosiller...
Walcott toplad›¤› fosillerin hangi filumlara ait oldu¤una bakt›¤›nda
çok flafl›rd›. Çünkü buldu¤u fosil tabakas› çok eskiydi ve bundan daha eski
tabakalarda kayda de¤er bir yaflama rastlanmam›flt›; ama bu tabakada bili-
nen filumlar›n neredeyse tamam›na ait canl›lar vard›. Dahas› hiç bilinmeyen
filumlara ait fosiller de bulmufltu. Bu, hayvanlar alemindeki tüm vücut ya-
p›lar›n›n ayn› jeolojik devirde, bir arada ortaya ç›kt›klar›n› gösteriyordu.
5577
HHAARRUUNN YYAAHHYYAA
Darwinizm'i çürüten en önemli delillerden biri
olan fosil kay›tlar›, ço¤u zaman Darwinistler
taraf›ndan özenle gizlenir. 70 y›l boyunca fla-
fl›rt›c› flekilde gizlenen Kambriyen dönemine,
yani canl› tarihinin ilk kompleks canl›lar›na ait
fosiller bu aldatma yönteminin en önemli ör-
neklerindendir. Benzer yöntem, yaflayan fosil
bulgular›na da ço¤u zaman uygulanmakta,
evrimi geçersiz k›lan deliller gizlenmeye çal›-
fl›lmaktad›r. Ancak bu çaba boflunad›r, fosil
bilimi, en kusursuz örnekleri ile evrimi çoktan
çürütmüfl durumdad›r.
AADDNNAANN OOKKTTAARR
Bu ise Darwin'in teorisi için y›k›c› bir darbe oluflturuyordu. Çünkü
Darwin canl›lar›n yavafl yavafl dallanan bir a¤ac›n kollar› gibi geliflti¤ini
ileri sürmüfltü. Darwin'in kurgulad›¤› evrim a¤ac›na göre, önce türler be-
lirmeli, ard›ndan yeryüzünde tek bir filum olmal›, sonra uzun zaman di-
limleri içinde farkl› filumlar yavafl yavafl ortaya ç›kmal›yd›. Oysa Walcott,
günümüzden yaklafl›k 530 milyon y›l önce, günümüzde var olan tüm fi-
lumlar›n, hatta daha da fazlas›n›n ayn› anda ve aniden ortaya ç›kt›klar›n›
gösteren kan›tlarla yüz yüzeydi. Bu, türlerden bafllayarak uzun zaman di-
limlerinde kademelerle filumlar›n olufltu¤unu varsayan hayali "evrim
a¤ac›"n› tamamen ortadan kald›rmaktayd›. Canl› tarihinin daha en bafl›n-
da tüm türleri kapsayan kompleks özellikler, toplam 50 ayr› filumu temsil
eden birbirinden kompleks fosil örnekleriyle en mükemmel flekilde sergi-
lenmiflti.
5588
EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii
EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
Kademeli evrim safsatas›n› tümüyle ortadan kald›ran yaklafl›k 530
milyon y›ll›k bu fosiller, ancak 70 y›l sonra gizlendikleri yerden ç›kar›lm›fl
ve dünyaya tan›t›lm›flt›r. Çünkü Walcott, elde etti¤i fosilleri bilim dünya-
s›na açmak yerine, gizlemeye karar vermifltir.
Smithsonian Müzesi'nin müdürü olan Walcott koyu bir Darwinistti.
Evrim teorisine göre bu denli eski kayalarda, nispeten basit yap›da fosille-
rin bulunmas› beklenirdi. Oysa buldu¤u fosillerin komplekslik aç›s›ndan
günümüzde yaflamakta olan yengeç, deniz y›ld›z›, solucan gibi canl›lar-
dan hiçbir fark› yoktu. Darwinistler aç›s›ndan iflin en endifle verici yan› ise
Burgess Shale'de de, daha eski kayalarda da bu canl›lar›n atas› olabilecek
hiçbir fosil örne¤inin bulunamam›fl olmas›yd›.
Bu açmazlarla karfl›laflan Walcott, elde etti¤i fosillerin evrim teorisine
büyük bir sorun oluflturaca¤›ndan emin oldu¤u için, bunlar› aç›klamak
yerine, çekti¤i baz› foto¤raflar›, birtak›m notlarla birlikte Smithsonian Ins-
titution'a yollad›. Fosiller burada yetmifl y›l kadar unutulacaklar› çekme-
celere kilitlendiler. Burgess Shale fosillerinin gün ›fl›¤›na ç›kmas›, ancak
1985 y›l›nda, müzenin arflivlerinin yeniden incelenmesi sayesinde oldu. ‹s-
railli bilim adam› Gerald Schroeder bu konuda flu yorumu yapar:
5599
HHAARRUUNN YYAAHHYYAA
E¤er Walcott isteseydi, fosiller üzerinde çal›flmak üzere bir ordu dolusu ö¤-
renciyi görevlendirebilirdi. Ama evrim gemisini bat›rmamay› tercih etti. Bu-
gün Kambriyen Devri fosilleri Çin'de, Afrika'da, ‹ngiliz Adalar›'nda, ‹sveç'te
ayr›ca Grönland'da da bulunmufl durumdad›r. (Kambriyen Devrindeki) Pat-
lama, dünya çap›nda yaflanm›fl bir olayd›r. Ama bu ola¤anüstü patlaman›n
do¤as›n› tart›flmak mümkün olmadan önce, bilgi gizlenmifltir.41
Evrimin geçersiz bir teori oldu¤unu kesin olarak ortaya ç›karan bu
fosiller, halen evrimcilerin tam anlam›yla aç›klamas›z kald›klar› ve teori
için en büyük zorluklardan biri olarak gösterdikleri kusursuz birer yarat›-
l›fl delilidirler.
Evrim teorisi, tarihinde, insan kafatas›na maymun çenesinin yap›flt›r›l-
d›¤›, tek bir domuz difli fosilinden maymun-adamlar›n hayali sosyal yaflam-
lar›n› gösteren rekonstrüksiyonlar›n›n yap›ld›¤›, dinozor fosillerine tüy ek-
lendi¤i, say›s›z sahtekarl›k örne¤i ile doludur. (Detayl› bilgi için bkz. Harun
Yahya, Hayat›n Gerçek Kökeni, Araflt›rma Yay›nc›l›k; Harun Yahya, Evrim Al-
datmacas›, Araflt›rma Yay›nc›l›k) Bilimsel delillerle de¤il, ideolojik olarak
ayakta tutulmaya çal›fl›lan bu teorinin takipçileri, iddialar›n› destekleyecek
sahte ara-fosil örnekleri oluflturmaktan çekinmemifl, teoriyi tümden rafa kal-
d›racak olan kompleks canl›lar›n yüz milyonlarca y›ll›k fosillerini de saklama
ihtiyac› duymufllard›r. Zaman içinde bu gizlili¤in ne derece mant›ks›z oldu-
¤u anlafl›lmaya bafllanm›fl, yeryüzü katmanlar› bu fosil örnekleri ile dolu ol-
du¤u için fosillerin bir k›sm› yavafl yavafl ortaya ç›kar›lm›flt›r. Ancak yine de
bu aldatmaca, günümüzde halen devam etmekte, müzelerde sakl› yaflayan
fosil örneklerinin bir k›sm›, büyük bir sessizlik içinde gizlenmektedir. Müze-
lerdeki bu örneklerin tamam› insanlar›n bilgisine sunulsa, gerçeklerin ne ol-
du¤u anlafl›lacakt›r. Ancak ço¤u bilim adam›, evrim teorisini kökten ortadan
kald›racak böyle bir giriflime cesaret edememektedir.
Bu kitap ile, sizlere milyonlarca y›ll›k yaflayan fosillerin küçük bir bö-
lümünü sunuyoruz. Buradaki amaç, yeryüzünde bir evrim sürecinin ya-
flanmad›¤›n› aç›kça göstermek, canl›lar›n, milyonlarca y›l önce de bugün
oldu¤u gibi kusursuz özelliklerle donat›lm›fl olduklar›n› yani yoktan yara-
t›lm›fl olduklar›n› kan›tlamak ve evrimin, delilleri gizleme yöntemi ile yal-
n›zca insanlar› aldatarak ayakta tutulmaya çal›fl›lan sahte bir teori oldu¤u-
nu gözler önüne serebilmektir. Bilimsel delilleri gizleyen, bilimselli¤i sah-
6600
EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii
EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
tekarl›k ve aldatmaca ile sa¤lamaya çal›flan bir teori, zaten kendi geçersiz-
li¤ini ilan etmifltir. Evrimciler de aç›kça bilmektedirler ki, ele geçen tüm bi-
limsel deliller, "evrim süreci" iddias›n›n yaln›zca bir masaldan ibaret oldu-
¤unu göstermifltir. Yaflayan fosiller; bu canl›lar›, milyonlarca y›l önce ya-
ratm›fl ve günümüze kadar en mükemmel flekilleriyle korumufl, tüm var-
l›klar›n Yarat›c›s› ve Hakimi olan Allah'›n eseridirler. Tarih boyunca Dar-
winistlerin tüm korkular›, bu aç›k gerçe¤in gözler önüne serilmesi olmufl-
tur. Ama art›k, bu aç›k ve tart›flmas›z gerçek tam anlam›yla gözler önün-
dedir ve Darwinistlerin buna karfl› gösterdikleri tüm çabalar bofla ç›km›fl-
t›r. Hak olan karfl›s›nda bat›l tamamen ortadan kalkm›fl ve Alemlerin Rab-
bi olan Allah, büyüklü¤ünü ve yüce kudretini bir kez daha en mükemmel
flekli ile sergilemifltir:
Biz, bir 'oyun ve oyalanma konusu' olsun diye gö¤ü, yeri ve ikisi
aras›nda bulunanlar› yaratmad›k. E¤er bir 'oyun ve oyalanma' edin-
mek isteseydik, bunu, Kendi Kat›m›zdan edinirdik. Yapacak olsay-
d›k, böyle yapard›k. Hay›r, Biz hakk› bat›l›n üstüne f›rlat›r›z, o da
onun beynini darmada¤›n eder. Bir de bakars›n ki, o, yok olup git-
mifltir. (Allah'a karfl›) Nitelendiregeldiklerinizden dolay› eyvahlar
size. (Enbiya Suresi, 16-18)
6611
HHAARRUUNN YYAAHHYYAA
6622
6633
6644
Amerika'n›n Wyoming eyaletindeki Green River bölgesinden ç›kar›lan bal›k yer-
ken fosilleflmifl 50 milyon y›ll›k bal›k fosili.
50 milyon y›ll›k bu bal›k fosili Genus Priscacara, Wyoming'deki dünyan›n en ün-
lü fosil oluflumlar›n›n bulundu¤u Green River'da bulunmufltur. Bu bal›kta oldu-
¤u gibi bölgede bulunan fosillerin yumuflak dokular›n›n büyük bir k›sm› aynen
korunmufltur.
50 M‹LYON YILLIK BALIK FOS‹LLER‹
6666
Günümüzde de yafla-
yan bu ay›, Rusya'da
Ural Da¤lar›'nda
bulunmufltur.
Ay›n›n difli
300 B‹N ‹LA 100 B‹N YILLIK AYI
FOS‹L‹
146 M‹LYON - 65 M‹LYON YILLIK
ZAR KANATLI FOS‹LLER‹
‹lk Neuropteranlar (zar kanatl›lar)
bundan 300 milyon y›l kadar önce
ortaya ç›km›flt›r. Günümüzde bu
cins, sinekleri ve böcekleri de içi-
ne alan bir aile olarak oldukça bol
miktarda bulunmaktad›r. Günü-
müzde yaflayan 4700 çeflit Ne-
uropteran bulunmaktad›r. Ve bu
fosil örnekleri, günümüzdeki can-
l›lar› ile ayn›d›r.
Amber içinde korunmufl Ascalaphidae
cinsi yusufçuk larvas›. (146 milyon- 65
milyon y›ll›k)
Çok iyi korunmufl 28 mm boyutunda zar
kanatl›, Liaoning, Çin. (146 milyon- 65
milyon y›ll›k)
Çok iyi korunmufl bir tür zar
kanatl›, Liaoning, Çin
146 milyon- 65 milyon y›ll›k
6677
6688
Çin'in Hebei bölgesinden, 100 aile-
ye ait, 500 farkl› cinste, yaklafl›k
125 milyon y›ll›k böcek fosilleri ç›-
kar›lm›flt›r. Bu muhteflem çeflitlilik
ve ince detaylar›n örne¤ine, dün-
yan›n baflka hiç bir yerinde rast-
lanmam›flt›r. Bu resimde görüldü-
¤ü gibi kanatlarda çok ince detay-
lar mevcuttur. Ve burada elde edi-
len fosiller, böceklerin günümüze
kadar hiçbir de¤iflim geçirmedikle-
rini aç›kça sergilemektedir.
‹talya'n›n Rimimini bölge-
sinde bulunan bu denizat›
fosili, 5-1.8 milyon y›ll›kt›r.
Bu türün günümüzde yafla-
yan örneklerine dünyan›n
çeflitli yerlerinde sub-tropi-
kal ve tropik sularda rast-
lanmaktad›r.
6699
Çin'in Hebei bölgesinden
ç›kar›lan bu fosil, i¤nesi
olmad›¤› için difli oldu¤u
anlafl›lan bir böce¤e ait.
Bu fosilde, kanatlar›n renk
fleritleri de dahil olmak
üzere çok ince detaylar,
korunmufl olarak günümü-
ze kadar gelmifltir. Ve bu
canl›n›n günümüzde ol-
dukça fazla say›da örne¤i
bulunmaktad›r.
125 M‹LYON YILLIK AKREP S‹NE⁄‹
PALEONTOLOJ‹,
YAfiAYAN
FOS‹LLER ‹LE,
YARATILIfi
GERÇE⁄‹N‹
‹LAN ETM‹fiT‹R.
Çin'in Hebei bölgesinden toplanan yaklafl›k 125 milyon y›ll›k, 500 farkl› cinse ait
10,000 böcek fosilinin tümü, günümüzde varl›¤›n› sürdüren örneklerdir. Afla¤›da
bu böceklerin baz›lar› görülmektedir.
18 mm. boyunda bir bitki böce¤i
(yaklafl›k 125 milyon y›ll›k)
Kanat aç›kl›¤› 5 cm'den fazla olan güve fosili
(yaklafl›k 125 milyon y›ll›k)
16 mm'lik tafl sine¤i
(yaklafl›k 125 milyon y›ll›k)
7700
7711
Yak›n plan görünüflü
Yak›n plan görünüflü
Çin'in Hebei bölgesinde bulu-
nan fosiller aras›nda, çekirge-
lere bol miktarda rastlanmak-
tad›r. Detaylar› çok iyi korun-
mufl olan bu fosilde, 125 mil-
yon y›l öncesinden kalma bir
renk skalas› mevcuttur. Detay-
larda görülen ve canl›n›n yu-
murtalar› topra¤a koymak için
kulland›¤› 27 mm'lik yumurt-
lama borusundan anlafl›ld›¤›
gibi bu bir diflidir ve günümüz
çekirgeleriyle tam anlam›yla
ayn› anatomik yap›y›
paylaflmaktad›r.
125 M‹LYON YILLIK ÇEK‹RGE
7722
DARWIN'‹N ÖLÜMÜNE SEBEP OLAN
SU‹KASTÇ‹ BÖCEK
Dünyan›n her yerinde yayg›n
olarak yaflayan, h›zlar› ve avla-
r›n› zehirlemeleri nedeniyle su-
ikastçi böcek olarak an›lan, He-
miptera. 120 milyon y›l önceki
fosil örnekleri, günümüz
suikastçi böcekleri ile ayn›d›r.
Fosiller evrimi reddetmifltir.
150 y›l önce Darwin'in
"teorinin zorluklar›ndan biri"
olarak sundu¤u gerçek,
bugün tüm aç›kl›¤›yla
gözler önündedir.
7733
50 milyon y›ll›k vatoz bal›¤›
fosili, Wyoming'de Green Ri-
ver'da bulunmufltur. Mükem-
mel flekilde korunmufl olan
bu fosilde, kuyruk uçlar›nda-
ki detaylar dikkat çekicidir.
Tüm yap›sal özellikleri ile 50
milyon y›ll›k vatoz fosili,
günümüz vatozlar›n›n ay-
n›s›d›r.
50 M‹LYON YILLIK VATOZ BALI⁄I
7744
50 M‹LYON YILLIK R‹NGA BALI⁄I
Wyoming'deki Green Ri-
ver'da bulunan Eosen
devrine ait (50 milyon y›l
önce) ringa bal›¤› fosili,
yüzeyde beslenen bal›k-
lara özgü bir a¤›z yap›s›-
na sahiptir. Bu cins rin-
ga bal›klar›, ayr›ca Gü-
ney Amerika'daki Creta-
ceous tabakas›nda da
bulunmufltur. Bu canl›-
lar, 50 milyon y›ld›r hiç-
bir de¤iflime u¤rama-
m›fllard›r.
7755
Kanada, British
Colombia'da bulunan bu
50 milyon y›ll›k fiafak
K›z›l a¤ac› fosilinin ilk
yaflayan türleri, 1944
y›l›nda Çin'de
bulunmufltur.
Karbonifer döneminden,
yani 330 milyon y›l
öncesinden kalma
Annularia stellata,
Fransa'dan ç›kar›lm›flt›r.
Bu türün yaflayan türleri
at kuyru¤u fleklindeki
e¤relti otlar›d›r.
Eosen
devrinden, yani
50 milyon y›l
öncesinden
kalan bu kavak yapra¤›,
Utah'taki Green River'da
bulunmufltur.
7766
7777
7788
Colorado Green Ri-
ver'da bulunmufl 50
milyon y›ll›k sumak
bitkisi yapra¤›
Montana'da bulunan ve Paleosen
devrinden (65-55 milyon y›l önce)
kalma bu hufl a¤ac› fosili üç boyut-
ludur.
Ç›nar (Macginitea) yapra¤› fosili.
55 milyon y›ll›k.
Kanada British
Colombia'da bulunan bu
akçaa¤aç yapra¤›na ait
fosil, Eosen devrinden (50
milyon y›l önce) kalm›flt›r.
7799
250-70 milyon y›l ön-
cesine ait karides fo-
sili. D›fl iskeleti vücu-
dun ön k›sm›n› kapla-
yan, sert tek parça-
dan meydana gelen,
uzun bir kabuktan
oluflmaktad›r. 5 cm
uzunlu¤unda olan
canl›, günümüz de-
nizlerinde çok yay-
g›nd›r.
Jurasik deniz katman-
lar›nda s›kça görülen
bir karides fosili. Fo-
sil, 200 ila 140 milyon
y›l öncesi döneme ait-
tir ve günümüz kari-
deslerinden hiçbir far-
k› yoktur.
125 milyon y›l öncesine ait, içinde 3
farkl› böcek olan fosil. Fosilin içinde
çeflitli kanatl› böcekler ve bir tatarc›k
yer almaktad›r. Son derece iyi ve
detayl› olarak korunmufl bir fosildir.
8800
Bir tür yengeç olan
Harpactocarcinus, 55-35
milyon y›l öncesinde
yaflam›flt›r. Türün bu
örne¤i yaklafl›k 8 cm dir.
280 milyon y›ll›k kurba¤a fosili
Ankara Beflkonak yak›nlar›nda bulun-
mufl olan bu bal›k fosili, yaklafl›k 14 mil-
yon y›l öncesine ait.
8811
fieklinden dolay› i¤-
ne bal›¤› olarak an›-
lan bu bal›¤›n fosili,
Fas'›n Ramlia Taouz
bölgesinde bulun-
mufltur. Kretase dev-
rinden kalan bu fosil
yaklafl›k 127 milyon
y›ll›kt›r. Günümüz i¤-
ne bal›klar›ndan hiç-
bir fark› yoktur.
8822
1.8 milyon-11 bin y›ll›k
Yeni Zelanda'da bulunan
örümcek fosili
Yanda Pliosen dönemine
ait (5-1.8 milyon y›l önce)
kaplumba¤a fosili
Solda 200 milyon y›ll›k
kaplumba¤a fosili
8833
161 milyon y›ll›k semender fosili
64 milyon y›ll›k, geç Kretase
Dönemi'ne ait karides fosili
82-68 milyon y›ll›k deniz
kestanesi fosili
8844
50 milyon y›ll›k böcek
fosili
May›sböce¤i
Jurasik döneminden
(208-146 milyon y›l
önce)
195 milyon y›ll›k karides fosili ile günümüz karidesleri aras›nda
hiçbir farkl›l›k bulunmamaktad›r.
Yukar›da 50 milyon y›ll›k bir kaplumba¤a fosili ve milyonlarca
y›ld›r hiçbir de¤iflikli¤e u¤ramam›fl bir kaplumba¤a görülmektedir.
8855
50 milyon y›ll›k bal›klar
25 milyon y›l öncesine ait
yengeç fosili.
50 milyon y›ll›k ar› fosili
Evrim, yaflayan fosiller
karfl›s›nda yenilgiye
u¤ram›flt›r.
8866
Orta Kretase dönemine
(146-65 milyon y›l önce-
sine) ait bir ›stakoz
208-146 milyon y›ll›k bal›k fosili
Oligosen dönemine (38-23 milyon
y›l öncesine) ait yengeç fosili
Jurasik dönemine (208-146 milyon y›l ön-
cesine) ait bir karides. Günümüz denizlerinde
yaflayan fosillerden hiçbir fark› yoktur.
9 cm uzunlu¤unda köpek
bal›¤› difli. Orta Florida
fosfat yataklar›nda bu-
lunmufl. Fosil, Eosen dö-
nemi (54 milyon y›l önce)
ile Erken Pliosen Dönemi
(5 milyon y›l önce) aras›
döneme aittir.
8877
150 milyon y›ll›k yusufçuk fosili, günümüz
yusufçuklar› ile ayn›d›r.
Denizlalesi. Siluryen (440-
410 milyon y›l önce) ve Mis-
sissipi Dönemi (360-325 mil-
yon y›l önce) kayalar›nda
çok bulunur. Günümüz de-
nizlalelerinden hiçbir fark›
yoktur.
8888
Çiçekli bir bitkiye ait bir fosil (Archaefructus li-
aoningensis). Bu fosilin, flimdiye kadar bulu-
nan bitki fosillerinin, en eskilerinden oldu¤u ka-
bul edilmektedir. Geçmifli 130 milyon y›l öncesi-
ne dayanan çökellerin içinde bulunan ve tüm
çiçekli bitkilerin ay›rt edici özelli¤ine sahip olan
bu fosilde, meyveye dönüflecek olan tohumlar›
bar›nd›ran difli organlar mevcuttur. Günümüz
çiçekli bitkilerinden hiçbir fark› yoktur.
Yaklafl›k 20 milyon yafl›nda
bir tür çam kozala¤› fosili.
Tüm canl›lar Allah'›n
"Ol" emri ile yoktan var
edilmifllerdir. Kuflkusuz
Allah, onlar› tarihin
herhangi bir dönemin-
de, günümüzdeki ha-
lleriyle yarat›p var et-
meye kadirdir. Evrimci-
lerin kavrayamad›klar›,
görmezden gelmeye
çal›flt›klar› gerçek bu-
dur. Ama fosil kay›tlar›,
görmezden gelinmeye-
cek kadar aç›k bir
flekilde 'Yarat›l›fl Ger-
çe¤i'ni ilan etmektedir.
8899
146-65 milyon y›ll›k
bu polen tanesi, bi-
linen en eski kapal›-
tohumlu polen tür-
lerinden biridir. Bu
polen, çeflitli bitkiler
taraf›ndan günü-
müzde de ayn› flek-
liyle üretilmektedir.
Mikroskopta yüksek
ölçekte büyütülmüfl
polen fosili
49 milyon y›ll›k
Florissantio
"Evrim aldatmacas›",
milyonlarca y›l önceki
örnekleri bulunan ya-
flayan fosillerle, aç›kça
ortaya ç›km›flt›r. Bu
canl›lar, günümüzde
hala, ayn› özellik ve do-
nan›mlarla yaflamaya
devam etmektedirler.
35 milyon y›ll›k Sö¤üt a¤ac› dal›
Ankara, K›z›lcahamam
yak›nlar›nda bulunan bir
tür ç›nar yapra¤›na ait
bu fosil, 18 milyon y›l
öncesine aittir. Günü-
müz ç›nar yapraklar›yla
tam olarak ayn› özellikle-
ri tafl›maktad›r.
Yaklafl›k 350 milyon
y›ll›k bir bitki fosili
olan Alepthopteris ve
günümüzdeki benzeri
9900
Lepidodendron (pullu a¤aç) günümüzden 345-270
milyon yıl önce yaflamıfl bir bitkidir. Fosilin büyü-
tülmüfl resminde de görüldü¤ü gibi Lepidodend-
ron a¤acının fosilleflmifl olan gövdesinin yüze-
yinde, yapraklarının bafllamıfl oldu¤u yerlerin iz-
leri çok belirgindir. Hatta damarlı demetin göv-
deden, yapra¤ın sapına geçmifl oldu¤u yerlerde
elmas fleklindeki yaprak izlerinin merkezleri de
rahatlıkla görülmektedir. Bu canl›, günümüzde
de ayn› flekli ile varl›¤›n› sürdürmektedir.
345-270 M‹LYON YILLIK PULLU A⁄AÇ FOS‹L‹
9911
9922
Tekrar tekrar bölünen
bileflik yapraklardan
oluflan bu bitki,
Senftenbergia plumosa
türüdür. Karbonifer
Dönemi'ne (300 milyon
yıl öncesine) ait bir
bitkidir.
Evrimi reddeden milyonlarca delil,
yaflayan fosiller ile sergilenmifltir.
Pecopteris miltani,
365-290 milyon y›l önce
yaflam›fl olan bir bitkidir.
Günümüzdeki örnekleriyle
hiçbir fark› yoktur.
9933
E¤relti otu a¤ac›n›n, 300 milyon y›l
öncesinden bir limes kayas›n›n
içinde fosilleflmifl örne¤i, oldu¤u
gibi durmaktad›r.
E¤relti otu a¤ac›, uzunlu¤u 6 m'ye
kadar uzanan günümüze ait bir türdür.
Quercus hispanica,
Günümüzde mefle a¤ac›n›n, yakla-
fl›k 145 milyon y›l önce yaflam›fl
olan bir cinsinin fosilidir. Günümüz
mefle a¤açlar›ndan farks›zd›r.
9944
65-54 milyon y›ll›k
S›¤la a¤ac› fosili.
Bu a¤açlar genellikle 25
metreye kadar uzarlar. Gü-
nümüzde mobilya ve ka¤›t
yap›m›nda kullan›ld›klar›
için ekonomik aç›dan olduk-
ça önemli kabul edilirler.
E¤relti otu benzeri
yapraklar› olan Sphe-
nopterid bitkisi komp-
leks yapılı bir bitkidir.
Dıfl görünüfl olarak gü-
nümüz bitkilerinden hiç-
bir farkı olmayan bu bit-
kinin fosilinde, yaprak-
ları çok net görülmekte-
dir. Resimdeki S. ele-
gans türü, Karbonifer
Dönemi'ndendir. (325-
290 milyon yıl önce)
Asterophylli-
tes grandis
350 milyon y›l-
l›k bir batakl›k
bitkisi fosili ve
günümüzdeki
benzeri
9955
Günümüzde yaflayan
Cryptomeniajaponica
adl› a¤aç, 300 milyon
y›ll›k fosili ile tama-
men benzerdir.
Yüz milyonlarca y›ld›r hiçbir
de¤iflime u¤ramadan günümüze
kadar gelen bu bitkiler, evrim
teorisini yalanlayan en önemli
delillerdendir.
Baragwanathia, en eski
damarlı kara bitkisidir.
Yaprakları olan dallar, 28
cm uzunlu¤undadır. Bu
dalların geniflli¤i 1-2 cm
dir. B.Longifolia türü
(resimde görülen) bitki,
Avustralya, Victoria'da
bulunmufltur. 400 milyon
yıllık bir bitkidir. Üst
Siluryen Dönemi'ne ait-
tir. Bu bitkinin yaflayan
örnekleri günümüzde
mevcuttur.
9966
9977
100
45-15 milyon y›ll›k, 1.3 mm uzun-
lu¤unda tohum fosili
F
osillerin muhafaza edildi¤i ortamlardan biri de amberlerdir. A¤açlar-
dan ç›kan amberin canl›n›n üzerine ak›p donmas› ve canl›n›n o haliy-
le muhafaza edilmesiyle oluflan amber içindeki fosiller, bulunan di¤er
pek çok fosil gibi çok önemli bir gerçe¤i göstermektedir: Canl›lar milyonlar-
ca y›ld›r hiçbir de¤iflime u¤ramam›fl yani asla evrim geçirmemifllerdir.
Amber içinde bulunan on binlerce fosil, termitlerin hep termit, kar›nca-
lar›n hep kar›nca, kurba¤alar›n hep kurba¤a, y›lanlar›n hep y›lan, kelebekle-
rin hep kelebek, güvelerin hep güve, k›sacas› tüm canl›lar›n dünyaya geldik-
leri ilk andan itibaren hep ayn› özelliklerle, ayn› flekilde var olduklar›n› gös-
termektedir. Bundan milyonlarca y›l önce yaflam›fl ve amber içinde muhafa-
za edilmifl canl›larla, günümüzdeki halleri aras›nda hiçbir fark yoktur.
Amber içindeki fosiller pek çok bilim adam›n›n önemli u¤rafl alanla-
r›ndand›r. Örne¤in, California Üniversitesi'nden Prof. George Poinar ve en-
tomolojist Roberta Poinar baflta Dominik Cumhuriyeti'ndeki fosiller olmak
üzere, dünyan›n çeflitli bölgelerinde amber içindeki fosiller üzerinde çok
detayl› çal›flmalar yürütmüfllerdir. The Amber Forest (Amber Orman›) adl›
eserlerinde yafllar› 45-15 milyon y›l aras›ndaki yüzlerce fosili bir araya ge-
tirmifllerdir. The Amber Forest'ta yuvas›na yemek götüren, savunma halinde,
kamufle olmaya çal›flan, yavrular›n› korumaya u¤raflan, düflmanlar›n› etki-
siz hale getirmek için kimyasal madde salg›layan pek çok canl›n›n o anki
halleriyle fosilleflmifl örnekleri vard›r.
‹lerleyen sayfalarda bu fosillerin baz› örneklerine yer verilecektir. fiu-
nu da belirtmek gerekir ki, bu örnekler say›s›z fosilden sadece birkaç›d›r.
Bunlar gibi daha binlerce fosil örne¤i bulunmaktad›r. Bu canl›lar günümüz-
de de yaflamaktad›rlar.
101
45-15 milyon y›ll›k bu bambu
baflak盤›, kufl ve memelilerin
tüylerine as›labilmek için kan-
cal›d›r. Resimde hayvanlar›n
tüyleri hala baflakç›k fosiline
ba¤l› durumdad›r.
Yukar›daki resimde amber
içinde 45-15 milyon y›ll›k bir
incir a¤ac› ar›s›n›n fosili
görülüyor.
45-15 milyon y›ll›k Bryopteris yaprak-
lar›n›n kenarlar›ndaki küçük yap›lar,
k›z›lyaprak bitkisi üzerindeki tomur-
cuklar›n›n ilk fosil kayd›d›r.
Günümüzde de yaflayan örnekleri
bulunmaktad›r.
45-15 milyon y›ll›k bu genç t›rt›l,
uzun ve kat› tüyleriyle birlikte
çok iyi muhafaza edilmifl.
45-15 milyon y›ll›k bitki böce¤i
fosili.
a
102
Son derece
hareketli bir
çekirge türü, 50
milyon y›l önce de
günümüzdeki halin-
den farks›z.
Baz› güve larvalar› beslendikleri
süre boyunca yanlar›nda tafl›d›klar›
koruyucu bir kutu infla ederler. Bu
kutular› herhangi bir tehlike an›nda
korunma amac›yla kullan›rlar. ‹nfla
ettikleri bu kutu ile güveler, yak-
lafl›k 50 milyon y›ll›k halleriyle
sergilenmifllerdir.
45-15 milyon y›ll›k, henüz kurtçuk aflamas›n-
da olan erkek c›rc›r böcekleri, amber iç-
lerinde bol miktarda bulunmaktad›r.
45-15 milyon y›ll›k amber
içinde bir kelebek türünün
fosili görülüyor.
45-15 M‹LYON
YILLIK AMBERLER
103
45-15 milyon y›ll›k, iki kollu
anteni ile bir erkek testere
sine¤i.
45-15 milyon y›ll›k, büyük meyve si-
neklerinin genellikle çarp›c› kanat
desenleri vard›r.
45-15 milyon y›ll›k, Dantel
böceklerinin üst kabuklar›
oldukça girintili ç›k›nt›l›d›r.
45-15 milyon y›ll›k bir mayt kü-
mesi fosili. Bu maytlar kendile-
rini tafl›yan böce¤e yap›fl›rlar.
45-15 M‹LYON
YILLIK AMBERLER
104
45-15 M‹LYON
YILLIK AMBERLER
45-15 milyon y›ll›k, a¤açlar›n
gövdelerinin içi ile beslenen,
resimde fosili görülen a¤aç
gövdesi böce¤i.
45-15 milyon
y›ll›k, teke bö-
cekleri, uzun
antenleri ile
bilinen böcek-
ler aras›nda
en uzunlar-
dand›r.
Yalanc› akrepler genellikle yeni yaflayacak yer bulmak
için çeflitli böceklere yap›fl›rlar. Akreple böce¤in sim-
biyoz yaflam› 50 milyon y›ll›k fosil kay›tlar›nda oldu¤u
gibi durmaktad›r.
105
45-15 M‹LYON
YILLIK AMBERLER
45-15 milyon y›ll›k, resimde fosili
görülen küçük boyuttaki örüm-
cek ar›lar›, tek bir petek gözü
için çok say›da örümcek top-
larlar.
Resimde 45-15 milyon y›ll›k amber
içinde görülen böcek türü
(Collembola), ço¤unlukla toplu
seyahat eden bir arthropoddur.
45-15 milyon y›ll›k, bu mayt
türünün olgunlu¤a eriflti¤ini,
s›rt›ndaki yuvarlak halkalardan
anlayabiliriz. Halkalar›n her
birinin bulundu¤u bölgede de üst
derinin döküldü¤ü göze çarpar.
45-15 milyon y›ll›k, örümcek
a¤›na yakalanm›fl bir güve
sine¤i fosili.
45-15 milyon y›ll›k, örümcek
a¤›na yakalanm›fl bir kar›nca. Pek çok difli kar›nca yumurtalar›-
n› korumak amac›yla yan›nda
tafl›r. Bunun 45-15 milyon y›ll›k
fosilleflmifl bir örne¤i de
yukar›daki gibidir.
45-15 milyon y›ll›k, bu difli araknid,
a¤aç kabuklar›n›n çatlaklar› aras›na
yapt›¤› a¤›ndaki avlar› kontrol eder-
ken fosilleflmifl. Afla¤›da araknidin
flu anki hali görülmektedir.
45-15 M‹LYON
YILLIK AMBERLER
106
Bir çeflit balon üretmek için bir
araya gelen 45-15 milyon y›ll›k
örümceklerin fosilleflmifl halleri.
Bu ifllem, ipek lifleri arac›l›¤›yla bir
yerden bir yere hareket etmeleri
gerekti¤inde yap›l›r.
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)

