2. Yeni Bir Rönesans Bekleniyordu Yirminci yüzyılın başlarında Avrupa sanat ortamında geleneksel formların tükendiğine dair genel bir kanı vardı. Müzik , resim , tiyatro , edebiyat gibi tüm sanat alanlarında faaliyet gösteren sanatçılar sanki yeni bir Rönesans beklemekteydi.
3. Büyük İnkarcı Geçmişin tüm değerlerini inkar etmeye hazır olan bu toplum , yaşamın başka bir yaratıcılık alanında çok yeni bir inkarcı ile karşılaştı. Bu inkarcı veya devrimci , 300 yıllık Newton mekaniğini ve onun yarattığı entelektüel alt yapıyı kökünden değiştiriveren Einstein dı.
4. Gök cisimlerine araştırma amacıyla gönderilen roketler,her gün havada oradan oraya gidip gelen uçaklar,deprem,tusunami,toprak kaymaları,trenlerin hareketi aklımıza gelebilecek tüm her hareket bu kanunlara uyar.İkiz kuleler bile bu kanunlara mahkum oldukları için yıkılmışlardır.Dolayısıyla çevremizde gözlemlediğimiz hareket ve hareketsizlik Newton kanunlarının hakimiyeti altındadır.Newton mekaniğine ters düşebilecek bir olayı düşünebilmek akla pek yakın görünmemektedir.Bunu ancak Feynmann’ın belirttiği gibi ancak Einstein gibi bir deha yapabilir.
5. Beni Bağışla Ey Büyük Newton 20. yüzyıl fiziğinin daha geniş anlamda 20. Yüzyıl biliminin simgesi Einstein’ın iniş çıkışlarla dolu bir yaşam öyküsü vardır. 250 yılı aşkın bir süre hükümdarlığını sürdüren Newton kanunlarının egemenliğine son verirken , “Beni bağışla ey büyük Newton” diyecek kadar duygusal; zaman ve maddenin hıza bağlı göreli bir büyüklük olduğunu sezerken her türlü kabullere baş kaldıracak kadar da devrimci bir ruh sergiler.
8. Tembel Değildi Yavaş bir çocukluk geçiriyor olmasına rağmen onun hakkında söylenen matematiği zayıf tembel ve geri zekalı bir öğrenci olduğu söylentileri gerçek dışıdır. Einstein’ın hayatında okullarla alakalı sürekli problemler yaşadığı doğrudur. Ancak bu sıkıntının sebebi Einstein’ın zekası değildi. Almanya da okullarda o dönem katı bir disiplin uygulanıyordu. Devam zorunluluğu sınavlar ve ödevler ve farklı disiplin uygulamaları Einstein’ın okulu sevmemesine yol açıyordu
9. Mütevazı bir bir elektrik teknisyeni olan babasının Einstein üzerindeki tek etkisi , ona hediye ettiği oyuncak bir pusuladır. Einstein ilk düşünce deneyini “pusula neden daima kuzeyi gösterir? ” sorusunun yanıtını bulmak için tasarlamıştır
10. 6 yaşında annesi Paulin’in isteği üzerine keman dersleri almaya başladı. Klasik müzik kültürü , yaşamı boyunca onun için dinlendirici bir uğraş olacaktı.
11. “sen asla bir şey olamayacaksın Einstein” Babası Hermann Einstein’ın 1894 yılında iflas etmesi üzerine aile İtalya ya taşındı. Bu dönem de Albert Einstein okulunu bitirmek için Münih’te kaldı. Bir öğretmeninin “sen asla bir şey olamayacaksın Einstein” sözleri üzerine katı bir disiplin , skolastik ve militarist bir sistem uygulayan Alman okul sistemini terk etti
12. Matematik ve Fizik Bilmek Yetmedi Ailesi tarafından eğitimine devam etmesi için İsviçre ye gönderildi. 16 yaşındayken Zürih Teknik üniversitesine girmek istedi. Ama modern diller zooloji ve botanik bilgisi eksik ayrıca yaşı da küçük olduğu için üniversiteye alınmadı. Bir liseye devam etti ve lise diploması aldı. Sonraki yıl Zürih Teknik üniversitesinin fizik ve matematik öğretmeni yetiştiren bölümüne kayıt olmayı başardı
13. Bilim adamlarının hepsi iyi olmaz Zürih Teknik üniversitesi bir anlamda onun düşüncelerini şekillendirmişti. Burada Einstein’ı pek sevmeyen ona “tembel köpek ” diyen büyük matematikçi HermannMinkowski ile tanıştı. Minkowski’nin dersleri pek ilgi çekici gelmiyordu belki ama Einstein ileride kuramlarının matematiksel formülasyonundaMinkowski’den çok şey öğrendiğini anlayacaktı
14. Michelle Besso 1897 de tanıştığı Michelle BessoEinstein’in bilimsel düşüncelerini önemli ölçüde etkilemekte ve ona daima doğru yolu göstermekteydi.Yaşam boyu onunla olan arkadaşlığını sürdürmüştür.
