SlideShare a Scribd company logo
T.C.
KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ
 İLETİŞİM FAKÜLTESİ

Türkçemiz YOQ yok
     olmasın !
          Hazırlayanlar:
   060804006 SAVAŞ AKYILDIRIM
     060804002 YUSUF AYDIN
060804032 MUSTAFA İRFAN ÖZABACI
Türkçemizin korunmasını ve
geliştirilmesini destekliyor.
TARİHÇE
 1944 yılında iki kardeşin emek ve çabaları ile tek çeşit
bisküvi üreten atölye, bugün genç kuşakların yönetiminde
global markaları da bünyesinde barındıran dev bir topluluğa
dönüşmenin gururunu yaşatıyor.

 Sabri ve Asım kardeşler 1944’te Ülker markasıyla bisküvi
üretmeye başladığında, bir gün dünya markalarını satın
alacak güce ulaşacaklarını tahmin bile etmemişlerdi. İlk
zamanlar, yıllık 75 ton bisküviyi bir kaç kazan, küçük bir fırın
ve 3 işçiyle üretilebiliyordu. Bugün için oldukça mütevazı
görünen bu üretim, ekmeğin bile karneyle dağıtıldığı o günün
Türkiye’si için umut verici bir başlangıçtı ve arkası hızla
geldi. İlk adımın üzerinden 4 yıl geçmeden Topkapı’daki
bisküvi fabrikasına geçildi ve üretim kapasitesi 3 kat artırıldı.

  1950’li yıllara gelindiğinde Ülker bisküvilerine artan talep,
ürünün dağıtımı konusundaki düzenlemeleri de gerekli kıldı.
Ürünler nakliye farkı alınmadan, fabrika fiyatına esnafa
ulaştırıldı. O günlerde temeli atılan dağıtım ağı bugün, 220
bin noktaya her hafta en az bir kez ürün servis eden
mükemmel bir sistemin de altyapısını oluşturdu.
TARİHÇE
  1970’ler Ülker’in büyümesini sürdürdüğü yıllar
oldu. Türk şirketlerini borsa ile tanıştıran ilk halka
açık şirketlerden Anadolu Gıda, Ankara’da
faaliyete geçerek bisküvi üretim kapasitesini
ikiye katladı. Aynı yıllarda Kuveyt’e yapılan 200
bin dolarlık ihracatla dünyaya açılma konusunda
da ilk hamle yapılmış oldu. Ve dünya ile rekabet
edebilmek için Türkiye’nin ilk Ar-Ge
departmanlarından biri kuruldu. Yine 1974’te
Topkapı’da kurulan ikinci bir fabrikada Türkiye’nin
modern çikolata üretiminin de startı verildi.
TARİHÇE

  80’li yıllar artan ürün grupları ve
şirketleri tek çatı altında toplama
çalışmalarıyla geçti. Böylece bir
bisküvi atölyesinde başlayan öykü
Yıldız Holding’in kurulmasıyla
kurumsal bir yapıya kavuşmuş oldu.
90’lı yılların en önemli yeniliği ise
bisküvi, çikolata şekerleme gibi
geleneksel ürünlerin yanında gıdanın
diğer alanlarına da yatırım yapılması
oldu.
TARİHÇE
 1992’de Ülker markası artık margarin,
bitkisel yağ ve endüstriyel yağ
ürünlerinde de vardı. Ve ilerleyen
yıllarda ürün çeşitlemesi hızlandı.
Holding’in global pazarlarla entegrasyon
sürecinin en önemli parçası olan dünya
devleriyle ortaklıklar da yine 90’larda
gerçekleşti. 1993’te Avrupa’nın en büyük
nişasta üreticisi Cerestar’la birlikte
Pendik Nişasta kuruldu.
TARİHÇE
  2000’li yıllar ise hem Yıldız Holding,
hem de Ülker markasının tarihinde
önemli bir dönemeç oldu. Ülker’in
kurucusu Sabri Ülker, aktif yönetimi
kendisinden sonraki kuşaklara
devrederek, topluluğun “Onursal
Başkanı” oldu. Yeni bir yönetim
organizasyonu düzenlendi ve Yönetim
Kurulu’nun başkanlığına Murat Ülker
getirildi. 90’larda başlayan dünya
markalarıyla ortaklık yaklaşımı Murat
Ülker başkanlığında 2000’lerde de
sürdü.
TARİHÇE

  2000’li yılların belirgin özelliklerinden biri
de holdingin yenilikçi ürünleri dünyayla
eş zamanlı olarak Türk tüketicileriyle
buluşturmak oldu. Uluslararası pazarda
genişleyebilmek bölgedeki ihtiyacı
karşılayabilmek için yurtdışında çikolata ve
bisküvi fabrikaları kuruldu. Yine bu yıllarda
sakız, hazır çorba, gazlı içecek, bebek
maması, süt, dondurma, hazır kahve,
kahvaltılık gevrek gibi ürünlerin üzerinde de
Ülker markasını görmeye başladık.
TARİHÇE
  2005’te Romanya’da açılan fabrika ile Yıldız
Holding Avrupa Birliği’nin kapısını da açmış
oldu. 2007 yılı sonunda globalleşme yolunda
büyük bir adım atılarak dünyanın lider
Premium çikolata markası Godiva Yıldız
Holding bünyesine katıldı. Bu Türkiye
açısından da önemli bir dönüm noktası oldu.
Holding, 2008’de Uno, Doğa Çay, Oba Çay ve
Kerevitaş gibi şirketleri bünyesine kattı. 2009
yılında sakız-şekerleme alanında Gumlink ile
gerçekleştirdiği %50-50 ortaklıkla kurulan
Continental Confectionary Company ve Alman
çay şirketi LHS ile gerçekleştireceği ortaklık
ile dünya şirketi olma yolunda ilerliyor.
MUTLU BİR AN
TÜRKÇENİN TARİHİ
 Türk yazı dilinin tarihi
VII ve VIII. yüzyıllarda
Orhon vadisinde dikilmiş
olan yazıtlarla baslar.
Gerek Orhon Yazıtları’nda
kullanılmış olan gelişmiş
ve işlek dil gerekse
komsu ülke
kaynaklarında yer alan
bilgiler, Türk yazı dilinin
başlangıcının çok daha
eskiye gittiğini gösterir.
TÜRKÇENİN TARİHİ
 Yakın donemde bulunan yeni
yazıtların okunması Türk yazı
dilinin tarihini daha da gerilere
götürmemizi sağlayacaktır.
Ayrıca karşılaştırmalı ses ve
bicim bilimi çalışmaları ve diğer
dillerdeki alıntı sözlerden
Türkçenin yasının ortaya
konulması yolunda önemli veriler
elde edilmiştir.
TÜRKÇENİN TARİHİ
  Türkçeden Sümerceye geçmiş olduğu
kanıtlanan 168 Türkçe kökenli sözcük,
Sümerce ile Türkçenin yaşıt olduğu
görüsünün geliştirilmesini sağlamıştır.
Esik kurganı buluntuları arasında yer
alan ve MO 4’uncu yüzyıla ait olduğu
saptanan bir çanaktaki Orhon yazısına
benzer harflerle yazılan iki satırlık
yazının en eski Türkçe metin olduğu
bilinmektedir.
TÜRKÇENİN TARİHİ
  Cin yıllıklarındaki bir Hun ağıtına
ait iki dize ile birkaç sözcük MS
4’uncu yüzyıl Türkçesi hakkında
fikir vermektedir. Ancak, edebi
metin niteliğindeki ilk büyük
metinler Tonyukuk (725), Bilge
Kağan (731) ve Kol Tigin (732)
adına dikilmiş olan Göktürk
Yazıtları’dır.
TÜRKÇENİN TARİHİ