More Related Content

What's hot

Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Hazreti isa (a.s) allah'ın oğlu değildir allah'ın peygamberidir. turkish (tür...
Hazreti isa (a.s) allah'ın oğlu değildir allah'ın peygamberidir. turkish (tür...Hazreti isa (a.s) allah'ın oğlu değildir allah'ın peygamberidir. turkish (tür...
Hazreti isa (a.s) allah'ın oğlu değildir allah'ın peygamberidir. turkish (tür...HarunyahyaTurkish
 
Dinsizliğin kabusu. turkish (türkçe)
Dinsizliğin kabusu. turkish (türkçe)Dinsizliğin kabusu. turkish (türkçe)
Dinsizliğin kabusu. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)
Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)
Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Türk'ün dünya nizamı. turkish (türkçe)
Türk'ün dünya nizamı. turkish (türkçe)Türk'ün dünya nizamı. turkish (türkçe)
Türk'ün dünya nizamı. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Yeni masonik düzen. turkish (türkçe)
Yeni masonik düzen. turkish (türkçe)Yeni masonik düzen. turkish (türkçe)
Yeni masonik düzen. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Savunma sistemi mucizesi. turkish (türkçe)
Savunma sistemi mucizesi. turkish (türkçe)Savunma sistemi mucizesi. turkish (türkçe)
Savunma sistemi mucizesi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Evrimcilerin itirafları. turkish (türkçe)
Evrimcilerin itirafları. turkish (türkçe)Evrimcilerin itirafları. turkish (türkçe)
Evrimcilerin itirafları. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Tapınak şövalyeleri. turkish (türkçe)
Tapınak şövalyeleri. turkish (türkçe)Tapınak şövalyeleri. turkish (türkçe)
Tapınak şövalyeleri. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Sivrisinek mucizesi. turkish (türkçe)
Sivrisinek mucizesi. turkish (türkçe)Sivrisinek mucizesi. turkish (türkçe)
Sivrisinek mucizesi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Hristiyanlar hz. isa'yı dinlesinler. turkish (türkçe)
Hristiyanlar hz. isa'yı dinlesinler. turkish (türkçe)Hristiyanlar hz. isa'yı dinlesinler. turkish (türkçe)
Hristiyanlar hz. isa'yı dinlesinler. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)
Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)
Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Canlılardaki fedakarlık ve akılcı davranışlar. turkish (türkçe)
Canlılardaki fedakarlık ve akılcı davranışlar. turkish (türkçe)Canlılardaki fedakarlık ve akılcı davranışlar. turkish (türkçe)
Canlılardaki fedakarlık ve akılcı davranışlar. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Termit mucizesi. turkish (türkçe)
Termit mucizesi. turkish (türkçe)Termit mucizesi. turkish (türkçe)
Termit mucizesi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Darwin bu gerçekleri bilmiyordu. turkish (türkçe)
Darwin bu gerçekleri bilmiyordu. turkish (türkçe)Darwin bu gerçekleri bilmiyordu. turkish (türkçe)
Darwin bu gerçekleri bilmiyordu. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Deccalin ayini. terör. turkish (türkçe)
Deccalin ayini. terör. turkish (türkçe)Deccalin ayini. terör. turkish (türkçe)
Deccalin ayini. terör. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Darwinizm'in karanlık büyüsü. turkish (türkçe)
Darwinizm'in karanlık büyüsü. turkish (türkçe)Darwinizm'in karanlık büyüsü. turkish (türkçe)
Darwinizm'in karanlık büyüsü. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Islam'ın yükselişi. turkish (türkçe)
Islam'ın yükselişi. turkish (türkçe)Islam'ın yükselişi. turkish (türkçe)
Islam'ın yükselişi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 

What's hot (20)

Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
 
Hazreti isa (a.s) allah'ın oğlu değildir allah'ın peygamberidir. turkish (tür...
Hazreti isa (a.s) allah'ın oğlu değildir allah'ın peygamberidir. turkish (tür...Hazreti isa (a.s) allah'ın oğlu değildir allah'ın peygamberidir. turkish (tür...
Hazreti isa (a.s) allah'ın oğlu değildir allah'ın peygamberidir. turkish (tür...
 
Dinsizliğin kabusu. turkish (türkçe)
Dinsizliğin kabusu. turkish (türkçe)Dinsizliğin kabusu. turkish (türkçe)
Dinsizliğin kabusu. turkish (türkçe)
 
Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)
Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)
Darwin'in varislerine. turkish (türkçe)
 
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)
 
Türk'ün dünya nizamı. turkish (türkçe)
Türk'ün dünya nizamı. turkish (türkçe)Türk'ün dünya nizamı. turkish (türkçe)
Türk'ün dünya nizamı. turkish (türkçe)
 
Yeni masonik düzen. turkish (türkçe)
Yeni masonik düzen. turkish (türkçe)Yeni masonik düzen. turkish (türkçe)
Yeni masonik düzen. turkish (türkçe)
 
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
 
Savunma sistemi mucizesi. turkish (türkçe)
Savunma sistemi mucizesi. turkish (türkçe)Savunma sistemi mucizesi. turkish (türkçe)
Savunma sistemi mucizesi. turkish (türkçe)
 
Evrimcilerin itirafları. turkish (türkçe)
Evrimcilerin itirafları. turkish (türkçe)Evrimcilerin itirafları. turkish (türkçe)
Evrimcilerin itirafları. turkish (türkçe)
 
Tapınak şövalyeleri. turkish (türkçe)
Tapınak şövalyeleri. turkish (türkçe)Tapınak şövalyeleri. turkish (türkçe)
Tapınak şövalyeleri. turkish (türkçe)
 
Sivrisinek mucizesi. turkish (türkçe)
Sivrisinek mucizesi. turkish (türkçe)Sivrisinek mucizesi. turkish (türkçe)
Sivrisinek mucizesi. turkish (türkçe)
 
Hristiyanlar hz. isa'yı dinlesinler. turkish (türkçe)
Hristiyanlar hz. isa'yı dinlesinler. turkish (türkçe)Hristiyanlar hz. isa'yı dinlesinler. turkish (türkçe)
Hristiyanlar hz. isa'yı dinlesinler. turkish (türkçe)
 
Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)
Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)
Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)
 
Canlılardaki fedakarlık ve akılcı davranışlar. turkish (türkçe)
Canlılardaki fedakarlık ve akılcı davranışlar. turkish (türkçe)Canlılardaki fedakarlık ve akılcı davranışlar. turkish (türkçe)
Canlılardaki fedakarlık ve akılcı davranışlar. turkish (türkçe)
 
Termit mucizesi. turkish (türkçe)
Termit mucizesi. turkish (türkçe)Termit mucizesi. turkish (türkçe)
Termit mucizesi. turkish (türkçe)
 
Darwin bu gerçekleri bilmiyordu. turkish (türkçe)
Darwin bu gerçekleri bilmiyordu. turkish (türkçe)Darwin bu gerçekleri bilmiyordu. turkish (türkçe)
Darwin bu gerçekleri bilmiyordu. turkish (türkçe)
 
Deccalin ayini. terör. turkish (türkçe)
Deccalin ayini. terör. turkish (türkçe)Deccalin ayini. terör. turkish (türkçe)
Deccalin ayini. terör. turkish (türkçe)
 
Darwinizm'in karanlık büyüsü. turkish (türkçe)
Darwinizm'in karanlık büyüsü. turkish (türkçe)Darwinizm'in karanlık büyüsü. turkish (türkçe)
Darwinizm'in karanlık büyüsü. turkish (türkçe)
 
Islam'ın yükselişi. turkish (türkçe)
Islam'ın yükselişi. turkish (türkçe)Islam'ın yükselişi. turkish (türkçe)
Islam'ın yükselişi. turkish (türkçe)
 

