SlideShare a Scribd company logo
1 of 13
Download to read offline
24.Hafta 2009
                                                                               ÜCRETSİZ



Yıl 1, Sayı 4
                İstanbul...
                              Ölü Şairler Cemiyeti




                                                     Ölü Şairler Cemiyeti'nin ücretsiz yayınıdır.
Şiirin Başşehrinden…
                                                                                            Şiir ve şehir; şair ve İstanbul bir gelgit    Şair, bu şehrin gizeminden,güzelliğinden
                                                                                            misali sürekli bir duygudaşlık halindedir.    doğan hasretin, aşkın, coşkunun ve
                                                                                            Bir harf heceye; heceler kelimeye ve          erdemin ülkesini inşa eder. Şiir, İstanbul
                                                İstanbul, şiirin ve şairin mahrecidir. Bu   kelimeler cümleye dönüşür de en bakir         endazesinde sınanarak "saf"laşır.
                                                şehrin göğünün topladığı bulutlar, şairin   şiirler İstanbul’da mayalanır. Güzel
                                                kelimeleri olarak ete kemiğe bürünür ve     sanatların "öz"ünde yer alan şiiri mihenk
                                                şiir olur. Her kuytusunda bir gizem         taşında bileyen şair, İstanbul’un güzelliği                      Nevzat AYHAN
                                                unutulmuştur; şair hatırlar, hatırlatır.    karşısındaki "hayret"ini şiirle ifade eder.                   Kültür A.Ş. Genel Müdürü



            Yıl 1, Sayı 4

     Ölü Şairler Cemiyeti
        23.Hafta, 2009
Cemiyet Adına Yayın Sahibi:
     Sezgin YILMAZ
      Buğra TETİK

       Yayımcı:




                                                                                                                                                                                       Bu resim Kitap Zamanı 35. sayısından alıntıdır.
  Mahmut Buğra DOĞAN

        Tasarım ve Dizgi:
        Sezgin YILMAZ

         Yayın Türü:
       Yerel Süreli Yayın

  Her onbeş günde bir Yayımlanır

          Ücretsiz Yayın
             2. Yurt /501-12
Orta Doğu Teknik Üniversitesi 06531 Ankara

Dergi içerisinde verilen reklamlar kar amaçlı
                  değildir.
İçindekiler                                                                                                            Mayıs, 2009


II. Uluslar arası İstanbul Şiir
Festivali

Joachim Sartarius……………….5
Mel Kenne………………………6
                                                  İstanbul Dinliyorum /
Orhan Veli Kanık                                  İstanbul İçin /
                                                  İstanbul Türküsü /
İstanbul’u Dinliyorum…………..7
İstanbul İçin……………………..8
İstanbul Türküsü
Galata Köprüsü
                                                  Galata Köprüsü
                                                                              1                  İstanbulDestanı-I /
                                                                                                 İstanbul Destanı-II         5
Ümit Yaşar Oğuzcan

İstanbul
İstanbul Işık Işık
Bu Şehir                                                                              İstanbul / İstanbul Işıl Işıl

                                  2   İstanbul / İstanbul Işık Işık
                                                          Bu şehir                6                     Bu şehir



                                                  Bir Başka Tepeden /
                                                  Hayal Şehir /
                                                  İstanbul’un Fethini Gören
                                                  Üsküdar /
                                                  İstanbul’un O Yerleri /
                                                  Siste Söyleniş              3                                              7

                                  4     İstanbul’da / Kuzguncuk
                                                      Ağa Camii                   8
   Ölü Şairler
                     Cemiyeti
İskender PALA'dan İki müthiş eser daha...
                       Şairlerin Dilinden
                       Klâsik şiirimize Divan Edebiyatı, Aristokrat
                       Edebiyat, Yüksek Zümre Edebiyatı, Havas
                       Edebiyatı gibi sonradan verilen bütün isimler,
                       hemen daima şairlerin halktan kopuk, padişahların
                       çevresinde kümelenmiş birer caize avcısı
                       olduklarını çağrıştıragelmiştir. Bu isimleri
                       koyanlar, bilhassa böyle anlaşılmasına özen
                       göstermişlerdir. Ve şairlerden bahsederken
                       neredeyse onları sarayda yatıp kalkan dalkavuklar
                       olarak göstermeye kalkışmışlardır. Oysa bu
                       kitabın sayfalarında onları gerçek yüzleriyle ve
                       söylenenin tam aksine birer halk insanı olarak
                       tanıyacaksınız…




Şiirler Şairler Meclisler
Şairler vardı… Şiiri gönülde duyup fikirde
hummaya dönüştürerek tam altı asır yaşamışlardı.
Onlar, yürekleri ürpertmekten ziyade, zihni sarhoş
etmek için mısralar yazarlardı. Aynı dilber için
sevdaya tutulup sonsuz acılar çekerlerken, aynı
medeniyetin genel kabulleri içerisinde bilimin,
sanatın, felsefenin, edebiyatın tarihini
oluştururlardı. Asırlar geçse de hiç değişmeyen
acılarının terennümüyle akılları ürperten bu
silsile, aynı kaderi yaşamak üzere halk edilmiş
gönül erleri gibiydiler. Ancak asla özgür
olamadılar…


                                          Reklamlar kar amacı gözetmemektedir.
II. Uluslararası İstanbul Şiir Festivali                                                                                                                                                                 Mayıs, 2009

                                                                                        Orhan Veli, nimm noch ein Schlückchen                                     Çek bir yudum daha, Orhan Veli




                                                                  Hellblau, mit Mond*




                                                                                                                                          Açık Mavi, Yanında Ay
                                                                                        dem Mond zuliebe,                                                         Ay aşkına,
                                                                                        nein, zu Des Monds,                                                       hayır, Ay şerefine
                                                                                        blaßgrüne Glühbirne                                                       müezzin feryatlarının bile (18.30)
                                                                                        überm verschlammten Goldenen Horn,                                        delip geçemediği
                                                                                        Die selbst das Geheult der Muezzine (18 Uhr 30)                           çamura batmış Haliç üzerinde,
                                                                                        nicht zu bersten vermag.                                                  soluk yeşil ampuller

                                                                                        Dein Stein ist neben dem Stein von Tezer.                                 Tezer’in taşıyla yan yana taşın,
                                                                                        Wenn man schon ruhen muß,                                                 huzur içinde yatılacaksa eğer
                                                                                        ruht ihr am schönsten Ort:                                                en güzel yerde yatıyorsunuz:
                                                                                        unter altem Lorbeer                                                       yaşlı defneler altında
                                                                                        oberhalb Des Bosporus                                                     Boğaz sırtlarında




                                                                                                                                                                                                                         * Hellblau, mit Mond şiirinin çevirisi yan tarafındaki Açık Mavi, Yanında Ay şiiridir.
                                                                                        Am Rumeli Hisar                                                           Rumeli Hisarıyla koyun koyuna
                                                                                        unter einem Stein,                                                        Gördüğümüz ve duyduğumuz
                                                                                        Den wie sehen und hören.                                                  bir taşın altında.