15.
16. Avusturyalı fizikçi ve filozof Mach Einstein, gençlik yıllarında Avusturyalı fizikçi ve filozof Mach’ın etkisinde kalmıştı. Fiziğini metafizikten arındırılması gerektiğine ,doğanın anlaşılabilir olduğuna, rastlantısal olguların daha derin ve kapsayıcı kuramlar çerçevesinde determinist (belirlenimci) yorumlarla açıklanabileceğine inanıyordu
17. Isaac Newton,Michael Faraday veJames ClerkMaxwell Einstein çok sayıda bilim adamı içinde en fazla saygıyı Isaac Newton,Michael Faradayve James ClerkMaxwell’e göstermiştir.Öyle ki Einstein’inlabaratuarının duvarında bu üç bilim adamının portreleri asılıdır.Bunun yanında Öklid’in geometrisini anlamamış birinin Kuramsal bilimde başarılı olma hayalinden vazgeçmesini söylemiştir
18.
19. O da sınavlardan nefret ediyordu Einstein çok az derse katılıyordu. Sınavlara bir ya da iki ay kalana kadar derse gitmez evinde 19. Yüzyıl fizik teorisyenlerini okurdu. Okulunu bitirmesi gerektiğinin farkındaydı. Ama sınavlardan da nefret ediyordu.”sınavlar beni o kadar çok sıkıyor ki sınavlardan sonra herhangi bir bilimsel problem üzerine düşünmek istemes hale geliyordum” demişti
20. Fizik öğrencisi MilevaMaric 1900 yılında Zürih Teknik Üniversitesinden mezun olan ve İsviçre vatandaşlıgına hak kazanan Einstein Sırp asıllı sınıf arkadaşı MilevaMaric ile ailesinin tüm karşı çıkmalarına rağmen evlenir. Evlendikten sonra Mileva’danHans ve Eduard adında iki oğlu dünyaya gelmiştir.
22. Patent Ofisinde bir memur Öğretmenlik yapabileceği bir pozisyon olmadığı için teknik asistan olarak İsviçre Patent ofisinde çalışmaya başladı.Bu görevden arta kalan zamanlarda çağdaş fizikte ortaya atılmaya başlanan problemler üzerinde düşünme fırsatı buldu.
23.
24. Fotonlar hipotezini kurdu Önce atomun yapısı ve Planck’ın kuantum teorisiyle ilgilindi.Brown hareketine ihtimaller hesabını uygulayarak bunun teorisini kurdu ve Avagadro sayısının değerini hesaplayarak teorisini test etti.Bu da onun ışık tanecikleri veya fotonlar hipotezini kurmasını ve fotoelektrik olayını açıklayabilmesini sağladı.
26. Patent Ofisinde bir memur Fotoelektrik olayını basit olarak şöyle izah edebiliriz: Metal bir yüzeye düşürülen ışık, yüzeyden elektron koparır. Koparılan elektron, devrede bir akım meydana getirir. Fizikçiler, bu elektronun hızının şiddetinden bağımsız olmasını anlayamıyorlardı. Kopan elektronun hızı, ışığın rengine yani dalga boyuna bağlı olmalıydı. Einstein, ışığın aslında dalga olmayıp fotonlardan, yani kuantum paketçiklerinden oluştuğunu öne sürerek sonuca açıklama getirdi. Buna göre metal yüzeyden kopan elektronun hızı, kuantum paketçiğinin enerjisine veya frekansına bağlıdır. Işığın şiddetini artırmak, sadece kuantum paketçiklerini artırmak anlamına geliyordu. Dolayısıyla, ışığın şiddetini artırmak, yüzeyden koparılan elektron miktarını çoğaltır fakat, elektronun yüzeyden ayrılma hızına etki edemezdi.
