Türkiye’nin gitmekte olduğu kutuplaşmanın Game Kudra gözünden analizi!
Geçirdiğimiz heyecanlı ve olaylı 24 günün ardından Game Kudra olarak, bu sürecin yansımalarını bir yazı diziyle analiz ettik. Bu dizinin ilk analizi: Onlar- Bunlar-Biz-Siz
Keyifli okumalar dileriz.
Conformity Topic In Social Psychology.pptxNurVural3
Sherif found that when individuals in a group were unsure of the correct answer to a perception task, they would conform to the estimates of others in the group over time. This showed that people conform due to informational social influence when they lack information to make their own judgment. Asch also found high rates of conformity, with participants agreeing with an intentionally wrong group even when the correct answer was obvious, showing normative social influence. Both studies demonstrate the powerful effect of social influence and conformity in groups.
Physical Cognitive Development Early Childood.pptxNurVural3
Physical development in early childhood involves steady growth in height and weight, with body fat declining. Children's brains grow rapidly during this period, reaching 90% of adult size by age 5. This growth is facilitated by myelination and increased neural connections. Motor skills also develop significantly between ages 3-5, with improvements in gross motor abilities like jumping, running, and stair climbing as well as in fine motor coordination.
Development Early Childhood Piaget Theories.pptxNurVural3
Piaget and Inhelder conducted a study using a three mountains task to assess children's perspectives and ability to understand viewpoints other than their own. They found that children aged 4-6 struggled to see from another's perspective, while those 7-9 started to understand different viewpoints and those 9-12 demonstrated a mastery of this skill. The study provided evidence for Piaget's theory of cognitive development and the progression from egocentric thinking to recognizing that others can see things differently. However, the study had limitations such as not accounting for cultural differences and using a more realistic scenario may have yielded different results.
More Related Content
Similar to GÖÇve travma psikolojisi sosyal psikoloji.pptx
Türkiye’nin gitmekte olduğu kutuplaşmanın Game Kudra gözünden analizi!
Geçirdiğimiz heyecanlı ve olaylı 24 günün ardından Game Kudra olarak, bu sürecin yansımalarını bir yazı diziyle analiz ettik. Bu dizinin ilk analizi: Onlar- Bunlar-Biz-Siz
Keyifli okumalar dileriz.
Conformity Topic In Social Psychology.pptxNurVural3
Sherif found that when individuals in a group were unsure of the correct answer to a perception task, they would conform to the estimates of others in the group over time. This showed that people conform due to informational social influence when they lack information to make their own judgment. Asch also found high rates of conformity, with participants agreeing with an intentionally wrong group even when the correct answer was obvious, showing normative social influence. Both studies demonstrate the powerful effect of social influence and conformity in groups.
Physical Cognitive Development Early Childood.pptxNurVural3
Physical development in early childhood involves steady growth in height and weight, with body fat declining. Children's brains grow rapidly during this period, reaching 90% of adult size by age 5. This growth is facilitated by myelination and increased neural connections. Motor skills also develop significantly between ages 3-5, with improvements in gross motor abilities like jumping, running, and stair climbing as well as in fine motor coordination.
Development Early Childhood Piaget Theories.pptxNurVural3
Piaget and Inhelder conducted a study using a three mountains task to assess children's perspectives and ability to understand viewpoints other than their own. They found that children aged 4-6 struggled to see from another's perspective, while those 7-9 started to understand different viewpoints and those 9-12 demonstrated a mastery of this skill. The study provided evidence for Piaget's theory of cognitive development and the progression from egocentric thinking to recognizing that others can see things differently. However, the study had limitations such as not accounting for cultural differences and using a more realistic scenario may have yielded different results.
