SlideShare a Scribd company logo
1 of 174
Download to read offline
OKUYUCUYA
• Bu kitapta ve di¤er çal›flmalar›m›zda evrim teorisinin çöküflüne özel bir yer ayr›lmas›n›n
nedeni, bu teorinin her türlü din aleyhtar› felsefenin temelini oluflturmas›d›r. Yarat›l›fl› ve
dolay›s›yla Allah'›n varl›¤›n› inkar eden Darwinizm, 150 y›ld›r pek çok insan›n iman›n›
kaybetmesine ya da kuflkuya düflmesine neden olmufltur. Dolay›s›yla bu teorinin bir al-
datmaca oldu¤unu gözler önüne sermek çok önemli bir imani görevdir. Bu önemli hiz-
metin tüm insanlar›m›za ulaflt›r›labilmesi ise zorunludur. Kimi okuyucular›m›z belki tek
bir kitab›m›z› okuma imkan› bulabilir. Bu nedenle her kitab›m›zda bu konuya özet de ol-
sa bir bölüm ayr›lmas› uygun görülmüfltür.
• Belirtilmesi gereken bir di¤er husus, bu kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Yazar›n tüm kitapla-
r›nda imani konular Kuran ayetleri do¤rultusunda anlat›lmakta, insanlar Allah'›n ayetle-
rini ö¤renmeye ve yaflamaya davet edilmektedirler. Allah'›n ayetleri ile ilgili tüm konu-
lar, okuyan›n akl›nda hiçbir flüphe veya soru iflareti b›rakmayacak flekilde aç›klanmakta-
d›r.
• Bu anlat›m s›ras›nda kullan›lan samimi, sade ve ak›c› üslup ise kitaplar›n yediden yetmi-
fle herkes taraf›ndan rahatça anlafl›lmas›n› sa¤lamaktad›r. Bu etkili ve yal›n anlat›m saye-
sinde, kitaplar "bir solukta okunan kitaplar" deyimine tam olarak uymaktad›r. Dini red-
detme konusunda kesin bir tav›r sergileyen insanlar dahi, bu kitaplarda anlat›lan gerçek-
lerden etkilenmekte ve anlat›lanlar›n do¤rulu¤unu inkar edememektedirler.
• Bu kitap ve yazar›n di¤er eserleri, okuyucular taraf›ndan bizzat okunabilece¤i gibi, kar-
fl›l›kl› bir sohbet ortam› fleklinde de okunabilir. Bu kitaplardan istifade etmek isteyen bir
grup okuyucunun kitaplar› birarada okumalar›, konuyla ilgili kendi tefekkür ve tecrübe-
lerini de birbirlerine aktarmalar› aç›s›ndan yararl› olacakt›r.
• Bunun yan›nda, sadece Allah r›zas› için yaz›lm›fl olan bu kitaplar›n tan›nmas›na ve
okunmas›na katk›da bulunmak da büyük bir hizmet olacakt›r. Çünkü yazar›n tüm kitap-
lar›nda ispat ve ikna edici yön son derece güçlüdür. Bu sebeple dini anlatmak isteyenler
için en etkili yöntem, bu kitaplar›n di¤er insanlar taraf›ndan da okunmas›n›n teflvik edil-
mesidir.
• Kitaplar›n arkas›na yazar›n di¤er eserlerinin tan›t›mlar›n›n eklenmesinin ise önemli se-
bepleri vard›r. Bu sayede kitab› eline alan kifli, yukar›da söz etti¤imiz özellikleri tafl›yan
ve okumaktan hoflland›¤›n› umdu¤umuz bu kitapla ayn› vas›flara sahip daha birçok es-
er oldu¤unu görecektir. ‹mani ve siyasi konularda yararlanabilece¤i zengin bir kaynak bi-
rikiminin bulundu¤una flahit olacakt›r.
• Bu eserlerde, di¤er baz› eserlerde görülen, yazar›n flahsi kanaatlerine, flüpheli kaynakla-
ra dayal› izahlara, mukaddesata karfl› gereken adaba ve sayg›ya dikkat etmeyen üslupla-
ra, burkuntu veren ümitsiz, flüpheci ve ye'se sürükleyen anlat›mlara rastlayamazs›n›z.
Bu kitapta kullan›lan ayetler, Ali Bulaç'›n haz›rlad›¤›
"Kur'an-› Kerim ve Türkçe Anlam›" isimli mealden al›nm›flt›r.
Birinci bask›: fiubat 2003 / ‹kinci bask›: Ekim 2005 / Üçüncü bask›: Haziran 2006
Dördüncü bask›: Aral›k 2006 / Beflinci bask›: fiubat 2007 / Alt›nc› bask›: Kas›m 2008
ARAfiTIRMA YAYINCILIK: Talatpafla Mah. Emirgazi Caddesi
‹brahim Elmas ‹flmerkezi A Blok Kat 4 Okmeydan› - ‹stanbul Tel: (0 212) 222 00 88
Bask›: Entegre Matbaac›l›k / Sanayi Cad. No: 17
Yenibosna-‹stanbul Tel: (0 212) 451 70 70
w w w. h a r u n y a h y a . o r g - w w w. h a r u n y a h y a . n e t
Harun Yahya müstear ismini kullanan yazar Adnan Oktar, 1956
y›l›nda Ankara'da do¤du. ‹lk, orta ve lise ö¤renimini Ankara'da
tamamlad›. Daha sonra ‹stanbul Mimar Sinan Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi'nde ve ‹stanbul Üniversitesi Felsefe Bölü-
mü'nde ö¤renim gördü. 1980'li y›llardan bu yana, imani, bilimsel
ve siyasi konularda pek çok eser haz›rlad›. Bunlar›n yan› s›ra, ya-
zar›n evrimcilerin sahtekarl›klar›n›, iddialar›n›n geçersizli¤ini ve
Darwinizm'in kanl› ideolojilerle olan karanl›k ba¤lant›lar›n› ortaya
koyan çok önemli eserleri bulunmaktad›r. Harun Yahya'n›n eserleri
yaklafl›k 30.000 resmin yer ald›¤› toplam 45.000 sayfal›k bir külliyat-
t›r ve bu külliyat 57 farkl› dile çevrilmifltir.
Yazar›n müstear ismi, inkarc› düflünceye karfl› mücadele eden iki pey-
gamberin hat›ralar›na hürmeten, isimlerini yad etmek için Harun ve
Yahya isimlerinden oluflturulmufltur. Yazar taraf›ndan kitaplar›n kapa-
¤›nda Resulullah'›n mührünün kullan›lm›fl olmas›n›n sembolik anlam›
ise, kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Bu mühür, Kuran-› Kerim'in Allah'›n
son kitab› ve son sözü, Peygamberimiz (sav)'in de hatem-ül enbiya ol-
mas›n› remzetmektedir. Yazar da, yay›nlad›¤› tüm çal›flmalar›nda, Ku-
ran'› ve Resulullah'›n sünnetini kendine rehber edinmifltir. Bu suretle,
inkarc› düflünce sistemlerinin tüm temel iddialar›n› tek tek çürütmeyi
ve dine karfl› yöneltilen itirazlar› tam olarak susturacak "son söz"ü söy-
lemeyi hedeflemektedir. Çok büyük bir hikmet ve kemal sahibi
olan Resulullah'›n mührü, bu son sözü söyleme niyetinin bir
duas› olarak kullan›lm›flt›r.
Yazar›n tüm çal›flmalar›ndaki ortak hedef, Kuran'›n tebli¤i-
ni dünyaya ulaflt›rmak, böylelikle insanlar› Allah'›n var-
l›¤›, birli¤i ve ahiret gibi temel imani konular üzerin-
de düflünmeye sevk etmek ve inkarc› sistemlerin
çürük temellerini ve sapk›n uygulamalar›n› göz-
ler önüne sermektir.
Nitekim Harun Yahya'n›n eserleri Hindis-
tan'dan Amerika'ya, ‹ngiltere'den Endonez-
ya'ya, Polonya'dan Bosna Hersek'e, ‹span-
ya'dan Brezilya'ya, Malezya'dan ‹tal-
ya'ya, Fransa'dan Bulgaristan'a ve
Rusya'ya kadar dünyan›n daha
pek çok ülkesinde be¤eniy-
le okunmaktad›r. ‹ngiliz-
ce, Frans›zca, Almanca,
‹talyanca, ‹spanyolca,
Portekizce, Urduca,
YAZAR ve ESERLER‹ HAKKINDA
Arapça, Arnavutça, Rusça, Boflnakça, Uygurca, Endonezyaca, Malayca, Bengoli,
S›rpça, Bulgarca, Çince, Kishwahili (Tanzanya'da kullan›l›yor), Hausa (Afrika'da
yayg›n olarak kullan›l›yor), Dhivelhi (Mauritus'ta kullan›l›yor), Danimarkaca ve
‹sveçce gibi pek çok dile çevrilen eserler, yurtd›fl›nda genifl bir okuyucu kitlesi ta-
raf›ndan takip edilmektedir.
Dünyan›n dört bir yan›nda ola¤anüstü takdir toplayan bu eserler pek çok insan›n
iman etmesine, pek ço¤unun da iman›nda derinleflmesine vesile olmaktad›r. Kitap-
lar› okuyan, inceleyen her kifli, bu eserlerdeki hikmetli, özlü, kolay anlafl›l›r ve sami-
mi üslubun, ak›lc› ve ilmi yaklafl›m›n fark›na varmaktad›r. Bu eserler süratli etki et-
me, kesin netice verme, itiraz edilemezlik, çürütülemezlik özellikleri tafl›maktad›r.
Bu eserleri okuyan ve üzerinde ciddi biçimde düflünen insanlar›n, art›k materyalist
felsefeyi, ateizmi ve di¤er sapk›n görüfl ve felsefelerin hiçbirini samimi olarak savu-
nabilmeleri mümkün de¤ildir. Bundan sonra savunsalar da ancak duygusal bir inat-
la savunacaklard›r, çünkü fikri dayanaklar› çürütülmüfltür. Ça¤›m›zdaki tüm inkar-
c› ak›mlar, Harun Yahya Külliyat› karfl›s›nda fikren ma¤lup olmufllard›r.
Kuflkusuz bu özellikler, Kuran'›n hikmet ve anlat›m çarp›c›l›¤›ndan kaynaklanmak-
tad›r. Yazar›n kendisi bu eserlerden dolay› bir övünme içinde de¤ildir, yaln›zca
Allah'›n hidayetine vesile olmaya niyet etmifltir. Ayr›ca bu eserlerin bas›m›nda ve ya-
y›nlanmas›nda herhangi bir maddi kazanç hedeflenmemektedir.
Bu gerçekler göz önünde bulunduruldu¤unda, insanlar›n görmediklerini görmeleri-
ni sa¤layan, hidayetlerine vesile olan bu eserlerin okunmas›n› teflvik etmenin de, çok
önemli bir hizmet oldu¤u ortaya ç›kmaktad›r.
Bu de¤erli eserleri tan›tmak yerine, insanlar›n zihinlerini buland›ran, fikri karmafla
meydana getiren, kuflku ve tereddütleri da¤›tmada, iman› kurtarmada güçlü ve kes-
kin bir etkisi olmad›¤› genel tecrübe ile sabit olan kitaplar› yaymak ise, emek ve za-
man kayb›na neden olacakt›r. ‹man› kurtarma amac›ndan ziyade, yazar›n›n edebi
gücünü vurgulamaya yönelik eserlerde bu etkinin elde edilemeyece¤i aç›kt›r. Bu
konuda kuflkusu olanlar varsa, Harun Yahya'n›n eserlerinin tek amac›n›n dinsizli-
¤i çürütmek ve Kuran ahlak›n› yaymak oldu¤unu, bu hizmetteki etki, baflar› ve
samimiyetin aç›kça görüldü¤ünü okuyucular›n genel kanaatinden anlayabilirler.
Bilinmelidir ki, dünya üzerindeki zulüm ve karmaflalar›n, Müslümanlar›n çektikle-
ri eziyetlerin temel sebebi dinsizli¤in fikri hakimiyetidir. Bunlardan kurtulman›n yo-
lu ise, dinsizli¤in fikren ma¤lup edilmesi, iman hakikatlerinin ortaya konmas› ve Ku-
ran ahlak›n›n, insanlar›n kavray›p yaflayabilecekleri flekilde anlat›lmas›d›r. Dünya-
n›n günden güne daha fazla içine çekilmek istendi¤i zulüm, fesat ve kargafla ortam›
dikkate al›nd›¤›nda bu hizmetin elden geldi¤ince h›zl› ve etkili bir biçimde yap›lma-
s› gerekti¤i aç›kt›r. Aksi halde çok geç kal›nabilir.
Bu önemli hizmette öncü rolü üstlenmifl olan Harun Yahya Külliyat›,
Allah'›n izniyle, 21. yüzy›lda dünya insanlar›n› Kuran'da tarif edilen huzur ve
bar›fla, do¤ruluk ve adalete, güzellik ve mutlulu¤a tafl›maya bir vesile olacakt›r.
‹Ç‹NDEK‹LER
G‹R‹fi .....................................................................................................33
MÜSLÜMANCA KONUfiMANIN ÖNEM‹...................................36
MÜSLÜMANCA KONUfiMANIN ÖZELL‹KLER‹......................39
Allah'›n kudretini (kadrini) takdir edebilen
bir üslup ile konuflmak.........................................................................40
Allah'› çokça zikretmek........................................................................42
Allah'› en güzel isimleriyle anmak.....................................................43
Her an Allah ile beraber oldu¤unu bilerek konuflmak ...................45
Allah'a hiçbir fleyi ortak koflmadan konuflmak ................................47
Allah'› övüp yücelterek konuflmak ....................................................50
Allah'a karfl› aczini bilen bir üslupla konuflmak..............................53
‹fllerin Allah'›n dilemesiyle olaca¤›n› bilerek konuflmak ................56
Konuflmalarda Kuran'› rehber edinmek ............................................58
Kaderin mükemmelli¤ini ve herfleyde bir hay›r
oldu¤unu bilerek konuflmak ...............................................................60
Allah'a güvenip dayanarak konuflmak..............................................66
Dünya hayat›n›n geçicili¤inin fark›nda olan
bir üslupla konuflmak ..........................................................................69
Konuflmalarda helale harama titizlik göstermek .............................72
Konuflurken fleytan›n etkisinde bir üsluptan
sak›nmak ve fleytandan Allah'a s›¤›narak konuflmak .....................74
‹nsanlara iyili¤i emredip, kötülükten men etmek............................77
Hikmetli konuflmak ..............................................................................79
Samimi bir üslupla konuflmak ............................................................83
Do¤ru konuflmak...................................................................................85
Ak›lc› ve mant›kl› konuflmak ..............................................................90
Müjdeli ve sevinç verici konuflmalar yapmak..................................92
fievk ve heyecan› yüksek tutan bir üslupla konuflmak...................96
Sözün en güzelini söylemek................................................................98
Nefis ve hevadan konuflmamak .........................................................99
Ölçülü, nezaketli ve sayg›l› bir üslup kullanmak ..........................100
Alçakgönüllü bir tarzda konuflmak .................................................101
Hoflgörülü ve ba¤›fllay›c› bir üslup kullanmak..............................103
‹stiflare etmek .......................................................................................105
'MaflaAllah, Allah'tan baflka kuvvet yoktur' diyerek konuflmak.106
Anne babaya güzel söz söylemek.....................................................109
Arkadan konuflmamak, dedikodu yapmamak ..............................112
Zan ve iftirada bulunmamak ............................................................115
Alayc› bir üslupla konuflmamak.......................................................118
Haset ve k›skançl›k içeren
bir üsluptan kaç›nmak........................................................................120
Bofl ve faydas›z konuflmalar yapmamak.........................................122
Söz kesmemek ve itidalli bir sesle konuflmak ................................123
Muhatab›n kültür seviyesine uygun bir
üslup kullanmak..................................................................................124
Münaf›kane bir üsluptan kaç›nmak.................................................125
fiüphe veren bir konuflma tarz› kullanmamak ...............................127
A¤›z arayan sinsi bir üslup kullanmamak......................................129
Kötülü¤e yönelten konuflmalardan sak›nmak................................130
Dil e¤ip bükmemek ............................................................................131
Gizli konuflmalar yapmamak............................................................133
Peygamberimiz (sav)'i savunup destek
olarak konuflmak.................................................................................136
MÜSLÜMANCA KONUfiMANIN ‹NSANLAR
ÜZER‹NDEK‹ ETK‹LER‹.................................................................139
SONUÇ.................................................................................................144
DARWIN‹ZM'‹N ÇÖKÜfiÜ.............................................................148
11
‹‹flflttee RRaabbbbiinniizz oollaann AAllllaahh bbuudduurr.. OO''nnddaann bbaaflflkkaa ‹‹llaahh yyookkttuurr..
HHeerrflfleeyyiinn YYaarraatt››cc››ss››''dd››rr.. ÖÖyylleeyyssee OO''nnaa kkuulllluukk eeddiinn.. OO,, hheerrflfleeyyiinn
üüssttüünnddee bbiirr vveekkiillddiirr.. GGöözzlleerr OO''nnuu iiddrraakk eeddeemmeezz;; OO iissee bbüüttüünn
ggöözzlleerrii iiddrraakk eeddeerr.. OO,, llaattiiff oollaanndd››rr,, hhaabbeerrddaarr oollaanndd››rr.. GGeerrççeekk
flfluu kkii ssiizzee RRaabbbbiinniizzddeenn bbaassiirreettlleerr ggeellmmiiflflttiirr.. KKiimm bbaassiirreettllee
ggöörrüürrssee kkeennddii lleehhiinnee,, kkiimm ddee kköörr oolluurrssaa ((ggöörrmmeekk iisstteemmeezzssee))
kkeennddii aalleeyyhhiinneeddiirr.. BBeenn ssiizziinn üüzzeerriinniizzddee ggöözzeettlleeyyiiccii ddee¤¤iilliimm..
((EEnnaamm SSuurreessii,, 110022--110044))
12
Çekirge sürüleri çok kalabalıklardır ancak adeta tek bir
vücut olarak hareket ederler. Bu sürülerin bazılarının 3-5
kilometre geniflli¤inde ve metrelerce derinlikte oldu¤u
tespit edilmifltir. Bu canlılar yumurtalarını topra¤ın içine
tohum gibi yerlefltirirler ve çekirge larvaları uzun bir sü-
re topra¤ın altında kaldıktan sonra, yeryüzüne topluca ç›-
karlar.
www.yaratilismucizesi.com
13
...... BBiizz ggöökktteenn ssuu iinnddiirrddiikk,, bbööyylleelliikkllee oorraaddaa hheerr ggüüzzeell
oollaann ççiifftttteenn bbiirr bbiittkkii bbiittiirrddiikk..
BBuu,, AAllllaahh''››nn yyaarraattmmaass››dd››rr.. fifiuu hhaallddee,,
OO''nnuunn dd››flfl››nnddaa oollaannllaarr››nn yyaarraatttt››kkllaarr››nn›› BBaannaa ggöösstteerriinn..
HHaayy››rr,, zzuullmmeeddeennlleerr,, aaçç››kkççaa bbiirr ssaapp››kkll››kk iiççiinnddeeddiirrlleerr..
((LLookkmmaann SSuurreessii,, 1100--1111))
14
‹nsanlar›n dostu ve yard›mc›s› olan sevimli köpekler de
Yüce Allah’›n insanlar için boyun e¤dirdi¤i varl›klard›r.
‹nsan çevresine bakt›¤›nda bunun gibi Allah’›n pek çok
ayetiyle karfl›lafl›r. Bunlar düflünebilen insanlar için birer
ibret vesilesidir.
www.darwinvedna.com
15
Karıncalar›n bilinen yaklaflık 8800 çeflidi vardır. Her çefli-
din de kendine özgü, hayranlık verici özellikleri bulunur.
Teknoloji, kollektif çalıflma, askeri strateji, geliflmifl bir
iletiflim a¤ı, örnek ve rasyonel bir hiyerarfli, disiplin, ku-
sursuz bir flehir planlaması... ‹nsanların her zaman yeteri
kadar baflarılı olamadı¤ı bu alanlarda, karıncalar daima
baflarılıdırlar. www.evrimmasali.com
16
Her canlı, kendisini savunmak için farklı yeteneklerle bir-
likte var edilmifltir. Kimisi çok hızlı ve çeviktir; kendini ka-
çarak kurtarır. Kimisi yerinden kımıldayamaz, ama sa¤lam
zırhlarla kaplıdır. Kimisi, ola¤anüstü "korkutma" becerile-
rine sahiptir. Bazıları, zehirli, yakıcı, ya da kötü kokulu s›-
v›lar püskürtür. Bunlar›n her biri Allah’›n yaratma sanat›n-
daki mükemmelli¤in göstergesidir.
17
KKeennddii rr››zzkk››nn›› ttaaflfl››yyaammaayyaann nniiccee ccaannll›› vvaarrdd››rr kkii oonnuu
vvee ssiizzii AAllllaahh rr››zz››kkllaanndd››rr››rr.. OO,, iiflfliitteennddiirr,, bbiilleennddiirr..
((AAnnkkeebbuutt SSuurreessii,, 6600))
www.kuslar.net
18
OO AAllllaahh kkii,, yyaarraattaanndd››rr,, ((eenn ggüüzzeell bbiirr bbiiççiimmddee)) kkuussuurrssuuzzccaa
vvaarr eeddeennddiirr,, ''flfleekkiill vvee ssuurreett'' vveerreennddiirr.. EEnn ggüüzzeell iissiimmlleerr
OO''nnuunndduurr.. GGöökklleerrddee vvee yyeerrddee oollaannllaarr››nn ttüümmüü OO''nnuu tteessbbiihh
eettmmeekktteeddiirr.. OO,, AAzziizz,, HHaakkiimmddiirr..
((HHaaflflrr SSuurreessii,, 2244))
www.denizlerdesanat.com
19
Bir molekülün, bu molekülü oluflturan atomlar›n plan yap-
mas›, bu plana uygun hareket etmesi, verilen emri anlaya-
rak, uygulamas›, tesadüfen ortaya ç›kmas› mümkün olma-
yan olaylard›r. ‹flte bütün bu ola¤anüstü olaylar, bugüne ka-
dar yaflam›fl olan ve halen yaflayan milyarlarca insan›n be-
denlerinde her birinin bedeninde gerçekleflir ve resimdeki
bebek oluflur. Allah üstün güç sahibi olan Yarat›c›m›z'd›r.
20
Bilinen en eski akrep fosillerinden biri 320 milyon y›ll›k-
t›r. Resimde fosili görülen akrep ise 110 milyon yafl›ndad›r.
320 milyon y›l önce yaflayan akrepler de, 110 milyon y›l ön-
ce yaflayan akrepler de, günümüzde yaflayan akrepler de
ayn›d›r. Yüz milyonlarca y›ld›r de¤iflmeyen akrepler bir
Yarat›l›fl gerçe¤i delilidir.
Brezilya’da bulunan 110 milyon y›ll›k akrep fosili, resimde
de görüldü¤ü gibi günümüz akreplerinden farks›zd›r.
www.surungenfosilleri.com
21
Resimde görülen çekirge fosili 108 – 92 milyon yafl›ndad›r
ve Darwinistlere, di¤er tüm canl›lar gibi, çekirgelerin de
milyonlarca y›ld›r hiç de¤iflmediklerini yani evrim geçir-
mediklerini söylemektedir.
Yanda 108-92
milyon y›ll›k
bir çekirge fo-
sili görülmek-
tedir. Altta ise
günümüz çe-
kirgesi...
www.canlilarinevrimi.com
22
Resimde görülen karabatak kafas› fosili 18 milyon y›ll›kt›r.
18 milyon y›l önce yaflayan karabataklar›n günümüzdeki
örneklerinden bir fark› olmad›¤›n›n delilidir. Bu farks›zl›k,
söz konusu canl›lar›n milyonlarca y›ld›r de¤iflmedi¤ini, ya-
ni evrim geçirmediklerini göstermektedir.
Yukar›da görülen
karabatak fosili 18
milyon y›ll›k olup
fiili’de bulunmufltur.
Yandaki resimde de
günümüz karabatak-
lar›ndan örnekler
görülmektedir.
www.kabatasdevri.com
23
Fosil kay›tlar› her aç›dan evrim teorisini yalanlamaktad›r.
Teoriyi yalanlayan fosil örneklerinden biri de, resimde gö-
rülen 25 milyon yafl›ndaki yengeç fosilidir. On milyonlar-
ca y›ld›r de¤iflmeden kalan yengeçler, canl›lar›n evrimlefl-
medi¤ini bir kez daha teyit etmektedir. Bu yengeç fosili-
nin, günümüzde yaflayan yengeçlerden hiçbir fark› yoktur.
Günümüzden 25 milyon y›l önce
yaflayan yukar›daki yengeç fosili-
ni alttaki yaflayan yengeçle k›yas-
lad›¤›n›zda aralar›nda hiçbir fark
bulunmad›¤›n› görebilirsiniz.
www.hayatinkokeni.com
24
Darwinistlerin bilim d›fl› iddialar›na göre sürüngenler
memelilerin de atas›d›r. Ancak bu iki canl› s›n›flamas›
aras›nda çok büyük farklar vard›r. Evrimciler bugüne ka-
dar bu konudaki sorulara tatmin edici tek bir bilimsel ce-
vap verememifllerdir. Çünkü canl›lar birbirlerinden de¤i-
flerek var olmam›fl, bir anda eksiksiz olarak yarat›lm›fllar-
d›r.
23-5 milyon
y›ll›k s›rtlan
kafatas›.
25
Hufl a¤ac›, Betula s›n›f›nda yer alan, kuzey iklimlerinde
yetiflen bir bitkidir. Resimde görülen fosil, 54 – 37 milyon
y›l yafl›ndad›r. Günümüzdeki örnekleriyle t›pat›p ayn›
olan bu fosil örne¤i, di¤er tüm canl›lar gibi, hufl a¤açlar›-
n›n da evrim geçirmedi¤inin delillerinden biridir.
Kanada’da bu-
lunan 54-37
milyon y›ll›k
olan hufl a¤ac›
yapra¤›n›n fosi-
li yandaki re-
simde yer al-
maktad›r. Yu-
kar›da ise gü-
nümüzde yafla-
yan bir hufl
a¤ac› yapra¤›
görülmektedir.
www.evrimcilerinitiraflari.com
26
Resimde görülen istiridye 268 – 146 milyon yafl›ndad›r.
Yüz milyonlarca y›l önce yaflam›fl olan istiridyelerin gü-
nümüzde yaflayanlarla ayn› oldu¤unu gösteren bu fosil,
evrimi yalanlamaktad›r.
Günümüzde ya-
flayan istiridye-
lerle milyonlar-
ca y›l önce ya-
flayanlar aras›n-
da bir fark ol-
mad›¤›n›n delili
yukar›daki fosil
ile günümüzdeki
örneklerinin ay-
n› olmas›d›r.
www.maddeninardindakisir.com
27
Karidesin vücudu kalsiyum karbonattan meydana gelen
bir z›rhla kapl›d›r. Gövdesi eklemlidir. Resimde görülen
karides fosili ise 145 milyon y›l yafl›ndad›r. Milyonlarca
y›ld›r yap›lar›n› aynen koruyan ve herhangi bir de¤iflime
u¤ramayan karidesler, canl›lar›n evrim geçirmedi¤inin
yaflayan bir delilidir.
Yandaki resimde
görülen karides
fosili 145 mil-
yon y›ll›kt›r. Yu-
kar›daki resim-
de de günümüz
karidesi
görülmektedir.
www.Allahvar.com
28
390 milyon y›l önce yaflam›fl olan deniz y›ld›zlar›n›n, bu-
günkü denizlerde yaflayan deniz y›ld›zlar›ndan hiçbir far-
k› yoktur. Aradan geçen yüz milyonlarca y›la ra¤men de-
¤iflime u¤ramayan deniz y›ld›zlar›, tarihin hiçbir döne-
minde evrim yaflanmad›¤›n› göstermektedir.
www.evrimbelgeseli.com
www.evrimbelgeseli.com
300 milyon y›ll›k bir
deniz y›ld›z› fosili ile
yanda görülen
günümüzdeki örne¤i
aras›nda hiç fark ol-
mamas› yarat›l›fl›n
delillerindendir.
29
Günümüzde yaflayan örümceklerin sahip olduklar› tüm
özelliklere milyonlarca y›l önce yaflayan örümcekler de
sahiptir. 25 milyon y›ll›k amber içindeki örümcek fosili
bu gerçe¤in ispatlar›ndand›r.
25 milyon y›ll›k
örümcek fosili
(üstte). Solda ise
günümüzdeki örne¤i
görülüyor.
www.guncelyorumlar.com
30
Sahip olduklar› özel sonar sistemi sayesinde yarasalar zi-
firi karanl›kta, hiçbir fley görmeden son derece k›vrak ve
kusursuz manevralarla uçar. Karanl›k bir odan›n zeminin-
deki küçücük bir t›rt›l› bile alg›lar ve avlar. Bu sistem ol-
madan canl›n›n yaflamas› mümkün de¤ildir. Milyonlarca
y›ll›k yarasa fosilleri canl›lar›n evrim geçirdi¤i iddias›n›
reddetmektedir.
Sa¤da 54-37
milyon y›ll›k
bir yarasa fo-
sili görülmek-
tedir. Afla¤›da
da günümüz
yarasalar›n-
dan bir örnek.
www.Darwinistlerbizesorun.com
31
Tüm fosil örnekleri yüz milyonlarca yıl önce yaflamıfl
canlılarla bugünkü örnekleri arasında hiçbir fark olmad›-
¤›n› gösterir. En eski jeolojik dönemlerde yaflayan
canlılar dahi hiç de¤ifliklik geçirmeden günümüze kadar
gelmifllerdir. Canlılar tarihin hiçbir döneminde ilkelden
geliflmifle do¤ru bir süreç yaflamamıfllardır. Tam aksine
bugünkü aynı kompleks yapı ve özellikleriyle yeryüzün-
de bir anda ortaya çıkmıfllardır.
Yanda 80 milyon y›ll›k
timsah fosili ve onun
üstünde günümüzde yafla-
yan örne¤i görülmektedir.
32
33
G‹R‹fi
Bir düflünün… Kim bilir kaç y›ldan beri konuflabilmek gibi
önemli bir yetene¤e sahipsiniz? Kim bilir kaç y›ld›r hiçbir çaba
harcamadan, kolayl›kla istedi¤iniz her sözü söyleyebiliyor, iste-
di¤iniz her konuflmay› yapabiliyorsunuz? Hiç kuflku yok ki bu
sorulara "y›llard›r…" diye yan›t verirsiniz. Ancak belki de da-
ha önce ço¤u insan›n akl›na kendi kendine böyle bir soru sor-
mak gelmemifl olabilir. Çünkü konuflmak, insan›n do¤as›nda
bulunan yeteneklerinden biridir.
Her insan kendisine verilen bu önemli yetenek sayesinde
bir ömür süresince istedi¤i kadar konuflabilmekte ve belki de
bu duruma al›flt›¤› için, konuflman›n insan hayat› aç›s›ndan tafl›-
d›¤› önemi göz ard› edebilmektedir.
Oysa her insan›n flu gerçe¤in bilincinde olmas› gerekir; ko-
nuflabilmek bir nimettir ve Allah insana bu yetene¤i belirli bir
amaç için vermifltir: ‹nsan konufltu¤u her sözden ahiret-
te sorumlu tutulacakt›r.
Allah, insan› Kendisi'ne kulluk etmesi için yaratm›flt›r. Ona,
Kendisi'nin yüceli¤ini kavray›p iman edebilmesi için ak›l, yarat-
t›¤› mükemmellikleri görüp takdir edebilmesi için gözler, ayet-
lerini iflitebilmesi için kulaklar ve Allah'›n flan›n› yüceltip, dinini
anlatabilmesi için dil vermifltir. Kuran'›n "Asla; demekte ol-
du¤unu yazaca¤›z ve onun için azapta(n) da süre tan›-
d›kça tan›yaca¤›z. Onun söylemekte oldu¤una Biz mi-
rasç› olaca¤›z; o Bize, 'yapayaln›z tek bafl›na' gelecek-
tir." (Meryem Suresi, 79-80) ayetleriyle bildirildi¤i gibi, insan›n
a¤z›ndan ç›kan her kelime Allah Kat›nda yaz›lmaktad›r. Dolay›-
s›yla insanlar inand›klar› her fikirden, ak›llar›ndan geçirdikleri
her düflünceden, gösterdikleri her tav›rdan sorumlu olduklar›
gibi, söyledikleri her sözden de sorumlu tutulacak ve ahirette
buna göre bir karfl›l›k göreceklerdir.
Ancak ço¤u kimse, dünya hayat›nda söyledi¤i her sözün,
kurdu¤u her cümlenin hesab›n› ahirette eksiksiz olarak vere-
ce¤ini akl›na getirmez. Bu nedenle düflünmeden ve kendisine
yükleyece¤i sorumluluklar› hesaplamadan pek çok söz sarf
eder. Oysa Allah'›n Kuran'da bildirdi¤i bu vaadi kesin olarak
gerçekleflecektir; insan belki de söyledi¤i sözlerin büyük bir
k›sm›n› unutmufl olacak, ama tüm bunlar ahirette eksiksiz ola-
rak karfl›s›na ç›kacakt›r. Allah Kuran'da, "Oysa gerçekten si-
zin üzerinizde koruyucular var, 'fierefli-üstün' yaz›c›-
lar. Her yapmakta oldu¤unuzu bilirler." (‹nfitar Suresi,
10-12) ayetleriyle, yaz›c› meleklerin insan›n a¤z›ndan ç›kan her
sözü de yazmakta olduklar›n› haber vermektedir. Ayr›ca Allah
bir baflka ayette de herfleye nutku verip konuflturdu¤u gibi,
ahiret gününde insanlar›n derilerini konuflturarak yapt›klar›n›
kendilerine itiraf ettirece¤ini de belirtmifltir:
Kendi derilerine dediler ki: "Niye aleyhimizde flahit-
lik ettiniz?" Dediler ki: "Herfleye nutku verip-konufl-
turan Allah, bizi konuflturdu. Sizi ilk defa O yaratt›
ve O'na döndürülüyorsunuz." (Fussilet Suresi, 21)
Dolay›s›yla insan ahiret gününde, dünya hayat›nda yapm›fl
oldu¤u konuflmalar› ne kadar saklamak istese ve bunlar› itiraf
etmekten ne kadar kaç›nsa da, bu kaç›fl ona bir fayda sa¤lama-
yacakt›r. Yap›p-ettiklerini anlatmak istemese de derisi onun
ad›na herfleyi bir bir itiraf edecektir. Bu nedenle insan›n dünya
hayat›ndaki hedefi, Allah'›n huzuruna vard›¤›nda utanaca¤›,
aç›klamas›n› yapamayaca¤›, piflmanl›¤a kap›laca¤› tek bir söz da-
hi sarf etmemek olmal›d›r.
34 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
Bu önemli gerçe¤in en aç›k flekilde fluuruna varan ve bu ah-
lak› en güzel flekilde yaflayan kimseler ise hiç kuflkusuz ki 'mü-
minler'dir. Müminler, güçlü bir imana sahip olduklar›ndan her
zaman her yerde Allah'tan korkup sak›narak konuflurlar. Bun-
dan dolay›, ayette bildirildi¤i gibi, hesap gününde "kitab› sa¤
taraf›ndan verilenler" olarak, gönül rahatl›¤›yla "… Al›n,
kitab›m› okuyun." (Hakka Suresi, 19) diyebileceklerdir.
Çünkü müminler dünya hayat›nda Rabbimiz'e gönülden iman
ederek Müslümanca yaflayan ve bunun bir gere¤i olarak da
'Müslümanca konuflan' kimselerdir.
'Müslümanca konuflmak', insan›n, Allah'›n her an kendi-
siyle beraber oldu¤unu, ilmiyle herfleyi sar›p kuflatt›¤›-
n›, a¤z›ndan ç›kan her sözü duydu¤unu ve ahirette
O'nun huzurunda hesap verece¤ini bilerek, her an vic-
dan›n› kullanarak konuflmas›d›r.
Müslümanca konuflabilmek, ancak 'Allah'a ve Kuran'a
teslim olmak'la mümkün olabilir. Kalbinde iman›, samimiye-
ti ve teslimiyeti yaflad›ktan sonra, insana "nutku verip konufl-
turacak" olan Allah't›r. Allah ona 'Müslümanca konuflma'y› il-
ham edecek, onu en samimi, en hikmetli, en etkili ve en do¤-
ru flekilde konuflturacakt›r. Kalbinde samimi iman olmad›¤› sü-
rece, bir insan sadece sözlerine dikkat ederek bu samimi üslu-
bu kazanamaz. Hayat›n her an›nda Müslümanca konuflabilmek
için, samimi iman› ve Allah korkusunu kalpte her an yaflamak
gerekir.
Bu kitapta Müslümanca konuflman›n Kuran'da anlat›lan
önemi üzerinde durarak, tüm insanlar, konuflma yeteneklerini
Allah'›n raz› olaca¤› flekilde kullanmaya teflvik edilmektedir.
Müslümanlar›n konuflma üslubunun mükemmelli¤i ile dinden
uzak bir ruh halinde yaflayan kimselerin konuflma üslubu ara-
s›ndaki keskin farkl›l›klar ortaya konarak, tüm insanlar Kuran
ahlak›na uygun flekilde konuflmaya ça¤r›lmaktad›rlar.
35Harun Yahya (Adnan Oktar)
36
MÜSLÜMANCA
KONUfiMANIN ÖNEM‹
‹nsanlar› tan›mada en önemli rolü oynayan konulardan biri
kiflilerin konuflmalar›d›r. Hayata bak›fl aç›s›, inançlar, fikir ve
düflünceler sözlerle ifade edilir. ‹nsan kalbinde hissettiklerini,
zihninde saklad›¤› düflüncelerini, isteklerini, ideallerini ya da
korkular›n›, ister istemez konuflmalar›na yans›t›r. Dolay›s›yla
bir insan›n ruh halinin dengeli olup olmad›¤›, nas›l bir akla ve
vicdana sahip oldu¤u sarf etti¤i sözlerden büyük ölçüde a盤a
ç›kar. Dürüst, samimi, güvenilir ve do¤ru sözlü mü, yoksa sah-
tekar, kötü niyetli ve yalan söylemeye müsait bir kimse mi ol-
du¤u da konuflmalardan anlafl›l›r.
Konuflma üslubunun insanlar› tan›t›c› bir yönü oldu¤u halk
aras›nda da bilinen bir gerçektir. Birçok konuda, bir kifli hak-
k›nda karar verilirken öncelikle o kiflinin konuflmalar›ndan edi-
nilen vicdani kanaat esas al›n›r. Bunun bir örne¤ini, ifl görüflme-
lerinde yap›lan mülakatlarda görürüz. ‹flverenler, ifle baflvuran-
lar›n yaz›l› olarak verdikleri bilgileri yeterli bulmad›klar›ndan,
bu kiflilerle birkaç kez yüz yüze görüflüp, farkl› konular hakk›n-
da onlardan sözlü olarak bilgi al›rlar. Bu konuflmalar›n sonu-
cunda ilgili kiflinin karakterine dair bir izlenim edinirler.
Konuflman›n, insanlar›n karakterlerini ortaya koyan önem-
li özelliklerden biri oldu¤u, her konuda insanlara en do¤ru bil-
giyi veren Kuran ile bizlere bildirilmifltir. Allah, "E¤er Biz di-
lersek, sana onlar› elbette gösteririz, böylelikle onlar›
simalar›ndan tan›rs›n. Andolsun, sen onlar›, sözlerin
söylenifl tarz›ndan da tan›rs›n. Allah, amellerinizi bi-
lir." (Muhammed Suresi, 30) ayetiyle, konuflma üslubunun, sa-
mimiyetsiz kimseleri tan›tan önemli bir özellik oldu¤unu belirt-
mifltir. Konuflma, kötü huylu, art niyetli veya ikiyüzlü insanlar›
deflifre etti¤i gibi, güzel ahlakl›, iyi huylu, inançl› insanlar›n ta-