                                                                                        Ihr sprecht zu euren Büchern in diesem Park.                              kitaplarınızı söylüyorsunuz bu parkta
                                                                                        Nicht anders könnt ihr enscheinen,                                        başka türlü görünemezdiniz siz
                                                                                        habt eurem Tod Sprache beigebracht                                        ölümünüze de öğrettiniz konuşmayı
Joachim SARTARİUS




                                                                                        das kurze Leben lang.                                                     kısa hayatlarınız boyunca.

                                                                                        Könntet ihr nur Istanbul sehen, jetzt,                                    İstanbul’u şimdi görebilseydiniz keşke
                                                                                        Von den Soldaten verlassen, für eine Weile,                               askerlerin çekilip gittiği, bir süreliğine,
                                                                                        schöner denn je,                                                          her zamankinden güzel
                                                                                        Die wehenden Alevimäntel                                                  dalgalanan Alevi giysilerini
                                                                                        und 27 Minarette vom Café Pierre Lotinoch                                 ve Café Pierre Loti’nin 27 minaresini
                    1946 yılında Almanya, Fürth’de doğdu.
                                                                                        ein Schlückchen, ach,                                                     Bir yudumcuk daha, ah,
                    Uzun süre New York, İstanbul ve
                                                                                        es ist kitschig hier,                                                     burası miskinler yatağı
                    Nicosia’da diplomatlık yaptı. Künste
                                                                                        hellblau, mit Mond,                                                       açık mavi, yanında ay
                    Üniversitesi’nde       konuk      professor                         und ernst, ernste Terrassen                                               ve ciddi, çok ciddi teraslar
                    ünvanına sahiptir. Sartorius bugüne                                 mit Marmorzäunen im Quarat                                                mermer trabzanlı kare kare
                    değin altı şiir kitabına imza attı. Malcom                          und das klangende Tambur von Ney.                                         ve ney’in yanık sesi
                    Lowry ve William Carlos Williams’ın
                    toplu eserlerinin editörlüğünü üstlenmiş                            Trinkt aus,                                                               içip bitirin
                    olan şair, birçok şiir antolojisi                                   Was weder Atem ist noch Mund.                                             ne nefes ne de ağız
                    hazırlamıştır.      1998    yılında    Paul                         Ihr könnt nicht anders erscheinen:                                        başka türlü görünemezdiniz siz:
                    Scheerbart ödülüne layık görülen                                    das Licht der Küsse im Blätterflackkern                                   bu bahçenin titreşen yaprakları arasında
                    Sartorius, Almanya PEN ve Alman Şiir                                diesses Gartens.                                                          öpücüklerin ışığı.
                    Akademisi üyesidir.                                                 Hellblau, mit Mond



                                                                                                                                                                             Ölü Şairler
                                                                                                                                                                                              Cemiyeti           6
II. Uluslararası İstanbul Şiir Festivali                                                                                                                                Mayıs, 2009

                                                                                                                              Boğazda gezinirken




                                                           Rumeli Hisarı*
                                                                            As I stroll beside the strait,




                                                                                                              Rumeli Hisarı
                                                                            near “the poet’s graveyard,”                      şairin mezarı civarında
                                                                            where Orhan Veli is buried                        Orhan Veli’nin gömüldüğü
                                                                            and Oktay Rifat is not                            Oktay Rifat’ın gömülemediği
                                                                            because of some ridiculous                        bir gülünç karmaşa yüzünden
                                                                            bureaucratic boondoggle,                          düşünüyorum da Orhan Veli

                                                                            I think if Veli only could,                       ölmeseydi eğer,
                                                                            he’d laugh in his sardonic                        gülerdi alaycı ve masum,
                                                                            but innocent way about                            dostunun sürgününe.
                                                                            his close friend’s exile.                         Belki çoktan başlamıştır
                                                                            Maybe he’s already started                        en yeni şiirine, “Mezarımdan
                                                                            his latest poem, “A Letter                        bir mektup size”, bir şiir ki

                                                                            from the Grave,” a work                           duyulacak ancak
                                                                            that won’t become known                           son araba geçtiğinde
                                                                            until the last car has passed                     surların altında
                                                                            the cemetery’s thick, green                       denize bakan




                                                                                                                                                                                       * Rumeli Hisarı şiirinin çevirisi yan tarafındaki Rumeli Hisarı şiiridir.
                                                                            shade beneath castle walls                        mezarlığın koyu yeşil
                                                                            facing the sea, where “Song                       gölgesinden, İstanbul

                                                                            of Istanbul” was once sung                        türküsünü okumuş
                                                                            by a “stranger” who died alone
Mel KENNE




                                                                                                                              bir garip ilk orada
                                                                            and young, and now lies                           ve ölmüş yalnız ve genç
                                                                            up there above the inching line                   şimdi uzanıyor
                                                                            of Sunday traffic. Today,                         Pazar trafiğinin
                                                                            the whole city is his cortege.                    yukarısında. Bugün,
                                                                                                                              bütün şehir onun cenaze alayı.
            Dört şiir kitabı yayımlanmış olan Mel
            Kenne, ikinci şiir kitabı "South
            Wind"("Güney Rüzgarı") ile 1984 Austin
            Kitap Ödülü’ne değer görülmüştür.
            Türkçe çevirisini İpek Seyalıoğlu’nun
            üstlendiği beşinci şiir kitabı, "Fault Line"
            ("Fay Hattı") bu yıl Yapı Kredi Yayınları
            tarafından yayımlanacaktır. Kenne, aynı
            zamanda, Latin Amerika, İspanyol ve
            Türk şiirinden kaydadeğer çeviriler
            yapmıştır. Halen İstanbul’da yaşayan
            şair, Kadir Has Üniversitesi Amerikan
            Kültürü ve Edebiyatı Bölümü’nde
            öğretim görevlisidir.


                                                                                                                                                       Ölü Şairler
                                                                                                                                                                     Cemiyeti   7
Bir Garip Orhan Veli…                     Mayıs, 2009




                        Ölü Şairler
                                      Cemiyeti   8
Bir Garip Orhan Veli…                                                                                                                                                      Mayıs, 2009


                                                                       İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı




                                                 istanbul Dinliyorum
                                                                       Başında eski alemlerin sarhoşluğu,
                                                                       Loş kayıkhaneleriyle bir yalı
                                                                       Dinmiş lodosların uğultusu içinde.                                       Nisan




                                                                                                                                istanbul İçin
                                                                       İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı.

                                                                       İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;                                  İmkansız şey
                                                                       Bir yosma geçiyor kaldırımdan.                                           Şiir yazmak,
                                                                       Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.                               Aşıksan eğer;
                                                                       Bir şey düşüyor elinden yere;                                            Ve yazmamak,
                                                                       Bir gül olmalı.
                                                                       İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
                                                                                                                                                Aylardan nisansa.