2. Göç Nedir?
Göç ile İlgili Kavramlar (Göçmen, mülteci, sığınmacı, geçici koruma,
düzensiz göçler, ülke içinde yerinden edilmişler, uyum)
Göç Çeşitleri
Göçmenlerin Yaşaması Muhtemel Sorunlar
Göçmen Kabul Eden Toplumlarda Yaşanması Muhtemel Sorunlar
Göç Travmasına Neden Olan Etkenler
Çocuk ve Ergen Göçmenlerde Görülmesi Muhtemel Fizyolojik ve
Psikolojik Belirtiler
Göç Travmasının Önlenmesinde ve Sağaltımında Yapılması
Gerekenler
Göç Travmasının Önlenmesinde Rehberlik Öğretmenlerinin Rolü
Sosyal Destek ( öğretmen-Akran-Aile)
3. GÖÇ ; siyasal, ekonomik, dini,sosyal ve
diğer nedenlerle kişilerin veya
toplulukların hayatlarının tamamını ya da
bir kısmını geçirmek üzere mevcut
yaşam alanlarından başka bir yere
yerleşmek koşuluyla yer değiştirmesidir.
Bu yer değiştirme hareketleri gönüllü
ya da zorunlu sebeplerle
gerçekleşebilmektedir.
4. Göç sadece yaşanan fiziksel
mekanın değiştirilmesiyle
sınırlı kalmaz.
Hem göç eden, hem de göçü
kabul eden toplumun bütün
unsurlarını değiştirip
dönüştürerek yeni bir
toplumsal yapı ortaya çıkar.
5. GÖÇ İLE İLGİLİ KAVRAMLAR
Göçmen: bireyin ekonomik ve
sosyal refahı için kendi özgür
iradesiyle göç etme kararını aldığı
tüm durumları kapsar.Maddi veya
sosyal olarak koşullarını
iyileştirmek için yapılır.
6. Mülteci veya Şartlı Mülteci: Avrupa
ülkelerinde meydana gelen olaylar
nedeniyle ; ırkı,dini, tabiiyeti, belli
bir toplumsal gruba mensubiyeti
veya siyasi düşüncelerinden dolayı
zulme uğrayacağından haklı
sebeplerle korktuğu için vatandaşı
olduğu ülkenin dışında bulunan ve
geri dönemeyen veya dönmek
istemeyen vatansız kişilerdir
7. Türkiye’nin çoğrafi kısıtlama ile imzalamış
olduğu 1951 tarihli mültecilerin statüsüne
ilişkin sözleşmeye göre Türkiye de sadece
Avrupa da meydana gelen olaylardan dolayı
Türkiye ye sığınanlara mülteci statüsü
verilmektedir.
Avrupa ülkeleri dışında meydana gelen
olaylar sebebiyle aynı durumda bulunan kişilere
ise Türkiye de şartlı mülteci statüsü
verilmektedir. Üçüncü bir ülkeye
yerleştirilinceye kadar şartlı mültecinin
kalmasına izin verilmektedir.
8. Sığınma: Bir devletin geri
göndermeme ilkesi ve uluslar arası
veya ulusal düzeyde tanıdığı
mülteci haklarına dayalı olarak
topraklarında verdiği bir koruma
türüdür.
Dini,ırkı,siyasi görüşü, bağlı
olduğu sosyal grup gibi çeşitli
nedenlerle zulüm görmekten
korkan kişiye verilir
9. Sığınmacı: zulüm veya ciddi
zararlardan korunmak amacıyla
kendi ülkesi dışında bir ülkede
güvenlik arayışında olan ve ilgili
ulusal ya da uluslararası
belgeler çerçevesinde mültecilik
statüsüne ilişkin yaptığı
başvurunun sonucunu bekleyen
kişidir.
10. Geçici koruma/Türkiye’deki
Suriyelilerin statüsü: Uluslararası bir
sınıra doğru dikkate değer sayıda
insan hareketliliğinin olması, bu
hareketliliğin hızlı bir varışla devam
etmesi, ev sahibi (karşılayan)
devletin yakın dönemde mevcut
bireysel sığınma prosedürlerini
uygulayamayacak hale gelmesi
sonucu geçici koruma verilir.
11. Geçici koruma da vakit kaybetmeden
belirli haklar sağlamayı hedefleyen
pratik ve tamamlayıcı biz çözüm
yoludur.