n›nmas›nda da önemli bir ölçüdür. Kalbinde halis iman› yafla-
yan bir insan do¤al olarak, sadece müminlere has olan bir üs-
lupla, yani 'Müslümanca' konuflur. 'Müslümanca konufl-
mak' insan›n samimiyetini, Allah'a olan sevgisini, ba¤l›l›¤›n›,
sayg› dolu korkusunu ortaya koyan önemli mümin alametlerin-
dendir. Dolay›s›yla bu üslup farkl›l›¤› inananlarla inkar edenleri
birbirlerinden ay›ran en temel özelliklerden biridir.
Allah, samimiyetlerine karfl›l›k müminlere en güzel, en do¤-
ru ve en hikmetli konuflmalar› yapt›r›r. Bu gerçe¤i bilen bir mü-
min bu konuda son derece teslimiyetli ve rahatt›r. ‹man› tam
olarak yaflamayan kimseler ise, kalplerinde gizledikleri kötülü-
¤ün konuflmalar›yla birlikte a盤a ç›kmas›ndan tedirgin olurlar.
Ancak ne kadar ihtimam gösterirlerse göstersinler, konuflma-
lar›n›n kendilerini ele vermesine engel olamazlar. Çünkü Müs-
lümanca konuflmak teknik bir çal›flma ya da dikkat sonucunda
de¤il, ancak samimi iman ile kazan›lan bir özelliktir. Bu, Allah'›n
bir kanunu ve müminlere sa¤lad›¤› bir kolayl›kt›r.
Müslümanca konuflman›n inananlar için bir baflka önemi ise
fludur; Allah müminleri, yaflad›klar› hak dini ve güzel ahlak› bafl-
kalar›na da anlatmakla sorumlu k›lm›flt›r. Bu nedenle insanlara
Allah'›n varl›¤›n›, birli¤ini ve yüceli¤ini anlatarak, onlar› Kuran
37Harun Yahya (Adnan Oktar)
ahlak›na ça¤›rmakla görevli olan müminler için konuflma büyük
bir ibadettir. Din ahlak›n› yaflayan ve Allah'›n büyüklü¤ünü kav-
rayan kimselerin, din ahlak›ndan uzak yaflayan bilgisiz insanlara
hissettiklerini ve düflündüklerini samimi bir flekilde ifade ede-
bilmeleri, birçok insan›n ‹slam'a ›s›nmas›na ve kalbinin Allah
korkusuyla dolmas›na vesile olabilir. Bu ise Allah Kat›nda çok
hay›rl› oldu¤u umulan bir ameldir. Bu nedenle iman edenler
Allah'tan her zaman ak›l, hikmet ve hay›r dolu konuflmalar ya-
pabilmeyi isterler. Konuflmalar›nda Allah'› zikreder, insanlara
sözün en güzelini söyler, onlara din ahlak›n› tebli¤ eder, iyili¤i
emreder kötülükten men ederler. Dolay›s›yla konuflmak mü-
minler için hayatlar›n›n sonuna kadar ecir kazanabilecekleri bir
ibadete dönüflür. Peygamber Efendimiz (sav) de güzel sözün
önemine flöyle dikkat çekmifltir:
Ebu Hureyre, Peygamber (S)'den, "Güzel ve hofl söz sadaka-
dır" buyurdu¤unu nakletmifltir. (Sahih-i Buhari, Cilt 13,
sf.6013)
Kuran'da, "Allah'a ça¤›ran, salih amelde bulunan ve:
"Gerçekten ben Müslümanlardan›m" diyenden daha
güzel sözlü kimdir?" (Fussilet Suresi, 33) ayetiyle bildirildi¤i
gibi, dünyada en güzel sözle konuflan insan, Kuran'da ö¤ütle-
nen ahlak› yaflamaya ça¤›ran yani 'Müslümanca konuflan'
kimsedir. Müminler Allah'›n raz› olaca¤›n› umduklar› bu konufl-
ma üslubunu kullanarak O'nun rahmetine ve cennetine kavufla-
bilmeyi umut ederler. Bu nedenle samimi kalple Rabbimiz'e yö-
nelen her mümin, bu bilgiler ›fl›¤›nda düflünerek Müslümanca ko-
nuflman›n tüm gereklerini en güzel flekilde hayata geçirmeli ve
ömrünün sonuna kadar bu konuda kararl›l›k göstermelidir.
38 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
MÜSLÜMANCA
KONUfiMANIN ÖZELL‹KLER‹
Bir insan›n Müslümanca konuflabilmesi için, Allah'a samimi-
yetle teslim olmas› ve do¤ruyu yanl›fltan ay›ran Kuran'a uyma-
s› yeterlidir. Bu durumda vicdan› ona do¤ru yolu gösterecek
ve sözün en güzelini söylemesine vesile olacakt›r.
Allah, Kuran'da Müslümanca konuflman›n nas›l olmas› ve
iman edenlerin hangi üsluplardan kaç›nmas› gerekti¤ine dair
çeflitli örnekler vermifltir. Ayn› zamanda Kuran'da dünya haya-
t›nda insanlar›n karfl› karfl›ya kalabilecekleri olaylardan da ör-
nekler verilmifl ve farkl› karakterlerdeki insanlar›n bu olaylar
karfl›s›ndaki tepkileri ve konuflmalar› bizlere tan›t›lm›flt›r. Böy-
lece inanan bir insan, Kuran'a tabi olarak, hangi konuflman›n
Müslümanca, hangi konuflman›n ise Kuran d›fl› oldu¤unu göre-
bilmektedir. Allah'›n be¤enmedi¤i üsluptan sak›nabilmekte ve
yine Allah'›n raz› olaca¤› bir konuflma tarz›n› en mükemmel fle-
kilde uygulayabilecek bir bilgiye sahip olabilmektedir.
‹lerleyen sayfalarda Allah'›n Kuran ayetleri ile bizlere bildir-
mifl oldu¤u Müslümanca konuflma üslubu tüm özellikleriyle in-
celenecek ve bu üslubun tam olarak anlafl›l›p hayata geçirilebil-
mesi için Kuran'dan ve günlük yaflamdan örnekler verilecektir.
39
Allah'›n kudretini (kadrini) takdir edebilen bir
üslup ile konuflmak
Samimi olarak iman eden bir kifli yaflad›¤› her olayda
Allah'›n akl›n›, ilmini, sanat›n› ve gücünü görür ve hayranl›kla
Allah'a boyun e¤er. Bu samimi sevgi, sayg› ve teslimiyet, kiflinin
tüm hayat›na oldu¤u gibi konuflmalar›na da yans›r. ‹man eden
bir insan, Allah'›n hiçbir fleye ihtiyac› olmad›¤›n›; herkesin ve
herfleyin, tüm varl›klar›n her an O'na muhtaç olduklar›n› bilir.
Allah'›n kudretini ve büyüklü¤ünü kavrad›¤› için ayn› zamanda
kendi aczinin de fark›ndad›r. Allah dilemedikçe, kendisinin tek
bafl›na hiçbir fley yapamayaca¤›n› bilir. Bu yüzden ne kadar mü-
kemmel özelliklere sahip olursa olsun, bunlardan dolay› kibir
ya da büyüklenme duygusuna kap›lmaz. Daima aczini bilen, bo-
yun e¤ici ve teslimiyetli bir hal ve üslup içerisindedir; kazand›-
¤› bir baflar›dan bahsederken, bunun ancak Allah'›n izniyle ve
O'nun kendisine verdi¤i yetenekler sayesinde gerçekleflti¤ini
bilerek konuflur. Ayn› flekilde kendisine bir övgü yöneltildi¤in-
de de, tüm bu övgülerin asl›nda Allah'›n üstün sanat›na karfl›
yap›ld›¤›n› bilmenin verdi¤i tevazu içerisindedir.
Allah'›n kudretini gere¤i gibi takdir edebilen bir insan›n ko-
nuflmalar›na O'nun akl›n›, ilmini, gücünü ve büyüklü¤ünü övüp
yücelten bir üslup hakimdir. Böyle bir insan hayat›n›n her an›n-
da kalbi hep Allah ile birliktedir; ne yapsa, nereye baksa, ne iflit-
se hepsinde Allah'›n sanat›n›n örneklerini görür ve bunlara kar-
fl› duydu¤u hayranl›¤› samimi bir flekilde dile getirir. Kuran'da
iman edenlerin günlük hayat›n her an›nda; gerek otururken,
gerek ayaktayken gerekse de yatarken kalplerinin hep Allah ile
birlikte oldu¤undan, her an Allah'›n kudretini düflünüp dile ge-
tirdiklerinden bahsedilmektedir.
40 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
Ayette Allah flöyle buyurmaktad›r:
Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'›
zikrederler ve göklerin ve yerin yarat›l›fl› konusunda
düflünürler. (Ve derler ki:) "Rabbimiz, Sen bunu bo-
fluna yaratmad›n. Sen pek Yücesin, bizi ateflin aza-
b›ndan koru." (Al-i ‹mran Suresi, 191)
Müslüman, yaflad›¤› her an, yapt›¤› her iflte bu gerçe¤in flu-
urundad›r. Yedi¤i besinleri kupkuru topraktan ç›kar›p en güzel
ve en lezzetli flekilde kendisine sunan›n ve tat alabilmesini sa¤-
layan›n Allah oldu¤unu bilir. Bu nedenle yeme¤i piflirene teflek-
kür ederken, as›l teflekkürü Allah'a borçlu oldu¤unu bilir ve
Rabbimiz'e flükreder. Hofluna giden bir müzik dinledi¤inde as›l
hayranl›¤› onu çalan kifliye de¤il, insanlara bu yetene¤i ve ken-
disine de müzi¤in sesinden zevk alma hissini veren Allah'a kar-
fl› olur.
Çok istedi¤i bir fley, hiç beklemedi¤i bir anda gerçekleflti-
¤inde, bunun tesadüf olmad›¤›n›n fluurundad›r, hemen Allah'a
flükreder. Güzel bir mimari yap›y› gezdi¤inde, o eseri infla
eden, dekorasyonunda rol alan kimseleri estetik anlay›fllar›n-
dan dolay› takdir eder, ama gerçekte tüm bu güzellikleri yara-
tan›n Allah oldu¤unu unutmaz, Allah'›n büyüklü¤ünü övüp tes-
bih eder. Kendisinde bulunan vas›flardan dolay› da gurura ka-
p›lmaz; Allah'›n aciz bir kulu oldu¤unu bilerek, övgüyü daima
Rabbimiz'e yöneltir. Kuran'da, insanlara övgünün gerçek sahi-
binin Allah oldu¤u hat›rlat›lm›fl ve Allah'› yücelterek tesbih et-
meleri bildirilmifltir:
Ve de ki: "Övgü (hamd), çocuk edinmeyen, mülkte
orta¤› olmayan ve düflkünlükten dolay› yard›mc›ya
da (ihtiyac›) bulunmayan Allah'ad›r." Ve O'nu tekbir
edebildikçe tekbir et. (‹sra Suresi, 111)
41Harun Yahya (Adnan Oktar)
42 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
Allah'› çokça zikretmek
Kuran'da, "Sana Kitap'tan vahyedileni oku ve nama-
z› dosdo¤ru k›l. Gerçekten namaz, çirkin utanmazl›k-
lardan ve kötülüklerden al›koyar. Allah'› zikretmek
ise muhakkak en büyük (ibadet)tür. Allah, yapt›klar›-
n›z› bilir." (Ankebut Suresi, 45) ayetiyle, Rabbimiz'i zikretme-
nin en büyük ibadet oldu¤u bildirilmektedir. Müminler bu iba-
deti büyük bir içtenlikle yerine getirirler. Kalplerindeki derin
Allah sevgisi, do¤al olarak konuflmalar›na da yans›r. Karfl›laflt›k-
lar› her nimeti kendilerine verenin Allah oldu¤unu bilir, gör-
dükleri her güzellikte Allah'› düflünüp O'na flükrederler. Baflla-
r›na gelen her olay›n özel bir hikmet üzerine yarat›ld›¤›n›n bi-
lincinde olduklar› için, her zorlukla birlikte yine Allah'› zikredip
O'na tevekkül ederler. Dolay›s›yla hayatlar›n›n her an›nda, ya-
flad›klar› her olayda Allah'› düflünüp, Rabbimiz'in ismini anarlar.
Müslümanlar›n Allah'a ba¤l›l›klar› o kadar kuvvetlidir ki, her
ne iflle ilgilenirlerse ilgilensinler Allah'› zikretmekten uzaklafl-
mazlar. Kuran'da, "(Öyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne al›fl-
verifl onlar› Allah'› zikretmekten, dosdo¤ru namaz›
k›lmaktan ve zekat› vermekten 'tutkuya kapt›r›p al›-
koymaz'; onlar, kalplerin ve gözlerin ink›laba u¤raya-
ca¤› (dehfletten allak bullak olaca¤›) günden korkar-
lar." (Nur Suresi, 37) ayetiyle müminlerin Allah'› zikretmede
gösterdikleri kararl›l›¤a dikkat çekilmektedir.
Müminlerin bu kararl›l›klar›, "Bunlar, iman edenler ve
kalpleri Allah'›n zikriyle mutmain olanlard›r. Haberi-
niz olsun; kalpler yaln›zca Allah'›n zikriyle mutmain
olur." (Rad Suresi, 28) ayetiyle bildirilen gerçe¤i kavramalar›n-
dan kaynaklanmaktad›r. Dünya hayat›nda insanlar›n zevk alabi-
lecekleri pek çok nimet vard›r; ancak bunlar›n hiçbiri onlara
43Harun Yahya (Adnan Oktar)
Allah'› zikretmenin verdi¤i gerçek huzur ve mutlulu¤u vermez.
Her biri , ancak Allah'›n zikriyle birlikte bir anlam ve güzellik
kazan›r. Çünkü insan tüm bunlardan hoflnutluk duyabilecek bir
ahlaka, ancak Allah'a teslim olarak, herfleyin, Rabbimiz'in yarat-
t›¤› ve O'nun kontrolünde olan nimetler oldu¤unu bilerek ula-
flabilir.
Ayr›ca Kuran'da, Allah'› çok anman›n, müminlere kesin ola-
rak baflar› ve üstünlük sa¤layan imani s›rlardan biri oldu¤una da
dikkat çekilmektedir:
Ey iman edenler, bir toplulukla karfl› karfl›ya geldi¤i-
niz zaman, dayan›kl›l›k gösterin ve Allah'› çokça zik-
redin. Ki kurtulufl (felah) bulas›n›z. (Enfal Suresi, 45)
Bu gerçe¤in fluurunda olan müminler günün her saatinde,
her flart ve durumda kalpleriyle veya dilleriyle Allah'› an›p Rab-
bimiz'in flan›n› yüceltirler.
Allah'› en güzel isimleriyle anmak
Allah Kuran'da, "... Allah, diye ça¤›r›n, 'Rahman' diye
ça¤›r›n, ne ile ça¤›r›rsan›z; sonunda en güzel isimler
O'nundur..." (‹sra Suresi, 110) ayetiyle en güzel isimlerin sa-
hibi oldu¤unu hat›rlatm›fl ve müminlere Kendisi'ni bu isimleriy-
le anmalar›n› bildirmifltir.
‹man edenler yaflamlar› boyunca karfl›laflt›klar› her olayda
Rabbimiz'in üstün tecellilerini görür ve O'nu en güzel isimle-
riyle anar, flan›n› övüp yüceltirler. Örne¤in Rabbimiz'in sonsuz
adalet sahibi oldu¤unu bilir ve yaflad›klar› olaylarda Allah'›n bu
isminin tecellilerini görüp dile getirirler. En zor flartlarla karfl›-
laflt›klar›nda bile konuflmalar›ndan, Allah'›n mutlak adaletinin
fluurunda olduklar› hissedilir. Maddi bir zarara u¤rasalar,
amans›z bir hastal›¤a yakalansalar ya da baflkalar› taraf›ndan bü-
yük haks›zl›klara u¤rat›lsalar bile, tüm bunlar›n denenmeleri
için yarat›lan özel olaylar oldu¤unu unutmazlar. Olaylar her ne
kadar farkl› görünürse görünsün, Allah'›n sonsuz adalet sahibi
oldu¤unu, dünyada ve ahirette, her insan›n iyilikten ya da kö-
tülükten yana hak etti¤i karfl›l›¤› eksiksiz olarak verece¤ini bi-
lirler. Allah'›n "… Onlar, 'bir hurma çekirde¤indeki iplik-
çik kadar' bile haks›zl›¤a u¤rat›lmazlar." (Nisa Suresi,
49) ayetiyle hat›rlatt›¤› gibi, insan›n zerre kadar dahi haks›zl›¤a
u¤rat›lmayaca¤›n›n fluurunda olarak konuflur, Allah'›n raz› ol-
mayaca¤› bir söz söylemekten fliddetle kaç›n›rlar. Beraberle-
rinde bulunan insanlara da her zaman bu gerçe¤i hat›rlatacak,
onlar› gaflete düflmekten, hatal› düflünmekten sak›nd›racak ko-
nuflmalar yaparlar.
Müminler Rabbimiz'in "Adl" isminin yan›nda, O'nun 'mer-
hametlilerin en merhametlisi', 'çok esirgeyen, çok ba-
¤›fllayan', 'iyili¤in ve flükrün karfl›l›¤›n› fazlas›yla veren',
'samimi duaya en güzel flekilde icabet eden', 'samimi
kullar›n› koruyup kollayan' oldu¤unu da bilirler. ‹nsana 'r›-
z›k verenin', 'nefle ve huzur verenin', 'güldüren ya da
a¤latan›n' da yine ancak Allah oldu¤unu bilir, konuflmalar›n-
da bu fluuru yans›tan bir üslup kullan›rlar. Konuflmalar›ndan,
yaflad›klar› her olayda Allah'›n mutlak müdahalesinin, sonsuz
akl›n›n ve benzersiz sanat›n›n tecellilerinin bilincinde olduklar›
anlafl›l›r.
Her konuda müminler için güzel birer örnek olan peygam-
berlerimizin konuflmalar›nda da Rabbimiz'i en güzel isimleriyle
an›p yücelttikleri görülmektedir. Kuran'da, Allah'tan kendisine
gelen bir vahiy karfl›s›nda Hz. ‹sa'n›n söyledi¤i bildirilen sözler,
onun bu ahlak›n› ortaya koymaktad›r:
Allah: "Ey Meryem o¤lu ‹sa, insanlara, beni ve anne-
44 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
ni Allah'› b›rakarak iki ‹lah edinin, diye sen mi söyle-
din?" dedi¤inde: "Seni tenzih ederim, hakk›m olma-
yan bir sözü söylemek bana yak›flmaz. E¤er bunu
söyledimse mutlaka Sen onu bilmiflsindir. Sen bende
olan› bilirsin, ama ben Sen'de olan› bilmem. Gerçek-
ten, görünmeyenleri (gaybleri) bilen Sensin Sen."
(Maide Suresi, 116)
Her an Allah ile beraber oldu¤unu bilerek
konuflmak
Baz› insanlar kendilerini yaratan›n, r›z›k ve nimet verenin,
her an her yerde kendilerini gözetip kollayan›n Allah oldu¤u-
nu düflünmezler. Ölümle birlikte yine Rabbimiz'e döndürüle-
ceklerinin ve dünya hayat›nda gösterdikleri her tav›rdan, söy-
ledikleri her sözden sorguya çekileceklerinin fluurunda de¤il-
lerdir. Allah'tan ba¤›ms›z, müstakil birer varl›k olduklar›n› sa-
n›rlar. Konufltuklar›nda kendilerine nutku verip konuflturan›n
Allah oldu¤unu ak›llar›na getirmezler. Oysa Allah herfleyin tek
hakimidir ve insanlar›n bütün yapt›klar›ndan haberdard›r;
O'nun bilgisi d›fl›nda tek bir yaprak bile oynamaz. Allah her an
her yerde herfleye flahittir. Kuran'da bu gerçek flöyle bildirilir:
Senin içinde oldu¤un herhangi bir durum, onun hak-
k›nda Kur'an'dan okudu¤un herhangi bir fley ve sizin
iflledi¤iniz herhangi bir ifl yoktur ki, ona (iyice) dald›-
¤›n›zda, Biz sizin üzerinizde flahidler durmufl olma-
yal›m. Yerde ve gökte zerre a¤›rl›¤›nca hiçbir fley
Rabbinden uzakta (sakl›) kalmaz. Bunun daha küçü-
¤ü de, daha büyü¤ü de yoktur ki, apaç›k bir kitapta
(kay›tl›) olmas›n. (Yunus Suresi, 61)
Kainattaki herfley, küçük bir toz tanesi bile, Allah'›n kont-
45Harun Yahya (Adnan Oktar)
rolü alt›ndad›r. Ama baz› insanlar yaflamlar›n› bu gerçekten ha-
bersiz olarak sürdürmektedirler. Kendilerine verilen konuflma
kabiliyetleri geri al›nacak olsa, Allah dilemedi¤i sürece a¤›zla-
r›ndan tek bir hece dahi ç›kamayaca¤›n› ak›llar›na getirmezler.
Oysa gerçek fludur: ‹nsan Allah'›n dilemesiyle var olmufltur;
yapt›¤› her ifl gibi, söyledi¤i her söz de ancak Allah'›n izniyle ve
kudretiyle oluflmaktad›r. Öyleyse insan, hayat›n›n her an›nda
oldu¤u gibi, konufltu¤u her anda da kendisini yaratan Rabbi-
miz'in huzurunda oldu¤unun fluurunda olmal›d›r.
‹flte inanan kimselerin üslubunu di¤er insanlardan ay›ran en
belirgin özelliklerden biri, bu kimselerin "her an Allah ile
beraber olduklar›n› bilerek konuflmalar›"d›r. Bu, insan›n
o an kalben Allah'›n varl›¤›n›, kudretini ve büyüklü¤ünü hisset-
mesi; Allah'›n her yeri ve herfleyi kuflatt›¤›n›, her an yan›m›zda
oldu¤unu, konuflulan herfleyi duyup bildi¤ini ve insanlar› tüm
bunlardan hesaba çekece¤ini unutmadan konuflmas›d›r. Bu
gerçeklerin bilincinde olan bir insan son derece samimi ve dü-
rüst bir üslupla konuflur. Kalbindeki Allah korkusu Rabbimiz'in
raz› olmayaca¤› bir söz söylemesine engel olur.
Bir insan›n hayat›n›n her an›n› Kuran ahlak›na göre yaflama-
s› o kiflinin Allah'›n kudretinin, büyüklü¤ünün ve her an kendi-
sini görüp duydu¤unun fluurunda oldu¤unun en aç›k gösterge-
lerinden biridir. Örne¤in bu kifli, o anda politikadan veya ticari
bir konudan bahsediyor ya da zihnini tamamen meflgul edecek
bir matematik hesab› yap›yor olabilir. Ama kalbine yerleflmifl
olan Allah korkusu, konufltu¤u süre boyunca Allah'tan sak›n-
mas›n›, O'na karfl› içli bir sayg›, sevgi ve korku duyarak hareket
etmesini sa¤lar. Ve bu fluur, kiflinin a¤z›ndan Kuran ahlak›na
muhalif olabilecek bir söz ç›kmas›n› engeller. Zaten önemli olan
da, kiflinin, o konuflmalar› yapt›¤› s›rada samimi iman› ve Allah
46 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
korkusunu kalbinde yafl›yor olmas›d›r. Bu kifli politika ya da ti-
cari bir konudan bahsetti¤i anlar boyunca iman›n temelini olufl-
turan tüm gerçeklerin aç›k bir fluurla fark›ndad›r. Allah'tan bafl-
ka bir kuvvet olmad›¤›n›n, Allah'›n herfleyi iflitip gördü¤ünün,
hiçbir fleyin O'ndan gizli kalmayaca¤›n›n bilincindedir. Bu da
onun her sözünü Allah'tan sak›narak, Müslümana yak›flan bir
konuflma üslubu içerisinde söylemesini sa¤lar.
Allah'a hiçbir fleyi ortak koflmadan konuflmak
Allah, "Sizin ‹lah›n›z tek bir ‹lah't›r; O'ndan baflka
‹lah yoktur; O, Rahman'd›r, Rahim'dir (ba¤›fllayan ve
esirgeyendir)." (Bakara Suresi, 163) ayetiyle insanlara Ken-
disi'nden baflka bir Yarat›c›, iyilikten ya da kötülükten yana mü-
dahalede bulunabilecek bir güç olmad›¤›n› bildirmifltir. Allah
tektir, O'ndan baflka insanlara hay›r yöneltebilecek, onlar› ko-
ruyup kollayabilecek, nimet ve huzur verebilecek baflka bir
kuvvet yoktur.
Ancak insanlar›n bir bölümü bu gerçe¤in gere¤i gibi fark›n-
da de¤ildirler. Kimileri kendilerine soruldu¤unda Allah'tan bafl-
ka bir ‹lah olmad›¤›na, O'nun herfleye güç yetirdi¤ine inand›k-
lar›n› söylerler. Fakat bu gerçe¤e kalben tam olarak iman et-
medikleri için insanlardan, olaylardan ve hatta bazen de 'flans'
ya da 'tesadüf' ad›n› verdikleri hayali güçlerden medet umarlar.
Ancak ne insanlar›n ne de di¤er varl›klar›n hiçbirinin gerçek an-
lamda bir gücü yoktur. Kuran'da bildirildi¤i gibi, "…fiüphesiz
'izzet ve gücün' tümü Allah'›nd›r…" (Yunus Suresi, 65)
‹man eden bir kimse ise Allah'tan baflka ‹lah olmad›¤›na, 'iz-
zet ve gücün' sadece O'na ait oldu¤una iman eder ve bu ger-
çe¤i hayat›n›n her an›nda samimiyetle yaflar. Allah'tan baflka
hiçbir fleyden; insanlardan, olaylardan, eflyalardan medet um-
47Harun Yahya (Adnan Oktar)
48 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
maz. Sadece Allah'a güvenip dayan›r. Yaln›zca Allah'tan kor-
kup, yaln›zca O'ndan yard›m bekler. Çünkü hiçbir insan, hiçbir
varl›k ‹lahl›k vasf› tafl›yamaz; bunlar›n her biri, Allah'›n koruma-
s›na muhtaç, kendilerinden yana iyilik sa¤lamaya ya da bir kö-
tülü¤ü uzaklaflt›rmaya güç yetiremeyen varl›klard›r. Allah Ku-
ran'da bu konuyu flöyle bir örnekle aç›klamaktad›r:
Hak olan ça¤r› (dua, ibadet) yaln›zca O'na (olan)d›r.
Onlar›n Allah'tan baflka ça¤›rd›klar› ise, onlara hiçbir
fleyle cevap veremezler. (Onlar›n durumu) yaln›zca,
a¤z›na gelsin diye, iki avucunu suya uzatan(›n bofluna
beklemesi) gibidir. Oysa ona gelmez. ‹nkar edenlerin
duas›, sap›kl›k içinde olmaktan baflkas› de¤ildir.
(Rad Suresi, 14)
Bu gerçe¤in fark›nda olan bir müminin kalbindeki samimi
iman ve Allah korkusu, tüm aç›kl›¤›yla konuflmalar›na da yan-
s›r. Konu ne olursa olsun, böyle bir insan›n üslubundan sade-
ce Allah'a güvenip dayand›¤› hemen anlafl›l›r. Allah'tan baflka
bir ‹lah olmad›¤›n› kavram›fl bir kimse, nas›l bir olayla karfl›la-
fl›rsa karfl›lafls›n, herfleyin Allah'›n kontrolü alt›nda oldu¤unu
bilir. Söz konusu durum kiflinin tüm hayat›n›, gelece¤ini, güven-
li¤ini, mal varl›¤›n› ya da sa¤l›¤›n› birinci dereceden ilgilendire-
bilir. Ve görünüflte tüm flartlar sadece birkaç kiflinin a¤z›ndan
ç›kacak bir karara, bu kiflilerin yapaca¤› herhangi bir hataya ya
da elde edecekleri bir baflar›ya ba¤l› olabilir. Ancak kat›ks›z
olarak iman eden bir kimse, tüm bunlar›n sadece Allah'›n kont-
rolü alt›nda oldu¤unu bilir ve buna göre davran›r. Bu konuya
flöyle bir örnek verebiliriz:
Tüm mal varl›¤›n› ortaya koyarak yeni bir ifle yat›r›m yapan
bir ifl adam›, ürünlerinin piyasada iyi bir yer edinmesi için çeflit-
li reklam ve tan›t›m kampanyalar›na kat›l›r. Ayn› sektördeki di-
49Harun Yahya (Adnan Oktar)
¤er firmalarla rekabet edebilmesi için daha kaliteli üretim yap-
mas› gerekecektir. Bu yüzden tüm bunlar için reklam müdü-
ründen pazarlama ya da sat›fl elemanlar›na kadar flirket bünye-
sinde çal›flan herkesten çok iyi bir performans bekler. Bu kifli-
lere gereken talimatlar› verir. Onlar› teflvik etmek ve hareke-
te geçirmek için çeflitli konuflmalar yapar. Çünkü mutlaka di¤er
firmalar›n önüne geçebilmeli, onlardan daha baflar›l› olmal›d›r.
Bu noktada, ayn› flartlar alt›nda bulunan ancak Allah'tan
baflka bir ‹lah olmad›¤›n›n fluurunda olan bir insan›n tavr›ndaki
farkl›l›k flu olur: Bu kimse de gereken tüm teknik tedbirleri
al›r. Fakat kendisini zengin edecek gücün ne yap›lacak reklam-
da ne tan›t›m ve pazarlama çal›flmalar›nda ne de bu konuda uz-
man olan elemanlarda olmad›¤›n›n fark›ndad›r. Tam tersine
tüm bunlar›n Allah'›n dilemesiyle karar alabilen, Allah'›n izni ile
hareket edebilen ve yine Allah'›n izniyle baflar› kazanabilen var-
l›klar oldu¤unu bilir. E¤er bu arac›lardan herhangi birini
Allah'tan ayr› müstakil bir güç gibi kabul edecek olursa, onu
Allah'a ortak koflmufl olaca¤›n›n fluurundad›r. Bu nedenle ge-
rek beklentilerini anlat›rken gerek elemanlar›n› yönlendirirken
gerekse de tüm ifllerin takibini yaparken tüm bunlar›n Allah'›n
kontrolünde oldu¤unu bilen bir üslupla konuflur. Aksilik gibi
görünen bir olay geliflti¤inde hiçbir zaman bundan dolay› bir s›-
k›nt›ya kap›lmaz, asabi konuflmalar yapmaz. Bu hata kimden ya
da hangi sebepten kaynaklan›yorsa, bu do¤rultuda gereken en
ak›lc› ve keskin tedbirleri al›r. Ancak hiçbir zaman bu hataya
neden olan kiflinin müstakil güç sahibi oldu¤unu veya olaylar›n
kendi kendine geliflti¤ini sanarak, Allah'a flirk koflan bir üslup
içerisine girmez. Çünkü e¤er ortada yap›lan bir hata varsa, bu-
nun kiflinin kaderinde oldu¤unu ve Allah diledi¤i için o hatan›n
yap›ld›¤›n› bilir. Bu durum onun dünya hayat›ndaki imtihan›n›n
bir parças›d›r; olaylar›n insanlar›n kontrolünde geliflti¤ini sana-
rak gaflete mi kap›lacakt›r yoksa Allah'tan baflka bir ‹lah olma-
d›¤›n›n fluurunda m› hareket edecektir? ‹man sahibi bir insan
böyle bir durumda bütün olaylar›n Allah'›n diledi¤i flekilde, ha-
y›r ve hikmetle yarat›ld›¤›n› bilir. Bu nedenle beklemedi¤i bir
sonuçla karfl›laflt›¤›nda da her zaman tevekkülünü, Allah'a olan
boyun e¤icili¤ini yans›tan itidalli ve teslimiyetli bir üslup içeri-
sinde olur.
Müslüman›n konuflmalar›na yans›yan bu fluur, önemli bir
iman alametidir. Allah'tan baflka ‹lah olmad›¤›n› bilerek yaflayan
ve konuflmalar›na da bunu yans›tan kifli do¤al olarak çevresine
de Allah'›n büyüklü¤ünü ve yüceli¤ini sürekli hat›rlatm›fl yani
tebli¤ yapm›fl olur.
Allah'› övüp yücelterek konuflmak
Kuran'›n "Andolsun, onlara: "Gökleri ve yeri kim ya-
ratt›, Günefl'i ve Ay'› kim emre amade k›ld›?" diye so-
racak olursan, flüphesiz: "Allah" diyecekler. fiu halde
nas›l oluyor da çevriliyorlar?" (Ankebut Suresi, 61) ayetiy-
le, baz› insanlar›n kendilerini yaratan›n ve her an nimet vere-
nin Allah oldu¤unu bilmelerine ra¤men, bu gerçekten uzak bir
yaflam sürdüklerine dikkat çekilmektedir. Gerçekten iman et-
mifl olan müminlerin ise en önemli özelliklerinden biri, hayat-
lar›n›n her an›nda, her yerde, sergiledikleri her tav›r ve yapt›k-
lar› her konuflmayla Allah'a olan samimi imanlar›n› ve ba¤l›l›k-
lar›n› ortaya koymalar›d›r. Allah'› dünyadaki herkesten ve her-
fleyden çok daha fazla severler. Allah'›n kudretine, akl›na, ilmi-
ne, sanat›na ve üstün ahlak›na karfl› derin bir hayranl›k duyar-
lar. Dünyada Allah ile dost olmak, Allah'›n sevgisini kazanmak
isterler. Gelmifl geçmifl tüm insanlar aras›nda Allah'a olabile-
50 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
cek en yak›n insan, O'nun en sevdi¤i kulu olmaya çal›fl›rlar.
Böylesine derin bir sevgi, bu kimselerin konuflmalar›na da
yans›r. Her sözleri Allah'›n ad›n› an›p yüceltmeye, O'nun r›za-
s›n› kazanmaya yöneliktir. Allah'a olan sevgilerinin, insanlara
duyduklar› sevgiden çok daha fazla oldu¤u, insanlar› Allah'›n bi-
rer tecellisi olarak sevdikleri tüm konuflmalar›ndan aç›kça an-
lafl›l›r. Tüm insanlar› yaratan›n, kendilerine dünya hayat›n›n gü-
zelliklerini sunan›n Allah oldu¤unu bilirler. Bu nedenle gördük-
leri her güzellik, kendilerine ulaflan her iyilik ya da yöneltilen
her sevgi yine Allah'tan kendilerine gelen nimetlerdir. Tüm
bunlar Allah'›n kullar›na olan sevgisinin, merhametinin ve lüt-
funun birer tecellisidir. Öyleyse, insan kendisine ulaflan her ni-
metin flükrünü Allah'a yapmal›, minnettarl›¤›n› as›l olarak
Allah'a yöneltmelidir. ‹man edenler bu gerçe¤i kavrad›klar›
için, Allah'›n herfleyin ve herkesin üzerinde oldu¤unu bilen bir
üslup kullan›rlar. Kuran'da, müminlerin Allah'a olan bu sevgile-
ri ve ba¤l›l›klar› flöyle ifade edilir:
‹nsanlar içinde, Allah'tan baflkas›n› 'efl ve ortak' tu-
tanlar vard›r ki, onlar (bunlar›), Allah'› sever gibi se-
verler. ‹man edenlerin ise Allah'a olan sevgileri daha
güçlüdür ... (Bakara Suresi, 165)
Bu gerçe¤i kavramayan insanlar ise, ayette dikkat çekildi¤i gi-
bi Allah'a ortak kofltuklar› baz› varl›klar› Allah'› sever gibi sever-
ler. Bu insanlar›n sohbetlerinde Allah'› hakk›yla takdir edeme-
diklerine ve baflka varl›klar› O'ndan üstün tuttuklar›na dair ifa-
delere s›kça rastlan›r. Kimileri para, mal-mülk ya da itibar gibi
dünya hayat›n›n süslerini, kimileri de sevdikleri insanlar› Allah'a
ortak koflan bir üslup içerisindedirler. Kimileri Allah'a iman et-
tiklerini söyler ama, dostlar›n› Allah'tan daha üstün tutan bir ko-
nuflma üslubu kullan›rlar. Allah'tan gafil bir flekilde konuflan bi-
51Harun Yahya (Adnan Oktar)
52 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
rini gördüklerinde bu durumdan rahats›z olmaz ve karfl›lar›n-
dakini uyarmazlar. Ancak sevdikleri insanlardan herhangi biri-
ne yönelik yanl›fl bir söz söylendi¤inde bu duruma hemen kar-
fl› ç›karlar. Sevdiklerinin aleyhinde asla bir söz söyletmez ve
haks›zl›k yapt›rmazlar.
Tüm bu yanl›fl tav›rlar, Allah'a iman etti¤ini söyleyen ama
kalben bu inanc› yaflamayan insanlar›n samimiyetsizli¤ini orta-
ya koyar. Salih müminler ise en çok Allah'› sever, sözleriyle en
çok O'nu yüceltir ve O'nu herfleyin üstünde tutarlar. Allah'a
veya dine isyan eden üslupla konuflan bir kimsenin sohbetine
asla kat›lmazlar. E¤er ona do¤ruyu anlatabiliyorlarsa anlat›rlar;
e¤er bu kimse anlat›lanlardan ö¤üt almamaya kararl›ysa, bu du-
rumda onun inkar dolu sözlerini dinlemezler.
Bir filmde ya da bir flark›da bile olsa, Allah'›n hükümlerine
aç›kça karfl› gelen bir sözün yer ald›¤› bölümleri dinlemez ya da
izlemezler. fiartlar ne olursa olsun Allah'›n raz› olmayaca¤› bir
söz söylenmesini kabul etmezler. Böyle bir mecliste yer almaz-
lar. Çünkü Allah Kuran'da bu konuda Müslümanlar› flöyle
uyarmaktad›r:
O, size Kitap'ta: "Allah'›n ayetlerinin inkâr edildi¤ini
ve onlarla alay edildi¤ini iflitti¤inizde, onlar bir baflka
söze dal›p geçinceye kadar, onlarla oturmay›n, yoksa
siz de onlar gibi olursunuz" diye indirdi. Do¤rusu
Allah, münaf›klar›n ve kafirlerin tümünü cehennem-
de toplayacak oland›r. (Nisa Suresi, 140)
Bu fluurla hareket eden Müslümanlar hayatlar›n›n sonuna
kadar her an her yerde ‹slam ahlak›n› sahiplenir, savunur ve
desteklerler. Allah'a olan sadakatlerini ve O'nu herfleyin üzerin-
de tuttuklar›n› her sözleriyle, her tav›rlar›yla ortaya koyarlar.
53Harun Yahya (Adnan Oktar)
Allah'a karfl› aczini bilen bir üslupla konuflmak
Allah Kuran'da, "Yaratan Rabbin ad›yla oku. O, insan›
bir alaktan yaratt›. Oku, Rabbin en büyük kerem sahi-
bidir; Ki O, kalemle (yazmay›) ö¤retendir. ‹nsana bil-
medi¤ini ö¤retti. Hay›r; gerçekten insan, azar. Kendi-
ni müsta¤ni gördü¤ünden. fiüphesiz, dönüfl yaln›zca
Rabbinedir." (Alak Suresi, 1-8) sözleriyle insan›n, aciz bir
varl›k olmas›na ra¤men bu durumunu unutarak Kendisi'ne kar-
fl› büyüklenebildi¤ini bildirmektedir. Gerçekten de insanlar›n
bir k›sm› nas›l yarat›ld›klar›n› ve sahip olduklar› özellikleri nas›l
kazand›klar›n› düflünmeden Allah'a karfl› nankörce bir tav›r
içerisine girebilmektedirler.
Oysa istisnas›z her insan yaflad›¤› her an Allah'›n kendisini
korumas›na ve esirgemesine muhtaçt›r. Görmek, duymak, ko-
nuflmak, yürümek, hareket edebilmek gibi yüzlerce yetene¤in
yan›nda insan›n vücudunda ço¤u zaman kendisinin dahi haber-
siz oldu¤u çok say›da sistem her an ifllemekte ve insan ancak
bu flekilde hayatta kalabilmektedir. Bu flekilde birkaç dakika
düflünmek bile Allah'›n karfl›s›nda ne kadar aciz oldu¤umuzu
anlamak için yeterlidir.
Bütün bu gerçeklere ra¤men kimi insanlar ancak bir s›k›nt›
ya da zorlukla karfl›laflt›klar›nda Allah'› hat›rlamaktad›rlar. Söz-
gelimi karfl› sahile geçece¤inden emin olarak gemide oturan bir
insan, bir anda ç›kan fliddetli bir rüzgarla gemi sallanmaya bafl-
lay›nca hemen pani¤e kap›l›r. Ayn› flekilde bir uça¤›n hava bofl-
lu¤una girmesi sonucunda hissedilen sars›nt› veya en küçük bir
teknik ar›za, uçaktaki insanlar›n büyük bir korku duymalar›na
neden olabilir. Bu gibi durumlarla karfl›laflan insanlar Allah'›n
kudreti karfl›s›ndaki acizliklerini ve ancak Allah dilerse içinde
bulunduklar› zor durumdan kurtulabileceklerini anlay›p için
için Allah'a yalvarmaya, dua etmeye bafllarlar. K›sa bir süre ön-
ce hava alan›ndayken çevresindeki insanlar› kibirle küçümse-
yen bir insan bile, böyle bir tehlike ile karfl› karfl›ya kald›¤›nda
asl›nda ne kadar aciz oldu¤unu; sahip oldu¤u herfleyi, Allah'›n
dilemesiyle bir anda kaybedebilece¤ini hemen anlar.
Kuran'da insanlar›n bu tür zorluk anlar›nda hiçbir fleyi or-
tak koflmadan, tam bir acz içinde Allah'a yöneldikleri; fakat
zorluk ve s›k›nt› üzerlerinden kalkt›¤›nda tekrar önceki gibi bü-
yüklenerek, nankörce eski tav›rlar›na geri döndükleri bildiril-
mektedir:
Size denizde bir s›k›nt› (tehlike) dokundu¤u zaman,
O'nun d›fl›nda tapt›klar›n›z kaybolur-gider; fakat ka-
raya (ç›kar›p) sizi kurtar›nca (yine) s›rt çevirirsiniz.