Viewers also liked

Peygamberimiz (sav) 'in mucizeleri. turkish (türkçe)
Peygamberimiz (sav) 'in mucizeleri. turkish (türkçe)Peygamberimiz (sav) 'in mucizeleri. turkish (türkçe)
Peygamberimiz (sav) 'in mucizeleri. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Pişman olmadan önce. turkish (türkçe)
Pişman olmadan önce. turkish (türkçe)Pişman olmadan önce. turkish (türkçe)
Pişman olmadan önce. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Kuran mucizeleri cilt 3. turkish (türkçe)
Kuran mucizeleri cilt 3. turkish (türkçe)Kuran mucizeleri cilt 3. turkish (türkçe)
Kuran mucizeleri cilt 3. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Sahte dünyanın acıları. turkish (türkçe)
Sahte dünyanın acıları. turkish (türkçe)Sahte dünyanın acıları. turkish (türkçe)
Sahte dünyanın acıları. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Hayatın gerçek kökeni. turkish (türkçe)
Hayatın gerçek kökeni. turkish (türkçe)Hayatın gerçek kökeni. turkish (türkçe)
Hayatın gerçek kökeni. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Soykırım vahşeti. turkish (türkçe)
Soykırım vahşeti. turkish (türkçe)Soykırım vahşeti. turkish (türkçe)
Soykırım vahşeti. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Darwin amca biz hiç değişmedik. turkish (türkçe)
Darwin amca biz hiç değişmedik. turkish (türkçe)Darwin amca biz hiç değişmedik. turkish (türkçe)
Darwin amca biz hiç değişmedik. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Doğada allah'ın yaratması. turkish (türkçe)
Doğada allah'ın yaratması. turkish (türkçe)Doğada allah'ın yaratması. turkish (türkçe)
Doğada allah'ın yaratması. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Evrendeki mucizeler (adem yakup). turkish (türkçe)
Evrendeki mucizeler (adem yakup). turkish (türkçe)Evrendeki mucizeler (adem yakup). turkish (türkçe)
Evrendeki mucizeler (adem yakup). turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Bediüzzaman said nursi kendisinin mehdi olmadığını açıklamıştır kitapçık. tur...
Bediüzzaman said nursi kendisinin mehdi olmadığını açıklamıştır kitapçık. tur...Bediüzzaman said nursi kendisinin mehdi olmadığını açıklamıştır kitapçık. tur...
Bediüzzaman said nursi kendisinin mehdi olmadığını açıklamıştır kitapçık. tur...HarunyahyaTurkish
 
Devlete bağlılığın önemi. turkish (türkçe)
Devlete bağlılığın önemi. turkish (türkçe)Devlete bağlılığın önemi. turkish (türkçe)
Devlete bağlılığın önemi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Darwinistlerin beklediği cevaplar. turkish (türkçe)
Darwinistlerin beklediği cevaplar. turkish (türkçe)Darwinistlerin beklediği cevaplar. turkish (türkçe)
Darwinistlerin beklediği cevaplar. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 

Viewers also liked (13)

Peygamberimiz (sav) 'in mucizeleri. turkish (türkçe)
Peygamberimiz (sav) 'in mucizeleri. turkish (türkçe)Peygamberimiz (sav) 'in mucizeleri. turkish (türkçe)
Peygamberimiz (sav) 'in mucizeleri. turkish (türkçe)
 
Pişman olmadan önce. turkish (türkçe)
Pişman olmadan önce. turkish (türkçe)Pişman olmadan önce. turkish (türkçe)
Pişman olmadan önce. turkish (türkçe)
 
Kuran mucizeleri cilt 3. turkish (türkçe)
Kuran mucizeleri cilt 3. turkish (türkçe)Kuran mucizeleri cilt 3. turkish (türkçe)
Kuran mucizeleri cilt 3. turkish (türkçe)
 
Sahte dünyanın acıları. turkish (türkçe)
Sahte dünyanın acıları. turkish (türkçe)Sahte dünyanın acıları. turkish (türkçe)
Sahte dünyanın acıları. turkish (türkçe)
 
Hayatın gerçek kökeni. turkish (türkçe)
Hayatın gerçek kökeni. turkish (türkçe)Hayatın gerçek kökeni. turkish (türkçe)
Hayatın gerçek kökeni. turkish (türkçe)
 
Soykırım vahşeti. turkish (türkçe)
Soykırım vahşeti. turkish (türkçe)Soykırım vahşeti. turkish (türkçe)
Soykırım vahşeti. turkish (türkçe)
 
Darwin amca biz hiç değişmedik. turkish (türkçe)
Darwin amca biz hiç değişmedik. turkish (türkçe)Darwin amca biz hiç değişmedik. turkish (türkçe)
Darwin amca biz hiç değişmedik. turkish (türkçe)
 
Doğada allah'ın yaratması. turkish (türkçe)
Doğada allah'ın yaratması. turkish (türkçe)Doğada allah'ın yaratması. turkish (türkçe)
Doğada allah'ın yaratması. turkish (türkçe)
 
Evrendeki mucizeler (adem yakup). turkish (türkçe)
Evrendeki mucizeler (adem yakup). turkish (türkçe)Evrendeki mucizeler (adem yakup). turkish (türkçe)
Evrendeki mucizeler (adem yakup). turkish (türkçe)
 
Bediüzzaman said nursi kendisinin mehdi olmadığını açıklamıştır kitapçık. tur...
Bediüzzaman said nursi kendisinin mehdi olmadığını açıklamıştır kitapçık. tur...Bediüzzaman said nursi kendisinin mehdi olmadığını açıklamıştır kitapçık. tur...
Bediüzzaman said nursi kendisinin mehdi olmadığını açıklamıştır kitapçık. tur...
 
Devlete bağlılığın önemi. turkish (türkçe)
Devlete bağlılığın önemi. turkish (türkçe)Devlete bağlılığın önemi. turkish (türkçe)
Devlete bağlılığın önemi. turkish (türkçe)
 
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
 
Darwinistlerin beklediği cevaplar. turkish (türkçe)
Darwinistlerin beklediği cevaplar. turkish (türkçe)Darwinistlerin beklediği cevaplar. turkish (türkçe)
Darwinistlerin beklediği cevaplar. turkish (türkçe)
 

Similar to Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)

Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)
Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)
Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Darwinizm dini. turkish (türkçe)
Darwinizm dini. turkish (türkçe)Darwinizm dini. turkish (türkçe)
Darwinizm dini. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Zamansızlık ve kader gerçeği. turkish (türkçe)
Zamansızlık ve kader gerçeği. turkish (türkçe)Zamansızlık ve kader gerçeği. turkish (türkçe)
Zamansızlık ve kader gerçeği. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Darwinistler neleri düşünmezler. turkish (türkçe)
Darwinistler neleri düşünmezler. turkish (türkçe)Darwinistler neleri düşünmezler. turkish (türkçe)
Darwinistler neleri düşünmezler. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Kuran'ın işığı satanizmi yok etti. turkish (türkçe)
Kuran'ın işığı satanizmi yok etti. turkish (türkçe)Kuran'ın işığı satanizmi yok etti. turkish (türkçe)
Kuran'ın işığı satanizmi yok etti. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)
Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)
Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Hayvanlarda göç mucizesi. turkish (türkçe)
Hayvanlarda göç mucizesi. turkish (türkçe)Hayvanlarda göç mucizesi. turkish (türkçe)
Hayvanlarda göç mucizesi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Molekül mucizesi. turkish (türkçe)
Molekül mucizesi. turkish (türkçe)Molekül mucizesi. turkish (türkçe)
Molekül mucizesi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)
Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)
Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Tohum mucizesi. turkish (türkçe)
Tohum mucizesi. turkish (türkçe)Tohum mucizesi. turkish (türkçe)
Tohum mucizesi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)
Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)
Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Varilci darwin. turkish (türkçe)
Varilci darwin. turkish (türkçe)Varilci darwin. turkish (türkçe)
Varilci darwin. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 

Similar to Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe) (12)

Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)
Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)
Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)
 
Darwinizm dini. turkish (türkçe)
Darwinizm dini. turkish (türkçe)Darwinizm dini. turkish (türkçe)
Darwinizm dini. turkish (türkçe)
 
Zamansızlık ve kader gerçeği. turkish (türkçe)
Zamansızlık ve kader gerçeği. turkish (türkçe)Zamansızlık ve kader gerçeği. turkish (türkçe)
Zamansızlık ve kader gerçeği. turkish (türkçe)
 
Darwinistler neleri düşünmezler. turkish (türkçe)
Darwinistler neleri düşünmezler. turkish (türkçe)Darwinistler neleri düşünmezler. turkish (türkçe)
Darwinistler neleri düşünmezler. turkish (türkçe)
 
Kuran'ın işığı satanizmi yok etti. turkish (türkçe)
Kuran'ın işığı satanizmi yok etti. turkish (türkçe)Kuran'ın işığı satanizmi yok etti. turkish (türkçe)
Kuran'ın işığı satanizmi yok etti. turkish (türkçe)
 
Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)
Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)
Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)
 
Hayvanlarda göç mucizesi. turkish (türkçe)
Hayvanlarda göç mucizesi. turkish (türkçe)Hayvanlarda göç mucizesi. turkish (türkçe)
Hayvanlarda göç mucizesi. turkish (türkçe)
 
Molekül mucizesi. turkish (türkçe)
Molekül mucizesi. turkish (türkçe)Molekül mucizesi. turkish (türkçe)
Molekül mucizesi. turkish (türkçe)
 
Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)
Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)
Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)
 
Tohum mucizesi. turkish (türkçe)
Tohum mucizesi. turkish (türkçe)Tohum mucizesi. turkish (türkçe)
Tohum mucizesi. turkish (türkçe)
 
Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)
Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)
Komünist çin'in zulüm politikası ve doğu türkistan. turkish (türkçe)
 
Varilci darwin. turkish (türkçe)
Varilci darwin. turkish (türkçe)Varilci darwin. turkish (türkçe)
Varilci darwin. turkish (türkçe)
 

Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)