                                                                       İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;                                  Arzular ve Hâtıralar
                                                                       Bir kuş çırpınıyor eteklerinde.
                                                                       Alnın sıcak mı, değil mi bilmiyorum;                                     Arzular başka şey,
                                                                       Dudakların ıslak mı değil mi, biliyorum;
       İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
                                                                       Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
                                                                                                                                                Hâtıralar başka.
       Önce hafiften bir rüzgâr esiyor;                                                                                                         Güneşi görmeyen şehirde,
                                                                       Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
       Yavaş yavaş sallanıyor
                                                                       İstanbul’u dinliyorum.                                                   Söyle, nasıl yaşanır?
       Yapraklar ağaçlarda;
       Uzaklarda, çok uzaklarda
       Sucuların hiç durmayan çıngırakları;                                                                                                     Böcekler
       İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı.
                                                                                                                                                Düşünme,
       İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı;
                                                                                                                                                Arzu et sade!
       Kuşlar geçiyor derken
       Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık;                                                                                                  Bak, böcekler de öyle yapıyor.
       Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
       Bir kadının suya değiyor ayakları;                                                                                                       Dâvet
       İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
                                                                                                                                                Bekliyorum
       İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;                                                                 Orhan Veli
       Serin serin Kapalıçarşı,
                                                                                                               Bütün Şiirleri                   Öyle bir havada gel ki,
                                                                                                                  YKY
       Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa                                                                                                                   Vazgeçmek mümkün olmasın.
       Güvercin dolu avlular,
       Çekiç sesleri geliyor doklardan
       Güzelim bahar rüzgârında ter kokuları;
       İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.




                                                                                                                                                        Ölü Şairler
                                                                                                                                                                      Cemiyeti   9
Bir Garip Orhan Veli…                                                  Mayıs, 2009




İstanbul Türküsü                                  Galata Köprüsü
İstanbul’da, Boğaziçi’nde,                        Dikilir köprü üzerine,
Bir garip Orhan Veli’yim;                         Keyifle seyrederim hepinizi.
Veli’nin oğluyum,                                 Kiminiz kürek çeker, suya suya;
Tarifsiz kederler içinde.                         Kiminiz midye çıkarır dubalarda;
Urumelihisarı’na oturmuşum                        Kiminiz dümen tutar mavnalarda;
Oturmuş da bir türkü tutturmuşum:                 Kiminiz çimacıdır halat başında;
“İstanbul’un mermer taşları;                      Kiminiz kuştur, uçar, şairane;
Başıma da konuyor, konuyor aman, martı kuşları;   Kiminiz balıktır, pırıl pırıl;
Gözlerimden boşanıyor hicran yaşları;             Kiminiz vapur, kiminiz şamandıra;
Edalı’m,                                          Kiminiz bulut, havalarda;
Senin yüzünden bu halım.”                         Kiminiz çatanadır, kırdığı gibi bacayı,
“İstanbul’un orta yeri sinema;                    Şıp diye geçer köprünün altından;
Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama;         Kiminiz düdüktür, öter;
El konuşur, sevişirmiş, bana ne?                  Kiminiz dumandır, tüter;
Sevdalı’m,                                        Ama hepiniz, hepiniz...
Boynuna vebalim!”                                 Hepiniz geçim derdinde.
İstanbul’da, Boğaziçi’ndeyim.                     Bir ben miyim keyif ehli içinizde?
Bir fakir Orhan Veli;                             Bakmayın, gün olur, ben de
Veli’nin oğlu,                                    Bir şiir söylerim belki sizlere dair;
Tarifsiz kederler içindeyim.                      Elime üç beş kuruş geçer;
                                                  Karnım doyar benim de.




                                              Ölü Şairler
                                                            Cemiyeti              10
Ümit Yaşar Oğuzcan                                                                                                                                                         Mayıs, 2009

                                                                             Evin içinde bir oda, odada İstanbul                                 istanbul rüzgâr rüzgâr sevdiğim




                                                                  İstanbul




                                                                                                                            İstanbul Işık Işık
                                                                             Odanın içinde bir ayna, aynada İstanbul                             kâh bir lodos, denizlerden esen
                                                                             Adam sigarasını yaktı, bir İstanbul dumanı                          ılık mı ılık
                                                                             Kadın çantasını açtı, çantada İstanbul                              kâh ustura gibi deli bir poyraz
                                                                             Çocuk bir olta atmıştı denize, gördüm                               bırak saçlarını rüzgârlarına istanbulun
                                                                             Çekmeğe başladı, oltada İstanbul                                    bu şehirde aşksız ve rüzgârsız yaşanmaz
                                                                             Bu ne biçim su, bu nasıl şehir
                                                                             Şişede İstanbul, masada İstanbul                                    istanbul bulut bulut sevdiğim
                                                                             Yürüsek yürüyor, dursak duruyor, şaşırdık                           kimi beyaz mı beyaz
                                                                             Bir yanda o, bir yanda ben, ortada İstanbul                         ince, tül gibi
                                                                             İnsan bir kere sevmeye görsün, anladım                              kimi katran misali kara
                                                                             Nereye gidersen git, orada İstanbul.                                bulutları da insanlarına benzer istanbulun
                                                                                                                                                 inanma sevdiğim, inanma bulutlara

                                                                                                                                                 istanbul yağmur yağmur sevdiğim
                                                                                                                                                 kâh ince ince
                                                                             Bir sabah evden çıktım                                              kâh bardaktan boşanırcasına


                                                                  Bu Şehir
                                                                             Sokaklar ışıl ışıldı.                                               hele bir yağmur yağmaya görsün
                                                                             Dört yanım günlük güneşlik                                          ölürcesine yaşanır bu şehirde sevdiğim
                                                                             Tertemiz bir hava ciğerlerimde                                      ve yaşanırcasına ölünür
                                                                             Nereye baksam mutluluk, umut, sevgi
                                                                             Nereye gitsem bir uçarılık yüreğimde
Ümit Yaşar OĞUZCAN




                                                                                                                                                 istanbul deniz deniz sevdiğim
                                                                             Alışmadığım iyimser duygular                                        bir çakır mavi
                                                                             Gökyüzü inadına mavi                                                bir camgöbeği tuzlu su
                                                                             Yaşamak inadına güzel                                               üstünde irili ufaklı tekneler
                                                                             Bu nasıl şehirdir böyle                                             kayıklar, yelkenliler, mavnalar
                                                                             Bütün sokaklar Utrillo'nun ellerinden çıkmış                        kalleştir denizleri istanbulun sevdiğim
                                                                             Bütün evlerde Dufy'nin renkleri                                     istanbul kadar
                                                                             Beyaz beyaz güvercinler damların üzerinde
                     Şiire 1940’da Yedigün şairleri arasında
                                                                             Hava ılık mı serin mi belli değil                                   istanbul kadeh kadeh sevdiğim
                     başlayan şairin 33 şiir, 4 düzyazı kitabı,              Kadife gibi
                     13 antoloji ve biyografik eser, toplam                                                                                      içtikçe içesi gelir insanın
                                                                             Gözleri namuslu namuslu parlar insanların                           sarhoşluğu tutuşup yanmaya benzer
                     50 eseri yayınlandı. Şiir plakları, şarkı               Gökyüzü inadına mavi                                                ve bir gölgedir yalnızlık meyhanelerinde
                     sözleri ve yergileriyle tanınan Oğuzcan,                Yaşamak inadına güzel                                               seninle dolaşır, seninle gezer
                     günümüzün en popüler şairlerindendir.                   Bu şehirde sen varsın...
                     Genellikle Faruk Nafiz Çamlıbel
                     duyarlılığında ve aşk, ayrılık, özlem
                     temaları ekseninde çoğalttığı şiirini,
                     1973’te büyük oğlu Vedat’ın intihar
                     etmesi üzerine, hayatın boşluğu, ölüm
                     ve acı gibi derinliklere, öz ve biçim
                     yoğunlaştırmalarına yöneltti.