‹nsan pek nankördür. Kara taraf›nda sizi yerin dibine
geçirmeyece¤inden veya üzerinize tafl y›¤›nlar› yüklü
bir kas›rga göndermeyece¤inden emin misiniz? Son-
ra kendinize bir vekil bulamazs›n›z. Veya sizi bir ke-
re daha ona (denize) gönderip üzerinize k›r›p geçi-
ren bir f›rt›na salarak nankörlük etmeniz nedeniyle
sizi bat›rmas›na karfl› emin misiniz? Sonra onun öcü-
nü Bize karfl› alacak (kimseyi de) bulamazs›n›z. (‹sra
Suresi, 67-69)
Allah'›n ayetlerde belirtti¤i gibi, insan kendi bafl›na hiçbir
flekilde bir güç sahibi de¤ildir. Allah bu gerçe¤i baflka ayetlerin-
de insanlara flöyle hat›rlatmaktad›r:
Yeryüzünde böbürlenerek yürüme; çünkü sen ne ye-
ri yarabilirsin, ne da¤lara boyca ulaflabilirsin. Bütün
bunlar, kötülü¤ü olan, Rabbinin Kat›nda da hofl ol-
mayanlard›r." (‹sra Suresi, 37-38)
Müslüman, her an her yerde bu aczinin fark›nda olan insan-
54 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
d›r. Buna kesin olarak iman etti¤i konuflmalar›ndan anlafl›l›r.
Dünyan›n en güzel insan› bile olsa, Allah'›n büyüklü¤ünü kavra-
m›fl bir kimse hiçbir zaman için bu güzelli¤i kendinden bilmez.
Bunun Allah'›n üstün sanat›n›n bir yans›mas› oldu¤unu ve
Allah'›n diledi¤i anda bu güzelli¤i kendisinden alabilece¤ini bile-
rek konuflur. "Bu benim bedenime ait bir güzellik, ben kendime
iyi bakt›¤›m sürece bana hiçbir fley olmaz" diyerek bu nimeti sa-
hiplenemeyece¤ini bilir.
Gözle görülmeyen tek bir virüs ya da mikrobun veya bafl›-
na gelecek basit bir kazan›n güzelli¤ini yok edebilece¤ini ve tüm
bunlar›n da Allah'›n kontrolünde oldu¤unu bilir. Bu yüzden da-
ima Allah'a flükreden, O'nu yücelten bir üslup kullan›r. Kendi-
sine güzelli¤ini veya bir konudaki bilgisini hat›rlatanlara Allah'›n
benzersiz güzelli¤ini, sonsuz kudretini, ilmini ve ihtiflaml› sana-
t›n› anarak cevap verir. Allah diledi¤i için güzel olabildi¤ini ve
kendisinde olan›n Allah'›n sonsuz güzelli¤inin veya ilminin sade-
ce küçük bir yans›mas› oldu¤unu vurgulayarak Allah'› tesbih
edip yüceltir.
Müminlerin Allah'›n karfl›ndaki acizliklerini bilmeleri bütün
tav›rlar›na yans›r. Güç sahibi bir mümin, güçsüz oldu¤unu gör-
dü¤ü bir insana karfl› asla ezici ya da minnet alt›nda b›rak›c› bir
üslup kullanmaz. Veya güzelli¤ine dayanarak çirkin bir insan›
ezip rencide edici bir tarzda konuflmaz. Ayn› flekilde zengin ol-
du¤u için fakirleri hor gören, söz sahibi oldu¤u için muhtaç in-
sanlara (düflkün konumdaki insanlara) de¤er vermeyen, zeki ve
ak›ll› oldu¤u için zekaca geri olan insanlar› küçümseyen insan-
lar›n üslubunu kullanmaz. Allah'›n dünyadaki imtihan›n bir ge-
re¤i olarak her insan için ayr› bir kader belirledi¤ini, Allah Ka-
t›nda as›l üstünlü¤ün ise iman ve takvayla ölçüldü¤ünü bilerek
hareket eder. Bu nedenle de çevresindeki büyük küçük, güçlü
55Harun Yahya (Adnan Oktar)
56 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
zay›f herkese karfl› -Kuran ahlak›n›n gere¤i olarak- son derece
sayg›l› ve hürmetkar bir üslup kullan›r. Aksi bir tavr›n insanla-
ra de¤il Allah'a karfl› büyüklenmek anlam›na gelece¤ini bilerek
Allah'tan korkup sak›n›r. Kuran'da müminlerin bu vas›flar› flöy-
le bildirilir:
... Anne-babaya, yak›n akrabaya, yetimlere, yoksulla-
ra, yak›n komfluya, uzak komfluya, yan›n›zdaki arka-
dafla, yolda kalm›fla ve sa¤ ellerinizin malik olduklar›-
na güzellikle davran›n. Çünkü, Allah, her büyüklük
taslay›p böbürleneni sevmez. (Nisa Suresi, 36)
‹fllerin Allah'›n dilemesi ile olaca¤›n› bilerek
konuflmak
Müminlerin konuflma üslubunda dikkat çeken bir baflka özel-
lik de yapacaklar› bir iflten bahsederken 'Allah dilerse' ya da
'‹nflaAllah' diyerek konuflmalar›d›r. Bir ifli yapmaya karar ver-
diklerinde bu yönde gerekli olan tüm tedbirleri al›rlar. Ama bu
olay›n ancak Allah'›n dilemesiyle gerçekleflebilece¤ini de unut-
mazlar. ‹nsan bir fleyi ne kadar çok yapmak istese de, bunun için
gereken herfleyi yapsa da Allah dilemedikçe o olay gerçeklefl-
mez. Allah Kuran'da müminlere bu konuyu flöyle hat›rlat›r:
Hiçbir fley hakk›nda: "Ben bunu yar›n mutlaka yapa-
ca¤›m" deme. Ancak: "Allah dilerse" (inflaAllah ya-
paca¤›m de). Unuttu¤un zaman Rabbini zikret ve de
ki: "Umulur ki, Rabbim beni bundan daha yak›n bir
baflar›ya yöneltip-iletir." (Kehf Suresi, 23-24)
Allah, bu hat›rlatman›n önemini anlamas› için günlük hayat-
ta insan›n karfl›s›na pek çok örnek ç›kart›r. Sözgelimi aylarca
önceden planlanan, her türlü rezervasyonu ve ödemesi yap›lan
bir tatil program›na kesin olarak gerçekleflecek gözüyle bak›la-
bilir. Ne de olsa teknik anlamda her türlü tedbir al›nm›flt›r. Gö-
rünürde de program›n iptali için hiçbir neden yoktur. Gece
uça¤›n kalk›fl saatine göre yat›l›r, trafik hesaba kat›larak evden
erkenden ç›k›l›r, uçak biletlerinin al›n›p al›nmad›¤› defalarca
kontrol edilir; ama Allah dilemediyse uça¤a ulaflmak nasip ol-
mayacakt›r. Belki son anda ortaya ç›kan bir hastal›k, belki bir
trafik kazas›, belki uça¤›n bir sebeple rötar yapmas›, belki de
bir anda tatilden daha acil bir ifl ç›kmas› bu plan›n gerçekleflme-
sini engelleyebilir.
Kifli, ifle bafllarken 'Allah dilerse bunu yapaca¤›m' diye-
rek Allah'a tevekkül etmemiflse, aksilik gibi görünen bir durum
ile karfl›laflt›¤›nda ciddi flekilde hayal k›r›kl›¤›na u¤rar. Her iflin
ancak Allah'›n izniyle gerçekleflebilece¤inden gafil oldu¤u için,
tatil yapaca¤›n› hesaplad›¤› günler boyunca dertlenir, söylenir,
gidemedi¤i için yak›n›p durur. Oraya gitmifl olsa belki bir kaza
geçirme ya da istenmeyen bir olayla karfl›laflma ihtimali olabi-
lece¤ini dolay›s›yla planlar›n›n gerçekleflmemesinin pek çok
hayra vesile olmufl olabilece¤ini hiç hesaba katmaz. Bu yanl›fl
inanc› da ona hem dünyada hem de ahirette s›k›nt›dan baflka
bir fley kazand›rmaz.
Oysa Müslümanlar Allah'›n herfleyi hay›r ve hikmetle yarat-
t›¤›n› bilirler. Dolay›s›yla e¤er bu örne¤i yaflayan kifli müminse
ve 'Allah dilerse tatile giderim' diye niyet etmiflse, program› ip-
tal oldu¤unda hiçbir flekilde bir üzüntüye kap›lmaz. Kendisi için
as›l güzel ve hay›rl› olan›n Allah'›n takdirinde sakl› oldu¤unu bil-
menin huzurunu ve rahatl›¤›n› yaflar.
"Kim bilir bunda benim için ne gibi hay›rlar var" diyerek
hem kendi nam›na hikmetleri görmeye çal›fl›r, hem de çevre-
sindekilere gerçek mümin ahlak›n›n düflünce ve konuflma biçi-
mini gösterir. Allah'a teslim oldu¤u ve flükredici bir tav›r gös-
57Harun Yahya (Adnan Oktar)
58 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
terdi¤i için dünyada da ahirette de bu ahlak›n›n karfl›l›¤›n› ala-
ca¤›n› umman›n sevincini yaflar.
Konuflmalarda Kuran'› rehber edinmek
Allah bir ayetinde "... Bu bir Kitap't›r ki, Rabbinin iz-
niyle insanlar› karanl›klardan nura, O güçlü ve övgüye
lay›k olan›n yoluna ç›karman için sana indirdik." (‹bra-
him Suresi, 1) sözleriyle Kuran'›n indirilifl hikmetlerinden biri-
nin "insanlar› nura ç›karmak" oldu¤unu aç›klamaktad›r.
Kuran, indirildi¤i günden bu yana Allah'›n korumas› alt›nda-
d›r ve hiçbir bozulmaya u¤ramam›flt›r. ‹nsanlara bir ö¤üt ve
uyar› olarak indirilmifltir; iman edenler için flifa, hidayet ve rah-
met kayna¤›d›r. Sözlerin en güzelidir, do¤ruyu yanl›fltan ay›r›r
ve kendisiyle amel edenleri do¤ruya erifltirir.
Kuran'›n bu hikmetini kavrayan bir insan onu (bu ‹lahi
Kitab'›) kendisine rehber edinir. Kuran ayetlerini kalben
özümsedi¤i için, tüm konuflmalar› Kuran ahlak›n› yans›t›r nite-
likte olur. Hayat›n›n her aflamas›nda bir söz söylerken, bir ka-
rar al›rken, bir yorumda bulunurken rehberi hep Kuran'd›r. Bu
nedenle de her sözü, her karar›, her tavsiyesi Kuran ayetleriy-
le mutab›kt›r. Çünkü Kuran, Allah sözüdür ve insanlara her
konunun en do¤rusunu Allah Kat›ndan bildirmektedir. Kendi-
sine Kuran'› ölçü alarak konuflan bir insan, her konuflmas›nda
mutlaka üstün ve galip gelir. Çünkü Kuran ayetleri her türlü
cahilce mant›¤› çürütüp, yok eder, hakk› ortaya ç›kar›r. Allah
bu durumu bir ayetinde "Hay›r, Biz hakk› bat›l›n üstüne
f›rlat›r›z, o da onun beynini darmada¤›n eder. Bir de
bakars›n ki, o, yok olup gitmifltir..." (Enbiya Suresi, 18)
sözleriyle aç›klamaktad›r.
59Harun Yahya (Adnan Oktar)
Kuran ahlak›na uygun konuflan bir kimsenin sözleri samimi
insanlar için flifa ve rahmettir. Ö¤üt alma, faydalanma ya da
hikmetlerini anlama niyetiyle dinleyen insanlar, bu konuflmalar
sayesinde -Allah'›n izniyle- do¤ru yolu bulurlar.
Ayr›ca Kuran'›n rehberli¤inde konuflan bir kimsenin her
konuflmas› hikmetli olur. Verdi¤i her örnek, dikkat çekti¤i her
nokta, vurgulad›¤› her detay son derece etkili ve düflündürü-
cüdür. Karfl› taraf› dürüst ve samimi düflünmeye, vicdan›n› kul-
lanmaya teflvik eder. Samimi, içten gelen ve hakk› savunan bir
üslup kulland›¤› için etkileme gücü de son derece yüksektir.
Dinlediklerini vicdanlar›yla de¤erlendiren insanlar böyle ko-
nuflmalar›n do¤rulu¤unu da kesin olarak tasdik ederler.
Samimiyetsizce ve karfl› gelme niyetiyle dinleyen kimseler
ise iman edenlerin konuflmalar›ndaki hikmeti ve etkileyicili¤i
görmek istemez ve bunlar› çeflitli iftiralarla örtmeye çal›fl›rlar.
Kiflinin konuflmalar›na bu üstünlü¤ü kazand›ran›n Kuran ayetle-
rindeki hikmet oldu¤unu kavrayamad›klar› için alt›nda mutlaka
bir ola¤anüstülük aramaya kalkarlar. Oysa bunlar Kuran'a uyan
ve onu kendisine rehber edinen her insan›n kolayl›kla kazana-
bilece¤i imani özelliklerdir. Ancak iman etmeyenler bu durumu
anlayamazlar.
Bu duruma Kuran'da da pek çok örnek verilmifltir. Örne-
¤in Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in etkili ve hikmetli
konuflmalar› karfl›s›nda inkar edenler ve müflrikler büyük bir
flaflk›nl›¤a kap›lm›fllard›r. Genifl kitlelerin, k›sa süre içerisinde
Peygamber Efendimizin konuflmalar›ndan etkilenip ona tabi ol-
mufl olmalar› bu insanlar› büyük hayrete düflürmüfltür. Hz. Mu-
hammed (sav) konuflmalar›n› etkili ve hikmetli k›lan›n Kuran
ayetleri oldu¤unu kavrayamad›klar› ya da belki de bu durumu
kabullenemedikleri için Peygamberimiz (sav)'i büyücülük, flair-
lik gibi olmad›k iftiralarla itham etmeye kalk›flm›fllard›r. Oysa
tüm insanlara oldu¤u gibi peygamberlere de nutku verip ko-
nuflturan Allah't›r. Allah ayetlerinde flöyle buyurmufltur:
Sahibiniz (arkadafl›n›z olan peygamber) sapmad› ve
azmad›. O, hevadan (kendi istek, düflünce ve tutku-
lar›na göre) konuflmaz. O (söyledikleri), yaln›zca
vahyolunmakta olan bir vahiydir. (Necm Suresi, 2-4)
Ayetlerde de görüldü¤ü gibi Peygamberimiz (sav), Allah'›n
sözü olan Kuran ile konufltu¤u için tüm sözleri son derece et-
kili ve hikmetli olmufltur. O'nun sözlerini dinleyerek iman
eden insanlar›n kalplerine iman› ve etkilenme gücünü veren
Allah't›r. Allah'›n büyüklü¤ünü takdir edemeyen insanlar ise et-
kiyi ve hikmeti baflka yerlerde aramakla büyük bir gaflete düfl-
müfllerdir.
Kaderin mükemmelli¤ini ve herfleyde hay›r
oldu¤unu bilerek konuflmak
Allah her varl›¤a bir kader takdir etmifltir. Bir insan›n hayat›
boyunca yaflayaca¤› her olay, görece¤i her insan, çal›flaca¤› her
ifl, hatta söyleyece¤i her söz Allah Kat›nda, daha o insan do¤-
madan önce belirlenmifltir. Ayr›ca Allah zamandan münezzeh
oldu¤u için, canl› cans›z tüm varl›klar›n hayat› Allah Kat›nda ya-
flanm›fl ve sonuçlanm›flt›r. Ancak zamana ba¤›ml› olan insan,
olup bitmifl bu olaylar› zaman geçtikçe (bir takvim içinde) gö-
rebilmektedir. Bugün 40 yafl›nda olan bir insan›n geçmifl 40 y›-
l› nas›l yaflanm›fl ve bitmiflse, -bu kiflinin 70 yafl›na kadar yafla-
yaca¤›n› farz edersek- önündeki 30 y›l› da gerçekte Allah Ka-
t›nda tek bir an içinde yaflanm›flt›r. Ama insan, bu yaflanm›fl ve
sonuçlanm›fl olaylar› ancak önündeki 30 y›ll›k zaman dilimi için-
de görebilecektir.
60 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
61Harun Yahya (Adnan Oktar)
K›sacas›, "gelecek" diye tarif etti¤imiz ve henüz gerçeklefl-
memifl olaylar silsilesi, asl›nda Allah'›n ezeli ve ebedi ilminde
bafllam›fl ve bitmifltir. Allah Kat›nda yaflanm›fl ve bitmifl olan bu
olaylar›n tamam› ise o insan›n kaderini oluflturur. Her insan›n
bir kaderi vard›r ve bu kaderinin d›fl›na asla ç›kamaz. ‹nsan geç-
miflini nas›l de¤ifltiremiyorsa gelece¤ini de de¤ifltiremez. Çün-
kü her ikisi de Allah'›n Kat›nda yaflanm›fl, görülmüfl, flahit olun-
mufl olaylard›r. Ancak kimi insanlar, gelece¤e ait bilgilere sahip
olmad›klar› için geleceklerinin kendi ellerinde oldu¤unu zanne-
derler. Bu sebeple de kadere inanmaz veya kaderlerini de¤ifl-
tirebilecekleri gibi bir yan›lg›ya düflerler. Oysa insan›n tüm ha-
yat› çekilmifl ve bitmifl bir film kaseti gibidir. ‹nsan kaseti sey-
rettikçe olanlar› görür; filmin sahnelerini de¤ifltirme veya filme
müdahalede bulunma imkan› yoktur ayn› flekilde kader dahilin-
de gerçekleflen olaylara bir müdahalesi de söz konusu de¤ildir.
Allah'›n her insan› bir kader ile yaratt›¤› ve insanlar›n kader-
leri d›fl›ndaki bir olayla asla karfl›laflmayacaklar› Kuran'da flöyle
bildirilmektedir:
"Hiç flüphesiz, Biz herfleyi kader ile yaratt›k."
(Kamer Suresi, 49)
Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana ge-
len herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratma-
dan önce, bir kitapta (yaz›l›) olmas›n. fiüphesiz bu,
Allah'a göre pek kolayd›r. Öyle ki, elinizden ç›kana
karfl› üzüntü duymayas›n›z ve size (Allah'›n) verdikle-
ri dolay›s›yla sevinip-fl›marmayas›n›z. Allah, büyüklük
taslay›p böbürleneni sevmez. (Hadid Suresi, 22-23)
Ayetlerde bildirildi¤i gibi, sadece insanlar de¤il, tüm eflyalar
ve tüm canl›lar, yani herfley bir kader ile yarat›lm›flt›r. Eviniz-
deki ahflap masan›zdan aya¤›n›zdaki ayakkab›ya, bahçenizdeki
gül fidan›ndan dolab›n›zdaki giysilere, dostlar›n›zdan kedinize
kadar her varl›¤›n Allah Kat›nda belirlenmifl bir kaderi vard›r.
Daha ne siz ne de size ait fleyler yarat›lmadan önce, masan›n
da, ayakkab›n›n da, gül fidan›n›n da, dostlar›n›z›n da gelecekte
hangi safhalardan geçecekleri, nelerle karfl›laflacaklar› bellidir.
Sözgelimi ahflap masan›z›n yap›ld›¤› a¤ac›n tohumunu kimin
ekece¤i, o a¤ac›n kaç sene içerisinde ve hangi flartlar alt›nda
geliflip büyüyece¤i, neden, nas›l ve kim taraf›ndan kesilip hangi
ahflap fabrikas›na götürülece¤i, hangi ölçülerde kesilip, bu
a¤açtan hangi kalitede ve hangi flekilde bir masa üretilece¤i, si-
zin bu masay› sat›n almaya nas›l karar verece¤iniz, onu nerede
bulaca¤›n›z, ne kadar zaman evinizde tutaca¤›n›z, evinizin han-
gi köflesine koyaca¤›n›z, üzerinde an an hangi yemekleri yiyip,
kimlerle neler konuflup, hangi yaz›lar› yazaca¤›n›z Allah Kat›n-
da ezelden beri bilinmektedir. Çünkü tüm bunlar› daha siz
do¤madan önce belirleyen ve tek bir an içinde yaratarak bilen
Allah't›r. Siz ise bunlar› ancak yaflad›kça, seneler geçtikçe ve s›-
ras› geldikçe ö¤renebilirsiniz.
E¤er bir insan kader gerçe¤inden haberdar de¤ilse veya bu
gerçe¤i tam olarak kavrayamam›flsa, önceden belirlenmifl olan
bir kaderi yaflad›¤›n› düflünmeden hareket edebilir, olaylar›n
ak›fl›na kendini kapt›rabilir. Örne¤in evi için bir yemek masas›
sat›n almaya gitti¤inde onlarca ma¤aza dolafl›r, her ma¤azada
defalarca fikir de¤ifltirir, düflünür, yan›ndakiyle fikir al›flveriflin-
de bulunur, tart›fl›r. Sonuçta, kendi seçimiyle bir masada karar
k›ld›¤›n› zanneder. Oysa, o insan daha al›flverifle ç›kmadan ön-
ce, hangi masay› alaca¤› kaderinde bellidir; dolay›s›yla kaderin-
de belli olan masay› arar, bulur ve sat›n al›r. Aradaki fikir al›fl-
verifllerini, tart›flmalar›, konuflmalar› ve karars›zl›klar› da yine o
insan›n kaderinde Allah önceden belirlemifltir.
62 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
Dolay›s›yla bir insan›n, bafl›na gelen herhangi bir olaydan
dolay› s›k›nt›, piflmanl›k, üzüntü veya korku duymas›, "keflke
flöyle yapsayd›m" "keflke oraya gitmeseydim" gibi sözler sarf
etmesi, gelece¤i için endifle duymas› son derece yersizdir.
Çünkü bu insan zaten yaflanm›fl bitmifl bir hayat› izlemektedir
ve o piflmanl›k ve üzüntü duydu¤u olaylar›n tümü onun kade-
rindedir. Örne¤in, eline çok fazla tabak alarak bunlar› tafl›rken
hepsini düflüren bir insan "keflke hepsini elime almasayd›m, o
zaman bunlar olmayacakt›" diyerek üzüntü duyabilir. Oysa
onun bilmedi¤i veya unuttu¤u gerçek fludur: O an, o dakika, o
tabaklar›n her birinin nerede ve nas›l k›r›laca¤› daha o tabaklar
imal edilmeden, hatta onlar› k›racak olan insan daha yarat›lma-
dan önce bellidir. ‹nsan bafl›na gelen bu tür olaylardan dolay›
ancak ders almal›, bunlar üzerinde düflünerek, hikmetlerini an-
lamaya çal›flmal›d›r. Ancak bu gibi olaylarda üzüntü duymas›
son derece yersizdir, çünkü bafl›na gelecekleri engellemeye
gücü yoktur. Bir ayette hiçbir insan›n Allah'›n dilediklerini en-
gelleme gücünün olmad›¤› flöyle bildirilmektedir:
Allah sana bir zarar dokunduracak olsa, O'ndan bafl-
ka bunu senden kald›racak yoktur. Ve e¤er sana bir
hay›r isterse, O'nun bol fazl›n› geri çevirecek de yok-
tur. Kullar›ndan diledi¤ine bundan isabet ettirir. O,
ba¤›fllayand›r, esirgeyendir. (Yunus Suresi, 107)
Kadere teslim olan insan, Allah'›n yaratt›¤› herfleyde -ilk ba-
k›flta aleyhinde bile gözükse-, hay›r ve güzellik oldu¤unu bilir.
Allah'›n bu olayda yaratt›¤› hay›rlar› ve hikmetleri görüp flük-
reder. ‹lk anda bunlar› kavrayam›yorsa bile mutlaka Allah'a te-
vekkül eder; bu hay›r ve hikmetleri kendisine göstermesi için
Allah'a dua eder. E¤er yine de hay›rlar› göremezse, bunlar› ahi-
rette görüp anlamay› umar. Allah'›n sonsuz adalet sahibi, flef-
63Harun Yahya (Adnan Oktar)
katli ve merhametli oldu¤una kesin olarak inanman›n huzuru-
nu ve rahatl›¤›n› yaflar.
Böyle bir insan›n konuflmalar›ndan teslimiyeti ve tevekkülü
aç›kça anlafl›l›r. Bir an bile olsa yaflad›¤› olaylar hakk›nda 'ne-
den ya da niçin böyle oldu?' gibi bir söz sarf etmez. Allah'›n
inananlar için herfleyi en güzel ve en kusursuz flekilde yaratt›-
¤›n›, olumsuz gibi görünen bir olay›n asl›nda kifliye pek çok
yönden hay›r getirebilece¤ini bilerek konuflur.
Allah, Kuran'da "...Olur ki hoflunuza gitmeyen bir fley,
sizin için hay›rl›d›r ve olur ki, sevdi¤iniz fley de sizin
için bir flerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz." (Bakara Su-
resi, 216) ayetiyle bu durumu insanlara hat›rlatmaktad›r. Do-
lay›s›yla, aksilik gibi görünen bir olayla karfl›lafl›ld›¤›nda samimi
bir Müslüman, Allah'›n herfleyi hay›r ile yaratt›¤›n› ve herfleyin
hay›rlara vesile olaca¤›n› düflünür. Konuflmalar›na da bu
düflüncesi hakimdir. Hiçbir zaman cahil insanlar›n "Eyvah, kefl-
ke, maalesef, nas›l yapt›m böyle bir fleyi?" gibi flikayet eden, te-
vekkülsüz ve umutsuz üslubunu and›racak ifadeler kullanmaz.
Kaderi ve iman edenler için herfleyin hay›r olarak yarat›ld›-
¤›n› bilen bir üslup Müslüman›n tüm hayat›na hakimdir. Hiçbir
fleyi, hiç kimseyi ve hiçbir olay› bu inanc›n›n d›fl›nda tutmaz.
Olumlu geliflmelerin kaderde oldu¤unu düflünüp, aksilik gibi
görünen olaylarda kaderi unutmufl konuflmalar yapman›n gafil
bir üslup oldu¤unu bilir. Hatay› yapan kendisi de olsa, baflkas›
da olsa 'niye yapt›n', 'oraya gitmeseydin bunlar olmaz-
d›' gibi sözler söylemez. Tam tersine Kuran'da, "… Size isa-
bet eden Allah'›n izni ile idi…" (Al-i ‹mran Suresi, 166)
ayetiyle haber verilen gerçe¤i anlam›fl bir insan›n üslubuyla ko-
nuflur. Bafltan tedbirini alamamas›n›n da, oluflan hatan›n mey-
dana gelmesinin de hep kiflinin kaderinde oldu¤unu bilir.
64 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
Kader mutlaka olmas› gerekti¤i gibi yani Allah'›n diledi¤i fle-
kilde geliflir. Bu nedenle "flöyle olsayd› böyle olurdu" gibi yan-
l›fl mant›klar öne sürerek hüzne ya da piflmanl›¤a kap›lmak yer-
sizdir. Yaflanan neyse en hay›rl›s› odur. Bu nedenle Müslüman-
ca konuflan bir insan›n üslubunda hiçbir zaman k›zg›nl›k, öfke,
gerilim, flikayet, a¤lamakl› bir ses, panik, korku ya da s›k›nt› ol-
maz.
‹man eden bir insan en zorlu ve s›k›nt›l› gibi görünen olaylar-
da dahi, hemen o olay›n güzel yönlerini, hay›rlara vesile olabile-
cek muhtemel sonuçlar›n› keflfetmeye çal›fl›r ve bunu samimi bir
üslupla dile getirir. Bu Müslümanca tav›r kiflinin çevresindekileri
de etkileyerek panik ve endifle havas›n› da¤›t›r.
Allah Kuran'da müminlere, "De ki: "Allah'›n bizim için
yazd›klar› d›fl›nda, bize kesinlikle hiçbir fley isabet et-
mez. O bizim Mevlam›zd›r. Ve müminler yaln›zca
Allah'a tevekkül etmelidirler." (Tevbe Suresi, 51) ayetiyle
zorluklar karfl›s›nda nas›l bir üsluplar› olmas› gerekti¤ini bildir-
mektedir. Yine bir baflka ayette ise "Onlara bir musibet isa-
bet etti¤inde, derler ki: "Biz Allah'a ait (kullar)›z ve
flüphesiz O'na dönücüleriz." (Bakara Suresi, 156) buyrula-
rak, müminlerin kaderin ve her olay›n hay›rla yarat›ld›¤›n›n flu-
urunda olan, teslimiyetli bir üslup kulland›klar›na dikkat çekil-
mektedir. Allah'›n bu gerçe¤i kavrayan kimselere verece¤i kar-
fl›l›k ise ayette "Rablerinden ba¤›fllanma (salat) ve rahmet
bunlar›n üzerinedir ve hidayete erenler de bunlard›r."
(Bakara Suresi, 157) fleklinde ifade edilir.
Burada flunu da hat›rlatmak gerekir ki, iman eden bir insa-
n›n kaderi ve herfleyde hay›r oldu¤unu hat›rlat›rken kulland›¤›
üslup, Kuran ahlak›ndan uzak olan insanlar›n kulland›¤› "tesel-
lici", "ortal›k yat›flt›ran" veya "ezbere yap›lan" konuflmalardan
65Harun Yahya (Adnan Oktar)
66 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
çok farkl›d›r. Benzer olaylarla karfl›laflt›klar›nda Kuran ahlak›n›
benimsememifl kimi insanlar da "vard›r bir hay›r" gibi sözler
sarf edebilirler. Ancak arada kesin bir farkl›l›k vard›r: Müslü-
man bu sözü kalpten gelen, samimi, candan ve kararl› bir üs-
lupla söyler. Cahiliye ahlak›ndaki bir insan ise, diliyle bu gerçe-
¤i her ne kadar dile getirse de, kalben buna bir türlü kanaat ge-
tiremedi¤ini tav›rlar›ndaki tevekkülsüzlükle ortaya koyar.
Allah'a güvenip dayanarak konuflmak
Cahiliye inançlar›n› tafl›yan insanlar bafllar› s›k›flt›¤›nda, yard›-
ma ihtiyaç duyduklar›nda ya da bir fleyi elde etmek istediklerin-
de çözümü dünya hayat›nda güç sahibi oldu¤unu düflündükleri
odaklarda ararlar. Kimileri nüfuz sahibi efl-dostlar›ndan, kimileri
mal, itibar ya da söz sahibi insanlardan medet umarlar. Bütün bu
insanlar›n Allah'›n kontrolüyle hareket eden aciz varl›klar olduk-
lar›n› unuturlar. Bu nedenle onlar›n gözlerine girmeye çal›fl›rlar.
Oysa bir insana yarardan ya da zarardan yana bir fley isabet
edecek ise, bunu gerçeklefltirebilecek tek güç Allah't›r. Müslü-
manlar bu gerçe¤in fark›ndad›rlar. Bu nedenle her zaman yar-
d›m› ve deste¤i Allah'tan bekleyen ve yaln›zca O'nun r›zas›n›
kazanmaya çal›flan bir üslup kullan›rlar. ‹htiyaç, zorluk ya da s›-
k›nt› içinde de olsalar tüm bunlar› giderecek ve kendilerine
yard›m ulaflt›racak olan›n sadece Allah oldu¤unu bilirler.
Nitekim Kuran'da müminlerin bir s›k›nt› ya da zorlukla kar-
fl›laflt›klar›nda, "E¤er Allah size yard›m ederse, art›k sizi
yenilgiye u¤ratacak yoktur ve e¤er sizi 'yapayaln›z ve
yard›ms›z' b›rakacak olursa, ondan sonra size yard›m
edecek kimdir? Öyleyse müminler, yaln›zca Allah'a
tevekkül etsinler." (Al-i ‹mran Suresi, 160) diyerek birbirle-
rine sadece Allah'a yönelip O'na tevekkül etmeyi hat›rlatan
67Harun Yahya (Adnan Oktar)
konuflmalar yapt›klar›ndan bahsedilmektedir.
Bunun yan›nda müminler "…Allah Kendi (dini)ne yar-
d›m edenlere kesin olarak yard›m eder…" (Hac Suresi,
40) ayetinin hükmü gere¤i Allah'›n her zaman için müminlerin
yan›nda oldu¤unu, Allah'›n izni olmaks›z›n hiç kimsenin ve hiç-
bir fleyin kendilerine zarar veremeyece¤ini bilerek konuflurlar.
En zor, en kritik ve en hayati risk tafl›yan anlarda bile, mutlaka
bu yaflad›klar›nda bir hay›r oldu¤unu düflünür ve "…Ben O'na
tevekkül ettim. Tevekkül edenler de yaln›zca O'na te-
vekkül etmelidirler." (Yusuf Suresi, 67) ayetiyle bildirildi¤i
gibi, çevrelerindekilere de bu gerçe¤i hat›rlat›rlar.
Hiçbir zaman için korku, panik ya da ümitsizli¤e kap›lm›fl bir
insan›n üslubunu kullanmazlar; sakin ve itidalli bir üslup içeri-
sinde olurlar. Allah'tan ümit kesmenin, iman› kavramam›fl in-
sanlara has bir özellik oldu¤unu bilirler. Her olay›n Allah'›n di-
lemesiyle ve Allah'›n belirledi¤i hikmetler do¤rultusunda ger-
çekleflece¤ini bildikleri için zorluklar karfl›s›nda endifleye ve
korkuya kap›lmazlar. Samimi olduklar› sürece, Allah'›n kendile-
rini en hay›rl› ve en güzel olana iletece¤inin fluurunda bir üs-
lupla konuflurlar.
Nitekim Kuran'›n "Ey iman edenler, Allah'›n üzeriniz-
deki nimetini hat›rlay›n; hani bir topluluk, size ellerini
uzatmaya yeltenmiflti de, (Allah,) onlar›n ellerini siz-
lerden geri püskürtmüfltü. Allah'tan korkup-sak›n›n.
Müminler yaln›zca Allah'a tevekkül etmelidirler."
(Maide Suresi, 11) ayetiyle, müminlerin birbirlerine Allah'›n
yard›m›n› hat›rlatt›klar› bildirilmektedir.
Müminlerin bu tevekküllü üsluplar›na Kuran'da pek çok ör-
nek verilmifltir. Örne¤in ‹srailo¤ullar› ile birlikte deniz ile Fira-
vun'un ordusu aras›nda kald›klar› s›rada Hz. Musa bu tevekkül-
68 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
lü tavr›n› ortaya koymufltur. ‹man etmeyen kimselerin ümitsiz-
li¤e ve korkuya kap›larak "Gerçekten yakaland›k" dedikleri
bir anda, Hz. Musa'n›n sözü "Asla, Rabbim bizimledir" flek-
linde olmufltur. Kuran'da Musa Peygamberin bu tevekküllü üs-
lubu flöyle haber verilmektedir:
Böylece (Firavun ve ordusu) Günefl'in do¤ufl vakti
onlar› izlemeye koyuldular. ‹ki topluluk birbirini gör-
dükleri zaman Musa'n›n adamlar›: "Gerçekten yaka-
land›k" dediler. (Musa:) "Hay›r" dedi. "fiüphesiz Rab-
bim, benimle beraberdir; bana yol gösterecektir."
(fiuara Suresi, 60-62)
Hz. Musa bu zor durum karfl›s›nda yaln›zca Allah'a güvenip
dayanm›fl ve tevekküllü üslubuyla çevresindeki insanlar› da bu
ahlaka davet etmifltir. Allah, Hz. Musa'ya asas›yla denize vurma-
s›n› vahyetmifl ve bunun üzerine deniz ikiye ayr›larak ‹srailo¤ul-
lar›n›n geçebilece¤i bir yola dönüflmüfltür. Firavun ve ordusu
ise denizde bo¤ularak can vermifltir. Bu olay, yaln›zca Allah'›
vekil edinerek, dayan›p güvenenlere Rabbimiz'in yard›m›n›n bir
örne¤idir.
Hz. Musa k›ssas›nda oldu¤u gibi, müminlerin bütün konufl-
malar›ndan Allah'tan baflka hiçbir fleyden korkmad›klar›n› ve
yaln›zca O'na güvendiklerini anlayabilmek mümkündür. Bir
Kuran ayetinde müminlerin, "size karfl› insanlar topland›-
lar, art›k onlardan korkun" fleklinde bir tehdit alt›nda kal-
d›klar›nda, "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir" diyerek
Allah'a olan güvenlerini ifade ettikleri haber verilir:
Onlar, kendilerine insanlar: "Size karfl› insanlar top-
la(n)d›lar, art›k onlardan korkun" dedikleri halde
imanlar› artanlar ve: "Allah bize yeter, O ne güzel
vekildir" diyenlerdir. (Al-i ‹mran Suresi, 173)
69Harun Yahya (Adnan Oktar)
Dünya hayat›n›n geçicili¤inin fark›nda olan bir
üslupla konuflmak
Dünyevi de¤erleri ilahlaflt›ran insanlar›n kendilerine has bir
üsluplar› vard›r. Konuflmalar›ndan dünya hayat›n› yaflamlar›n›n
as›l amac› haline getirdikleri aç›kça anlafl›l›r. Baflkalar›nda görüp
sahip olamad›klar› güzelliklerden kimi zaman g›ptayla kimi za-
man da haset dolu bir üslupla bahsederler. Söz konusu kimse-
lerin içlerinde yaflad›klar› bu özenti, dünya hayat›na ve ahirete
dair gerçeklerden habersiz olmalar›ndan kaynaklan›r. Oysa
Allah Kuran'da dünya nimetlerinin insanlar için bir deneme ol-
du¤unu bildirmifltir:
Bilin ki, mallar›n›z ve çocuklar›n›z ancak bir fitnedir
(imtihan konusudur.) Allah yan›nda ise büyük bir
mükafaat vard›r. (Enfal Suresi, 28)
‹man etmeyen insanlar bu gerçe¤in bilincinde olmad›klar›
için, dünyada kendilerinden fazlas›na sahip olan insanlara öze-
nen, onlar›n karfl›s›nda ezilen bir üslup kullan›rlar. Örne¤in
zengin ve ünlü birinin giyiminden, arabas›ndan bahsederken
üsluplar›nda eziklikle kar›fl›k derin bir hayranl›k hemen dikkati
çeker. "Keflke onun kadar zengin olsayd›m", "Keflke flu anda
onun yerinde olsayd›m", "Arabas› ne kadar güzel, keflke benim
olsayd›" gibi konuflmalarla bu özentilerini d›fla vururlar. Oysa,
g›ptayla bakt›klar› insanlar›n hepsi -kendileri gibi- Allah'a karfl›
aciz ve muhtaç olan kullard›r. ‹nsanlar›n sahip olduklar› fleyle-
rin tümü Allah'a aittir. Her insan, yaflam› boyunca Allah'›n ken-
disine verdi¤i nimetlerle denenmektedir.
‹man edenler, as›l gerçek ve sonsuz olan›n ahiretteki hayat
oldu¤unu bildiklerinden, yaflamlar› boyunca ahiretteki as›l ha-
yat› kazanmak için çaba harcarlar. Zenginlik, mal-mülk gibi
dünya nimetlerini ise ancak Allah'›n raz› olaca¤› flekilde kullan-
70 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
mak, Allah'›n verdi¤i nimetlere flükretmek ve Allah'›n flan›n›
yüceltmek için isterler.
Bu güzel ahlaklar›n›n bir sonucu olarak, sahip olduklar› dün-
ya nimetlerinden herhangi birini veya tamam›n› kaybetseler de,
bundan dolay› üzüntü veya s›k›nt› yaflamazlar. Bunu Allah'›n bir
takdiri olarak düflünür ve Allah'tan ahirette kendilerine nimet-
lerin as›l gerçek olanlar›n› ve daha güzellerini vermesini ister-
ler. Bunun yan› s›ra Allah'›n, r›zk› ve dünya nimetlerini insanla-
ra belirli hay›r ve hikmetler do¤rultusunda verdi¤ini bildikleri
tüm konuflmalar›ndan anlafl›l›r. Allah bir ayetinde, insanlar ara-
s›nda r›zk›n› nas›l da¤›tt›¤›n› flöyle bildirir:
Allah diledi¤ine r›zk› geniflletir-yayar ve daralt›r da.
Onlar ise dünya hayat›na sevindiler. Oysaki dünya
hayat›, ahirette (ki s›n›rs›z mutluluk yan›nda geçici)
bir meta'dan baflkas› de¤ildir. (Rad Suresi, 26)
Allah'›n yaratt›¤› hikmetleri görüp kavrayamad›klar› için,
dünyevi de¤erlere, zenginli¤e, mala mülke tutkuyla ba¤l› olan
insanlar›n yorumlar› hep dünya hayat›na yönelik olur. Örne¤in
zenginli¤ine, flöhretine özendikleri bir insan asl›nda kötü ahlak-
l› biri olabilir. Ne var ki söz konusu kifliler bu insan›n kötü ah-
lak›n› ve ahirette neyle karfl›laflaca¤›n› hiç düflünmeyip, onun
mal›na mülküne hayran olmakta bir sak›nca görmeyebilirler.
‹man sahibi Müslümanlar ise, dünya hayat›n›n gerçek yüzünü
görüp as›l olarak Allah'›n r›zas›n› ve ahiret hayat›n› kazanmaya
çal›fl›rlar. Bu nedenle üsluplar› daima bu gerçe¤in fluurunda ol-
duklar›n› yans›t›r niteliktedir. Kuran'da bu konuya örnek ola-
rak Karun isimli zengin bir kiflinin servetine g›pta eden kimse-
ler verilmifltir:
Gerçek flu ki, Karun, Musa'n›n kavmindendi, ancak
onlara karfl› azg›nlaflt›. Biz, ona öyle hazineler vermifl-
tik ki, anahtarlar›, birlikte (tafl›maya) davranan güçlü
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)
Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)