  Türk dilinin ilk sözlüğü ve dil bilgisi
kitabı Divan-ı Lügati’t-Türk ise 1072
yılında Kaşgarlı Mahmut tarafından
yazılmıştır. Yaklaşık 9 bin sözü içeren
eser, yalnızca bir sözlük, yalnızca bir dil
bilgisi kitabı değil, aynı zamanda Türk
yazı dilinin ve ağızlarının ele alındığı,
kültür değerlerinin kayda geçirildiği
anıtsal bir kaynaktır.
TÜRKÇENİN TARİHİ
 Kaşgarlı Mahmut;
Karahanlı, Uygur,
Oğuz, Kıpçak, Kırgız
ve diğer akraba
topluluklarının söz
varlığını bir araya
getirerek hazırladığı
eserine Divan-ı
Lügati’t-Türk, yani
Türk Lehçeleri
Sözlüğü adını
vermiştir.
TÜRKÇENİN TARİHİ
  Kasgarlı Mahmud’un
yirmiyi askın yazı dilini ve
ağzını Türk adı altında
toplaması, bilimsel bir
gerçekliği ortaya
koymaktadır. Büyük ölçüde
ortak dil öğelerine dayanan
bu yazı dilleri ve ağızlar,
zaman içerisinde kendi iç
gelişmelerini sürdürerek
bugün yazı dilleri ve resmi
diller haline gelmişlerdir.
Türkçemiz YOQ yok olmasın !

• Projenin konusu:Türkçenin korunması ve
  geliştirilmesini sağlama ve yapılan çalışmalara
  destek olma.

• Projenin amacı: Ülkemizde özellikle 2000’li
  yıllarda ortaya çıkan Türkçenin yozlaşmasını
  engellemek bu yolla Türkçeyi korumak ve
  Türkçenin gelişmesinin önündeki engelleri
  kaldırmak.
DURUM ANALİZİ
  Türkçe 1400 yıla yakın tarihi ile dünyanın en
köklü dillerinden biridir ancak 2000’li yıllarda
önce bazı iĢletmeler Türkçe karĢılığı olduğu
halde sözcüklere yönelmiĢtir.
  Daha sonra Ġnternet tüm evlere girmiĢ ve
internetle karıĢık bir Türkçe ile gençler ve
çocuklar birbirlerine mesajlar göndermiĢlerdir.
  Türkçe Ġngilizceden daha köklü bir dil
olmasına rağmen küresel boyutta kendisini
gösterememiĢ ve halkımız tarafından da
özenli kullanılmaması Türkçenin geliĢmesine
engel olmuĢ ve onu aksine geriletmiĢtir.
DURUM ANALİZİ
 Okullarımızda Türkçe derslerinin
öğrenciler tarafından tam olarak
kavranamadan ve öğrencilerin de “anladık
hocam” zihniyetinden dolayı Türkçe
Türkçenin en özenle kullanılması gereken
yerlerden biri olan okullarda dahi özenli
kullanılamamakta ve öğretilememektedir.
  Ülkemizde kitap okuma düzeyinin düĢük
olması ve Türk kültürüne ait edebi
eserlerin okunmaması, Türkçenin
geliĢmesine engel olarak gösterilebilir.
SWOT ANALİZİ
               GÜÇLÜ YÖNLER
• Türk toplumunun milliyetçi yapısı
• Kitap okuma seviyesini arttıracak sosyal
  sorumluluk projelerinin artması
• TV de Türkçe konuĢmayı geliĢtirecek
  yarıĢmaların artması (Bir kelime bir iĢlem
  v.b.)
• Üniversitelerde her yıl Türkçe ve Edebiyat
  öğretmenliği mezunlarının artması.
• Okul kütüphanelerinde kitap sayısının
  artması.
SWOT ANALİZİ
                 ZAYIF YÖNLER
• Ülkemizde kitap, dergi, gazete okuma seviyesinin
  düĢük olması
• Türkçe karĢılığı olduğu halde Ġngilizce sözcük
  kullanma gereksinimi duyulması.
• Ġnternet kullanımının zararlarının büyük oranda
  yaĢanması
• Ülkemizin birçok etnik yapıya sahip olması Türkçe
  kullanımının bölge bölge değiĢiklik göstermesi.
• Türkçenin küresel çapta daha geri planda kalması
• Okullarda verilen eğitimin yeterli olmaması
• Okul ve Ģehir kütüphanelerinin yetersiz olması
SWOT ANALİZİ
                  FIRSATLAR

• Ülker gibi büyük bir firmanın projeye
  destek vermesi projenin etkisini arttırabilir.
• Türkiye’de bu tip sosyal sorumluluk
  projelerinin az olması projenin tanıtımı için
  faydalı olabilir
• TDK gibi kurumların iĢlevlerinin arttırılmıĢ
  olması
SWOT ANALİZİ
                TEHDİTLER

