Özetle, sol beyin (çoğu insan için) dil becerisini yönetir, doğrusal düşünür, detaycıdır mantıklıdır,sağ beyin ise sezgiseldir ve bütünü algılar, parçalara, detaylara zaman ayırmaz.
Conformity Topic In Social Psychology.pptxNurVural3
Sherif found that when individuals in a group were unsure of the correct answer to a perception task, they would conform to the estimates of others in the group over time. This showed that people conform due to informational social influence when they lack information to make their own judgment. Asch also found high rates of conformity, with participants agreeing with an intentionally wrong group even when the correct answer was obvious, showing normative social influence. Both studies demonstrate the powerful effect of social influence and conformity in groups.
Physical Cognitive Development Early Childood.pptxNurVural3
Physical development in early childhood involves steady growth in height and weight, with body fat declining. Children's brains grow rapidly during this period, reaching 90% of adult size by age 5. This growth is facilitated by myelination and increased neural connections. Motor skills also develop significantly between ages 3-5, with improvements in gross motor abilities like jumping, running, and stair climbing as well as in fine motor coordination.
Development Early Childhood Piaget Theories.pptxNurVural3
Piaget and Inhelder conducted a study using a three mountains task to assess children's perspectives and ability to understand viewpoints other than their own. They found that children aged 4-6 struggled to see from another's perspective, while those 7-9 started to understand different viewpoints and those 9-12 demonstrated a mastery of this skill. The study provided evidence for Piaget's theory of cognitive development and the progression from egocentric thinking to recognizing that others can see things differently. However, the study had limitations such as not accounting for cultural differences and using a more realistic scenario may have yielded different results.
More Related Content
Similar to 3.Algı-l-O Bilişsel Psikoloji ve Nöropsikoloji.pptx
Özetle, sol beyin (çoğu insan için) dil becerisini yönetir, doğrusal düşünür, detaycıdır mantıklıdır,sağ beyin ise sezgiseldir ve bütünü algılar, parçalara, detaylara zaman ayırmaz.
Conformity Topic In Social Psychology.pptxNurVural3
Sherif found that when individuals in a group were unsure of the correct answer to a perception task, they would conform to the estimates of others in the group over time. This showed that people conform due to informational social influence when they lack information to make their own judgment. Asch also found high rates of conformity, with participants agreeing with an intentionally wrong group even when the correct answer was obvious, showing normative social influence. Both studies demonstrate the powerful effect of social influence and conformity in groups.
Physical Cognitive Development Early Childood.pptxNurVural3
Physical development in early childhood involves steady growth in height and weight, with body fat declining. Children's brains grow rapidly during this period, reaching 90% of adult size by age 5. This growth is facilitated by myelination and increased neural connections. Motor skills also develop significantly between ages 3-5, with improvements in gross motor abilities like jumping, running, and stair climbing as well as in fine motor coordination.
Development Early Childhood Piaget Theories.pptxNurVural3
Piaget and Inhelder conducted a study using a three mountains task to assess children's perspectives and ability to understand viewpoints other than their own. They found that children aged 4-6 struggled to see from another's perspective, while those 7-9 started to understand different viewpoints and those 9-12 demonstrated a mastery of this skill. The study provided evidence for Piaget's theory of cognitive development and the progression from egocentric thinking to recognizing that others can see things differently. However, the study had limitations such as not accounting for cultural differences and using a more realistic scenario may have yielded different results.
2. ALGI
Algılama bizim çevreden bize gelen uyarımları anlamlı
hale getirme sürecidir.
Algılama duyum ile başlar. Duyum, çevredeki fiziksel
objelerin yansıttığı fiziksel enerjinin hissedilmesidir/
taranmasıdır.
• Dış çevredeki enerji, duyu organlarımızdaki alıcıları(kulak,
göz, deri..) uyardığı zaman ortaya çıkar.
4. ALGI
Fakat, duyum yoluyla bize gelen uyarılarla dünyayı anlamlı
hale getirmek için algılamaya ihtiyacımız vardır.