More Related Content

What's hot

Darwinizm dini. turkish (türkçe)
Darwinizm dini. turkish (türkçe)Darwinizm dini. turkish (türkçe)
Darwinizm dini. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Dinsizliğin kabusu. turkish (türkçe)
Dinsizliğin kabusu. turkish (türkçe)Dinsizliğin kabusu. turkish (türkçe)
Dinsizliğin kabusu. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Termit mucizesi. turkish (türkçe)
Termit mucizesi. turkish (türkçe)Termit mucizesi. turkish (türkçe)
Termit mucizesi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Türk'ün dünya nizamı. turkish (türkçe)
Türk'ün dünya nizamı. turkish (türkçe)Türk'ün dünya nizamı. turkish (türkçe)
Türk'ün dünya nizamı. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Dna'nın darwin'e uyarısı. turkish (türkçe)
Dna'nın darwin'e uyarısı. turkish (türkçe)Dna'nın darwin'e uyarısı. turkish (türkçe)
Dna'nın darwin'e uyarısı. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Kuran'ın işığı satanizmi yok etti. turkish (türkçe)
Kuran'ın işığı satanizmi yok etti. turkish (türkçe)Kuran'ın işığı satanizmi yok etti. turkish (türkçe)
Kuran'ın işığı satanizmi yok etti. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Kuran fihristi. turkish (türkçe)
Kuran fihristi. turkish (türkçe)Kuran fihristi. turkish (türkçe)
Kuran fihristi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)
Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)
Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Hazreti isa (a.s) allah'ın oğlu değildir allah'ın peygamberidir. turkish (tür...
Hazreti isa (a.s) allah'ın oğlu değildir allah'ın peygamberidir. turkish (tür...Hazreti isa (a.s) allah'ın oğlu değildir allah'ın peygamberidir. turkish (tür...
Hazreti isa (a.s) allah'ın oğlu değildir allah'ın peygamberidir. turkish (tür...HarunyahyaTurkish
 
Yeni masonik düzen. turkish (türkçe)
Yeni masonik düzen. turkish (türkçe)Yeni masonik düzen. turkish (türkçe)
Yeni masonik düzen. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Tapınak şövalyeleri. turkish (türkçe)
Tapınak şövalyeleri. turkish (türkçe)Tapınak şövalyeleri. turkish (türkçe)
Tapınak şövalyeleri. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
şeytanın bir silahı. romantizm. turkish (türkçe)
şeytanın bir silahı. romantizm. turkish (türkçe)şeytanın bir silahı. romantizm. turkish (türkçe)
şeytanın bir silahı. romantizm. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Darwinstlerin bilmek istemedikleri gerçekler. turkish (türkçe)
Darwinstlerin bilmek istemedikleri gerçekler. turkish (türkçe)Darwinstlerin bilmek istemedikleri gerçekler. turkish (türkçe)
Darwinstlerin bilmek istemedikleri gerçekler. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Kavimlerin helakı. turkish (türkçe)
Kavimlerin helakı. turkish (türkçe)Kavimlerin helakı. turkish (türkçe)
Kavimlerin helakı. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Islam'ın yükselişi. turkish (türkçe)
Islam'ın yükselişi. turkish (türkçe)Islam'ın yükselişi. turkish (türkçe)
Islam'ın yükselişi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Amerika'nın göremediği pkk. turkish (türkçe)
Amerika'nın göremediği pkk. turkish (türkçe)Amerika'nın göremediği pkk. turkish (türkçe)
Amerika'nın göremediği pkk. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Evrenin yaratılışı. turkish (türkçe)
Evrenin yaratılışı. turkish (türkçe)Evrenin yaratılışı. turkish (türkçe)
Evrenin yaratılışı. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 

What's hot (20)

Darwinizm dini. turkish (türkçe)
Darwinizm dini. turkish (türkçe)Darwinizm dini. turkish (türkçe)
Darwinizm dini. turkish (türkçe)
 
Dinsizliğin kabusu. turkish (türkçe)
Dinsizliğin kabusu. turkish (türkçe)Dinsizliğin kabusu. turkish (türkçe)
Dinsizliğin kabusu. turkish (türkçe)
 
Termit mucizesi. turkish (türkçe)
Termit mucizesi. turkish (türkçe)Termit mucizesi. turkish (türkçe)
Termit mucizesi. turkish (türkçe)
 
Türk'ün dünya nizamı. turkish (türkçe)
Türk'ün dünya nizamı. turkish (türkçe)Türk'ün dünya nizamı. turkish (türkçe)
Türk'ün dünya nizamı. turkish (türkçe)
 
Dna'nın darwin'e uyarısı. turkish (türkçe)
Dna'nın darwin'e uyarısı. turkish (türkçe)Dna'nın darwin'e uyarısı. turkish (türkçe)
Dna'nın darwin'e uyarısı. turkish (türkçe)
 
Kuran'ın işığı satanizmi yok etti. turkish (türkçe)
Kuran'ın işığı satanizmi yok etti. turkish (türkçe)Kuran'ın işığı satanizmi yok etti. turkish (türkçe)
Kuran'ın işığı satanizmi yok etti. turkish (türkçe)
 
Kuran fihristi. turkish (türkçe)
Kuran fihristi. turkish (türkçe)Kuran fihristi. turkish (türkçe)
Kuran fihristi. turkish (türkçe)
 
Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)
Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)
Darwinizm'in insanlığa getirdiği belalar. turkish (türkçe)
 
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)
Ihtişam her yerde. turkish (türkçe)
 
Hazreti isa (a.s) allah'ın oğlu değildir allah'ın peygamberidir. turkish (tür...
Hazreti isa (a.s) allah'ın oğlu değildir allah'ın peygamberidir. turkish (tür...Hazreti isa (a.s) allah'ın oğlu değildir allah'ın peygamberidir. turkish (tür...
Hazreti isa (a.s) allah'ın oğlu değildir allah'ın peygamberidir. turkish (tür...
 