Bu konuda ülkelere 3 temel görev
düşmektedir:
Güvenli topraklara erişime izin
verilmesi
Geri gönderme yasağının
uygulanması
Temel ve acil insani ihtiyaçların
karşılanması
12. Düzensiz göçler: gerekli olan izin veya
belgelere sahip olmadan bir ülkeye
giriş yapmak, bir ülkede kalmak veya
çalışmak anlamına gelir.
Ülke içinde yerinden edilmişler:
Özellikle silahlı çatışmalar genel şiddet
halleri, insan hakları ihlalleri, doğal
veya insan ürünü felaketlerin etkileri
sonucu evlerini terk etmiş fakat
uluslararası sınırları geçmemiş olan
kişilerdir.
13. Üçüncü Bir Ülkeye Yerleştirme:
Mültecilerin sığınma başvurusu
yaptıkları ülkeden onları kabul
eden başka bir ülkeye transfer
edilmesi anlamına gelir.
Gönüllü Geri Dönüş: Mülteciler,
savaş esirleri ve tutuklu bulunan
sivillerin kendi istekleri ile
ülkelerine dönmeleri durumudur
14. Uyum : Göçmenlerin hem
birey hem de grup olarak
göçü kabul eden toplumun
bir parçası kabul edildiği
süreçtir.
16. Göçün ekonomik, hukuki ve
uluslararası boyutları olmakla
birlikte en önemli boyutu sosyal
boyutudur.
Sosyal boyut, göçmenlerin yeni
katıldıkları toplum ile uyum içinde
birlikte yaşayıp ya da
yaşayamaması durumudur
17. Uluslararası göçler 2 farklı kültüre ait
birey ve grupları bir araya getirmekte ve
birlikte yaşamaya zorlamaktadır.
Göçün yönü ne olursa olun orijin
kültürden kopuş, aidiyet duygusunun
zedelenmesi, ilk kuşaklara ‘Ne orada ne
burada ‘olabilme hissini doğurmaktadır.
Bireylerin geçmiş ile gelecek arasındaki
bağları kopmaktadır.
18. Göç veren ülke ile alan ülke
arasındaki kültürel farklılık ne
kadar az ise uyum süreci de o
kadar kolay olacaktır. Bunun
sonucunda da yaşanması
muhtemel olan problemler,
güçlükler daha az yaşanacaktır.
19. GÖÇMENLERİN YAŞAMASI
MUHTEMEL SORUNLAR
1)Temel/Hayati sorunlar: can güvenliği, barınma,
yiyecek ve içecek bulabilme temiz suya erişebilme
güçlüğü, giyecek ve hijyen sorunları
2) Sosyal sorunlar: Yeniden sosyalleşme, yeniden
kültürleşme, gettolaşma, dışlama ve ayrımcılık, kültür
şoku
20. 3)Psikolojik sorunlar
Güvensizlik
Korku, yalnızlık, çaresizlik hissi
Kızgınlık, kolay sinirlenme, öfke
patlamaları,
Yabancılık ve dışlanmışlık hissi
Kendini değersiz, pasif ve işe yaramaz
hissetme
Duygusal dalgalanmalar
22. Bireysel Faktörler: Yaş, cinsiyet, eğitim seviyesi, dil yetenekleri
gibi bireysel özellikler, göçmenlerin uyum sürecini etkileyebilir.
Örneğin, genç göçmenler genellikle daha hızlı adapte
olabilirken, yaşlı göçmenler daha fazla zorluk yaşayabilir.
Çevresel Faktörler: Yeni ülkenin iklimi, dil engeli, kırsal veya
kentsel alanlar gibi çevresel faktörler, göçmenlerin psikolojik
uyum sürecini etkileyebilir. Dil engeli, yeni topluma
entegrasyonu zorlaştırabilirken, farklı iklim koşulları da
adaptasyon sürecini etkileyebilir.
Sosyoekonomik Faktörler: İş olanakları, yaşam maliyeti, sosyal
hizmetlerin erişilebilirliği gibi sosyoekonomik faktörler,
göçmenlerin ekonomik durumlarını ve yaşam kalitelerini
etkileyebilir. İşsizlik, maddi zorluklar ve sosyal dışlanma gibi
faktörler, göçmenlerin psikolojik iyi oluşunu negatif yönde
etkileyebilir.
