SlideShare a Scribd company logo
İHMAL VE İSTİSMARA UĞRAYAN ÇOCUKLAR AÇISINDAN
                         KORUYUCU AİLE


                                                                              SHU Tülin KUŞGÖZOĞLU




           1. Türkiye’de Koruyucu Aile Hizmetinin Gelişimi
                   Günümüzde çocuk koruma sistemleri içinde tanımlanan koruyucu aile hizmeti,
          ilkel toplumlardan başlayarak tüm toplumlar içinde çeşitli tarz ve içerikte kullanılmış bir
          uygulamadır.
                   Türk toplumuna bakıldığında İslam dininin de etkisiyle çok eski çağlardan beridir,
          “evlatlık, besleme, çırak ” vb. isimlerle adlandırılan bu uygulamanın toplum içinde
          yaygın bir biçimde kullanıldığı görülmektedir. Uygulamanın kurumsallaşmaya doğru
          evrimi ise Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde kurulan Darülhayr-i Ali ve
          Darüleytamlar ile 1917 yılında kurulan Himaye-i Etfal cemiyetinin uygulamalarında
          görülmektedir.1 Nitekim I. Dünya Savaşı sırasında kimsesiz kalan çocukların bakımı için,
          Firuz Ağa’da kurulan Çocuk Misafirhanesine çok sayıda çocuğun gelmesi üzerine, aile
          yanına     evlatlık,   çırak   vb.    isimlerle    çocuk    yerleştirildiği   bildirilmektedir.2
          Milli mücadelenin kazanılmasından sonra Atatürk’ün desteğini alarak tüm illerde
          örgütlenmeye başlayan Himaye-i Etfal Cemiyetinin                    1923’ten sonra daha da
          güçlendirildiği ve 1935 yılında adının Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu olarak
          değiştirildiği görülmektedir.3 Yine 1935 yılında yayınlanan TÇEK Anayasası adlı eserde,
          kimsesiz ve yoksul çocuklara yönelik bir çok hizmetin yanı sıra “kurum tarafından
          belirlenecek bir ücret karşılığı ailelere çocuk yerleştirme ve bu çocukların izlenmesi”
          şeklinde tanımlanan bir hizmet türü olduğu dikkati çekmektedir. Bu uygulama, Kurumun
          1951 yılında yayınladığı Tüzükte de yer almış ve başarılması planlanan işler sayılırken
          Tüzüğün 4.(j)maddesinde “çocuklar için yuvalar açmak ve muhtaç çocukları bunlardan parasız



    1
      Neşe Erol, Zeynep Şimşek ve Seval Üstüner, (2005), Dünya’da ve Türkiye’de Çocuk Koruma Sistemleri;
    Kurum Bakımı, Koruyucu Aile, Evlat Edinme, sy. 24. Ankara
    2
      Neşe Erol ve diğerleri. A.g.e. sy.26
3
             Turgay Çavuşoğlu ( ) Çocuk Esirgeme Kurumunda Tarihsel Gelişim,
        http://sosyalhizmetuzmani.org/cocukesirgemekurumu.htm. 10.02.2007
yararlandırmak, yuva olmayan yerlerde parasız veya bakım parası Kurum tarafından ödenmek

        üzere bunları aileler yanına vermek ve durumlarını gözetlemek”4 denmiştir.

                 Cumhuriyetin ilk yıllarında da Ana Kucağı, Süt evleri, Şefkat evleri vb. isimlerle
        anılan oluşumlar, günümüzdeki çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtlarının öncüleridir.
                Cumhuriyet döneminde, çocukların ve gençlerin korunmasına ilişkin ilk yasal
        düzenlemeler 1926 tarihli Türk Medeni Kanununda yer almaktadır. Buna göre, ailesi
        yanında kalamayan çocuğun tedbir olarak bir başka aileye verilmesinden söz
        edilmektedir. Daha sonra konu, 1930 tarihli Umumi Hıfzısıhha kanununda yer almakta
        ve özellikle 7 yaşından küçük çocukların belediyelerin izni ile para karşılığında ailelere
        yerleştirilmelerinden söz edilmektedir.
                Yine aynı yıl tarihli Belediyeler Kanununda da, korunmaya muhtaç çocuklara
        yönelik düzenlemelerden söz edilmiştir. 1949 yılına kadar, yalnızca korunmaya muhtaç
        çocuklara yönelik bir yasa bulunmaması nedeniyle, konunun değişik yasalarda ele
        alındığı ve bu konudaki sorumluluğun yerel düzeyde, iller bazında il yönetimlerine
        verildiği görülmektedir.
                1949 yılında çıkarıldıktan sonra 1957 yılında yeniden düzenlenen 6972 sayılı
        Korunmaya Muhtaç Çocuklar Hakkında Kanun, toplum içinde bakıma ve yardıma muhtaç
        çocuklara yönelik hizmetleri düzenleyen ve bu tür çocuklara özgü ilk yasalardır. Bu
        yasada da, çocukların uygun aileler yanında bakımından söz edilmekteyse de II.Dünya
        Savaşının yıkıcı etkilerinin yaşandığı 40’lı yıllardan önce bu konuda topyekun katılımlı
        bir çaba ile karşılaşılmamaktadır.
                Türkiye’de koruyucu aile konusundaki ilk atak 1949 ve 52 yılındadır. Bunu 1961
        yılında Türkiye’nin bir sosyal devlet olarak tanımlanması süreci ve o dönemdeki BM
        tarafından başlatılan azgelişmiş ülkelerde sosyal hizmetin geliştirilmesine5 yönelik
        çabalardan etkilenen bir diğer uygulama izlemektedir. 1961 yılında Ankara’da uygulanan
        bir pilot proje ile başlayan bu çalışma, ülke tarihinde “çocuğun başka bir ailede
        bakılmasının bir sisteme ve kurumsallaşmaya” bağlanması açısından ilk olarak kabul
        edilmektedir.
                Nitekim 1961-72 yılları arasında başlangıçta 17 olan koruyucu aile sayısının 134’e
        çıkarıldığı görülmektedir. Ancak 1970’li yıllarda, bu hizmetin çocuk bakım yurtlarına
        devredilmesiyle birlikte bu trendde düşme olduğu görülmektedir.
    4
     Neşe Erol ve diğerleri. A.g.e. sy.27
5
            Nesrin Koşar ve Beril Tufan (1999), “Sosyal Hizmetler Yüksekokulu Tarihçesine Genel Bir Bakış”,
    Yaşam
    Boyu sosyal Hizmet: Prof. Dr. Sema Kut’a Armağan, H.Ü. Sosyal Hizmetler Y.O. yayını, No.004, Ankara
1983 yılında SHÇEK’in kurulması ile birlikte Koruyucu Aile hizmetinin daha açık
    ve net bir biçimde tanımlanmış bir çerçeveye oturduğunu görmekteyiz. Adı geçen yasanın
    23. ve 24. maddelerinde haklarında korunma kararı alınan çocukların koruyucu aileler
    yanında bakılmalarından söz edilmektedir. Nitekim bu maddeye dayanarak 1984 yılında
    çıkarılan KA Yönetmeliği, konuya ilişkin uygulamaları sistematize etmiştir.
            Bununla birlikte, toplumsal düzeyde KA hizmetinin evlat edinme hizmetinden
    ayrıştırılamaması ve hizmetin istendik düzeyde uygulanamaması gibi gerekçelerle 1993
    yılında konu yine bir kampanya çerçevesinde ele alınmış ve 1994 yılında Koruyucu Aile
    Yönetmeliği değiştirilerek günün ihtiyaçlarına uygun hale getirilmiştir.
            Benzer bir atak 1998 yılında da yapılmıştır ve bir buçuk yıl içinde 185 çocuk
    koruyucu aile yanına yerleştirilmiştir. Bu dönemde yapılan binin üzerinde başvuru vardır.
            Tarihsel süreç incelendiğinde koruyucu ailelere yönelik uygulamaların zaman
    zaman ivme kazanarak hızlandığı ancak halihazırda, çocuk koruma sistemi içinde etkili
    ve verimli bir hizmet modeli olarak uygulanamadığı görülmektedir. Nitekim ülkemizde
    koruyucu aile yanında bakılan çocuk oranı %4 civarındadır. SHÇEK Genel
    Müdürlüğünden alınan verilere göre bugüne kadar 4 binin üzerinde çocuk koruyucu aile
    yanına yerleştirilmiş olup, halen 811 koruyucu aile bulunmaktadır.


