Gelecek hane perspektif-raporu-subat-2015Gelecek Hane
Genel gidişat iyiye doğru gitmektedir. Yaşam kalitesi genel itibariyle gelişmektedir. Ancak eşit oranlarda dağılmamaktadır. Bilim ve teknoloji daha önce görülmediği hızda gelişmektedir. Ancak gezegenin büyük sorunları vardır ve yeterli hassasiyet henüz oluşmamıştır.
Tabiat, iklim, doğal kaynaklar, enerji, siyaset ve ekonomi, insan ve toplum dengelerini tutturmamız şarttır. Teknolojik devrimleri bu dengeyi tutturmak için seferber etmeliyiz. ‘Ben’ odaklı düşünceden ‘Biz’ odaklı düşünce yapısına geçmek zorundayız. Bunları başarırsak, 21. yüzyıl ve sonrası çok güzel olacak.
Çin'de bir kelebek kanatlarını çırptıktan kısa bir süre sonra; Chicago'da fırtına başlayabilir. Peki biz hangi kelebeğin, hangi kanat çırpışının hangi fırtınaya sebep olduğunu biliyor muyuz? Ya da yıldızların ardında bizi neyin beklediğini?
Gittikçe gelişen teknolojilerin amacı da bizim için birer bilinmeyen olan bu alanları keşfetmek ve değerlendirmeye çalışmaktır.
"Güvene ve İşbirliğine Dayalı" eğitim programını birlikte yürüteceğiz. Bu eğitimin iki temel yaklaşımı vardır birincisi İNSAN, ikincisi İLETİŞİM. Eğitimi sizlere, eğitimcinin eğitimi prensibi ile her birinizi kendi ekibinize eğitim verecek şekilde aktaracağım.
Sosyal Bütünlük Internet Platformu.
Adil ticaret, mikro borç, sosyal etkileşim, kiva, novica gibi uygulamaların olduğu ve temelinde, insanların birbirleriyle etkileşerek kalkınmalarını amaçlayan site.
Bilgi ve teknolojinin toplumsal yararı
Bilgi ve teknolojinin toplumsal yararı göz ardı edilemez. “Nedir? ne değildir?” Bildiğimiz sanmak ile gerçekten bilmek arasındaki toplumsal ayrım tartışılacak. Bilgi kandırmacasının had safhada olduğu günümüzde bilgi ile toplumsal bilinç ilişkisi sorgulanacak. Dezenformasyon ve toplum ilişkisi sorgulanacak. Ön plandaki bilgi kaynakları ile göz önünde olmayan bilgi kaynaklarının toplumsal yarar açısından sorgulanması yapılacak. Akademik bilgilerden çok pratik hayatta neyi ne kadar bildiğimiz ve bu bildiğimizi sandığımız bilgilerle ne gibi hatalara düştüğümüz, nasıl yanıldığımız sorguladığı bir sunumdur.
Gelecek hane perspektif-raporu-subat-2015Gelecek Hane
Genel gidişat iyiye doğru gitmektedir. Yaşam kalitesi genel itibariyle gelişmektedir. Ancak eşit oranlarda dağılmamaktadır. Bilim ve teknoloji daha önce görülmediği hızda gelişmektedir. Ancak gezegenin büyük sorunları vardır ve yeterli hassasiyet henüz oluşmamıştır.
Tabiat, iklim, doğal kaynaklar, enerji, siyaset ve ekonomi, insan ve toplum dengelerini tutturmamız şarttır. Teknolojik devrimleri bu dengeyi tutturmak için seferber etmeliyiz. ‘Ben’ odaklı düşünceden ‘Biz’ odaklı düşünce yapısına geçmek zorundayız. Bunları başarırsak, 21. yüzyıl ve sonrası çok güzel olacak.
Çin'de bir kelebek kanatlarını çırptıktan kısa bir süre sonra; Chicago'da fırtına başlayabilir. Peki biz hangi kelebeğin, hangi kanat çırpışının hangi fırtınaya sebep olduğunu biliyor muyuz? Ya da yıldızların ardında bizi neyin beklediğini?
Gittikçe gelişen teknolojilerin amacı da bizim için birer bilinmeyen olan bu alanları keşfetmek ve değerlendirmeye çalışmaktır.