  • 1.
  • 2.
  • 3.
  • 4. www.harunyahya.org - www.harunyahya.net Birinci Bask›: Ocak 2006 ‹kinci Bask›: fiubat 2006 Üçüncü Bask›: Mart 2006 ARAfiTIRMA YAYINCILIK Talatpafla Mah. Emirgazi Caddesi ‹brahim Elmas ‹flmerkezi A Blok Kat 4 Okmeydan› - ‹stanbul Tel: (0 212) 222 00 88 Bask›: Entegre Matbaac›l›k Sanayi Cad. No: 17 Yenibosna-‹stanbul Tel: (0 212) 451 70 70
  • 5.
  • 6. YYaazzaarr vvee EEsseerrlleerrii HHaakkkk››nnddaa Harun Yahya müstear ismini kullanan yazar, 1956 y›l›nda Ankara'da do¤du. ‹lk, orta ve lise ö¤renimini Ankara'da tamamlad›. Daha sonra ‹stanbul Mimar Sinan Üni- versitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ve ‹stanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde ö¤- renim gördü. 1980'li y›llardan bu yana, imani, bilimsel ve siyasi konularda pek çok es- er haz›rlad›. Bunlar›n yan› s›ra, yazar›n evrimcilerin sahtekarl›klar›n›, iddialar›n›n ge- çersizli¤ini ve Darwinizm'in kanl› ideolojilerle olan karanl›k ba¤lant›lar›n› ortaya ko- yan çok önemli eserleri bulunmaktad›r. Yazar›n müstear ismi, inkarc› düflünceye karfl› mücadele eden iki peygamberin hat›ralar›na hürmeten, isimlerini yad etmek için Harun ve Yahya isimlerinden olufltu- rulmufltur. Yazar taraf›ndan kitaplar›n kapa¤›nda Resulullah'›n mührünün kullan›lm›fl olmas›n›n sembolik anlam› ise, kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Bu mühür, Kuran-› Ke- rim'in Allah'›n son kitab› ve son sözü, Peygamberimiz (sav)'in de hatem-ül enbiya ol- mas›n› remzetmektedir. Yazar da, yay›nlad›¤› tüm çal›flmalar›nda, Kuran'› ve Resulul- lah'›n sünnetini kendine rehber edinmifltir. Bu suretle, inkarc› düflünce sistemlerinin tüm temel iddialar›n› tek tek çürütmeyi ve dine karfl› yöneltilen itirazlar› tam olarak susturacak "son söz"ü söylemeyi hedeflemektedir. Çok büyük bir hikmet ve kemal sa- hibi olan Resulullah'›n mührü, bu son sözü söyleme niyetinin bir duas› olarak kullan›l- m›flt›r. Yazar›n tüm çal›flmalar›ndaki ortak hedef, Kuran'›n tebli¤ini dünyaya ulaflt›r- mak, böylelikle insanlar› Allah'›n varl›¤›, birli¤i ve ahiret gibi temel imani konular üze- rinde düflünmeye sevk etmek ve inkarc› sistemlerin çürük temellerini ve sapk›n uygu- lamalar›n› gözler önüne sermektir. Nitekim Harun Yahya'n›n eserleri Hindistan'dan Amerika'ya, ‹ngiltere'den En- donezya'ya, Polonya'dan Bosna Hersek'e, ‹spanya'dan Brezilya'ya, Malezya'dan ‹tal- ya'ya, Fransa'dan Bulgaristan'a ve Rusya'ya kadar dünyan›n daha pek çok ülkesinde be¤eniyle okunmaktad›r. ‹ngilizce, Frans›zca, Al- manca, ‹talyanca, ‹spanyolca, Portekizce, Urdu- ca, Arapça, Arnavutça, Rusça, Boflnakça, Uy- gurca, Endonezyaca, Malayca, Bengoli, S›rpça, Bulgarca, Çince, Kishwahili (Tanzanya'da kulla- n›l›yor), Hausa (Afrika'da yayg›n olarak kullan›- l›yor), Dhivelhi (Mauritus'ta kullan›l›yor), Dani- markaca ve ‹sveçce gibi pek çok dile çevrilen eserler, yurt d›fl›nda genifl bir okuyucu kitlesi taraf›ndan takip edilmektedir.
  • 7. Dünyan›n dört bir yan›nda ola¤anüstü takdir toplayan bu eserler pek çok insa- n›n iman etmesine, pek ço¤unun da iman›nda derinleflmesine vesile olmaktad›r. Kitap- lar› okuyan, inceleyen her kifli, bu eserlerdeki hikmetli, özlü, kolay anlafl›l›r ve samimi üslubun, ak›lc› ve ilmi yaklafl›m›n fark›na varmaktad›r. Bu eserler süratli etki etme, ke- sin netice verme, itiraz edilemezlik, çürütülemezlik özellikleri tafl›maktad›r. Bu eserle- ri okuyan ve üzerinde ciddi biçimde düflünen insanlar›n, art›k materyalist felsefeyi, ateizmi ve di¤er sapk›n görüfl ve felsefelerin hiçbirini samimi olarak savunabilmeleri mümkün de¤ildir. Bundan sonra savunsalar da, ancak duygusal bir inatla savunacak- lard›r, çünkü fikri dayanaklar› çürütülmüfltür. Ça¤›m›zdaki tüm inkarc› ak›mlar, Ha- run Yahya külliyat› karfl›s›nda fikren ma¤lup olmufllard›r. Kuflkusuz bu özellikler, Kuran'›n hikmet ve anlat›m çarp›c›l›¤›ndan kaynaklan- maktad›r. Yazar›n kendisi bu eserlerden dolay› bir övünme içinde de¤ildir; yaln›zca Allah'›n hidayetine vesile olmaya niyet etmifltir. Ayr›ca bu eserlerin bas›m›nda ve ya- y›nlanmas›nda herhangi bir maddi kazanç hedeflenmemektedir. Bu gerçekler göz önünde bulunduruldu¤unda, insanlar›n görmediklerini görme- lerini sa¤layan, hidayetlerine vesile olan bu eserlerin okunmas›n› teflvik etmenin de, çok önemli bir hizmet oldu¤u ortaya ç›kmaktad›r. Bu de¤erli eserleri tan›tmak yerine, insanlar›n zihinlerini buland›ran, fikri kar- mafla meydana getiren, kuflku ve tereddütleri da¤›tmada, iman› kurtarmada güçlü ve keskin bir etkisi olmad›¤› genel tecrübe ile sabit olan kitaplar› yaymak ise, emek ve za- man kayb›na neden olacakt›r. ‹man› kurtarma amac›ndan ziyade, yazar›n›n edebi gü- cünü vurgulamaya yönelik eserlerde bu etkinin elde edilemeyece¤i aç›kt›r. Bu konuda kuflkusu olanlar varsa, Harun Yahya'n›n eserlerinin tek amac›n›n dinsizli¤i çürütmek ve Kuran ahlak›n› yaymak oldu¤unu, bu hizmetteki etki, baflar› ve samimiyetin aç›kça görüldü¤ünü okuyucular›n genel kanaatinden anlayabilirler. Bilinmelidir ki, dünya üzerindeki zulüm ve karmaflalar›n, Müslümanlar›n çek- tikleri eziyetlerin temel sebebi dinsizli¤in fikri hakimiyetidir. Bunlardan kurtulman›n yolu ise, dinsizli¤in fikren ma¤lup edilmesi, iman hakikatlerinin ortaya konmas› ve Kuran ahlak›n›n, insanlar›n kavray›p yaflayabilecekleri flekilde anlat›lmas›d›r. Dünya- n›n günden güne daha fazla içine çekilmek istendi¤i zulüm, fesat ve kargafla ortam› dikkate al›nd›¤›nda bu hizmetin elden geldi¤ince h›zl› ve etkili bir biçimde yap›lmas› gerekti¤i aç›kt›r. Aksi halde çok geç kal›nabilir. Bu önemli hizmette öncü rolü üstlenmifl olan Harun Yahya külliyat›, Allah'›n iz- niyle, 21. yüzy›lda dünya insanlar›n› Kuran'da tarif edilen huzur ve bar›fla, do¤ruluk ve adalete, güzellik ve mutlulu¤a tafl›maya bir vesile olacakt›r.
  • 8. ● Bu kitapta ve di¤er çal›flmalar›m›zda evrim teorisinin çöküflüne özel bir yer ayr›lma- s›n›n nedeni, bu teorinin her türlü din aleyhtar› felsefenin temelini oluflturmas›d›r. Ya- rat›l›fl› ve dolay›s›yla Allah'›n varl›¤›n› inkar eden Darwinizm, 140 y›ld›r pek çok insa- n›n iman›n› kaybetmesine ya da kuflkuya düflmesine neden olmufltur. Dolay›s›yla bu te- orinin bir aldatmaca oldu¤unu gözler önüne sermek çok önemli bir imani görevdir. Bu önemli hizmetin tüm insanlar›m›za ulaflt›r›labilmesi ise zorunludur. Kimi okuyucular›- m›z belki tek bir kitab›m›z› okuma imkan› bulabilir. Bu nedenle her kitab›m›zda bu ko- nuya özet de olsa bir bölüm ayr›lmas› uygun görülmüfltür. ● Belirtilmesi gereken bir di¤er husus, bu kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Yazar›n tüm ki- taplar›nda imani konular, Kuran ayetleri do¤rultusunda anlat›lmakta, insanlar Allah'›n ayetlerini ö¤renmeye ve yaflamaya davet edilmektedirler. Allah'›n ayetleri ile ilgili tüm konular, okuyan›n akl›nda hiçbir flüphe veya soru iflareti b›rakmayacak flekilde aç›klan- maktad›r. ● Bu anlat›m s›ras›nda kullan›lan samimi, sade ve ak›c› üslup ise kitaplar›n yediden yetmifle herkes taraf›ndan rahatça anlafl›lmas›n› sa¤lamaktad›r. Bu etkili ve yal›n anla- t›m sayesinde, kitaplar "bir solukta okunan kitaplar" deyimine tam olarak uymaktad›r. Dini reddetme konusunda kesin bir tav›r sergileyen insanlar dahi, bu kitaplarda anlat›- lan gerçeklerden etkilenmekte ve anlat›lanlar›n do¤rulu¤unu inkar edememektedirler. ● Bu kitap ve yazar›n di¤er eserleri, okuyucular taraf›ndan bizzat okunabilece¤i gibi, karfl›l›kl› bir sohbet ortam› fleklinde de okunabilir. Bu kitaplardan istifade etmek isteyen bir grup okuyucunun kitaplar› birarada okumalar›, konuyla ilgili kendi tefekkür ve tec- rübelerini de birbirlerine aktarmalar› aç›s›ndan yararl› olacakt›r. ● Bunun yan›nda, sadece Allah'›n r›zas› için yaz›lm›fl olan bu kitaplar›n tan›nmas›na ve okunmas›na katk›da bulunmak da büyük bir hizmet olacakt›r. Çünkü yazar›n tüm ki- taplar›nda ispat ve ikna edici yön son derece güçlüdür. Bu sebeple dini anlatmak iste- yenler için en etkili yöntem, bu kitaplar›n di¤er insanlar taraf›ndan da okunmas›n›n tefl- vik edilmesidir. ● Kitaplar›n arkas›na yazar›n di¤er eserlerinin tan›t›mlar›n›n eklenmesinin ise önemli sebepleri vard›r. Bu sayede kitab› eline alan kifli, yukar›da söz etti¤imiz özellikleri tafl›- yan ve okumaktan hoflland›¤›n› umdu¤umuz bu kitapla ayn› vas›flara sahip daha bir- çok eser oldu¤unu görecektir. ‹mani ve siyasi konularda yararlanabilece¤i zengin bir kaynak birikiminin bulundu¤una flahit olacakt›r. ● Bu eserlerde, di¤er baz› eserlerde görülen, yazar›n flahsi kanaatlerine, flüpheli kay- naklara dayal› izahlara, mukaddesata karfl› gereken adaba ve sayg›ya dikkat edilmeyen üsluplara, burkuntu veren ümitsiz, flüpheci ve ye'se sürükleyen anlat›mlara rastlaya- mazs›n›z
  • 9. Girifl . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .8 Fosil Kay›tlar›na Göre Türlerin Kökeni . . . . . . . .12 Fosil Kay›tlar›ndaki Dura¤anl›k: "Stasis" . . . . . . .22 Yaflayan Fosillerden Örnekler . . . . . . . . . . . . . . . .36 Yaflayan Fosiller Evrimi Reddediyor . . . . . . . . . . .48 Sonuç . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .54 Yaflayan Fosil Örnekleri Evrim Teorisini Çürütüyor . . . . . . . . . . . . . . . . . . .62 Amber ‹çindeki Milyonlarca Y›ll›k Canl›lar Evrimi Geçersiz K›l›yor . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .98 Darwinizm'in Çöküflü . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .228
  • 10.
  • 11.
  • 12. ir bitki ya da hayvan›n eski jeolojik ça¤lardan bu yana yerkabu- ¤unda korunmufl olan kal›nt›lar›na ya da izlerine fosil denir. Yeryüzünün her taraf›ndan derlenmifl olan fosiller, yaflam›n bafl- lang›c›ndan bu yana yeryüzünde yaflam›fl canl›lar hakk›nda bil- gi veren en önemli kaynakt›r. Hava ile temas› ani bir flekilde kesilen canl›lar›n iskeletleri, bozulma- dan günümüze kadar ulafl›r. Fosillerin araflt›r›lmas›, soyu tükenmifl hay- vanlar ve bitkiler konusunda bilgilenmemizi sa¤lar. Bu bilgiler hangi za- man dilimlerinde hangi canl›lar›n yaflad›klar› hakk›nda da bilgi verir. Yüzlerce milyon y›ll›k fosil örnekleri, evrimciler için, kendi teorileri- ne uygun flekilde kullanabilecekleri birer malzemedir. Evrimciler bir fosi- li al›r, bunu günümüz canl›lar›ndan biriyle iliflkilendirir ve bu fosilin söz konusu canl›n›n atas› oldu¤unu iddia ederler. Bunun üzerine oldukça il- ginç ve detayl› senaryolar kurarlar. Söz konusu fosil bir bal›ksa, sözde bu fosilin "sadece birkaç kemi¤inden" ilkel baz› özelliklere, yeni geliflmekte olan organlara, dönüflüm geçiren ara geçifl uzuvlar›na sahip oldu¤unu id- dia ederler. Bu canl› üzerine kitaplar yazar, konferanslar düzenler, bunu "y›llarca" arad›klar› ara geçifl fosili olarak sergileyip dururlar. Ta ki, bu fosilin canl› bir örne¤i karfl›lar›na ç›k›ncaya kadar! Bir canl›n›n milyonlarca y›l önce yaflad›¤› bilinen halinin günümüzde bilim adamlar›n›n karfl›s›na canl› olarak ç›kmas›, evrimcilerin üretti¤i tüm masallar› altüst eder. Bu durum, evrimcilerin iddialar›na göre milyonlar- ca y›l boyunca evrim geçirmifl olmas› gereken canl›n›n, her nas›lsa, bu ha- yali evrim sürecine hiç maruz kalmad›¤›n› gösterir. Dahas›, evrime göre, tamamen ilkel canl›lar›n yaflam›fl olmas› gereken bir dönemde, son derece kompleks özellikleriyle, tam olarak geliflmifl ve tümüyle o canl›ya has ya- p›lara sahip varl›klar›n bulundu¤unu kan›tlar. Evrimcilerin "ilkel" zannet- tikleri canl›, hiç de ilkel de¤ildir. Yani "tek hücreliden dönüflüm", "ara ge- çifl formu" ve "ilkel canl›" iddialar›n›n geçersizli¤i, aldat›c›l›¤› anlafl›lm›flt›r. Özetle, "aflamal› evrim süreci"nin bir hikayeden ibaret oldu¤u, önemli bir delil ile bir kez daha ortaya ç›km›flt›r. 1100 EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill B
  • 13. HHAARRUUNN YYAAHHYYAA Bu örnekle sergilenen tek bir gerçek vard›r. Canl›lar, evrim teorisinin hayali süreçleriyle oluflmam›fl, bir anda yarat›lm›fllard›r. Yarat›l›fl gerçe¤i, canl›lar›n geçmiflten kalan kusursuz izleri ile bir kez daha sergilenmifltir. Günümüzde tüm mükemmel özellikleriyle Allah'›n üstün sanat›n›n tecel- lilerini oluflturan canl›lar, günümüzden yüz milyonlarca y›l önce de ayn› ihtiflam ve mükemmelli¤e sahiptirler. Yarat›l›fl gerçe¤i, evrimcilerin hiç beklemedikleri flekilde, tüm evrimci spekülasyonlar› ve iddialar› orta- dan kald›rarak, en mükemmel haliyle gözler önüne serilmifltir. "Yaflayan fosiller", yeryüzündeki canl›lar›n tümünün yoktan yarat›ld›klar›n›n, her birinin Allah'›n eflsiz birer mucizesi olarak kompleks ve üstün özelliklere sahip olduklar›n›n bir delilidir. Bunun anlam›, milyonlar- ca y›l önce evrimcilerin iddia ettikleri hayali geliflim sürecinin yaflanmad›¤›d›r. Hayali ara geçifl örnekleri, hayali senaryola- r›yla beraber yok olup gitmektedir. Sol altta, dört kanatl› bir böcek fosili, Eosen dönemine ait (54 milyon y›l önce) Sa¤›nda, ar› fosili, (24 milyon y›ll›k Dominik amberi) Sa¤ üstte, 25 milyon y›ll›k termit fosili
  • 14.
  • 15.
  • 16. vrim teorisinin iddias›na göre, yeryüzündeki canl› türleri ortak bir atadan, küçük de¤ifliklikler sonucunda türemifllerdir. Di¤er bir deyiflle, teoriye göre, canl› türleri birbirinden kesin farkl›l›k- larla ayr›lmamakta, süreklilik göstermektedir. Ancak, do¤ada yap›lan gözlemler, ortada iddia edildi¤i gibi bir süreklilik olmad›¤›n› gös- termifltir. Canl›lar dünyas›nda görülen, birbirinden belirgin de¤iflikliklerle ayr›lan, farkl› kategorilerdir. Omurgal› paleontolojisinde uzman olan ev- rimci Robert Carroll, bunu Patterns and Processes of Vertebrate Evolution (Omurgal› Evriminin Örnekleri ve Süreçleri) adl› kitab›nda flöyle itiraf eder: Bugün dünya üzerinde neredeyse kavranamayacak kadar çok say›da tür ya- fl›yor olmas›na ra¤men, bunlar birbirinden güçlükle ay›rt edilebilen ara form- lardan oluflan sürekli bir da¤›l›m oluflturmazlar. Bunun yerine, türlerin nere- deyse tamam›, birbirinden belirgin flekilde farkl› temel gruplara aittirler.1 Evrim, tarihte yafland›¤› iddia edilen bir süreçtir ve bizlere canl›l›¤›n tarihi hakk›nda bilgi verecek yegane bilimsel kaynak da fosil bulgular›d›r. P. Grassé, bu konuda flunlar› söyler: Do¤a bilimciler unutmamal›d›rlar ki, evrim süreci sadece fosil kay›tlar› ara- c›l›¤›yla a盤a ç›kar… Sadece paleontoloji (fosil bilimi) evrim konusunda de- lil oluflturabilir ve evrimin geliflimini ve mekanizmalar›n› gösterebilir.2 Fosil kay›tlar›n›n bu konuda bize ›fl›k tutabilmesi için de, evrim teori- sinin öngörüleri ile fosil bulgular›n› birbirleriyle karfl›laflt›rmam›z gerekir. Evrim teorisine göre sözde bütün canl›lar birbirlerinden türemifller- dir. Önceden var olan bir canl› türü, zamanla bir di¤erine dönüflmüfl ve 1144 EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill E Evrimciler hiçbir bilimsel delili olmamas›na ra¤men, kufllar›n sürüngenlerden türedi¤ini iddia ederler. El- bette ki böyle bir dönüflümün gerçekleflmifl olmas› mümkün de¤ildir. Mükemmel bir yarat›l›fla sahip olan kufl tüylerinin, dinozor pul- lar›ndan nas›l olufltu¤una ise asla ak›lc› ve bilimsel bir aç›klama geti- remezler.
  • 17. bütün türler bu flekilde ortaya ç›km›fllard›r. Teoriye göre, bu dönüflüm yüz milyonlarca senelik uzun bir zaman dilimini kapsam›fl ve kademe kademe ilerlemifltir. Bu durumda, iddia edilen uzun dönüflüm süreci içinde say›s›z "ara türler"in oluflmufl ve yaflam›fl olmalar› gerekir. Örne¤in geçmiflte, bal›k özelliklerini hala tafl›malar›na ra¤men, bir yandan da baz› sürüngen özellikleri kazanm›fl olan yar› bal›k-yar› sü- rüngen canl›lar yaflam›fl olmal›d›r. Ya da sürüngen özelliklerini ta- fl›rken, bir yandan da baz› kufl özellikleri kazanm›fl sürüngen- kufllar ortaya ç›km›fl olmal›d›r. Bunlar, bir geçifl sürecinde olduklar› için de, sakat, eksik, kusurlu canl›lar olmal›d›r. Geçmiflte ya- flam›fl olduklar›na inan›lan bu teorik canl›lara "ara geçifl formu" ad› ve- rilir. E¤er ger- çekten bu tür canl›lar geçmiflte yaflam›fllarsa, bunlar›n sa- y›lar›n›n ve türlerinin milyonlarca hatta mil- yarlarca olmas› gerekir. Ve bu canl›lar›n kal›nt›lar›na mutlaka fosil kay›tlar›nda rastlanmas› gerekir. Çünkü bu ara ge- çifl formlar›n›n say›s›n›n bugün bildi¤imiz hayvan türlerinden bile fazla olmas› ve dünyan›n dört bir yan›n›n fosilleflmifl ara geçifl formu kal›nt›la- r›yla dolu olmas› laz›md›r. Bu gerçek, Darwin taraf›ndan da kabul edilmifl- tir ve Darwin, Türlerin Kökeni isimli kitab›nda bunu flöyle aç›klam›flt›r: 1155 HHAARRUUNN YYAAHHYYAA S A H T E AADDNNAANN OOKKTTAARR
  • 18. "E¤er teorim do¤ruysa, türleri birbirine ba¤layan say›s›z ara-geçifl türleri mutlaka yaflam›fl olmal›d›r... Bunlar›n yaflam›fl olduklar›n›n kan›tlar› da sa- dece fosil kal›nt›lar› aras›nda bulunabilir.3 Ancak bu sat›rlar› yazan Darwin, bu ara formlar›n fosillerinin bir tür- lü bulunamad›¤›n›n fark›ndayd›. Bunun teorisi için büyük bir açmaz olufl- turdu¤unu da görüyordu. Bu yüzden, Türlerin Kökeni kitab›n›n "Difficulti- es on Theory" (Teorinin Zorluklar›) adl› bölümünde flöyle yazm›flt›: E¤er gerçekten türler öbür türlerden yavafl geliflmelerle türemiflse, neden sa- y›s›z ara geçifl formuna rastlam›yoruz? Neden bütün do¤a bir karmafla ha- linde de¤il de, tam olarak tan›mlanm›fl ve yerli yerinde? Say›s›z ara geçifl for- mu olmal›, fakat niçin yeryüzünün say›lamayacak kadar çok katman›nda gö- mülü olarak bulam›yoruz... Niçin her jeolojik yap› ve her tabaka böyle ba¤- lant›larla dolu de¤il? Jeoloji iyi derecelendirilmifl bir süreç ortaya ç›karma- maktad›r ve belki de bu benim teorime karfl› ileri sürülecek en büyük itiraz olacakt›r.4 Darwin'in, bu büyük açmaz karfl›s›nda öne sürdü¤ü tek aç›klama ise, o dönemdeki fosil kay›tlar›n›n yetersiz oldu¤uydu. Darwin, fosil kay›tlar› detayl› olarak incelendi¤inde, kay›p ara formlar›n mutlaka bulunaca¤›n› iddia etmiflti. FFoossiill KKaayy››ttllaarr››nn››nn YYeetteerrlliillii¤¤ii Acaba ara form fosillerinin yoklu¤u karfl›s›nda, Darwin'in 140 y›l ön- ce savundu¤u "ara formlar flimdi yok, ama yeni araflt›rmalarla bulunabi- lir" iddias› hala geçerli midir? Bir baflka deyiflle, yap›lan tüm fosil araflt›r- malar›n›n sonucuna bakarak, ara formlar›n gerçekte hiçbir zaman yaflama- d›klar›n›n kabul edilmesi mi gerekir, yoksa yeni araflt›rmalar›n sonuçlar› m› beklenmelidir? Bu soruya verilecek cevab›, elbette elimizdeki fosil kay›tlar›n›n zen- ginli¤i belirler. Paleontolojik verilere bakt›¤›m›zda ise, fosil kay›tlar›n›n ola¤anüstü derecede zengin oldu¤unu görürüz. Dünyan›n farkl› bölgele- rinden elde edilmifl milyarlarca fosil örne¤i vard›r.5 Bu fosillere bak›larak, 250 bin farkl› canl› türü tan›mlanm›flt›r ve bunlar, flu anda yaflamakta olan yaklafl›k 1.5 milyon türe ola¤anüstü derecede benzerdir.6 (Yaflamakta olan 1166 EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