• Türkçenin giderek popülaritesini
  kaybetmesi
• Türkçenin özensiz kullanılmasının yaĢının
  düĢmesi
• Ġnternetin olumsuz Ģekilde kullanılmaması
• Türkçe ile ilgili geliĢtirici ve özenli
  kullanmaya özendirici hiçbir giriĢimin
  olmaması (yasa)
TÜRKÇENİN KORUNMASI VE
      GELİŞTİRİLMESİNE İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ
• BĠRĠNCĠ BÖLÜM:AMAÇ, KAPSAM VE BĠLGĠLER
•   Amaç:
    Madde-1: Bu kanunun amacı Türkiye Cumhuriyeti dahilinde Türkçenin zararlı dıĢ
    etkilerden korunmasını ve kendi özüne ve dilbilgisi kurallarına uygun bir Ģekilde
    geliĢtirilmesini düzenlemektir.
•
•   Kapsam:
    Madde-2: Bu kanun Türkçenin korunmasına ve geliĢtirilmesine yönelik alınacak
    önlemleri, uygulanacak yaptırımları ve eğitim-öğretim kurumlarında eğitim dili
    olarak Türkçenin etkinliğinin arttırılmasına iliĢkin ilke ve düzenlemeleri kapsar.
•
•   İlkeler:
    Madde-3:
    a)Dilin doğru kullanımını ve kullanıcıların dil eğitimini geliĢtirmek ve kiĢiler arası
    iletiĢimin bir aracı olarak dilin özüne ve dilbilgisi kurallarına uygun bir Ģekilde
    geliĢtirilmesi koĢullarının yaratılmasını sağlamak,
    b)Yurt içinde ve dıĢında Türkçe ile eğitimi ve Türkçenin öğretimini desteklemek,
    c)Sınırlarımız dıĢında Türkçeyi geliĢtirmek,
    d)Türkçenin, bir dünya dili olarak uluslar arası kullanımını yaygınlaĢtırmak, hak
    ettiği saygınlığı kazanmasını ve,
    e)Toplumda Türkçe sevgisinin güçlenmesini sağlamak
İKİNCİ BÖLÜM
              Türkçenin geliştirilmesi
•   Okullarda Türkçe Öğretimi ve değerlendirilmesi
    Madde-4: Okul öncesi eğitim kurumlarında yabancı dille eğitim ve yabancı dil öğretimi yapılamaz.
    Ġlk ve orta öğretimde öğrenciler, Türkçe, Türk dili ve Edebiyatı, Dilbilgisi ve Türkçe Kompozisyon
    derslerinden baĢarılı olmadıkça, yılsonu baĢarı ortalaması ile veya herhangi bir kurul kararı ile
    baĢarılı sayılamazlar ve bu derslerden baĢarılı sayılmadıkça da mezun olamazlar. Bu derslerden
    baĢarısız olanlar af kapsamına da alınamazlar.
•   Yüksek öğrenime giriĢ ve kamu personeli alımı sınavlarında, Türkçe bilgisini ölçen sorular, diğer
    dallara oranla daha ağırlıklı olarak belirlenir ve değerlendirilir.
•   Yazışma ve Toplantılarda Türkçe:
    Madde-5: Kamu kurum ve kuruluĢlarında, kamu tüzel kiĢiliklerinde ve noterliklerde: her türlü
    belge, sözleĢme ve yazıĢma Türkçe olarak düzenlenir. Muhatapların yabancı uyruklu olması
    durumunda, yabancı dille yazıĢma ve sözleĢme yapılabilir; ancak bu belgelerin de Türkiye
    Cumhuriyeti uyruklu muhataplar için ülke içindeki dağıtımında Türkçelerinin kullanılması
    zorunludur.
    Türkiye’de yapılacak her türlü resmi toplantı ve görüĢmelerde, Türkiye’yi temsil edecek kiĢilerin
    konuĢmalarını Türkçe olarak yapmaları zorunludur. Ancak Türkiye dıĢındaki toplantı ve
    görüĢmelerde zorunluluk halinde, istisnai olarak bir baĢka dil kullanılabilir.
•   Radyo ve televizyonlarda Türkçe:
    Madde-6: Ulusal yayın yapan radyo ve televizyonlarda, haftada bir saatten az olmamak kaydıyla
    ve 07:00 ile 24:00 saatleri arasında Türkçenin öğretilmesi, özendirilmesi ve sevdirilmesine yönelik
    programlar yapılıp yayınlanması zorunludur. Bu konudaki düzenleme, denetim ve yaptırım
    uygulaması Radyo televizyon Üst kurulu tarafından yerine getirilir.
•   Sunucu yeterlik belgesi:
    Madde-7: Ulusal yayın yapan radyo ve televizyonlarda görev yapacak sunucuların, Türkçeyi
    doğru ve kurallara uygun telâffuz edebildiklerini gösteren bir “yeterlik Belgesi”ne sahip olmaları
    zorunludur.
    Yeterlik belgesini verme konusunda TÜRK DĠL KURUMU görevli ve yetkilidir.
      Yeterlik belgesi sahibi olmayan sunucu çalıĢtıran veya sunucuları Türkçeyi doğru ve kurallara
    uygun kullanmayan radyo ve televizyonları denetlemeye ve bunlara yaptırım uygulamaya Radyo
    Televizyon Üst Kurulu görevli ve yetkilidir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
                  Türkçenin Korunması
•   kurum ve kuruluş adlarında Türkçe
    madde-8: Türkiye’de faaliyet göstermek üzere, yürürlükteki mevzuat uyarınca kurulan bütün
    kurum ve kuruluĢların, ad ve unvanları Türkçe olmak zorundadır. Türkiye’de iĢ yapan yabancı
    firmalarda ve Türkiye’de satıĢı yapılan isim hakkı alınmıĢ yabancı mal, ürün ve hizmetlerde Türkçe
    ad ve unvan kullanma zorunluluğu aranmaz.
•   ürün mal ve hizmet adları ile ilan, reklâm ve tanıtımlarda Türkçe
    madde-9: bir ürün, mal ve hizmetin adı, sunuluĢ, tanıtımı, kullanımı kılavuzu, garanti belgesi,
    fatura ve makbuz gibi belgelerinde; yazılı, sözlü, görsel araçlarla yapılan her türlü ilan, reklam ve
    tanıtım faaliyetlerinde, Türkçe kullanılması zorunludur. her türlü iĢ yeri, faaliyet alanı ile araç ve
    gereçlerde; kullanma, iĢaret, uyarı ve yönlendirme yazı ve levhaları Türkçe olacaktır. zorunlu
    hallerde, Türkçeden baĢka dillerin kullanılması da gerekiyorsa, bu dillere iliĢkin yazılı ve sözlü
    ifade ve metinler, Türkçeden daha önce, daha kapsamlı, daha okunaklı ve daha belirgin olamaz.
•   ölçüt ve başvuru kurumu
    madde-10: kurum ve kuruluĢların ad ve unvanları ile, mal ürün ve hizmetlerin adlarının Türkçe
    olmasında ölçüt, Türk dil kurumunca yayınlanan Türkçe sözlüğün son baskısında ve yine Türk dil
    kurumunca yayınlanmıĢ derleme ve tarama sözlüklerinde madde baĢı olarak yer almıĢ kelime ve
    deyimlerle; Türkçe dil bilgisi kurallarına uygun olarak bunlardan türetilmiĢ kelime ve deyimlerden
    oluĢmasıdır. Türk kültür ve tarihine iliĢkin özel adlarla Türkiye cumhuriyeti yurttaĢlarının adları da
    bu kanunun kapsamına giren konularda kullanılabilir. Türkçe sözlerden ve özel adlardan
    kısaltmalar ve birleĢtirmeler yapılabilir. yukarıda belirtilen kaynaklar dıĢında kalan bir kelimenin ad
    olarak kullanılması; ancak Türk dil kurumunun açık oturum oluru ile mümkündür.
•   yaptırım
    madde-11: bu kanundaki hükümlere uyulmaması durumunda yasağa konu levha, tabela ve
    yazılar ilgili belediyece; belediye olmayan yerlerde köy ihtiyarlar kurulunca ortadan kaldırılır, ayrıca
    sorumlular hakkında yetiĢkinlere ait asgari ücretin aylık brüt tutarının on katından az olmak üzere
    ticari kuruluĢlarda bir önceki yıla ait vergi matrahının binde beĢi tutarında para cezası uygulanır.
    yazılı, sözlü ve görsel araçlarla yapılan her türlü ilan, reklâm ve tanıtım faaliyetlerinde denetim ve
    yaptırım uygulanması ilgili valiliklerce yerine getirilir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
        Geçici hükümler