23. Beyin göçü, eğitimli bireylerin daha iyi yaşam ve
kariyer olanakları için kendi ülkelerinden başka
ülkelere göç etmesini tanımlar. Gelişmiş
ülkelerdeki daha iyi eğitim, iş ve maaş fırsatları
beyin göçünü teşvik ederken, kaynak ülkelerde
beyin göçüne bağlı kayıplar yaşanır.
Beyin göçü, kaynak ülkelerde iş gücü eksikliğine
ve beyin gücü kaybına neden olurken, hedef
ülkelerde yüksek eğitimli ve yetenekli iş gücünün
artmasına katkıda bulunur. Bu fenomen, hem
kaynak hem de hedef ülkeler üzerinde ekonomik,
sosyal ve psikolojik etkilere sahiptir.
24. Etki Ev Sahibi Ülke Konuk Ülke
Ekonomik
Daha düşük
ekonomik büyüme,
yüksek eğitimli kişi
eksikliği
Ekonomik büyüme,
yüksek eğitimli
işgücü
Sosyal
Azalan nüfus,
toplumun
yaşlanması
Çeşitlenen toplum,
kültürel alışveriş
Psikolojik
Beyin göçü kaynaklı
stres ve endişe
Yabancı bir ülkede
uyum sağlama
stresi
Tablo 2: Beyin Göçünün Ev Sahibi vs.
Konuk Ülkelerdeki Etkileri
25. Göç eden bireyler, göç sürecinin öncesi, sırası ve
sonrasında farklı stresörlerle karşılaşmaktadırlar.
Bu stresörler bireyler ve ailelerin sağlığı üzerinde
farklı etkiler yaratabilmektedir.[28,42] Göç süreci
içerisinde göç eden bireyler işsizlik, sosyal
statünün kaybı, yalnızlık, dil engeli, kültürel
farklılıklar gibi birçok stresörler ile karşı karşıya
kalmaktadırlar.
Stresin sağlık üzerindeki negatif etkisine ve
stresle başa çıkma mekanizmalarının
yetersizliğine bağlı olarak da göç eden bireyler
fizyolojik ve psikolojik kökenli birçok sağlık
problemi ile karşılaşmaktadırlar.
26. Meksikalı göçmen işçiler ile yapılan çalışmada, yeni kültüre uyum
sağlayamayan göçmenlerde anksyete ve stres düzeylerinin yüksek
olduğu ve bunun sonucunda yüksek düzeyde depresyon görülmüştür.
Aynı çalışmada göçmenlerin yaşadıkları anksiyete ile ilişkili
değişkenlerin, düşük benlik saygısı, etkisiz sosyal destek, göçmenlerin
normal yaşam tarzına katılmalarındaki engeller, düşük eğitim düzeyi ve
yüksek düzeyde kültüre uyum sağlayamama kaynaklı stres olduğu
bildirilmektedir.
Göçmenlerde ortaya çıkan depresyon ile ilişkili değişkenlerin ise düşük
benlik saygısı, etkisiz sosyal destek, aile işlevlerinde bozukluk, yaşamı
ile ilgili kararlara katılamama, yüksek düzeyde kültüre uyum
sağlayamama kaynaklı stres ve yüksek düzeyde anksiyete olduğu ifade
edilmektedir.[8]
Göçmen işçiler ile yapılan 125 göçmenin katıldığı başka bir çalışmada ise
katılımcıların %38’inin yasal sorunlar, sosyal izolasyon ve çalışma
koşulları ile ilişkili ciddi düzeyde stres yaşadıkları belirtilirken
%18.4’ünde anksiyete, %41.6’sında depresyon saptanmıştır
27. Strese verilen yanıt ve hastalıklarda göçmenlerin sosyal kaynakları belirleyici
olabilir ve karşılaşılan zorluk derecesi de etkiler. Özellikle ruhsal sağlık
üzerindeki etkili olan uyum sürecinde sosyal ağ, cinsiyet, yaş, dil becerileri,
eğitim düzeyi, dini inançları, göç nedenleri ve gidilen yerdeki karşılanma biçimi
etkili olmaktadır.