  • 19. 1177 HHAARRUUNN YYAAHHYYAA 210 milyon y›ll›k kemikli bal›k fosili 300 milyon y›ll›k kaplumba¤a fosili 135 milyon y›ll›k bir tür deniz y›ld›z› fosili 33.7-53 milyon y›ll›k kurba¤a fosili 55-35 milyon y›ll›k yengeç fosili 355-295 milyon y›ll›k örümcek fosili
  • 20. bu 1.5 milyon türün 1 milyon kadar› böceklere aittir.) Ancak bulunan say›- s›z fosil örne¤i aras›nda hiçbir hayali ara-geçifl formu fosili bulunamam›fl- t›r. Zengin fosil kay›tlar›na ra¤men bulunamayan ara formlar›n, yeni kaz›- larla bulunmas› ise mümkün gözükmemektedir. Glasgow Üniversitesi paleontoloji profesörü T. Neville George, bu gerçe¤i y›llar önce flu flekilde kabul etmifltir: Fosil kay›tlar›n›n (evrimsel) zay›fl›¤›n› ortadan kald›racak bir aç›klama yap- mak art›k mümkün de¤ildir. Çünkü elimizdeki fosil kay›tlar› son derece zen- gindir ve yeni kefliflerle yeni türlerin bulunmas› imkâns›z gözükmektedir... Her türlü keflfe ra¤men fosil kay›tlar› hala (türler aras›) boflluklardan olufl- maya devam etmektedir.7 Amerikan Do¤a Tarihi Müzesi Müdürü ünlü paleontolog Niles Eld- redge ise, Darwin'in "fosil kay›tlar› yetersiz, ara formlar› o yüzden bulam›- yoruz" iddias›n›n geçerli olmad›¤›n› flöyle aç›klamaktad›r: Tüm deliller, fosil kay›tlar›n›n ortaya koydu¤u sonucun do¤ru oldu¤unu göstermektedir: (Fosil kay›tlar›nda) gördü¤ümüz boflluklar, hayat›n tarihin- deki gerçek olaylar› yans›tmaktad›r, bunlar yetersiz bir fosil birikiminin so- nucu de¤ildir.8 Robert Wesson ise, 1991'de yay›nlanan Beyond Natural Selection adl› kitab›nda "fosil kay›tlar›ndaki boflluklar›n gerçek ve olgusal" olduklar›n› flöyle aç›klamaktad›r: Ne var ki, fosil kay›tlar›ndaki boflluklar gerçektir. Herhangi bir (evrimsel) soy oluflumunu gösterecek kay›tlar›n yoklu¤u, son derece olgusald›r. Türler genellikle çok uzun zaman dilimleri boyunca sabit kal›rlar. Türler ve özel- likle cinsler hiçbir zaman yeni bir türe ya da cinse do¤ru evrim göstermez- ler. Bunun yerine, bir tür ya da cinsin bir di¤eriyle yer de¤ifltirdi¤i gözlenir. De¤iflim ise ço¤unlukla anidir.9 Bu durum, evrim teorisinin 140 y›ld›r öne sürdü¤ü "ara form fosille- ri bulunmufl de¤il, ama ileride bulunabilir" argüman›n›n art›k geçerli ol- mad›¤›n› göstermektedir. Fosil kay›tlar› canl›l›¤›n kökenini anlamak için yeterince zengindir ve bu gerçek karfl›m›za somut bir tablo ç›karmaktad›r: Farkl› canl› türleri, aralar›nda hayali evrimsel "geçifl formlar›" olmadan, yeryüzünde bir anda ve farkl› yap›lar›yla, ayr› ayr› ortaya ç›km›fllard›r. 1188 EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
  • 21. 1199 HHAARRUUNN YYAAHHYYAA Yeryüzündeki bütün canl›lar, tüm kompleks ve üstün özellikleriyle bir anda var olmufllar, yani yarat›l- m›fllard›r. Evrimcilerin iddia ettik- leri gibi canl›lar›n birbirinden türe- di¤ini gösteren tek bir bilimsel delil dahi bulunmamaktad›r.
  • 22. FFoossiill KKaayy››ttllaarr››nn››nn GGöösstteerrddii¤¤ii GGeerrççeekk Peki on y›llard›r toplumlar›n bilinçaltlar›na yerleflen "evrim-paleon- toloji" iliflkisi nereden kaynaklanmaktad›r? Neden ço¤u insan, fosil kay›t- lar›ndan söz edildi¤inde, bu kay›tlar ile Darwin'in teorisi aras›nda olumlu bir ba¤lant› oldu¤u izlenimine kap›lmaktad›r? Bu sorular›n cevab›, ünlü bilim dergisi Science'daki bir makalede flöyle aç›klan›r: Evrimsel biyoloji ve paleontoloji alanlar›n›n d›fl›nda kalan çok say›da iyi e¤i- timli bilim adam›, ne yaz›k ki, fosil kay›tlar›n›n Darwinizm'e çok uygun ol- du¤u gibi yanl›fl bir fikre kap›lm›flt›r. Bu büyük olas›l›kla, ikincil kaynak- lardaki ola¤anüstü basitlefltirmeden kaynaklanmaktad›r; alt seviye ders ki- taplar›, yar›-popüler makaleler vs... Öte yandan büyük olas›l›kla biraz taraf- l› düflünce de devreye girmektedir. Darwin'den sonraki y›llarda, onun taraf- tarlar› bu yönde (fosiller alan›nda) geliflmeler elde etmeyi ummufllard›r. Bu geliflmeler elde edilememifl, ama yine de iyimser bir bekleyifl devam etmifl ve bir k›s›m hayal ürünü fanteziler de ders kitaplar›na kadar girmifltir.10 N. Eldredge ve Ian Tattersall ise bu konuda flu önemli yorumu yapar- lar: Ayr› türlere ait fosillerin, fosil kay›tlar›nda bulunduklar› süre boyunca de¤iflim göstermedikleri, Darwin'in Türlerin Kökeni'ni yay›nlamas›ndan önce bile pale- ontologlar taraf›ndan bilinen bir gerçektir. Darwin ise, gelecek nesillerin bu boflluklar› dolduracak yeni fosil bulgular› elde edecekleri kehanetinde bulun- mufltur... Aradan geçen 120 y›l› aflk›n süre boyunca yürütülen tüm paleontolo- jik araflt›rmalar sonucunda, fosil kay›tlar›n›n, Darwin'in bu kehanetini do¤- rulamayaca¤› aç›kça görülür hale gelmifltir. Bu, fosil kay›tlar›n›n yetersizli- ¤inden kaynaklanan bir sorun de¤ildir. Fosil kay›tlar› aç›kça söz konusu ke- hanetin yanl›fl oldu¤unu göstermektedir. Türlerin flafl›rt›c› bir biçimde sabit olduklar› ve uzun zaman dilimleri boyun- ca hep statik kald›klar› yönündeki gözlem, "kral ç›plak" hikayesindeki tüm özellikleri bar›nd›rmaktad›r: Herkes bunu görmüfl, ama görmezlikten gel- meyi tercih etmifltir. Darwin'in öngördü¤ü tabloyu ›srarla reddeden h›rç›n bir fosil kayd› ile karfl› karfl›ya kalan paleontologlar, bu gerçe¤e aç›kça yüz çevirmifllerdir.11 2200 EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
  • 23. Amerikal› paleontolog S. M. Stanley ise, fosil kay›tlar›n›n ortaya koy- du¤u bu gerçe¤in, bilim dünyas›na hakim olan Darwinist dogma taraf›n- dan nas›l göz ard› edildi¤ini ve ettirildi¤ini flöyle anlat›r: Bilinen fosil kay›tlar› kademeli evrimle uyumlu de¤ildir ve hiçbir zaman da uyumlu olmam›flt›r. ‹lgi çekici olan, birtak›m tarihsel koflullar arac›l›¤›yla, bu konudaki muhalefetin gizlenmifl olufludur... Ço¤u paleontolog, ellerindeki kan›tlar›n Darwin'in küçük, yavafl ve kademeli de¤iflikliklerin yeni tür olu- flumunu sa¤lad›¤› yönündeki vurgusuyla çeliflti¤ini hissetmifltir... ama onla- r›n bu düflüncesi susturulmufltur.12 fiimdi, fosil kay›tlar›n›n flimdiye dek "susturulmufl" olan gerçe¤ini bi- raz daha detayl› inceleyelim. 2211 HHAARRUUNN YYAAHHYYAA Amber içindeki 24 milyon y›ll›k t›r- t›l fosili, t›rt›llar›n tarih boyunca hep ayn› flekilde var olduklar›n›n yani hiçbir evrim geçirmediklerinin bir delilidir. 45-50 milyon y›ll›k A¤ustos böce¤i fosili
  • 24.
  • 25.
  • 26. o¤a tarihini inceledi¤imizde karfl›m›za, "farkl› anatomik yap›la- ra evrimleflen" de¤il, yüz milyonlarca y›l boyunca hiç de¤iflme- den kalan canl›lar ç›kmaktad›r. Fosil kay›tlar›ndaki bu "de¤ifl- mezlik", bilim adamlar› taraf›ndan "stasis" (dura¤anl›k) olarak tan›mlanm›flt›r. Yaflayan fosiller ve günümüzde varl›¤›n› korumayan ama dünya tarihinin birbirinden farkl› dönemlerinde fosil b›rakm›fl olan canl›- lar, fosil kay›tlar›ndaki dura¤anl›¤›n somut delilleridirler. Ve fosil kay›tla- r›ndaki söz konusu dura¤anl›k, aflamal› bir evrim sürecinin yaflanmad›¤›- n› gösterir. Stephen Jay Gould, Natural History dergisindeki yaz›s›nda fosil kay›tlar›n›n evrim teorisi ile olan tutars›zl›¤›n› flu flekilde ifade etmifltir: Ço¤u fosil türünün tarihi, kademeli geliflim ile tutars›z olan iki özellik göste- rir: 1. Stasis. Ço¤u tür dünya üstünde geçirdikleri süre boyunca hiçbir yön- lü de¤iflim göstermemektedir. Fosil kay›tlar›ndan kaybolduklar› s›rada nas›l görünüyorlarsa ortaya ç›kt›klar›nda da ayn› görünümdedirler; morfolojik de¤iflim ço¤unlukla s›n›rl›d›r ve yönlü de¤ildir. 2. Birden ortaya ç›k›fl. Her- hangi bir yerel bölgede, bir tür, atalar›n›n sabit dönüflümü neticesinde kade- meli olarak ortaya ç›kmamaktad›r; birden ve 'tam geliflmifl' olarak ortaya ç›k- maktad›r.13 E¤er bir canl›, milyonlarca y›l önceki tüm özellikleri ile günümüzde kusursuz flekilde varl›¤›n› sürdürüyorsa ve hiçbir de¤iflim geçirmediyse, bu durum Darwin'in öngürdü¤ü aflamal› evrim modelini tamamen orta- dan kald›racak kadar güçlü bir kan›tt›r. Öyle ki, yeryüzünde bunu kan›t- layacak tek bir örnek de¤il, milyonlarca örnek bulunmaktad›r. Canl›lar, milyonlarca y›l hatta kimi zaman yüz milyonlarca y›l önce var olduklar› hallerinden hiçbir farkl›l›k göstermemektedirler. Bu durum, Niles Eldred- ge'in aç›kça ifade etti¤i gibi, paleontologlar›n, hala savunulmakta olan ev- rim fikrinden art›k "kaç›nmalar›na" sebep olmaktad›r: Paleontologlar›n evrimden bu kadar uzun süre kaç›nm›fl olmalar› hiç de fla- fl›rt›c› de¤ildir. Evrim asla gerçekleflmemifl gibi görünmektedir. Kayal›klarda dikkatle ve sab›rla yürütülen toplama çal›flmalar› zigzaglar, küçük sal›n›m- lar, ve çok nadiren milyonlarca y›l boyunca görülen de¤iflimlerin küçük biri- kintilerini ortaya ç›karmaktad›r – ki bunlar evrimsel tarihte yaflanm›fl olan tüm o müthifl de¤iflimi aç›klayamayacak kadar yavafl bir h›zdad›r.14 2244 EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill D
  • 27. Fosil kay›tlar›ndaki dura¤anl›k, gerçekten de evrim savunucular› için en büyük problemi teflkil eder. Çünkü evrimciler, hayali evrim süreci için gereken kan›tlar› fosil kay›tlar›nda ararlar. Ancak fosil kay›tlar›, beklenen ara geçifl formlar› örneklerini vermemekte, dahas›, yüz milyonlarca y›l içinde de¤iflim geçirdi¤i iddia edilen bir canl›n›n hiçbir evrim geçirmedi- ¤ini gözler önüne sermektedir. Canl› formlar›, milyonlarca y›l önceki hal- leri ile ayn›d›rlar ve Darwin'in öngördü¤ü aflama aflama de¤iflimi geçirme- mifllerdir. Niles Eldredge, evrimci paleontologlar›n uzun süre ihmal ettik- leri dura¤anl›k gerçe¤inin, Darwin'in aflamal› evrim iddias›n› çürüttü¤ü- nü flu flekilde izah etmektedir: Fakat dura¤anl›k, hayat›n tarihinin evrimsel biyolojide gözard› edilmemesi gereken bir özelli¤i olarak terk edildi, ve Gould ile birlikte böyle bir dura- ¤anl›¤›n, hayat›n tarihinin yüzleflilmesi gereken gerçek bir yönü oldu¤u, ve asl›nda evrimin temel fikrinin kendisine yönelik hiçbir esas tehdit teflkil et- medi¤ini gösterene kadar da gözard› edilmeye de- vam etti. Çünkü bu Darwin'in sorunuydu: Dar- win, evrim fikrinin inand›r›c›l›¤›n› sa¤lamak için türlerin sabitli¤ine dair eski doktrini y›kmak zorunda oldu¤unu düflünüyor- du. Darwin'e göre stasis, aksi bir uy- gunsuzluktu.15 2255 HHAARRUUNN YYAAHHYYAA Mezozoik döneme ait (245-65 milyon y›l aras›) vatoz fo- sili, günümüz de- nizlerinde yaflayan vatozlar›n sahip oldu¤u tüm özel- liklere sahiptir. Yaklafl›k 250 mil- yon y›ll›k bu canl›, evrimsel süreç id- dias›n›n tamamen bir hayal oldu¤unu aç›kça göstermek- tedir.
  • 28. Ammonitler, yaklafl›k 350 milyon y›l önce ortaya ç›kt›lar ve 65 milyon y›l kadar önce soylar› tükendi. Aradaki 300 milyon y›l boyunca üstteki fosil- de görülen yap›lar› hiç de¤iflmedi. 400 milyon y›ll›k deniz y›ld›z› fosili E¤er gerçekten bir evrim yaflanm›fl olsayd›, ki hiç- bir flekilde yaflanmam›flt›r, canl›lar›n yeryüzünde küçük kademeli de¤iflimlerle ortaya ç›kmalar› ve zaman içinde de de¤iflmeye devam etmeleri gere- kirdi. Oysa fosil kay›tlar› bunun tam aksini gösterir. Farkl› canl› s›n›flamalar›, fosil kay›tlar›nda hiçbir atalar› olmadan aniden ortaya ç›km›fllar ve yüz mil- yonlarca y›l boyunca hiç de¤iflim geçirmeden du- ra¤an bir biçimde kalm›fllard›r. Ordovisyen Dönemi'ne ait "atnal› yengeci" fosili. Bu 450 milyon y›ll›k fosil de, günümüzde yaflayan örneklerinden farks›z. FF OO SS ‹‹ LL KK AA YY II TT LL AA RR II NN DD AA DD UU RR AA ⁄⁄ AA NN LL II KK Ordovisyen Devri'ne ait istiridye fosilleri.
  • 29. Almanya'n›n Bav- yera bölgesinde bulunan 140 mil- yon y›ll›k yusufçuk fosili, flu anda ya- flayan yusufçukla- r›n ayn›s›d›r. ‹skoçya'daki East Kirkton bölgesinde bu- lunmufl olan bilinen en eski akrep fosili. Pulmonoscorpius kirktonensis ad› verilen türe ait bu akrep, 320 milyon y›ll›k ve günü- müz akreplerinden farks›z. Balt›k Denizi k›y›lar›nda amber içinde bu- lunan yaklafl›k 170 milyon y›ll›k bir böcek fosili. Yaflayan örnekleriyle t›pat›p ayn›. 35 milyon y›ll›k fosil si- nekler. Günümüzde ya- flayan sineklerle ayn› vücut yap›s›na sahipler. Jurasik Dönem'e ait yaklafl›k 170 milyon y›ll›k karides fosili. Günümüzdeki kari- deslerden hiçbir fark› yok.
  • 30. Darwin'in aflamal› evrim iddias›n›n geçersizli¤ini görerek, buna kar- fl› Stephen J. Gould ile birlikte "s›çramal› evrim" iddias›n› ortaya atan Ni- les Eldredge'in yukar›daki ifadeleri, dura¤anl›¤›n Darwin'e problem olufl- turmas› konusunda oldukça do¤ruydu. Fakat Eldredge'in de aç›kça ihmal etti¤i ve görmezden geldi¤i nokta, fosil kay›tlar›nda aç›kça görülen dura- ¤anl›¤›n, s›çramal› evrim için de büyük bir sorun oluflturdu¤uydu. S›çramal› evrim (Punctuated Equilibrium – Kesintiye U¤ram›fl Den- ge) modelini öne süren paleontologlar, fosil kay›tlar›ndaki dura¤anl›¤›n bir "sorun" oldu¤unu kabul etmifl ama evrim fikrinden vazgeçmeyi im- kans›z gördükleri için canl›lar›n küçük de¤iflikliklerle de¤il, ani ve büyük de¤iflikliklerle olufltu¤unu öne sürmüfllerdi. Bu iddiaya göre evrimsel de- ¤ifliklikler, çok k›sa zaman aral›klar›nda ve çok dar popülasyonlar içinde gerçekleflmekteydi. Bu vakte kadar canl› popülasyonu hiçbir de¤iflim gös- termiyor ve bir tür denge durumunda kal›yordu. Popülasyon çok dar ol- du¤u için büyük mutasyonlar sözde çok k›sa sürede do¤al seleksiyon me- kanizmas› vas›tas›yla seçiliyor ve böylece ve her nas›lsa yeni bir türün olu- flumu sa¤lan›yordu. EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill Kurba¤alar›n kökeninde de bir evrim süreci yok- tur. Bilinen en eski kurba¤alar, bal›klardan tama- men farkl›d›r ve kendilerine has yap›lar›yla or- taya ç›km›fllard›r. Ve günümüzdeki kurba¤alarla ayn› özelliklere sahiplerdir. Dominik Cumhuriye- ti'nde bulunan amber içindeki kurba¤a fosili yak- lafl›k 25 milyon y›ll›kt›r ve yaflayan örnekleriyle aras›nda hiçbir fark yoktur.
  • 31. S›çramal› evrim modelinin, mikro- biyoloji ve genetik bilimleri taraf›ndan çok fazla delil ile yalanlanm›fl oldu¤u bu- gün bilinen bir gerçektir. (Detayl› bilgi için bkz. Hayat›n Gerçek Kökeni, Harun Yahya) Ayr›ca fosil kay›t- lar›ndaki dura¤anl›¤a ve dolay›s›yla ara form yoklu¤una aç›klama getir- mek için öne sürülen s›çramal› evrimin "dar popülasyonlar" iddias› da yi- ne hiçbir bilimsel dayana¤a sahip de¤ildir. Yeni bir tür oluflumunun, say›- ca son derece az hayvan› ve bitkiyi bar›nd›ran topluluklarda gerçekleflti¤i- ni iddia eden s›çramal› evrim, dar popülasyonlar›n genetik yönden evrim teorisi için avantajl› de¤il, dezavantajl› oldu¤unun aç›kça ortaya ç›kmas›y- la büyük bir darbe alm›flt›r. Dar popülasyonlar, yeni bir tür oluflumuna yol açacak flekilde geliflmek bir yana, ciddi genetik bozukluklar ortaya ç›kar- maktad›r. Bunun nedeni, dar popülasyonlarda, bireylerin sürekli dar bir genetik havuz içinde çiftleflmeleridir. Bu yüzden normalde "heterozigot" olan bireyler giderek "homozigot" haline gelmektedir. Bunun sonucunda da, normalde çekinik (resesif) olan bozuk genler, bask›n (dominant) hale gelmekte ve böylece popülasyonda giderek daha fazla genetik bozukluk ve hastal›k ortaya ç›kmaktad›r. Dolay›s›yla fosil kay›tlar›ndaki ara form eksikli¤i, dar popülasyonlarda gerçekleflen bir evrimin sonucu de¤ildir. Tüm bu bilimsel olanaks›zl›klar›n yan›s›ra, s›çramal› evrim taraftarlar›n›n, küçük popülasyonlarda meydana gelen de¤iflikliklerin izinin, fosil kay›t- lar›nda neden bulunamad›¤› sorusuna verebilecek bir cevaplar› yoktur. Bu aç›k gerçek gösterir ki, hem Darwin'in ortaya att›¤› aflamal› evrim modeli, hem de onun sundu¤u geçersizlikleri örtbas edebilmek için öne sürülen s›çramal› evrim modeli, fosil kay›tlar›ndaki dura¤anl›¤›, canl› formlar›n›n ani ortaya ç›k›fllar›n› ve ara form yoklu¤unu aç›klayamamak- tad›r. Bu durum, her ne teori öne sürülürse sürülsün, canl›lar›n evrim ge- 2299 HHAARRUUNN YYAAHHYYAA AADDNNAANN OOKKTTAARR