    2. Koruyucu Aile Hizmetinin Yasal Dayanakları
              Yukarıda da değinildiği gibi koruyucu aile hizmeti ülkemizde, 1926 yılından
    beridir Medeni Kanunda yer alan önemli uygulamalardandır.
            Uluslar arası düzlemde, Çocuk Hakları Sözleşmesinde konunun ele alındığı ve
    02 Eylül 1990 tarihli Çocuk Hakları Sözleşmesinde; çocuğun öncelikle ailesi yanında, bu
    mümkün olmadığı taktirde ise uygun bir aile ortamı içinde yaşamını sürdürmesi ve
    gelişmesi hakkına özel bir yer verildiği görülmektedir. 6 Ülkemizin de imzalamış olduğu
    bu    sözleşme     ile   Koruyucu     Aile    Hizmeti     daha    da    önem     kazanmaktadır.
    Çocuk Hakları Sözleşmesi ile vurgulanan koruyucu aile hizmetinin dayanağı Türk
    Medeni Kanunu'nun 347.maddesi ile 24.05.1983 tarih ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve
    Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu'nun 22. ve 23. maddeleridir. Koruyucu aile hizmeti bu
    maddeleri temel alarak hazırlanan 14.10.1993 tarih ve 21728 sayılı Koruyucu Aile
    Yönetmeliği ile Yönetmeliğin bazı maddelerini değiştiren 30.12.2006 tarih ve 26392



6
    Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme. Madde 5 ve Madde 18,RG, 27.01.1995, Sayı: 22184
sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren SHÇEK Koruyucu Aile
        Yönetmeliğe uygun olarak yürütülmektedir.7
                Yeni çıkarılan Çocuk Koruma Kanunu bu içerikte koruyucu aile uygulamalarında
        bir değişikliğe gitmemiş; korunmaya muhtaç çocuklar için kullanılacak hizmetlerden biri
        olarak tanımlanmıştır. Bu haliyle koruyucu aile uygulamaları yine SHÇEK bünyesinde ve
        SHÇEK’in gözetim, denetim, eşgüdüm ve sağaltımı ile sürdürülecek hizmetler arasında
        sayılmıştır.

        2.1. Tanım ve İşleyiş
                En basit tanımıyla koruyucu aile hizmeti, “çeşitli nedenlerle öz ailesi yanında
        bakılamayan çocukların, kısa veya uzun süreli olarak bakımlarını üstlenen aile ya da
        kişilerin yanında, devlet denetiminde yetiştirilmeleri” olarak tanımlanmaktadır.8
                1994 yılında çıkarılan KA yönetmeliğine göre Koruyucu Aile; “ İl Müdürlükleri
        denetiminde kısa veya uzun süreli, bedelli veya bedelsiz olarak çocuk bakımını üstlenen,
        çocuğun aile ortamında yaşamını sağlayan, öz anne- baba yerini tutabilecek aileler veya
        kişileri,”
        ifade eder.9
                Yine aynı yönetmeliğe göre, KA uygulaması SHÇEK İl Müdürlüklerince
        görevlendirilen sosyal hizmet uzmanları tarafından yürütülmektedir. İl Müdürlüğü
        düzeyinde uygulamanın 3 ayağı vardır.
                1. Koruma altına alınmış çocuklardan koruyucu aile bakımına verilmesi uygun
                     görülen çocuklar, Kuruluşlarca belirlenerek, çocuğun “sağlık durumu, psiko-
                     sosyal ve fiziksel gelişmelerini gösteren sosyal inceleme raporu” ile birlikte her
                     ay İl Müdürlüğüne bildirirler,
                2. İl Müdürlüklerinde görevli sosyal hizmet uzmanları tarafından, koruyucu aile
                     olmak üzere başvuran ailelerin “çevre ve ekonomik koşulları, yaşları, kişilik
                     özellikleri, evlilik ve sosyal ilişkileri, çocuk yetiştirme konusunda tutum ve
                     davranışları, diğer aile üyelerinin bu konudaki düşünceleri ve çocuk ile
                     koruyucu aile ilişkileri açısından önem taşıyan benzeri hususlar dikkate alınarak
                     sosyal inceleme” yapılır.Yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda
                     hazırlanan dosya Koruyucu Aile Komisyonuna iletilir.10


7
              http://www.shcek.gov.tr/hizmetler/cocuk/Koruyucu_Aile_Hizmetleri.asp, 10.02.2007
    8
      http://www.shcek.gov.tr/hizmetler/cocuk/Koruyucu_Aile_Hizmetleri.asp, 10.02.2007
    9
      SHÇEK Koruyucu Aile Yönetmeliği, Madde 4 (e).
    http://www.shcek.gov.tr/Kurumsal_Bilgi/Mevzuat/Yonetmelikler/Koruyucu_Aile.asp. 10.02.2007
    10
       Koruyucu Aile Yönetmeliği. Madde 9. a.g.e.
3.Koruyucu aile komisyonu; hazırlanan dosyalar üzerinde yapacağı inceleme
     sonucunda;
     a) Koruyucu aile olmak üzere başvuran ailelerin uygun olup olmadığı,
     b) Hangi aileye hangi çocuğun yerleştirileceği,
     c) Çocuğun koruyucu aileden geri alınıp alınmayacağı,
     ç) Ailenin koruyucu aile statüsünün iptal edilip edilmeyeceği,
     d) Koruyucu ailenin çocukla birlikte yurt dışına çıkıp çıkamayacağı,
     e) Koruyucu aile yanındaki çocukların doğadan yararlanmaları amacıyla, Kuruluş da kalan
     çocuklarla birlikte kamplara katılmaları sağlanacak olanların belirlenmesi,
     f) Hizmet sürecinde tereddütte kalınan durumların değerlendirilmesi
     konularında oy birliği ile karar alır."11


     Yönetmeliğe göre koruyucu aile seçiminde de bazı kriterler dikkate alınmaktadır. Bunlar ;
     “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup, Türkiye’de sürekli ikamet eden, en az ilkokul
     mezunu, 25-50 yaş arasındaki kişiler, evli iseler eşleriyle birlikte ,” koruyucu aile olmak
     üzere il müdürlüklerine başvurabilirler. “Koruyucu aile olacak kişilerin çocuğun bakımını,
     psiko-sosyal gelişimini ve eğitimini etkileyecek ya da çocuğa zarar verecek düzeyde fiziksel
     engeli, ruhsal rahatsızlığı ve bulaşıcı hastalığının olmaması” esastır. 12
             Bu içerikteki incelemeler neticesinde KA olan ailelerin yükümlülükleri ise;
     “a ) Yanına yerleştirilen çocuğun öncelikle fiziksel ve psiko-sosyal gelişiminin sağlıklı
     olabilmesi için gerekli koşulları sağlamakla
     b ) Çocuğun yeteneklerinin ve becerilerinin el verdiği ölçüde öncelikle eğitim ve öğretimi ya
     da meslek sahibi edindirilmesi için gerekli çabayı göstermekle,
     c ) Çocuğun varsa öz ailesi ve akrabaları ile uygun görülen şekil ve zamanda görüşmesini
     sağlamakla,
     d ) Koruyucu aileye ve yerleştirilen çocuklara ilişkin olarak mesleki çalışmaları yürüten
     sosyal çalışmacılara gerekli koşulları hazırlamakla,
     e ) Adres ve ikametgah değişikliklerini, bu değişiklik gerçekleşmeden önce İl Müdürlüğüne
     bildirmek”tir.13


             Bu yönetmelikte ihmal ve/veya istismara uğrayan çocukları da yakından
     ilgilendiren en önemli madde, çocuğun öz aile çevresinde bir başka aile yanına
     yerleştirilmesi ile ilgilidir ve “Akrabaların ya da belli bir süredir devam eden ana-baba-

11
   Koruyucu Aile Yönetmeliği. Madde 11. a.g.e.
12
   Koruyucu Aile Yönetmeliği. Madde 8. a.g.e.
13
   Koruyucu Aile Yönetmeliği. Madde 13. a.g.e.
çocuk ilişkisinin kurulduğu ailelerin koruyucu aile olmak istemesi halinde, yapılacak sosyal
       inceleme sonucuna göre bunlardan yaş ve eğitim koşulu aranmayabilir. Koruyucu aile
       adayları ve çocuk arasında, ana-baba-çocuk ilişkisinin kurulması ve birebir ilişki
       sağlanması esasları çerçevesinde, aday ailenin yaşı değerlendirilir.”14 denerek, öz aile
       çevresinden birinin çocuğun bakımını üstlenmesi halinde kolaylaştırıcı hükümler
       konmuştur.
                Bu işleyiş ile koruyucu aile ve yanına yerleştirilen çocuğun, görevli sosyal
       çalışmacı tarafından düzenli olarak izleneceği ve         ortaya çıkan sorunların çözümüne
       yönelik gerekli mesleki çalışmaların yapılacağı da, hizmetin devamında hükme
       bağlanmıştır.
                Tüm koruma hizmetlerinde olduğu gibi koruyucu aile hizmetinde de nihai amaç
       çocuğun öz ailesi yanına döndürülmesidir. Bu şekliyle hizmet geçici ve süreli bir
       hizmettir. Bu nedenle sosyal hizmetlerin, hizmetin her aşamasında koruyucu aile ve öz
       aile ile birlikte çocuk yararına           bir tutum izlemesi gerekmektedir. Kısaca sosyal
       hizmetlerin görevi çocuğun aile yanına yerleştirilmesi ile bitmemekte, asıl uygulama ve
       süreç neredeyse bu aşamadan sonra başlamaktadır.