                                                                                                                                                  Ölü Şairler
                                                                                                                                                                 Cemiyeti              11
Yahya Kemal Beyatlı                                                                                                                                                                                     Mayıs, 2009




                                                                                            Git bu mevsimde, gurub vakti, Cihangir'den bak!                       Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!




                                                                                                                                              Bir Başka Tepeden
                                                                              Hayal Şehir
                                                                                            Bir zaman kendini karşındaki rüyaya bırak!                            Görmedim, gezmediğim, sevmediğim hiç bir yer.
                                                                                                                                                                  Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
                                                                                            Başkadır çünkü bu akşam bütün akşamlardan;                            Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
                                                                                            Güneşin vehmi saraylar yaratır camlardan;
                                                                                                                                                                  Nice revnaklı şehirler görülür dünyada,
                                                                                            O ilah isteyip eğlence hayalhanesine,                                 Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
                                                                                            Çevirir camları birden peri kasanesine.                               Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rüyada
                                                                                                                                                                  Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.
                                                                                            Som ateşten bu saraylarla bütün karşı yaka
                                                                                            Benzer üç bin sene evvelki mutantan sarka.

                                                                                            Mestolup içtiği altın şarabın zevkinden
                                                                                            Elde bir kırmızı kâseyle ufuktan çekilen

                                                                                            Nice yüz bin senedir şarkın ışık mimarı
                                                                                            Böyle ma'mur eder ettikçe hayal Üsküdar'ı.
Yahya Kemal BEYATLI




                                                                                            O ilahın bütün ilhamı fakat anidir;
                                                                                            Bu ateşten yaratılmış yapılar fanidir;

                                                                                            Kaybolur hepsi de bir anda kararmakla batı.
                                                                                            Az sürer gerçi fakir Üsküdar'ın saltanatı;                                                                 Yahya Kemal
                                                                                                                                                                                                       Aziz İstanbul
                      1884 yılında Yenimahalle Üsküp'te dünyaya                                                                                                                                   İstanbul Fetih Cemiyeti
                      gelmiştir. Asıl adı Ahmed Agâh'tır. İlköğrenimini                     Esef etmez güneşin şimdi neler yıktığına;
                      Üsküp'te gördü. İstanbul Vefa Lisesi mezunudur.                       Serviler şehri dalar kendi iç aydınlığına,
                      Fransa'da siyasal bilgiler okudu. Orada 9 yıl
                      bulundu. Fransız Edebiyatı'nı ve edebiyatçılarını
                      yakından tanıma imkânı buldu. Onlardan etkilendi.                     Ezeli mağfiretin böyle bir ikliminde
                      Doğu Dilleri Okulu'na devam ederek Arapça ve                          Altının göz boyamaz kalbi kadar halisi de.
                      Farsça'sını geliştirdi. Divan şiiri üzerinde
                      yoğunlaştı. Darülfünûn'da tarih ve edebiyat dersleri                  Halkının hilkati her semtini bir cennet eden
                      okuttu. Gazete ve dergilerde yazılar yazdı. Lozan
                      Konferansı'na katıldı. 1923'te Urfa Milletvekili                      Karşı sahilde karanlıkta kalan her tepeden,
                      seçildi. Çeşitli ülkelerde diplomatik görevler alarak
                      Türkiye'yi temsil etti. Yozgat, Tekirdağ ve İstanbul                  Gece birçok fukara evlerinin lambaları
                      Milletvekilliği yaptı. Pakistan Büyükelçiliği                         En sahih aynadan aksettiriyor Üsküdar'ı
                      görevindeyken 1949 'da emekli oldu.
                      ‘Dört Aruzcular’ dan birisidir.




                                                                                                                                                                               Ölü Şairler
                                                                                                                                                                                             Cemiyeti               12
Yahya Kemal Beyatlı                     Mayıs, 2009




                      Ölü Şairler
                                    Cemiyeti   13

More Related Content

What's hot

Cumhuri̇yet dönemi̇-türk-halk-şi̇i̇ri̇
Cumhuri̇yet dönemi̇-türk-halk-şi̇i̇ri̇Cumhuri̇yet dönemi̇-türk-halk-şi̇i̇ri̇
Cumhuri̇yet dönemi̇-türk-halk-şi̇i̇ri̇
aynuryulafci
 
Yazarlarimiz Ve Eserleri
Yazarlarimiz Ve EserleriYazarlarimiz Ve Eserleri
Yazarlarimiz Ve Eserleri
sharekolik .
 
Fecr i ati edebiyatı
Fecr i ati edebiyatıFecr i ati edebiyatı
Fecr i ati edebiyatı
slayturk
 
Necip Fazıl Kısakürek'in Hayatı ve Eserleri
Necip Fazıl Kısakürek'in Hayatı ve EserleriNecip Fazıl Kısakürek'in Hayatı ve Eserleri
Necip Fazıl Kısakürek'in Hayatı ve Eserleri
Salih Temiz Erbaa
 
Edi̇p cansever
Edi̇p canseverEdi̇p cansever
Edi̇p cansever
hsncck
 
Nazim şEkilleri Ve Bati Edb.
Nazim şEkilleri Ve Bati Edb.Nazim şEkilleri Ve Bati Edb.
Nazim şEkilleri Ve Bati Edb.
derslopedi
 
Dadaizm (Kuralsızlık)+Kübizm + Cumhuriyet Döneminde Halk Şiiri
Dadaizm (Kuralsızlık)+Kübizm + Cumhuriyet Döneminde Halk ŞiiriDadaizm (Kuralsızlık)+Kübizm + Cumhuriyet Döneminde Halk Şiiri
Dadaizm (Kuralsızlık)+Kübizm + Cumhuriyet Döneminde Halk Şiiri
İlhan Gül
 

What's hot (18)

FECR-İ ATİ DÖNEMİ ŞİİRİ
FECR-İ ATİ DÖNEMİ ŞİİRİ FECR-İ ATİ DÖNEMİ ŞİİRİ
FECR-İ ATİ DÖNEMİ ŞİİRİ
 
Cumhuri̇yet dönemi̇-türk-halk-şi̇i̇ri̇
Cumhuri̇yet dönemi̇-türk-halk-şi̇i̇ri̇Cumhuri̇yet dönemi̇-türk-halk-şi̇i̇ri̇
Cumhuri̇yet dönemi̇-türk-halk-şi̇i̇ri̇
 
Çalışma YaprağI
Çalışma YaprağIÇalışma YaprağI
Çalışma YaprağI
 
Anonim halk-şiiri-nazim-biçimleri
Anonim halk-şiiri-nazim-biçimleriAnonim halk-şiiri-nazim-biçimleri
Anonim halk-şiiri-nazim-biçimleri
 
Yazarlarimiz Ve Eserleri
Yazarlarimiz Ve EserleriYazarlarimiz Ve Eserleri
Yazarlarimiz Ve Eserleri
 
Attila İlhan
Attila İlhanAttila İlhan
Attila İlhan
 
Nazım+hik..
Nazım+hik..Nazım+hik..
Nazım+hik..
 