Algılama, duyum yoluyla alınan bilgilerin beyin tarafından
organize edilmesi ve yorumlanması sürecidir. Onlara bir
anlam kazandırılmasıdır.
Algılama dinamik, ve süreklidir, ancak hatalara da açıktır.
Genellikle kendi duyumsadığımız ve algıladığımız şeylerin
doğru olduğuna emin oluruz ama bazen sadece
yanılmaktayızdır.
6. Gelen uyarıcıda ‘Anlam’ eğer görsel belirginlikten yüksekse dikkat
filtresinden kolayca geçebilir. Aynı şekilde ‘görsel belirginlik’ te
anlamın önüne geçebilir. Bu iki sürece sırasıyla ‘yukarıdan aşağı
İşleme’(Top-down-Tümdengelim) ve ‘aşağıdan yukarı İşleme‘
Bottom-up-Tümevarım) adı verilmektedir.
Aşağıdan Yukarıya İşleme (Bottom-Up)
Algı alıcılarda başlar. Algının ilk adımı, alıcıların çevreden gelen
uyarıcılar tarafından uyarılmasıdır. Alıcıların uyarılmasıyla başlayan
algılama süreci, aşağıdan yukarı işleme olarak adlandırılır. Bir
kişinin herhangi bir nesneyi algılama süreci kabaca şöyle ilerler.
Nesneden yansıyan ışık gözlerden içeri girer, alıcıları uyarır ve
elektrik sinyalleri korteksteki görsel alıcı bölgelere iletilir. Böylelikle
kişi o nesneyi görmüş olur. Bu örnek, aşağıdan yukarı işlemeye bir
örnek olarak gösterilebilir.
7. Algı önce aşağıdan-yukarı işleme ile başlar. Yani öncelikle
öz niteliklere özgü duyarlı nöronlar ateşlenmeye başlar.
Daha sonraki aşamalarda nesnenin nitelikleri birleştirilir
ve anlamlı nesne oluşturulur. Bu aşağıdan yukarı işlemenin
fizyolojik sürecidir.
Beyinde belirli özellikleri taramaya hassas alıcı nöronlar
bulunmaktadır. Örneğin bazı nöronlar yatay çizgilere, diper
bazıları dikey ya da diğerleri eğik özellikleri almaya
uzmanlaşmıştır. Bunlara ‘özellik tarayıcı nöronlar’ adı
verilir ve sadece dik-yatay gibi basit özellikleri tararlar.
8.
9. Nöronların herhangi bir nesnenin tekil niteliklerine tepki olarak ateşleme yaptığı
düşüncesine göre, nesne algımız, belki de birçok öz nitelik saptayıcı tarafından yapılan
ateşlemenin ortaya koyduğu bilgilerin BİRLEŞMESİ ile ortaya çıkar. Algının tekil
niteliklerin birleşmesi ile yaratıldığı yönündeki bu davranışsal yaklaşımlı düşünce, Irving
Biederman (1987) tarafından öne sürülmüştür. Bu yaklaşım, «Bileşenlerden Tanıma
kuramı (BTK)» olarak adlandırılmaktadır. BTK’ye göre, «GEON»lar aracılığıyla nesneleri
algılarız. Geonlar, nesneleri yaratmak üzere birleştirilen algısal yapı taşlarıdır. BTK’ye
göre, her bir nesne sınırlı sayıda bileşenlerden oluşur ve birçok geon kullanılarak nesne
tasarlanır.
10. BTK’ye göre, nesne algısının temel özelliklerinden biri, geonlarından
yalnızca birkaçını algıladığımızda nesneyi tanıyabilmemizdir. Örneğin,
Biederman toplam dokuz geondan oluşan bir uçağın yalnızca üç geonu
görüldüğünde %78 oranında, altı geonu olduğunda %96 oranında
doğru bir şekilde tanındığını göstermiştir.
11. Nesneleri algılamak bundan ibaret değildir. Algı, alıcılara düşen
igelerden başka, kişinin duruma getirdiklerini içeren bilgileri de
içerir.