       2.2. Sosyal Hizmetlerin Süreçteki Görev ve Sorumlulukları
                Yukarıda da değinildiği gibi, koruyucu aile hizmeti uzun süreli devam eden ve
       sosyal hizmetlerin çocuk yararına olacak bir biçimde koruyucu aile ile öz aile arasında,
       hizmet sunmasını gerektiren bir uygulama biçimidir.
                Bu nedenle sosyal hizmetlerin hem korunmaya muhtaç çocuklar açısından hem
       koruyucu aileler ve öz aileler açısından yürütmekle yükümlü olduğu görevler vardır.
                Bilindiği gibi korunmaya muhtaç çocuklar açısından temel görev, çocuğun sağlıklı
       bir ortamda bakılıp yetiştirilmesi için uygun hizmet modelini belirlemek ve uygulamaya
       geçirmekle ilgilidir.
       Koruyucu Aileler için ise;
                    1. Koruyucu aileleri bulmak, incelemek, uygunluğunu tespit etmek,
                    2. Aileye uygun çocuğu tespit etmek,
                    3. Çocuğu aile yanına yerleştirmek,
                    4. Aile ile çocuk arasındaki uyumu sağlamak,
                    5. Aile ile çocuğu izlemek,

14
     Koruyucu Aile Yönetmeliği. Madde 8. a.g.e.
6. Olası sorunlar hakkında aileyi bilgilendirmek, yol göstermek, rehberlik
               etmek ve aileyi güçlendirmek ve
            7. Tüm bu aşamalarda çıkacak sorunlarla ilgili olarak aileye danışmanlık
               yapmak ve sorunların çözümüne katkıda bulunmak vb.dir.
        Bu şekliyle sosyal hizmet uzmanının bir aile danışmanı gibi çalışması
gerekmektedir ve doğaldır ki bu içerikte de donanımlı olması gereklidir.
       Öz aile ile
            1. Öz ailenin çocuklarının korunma altına alınmasına neden olan koşulların
               değiştirilmesi, ortadan kaldırılması ve sağlıklı aile işlevlerini yerine
               getirilmesi konusunda öz aileye destek olmak
            2. Bu içerikte öz aileye danışmanlık yapmak ve rehber olmak
            3. Öz aile ile gerek kurum bakımında gerekse koruyucu aile yanında olan
               çocukları arasındaki ilişkiyi düzenlemek, sağlıklı ilişkiler kurulmasını
               sağlamak
            4. Öz aile ile koruyucu aile arasındaki ilişkileri düzenlemek, çocuk yararına
               olacak bir biçimde ortak hareket etmelerini sağlamak
       Görüldüğü gibi bu aşamada da sosyal hizmet uzmanının bir aile danışmanı gibi
görev yürütmesi gerekmektedir.
       Sosyal hizmet uzmanı tüm bu aşamalarda çocuk yararına hareket etmekle
yükümlüdür. Ana amaç, çocuğun sağlıklı bir aile ortamında sağlıklı bir biçimde barınma,
beslenme ve psiko-sosyal gelişiminin sağlanmasıdır. Bu da çoklukla çocuğa
barınabileceği bir aile ortamı bulmakla sınırlı değildir. Çünkü devlet olarak koruyucu
aileden beklenen sadece kendi çocuklarına baktıkları gibi yanlarına aldıkları çocuklara
bakmaları değildir. Çünkü hiçbir ailenin kendi çocuğuna bakmak için herhangi bir
donanıma sahip olmaları, anne-baba okullarına devam etmeleri beklenmemekte, herkes
kendi çocuğunu kendi bilgisi görgüsü ve çoğunlukla da kendi ebeveynlerinden gördüğü
şekillerde yetiştirmektedir. Ancak çocukla çalışan meslek elemanlarının ısrarlı bir
biçimde ailelere çocuk gelişimi, çocuk yetiştirme yöntemleri vb. konularda bilgi verme ve
toplumla giderek daha çok sayıda bireye bu konuda gelişmiş deneyimler sunma
çabasından da anlaşılacağı üzere, çocuk yetiştirmek herkesin doğuştan ya da çocuk sahibi
olmakla ediniverdiği bir bilgi değildir. Çocuk yetiştirmek ciddiye alınması gereken bir
görevdir.
Koruyucu aileler için ise, aileden beklenen sadece çocuğa bakıp gözetmek değil,
aynı zamanda o çocuk yararına gerekiyorsa tutum değiştirerek çocuğun psikososyal
gelişimine katkıda bulunmalarıdır.
       Çünkü korunmaya muhtaç çocuklar, çeşitli olumsuz aile koşulları ve travmatik
yaşam deneyimleri nedeniyle örselenmiş, ihmal ve/veya istismar edilmiş çocuklardır.
       Bu sorunlar ve özellikler bazen, bir ailenin normal çocuk gelişimini ve çocuk
yetiştirme yöntemleri bilgisi ile çözülebilecek düzeyde olmayabilir. Bu içerikte koruyucu
aileden beklenen, ailelerin karşılaşacakları güçlüklerin farkında olması ve bu güçlüklerle
nasıl baş edebileceği konusunda çeşitli donanımlara sahip olmalarıdır. Kuşkusuz, aileye
yönelik bu tür bilgilendirme, geliştirme ve güçlendirme görevi sosyal hizmetlerin
görevidir.


3. İstismara Uğrayan Çocuklar Açısından Koruyucu Aile
       İstismara uğrayan çocuklar açısından koruyucu aile, kurum bakımından daha
öncelikli olarak sunulması gereken bir hizmet modelidir.
       Biraz önce değindiğim gibi aslında her korunmaya muhtaç çocuk ihmal ve/veya
istismara uğramış çocuktur. Bununla birlikte, yaşanan ihmal ve istismarın boyutları bazen
çocuğun öz ailesi ile ilişkilerini örselememekte ve çocuk kurum bakımında da olsa, aile
ilişkileri devam etmektedir.
       Bununla birlikte, ailenin yaşamındaki herhangi bir travmaya bağlı olarak ortaya
çıkan akut ihmal ve/veya istismar olgularında, koruyucu ailelerin varlığı iki aşamada
önem kazanmaktadır.
       1. istismara uğrayan çocuklar için sunulan hizmetlerde ilk aşama istismarın
durdurulması ile ilgilidir. Bu şekliyle, özellikle kendi öz aile ortamında istismara uğrayan
çocuklar için, çocuğun istismar edildiği bu ortamdan alınarak daha güvenli bir yere
yerleştirilmesi öncelikli bir uygulamadır. Çünkü hem çocuğun güvenliği hem de çocuğa
yönelik hizmetin belirlenmesi için zamana gereksinim vardır.
       Bu aşamada, çocuğun aileden kuruma alınması, çocuk üzerinde doğaldır ki ikinci
bir travma yaratacaktır. Zaten istismarın bildirilmesi aşamasında önemli travmalar ve
güven sorunu yaşayan çocuklar için kuruma alınma, bir tür ceza gibi algılanabilecektir.
       Öte yandan çocukla ilgili incelemelerin yapılması ve uygun hizmet modelinin
belirlenmesi ivedilikle yapılması gereken işlerdir. Bununla birlikte bu aşamada
yapılabilecek hataların da asgariye indirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle diyelim ki 1
hafta ile 15 gün süresinde çocuk için kalıcı bir hizmet modeli belirlenebilecekse, çocuğun
bu kadar kısa sürede önce kurum bakımına sonra bir başka hizmete yönlendirilmesi de
  çocuk açısından sakıncalıdır.
         Bu nedenle çocuğa yönelik hizmetin belirlenmesi aşamasında bu konuda
  deneyimli ve donanımlı koruyucu ailelerin bulunması hizmette eksik olan bir ayağın
  tamamlanması anlamına gelmektedir.
         2. İstismara uğrayan çocuğun sağaltımı açısından koruyucu aileler daha güvenli ve
  verimli bir ortam olabilmektedir. Biraz önce de değinildiği gibi bu çocukların olumsuz
  yaşam deneyimleri bir çok tıbbi, psikiyatrik ve sosyal soruna neden olabildiği gibi en
  önemlisi güven konusunda önemli sorunları bulunmaktadır. Kurum bakımının bilindik
  sakıncaları bir yana,     kurumlar ve kurumlarda çalışanlar, bu tür konularda çocuğa
  terapötik bir ortam sağlayabilecek donanıma da sahip değildir. Oysa bu konuda deneyimi
  ve donanımlı aileler, bu içerikte de çocuğa yarar sağlayabilecek koşullara daha kolay
  kavuşturulabilecektir.
         Böylelikle, istismara uğradıktan sonra koruyucu aile yanında yerleştirilen çocuğun
  sağaltımı koruyucu aile ve yine toplumdaki diğer sektörlerin katılımı ile daha kolay
  tamamlanabilecektir.