Fecr i̇ âti̇ şi̇i̇ri̇
Fecr i̇ âti̇ şi̇i̇ri̇Fecr i̇ âti̇ şi̇i̇ri̇
Fecr i̇ âti̇ şi̇i̇ri̇
 
Yahya kemal beyatli
Yahya kemal beyatliYahya kemal beyatli
Yahya kemal beyatli
 
İkinci Yeni Şiiri
İkinci Yeni Şiiriİkinci Yeni Şiiri
İkinci Yeni Şiiri
 
Edebiyat sunum (2)
Edebiyat sunum (2)Edebiyat sunum (2)
Edebiyat sunum (2)
 
Fecr i ati edebiyatı
Fecr i ati edebiyatıFecr i ati edebiyatı
Fecr i ati edebiyatı
 
Necip Fazıl Kısakürek'in Hayatı ve Eserleri
Necip Fazıl Kısakürek'in Hayatı ve EserleriNecip Fazıl Kısakürek'in Hayatı ve Eserleri
Necip Fazıl Kısakürek'in Hayatı ve Eserleri
 
Edi̇p cansever
Edi̇p canseverEdi̇p cansever
Edi̇p cansever
 
Nazim şEkilleri Ve Bati Edb.
Nazim şEkilleri Ve Bati Edb.Nazim şEkilleri Ve Bati Edb.
Nazim şEkilleri Ve Bati Edb.
 
halk şiiri
halk şiirihalk şiiri
halk şiiri
 
Emin Bülent SERDAROĞLU
Emin Bülent SERDAROĞLUEmin Bülent SERDAROĞLU
Emin Bülent SERDAROĞLU
 
Dadaizm (Kuralsızlık)+Kübizm + Cumhuriyet Döneminde Halk Şiiri
Dadaizm (Kuralsızlık)+Kübizm + Cumhuriyet Döneminde Halk ŞiiriDadaizm (Kuralsızlık)+Kübizm + Cumhuriyet Döneminde Halk Şiiri
Dadaizm (Kuralsızlık)+Kübizm + Cumhuriyet Döneminde Halk Şiiri
 

Similar to Sayı 4.0

1980 Sonrası Türk Şiiri
1980 Sonrası Türk Şiiri1980 Sonrası Türk Şiiri
1980 Sonrası Türk Şiiri
İlhan Gül
 
1980 sonrası türk şiiri
1980 sonrası türk şiiri1980 sonrası türk şiiri
1980 sonrası türk şiiri
slayturk
 
A special album of davetname
A special album of davetnameA special album of davetname
A special album of davetname
beyazarifakbas
 
Edebiyatta türler
Edebiyatta türlerEdebiyatta türler
Edebiyatta türler
slayturk
 
Emin bülent serdaroğlu
Emin bülent serdaroğluEmin bülent serdaroğlu
Emin bülent serdaroğlu
ozerfurkan
 
CANIM ISTANBUL-NECİP FAZIL
CANIM ISTANBUL-NECİP FAZILCANIM ISTANBUL-NECİP FAZIL
CANIM ISTANBUL-NECİP FAZIL
alaattinates
 
Sagalassos: City of Fairies
Sagalassos: City of FairiesSagalassos: City of Fairies
Sagalassos: City of Fairies
beyazarifakbas
 
Orhan veli̇ kanik ve sabahatti̇n ali̇
Orhan veli̇ kanik ve sabahatti̇n ali̇Orhan veli̇ kanik ve sabahatti̇n ali̇
Orhan veli̇ kanik ve sabahatti̇n ali̇
ozgeok
 
Halk edebiyatı
Halk edebiyatıHalk edebiyatı
Halk edebiyatı
slayturk
 
Orhan pamuk hayatı ve eserleri̇
Orhan pamuk hayatı ve eserleri̇Orhan pamuk hayatı ve eserleri̇
Orhan pamuk hayatı ve eserleri̇
Recep Turan
 
Ahmet köklügiller şairler ve yazarlar
Ahmet köklügiller   şairler ve yazarlarAhmet köklügiller   şairler ve yazarlar
Ahmet köklügiller şairler ve yazarlar
Savaş Erdoğan
 
Edebiyat bilgisi 3
Edebiyat bilgisi 3Edebiyat bilgisi 3
Edebiyat bilgisi 3
Rauf Erdem
 

Similar to Sayı 4.0 (20)

1980 Sonrası Türk Şiiri
1980 Sonrası Türk Şiiri1980 Sonrası Türk Şiiri
1980 Sonrası Türk Şiiri
 
19080 SONRASI TÜRK ŞİİRİ
19080 SONRASI TÜRK ŞİİRİ19080 SONRASI TÜRK ŞİİRİ
19080 SONRASI TÜRK ŞİİRİ
 
orhan-veli-kanik-ve-oyhan-hasan-bildirki (1).ppt
orhan-veli-kanik-ve-oyhan-hasan-bildirki (1).pptorhan-veli-kanik-ve-oyhan-hasan-bildirki (1).ppt
orhan-veli-kanik-ve-oyhan-hasan-bildirki (1).ppt
 
1980 sonrası türk şiiri
1980 sonrası türk şiiri1980 sonrası türk şiiri
1980 sonrası türk şiiri
 
A special album of davetname
A special album of davetnameA special album of davetname
A special album of davetname
 
Edebiyatta türler
Edebiyatta türlerEdebiyatta türler
Edebiyatta türler
 
Emin bülent serdaroğlu
Emin bülent serdaroğluEmin bülent serdaroğlu
Emin bülent serdaroğlu
 
2.yeni edebiyati-sunu
2.yeni edebiyati-sunu2.yeni edebiyati-sunu
2.yeni edebiyati-sunu
 
Orhan Veli̇ Kanik ve Sabahatti̇n Ali̇
Orhan Veli̇ Kanik ve Sabahatti̇n Ali̇Orhan Veli̇ Kanik ve Sabahatti̇n Ali̇
Orhan Veli̇ Kanik ve Sabahatti̇n Ali̇
 
çalışma yaprağı
çalışma yaprağıçalışma yaprağı
çalışma yaprağı
 
CANIM ISTANBUL-NECİP FAZIL
CANIM ISTANBUL-NECİP FAZILCANIM ISTANBUL-NECİP FAZIL
CANIM ISTANBUL-NECİP FAZIL
 
Sagalassos: City of Fairies
Sagalassos: City of FairiesSagalassos: City of Fairies
Sagalassos: City of Fairies
 
Orhan veli̇ kanik ve sabahatti̇n ali̇
Orhan veli̇ kanik ve sabahatti̇n ali̇Orhan veli̇ kanik ve sabahatti̇n ali̇
Orhan veli̇ kanik ve sabahatti̇n ali̇
 
Halk edebiyatı
Halk edebiyatıHalk edebiyatı
Halk edebiyatı
 
Orhan pamuk hayatı ve eserleri̇
Orhan pamuk hayatı ve eserleri̇Orhan pamuk hayatı ve eserleri̇
Orhan pamuk hayatı ve eserleri̇
 