Sosyal ağ özellikle, göçmenlerin sağlık davranışlarında ve ruhsal sağlıklarında
çok önemlidir. Sosyal desteklerinin yetersizliği ve akrabalarının beklentilerinin
yüksek olması zaman zaman riskli sağlık davranışlarına ve ruhsal sağlık
sorunlarının görülme oranını arttırabilir.
Amerika’da yapılan tanımlayıcı bir çalışmada Bosna ve Kübalı göçmenlerin
karşılaştıkları güçlükler ile baş etmede, etkisiz baş etme yöntemi olarak sigara
içmeyi kullandıkları ve sigara içme oranlarının yüksek olduğu, erkeklerin
kadınlara göre daha fazla sigara içtikleri ve daha fazla alkol tükettikleri
belirtilmektedir.[46] Hollanda’da yaşayan farklı etnik gruplar üzerinde yapılan bir
çalışmada anksiyete ve/veya depresyon prevalansı en yüksek Türk hastalarda
bulunmuştur.
Ülkemizde yapılan bir çalışmada özellikle zorunlu göçün ruh sağlığını olumsuz
yönde etkilediği ve kadın göçmenlerin erkek göçmenlere göre daha fazla
duygusal zorlanma yaşadığı ifade edilmektedir.
Amerika’da yapılan başka bir çalışmada Haitili göçmenlerin ruhsal bozukluklara
daha duyarlı oldukları bulunmuştur.
28. GÖÇ TRAVMASI
Zorunlu göç yaşayan bireyler en
korunmasız insan topluluklarından biridir. Bu
insanlar istekleri dışında kendilerini
bambaşka bir dünyanın içinde bulmaktadırlar.
Bu durumda onları geleceğe ilişkin ciddi bir
belirsizliğe yöneltmekte, kültür şoku
yaşamalarına neden olmakta ve uzun vadede
travmaya varır derecede olumsuzluklara
neden olabilmektedir.
29. Zorunlu göçe maruz kalan bireyler
sağlık yönünden sosyal ve
psikolojik açılardan
etkilenmektedir.
30. Göçmenlerin yaşadıkları sağlık sorunları
arasında en çok öne çıkanları şunlardır:
Beslenme bozuklukları
Çocuklarda büyüme ve gelişme gerilikleri
Kızamık, sıtma, anemi, solunum yolu
rahatsızlıkları vb bulaşıcı hastalıklar
Fiziksel şiddet ve buna bağlı yaralanmalar
Depresyon ve kaygı bozuklukları
Uyku bozuklukları ve post travmatik stres
bozuklukları
İstenmeyen gebelikler, düşükler ve doğum
komplikasyonları
31. İnsan göç etmek zorunda kaldığı yerden
kendisine maddi ve manevi destek sağlayan
hayata bağlayan ve onu güçlendiren ne kadar
çok şey bırakırsa göçün bireye psikolojik
olarak olumsuz yansımalarının da o denli
fazla olacağı öngörülmektedir.
32. GÖÇ TRAVMASINA NEDEN OLAN ETKENLER
Bireylerin göç olgusunu bilişsel olarak
zihinlerinde konumlandırma biçimi, göçe
yükledikleri anlam, göçmenlerin yeni toplumsal
ortama uyum sürecini kolaylaştıran veya
zorlaştıran önemli etkenlerdendir.
Bunların yanında bireyleri kişilik özellikleri,
göç nedenleri, göçü kabul eden toplumun
göçmenlere bakış açısı da bireylerin uyum
sürecini etkilemektedir
33. Göç öncesi bilişsel ve duygusal hazırlık eksikliği
yeni çevreye uyum zorlukları, kültürel farklılıklar
ve olumsuz deneyimler
Göç esnasında karşılaşılan zorluklar, ortaya çıkan
stres kaynakları ve bu stres kaynakları ile başa
çıkma mekanizmalarının yetersizliği
Göç sonucunda ise yeni kültüre uyum sağlama
sırasında yaşanılan stres bireylerde anksiyete ve
depresyona neden olabilmektedir. Bunun yanında
ekonomik zorluklar sağlık hizmetlerinden
yararlanamama, eğitim engelleri sosyal yalıtım
gibi faktörler de göçmenleri olumsuz
etkilemektedir.