      3.1. Fatma Üçer Aile Danışma Merkezi/ Alo Çocuk Merkezinde
Sürdürülen Çalışmalar
         1999 yılında Çocuk İstismarı Ve İhmalinin Önlenmesi Derneği tarafından
  kurularak, SHÇEK Fatma Üçer Çocuk ve Gençlik Merkezi/şimdiki adıyla Aile Danışma
  Merkezine devredilen Alo Çocuk Merkezinde bugüne kadar toplam 313 akut ihmal
  ve/veya istismar olgusuyla çalışılmıştır.




                                      AÇYerleştirildi; 12


                   Psikiyatriye sevk; 9                     ANY; 8
                                                                                             AÇYerleştirildi
                                                                        İstismar bulgusuna
                                                                          rastlanmadı; 33    Aile kayıp
                                                                                             Anne desteklendi
                                                   Aile kayıp; 7
                                                                                             ANY
                                                                   Anne desteklendi; 13
                                                                                             İstismar bulgusuna rastlanmadı
         Mesleki Çalışma; 139                                                                KAA
                                                              KAA; 47
                                                                                             MÇDEtmedi
                                      MÇKatılmadı; 17
                                                                                             MÇKatılmadı
                                                            MÇDEtmedi; 28                    Mesleki Çalışma
                                                                                             Psikiyatriye sevk
Bunlara ilişkin yapılan uygulamalardan elde edilen verilere göre, yapılan
 başvuruların 33 tanesinde ihmal ve/veya istismar bulgusuna rastlanamamış, 7 aileye
 ailenin kayıp olması nedeniyle ulaşılamamış, 45 aile ise çeşitli gerekçelerle mesleki
 çalışmaya katılmak ya da devam etmek istememiştir.
        Geri kalan 218 ailede,         öncelikli olarak çocuğun ihmal ve/veya istismara
 uğramasına neden olan aile koşulları ve anne-baba özelliklerinin değiştirilmesi ve
 sağaltımı üzerinde durulmuştur. Bununla birlikte öz ailesi yanında bakılamayacağı tespit
 edilerek, korunma altına alınan ve kurum bakımına yerleştirilen 47 çocuk bulunmaktadır.
 Yine öz ailesi yanında bakılamayacağı tespit edilen 12 çocuk ise, kendi öz aileleri
 çevresinde bir başka aile yanına yerleştirilmiştir.
        Yapılan bu yerleştirme işlemleri incelendiğinde çoğunlukla ailelerin duygusal
 bağları üzerine uygulamalara gidildiği görülmektedir. Çocuk ile akraba olan aileler her
 hangi bir talep olmaksızın istismara uğrayan çocuğun bakımını üstlenmekte; çoğunlukla
 bu bakım istismar edenin bakımının da üstlenilmesi şeklinde olmaktadır. Bu şekliyle, bu
 ailelere devlet tarafından yasal ya da koruyucu-önleyici bir destek sağlanamamış olması
 üzücü olmakla birlikte, fiili olarak yaşanan sorunların çözülmüş olması sevindiricidir.
        Öte yandan ayni-nakdi yardım yönetmeliği esas alınarak ya da koruyucu aile
 sözleşmesi uyarınca da, aile yanına çocuk yerleştirildiği görülmektedir.Bunların olgu
 örnekleri şöyledir:


4. Sonuç ve Öneriler
        Koruyucu aile hizmeti tüm toplumlarda çocuk sağlığı ve gelişimi dikkate alınarak
 desteklenmesi, özendirilmesi ve güçlendirilmesi gereken bir hizmet biçimidir. Bununla
 birlikte, hizmet çok yönlülüğü ve içeriğindeki ağır psiko-sosyal yük nedeniyle sektörler
 arası işbirliğini gerektirmekte ve ayrıca toplumun bakış açısında da ciddi bir dönüşüme
 gereksinim duyulmaktadır.
        Her ne kadar son yıllarda bu alanda yapılan kampanyalar, toplumsal bakış
 açısından değişikliklere neden olmuşsa da, köklü bir değişim için halen zamana ve
 eğitime ihtiyaç vardır. Bu nedenle;
•   Koruyucu aile uygulamaları hayırseverlikten profesyonelliğe doğru gelişmeli
       /geliştirilmelidir…
   •   Koruyucu ailelik, toplum tarafından gerektiğinde bir meslek gibi algılanmalı ve geçici
       bir hizmet modeli olduğu kabul edilmelidir..
   •   Hizmette özellikle sosyal hizmet ayağının güdük kaldığı görülmekte; alanda çalışacak
       daha çok sayıda daha nitelikli personele gereksinim duyulmaktadır..bu içerikte temel
       alt yapı sorunları çözülmelidir…




Kaynakça
Neşe Erol, Zeynep Şimşek ve Seval Üstüner, (2005), Dünya’da ve Türkiye’de Çocuk
Koruma Sistemleri; Kurum Bakımı, Koruyucu Aile, Evlat Edinme, Ankara

Koruyucu Aile Yönetmeliği (14.10.1993), Resmi Gazete:21726

Sosyal Hizmet Uzmanları derneği (1994). “4.Ulusal sosyal Hizmetler Konferansı Koruyucu
Aile Çalışma Ön Raporu”. SHU Derneği yayını

Nesrin Koşar ve Beril Tufan (1999), “Sosyal Hizmetler Yüksekokulu Tarihçesine Genel Bir
Bakış”, Yaşam Boyu sosyal Hizmet: Prof. Dr. Sema Kut’a Armağan, H.Ü. Sosyal
Hizmetler Y.O. yayını, No.004, Ankara
Turgay ÇAVUŞOĞLU, ( ) Çocuk Esirgeme kurumunda tarihsel Gelişim,
  http://sosyalhizmetuzmani.org/cocukesirgemekurumu.htm. 10.02.2007
İHMAL VE İSTİSMARA UĞRAYAN ÇOCUKLAR AÇISINDAN KORUYUCU AİLE......1
     1. Türkiye’de Koruyucu Aile Hizmetinin Gelişimi...........................................................1
    2. Koruyucu Aile Hizmetinin Yasal Dayanakları..............................................................3
        2.1. Tanım ve İşleyiş......................................................................................................4
        2.2. Sosyal Hizmetlerin Süreçteki Görev ve Sorumlulukları.........................................6
    3. İstismara Uğrayan Çocuklar Açısından Koruyucu Aile.................................................8
         3.1. Fatma Üçer Aile Danışma Merkezi/ Alo Çocuk Merkezinde
    Sürdürülen Çalışmalar.........................................................................................................9
   4. Sonuç ve Öneriler...........................................................................................................10
  Kaynakça...............................................................................................................................11
ARGOS EĞİTİM ARAŞTIRMA VE
 DANIŞMANLIK HİZMETLERİ

 www.argosdanismanlik.com

More Related Content

Similar to Ihmal ve istismara uğrayan çocuklar açisindan koruyucu aile

Sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumu
Sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumuSosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumu
Sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumu
adalbert123
 
Aile Yanında Destek Uygulamaları
Aile Yanında Destek UygulamalarıAile Yanında Destek Uygulamaları
Aile Yanında Destek Uygulamaları
Mehmet Can Aktan
 
KAGEM - Koruyucu Aile Kitap
KAGEM - Koruyucu Aile KitapKAGEM - Koruyucu Aile Kitap
KAGEM - Koruyucu Aile Kitap
testkgm
 
E learning temel bilgiler sunumu
E learning temel bilgiler sunumuE learning temel bilgiler sunumu
E learning temel bilgiler sunumuHalil Türkoğlu
 
Sosyal Guvenlik Reformu Uzerine (5510 Sayılı Kanun'a Dair)
Sosyal Guvenlik Reformu Uzerine (5510 Sayılı Kanun'a Dair)Sosyal Guvenlik Reformu Uzerine (5510 Sayılı Kanun'a Dair)
Sosyal Guvenlik Reformu Uzerine (5510 Sayılı Kanun'a Dair)
avfaruksagin
 