  • 32. çirdi¤ine dair her türlü iddian›n baflar›s›zl›kla sonuçlanaca¤›n›, bilimsel olarak çöküfle u¤ramaya mahkum olaca¤›n› tüm aç›kl›¤›yla göstermekte- dir. Çünkü canl›lar evrimleflmemifllerdir; Allah tüm canl›lar› kusursuz hal- leri ile yoktan var etmifltir. Dolay›s›yla canl›lar›n evrimleflti¤ini savunan her iddia, yok olmaya mahkumdur. S›çramal› evrim teorisinin fikir babas› Stephen J. Gould, Hobart & William Smith College'de verdi¤i bir konferansta bu gerçe¤i tüm aç›kl›¤›y- la flu flekilde itiraf eder: Her paleontolog ço¤u türlerin de¤iflmedi¤ini bilir. Bu s›k›nt› vericidir… kor- kunç bir s›k›nt›ya neden olur… [Canl›lar] biraz daha büyük veya yamru- yumru olabilirler fakat ayn› tür olarak kalmaya devam ederler ve bunun ne- deni kusurluluk veya boflluklar de¤il, dura¤anl›kt›r. Fakat bu ola¤anüstü du- ra¤anl›k genellikle bir veri olarak görmezlikten gelinmifltir. E¤er de¤iflmiyor- larsa, söz konusu olan evrim de¤ildir; o halde bundan söz etmezsiniz.16 ÇÇeevvrreenniinn ""EEttkkiissiizzllii¤¤ii"" Yaflayan fosiller, günümüzdeki örnekleriyle geçmiflten kalan fosil örnekleri aras›nda farkl›l›k bulunmayan, dolay›s›yla türlerin milyonlarca y›l boyunca hiçbir evrim geçirmedi¤i gerçe¤ine ayna tutan kan›tlard›r. Bu yönleriyle evrim teorisine a¤›r bir darbe oluflturmaktad›rlar. Bilindi¤i gibi evrim teorisi, an- cak de¤iflen çevre flartlar›na uyum sa¤layabilen canl›lar›n hayatta kalaca¤›n›, hayali bir tak›m rastlant›sal de¤iflimlerin etki- siyle canl›lar›n bu süreçte baflka canl›lara evrimleflece¤ini iddia et- mektedir. Yaflayan fosiller ise, teorinin, türlerin zaman içinde de- ¤iflen flartlara göre de¤iflim geçirece¤i iddias›n›n as›ls›z bir hi- kayeden ibaret oldu¤unu ortaya koymaktad›r. Tarihte yüz milyonlarca y›l geriye uzanan, çok eski yaflayan fosil ör- nekleri mevcuttur. Yaklafl›k dört yüz milyon y›ll›k oldu- ¤u halde hiçbir de¤iflim izi ortaya koymayan köpek 3300 EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
  • 33. 3311 HHAARRUUNN YYAAHHYYAA bal›¤› ve evrimcilerin soyu tükenmifl bir ara-geçifl canl›s› olarak ortaya at- t›klar› ama günümüzde halen yaflayan bir dip bal›¤› oldu¤u anlafl›lan Cœlacanth gibi canl›lar›n fosilleri, evrim teorisinin de¤iflim senaryosunu yalanlayan çok çarp›c› bir tablo çizmektedir. Denizlerin en tehlikeli canl›lar›ndan biri olan köpek bal›¤› ve 400 milyon y›ll›k fosili bize köpek bal›klar›n›n hiçbir evrim süreci geçirmedi¤ini aç›kça göstermektedir.
  • 34. 160 milyon y›ll›k, bilinen en eski se- mender fosili. Milyonlarca y›ll›k y›lan fo- silleri, y›lanla- r›n hiçbir de- ¤iflime u¤ra- mad›klar›n› göstermekte- dir.120 milyon y›ll›k kufl tüyü fosili. Zeminde, bir tür a¤açkakan tüyü fosili. Günümüz a¤açkakan tüyleriyle ayn›d›r. 190 milyon y›ll›k timsah fosili ve günümüzdeki yaflayan örne¤i.
  • 35. Yanda, 2 milyon y›ll›k amber içinde kar›nca fosili ve üstünde günümüzde yaflayan kar›nca. Bu canl›lar, milyonlarca y›l önce de günümüzdekiler- den farkl› de¤ildi. Zeminde, bugüne kadar bulunan en eski çiçekli bitki fosili. Birkaç milyon y›ll›k Akçaa¤aç yapra¤›n›n fosili ve günümüzde- ki Akçaa¤aç yaprak- lar›. Sa¤da, Çuha çiçe¤i fosili ve yukar›da, günümüzde yaflayan çuha çiçe¤i
  • 36. 3344 EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill Focus dergisi de evrimci bir yay›n olmas›na karfl›n, Cœlacanth'›n konu edildi¤i Nisan 2003 tarihli say›s›nda, bu bal›k gibi milyonlarca y›ld›r de- ¤iflmeyen canl›lardan flöyle söz etmifltir: Cœlacanth gibi büyük bir canl›n›n, bunca y›l bilim dünyas›n›n bilgisinden uzak yaflad›ktan sonra bulunmas›, çok fazla ilgiyi üstüne çekmesine yol açt›. Oysa, Cœlacanth gibi milyonlarca y›l öncesinden kalan fosilleriyle t›pa t›p benzerlik içindeki organizmalar›n say›s› oldukça fazla. Örne¤in, bir kabuklu türü olan Neopilina, 500 milyon y›ldan beri, akrep, 430 milyon y›ldan beri; z›rhl› ve k›l›ç kuyruklu bir hayvan olan deniz canl›s› Limulus, 225 milyon y›ldan beri; yaln›zca Yeni Zelanda'da yaflayan bir tür sürüngen olan Tuatara da, yaklafl›k 230 milyon y›ldan beri de¤iflmedi. Eklembacakl›lar›n birçok ta- k›m›, timsahlar, deniz kaplumba¤alar› ve birçok bitki türü de uzay›p giden listenin bir parças›.17 Focus dergisi, hamam böce¤i ve archaebakterilerden örnek vererek, bu fosillerin evrim teorisine vurdu¤u darbeyi ise aç›kça itiraf etmektedir: Evrim çizgisinden bak›ld›¤›nda, bu tip organizmalar›n mutasyona u¤rama olas›l›¤›, di¤erlerine göre çok daha yüksek. Çünkü, her yeni nesil, DNA'n›n kopyalanmas› demek. Milyonlarca y›l süresince kopyalama iflleminin kaç kez yap›ld›¤›n› düflününce, ortaya çok ilginç bir tablo ç›k›yor. Teoride, de¤i- flen çevre koflullar›, düflman türler, türler aras› rekabet gibi çeflitli bask› un- surlar›n›n do¤al seçime neden olmas›, mutasyona u¤ram›fl avantajl› türlerin seçilmesi ve bu türlerin, bu kadar uzun zaman içinde çok fazla de¤iflikli¤e u¤ramas› gerekiyordu. AMA GERÇEKLER BÖYLE DE⁄‹L. Sözgelimi, ha- mamböceklerini ele alal›m. Çok h›zl› ürüyorlar, ömürleri de k›sa, ama yakla- Amber içinde 50 milyon y›ll›k akrep fosili
  • 37. fl›k 250 milyon y›ldan beri ayn›lar. Daha çarp›c› bir örnek ise archaebakteri- ler. Tam 3.5 milyar y›l önce, Dünya henüz çok s›cakken ortaya ç›kt›lar, günü- müzde de Yellowstone Milli Park›'ndaki kaynar sularda yaflamaya devam ediyorlar.18 Evrim teorisi, türlerin do¤a tarihi hakk›nda yaz›lan, ancak bu alanda elde edilen bilimsel bulgularla kesin olarak yalanlanan hayali bir hikaye- den ibarettir. Yaflayan fosiller, çevrenin canl›lar üzerindeki etkisinin "ev- rim" de¤il, tam aksine "evrimsizlik" oldu¤unu göstermektedirler. Türler günümüzdeki beden yap›lar›na tesadüfi bir de¤iflim sürecinden geçerek ulaflmam›fllard›r. Hepsi Yüce Allah taraf›ndan kusursuzca var edilmifller- dir ve yeryüzündeki varl›klar› boyunca hep yarat›ld›klar› flekilde yaflam›fl- lard›r. 3355 HHAARRUUNN YYAAHHYYAA Milyonlarca y›ld›r de¤iflmemifl bir canl› olan Tuatara’n›n, fosili ve günümüzdeki hali. 150 milyon y›ll›k atnal› yengeci fosili ve günümüzdeki Atnal› yengeci
  • 38.
  • 39.
  • 40. eolojik dönemlere ait örneklerinin fosil katmanlar›nda bulundu- ¤u, yaflayan örneklerinin de günümüzde ele geçti¤i canl›lara "yaflayan fosiller" ad› veriyoruz. Bu canl›lar, milyonlarca y›ll›k örneklerinden hiçbir fark ortaya koymamakta, fosil formlar›n›n canl› örneklerini oluflturmaktad›rlar. Bunlar›n kuflkusuz en önemli örne¤i, evrimcilerin y›llarca en önemli sözde ara geçifl canl›s› olarak tan›t›p üze- rinde say›s›z spekülasyon yapt›klar› Cœlacanth'd›r. SSaahhttee AArraa GGeeççiiflfl ÖÖrrnnee¤¤ii:: CCœœllaaccaanntthh Güney Afrika k›y›lar›nda, 1938 k›fl›nda, The Nerina ad› verilen bir bal›kç› teknesi, Hint Okyanusu'nda Chalumna nehrine yak›n bir yerlerde 70 milyon y›l önce soyunun tükenmifl oldu¤u düflünülen bir bal›k yakalad›. Bu bal›k, dinozorlarla ayn› zamanda yetiflip büyümüfl olan Cœlacanth idi…19 Oxford Üniversitesi, Do¤al Bilimler Akademisi baflkan› evrimci Keith S. Thomson'un bu sözleri, bir evrim efsanesinin nas›l yok oldu¤unun aç›k bir ifadesidir. Çünkü Cœlacanth'›n canl› bir örne¤inin yakalanmas›, evri- min en büyük sahte dayanaklar›ndan birini ortadan kald›rm›flt›r. Fosil kay›tlar›na göre 410 milyon y›l öncesine (Devonian Dönemi) da- yanan Cœlacanth, evrimciler taraf›ndan, bal›klar ile amfibiyenler aras›nda yer alan çok güçlü bir ara form delili say›l›yordu. 70 milyon y›l önce (Kre- tase Dönemi) fosil kay›tlar›ndan gizemli bir flekilde silinmifl ve o dönem- de soyunun tükendi¤ine inan›lm›flt›.20 Evrimci biyologlar, bu canl›n›n fo- sillerinden yola ç›karak, canl›n›n vücudunda tam olarak ifllev görmeyen, yani evrimcilerin tabiriyle "ilkel" bir akci¤er bulundu¤unu ileri sürmüfller- di. Cœlacanth üzerindeki spekülasyonlar o kadar yayg›nlaflt›r›ld› ki, bu canl›, pek çok bilimsel kayna¤a en önemli evrim delili olarak girdi ve hat- ta bu canl›n›n denizden karaya ç›karken çizilmifl resimleri bilimsel kay- naklarda büyük bir h›zla yay›nlanmaya bafllad›. Elbette bütün bu varsa- y›mlar›n, sahte çizimlerin, sahte iddialar›n dayana¤›, bu canl›n›n soyu tü- kenmifl olmas›na dair kesin inançt›. Fakat durum farkl›yd›. ‹lki 1938 y›l›nda Güney Afrika'da, ikincisi 1952 y›l›nda Madagaskar'›n Kuzeybat›s›ndaki Comores adalar›nda ve di- ¤eri ise 1998 y›l›nda Endonezya Sulawesi'de olmak üzere Cœlacanth, 3388 EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill J
  • 41. 200'den fazla kere günümüz okyanuslar›nda yakaland›. Ele geçirilen ilk Cœlacanth karfl›s›nda flaflk›nl›¤›n› aç›kça ifade etmekten kendini alamayan evrimci paleontolog J. L. B. Smith, "Yolda dinozora rastlasayd›m, daha çok flafl›rmazd›m," diyordu.21 Cœlacanth'›n canl› örneklerinin bulunmas›yla bu canl› hakk›ndaki id- dialar›n bir aldatmacadan baflka bir fley olmad›¤› da ortaya ç›km›fl oldu. Evrimci araflt›rmac›lar›n ilkel akci¤er oldu¤unu öne sürdükleri yap›, bal›- ¤›n vücudunda bulunan bir ya¤ kesesinden baflka bir fley de¤ildi. Ayr›ca evrimciler bu canl›y› hep s›¤ sularda yaflayan ve sudan ç›kmaya haz›rla- nan bir sürüngen aday› olarak tan›tm›fllard›. Oysa Cœlacanth'›n gerçekte okyanusun en derin sular›nda yaflayan ve 180 m derinli¤in üzerine hemen hiç ç›kmayan bir dip bal›¤› oldu¤u anlafl›ld›.22 HHAARRUUNN YYAAHHYYAA Altta, evrimci paleontolog J. L. B. Smith ve Comores adalar›nda canl› halde bulunan Cœlacanth. Bulunan bu ilk örnek ile Cœlacanth'›n tam bir bal›k oldu¤u, evrimcilerin iddia ettikleri gibi bir ara geçifl canl›s› olmad›¤› ortaya ç›kt›. Bundan sonra bulunan 200 canl› örnek, bu önemli gerçe¤i pekifltirmiflti. 410 milyon y›ll›k Cœlacanth fosili 3399 AADDNNAANN OOKKTTAARR
  • 42. 1987 y›l›nda Alman do¤abilimci Hans Fricke'nin yapt›¤› araflt›rmalar da bu sonuçlar› do¤rulad›. Fricke, Grand Comoro adalar›nda Cœlacanth'la- r› gözlemlemifl ve foto¤rafland›rm›flt›. Bu canl›lar›n, öne, arkaya, hatta bafl afla¤› yüzdüklerini görmüfl ama hiçbir flekilde deniz dibinde yüzgeçleriy- le hareket etme gibi "yürümeyi" and›racak bir hareket flekli göstermedik- lerini tespit etmifltir.23 Cœlacanth'›n bir yaflayan fosil örne¤i olmas›, evrimcilerin sudan kara- ya ç›k›fl gibi hayali bir senaryo için gururla sunup sergiledikleri tek sözde delili de ortadan kald›r›yordu. 1938 y›l›nda günümüz denizlerinde karfl›- lafl›lan bu canl›, öylesine önemli bir bal›kt› ki, evrimcilerin çok uzun za- mand›r anlamazl›ktan geldikleri "sudan karaya geçifl sahtekarl›¤›n›" bir anda ortaya ç›karm›flt›. Evrimciler, bu canl› gerçek karfl›s›nda kimseyi suç- layamad›lar, kimseyi "bunun aksi oldu" diye iknaya kalk›flmad›lar. Cœla- canth ve onun sudan karaya ç›k›fl hikayesi ile ilgili hiçbir yeni iddia ortaya atamad›lar. Fosil kay›tlar›ndaki dura¤anl›k, evrimi, en büyük dayanakla- r›ndan bir tanesini ortadan kald›rarak y›km›flt›. Politik bilim profesörü Robert G. Wesson, bu gerçe¤i flu sözlerle aç›k- lam›flt›: Soyunun tükenmifl oldu¤u san›lan ama 1938 y›l›nda tekrar keflfedilen sa¤l›kl› yüzgeçlere sahip Cœlacanth, yaklafl›k 450 milyon y›ld›r dura- ¤an durumdad›r… Bu neredeyse zamans›z türler, tüm 4400 EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
  • 43. 4411 HHAARRUUNN YYAAHHYYAA canl›larda söz konusu olan protein de¤iflikliklerinden muaf de¤ildirler. Ve bunlar adaptasyon eksikli¤i olmadan çeflitli flekillerde çeflitlenmifl olmal›d›r- lar. Ama bunlar›n örnekleri her nas›lsa adeta donmufltur... Geleneksel evrim teorisinin görüflüne göre, uzun süreli dura¤anl›¤›n aç›klanmas› zordur. Tür- ler yeni flartlara ve f›rsatlara adapte olduklar› için h›zl› evrim daha kapsam- l› olmal›d›r. Ama milyonlarca y›l boyunca de¤iflen koflullar alt›nda de¤iflme- den kalan türlerle ba¤daflmamaktad›r.24 Üstte, canl› Cœlacanth bal›¤›n›n kuyru¤u ile 140 milyon y›ll›k fosil hali bir- birlerinden tamamen farks›zd›r. Yukar›da solda, bulunan canl› Cœlacanth örneklerinden bir di¤eri.
  • 44. AAttnnaall›› YYeennggeeccii ‹lk fosil kay›tlar› 425 milyon y›l öncesine dayanan atnal› yengeci, gü- nümüz sahillerinde ayn› flekli ile varl›¤›n› sürdüren önemli bir yaflayan fo- sil örne¤idir. Kumsalda rahat yürümesini sa¤layan ve bir dümen gibi ha- reket eden kuyru¤u, son derece kompleks birleflik yap›daki iki gözü ve tüm di¤er özel yap›lar› ile günümüzden 425 milyon y›l önce, bugünkü flekliyle varl›¤›n› sürdürmüfltür. 4422 EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill 450 milyon y›ll›k atnal› yengeci fosi- li. Fosilin günümüzde yaflayan atnal› yengeçlerinden hiçbir fark› yoktur. Günümüzden yaklafl›k yar›m milyar y›l önce de ayn› özelliklere ve ayn› kompleks donan›mlara sahiptir. Bu gerçek, Darwinistlere göre canl›lar›n evrim geçirmeleri gereken bir dönemde evrimin hiçbir flekilde yaflanmad›¤›n› aç›kça gösterir.
  • 45. HHaammaamm BBööccee¤¤ii Hamam böce¤i, bugüne kadar yaflam›fl olan en eski kanatl› böcektir. Fosil formu bundan tam 350 milyon y›l önce Karbonifer Dönemi'nde orta- ya ç›km›flt›r.25 Bu canl›, en küçük bir harekete, hatta bir hava ak›m›na kar- fl› bile oldukça hassas olan çeflitli uzant›lar›yla, mükemmel kanatlar›yla, nükleer radyasyona bile karfl› koyabilecek dayan›kl› yap›s›yla, 350 milyon y›l önceki halinden farks›zd›r.26 4433 HHAARRUUNN YYAAHHYYAA 300 milyon yıllık hamam böce¤i fosili, günümüzde yaflayan hamam böcekleriyle tama- men ayn› özelliklere sahiptir. 300 milyon y›ll›k bu yaflayan fosil, Darwin'in evrim teorisini kesin olarak reddetmektedir.
  • 46. OOkkaappii Evrim teorisinin en büyük sahte delillerinden birini çürüten, hatta ev- rim ad›na yap›lm›fl önemli bir sahtekarl›¤› ortaya ç›karan yaflayan fosiller- den biri de sayfan›n alt›nda resmi görülen Okapi'dir. Bu canl›n›n bulunan fosilleri Miocene devrine aitti. 1901 y›l›nda ilk defa canl› olarak ele geçirilene kadar, Okapi'nin soyunun tükenmifl oldu- ¤u san›l›yordu. Ve bu nedenle de evrimciler taraf›ndan al›n›p tamamen sahte bir iddia olan at›n evrimi senaryosuna bir ara geçifl canl›s› olarak da- hil edildi. Ancak Okapi'nin canl› örne¤inin ele geçirilmesiyle, at›n evrimi senaryosu da ortadan kalkm›fl oluyordu. Memelilerin hayali kökeni konusunda "at›n evrimi", uzun bir süre bo- yunca evrimcilerin bafl tac› ettikleri bir konuydu. Çeflitli boy s›ras›na göre canl›lar arka arkaya dizilmifl ve aralar›ndaki anatomik farkl›l›klar hiç dik- kate bile al›nmadan bunlar›n at›n evrimsel aflamalar› oldu¤u öne sürül- müfltü. Y›llar boyunca do¤al tarih müzelerinde sergilenen bu seri, evrime bir delilmifl gibi ders kitaplar›nda bile anlat›ld›. Ancak bugün pek çok ev- rimci, at›n evrimi senaryosunun geçersizli¤ini aç›kça kabul etmekte ve bu- nun tümüyle göz boyamaya dayanan bir sahtekarl›k örne¤i oldu¤unu iti- raf etmektedir. 4444 EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
  • 47. Kas›m 1980'de Chicago Do¤a Tarihi Müzesi'nde 150 evrimcinin kat›l- d›¤›, dört gün süren ve kademeli evrim teorisinin sorunlar›n›n ele al›nd›¤› bir toplant›da söz alan evrimci Boyce Rensberger, at›n evrimi senaryosu- nun, fosil kay›tlar›nda hiçbir dayana¤› olmad›¤›n› ve at›n kademeli evrim- leflmesi gibi bir sürecin hiç yaflanmad›¤›n› flöyle anlatm›flt›r: Yaklafl›k 50 milyon y›l önce yaflam›fl dört t›rnakl›, tilki büyüklü¤ündeki can- l›lardan, bugünün daha büyük tek t›rnakl› at›na, bir dizi kademeli de¤iflim oldu¤unu öne süren, ünlü at›n evrimi örne¤inin geçersiz oldu¤u, uzun za- mand›r bilinmektedir. Kademeli de¤iflim yerine, her türün fosilleri bütünüy- le farkl› olarak ortaya ç›kmakta, de¤iflmeden kalmakta, sonra da soyu tüken- mektedir. Ara formlar bilinmemektedir.27 Rensberger'in bulgular› do¤rudur, at›n evrimi ad› verilen bir sürecin yafland›¤›na dair hiçbir kan›t yoktur. At serisi iddias›, tamamen spekülatif- tir, gerçeklere dayanmamaktad›r ve bu canl›lar›n aralar›nda anatomik ve fi- ziksel oldukça büyük farklar bulunmaktad›r. Ancak Rensberger'in ihmal et- ti¤i nokta, söz konusu canl›lar›n tümünün soylar›n›n tükenmifl olmad›¤›d›r. 1901 y›l›nda canl› örne¤i ile karfl›lafl›lan Okapi, evrimcilerin ara geçifl formu olarak sergiledikleri bir canl›n›n günümüzde halen yaflamakta oldu¤unu göstermifltir. At ile hiçbir ilgisi olmayan, daha çok zebraya benzeyen bu can- l›, Miosen Dönemi'nde de (23 - 5.3 milyon y›l önce), flu anda sahip oldu¤u kompleks özelliklerle yaflam›flt›r. Bir yaflayan fosil olan Okapi, evrimin en büyük iddialar›ndan bir tane- sini bir kez daha çürütmüfltür. Her yönden tutars›zl›klarla dolu olan at›n evrimi senaryosu, tamamen ortadan kalkm›fl, evrimin bir baflka utanc› ola- rak rafa kald›r›lm›flt›r. Amerikan Do¤a Tarihi Müzesi'nden Dr. Niles Eld- redge, hala müzenin alt kat›nda duran bu flema hakk›nda flunlar› söyler: Hayat›n do¤as› hakk›nda her biri birbirinden hayali bir sürü kötü hikaye vard›r. Bunun en ünlü örne¤iyse, belki 50 y›l önce haz›rlanm›fl olan ve hala alt katta duran at›n evrimi sergisidir. At›n evrimi, birbirini izleyen yüzlerce bilimsel kaynak taraf›ndan büyük bir gerçek gibi sunulmufltur. Ancak flimdi, bu tip iddialar› ortaya atan kiflilerin yapt›klar› tahminlerin, yaln›zca spekü- lasyon olduklar›n› düflünüyorum.28 4455 HHAARRUUNN YYAAHHYYAA AADDNNAANN OOKKTTAARR
  • 48. DDii¤¤eerr YYaaflflaayyaann FFoossiilllleerr Gazetelerde s›k s›k, "20 milyon y›ll›k örümcek fosili bulundu", "35 milyon y›ll›k kertenkele fosili bulundu" gibi haberler dikkatinizi çekmifltir. Bu haberlerin her biri asl›nda evrim süreci gibi bir senaryonun hiçbir fle- kilde gerçekleflmedi¤inin aç›k birer delilidir. Yaflayan fosillere verilebile- cek çok fazla örnek vard›r. Üstelik bu örnekler, yüzlerce milyon y›l geriye kadar gitmektedir. Timsah, 200 milyon y›l önce yaflam›fl olan bir canl›d›r ve fosil kay›tlar› bunu do¤rular.29 Ama günümüzde de varl›¤›- n› sürdürmektedir. Ginko a¤açlar›, 125 milyon y›l önce de yaflam›fllard›r, günümüzde de canl› örnekleri bulun- mufltur. Neopilina yumuflakçalar› 500 milyon y›l, tuata- ra kertenkelesi 200 milyon y›l, hatta arkeabakteriler 3.5 milyar y›l önce yaflam›fl varl›klard›r.30 Ve ayn› mükem- mel sistemleri ve kompleks yap›lar›yla günümüzde de yaflamlar›n› sürdürmektedirler. Nautilus'lar bir grup yu- muflakçad›r ve 300 milyon y›l önceki denizlerde yafla- maktad›rlar.31 Bu canl›lar, günümüz denizlerinde de ayn› flekilde varl›klar›n› sürdürmekte, ayn› flekilde bes- lenip, ayn› flekilde ço¤almaktad›rlar. Avustralya ve Afrika akci¤erli bal›¤› da 400 milyon y›l öncesinde varl›¤›n› sürdüren ve flu anda da yafla- makta olan bir yaflayan fosil örne¤idir. Charles Darwin, bu bal›klar›n günümüzdeki varl›klar› hakk›nda flaflk›nl›¤a düflmüfl, Türle- rin Kökeni kitab›nda söz konusu türleri bu nedenle "anormal formlar" olarak nitelendir- mifl ve bunlar›n "neredeyse yafla- yan fosil olarak adland›r›labile- ceklerini" belirtmifltir.32 4466 EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill 125 milyon y›l önce yafla- yan Ginko a¤ac› yapra¤› fo- sili ve günümüzdeki hali. Üstte, 146-65 milyon y›ll›k Nautilus fosili ve alt›nda günümüzde yaflayan Nautiluslar.