Yeni masonik düzen. turkish (türkçe)
Yeni masonik düzen. turkish (türkçe)Yeni masonik düzen. turkish (türkçe)
Yeni masonik düzen. turkish (türkçe)
 
Tapınak şövalyeleri. turkish (türkçe)
Tapınak şövalyeleri. turkish (türkçe)Tapınak şövalyeleri. turkish (türkçe)
Tapınak şövalyeleri. turkish (türkçe)
 
şeytanın bir silahı. romantizm. turkish (türkçe)
şeytanın bir silahı. romantizm. turkish (türkçe)şeytanın bir silahı. romantizm. turkish (türkçe)
şeytanın bir silahı. romantizm. turkish (türkçe)
 
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
Gözdeki mucize. turkish (türkçe)
 
Darwinstlerin bilmek istemedikleri gerçekler. turkish (türkçe)
Darwinstlerin bilmek istemedikleri gerçekler. turkish (türkçe)Darwinstlerin bilmek istemedikleri gerçekler. turkish (türkçe)
Darwinstlerin bilmek istemedikleri gerçekler. turkish (türkçe)
 
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
Balarısı mucizesi. turkish (türkçe)
 
Kavimlerin helakı. turkish (türkçe)
Kavimlerin helakı. turkish (türkçe)Kavimlerin helakı. turkish (türkçe)
Kavimlerin helakı. turkish (türkçe)
 
Islam'ın yükselişi. turkish (türkçe)
Islam'ın yükselişi. turkish (türkçe)Islam'ın yükselişi. turkish (türkçe)
Islam'ın yükselişi. turkish (türkçe)
 
Amerika'nın göremediği pkk. turkish (türkçe)
Amerika'nın göremediği pkk. turkish (türkçe)Amerika'nın göremediği pkk. turkish (türkçe)
Amerika'nın göremediği pkk. turkish (türkçe)
 
Evrenin yaratılışı. turkish (türkçe)
Evrenin yaratılışı. turkish (türkçe)Evrenin yaratılışı. turkish (türkçe)
Evrenin yaratılışı. turkish (türkçe)
 

Viewers also liked

örümcekteki mucize. turkish (türkçe)
örümcekteki mucize. turkish (türkçe)örümcekteki mucize. turkish (türkçe)
örümcekteki mucize. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Resullerin mücadelesi. turkish (türkçe)
Resullerin mücadelesi. turkish (türkçe)Resullerin mücadelesi. turkish (türkçe)
Resullerin mücadelesi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Müminlerin asıl yurdu cennet. turkish (türkçe)
Müminlerin asıl yurdu cennet. turkish (türkçe)Müminlerin asıl yurdu cennet. turkish (türkçe)
Müminlerin asıl yurdu cennet. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Materyalizmin sonu. turkish (türkçe)
Materyalizmin sonu. turkish (türkçe)Materyalizmin sonu. turkish (türkçe)
Materyalizmin sonu. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Risale-i nur'da batıni tefsir tehlikesi. kitapçık. turkish (türkçe)
Risale-i nur'da batıni tefsir tehlikesi. kitapçık. turkish (türkçe)Risale-i nur'da batıni tefsir tehlikesi. kitapçık. turkish (türkçe)
Risale-i nur'da batıni tefsir tehlikesi. kitapçık. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Mehdi ve altınçağ. turkish (türkçe)
Mehdi ve altınçağ. turkish (türkçe)Mehdi ve altınçağ. turkish (türkçe)
Mehdi ve altınçağ. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Ahir zaman sorularına bediüzzaman cevap veriyor 2 kitapçık. turkish (türkçe)
Ahir zaman sorularına bediüzzaman cevap veriyor 2 kitapçık. turkish (türkçe)Ahir zaman sorularına bediüzzaman cevap veriyor 2 kitapçık. turkish (türkçe)
Ahir zaman sorularına bediüzzaman cevap veriyor 2 kitapçık. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Müminlerin merhameti. turkish (türkçe)
Müminlerin merhameti. turkish (türkçe)Müminlerin merhameti. turkish (türkçe)
Müminlerin merhameti. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Insanın apaçık düşmanı, şeytan. turkish (türkçe)
Insanın apaçık düşmanı, şeytan. turkish (türkçe)Insanın apaçık düşmanı, şeytan. turkish (türkçe)
Insanın apaçık düşmanı, şeytan. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Müminlerin cesareti. turkish (türkçe)
Müminlerin cesareti. turkish (türkçe)Müminlerin cesareti. turkish (türkçe)
Müminlerin cesareti. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Evrim aldatmacası. turkish (türkçe)
Evrim aldatmacası. turkish (türkçe)Evrim aldatmacası. turkish (türkçe)
Evrim aldatmacası. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Evrimcilere net cevap 2. turkish (türkçe)
Evrimcilere net cevap 2. turkish (türkçe)Evrimcilere net cevap 2. turkish (türkçe)
Evrimcilere net cevap 2. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 

Viewers also liked (12)

örümcekteki mucize. turkish (türkçe)
örümcekteki mucize. turkish (türkçe)örümcekteki mucize. turkish (türkçe)
örümcekteki mucize. turkish (türkçe)
 
Resullerin mücadelesi. turkish (türkçe)
Resullerin mücadelesi. turkish (türkçe)Resullerin mücadelesi. turkish (türkçe)
Resullerin mücadelesi. turkish (türkçe)
 
Müminlerin asıl yurdu cennet. turkish (türkçe)
Müminlerin asıl yurdu cennet. turkish (türkçe)Müminlerin asıl yurdu cennet. turkish (türkçe)
Müminlerin asıl yurdu cennet. turkish (türkçe)
 
Materyalizmin sonu. turkish (türkçe)
Materyalizmin sonu. turkish (türkçe)Materyalizmin sonu. turkish (türkçe)
Materyalizmin sonu. turkish (türkçe)
 
Risale-i nur'da batıni tefsir tehlikesi. kitapçık. turkish (türkçe)
Risale-i nur'da batıni tefsir tehlikesi. kitapçık. turkish (türkçe)Risale-i nur'da batıni tefsir tehlikesi. kitapçık. turkish (türkçe)
Risale-i nur'da batıni tefsir tehlikesi. kitapçık. turkish (türkçe)
 
Mehdi ve altınçağ. turkish (türkçe)
Mehdi ve altınçağ. turkish (türkçe)Mehdi ve altınçağ. turkish (türkçe)
Mehdi ve altınçağ. turkish (türkçe)
 
Ahir zaman sorularına bediüzzaman cevap veriyor 2 kitapçık. turkish (türkçe)
Ahir zaman sorularına bediüzzaman cevap veriyor 2 kitapçık. turkish (türkçe)Ahir zaman sorularına bediüzzaman cevap veriyor 2 kitapçık. turkish (türkçe)
Ahir zaman sorularına bediüzzaman cevap veriyor 2 kitapçık. turkish (türkçe)
 
Müminlerin merhameti. turkish (türkçe)
Müminlerin merhameti. turkish (türkçe)Müminlerin merhameti. turkish (türkçe)
Müminlerin merhameti. turkish (türkçe)
 
Insanın apaçık düşmanı, şeytan. turkish (türkçe)
Insanın apaçık düşmanı, şeytan. turkish (türkçe)Insanın apaçık düşmanı, şeytan. turkish (türkçe)
Insanın apaçık düşmanı, şeytan. turkish (türkçe)
 
Müminlerin cesareti. turkish (türkçe)
Müminlerin cesareti. turkish (türkçe)Müminlerin cesareti. turkish (türkçe)
Müminlerin cesareti. turkish (türkçe)
 
Evrim aldatmacası. turkish (türkçe)
Evrim aldatmacası. turkish (türkçe)Evrim aldatmacası. turkish (türkçe)
Evrim aldatmacası. turkish (türkçe)
 
Evrimcilere net cevap 2. turkish (türkçe)
Evrimcilere net cevap 2. turkish (türkçe)Evrimcilere net cevap 2. turkish (türkçe)
Evrimcilere net cevap 2. turkish (türkçe)
 

Similar to Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)

Doğada allah'ın yaratması. turkish (türkçe)
Doğada allah'ın yaratması. turkish (türkçe)Doğada allah'ın yaratması. turkish (türkçe)
Doğada allah'ın yaratması. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)
Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)
Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)
Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)
Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Kuran bilgisi. turkish (türkçe)
Kuran bilgisi. turkish (türkçe)Kuran bilgisi. turkish (türkçe)
Kuran bilgisi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)
Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)
Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Ateist siyonizm felsefesi. turkish (türkçe)
Ateist siyonizm felsefesi. turkish (türkçe)Ateist siyonizm felsefesi. turkish (türkçe)
Ateist siyonizm felsefesi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Molekül mucizesi. turkish (türkçe)
Molekül mucizesi. turkish (türkçe)Molekül mucizesi. turkish (türkçe)
Molekül mucizesi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)
Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)
Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Mucizeler zinciri. turkish (türkçe)
Mucizeler zinciri. turkish (türkçe)Mucizeler zinciri. turkish (türkçe)
Mucizeler zinciri. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Müminlerin mutluluğu. turkish (türkçe)
Müminlerin mutluluğu. turkish (türkçe)Müminlerin mutluluğu. turkish (türkçe)
Müminlerin mutluluğu. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Kuran ahlakında fedakarlığın önemi. turkish (türkçe)
Kuran ahlakında fedakarlığın önemi. turkish (türkçe)Kuran ahlakında fedakarlığın önemi. turkish (türkçe)
Kuran ahlakında fedakarlığın önemi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Arageçiş açmazı. turkish (türkçe)
Arageçiş açmazı. turkish (türkçe)Arageçiş açmazı. turkish (türkçe)
Arageçiş açmazı. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Konuşan kuşlar mucizesi. turkish (türkçe)
Konuşan kuşlar mucizesi. turkish (türkçe)Konuşan kuşlar mucizesi. turkish (türkçe)
Konuşan kuşlar mucizesi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 
Hayvanlarda göç mucizesi. turkish (türkçe)
Hayvanlarda göç mucizesi. turkish (türkçe)Hayvanlarda göç mucizesi. turkish (türkçe)
Hayvanlarda göç mucizesi. turkish (türkçe)HarunyahyaTurkish
 

Similar to Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe) (15)

Doğada allah'ın yaratması. turkish (türkçe)
Doğada allah'ın yaratması. turkish (türkçe)Doğada allah'ın yaratması. turkish (türkçe)
Doğada allah'ın yaratması. turkish (türkçe)
 
Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)
Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)
Darwinizm'in kanlı ideolojisi faşizm. turkish (türkçe)
 
Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)
Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)
Global masonluk 1 cilt. turkish (türkçe)
 
Kuran bilgisi. turkish (türkçe)
Kuran bilgisi. turkish (türkçe)Kuran bilgisi. turkish (türkçe)
Kuran bilgisi. turkish (türkçe)
 
Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)
Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)
Islam terörü lanetler. turkish (türkçe)
 
Ateist siyonizm felsefesi. turkish (türkçe)
Ateist siyonizm felsefesi. turkish (türkçe)Ateist siyonizm felsefesi. turkish (türkçe)
Ateist siyonizm felsefesi. turkish (türkçe)
 
Molekül mucizesi. turkish (türkçe)
Molekül mucizesi. turkish (türkçe)Molekül mucizesi. turkish (türkçe)
Molekül mucizesi. turkish (türkçe)
 
Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)
Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)
Becerikli baraj inşaatçıları kunduzlar. turkish (türkçe)
 
Mucizeler zinciri. turkish (türkçe)
Mucizeler zinciri. turkish (türkçe)Mucizeler zinciri. turkish (türkçe)
Mucizeler zinciri. turkish (türkçe)
 
Müminlerin mutluluğu. turkish (türkçe)
Müminlerin mutluluğu. turkish (türkçe)Müminlerin mutluluğu. turkish (türkçe)
Müminlerin mutluluğu. turkish (türkçe)
 
Kuran ahlakında fedakarlığın önemi. turkish (türkçe)
Kuran ahlakında fedakarlığın önemi. turkish (türkçe)Kuran ahlakında fedakarlığın önemi. turkish (türkçe)
Kuran ahlakında fedakarlığın önemi. turkish (türkçe)
 
Arageçiş açmazı. turkish (türkçe)
Arageçiş açmazı. turkish (türkçe)Arageçiş açmazı. turkish (türkçe)
Arageçiş açmazı. turkish (türkçe)
 
Konuşan kuşlar mucizesi. turkish (türkçe)
Konuşan kuşlar mucizesi. turkish (türkçe)Konuşan kuşlar mucizesi. turkish (türkçe)
Konuşan kuşlar mucizesi. turkish (türkçe)
 
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
Evrimin fosillere yenilişi. turkish (türkçe)
 
Hayvanlarda göç mucizesi. turkish (türkçe)
Hayvanlarda göç mucizesi. turkish (türkçe)Hayvanlarda göç mucizesi. turkish (türkçe)
Hayvanlarda göç mucizesi. turkish (türkçe)
 

Müslümanca konuşmak. turkish (türkçe)