Yukarıdan Aşağı İşleme (Top-Down)
Kişinin önceki bilgileri ya da beklentileri ile başlayan algı, yukarıdan-
aşağı işleme olarak adlandırılır. Algının aşağıdan-yukarıya işlemeden
ibaret olmadığı düşüncesi, fizyoloji tartışmasına döndüğümüzde de
ortaya çıkmaktadır. Alıcılardan beyne giden sinyallerin, nesnenin
temel nitelikleri ile ilgili bilgiler taşıdığını görmüştük. Bununla birlikte
bu sinyaller, beyne doğru yolculuk ederken, nesne niteliklerinin
ürettiğinden başka sinyaller de işin içine girer.
12. Algıyı üç bilgi kaynağı belirler:
1) Alıcıların uyarılmasından kaynaklanan bilgiler
2) Nesnenin görüldüğü bir bağlam gibi ek bilgiler
3) Algılayanın bilgisi ya da beklentileri
Gelmekte olan sinyalleri etkilemek üzere, beynin daha üst düzeydeki
merkezlerden yola çıkan bu tip sinyallere geri bildirim sinyalleri
(feedback)denir.
13. Dolayısıyla, fizyolojik bakış açısıyla, bir nesnenin algısı, nesneyi
tasarımlayan sinyallere ek olarak çevrenin diğer yönlerini
tasarımlayan sinyallere ve önceki bilgileri ya da beklentileri temsil
eden geri bildirim sinyallerine dayanır.
Algı sistemi ek bilgileri hesaba katar. Bu nasıl yaptığınıı anlamak için
iki farklı algı tipini ele alacağız:
Büyüklüğün Algılanması
Farklı uzaklıklarda olduğu algılanan, ancak retinadaki imgeleri eşit
büyüklükte olan iki nesne söz konusu olduğunda, algı sisteminin
uzaktaki nesneyi hesaba kattığı, bu nedenle de bu nesnenin gerçek
boyutuyla daha büyük algılandığı çok sayıda çalışmada görülmüştür.
14. Bunun nedeni, günlük deneyimlerimizde uzaktaki nesne retinada,
bize yakın olan çok daha küçük boyutlu bir nesneyle eşit
büyüklükteyse bir imge yaratabilir. Böylece algı sisteminin derinliği
hesaba katma şekli, uzaktaki nesnenin büyüklüğünü daha doğru
algılamamıza yardım eder.
15.
16. Bazen de ek bilgiler sayesinde nesneleri nerede olurlarsa
olsunlar ayni şekilde algılarız.
Nesneleri farklı uzaklıklara gittiklerinde de aynı büyüklükte
algılamamız, büyüklük değişmezliği olarak adlandırılır.
17. Koku Yoğunluğunun Algılanması
Teghtsoonian ve meslektaşları (1978) bir koku değerlendirme
deneyi yapmışlardır.
-koku yoğunluğu deneyi
Araştırmacılar bu değerlendirmelerden katılımcıların puanlama
yaparken koklama gücünü de hesaba kattıkları sonucunu
çıkardılar. Bu durum aynı büyüklük algısının uzaklığı hesaba
katması gibi koku algısında da koklama gücünün hesaba
katıldığını göstermektedir.
18. Bu örnek açıkça gösteriyor ki algı alıcılarda başlasa da diğer bilgi
kaynaklarına da dayanır. Sonuç olarak, algılama sisteminin amacı,
çevredekilerle ilgili doğru bilgiyi sunmaktır. Ayrıca bunun hayatta
kalma bakımından önemi çok açıktır.
Helmholtz’ün Bilinçsiz Çıkarsama Kuramı
Helmholtz bilinçsiz çıkarsama kuramı olarak adlandırılan bir ilke öne
sürdü.
Bilinçsiz çıkarsama kuramı olabilirlik ilkesini içerir. Yani alınan
uyarıcı örüntüsünü ortaya çıkaran en olası nesneyi algılarız.
Böylece Helmholtz, algı sürecini bir problemin çözmede rol oynayan
sürece benzer bir şekilde tanımlamıştır.