Geçici Madde-1: Bu Kanun kapsamına giren
Türkçe olmayan ad ve unvanlar ile bunlara iliĢkin
levha, tabela ve yazılar, bu Kanun yürürlüğe
girmesinden baĢlayarak en geç 2 yıl içinde
değiĢtirilir.

Geçici Madde-2: Bu Kanunun uygulanmasına
iliĢkin tüzük ve yönetmelikler, Kanunun yürürlüğe
girmesinden baĢlayarak en geç altı ay içinde
çıkarılır.
BEŞİNCİ BÖLÜM
           Son Hükümler
• Yürürlük
  Madde-12: Bu Kanun yayımı tarihinde
  yürürlüğe girer.
• Yürütme
  Madde-13: Bu Kanun hükümlerini
  Bakanlar Kurulu yürütür.
HEDEF KİTLELER
•   HÜKÜMET
•   MĠLLĠ EĞĠTĠM BAKANLIĞI
•   GENEL KAMUOYU
•   ÜLKER FĠRMASINDA ÇALIġAN
    PERSONEL
•   TÜRK DĠL KURUMU
•   KÜLTÜR VE TURĠZM BAKANLIĞI
•   ÜNĠVERSĠTELER
•   BASIN
SOSYAL PAYDAŞLAR
•   ÜLKER FĠRMASI
•   MĠLLĠ EĞĠTĠM BAKANLIĞI
•   KÜLTÜR VE TURĠZM BAKANLIĞI
•   KOCAELĠ ÜNĠVERSĠTESĠ
•   KÜTÜPHANELER
•   YAYINEVLERĠ
•   SĠVĠL TOPLUM ÖRGÜTLERĠ
MESAJLAR
• Bir milletin dili yok olmuĢsa o millet yok
  olmaya mahkumdur.
• Türkçe dünyanın en köklü dillerinden
  biridir onu korumak ve geliĢtirmek
  herkesten önce Türk milletine
  düĢmektedir.
• Dil bir milletin damarlarından akan kandır.
AKTİVİTELER
• Ġlköğretim okullarında kompozisyon yarıĢmaları
  düzenlenmesi.
• Lise ve üniversitelerde Türkçe olimpiyatları düzenlenmesi
• Maddi durumu iyi olmayan öğrencilere kitap yardımında
  bulunulması
• Tübitak’ın düzenlediği Türkçe olimpiyatlarının desteklenmesi
• Kütüphanelere olan ilginin artmasını sağlayacak etkinlikler
  düzenlenmesi
• TV programlarında Türkçe ağırlıklı bilgi yarıĢmalarının
  desteklenmesi
• Her eve bir kitap sloganı ile edebi eserlerin ürünlerin
  yanında promosyon olarak verilmesi
KULLANILACAK ARAÇLAR
•   TV PROGRAMLARI
•   REKLAMLAR
•   DERGİLER, BİLBOARDLAR
•   EL İLANLARI, BROŞÜRLER
•   İNTERNET
•   YEREL VE ULUSAL MEDYA
ZAMANLAMA

• Proje 2011-2012 yılları arasında
  tamamlanacaktır.
• Okullarda yapılacak etkinlikler 2011-2012
  yılları arasında gerçekleştirilecektir.
• Ürünlerin yanında verilecek promosyonlar
  (kitaplar) için yayınevleri ile 2011-2012 yılları
  için anlaşılacaktır
BÜTÇE
•    BROŞÜR İLAN BİLBOARD HARCAMALARI……………………….: 120 BİN DOLAR
•    HER EVE BİR KİTAP…………………………………………………………: 100 BİN DOLAR
•    TANITIM FİLMİ……………………………………………………………… : 3 BİN DOLAR
•    ÜRÜN PROMOSYANLARI………………………………………………..: 10 BİN DOLAR
•    OKULLARDA YAPILACAK ETKİNLİKLER…………………………….: 5 BİN DOLAR
•    OKULLARA KİTAP YARDIMI …………………………………………….: 50 BİN DOLAR
•    ETKİNLİKLERDE BİRİNCİ OLAN ÖĞRENCİLERE HEDİYELER..: 500 DOLAR
•    WEB SİTESİ OLUŞTRULMASI …………………………………………… :500 DOLAR
•    TV SPONSORLUKLARI……………………………………………………… :1000 DOLAR
•    REKLAM…………………………………………………………………………..:5000 DOLAR
    TOPLAM………………………………………………………………………….....:295000 DOLAR

More Related Content

Similar to Türkçemiz yok olmasın

Gummy pazarlama sunumu
Gummy pazarlama sunumuGummy pazarlama sunumu
Gummy pazarlama sunumuakin_can
 
Cumhuriyet Sucukları - Cumhuriyet Bayramı
Cumhuriyet Sucukları - Cumhuriyet BayramıCumhuriyet Sucukları - Cumhuriyet Bayramı
Cumhuriyet Sucukları - Cumhuriyet Bayramı
EmreBAYRAKTAR6
 
Sedat Sağırkaya - Bölgesel Yayıncılık
Sedat Sağırkaya - Bölgesel YayıncılıkSedat Sağırkaya - Bölgesel Yayıncılık
Sedat Sağırkaya - Bölgesel Yayıncılık
TRT UMEP (TRT International Media Training Program)
 
Deneyi̇mleri̇m:İhracatta 30+ Yıl, İhracatta İnovatif Pazarlar
Deneyi̇mleri̇m:İhracatta 30+ Yıl, İhracatta İnovatif PazarlarDeneyi̇mleri̇m:İhracatta 30+ Yıl, İhracatta İnovatif Pazarlar
Deneyi̇mleri̇m:İhracatta 30+ Yıl, İhracatta İnovatif Pazarlar
Levent Ağaoğlu
 
TEMA Vakfı 6 Aylık Faaliyet Mektubu
TEMA Vakfı 6 Aylık Faaliyet MektubuTEMA Vakfı 6 Aylık Faaliyet Mektubu
TEMA Vakfı 6 Aylık Faaliyet Mektubu
Gürol BOZOLUK
 