"Güvene ve İşbirliğine Dayalı" eğitim programını birlikte yürüteceğiz. Bu eğitimin iki temel yaklaşımı vardır birincisi İNSAN, ikincisi İLETİŞİM. Eğitimi sizlere, eğitimcinin eğitimi prensibi ile her birinizi kendi ekibinize eğitim verecek şekilde aktaracağım.
Sosyal Bütünlük Internet Platformu.
Adil ticaret, mikro borç, sosyal etkileşim, kiva, novica gibi uygulamaların olduğu ve temelinde, insanların birbirleriyle etkileşerek kalkınmalarını amaçlayan site.
Bilgi ve teknolojinin toplumsal yararı
Bilgi ve teknolojinin toplumsal yararı göz ardı edilemez. “Nedir? ne değildir?” Bildiğimiz sanmak ile gerçekten bilmek arasındaki toplumsal ayrım tartışılacak. Bilgi kandırmacasının had safhada olduğu günümüzde bilgi ile toplumsal bilinç ilişkisi sorgulanacak. Dezenformasyon ve toplum ilişkisi sorgulanacak. Ön plandaki bilgi kaynakları ile göz önünde olmayan bilgi kaynaklarının toplumsal yarar açısından sorgulanması yapılacak. Akademik bilgilerden çok pratik hayatta neyi ne kadar bildiğimiz ve bu bildiğimizi sandığımız bilgilerle ne gibi hatalara düştüğümüz, nasıl yanıldığımız sorguladığı bir sunumdur.
7. Bugün ile yarının olguları:
1. Ucuzluk tsunamisi: Hammadde dıĢındaki bütün sektörlerde ucuzluk dalgası batı
ekonomilerini kırıp geçiriyor.
2. Kadınların yaĢı: Siyasetten iĢ dünyasına, dinden spora kadar her yerde kadınlar
tırmanıĢ halinde. Neden? Artık pençelerimizle değil, beynimizle iĢ yapıyoruz da
ondan.
3. Moda bekarlar:
4. Kentlerin dünyası: İlerleme uluslarda değil kentlerde. Yirmi yıla
kalmadan, dünya nüfusunun yüzde 60’ı kentlerde yaĢıyor olacak.
5. Eğlence dolu: Eğlence herĢeyde –ister müzede, ister uçakta, isterse arabada
olsun- giderek esaslı bir artı sağlıyor. Kullanım iĢlevine eğlence katılıyor, çünkü
sattırıyor.
İNSANLAR İŞİ OYNAMAKTAN ÇOK, İŞTE OYNAMAK İSTİYOR.
8. 6. Genel rekabet: Eskiden düĢmanınızın kim olduğunu bilirdiniz. Rekabet
özgüldü. ġimdi genelleĢti.
7. Amerika über alles: Amerika dimdik ayakta. Neden? BuluĢçuluk sayesinde.
Amerika’nın baĢarısı, en büyük yetenekleri silip süpürme becerisinden
geliyor. Çin, Hindistan, Rusya, Brezilya ve diğer birçok yerdeki en parlak
beyinler Amerika’ya üĢüĢüyor. Neden? Çünkü ABD bir fikirdir, bir ülke değil.
Herkes Amerikalı olabilir. Ġki ila dört yıl kadar sabrederseniz, siz de bu
harekete katılabilirsiniz. Aynı Ģeyi baĢka bir ülkede denemeye kalkarsanız,
iĢiniz çok uzun sürer, üstelik de baĢınız ağrır. ALMAN, İSPANYOL, İSVEÇLİ
veya FRANSIZ olmak için İKİ ila ÜÇ KUŞAK geçmesi gerekir.
8. Örtük bilgi hüküm sürüyor: Açığa vurulmuĢ bilginin hiçbir türü rekabet
üstünlüğü getirmiyor; ama örtük bilgi getiriyor. Şirketlerin yaptıklarından
sonuç çıkartın.
9. ÇalıĢmanın uzmanlaĢmasının yeni düzeyi: Önümüzdeki on yılın Ģirketlerin
önüne dikeceği en büyük meydan okumalardan biri, baĢkalarıyla iĢ
yapmak olacaktır.
9. 10. Anonim kapitalistler: ÖzelleĢmiĢ Ģirketlerdeki hisse senetlerimiz, emeklilik
fonlarımız sayesinde artık hepimiz kapitalist olduk. Artık klasik anlamda Ģirket sahibi
diye bir Ģey kalmadı. Büyük kapitalizm gitgide anonim hale geliyor.