Türkiye'de sosyal hizmetlerin gelişimi
Türkiye'de sosyal hizmetlerin gelişimiTürkiye'de sosyal hizmetlerin gelişimi
Türkiye'de sosyal hizmetlerin gelişimiTülin KUŞGÖZOĞLU
 
çOcukların gelişen kapasiteleri unicef
çOcukların gelişen kapasiteleri  unicefçOcukların gelişen kapasiteleri  unicef
çOcukların gelişen kapasiteleri unicef
Neslihan Dedeoglu
 
Çiğdem Başgöl
Çiğdem BaşgölÇiğdem Başgöl
Çiğdem Başgöl
Serkan Korhan
 

Similar to Ihmal ve istismara uğrayan çocuklar açisindan koruyucu aile (9)

Sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumu
Sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumuSosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumu
Sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumu
 
Aile Yanında Destek Uygulamaları
Aile Yanında Destek UygulamalarıAile Yanında Destek Uygulamaları
Aile Yanında Destek Uygulamaları
 
KAGEM - Koruyucu Aile Kitap
KAGEM - Koruyucu Aile KitapKAGEM - Koruyucu Aile Kitap
KAGEM - Koruyucu Aile Kitap
 
E learning temel bilgiler sunumu
E learning temel bilgiler sunumuE learning temel bilgiler sunumu
E learning temel bilgiler sunumu
 
Sosyal Guvenlik Reformu Uzerine (5510 Sayılı Kanun'a Dair)
Sosyal Guvenlik Reformu Uzerine (5510 Sayılı Kanun'a Dair)Sosyal Guvenlik Reformu Uzerine (5510 Sayılı Kanun'a Dair)
Sosyal Guvenlik Reformu Uzerine (5510 Sayılı Kanun'a Dair)
 
Çocuk fuhuşu ve çocuk gelinler
Çocuk fuhuşu ve çocuk gelinlerÇocuk fuhuşu ve çocuk gelinler
Çocuk fuhuşu ve çocuk gelinler
 
Türkiye'de sosyal hizmetlerin gelişimi
Türkiye'de sosyal hizmetlerin gelişimiTürkiye'de sosyal hizmetlerin gelişimi
Türkiye'de sosyal hizmetlerin gelişimi
 
çOcukların gelişen kapasiteleri unicef
çOcukların gelişen kapasiteleri  unicefçOcukların gelişen kapasiteleri  unicef
çOcukların gelişen kapasiteleri unicef
 