Camlibel Vakfi Nisan 2021 Bulteni
Camlibel Vakfi Nisan 2021 BulteniCamlibel Vakfi Nisan 2021 Bulteni
Camlibel Vakfi Nisan 2021 Bulteni
amlbelVakf
 
Halkla ilişkiler projesi
Halkla ilişkiler projesiHalkla ilişkiler projesi
Halkla ilişkiler projesi
Serna Tankut
 
Aile şirketlerinin topluma etkisi ve faydası
Aile şirketlerinin topluma etkisi ve faydasıAile şirketlerinin topluma etkisi ve faydası
Aile şirketlerinin topluma etkisi ve faydası
DOU End Muh Sunum
 

Similar to Türkçemiz yok olmasın (8)

Gummy pazarlama sunumu
Gummy pazarlama sunumuGummy pazarlama sunumu
Gummy pazarlama sunumu
 
Cumhuriyet Sucukları - Cumhuriyet Bayramı
Cumhuriyet Sucukları - Cumhuriyet BayramıCumhuriyet Sucukları - Cumhuriyet Bayramı
Cumhuriyet Sucukları - Cumhuriyet Bayramı
 
Sedat Sağırkaya - Bölgesel Yayıncılık
Sedat Sağırkaya - Bölgesel YayıncılıkSedat Sağırkaya - Bölgesel Yayıncılık
Sedat Sağırkaya - Bölgesel Yayıncılık
 
Deneyi̇mleri̇m:İhracatta 30+ Yıl, İhracatta İnovatif Pazarlar
Deneyi̇mleri̇m:İhracatta 30+ Yıl, İhracatta İnovatif PazarlarDeneyi̇mleri̇m:İhracatta 30+ Yıl, İhracatta İnovatif Pazarlar
Deneyi̇mleri̇m:İhracatta 30+ Yıl, İhracatta İnovatif Pazarlar
 
TEMA Vakfı 6 Aylık Faaliyet Mektubu
TEMA Vakfı 6 Aylık Faaliyet MektubuTEMA Vakfı 6 Aylık Faaliyet Mektubu
TEMA Vakfı 6 Aylık Faaliyet Mektubu
 
Camlibel Vakfi Nisan 2021 Bulteni
Camlibel Vakfi Nisan 2021 BulteniCamlibel Vakfi Nisan 2021 Bulteni
Camlibel Vakfi Nisan 2021 Bulteni
 
Halkla ilişkiler projesi
Halkla ilişkiler projesiHalkla ilişkiler projesi
Halkla ilişkiler projesi
 
Aile şirketlerinin topluma etkisi ve faydası
Aile şirketlerinin topluma etkisi ve faydasıAile şirketlerinin topluma etkisi ve faydası
Aile şirketlerinin topluma etkisi ve faydası
 