11. Her Ģey etkileĢimli
12. Basit sessizlik: Duyularımız fazla mesai yapıyor. KentleĢme çağında düĢünecek,
hareket edecek mekan bulamazsınız. Ġnsanlar düĢünceleriyle baĢ baĢa kalabilmek
için çırpınıyor.
13. Medya malzemedir:
14. Hayatınızı kendiniz monte edeceksiniz: Her Ģey kiĢiselleĢti. Daha fazla özgürlük ,
daha fazla sorumluluk demek… Yalnızız. Yeni refah toplumunun tasarımı IKEA
tarafından yapıldı.
15. Ruhun Gıdası: Piyasa kapitalizmi bir makinedir. Teknolojik geliĢmenin
kurumlarımızda ve değerlerimizde değiĢiklikler getirdiğini anlamak zorundayız. Böyle
değiĢiklikler olmazsa, teknolojik ilerleme öngördüğümüz finansal, duygusal ve insani
değerleri üretemez.
10. 16. Duygusal Ġġ: Pazar tuzağından kaçınmanın yolu akılcı insana değil,
duygusal insana seslenmektir. Bir yüzyıldan fazla süren saf bilimsel inancın yerini
kuĢkuculuk aldı. Bilimin artık güven verici yanıtlar getiremediği noktada, geriye tek
Ģey kalıyor: hissedebildikleriniz.
NÖROLOJĠ araĢtırmaları beynin duygularımıza
hükmeden limbik sisteminin zekamızı kontrol eden
neokorteksten kat kat daha güçlü olduğunu gösteriyor.
Evrimin beynimize yerleĢtirdiği trafik talimatları oldukça
açık: duygular geçiĢ üstünlüğüne sahiptir. MANTIK
beklemek zorundadır.
11. 17. GrileĢme yaygınlaĢıyor: Hepimiz sadece yaĢlanıyoruz.
AltmıĢın üstündekiler , artık yeni otuzluklarımız.
18. Sönen A.ġ. : Bu geliĢmeler standart Ģirketi ne duruma sokuyor? Peki ya sermaye
artık eskisi gibi sınırlı bir kaynak olmaktan çıktıysa?
19. ġebedeki siz: Sosyal ĢebekeleĢme ve müĢterilerce yaratılan iĢ modellerinin
kesintisiz yükseliĢi inanılmaz güçlü ve ilginç bir oluĢum. Bu Ģebekeler varlığını
teknolojiye borçlu, tamam, ama aynı zamanaa bizlerdeki büyük ölçüde tatminsiz
kalmıĢ derin bir topluluk duygusu olmasına da borçlu.
BAK: İNSANLAR SİZİN TARAFINIZDAN NİÇİN YÖNETİLSİNLER Kİ?
14. Haklıydılar, çünkü iĢçilerin
toplumun baĢlıca
varlıklarına, yaĢamsal
üretim araçlarına sahip
olması gerektiği
yolundaki MARKSĠST
görüĢe bağlanmıĢlardı.
ASLINDA, Ģimdi de öyle;
kolektif Ģekilde olmasa
da, bireysel Ģekilde.
15. İşçiler başlıca üretim araçlarını
kontrol altında tutuyorlar.
DEVRĠMĠN BĠRĠNCĠ BÖLÜMÜ
TAMAMLANDI
16. ĠġÇĠLER YANĠ…
Frankfurt yazılım firmalarındaki insanlar
Stavangar gemi tezgahındaki ustalar
Çin reklam ajanlarındaki yaratıcı elemanlar
Sidney bürolarındaki takım elbiseliler
Los Angeles’taki fabrika işçileri
Singapur’daki türev alım-satımcıları yeni zenginlikler yaratmak için
BEYİNLERİNİ ve ara sıra da kas güçlerini kullanıyorlar
17. “
”
Bugün modern bir Ģirkette insanların
yaptıkları iĢlerin yüzde 70-80’i,
hatta çoğu zaman daha fazlası
zihinsel yoldan yapılıyor.
19. Beyinlerin
SavaĢı
DEĞER ARTIK METALDE YA DA MOTORDA
DEĞĠL!
Tam tersine cisimsiz varlıklarda…
Yeni bir otomobilin değerinin %70 kadarı
soyut varlıklara dayanıyor.