27. Patent Ofisinde bir memur Anlamakta Zorluk Çekiyorlar 1901 yılında gazların kinetik teorisiyle ilgili hazırladığı doktora tezi Zürih Üniversitesi’nce reddedilen Einstein,bu olayı bir komedi olarak nitelendirmiş,yılmamış ve 1905 yılında özel görelilik kuramını tez olarak sunmuş,ancak üniversite bu çalışmayı da çizgi dışı bulmuştur. ( Ne kadar gariptir ki bu çalışmanın 100’üncü yıldönümü nedeniyle bütün dünya 2005 yılını Einstein yılı olarak kutlanmıştır)
28. Patent Ofisinde bir memur Bunun üzerine yine aynı yıl anlaşılması daha kolay “Moleküler Boyutların Belirlenmesi’ başlıklı çalışmasını tez olarak sunmuş ve bu çalışma ile doktora derecesi almıştır.Suda eriyen şekerin oluşturduğu viskozite değişimiyle şeker molekülünün büyüklüğü arasında fonksiyonel bir bağıntı bulmuştur.Günümüzde de geçerliliğini sürdüren bu bağıntıyla moleküllerin büyüklükleri yaklaşık olarak hesap edilebilmektedir
29. Patent Ofisinde bir memur 1905 yılı Einstein için bilimsel üretim açısından çok verimli geçmiştir.Durgun bir akışkanda asılı duran parçacıkların gelişigüzel hareketlerini moleküllerle yaptıkları çarpışmalarla açıklayan diğer bir önemli çalışması da 1905 yılında Annalen der Physikdergisinde ısının moleküler kuramı başlığı ile yayınlanmıştır.Moleküllerin veya hava içindeki toz parçaları veya su içindeki polenler gibi akışkan içinde asılı duran küçük parçacıkların zikzaklar çizen gelişigüzel hareketlerine Brown hareketi denir. Einstein’ın önemsiz gibi görünen bu makalesi modern istatistiksel mekaniğin doğmasına neden olmuştur.Günümüzde atmosferde kirlilik yaratan parçacıkların hareketlerinin bilgisayar simülasyonları bile bu makalede ortaya konulan teorik modele göre yapılmaktadır.
30. Patent Ofisinde bir memur Birinci dünya savaşındaki Alman yenilgisine Yahudi sermayesinin neden olduğuna inanan Hitler için Einstein ve ileri gelen diğer Yahudi entelektüelleri birer hedeftir. Esasında Einstein , yalnız Nazilerin değil , görelilik kuramının disiplinsiz kapitalist sistemi temsil ettiğini ileri süren koministlerinde baş düşmanı olmuştur. Diğer taraftan kiliseye göre , ünlü düşünür Spinozanın tanrı tanımını benimseyen Einstein bir ateisttir Değişik kesimlerden bol sayıda düşman kazanan Einstein ise bunlara hiç aldırmadan tanrının evreni nasıl yarattığını anlamaya çalışır
31. Patent Ofisinde bir memur Almanya’da gün geçtikçe güçlenen antisemitizim Einstein’ı alman halkına yok edilmesi gereken Yahudi toplumunun bir simgesi olarak tanıtmıştır Almanyada gelişen Yahudi düşmanlığı sonucu Einstein’ın evi Nazilerce aranmış üvey kızı çalışmalarını saklamayı başarabilmiştir.Einstein bu olaydan sonra 1933 yılında ABD ye gitmeye karar verir.Önce Bermuda’ya oradan da ABD’ye geçer
32. Patent Ofisinde bir memur Princeton İleri Araştırmalar enstitüsünün davetini kabul eder Ne kadar aylık istediği sorulduğunda yılda 3bin ABD doları gibi komik bir rakam söyleyerek duyanları şaşkına çevirir; Bu yanıt , kişisel çıkarlarla ilgisinin ne kadar zayıf olduğunu gösterir. O dönemde Einstein’a ancak öğrencilik yapabilecek kalitede araştırıcılar ile yılda 20 bin ABD doları almaktaydı.
33. Patent Ofisinde bir memur Ve Meşhur E=Mc2 Einstein’ın 1905 yılında yayınlanan en önemli makalesi ‘Hareket Halindeki Cisimlerin Elektrodinamiği’dir.Bu makalede özel görelilik kuramı tartışılmış,kütle ve enerji ünlü E=Mc2 formülüyle birbirine bağlanmıştır.