Saf şi̇i̇r anlayişi
Saf şi̇i̇r anlayişi Saf şi̇i̇r anlayişi
Saf şi̇i̇r anlayişi
 
Ahmet köklügiller şairler ve yazarlar
Ahmet köklügiller   şairler ve yazarlarAhmet köklügiller   şairler ve yazarlar
Ahmet köklügiller şairler ve yazarlar
 
01 fexri xiyaban
01 fexri xiyaban01 fexri xiyaban
01 fexri xiyaban
 
Aşiklarimiz ve ozanlarimiz
Aşiklarimiz ve ozanlarimizAşiklarimiz ve ozanlarimiz
Aşiklarimiz ve ozanlarimiz
 
Edebiyat bilgisi 3
Edebiyat bilgisi 3Edebiyat bilgisi 3
Edebiyat bilgisi 3
 

Sayı 4.0

  • 1. 24.Hafta 2009 ÜCRETSİZ Yıl 1, Sayı 4 İstanbul... Ölü Şairler Cemiyeti Ölü Şairler Cemiyeti'nin ücretsiz yayınıdır.
  • 2. Şiirin Başşehrinden… Şiir ve şehir; şair ve İstanbul bir gelgit Şair, bu şehrin gizeminden,güzelliğinden misali sürekli bir duygudaşlık halindedir. doğan hasretin, aşkın, coşkunun ve Bir harf heceye; heceler kelimeye ve erdemin ülkesini inşa eder. Şiir, İstanbul İstanbul, şiirin ve şairin mahrecidir. Bu kelimeler cümleye dönüşür de en bakir endazesinde sınanarak "saf"laşır. şehrin göğünün topladığı bulutlar, şairin şiirler İstanbul’da mayalanır. Güzel kelimeleri olarak ete kemiğe bürünür ve sanatların "öz"ünde yer alan şiiri mihenk şiir olur. Her kuytusunda bir gizem taşında bileyen şair, İstanbul’un güzelliği Nevzat AYHAN unutulmuştur; şair hatırlar, hatırlatır. karşısındaki "hayret"ini şiirle ifade eder. Kültür A.Ş. Genel Müdürü Yıl 1, Sayı 4 Ölü Şairler Cemiyeti 23.Hafta, 2009 Cemiyet Adına Yayın Sahibi: Sezgin YILMAZ Buğra TETİK Yayımcı: Bu resim Kitap Zamanı 35. sayısından alıntıdır. Mahmut Buğra DOĞAN Tasarım ve Dizgi: Sezgin YILMAZ Yayın Türü: Yerel Süreli Yayın Her onbeş günde bir Yayımlanır Ücretsiz Yayın 2. Yurt /501-12 Orta Doğu Teknik Üniversitesi 06531 Ankara Dergi içerisinde verilen reklamlar kar amaçlı değildir.
  • 3. İçindekiler Mayıs, 2009 II. Uluslar arası İstanbul Şiir Festivali Joachim Sartarius……………….5 Mel Kenne………………………6 İstanbul Dinliyorum / Orhan Veli Kanık İstanbul İçin / İstanbul Türküsü / İstanbul’u Dinliyorum…………..7 İstanbul İçin……………………..8 İstanbul Türküsü Galata Köprüsü Galata Köprüsü 1 İstanbulDestanı-I / İstanbul Destanı-II 5 Ümit Yaşar Oğuzcan İstanbul İstanbul Işık Işık Bu Şehir İstanbul / İstanbul Işıl Işıl 2 İstanbul / İstanbul Işık Işık Bu şehir 6 Bu şehir Bir Başka Tepeden / Hayal Şehir / İstanbul’un Fethini Gören Üsküdar / İstanbul’un O Yerleri / Siste Söyleniş 3 7 4 İstanbul’da / Kuzguncuk Ağa Camii 8 Ölü Şairler Cemiyeti
  • 4. İskender PALA'dan İki müthiş eser daha... Şairlerin Dilinden Klâsik şiirimize Divan Edebiyatı, Aristokrat Edebiyat, Yüksek Zümre Edebiyatı, Havas Edebiyatı gibi sonradan verilen bütün isimler, hemen daima şairlerin halktan kopuk, padişahların çevresinde kümelenmiş birer caize avcısı olduklarını çağrıştıragelmiştir. Bu isimleri koyanlar, bilhassa böyle anlaşılmasına özen göstermişlerdir. Ve şairlerden bahsederken neredeyse onları sarayda yatıp kalkan dalkavuklar olarak göstermeye kalkışmışlardır. Oysa bu kitabın sayfalarında onları gerçek yüzleriyle ve söylenenin tam aksine birer halk insanı olarak tanıyacaksınız… Şiirler Şairler Meclisler Şairler vardı… Şiiri gönülde duyup fikirde hummaya dönüştürerek tam altı asır yaşamışlardı. Onlar, yürekleri ürpertmekten ziyade, zihni sarhoş etmek için mısralar yazarlardı. Aynı dilber için sevdaya tutulup sonsuz acılar çekerlerken, aynı medeniyetin genel kabulleri içerisinde bilimin, sanatın, felsefenin, edebiyatın tarihini oluştururlardı. Asırlar geçse de hiç değişmeyen acılarının terennümüyle akılları ürperten bu silsile, aynı kaderi yaşamak üzere halk edilmiş gönül erleri gibiydiler. Ancak asla özgür olamadılar… Reklamlar kar amacı gözetmemektedir.
  • 5.
  • 6. II. Uluslararası İstanbul Şiir Festivali Mayıs, 2009 Orhan Veli, nimm noch ein Schlückchen Çek bir yudum daha, Orhan Veli Hellblau, mit Mond* Açık Mavi, Yanında Ay dem Mond zuliebe, Ay aşkına, nein, zu Des Monds, hayır, Ay şerefine blaßgrüne Glühbirne müezzin feryatlarının bile (18.30) überm verschlammten Goldenen Horn, delip geçemediği Die selbst das Geheult der Muezzine (18 Uhr 30) çamura batmış Haliç üzerinde, nicht zu bersten vermag. soluk yeşil ampuller Dein Stein ist neben dem Stein von Tezer. Tezer’in taşıyla yan yana taşın, Wenn man schon ruhen muß, huzur içinde yatılacaksa eğer ruht ihr am schönsten Ort: en güzel yerde yatıyorsunuz: unter altem Lorbeer yaşlı defneler altında oberhalb Des Bosporus Boğaz sırtlarında * Hellblau, mit Mond şiirinin çevirisi yan tarafındaki Açık Mavi, Yanında Ay şiiridir. Am Rumeli Hisar Rumeli Hisarıyla koyun koyuna unter einem Stein, Gördüğümüz ve duyduğumuz Den wie sehen und hören. bir taşın altında. Ihr sprecht zu euren Büchern in diesem Park. kitaplarınızı söylüyorsunuz bu parkta Nicht anders könnt ihr enscheinen, başka türlü görünemezdiniz siz habt eurem Tod Sprache beigebracht ölümünüze de öğrettiniz konuşmayı Joachim SARTARİUS das kurze Leben lang. kısa hayatlarınız boyunca. Könntet ihr nur Istanbul sehen, jetzt, İstanbul’u şimdi görebilseydiniz keşke Von den Soldaten verlassen, für eine Weile, askerlerin çekilip gittiği, bir süreliğine, schöner denn je, her zamankinden güzel Die wehenden Alevimäntel dalgalanan Alevi giysilerini und 27 Minarette vom Café Pierre Lotinoch ve Café Pierre Loti’nin 27 minaresini 1946 yılında Almanya, Fürth’de doğdu. ein Schlückchen, ach, Bir yudumcuk daha, ah, Uzun süre New York, İstanbul ve es ist kitschig hier, burası miskinler yatağı Nicosia’da diplomatlık yaptı. Künste hellblau, mit Mond, açık mavi, yanında ay Üniversitesi’nde konuk professor und ernst, ernste Terrassen ve ciddi, çok ciddi teraslar ünvanına sahiptir. Sartorius bugüne mit Marmorzäunen im Quarat mermer trabzanlı kare kare değin altı şiir kitabına imza attı. Malcom und das klangende Tambur von Ney. ve ney’in yanık sesi Lowry ve William Carlos Williams’ın toplu eserlerinin editörlüğünü üstlenmiş Trinkt aus, içip bitirin olan şair, birçok şiir antolojisi Was weder Atem ist noch Mund. ne nefes ne de ağız hazırlamıştır. 1998 yılında Paul Ihr könnt nicht anders erscheinen: başka türlü görünemezdiniz siz: Scheerbart ödülüne layık görülen das Licht der Küsse im Blätterflackkern bu bahçenin titreşen yaprakları arasında Sartorius, Almanya PEN ve Alman Şiir diesses Gartens. öpücüklerin ışığı. Akademisi üyesidir. Hellblau, mit Mond Ölü Şairler Cemiyeti 6