Otomobil Sektörü Örneği
21. Çok uluslu Ģirketler Hindistan’da hayır iĢleri için
bulunmuyor. ġu Hintli mühendislerin ne
kazandığını bir düĢünün.
Ayda 1.000 dolar kadar.
HİNTLİ mühenisler bu kadar ucuza çalışırken ve işlerin kalitesi
bizim gelişmiş sayılan toplumlarımızdakiyle aynıyken, ne diye
İSVEÇ, ALMANYA, FRANSA YA DA ABD’den birisine iş verilsin ki?
23. ZAMAN VE YETENEK ÇAĞINDAYIZ
Zaman ve yeteneği satıyoruz.
Zaman ve yeteneği kullanıyoruz.
Zaman ve yeteneği organize ediyoruz.
Zaman ve yeteneği işe alıyoruz.
Zaman ve yeteneği paketliyoruz.
Yetenek= Entelektüel Sermaye + Sosyal Sermaye +
Psikolojik Sermaye
24. «En can alıcı kaynak
her gün saat altı
cİvarında ayaklanıp
bürodan çıkıyor.»
25. Ġnsani yönetim anlayıĢı
PATRON ÖLDÜ.
Her Ģeyi bildiğini sanan LĠDER ÖLDÜ.
GÖREV ÖLDÜ.
Yeni gerçeklikler daha fazla esneklik istiyor.
26. Yeni Beceriler Edinmemiz Lazım!
1960’larda ortalama bir yöneticinin
bütün çalışma yaşamı boyunca
25 yeni isim öğrenmesi
gerekirdi; bugün her ay 25 yeni
isim öğrenmek zorundayız.
Yarın bu haftada 25’e düşebilir (ve
de yarısı muhtemelen yabancı
dillerde olacak).
30. artık iĢyerimiz yok,
BIR Iġ MEKANıMıZ BIR DE YAġAM MEKANıMıZ VAR.
ZAMANLA BIRBIRLERININ IÇINDE ERIYECEKLER.
TEKNOLOJĠ
31. yeni göçmenler sanal olacak,
yüzlerini bile görmeden
birbirlerinden iĢ alacaklar.
ĠNSANLARı TAġıMAK YERINE,
DÜġÜNCE VE FIKIRLERI
TAġıMAYA BAġLıYORUZ
TEKNOLOJĠ
32. DEĞĠġĠMĠN ĠTĠCĠ KUVVETLERĠ TEKNOLOJĠ,
KURUMLAR VE DEĞERLER DEMĠġTĠK.
KURUMLAR – kapitalizm, ulus devlet, siyasal partiler,
işletmeler, aile - NE DURUMDA?
KURUMLAR
33. Kapitalizm değil kapitalizmler !
Sosyal – liberal kapitalizmin Avrupa versiyonu – Belli bir noktaya kadar istediğini yap.
Müdahalenin asgari düzeyde olduğu Kuzey Amerika piyasa kapitalizmi –NE istersen
YAP.
Güven ve güçlü devlete dayalı UZAKDOĞU kollektif kapitalizmi – hepimiz ne
yaptığmızı biliyoruz devlet de öyle.
Eski SSCB ülkelerinde ve Latin Amerika’nın bazı bölgelerinde kleptokrasi –İstediğimi
yap yoksa vururum
35. Ekonomik bakıĢ açısından, ulus devlet elindeki
iktidar dizginlerini devrediyor.
Küresel bir ekonomide yaĢıyoruz.
Küresel sorunlarda ulus devlet iĢe yarar kararlar almak için
çok küçük bir birim olarak kalıyor.
ĠĢsizlik, kirlilik, yoksulluk ve diğer benzer sorunlar daha
büyük kararları almak üzere daha büyük organları
gerektiriyor.
KURUMLAR
36. “
”
Birçok şirket kendini yenilemeli. Yenilenmek var olanı
değiştirmek değil, olmayanı yaratmaktır. Kelebek
tırtılın biraz fazlası ya da daha iyi, daha gelişmiş bir
tıltıl değildir; kelebek tamamen farklı bir yaratıktır.
Yenilenmek bu çapta bir dizi sürekli başkalaşımı
gerektirir.