34.
35. Patent Ofisinde bir memur Formülü ile Enerji üretileceğine kendiside inanmıyordu Einstein, göreliliği kullanarak kütlenin (m), yüksek değerdeki enerjiye (E) eşitliğini kavradı; kesin değere ışık hızının karesi (c2) ile ulaşılıyordu. Bu uluslararası sistem birimiyle (SI unit), 1017 çok yüksek bir değeri karşılıyordu ve maddenin her kilogramda, nükleer santralin bir yılda ürettiğine eşit enerji yayması anlamına geliyordu 1934'ün sonlarında bile, denklemini "atomu ayrıştırarak" enerji elde etmek için kullanma düşüncesini gözden kaçırıyordu. Yanlış yolda olduğu 4 yıl sonra kanıtlandı. Alman bilim adamı OttoHahn ve meslektaşları uranyumun atomlarını ayrıştırdı.
36. Patent Ofisinde bir memur Almanlara Dikkat:Nükleer Silah Yapabilirler !!! Bu, nükleer güç ve silahlara doğru atılan bir adımdı. Einstein, hatasını anlayınca hemen harekete geçti. 1939'da ABD başkanı Franklin Roosevelt'e bir mektup yazarak, Naziler'innük-leer silahları geliştirebileceği uyarısında bulundu. Bu mektup, müttefiklerin ilk atom bombasını yapmalarında önemli rol oynadı
37. Patent Ofisinde bir memur Nobel Ödülü 1919 yılında kuzeni Elsa ile evlenir.Başarılı bir evlilik hayatı geçiremez.Aynı yıl en büyük başarısı olarak bilinen,genel görelilik kuramının ışığın güneş yakınından geçerken sapacağı savı,dünyanın farlı iki konumunda yapılan gözlemlerle doğrulanmıştır.Bu olaydan sonra artık Einstein,bilimsel çevrelerce değeri tartışılmaz bir otoritedir..ABD’ye 1921 de yaptığı ilk ziyaretinde kahraman gibi karşılanır.Fotoelektrik olayının anlaşılmasına ve teorik fiziğe yaptığı katkılar nedeniyle aynı yıl Nobel ile ödüllendirilir
39. Patent Ofisinde bir memur Ünlü Olma Hayali Yoktu Birinci Dünya Savaşı'nı izleyen yıllarda, Einstein’ın ünü arttı ve dünya çapında ünlü oldu. Böyle dikkat çeken başka bir tek kişi vardı, o da ahlaki bir önder olarak ilgi toplayan, ünlü bir kişi oluşunu Hindistan’ın sömürgecilikten kurtulmasına önderlik etme aracı olarak kullanan Gandhi idi. Einstein, hiçbir zaman ünlü bir kişi olmak istemedi.Yine de öyle olunca, ününü inandığı şeyleri geliştirmek için kullandı
42. Patent Ofisinde bir memur Herşeyin Teorisinin Peşindeydi Tüm fiziksel olayları tek bir kanunla birleştirme girişimini örünün sonuna kadar sürdürmüştür.Günümüzde her şeyin teorisi olarak bilinen bu araştırmalar,büyük bir heyecan içinde sürdürülmektedir. Evrenin tüm sırlarına açıklık getireceğine inanılan bu problem henüz daha çözülememiştir
43. Patent Ofisinde bir memur İzafiyet Teorisi Bütün varlıklar ve varlığın fiziki olayları izafidir. Zaman, mekan, hareket, birbirlerinden bağımsız değildirler. Aksine bunların hepsi birbirine bağlı izafi olaylardır. Cisim zamanla, zaman cisimle, mekan hareketle, hareket mekanla ve dolayısıyla hepsi birbiriyle bağımlıdır. Bunlardan hiçbiri müstakil değildir, Kendisi bu konuda şöyle demektedir: "Zaman ancak hareketle, cisim hareketle, hareket cisimle vardır. O halde; cisim, hareket ve zamandan birinin diğerine bir önceliği yoktur
44. Patent Ofisinde bir memur İzafiyet Teorisi Özel görelilik teoremi, uzaklığın ve zamanın gözlemciye bağlı olarak değişebileceğini ifade ederek Newton'ın mutlak uzay zaman kavramını anlamsızlaştırır. Uzay ve zaman gözlemciye bağlı olarak farklı algılanabilir. Bu teorem, madde ile enerjinin ünlü E=mc² formülü ile birbirine bağlı olduğunu da gösterir (c ışık hızıdır). Özel görelilik teoremi, tüm hızların ışık hızına oranla çok küçük olduğu uygulama alanlarında Newton mekaniği ile aynı sonuçları verir.