  • 1.
  • 2.
  • 3.
  • 4. OKUYUCUYA • Bu kitapta ve di¤er çal›flmalar›m›zda evrim teorisinin çöküflüne özel bir yer ayr›lmas›n›n nedeni, bu teorinin her türlü din aleyhtar› felsefenin temelini oluflturmas›d›r. Yarat›l›fl› ve dolay›s›yla Allah'›n varl›¤›n› inkar eden Darwinizm, 150 y›ld›r pek çok insan›n iman›n› kaybetmesine ya da kuflkuya düflmesine neden olmufltur. Dolay›s›yla bu teorinin bir al- datmaca oldu¤unu gözler önüne sermek çok önemli bir imani görevdir. Bu önemli hiz- metin tüm insanlar›m›za ulaflt›r›labilmesi ise zorunludur. Kimi okuyucular›m›z belki tek bir kitab›m›z› okuma imkan› bulabilir. Bu nedenle her kitab›m›zda bu konuya özet de ol- sa bir bölüm ayr›lmas› uygun görülmüfltür. • Belirtilmesi gereken bir di¤er husus, bu kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Yazar›n tüm kitapla- r›nda imani konular Kuran ayetleri do¤rultusunda anlat›lmakta, insanlar Allah'›n ayetle- rini ö¤renmeye ve yaflamaya davet edilmektedirler. Allah'›n ayetleri ile ilgili tüm konu- lar, okuyan›n akl›nda hiçbir flüphe veya soru iflareti b›rakmayacak flekilde aç›klanmakta- d›r. • Bu anlat›m s›ras›nda kullan›lan samimi, sade ve ak›c› üslup ise kitaplar›n yediden yetmi- fle herkes taraf›ndan rahatça anlafl›lmas›n› sa¤lamaktad›r. Bu etkili ve yal›n anlat›m saye- sinde, kitaplar "bir solukta okunan kitaplar" deyimine tam olarak uymaktad›r. Dini red- detme konusunda kesin bir tav›r sergileyen insanlar dahi, bu kitaplarda anlat›lan gerçek- lerden etkilenmekte ve anlat›lanlar›n do¤rulu¤unu inkar edememektedirler. • Bu kitap ve yazar›n di¤er eserleri, okuyucular taraf›ndan bizzat okunabilece¤i gibi, kar- fl›l›kl› bir sohbet ortam› fleklinde de okunabilir. Bu kitaplardan istifade etmek isteyen bir grup okuyucunun kitaplar› birarada okumalar›, konuyla ilgili kendi tefekkür ve tecrübe- lerini de birbirlerine aktarmalar› aç›s›ndan yararl› olacakt›r. • Bunun yan›nda, sadece Allah r›zas› için yaz›lm›fl olan bu kitaplar›n tan›nmas›na ve okunmas›na katk›da bulunmak da büyük bir hizmet olacakt›r. Çünkü yazar›n tüm kitap- lar›nda ispat ve ikna edici yön son derece güçlüdür. Bu sebeple dini anlatmak isteyenler için en etkili yöntem, bu kitaplar›n di¤er insanlar taraf›ndan da okunmas›n›n teflvik edil- mesidir. • Kitaplar›n arkas›na yazar›n di¤er eserlerinin tan›t›mlar›n›n eklenmesinin ise önemli se- bepleri vard›r. Bu sayede kitab› eline alan kifli, yukar›da söz etti¤imiz özellikleri tafl›yan ve okumaktan hoflland›¤›n› umdu¤umuz bu kitapla ayn› vas›flara sahip daha birçok es- er oldu¤unu görecektir. ‹mani ve siyasi konularda yararlanabilece¤i zengin bir kaynak bi- rikiminin bulundu¤una flahit olacakt›r. • Bu eserlerde, di¤er baz› eserlerde görülen, yazar›n flahsi kanaatlerine, flüpheli kaynakla- ra dayal› izahlara, mukaddesata karfl› gereken adaba ve sayg›ya dikkat etmeyen üslupla- ra, burkuntu veren ümitsiz, flüpheci ve ye'se sürükleyen anlat›mlara rastlayamazs›n›z. Bu kitapta kullan›lan ayetler, Ali Bulaç'›n haz›rlad›¤› "Kur'an-› Kerim ve Türkçe Anlam›" isimli mealden al›nm›flt›r. Birinci bask›: fiubat 2003 / ‹kinci bask›: Ekim 2005 / Üçüncü bask›: Haziran 2006 Dördüncü bask›: Aral›k 2006 / Beflinci bask›: fiubat 2007 / Alt›nc› bask›: Kas›m 2008 ARAfiTIRMA YAYINCILIK: Talatpafla Mah. Emirgazi Caddesi ‹brahim Elmas ‹flmerkezi A Blok Kat 4 Okmeydan› - ‹stanbul Tel: (0 212) 222 00 88 Bask›: Entegre Matbaac›l›k / Sanayi Cad. No: 17 Yenibosna-‹stanbul Tel: (0 212) 451 70 70 w w w. h a r u n y a h y a . o r g - w w w. h a r u n y a h y a . n e t
  • 5.
  • 6.
  • 7.
  • 8. Harun Yahya müstear ismini kullanan yazar Adnan Oktar, 1956 y›l›nda Ankara'da do¤du. ‹lk, orta ve lise ö¤renimini Ankara'da tamamlad›. Daha sonra ‹stanbul Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ve ‹stanbul Üniversitesi Felsefe Bölü- mü'nde ö¤renim gördü. 1980'li y›llardan bu yana, imani, bilimsel ve siyasi konularda pek çok eser haz›rlad›. Bunlar›n yan› s›ra, ya- zar›n evrimcilerin sahtekarl›klar›n›, iddialar›n›n geçersizli¤ini ve Darwinizm'in kanl› ideolojilerle olan karanl›k ba¤lant›lar›n› ortaya koyan çok önemli eserleri bulunmaktad›r. Harun Yahya'n›n eserleri yaklafl›k 30.000 resmin yer ald›¤› toplam 45.000 sayfal›k bir külliyat- t›r ve bu külliyat 57 farkl› dile çevrilmifltir. Yazar›n müstear ismi, inkarc› düflünceye karfl› mücadele eden iki pey- gamberin hat›ralar›na hürmeten, isimlerini yad etmek için Harun ve Yahya isimlerinden oluflturulmufltur. Yazar taraf›ndan kitaplar›n kapa- ¤›nda Resulullah'›n mührünün kullan›lm›fl olmas›n›n sembolik anlam› ise, kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Bu mühür, Kuran-› Kerim'in Allah'›n son kitab› ve son sözü, Peygamberimiz (sav)'in de hatem-ül enbiya ol- mas›n› remzetmektedir. Yazar da, yay›nlad›¤› tüm çal›flmalar›nda, Ku- ran'› ve Resulullah'›n sünnetini kendine rehber edinmifltir. Bu suretle, inkarc› düflünce sistemlerinin tüm temel iddialar›n› tek tek çürütmeyi ve dine karfl› yöneltilen itirazlar› tam olarak susturacak "son söz"ü söy- lemeyi hedeflemektedir. Çok büyük bir hikmet ve kemal sahibi olan Resulullah'›n mührü, bu son sözü söyleme niyetinin bir duas› olarak kullan›lm›flt›r. Yazar›n tüm çal›flmalar›ndaki ortak hedef, Kuran'›n tebli¤i- ni dünyaya ulaflt›rmak, böylelikle insanlar› Allah'›n var- l›¤›, birli¤i ve ahiret gibi temel imani konular üzerin- de düflünmeye sevk etmek ve inkarc› sistemlerin çürük temellerini ve sapk›n uygulamalar›n› göz- ler önüne sermektir. Nitekim Harun Yahya'n›n eserleri Hindis- tan'dan Amerika'ya, ‹ngiltere'den Endonez- ya'ya, Polonya'dan Bosna Hersek'e, ‹span- ya'dan Brezilya'ya, Malezya'dan ‹tal- ya'ya, Fransa'dan Bulgaristan'a ve Rusya'ya kadar dünyan›n daha pek çok ülkesinde be¤eniy- le okunmaktad›r. ‹ngiliz- ce, Frans›zca, Almanca, ‹talyanca, ‹spanyolca, Portekizce, Urduca, YAZAR ve ESERLER‹ HAKKINDA
  • 9. Arapça, Arnavutça, Rusça, Boflnakça, Uygurca, Endonezyaca, Malayca, Bengoli, S›rpça, Bulgarca, Çince, Kishwahili (Tanzanya'da kullan›l›yor), Hausa (Afrika'da yayg›n olarak kullan›l›yor), Dhivelhi (Mauritus'ta kullan›l›yor), Danimarkaca ve ‹sveçce gibi pek çok dile çevrilen eserler, yurtd›fl›nda genifl bir okuyucu kitlesi ta- raf›ndan takip edilmektedir. Dünyan›n dört bir yan›nda ola¤anüstü takdir toplayan bu eserler pek çok insan›n iman etmesine, pek ço¤unun da iman›nda derinleflmesine vesile olmaktad›r. Kitap- lar› okuyan, inceleyen her kifli, bu eserlerdeki hikmetli, özlü, kolay anlafl›l›r ve sami- mi üslubun, ak›lc› ve ilmi yaklafl›m›n fark›na varmaktad›r. Bu eserler süratli etki et- me, kesin netice verme, itiraz edilemezlik, çürütülemezlik özellikleri tafl›maktad›r. Bu eserleri okuyan ve üzerinde ciddi biçimde düflünen insanlar›n, art›k materyalist felsefeyi, ateizmi ve di¤er sapk›n görüfl ve felsefelerin hiçbirini samimi olarak savu- nabilmeleri mümkün de¤ildir. Bundan sonra savunsalar da ancak duygusal bir inat- la savunacaklard›r, çünkü fikri dayanaklar› çürütülmüfltür. Ça¤›m›zdaki tüm inkar- c› ak›mlar, Harun Yahya Külliyat› karfl›s›nda fikren ma¤lup olmufllard›r. Kuflkusuz bu özellikler, Kuran'›n hikmet ve anlat›m çarp›c›l›¤›ndan kaynaklanmak- tad›r. Yazar›n kendisi bu eserlerden dolay› bir övünme içinde de¤ildir, yaln›zca Allah'›n hidayetine vesile olmaya niyet etmifltir. Ayr›ca bu eserlerin bas›m›nda ve ya- y›nlanmas›nda herhangi bir maddi kazanç hedeflenmemektedir. Bu gerçekler göz önünde bulunduruldu¤unda, insanlar›n görmediklerini görmeleri- ni sa¤layan, hidayetlerine vesile olan bu eserlerin okunmas›n› teflvik etmenin de, çok önemli bir hizmet oldu¤u ortaya ç›kmaktad›r. Bu de¤erli eserleri tan›tmak yerine, insanlar›n zihinlerini buland›ran, fikri karmafla meydana getiren, kuflku ve tereddütleri da¤›tmada, iman› kurtarmada güçlü ve kes- kin bir etkisi olmad›¤› genel tecrübe ile sabit olan kitaplar› yaymak ise, emek ve za- man kayb›na neden olacakt›r. ‹man› kurtarma amac›ndan ziyade, yazar›n›n edebi gücünü vurgulamaya yönelik eserlerde bu etkinin elde edilemeyece¤i aç›kt›r. Bu konuda kuflkusu olanlar varsa, Harun Yahya'n›n eserlerinin tek amac›n›n dinsizli- ¤i çürütmek ve Kuran ahlak›n› yaymak oldu¤unu, bu hizmetteki etki, baflar› ve samimiyetin aç›kça görüldü¤ünü okuyucular›n genel kanaatinden anlayabilirler. Bilinmelidir ki, dünya üzerindeki zulüm ve karmaflalar›n, Müslümanlar›n çektikle- ri eziyetlerin temel sebebi dinsizli¤in fikri hakimiyetidir. Bunlardan kurtulman›n yo- lu ise, dinsizli¤in fikren ma¤lup edilmesi, iman hakikatlerinin ortaya konmas› ve Ku- ran ahlak›n›n, insanlar›n kavray›p yaflayabilecekleri flekilde anlat›lmas›d›r. Dünya- n›n günden güne daha fazla içine çekilmek istendi¤i zulüm, fesat ve kargafla ortam› dikkate al›nd›¤›nda bu hizmetin elden geldi¤ince h›zl› ve etkili bir biçimde yap›lma- s› gerekti¤i aç›kt›r. Aksi halde çok geç kal›nabilir. Bu önemli hizmette öncü rolü üstlenmifl olan Harun Yahya Külliyat›, Allah'›n izniyle, 21. yüzy›lda dünya insanlar›n› Kuran'da tarif edilen huzur ve bar›fla, do¤ruluk ve adalete, güzellik ve mutlulu¤a tafl›maya bir vesile olacakt›r.
  • 10. ‹Ç‹NDEK‹LER G‹R‹fi .....................................................................................................33 MÜSLÜMANCA KONUfiMANIN ÖNEM‹...................................36 MÜSLÜMANCA KONUfiMANIN ÖZELL‹KLER‹......................39 Allah'›n kudretini (kadrini) takdir edebilen bir üslup ile konuflmak.........................................................................40 Allah'› çokça zikretmek........................................................................42 Allah'› en güzel isimleriyle anmak.....................................................43 Her an Allah ile beraber oldu¤unu bilerek konuflmak ...................45 Allah'a hiçbir fleyi ortak koflmadan konuflmak ................................47 Allah'› övüp yücelterek konuflmak ....................................................50 Allah'a karfl› aczini bilen bir üslupla konuflmak..............................53 ‹fllerin Allah'›n dilemesiyle olaca¤›n› bilerek konuflmak ................56 Konuflmalarda Kuran'› rehber edinmek ............................................58 Kaderin mükemmelli¤ini ve herfleyde bir hay›r oldu¤unu bilerek konuflmak ...............................................................60 Allah'a güvenip dayanarak konuflmak..............................................66 Dünya hayat›n›n geçicili¤inin fark›nda olan bir üslupla konuflmak ..........................................................................69 Konuflmalarda helale harama titizlik göstermek .............................72 Konuflurken fleytan›n etkisinde bir üsluptan sak›nmak ve fleytandan Allah'a s›¤›narak konuflmak .....................74 ‹nsanlara iyili¤i emredip, kötülükten men etmek............................77 Hikmetli konuflmak ..............................................................................79 Samimi bir üslupla konuflmak ............................................................83 Do¤ru konuflmak...................................................................................85 Ak›lc› ve mant›kl› konuflmak ..............................................................90 Müjdeli ve sevinç verici konuflmalar yapmak..................................92
  • 11. fievk ve heyecan› yüksek tutan bir üslupla konuflmak...................96 Sözün en güzelini söylemek................................................................98 Nefis ve hevadan konuflmamak .........................................................99 Ölçülü, nezaketli ve sayg›l› bir üslup kullanmak ..........................100 Alçakgönüllü bir tarzda konuflmak .................................................101 Hoflgörülü ve ba¤›fllay›c› bir üslup kullanmak..............................103 ‹stiflare etmek .......................................................................................105 'MaflaAllah, Allah'tan baflka kuvvet yoktur' diyerek konuflmak.106 Anne babaya güzel söz söylemek.....................................................109 Arkadan konuflmamak, dedikodu yapmamak ..............................112 Zan ve iftirada bulunmamak ............................................................115 Alayc› bir üslupla konuflmamak.......................................................118 Haset ve k›skançl›k içeren bir üsluptan kaç›nmak........................................................................120 Bofl ve faydas›z konuflmalar yapmamak.........................................122 Söz kesmemek ve itidalli bir sesle konuflmak ................................123 Muhatab›n kültür seviyesine uygun bir üslup kullanmak..................................................................................124 Münaf›kane bir üsluptan kaç›nmak.................................................125 fiüphe veren bir konuflma tarz› kullanmamak ...............................127 A¤›z arayan sinsi bir üslup kullanmamak......................................129 Kötülü¤e yönelten konuflmalardan sak›nmak................................130 Dil e¤ip bükmemek ............................................................................131 Gizli konuflmalar yapmamak............................................................133 Peygamberimiz (sav)'i savunup destek olarak konuflmak.................................................................................136 MÜSLÜMANCA KONUfiMANIN ‹NSANLAR ÜZER‹NDEK‹ ETK‹LER‹.................................................................139 SONUÇ.................................................................................................144 DARWIN‹ZM'‹N ÇÖKÜfiÜ.............................................................148
  • 12.
  • 13. 11 ‹‹flflttee RRaabbbbiinniizz oollaann AAllllaahh bbuudduurr.. OO''nnddaann bbaaflflkkaa ‹‹llaahh yyookkttuurr.. HHeerrflfleeyyiinn YYaarraatt››cc››ss››''dd››rr.. ÖÖyylleeyyssee OO''nnaa kkuulllluukk eeddiinn.. OO,, hheerrflfleeyyiinn üüssttüünnddee bbiirr vveekkiillddiirr.. GGöözzlleerr OO''nnuu iiddrraakk eeddeemmeezz;; OO iissee bbüüttüünn ggöözzlleerrii iiddrraakk eeddeerr.. OO,, llaattiiff oollaanndd››rr,, hhaabbeerrddaarr oollaanndd››rr.. GGeerrççeekk flfluu kkii ssiizzee RRaabbbbiinniizzddeenn bbaassiirreettlleerr ggeellmmiiflflttiirr.. KKiimm bbaassiirreettllee ggöörrüürrssee kkeennddii lleehhiinnee,, kkiimm ddee kköörr oolluurrssaa ((ggöörrmmeekk iisstteemmeezzssee)) kkeennddii aalleeyyhhiinneeddiirr.. BBeenn ssiizziinn üüzzeerriinniizzddee ggöözzeettlleeyyiiccii ddee¤¤iilliimm.. ((EEnnaamm SSuurreessii,, 110022--110044))
  • 14. 12 Çekirge sürüleri çok kalabalıklardır ancak adeta tek bir vücut olarak hareket ederler. Bu sürülerin bazılarının 3-5 kilometre geniflli¤inde ve metrelerce derinlikte oldu¤u tespit edilmifltir. Bu canlılar yumurtalarını topra¤ın içine tohum gibi yerlefltirirler ve çekirge larvaları uzun bir sü- re topra¤ın altında kaldıktan sonra, yeryüzüne topluca ç›- karlar. www.yaratilismucizesi.com
  • 15. 13 ...... BBiizz ggöökktteenn ssuu iinnddiirrddiikk,, bbööyylleelliikkllee oorraaddaa hheerr ggüüzzeell oollaann ççiifftttteenn bbiirr bbiittkkii bbiittiirrddiikk.. BBuu,, AAllllaahh''››nn yyaarraattmmaass››dd››rr.. fifiuu hhaallddee,, OO''nnuunn dd››flfl››nnddaa oollaannllaarr››nn yyaarraatttt››kkllaarr››nn›› BBaannaa ggöösstteerriinn.. HHaayy››rr,, zzuullmmeeddeennlleerr,, aaçç››kkççaa bbiirr ssaapp››kkll››kk iiççiinnddeeddiirrlleerr.. ((LLookkmmaann SSuurreessii,, 1100--1111))
  • 16. 14 ‹nsanlar›n dostu ve yard›mc›s› olan sevimli köpekler de Yüce Allah’›n insanlar için boyun e¤dirdi¤i varl›klard›r. ‹nsan çevresine bakt›¤›nda bunun gibi Allah’›n pek çok ayetiyle karfl›lafl›r. Bunlar düflünebilen insanlar için birer ibret vesilesidir. www.darwinvedna.com
  • 17. 15 Karıncalar›n bilinen yaklaflık 8800 çeflidi vardır. Her çefli- din de kendine özgü, hayranlık verici özellikleri bulunur. Teknoloji, kollektif çalıflma, askeri strateji, geliflmifl bir iletiflim a¤ı, örnek ve rasyonel bir hiyerarfli, disiplin, ku- sursuz bir flehir planlaması... ‹nsanların her zaman yeteri kadar baflarılı olamadı¤ı bu alanlarda, karıncalar daima baflarılıdırlar. www.evrimmasali.com
  • 18. 16 Her canlı, kendisini savunmak için farklı yeteneklerle bir- likte var edilmifltir. Kimisi çok hızlı ve çeviktir; kendini ka- çarak kurtarır. Kimisi yerinden kımıldayamaz, ama sa¤lam zırhlarla kaplıdır. Kimisi, ola¤anüstü "korkutma" becerile- rine sahiptir. Bazıları, zehirli, yakıcı, ya da kötü kokulu s›- v›lar püskürtür. Bunlar›n her biri Allah’›n yaratma sanat›n- daki mükemmelli¤in göstergesidir.
  • 19. 17 KKeennddii rr››zzkk››nn›› ttaaflfl››yyaammaayyaann nniiccee ccaannll›› vvaarrdd››rr kkii oonnuu vvee ssiizzii AAllllaahh rr››zz››kkllaanndd››rr››rr.. OO,, iiflfliitteennddiirr,, bbiilleennddiirr.. ((AAnnkkeebbuutt SSuurreessii,, 6600)) www.kuslar.net
  • 20. 18 OO AAllllaahh kkii,, yyaarraattaanndd››rr,, ((eenn ggüüzzeell bbiirr bbiiççiimmddee)) kkuussuurrssuuzzccaa vvaarr eeddeennddiirr,, ''flfleekkiill vvee ssuurreett'' vveerreennddiirr.. EEnn ggüüzzeell iissiimmlleerr OO''nnuunndduurr.. GGöökklleerrddee vvee yyeerrddee oollaannllaarr››nn ttüümmüü OO''nnuu tteessbbiihh eettmmeekktteeddiirr.. OO,, AAzziizz,, HHaakkiimmddiirr.. ((HHaaflflrr SSuurreessii,, 2244)) www.denizlerdesanat.com
  • 21. 19 Bir molekülün, bu molekülü oluflturan atomlar›n plan yap- mas›, bu plana uygun hareket etmesi, verilen emri anlaya- rak, uygulamas›, tesadüfen ortaya ç›kmas› mümkün olma- yan olaylard›r. ‹flte bütün bu ola¤anüstü olaylar, bugüne ka- dar yaflam›fl olan ve halen yaflayan milyarlarca insan›n be- denlerinde her birinin bedeninde gerçekleflir ve resimdeki bebek oluflur. Allah üstün güç sahibi olan Yarat›c›m›z'd›r.
  • 22. 20 Bilinen en eski akrep fosillerinden biri 320 milyon y›ll›k- t›r. Resimde fosili görülen akrep ise 110 milyon yafl›ndad›r. 320 milyon y›l önce yaflayan akrepler de, 110 milyon y›l ön- ce yaflayan akrepler de, günümüzde yaflayan akrepler de ayn›d›r. Yüz milyonlarca y›ld›r de¤iflmeyen akrepler bir Yarat›l›fl gerçe¤i delilidir. Brezilya’da bulunan 110 milyon y›ll›k akrep fosili, resimde de görüldü¤ü gibi günümüz akreplerinden farks›zd›r. www.surungenfosilleri.com
  • 23. 21 Resimde görülen çekirge fosili 108 – 92 milyon yafl›ndad›r ve Darwinistlere, di¤er tüm canl›lar gibi, çekirgelerin de milyonlarca y›ld›r hiç de¤iflmediklerini yani evrim geçir- mediklerini söylemektedir. Yanda 108-92 milyon y›ll›k bir çekirge fo- sili görülmek- tedir. Altta ise günümüz çe- kirgesi... www.canlilarinevrimi.com
  • 24. 22 Resimde görülen karabatak kafas› fosili 18 milyon y›ll›kt›r. 18 milyon y›l önce yaflayan karabataklar›n günümüzdeki örneklerinden bir fark› olmad›¤›n›n delilidir. Bu farks›zl›k, söz konusu canl›lar›n milyonlarca y›ld›r de¤iflmedi¤ini, ya- ni evrim geçirmediklerini göstermektedir. Yukar›da görülen karabatak fosili 18 milyon y›ll›k olup fiili’de bulunmufltur. Yandaki resimde de günümüz karabatak- lar›ndan örnekler görülmektedir. www.kabatasdevri.com
  • 25. 23 Fosil kay›tlar› her aç›dan evrim teorisini yalanlamaktad›r. Teoriyi yalanlayan fosil örneklerinden biri de, resimde gö- rülen 25 milyon yafl›ndaki yengeç fosilidir. On milyonlar- ca y›ld›r de¤iflmeden kalan yengeçler, canl›lar›n evrimlefl- medi¤ini bir kez daha teyit etmektedir. Bu yengeç fosili- nin, günümüzde yaflayan yengeçlerden hiçbir fark› yoktur. Günümüzden 25 milyon y›l önce yaflayan yukar›daki yengeç fosili- ni alttaki yaflayan yengeçle k›yas- lad›¤›n›zda aralar›nda hiçbir fark bulunmad›¤›n› görebilirsiniz. www.hayatinkokeni.com
  • 26. 24 Darwinistlerin bilim d›fl› iddialar›na göre sürüngenler memelilerin de atas›d›r. Ancak bu iki canl› s›n›flamas› aras›nda çok büyük farklar vard›r. Evrimciler bugüne ka- dar bu konudaki sorulara tatmin edici tek bir bilimsel ce- vap verememifllerdir. Çünkü canl›lar birbirlerinden de¤i- flerek var olmam›fl, bir anda eksiksiz olarak yarat›lm›fllar- d›r. 23-5 milyon y›ll›k s›rtlan kafatas›.
  • 27. 25 Hufl a¤ac›, Betula s›n›f›nda yer alan, kuzey iklimlerinde yetiflen bir bitkidir. Resimde görülen fosil, 54 – 37 milyon y›l yafl›ndad›r. Günümüzdeki örnekleriyle t›pat›p ayn› olan bu fosil örne¤i, di¤er tüm canl›lar gibi, hufl a¤açlar›- n›n da evrim geçirmedi¤inin delillerinden biridir. Kanada’da bu- lunan 54-37 milyon y›ll›k olan hufl a¤ac› yapra¤›n›n fosi- li yandaki re- simde yer al- maktad›r. Yu- kar›da ise gü- nümüzde yafla- yan bir hufl a¤ac› yapra¤› görülmektedir. www.evrimcilerinitiraflari.com
  • 28. 26 Resimde görülen istiridye 268 – 146 milyon yafl›ndad›r. Yüz milyonlarca y›l önce yaflam›fl olan istiridyelerin gü- nümüzde yaflayanlarla ayn› oldu¤unu gösteren bu fosil, evrimi yalanlamaktad›r. Günümüzde ya- flayan istiridye- lerle milyonlar- ca y›l önce ya- flayanlar aras›n- da bir fark ol- mad›¤›n›n delili yukar›daki fosil ile günümüzdeki örneklerinin ay- n› olmas›d›r. www.maddeninardindakisir.com
  • 29. 27 Karidesin vücudu kalsiyum karbonattan meydana gelen bir z›rhla kapl›d›r. Gövdesi eklemlidir. Resimde görülen karides fosili ise 145 milyon y›l yafl›ndad›r. Milyonlarca y›ld›r yap›lar›n› aynen koruyan ve herhangi bir de¤iflime u¤ramayan karidesler, canl›lar›n evrim geçirmedi¤inin yaflayan bir delilidir. Yandaki resimde görülen karides fosili 145 mil- yon y›ll›kt›r. Yu- kar›daki resim- de de günümüz karidesi görülmektedir. www.Allahvar.com
  • 30. 28 390 milyon y›l önce yaflam›fl olan deniz y›ld›zlar›n›n, bu- günkü denizlerde yaflayan deniz y›ld›zlar›ndan hiçbir far- k› yoktur. Aradan geçen yüz milyonlarca y›la ra¤men de- ¤iflime u¤ramayan deniz y›ld›zlar›, tarihin hiçbir döne- minde evrim yaflanmad›¤›n› göstermektedir. www.evrimbelgeseli.com www.evrimbelgeseli.com 300 milyon y›ll›k bir deniz y›ld›z› fosili ile yanda görülen günümüzdeki örne¤i aras›nda hiç fark ol- mamas› yarat›l›fl›n delillerindendir.
  • 31. 29 Günümüzde yaflayan örümceklerin sahip olduklar› tüm özelliklere milyonlarca y›l önce yaflayan örümcekler de sahiptir. 25 milyon y›ll›k amber içindeki örümcek fosili bu gerçe¤in ispatlar›ndand›r. 25 milyon y›ll›k örümcek fosili (üstte). Solda ise günümüzdeki örne¤i görülüyor. www.guncelyorumlar.com
  • 32. 30 Sahip olduklar› özel sonar sistemi sayesinde yarasalar zi- firi karanl›kta, hiçbir fley görmeden son derece k›vrak ve kusursuz manevralarla uçar. Karanl›k bir odan›n zeminin- deki küçücük bir t›rt›l› bile alg›lar ve avlar. Bu sistem ol- madan canl›n›n yaflamas› mümkün de¤ildir. Milyonlarca y›ll›k yarasa fosilleri canl›lar›n evrim geçirdi¤i iddias›n› reddetmektedir. Sa¤da 54-37 milyon y›ll›k bir yarasa fo- sili görülmek- tedir. Afla¤›da da günümüz yarasalar›n- dan bir örnek. www.Darwinistlerbizesorun.com
  • 33. 31 Tüm fosil örnekleri yüz milyonlarca yıl önce yaflamıfl canlılarla bugünkü örnekleri arasında hiçbir fark olmad›- ¤›n› gösterir. En eski jeolojik dönemlerde yaflayan canlılar dahi hiç de¤ifliklik geçirmeden günümüze kadar gelmifllerdir. Canlılar tarihin hiçbir döneminde ilkelden geliflmifle do¤ru bir süreç yaflamamıfllardır. Tam aksine bugünkü aynı kompleks yapı ve özellikleriyle yeryüzün- de bir anda ortaya çıkmıfllardır. Yanda 80 milyon y›ll›k timsah fosili ve onun üstünde günümüzde yafla- yan örne¤i görülmektedir.
  • 34. 32
  • 35. 33 G‹R‹fi Bir düflünün… Kim bilir kaç y›ldan beri konuflabilmek gibi önemli bir yetene¤e sahipsiniz? Kim bilir kaç y›ld›r hiçbir çaba harcamadan, kolayl›kla istedi¤iniz her sözü söyleyebiliyor, iste- di¤iniz her konuflmay› yapabiliyorsunuz? Hiç kuflku yok ki bu sorulara "y›llard›r…" diye yan›t verirsiniz. Ancak belki de da- ha önce ço¤u insan›n akl›na kendi kendine böyle bir soru sor- mak gelmemifl olabilir. Çünkü konuflmak, insan›n do¤as›nda bulunan yeteneklerinden biridir. Her insan kendisine verilen bu önemli yetenek sayesinde bir ömür süresince istedi¤i kadar konuflabilmekte ve belki de bu duruma al›flt›¤› için, konuflman›n insan hayat› aç›s›ndan tafl›- d›¤› önemi göz ard› edebilmektedir. Oysa her insan›n flu gerçe¤in bilincinde olmas› gerekir; ko- nuflabilmek bir nimettir ve Allah insana bu yetene¤i belirli bir amaç için vermifltir: ‹nsan konufltu¤u her sözden ahiret- te sorumlu tutulacakt›r. Allah, insan› Kendisi'ne kulluk etmesi için yaratm›flt›r. Ona, Kendisi'nin yüceli¤ini kavray›p iman edebilmesi için ak›l, yarat- t›¤› mükemmellikleri görüp takdir edebilmesi için gözler, ayet- lerini iflitebilmesi için kulaklar ve Allah'›n flan›n› yüceltip, dinini anlatabilmesi için dil vermifltir. Kuran'›n "Asla; demekte ol- du¤unu yazaca¤›z ve onun için azapta(n) da süre tan›- d›kça tan›yaca¤›z. Onun söylemekte oldu¤una Biz mi- rasç› olaca¤›z; o Bize, 'yapayaln›z tek bafl›na' gelecek- tir." (Meryem Suresi, 79-80) ayetleriyle bildirildi¤i gibi, insan›n a¤z›ndan ç›kan her kelime Allah Kat›nda yaz›lmaktad›r. Dolay›-
  • 36. s›yla insanlar inand›klar› her fikirden, ak›llar›ndan geçirdikleri her düflünceden, gösterdikleri her tav›rdan sorumlu olduklar› gibi, söyledikleri her sözden de sorumlu tutulacak ve ahirette buna göre bir karfl›l›k göreceklerdir. Ancak ço¤u kimse, dünya hayat›nda söyledi¤i her sözün, kurdu¤u her cümlenin hesab›n› ahirette eksiksiz olarak vere- ce¤ini akl›na getirmez. Bu nedenle düflünmeden ve kendisine yükleyece¤i sorumluluklar› hesaplamadan pek çok söz sarf eder. Oysa Allah'›n Kuran'da bildirdi¤i bu vaadi kesin olarak gerçekleflecektir; insan belki de söyledi¤i sözlerin büyük bir k›sm›n› unutmufl olacak, ama tüm bunlar ahirette eksiksiz ola- rak karfl›s›na ç›kacakt›r. Allah Kuran'da, "Oysa gerçekten si- zin üzerinizde koruyucular var, 'fierefli-üstün' yaz›c›- lar. Her yapmakta oldu¤unuzu bilirler." (‹nfitar Suresi, 10-12) ayetleriyle, yaz›c› meleklerin insan›n a¤z›ndan ç›kan her sözü de yazmakta olduklar›n› haber vermektedir. Ayr›ca Allah bir baflka ayette de herfleye nutku verip konuflturdu¤u gibi, ahiret gününde insanlar›n derilerini konuflturarak yapt›klar›n› kendilerine itiraf ettirece¤ini de belirtmifltir: Kendi derilerine dediler ki: "Niye aleyhimizde flahit- lik ettiniz?" Dediler ki: "Herfleye nutku verip-konufl- turan Allah, bizi konuflturdu. Sizi ilk defa O yaratt› ve O'na döndürülüyorsunuz." (Fussilet Suresi, 21) Dolay›s›yla insan ahiret gününde, dünya hayat›nda yapm›fl oldu¤u konuflmalar› ne kadar saklamak istese ve bunlar› itiraf etmekten ne kadar kaç›nsa da, bu kaç›fl ona bir fayda sa¤lama- yacakt›r. Yap›p-ettiklerini anlatmak istemese de derisi onun ad›na herfleyi bir bir itiraf edecektir. Bu nedenle insan›n dünya hayat›ndaki hedefi, Allah'›n huzuruna vard›¤›nda utanaca¤›, aç›klamas›n› yapamayaca¤›, piflmanl›¤a kap›laca¤› tek bir söz da- hi sarf etmemek olmal›d›r. 34 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
  • 37. Bu önemli gerçe¤in en aç›k flekilde fluuruna varan ve bu ah- lak› en güzel flekilde yaflayan kimseler ise hiç kuflkusuz ki 'mü- minler'dir. Müminler, güçlü bir imana sahip olduklar›ndan her zaman her yerde Allah'tan korkup sak›narak konuflurlar. Bun- dan dolay›, ayette bildirildi¤i gibi, hesap gününde "kitab› sa¤ taraf›ndan verilenler" olarak, gönül rahatl›¤›yla "… Al›n, kitab›m› okuyun." (Hakka Suresi, 19) diyebileceklerdir. Çünkü müminler dünya hayat›nda Rabbimiz'e gönülden iman ederek Müslümanca yaflayan ve bunun bir gere¤i olarak da 'Müslümanca konuflan' kimselerdir. 'Müslümanca konuflmak', insan›n, Allah'›n her an kendi- siyle beraber oldu¤unu, ilmiyle herfleyi sar›p kuflatt›¤›- n›, a¤z›ndan ç›kan her sözü duydu¤unu ve ahirette O'nun huzurunda hesap verece¤ini bilerek, her an vic- dan›n› kullanarak konuflmas›d›r. Müslümanca konuflabilmek, ancak 'Allah'a ve Kuran'a teslim olmak'la mümkün olabilir. Kalbinde iman›, samimiye- ti ve teslimiyeti yaflad›ktan sonra, insana "nutku verip konufl- turacak" olan Allah't›r. Allah ona 'Müslümanca konuflma'y› il- ham edecek, onu en samimi, en hikmetli, en etkili ve en do¤- ru flekilde konuflturacakt›r. Kalbinde samimi iman olmad›¤› sü- rece, bir insan sadece sözlerine dikkat ederek bu samimi üslu- bu kazanamaz. Hayat›n her an›nda Müslümanca konuflabilmek için, samimi iman› ve Allah korkusunu kalpte her an yaflamak gerekir. Bu kitapta Müslümanca konuflman›n Kuran'da anlat›lan önemi üzerinde durarak, tüm insanlar, konuflma yeteneklerini Allah'›n raz› olaca¤› flekilde kullanmaya teflvik edilmektedir. Müslümanlar›n konuflma üslubunun mükemmelli¤i ile dinden uzak bir ruh halinde yaflayan kimselerin konuflma üslubu ara- s›ndaki keskin farkl›l›klar ortaya konarak, tüm insanlar Kuran ahlak›na uygun flekilde konuflmaya ça¤r›lmaktad›rlar. 35Harun Yahya (Adnan Oktar)
  • 38. 36 MÜSLÜMANCA KONUfiMANIN ÖNEM‹ ‹nsanlar› tan›mada en önemli rolü oynayan konulardan biri kiflilerin konuflmalar›d›r. Hayata bak›fl aç›s›, inançlar, fikir ve düflünceler sözlerle ifade edilir. ‹nsan kalbinde hissettiklerini, zihninde saklad›¤› düflüncelerini, isteklerini, ideallerini ya da korkular›n›, ister istemez konuflmalar›na yans›t›r. Dolay›s›yla bir insan›n ruh halinin dengeli olup olmad›¤›, nas›l bir akla ve vicdana sahip oldu¤u sarf etti¤i sözlerden büyük ölçüde a盤a ç›kar. Dürüst, samimi, güvenilir ve do¤ru sözlü mü, yoksa sah- tekar, kötü niyetli ve yalan söylemeye müsait bir kimse mi ol- du¤u da konuflmalardan anlafl›l›r. Konuflma üslubunun insanlar› tan›t›c› bir yönü oldu¤u halk aras›nda da bilinen bir gerçektir. Birçok konuda, bir kifli hak- k›nda karar verilirken öncelikle o kiflinin konuflmalar›ndan edi- nilen vicdani kanaat esas al›n›r. Bunun bir örne¤ini, ifl görüflme- lerinde yap›lan mülakatlarda görürüz. ‹flverenler, ifle baflvuran- lar›n yaz›l› olarak verdikleri bilgileri yeterli bulmad›klar›ndan, bu kiflilerle birkaç kez yüz yüze görüflüp, farkl› konular hakk›n- da onlardan sözlü olarak bilgi al›rlar. Bu konuflmalar›n sonu- cunda ilgili kiflinin karakterine dair bir izlenim edinirler. Konuflman›n, insanlar›n karakterlerini ortaya koyan önem-