Türkçemiz yok olmasın

  • 1. T.C. KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ Türkçemiz YOQ yok olmasın ! Hazırlayanlar: 060804006 SAVAŞ AKYILDIRIM 060804002 YUSUF AYDIN 060804032 MUSTAFA İRFAN ÖZABACI
  • 3. TARİHÇE 1944 yılında iki kardeşin emek ve çabaları ile tek çeşit bisküvi üreten atölye, bugün genç kuşakların yönetiminde global markaları da bünyesinde barındıran dev bir topluluğa dönüşmenin gururunu yaşatıyor. Sabri ve Asım kardeşler 1944’te Ülker markasıyla bisküvi üretmeye başladığında, bir gün dünya markalarını satın alacak güce ulaşacaklarını tahmin bile etmemişlerdi. İlk zamanlar, yıllık 75 ton bisküviyi bir kaç kazan, küçük bir fırın ve 3 işçiyle üretilebiliyordu. Bugün için oldukça mütevazı görünen bu üretim, ekmeğin bile karneyle dağıtıldığı o günün Türkiye’si için umut verici bir başlangıçtı ve arkası hızla geldi. İlk adımın üzerinden 4 yıl geçmeden Topkapı’daki bisküvi fabrikasına geçildi ve üretim kapasitesi 3 kat artırıldı. 1950’li yıllara gelindiğinde Ülker bisküvilerine artan talep, ürünün dağıtımı konusundaki düzenlemeleri de gerekli kıldı. Ürünler nakliye farkı alınmadan, fabrika fiyatına esnafa ulaştırıldı. O günlerde temeli atılan dağıtım ağı bugün, 220 bin noktaya her hafta en az bir kez ürün servis eden mükemmel bir sistemin de altyapısını oluşturdu.
  • 4. TARİHÇE 1970’ler Ülker’in büyümesini sürdürdüğü yıllar oldu. Türk şirketlerini borsa ile tanıştıran ilk halka açık şirketlerden Anadolu Gıda, Ankara’da faaliyete geçerek bisküvi üretim kapasitesini ikiye katladı. Aynı yıllarda Kuveyt’e yapılan 200 bin dolarlık ihracatla dünyaya açılma konusunda da ilk hamle yapılmış oldu. Ve dünya ile rekabet edebilmek için Türkiye’nin ilk Ar-Ge departmanlarından biri kuruldu. Yine 1974’te Topkapı’da kurulan ikinci bir fabrikada Türkiye’nin modern çikolata üretiminin de startı verildi.
  • 5. TARİHÇE 80’li yıllar artan ürün grupları ve şirketleri tek çatı altında toplama çalışmalarıyla geçti. Böylece bir bisküvi atölyesinde başlayan öykü Yıldız Holding’in kurulmasıyla kurumsal bir yapıya kavuşmuş oldu. 90’lı yılların en önemli yeniliği ise bisküvi, çikolata şekerleme gibi geleneksel ürünlerin yanında gıdanın diğer alanlarına da yatırım yapılması oldu.
  • 6. TARİHÇE 1992’de Ülker markası artık margarin, bitkisel yağ ve endüstriyel yağ ürünlerinde de vardı. Ve ilerleyen yıllarda ürün çeşitlemesi hızlandı. Holding’in global pazarlarla entegrasyon sürecinin en önemli parçası olan dünya devleriyle ortaklıklar da yine 90’larda gerçekleşti. 1993’te Avrupa’nın en büyük nişasta üreticisi Cerestar’la birlikte Pendik Nişasta kuruldu.
  • 7. TARİHÇE 2000’li yıllar ise hem Yıldız Holding, hem de Ülker markasının tarihinde önemli bir dönemeç oldu. Ülker’in kurucusu Sabri Ülker, aktif yönetimi kendisinden sonraki kuşaklara devrederek, topluluğun “Onursal Başkanı” oldu. Yeni bir yönetim organizasyonu düzenlendi ve Yönetim Kurulu’nun başkanlığına Murat Ülker getirildi. 90’larda başlayan dünya markalarıyla ortaklık yaklaşımı Murat Ülker başkanlığında 2000’lerde de sürdü.
  • 8. TARİHÇE 2000’li yılların belirgin özelliklerinden biri de holdingin yenilikçi ürünleri dünyayla eş zamanlı olarak Türk tüketicileriyle buluşturmak oldu. Uluslararası pazarda genişleyebilmek bölgedeki ihtiyacı karşılayabilmek için yurtdışında çikolata ve bisküvi fabrikaları kuruldu. Yine bu yıllarda sakız, hazır çorba, gazlı içecek, bebek maması, süt, dondurma, hazır kahve, kahvaltılık gevrek gibi ürünlerin üzerinde de Ülker markasını görmeye başladık.
  • 9. TARİHÇE 2005’te Romanya’da açılan fabrika ile Yıldız Holding Avrupa Birliği’nin kapısını da açmış oldu. 2007 yılı sonunda globalleşme yolunda büyük bir adım atılarak dünyanın lider Premium çikolata markası Godiva Yıldız Holding bünyesine katıldı. Bu Türkiye açısından da önemli bir dönüm noktası oldu. Holding, 2008’de Uno, Doğa Çay, Oba Çay ve Kerevitaş gibi şirketleri bünyesine kattı. 2009 yılında sakız-şekerleme alanında Gumlink ile gerçekleştirdiği %50-50 ortaklıkla kurulan Continental Confectionary Company ve Alman çay şirketi LHS ile gerçekleştireceği ortaklık ile dünya şirketi olma yolunda ilerliyor.
  • 11. TÜRKÇENİN TARİHİ Türk yazı dilinin tarihi VII ve VIII. yüzyıllarda Orhon vadisinde dikilmiş olan yazıtlarla baslar. Gerek Orhon Yazıtları’nda kullanılmış olan gelişmiş ve işlek dil gerekse komsu ülke kaynaklarında yer alan bilgiler, Türk yazı dilinin başlangıcının çok daha eskiye gittiğini gösterir.
  • 12. TÜRKÇENİN TARİHİ Yakın donemde bulunan yeni yazıtların okunması Türk yazı dilinin tarihini daha da gerilere götürmemizi sağlayacaktır. Ayrıca karşılaştırmalı ses ve bicim bilimi çalışmaları ve diğer dillerdeki alıntı sözlerden Türkçenin yasının ortaya konulması yolunda önemli veriler elde edilmiştir.
  • 13. TÜRKÇENİN TARİHİ Türkçeden Sümerceye geçmiş olduğu kanıtlanan 168 Türkçe kökenli sözcük, Sümerce ile Türkçenin yaşıt olduğu görüsünün geliştirilmesini sağlamıştır. Esik kurganı buluntuları arasında yer alan ve MO 4’uncu yüzyıla ait olduğu saptanan bir çanaktaki Orhon yazısına benzer harflerle yazılan iki satırlık yazının en eski Türkçe metin olduğu bilinmektedir.
  • 14. TÜRKÇENİN TARİHİ Cin yıllıklarındaki bir Hun ağıtına ait iki dize ile birkaç sözcük MS 4’uncu yüzyıl Türkçesi hakkında fikir vermektedir. Ancak, edebi metin niteliğindeki ilk büyük metinler Tonyukuk (725), Bilge Kağan (731) ve Kol Tigin (732) adına dikilmiş olan Göktürk Yazıtları’dır.
  • 15. TÜRKÇENİN TARİHİ Türk dilinin ilk sözlüğü ve dil bilgisi kitabı Divan-ı Lügati’t-Türk ise 1072 yılında Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılmıştır. Yaklaşık 9 bin sözü içeren eser, yalnızca bir sözlük, yalnızca bir dil bilgisi kitabı değil, aynı zamanda Türk yazı dilinin ve ağızlarının ele alındığı, kültür değerlerinin kayda geçirildiği anıtsal bir kaynaktır.