  • 7. II. Uluslararası İstanbul Şiir Festivali Mayıs, 2009 Boğazda gezinirken Rumeli Hisarı* As I stroll beside the strait, Rumeli Hisarı near “the poet’s graveyard,” şairin mezarı civarında where Orhan Veli is buried Orhan Veli’nin gömüldüğü and Oktay Rifat is not Oktay Rifat’ın gömülemediği because of some ridiculous bir gülünç karmaşa yüzünden bureaucratic boondoggle, düşünüyorum da Orhan Veli I think if Veli only could, ölmeseydi eğer, he’d laugh in his sardonic gülerdi alaycı ve masum, but innocent way about dostunun sürgününe. his close friend’s exile. Belki çoktan başlamıştır Maybe he’s already started en yeni şiirine, “Mezarımdan his latest poem, “A Letter bir mektup size”, bir şiir ki from the Grave,” a work duyulacak ancak that won’t become known son araba geçtiğinde until the last car has passed surların altında the cemetery’s thick, green denize bakan * Rumeli Hisarı şiirinin çevirisi yan tarafındaki Rumeli Hisarı şiiridir. shade beneath castle walls mezarlığın koyu yeşil facing the sea, where “Song gölgesinden, İstanbul of Istanbul” was once sung türküsünü okumuş by a “stranger” who died alone Mel KENNE bir garip ilk orada and young, and now lies ve ölmüş yalnız ve genç up there above the inching line şimdi uzanıyor of Sunday traffic. Today, Pazar trafiğinin the whole city is his cortege. yukarısında. Bugün, bütün şehir onun cenaze alayı. Dört şiir kitabı yayımlanmış olan Mel Kenne, ikinci şiir kitabı "South Wind"("Güney Rüzgarı") ile 1984 Austin Kitap Ödülü’ne değer görülmüştür. Türkçe çevirisini İpek Seyalıoğlu’nun üstlendiği beşinci şiir kitabı, "Fault Line" ("Fay Hattı") bu yıl Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanacaktır. Kenne, aynı zamanda, Latin Amerika, İspanyol ve Türk şiirinden kaydadeğer çeviriler yapmıştır. Halen İstanbul’da yaşayan şair, Kadir Has Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Bölümü’nde öğretim görevlisidir. Ölü Şairler Cemiyeti 7
  • 8. Bir Garip Orhan Veli… Mayıs, 2009 Ölü Şairler Cemiyeti 8
  • 9. Bir Garip Orhan Veli… Mayıs, 2009 İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı istanbul Dinliyorum Başında eski alemlerin sarhoşluğu, Loş kayıkhaneleriyle bir yalı Dinmiş lodosların uğultusu içinde. Nisan istanbul İçin İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı. İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı; İmkansız şey Bir yosma geçiyor kaldırımdan. Şiir yazmak, Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar. Aşıksan eğer; Bir şey düşüyor elinden yere; Ve yazmamak, Bir gül olmalı. İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı. Aylardan nisansa. İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı; Arzular ve Hâtıralar Bir kuş çırpınıyor eteklerinde. Alnın sıcak mı, değil mi bilmiyorum; Arzular başka şey, Dudakların ıslak mı değil mi, biliyorum; İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı; Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından Hâtıralar başka. Önce hafiften bir rüzgâr esiyor; Güneşi görmeyen şehirde, Kalbinin vuruşundan anlıyorum; Yavaş yavaş sallanıyor İstanbul’u dinliyorum. Söyle, nasıl yaşanır? Yapraklar ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda Sucuların hiç durmayan çıngırakları; Böcekler İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı. Düşünme, İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı; Arzu et sade! Kuşlar geçiyor derken Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık; Bak, böcekler de öyle yapıyor. Ağlar çekiliyor dalyanlarda; Bir kadının suya değiyor ayakları; Dâvet İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı. Bekliyorum İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı; Orhan Veli Serin serin Kapalıçarşı, Bütün Şiirleri Öyle bir havada gel ki, YKY Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa Vazgeçmek mümkün olmasın. Güvercin dolu avlular, Çekiç sesleri geliyor doklardan Güzelim bahar rüzgârında ter kokuları; İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı. Ölü Şairler Cemiyeti 9
  • 10. Bir Garip Orhan Veli… Mayıs, 2009 İstanbul Türküsü Galata Köprüsü İstanbul’da, Boğaziçi’nde, Dikilir köprü üzerine, Bir garip Orhan Veli’yim; Keyifle seyrederim hepinizi. Veli’nin oğluyum, Kiminiz kürek çeker, suya suya; Tarifsiz kederler içinde. Kiminiz midye çıkarır dubalarda; Urumelihisarı’na oturmuşum Kiminiz dümen tutar mavnalarda; Oturmuş da bir türkü tutturmuşum: Kiminiz çimacıdır halat başında; “İstanbul’un mermer taşları; Kiminiz kuştur, uçar, şairane; Başıma da konuyor, konuyor aman, martı kuşları; Kiminiz balıktır, pırıl pırıl; Gözlerimden boşanıyor hicran yaşları; Kiminiz vapur, kiminiz şamandıra; Edalı’m, Kiminiz bulut, havalarda; Senin yüzünden bu halım.” Kiminiz çatanadır, kırdığı gibi bacayı, “İstanbul’un orta yeri sinema; Şıp diye geçer köprünün altından; Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama; Kiminiz düdüktür, öter; El konuşur, sevişirmiş, bana ne? Kiminiz dumandır, tüter; Sevdalı’m, Ama hepiniz, hepiniz... Boynuna vebalim!” Hepiniz geçim derdinde. İstanbul’da, Boğaziçi’ndeyim. Bir ben miyim keyif ehli içinizde? Bir fakir Orhan Veli; Bakmayın, gün olur, ben de Veli’nin oğlu, Bir şiir söylerim belki sizlere dair; Tarifsiz kederler içindeyim. Elime üç beş kuruş geçer; Karnım doyar benim de. Ölü Şairler Cemiyeti 10