  • 39. li özelliklerden biri oldu¤u, her konuda insanlara en do¤ru bil- giyi veren Kuran ile bizlere bildirilmifltir. Allah, "E¤er Biz di- lersek, sana onlar› elbette gösteririz, böylelikle onlar› simalar›ndan tan›rs›n. Andolsun, sen onlar›, sözlerin söylenifl tarz›ndan da tan›rs›n. Allah, amellerinizi bi- lir." (Muhammed Suresi, 30) ayetiyle, konuflma üslubunun, sa- mimiyetsiz kimseleri tan›tan önemli bir özellik oldu¤unu belirt- mifltir. Konuflma, kötü huylu, art niyetli veya ikiyüzlü insanlar› deflifre etti¤i gibi, güzel ahlakl›, iyi huylu, inançl› insanlar›n ta- n›nmas›nda da önemli bir ölçüdür. Kalbinde halis iman› yafla- yan bir insan do¤al olarak, sadece müminlere has olan bir üs- lupla, yani 'Müslümanca' konuflur. 'Müslümanca konufl- mak' insan›n samimiyetini, Allah'a olan sevgisini, ba¤l›l›¤›n›, sayg› dolu korkusunu ortaya koyan önemli mümin alametlerin- dendir. Dolay›s›yla bu üslup farkl›l›¤› inananlarla inkar edenleri birbirlerinden ay›ran en temel özelliklerden biridir. Allah, samimiyetlerine karfl›l›k müminlere en güzel, en do¤- ru ve en hikmetli konuflmalar› yapt›r›r. Bu gerçe¤i bilen bir mü- min bu konuda son derece teslimiyetli ve rahatt›r. ‹man› tam olarak yaflamayan kimseler ise, kalplerinde gizledikleri kötülü- ¤ün konuflmalar›yla birlikte a盤a ç›kmas›ndan tedirgin olurlar. Ancak ne kadar ihtimam gösterirlerse göstersinler, konuflma- lar›n›n kendilerini ele vermesine engel olamazlar. Çünkü Müs- lümanca konuflmak teknik bir çal›flma ya da dikkat sonucunda de¤il, ancak samimi iman ile kazan›lan bir özelliktir. Bu, Allah'›n bir kanunu ve müminlere sa¤lad›¤› bir kolayl›kt›r. Müslümanca konuflman›n inananlar için bir baflka önemi ise fludur; Allah müminleri, yaflad›klar› hak dini ve güzel ahlak› bafl- kalar›na da anlatmakla sorumlu k›lm›flt›r. Bu nedenle insanlara Allah'›n varl›¤›n›, birli¤ini ve yüceli¤ini anlatarak, onlar› Kuran 37Harun Yahya (Adnan Oktar)
  • 40. ahlak›na ça¤›rmakla görevli olan müminler için konuflma büyük bir ibadettir. Din ahlak›n› yaflayan ve Allah'›n büyüklü¤ünü kav- rayan kimselerin, din ahlak›ndan uzak yaflayan bilgisiz insanlara hissettiklerini ve düflündüklerini samimi bir flekilde ifade ede- bilmeleri, birçok insan›n ‹slam'a ›s›nmas›na ve kalbinin Allah korkusuyla dolmas›na vesile olabilir. Bu ise Allah Kat›nda çok hay›rl› oldu¤u umulan bir ameldir. Bu nedenle iman edenler Allah'tan her zaman ak›l, hikmet ve hay›r dolu konuflmalar ya- pabilmeyi isterler. Konuflmalar›nda Allah'› zikreder, insanlara sözün en güzelini söyler, onlara din ahlak›n› tebli¤ eder, iyili¤i emreder kötülükten men ederler. Dolay›s›yla konuflmak mü- minler için hayatlar›n›n sonuna kadar ecir kazanabilecekleri bir ibadete dönüflür. Peygamber Efendimiz (sav) de güzel sözün önemine flöyle dikkat çekmifltir: Ebu Hureyre, Peygamber (S)'den, "Güzel ve hofl söz sadaka- dır" buyurdu¤unu nakletmifltir. (Sahih-i Buhari, Cilt 13, sf.6013) Kuran'da, "Allah'a ça¤›ran, salih amelde bulunan ve: "Gerçekten ben Müslümanlardan›m" diyenden daha güzel sözlü kimdir?" (Fussilet Suresi, 33) ayetiyle bildirildi¤i gibi, dünyada en güzel sözle konuflan insan, Kuran'da ö¤ütle- nen ahlak› yaflamaya ça¤›ran yani 'Müslümanca konuflan' kimsedir. Müminler Allah'›n raz› olaca¤›n› umduklar› bu konufl- ma üslubunu kullanarak O'nun rahmetine ve cennetine kavufla- bilmeyi umut ederler. Bu nedenle samimi kalple Rabbimiz'e yö- nelen her mümin, bu bilgiler ›fl›¤›nda düflünerek Müslümanca ko- nuflman›n tüm gereklerini en güzel flekilde hayata geçirmeli ve ömrünün sonuna kadar bu konuda kararl›l›k göstermelidir. 38 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
  • 41. MÜSLÜMANCA KONUfiMANIN ÖZELL‹KLER‹ Bir insan›n Müslümanca konuflabilmesi için, Allah'a samimi- yetle teslim olmas› ve do¤ruyu yanl›fltan ay›ran Kuran'a uyma- s› yeterlidir. Bu durumda vicdan› ona do¤ru yolu gösterecek ve sözün en güzelini söylemesine vesile olacakt›r. Allah, Kuran'da Müslümanca konuflman›n nas›l olmas› ve iman edenlerin hangi üsluplardan kaç›nmas› gerekti¤ine dair çeflitli örnekler vermifltir. Ayn› zamanda Kuran'da dünya haya- t›nda insanlar›n karfl› karfl›ya kalabilecekleri olaylardan da ör- nekler verilmifl ve farkl› karakterlerdeki insanlar›n bu olaylar karfl›s›ndaki tepkileri ve konuflmalar› bizlere tan›t›lm›flt›r. Böy- lece inanan bir insan, Kuran'a tabi olarak, hangi konuflman›n Müslümanca, hangi konuflman›n ise Kuran d›fl› oldu¤unu göre- bilmektedir. Allah'›n be¤enmedi¤i üsluptan sak›nabilmekte ve yine Allah'›n raz› olaca¤› bir konuflma tarz›n› en mükemmel fle- kilde uygulayabilecek bir bilgiye sahip olabilmektedir. ‹lerleyen sayfalarda Allah'›n Kuran ayetleri ile bizlere bildir- mifl oldu¤u Müslümanca konuflma üslubu tüm özellikleriyle in- celenecek ve bu üslubun tam olarak anlafl›l›p hayata geçirilebil- mesi için Kuran'dan ve günlük yaflamdan örnekler verilecektir. 39
  • 42. Allah'›n kudretini (kadrini) takdir edebilen bir üslup ile konuflmak Samimi olarak iman eden bir kifli yaflad›¤› her olayda Allah'›n akl›n›, ilmini, sanat›n› ve gücünü görür ve hayranl›kla Allah'a boyun e¤er. Bu samimi sevgi, sayg› ve teslimiyet, kiflinin tüm hayat›na oldu¤u gibi konuflmalar›na da yans›r. ‹man eden bir insan, Allah'›n hiçbir fleye ihtiyac› olmad›¤›n›; herkesin ve herfleyin, tüm varl›klar›n her an O'na muhtaç olduklar›n› bilir. Allah'›n kudretini ve büyüklü¤ünü kavrad›¤› için ayn› zamanda kendi aczinin de fark›ndad›r. Allah dilemedikçe, kendisinin tek bafl›na hiçbir fley yapamayaca¤›n› bilir. Bu yüzden ne kadar mü- kemmel özelliklere sahip olursa olsun, bunlardan dolay› kibir ya da büyüklenme duygusuna kap›lmaz. Daima aczini bilen, bo- yun e¤ici ve teslimiyetli bir hal ve üslup içerisindedir; kazand›- ¤› bir baflar›dan bahsederken, bunun ancak Allah'›n izniyle ve O'nun kendisine verdi¤i yetenekler sayesinde gerçekleflti¤ini bilerek konuflur. Ayn› flekilde kendisine bir övgü yöneltildi¤in- de de, tüm bu övgülerin asl›nda Allah'›n üstün sanat›na karfl› yap›ld›¤›n› bilmenin verdi¤i tevazu içerisindedir. Allah'›n kudretini gere¤i gibi takdir edebilen bir insan›n ko- nuflmalar›na O'nun akl›n›, ilmini, gücünü ve büyüklü¤ünü övüp yücelten bir üslup hakimdir. Böyle bir insan hayat›n›n her an›n- da kalbi hep Allah ile birliktedir; ne yapsa, nereye baksa, ne iflit- se hepsinde Allah'›n sanat›n›n örneklerini görür ve bunlara kar- fl› duydu¤u hayranl›¤› samimi bir flekilde dile getirir. Kuran'da iman edenlerin günlük hayat›n her an›nda; gerek otururken, gerek ayaktayken gerekse de yatarken kalplerinin hep Allah ile birlikte oldu¤undan, her an Allah'›n kudretini düflünüp dile ge- tirdiklerinden bahsedilmektedir. 40 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
  • 43. Ayette Allah flöyle buyurmaktad›r: Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'› zikrederler ve göklerin ve yerin yarat›l›fl› konusunda düflünürler. (Ve derler ki:) "Rabbimiz, Sen bunu bo- fluna yaratmad›n. Sen pek Yücesin, bizi ateflin aza- b›ndan koru." (Al-i ‹mran Suresi, 191) Müslüman, yaflad›¤› her an, yapt›¤› her iflte bu gerçe¤in flu- urundad›r. Yedi¤i besinleri kupkuru topraktan ç›kar›p en güzel ve en lezzetli flekilde kendisine sunan›n ve tat alabilmesini sa¤- layan›n Allah oldu¤unu bilir. Bu nedenle yeme¤i piflirene teflek- kür ederken, as›l teflekkürü Allah'a borçlu oldu¤unu bilir ve Rabbimiz'e flükreder. Hofluna giden bir müzik dinledi¤inde as›l hayranl›¤› onu çalan kifliye de¤il, insanlara bu yetene¤i ve ken- disine de müzi¤in sesinden zevk alma hissini veren Allah'a kar- fl› olur. Çok istedi¤i bir fley, hiç beklemedi¤i bir anda gerçekleflti- ¤inde, bunun tesadüf olmad›¤›n›n fluurundad›r, hemen Allah'a flükreder. Güzel bir mimari yap›y› gezdi¤inde, o eseri infla eden, dekorasyonunda rol alan kimseleri estetik anlay›fllar›n- dan dolay› takdir eder, ama gerçekte tüm bu güzellikleri yara- tan›n Allah oldu¤unu unutmaz, Allah'›n büyüklü¤ünü övüp tes- bih eder. Kendisinde bulunan vas›flardan dolay› da gurura ka- p›lmaz; Allah'›n aciz bir kulu oldu¤unu bilerek, övgüyü daima Rabbimiz'e yöneltir. Kuran'da, insanlara övgünün gerçek sahi- binin Allah oldu¤u hat›rlat›lm›fl ve Allah'› yücelterek tesbih et- meleri bildirilmifltir: Ve de ki: "Övgü (hamd), çocuk edinmeyen, mülkte orta¤› olmayan ve düflkünlükten dolay› yard›mc›ya da (ihtiyac›) bulunmayan Allah'ad›r." Ve O'nu tekbir edebildikçe tekbir et. (‹sra Suresi, 111) 41Harun Yahya (Adnan Oktar)
  • 44. 42 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK Allah'› çokça zikretmek Kuran'da, "Sana Kitap'tan vahyedileni oku ve nama- z› dosdo¤ru k›l. Gerçekten namaz, çirkin utanmazl›k- lardan ve kötülüklerden al›koyar. Allah'› zikretmek ise muhakkak en büyük (ibadet)tür. Allah, yapt›klar›- n›z› bilir." (Ankebut Suresi, 45) ayetiyle, Rabbimiz'i zikretme- nin en büyük ibadet oldu¤u bildirilmektedir. Müminler bu iba- deti büyük bir içtenlikle yerine getirirler. Kalplerindeki derin Allah sevgisi, do¤al olarak konuflmalar›na da yans›r. Karfl›laflt›k- lar› her nimeti kendilerine verenin Allah oldu¤unu bilir, gör- dükleri her güzellikte Allah'› düflünüp O'na flükrederler. Baflla- r›na gelen her olay›n özel bir hikmet üzerine yarat›ld›¤›n›n bi- lincinde olduklar› için, her zorlukla birlikte yine Allah'› zikredip O'na tevekkül ederler. Dolay›s›yla hayatlar›n›n her an›nda, ya- flad›klar› her olayda Allah'› düflünüp, Rabbimiz'in ismini anarlar. Müslümanlar›n Allah'a ba¤l›l›klar› o kadar kuvvetlidir ki, her ne iflle ilgilenirlerse ilgilensinler Allah'› zikretmekten uzaklafl- mazlar. Kuran'da, "(Öyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne al›fl- verifl onlar› Allah'› zikretmekten, dosdo¤ru namaz› k›lmaktan ve zekat› vermekten 'tutkuya kapt›r›p al›- koymaz'; onlar, kalplerin ve gözlerin ink›laba u¤raya- ca¤› (dehfletten allak bullak olaca¤›) günden korkar- lar." (Nur Suresi, 37) ayetiyle müminlerin Allah'› zikretmede gösterdikleri kararl›l›¤a dikkat çekilmektedir. Müminlerin bu kararl›l›klar›, "Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah'›n zikriyle mutmain olanlard›r. Haberi- niz olsun; kalpler yaln›zca Allah'›n zikriyle mutmain olur." (Rad Suresi, 28) ayetiyle bildirilen gerçe¤i kavramalar›n- dan kaynaklanmaktad›r. Dünya hayat›nda insanlar›n zevk alabi- lecekleri pek çok nimet vard›r; ancak bunlar›n hiçbiri onlara
  • 45. 43Harun Yahya (Adnan Oktar) Allah'› zikretmenin verdi¤i gerçek huzur ve mutlulu¤u vermez. Her biri , ancak Allah'›n zikriyle birlikte bir anlam ve güzellik kazan›r. Çünkü insan tüm bunlardan hoflnutluk duyabilecek bir ahlaka, ancak Allah'a teslim olarak, herfleyin, Rabbimiz'in yarat- t›¤› ve O'nun kontrolünde olan nimetler oldu¤unu bilerek ula- flabilir. Ayr›ca Kuran'da, Allah'› çok anman›n, müminlere kesin ola- rak baflar› ve üstünlük sa¤layan imani s›rlardan biri oldu¤una da dikkat çekilmektedir: Ey iman edenler, bir toplulukla karfl› karfl›ya geldi¤i- niz zaman, dayan›kl›l›k gösterin ve Allah'› çokça zik- redin. Ki kurtulufl (felah) bulas›n›z. (Enfal Suresi, 45) Bu gerçe¤in fluurunda olan müminler günün her saatinde, her flart ve durumda kalpleriyle veya dilleriyle Allah'› an›p Rab- bimiz'in flan›n› yüceltirler. Allah'› en güzel isimleriyle anmak Allah Kuran'da, "... Allah, diye ça¤›r›n, 'Rahman' diye ça¤›r›n, ne ile ça¤›r›rsan›z; sonunda en güzel isimler O'nundur..." (‹sra Suresi, 110) ayetiyle en güzel isimlerin sa- hibi oldu¤unu hat›rlatm›fl ve müminlere Kendisi'ni bu isimleriy- le anmalar›n› bildirmifltir. ‹man edenler yaflamlar› boyunca karfl›laflt›klar› her olayda Rabbimiz'in üstün tecellilerini görür ve O'nu en güzel isimle- riyle anar, flan›n› övüp yüceltirler. Örne¤in Rabbimiz'in sonsuz adalet sahibi oldu¤unu bilir ve yaflad›klar› olaylarda Allah'›n bu isminin tecellilerini görüp dile getirirler. En zor flartlarla karfl›- laflt›klar›nda bile konuflmalar›ndan, Allah'›n mutlak adaletinin fluurunda olduklar› hissedilir. Maddi bir zarara u¤rasalar, amans›z bir hastal›¤a yakalansalar ya da baflkalar› taraf›ndan bü-
  • 46. yük haks›zl›klara u¤rat›lsalar bile, tüm bunlar›n denenmeleri için yarat›lan özel olaylar oldu¤unu unutmazlar. Olaylar her ne kadar farkl› görünürse görünsün, Allah'›n sonsuz adalet sahibi oldu¤unu, dünyada ve ahirette, her insan›n iyilikten ya da kö- tülükten yana hak etti¤i karfl›l›¤› eksiksiz olarak verece¤ini bi- lirler. Allah'›n "… Onlar, 'bir hurma çekirde¤indeki iplik- çik kadar' bile haks›zl›¤a u¤rat›lmazlar." (Nisa Suresi, 49) ayetiyle hat›rlatt›¤› gibi, insan›n zerre kadar dahi haks›zl›¤a u¤rat›lmayaca¤›n›n fluurunda olarak konuflur, Allah'›n raz› ol- mayaca¤› bir söz söylemekten fliddetle kaç›n›rlar. Beraberle- rinde bulunan insanlara da her zaman bu gerçe¤i hat›rlatacak, onlar› gaflete düflmekten, hatal› düflünmekten sak›nd›racak ko- nuflmalar yaparlar. Müminler Rabbimiz'in "Adl" isminin yan›nda, O'nun 'mer- hametlilerin en merhametlisi', 'çok esirgeyen, çok ba- ¤›fllayan', 'iyili¤in ve flükrün karfl›l›¤›n› fazlas›yla veren', 'samimi duaya en güzel flekilde icabet eden', 'samimi kullar›n› koruyup kollayan' oldu¤unu da bilirler. ‹nsana 'r›- z›k verenin', 'nefle ve huzur verenin', 'güldüren ya da a¤latan›n' da yine ancak Allah oldu¤unu bilir, konuflmalar›n- da bu fluuru yans›tan bir üslup kullan›rlar. Konuflmalar›ndan, yaflad›klar› her olayda Allah'›n mutlak müdahalesinin, sonsuz akl›n›n ve benzersiz sanat›n›n tecellilerinin bilincinde olduklar› anlafl›l›r. Her konuda müminler için güzel birer örnek olan peygam- berlerimizin konuflmalar›nda da Rabbimiz'i en güzel isimleriyle an›p yücelttikleri görülmektedir. Kuran'da, Allah'tan kendisine gelen bir vahiy karfl›s›nda Hz. ‹sa'n›n söyledi¤i bildirilen sözler, onun bu ahlak›n› ortaya koymaktad›r: Allah: "Ey Meryem o¤lu ‹sa, insanlara, beni ve anne- 44 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
  • 47. ni Allah'› b›rakarak iki ‹lah edinin, diye sen mi söyle- din?" dedi¤inde: "Seni tenzih ederim, hakk›m olma- yan bir sözü söylemek bana yak›flmaz. E¤er bunu söyledimse mutlaka Sen onu bilmiflsindir. Sen bende olan› bilirsin, ama ben Sen'de olan› bilmem. Gerçek- ten, görünmeyenleri (gaybleri) bilen Sensin Sen." (Maide Suresi, 116) Her an Allah ile beraber oldu¤unu bilerek konuflmak Baz› insanlar kendilerini yaratan›n, r›z›k ve nimet verenin, her an her yerde kendilerini gözetip kollayan›n Allah oldu¤u- nu düflünmezler. Ölümle birlikte yine Rabbimiz'e döndürüle- ceklerinin ve dünya hayat›nda gösterdikleri her tav›rdan, söy- ledikleri her sözden sorguya çekileceklerinin fluurunda de¤il- lerdir. Allah'tan ba¤›ms›z, müstakil birer varl›k olduklar›n› sa- n›rlar. Konufltuklar›nda kendilerine nutku verip konuflturan›n Allah oldu¤unu ak›llar›na getirmezler. Oysa Allah herfleyin tek hakimidir ve insanlar›n bütün yapt›klar›ndan haberdard›r; O'nun bilgisi d›fl›nda tek bir yaprak bile oynamaz. Allah her an her yerde herfleye flahittir. Kuran'da bu gerçek flöyle bildirilir: Senin içinde oldu¤un herhangi bir durum, onun hak- k›nda Kur'an'dan okudu¤un herhangi bir fley ve sizin iflledi¤iniz herhangi bir ifl yoktur ki, ona (iyice) dald›- ¤›n›zda, Biz sizin üzerinizde flahidler durmufl olma- yal›m. Yerde ve gökte zerre a¤›rl›¤›nca hiçbir fley Rabbinden uzakta (sakl›) kalmaz. Bunun daha küçü- ¤ü de, daha büyü¤ü de yoktur ki, apaç›k bir kitapta (kay›tl›) olmas›n. (Yunus Suresi, 61) Kainattaki herfley, küçük bir toz tanesi bile, Allah'›n kont- 45Harun Yahya (Adnan Oktar)
  • 48. rolü alt›ndad›r. Ama baz› insanlar yaflamlar›n› bu gerçekten ha- bersiz olarak sürdürmektedirler. Kendilerine verilen konuflma kabiliyetleri geri al›nacak olsa, Allah dilemedi¤i sürece a¤›zla- r›ndan tek bir hece dahi ç›kamayaca¤›n› ak›llar›na getirmezler. Oysa gerçek fludur: ‹nsan Allah'›n dilemesiyle var olmufltur; yapt›¤› her ifl gibi, söyledi¤i her söz de ancak Allah'›n izniyle ve kudretiyle oluflmaktad›r. Öyleyse insan, hayat›n›n her an›nda oldu¤u gibi, konufltu¤u her anda da kendisini yaratan Rabbi- miz'in huzurunda oldu¤unun fluurunda olmal›d›r. ‹flte inanan kimselerin üslubunu di¤er insanlardan ay›ran en belirgin özelliklerden biri, bu kimselerin "her an Allah ile beraber olduklar›n› bilerek konuflmalar›"d›r. Bu, insan›n o an kalben Allah'›n varl›¤›n›, kudretini ve büyüklü¤ünü hisset- mesi; Allah'›n her yeri ve herfleyi kuflatt›¤›n›, her an yan›m›zda oldu¤unu, konuflulan herfleyi duyup bildi¤ini ve insanlar› tüm bunlardan hesaba çekece¤ini unutmadan konuflmas›d›r. Bu gerçeklerin bilincinde olan bir insan son derece samimi ve dü- rüst bir üslupla konuflur. Kalbindeki Allah korkusu Rabbimiz'in raz› olmayaca¤› bir söz söylemesine engel olur. Bir insan›n hayat›n›n her an›n› Kuran ahlak›na göre yaflama- s› o kiflinin Allah'›n kudretinin, büyüklü¤ünün ve her an kendi- sini görüp duydu¤unun fluurunda oldu¤unun en aç›k gösterge- lerinden biridir. Örne¤in bu kifli, o anda politikadan veya ticari bir konudan bahsediyor ya da zihnini tamamen meflgul edecek bir matematik hesab› yap›yor olabilir. Ama kalbine yerleflmifl olan Allah korkusu, konufltu¤u süre boyunca Allah'tan sak›n- mas›n›, O'na karfl› içli bir sayg›, sevgi ve korku duyarak hareket etmesini sa¤lar. Ve bu fluur, kiflinin a¤z›ndan Kuran ahlak›na muhalif olabilecek bir söz ç›kmas›n› engeller. Zaten önemli olan da, kiflinin, o konuflmalar› yapt›¤› s›rada samimi iman› ve Allah 46 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
  • 49. korkusunu kalbinde yafl›yor olmas›d›r. Bu kifli politika ya da ti- cari bir konudan bahsetti¤i anlar boyunca iman›n temelini olufl- turan tüm gerçeklerin aç›k bir fluurla fark›ndad›r. Allah'tan bafl- ka bir kuvvet olmad›¤›n›n, Allah'›n herfleyi iflitip gördü¤ünün, hiçbir fleyin O'ndan gizli kalmayaca¤›n›n bilincindedir. Bu da onun her sözünü Allah'tan sak›narak, Müslümana yak›flan bir konuflma üslubu içerisinde söylemesini sa¤lar. Allah'a hiçbir fleyi ortak koflmadan konuflmak Allah, "Sizin ‹lah›n›z tek bir ‹lah't›r; O'ndan baflka ‹lah yoktur; O, Rahman'd›r, Rahim'dir (ba¤›fllayan ve esirgeyendir)." (Bakara Suresi, 163) ayetiyle insanlara Ken- disi'nden baflka bir Yarat›c›, iyilikten ya da kötülükten yana mü- dahalede bulunabilecek bir güç olmad›¤›n› bildirmifltir. Allah tektir, O'ndan baflka insanlara hay›r yöneltebilecek, onlar› ko- ruyup kollayabilecek, nimet ve huzur verebilecek baflka bir kuvvet yoktur. Ancak insanlar›n bir bölümü bu gerçe¤in gere¤i gibi fark›n- da de¤ildirler. Kimileri kendilerine soruldu¤unda Allah'tan bafl- ka bir ‹lah olmad›¤›na, O'nun herfleye güç yetirdi¤ine inand›k- lar›n› söylerler. Fakat bu gerçe¤e kalben tam olarak iman et- medikleri için insanlardan, olaylardan ve hatta bazen de 'flans' ya da 'tesadüf' ad›n› verdikleri hayali güçlerden medet umarlar. Ancak ne insanlar›n ne de di¤er varl›klar›n hiçbirinin gerçek an- lamda bir gücü yoktur. Kuran'da bildirildi¤i gibi, "…fiüphesiz 'izzet ve gücün' tümü Allah'›nd›r…" (Yunus Suresi, 65) ‹man eden bir kimse ise Allah'tan baflka ‹lah olmad›¤›na, 'iz- zet ve gücün' sadece O'na ait oldu¤una iman eder ve bu ger- çe¤i hayat›n›n her an›nda samimiyetle yaflar. Allah'tan baflka hiçbir fleyden; insanlardan, olaylardan, eflyalardan medet um- 47Harun Yahya (Adnan Oktar)
  • 50. 48 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK maz. Sadece Allah'a güvenip dayan›r. Yaln›zca Allah'tan kor- kup, yaln›zca O'ndan yard›m bekler. Çünkü hiçbir insan, hiçbir varl›k ‹lahl›k vasf› tafl›yamaz; bunlar›n her biri, Allah'›n koruma- s›na muhtaç, kendilerinden yana iyilik sa¤lamaya ya da bir kö- tülü¤ü uzaklaflt›rmaya güç yetiremeyen varl›klard›r. Allah Ku- ran'da bu konuyu flöyle bir örnekle aç›klamaktad›r: Hak olan ça¤r› (dua, ibadet) yaln›zca O'na (olan)d›r. Onlar›n Allah'tan baflka ça¤›rd›klar› ise, onlara hiçbir fleyle cevap veremezler. (Onlar›n durumu) yaln›zca, a¤z›na gelsin diye, iki avucunu suya uzatan(›n bofluna beklemesi) gibidir. Oysa ona gelmez. ‹nkar edenlerin duas›, sap›kl›k içinde olmaktan baflkas› de¤ildir. (Rad Suresi, 14) Bu gerçe¤in fark›nda olan bir müminin kalbindeki samimi iman ve Allah korkusu, tüm aç›kl›¤›yla konuflmalar›na da yan- s›r. Konu ne olursa olsun, böyle bir insan›n üslubundan sade- ce Allah'a güvenip dayand›¤› hemen anlafl›l›r. Allah'tan baflka bir ‹lah olmad›¤›n› kavram›fl bir kimse, nas›l bir olayla karfl›la- fl›rsa karfl›lafls›n, herfleyin Allah'›n kontrolü alt›nda oldu¤unu bilir. Söz konusu durum kiflinin tüm hayat›n›, gelece¤ini, güven- li¤ini, mal varl›¤›n› ya da sa¤l›¤›n› birinci dereceden ilgilendire- bilir. Ve görünüflte tüm flartlar sadece birkaç kiflinin a¤z›ndan ç›kacak bir karara, bu kiflilerin yapaca¤› herhangi bir hataya ya da elde edecekleri bir baflar›ya ba¤l› olabilir. Ancak kat›ks›z olarak iman eden bir kimse, tüm bunlar›n sadece Allah'›n kont- rolü alt›nda oldu¤unu bilir ve buna göre davran›r. Bu konuya flöyle bir örnek verebiliriz: Tüm mal varl›¤›n› ortaya koyarak yeni bir ifle yat›r›m yapan bir ifl adam›, ürünlerinin piyasada iyi bir yer edinmesi için çeflit- li reklam ve tan›t›m kampanyalar›na kat›l›r. Ayn› sektördeki di-
  • 51. 49Harun Yahya (Adnan Oktar) ¤er firmalarla rekabet edebilmesi için daha kaliteli üretim yap- mas› gerekecektir. Bu yüzden tüm bunlar için reklam müdü- ründen pazarlama ya da sat›fl elemanlar›na kadar flirket bünye- sinde çal›flan herkesten çok iyi bir performans bekler. Bu kifli- lere gereken talimatlar› verir. Onlar› teflvik etmek ve hareke- te geçirmek için çeflitli konuflmalar yapar. Çünkü mutlaka di¤er firmalar›n önüne geçebilmeli, onlardan daha baflar›l› olmal›d›r. Bu noktada, ayn› flartlar alt›nda bulunan ancak Allah'tan baflka bir ‹lah olmad›¤›n›n fluurunda olan bir insan›n tavr›ndaki farkl›l›k flu olur: Bu kimse de gereken tüm teknik tedbirleri al›r. Fakat kendisini zengin edecek gücün ne yap›lacak reklam- da ne tan›t›m ve pazarlama çal›flmalar›nda ne de bu konuda uz- man olan elemanlarda olmad›¤›n›n fark›ndad›r. Tam tersine tüm bunlar›n Allah'›n dilemesiyle karar alabilen, Allah'›n izni ile hareket edebilen ve yine Allah'›n izniyle baflar› kazanabilen var- l›klar oldu¤unu bilir. E¤er bu arac›lardan herhangi birini Allah'tan ayr› müstakil bir güç gibi kabul edecek olursa, onu Allah'a ortak koflmufl olaca¤›n›n fluurundad›r. Bu nedenle ge- rek beklentilerini anlat›rken gerek elemanlar›n› yönlendirirken gerekse de tüm ifllerin takibini yaparken tüm bunlar›n Allah'›n kontrolünde oldu¤unu bilen bir üslupla konuflur. Aksilik gibi görünen bir olay geliflti¤inde hiçbir zaman bundan dolay› bir s›- k›nt›ya kap›lmaz, asabi konuflmalar yapmaz. Bu hata kimden ya da hangi sebepten kaynaklan›yorsa, bu do¤rultuda gereken en ak›lc› ve keskin tedbirleri al›r. Ancak hiçbir zaman bu hataya neden olan kiflinin müstakil güç sahibi oldu¤unu veya olaylar›n kendi kendine geliflti¤ini sanarak, Allah'a flirk koflan bir üslup içerisine girmez. Çünkü e¤er ortada yap›lan bir hata varsa, bu- nun kiflinin kaderinde oldu¤unu ve Allah diledi¤i için o hatan›n yap›ld›¤›n› bilir. Bu durum onun dünya hayat›ndaki imtihan›n›n
  • 52. bir parças›d›r; olaylar›n insanlar›n kontrolünde geliflti¤ini sana- rak gaflete mi kap›lacakt›r yoksa Allah'tan baflka bir ‹lah olma- d›¤›n›n fluurunda m› hareket edecektir? ‹man sahibi bir insan böyle bir durumda bütün olaylar›n Allah'›n diledi¤i flekilde, ha- y›r ve hikmetle yarat›ld›¤›n› bilir. Bu nedenle beklemedi¤i bir sonuçla karfl›laflt›¤›nda da her zaman tevekkülünü, Allah'a olan boyun e¤icili¤ini yans›tan itidalli ve teslimiyetli bir üslup içeri- sinde olur. Müslüman›n konuflmalar›na yans›yan bu fluur, önemli bir iman alametidir. Allah'tan baflka ‹lah olmad›¤›n› bilerek yaflayan ve konuflmalar›na da bunu yans›tan kifli do¤al olarak çevresine de Allah'›n büyüklü¤ünü ve yüceli¤ini sürekli hat›rlatm›fl yani tebli¤ yapm›fl olur. Allah'› övüp yücelterek konuflmak Kuran'›n "Andolsun, onlara: "Gökleri ve yeri kim ya- ratt›, Günefl'i ve Ay'› kim emre amade k›ld›?" diye so- racak olursan, flüphesiz: "Allah" diyecekler. fiu halde nas›l oluyor da çevriliyorlar?" (Ankebut Suresi, 61) ayetiy- le, baz› insanlar›n kendilerini yaratan›n ve her an nimet vere- nin Allah oldu¤unu bilmelerine ra¤men, bu gerçekten uzak bir yaflam sürdüklerine dikkat çekilmektedir. Gerçekten iman et- mifl olan müminlerin ise en önemli özelliklerinden biri, hayat- lar›n›n her an›nda, her yerde, sergiledikleri her tav›r ve yapt›k- lar› her konuflmayla Allah'a olan samimi imanlar›n› ve ba¤l›l›k- lar›n› ortaya koymalar›d›r. Allah'› dünyadaki herkesten ve her- fleyden çok daha fazla severler. Allah'›n kudretine, akl›na, ilmi- ne, sanat›na ve üstün ahlak›na karfl› derin bir hayranl›k duyar- lar. Dünyada Allah ile dost olmak, Allah'›n sevgisini kazanmak isterler. Gelmifl geçmifl tüm insanlar aras›nda Allah'a olabile- 50 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
  • 53. cek en yak›n insan, O'nun en sevdi¤i kulu olmaya çal›fl›rlar. Böylesine derin bir sevgi, bu kimselerin konuflmalar›na da yans›r. Her sözleri Allah'›n ad›n› an›p yüceltmeye, O'nun r›za- s›n› kazanmaya yöneliktir. Allah'a olan sevgilerinin, insanlara duyduklar› sevgiden çok daha fazla oldu¤u, insanlar› Allah'›n bi- rer tecellisi olarak sevdikleri tüm konuflmalar›ndan aç›kça an- lafl›l›r. Tüm insanlar› yaratan›n, kendilerine dünya hayat›n›n gü- zelliklerini sunan›n Allah oldu¤unu bilirler. Bu nedenle gördük- leri her güzellik, kendilerine ulaflan her iyilik ya da yöneltilen her sevgi yine Allah'tan kendilerine gelen nimetlerdir. Tüm bunlar Allah'›n kullar›na olan sevgisinin, merhametinin ve lüt- funun birer tecellisidir. Öyleyse, insan kendisine ulaflan her ni- metin flükrünü Allah'a yapmal›, minnettarl›¤›n› as›l olarak Allah'a yöneltmelidir. ‹man edenler bu gerçe¤i kavrad›klar› için, Allah'›n herfleyin ve herkesin üzerinde oldu¤unu bilen bir üslup kullan›rlar. Kuran'da, müminlerin Allah'a olan bu sevgile- ri ve ba¤l›l›klar› flöyle ifade edilir: ‹nsanlar içinde, Allah'tan baflkas›n› 'efl ve ortak' tu- tanlar vard›r ki, onlar (bunlar›), Allah'› sever gibi se- verler. ‹man edenlerin ise Allah'a olan sevgileri daha güçlüdür ... (Bakara Suresi, 165) Bu gerçe¤i kavramayan insanlar ise, ayette dikkat çekildi¤i gi- bi Allah'a ortak kofltuklar› baz› varl›klar› Allah'› sever gibi sever- ler. Bu insanlar›n sohbetlerinde Allah'› hakk›yla takdir edeme- diklerine ve baflka varl›klar› O'ndan üstün tuttuklar›na dair ifa- delere s›kça rastlan›r. Kimileri para, mal-mülk ya da itibar gibi dünya hayat›n›n süslerini, kimileri de sevdikleri insanlar› Allah'a ortak koflan bir üslup içerisindedirler. Kimileri Allah'a iman et- tiklerini söyler ama, dostlar›n› Allah'tan daha üstün tutan bir ko- nuflma üslubu kullan›rlar. Allah'tan gafil bir flekilde konuflan bi- 51Harun Yahya (Adnan Oktar)
  • 54. 52 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK rini gördüklerinde bu durumdan rahats›z olmaz ve karfl›lar›n- dakini uyarmazlar. Ancak sevdikleri insanlardan herhangi biri- ne yönelik yanl›fl bir söz söylendi¤inde bu duruma hemen kar- fl› ç›karlar. Sevdiklerinin aleyhinde asla bir söz söyletmez ve haks›zl›k yapt›rmazlar. Tüm bu yanl›fl tav›rlar, Allah'a iman etti¤ini söyleyen ama kalben bu inanc› yaflamayan insanlar›n samimiyetsizli¤ini orta- ya koyar. Salih müminler ise en çok Allah'› sever, sözleriyle en çok O'nu yüceltir ve O'nu herfleyin üstünde tutarlar. Allah'a veya dine isyan eden üslupla konuflan bir kimsenin sohbetine asla kat›lmazlar. E¤er ona do¤ruyu anlatabiliyorlarsa anlat›rlar; e¤er bu kimse anlat›lanlardan ö¤üt almamaya kararl›ysa, bu du- rumda onun inkar dolu sözlerini dinlemezler. Bir filmde ya da bir flark›da bile olsa, Allah'›n hükümlerine aç›kça karfl› gelen bir sözün yer ald›¤› bölümleri dinlemez ya da izlemezler. fiartlar ne olursa olsun Allah'›n raz› olmayaca¤› bir söz söylenmesini kabul etmezler. Böyle bir mecliste yer almaz- lar. Çünkü Allah Kuran'da bu konuda Müslümanlar› flöyle uyarmaktad›r: O, size Kitap'ta: "Allah'›n ayetlerinin inkâr edildi¤ini ve onlarla alay edildi¤ini iflitti¤inizde, onlar bir baflka söze dal›p geçinceye kadar, onlarla oturmay›n, yoksa siz de onlar gibi olursunuz" diye indirdi. Do¤rusu Allah, münaf›klar›n ve kafirlerin tümünü cehennem- de toplayacak oland›r. (Nisa Suresi, 140) Bu fluurla hareket eden Müslümanlar hayatlar›n›n sonuna kadar her an her yerde ‹slam ahlak›n› sahiplenir, savunur ve desteklerler. Allah'a olan sadakatlerini ve O'nu herfleyin üzerin- de tuttuklar›n› her sözleriyle, her tav›rlar›yla ortaya koyarlar.
  • 55. 53Harun Yahya (Adnan Oktar) Allah'a karfl› aczini bilen bir üslupla konuflmak Allah Kuran'da, "Yaratan Rabbin ad›yla oku. O, insan› bir alaktan yaratt›. Oku, Rabbin en büyük kerem sahi- bidir; Ki O, kalemle (yazmay›) ö¤retendir. ‹nsana bil- medi¤ini ö¤retti. Hay›r; gerçekten insan, azar. Kendi- ni müsta¤ni gördü¤ünden. fiüphesiz, dönüfl yaln›zca Rabbinedir." (Alak Suresi, 1-8) sözleriyle insan›n, aciz bir varl›k olmas›na ra¤men bu durumunu unutarak Kendisi'ne kar- fl› büyüklenebildi¤ini bildirmektedir. Gerçekten de insanlar›n bir k›sm› nas›l yarat›ld›klar›n› ve sahip olduklar› özellikleri nas›l kazand›klar›n› düflünmeden Allah'a karfl› nankörce bir tav›r içerisine girebilmektedirler. Oysa istisnas›z her insan yaflad›¤› her an Allah'›n kendisini korumas›na ve esirgemesine muhtaçt›r. Görmek, duymak, ko- nuflmak, yürümek, hareket edebilmek gibi yüzlerce yetene¤in yan›nda insan›n vücudunda ço¤u zaman kendisinin dahi haber- siz oldu¤u çok say›da sistem her an ifllemekte ve insan ancak bu flekilde hayatta kalabilmektedir. Bu flekilde birkaç dakika düflünmek bile Allah'›n karfl›s›nda ne kadar aciz oldu¤umuzu anlamak için yeterlidir. Bütün bu gerçeklere ra¤men kimi insanlar ancak bir s›k›nt› ya da zorlukla karfl›laflt›klar›nda Allah'› hat›rlamaktad›rlar. Söz- gelimi karfl› sahile geçece¤inden emin olarak gemide oturan bir insan, bir anda ç›kan fliddetli bir rüzgarla gemi sallanmaya bafl- lay›nca hemen pani¤e kap›l›r. Ayn› flekilde bir uça¤›n hava bofl- lu¤una girmesi sonucunda hissedilen sars›nt› veya en küçük bir teknik ar›za, uçaktaki insanlar›n büyük bir korku duymalar›na neden olabilir. Bu gibi durumlarla karfl›laflan insanlar Allah'›n kudreti karfl›s›ndaki acizliklerini ve ancak Allah dilerse içinde bulunduklar› zor durumdan kurtulabileceklerini anlay›p için