  • 16. TÜRKÇENİN TARİHİ Kaşgarlı Mahmut; Karahanlı, Uygur, Oğuz, Kıpçak, Kırgız ve diğer akraba topluluklarının söz varlığını bir araya getirerek hazırladığı eserine Divan-ı Lügati’t-Türk, yani Türk Lehçeleri Sözlüğü adını vermiştir.
  • 17. TÜRKÇENİN TARİHİ Kasgarlı Mahmud’un yirmiyi askın yazı dilini ve ağzını Türk adı altında toplaması, bilimsel bir gerçekliği ortaya koymaktadır. Büyük ölçüde ortak dil öğelerine dayanan bu yazı dilleri ve ağızlar, zaman içerisinde kendi iç gelişmelerini sürdürerek bugün yazı dilleri ve resmi diller haline gelmişlerdir.
  • 18. Türkçemiz YOQ yok olmasın ! • Projenin konusu:Türkçenin korunması ve geliştirilmesini sağlama ve yapılan çalışmalara destek olma. • Projenin amacı: Ülkemizde özellikle 2000’li yıllarda ortaya çıkan Türkçenin yozlaşmasını engellemek bu yolla Türkçeyi korumak ve Türkçenin gelişmesinin önündeki engelleri kaldırmak.
  • 19. DURUM ANALİZİ Türkçe 1400 yıla yakın tarihi ile dünyanın en köklü dillerinden biridir ancak 2000’li yıllarda önce bazı iĢletmeler Türkçe karĢılığı olduğu halde sözcüklere yönelmiĢtir. Daha sonra Ġnternet tüm evlere girmiĢ ve internetle karıĢık bir Türkçe ile gençler ve çocuklar birbirlerine mesajlar göndermiĢlerdir. Türkçe Ġngilizceden daha köklü bir dil olmasına rağmen küresel boyutta kendisini gösterememiĢ ve halkımız tarafından da özenli kullanılmaması Türkçenin geliĢmesine engel olmuĢ ve onu aksine geriletmiĢtir.
  • 20. DURUM ANALİZİ Okullarımızda Türkçe derslerinin öğrenciler tarafından tam olarak kavranamadan ve öğrencilerin de “anladık hocam” zihniyetinden dolayı Türkçe Türkçenin en özenle kullanılması gereken yerlerden biri olan okullarda dahi özenli kullanılamamakta ve öğretilememektedir. Ülkemizde kitap okuma düzeyinin düĢük olması ve Türk kültürüne ait edebi eserlerin okunmaması, Türkçenin geliĢmesine engel olarak gösterilebilir.
  • 21. SWOT ANALİZİ GÜÇLÜ YÖNLER • Türk toplumunun milliyetçi yapısı • Kitap okuma seviyesini arttıracak sosyal sorumluluk projelerinin artması • TV de Türkçe konuĢmayı geliĢtirecek yarıĢmaların artması (Bir kelime bir iĢlem v.b.) • Üniversitelerde her yıl Türkçe ve Edebiyat öğretmenliği mezunlarının artması. • Okul kütüphanelerinde kitap sayısının artması.
  • 22. SWOT ANALİZİ ZAYIF YÖNLER • Ülkemizde kitap, dergi, gazete okuma seviyesinin düĢük olması • Türkçe karĢılığı olduğu halde Ġngilizce sözcük kullanma gereksinimi duyulması. • Ġnternet kullanımının zararlarının büyük oranda yaĢanması • Ülkemizin birçok etnik yapıya sahip olması Türkçe kullanımının bölge bölge değiĢiklik göstermesi. • Türkçenin küresel çapta daha geri planda kalması • Okullarda verilen eğitimin yeterli olmaması • Okul ve Ģehir kütüphanelerinin yetersiz olması
  • 23. SWOT ANALİZİ FIRSATLAR • Ülker gibi büyük bir firmanın projeye destek vermesi projenin etkisini arttırabilir. • Türkiye’de bu tip sosyal sorumluluk projelerinin az olması projenin tanıtımı için faydalı olabilir • TDK gibi kurumların iĢlevlerinin arttırılmıĢ olması
  • 24. SWOT ANALİZİ TEHDİTLER • Türkçenin giderek popülaritesini kaybetmesi • Türkçenin özensiz kullanılmasının yaĢının düĢmesi • Ġnternetin olumsuz Ģekilde kullanılmaması • Türkçe ile ilgili geliĢtirici ve özenli kullanmaya özendirici hiçbir giriĢimin olmaması (yasa)
  • 25. TÜRKÇENİN KORUNMASI VE GELİŞTİRİLMESİNE İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ • BĠRĠNCĠ BÖLÜM:AMAÇ, KAPSAM VE BĠLGĠLER • Amaç: Madde-1: Bu kanunun amacı Türkiye Cumhuriyeti dahilinde Türkçenin zararlı dıĢ etkilerden korunmasını ve kendi özüne ve dilbilgisi kurallarına uygun bir Ģekilde geliĢtirilmesini düzenlemektir. • • Kapsam: Madde-2: Bu kanun Türkçenin korunmasına ve geliĢtirilmesine yönelik alınacak önlemleri, uygulanacak yaptırımları ve eğitim-öğretim kurumlarında eğitim dili olarak Türkçenin etkinliğinin arttırılmasına iliĢkin ilke ve düzenlemeleri kapsar. • • İlkeler: Madde-3: a)Dilin doğru kullanımını ve kullanıcıların dil eğitimini geliĢtirmek ve kiĢiler arası iletiĢimin bir aracı olarak dilin özüne ve dilbilgisi kurallarına uygun bir Ģekilde geliĢtirilmesi koĢullarının yaratılmasını sağlamak, b)Yurt içinde ve dıĢında Türkçe ile eğitimi ve Türkçenin öğretimini desteklemek, c)Sınırlarımız dıĢında Türkçeyi geliĢtirmek, d)Türkçenin, bir dünya dili olarak uluslar arası kullanımını yaygınlaĢtırmak, hak ettiği saygınlığı kazanmasını ve, e)Toplumda Türkçe sevgisinin güçlenmesini sağlamak
  • 26. İKİNCİ BÖLÜM Türkçenin geliştirilmesi • Okullarda Türkçe Öğretimi ve değerlendirilmesi Madde-4: Okul öncesi eğitim kurumlarında yabancı dille eğitim ve yabancı dil öğretimi yapılamaz. Ġlk ve orta öğretimde öğrenciler, Türkçe, Türk dili ve Edebiyatı, Dilbilgisi ve Türkçe Kompozisyon derslerinden baĢarılı olmadıkça, yılsonu baĢarı ortalaması ile veya herhangi bir kurul kararı ile baĢarılı sayılamazlar ve bu derslerden baĢarılı sayılmadıkça da mezun olamazlar. Bu derslerden baĢarısız olanlar af kapsamına da alınamazlar. • Yüksek öğrenime giriĢ ve kamu personeli alımı sınavlarında, Türkçe bilgisini ölçen sorular, diğer dallara oranla daha ağırlıklı olarak belirlenir ve değerlendirilir. • Yazışma ve Toplantılarda Türkçe: Madde-5: Kamu kurum ve kuruluĢlarında, kamu tüzel kiĢiliklerinde ve noterliklerde: her türlü belge, sözleĢme ve yazıĢma Türkçe olarak düzenlenir. Muhatapların yabancı uyruklu olması durumunda, yabancı dille yazıĢma ve sözleĢme yapılabilir; ancak bu belgelerin de Türkiye Cumhuriyeti uyruklu muhataplar için ülke içindeki dağıtımında Türkçelerinin kullanılması zorunludur. Türkiye’de yapılacak her türlü resmi toplantı ve görüĢmelerde, Türkiye’yi temsil edecek kiĢilerin konuĢmalarını Türkçe olarak yapmaları zorunludur. Ancak Türkiye dıĢındaki toplantı ve görüĢmelerde zorunluluk halinde, istisnai olarak bir baĢka dil kullanılabilir. • Radyo ve televizyonlarda Türkçe: Madde-6: Ulusal yayın yapan radyo ve televizyonlarda, haftada bir saatten az olmamak kaydıyla ve 07:00 ile 24:00 saatleri arasında Türkçenin öğretilmesi, özendirilmesi ve sevdirilmesine yönelik programlar yapılıp yayınlanması zorunludur. Bu konudaki düzenleme, denetim ve yaptırım uygulaması Radyo televizyon Üst kurulu tarafından yerine getirilir. • Sunucu yeterlik belgesi: Madde-7: Ulusal yayın yapan radyo ve televizyonlarda görev yapacak sunucuların, Türkçeyi doğru ve kurallara uygun telâffuz edebildiklerini gösteren bir “yeterlik Belgesi”ne sahip olmaları zorunludur. Yeterlik belgesini verme konusunda TÜRK DĠL KURUMU görevli ve yetkilidir. Yeterlik belgesi sahibi olmayan sunucu çalıĢtıran veya sunucuları Türkçeyi doğru ve kurallara uygun kullanmayan radyo ve televizyonları denetlemeye ve bunlara yaptırım uygulamaya Radyo Televizyon Üst Kurulu görevli ve yetkilidir.