  • 11. Ümit Yaşar Oğuzcan Mayıs, 2009 Evin içinde bir oda, odada İstanbul istanbul rüzgâr rüzgâr sevdiğim İstanbul İstanbul Işık Işık Odanın içinde bir ayna, aynada İstanbul kâh bir lodos, denizlerden esen Adam sigarasını yaktı, bir İstanbul dumanı ılık mı ılık Kadın çantasını açtı, çantada İstanbul kâh ustura gibi deli bir poyraz Çocuk bir olta atmıştı denize, gördüm bırak saçlarını rüzgârlarına istanbulun Çekmeğe başladı, oltada İstanbul bu şehirde aşksız ve rüzgârsız yaşanmaz Bu ne biçim su, bu nasıl şehir Şişede İstanbul, masada İstanbul istanbul bulut bulut sevdiğim Yürüsek yürüyor, dursak duruyor, şaşırdık kimi beyaz mı beyaz Bir yanda o, bir yanda ben, ortada İstanbul ince, tül gibi İnsan bir kere sevmeye görsün, anladım kimi katran misali kara Nereye gidersen git, orada İstanbul. bulutları da insanlarına benzer istanbulun inanma sevdiğim, inanma bulutlara istanbul yağmur yağmur sevdiğim kâh ince ince Bir sabah evden çıktım kâh bardaktan boşanırcasına Bu Şehir Sokaklar ışıl ışıldı. hele bir yağmur yağmaya görsün Dört yanım günlük güneşlik ölürcesine yaşanır bu şehirde sevdiğim Tertemiz bir hava ciğerlerimde ve yaşanırcasına ölünür Nereye baksam mutluluk, umut, sevgi Nereye gitsem bir uçarılık yüreğimde Ümit Yaşar OĞUZCAN istanbul deniz deniz sevdiğim Alışmadığım iyimser duygular bir çakır mavi Gökyüzü inadına mavi bir camgöbeği tuzlu su Yaşamak inadına güzel üstünde irili ufaklı tekneler Bu nasıl şehirdir böyle kayıklar, yelkenliler, mavnalar Bütün sokaklar Utrillo'nun ellerinden çıkmış kalleştir denizleri istanbulun sevdiğim Bütün evlerde Dufy'nin renkleri istanbul kadar Beyaz beyaz güvercinler damların üzerinde Şiire 1940’da Yedigün şairleri arasında Hava ılık mı serin mi belli değil istanbul kadeh kadeh sevdiğim başlayan şairin 33 şiir, 4 düzyazı kitabı, Kadife gibi 13 antoloji ve biyografik eser, toplam içtikçe içesi gelir insanın Gözleri namuslu namuslu parlar insanların sarhoşluğu tutuşup yanmaya benzer 50 eseri yayınlandı. Şiir plakları, şarkı Gökyüzü inadına mavi ve bir gölgedir yalnızlık meyhanelerinde sözleri ve yergileriyle tanınan Oğuzcan, Yaşamak inadına güzel seninle dolaşır, seninle gezer günümüzün en popüler şairlerindendir. Bu şehirde sen varsın... Genellikle Faruk Nafiz Çamlıbel duyarlılığında ve aşk, ayrılık, özlem temaları ekseninde çoğalttığı şiirini, 1973’te büyük oğlu Vedat’ın intihar etmesi üzerine, hayatın boşluğu, ölüm ve acı gibi derinliklere, öz ve biçim yoğunlaştırmalarına yöneltti. Ölü Şairler Cemiyeti 11
  • 12. Yahya Kemal Beyatlı Mayıs, 2009 Git bu mevsimde, gurub vakti, Cihangir'den bak! Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul! Bir Başka Tepeden Hayal Şehir Bir zaman kendini karşındaki rüyaya bırak! Görmedim, gezmediğim, sevmediğim hiç bir yer. Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul! Başkadır çünkü bu akşam bütün akşamlardan; Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer. Güneşin vehmi saraylar yaratır camlardan; Nice revnaklı şehirler görülür dünyada, O ilah isteyip eğlence hayalhanesine, Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan. Çevirir camları birden peri kasanesine. Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rüyada Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan. Som ateşten bu saraylarla bütün karşı yaka Benzer üç bin sene evvelki mutantan sarka. Mestolup içtiği altın şarabın zevkinden Elde bir kırmızı kâseyle ufuktan çekilen Nice yüz bin senedir şarkın ışık mimarı Böyle ma'mur eder ettikçe hayal Üsküdar'ı. Yahya Kemal BEYATLI O ilahın bütün ilhamı fakat anidir; Bu ateşten yaratılmış yapılar fanidir; Kaybolur hepsi de bir anda kararmakla batı. Az sürer gerçi fakir Üsküdar'ın saltanatı; Yahya Kemal Aziz İstanbul 1884 yılında Yenimahalle Üsküp'te dünyaya İstanbul Fetih Cemiyeti gelmiştir. Asıl adı Ahmed Agâh'tır. İlköğrenimini Esef etmez güneşin şimdi neler yıktığına; Üsküp'te gördü. İstanbul Vefa Lisesi mezunudur. Serviler şehri dalar kendi iç aydınlığına, Fransa'da siyasal bilgiler okudu. Orada 9 yıl bulundu. Fransız Edebiyatı'nı ve edebiyatçılarını yakından tanıma imkânı buldu. Onlardan etkilendi. Ezeli mağfiretin böyle bir ikliminde Doğu Dilleri Okulu'na devam ederek Arapça ve Altının göz boyamaz kalbi kadar halisi de. Farsça'sını geliştirdi. Divan şiiri üzerinde yoğunlaştı. Darülfünûn'da tarih ve edebiyat dersleri Halkının hilkati her semtini bir cennet eden okuttu. Gazete ve dergilerde yazılar yazdı. Lozan Konferansı'na katıldı. 1923'te Urfa Milletvekili Karşı sahilde karanlıkta kalan her tepeden, seçildi. Çeşitli ülkelerde diplomatik görevler alarak Türkiye'yi temsil etti. Yozgat, Tekirdağ ve İstanbul Gece birçok fukara evlerinin lambaları Milletvekilliği yaptı. Pakistan Büyükelçiliği En sahih aynadan aksettiriyor Üsküdar'ı görevindeyken 1949 'da emekli oldu. ‘Dört Aruzcular’ dan birisidir. Ölü Şairler Cemiyeti 12
  • 13. Yahya Kemal Beyatlı Mayıs, 2009 Ölü Şairler Cemiyeti 13