45. Patent Ofisinde bir memur Bose-Einstein Yoğunlaşması 1925 yılında fotoelektrik gibi kuantum mekaniksel bir olayı Hint asıllı meslektaşı Bose ile beraberce açıklığa kavuşturmuştur.Bose-Einstein yoğunlaşması olarak bilinen bu olay günümüzde süper iletkenlik ve süper akışkanlık olaylarını açıklar.
46. Patent Ofisinde bir memur Süper –iletkenlik ve Süper- Akışkanlık Süper-iletkenlik,malzemenin elektrik akımına karşı bir direnç göstermesidir.Yani Keban’da üretilen elektriği İstanbul’a sıfır maliyetle,hiç kayıp vermeden taşıyabilmektir.Enerjinin üretim ve tüketiminin projeksiyonları göz önüne alındığında süper iletkenliğin teknolojik ve ekonomik sonuçlarının neler olabileceği ortadadır.Bu problem çözüldüğü taktirde,evlerdeki tüm elektrikli aletler minimum enerji kullanarak çalışır hale gelebileceklerdir. Süper akışkanlıkta da birbirleriyle temas halindeki yüzeyler arasındaki sürtünme süper akışkan malzeme kullanılarak neredeyse sıfırlanabiliyor.Bunun sonucu olarak motorlarda sürtünmeden kaynaklanan enerji kayıpları yok edilebileceklerdir.2001 yılı Nobel ödülleri süper akışkanlı üzerine yapılan çalışmalara verilmiştir.
47. Patent Ofisinde bir memur Ölüm Işını Makinesi FBI raporlarında geçen en ilginç konulardan biri de, çok büyük güce sahip bir ışın makinesi icat ettiği iddiasıydı. İddia az da olsa gerçeğe dayanıyordu. Soruşturma, 1940'ın Aralık ayında yayılan dedikodularla başladı. Einstein'ın arkadaşı GustavBucky'nin komşusu, Einstein ve Bucky'ninManhat-tan'daki geçici laboratuvarda "ölüm ışını makinesi" üzerinde çalıştıklarını ileri sürmüştü.
48. Patent Ofisinde bir memur Ölüm Işını Makinesi “Lazer” miş. Yetkililer, laboratuvarda makineyle ilgili hiçbir ipucuna rastlayamadılar. Ancak laboratuvar yıkılmıştı, dolayısıyla bu durumdan kuşkulanmışlardı. Gerçekten de Einstein, ölüm ışınını farkında olmadan keşfetmişti; ama, bu iddialardan çok önce. 1916 yılında, atomdaki elektronların, yüksek enerji seviyesine sıçradığında, enerjilerini tek frekanslı ışık atılımı şeklinde serbest bırakarak bir araya toplandıklarını gösterdi. Bu ışın demeti incelendiğinde, barındırdığı yoğun gücün bir metali bile kesebileceği anlaşıldı. Bu araştırması, günümüzde kullanılan ölüm ışını, laserin atası kabul ediliyor.
49. Patent Ofisinde bir memur Buzdolabı yapmadığı kalmıştı onu da yaptı Teori üretmesinin yanında, sıkı bir kâşifti de. 1925'te bir gün, buzdolabından sızan ölümcül soğutucu gaz nedeniyle yaşamını kaybeden bir ailenin haberini okudu. Endüstri kimyagerleri henüz güvenli soğutucu gazını bulamamıştı. Bunun üzerine Einstein, fizikçi arkadaşı LeoSzilard'la bir ekip oluşturarak daha güvenli buzdolabını tasarlamaya koyuldular. Sonuç dahiyaneydi: Sodyum ve potasyum karışımını borulara pompalamak için elektromanyetik alanı kullanan ve sıvıya dönüşmeden önce dondurucu kimyasal maddeyi sıkıştıran bir tasarım.