Çiğdem Başgöl
Çiğdem BaşgölÇiğdem Başgöl
Çiğdem Başgöl
 

Ihmal ve istismara uğrayan çocuklar açisindan koruyucu aile

  • 1. İHMAL VE İSTİSMARA UĞRAYAN ÇOCUKLAR AÇISINDAN KORUYUCU AİLE SHU Tülin KUŞGÖZOĞLU 1. Türkiye’de Koruyucu Aile Hizmetinin Gelişimi Günümüzde çocuk koruma sistemleri içinde tanımlanan koruyucu aile hizmeti, ilkel toplumlardan başlayarak tüm toplumlar içinde çeşitli tarz ve içerikte kullanılmış bir uygulamadır. Türk toplumuna bakıldığında İslam dininin de etkisiyle çok eski çağlardan beridir, “evlatlık, besleme, çırak ” vb. isimlerle adlandırılan bu uygulamanın toplum içinde yaygın bir biçimde kullanıldığı görülmektedir. Uygulamanın kurumsallaşmaya doğru evrimi ise Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde kurulan Darülhayr-i Ali ve Darüleytamlar ile 1917 yılında kurulan Himaye-i Etfal cemiyetinin uygulamalarında görülmektedir.1 Nitekim I. Dünya Savaşı sırasında kimsesiz kalan çocukların bakımı için, Firuz Ağa’da kurulan Çocuk Misafirhanesine çok sayıda çocuğun gelmesi üzerine, aile yanına evlatlık, çırak vb. isimlerle çocuk yerleştirildiği bildirilmektedir.2 Milli mücadelenin kazanılmasından sonra Atatürk’ün desteğini alarak tüm illerde örgütlenmeye başlayan Himaye-i Etfal Cemiyetinin 1923’ten sonra daha da güçlendirildiği ve 1935 yılında adının Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu olarak değiştirildiği görülmektedir.3 Yine 1935 yılında yayınlanan TÇEK Anayasası adlı eserde, kimsesiz ve yoksul çocuklara yönelik bir çok hizmetin yanı sıra “kurum tarafından belirlenecek bir ücret karşılığı ailelere çocuk yerleştirme ve bu çocukların izlenmesi” şeklinde tanımlanan bir hizmet türü olduğu dikkati çekmektedir. Bu uygulama, Kurumun 1951 yılında yayınladığı Tüzükte de yer almış ve başarılması planlanan işler sayılırken Tüzüğün 4.(j)maddesinde “çocuklar için yuvalar açmak ve muhtaç çocukları bunlardan parasız 1 Neşe Erol, Zeynep Şimşek ve Seval Üstüner, (2005), Dünya’da ve Türkiye’de Çocuk Koruma Sistemleri; Kurum Bakımı, Koruyucu Aile, Evlat Edinme, sy. 24. Ankara 2 Neşe Erol ve diğerleri. A.g.e. sy.26 3 Turgay Çavuşoğlu ( ) Çocuk Esirgeme Kurumunda Tarihsel Gelişim, http://sosyalhizmetuzmani.org/cocukesirgemekurumu.htm. 10.02.2007
  • 2. yararlandırmak, yuva olmayan yerlerde parasız veya bakım parası Kurum tarafından ödenmek üzere bunları aileler yanına vermek ve durumlarını gözetlemek”4 denmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında da Ana Kucağı, Süt evleri, Şefkat evleri vb. isimlerle anılan oluşumlar, günümüzdeki çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtlarının öncüleridir. Cumhuriyet döneminde, çocukların ve gençlerin korunmasına ilişkin ilk yasal düzenlemeler 1926 tarihli Türk Medeni Kanununda yer almaktadır. Buna göre, ailesi yanında kalamayan çocuğun tedbir olarak bir başka aileye verilmesinden söz edilmektedir. Daha sonra konu, 1930 tarihli Umumi Hıfzısıhha kanununda yer almakta ve özellikle 7 yaşından küçük çocukların belediyelerin izni ile para karşılığında ailelere yerleştirilmelerinden söz edilmektedir. Yine aynı yıl tarihli Belediyeler Kanununda da, korunmaya muhtaç çocuklara yönelik düzenlemelerden söz edilmiştir. 1949 yılına kadar, yalnızca korunmaya muhtaç çocuklara yönelik bir yasa bulunmaması nedeniyle, konunun değişik yasalarda ele alındığı ve bu konudaki sorumluluğun yerel düzeyde, iller bazında il yönetimlerine verildiği görülmektedir. 1949 yılında çıkarıldıktan sonra 1957 yılında yeniden düzenlenen 6972 sayılı Korunmaya Muhtaç Çocuklar Hakkında Kanun, toplum içinde bakıma ve yardıma muhtaç çocuklara yönelik hizmetleri düzenleyen ve bu tür çocuklara özgü ilk yasalardır. Bu yasada da, çocukların uygun aileler yanında bakımından söz edilmekteyse de II.Dünya Savaşının yıkıcı etkilerinin yaşandığı 40’lı yıllardan önce bu konuda topyekun katılımlı bir çaba ile karşılaşılmamaktadır. Türkiye’de koruyucu aile konusundaki ilk atak 1949 ve 52 yılındadır. Bunu 1961 yılında Türkiye’nin bir sosyal devlet olarak tanımlanması süreci ve o dönemdeki BM tarafından başlatılan azgelişmiş ülkelerde sosyal hizmetin geliştirilmesine5 yönelik çabalardan etkilenen bir diğer uygulama izlemektedir. 1961 yılında Ankara’da uygulanan bir pilot proje ile başlayan bu çalışma, ülke tarihinde “çocuğun başka bir ailede bakılmasının bir sisteme ve kurumsallaşmaya” bağlanması açısından ilk olarak kabul edilmektedir. Nitekim 1961-72 yılları arasında başlangıçta 17 olan koruyucu aile sayısının 134’e çıkarıldığı görülmektedir. Ancak 1970’li yıllarda, bu hizmetin çocuk bakım yurtlarına devredilmesiyle birlikte bu trendde düşme olduğu görülmektedir. 4 Neşe Erol ve diğerleri. A.g.e. sy.27 5 Nesrin Koşar ve Beril Tufan (1999), “Sosyal Hizmetler Yüksekokulu Tarihçesine Genel Bir Bakış”, Yaşam Boyu sosyal Hizmet: Prof. Dr. Sema Kut’a Armağan, H.Ü. Sosyal Hizmetler Y.O. yayını, No.004, Ankara
  • 3. 1983 yılında SHÇEK’in kurulması ile birlikte Koruyucu Aile hizmetinin daha açık ve net bir biçimde tanımlanmış bir çerçeveye oturduğunu görmekteyiz. Adı geçen yasanın 23. ve 24. maddelerinde haklarında korunma kararı alınan çocukların koruyucu aileler yanında bakılmalarından söz edilmektedir. Nitekim bu maddeye dayanarak 1984 yılında çıkarılan KA Yönetmeliği, konuya ilişkin uygulamaları sistematize etmiştir. Bununla birlikte, toplumsal düzeyde KA hizmetinin evlat edinme hizmetinden ayrıştırılamaması ve hizmetin istendik düzeyde uygulanamaması gibi gerekçelerle 1993 yılında konu yine bir kampanya çerçevesinde ele alınmış ve 1994 yılında Koruyucu Aile Yönetmeliği değiştirilerek günün ihtiyaçlarına uygun hale getirilmiştir. Benzer bir atak 1998 yılında da yapılmıştır ve bir buçuk yıl içinde 185 çocuk koruyucu aile yanına yerleştirilmiştir. Bu dönemde yapılan binin üzerinde başvuru vardır. Tarihsel süreç incelendiğinde koruyucu ailelere yönelik uygulamaların zaman zaman ivme kazanarak hızlandığı ancak halihazırda, çocuk koruma sistemi içinde etkili ve verimli bir hizmet modeli olarak uygulanamadığı görülmektedir. Nitekim ülkemizde koruyucu aile yanında bakılan çocuk oranı %4 civarındadır. SHÇEK Genel Müdürlüğünden alınan verilere göre bugüne kadar 4 binin üzerinde çocuk koruyucu aile yanına yerleştirilmiş olup, halen 811 koruyucu aile bulunmaktadır. 2. Koruyucu Aile Hizmetinin Yasal Dayanakları Yukarıda da değinildiği gibi koruyucu aile hizmeti ülkemizde, 1926 yılından beridir Medeni Kanunda yer alan önemli uygulamalardandır. Uluslar arası düzlemde, Çocuk Hakları Sözleşmesinde konunun ele alındığı ve 02 Eylül 1990 tarihli Çocuk Hakları Sözleşmesinde; çocuğun öncelikle ailesi yanında, bu mümkün olmadığı taktirde ise uygun bir aile ortamı içinde yaşamını sürdürmesi ve gelişmesi hakkına özel bir yer verildiği görülmektedir. 6 Ülkemizin de imzalamış olduğu bu sözleşme ile Koruyucu Aile Hizmeti daha da önem kazanmaktadır. Çocuk Hakları Sözleşmesi ile vurgulanan koruyucu aile hizmetinin dayanağı Türk Medeni Kanunu'nun 347.maddesi ile 24.05.1983 tarih ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu'nun 22. ve 23. maddeleridir. Koruyucu aile hizmeti bu maddeleri temel alarak hazırlanan 14.10.1993 tarih ve 21728 sayılı Koruyucu Aile Yönetmeliği ile Yönetmeliğin bazı maddelerini değiştiren 30.12.2006 tarih ve 26392 6 Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme. Madde 5 ve Madde 18,RG, 27.01.1995, Sayı: 22184
