4. Sonra “Şimdi ders saati!” diyerek onları yanıma oturttum. “Siz hiç okulda kuş resmi, ağaç ve çiçek resmini, güneşin ve bulutların resmini yaptınız mı?” diye sordum. “Evet” dediler.
5. Ben de “İşte, o resmini yaptığınız şeylerin canlı asıllarına bakalım şimdi” dedim.
6. Çevremizde olanlara tek tek baktıktan sonra “Resimleri mi güzel, asılları mı?” diye sordum, tekrar…
8. “ İşte onları Allah yarattı. Allah, bütün yeryüzünü sanat eserlerinin sergisi olarak düzenledi…
9. Bize de akıl ve düşünme gücü vererek bu sergiye izleyici olarak gönderdi…
10. Dolayısıyla biz de çevremizdeki bu canlı eserlere, tüm güzelliklere “Allah ne güzel yaratmış” diyerek bakmalıyız ve Ona hayranlık duymalıyız…
11. Böyle yaparsak, bizim içimiz de güzelleşir, kalp ve ruhumuzu hem dinlendirmiş hem de güçlendirmiş oluruz…
12. Bu dünyadan gidince de burada seyrettiğimiz bütün güzelliklerin asılları ve sonsuzlarıyla dolu olan Cennete alınırız” dedim.
13. Yedinci sınıfa giden Mehmet, en büyükleriydi ve “Siz buralara bunun için mi geliyorsunuz?” diye sordu. Ben, “Evet, bunun için geliyorum ve her gelişimde çok mutlu oluyorum.” dedim. Ve onlara Cennet’i anlatan bir ayet okudum…
18. “ Rüku da yapıyor mu?” diye sordu, Sevdanur. “Evet“ dedim. “Öğleyin kıyamda duruyor, ikindi vakti de rüku yapıyor.
19. “ Abdest nasıl alıyor?” diye sordu biri… Sonra “Güneş neden batıyor?” dediler.
20. “ Dünyanın öbür yüzünde bulunan kardeşlerimizi aydınlatmak ve oralarda bulunan ilahi sergilerdeki eserleri görmelerini sağlamak için burada batıp orada doğuyor.”
21. “ Biz de, o yeniden gelip bizi uyandırıncaya kadar uyuyup dinleniyoruz.” dedim…
22. Gözleri fal taşı gibi açılmış bana bakarlarken ben ne kadar mutlu olduklarını yüzlerinden okuyordum…