34. Göçmen çocuklar bu süreçten en çok etkilenen
ve psikolojik olarak örselenen hatta travma
yaşamaya en yakın gruptur.
Özellikle savaş ve şiddet ortamında kalan ve birinci
derece yakınlarından kayıp yaşayan göçmen
çocuklarda yoğun yalnızlık duygusu strese ve ruhsal
bozukluklara neden olmaktadır.
Aynı şekilde kültürel şok ve sosyal rollerdeki
değişiklikler, dil yetersizlikleri ve iletişim güçlükleri,
göç edilen yerde ev sahibi toplumun göçmenlere
olumsuz bakış açısı ve kabulde direnç göstermeleri
vb durumlar çocukların uyumunu zorlaştıran
travmaya neden olan etmenlerdir.
35.
36. Göç öncesinden göç sonrasına
kadar olan süreçte bireylerde 3 ana
değişim meydana gelmesi beklenir:
Kişisel bağlamdaki değişiklikler
Sosyal ağların yeniden
yapılandırılması
Bir sosyo-ekonomik ve kültürel
sistemden diğer sosyo-ekonomik
ve kültürel sisteme geçiş
37. Göç sonrasında yetişkinleri statülerindeki
belirsizlik, işsizlik, sosyal statülerindeki kayıp,
aile ve sosyal destek kaybı, dil öğrenme
zorlukları, kültürleşme, adaptasyon vb
durumlar psikolojik sağlıklarını etkilerken
çocukları ise ailenin yaşadığı stresle ilişkili
olarak stres yaşaması, yeni dilde eğitim almada
yaşanan zorluklar, kültürleşme, etnik ve dinsel
kimlik çatışmaları, ayrımcılık ve sosyal
dışlanma gibi durumlar etkilemektedir.
38. Göçmen ergenlerde ise cinsel
gelişimin farkında olmaları ve
bunu içselleştirme noktasında
sıkıntı yaşamaları, ebeveyn
desteğinden yoksun olmaları,
ebeveyn-ergen çatışması, anne-
baba arasındaki iletişimin
olumsuz yansımaları ,ayrımcılığa
maruz kalması yoğun stres
tepkilerine neden olabilmektedir
39. Göç sonrası çocukları etkileyen ve
stres düzeyini etkileyen en önemli
durum kültürleşme sürecidir.
Kültürleşme, çeşitli nedenlerle bir
grubun başka bir grupla etkileşimi
sonucu meydana gelen değişimdir.
Kültürleşme sürecinde her 2
toplumun da sosyokültürel yapısı
değişmektedir.
40. Göçmenler için ev sahibi
toplum tarafından
benimsemeleri, iş bulabilmeleri
ve tatmin edici sosyal ilişkiler
kurabilmeleri ve tatmin edici
sosyal ilişkiler kurabilmeleri
hayati ihtiyaçlar olarak
değerlendirilmektedir.
41. Kültürleşme sürecinde asimilasyona
dayalı bir politika izlenmesi
durumunda bireylerde zorlanma ve
baskı artmaktadır. Bu durumda da
bireyin kendi kültürüyle aşırı
özdeşleşme ve öz kültürünü üstün
tutma eğilimi artmakta dolasıyla
bireysel ve sosyal düzende sorunlar
yaşanmaktadır.
43. Sosyal izolasyon ve ötekileştirme
durumlarının yaşanması durumunda bireyler
toplumun bütününe yabancılaşarak sadece
kendi kültürüne ait bireyler ile iletişim kurma
eğilimine girebilir
Bu yabancılaşma sürecinde bireyler
istediklerini başaramayacağı korkusuyla
güçsüzlük, neye inanması gerektiği konusunda
ciddi bir kararsızlık anlamsızlık
Göç ettikleri yerde toplumsal olarak
konulmuş birtakım yasak ve kurallara
uyumsuzluk( kuralsızlık)
44. Toplum tarafından değer
atfedilen şeylere duyarsız olmalı ya
da düşük değer atfetmesi
sonucunda soyutlanmışlık ve
kendinden uzaklaşma yaşayabilir.