  • 4. sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren SHÇEK Koruyucu Aile Yönetmeliğe uygun olarak yürütülmektedir.7 Yeni çıkarılan Çocuk Koruma Kanunu bu içerikte koruyucu aile uygulamalarında bir değişikliğe gitmemiş; korunmaya muhtaç çocuklar için kullanılacak hizmetlerden biri olarak tanımlanmıştır. Bu haliyle koruyucu aile uygulamaları yine SHÇEK bünyesinde ve SHÇEK’in gözetim, denetim, eşgüdüm ve sağaltımı ile sürdürülecek hizmetler arasında sayılmıştır. 2.1. Tanım ve İşleyiş En basit tanımıyla koruyucu aile hizmeti, “çeşitli nedenlerle öz ailesi yanında bakılamayan çocukların, kısa veya uzun süreli olarak bakımlarını üstlenen aile ya da kişilerin yanında, devlet denetiminde yetiştirilmeleri” olarak tanımlanmaktadır.8 1994 yılında çıkarılan KA yönetmeliğine göre Koruyucu Aile; “ İl Müdürlükleri denetiminde kısa veya uzun süreli, bedelli veya bedelsiz olarak çocuk bakımını üstlenen, çocuğun aile ortamında yaşamını sağlayan, öz anne- baba yerini tutabilecek aileler veya kişileri,” ifade eder.9 Yine aynı yönetmeliğe göre, KA uygulaması SHÇEK İl Müdürlüklerince görevlendirilen sosyal hizmet uzmanları tarafından yürütülmektedir. İl Müdürlüğü düzeyinde uygulamanın 3 ayağı vardır. 1. Koruma altına alınmış çocuklardan koruyucu aile bakımına verilmesi uygun görülen çocuklar, Kuruluşlarca belirlenerek, çocuğun “sağlık durumu, psiko- sosyal ve fiziksel gelişmelerini gösteren sosyal inceleme raporu” ile birlikte her ay İl Müdürlüğüne bildirirler, 2. İl Müdürlüklerinde görevli sosyal hizmet uzmanları tarafından, koruyucu aile olmak üzere başvuran ailelerin “çevre ve ekonomik koşulları, yaşları, kişilik özellikleri, evlilik ve sosyal ilişkileri, çocuk yetiştirme konusunda tutum ve davranışları, diğer aile üyelerinin bu konudaki düşünceleri ve çocuk ile koruyucu aile ilişkileri açısından önem taşıyan benzeri hususlar dikkate alınarak sosyal inceleme” yapılır.Yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda hazırlanan dosya Koruyucu Aile Komisyonuna iletilir.10 7 http://www.shcek.gov.tr/hizmetler/cocuk/Koruyucu_Aile_Hizmetleri.asp, 10.02.2007 8 http://www.shcek.gov.tr/hizmetler/cocuk/Koruyucu_Aile_Hizmetleri.asp, 10.02.2007 9 SHÇEK Koruyucu Aile Yönetmeliği, Madde 4 (e). http://www.shcek.gov.tr/Kurumsal_Bilgi/Mevzuat/Yonetmelikler/Koruyucu_Aile.asp. 10.02.2007 10 Koruyucu Aile Yönetmeliği. Madde 9. a.g.e.
  • 5. 3.Koruyucu aile komisyonu; hazırlanan dosyalar üzerinde yapacağı inceleme sonucunda; a) Koruyucu aile olmak üzere başvuran ailelerin uygun olup olmadığı, b) Hangi aileye hangi çocuğun yerleştirileceği, c) Çocuğun koruyucu aileden geri alınıp alınmayacağı, ç) Ailenin koruyucu aile statüsünün iptal edilip edilmeyeceği, d) Koruyucu ailenin çocukla birlikte yurt dışına çıkıp çıkamayacağı, e) Koruyucu aile yanındaki çocukların doğadan yararlanmaları amacıyla, Kuruluş da kalan çocuklarla birlikte kamplara katılmaları sağlanacak olanların belirlenmesi, f) Hizmet sürecinde tereddütte kalınan durumların değerlendirilmesi konularında oy birliği ile karar alır."11 Yönetmeliğe göre koruyucu aile seçiminde de bazı kriterler dikkate alınmaktadır. Bunlar ; “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup, Türkiye’de sürekli ikamet eden, en az ilkokul mezunu, 25-50 yaş arasındaki kişiler, evli iseler eşleriyle birlikte ,” koruyucu aile olmak üzere il müdürlüklerine başvurabilirler. “Koruyucu aile olacak kişilerin çocuğun bakımını, psiko-sosyal gelişimini ve eğitimini etkileyecek ya da çocuğa zarar verecek düzeyde fiziksel engeli, ruhsal rahatsızlığı ve bulaşıcı hastalığının olmaması” esastır. 12 Bu içerikteki incelemeler neticesinde KA olan ailelerin yükümlülükleri ise; “a ) Yanına yerleştirilen çocuğun öncelikle fiziksel ve psiko-sosyal gelişiminin sağlıklı olabilmesi için gerekli koşulları sağlamakla b ) Çocuğun yeteneklerinin ve becerilerinin el verdiği ölçüde öncelikle eğitim ve öğretimi ya da meslek sahibi edindirilmesi için gerekli çabayı göstermekle, c ) Çocuğun varsa öz ailesi ve akrabaları ile uygun görülen şekil ve zamanda görüşmesini sağlamakla, d ) Koruyucu aileye ve yerleştirilen çocuklara ilişkin olarak mesleki çalışmaları yürüten sosyal çalışmacılara gerekli koşulları hazırlamakla, e ) Adres ve ikametgah değişikliklerini, bu değişiklik gerçekleşmeden önce İl Müdürlüğüne bildirmek”tir.13 Bu yönetmelikte ihmal ve/veya istismara uğrayan çocukları da yakından ilgilendiren en önemli madde, çocuğun öz aile çevresinde bir başka aile yanına yerleştirilmesi ile ilgilidir ve “Akrabaların ya da belli bir süredir devam eden ana-baba- 11 Koruyucu Aile Yönetmeliği. Madde 11. a.g.e. 12 Koruyucu Aile Yönetmeliği. Madde 8. a.g.e. 13 Koruyucu Aile Yönetmeliği. Madde 13. a.g.e.
  • 6. çocuk ilişkisinin kurulduğu ailelerin koruyucu aile olmak istemesi halinde, yapılacak sosyal inceleme sonucuna göre bunlardan yaş ve eğitim koşulu aranmayabilir. Koruyucu aile adayları ve çocuk arasında, ana-baba-çocuk ilişkisinin kurulması ve birebir ilişki sağlanması esasları çerçevesinde, aday ailenin yaşı değerlendirilir.”14 denerek, öz aile çevresinden birinin çocuğun bakımını üstlenmesi halinde kolaylaştırıcı hükümler konmuştur. Bu işleyiş ile koruyucu aile ve yanına yerleştirilen çocuğun, görevli sosyal çalışmacı tarafından düzenli olarak izleneceği ve ortaya çıkan sorunların çözümüne yönelik gerekli mesleki çalışmaların yapılacağı da, hizmetin devamında hükme bağlanmıştır. Tüm koruma hizmetlerinde olduğu gibi koruyucu aile hizmetinde de nihai amaç çocuğun öz ailesi yanına döndürülmesidir. Bu şekliyle hizmet geçici ve süreli bir hizmettir. Bu nedenle sosyal hizmetlerin, hizmetin her aşamasında koruyucu aile ve öz aile ile birlikte çocuk yararına bir tutum izlemesi gerekmektedir. Kısaca sosyal hizmetlerin görevi çocuğun aile yanına yerleştirilmesi ile bitmemekte, asıl uygulama ve süreç neredeyse bu aşamadan sonra başlamaktadır. 2.2. Sosyal Hizmetlerin Süreçteki Görev ve Sorumlulukları Yukarıda da değinildiği gibi, koruyucu aile hizmeti uzun süreli devam eden ve sosyal hizmetlerin çocuk yararına olacak bir biçimde koruyucu aile ile öz aile arasında, hizmet sunmasını gerektiren bir uygulama biçimidir. Bu nedenle sosyal hizmetlerin hem korunmaya muhtaç çocuklar açısından hem koruyucu aileler ve öz aileler açısından yürütmekle yükümlü olduğu görevler vardır. Bilindiği gibi korunmaya muhtaç çocuklar açısından temel görev, çocuğun sağlıklı bir ortamda bakılıp yetiştirilmesi için uygun hizmet modelini belirlemek ve uygulamaya geçirmekle ilgilidir. Koruyucu Aileler için ise; 1. Koruyucu aileleri bulmak, incelemek, uygunluğunu tespit etmek, 2. Aileye uygun çocuğu tespit etmek, 3. Çocuğu aile yanına yerleştirmek, 4. Aile ile çocuk arasındaki uyumu sağlamak, 5. Aile ile çocuğu izlemek, 14 Koruyucu Aile Yönetmeliği. Madde 8. a.g.e.
  • 7. 6. Olası sorunlar hakkında aileyi bilgilendirmek, yol göstermek, rehberlik etmek ve aileyi güçlendirmek ve 7. Tüm bu aşamalarda çıkacak sorunlarla ilgili olarak aileye danışmanlık yapmak ve sorunların çözümüne katkıda bulunmak vb.dir. Bu şekliyle sosyal hizmet uzmanının bir aile danışmanı gibi çalışması gerekmektedir ve doğaldır ki bu içerikte de donanımlı olması gereklidir. Öz aile ile 1. Öz ailenin çocuklarının korunma altına alınmasına neden olan koşulların değiştirilmesi, ortadan kaldırılması ve sağlıklı aile işlevlerini yerine getirilmesi konusunda öz aileye destek olmak 2. Bu içerikte öz aileye danışmanlık yapmak ve rehber olmak 3. Öz aile ile gerek kurum bakımında gerekse koruyucu aile yanında olan çocukları arasındaki ilişkiyi düzenlemek, sağlıklı ilişkiler kurulmasını sağlamak 4. Öz aile ile koruyucu aile arasındaki ilişkileri düzenlemek, çocuk yararına olacak bir biçimde ortak hareket etmelerini sağlamak Görüldüğü gibi bu aşamada da sosyal hizmet uzmanının bir aile danışmanı gibi görev yürütmesi gerekmektedir. Sosyal hizmet uzmanı tüm bu aşamalarda çocuk yararına hareket etmekle yükümlüdür. Ana amaç, çocuğun sağlıklı bir aile ortamında sağlıklı bir biçimde barınma, beslenme ve psiko-sosyal gelişiminin sağlanmasıdır. Bu da çoklukla çocuğa barınabileceği bir aile ortamı bulmakla sınırlı değildir. Çünkü devlet olarak koruyucu aileden beklenen sadece kendi çocuklarına baktıkları gibi yanlarına aldıkları çocuklara bakmaları değildir. Çünkü hiçbir ailenin kendi çocuğuna bakmak için herhangi bir donanıma sahip olmaları, anne-baba okullarına devam etmeleri beklenmemekte, herkes kendi çocuğunu kendi bilgisi görgüsü ve çoğunlukla da kendi ebeveynlerinden gördüğü şekillerde yetiştirmektedir. Ancak çocukla çalışan meslek elemanlarının ısrarlı bir biçimde ailelere çocuk gelişimi, çocuk yetiştirme yöntemleri vb. konularda bilgi verme ve toplumla giderek daha çok sayıda bireye bu konuda gelişmiş deneyimler sunma çabasından da anlaşılacağı üzere, çocuk yetiştirmek herkesin doğuştan ya da çocuk sahibi olmakla ediniverdiği bir bilgi değildir. Çocuk yetiştirmek ciddiye alınması gereken bir görevdir.