  • 27. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Türkçenin Korunması • kurum ve kuruluş adlarında Türkçe madde-8: Türkiye’de faaliyet göstermek üzere, yürürlükteki mevzuat uyarınca kurulan bütün kurum ve kuruluĢların, ad ve unvanları Türkçe olmak zorundadır. Türkiye’de iĢ yapan yabancı firmalarda ve Türkiye’de satıĢı yapılan isim hakkı alınmıĢ yabancı mal, ürün ve hizmetlerde Türkçe ad ve unvan kullanma zorunluluğu aranmaz. • ürün mal ve hizmet adları ile ilan, reklâm ve tanıtımlarda Türkçe madde-9: bir ürün, mal ve hizmetin adı, sunuluĢ, tanıtımı, kullanımı kılavuzu, garanti belgesi, fatura ve makbuz gibi belgelerinde; yazılı, sözlü, görsel araçlarla yapılan her türlü ilan, reklam ve tanıtım faaliyetlerinde, Türkçe kullanılması zorunludur. her türlü iĢ yeri, faaliyet alanı ile araç ve gereçlerde; kullanma, iĢaret, uyarı ve yönlendirme yazı ve levhaları Türkçe olacaktır. zorunlu hallerde, Türkçeden baĢka dillerin kullanılması da gerekiyorsa, bu dillere iliĢkin yazılı ve sözlü ifade ve metinler, Türkçeden daha önce, daha kapsamlı, daha okunaklı ve daha belirgin olamaz. • ölçüt ve başvuru kurumu madde-10: kurum ve kuruluĢların ad ve unvanları ile, mal ürün ve hizmetlerin adlarının Türkçe olmasında ölçüt, Türk dil kurumunca yayınlanan Türkçe sözlüğün son baskısında ve yine Türk dil kurumunca yayınlanmıĢ derleme ve tarama sözlüklerinde madde baĢı olarak yer almıĢ kelime ve deyimlerle; Türkçe dil bilgisi kurallarına uygun olarak bunlardan türetilmiĢ kelime ve deyimlerden oluĢmasıdır. Türk kültür ve tarihine iliĢkin özel adlarla Türkiye cumhuriyeti yurttaĢlarının adları da bu kanunun kapsamına giren konularda kullanılabilir. Türkçe sözlerden ve özel adlardan kısaltmalar ve birleĢtirmeler yapılabilir. yukarıda belirtilen kaynaklar dıĢında kalan bir kelimenin ad olarak kullanılması; ancak Türk dil kurumunun açık oturum oluru ile mümkündür. • yaptırım madde-11: bu kanundaki hükümlere uyulmaması durumunda yasağa konu levha, tabela ve yazılar ilgili belediyece; belediye olmayan yerlerde köy ihtiyarlar kurulunca ortadan kaldırılır, ayrıca sorumlular hakkında yetiĢkinlere ait asgari ücretin aylık brüt tutarının on katından az olmak üzere ticari kuruluĢlarda bir önceki yıla ait vergi matrahının binde beĢi tutarında para cezası uygulanır. yazılı, sözlü ve görsel araçlarla yapılan her türlü ilan, reklâm ve tanıtım faaliyetlerinde denetim ve yaptırım uygulanması ilgili valiliklerce yerine getirilir.
  • 28. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Geçici hükümler Geçici Madde-1: Bu Kanun kapsamına giren Türkçe olmayan ad ve unvanlar ile bunlara iliĢkin levha, tabela ve yazılar, bu Kanun yürürlüğe girmesinden baĢlayarak en geç 2 yıl içinde değiĢtirilir. Geçici Madde-2: Bu Kanunun uygulanmasına iliĢkin tüzük ve yönetmelikler, Kanunun yürürlüğe girmesinden baĢlayarak en geç altı ay içinde çıkarılır.
  • 29. BEŞİNCİ BÖLÜM Son Hükümler • Yürürlük Madde-12: Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. • Yürütme Madde-13: Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
  • 30. HEDEF KİTLELER • HÜKÜMET • MĠLLĠ EĞĠTĠM BAKANLIĞI • GENEL KAMUOYU • ÜLKER FĠRMASINDA ÇALIġAN PERSONEL • TÜRK DĠL KURUMU • KÜLTÜR VE TURĠZM BAKANLIĞI • ÜNĠVERSĠTELER • BASIN
  • 31. SOSYAL PAYDAŞLAR • ÜLKER FĠRMASI • MĠLLĠ EĞĠTĠM BAKANLIĞI • KÜLTÜR VE TURĠZM BAKANLIĞI • KOCAELĠ ÜNĠVERSĠTESĠ • KÜTÜPHANELER • YAYINEVLERĠ • SĠVĠL TOPLUM ÖRGÜTLERĠ
  • 32. MESAJLAR • Bir milletin dili yok olmuĢsa o millet yok olmaya mahkumdur. • Türkçe dünyanın en köklü dillerinden biridir onu korumak ve geliĢtirmek herkesten önce Türk milletine düĢmektedir. • Dil bir milletin damarlarından akan kandır.
  • 33. AKTİVİTELER • Ġlköğretim okullarında kompozisyon yarıĢmaları düzenlenmesi. • Lise ve üniversitelerde Türkçe olimpiyatları düzenlenmesi • Maddi durumu iyi olmayan öğrencilere kitap yardımında bulunulması • Tübitak’ın düzenlediği Türkçe olimpiyatlarının desteklenmesi • Kütüphanelere olan ilginin artmasını sağlayacak etkinlikler düzenlenmesi • TV programlarında Türkçe ağırlıklı bilgi yarıĢmalarının desteklenmesi • Her eve bir kitap sloganı ile edebi eserlerin ürünlerin yanında promosyon olarak verilmesi
  • 34. KULLANILACAK ARAÇLAR • TV PROGRAMLARI • REKLAMLAR • DERGİLER, BİLBOARDLAR • EL İLANLARI, BROŞÜRLER • İNTERNET • YEREL VE ULUSAL MEDYA
  • 35. ZAMANLAMA • Proje 2011-2012 yılları arasında tamamlanacaktır. • Okullarda yapılacak etkinlikler 2011-2012 yılları arasında gerçekleştirilecektir. • Ürünlerin yanında verilecek promosyonlar (kitaplar) için yayınevleri ile 2011-2012 yılları için anlaşılacaktır
  • 36. BÜTÇE • BROŞÜR İLAN BİLBOARD HARCAMALARI……………………….: 120 BİN DOLAR • HER EVE BİR KİTAP…………………………………………………………: 100 BİN DOLAR • TANITIM FİLMİ……………………………………………………………… : 3 BİN DOLAR • ÜRÜN PROMOSYANLARI………………………………………………..: 10 BİN DOLAR • OKULLARDA YAPILACAK ETKİNLİKLER…………………………….: 5 BİN DOLAR • OKULLARA KİTAP YARDIMI …………………………………………….: 50 BİN DOLAR • ETKİNLİKLERDE BİRİNCİ OLAN ÖĞRENCİLERE HEDİYELER..: 500 DOLAR • WEB SİTESİ OLUŞTRULMASI …………………………………………… :500 DOLAR • TV SPONSORLUKLARI……………………………………………………… :1000 DOLAR • REKLAM…………………………………………………………………………..:5000 DOLAR TOPLAM………………………………………………………………………….....:295000 DOLAR