50. Patent Ofisinde bir memur Dondurucu madde buzdolabının içinde dolanırken ısınıyor, tekrar gaz haline dönüşüyor ve buzdolabı içindeki sıcaklığı alıyordu. Hiçbir mekanik parça gerektirmediğinden, tehlikeli kimyasal madde, borular içinde güvenli bir şekilde dolaşıyordu. Einstein ile Szilard bir başka buluşa daha imza attılar (musluk suyunun gücünü kullanarak günlük kullanım suyunu soğutan cihazı ekleyerek) ve bu soğutucunun patentini Electrolux'e sattılar. Ancak, buzdolabı ticari amaçla satışa sunulmadı. Kimyagerler daha sonra, güvenli soğutucu freonu (ozon tabakasına zarar verdiği ileri sürüldü) geliştirdiler.
51. Patent Ofisinde bir memur Beyni incelendi… Beyniyle ilgili garip hikâye, hakkındaki son bilinmeyen. Einstein öldükten sonra beyni çıkarıldı ve halen ABD, Wichita'daki yaşlı doktorun evinde, bir kavanozda saklanıyor. Dr. Thomas Harvey, 1955 yılındaki otopsi sırasında, dehasıyla ilgili ipuçları bulabilmek amacıyla Einstein'ın beynini çıkarmıştı. Beyniyle ilgili temel bilgiler çok da farklı değil. Beyni, normal koşullarda 1,4 kg. olan insan beyninden yüzde 12 oranında daha hafif Beyninden alınan örnekleri inceleyen nörologlar, ilgi çekici özelliklere rast-ladılar. Örneğin, düşünce için gerekli sinirleri besleyen "gliyal hücre" sayısının fazla olduğunu belirlediler. 1999 yılında Kanada, McMaster Üniversitesi'nden uzmanların yaptığı araştırmalarda da, Sylvianfisürünün (yarığı) gelişmiş ve alt Parietal lobunun normale göre yüzde 15 daha geniş olduğu tespit edildi
52. Patent Ofisinde bir memur Evreni anlamanın şartı … Meraklı bir çocuğun bulmaca çözer gibi çözdüğü eşdeğerlik ilkesi,günümüzde evrenin yapısını ve dinamiğini anlamada,ölümünden epeyce zaman geçtikten sonra bile devrim niteliğinde değişikliklere neden olmaktadır.Evrenin yapıldığı kumaşın dokusundaki sırlara ancak görelilik kuramıyla ulaşılabilmektedir.Bu kumaşın ipleri günümüzde sicim teorisi olarak bilinmektedir.Einstein’ın “tanrının evreni nasıl yarattığını anlamak istiyorum” cümlesi,onun kişiliğiyle ilgili tartışmalara konu olmuştur.Bugün bilim,tanrının evreni nasıl yarattığını anlama çabasını sürdürmekte,evreni anlamanın şartı olarak Einstein’ı anlamak olduğunu kabul etmektedir.
53. Patent Ofisinde bir memur Diğer Formüllerinden Birkaçı =) Albert Einstein 1-Muhteşem beyinler daima sıradan beyinlerin şiddetli muhalefetiyle karşılanmışlardır.2-İnsanlar çok zeki ve çok yavaştırlar, bilgisayarlar çok hızlı ama çok aptaldırlar İnancı dışlayan bilim topal, bilimi dışlayan din kördür.3-Aynı zamanda hem savaş hazırlığı yapıp hem de savaşı önleyemezsiniz. 4-Görelilik kuramım başarıyla kanıtlanırsa Almanya benim bir Alman olduğumu iddia edecek. Fransa ise dünya vatandaşı olduğumu açıklayacak. Kuramım gerçek dışı çıktığında ise, Fransa bir Alman vatandaşı olduğumu söyleyecek. Almanya ise bir Yahudi olduğumu açıklayacaktır. 5-Üçüncü dünya savaşında hangi silahlar kullanılacak bilmiyorum, ama dördüncüsü taş ve sopa ile yapılacak.6-a’yı hayatta basari olarak tanımlayalım. O zaman a=x+y+z. x calısmaktır, y oyundur, z ise çeneyi tutmasını bilmektir
56. Patent Ofisinde bir memur Kaynakça Einstein Evreninde Zaman Yolculuğu (J.Richard GOTT) Albert Einstein Benim Gözümden Dünya –Felsefi ve Siyasi Yazılar Einstein’ın Kahramanları (Robyn ARİANRHOD) Einstein’ın Aşk Hayatı (MohammadGill) http://www.focusdergisi.com.tr/bilim_insanlari/1000_yilin_dahileri/00222/ http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/einsteinkuantum.htm