  • 8. Koruyucu aileler için ise, aileden beklenen sadece çocuğa bakıp gözetmek değil, aynı zamanda o çocuk yararına gerekiyorsa tutum değiştirerek çocuğun psikososyal gelişimine katkıda bulunmalarıdır. Çünkü korunmaya muhtaç çocuklar, çeşitli olumsuz aile koşulları ve travmatik yaşam deneyimleri nedeniyle örselenmiş, ihmal ve/veya istismar edilmiş çocuklardır. Bu sorunlar ve özellikler bazen, bir ailenin normal çocuk gelişimini ve çocuk yetiştirme yöntemleri bilgisi ile çözülebilecek düzeyde olmayabilir. Bu içerikte koruyucu aileden beklenen, ailelerin karşılaşacakları güçlüklerin farkında olması ve bu güçlüklerle nasıl baş edebileceği konusunda çeşitli donanımlara sahip olmalarıdır. Kuşkusuz, aileye yönelik bu tür bilgilendirme, geliştirme ve güçlendirme görevi sosyal hizmetlerin görevidir. 3. İstismara Uğrayan Çocuklar Açısından Koruyucu Aile İstismara uğrayan çocuklar açısından koruyucu aile, kurum bakımından daha öncelikli olarak sunulması gereken bir hizmet modelidir. Biraz önce değindiğim gibi aslında her korunmaya muhtaç çocuk ihmal ve/veya istismara uğramış çocuktur. Bununla birlikte, yaşanan ihmal ve istismarın boyutları bazen çocuğun öz ailesi ile ilişkilerini örselememekte ve çocuk kurum bakımında da olsa, aile ilişkileri devam etmektedir. Bununla birlikte, ailenin yaşamındaki herhangi bir travmaya bağlı olarak ortaya çıkan akut ihmal ve/veya istismar olgularında, koruyucu ailelerin varlığı iki aşamada önem kazanmaktadır. 1. istismara uğrayan çocuklar için sunulan hizmetlerde ilk aşama istismarın durdurulması ile ilgilidir. Bu şekliyle, özellikle kendi öz aile ortamında istismara uğrayan çocuklar için, çocuğun istismar edildiği bu ortamdan alınarak daha güvenli bir yere yerleştirilmesi öncelikli bir uygulamadır. Çünkü hem çocuğun güvenliği hem de çocuğa yönelik hizmetin belirlenmesi için zamana gereksinim vardır. Bu aşamada, çocuğun aileden kuruma alınması, çocuk üzerinde doğaldır ki ikinci bir travma yaratacaktır. Zaten istismarın bildirilmesi aşamasında önemli travmalar ve güven sorunu yaşayan çocuklar için kuruma alınma, bir tür ceza gibi algılanabilecektir. Öte yandan çocukla ilgili incelemelerin yapılması ve uygun hizmet modelinin belirlenmesi ivedilikle yapılması gereken işlerdir. Bununla birlikte bu aşamada yapılabilecek hataların da asgariye indirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle diyelim ki 1 hafta ile 15 gün süresinde çocuk için kalıcı bir hizmet modeli belirlenebilecekse, çocuğun
  • 9. bu kadar kısa sürede önce kurum bakımına sonra bir başka hizmete yönlendirilmesi de çocuk açısından sakıncalıdır. Bu nedenle çocuğa yönelik hizmetin belirlenmesi aşamasında bu konuda deneyimli ve donanımlı koruyucu ailelerin bulunması hizmette eksik olan bir ayağın tamamlanması anlamına gelmektedir. 2. İstismara uğrayan çocuğun sağaltımı açısından koruyucu aileler daha güvenli ve verimli bir ortam olabilmektedir. Biraz önce de değinildiği gibi bu çocukların olumsuz yaşam deneyimleri bir çok tıbbi, psikiyatrik ve sosyal soruna neden olabildiği gibi en önemlisi güven konusunda önemli sorunları bulunmaktadır. Kurum bakımının bilindik sakıncaları bir yana, kurumlar ve kurumlarda çalışanlar, bu tür konularda çocuğa terapötik bir ortam sağlayabilecek donanıma da sahip değildir. Oysa bu konuda deneyimi ve donanımlı aileler, bu içerikte de çocuğa yarar sağlayabilecek koşullara daha kolay kavuşturulabilecektir. Böylelikle, istismara uğradıktan sonra koruyucu aile yanında yerleştirilen çocuğun sağaltımı koruyucu aile ve yine toplumdaki diğer sektörlerin katılımı ile daha kolay tamamlanabilecektir. 3.1. Fatma Üçer Aile Danışma Merkezi/ Alo Çocuk Merkezinde Sürdürülen Çalışmalar 1999 yılında Çocuk İstismarı Ve İhmalinin Önlenmesi Derneği tarafından kurularak, SHÇEK Fatma Üçer Çocuk ve Gençlik Merkezi/şimdiki adıyla Aile Danışma Merkezine devredilen Alo Çocuk Merkezinde bugüne kadar toplam 313 akut ihmal ve/veya istismar olgusuyla çalışılmıştır. AÇYerleştirildi; 12 Psikiyatriye sevk; 9 ANY; 8 AÇYerleştirildi İstismar bulgusuna rastlanmadı; 33 Aile kayıp Anne desteklendi Aile kayıp; 7 ANY Anne desteklendi; 13 İstismar bulgusuna rastlanmadı Mesleki Çalışma; 139 KAA KAA; 47 MÇDEtmedi MÇKatılmadı; 17 MÇKatılmadı MÇDEtmedi; 28 Mesleki Çalışma Psikiyatriye sevk
  • 10. Bunlara ilişkin yapılan uygulamalardan elde edilen verilere göre, yapılan başvuruların 33 tanesinde ihmal ve/veya istismar bulgusuna rastlanamamış, 7 aileye ailenin kayıp olması nedeniyle ulaşılamamış, 45 aile ise çeşitli gerekçelerle mesleki çalışmaya katılmak ya da devam etmek istememiştir. Geri kalan 218 ailede, öncelikli olarak çocuğun ihmal ve/veya istismara uğramasına neden olan aile koşulları ve anne-baba özelliklerinin değiştirilmesi ve sağaltımı üzerinde durulmuştur. Bununla birlikte öz ailesi yanında bakılamayacağı tespit edilerek, korunma altına alınan ve kurum bakımına yerleştirilen 47 çocuk bulunmaktadır. Yine öz ailesi yanında bakılamayacağı tespit edilen 12 çocuk ise, kendi öz aileleri çevresinde bir başka aile yanına yerleştirilmiştir. Yapılan bu yerleştirme işlemleri incelendiğinde çoğunlukla ailelerin duygusal bağları üzerine uygulamalara gidildiği görülmektedir. Çocuk ile akraba olan aileler her hangi bir talep olmaksızın istismara uğrayan çocuğun bakımını üstlenmekte; çoğunlukla bu bakım istismar edenin bakımının da üstlenilmesi şeklinde olmaktadır. Bu şekliyle, bu ailelere devlet tarafından yasal ya da koruyucu-önleyici bir destek sağlanamamış olması üzücü olmakla birlikte, fiili olarak yaşanan sorunların çözülmüş olması sevindiricidir. Öte yandan ayni-nakdi yardım yönetmeliği esas alınarak ya da koruyucu aile sözleşmesi uyarınca da, aile yanına çocuk yerleştirildiği görülmektedir.Bunların olgu örnekleri şöyledir: 4. Sonuç ve Öneriler Koruyucu aile hizmeti tüm toplumlarda çocuk sağlığı ve gelişimi dikkate alınarak desteklenmesi, özendirilmesi ve güçlendirilmesi gereken bir hizmet biçimidir. Bununla birlikte, hizmet çok yönlülüğü ve içeriğindeki ağır psiko-sosyal yük nedeniyle sektörler arası işbirliğini gerektirmekte ve ayrıca toplumun bakış açısında da ciddi bir dönüşüme gereksinim duyulmaktadır. Her ne kadar son yıllarda bu alanda yapılan kampanyalar, toplumsal bakış açısından değişikliklere neden olmuşsa da, köklü bir değişim için halen zamana ve eğitime ihtiyaç vardır. Bu nedenle;
  • 11. Koruyucu aile uygulamaları hayırseverlikten profesyonelliğe doğru gelişmeli /geliştirilmelidir… • Koruyucu ailelik, toplum tarafından gerektiğinde bir meslek gibi algılanmalı ve geçici bir hizmet modeli olduğu kabul edilmelidir.. • Hizmette özellikle sosyal hizmet ayağının güdük kaldığı görülmekte; alanda çalışacak daha çok sayıda daha nitelikli personele gereksinim duyulmaktadır..bu içerikte temel alt yapı sorunları çözülmelidir… Kaynakça Neşe Erol, Zeynep Şimşek ve Seval Üstüner, (2005), Dünya’da ve Türkiye’de Çocuk Koruma Sistemleri; Kurum Bakımı, Koruyucu Aile, Evlat Edinme, Ankara Koruyucu Aile Yönetmeliği (14.10.1993), Resmi Gazete:21726 Sosyal Hizmet Uzmanları derneği (1994). “4.Ulusal sosyal Hizmetler Konferansı Koruyucu Aile Çalışma Ön Raporu”. SHU Derneği yayını Nesrin Koşar ve Beril Tufan (1999), “Sosyal Hizmetler Yüksekokulu Tarihçesine Genel Bir Bakış”, Yaşam Boyu sosyal Hizmet: Prof. Dr. Sema Kut’a Armağan, H.Ü. Sosyal Hizmetler Y.O. yayını, No.004, Ankara Turgay ÇAVUŞOĞLU, ( ) Çocuk Esirgeme kurumunda tarihsel Gelişim, http://sosyalhizmetuzmani.org/cocukesirgemekurumu.htm. 10.02.2007
  • 12. İHMAL VE İSTİSMARA UĞRAYAN ÇOCUKLAR AÇISINDAN KORUYUCU AİLE......1 1. Türkiye’de Koruyucu Aile Hizmetinin Gelişimi...........................................................1 2. Koruyucu Aile Hizmetinin Yasal Dayanakları..............................................................3 2.1. Tanım ve İşleyiş......................................................................................................4 2.2. Sosyal Hizmetlerin Süreçteki Görev ve Sorumlulukları.........................................6 3. İstismara Uğrayan Çocuklar Açısından Koruyucu Aile.................................................8 3.1. Fatma Üçer Aile Danışma Merkezi/ Alo Çocuk Merkezinde Sürdürülen Çalışmalar.........................................................................................................9 4. Sonuç ve Öneriler...........................................................................................................10 Kaynakça...............................................................................................................................11
  • 13. ARGOS EĞİTİM ARAŞTIRMA VE DANIŞMANLIK HİZMETLERİ www.argosdanismanlik.com