  • 49. De¤iflmeden günümüzde varl›klar›n› milyonlarca y›l önceki halleriy- le aynen devam ettiren canl›lar bunlarla s›n›rl› de¤ildir. Mersinbal›¤›, zar- gana, ›stakoz, kerevit ve Devonian dönemine ait köpek bal›klar›, yaflayan fosillere birer örnektirler. Uskumru, tatl› su levre¤i, ringa bal›¤›, denizana- s›, süngerler, kurba¤alar, ar›lar, kar›ncalar, kelebekler ve termitler, yine de- ¤iflmeden kalan bu canl›lara örnektirler. 230 milyon y›ll›k yusufçuk, 100 milyon y›l öncesine ait asker kar›ncalar, 150 milyon y›ll›k semender günü- müzde de yaflamaktad›r. Bu durum örümcek gibi araknidler ve k›rkayak gibi miriapodlarda da ayn›d›r.33 34 Son olarak kendi kan› ile birlikte bir am- ber içinde bulunan ve 20 milyon y›ll›k oldu¤u tespit edilen örümcek fosili de 2000'li y›llar›n en önemli kefliflerindendir. Manchester Üniversite- si'nden yap›lan aç›klamada 4 cm uzunlu¤unda ve 2 cm eninde olan canl›- n›n 20 milyon y›l önceki halinin, günümüz örümceklerinden hiçbir fark göstermeden reçine içinde saklanm›fl oldu¤u bildirilmifltir. Örümce¤in kendi kal›nt›s› ile birlikte kan örne¤inin de, bu canl›n›n DNA yap›s›n›n tes- pit edilmesini sa¤lamas› umulmaktad›r.35 Ancak flu bir gerçektir ki, söz ko- nusu örümcek fosili, bulunan tek örnek de¤ildir. Yap›lan kaz›larla ortaya ç›kar›lm›fl ve yüz milyonlarca y›l öncesine ait örümcek fosilleri mevcuttur ve bunlar dünyan›n çeflitli ülkelerinde müzelerde sergilenmektedir. Bili- nen en eski ve en eksiksiz su örümce¤i fosili, günümüzden 425 milyon y›l öncesine aittir ve bu canl›lar›n milyonlarca y›ldan beri de¤iflmeden kald›k- lar›n›n önemli bir delilidir.36 Yeryüzü, örümcek gibi milyonlarca y›l önce- sinden kalan, günümüz canl›lar›n›n ve soyu tükenmifl di¤erlerinin say›s›z fosil örne¤ini bar›nd›rmaktad›r. Bu kitapla gözler önüne serilen fosiller, çe- flitli müzelerde saklanan milyonlarca örnekten sadece birkaç›d›r. 4477 HHAARRUUNN YYAAHHYYAA Devonian Dönemi'ne ait (408-360 milyon y›l önce) Avustralya akci- ¤erli bal›¤›. Evrimciler, akci¤erli bal›klar›n, amfibiyenlerin atas› ol- du¤unu iddia ederler. Ancak bu bal›klar›n akci¤er yap›s›n›n kara canl›lar›n›n akci¤erleri ile hiçbir benzerli¤i bulunmamaktad›r. AADDNNAANN OOKKTTAARR
  • 50.
  • 51.
  • 52. vrimci New Scientist dergisi, yaflayan fosiller gerçe¤i karfl›s›nda evrimcilerin çeliflkilerini flu flekilde aç›klam›flt›r: Baz› biyologlar, muhtemel de¤iflikliklerdeki tehlikeleri göz önüne ala- rak, hiçbir flekilde evrim gerçekleflmemesinden dolay› flafl›r›yorlar. 'Gerçek flu; organizmalar öylesine kompleks ki, her fleyi bir enkaza çevirme- den tek bir fleyi de¤ifltirmek oldukça zor' diyor (Yale Üniversitesi'nden ev- rimci paleontolog Elizabeth) Vrba. Ancak bizim mükemmel flekilde sa¤ ka- lan canl›lar›m›z›n neden milyonlarca y›l boyunca de¤iflmeden kald›klar›n› anlatmak oldukça zor.37 Bu somut gerçe¤in aç›klanmas› elbette evrimciler aç›s›ndan zordur. Çünkü onlar, buna evrim teorisinin içinde bir aç›klama ararlar. Oysa yafla- yan fosiller, canl›lar›n aflamalarla birbirlerinden türemediklerini, hiçbir fle- kilde evrimleflmediklerini gözler önüne sermektedir. Fosil kay›tlar›, ara geçifl formlar›n›n hiçbir örne¤ini vermemektedir. Canl›lar, milyonlarca y›l boyunca de¤iflmeden kalm›fllar, flu anki anatomik yap›lar› nas›lsa, o dö- nemde de ayn› anatomik yap›lar›yla var olmufllard›r. Fosil kay›tlar›, bunu gösteren hayvan ve bitki örnekleriyle neredeyse tamamlanm›fl durumda- d›r ve evrimi kesin ve bilimsel olarak yalanlamaktad›r. Evrimci Niles Eldredge, evrimin çözemedi¤i say›s›z s›rdan bir tanesi- ni oluflturan yaflayan fosiller konusuyla ilgili hiçbir aç›klamalar›n›n olma- d›¤›n› flöyle itiraf eder: Yaflayan bir organizma ile onun uzak jeolojik geçmiflteki fosillefl- mifl atalar› aras›nda karfl›laflt›rabi- lece¤imiz herhangi bir parça üze- rinde neredeyse hiçbir de¤ifliklik yok gibi görünmektedir. Yaflayan fosiller, evrimsel dura¤anl›k fikri- nin uç derecede somut örnekleri- dir... Yaflayan fosillerin s›rr›n› tam anlam›yla çözemedik.38 5500 EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill E Niles Eldredge
  • 53. Fransa'n›n en ünlü zoologlar›ndan, 35 ciltlik Traité de Zoologie (Zoolo- jinin Anlaflmas›) ansiklopedisinin editörü ve Frans›z Bilimler Akademi- si'nin (Académie des Sciences) eski baflkan› Pierre-Paul Grassé ise, Evolu- tion of Living Organisms (Canl› Organizmalar›n Evrimi) adl› kitab›n›n "Ev- rim ve Do¤al Seleksiyon" bölümünü flöyle bitirir: J. Huxley ve di¤er biyologlar›n, evrimin, do¤al seleksiyon mekanizmas› ara- c›l›¤›yla iflledi¤i teorisi, demografik gerçeklerin, genotiplerin bölgesel dalga- lanmas› ve co¤rafi da¤›l›mlar›n bir gözleminden baflka bir fley de¤ildir. Ço- ¤unlukla ele al›nan türler, on binlerce sene hiç de¤iflmeden kalmaktad›r. Ko- flullara ba¤l› olarak meydana gelen dalgalanmalar, genlerin önceden de¤ifl- mesiyle beraber ele al›nd›¤›nda, evrime delil olarak kullan›lamaz; ve bu- nun en güzel delili de milyonlarca y›ld›r hiçbir de¤iflikli¤e u¤ramayan ya- flayan fosillerdir.39 Yaflayan fosiller ve fosil kay›tlar›ndaki dura¤anl›k, ne Darwin döne- minde aç›klanabilmifltir ne de bundan sonra aç›klanabilir durumdad›r. Darwin'in evrim teorisini, flekilden flekle sokarak günümüz bilimsel bulu- gular›na uyarlamaya çal›flan evrimci bilim adamlar› da bu gerçe¤i, art›k is- temeseler de kabul etmifl durumdad›rlar. Bilimsel verilerin ve fosil kay›t- lar›n›n ortaya ç›kard›klar› gerçekler, t›pk› 150 y›l önce Darwin'in itiraf etti- ¤i gibi, günümüzde de evrim teorisinin her türlü versiyonu ile çeliflmekte- dir: Bu kitapta, gerçeklerin delil gösterilemeyece¤i bir nokta oldu¤unu biliyo- rum. Bu nokta, genellikle benim vard›¤›m sonuçlardan tamamen ters sonuç- lar ortaya ç›karmaktad›r. Adil bir sonuç, ancak her problemin her iki yönü- nün gerçeklerini tam olarak aç›klamak ve tartmak ile sa¤lanabilir. Ama bu- rada bunu yapmak mümkün de¤ildir.40 Darwin bu sözlerle, iddias›n›n gerçeklerle ba¤daflmad›¤›n› ve bu ne- denle de gerçekleri görmezden geldi¤ini, çekinmeden dile getirmektedir. Günümüzde, fosil kay›tlar›n›n ortaya koydu¤u gerçe¤e ra¤men evrim te- orisini savunanlar›n içinde bulundu¤u durum da budur. Körü körüne Darwin'in izinden gitmeye devam etmekte ve gerçeklere yüz çevirmekte- dirler. Ancak bu yaln›zca k›sa süreli bir aldatmacad›r. Gerçekler, art›k Dar- 5511 HHAARRUUNN YYAAHHYYAA AADDNNAANN OOKKTTAARR
  • 54. win dönemindekinden daha aç›k ve daha fazla sapta- nabilir durumdad›r. Gerçekleri gören ve gerçekleri ter- cih eden insanlar›n say›s› artmakta, hikayelere inan›p bunlar› sorgulamayan insanlar›n say›s› oldukça azal- maktad›r. Gerçekler, art›k Darwin döneminde oldu¤u gibi gizlenebilir ve ihmal edilebilir durumda de¤ildir. Genetik, mikrobiyoloji, paleontoloji, jeoloji ve di¤er tüm bilim dallar›, Darwin'in ve Darwin destekçilerinin hiç istemedi¤i ve belki de hiç beklemedikleri bir gerçe- ¤i sürekli olarak ortaya ç›karmaktad›r. Ve bu gerçek, Yarat›l›fl Gerçe¤idir. ‹flte böyle; çünkü Allah, hakk›n ta Kendisi'dir. O'nun d›fl›nda, onlar›n tapt›klar› ise, flüphesiz bat›l›n ta kendisidir. Gerçekten Allah, yücedir, büyüktür. Görmedin mi, Allah, gökten su indirdi, böylece yeryüzü yemyeflil donat›ld›. fiüphesiz Allah, lütfedicidir, herfleyden haberdard›r. Göklerde ve yerde her ne varsa O'nundur. fiüp- hesiz Allah, hiçbir fleye ihtiyac› olmayan (Ga- ni)d›r, övülmeye lay›k oland›r. Görmedin mi, Allah, yerdekileri ve denizde O’nun emriyle ak›p giden gemileri, sizin yarar›- n›za verdi. Ve izni olmad›kça, gö¤ü yerin üstü- ne düflmekten al›koyar. fiüphesiz Allah, insan- lara karfl› flefkatlidir, çok merhametlidir. Sizi diri tutan, sonra öldürecek, sonra da dirilte- cek olan O'dur. Gerçekten insan pek nankördür. (Hac Suresi, 62-66) 5522 EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
  • 55. 5533 50 milyon y›ld›r de¤iflmeyen yarasa, evrim teorisini çö- kerten en önemli delillerden biridir.
  • 56.
  • 57.
  • 58. EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill azete ve dergilerde zaman zaman haber olarak verilir: "200 mil- yon y›ll›k sivrisinek fosili bulundu!", "30 milyon y›ll›k kertenkele fosiline rastland›"... Bu tarz haberleri okuyanlar, kimi zaman bu fosillerin ayr›cal›kl› ve efline az rastlan›r oldu¤unu düflünebilir- ler. Ama bu hatal› bir bilgidir. Yeryüzünün büyük bir k›sm›, günümüz canl›lar›n›n milyonlarca y›l- l›k fosil örnekleri ile doludur. Bunlar›n çok büyük bir k›sm› ele geçirilmifl- tir ve paleontologlar kaz›p araflt›rd›klar› her yerde, kusursuz donan›mla- r›yla günümüz canl›lar›n›n fosil örneklerine halen rastlamaktad›rlar. Bun- lar›n tümü ülkelerin müzelerinde tutulmaktad›r. Milyonlarca y›ll›k örüm- cek, kar›nca, sinek, akrep, yengeç, kurba¤a ve daha pek çok soyu tüken- mifl veya tükenmemifl canl› fosili, hatta amber içinde tüm detaylar›yla sak- l› kalm›fl örneklerin binlerce hatta yüz binlercesi, müzelerde yer almakta- d›r. Ancak bunlar›n say›ca çoklu¤u kitaplara ve gazetelere pek yans›t›l- maz, bilimsel dergi, forum ve söyleflilere konu olmazlar. Peki bunun nedeni nedir? Bunun nedeni, bulunan her fosilin, evrimi y›kan bir delil olmas›d›r. Bulunan her bir yaflayan fosil örne¤i, Darwinistlerin yaflamlar›n› adad›k- lar› sahte teoriyi yok edecek güçtedir. Bu nedenle söz konusu fosillerin bir k›sm› evrimcilerce gizli tutulmaya çal›fl›lm›flt›r. G 5566 40 milyon y›ll›k kertenkele fosili amberi. Amberin içinde kertenkelenin kafas›, ön bacak kemikleri ve baz› dokular bulu- nuyor. Amber içindeki kertenkelenin tüm özellikleri, günümüz kertenkele- lerininkilerle ayn›d›r.
  • 59. Tam 70 y›l boyunca Smithsonian Institution'da gizlenen Kambriyen canl›lar›n›n, bir baflka deyiflle dünya tarihinin en eski kompleks canl›lar›- n›n fosilleri, bu konuda önemli bir örnektir. Charles Doolittle Walcott, ABD'nin ünlü müzelerinden Smithsonian Institution'da görevli yönetici (1907-1927) ve bir paleontologdu. Kanada'n›n Rocky Da¤lar› civar›ndaki Burgess bölgesinde fosil araflt›rmalar›na bafllad›. 31 A¤ustos 1909 günü, Walcott, paleontoloji tarihinin en büyük bulgular›ndan birini ele geçirdi: 530 milyon y›l öncesinde yaflanm›fl Kambriyen dönemine ait ilk fosiller... Walcott toplad›¤› fosillerin hangi filumlara ait oldu¤una bakt›¤›nda çok flafl›rd›. Çünkü buldu¤u fosil tabakas› çok eskiydi ve bundan daha eski tabakalarda kayda de¤er bir yaflama rastlanmam›flt›; ama bu tabakada bili- nen filumlar›n neredeyse tamam›na ait canl›lar vard›. Dahas› hiç bilinmeyen filumlara ait fosiller de bulmufltu. Bu, hayvanlar alemindeki tüm vücut ya- p›lar›n›n ayn› jeolojik devirde, bir arada ortaya ç›kt›klar›n› gösteriyordu. 5577 HHAARRUUNN YYAAHHYYAA Darwinizm'i çürüten en önemli delillerden biri olan fosil kay›tlar›, ço¤u zaman Darwinistler taraf›ndan özenle gizlenir. 70 y›l boyunca fla- fl›rt›c› flekilde gizlenen Kambriyen dönemine, yani canl› tarihinin ilk kompleks canl›lar›na ait fosiller bu aldatma yönteminin en önemli ör- neklerindendir. Benzer yöntem, yaflayan fosil bulgular›na da ço¤u zaman uygulanmakta, evrimi geçersiz k›lan deliller gizlenmeye çal›- fl›lmaktad›r. Ancak bu çaba boflunad›r, fosil bilimi, en kusursuz örnekleri ile evrimi çoktan çürütmüfl durumdad›r. AADDNNAANN OOKKTTAARR
  • 60. Bu ise Darwin'in teorisi için y›k›c› bir darbe oluflturuyordu. Çünkü Darwin canl›lar›n yavafl yavafl dallanan bir a¤ac›n kollar› gibi geliflti¤ini ileri sürmüfltü. Darwin'in kurgulad›¤› evrim a¤ac›na göre, önce türler be- lirmeli, ard›ndan yeryüzünde tek bir filum olmal›, sonra uzun zaman di- limleri içinde farkl› filumlar yavafl yavafl ortaya ç›kmal›yd›. Oysa Walcott, günümüzden yaklafl›k 530 milyon y›l önce, günümüzde var olan tüm fi- lumlar›n, hatta daha da fazlas›n›n ayn› anda ve aniden ortaya ç›kt›klar›n› gösteren kan›tlarla yüz yüzeydi. Bu, türlerden bafllayarak uzun zaman di- limlerinde kademelerle filumlar›n olufltu¤unu varsayan hayali "evrim a¤ac›"n› tamamen ortadan kald›rmaktayd›. Canl› tarihinin daha en bafl›n- da tüm türleri kapsayan kompleks özellikler, toplam 50 ayr› filumu temsil eden birbirinden kompleks fosil örnekleriyle en mükemmel flekilde sergi- lenmiflti. 5588 EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
  • 61. Kademeli evrim safsatas›n› tümüyle ortadan kald›ran yaklafl›k 530 milyon y›ll›k bu fosiller, ancak 70 y›l sonra gizlendikleri yerden ç›kar›lm›fl ve dünyaya tan›t›lm›flt›r. Çünkü Walcott, elde etti¤i fosilleri bilim dünya- s›na açmak yerine, gizlemeye karar vermifltir. Smithsonian Müzesi'nin müdürü olan Walcott koyu bir Darwinistti. Evrim teorisine göre bu denli eski kayalarda, nispeten basit yap›da fosille- rin bulunmas› beklenirdi. Oysa buldu¤u fosillerin komplekslik aç›s›ndan günümüzde yaflamakta olan yengeç, deniz y›ld›z›, solucan gibi canl›lar- dan hiçbir fark› yoktu. Darwinistler aç›s›ndan iflin en endifle verici yan› ise Burgess Shale'de de, daha eski kayalarda da bu canl›lar›n atas› olabilecek hiçbir fosil örne¤inin bulunamam›fl olmas›yd›. Bu açmazlarla karfl›laflan Walcott, elde etti¤i fosillerin evrim teorisine büyük bir sorun oluflturaca¤›ndan emin oldu¤u için, bunlar› aç›klamak yerine, çekti¤i baz› foto¤raflar›, birtak›m notlarla birlikte Smithsonian Ins- titution'a yollad›. Fosiller burada yetmifl y›l kadar unutulacaklar› çekme- celere kilitlendiler. Burgess Shale fosillerinin gün ›fl›¤›na ç›kmas›, ancak 1985 y›l›nda, müzenin arflivlerinin yeniden incelenmesi sayesinde oldu. ‹s- railli bilim adam› Gerald Schroeder bu konuda flu yorumu yapar: 5599 HHAARRUUNN YYAAHHYYAA
  • 62. E¤er Walcott isteseydi, fosiller üzerinde çal›flmak üzere bir ordu dolusu ö¤- renciyi görevlendirebilirdi. Ama evrim gemisini bat›rmamay› tercih etti. Bu- gün Kambriyen Devri fosilleri Çin'de, Afrika'da, ‹ngiliz Adalar›'nda, ‹sveç'te ayr›ca Grönland'da da bulunmufl durumdad›r. (Kambriyen Devrindeki) Pat- lama, dünya çap›nda yaflanm›fl bir olayd›r. Ama bu ola¤anüstü patlaman›n do¤as›n› tart›flmak mümkün olmadan önce, bilgi gizlenmifltir.41 Evrimin geçersiz bir teori oldu¤unu kesin olarak ortaya ç›karan bu fosiller, halen evrimcilerin tam anlam›yla aç›klamas›z kald›klar› ve teori için en büyük zorluklardan biri olarak gösterdikleri kusursuz birer yarat›- l›fl delilidirler. Evrim teorisi, tarihinde, insan kafatas›na maymun çenesinin yap›flt›r›l- d›¤›, tek bir domuz difli fosilinden maymun-adamlar›n hayali sosyal yaflam- lar›n› gösteren rekonstrüksiyonlar›n›n yap›ld›¤›, dinozor fosillerine tüy ek- lendi¤i, say›s›z sahtekarl›k örne¤i ile doludur. (Detayl› bilgi için bkz. Harun Yahya, Hayat›n Gerçek Kökeni, Araflt›rma Yay›nc›l›k; Harun Yahya, Evrim Al- datmacas›, Araflt›rma Yay›nc›l›k) Bilimsel delillerle de¤il, ideolojik olarak ayakta tutulmaya çal›fl›lan bu teorinin takipçileri, iddialar›n› destekleyecek sahte ara-fosil örnekleri oluflturmaktan çekinmemifl, teoriyi tümden rafa kal- d›racak olan kompleks canl›lar›n yüz milyonlarca y›ll›k fosillerini de saklama ihtiyac› duymufllard›r. Zaman içinde bu gizlili¤in ne derece mant›ks›z oldu- ¤u anlafl›lmaya bafllanm›fl, yeryüzü katmanlar› bu fosil örnekleri ile dolu ol- du¤u için fosillerin bir k›sm› yavafl yavafl ortaya ç›kar›lm›flt›r. Ancak yine de bu aldatmaca, günümüzde halen devam etmekte, müzelerde sakl› yaflayan fosil örneklerinin bir k›sm›, büyük bir sessizlik içinde gizlenmektedir. Müze- lerdeki bu örneklerin tamam› insanlar›n bilgisine sunulsa, gerçeklerin ne ol- du¤u anlafl›lacakt›r. Ancak ço¤u bilim adam›, evrim teorisini kökten ortadan kald›racak böyle bir giriflime cesaret edememektedir. Bu kitap ile, sizlere milyonlarca y›ll›k yaflayan fosillerin küçük bir bö- lümünü sunuyoruz. Buradaki amaç, yeryüzünde bir evrim sürecinin ya- flanmad›¤›n› aç›kça göstermek, canl›lar›n, milyonlarca y›l önce de bugün oldu¤u gibi kusursuz özelliklerle donat›lm›fl olduklar›n› yani yoktan yara- t›lm›fl olduklar›n› kan›tlamak ve evrimin, delilleri gizleme yöntemi ile yal- n›zca insanlar› aldatarak ayakta tutulmaya çal›fl›lan sahte bir teori oldu¤u- nu gözler önüne serebilmektir. Bilimsel delilleri gizleyen, bilimselli¤i sah- 6600 EEvvrriimmiinn FFoossiilllleerree YYeenniilliiflflii EEvvrriimmii RReeddddeeddeenn MMiillyyoonnllaarrccaa DDeelliill
  • 63. tekarl›k ve aldatmaca ile sa¤lamaya çal›flan bir teori, zaten kendi geçersiz- li¤ini ilan etmifltir. Evrimciler de aç›kça bilmektedirler ki, ele geçen tüm bi- limsel deliller, "evrim süreci" iddias›n›n yaln›zca bir masaldan ibaret oldu- ¤unu göstermifltir. Yaflayan fosiller; bu canl›lar›, milyonlarca y›l önce ya- ratm›fl ve günümüze kadar en mükemmel flekilleriyle korumufl, tüm var- l›klar›n Yarat›c›s› ve Hakimi olan Allah'›n eseridirler. Tarih boyunca Dar- winistlerin tüm korkular›, bu aç›k gerçe¤in gözler önüne serilmesi olmufl- tur. Ama art›k, bu aç›k ve tart›flmas›z gerçek tam anlam›yla gözler önün- dedir ve Darwinistlerin buna karfl› gösterdikleri tüm çabalar bofla ç›km›fl- t›r. Hak olan karfl›s›nda bat›l tamamen ortadan kalkm›fl ve Alemlerin Rab- bi olan Allah, büyüklü¤ünü ve yüce kudretini bir kez daha en mükemmel flekli ile sergilemifltir: Biz, bir 'oyun ve oyalanma konusu' olsun diye gö¤ü, yeri ve ikisi aras›nda bulunanlar› yaratmad›k. E¤er bir 'oyun ve oyalanma' edin- mek isteseydik, bunu, Kendi Kat›m›zdan edinirdik. Yapacak olsay- d›k, böyle yapard›k. Hay›r, Biz hakk› bat›l›n üstüne f›rlat›r›z, o da onun beynini darmada¤›n eder. Bir de bakars›n ki, o, yok olup git- mifltir. (Allah'a karfl›) Nitelendiregeldiklerinizden dolay› eyvahlar size. (Enbiya Suresi, 16-18) 6611 HHAARRUUNN YYAAHHYYAA