Richard Pascale
KURUMLAR
37. “
”
Arie de Geus Yaşayan Şirket kitabında
Japonya ve Avrupa’da bütün firmalar
düzeyinde ortalama ömrün 12,5 yıl
olduğunu gösteren bir Hollanda
araştırmasından söz ediyor.
Çokuluslu – Fortune 500 ve dengi – bir Ģirketin ortalama
yaĢam süresi 40 ile 50 yıl arasında deniliyor.
KURUMLAR
38. …1970’de Fortune 500 listesine giren şirketlerin üçte
birinin 1983’te artık ortada olmadığını da ekleyerek. De
Geus bu yüksek ölüm oranını yöneticilerin kendi
kuruluşlarını oluşturan insan topluluğundan çok kara
ve bilançoya odaklanamlarına bağlıyor.
BUNA YOĞUNLAġIRSANIZ, GENÇLĠK PINARINI
KEġFETMĠġSĠNĠZ DEMEKTĠR.
KURUMLAR
39. “
”
En yüksek büyüme oranlarının ve en
müthiş başarı hikayelerinin görüldüğü
SİLİKON VADİSİ ve enformasyon
teknolojisi mabedi Houston gibi yerlerde
şirketlerin ölüm oranı da son derece
yüksek.
KURUMLAR
40. Peki ya Aile KURUMU?
Ġnsanlar aile kurduklarında bile artık bir arada çok
zaman geçirmiyorlar. 1960’larda ABD’li babalar
çocuklarıyla günde 45 dakika konuĢurdu.
ġimdi bu süre ancak altı dakikayı buluyor.
KURUMLAR
41. ĠTĠCĠ KUVVETLERLER SACAYAĞININ SON
AYAĞI DEĞERLER SĠSTEMĠDĠR.
ÇalıĢma YaĢamıyla, Teknolojiyle Ve Ġnsanlarla ĠliĢki
Kurma Tarzımızı Belirler.
…değerler de değiĢir – yavaĢ, ama çok yavaĢ bir
Ģekilde
DEĞERLER
42. Kapitalizm ile Hıristiyanlık arasında yakın iliĢkiler var.
Doğu için Konfüçyüs önemli
Luther çalĢıĢmayı yüceltirken, Konfüçyüs bilgeliği
yüceltiyordu.
Doğu ekonomilerinde bir çok insan hem Buda hem
Konfüçyüs’e inanır. Budizm yatay
dayanıĢmadan, Konfüçyüsçülük ise dikey bağlılığı öğütler.
DEĞERLER
45. FAZLA TOPLUMU
Dünya bilgiyle,ürün
ve hizmetlerle ve
enformasyonla
canlılığını koruyor.
Ancak fazla çoğu
zaman salt
«aynı Ģeyin daha
fazlası»
anlamına geliyor.
Fazla topumunun ortaya
çıkıĢının ardında üç kilit
kuvvet yatıyor:
1) Pazar çılgınlığına yol
açan Pazar Genişlemesi
2) Aşırı ARZ
3) Maliyetsiz iletişim
46. GERÇEK ZAMANLI TOPLUM
Hız bağımlısı olduk.
ve enformasyonla
canlılığını koruyor.
Ancak fazla çoğu
zaman salt
«aynı Ģeyin daha
fazlası»
anlamına geliyor.
Fazla topumunun ortaya
çıkıĢının ardında üç kilit
kuvvet yatıyor:
1) Pazar çılgınlığına yol
açan Pazar Genişlemesi
2) Aşırı ARZ
3) Maliyetsiz iletişim
Editor's Notes
20.yy’ın başında dünya nüfusunun sadece yüzde 10-15’i piyasa sistemi içinde yer alıyordu. Bu oran 1970’lerde yüzde 40 dolayına ulaştı, şimdi yüzde 90’dan söz ediyoruz. Fakat pazarların tümühenüz küresel değil. Emek pazarı ele alalım. Sadece yüzde 1,5!i anayurdunun dışında çalışıyor.
20.yy’ın başında dünya nüfusunun sadece yüzde 10-15’i piyasa sistemi içinde yer alıyordu. Bu oran 1970’lerde yüzde 40 dolayına ulaştı, şimdi yüzde 90’dan söz ediyoruz. Fakat pazarların tümühenüz küresel değil. Emek pazarı ele alalım. Sadece yüzde 1,5!i anayurdunun dışında çalışıyor.