45. Göç sonrası çocuklarda görülmesi
olası bir diğer durum ise kültür
şokudur.
Kültürel şok, bireylerin yeni
kültürel değerler ile kendi kültürel
değerleri arasındaki tutarsızlığa
bağlı olarak ani değişen olumsuz
duygular şeklinde tanımlanmaktadır
46. Kültürel şok yaşanması
durumunda bireylerde yaşanan
duyguları şu şekilde sınıflandırılmış:
Duyu yitimi
Güçlük yaşama
Şaşırma
Reddedilme
Rol karmaşası
Kaygı ve kızgınlık
47. Kültürleşme sürecinde göçmen
öğrencileri bekleyen en önemli
sorunlardan biri de dil yetersizliğidir.
Dil yetersizliği sadece eğitim
noktasında değil sosyal yardım ve
çevreyle etkileşim boyutlarında büyük
bir sorun olmaktadır. Bu çocuklarda içe
kapanıklılık ve saldırganlık davranışları
sergileyebilmektedir
48. Eğer gerekli psikolojik yardım yapılmazsa
Gelecek endişesi , güvensizlik
Depresyon, kaygı, korku,
TSSB
Uyku ve yeme bozuklukları
Gelişimsel sorunlar
Öğrenme güçlükleri, dikkat dağınıklıkları, okul
başarısızlığı
Saldırganlık davranışları, hırsızlık, madde
bağımlılığı gibi problemler
Baş ağrısı, mide ağrısı, iştahsızlık gibi fizyolojik
sorunlar
49. Ergenlik dönemindeki bireylerde
ise kimliğini, toplumdaki yerini,
değerlerini vb bulmaya çalıştıkları
dönem olması sebebiyle bireylerde
benlik algısı ve ruh sağlığında
birtakım problemler görülebilir.
50. Göç sürecinde karşılaşılan şiddetli
ve stresli deneyimler bireylerin beyin
yapılarını da etkilemektedir.
Düşüncelerini organize edemememe,
duygularını denetim altına alamama,
odaklanma, bilgileri kodlama ve geri
çağırma, hatırlama sorunları
yaşanabilir.
51. GÖÇ TRAVMASININ ÖNLENMESİNDE
VE SAĞALTIMINDA YAPILMASI
GEREKENLER
Uzman , aile, öğretmen ve akran işbirliği
Zorunlu göç yaşayan bireylerde görülmesi
olası davranışsal ve duygusal sorunların iyi
tanımlanması ve erken dönemde gerekli
önlemlerin alınması gerekmektedir
52. Bireyin güçlü yönlerinin ön plana çıkartılması
stres tepkileri ile baş etmede çok önemli bir
işleve sahiptir
Zihinsel sağlıklarını bozacak etkenlerden
korumak ve ruhsal iyilik hallerini yükseltmek
için psiko-sosyal destek sunulması
önerilmektedir.
53.
54. Psiko-sosyal müdahalede ilk
aşamada göç sonrası göçmen çocuk ve
ergenler için fiziki şartların normale
döndürülmesi güvenli bir ortam
sunulması ve gerekli temel ihtiyaçların
sağlanması gerekmektedir. Bunun
içinde tüm paydaşların birlikte hareket
etmesi, ayrımcılık ve ötekileştirmenin
önüne geçilmesi pozitif bir iklim
oluşturulması gerekmektedir
55. Travmatik yaşantıların ardından
istenmeyen tepkilerin ortaya
çıkmasında en önemli etkenlerden biri
kişilerin kendisiyle, içinde yaşadığı
dünyayla ve gelecekle ilgili olarak
hatalı yorumlar yapmasıdır.