  • 64. 6622
  • 65. 6633
  • 66. 6644 Amerika'n›n Wyoming eyaletindeki Green River bölgesinden ç›kar›lan bal›k yer- ken fosilleflmifl 50 milyon y›ll›k bal›k fosili. 50 milyon y›ll›k bu bal›k fosili Genus Priscacara, Wyoming'deki dünyan›n en ün- lü fosil oluflumlar›n›n bulundu¤u Green River'da bulunmufltur. Bu bal›kta oldu- ¤u gibi bölgede bulunan fosillerin yumuflak dokular›n›n büyük bir k›sm› aynen korunmufltur. 50 M‹LYON YILLIK BALIK FOS‹LLER‹
  • 67.
  • 68. 6666 Günümüzde de yafla- yan bu ay›, Rusya'da Ural Da¤lar›'nda bulunmufltur. Ay›n›n difli 300 B‹N ‹LA 100 B‹N YILLIK AYI FOS‹L‹
  • 69. 146 M‹LYON - 65 M‹LYON YILLIK ZAR KANATLI FOS‹LLER‹ ‹lk Neuropteranlar (zar kanatl›lar) bundan 300 milyon y›l kadar önce ortaya ç›km›flt›r. Günümüzde bu cins, sinekleri ve böcekleri de içi- ne alan bir aile olarak oldukça bol miktarda bulunmaktad›r. Günü- müzde yaflayan 4700 çeflit Ne- uropteran bulunmaktad›r. Ve bu fosil örnekleri, günümüzdeki can- l›lar› ile ayn›d›r. Amber içinde korunmufl Ascalaphidae cinsi yusufçuk larvas›. (146 milyon- 65 milyon y›ll›k) Çok iyi korunmufl 28 mm boyutunda zar kanatl›, Liaoning, Çin. (146 milyon- 65 milyon y›ll›k) Çok iyi korunmufl bir tür zar kanatl›, Liaoning, Çin 146 milyon- 65 milyon y›ll›k 6677
  • 70. 6688 Çin'in Hebei bölgesinden, 100 aile- ye ait, 500 farkl› cinste, yaklafl›k 125 milyon y›ll›k böcek fosilleri ç›- kar›lm›flt›r. Bu muhteflem çeflitlilik ve ince detaylar›n örne¤ine, dün- yan›n baflka hiç bir yerinde rast- lanmam›flt›r. Bu resimde görüldü- ¤ü gibi kanatlarda çok ince detay- lar mevcuttur. Ve burada elde edi- len fosiller, böceklerin günümüze kadar hiçbir de¤iflim geçirmedikle- rini aç›kça sergilemektedir. ‹talya'n›n Rimimini bölge- sinde bulunan bu denizat› fosili, 5-1.8 milyon y›ll›kt›r. Bu türün günümüzde yafla- yan örneklerine dünyan›n çeflitli yerlerinde sub-tropi- kal ve tropik sularda rast- lanmaktad›r.
  • 71. 6699 Çin'in Hebei bölgesinden ç›kar›lan bu fosil, i¤nesi olmad›¤› için difli oldu¤u anlafl›lan bir böce¤e ait. Bu fosilde, kanatlar›n renk fleritleri de dahil olmak üzere çok ince detaylar, korunmufl olarak günümü- ze kadar gelmifltir. Ve bu canl›n›n günümüzde ol- dukça fazla say›da örne¤i bulunmaktad›r. 125 M‹LYON YILLIK AKREP S‹NE⁄‹ PALEONTOLOJ‹, YAfiAYAN FOS‹LLER ‹LE, YARATILIfi GERÇE⁄‹N‹ ‹LAN ETM‹fiT‹R.
  • 72. Çin'in Hebei bölgesinden toplanan yaklafl›k 125 milyon y›ll›k, 500 farkl› cinse ait 10,000 böcek fosilinin tümü, günümüzde varl›¤›n› sürdüren örneklerdir. Afla¤›da bu böceklerin baz›lar› görülmektedir. 18 mm. boyunda bir bitki böce¤i (yaklafl›k 125 milyon y›ll›k) Kanat aç›kl›¤› 5 cm'den fazla olan güve fosili (yaklafl›k 125 milyon y›ll›k) 16 mm'lik tafl sine¤i (yaklafl›k 125 milyon y›ll›k) 7700
  • 73. 7711 Yak›n plan görünüflü Yak›n plan görünüflü Çin'in Hebei bölgesinde bulu- nan fosiller aras›nda, çekirge- lere bol miktarda rastlanmak- tad›r. Detaylar› çok iyi korun- mufl olan bu fosilde, 125 mil- yon y›l öncesinden kalma bir renk skalas› mevcuttur. Detay- larda görülen ve canl›n›n yu- murtalar› topra¤a koymak için kulland›¤› 27 mm'lik yumurt- lama borusundan anlafl›ld›¤› gibi bu bir diflidir ve günümüz çekirgeleriyle tam anlam›yla ayn› anatomik yap›y› paylaflmaktad›r. 125 M‹LYON YILLIK ÇEK‹RGE
  • 74. 7722 DARWIN'‹N ÖLÜMÜNE SEBEP OLAN SU‹KASTÇ‹ BÖCEK Dünyan›n her yerinde yayg›n olarak yaflayan, h›zlar› ve avla- r›n› zehirlemeleri nedeniyle su- ikastçi böcek olarak an›lan, He- miptera. 120 milyon y›l önceki fosil örnekleri, günümüz suikastçi böcekleri ile ayn›d›r. Fosiller evrimi reddetmifltir. 150 y›l önce Darwin'in "teorinin zorluklar›ndan biri" olarak sundu¤u gerçek, bugün tüm aç›kl›¤›yla gözler önündedir.
  • 75. 7733 50 milyon y›ll›k vatoz bal›¤› fosili, Wyoming'de Green Ri- ver'da bulunmufltur. Mükem- mel flekilde korunmufl olan bu fosilde, kuyruk uçlar›nda- ki detaylar dikkat çekicidir. Tüm yap›sal özellikleri ile 50 milyon y›ll›k vatoz fosili, günümüz vatozlar›n›n ay- n›s›d›r. 50 M‹LYON YILLIK VATOZ BALI⁄I
  • 76. 7744 50 M‹LYON YILLIK R‹NGA BALI⁄I Wyoming'deki Green Ri- ver'da bulunan Eosen devrine ait (50 milyon y›l önce) ringa bal›¤› fosili, yüzeyde beslenen bal›k- lara özgü bir a¤›z yap›s›- na sahiptir. Bu cins rin- ga bal›klar›, ayr›ca Gü- ney Amerika'daki Creta- ceous tabakas›nda da bulunmufltur. Bu canl›- lar, 50 milyon y›ld›r hiç- bir de¤iflime u¤rama- m›fllard›r.
  • 77. 7755 Kanada, British Colombia'da bulunan bu 50 milyon y›ll›k fiafak K›z›l a¤ac› fosilinin ilk yaflayan türleri, 1944 y›l›nda Çin'de bulunmufltur. Karbonifer döneminden, yani 330 milyon y›l öncesinden kalma Annularia stellata, Fransa'dan ç›kar›lm›flt›r. Bu türün yaflayan türleri at kuyru¤u fleklindeki e¤relti otlar›d›r. Eosen devrinden, yani 50 milyon y›l öncesinden kalan bu kavak yapra¤›, Utah'taki Green River'da bulunmufltur.
  • 78. 7766
  • 79. 7777
  • 80. 7788 Colorado Green Ri- ver'da bulunmufl 50 milyon y›ll›k sumak bitkisi yapra¤› Montana'da bulunan ve Paleosen devrinden (65-55 milyon y›l önce) kalma bu hufl a¤ac› fosili üç boyut- ludur. Ç›nar (Macginitea) yapra¤› fosili. 55 milyon y›ll›k. Kanada British Colombia'da bulunan bu akçaa¤aç yapra¤›na ait fosil, Eosen devrinden (50 milyon y›l önce) kalm›flt›r.
  • 81. 7799 250-70 milyon y›l ön- cesine ait karides fo- sili. D›fl iskeleti vücu- dun ön k›sm›n› kapla- yan, sert tek parça- dan meydana gelen, uzun bir kabuktan oluflmaktad›r. 5 cm uzunlu¤unda olan canl›, günümüz de- nizlerinde çok yay- g›nd›r. Jurasik deniz katman- lar›nda s›kça görülen bir karides fosili. Fo- sil, 200 ila 140 milyon y›l öncesi döneme ait- tir ve günümüz kari- deslerinden hiçbir far- k› yoktur. 125 milyon y›l öncesine ait, içinde 3 farkl› böcek olan fosil. Fosilin içinde çeflitli kanatl› böcekler ve bir tatarc›k yer almaktad›r. Son derece iyi ve detayl› olarak korunmufl bir fosildir.
  • 82. 8800 Bir tür yengeç olan Harpactocarcinus, 55-35 milyon y›l öncesinde yaflam›flt›r. Türün bu örne¤i yaklafl›k 8 cm dir. 280 milyon y›ll›k kurba¤a fosili Ankara Beflkonak yak›nlar›nda bulun- mufl olan bu bal›k fosili, yaklafl›k 14 mil- yon y›l öncesine ait.
  • 83. 8811 fieklinden dolay› i¤- ne bal›¤› olarak an›- lan bu bal›¤›n fosili, Fas'›n Ramlia Taouz bölgesinde bulun- mufltur. Kretase dev- rinden kalan bu fosil yaklafl›k 127 milyon y›ll›kt›r. Günümüz i¤- ne bal›klar›ndan hiç- bir fark› yoktur.
  • 84. 8822 1.8 milyon-11 bin y›ll›k Yeni Zelanda'da bulunan örümcek fosili Yanda Pliosen dönemine ait (5-1.8 milyon y›l önce) kaplumba¤a fosili Solda 200 milyon y›ll›k kaplumba¤a fosili
  • 85. 8833 161 milyon y›ll›k semender fosili 64 milyon y›ll›k, geç Kretase Dönemi'ne ait karides fosili 82-68 milyon y›ll›k deniz kestanesi fosili
  • 86. 8844 50 milyon y›ll›k böcek fosili May›sböce¤i Jurasik döneminden (208-146 milyon y›l önce) 195 milyon y›ll›k karides fosili ile günümüz karidesleri aras›nda hiçbir farkl›l›k bulunmamaktad›r. Yukar›da 50 milyon y›ll›k bir kaplumba¤a fosili ve milyonlarca y›ld›r hiçbir de¤iflikli¤e u¤ramam›fl bir kaplumba¤a görülmektedir.
  • 87. 8855 50 milyon y›ll›k bal›klar 25 milyon y›l öncesine ait yengeç fosili. 50 milyon y›ll›k ar› fosili Evrim, yaflayan fosiller karfl›s›nda yenilgiye u¤ram›flt›r.
  • 88. 8866 Orta Kretase dönemine (146-65 milyon y›l önce- sine) ait bir ›stakoz 208-146 milyon y›ll›k bal›k fosili Oligosen dönemine (38-23 milyon y›l öncesine) ait yengeç fosili Jurasik dönemine (208-146 milyon y›l ön- cesine) ait bir karides. Günümüz denizlerinde yaflayan fosillerden hiçbir fark› yoktur. 9 cm uzunlu¤unda köpek bal›¤› difli. Orta Florida fosfat yataklar›nda bu- lunmufl. Fosil, Eosen dö- nemi (54 milyon y›l önce) ile Erken Pliosen Dönemi (5 milyon y›l önce) aras› döneme aittir.
  • 89. 8877 150 milyon y›ll›k yusufçuk fosili, günümüz yusufçuklar› ile ayn›d›r. Denizlalesi. Siluryen (440- 410 milyon y›l önce) ve Mis- sissipi Dönemi (360-325 mil- yon y›l önce) kayalar›nda çok bulunur. Günümüz de- nizlalelerinden hiçbir fark› yoktur.
  • 90. 8888 Çiçekli bir bitkiye ait bir fosil (Archaefructus li- aoningensis). Bu fosilin, flimdiye kadar bulu- nan bitki fosillerinin, en eskilerinden oldu¤u ka- bul edilmektedir. Geçmifli 130 milyon y›l öncesi- ne dayanan çökellerin içinde bulunan ve tüm çiçekli bitkilerin ay›rt edici özelli¤ine sahip olan bu fosilde, meyveye dönüflecek olan tohumlar› bar›nd›ran difli organlar mevcuttur. Günümüz çiçekli bitkilerinden hiçbir fark› yoktur. Yaklafl›k 20 milyon yafl›nda bir tür çam kozala¤› fosili. Tüm canl›lar Allah'›n "Ol" emri ile yoktan var edilmifllerdir. Kuflkusuz Allah, onlar› tarihin herhangi bir dönemin- de, günümüzdeki ha- lleriyle yarat›p var et- meye kadirdir. Evrimci- lerin kavrayamad›klar›, görmezden gelmeye çal›flt›klar› gerçek bu- dur. Ama fosil kay›tlar›, görmezden gelinmeye- cek kadar aç›k bir flekilde 'Yarat›l›fl Ger- çe¤i'ni ilan etmektedir.
  • 91. 8899 146-65 milyon y›ll›k bu polen tanesi, bi- linen en eski kapal›- tohumlu polen tür- lerinden biridir. Bu polen, çeflitli bitkiler taraf›ndan günü- müzde de ayn› flek- liyle üretilmektedir. Mikroskopta yüksek ölçekte büyütülmüfl polen fosili 49 milyon y›ll›k Florissantio "Evrim aldatmacas›", milyonlarca y›l önceki örnekleri bulunan ya- flayan fosillerle, aç›kça ortaya ç›km›flt›r. Bu canl›lar, günümüzde hala, ayn› özellik ve do- nan›mlarla yaflamaya devam etmektedirler.
  • 92. 35 milyon y›ll›k Sö¤üt a¤ac› dal› Ankara, K›z›lcahamam yak›nlar›nda bulunan bir tür ç›nar yapra¤›na ait bu fosil, 18 milyon y›l öncesine aittir. Günü- müz ç›nar yapraklar›yla tam olarak ayn› özellikle- ri tafl›maktad›r. Yaklafl›k 350 milyon y›ll›k bir bitki fosili olan Alepthopteris ve günümüzdeki benzeri 9900
  • 93. Lepidodendron (pullu a¤aç) günümüzden 345-270 milyon yıl önce yaflamıfl bir bitkidir. Fosilin büyü- tülmüfl resminde de görüldü¤ü gibi Lepidodend- ron a¤acının fosilleflmifl olan gövdesinin yüze- yinde, yapraklarının bafllamıfl oldu¤u yerlerin iz- leri çok belirgindir. Hatta damarlı demetin göv- deden, yapra¤ın sapına geçmifl oldu¤u yerlerde elmas fleklindeki yaprak izlerinin merkezleri de rahatlıkla görülmektedir. Bu canl›, günümüzde de ayn› flekli ile varl›¤›n› sürdürmektedir. 345-270 M‹LYON YILLIK PULLU A⁄AÇ FOS‹L‹ 9911
  • 94. 9922 Tekrar tekrar bölünen bileflik yapraklardan oluflan bu bitki, Senftenbergia plumosa türüdür. Karbonifer Dönemi'ne (300 milyon yıl öncesine) ait bir bitkidir. Evrimi reddeden milyonlarca delil, yaflayan fosiller ile sergilenmifltir. Pecopteris miltani, 365-290 milyon y›l önce yaflam›fl olan bir bitkidir. Günümüzdeki örnekleriyle hiçbir fark› yoktur.
  • 95. 9933 E¤relti otu a¤ac›n›n, 300 milyon y›l öncesinden bir limes kayas›n›n içinde fosilleflmifl örne¤i, oldu¤u gibi durmaktad›r. E¤relti otu a¤ac›, uzunlu¤u 6 m'ye kadar uzanan günümüze ait bir türdür. Quercus hispanica, Günümüzde mefle a¤ac›n›n, yakla- fl›k 145 milyon y›l önce yaflam›fl olan bir cinsinin fosilidir. Günümüz mefle a¤açlar›ndan farks›zd›r.
  • 96. 9944 65-54 milyon y›ll›k S›¤la a¤ac› fosili. Bu a¤açlar genellikle 25 metreye kadar uzarlar. Gü- nümüzde mobilya ve ka¤›t yap›m›nda kullan›ld›klar› için ekonomik aç›dan olduk- ça önemli kabul edilirler. E¤relti otu benzeri yapraklar› olan Sphe- nopterid bitkisi komp- leks yapılı bir bitkidir. Dıfl görünüfl olarak gü- nümüz bitkilerinden hiç- bir farkı olmayan bu bit- kinin fosilinde, yaprak- ları çok net görülmekte- dir. Resimdeki S. ele- gans türü, Karbonifer Dönemi'ndendir. (325- 290 milyon yıl önce) Asterophylli- tes grandis 350 milyon y›l- l›k bir batakl›k bitkisi fosili ve günümüzdeki benzeri
  • 97. 9955 Günümüzde yaflayan Cryptomeniajaponica adl› a¤aç, 300 milyon y›ll›k fosili ile tama- men benzerdir. Yüz milyonlarca y›ld›r hiçbir de¤iflime u¤ramadan günümüze kadar gelen bu bitkiler, evrim teorisini yalanlayan en önemli delillerdendir. Baragwanathia, en eski damarlı kara bitkisidir. Yaprakları olan dallar, 28 cm uzunlu¤undadır. Bu dalların geniflli¤i 1-2 cm dir. B.Longifolia türü (resimde görülen) bitki, Avustralya, Victoria'da bulunmufltur. 400 milyon yıllık bir bitkidir. Üst Siluryen Dönemi'ne ait- tir. Bu bitkinin yaflayan örnekleri günümüzde mevcuttur.
  • 98. 9966
  • 99. 9977
  • 100.
  • 101.
  • 102. 100 45-15 milyon y›ll›k, 1.3 mm uzun- lu¤unda tohum fosili F osillerin muhafaza edildi¤i ortamlardan biri de amberlerdir. A¤açlar- dan ç›kan amberin canl›n›n üzerine ak›p donmas› ve canl›n›n o haliy- le muhafaza edilmesiyle oluflan amber içindeki fosiller, bulunan di¤er pek çok fosil gibi çok önemli bir gerçe¤i göstermektedir: Canl›lar milyonlar- ca y›ld›r hiçbir de¤iflime u¤ramam›fl yani asla evrim geçirmemifllerdir. Amber içinde bulunan on binlerce fosil, termitlerin hep termit, kar›nca- lar›n hep kar›nca, kurba¤alar›n hep kurba¤a, y›lanlar›n hep y›lan, kelebekle- rin hep kelebek, güvelerin hep güve, k›sacas› tüm canl›lar›n dünyaya geldik- leri ilk andan itibaren hep ayn› özelliklerle, ayn› flekilde var olduklar›n› gös- termektedir. Bundan milyonlarca y›l önce yaflam›fl ve amber içinde muhafa- za edilmifl canl›larla, günümüzdeki halleri aras›nda hiçbir fark yoktur. Amber içindeki fosiller pek çok bilim adam›n›n önemli u¤rafl alanla- r›ndand›r. Örne¤in, California Üniversitesi'nden Prof. George Poinar ve en- tomolojist Roberta Poinar baflta Dominik Cumhuriyeti'ndeki fosiller olmak üzere, dünyan›n çeflitli bölgelerinde amber içindeki fosiller üzerinde çok detayl› çal›flmalar yürütmüfllerdir. The Amber Forest (Amber Orman›) adl› eserlerinde yafllar› 45-15 milyon y›l aras›ndaki yüzlerce fosili bir araya ge- tirmifllerdir. The Amber Forest'ta yuvas›na yemek götüren, savunma halinde, kamufle olmaya çal›flan, yavrular›n› korumaya u¤raflan, düflmanlar›n› etki- siz hale getirmek için kimyasal madde salg›layan pek çok canl›n›n o anki halleriyle fosilleflmifl örnekleri vard›r. ‹lerleyen sayfalarda bu fosillerin baz› örneklerine yer verilecektir. fiu- nu da belirtmek gerekir ki, bu örnekler say›s›z fosilden sadece birkaç›d›r. Bunlar gibi daha binlerce fosil örne¤i bulunmaktad›r. Bu canl›lar günümüz- de de yaflamaktad›rlar.
  • 103. 101 45-15 milyon y›ll›k bu bambu baflak盤›, kufl ve memelilerin tüylerine as›labilmek için kan- cal›d›r. Resimde hayvanlar›n tüyleri hala baflakç›k fosiline ba¤l› durumdad›r. Yukar›daki resimde amber içinde 45-15 milyon y›ll›k bir incir a¤ac› ar›s›n›n fosili görülüyor. 45-15 milyon y›ll›k Bryopteris yaprak- lar›n›n kenarlar›ndaki küçük yap›lar, k›z›lyaprak bitkisi üzerindeki tomur- cuklar›n›n ilk fosil kayd›d›r. Günümüzde de yaflayan örnekleri bulunmaktad›r. 45-15 milyon y›ll›k bu genç t›rt›l, uzun ve kat› tüyleriyle birlikte çok iyi muhafaza edilmifl. 45-15 milyon y›ll›k bitki böce¤i fosili.
  • 104. a 102 Son derece hareketli bir çekirge türü, 50 milyon y›l önce de günümüzdeki halin- den farks›z. Baz› güve larvalar› beslendikleri süre boyunca yanlar›nda tafl›d›klar› koruyucu bir kutu infla ederler. Bu kutular› herhangi bir tehlike an›nda korunma amac›yla kullan›rlar. ‹nfla ettikleri bu kutu ile güveler, yak- lafl›k 50 milyon y›ll›k halleriyle sergilenmifllerdir. 45-15 milyon y›ll›k, henüz kurtçuk aflamas›n- da olan erkek c›rc›r böcekleri, amber iç- lerinde bol miktarda bulunmaktad›r. 45-15 milyon y›ll›k amber içinde bir kelebek türünün fosili görülüyor. 45-15 M‹LYON YILLIK AMBERLER
  • 105. 103 45-15 milyon y›ll›k, iki kollu anteni ile bir erkek testere sine¤i. 45-15 milyon y›ll›k, büyük meyve si- neklerinin genellikle çarp›c› kanat desenleri vard›r. 45-15 milyon y›ll›k, Dantel böceklerinin üst kabuklar› oldukça girintili ç›k›nt›l›d›r. 45-15 milyon y›ll›k bir mayt kü- mesi fosili. Bu maytlar kendile- rini tafl›yan böce¤e yap›fl›rlar. 45-15 M‹LYON YILLIK AMBERLER
  • 106. 104 45-15 M‹LYON YILLIK AMBERLER 45-15 milyon y›ll›k, a¤açlar›n gövdelerinin içi ile beslenen, resimde fosili görülen a¤aç gövdesi böce¤i. 45-15 milyon y›ll›k, teke bö- cekleri, uzun antenleri ile bilinen böcek- ler aras›nda en uzunlar- dand›r. Yalanc› akrepler genellikle yeni yaflayacak yer bulmak için çeflitli böceklere yap›fl›rlar. Akreple böce¤in sim- biyoz yaflam› 50 milyon y›ll›k fosil kay›tlar›nda oldu¤u gibi durmaktad›r.
  • 107. 105 45-15 M‹LYON YILLIK AMBERLER 45-15 milyon y›ll›k, resimde fosili görülen küçük boyuttaki örüm- cek ar›lar›, tek bir petek gözü için çok say›da örümcek top- larlar. Resimde 45-15 milyon y›ll›k amber içinde görülen böcek türü (Collembola), ço¤unlukla toplu seyahat eden bir arthropoddur. 45-15 milyon y›ll›k, bu mayt türünün olgunlu¤a eriflti¤ini, s›rt›ndaki yuvarlak halkalardan anlayabiliriz. Halkalar›n her birinin bulundu¤u bölgede de üst derinin döküldü¤ü göze çarpar. 45-15 milyon y›ll›k, örümcek a¤›na yakalanm›fl bir güve sine¤i fosili.
  • 108. 45-15 milyon y›ll›k, örümcek a¤›na yakalanm›fl bir kar›nca. Pek çok difli kar›nca yumurtalar›- n› korumak amac›yla yan›nda tafl›r. Bunun 45-15 milyon y›ll›k fosilleflmifl bir örne¤i de yukar›daki gibidir. 45-15 milyon y›ll›k, bu difli araknid, a¤aç kabuklar›n›n çatlaklar› aras›na yapt›¤› a¤›ndaki avlar› kontrol eder- ken fosilleflmifl. Afla¤›da araknidin flu anki hali görülmektedir. 45-15 M‹LYON YILLIK AMBERLER 106 Bir çeflit balon üretmek için bir araya gelen 45-15 milyon y›ll›k örümceklerin fosilleflmifl halleri. Bu ifllem, ipek lifleri arac›l›¤›yla bir yerden bir yere hareket etmeleri gerekti¤inde yap›l›r.