  • 56. için Allah'a yalvarmaya, dua etmeye bafllarlar. K›sa bir süre ön- ce hava alan›ndayken çevresindeki insanlar› kibirle küçümse- yen bir insan bile, böyle bir tehlike ile karfl› karfl›ya kald›¤›nda asl›nda ne kadar aciz oldu¤unu; sahip oldu¤u herfleyi, Allah'›n dilemesiyle bir anda kaybedebilece¤ini hemen anlar. Kuran'da insanlar›n bu tür zorluk anlar›nda hiçbir fleyi or- tak koflmadan, tam bir acz içinde Allah'a yöneldikleri; fakat zorluk ve s›k›nt› üzerlerinden kalkt›¤›nda tekrar önceki gibi bü- yüklenerek, nankörce eski tav›rlar›na geri döndükleri bildiril- mektedir: Size denizde bir s›k›nt› (tehlike) dokundu¤u zaman, O'nun d›fl›nda tapt›klar›n›z kaybolur-gider; fakat ka- raya (ç›kar›p) sizi kurtar›nca (yine) s›rt çevirirsiniz. ‹nsan pek nankördür. Kara taraf›nda sizi yerin dibine geçirmeyece¤inden veya üzerinize tafl y›¤›nlar› yüklü bir kas›rga göndermeyece¤inden emin misiniz? Son- ra kendinize bir vekil bulamazs›n›z. Veya sizi bir ke- re daha ona (denize) gönderip üzerinize k›r›p geçi- ren bir f›rt›na salarak nankörlük etmeniz nedeniyle sizi bat›rmas›na karfl› emin misiniz? Sonra onun öcü- nü Bize karfl› alacak (kimseyi de) bulamazs›n›z. (‹sra Suresi, 67-69) Allah'›n ayetlerde belirtti¤i gibi, insan kendi bafl›na hiçbir flekilde bir güç sahibi de¤ildir. Allah bu gerçe¤i baflka ayetlerin- de insanlara flöyle hat›rlatmaktad›r: Yeryüzünde böbürlenerek yürüme; çünkü sen ne ye- ri yarabilirsin, ne da¤lara boyca ulaflabilirsin. Bütün bunlar, kötülü¤ü olan, Rabbinin Kat›nda da hofl ol- mayanlard›r." (‹sra Suresi, 37-38) Müslüman, her an her yerde bu aczinin fark›nda olan insan- 54 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
  • 57. d›r. Buna kesin olarak iman etti¤i konuflmalar›ndan anlafl›l›r. Dünyan›n en güzel insan› bile olsa, Allah'›n büyüklü¤ünü kavra- m›fl bir kimse hiçbir zaman için bu güzelli¤i kendinden bilmez. Bunun Allah'›n üstün sanat›n›n bir yans›mas› oldu¤unu ve Allah'›n diledi¤i anda bu güzelli¤i kendisinden alabilece¤ini bile- rek konuflur. "Bu benim bedenime ait bir güzellik, ben kendime iyi bakt›¤›m sürece bana hiçbir fley olmaz" diyerek bu nimeti sa- hiplenemeyece¤ini bilir. Gözle görülmeyen tek bir virüs ya da mikrobun veya bafl›- na gelecek basit bir kazan›n güzelli¤ini yok edebilece¤ini ve tüm bunlar›n da Allah'›n kontrolünde oldu¤unu bilir. Bu yüzden da- ima Allah'a flükreden, O'nu yücelten bir üslup kullan›r. Kendi- sine güzelli¤ini veya bir konudaki bilgisini hat›rlatanlara Allah'›n benzersiz güzelli¤ini, sonsuz kudretini, ilmini ve ihtiflaml› sana- t›n› anarak cevap verir. Allah diledi¤i için güzel olabildi¤ini ve kendisinde olan›n Allah'›n sonsuz güzelli¤inin veya ilminin sade- ce küçük bir yans›mas› oldu¤unu vurgulayarak Allah'› tesbih edip yüceltir. Müminlerin Allah'›n karfl›ndaki acizliklerini bilmeleri bütün tav›rlar›na yans›r. Güç sahibi bir mümin, güçsüz oldu¤unu gör- dü¤ü bir insana karfl› asla ezici ya da minnet alt›nda b›rak›c› bir üslup kullanmaz. Veya güzelli¤ine dayanarak çirkin bir insan› ezip rencide edici bir tarzda konuflmaz. Ayn› flekilde zengin ol- du¤u için fakirleri hor gören, söz sahibi oldu¤u için muhtaç in- sanlara (düflkün konumdaki insanlara) de¤er vermeyen, zeki ve ak›ll› oldu¤u için zekaca geri olan insanlar› küçümseyen insan- lar›n üslubunu kullanmaz. Allah'›n dünyadaki imtihan›n bir ge- re¤i olarak her insan için ayr› bir kader belirledi¤ini, Allah Ka- t›nda as›l üstünlü¤ün ise iman ve takvayla ölçüldü¤ünü bilerek hareket eder. Bu nedenle de çevresindeki büyük küçük, güçlü 55Harun Yahya (Adnan Oktar)
  • 58. 56 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK zay›f herkese karfl› -Kuran ahlak›n›n gere¤i olarak- son derece sayg›l› ve hürmetkar bir üslup kullan›r. Aksi bir tavr›n insanla- ra de¤il Allah'a karfl› büyüklenmek anlam›na gelece¤ini bilerek Allah'tan korkup sak›n›r. Kuran'da müminlerin bu vas›flar› flöy- le bildirilir: ... Anne-babaya, yak›n akrabaya, yetimlere, yoksulla- ra, yak›n komfluya, uzak komfluya, yan›n›zdaki arka- dafla, yolda kalm›fla ve sa¤ ellerinizin malik olduklar›- na güzellikle davran›n. Çünkü, Allah, her büyüklük taslay›p böbürleneni sevmez. (Nisa Suresi, 36) ‹fllerin Allah'›n dilemesi ile olaca¤›n› bilerek konuflmak Müminlerin konuflma üslubunda dikkat çeken bir baflka özel- lik de yapacaklar› bir iflten bahsederken 'Allah dilerse' ya da '‹nflaAllah' diyerek konuflmalar›d›r. Bir ifli yapmaya karar ver- diklerinde bu yönde gerekli olan tüm tedbirleri al›rlar. Ama bu olay›n ancak Allah'›n dilemesiyle gerçekleflebilece¤ini de unut- mazlar. ‹nsan bir fleyi ne kadar çok yapmak istese de, bunun için gereken herfleyi yapsa da Allah dilemedikçe o olay gerçeklefl- mez. Allah Kuran'da müminlere bu konuyu flöyle hat›rlat›r: Hiçbir fley hakk›nda: "Ben bunu yar›n mutlaka yapa- ca¤›m" deme. Ancak: "Allah dilerse" (inflaAllah ya- paca¤›m de). Unuttu¤un zaman Rabbini zikret ve de ki: "Umulur ki, Rabbim beni bundan daha yak›n bir baflar›ya yöneltip-iletir." (Kehf Suresi, 23-24) Allah, bu hat›rlatman›n önemini anlamas› için günlük hayat- ta insan›n karfl›s›na pek çok örnek ç›kart›r. Sözgelimi aylarca önceden planlanan, her türlü rezervasyonu ve ödemesi yap›lan bir tatil program›na kesin olarak gerçekleflecek gözüyle bak›la-
  • 59. bilir. Ne de olsa teknik anlamda her türlü tedbir al›nm›flt›r. Gö- rünürde de program›n iptali için hiçbir neden yoktur. Gece uça¤›n kalk›fl saatine göre yat›l›r, trafik hesaba kat›larak evden erkenden ç›k›l›r, uçak biletlerinin al›n›p al›nmad›¤› defalarca kontrol edilir; ama Allah dilemediyse uça¤a ulaflmak nasip ol- mayacakt›r. Belki son anda ortaya ç›kan bir hastal›k, belki bir trafik kazas›, belki uça¤›n bir sebeple rötar yapmas›, belki de bir anda tatilden daha acil bir ifl ç›kmas› bu plan›n gerçekleflme- sini engelleyebilir. Kifli, ifle bafllarken 'Allah dilerse bunu yapaca¤›m' diye- rek Allah'a tevekkül etmemiflse, aksilik gibi görünen bir durum ile karfl›laflt›¤›nda ciddi flekilde hayal k›r›kl›¤›na u¤rar. Her iflin ancak Allah'›n izniyle gerçekleflebilece¤inden gafil oldu¤u için, tatil yapaca¤›n› hesaplad›¤› günler boyunca dertlenir, söylenir, gidemedi¤i için yak›n›p durur. Oraya gitmifl olsa belki bir kaza geçirme ya da istenmeyen bir olayla karfl›laflma ihtimali olabi- lece¤ini dolay›s›yla planlar›n›n gerçekleflmemesinin pek çok hayra vesile olmufl olabilece¤ini hiç hesaba katmaz. Bu yanl›fl inanc› da ona hem dünyada hem de ahirette s›k›nt›dan baflka bir fley kazand›rmaz. Oysa Müslümanlar Allah'›n herfleyi hay›r ve hikmetle yarat- t›¤›n› bilirler. Dolay›s›yla e¤er bu örne¤i yaflayan kifli müminse ve 'Allah dilerse tatile giderim' diye niyet etmiflse, program› ip- tal oldu¤unda hiçbir flekilde bir üzüntüye kap›lmaz. Kendisi için as›l güzel ve hay›rl› olan›n Allah'›n takdirinde sakl› oldu¤unu bil- menin huzurunu ve rahatl›¤›n› yaflar. "Kim bilir bunda benim için ne gibi hay›rlar var" diyerek hem kendi nam›na hikmetleri görmeye çal›fl›r, hem de çevre- sindekilere gerçek mümin ahlak›n›n düflünce ve konuflma biçi- mini gösterir. Allah'a teslim oldu¤u ve flükredici bir tav›r gös- 57Harun Yahya (Adnan Oktar)
  • 60. 58 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK terdi¤i için dünyada da ahirette de bu ahlak›n›n karfl›l›¤›n› ala- ca¤›n› umman›n sevincini yaflar. Konuflmalarda Kuran'› rehber edinmek Allah bir ayetinde "... Bu bir Kitap't›r ki, Rabbinin iz- niyle insanlar› karanl›klardan nura, O güçlü ve övgüye lay›k olan›n yoluna ç›karman için sana indirdik." (‹bra- him Suresi, 1) sözleriyle Kuran'›n indirilifl hikmetlerinden biri- nin "insanlar› nura ç›karmak" oldu¤unu aç›klamaktad›r. Kuran, indirildi¤i günden bu yana Allah'›n korumas› alt›nda- d›r ve hiçbir bozulmaya u¤ramam›flt›r. ‹nsanlara bir ö¤üt ve uyar› olarak indirilmifltir; iman edenler için flifa, hidayet ve rah- met kayna¤›d›r. Sözlerin en güzelidir, do¤ruyu yanl›fltan ay›r›r ve kendisiyle amel edenleri do¤ruya erifltirir. Kuran'›n bu hikmetini kavrayan bir insan onu (bu ‹lahi Kitab'›) kendisine rehber edinir. Kuran ayetlerini kalben özümsedi¤i için, tüm konuflmalar› Kuran ahlak›n› yans›t›r nite- likte olur. Hayat›n›n her aflamas›nda bir söz söylerken, bir ka- rar al›rken, bir yorumda bulunurken rehberi hep Kuran'd›r. Bu nedenle de her sözü, her karar›, her tavsiyesi Kuran ayetleriy- le mutab›kt›r. Çünkü Kuran, Allah sözüdür ve insanlara her konunun en do¤rusunu Allah Kat›ndan bildirmektedir. Kendi- sine Kuran'› ölçü alarak konuflan bir insan, her konuflmas›nda mutlaka üstün ve galip gelir. Çünkü Kuran ayetleri her türlü cahilce mant›¤› çürütüp, yok eder, hakk› ortaya ç›kar›r. Allah bu durumu bir ayetinde "Hay›r, Biz hakk› bat›l›n üstüne f›rlat›r›z, o da onun beynini darmada¤›n eder. Bir de bakars›n ki, o, yok olup gitmifltir..." (Enbiya Suresi, 18) sözleriyle aç›klamaktad›r.
  • 61. 59Harun Yahya (Adnan Oktar) Kuran ahlak›na uygun konuflan bir kimsenin sözleri samimi insanlar için flifa ve rahmettir. Ö¤üt alma, faydalanma ya da hikmetlerini anlama niyetiyle dinleyen insanlar, bu konuflmalar sayesinde -Allah'›n izniyle- do¤ru yolu bulurlar. Ayr›ca Kuran'›n rehberli¤inde konuflan bir kimsenin her konuflmas› hikmetli olur. Verdi¤i her örnek, dikkat çekti¤i her nokta, vurgulad›¤› her detay son derece etkili ve düflündürü- cüdür. Karfl› taraf› dürüst ve samimi düflünmeye, vicdan›n› kul- lanmaya teflvik eder. Samimi, içten gelen ve hakk› savunan bir üslup kulland›¤› için etkileme gücü de son derece yüksektir. Dinlediklerini vicdanlar›yla de¤erlendiren insanlar böyle ko- nuflmalar›n do¤rulu¤unu da kesin olarak tasdik ederler. Samimiyetsizce ve karfl› gelme niyetiyle dinleyen kimseler ise iman edenlerin konuflmalar›ndaki hikmeti ve etkileyicili¤i görmek istemez ve bunlar› çeflitli iftiralarla örtmeye çal›fl›rlar. Kiflinin konuflmalar›na bu üstünlü¤ü kazand›ran›n Kuran ayetle- rindeki hikmet oldu¤unu kavrayamad›klar› için alt›nda mutlaka bir ola¤anüstülük aramaya kalkarlar. Oysa bunlar Kuran'a uyan ve onu kendisine rehber edinen her insan›n kolayl›kla kazana- bilece¤i imani özelliklerdir. Ancak iman etmeyenler bu durumu anlayamazlar. Bu duruma Kuran'da da pek çok örnek verilmifltir. Örne- ¤in Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in etkili ve hikmetli konuflmalar› karfl›s›nda inkar edenler ve müflrikler büyük bir flaflk›nl›¤a kap›lm›fllard›r. Genifl kitlelerin, k›sa süre içerisinde Peygamber Efendimizin konuflmalar›ndan etkilenip ona tabi ol- mufl olmalar› bu insanlar› büyük hayrete düflürmüfltür. Hz. Mu- hammed (sav) konuflmalar›n› etkili ve hikmetli k›lan›n Kuran ayetleri oldu¤unu kavrayamad›klar› ya da belki de bu durumu kabullenemedikleri için Peygamberimiz (sav)'i büyücülük, flair-
  • 62. lik gibi olmad›k iftiralarla itham etmeye kalk›flm›fllard›r. Oysa tüm insanlara oldu¤u gibi peygamberlere de nutku verip ko- nuflturan Allah't›r. Allah ayetlerinde flöyle buyurmufltur: Sahibiniz (arkadafl›n›z olan peygamber) sapmad› ve azmad›. O, hevadan (kendi istek, düflünce ve tutku- lar›na göre) konuflmaz. O (söyledikleri), yaln›zca vahyolunmakta olan bir vahiydir. (Necm Suresi, 2-4) Ayetlerde de görüldü¤ü gibi Peygamberimiz (sav), Allah'›n sözü olan Kuran ile konufltu¤u için tüm sözleri son derece et- kili ve hikmetli olmufltur. O'nun sözlerini dinleyerek iman eden insanlar›n kalplerine iman› ve etkilenme gücünü veren Allah't›r. Allah'›n büyüklü¤ünü takdir edemeyen insanlar ise et- kiyi ve hikmeti baflka yerlerde aramakla büyük bir gaflete düfl- müfllerdir. Kaderin mükemmelli¤ini ve herfleyde hay›r oldu¤unu bilerek konuflmak Allah her varl›¤a bir kader takdir etmifltir. Bir insan›n hayat› boyunca yaflayaca¤› her olay, görece¤i her insan, çal›flaca¤› her ifl, hatta söyleyece¤i her söz Allah Kat›nda, daha o insan do¤- madan önce belirlenmifltir. Ayr›ca Allah zamandan münezzeh oldu¤u için, canl› cans›z tüm varl›klar›n hayat› Allah Kat›nda ya- flanm›fl ve sonuçlanm›flt›r. Ancak zamana ba¤›ml› olan insan, olup bitmifl bu olaylar› zaman geçtikçe (bir takvim içinde) gö- rebilmektedir. Bugün 40 yafl›nda olan bir insan›n geçmifl 40 y›- l› nas›l yaflanm›fl ve bitmiflse, -bu kiflinin 70 yafl›na kadar yafla- yaca¤›n› farz edersek- önündeki 30 y›l› da gerçekte Allah Ka- t›nda tek bir an içinde yaflanm›flt›r. Ama insan, bu yaflanm›fl ve sonuçlanm›fl olaylar› ancak önündeki 30 y›ll›k zaman dilimi için- de görebilecektir. 60 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
  • 63. 61Harun Yahya (Adnan Oktar) K›sacas›, "gelecek" diye tarif etti¤imiz ve henüz gerçeklefl- memifl olaylar silsilesi, asl›nda Allah'›n ezeli ve ebedi ilminde bafllam›fl ve bitmifltir. Allah Kat›nda yaflanm›fl ve bitmifl olan bu olaylar›n tamam› ise o insan›n kaderini oluflturur. Her insan›n bir kaderi vard›r ve bu kaderinin d›fl›na asla ç›kamaz. ‹nsan geç- miflini nas›l de¤ifltiremiyorsa gelece¤ini de de¤ifltiremez. Çün- kü her ikisi de Allah'›n Kat›nda yaflanm›fl, görülmüfl, flahit olun- mufl olaylard›r. Ancak kimi insanlar, gelece¤e ait bilgilere sahip olmad›klar› için geleceklerinin kendi ellerinde oldu¤unu zanne- derler. Bu sebeple de kadere inanmaz veya kaderlerini de¤ifl- tirebilecekleri gibi bir yan›lg›ya düflerler. Oysa insan›n tüm ha- yat› çekilmifl ve bitmifl bir film kaseti gibidir. ‹nsan kaseti sey- rettikçe olanlar› görür; filmin sahnelerini de¤ifltirme veya filme müdahalede bulunma imkan› yoktur ayn› flekilde kader dahilin- de gerçekleflen olaylara bir müdahalesi de söz konusu de¤ildir. Allah'›n her insan› bir kader ile yaratt›¤› ve insanlar›n kader- leri d›fl›ndaki bir olayla asla karfl›laflmayacaklar› Kuran'da flöyle bildirilmektedir: "Hiç flüphesiz, Biz herfleyi kader ile yaratt›k." (Kamer Suresi, 49) Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana ge- len herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratma- dan önce, bir kitapta (yaz›l›) olmas›n. fiüphesiz bu, Allah'a göre pek kolayd›r. Öyle ki, elinizden ç›kana karfl› üzüntü duymayas›n›z ve size (Allah'›n) verdikle- ri dolay›s›yla sevinip-fl›marmayas›n›z. Allah, büyüklük taslay›p böbürleneni sevmez. (Hadid Suresi, 22-23) Ayetlerde bildirildi¤i gibi, sadece insanlar de¤il, tüm eflyalar ve tüm canl›lar, yani herfley bir kader ile yarat›lm›flt›r. Eviniz- deki ahflap masan›zdan aya¤›n›zdaki ayakkab›ya, bahçenizdeki
  • 64. gül fidan›ndan dolab›n›zdaki giysilere, dostlar›n›zdan kedinize kadar her varl›¤›n Allah Kat›nda belirlenmifl bir kaderi vard›r. Daha ne siz ne de size ait fleyler yarat›lmadan önce, masan›n da, ayakkab›n›n da, gül fidan›n›n da, dostlar›n›z›n da gelecekte hangi safhalardan geçecekleri, nelerle karfl›laflacaklar› bellidir. Sözgelimi ahflap masan›z›n yap›ld›¤› a¤ac›n tohumunu kimin ekece¤i, o a¤ac›n kaç sene içerisinde ve hangi flartlar alt›nda geliflip büyüyece¤i, neden, nas›l ve kim taraf›ndan kesilip hangi ahflap fabrikas›na götürülece¤i, hangi ölçülerde kesilip, bu a¤açtan hangi kalitede ve hangi flekilde bir masa üretilece¤i, si- zin bu masay› sat›n almaya nas›l karar verece¤iniz, onu nerede bulaca¤›n›z, ne kadar zaman evinizde tutaca¤›n›z, evinizin han- gi köflesine koyaca¤›n›z, üzerinde an an hangi yemekleri yiyip, kimlerle neler konuflup, hangi yaz›lar› yazaca¤›n›z Allah Kat›n- da ezelden beri bilinmektedir. Çünkü tüm bunlar› daha siz do¤madan önce belirleyen ve tek bir an içinde yaratarak bilen Allah't›r. Siz ise bunlar› ancak yaflad›kça, seneler geçtikçe ve s›- ras› geldikçe ö¤renebilirsiniz. E¤er bir insan kader gerçe¤inden haberdar de¤ilse veya bu gerçe¤i tam olarak kavrayamam›flsa, önceden belirlenmifl olan bir kaderi yaflad›¤›n› düflünmeden hareket edebilir, olaylar›n ak›fl›na kendini kapt›rabilir. Örne¤in evi için bir yemek masas› sat›n almaya gitti¤inde onlarca ma¤aza dolafl›r, her ma¤azada defalarca fikir de¤ifltirir, düflünür, yan›ndakiyle fikir al›flveriflin- de bulunur, tart›fl›r. Sonuçta, kendi seçimiyle bir masada karar k›ld›¤›n› zanneder. Oysa, o insan daha al›flverifle ç›kmadan ön- ce, hangi masay› alaca¤› kaderinde bellidir; dolay›s›yla kaderin- de belli olan masay› arar, bulur ve sat›n al›r. Aradaki fikir al›fl- verifllerini, tart›flmalar›, konuflmalar› ve karars›zl›klar› da yine o insan›n kaderinde Allah önceden belirlemifltir. 62 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
  • 65. Dolay›s›yla bir insan›n, bafl›na gelen herhangi bir olaydan dolay› s›k›nt›, piflmanl›k, üzüntü veya korku duymas›, "keflke flöyle yapsayd›m" "keflke oraya gitmeseydim" gibi sözler sarf etmesi, gelece¤i için endifle duymas› son derece yersizdir. Çünkü bu insan zaten yaflanm›fl bitmifl bir hayat› izlemektedir ve o piflmanl›k ve üzüntü duydu¤u olaylar›n tümü onun kade- rindedir. Örne¤in, eline çok fazla tabak alarak bunlar› tafl›rken hepsini düflüren bir insan "keflke hepsini elime almasayd›m, o zaman bunlar olmayacakt›" diyerek üzüntü duyabilir. Oysa onun bilmedi¤i veya unuttu¤u gerçek fludur: O an, o dakika, o tabaklar›n her birinin nerede ve nas›l k›r›laca¤› daha o tabaklar imal edilmeden, hatta onlar› k›racak olan insan daha yarat›lma- dan önce bellidir. ‹nsan bafl›na gelen bu tür olaylardan dolay› ancak ders almal›, bunlar üzerinde düflünerek, hikmetlerini an- lamaya çal›flmal›d›r. Ancak bu gibi olaylarda üzüntü duymas› son derece yersizdir, çünkü bafl›na gelecekleri engellemeye gücü yoktur. Bir ayette hiçbir insan›n Allah'›n dilediklerini en- gelleme gücünün olmad›¤› flöyle bildirilmektedir: Allah sana bir zarar dokunduracak olsa, O'ndan bafl- ka bunu senden kald›racak yoktur. Ve e¤er sana bir hay›r isterse, O'nun bol fazl›n› geri çevirecek de yok- tur. Kullar›ndan diledi¤ine bundan isabet ettirir. O, ba¤›fllayand›r, esirgeyendir. (Yunus Suresi, 107) Kadere teslim olan insan, Allah'›n yaratt›¤› herfleyde -ilk ba- k›flta aleyhinde bile gözükse-, hay›r ve güzellik oldu¤unu bilir. Allah'›n bu olayda yaratt›¤› hay›rlar› ve hikmetleri görüp flük- reder. ‹lk anda bunlar› kavrayam›yorsa bile mutlaka Allah'a te- vekkül eder; bu hay›r ve hikmetleri kendisine göstermesi için Allah'a dua eder. E¤er yine de hay›rlar› göremezse, bunlar› ahi- rette görüp anlamay› umar. Allah'›n sonsuz adalet sahibi, flef- 63Harun Yahya (Adnan Oktar)
  • 66. katli ve merhametli oldu¤una kesin olarak inanman›n huzuru- nu ve rahatl›¤›n› yaflar. Böyle bir insan›n konuflmalar›ndan teslimiyeti ve tevekkülü aç›kça anlafl›l›r. Bir an bile olsa yaflad›¤› olaylar hakk›nda 'ne- den ya da niçin böyle oldu?' gibi bir söz sarf etmez. Allah'›n inananlar için herfleyi en güzel ve en kusursuz flekilde yaratt›- ¤›n›, olumsuz gibi görünen bir olay›n asl›nda kifliye pek çok yönden hay›r getirebilece¤ini bilerek konuflur. Allah, Kuran'da "...Olur ki hoflunuza gitmeyen bir fley, sizin için hay›rl›d›r ve olur ki, sevdi¤iniz fley de sizin için bir flerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz." (Bakara Su- resi, 216) ayetiyle bu durumu insanlara hat›rlatmaktad›r. Do- lay›s›yla, aksilik gibi görünen bir olayla karfl›lafl›ld›¤›nda samimi bir Müslüman, Allah'›n herfleyi hay›r ile yaratt›¤›n› ve herfleyin hay›rlara vesile olaca¤›n› düflünür. Konuflmalar›na da bu düflüncesi hakimdir. Hiçbir zaman cahil insanlar›n "Eyvah, kefl- ke, maalesef, nas›l yapt›m böyle bir fleyi?" gibi flikayet eden, te- vekkülsüz ve umutsuz üslubunu and›racak ifadeler kullanmaz. Kaderi ve iman edenler için herfleyin hay›r olarak yarat›ld›- ¤›n› bilen bir üslup Müslüman›n tüm hayat›na hakimdir. Hiçbir fleyi, hiç kimseyi ve hiçbir olay› bu inanc›n›n d›fl›nda tutmaz. Olumlu geliflmelerin kaderde oldu¤unu düflünüp, aksilik gibi görünen olaylarda kaderi unutmufl konuflmalar yapman›n gafil bir üslup oldu¤unu bilir. Hatay› yapan kendisi de olsa, baflkas› da olsa 'niye yapt›n', 'oraya gitmeseydin bunlar olmaz- d›' gibi sözler söylemez. Tam tersine Kuran'da, "… Size isa- bet eden Allah'›n izni ile idi…" (Al-i ‹mran Suresi, 166) ayetiyle haber verilen gerçe¤i anlam›fl bir insan›n üslubuyla ko- nuflur. Bafltan tedbirini alamamas›n›n da, oluflan hatan›n mey- dana gelmesinin de hep kiflinin kaderinde oldu¤unu bilir. 64 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK
  • 67. Kader mutlaka olmas› gerekti¤i gibi yani Allah'›n diledi¤i fle- kilde geliflir. Bu nedenle "flöyle olsayd› böyle olurdu" gibi yan- l›fl mant›klar öne sürerek hüzne ya da piflmanl›¤a kap›lmak yer- sizdir. Yaflanan neyse en hay›rl›s› odur. Bu nedenle Müslüman- ca konuflan bir insan›n üslubunda hiçbir zaman k›zg›nl›k, öfke, gerilim, flikayet, a¤lamakl› bir ses, panik, korku ya da s›k›nt› ol- maz. ‹man eden bir insan en zorlu ve s›k›nt›l› gibi görünen olaylar- da dahi, hemen o olay›n güzel yönlerini, hay›rlara vesile olabile- cek muhtemel sonuçlar›n› keflfetmeye çal›fl›r ve bunu samimi bir üslupla dile getirir. Bu Müslümanca tav›r kiflinin çevresindekileri de etkileyerek panik ve endifle havas›n› da¤›t›r. Allah Kuran'da müminlere, "De ki: "Allah'›n bizim için yazd›klar› d›fl›nda, bize kesinlikle hiçbir fley isabet et- mez. O bizim Mevlam›zd›r. Ve müminler yaln›zca Allah'a tevekkül etmelidirler." (Tevbe Suresi, 51) ayetiyle zorluklar karfl›s›nda nas›l bir üsluplar› olmas› gerekti¤ini bildir- mektedir. Yine bir baflka ayette ise "Onlara bir musibet isa- bet etti¤inde, derler ki: "Biz Allah'a ait (kullar)›z ve flüphesiz O'na dönücüleriz." (Bakara Suresi, 156) buyrula- rak, müminlerin kaderin ve her olay›n hay›rla yarat›ld›¤›n›n flu- urunda olan, teslimiyetli bir üslup kulland›klar›na dikkat çekil- mektedir. Allah'›n bu gerçe¤i kavrayan kimselere verece¤i kar- fl›l›k ise ayette "Rablerinden ba¤›fllanma (salat) ve rahmet bunlar›n üzerinedir ve hidayete erenler de bunlard›r." (Bakara Suresi, 157) fleklinde ifade edilir. Burada flunu da hat›rlatmak gerekir ki, iman eden bir insa- n›n kaderi ve herfleyde hay›r oldu¤unu hat›rlat›rken kulland›¤› üslup, Kuran ahlak›ndan uzak olan insanlar›n kulland›¤› "tesel- lici", "ortal›k yat›flt›ran" veya "ezbere yap›lan" konuflmalardan 65Harun Yahya (Adnan Oktar)
  • 68. 66 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK çok farkl›d›r. Benzer olaylarla karfl›laflt›klar›nda Kuran ahlak›n› benimsememifl kimi insanlar da "vard›r bir hay›r" gibi sözler sarf edebilirler. Ancak arada kesin bir farkl›l›k vard›r: Müslü- man bu sözü kalpten gelen, samimi, candan ve kararl› bir üs- lupla söyler. Cahiliye ahlak›ndaki bir insan ise, diliyle bu gerçe- ¤i her ne kadar dile getirse de, kalben buna bir türlü kanaat ge- tiremedi¤ini tav›rlar›ndaki tevekkülsüzlükle ortaya koyar. Allah'a güvenip dayanarak konuflmak Cahiliye inançlar›n› tafl›yan insanlar bafllar› s›k›flt›¤›nda, yard›- ma ihtiyaç duyduklar›nda ya da bir fleyi elde etmek istediklerin- de çözümü dünya hayat›nda güç sahibi oldu¤unu düflündükleri odaklarda ararlar. Kimileri nüfuz sahibi efl-dostlar›ndan, kimileri mal, itibar ya da söz sahibi insanlardan medet umarlar. Bütün bu insanlar›n Allah'›n kontrolüyle hareket eden aciz varl›klar olduk- lar›n› unuturlar. Bu nedenle onlar›n gözlerine girmeye çal›fl›rlar. Oysa bir insana yarardan ya da zarardan yana bir fley isabet edecek ise, bunu gerçeklefltirebilecek tek güç Allah't›r. Müslü- manlar bu gerçe¤in fark›ndad›rlar. Bu nedenle her zaman yar- d›m› ve deste¤i Allah'tan bekleyen ve yaln›zca O'nun r›zas›n› kazanmaya çal›flan bir üslup kullan›rlar. ‹htiyaç, zorluk ya da s›- k›nt› içinde de olsalar tüm bunlar› giderecek ve kendilerine yard›m ulaflt›racak olan›n sadece Allah oldu¤unu bilirler. Nitekim Kuran'da müminlerin bir s›k›nt› ya da zorlukla kar- fl›laflt›klar›nda, "E¤er Allah size yard›m ederse, art›k sizi yenilgiye u¤ratacak yoktur ve e¤er sizi 'yapayaln›z ve yard›ms›z' b›rakacak olursa, ondan sonra size yard›m edecek kimdir? Öyleyse müminler, yaln›zca Allah'a tevekkül etsinler." (Al-i ‹mran Suresi, 160) diyerek birbirle- rine sadece Allah'a yönelip O'na tevekkül etmeyi hat›rlatan
  • 69. 67Harun Yahya (Adnan Oktar) konuflmalar yapt›klar›ndan bahsedilmektedir. Bunun yan›nda müminler "…Allah Kendi (dini)ne yar- d›m edenlere kesin olarak yard›m eder…" (Hac Suresi, 40) ayetinin hükmü gere¤i Allah'›n her zaman için müminlerin yan›nda oldu¤unu, Allah'›n izni olmaks›z›n hiç kimsenin ve hiç- bir fleyin kendilerine zarar veremeyece¤ini bilerek konuflurlar. En zor, en kritik ve en hayati risk tafl›yan anlarda bile, mutlaka bu yaflad›klar›nda bir hay›r oldu¤unu düflünür ve "…Ben O'na tevekkül ettim. Tevekkül edenler de yaln›zca O'na te- vekkül etmelidirler." (Yusuf Suresi, 67) ayetiyle bildirildi¤i gibi, çevrelerindekilere de bu gerçe¤i hat›rlat›rlar. Hiçbir zaman için korku, panik ya da ümitsizli¤e kap›lm›fl bir insan›n üslubunu kullanmazlar; sakin ve itidalli bir üslup içeri- sinde olurlar. Allah'tan ümit kesmenin, iman› kavramam›fl in- sanlara has bir özellik oldu¤unu bilirler. Her olay›n Allah'›n di- lemesiyle ve Allah'›n belirledi¤i hikmetler do¤rultusunda ger- çekleflece¤ini bildikleri için zorluklar karfl›s›nda endifleye ve korkuya kap›lmazlar. Samimi olduklar› sürece, Allah'›n kendile- rini en hay›rl› ve en güzel olana iletece¤inin fluurunda bir üs- lupla konuflurlar. Nitekim Kuran'›n "Ey iman edenler, Allah'›n üzeriniz- deki nimetini hat›rlay›n; hani bir topluluk, size ellerini uzatmaya yeltenmiflti de, (Allah,) onlar›n ellerini siz- lerden geri püskürtmüfltü. Allah'tan korkup-sak›n›n. Müminler yaln›zca Allah'a tevekkül etmelidirler." (Maide Suresi, 11) ayetiyle, müminlerin birbirlerine Allah'›n yard›m›n› hat›rlatt›klar› bildirilmektedir. Müminlerin bu tevekküllü üsluplar›na Kuran'da pek çok ör- nek verilmifltir. Örne¤in ‹srailo¤ullar› ile birlikte deniz ile Fira- vun'un ordusu aras›nda kald›klar› s›rada Hz. Musa bu tevekkül-
  • 70. 68 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK lü tavr›n› ortaya koymufltur. ‹man etmeyen kimselerin ümitsiz- li¤e ve korkuya kap›larak "Gerçekten yakaland›k" dedikleri bir anda, Hz. Musa'n›n sözü "Asla, Rabbim bizimledir" flek- linde olmufltur. Kuran'da Musa Peygamberin bu tevekküllü üs- lubu flöyle haber verilmektedir: Böylece (Firavun ve ordusu) Günefl'in do¤ufl vakti onlar› izlemeye koyuldular. ‹ki topluluk birbirini gör- dükleri zaman Musa'n›n adamlar›: "Gerçekten yaka- land›k" dediler. (Musa:) "Hay›r" dedi. "fiüphesiz Rab- bim, benimle beraberdir; bana yol gösterecektir." (fiuara Suresi, 60-62) Hz. Musa bu zor durum karfl›s›nda yaln›zca Allah'a güvenip dayanm›fl ve tevekküllü üslubuyla çevresindeki insanlar› da bu ahlaka davet etmifltir. Allah, Hz. Musa'ya asas›yla denize vurma- s›n› vahyetmifl ve bunun üzerine deniz ikiye ayr›larak ‹srailo¤ul- lar›n›n geçebilece¤i bir yola dönüflmüfltür. Firavun ve ordusu ise denizde bo¤ularak can vermifltir. Bu olay, yaln›zca Allah'› vekil edinerek, dayan›p güvenenlere Rabbimiz'in yard›m›n›n bir örne¤idir. Hz. Musa k›ssas›nda oldu¤u gibi, müminlerin bütün konufl- malar›ndan Allah'tan baflka hiçbir fleyden korkmad›klar›n› ve yaln›zca O'na güvendiklerini anlayabilmek mümkündür. Bir Kuran ayetinde müminlerin, "size karfl› insanlar topland›- lar, art›k onlardan korkun" fleklinde bir tehdit alt›nda kal- d›klar›nda, "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir" diyerek Allah'a olan güvenlerini ifade ettikleri haber verilir: Onlar, kendilerine insanlar: "Size karfl› insanlar top- la(n)d›lar, art›k onlardan korkun" dedikleri halde imanlar› artanlar ve: "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir" diyenlerdir. (Al-i ‹mran Suresi, 173)
  • 71. 69Harun Yahya (Adnan Oktar) Dünya hayat›n›n geçicili¤inin fark›nda olan bir üslupla konuflmak Dünyevi de¤erleri ilahlaflt›ran insanlar›n kendilerine has bir üsluplar› vard›r. Konuflmalar›ndan dünya hayat›n› yaflamlar›n›n as›l amac› haline getirdikleri aç›kça anlafl›l›r. Baflkalar›nda görüp sahip olamad›klar› güzelliklerden kimi zaman g›ptayla kimi za- man da haset dolu bir üslupla bahsederler. Söz konusu kimse- lerin içlerinde yaflad›klar› bu özenti, dünya hayat›na ve ahirete dair gerçeklerden habersiz olmalar›ndan kaynaklan›r. Oysa Allah Kuran'da dünya nimetlerinin insanlar için bir deneme ol- du¤unu bildirmifltir: Bilin ki, mallar›n›z ve çocuklar›n›z ancak bir fitnedir (imtihan konusudur.) Allah yan›nda ise büyük bir mükafaat vard›r. (Enfal Suresi, 28) ‹man etmeyen insanlar bu gerçe¤in bilincinde olmad›klar› için, dünyada kendilerinden fazlas›na sahip olan insanlara öze- nen, onlar›n karfl›s›nda ezilen bir üslup kullan›rlar. Örne¤in zengin ve ünlü birinin giyiminden, arabas›ndan bahsederken üsluplar›nda eziklikle kar›fl›k derin bir hayranl›k hemen dikkati çeker. "Keflke onun kadar zengin olsayd›m", "Keflke flu anda onun yerinde olsayd›m", "Arabas› ne kadar güzel, keflke benim olsayd›" gibi konuflmalarla bu özentilerini d›fla vururlar. Oysa, g›ptayla bakt›klar› insanlar›n hepsi -kendileri gibi- Allah'a karfl› aciz ve muhtaç olan kullard›r. ‹nsanlar›n sahip olduklar› fleyle- rin tümü Allah'a aittir. Her insan, yaflam› boyunca Allah'›n ken- disine verdi¤i nimetlerle denenmektedir. ‹man edenler, as›l gerçek ve sonsuz olan›n ahiretteki hayat oldu¤unu bildiklerinden, yaflamlar› boyunca ahiretteki as›l ha- yat› kazanmak için çaba harcarlar. Zenginlik, mal-mülk gibi dünya nimetlerini ise ancak Allah'›n raz› olaca¤› flekilde kullan-
  • 72. 70 MÜSLÜMANCA KONUfiMAK mak, Allah'›n verdi¤i nimetlere flükretmek ve Allah'›n flan›n› yüceltmek için isterler. Bu güzel ahlaklar›n›n bir sonucu olarak, sahip olduklar› dün- ya nimetlerinden herhangi birini veya tamam›n› kaybetseler de, bundan dolay› üzüntü veya s›k›nt› yaflamazlar. Bunu Allah'›n bir takdiri olarak düflünür ve Allah'tan ahirette kendilerine nimet- lerin as›l gerçek olanlar›n› ve daha güzellerini vermesini ister- ler. Bunun yan› s›ra Allah'›n, r›zk› ve dünya nimetlerini insanla- ra belirli hay›r ve hikmetler do¤rultusunda verdi¤ini bildikleri tüm konuflmalar›ndan anlafl›l›r. Allah bir ayetinde, insanlar ara- s›nda r›zk›n› nas›l da¤›tt›¤›n› flöyle bildirir: Allah diledi¤ine r›zk› geniflletir-yayar ve daralt›r da. Onlar ise dünya hayat›na sevindiler. Oysaki dünya hayat›, ahirette (ki s›n›rs›z mutluluk yan›nda geçici) bir meta'dan baflkas› de¤ildir. (Rad Suresi, 26) Allah'›n yaratt›¤› hikmetleri görüp kavrayamad›klar› için, dünyevi de¤erlere, zenginli¤e, mala mülke tutkuyla ba¤l› olan insanlar›n yorumlar› hep dünya hayat›na yönelik olur. Örne¤in zenginli¤ine, flöhretine özendikleri bir insan asl›nda kötü ahlak- l› biri olabilir. Ne var ki söz konusu kifliler bu insan›n kötü ah- lak›n› ve ahirette neyle karfl›laflaca¤›n› hiç düflünmeyip, onun mal›na mülküne hayran olmakta bir sak›nca görmeyebilirler. ‹man sahibi Müslümanlar ise, dünya hayat›n›n gerçek yüzünü görüp as›l olarak Allah'›n r›zas›n› ve ahiret hayat›n› kazanmaya çal›fl›rlar. Bu nedenle üsluplar› daima bu gerçe¤in fluurunda ol- duklar›n› yans›t›r niteliktedir. Kuran'da bu konuya örnek ola- rak Karun isimli zengin bir kiflinin servetine g›pta eden kimse- ler verilmifltir: Gerçek flu ki, Karun, Musa'n›n kavmindendi, ancak onlara karfl› azg›nlaflt›. Biz, ona öyle hazineler vermifl- tik ki, anahtarlar›, birlikte (tafl›maya) davranan güçlü