Bu hatalı yorumların ve bilişsel
çarpıtmaların düzeltilmesi
gerekmektedir. Bunun için bireylerin
yaşadıkları süreçlerle ilgili
bilgilendirmek gerekmektedir
56. Hem ev sahibi çocuk ve ergenlerin
hem de göçmen çocuk ve ergenlere
yönelik önleyici rehberlik faaliyetleri
yapılması gerekmektedir
Aynı şekilde ebeveynlere ve
öğretmenlere de bu konuda
bilgilendirme çalışmalarının
yapılması gerekmektedir
57. İkinci aşama da ise psiko-sosyal destek
sunacak öncelikli kişilerin belirlenmesi
aşamasıdır. Bu aşamada ihtiyaç analizi ve
göçmen çocuk ve ergenlerin içinde bulundukları
durumun anlaşılması gerekmektedir . İhtiyaçlar
doğrultusunda çocuk ve ergenleri uygun kurum
ve uzmanlara yönlendirilmesi de yine bu
aşamada yapılmaktadır.
58. Üçüncü aşama da ise göçün ardından
devam eden ve travmaya bağlı sorunlar
yaşayan yaşayan çocuk ve ergenlere odaklı ve
uzmanlaşmış hizmetler sağlanır.
Krize müdahale yaklaşımında yardım
sürecin farklı modelleri vardır. Bu
modellerden tüm süreci etkili ve kapsamlı bir
şekilde ele aldığı düşünülen 3 basamaklı ACT
modelidir
59.
60. Göç travmasından etkilenen öğrencilerde aşağıda
belirtilen durumların zaman içerisinde devamlılık
göstermesi ve bireyin normal rutin görevlerini
yerine getirmekte zorlanması durumunda uzman
desteği faydalı olacaktır:
Okula gelmekte zorlanması ve derslere düzenli
katılmaması
Öğrenme güçlüğü yaşaması
Akranlarıyla sosyal sorunlar yaşaması
Evde gerekli bakımı alamaması
Saldırgan ve itaatsiz tavırlar göstermesi
Dikkatini toplamakta, odaklanmada sorun yaşaması
ve aşırı tepkiler göstermesi
Ağrı ve acı gibi fizyolojik sorunlardan çok sık
şikayet etmesi
61. Sürekli devam eden kabuslar ve
rahatsız edici görüntüler görüp
bunların aklına gelmesi
Gün boyunca yorgun ve bitkin
görünmesi
Sürekli endişeli ve kaygılı
davranışlar sergilemesi
62. Ailesel koruyucu faktörler
Çevresel koruyucu faktörler
Akran/arkadaş desteği
Etkili toplumsal kaynaklar
63. Göçmen öğrencilerin en çok ihtiyaç
duydukları süreklilik, değişmezlik ve
normallik duygularının oluşması
noktasında öğretmen ve arkadaş
desteği çok önemlidir
Öğretmenlerin oyunlar ve sınıf içi
etkinlikler, çalışmalar ile normallik
duygusunu hem de başarı duygusunu
tatmalarını sağlaması oldukça faydalı
olacaktır.
64. Travma ve stresle mücadele eden öğrencilerin
günlük rutinlerini yazabilecekleri bir zaman
çizelgesi oluşturmak öz denetim kazanmaları
ve kontrol hissini yaşamaları açısından etkili
olacaktır.
Sınıfla kaynaşma sağlanması ve akran desteği
için sınıfa başlangıçta Hoş Geldin kutlaması
yapılabilir. Sonrasında kültürel olarak önem
verilen günlerini kutlamak, tebrik etmek gibi
şeyler yapılarak sınıf içi aidiyet duygusu
geliştirilebilir
65. Göçmen çocukların psikolojik
uyum süreçlerine katkı sağlamak
için ev sahibi öğrencilere akran
eğitimleri verilerek akran desteği
sağlanılabilir. Akran zorbalığı,
yabancılaşma, sosyal izolasyon,
toplumdan kopma ve kendi içine
kapanma gibi durumların
yaşanmaması için de akran
desteği önemlidir
66. Savaş ve çatışma durumundan
etkilenen çocukların uçak ya da
yangın alarmı gibi ani seslere tepki
verebileceği sınıf içindeki
öğrencilerle paylaşılması